Eğitim Psikolojisi \ 2-2
Sue Dockett - Bob Perry Okula geçiş hem eğitimsel hem de politik alanlarda ele alınan önemli ve tartışmalı bir konudur. Eğitimsel açıdan okula geçiş, daha sonraki akademik ve sosyal başarı ile ilişkilendirilmektedir. Politik açıdan ise çocukların okul için hazır olmaları ve okul ile eğitim sistemlerinin küçük öğrencilerini destekleme becerisi, eğitimde fırsat eşitliğini ve eğitimsel çıktıları destekleme girişimlerinin odak noktasını oluşturmaktadır.
Dockett ve Perry bu süreçte yer alan herkesin algılarına, beklentilerine ve deneyimlerine odaklanarak okula olumlu geçişle ilişkili karmaşık bir dizi konuyu incelemişlerdir.
Okula Geçiş kitabı, Avustralya’da yapılmış
Okula Başlama Araştırma Projesinin
(Starting School Research Project) süregelen bulgularından yararlanmakta ve bu bulguları kapsamlı bir şekilde sunmaktadır. Ayrıca kitap, bu projeden elde edilen bulguları Avustralya, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Asya’daki diğer araştırmacıların bulguları ile karşılaştırarak aralarındaki farkları ortaya koymaktadır. Sonuç olarak bu kapsamlı ve araştırmaya dayalı
Okula Geçiş kitabının, erken çocukluk eğitimi alanında çalışan araştırmacılar, bu alandaki uygulamacılar ve okul öncesi öğretmenliği öğrencileri için çok değerli olacağı düşünülmektedir.
Feridun Balcı Akademik başarıya odaklı eğitim sistemimiz, öğrencilerin sosyal yaşam becerilerinin gelişmesine izin vermemektedir. Bu durum gelecekteki mesleki ve aile yaşantılarındaki ilişkilerini sağlıklı yönetebilmelerini engellemektedir. Ne yazık ki akademik becerilerin gelişmiş olması sosyal becerilerin de gelişmiş olacağı anlamına gelmemektedir. Akran arabuluculuk eğitimleri öğrencilerin yaşadıkları anlaşmazlıklardan kaynaklı ortaya çıkan olumsuz duygularını yönetilebilmeleri için değerli bir fırsattır. Okullarımızda öğrencilerimizin duygusal okuryazarlık becerilerini geliştirerek onları yetişkin yaşamına hazırlayabiliriz.
Okullarında fark yaratmayı amaçlayan “maceracı eğitimcilere” katkı yapabilmek umuduyla…
Aslı Tunca, Ayşe Aypay, Bilge Sulak Akyüz, Dilek Gençtanırım Kurt, Emine Durmuş, Emir Tufan Çaykuş, Fatma Dilek Tel, Mehmet Ertuğrul Uçar, Mustafa Eşkisu, Özlem Çakmak Tolan, Seval Kızıldağ Şahin, Tansu Mutlu Çaykuş, Zekeriya Çam Günümüzde PDR lisans programlarında seçmeli ders olarak yer verilen Okulda Ruh Sağlığı, geçmişte öğretmen okullarında ve öğretmen yetiştiren bütün eğitim kurumlarında zorunlu ders olarak okutulmuştur. Bu da ruh sağlığının korunmasında ve geliştirilmesinde okulun rolünü göstermektedir.
Okulda Ruh Sağlığı kitabının her bölümünün, kendi alanında uzmanlaşmış, o konuyla ilgili araştırmaları ve yayınları olan geniş bir akademik kadro tarafından yazılmış olması takdire değer. Bu konuların Okulda Ruh Sağlığı seçmeli dersinin içeriğiyle örtüşmesi de ayrıca belirtilmesi gereken bir diğer husus. Genel olarak bireyin ruh sağlığını etkileyen faktörler ve özellikle de okul ortamında ruh sağlığını etkileyebilecek durumlar bu kitapta ayrı başlıklar hâlinde “okuyucu dostu” bir yaklaşımla ele alınmıştır. Öğrencilere ve alanda çalışan uzmanlara yararlı olacağını umuyorum.
Kitabın yazarlarından birçoğu ile yollarımızın önce öğrenci-öğretim üyesi olarak daha sonra meslektaşlarım olarak kesişmiş olması benim için bir onur ve ayrı bir mutluluk kaynağı. Her birinin ne kadar titiz ve özverili çalıştıklarına bizzat tanık oldum. Bu yazar ekibinin böyle iyi bir iş çıkarmış olması benim için hiç şaşırtıcı olmadı. Okuyucuların da benzer düşüncelerle kitabı okuyacaklarından eminim.
Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş
Ahmet Togay, Dilek Gençtanırım Kurt, Dünya Baz, Ekrem Sedat Şahin, Emine Feyza Aktaş, İrem Şahin Yoluk, Melike Koçyiğit Özyiğit, Muharrem Koç, Nilüfer Ş. Özabacı, Osman Zorbaz, Özge Can Aran, Özlem Ulaş Kılıç, Selen Demirtaş Zorbaz, Seval Kızıldağ Şahin, Sümeyye Derin, Zerrin Bölükbaşı Macit Okulun eğitim hayatındaki yeri ve önemi hala içinde olduğumuz COVID 19 pandemisi sürecinde çok daha iyi anlaşılmıştır. Okulların fiziki binalardan çok daha fazlası olduğu hem öğretmenler ve öğrenciler hem de ebeveynler tarafından iyice fark edilmiştir. Ayrıca değişen toplum ve günümüz koşulları öğrencilerin duygusal, sosyal, akademik olmak üzere birçok alandaki ihtiyaçlarını farklılaştırmış ve değiştirmiştir. Böylece okullarda rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin de değişen günün ve toplumun koşullarına uygun olabilecek şekilde güncellenmesi ve düzenlenmesi gerekliliği doğmuştur. Bu kitabın okullarda çalışan psikolojik danışmanlar için bir rehber ve öğretmenler için “ortak bir rehberlik anlayışı” kazandırma konusunda etkili olabilecek bir kaynak, aynı zamanda üniversitelerde Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans programlarında ve öğretmenlik programlarında öğrenim gören öğretmen adayları için yararlı bir kılavuz olacağı düşünülmektedir. Kitapta okul psikolojik danışmanlığı ve rehberliği alanının gelişimi, okul psikolojik danışmanlarının yeni rol ve işlevleri ve hizmet alanları, öğrencilerin güncel rehberlik ihtiyaçlarını ele alan konular, okul psikolojik danışmanlığı mesleğinin gelecekteki durumu ele alınmaktadır.
Ahmet Şirin, Ali Karababa, Bülent Dilmaç, Çiğdem Demir Çelebi, Durmuş Ümmet, Halil Ekşi, İlkay Demir, K. Gamze Alçekiç Yaman, Marilena Z. Leana Taşcılar, Mustafa Otrar, Müge Yüksel, Nur Demirbaş Çelik, Şeyma Arslan, Tuncay Akıncı, Volkan Avşar, Zehra Eminoğlu Okullarda Rehberlik ve Psikolojik Danışma kitabı, psikolojik danışman ve öğretmen adayları hedef kitleyi oluşturacak şekilde hazırlanmıştır. Toplumlarda yaşanan psikolojik, sosyal ve ekonomik değişikliklerin, toplumu oluşturan bireyleri de etkisi altına alması kaçınılmazdır. Bu süreç, okullardaki öğrenci davranışlarını da etkileyebilir. Okullarda çalışan psikolojik danışman ve öğretmenlerimizin, öğrencilerde ve yaşadıkları sorunlarda oluşan farklılıkları iyi gözlemleyip bu doğrultuda önlemler alabilecek beceriye sahip olmaları beklenmektedir. Eğitimin ayrılmaz bir parçası olan öğrenci kişilik hizmetleri bağlamında okullarda düzenli bir şekilde planlanabilecek pek çok çalışma bu kitap aracılığıyla mümkün olabilir. Eğitim ortamına uyum ve eğitsel sorunlar ile öğrencileri geleceğe hazırlama rolünü üstlenen okullarımızda mesleki yönlendirme çalışmalarına ilişkin içerik de bu ihtiyacı karşılar niteliktedir.
Ayrıca kitap, içerik ve konuların ele alınış biçimi açısından psikolojik danışman ve rehber öğretmen adayları için de kaynak vasfını taşımaktadır.
Ayşegül Özsolak, A. Dolunay Sarıca, Ömer Karaman, Selen Demirtaş Zorbaz, Seval Kızıldağ Şahin, Asiye Parlak Rakap, Elif Ulu Ercan, Hatice Epli, Melda M. Erbaş, Meltem Dursun Bilgin, Nergis Canbulat, Semra Uçar, Şule Baştemur, Kemal Özbolat, Mehmet Nurullah Akkurt, Hanife Kahraman, Muhammed Musab Aslan, Umut Haydar Coşkun Bu kitap, okullarda sunulan ruh sağlığı hizmetlerine yönelik rehber niteliğinde destekleyici bir kaynaktır. Pandemi dönemi ve sonrası okullarda ruh sağlığı hizmetlerine duyulan ihtiyaçlar dikkate alındığında sunulan hizmetin kapsamı ve niteliği daha da öne çıkmaktadır. Bu ihtiyaç da göz önünde bulundurularak okullarda ruh sağlığını etkileyen faktörler ve sorumluluklara, okullarda sunulan ruh sağlığı yaklaşımlarına, okullarda çocuk ve ergenlerle psikolojik danışmaya, okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise, yükseköğretim dönemlerinde ruh sağlığı hizmetlerine, özel eğitime ihtiyaç duyan ve dezavantajlı bireylerde ruh sağlığı hizmetine, okul ve aile ikliminde riskli durumlara ve kriz durumlarında ruh sağlığı hizmetine, okullarda kültüre duyarlı ruh sağlığı hizmetine, pandemi ve sonrası okullarda ruh sağlığı hizmetine, okullarda sunulan ruh sağlığı hizmeti bağlamında etik ve hukuk konularına yer verilmiştir. Her bir bölümde bölümün doğasına da bağlı olarak öğrenme hedeflerine, yer yer vaka örneklerine, gelişim dönemi bilgilerine, öğrenme sürecini aktif kılabilecek paylaşımlara yer verilmiştir. Okullarda çalışan meslek profesyonellerine, okullarda çalışmayı hedefleyen ruh sağlığı hizmeti sunmaya aday bireylere ve ruh sağlığına ilgi duyan tüm bireylere temel bir başvuru kaynağı oluşturması dileğiyle…
Aykut Günlü, Ayşe Gök Uslu, Binaz Bozkur, Birsen Şahan, Erdal Hamarta, Faika Şanal Karahan, Firdevs Savi Çakar, İzzet Parmaksız, Rukiye Konuk Er, Selim Gündoğan, Suat Kılıçarslan, Tuncay Oral, Yasemin Yavuzer, Yasin Yılmaz Okullarda sık karşılaşılan problemlerin anlaşılması, müdahale yöntemlerinin geliştirilmesi ve ruh sağlığının iyileştirilmesi konusu önemli bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü ruh sağlığı yerinde olan bireyler, kendileri ve çevreleriyle uyum içerisindedirler. Okul yaşamı içinde karşılaşılan problemlerin tanımlanması ve müdahale süreçlerinin anlaşılması için kullanılabilecek olan bu kitap, on iki bölümden oluşmaktadır. Kitabın birinci bölümünde okullarda ruh sağlığının genel tanımına yer verilmiştir. İkinci bölümde çocuklarda ve ergenlerde ruh sağlığını etkileyen faktörlere; üçüncü bölümde çocuklarda ve ergenlerde sık karşılaşılan akademik problemlere; dördüncü bölümde çocuklarda ve ergenlerde sık karşılaşılan sosyal ve duygusal problemlere; beşinci bölümde çocuklarda ve ergenlerde sık karşılaşılan yeme bozukluklarına; altıncı bölümde çocuklarda ve ergenlerde sık karşılaşılan dijital problemlere; yedinci bölümde çocuklarda ve ergenlerde sık karşılaşılan davranışsal problemlere; sekizinci bölümde özel eğitimde ruh sağlığına; dokuzuncu bölümde okullarda ruh sağlığını korumada yönetici, eğitimci, uzman ve aile rollerine; onuncu bölümde okullarda ruh sağlığı ve konsültasyon uygulamalarına; on birinci bölümde okulda kriz ve krize müdahale sürecine; on ikinci bölümde okul temelli önleme müdahalelerine yer verilmiştir. Bu kitap; okul psikolojik danışmanları, psikoloji öğrencileri, psikolojik danışma ve rehberlik öğrencileri, ruh sağlığı çalışanları ve tüm eğitimciler için kaynak kitap olarak katkı sağlayacaktır.
Maggie Kline Travma döngüsünü durdurun, yıkıcı davranışları ele alın ve sınıfınızda nörobilim temelli bir yaklaşımla güvenli ve besleyici bir okul ortamı yaratın.
Amerika Birleşik Devletleri'nde 32 milyondan fazla çocuk, travma semptomlarından muzdariptir. Bazıları, ihmal, istismar, kayıp gibi olumsuz çocukluk çağı deneyimleri (ACE) yaşarken bazıları, tıbbi travma ya da sosyal adaletsizlik gibi durumlarla karşı karşıya kalmaktadır. Toksik travmatik stres, hem beynin hem de bedenin yapısını ve işlevlerini şekillendirmekte ve bu da kaygı, hiperaktivite, agresyon, kapanma, dışa vurma gibi duygu ve davranışlar ile öğrenmeyi engellemekte ve sınıfta kaos ortamı oluşmasına neden olmaktadır.
Aile terapisti, travma uzmanı, okul psikoloğu ve eski bir öğretmen olan Maggie Kline, travma kaynaklı davranışları tanımanızı ve bu davranışları tersine çevirmeniz için bütün beyin ve kalp merkezli araçlar sunarak öğrencilerinizin desteklenmiş ve güvende hissetmelerini sağlıyor. Kendine özgü yol haritası, aşağıda yer alan konuları öğrendikçe tüm okulu saran olumlu sonuçlar elde etmenize yardımcı olacaktır:
• Travmanın bilişsel, duygusal ve davranışsal zorluklara yol açarak çocukların beynini nasıl etkilediği,
• Tepkiselliği yeniden düzenlemek için kanıta dayalı somatik, ilişkisel ve bilinçli farkındalık müdahaleleri,
• Empati, iş birliği ve ait olmayı destekleyecek şekilde K-12 sınıflarının nasıl düzenleneceği,
• Farklı geçmişlere sahip çocukların kendilerini güvende, değerli ve iyi hissetmeleri için sosyal eşitlik uygulamaları,
• Doğal ve insan kaynaklı felaketlerin ardından esnek dayanıklılığı geri kazanmaya yönelik somut adımlar.
PETER SENGE, NELDA CAMBRON, McCABE, TIMOTHY LUCAS, BRAYAN SMITH, JANIS DUTTON, ART KLEINER Öğrenen okulun getirdiği teorik bilgiler ile karşı karşıya kalan eğitimciler, öğrenme disiplinlerini hayata geçirmek için kollarını sıvadıklarında şu sorular ile yüzleşmektedirler:
“İlk etapta ne yapmamız gerekir?
Kendi kadromuz içerisinde sistematik farkındalık veya kişisel ustalık anlayışını nasıl yaratırız?
Öğrenme disiplinleri deneyimi, öğrenciler için denemeye değer mi?
Bu beceri ve uygulamaları, mevcut müfredatımıza ve bize empoze edilen tüm değişikliklere nasıl entegre ederiz?
Ne tür bir öğrenen sınıf ya da okul yaratmak istediğimizi nasıl anlarız?
Dışarıdan gelen baskılara karşı ne yaparız?
Nasıl başlarız?
Nereden başlarız?”
Benzer sorulara cevap bulmak isteyenler için şunları söyleyebiliriz:
Hiçbir kitap bu soruları eksiksiz olarak yanıtlayamaz. Ancak elinizdeki bu kitap, uygulanabilir ve etkin yöntemler sunabilir. Çeşitli devlet okulları, özel okullar, eğitim bölgeleri, yüksekokullar ve üniversitelerdeki eğitimcilerin deneyimlerine ve araştırmalarına dayanan stratejiler bu kitapta bulunmaktadır. Ve size, kendi stratejinizi nasıl geliştireceğinizi gösterebilir. Ebeveynler, öğretmenler, eğitim yöneticileri, uzmanlar, politikacılar ve öğrenciler öğrenen bir okul oluşturmak için birlikte hareket edebilecekleri bir rehber olarak bu kitaptan yararlanabilirler.
Örgütsel öğrenmenin yöntem ve araçlarını benimseyen ve bunların altında yatan teorileri anlamaya çalışanlar, değişim için daha önceden fark edemedikleri kadar çok kaldıraca sahip olduklarını ve nasıl bir değişim istediklerini daha iyi anlıyorlar. Son derece zor; fakat çok önemli bir görevle karşı karşıyayız. Gitgide karmaşık hale gelen bir dünyada yaşayacak öğrencilere hizmet edecek okullar üzerinde yeniden düşünmek için bu kitap bir başlangıç olabilir.
Yararlı olması dileği ile…
Alan Pritchard - Routledge Çoğu öğretmen, çocukların öğrenmelerinin ilerleme kaydetmesi için fırsatlar sunma konusunda yetenekli olsa da genellikle bu süreçte arka planda yer alan teoriyi tam olarak anlamamaktadır. Öğretmenler, günümüzde öğrenme süreci ve bireysel öğrenme tercihleri hakkında bilinenlerin içyüzünü anlayarak bilginin, kavramların ve becerilerin etkili bir şekilde edinimini sağlayacak durum ve yaşantılar oluşturma konusunda daha donanımlıdırlar.
Öğrenme Yolları günümüzde yaygın bir biçimde kullanılmaktadır ve tamamen güncellenmiştir. Öğrenmenin gerçekleştiği, öğretmenlerin öğretim ve planlamalarında kullanabilecekleri yolların, yöntemlerin iç yüzünün daha iyi anlaşılması sağlanmaya çalışılmaktadır. Aşağıdakiler bu kapsamda değerlendirilmektedir:
öğrenmeye genel bir bakış
davranışçılık ve teorinin temelleri
bilişsel ve yapılandırmacı öğrenme
çoklu zeka kuramı
öğrenme stilleri
öğrenme güçlükleri
nöropsikolojinin etkisi
teorinin uygulamayla ilişkisi
Öğretmen adayları, öğretmenler ve çeşitli nedenlerle öğrenme ile ilişkisi olan tüm ilgililer için yazılmış olan Öğrenme Yolları, daha ileri düzeyde çalışmalar yapmayı amaçlayan ve konuya giriş ihtiyacı hisseden öğrenciler için değerli bir başlangıç görevi görür.

Alan Pritchard; Warwick Üniversitesi, Warwick Eğitim Enstitüsünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Matthew H. Olson, B. R. Hergenhahn, Pearson Öğrenmenin Kuramları kitabının yazarları Matthew H. Olson ve B. R. Hergenhahn tüm kuramlar hakkında çok fazla kaynak tarayarak, çok değerli seçkiler yaparak bu eseri alandaki öğrenci ve akademisyenlere sunmuşlardır.
Bu kitap, ABD ve diğer ülkelerde öğrenme alanında en değerli kitaplardan biri olarak kabul görmektedir. Eserde, öğrenme psikolojisi ve kuramları hakkında ülkemizde şimdiye kadar çevrilmiş ve yazılmış kitaplardan çok farklı bir bakış sunulmakta ve çok üst düzeyde analizler yapılmaktadır. Her bölümde, öğrenmenin temel kuramları açıklanırken bölümün sonunda kuramın öğrenme alanına getirdiği katkılar ve kuramla ilgili eleştiriler hatta zaman zaman kuramcının kendi kuramına yönelik eleştirileri de sunulmaktadır. Ayrıca, hemen akabinde her kurama farklı katkılar sağlayan diğer kişilerin görüşlerine de yer verilmektedir.
Yalnız eski kuramlara değil, öğrenmeye daha farklı bakışlar getiren yeni yaklaşımlara da bu kitapta yer verilmiştir.
Öğrenmenin Kuramları kitabı, öğrenme alanında büyük bir boşluğu dolduracak ve eğitim fakültelerinin bütün bölümlerinde lisans öğrencileri için; psikoloji bölümlerinde hem lisans, hem yüksek lisans, hem de doktora öğrencilerinin eğitimleri sırasında yararlanabilecekleri en temel kaynaklardan biri olacaktır.
Robert F. DeVellis, Sage Kişilik örüntülerini belirlemek, var oluşundan bu yana psikolojinin uğraşları arasında olmuştur. Başlangıçta zekâyı değerlendirmeye yönelik ortaya çıkan psikolojik testler, günümüzde sadece psikolojinin değil sağlık, sosyal ve eğitim bilimleri gibi birbirinden oldukça farklı alanlarda çalışan uzmanların da odağında yer almaktadır. Bu sebeple de Türkçede ölçek geliştirmeyi anlatan eserlerin var olması önem taşımaktadır. Yurt dışında ölçek geliştirmeyi anlatan önemli isimlerden olan Robert F. DeVellis, Ölçek Geliştirme: Kuram ve Uygulamalar kitabını onlarca yılın deneyimiyle geliştirmiştir. Özellikle psikolojik testlere yönelik ABD’de merkezlenen, uluslararası akademik ve uygulayıcı uzman çevresinde otorite olarak kabul gören, sağlık ve kişilik psikolojisi alanında ölçme araçlarını geliştiren, uygulayan ve dağıtan kurumlardaki deneyimleri, ölçek geliştirmede adım adım referans çerçevesi geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Bu yüzdendir ki Türkçeye çevrildiği zamanda kitaba yapılan uluslararası atıf sayısı yaklaşık olarak on bindir. Böylece günümüzde birbirinden oldukça uzak coğrafyalarda, pek çok farklı disiplinde ölçek geliştirme amacıyla çalışmalar yürüten uzmanların başucu kaynağı niteliğini korumaktadır.
Ölçek geliştirme, adım adım ve her adımının iyi planlanması gereken bir iştir. Kitap, ölçek geliştirmeyi en temel düzeyden şu an hâlihazırda klasik test kuramı ve modern test kuramının en ileri düzey olarak kabul edilen işlemlerine kadar getirmektedir. Temel ölçek geliştirme süreçlerinin yanında, ölçek geliştirme sonrasında ölçeğin taşıması gereken kullanışlılık, geçerlik ve güvenirlik kanıtlarının nasıl aranacağına yönelik ipuçları sunan kitap, ayrıca yapısal eşitlik modellemeleri ve madde tepki kuramı hakkında da kapsamlı, aydınlatıcı bilgiler sunmaktadır. Kitap, ölçek geliştirme sürecinde kuramsal temelin önemini detaylı bir şekilde anlatarak tipik hataların önüne geçme konusunda detaylı bilgiler içermektedir. Bu güçlü özellikleriyle, ölçek geliştirmeyi kolay, anlaşılır ve zevkli bir süreç hâline getirmektedir.
Aydın Bayad, Bilal Afşin, Deniz Işıker Bedir, Devrim Kalkan, Ekin Emiral, Ercan Şen, Ezgi Ildırım, Halime Ünver-Aba, Hüseyin Çakal, M. Siyabend Kaya, Meryem Şahin, Selin Tekin, Simge Şişman Bal, Şakir Yılmaz, Yasemin Gülsüm Acar Psikolojinin ilgi alanına giren konular insanlık tarihinin başından beri var olsa da, psikoloji son 150 yıldır bir bilim olarak kabul edilmiştir. Türkiye'de ve dünyada popüler bir bilim olan psikolojinin büyük ilgi görmesi, bu alanla ilgili eserlerin de ilgi görmesini sağlamıştır. Bu kitap, bir yönüyle bir tarih kitabı olsa da aslında klasik bir tarih kitabı olma iddiasında değildir. Daha ziyade psikolojide var olan ekollerin tarihsel bağlamını, bu ekollerin ortaya çıktığı dönemle olan bağlarını ve bu ekolleri var eden bilim insanlarının hayatlarını da dâhil ederek anlatmayı amaçlamaktadır. Bunu yaparken hem ilgili dönemin önemli teorisyenlerine hem de dönemin şartlarına ve ruhuna atıfta bulunmaktadır.
Bu kitapta, psikolojinin felsefi temellerine ve felsefeden ayrılıp bağımsız bir bilim olma yolculuğuna değinilmiş olmakla birlikte aslında bir modern psikoloji tarihi anlatısı vardır. Psikoloji tarihi alanında yazılmış Türkçe eser açığını kapatma iddiasında olan bu kitapta, hem güncel konuları içeren hem de ders kitabı formatında öğrencilerin de ilgisini çeken bir anlatı inşa etmek amaçlanmıştır.
Ahmet Akın, Ümran Akın, Banu Yıldız, Fatih Usta, Taner Demir, Nihan Çitemel, Eyüp Çelik, Serhat Arslan, Mehmet Emin Turan, Recep Uysal, İbrahim Demirci, Halime Güngör Güncel psikolojik kavramlar kitabını oluştururken son yıllarda ortaya çıkmış ve daha önceki kaynak kitaplarda yer almamış yeni kavramları keyifli bir anlatımla tanımlamaya çalıştık. Güncel kavramları tanımlarken bu kavramların tarihsel gelişimine, hangi kavramlarla ilişkili olduğuna, daha önceden yapılan araştırmalara değinerek teorik altyapısını inceledik. Ayrıca kitapta yer alan kavramların ölçülebilir olmasına dikkat ettik. Daha önceden yayınladığımız Psikolojide Kullanılan Güncel Ölçme Araçları: 1-2-3 adlı kitabımızı inceleyerek bu kitapta yer alan kavramların ölçme araçlarını bulabilirsiniz. Sonuç olarak yaklaşık beş senelik bir çalışmanın ve azimli bir ekibin ürünü olan bu kitabın, güncel psikolojik kavramların anlaşılmasına yardımcı olacağını, yeni araştırmalar hakkında fikir vereceğini ve yapılacak araştırmaların teorik altyapısının tasarlanmasına katkı sağlayacağını umuyoruz.
Elif Güneri Yöyen Bilim dalları arasında en genç olanlarından biri olmasına rağmen her geçen gün artarak çoğalan onlarca makale, kitap ve araştırma ile baş döndürücü bir üretime sahip olan psikoloji bilimi; gelişen, değişen, dönüşen dünya ve insan olgusunda olağanüstü bir hızda üretmeye devam etmektedir. Bu müthiş bilimsel üretim hızında psikoloji biliminin doğasında insanın olmasının şüphesiz büyük bir payı vardır, bir diğer pay da teknolojinin gelişimine paralel olarak kaynaklara hızlı ulaşılmasının getirdiği kolaylıktır. Dünyanın neresinde psikoloji üzerine bir çalışma yapılırsa yapılsın, internet üzerinde aynı gün geniş bir araştırmacı kitlesi bu çalışmadan haberdar olabiliyor ve bilgi aynı gün dünyanın her yerinde kullanıcısına ulaşabiliyor. Ancak internette her zaman var olan bilginin gerçeği yansıtmadığı, kirli bilginin de yer aldığı bir gerçektir. Özellikle pratikte gerek akademisyenlerin ve gerekse psikoloji lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin veya psikoloji üzerine çalışma yapan diğer bilim dalları mensuplarının internette var olan ölçek, envanter, test gibi psikolojik ölçme değerlendirme araçlarını kullandıkları ancak bu araçların yanlış, eksik veya yetersiz bilgi içerdiği ve bu sebeple çalışmalarda zorluk yaşandığı sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
İki yıllık bir araştırma ve emeğin ürünü olan bu kitap, bu gerekçeyle ve ihtiyaçla kaleme alınmıştır. Amaç, yapılacak olan çalışmalarda psikolojik ölçme değerlendirme araçlarına doğru kaynaktan erişimi sağlamak üzere bilimsel ve kişisel bir katkı sunmaktır. Elbette psikolojide kullanılan ölçme ve değerlendirme araçları bu kitaptakiler ile sınırlı değildir. Ancak kitapta yer alan 167 ölçme ve değerlendirme aracı klinik, adli, eğitim, gelişim, sağlık psikoloji alanında sıklıkla kullanılan, geçerlilik ve güvenilirliği yapılmış örneklerdir.
İbrahim Ethem Özgüven Dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde de “psi­kolojik testler”, içinde bulunduğumuz yüzyılın başlarında daha çok diğer ülkelerde geliştirilen testlerin “tercümesi” hareketi olarak başlamış, testler üzerinde geliştirici bir emek ve çaba gösterilmemiştir. Bugünkü anlamda madde yazma, test düzenleme, uygulama, madde analizi yapma, iyi soruları seçip son testi hazırlama, geçerlik ve güvenirlik ça­lışmasını yapma 1950'li yılların ortalarında başlamıştır. 1950'lerden bu yana geçen sürede ülkemizde ölçme tekniği ve psikolojik testler ve test geliştirme alanlarında önemli kuruluşlar oluşturulmuştur.
Testler konusunda artan talep; psikolojinin, psikolojik testler dalının diğer dallara göre ülkemizde hızlı gelişmesini sağlamıştır. Psikolojik Testler kitabı; “test geliştirme”, “psi­kolojik testlerin uygun şekilde kullanılması ve elde edilen puanların uygun şekilde yorumlanması”, “psikolojik testler­den özellikle ülkemizde bulunanların tanıtılması” konularına ağırlık vermiştir.
Bu kitap, üniversitelerin psikoloji, psikolojik danışma, psikiyatri, ölçme ve değerlendirme, program geliştirme, çocuk gelişimi ve eğitimi, mesleki ve teknik eğitim, özel eğitim, sınıf öğretmenliği, sosyal hizmetler ve diğer ilgili bö­lümlerde uygulanan lisans ve kısmen lisans üstü program­larda psikolojik testlerle ilgili okutulabilecek bir “ders kitabı” olarak hazırlanmıştır.
Metin Çelik Günümüz modern toplumlarında, eş seçiminden iş görüşmelerine kadar yaşamımızın her alanında karşımıza çıkan uyum kavramı, insan yaşamında gittikçe önem kazanan bir kavram haline gelmektedir. Birçok insan günlük yaşamında uyum kavramını sık sık dillendirmektedir. İşte bu kitap da günlük yaşamımızda anlamını tam olarak bilmeden, sürekli olarak kullandığımız ruh sağlığının bir ölçütü olan uyum kavramının doğasını okurlarına tanıtmayı amaçlamıştır. Bu kitabı okuduktan sonra hem uyum düzeyinize ilişkin farkındalık düzeyiniz artacak hem de diğer insanların uyum düzeylerine ilişkin daha sağlıklı bir bakış açısı kazanacaksınız.
Kitabın ilk bölümünde uyum kavramının daha iyi anlaşılabilmesi için ruh sağlığı anormal ve normal davranış kavramlarına, ikinci bölümde, uyum kavramının kapsamı ve temel öğelerine, üçüncü bölümde uyum kavramını açıklayan psikolojik kuramlara, dördüncü bölümde, özellikle gençlerin uyum düzeyini bozan faktörlere, beşinci bölümde ise üniversite öğrencileri açısından kritik önemi olan uyum düzeyini düşüren psikolojik belirtilere yer verilmiştir.
Kitabın, psikoloji bilgisini derinleştirmek, uyum düzeyine ilişkin farkındalık düzeyini arttırmak isteyen bireylere ve alan çalışanlarına (psikolog, pdr, sosyal hizmet) faydalı olacağını umuyoruz.
İlyas Göz Yalın gözle göremediğimiz bir yıldız bize yol gösteremez, ta ki bir astronom o yıldızı etraflıca inceleyip bize tanıtıncaya kadar; işte o zaman o yıldızın parıltısı, entelektüel dünyamıza nüfuz ederek ufkumuzu aydınlatır. Giriş bölümünde ben bir astronomun yaptığını yaptım: Rahle-i tedrisine oturduğum ve uzun yıllar yakınında bulunduğum Yılmaz Özakpınar'ı ve onun bilimi nasıl ayrı bir değer hâline getirdiğini kendisine dair anılarımla anlattım.
İkinci bölümde ise Yılmaz Özakpınar'ın verdiği psikoloji doktora dersleri esnasında tutmuş olduğum ders notlarım yer almaktadır. Bu notları okuyan psikoloji öğrencileri, çok farklıymış gibi görünen derslerde edindikleri psikoloji bilgilerini, bir bilgisayarın yaptığı gibi belleklerinde “muhafaza etmek” yerine psikoloji bilimini var eden teorik eksen etrafında birbiriyle bağlantılı şekilde örgütleyebilecektir; böylece ilişkisiz gibi görünen söz konusu bilgiler, ansiklopedik bilgiler olmaktan kurtularak kalıcı bir anlayışa dönüşebilecektir. Psikoloji alanında yüksek lisans ve doktora yapan öğrencilerin böyle bir teorik donanıma daha fazla ihtiyaç duyacakları açıktır. “Tez Hazırlayacak Olanlara Öneriler” alt başlığı özellikle onlara yöneliktir.




Ahmet Rıfat Kayış, Banu Yıldız, Ezgi Ekin Şahin, Hüseyin Öztürk, İlknur Yeniçeri, İsmail Yelpaze, Kerem Coşkun, Mehmet Sarıçalı, Meryem Demir Güdül, Osman Hatun, Özge Canoğulları, Sinan Okur, Şeydi Ahmet Satıcı, Tuba Aydın Güngör, Yalçın Kanbay, Zeynep Ayça Terzioğlu Bu kitabı okumaya başladığınıza göre psikolojiye karşı ilgi ve merakınız olduğunu düşünebiliriz. Psikoloji, insan olarak “ben”i açıklama gayretinde olması nedeniyle neredeyse herkesin ilgisini bir noktada çekmektedir. Kimi kendisini anlamak ister kimi hayat arkadaşını, patronunu kimi çocuğunu kimi de ebeveynlerini. Yani insanı, en başında da kendimizi anlama çabası, bizleri psikolojiyi öğrenmeye götürür. Anadolu’nun ünlü halk şairi Yunus Emre’nin sıklıkla kullandığımız dizeleri gibi “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır”.
Ancak bu kendini bilmek, kendini öğrenmek, kendini keşfe çıkmak çoğu zaman bilimi kendi çıkarları doğrultusunda bir kazanca çevirenlerin elinde oyuncağa da dönüşebilmektedir. Nitekim psikolojiyi doğru anlayamamak, “Sen şimdi benim aklımdan geçenleri okuyor musun?” sorusunun da hedefi hâline gelmenize neden olabilir. “Ben de psikolojiyle ilgileniyorum.”, “Biz de psikolojiden anlarız, kişisel gelişim kitaplarına bayılırım.” gibi cümleler de bu alanda uzmanlaşacak olanların sık sık duyacağı şey­lerden birkaçı olacaktır. Peki, psikoloji gerçekten de her ilgisini çekenin birkaç kitap okuyarak uzmanlaşabileceği bir alan mıdır? Bu soruya içinizden “Hayır.” cevabını verdiğinizi tahmin edebiliyorum. Yine de psikolojiyi fazla popülerleştirip bilimden uzaklaştırmak da yalnızca bilim insanlarının eline bırakıp elitist bir şekle sokmak da aynı derecede tehlikeli olabilir. Çünkü bilim, insanlara ulaştıkça ve yaşamın içinde canlı bir organizma gibi gelişmeye devam ettikçe ancak faydalı olacaktır.
Psikoloji bilimi, asırlar önce filozofların insanı anlamaya yönelik sordukları sorulara verdikleri cevaplarla şekillenmiş ve ardından fizyolojik çalışmalar temelinde bir bilim olarak doğmuştur. Psikoloji, günümüze kadar hakkında yüzlerce kuram ve milyonlarca kavram yazılarak bugün hâlâ merakımızı canlı tutmaya devam etmektedir. Biz de bu Psikolojiye Giriş adlı bu kitapta, yüzyıllardır insan davranışlarını anlamaya yönelik çabaları literatürdeki yeni çalışmalarla birleştirerek sizin ilginize sunuyoruz.
Susan M. Brookhart Eğitimciler, öğrencilerin "üst düzey düşünme"lerinin önemli olduğunu biliyor. Peki üst düzey düşünme nasıl bir şeydir? Farklı branşlardaki öğretmenler bunu nasıl belirleyebilir? Yazar, danışman ve geçmişte bir sınıf öğretmeni olan Susan M. Brookhart bu soruları yanıtlıyor ve dahası öğrencilerin, öğretim programlarında vurgulanan bu karmaşık düşünme türünü gösterip göstermediğini belirleyebilmeleri için öğretmenlere basit ve kullanışlı bir rehber sunuyor.
Brookhart, durum belirlemenin genel ilkeleri ve üst düzey düşünmeyi belirlemenin ilkelerine değinerek başlıyor. Ardından, sık kullanılan taksonomilerin basamakları ışığında üst düzey düşünmenin farklı yönlerini tanımlayıp açıklıyor ve aşağıdaki alanlarda durum belirlemenin nasıl yapılabileceğine ilişkin bir rehber sunuyor:
• Analiz, değerlendirme ve yaratma • Problem çözme
• Mantık ve akıl yürütme • Yaratma ve yaratıcı düşünme
• Muhakeme
Kitapta, Ulusal Eğitsel Süreçlerin Belirlenmesi’nden (NAEP) ve sınıf öğretmenlerinin hazırladığı çoktan seçmeli ve açık uçlu maddeler ile performans görevlerinden örnekler verilmiştir. Okuyucular, öğrencilerinin gelişimini izlemede biçimlendirici durum belirlemeyi ve puan vermek için değer biçici durum belirlemeyi nasıl kullanacaklarını öğrenecekler.
Tüm branşlardan ilkokul, ortaokul ve lise öğretmenlerini hedefleyen “Sınıfınızda Üst Düzey Düşünme Becerilerini Nasıl Belirlersiniz?"; artan bir öneme sahip olan öğrencinin okuldaki -ve hayattaki- başarısı ile ilgili temel bir öz geçmiş, sağlam öneriler ve özenli bir anlayış sunmaktadır.
Abdullah Nuri Dicle, Ayten Doğan Keskin, Cengiz Şahin, Faruk Caner Yam, Gülhan Gökçe Ceran Yıldırım, Hatice Kumcağız, Melek Demir, Nerimal Aral, Ozan Korkmaz, Selen Demirtaş Zorbaz, Seval Kızıldağ Şahin, Yasin Demir, Yaşar Barut, Yeliz Tiryaki Göksu, Yücel Öksüz Teknoloji, günümüz insanının yaşamlarının neredeyse her alanlarında yer almaktadır. Bireyler, teknolojiyi; ulaşım, iletişim, alışveriş, eğlence vb. birçok alanda kullanmakta ve bu durum hayatlarını kolaylaştırmaktadır. Teknolojik gelişmeler, bireylerin günlük yaşamlarını kolaylaştırmasının yanı sıra birçok sorun alanının ortaya çıkmasına neden olmuştur. İnternetin bireylerin hayatına girmesiyle birlikte internet bağımlılığı, oyun bağımlılığı, kısa mesaj bağımlılığı, akıllı telefon bağımlılığı gibi teknoloji temelli sorunlar tanımlanmaya başlamıştır. Teknoloji bağımlılığı olarak genel bir tanım altına alınan bu sorunlar, giderek daha karmaşık ve anlaşılması zor sorun alanlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu kitap; siber uzamın neden olduğu teknoloji bağımlılıklarını, ortaya çıkış nedenlerini, bireyler üzerindeki etkilerini, araştırma sonuçlarını ve bu teknoloji bağımlılıklarını değerlendirmeye yarayan ölçme araçlarını tanıtmayı hedefleyen, teknoloji bağımlılıklarını ve diğer sorun alanlarını bir bütün hâlinde sunan, teori ve araştırma odaklı bir çalışmadır. Bu kitap teknoloji bağımlılıkları konusunda çalışma yapan araştırmacılara önemli bir kaynak olması ümidiyle birçok üniversiteden alanında uzman akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır ve mevcut teknoloji bağımlılıklarını ve diğer sorun alanlarını bütüncül bir bakış açısı ile ele almasından dolayı okuyucuların herhangi bir teknoloji temelli sorun alanını her yönüyle anlamalarına önemli katkılar sağlayacaktır. Bu nedenle bu kitap; teknoloji bağımlılıkları alanında çalışma yapan akademisyenlere, ruh sağlığı uzmanlarına ve bu konuda merakı olan tüm bireylere yönelik kapsamlı bir kaynak niteliğindedir.
Paul A. Alberto, Anne C. Troutman Bu kitabın çevirisine bir grup meslektaşımla bir yıl önce başladık. Ayrıca bu kitabın farklı bölümlerini çeviren ve gönüllü olan meslektaşlarımla yoğun ve özverili çalışarak içeriğin doğruluğu ve tutarlılığı için çaba harcadık.
Sosyal önemi olan davranışların kazandırılmasında uygulamalı davranış analizi stratejilerinin özellikle özel gereksinimli bireylerin eğitiminde etkili sonuçlar verdiği araştırma sonuçları ile belgelenmiş bir gerçek olması sebebiyle, her bölümde sunulan yöntem, strateji ya da tekniklere ilişkin uygulama örneklerini de olabildiğince anlaşılır biçimde sunmaya çalıştık. Öğretmen yetiştiren fakültelerin bazı bölümlerinde ve bilhassa Özel Eğitim ve Eğitim Bilimleri alanlarında çalışan özel eğitimciler, psikologlar, psikolojik danışman ve rehber öğretmenler, diğer alan uzmanları ve ailelerin sık sık Türkçe'sine ihtiyaç duydukları bu kitabı tercüme ederek alana kazandıran meslektaşlarıma minnettar olduğumu belirtmekten onur duyarım.
Ülkemizde üniversitelerde yıllardır 'Uygulamalı Davranış Analizi' dersleri okutulmasına rağmen bu konuda bir kitabın eksikliği yaşanıyordu. “Applied Behavior Analysis for Teachers (Eğitimciler İçin Uygulamalı Davranış Analizi)” adlı bu kitabın Türkçe'ye çevirisi yapılarak ülkemize kazandırılmasına öncülük eden Nobel Akademik Yayıncılığın sahibi ve meslektaşımız Sayın Nevzat Argun'a ve emeği geçenlere teşekkürlerimi sunarım.
İyi öğretmen yetiştirme çabalarımız, öğrencilerimizin iyi örnekleri öğrenmesi ve uygulaması için bu kitabın içeriğinin onlara tam olarak aktarılması gerekliliğine olan inancımızla, bu kitabın sadece alanda çalışan ya da çalışacak olanların değil, ilgi ve ihtiyaç duyan herkesin ve hatta 'Çocuğumun davranışlarını nasıl geliştirebilirim ve problem davranışlarıyla nasıl baş edebilirim?' sorusunu soran aileler, uzmanlar ve yöneticilere yararlı olacağına gönülden inanıyorum. Bu kitap bir öğrencinin değiştirilmesi hedeflenen davranışının belirlenmesine, tanımlanmasına, bu davranışların kayıt edilmesine, uygulamanın nasıl olacağına karar verilmesine, ne kadar süre uygulanacağına, uygulama süresince verilerin nasıl toplanacağına, toplanan verilerin nasıl analiz edileceğine, verilerin grafiklendirilmesi ve sunulmasına yönelik engin bilgiler içermektedir.
Metnin kolay okunabilir ve anlaşılabilir hâle getirilmesi için harcanan çabalara rağmen, bazı hatalar çıkabilecektir. Okuyucularımızın katkılarıyla, bu hataların diğer baskıda hemen düzeltileceğini ve bilginin onlara en doğru biçimde ulaşmasını sağlamaktan mutlu olacağımızı belirtmek isterim.
Öğretmenler, aileler, uzmanlar, yöneticiler ve öğretim elemanlarının bu kitaptan yararlanarak davranış değiştirme sürecini daha profesyonelce yürüteceklerine olan inancım yüksektir. Ben ve meslektaşlarım kitabın çevirisine yönelik gelecek her türlü eleştiriyi içtenlikle kabul ederek bir sonraki baskıda hemen düzeltilmesini sağlayacağımızı bir kez daha belirtir, bireylerin olumlu davranışlar kazanmasında kitabın temel kitap olduğunu vurgulayarak siz değerli okuyucularımıza sunmaktan kendim ve meslektaşlarım adına onur duyarım.
David Cox Yaratıcı düşünme, zihninizi açmakla ve her şeyi yeni bir şekilde görmekle ilgilidir. Bu beceriyi edinmek inanılmaz bir şekilde özgürleştirici olabilir. Daha da iyisi, yaratıcı düşünmenin pratik şekillerde nasıl uygulanabileceğini öğrenmektir. Yaratıcı düşünme, hayatınızın her alanında daha büyük bir başarı ve memnuniyet kazanmanızı sağlayacak olan bol miktarda yeni olasılığa açılan bir beceridir. Yaratıcı Düşünme For Dummies kitabında, daha yaratıcı bir şekilde yaşamak ve hayatın tüm zorluklarına yenilikçi çözümler bulmak için öğrenmesi ve kullanması kolay tekniklerin yanı sıra beyninizin fikir üretme vitesini yükseltecek olan güçlü araçları keşfedeceksiniz.
• Kalıpların içinde düşünün! Beyninizin neden bu şekilde çalıştığını; psikolojinin ve sinirbilimin yaratıcı düşünmeyi engelleyen şeyler ve bunların üstesinden nasıl gelinebileceği konusundaki açıklamalarını keşfedin.
• Harekete geçin! Bir işe tamamen odaklanabilmek ve bunu yaparken kendinizi rahat hissedebilmek için Leonardo da Vinci'nin yaratıcı yaşam prensiplerini de içeren basit ve kanıtlanmış teknikleri kullanın.
• Beyin fırtınası yapın! Beyin fırtınası, yanal düşünme alıştırmaları, görselleştirme ve daha fazlası sayesinde en göz korkutucu problemlere bile yenilikçi çözümler bulun.
• Yarın yokmuş gibi tasarlayın! Zihin haritalama, kelime oyunları, karalama, hikâye anlatma ve diğer eğlenceli ve kolay teknikler sayesinde hızlı bir şekilde muhteşem yeni fikirler üretin.
• Yaratıcılığınızı iş hayatınıza taşıyın! İş hayatınızda fark edilmek, daha iyi iş ilişkileri kurmak ve kariyerinizde yükselmek için yaratıcı düşünmeyi nasıl kullanabileceğinizi öğrenin.
• Hayal gücünüzü kullanın! Yaratıcılığı günlük hayatınızın nasıl ayrılmaz bir parçası haline getirebileceğinizi ve nasıl daha fazla mizah, mutluluk ve eğlence içeren bir hayat yaşayabileceğinizi öğrenin.
Kitabı açın ve
• Yaratıcı düşünmenin ne olduğunu ve onun beyinde nasıl gerçekleştiğini
• Kendinizi daha yaratıcı bir şekilde yaşamaya açmanın yollarını
• Hayal gücünüzü nasıl serbest bırakabileceğinizi ve yaratıcılık potansiyelinizin nasıl farkına varabileceğinizi
• Hızlı bir şekilde harika yeni fikirler üretmek için kullanabileceğiniz araçları
• Yaratıcı problem çözme tekniklerini
• Beyninizin tamamını kullanarak düşünme sayesinde zihninizi geliştirmek için kullanabileceğiniz metotları
• Daha hızlı ve daha iyi öğrenmenin ve daha çok şey hatırlamanın püf noktalarını
• İş hayatınızda daha yaratıcı olmak ve yaratıcılığın işinize yaramasını sağlamak için kullanabileceğiniz fikirleri keşfedin.
A. Şebnem Soysal Acar, Aysun Ünal, Derya Durusu Emek Savaş, Derya Evgin, Duygu Hünerli, Elifcan Cesur, Esra Kısacık, Ezgi Ildırım, Gözde Emik Aksoy, Gülşah Sevinç, Hilal Aydın, İpek Ergönül Hürman, Kızbes Meral Kılıç, Mehmet Sağlam, Mustafa Çetin, Nakşidil Torun, Nazan Kaytez, Ramazan İnci, Seren Düzenli Öztürk, Yelda Kublay, Yeşim Yurdakul, Zeliha Yazıcı Günümüz “modern” yaşamında üstesinden gelmek için yoğun çaba sarf ettiğimiz çok sayıda sorunla karşı karşıya kalmaktayız. Dakiklik, etkin ve doğru karar verme, işlevsellik ve haz ilkesi sarmalındaki modern insanın kuşkusuz en büyük yardımcısı, kurgusal yapısıyla beyin ve onun iz düşümü zihindir. Beynin söz konusu süreçleri yönetebilmesinde etkin olansa bazı davranışlarımızın otomatik veya çok da düşünmeden gerçekleştirilmesi, bazılarının ise çok daha ayrıntılı ve kapsamlı düşünmeye ihtiyacının olmasıdır. Bu işleyişten sorumlu pek çok zihinsel yapı vardır. Bu kitabın odak noktası ise bu yapılardan birisi olan yönetici işlevlerdir.
Yaşadığımız ortama daha iyi uyum sağlamamızda etkili olan yönetici işlevler; zihnimizi hızlı bir şekilde değiştirmemizi, uygunsuz düşünce ve davranışlarımızı engellememizi, mevcut ve/veya ileride yapacağımız eylemlere ilişkin plan oluşturmamızı, uygulamamızı ve plan tamamlanana kadar sebat etmemizi ve sosyal ilişkilerimizin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlar. Beynimizin frontal lob işleyişiyle yakından ilişkili olan yönetici işlevler, bir amacı incelemek ve ona ulaşmak için gerekli olan üst düzey bilişsel yetenekleri kapsayan bilişsel süreçler kümesidir.
Kitabımız; alanında uzman, çok sayıda bilimsel çalışması olan bilim insanları tarafından kaleme alınmıştır. On yedi bölümden oluşan kitapta; yönetici işlevler ve bileşenleri, çalışma belleği, bilişsel esneklik, ketleyici kontrol, problem çözme, zaman yönetimi, planlama/organizasyon, sosyal beceriler, zihin kuramı ve yönetici işlevler, öz düzenleme ve yönetici işlevler, duygu düzenleme, erken çocukluk eğitiminde yönetici işlevler, yönetici işlevler ve akademik beceriler, nörolojik ve psikiyatrik bozukluklarda yönetici işlevler ile yönetici işlevler ve suç konuları üzerinde durulmuştur.
Yönetici işlevler ile ilgilenen okurlara ışık olacağını umduğumuz kitabımızın yönetici işlevlerle ilk defa karşılaşan okur için tadımlık bir başlangıç, bilgi sahibi olanlar için son yazının gözden geçirildiği ve yeni sorulara gebe bir okuma olacağına inanıyoruz.