Dijital Medya \ 1-2
Gökmen H. Karadağ AB'nin fikir babalarından Jean Monnet, “Teknokratlar önce Avrupa'yı inşa etmeliydiler, siyasetçiler ve halk ellerini onun üzerine koymadan önce.” demişti. Bu sözlerden yıllar sonra AB'nin kalbinde, Brüksel'de, bir sabah evi basılan, belge ve kayıtlarına el konulan Stern muhabiri Hans Martin Tillack ise “Artık Burma'nın Brüksel'den daha kötü bir yer olduğundan çok emin değilim.” dedi.
Tabii ki sadece bu uç örneklerin belirlediği bir manzara yok karşımızda ama demokrasi, kamusal alan, kimlik gibi konularda meşruiyet sorunları yaşayan bir yapı ve değişen, yeniden biçimlendirilmek istenen bir medya var. “Gazetecilik gazeteciliktir.” diyenlerin kulağına biraz garip gelse de “Avrogazetecilik” diye uluslaraşırı bir olgu türedi.
Avrupa gazeteciliği nasıl şekilleniyor? Bununla bağlantılı bir Avrupa kamusal alanı ya da iletişimsel alanı var mı? Yeni Avrupa gazetecisinden kim ne istiyor ve ne bekliyor? Avrupa'da medya sahipliğindeki yoğunlaşma ne durumda? Avrupa işitsel-görsel politikalarının altında ne yatıyor? Güçlü bir kamu yayıncılığı geleneğine sahip kıtada kamu yayıncıları ne durumda? AB gibi dev bir bürokratik yapı hakkında haber hazırlamak nasıl bir uzmanlık gerektiriyor? Bu çalışma, bu soruların yanıtlarını arıyor.
Sevcan Beşikci Medyada tasarlanan her türlü haber toplumda algının şekillenmesine olanak tanımaktadır. Bir ülke hakkında farklı ülkelerdeki medyanın hazırladığı içerikler ise o ülke hakkında kamuoyunun fikir edinmesi açısından oldukça önemlidir. Medya ortamlarında yayımlanan haberler, söz konusu medyanın olaya veya konuya ilişkin yaklaşımını ortaya koyabilmektedir. Bu kapsamda algısal süreçlerin yönetimi dikkat çekici hâle gelmiştir. Algı yönetimi, hedef kitleyi istenilen bir amaç veya bir fikir doğrultusunda inandırma ve ikna etme, kitleler üzerinde istenilen duygu, düşünce ve davranış değişikliği oluşturma çabalarıdır. Kitleler üzerinde bu değişimin gerçekleştirilmesinde kullanılan en etkin araç ise medyadır. Günümüzde insanlar, çevrelerinde gerçekleşen olayları medya aracılığıyla öğrenmektedir. Bu nedenle medya kontrolünü elinde bulunduranların kitleler üzerinde istenilen doğrultuda değişimi gerçekleştirebilmeleri mümkündür. Medya ortamlarında yayımlanan haberler ile algı yönetimi süreçleri işlevliğini arttırmakta ve istenilen amaca ulaşımı kolaylaştırmaktadır diyebiliriz. Bu doğrultuda “Algı Yönetimi ve Medya: Yabancı Basında Türkiye Algısı” isimli kitap çalışmasında yabancı basını temsilen The New York Times (Amerika), Bild (Almanya), The Guardian (İngiltere) ve Le Monde (Fransa) gazeteleri tercih edilmiş ve Türkiye'de yaşanan gelişmeler bağlamında 15 Temmuz 2016 tarihi öncesi ve sonrası arasındaki değişimler değerlendirilmiştir.
Ahmet Faruk Çeçen, Alper Yılmaz, Bilge Yavaş, Cem Sefa Sütcü, Elif Akçay, Elif İrem Yıldırım, Emre Sarı, Esra Tunçay, Kemal Deniz, Mahmut Yavuz Türkmen, Mehmet Ulaş, Metin Enes Dönmez, Nil Çokluk, Nurat Kara, Oğuz Göksu, Oğuz Güner, Özgürcan Yolcu, Rıdvan Öner, Sedef Subölen, Serkan Bulut, Sezgin Savaş, Taybe Topsakal, Zeynep Ekin Bal Teknolojinin gelişip yaygınlaşmasıyla birlikte veri seliyle karşı karşıya olduğumuz bir çağın içine girdik. Bu çağda büyük veri, eğitimden pazarlamaya, ekonomiye, sağlığa, siyasete, iletişime kadar her alanda büyük önem kazanmaya ve çağın petrolü olarak görülmeye başlamıştır. Sosyal ağların sunduğu olanaklarla insanların istekleri, ihtiyaçları ve beklentileri, siyaset hakkında ne konuştukları hakkında bilgi sahibi olmak mümkün hâle gelmiştir. Bu durum çağın petrolü olarak kabul edilen büyük verinin siyasal iletişim uzmanları tarafından seçmen kitlelerini etkilemek için kullanılmasına imkân sunmaktadır. Uzmanlar, bireylerin bıraktığı dijital izleri analiz ederek siyasi iletişim çalışmalarını şekillendirebilmektedir. Bilgi çağında siyasetin geçirdiği dönüşümü ele alan bu çalışmada, büyük verinin ne olduğu, siyasal alanda nasıl kullanıldığı ve siyasal iletişimi nasıl dönüştürdüğü farklı yazarların makaleleri ve fikirleriyle ortaya konmaya çalışılmıştır. Büyük veri ile ilgili temel kavramlara, büyük verinin analizinde kullanılan tekniklere hem uygulamalı hem de teorik bir yaklaşım sunan kitap, konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere perspektif kazandıracak niteliktedir.
Esin Hazar 21. yüzyıl becerileri arasında önemli bir yer tutan bilgi, medya ve teknoloji becerilerini tanımlamak için birçok farklı kavram kullanılmaktadır. Dijital okuryazarlık, dijital yeterlilik, bilgi iletişim teknolojileri okuryazarlığı gibi kimi zaman birbirlerinin yerine kullanılan bu kavramlar dijital teknolojilerin kullanılması ile ilgili beceri ve yeterlilikleri kapsayacak şekilde ele alınmaktadır. Bilgi, medya ve teknoloji becerilerini ve bu becerilere ilişkin kavramları ayrıntılı şekilde ele alan bu kitapta; aynı zamanda farklı eğitim sistemlerinde bu becerilerin öğrencilere kazandırılmasına yönelik uygulamalara da yer verilmiştir.
Aslıhan Topal, Aynur Örnek, Bahar Tugen Öztürk, Engin Çağlak, Gül Dilek Türk, Havva Palacı, Hicabi Arslan, Serhat Yetimova, Depremler doğal afetler arasında en yıkıcı ve öngörülemez olan, insan hayatını ve toplum düzenini derinden etkileyen olaylardır. Depremin olumsuz etkileriyle başa çıkabilmek ve zararları en aza indirebilmek için etkili bir afet yönetimi ve iletişim stratejisi gerekmektedir. Ülkemiz deprem kuşağında yer alması sebebiyle sıklıkla depremlerle karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısıyla deprem riskine karşı toplumun bilinçlendirilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Deprem iletişimi; deprem öncesi, sırası ve sonrasında toplumu bilinçlendirme, doğru bilgi akışını sağlama, panik ve kaosun önleme, yardım ve destek koordinasyonu sağlama gibi konularda hızlı bir şekilde müdahale edebilmek için kullanılan iletişim yöntemlerini kapsamaktadır. Bu eser, deprem riskine karşı toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla iletişim stratejileri üzerine odaklanarak ve deprem iletişimi konusunda önemli ipuçları ve stratejiler paylaşacaktır.
Ayşe Betül Tanrıverdi, Berfin Varışlı, Gül Dilek Türk, İçten Duygu Özbek, İris Kurdoğlu, Sena Erden Ayhün, Su Ergin, Yelda Özlem Kölgelier Bir deprem ülkesi olarak Türkiye, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmesi gereken ülkelerin başında gelmektedir. Bu gerçek, Türk toplumunu depremin her aşamasıyla ilgili bilinçlenmeye, deprem öncesinde, esnasında, sonrasında etkili iletişim kurma yeteneğini geliştirmeye ve deprem okuryazarı olmaya mecbur bırakmaktadır. Deprem okuryazarlığı, deprem konusunda bilgi ve farkındalık düzeyini artırarak depreme ilişkin iletişimsel simgelerin etkili bir biçimde kullanabilmesini ifade eden bir yaklaşımdır. Deprem iletişimi ve afet yönetimi ise; depremin dinamiklerini öngörmeyi, anlamayı ve kavramayı da kapsayan deprem okuryazarlığının en büyük destekleyicileri arasında yer almaktadır. Bu noktalardan hareketle elinizdeki eser; toplumda deprem okuryazarlığı kavramına ilişkin farkındalığın yaratılmasında, söz konusu okuryazarlığın gerekliliğinin ve öneminin kavranmasında, deprem iletişimi ve afet yönetimiyle ilişkilendirilerek anlamlandırılmasında okuyucuya yeni bir ufuk açacaktır.
Müge Bekman Bu kitapta, dijital medya sadece kendi ekseni içerisinde ele alınmamakta aynı zamanda iletişim alanı içerisinde bütüncül bir biçimde ne gibi teorik farklılaşmaların yaşandığı da incelenmektedir. İletişimin zaman içerisinde teknolojiyle birlikte değişen yüzü, iletişimin anlamını ve etki gücünü de radikal biçimlerde dönüştürmüştür. İletişimin hem bireysel hem de toplumsal sonuçları, meselenin dijital medyayla ilgili yanını ön plana çıkartmaktadır. Dijital mecralar ile inşa edilen iletişim kanalları, iletişim biçimlerinin farklılaşmasına, devamlılıklara ve kırılmalara neden olduğu için bu yapının içerisinde yeni kavramlar ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda gelişmeleri kaçırma korkusu olarak tanımlanan FoMO, bir bağımlılık problemi olmakla birlikte genel olarak tüketim pratikleriyle ilişkili bir biçimde okunmaktadır. Dijitalleşme ekseninde gerçekleştirilen tüm tartışmalar, sosyal medya bağımlılığı ve gelişmeleri kaçırma korkusuyla birlikte ele alındığında kompülsif çevrim içi satın almaya katkı sağladığı görülmektedir.
Elif Korap Özel, Erdem Geçit, Fatma Şendoğan, Mehmet Emin Satır, Rabia Serttaş, Ümit Aydoğan, Yasin Bulduklu Algoritmaların, kodların, sayıların etrafımızı sardığı bir çağda yaşıyoruz. Dijital çağ, karşımıza dijital medyayı ve onun yeni formlarını çıkarıyor. Peki, bu bizi nasıl etkiliyor? Dijital çağda medya ve iletişim nasıl bir akışta ilerliyor? Hangi alanlarda kullanılıyor ve sonuçları neler oluyor? İşte bu kitap, alan araştırmacılarının ve konuyla ilgilenen herkesin faydalanabileceği biçimde, dijital medyanın ekonomi politiğinden veri gazeteciliğine, dijital halkla ilişkilerden dijital platformlara ve görsel efektlere uzanan bir yelpazede, dijital çağda medya ve iletişimle ilgili araştırmaları içeriyor. Dijital çağda iletişim araştırmalarında faydalanılan nöropazarlama, dijital diplomasi perspektifinden sosyal medya, dijital çağda yalan haberin yükselişi ve kitle fonlamalı gazetecilik üzerine çalışmalar da bu kitabın ele aldığı konular arasında yer alıyor.
Abdurrahman Yunus Sarıyıldız, Ahmet Çiftci, Cumhur Türk, Gülen Sönmez, Gülşah Altuğ, H. Kübra Yılmaztürk Yıldırım, Merve Ergüney, Muharrem Burkay Şimşek, Mustafa Samancı, Mücahit Yıldırım, Nagihan Tepe, Oya Cansu Demirkale Kukuoğlu, Ozan Kocabaş, Özgenur Reyhan Güler, Özgür Kıran, Reha Orçun Uzunsoy, Tuğba Koçak Özel, Tuğçe Elif Taşdan Doğan Oldukça titiz ve yoğun bir çalışmanın sonucu olan “Dijital Çağda Okuryazarlık” başlığını taşıyan bu kitapta; medya okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı, haber okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, görsel okuryazarlık, fotoğraf ve video okuryazarlığı, metaverse okuryazarlığı, kültür okuryazarlığı, sağlık okuryazarlığı, akademik okuryazarlık, psikoloji okuryazarlığı ve duygusal okuryazarlık konularına yer verilmiştir. Kitapta, on altı ayrı başlık altında birbirleriyle hem benzerlikler hem de farklılıklar gösteren çeşitli türden okuryazarlıklara yönelik çalışmalar mevcuttur.
Bilimsel ve multidisipliner bir yaklaşım ile hazırlanan bu eser, içerisinde yer alan konulara ilgi duyanlar için faydalı olması düşüncesiyle hazırlanmıştır. Bölümlerin her biri, ele alınan konulara dair çalışmalar yapan akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır. Eserin okuyuculara yararlı olması dileğimizle...
Aytuğ Mermer Üzümlü, Bekir Tuncer, Cemal Gümüş, Cihad Doğan, Elçin Bayraktar Köse, Erol Dönek, F. Nur Yorgancılar Atatoprak, Faruk Güven, Hale Çolakoğlu, Halil İbrahim Şengün, Hayriye Nur Başyazıcıoğlu, İbrahim Aydın, Meltem Canoğlu, Murat Mercan, Nurcan Yücel, Nuriye Güreş Fikir, ürün ya da hizmetleri paylaşmaya yönelik faaliyetleri kapsayan pazarlama iletişimi etkinlikleri tüm kolektif yapılanmaların, iletişim stratejilerinin bir yansımasıdır. Dijital çağda iletişim stratejileri doğru planlansa dahi eskimiş tekniklerle yürütülmeye çalışıldığında örgütleri hızla felakete sürüklemektedir. Çünkü dijitali özgün kılan, içinde bulunulan anda gerçekleşiyor olmasıdır. Günümüzde “an”ı yakalayamamak ise bir örgütün başına gelebilecek en kötü şeydir. Bu nedenle çağın ruhunu yakalayabilen, yarını öngörebilen ve hatta geleceğe yön veren pazarlama iletişimi uygulamaları örgütlere gelir, itibar ve kamu desteği kapılarını aralamaktadır.
Bu kitap, geleneksel pazarlama anlayışını temel alarak gelişen modern pazarlama iletişiminin serüvenini ortaya koyarken içinde bulunduğumuz dijital çağda bu serüvene dâhil olabilmek için yapılanları paylaşmakta ve gelecekte varılabilecek noktaları şimdiden öngörebilme imkânını okurlarına sunmaktadır.
Sinem Yeygel Çakır "Dijital Çağda Pazarlama İletişimi" isimli bu kitap, dijitalleşme ile pazarlama ve pazarlama iletişimi sürecinde yaşanan değişimleri ve bu alanlarda ortaya çıkan yeni eğilimlere yönelik kapsamlı bilgileri içermektedir. Dijitalleşmenin vazgeçilmez bir şekilde günlük yaşam pratikleri içinde bir dönüşüm yaratması, pazarlama sürecinde de bu dönüşümün göz ardı edilemez bir hâle gelmesine neden olmuştur. E-ticaret, e-pazarlama ve mobil ticaret uygulamalarının markalar açısından stratejik olarak önem kazanması ve bu alanlarda yeni eğilimlere her geçen gün yenilerinin eklenmesi, bu konulara yönelik çalışmaların yapılmasını da gerekli kılmaktadır.
Kitabın ilk bölümünde dijitalleşme süreci Web 1.0'dan Web 4.0'a giden süreçte tanımlandıktan sonra ikinci bölümünde dijitalleşme sürecinin ticaret ve pazarlamada ortaya koyduğu dönüşüm aktarılmaktadır. Bu kapsamda sanal pazar yeri olgusu ve bu bağlamda işletmelerin gerçekleştirdikleri e-ticaret iş modelleri aktarılmakta, beraberinde markaların müşterileri ile ilişkilerinin tanımlandığı müşteri ilişkileri yönetiminin Sosyal CRM ve Elektronik Müşteri İlişkileri Yönetimi boyutundaki yapısı ortaya konulmaktadır. Pazarlamada dijitalleşme kapsamında, e-pazarlama kavramının içeriği, e-pazarlama uygulama alanları olarak izinli ve sözlü pazarlama ve pazarlama iletişimi sürecindeki dijitalleşme vurgulanmaktadır. Kitabın üçüncü bölümünde ise dijital çağın pazarlama iletişimi kanalları olarak sosyal medya kanalları (bloglar, forumlar, arama motorları, sosyal ağ siteleri, içerik paylaşım siteleri, wikiler vb.) aktarılmaktadır. Son bölüm ise topluluk pazarlaması ve sosyal medya pazarlaması konularını içermektedir. Sosyal medyada içerik pazarlaması kapsamında içerik pazarlaması kampanya planlama süreçleri, kullanıcı merkezli içerik üretim süreci ve bu sürecin stratejik noktaları üzerinde durulmaktadır.
Hakan Tan Dijital Dalgalar Cilt 2: Dönüşüm adlı eser, “Yeni Medya ve İletişim”, “Güzel Sanatlar”, “İşletme”, “Gazetecilik”, “Halkla İlişkiler ve Tanıtım”, “Tarih”, “Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi” ve “Uluslararası İlişkiler” gibi farklı disiplinlerin gelen akademisyenlerin, birbirlerinden ayrı olarak çalışmalarıyla ortaya çıkan, multidisipliner, editörlü bilimsel bir çalışmadır.
Editörlüğünü Dr. Öğr. Üyesi Hakan Tan’ın üstlendiği bu eserde, bölüm yazarlarının metinlerinde öne çıkan kavram "dönüşüm"dür. Dönüşüm kavramı deyince ilk akla gelen, Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı eseridir. Dönüşüm kavramı dilbilim, antropoloji, felsefe, psikoloji, sosyoloji ve edebiyat bilimlerine göre olduğundan başka bir biçime girme, bir şeyin yapısındaki veya şeklindeki değişimler, transformasyon olarak açıklanmakta ve dönüşümde her geçiş, bir düzene göre gerçekleşmektedir. Dönüşüm ilişkisinde; her dönüşümün sistematik bir düzeni vardır, her bir tür birbirinden çıkar ve bu dönüşüm sürecinin gerçekleşmesi için bir "olgunlaşma" aşamasına ihtiyaç vardır. Bilim, hep aynı durumda ve değişmeden kalan yönünü ilgilendiren her şeyi eşsürem, evrimlerle ilişkin her şeyi ise artsüremli olarak açıklamaktadır. Dönüşüm artsüremlidir ve evrimseldir. Evrim kavramı; bir türün, ideolojilerin, toplumsal sistemlerinin, insanın, makinelerin ve yazılımların süreç içerisinde (olgunlaşma-zaman) birdenbire olmayan, kesintisiz, niteliksel ve niceliksel gelişim sürecine gönderme yapmaktadır.
Dijital dalgalar; dijitalleşme, dijital teknolojiyi ve dijital araçlar; sosyal, kültürel, siyasal, simgesel ve ekonomik yaşamımızın her alanını etkilemektedir. Bölüm yazarları da dijitalleşme, dijital teknoloji ve dijital araçlar ile gelen dönüşümü; “Dijital Medya Kapitalizmi”, “Dijital Kamusal Alan”, “Dijital Marka”, “Dijirati”, “Kurumsal İletişimin Dönüşümü”, “Tarihsel Dezenformasyonlar”, “Dijitalleşme ve Rekabet”, “Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik”, “İfadelerin Dijitalleşmesi”, “Sosyal Ağ Analizi” ve “Dijital Anlam (dijisemantik) ve Anlatım (dijisentaktik) Yapılarını Çözümlemek” olarak açıklamaktadır.
Özden Özlü Bir Twitter kullanıcısının etki yaratabilmesi, takipçi sayısının fazla olmasından daha çok tweetlerinin retweetlenmesi ile gerçekleşmektedir. Bu şekilde, haberlerin elektronik ortamda ağızdan ağıza iletişim yoluyla hızlı bir şekilde ve düşük bir maliyetle yayılması sağlanmaktadır. Twitter'ın gerçek zamanlı mesajlaşma özelliği sayesinde kullanıcılar, güncel olaylardan kısa sürede haberdar olabilmekte ve aktif olarak etkileşimde bulunabilmektedirler. Dünyanın dijitalleşme süreci, günümüz diplomatlarını da dijital ortamlara çekerek onların vatandaşlarla buluşmalarına imkân vermektedir. Bu kitapta, diplomatların, özellikle elçiliklerin, yerel halkla doğrudan etkileşim kurmak, anlatılanları şekillendirmek, propaganda yapmak, gündem oluşturmak ve ülkelerinin imajını geliştirmek için Twitter'dan nasıl yararlandıkları anlatılmaktadır. Bu bağlamda, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya Federasyonu'nun Türkiye'deki büyükelçiliklerinin Twitter üzerinden kamu diplomasisi oluşturma yöntemleri detaylı olarak incelenmektedir. Kitapta ayrıca Twitter'ın kamuoyu ve uluslararası ilişkileri şekillendirmedeki rolü anlatılmakta olup dijital diplomasi alanına katkıda bulunulmaktadır.
Alper Akyüz, Aysun Kaya Deniz, Ayşegül Akaydın Aydın, Başak Gezmen, Canan Arslan, Eser Levi, İlknur Doğu Öztürk, Kaya Tabanlı, Mesrure Melis Bilgin, Nihal Kocabay Şener, Ozan Günel, Selçuk Artut Dijital dönüşüm süreçleri kültür ve sanatın üretim, dağıtım ve tüketim biçimlerini dönüştürür. Dijital teknolojiler bir yandan kültür ve sanat tüketiminin daha etkileşimsel, daha dinamik ve daha demokratik bir hâl almasına katkıda bulunurken diğer yandan sanatçılara sanat yaratımı için yeni uzamlar ve yeni olanaklar sağlarlar.
Bu kitap, disiplinler arası bir yaklaşımla dijital dönüşümün kültür ve sanat üzerindeki etkilerine ışık tutmayı amaçlar. Kuramsal yaklaşımlar ve güncel örnekler aracılığı ile sanatçıların, kültür ve sanat kurumlarının, sanat tüketicilerinin perspektifinden dijital teknolojilerin yansımalarını ve neden olduğu dönüşümü inceler.
İhsan Eken, Başak Gezmen Çağımızın en hızlı gelişen alanı olarak görülen iletişim teknolojileri, toplumlar üzerinde yarattıkları değişim ve dönüşümleriyle birlikte farklı bir kültürün oluşumuna da zemin hazırlamaktadır. Günümüzde dijital değişim, gelişen yeni iletişim teknolojileri ekseninde bilginin çok kolay ve hızlı bir şekilde dağıtılabilmesini sağlamaktadır. Farklı ortamlarla bireylere teknoloji içinde aktif olabilme olanakları sunulmakta, bu doğrultuda çeşitli paylaşım alanları üretilmektedir. Baş döndürücü bir hızla gelişen teknoloji, radyo, televizyon, bilgisayar, akıllı telefonlar vb. cihazların internet ile kullanılmasına olanak sağlamıştır. Günümüzde internet ve mobil telefonların kullanım alanının yaygınlaşması ile bireylere birçok konuda kolaylıklar sağlanmaktadır. McLuhan'ın söylemindeki “Teknoloji insanın uzantısıdır.” savı, yaşam alanımızda sürekli karşılık bulmaktadır. Artık bireyler günün her anında akıllı telefonlarıyla iç içe bir yaşam sürdürmektedir. Teknoloji birey yaşantısının vazgeçilmez bir unsuru hâline gelmiştir. Bireyler akıllı telefonları olmadan kendilerini ıssız, yalnız ve soyutlanmış hissetmektedir. Dijital dünya ve teknolojik gelişmeler, sosyal bilimlerin birçok alanını etkilemektedir. Bu bağlamda kitabın daha sonraki birçok çalışmaya katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Berrin Aslan Öztezcan, Betül Özkaya, Cem S. Sütçü, Cenk Selçuk Ortaç, Ceren Bilgici Oğuz, Ceyda Deneçli, Ebru Özgen, Fevzi Rifat Ortaç, Gaye Aslı Sancar Demren, Hazar Dördüncü, Mehmet Emin Kahraman, Mevlüt Sedat Dönmez, Nurhan Babür Tosun, Öykü Ezgi Yıldız, Sevda Deneçli, Sezgi Turfanda İletişime değişik bir boyut kazandıran “Yeni Medya” kavramını 14 farklı tematik bölümde derleyen Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları kitabı kavramın iletişimden pazarlamaya, sanattan araştırma yöntem bilimine kadar birçok farklı disiplin çerçevesinde ele alınması aracılığıyla bu alanda çalışan tüm akademisyen ve öğrenciler açısından referans amacı taşımaktadır. Alanında uzman akademisyenler tarafından hazırlanan kitap, yeni medyaya ilgi duyan tüm okurlar için de bir başucu kitabı niteliğindedir.
A. Duygu Atasoy Aktaş, Anıl Uğur Oğuzcan, Aysun Eyrek Keskin, Bayram Baş, Betül Özkaya, Cem S. Sütcü, Ceren Bilgici, Ceyda Deneçli, Ebru Özgen, Emine Ulu Aslan, Fevzi Rifat Ortaç, Gözde Mert, Merve Karavar, Özlem Tuğçe Keleş, Ruhcan Akil, Sezgi Turfanda, Zeliha Oçak Bilginin; yapılandırılması, dağıtılması ve yönlendirmesi bağlamında tanımlanan, bilgi ve iletişim teknolojileri kanallarıyla bireylere ”bağlılık” duygusu veren, günümüz bilgi toplumunun tanımlayıcı özelliğini sağlayan “yeni medya”, her yeni gün farklı alanlarda ve yepyeni uygulamalarla karşımıza çıkmaktadır. Yeni medyanın özelliklerini, kullanım alanlarını, teori ve uygulamalarını güncel bilgiler çerçevesinde ele alan Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları II kitabı, farklı birçok bölümde yeni medya alanında çalışan, eğitim gören, uzmanlaşmak veya bilgi sahibi olmak isteyen tüm okuyucularına, alanlarında uzman akademisyenlerin değerli yazıları sayesinde referans niteliği taşımaktatır.
Alparslan Nas, Ayben Ceyhan Günay, Begüm Maral, Berna Aksoy Özcan, Betül Özkaya, Cem Sefa Sütcü, Deniz Yaman, Elif Başak Sarıoğlu, Eser Levi, Gül Banu Dayanç Kıyat, Güleser Ekşioğlu Şensoy, Irmak Koç Alamaslı, Kıvanç Nazlım Tüzel Uraltaş, M. Sedat Dönmez, Özlem Özdemir, Sevgi N. Sadedil, Sezgi Turfanda, Taner Doğuer, Yelda Şenkal, Yelda Ülker Çağımızda yaşamın tüm alanlarında etkisi yakından duyumsanan dijitalleşme sürecinin çeşitli boyutları ve farklı disiplinlerle olan etkileşimi Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları III adlı çalışma kapsamında 14 ayrı bölüm olarak ele alınmaktadır. İletişimden markaya, reklama, sosyal medyaya, veriye, ekonomiye, teknolojiye, çeşitli tüketici yaklaşımlarına, gözetime, şöhret kültürüne, diplomasiye birbirinden farklı konuların irdelendiği bu çalışma; akademisyenler, öğrenciler ve genel olarak konuyla ilgi duyan tüm okuyucular için referans niteliği taşımaktadır. Alanlarında uzman akademisyenlerin, yazarların katkısıyla hazırlanan bu kitap, genel anlamda serinin önceki yayınlarında olduğu gibi dijitalleşme sürecinin farklı boyutlarını zengin bir içerikle ortaya koymaktadır.
And Algül, Ayşe Duygu Atasoy Aktaş, Bayram Baş, Cihan Becan, Deniz Yaman, Dide Akdağ Satır, Emine Ulu-Aslan, Eser Levi, Gülşah Eren, Merve Karavar, Mevlüt Sedat Dönmez, Nida Kahraman, Özge Özkök Şişman, Sema Gümüş, Yelda Ülker, Yüksel Balaban, Zeliha Oçak Dijital teknolojilerin gelişimi iletişim alanında pek çok değişime neden olmuştur. Özellikle son dönemde adından sıkça söz ettiren ve iletişim dünyasındaki farklı uygulamalarla karşımıza çıkan yapay zekâ teknolojilerinin etkileri günden güne daha da güçlü bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Gelişen teknolojiler, yapay zekâ, hayatımıza giren yeni cihazlar, sistemler ve platformlar beraberinde yeni uygulamalar ile dönüşen kullanıcı beklentileri gibi kullanıcı alışkanlıklarını da değiştirmiştir.

Bu kapsamda alanında uzman akademisyenlerin çalışmalarından oluşan Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları IV kitabı yeni medya alanını gelişen yeni teknolojiler ve uygulamalar ışığında farklı bakış açılarıyla inceleyen zengin içeriğiyle dikkat çekmektedir. Profesyonel ve gündelik yaşamın hemen her yerinde karşımıza çıkan yeni iletişim teknolojilerini farklı perspektiflerden ele alan kitabın, akademik ve sektörel açıdan alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Batuhan Avşaroğlu, Hüseyin Gökal, Kamuran Gülarslan Değer, Müge Karabağ, Pınar Eke, Seda Aktaş, Seda Kandemir Metaverse gibi farklı gelişmiş teknolojiler tarafından desteklenerek oluşturulacak kalıcı çevrimiçi üç boyutlu sanal ortamlardaki siber toplumsal düzlemlerin konuşulduğu bir dünyada, her geçen yıl çevrim içi hayatlarımız çevrim dışı hayatlarımızdan biraz daha fazla zaman almaktadır. Hayatımızın her alanını kapsar hâle gelen bu tutum, sevgili ya da partner bulmak arayışı için de geçerlidir. Sırf bu amaçla kurulan Tinder, OkCupid, Happn, Badoo gibi sosyal medya uygulamaları olduğu gibi bu amaçla kullanılan Facebook ve Instagram gibi popüler uygulamalar da bulunmaktadır. Bu uygulamalar çok sayıda insana ulaşması nedeniyle potansiyel flört olasılığını arttırmakta, potansiyel flört hakkında kendisiyle iletişime geçmeden temel bilgileri size sunmakta, reddedilmeye karşı korumakta, ilişki kurma hızı üzerinde kontrole izin vererek ilişkiyi başlatma sırasında daha az stresle iletişim kurma fırsatı sunmaktadır. Bu kitapta, son dönem dijital flörtleşme araçlarına ilişkin; gözlemler, çalışmalar ve eleştiriler yer almaktadır.
Durmuş Koçak İnternet ve bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle gerçekleşen enformasyon devrimi, içinde bulunduğumuz yüzyılın insanlarına yeni bir evrenin kapılarını sonuna kadar açmıştır. Siber uzay olarak isimlendirilen bu yeni evrende yaşayan insanların artık kendilerine özgü bir toplum yapısı, yeni tüketim alışkanlıkları ve hatta sınırları her geçen gün genişleyen kültürleri bile bulunmaktadır.
Siber kültür, internet aracılığıyla ortaya çıkan ve gün geçtikte “ağ toplumlarında” yaşayan insanların sahip olduğu yeni bir kültür çeşididir.
Dünya genelinde birbirinden oldukça farklı özellikleri olan bireyler; somut kimliklerinden sıyrılarak siber dünyada “sanal kimlikler” edinmekte, bu kimlikleri sayesinde yeni tutum ve davranışlar geliştirmektedir.
Öz benliklerine yabancılaşan bireylerin profilleri, siber kültürde bir çeşit imaj göstergelerine dönüşerek bireyler, sanal topluluklar içinde yeni “sanal statü” ve “sanal kimlikler” elde etmektedir. Bu tür sanal kimlik ve sosyal sermaye de “dijital habitus” kavramıyla tanımlanmaktadır.
Bu kitap; internet teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, siber kültürün ortaya çıkışı ve gelişimi, siber kültürün toplumsal yapıya etkisi, geleneksel medyadan yeni medya düzenine geçiş, metaverse ve yapay zekâ gibi pek çok başlığı içermektedir. Ayrıca kitap, siber kültür konusunu anlatan kapsayıcı bir eser olma özelliğini de taşımaktadır.
Hakan Odabaşı Tanıtım çalışmalarının büyük oranda çevrim içi dijital ortamlara geçiş yaptığı günümüzde, dijitale dair birçok yeni çalışma üretilmeye devam etmektedir. Büyük bütçelerin ayırıldığı ve bilgi temelinde şekillenen tanıtım çalışmaları artık geleneksel tanıtım çalışmalarından çok daha farklı bir şekil almaktadır. Dijital iknanın tanıtım çalışmalarında kullanılması, dijital ortamlarda kişilerin istenilen davranış yönünde ikna edilmesi için yapılan çalışmalara kuramsal açıdan önemli bir perspektif getirmektedir. Tanıtım için en önemli beklenti, bir davranışa yönlendirme ya da bilinirliği artırarak uzun vadede marka aidiyeti yakalamaktır. Bunun için hedef kitlenin, tanıtımı yapan tarafından kullanılan mecra ve içerik ile ikna edilmesi gerekmektedir. Dijital ikna çalışmaları burada farklılık oluşturmaktadır.
Dijital iknanın bileşenleri olarak B. J. Fogg'un ikna teknolojileri konusundaki çalışmaları temel alınmaktadır. Ayrıca Fogg'un çalışmaları temelinde, Fogg'un öğrencileri ve diğer uluslararası bilim insanları tarafından gerçekleştirilen çalışmalar incelenmektedir. Dijital iknanın detaylı bir şekilde incelendiği bu çalışmada; ikna profilleri, ikna çarkı, bireysel farklılıkların ölçülmesi gibi modellere yer verilmektedir. Akademik bir araştırmanın yer aldığı çalışmada, hızla gelişen teknolojinin ve yapay zekâ unsurlarının tanıtım çalışmalarına etkisi göz önünde bulundurularak dijital iknanın geleceğine dair öngörülere yer verilmektedir.
Aslı İgit, Ayşe Gül Toprak, Barış Tolga Ekinci, Cansu Kösem Işık, Derya Ölçener, Dilan Çiftçi, Gökçen Cıvaş, Gürdal Ülger, M. Çağrı İnceoğlu, Murat Sağlam, Olcay Holat, Özge Sayılgan, Özlem Oğuzhan, Serkan Biçer, Sibel Kaba, Ürün Yıldıran Önk, Yeşim Şener Dijital dönüşümün sürmekte olduğu ve gün geçtikçe yaşamımızın daha derinlerine nüfuz etmeyi sürdürdüğü bir zamanda bildiğimiz ve bildiğimizi zannettiğimiz her şey, yeniden sorgulanmaya ve yeniden tanımlanmaya açık bir biçimde değişime uğramakta. Bugün ile sadece birkaç yıl öncesi arasında yapılan kişisel deneyime dayalı bir karşılaştırma bile pek çok şeyin kısacık sürelerde nasıl da dönüştüğünü ortaya koymaya yeterken öte yandan öyle kolay kolay değişmeyen eşitsizliklerin, insan hakları ihlallerinin ve toplumsal, sınıfsal, etnisiteye, ırka ve cinsiyete dayalı ayrımcılıkların da sürdüğünü görmek mümkün. Yeni medyanın sınırları ve tüm eşitsizlikleri ortadan kaldırma potansiyeline vurgu yapan pekçok yaklaşıma karşın bu iyimser bakışa şüphe ile yaklaşan eleştirel yaklaşımlar, iletişim araştırmalarının dijital döneminde de devam etmiş ve etmektedir. Bu kitapta; dijital medya kapsamında yapılan güncel araştırma ve kuramsal tartışmaları yeniden gündeme getirerek, dijitalin gündelik yaşam pratiklerimize uyarlanmayı geride bırakıp artık yön verdiği ve gündelik yaşamın sürdürülebilmesi için hava ve su kadar vazgeçilmez bir düzeye yükselmeye devam ettiği bir zamanda hergün yeniden sorgulanması, üzerine düşünülmesi ve araştırılması için bir olanak daha üretmek amaçlanmıştır.
Şakir Güler, Zekeriya Kaya, Emrah Arğın, Simge Ünlü, Lütfiye Yaşar, M. Nejat Özüpek, Ercan Aktan, Hasan Güllüpunar, Mutlu D. Güllüpunar, Metin Işık, Erdal Bilici, Abdülhakim Bahadır Darı, Celil Ünal, Funda Şehirli, İdris Şimşek 21. yüzyıl, iletişim normlarının hızlıca değiştiği bir dönem olarak belirmektedir. Sanayi toplumu ile ortaya çıkan makine destekli anlık iletişim pratiği, ağ toplumuyla birlikte dijital teknolojilerle entegreli bir görünüm kazanmıştır. Geleneksel öğreti, iletişimi kaynak ve alıcı arasında her türlü bilgi, mesaj transferi olarak tanımlasa da dijital teknolojilerin gündelik yaşama nüfuz etmesiyle beraber iletişimin öz tanımında da güncellemeye gidilmiştir. Uzay ve zamandaki farklı noktalar arasında standart bilgi formlarının aktarımı olarak tanımlanan yeni nesil iletişim anlayışı, dijital iletişim ya da e-iletişim başlığı altında kavramsallaşmaktadır. Dolayısıyla temel iletişim disiplinlerinin bu bakış açısıyla yeniden irdelenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda dijital formata evrilen iletişim alanlarını ve süreçlerini; kaynak, mesaj ve alıcı özelinde inceleyerek günümüzdeki iletişim anlayışına pratik ve teorik katkılar sunan çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Söz konusu ihtiyaçtan hareketle bu kitap, temel iletişim disiplinlerini e-iletişim başlığı altında belirginleştirerek dijital habercilik, e-kriz iletişimi, kurumsal iletişim, dijital halkla ilişkiler, blockchain teknolojisi, stratejik iletişim ve satın alma gibi alanlarda teorik ve pratik çıktılar sunmaktadır.
Alper Erçetingöz, Armağan Abanuz, Arzu Yavuz, Aslı İgit, Atacan Şimşek, Ayhan Küngerü, Barış Yetkin, Bilal Süslü, Burçe Akcan, Didem Narmanlı, Duygu Çeliker Saraç, Ekin Kadir Selçuk, Fatma Çakmak, Hasan Cem Çelik, Merve Gençyürek Erdoğan, Miray Beşbudak, Nimet Önür, Rıdvan Yücel, Selçuk Bazarcı, Seyhan Aksoy, Süleyman Kıvanç Türkgeldi, Tülin Sepetci, Umur Bedir, Yasemin Bilişli, Yunus Emre Ökmen, Zeyney Benan Dondurucu, Zuhal Akmeşe Dijital İletişime Kuramsal ve Kavramsal Yaklaşımlar adlı bu kitap, hem bir ihtiyaçtan hem de iletişim bilimleri alanında lisans ve lisansüstü eğitimlerinde okunan ve okutulan kültür kuramcılarını, günümüz dijital iletişim ortamına taşıma hevesinden ortaya çıkmıştır. Althusser'in devletin ideolojik aygıtları, Marx'ın yabancılaşması, Adorno ile Horkheimer'ın kültür endüstrisi anlatılırken öğrencilerin "Günümüzde ne işe yarayacak bunlar?" diye sormasının yol açtığı bir proje olarak bu kitabın temel amacı, günümüz dijital iletişim dünyasına kuramsal ve kavramsal çerçeveden bakmaktır. Teknolojik gelişmelerin önemli ivme kazandığı son birkaç on yıl boyunca iletişim ortamının değişimi, hem insanların günlük hayatlarında ilk elden tecrübe edilmiş hem de akademik çalışmalarda kendine yer bulmuştur. Ancak kültürel kurama önemli katkılar yapmış kuramcıların katkılarının, günümüz iletişim ortamı üzerinden değerlendirildiği bütünsel bir çalışmanın eksikliği hissedilir düzeydedir. Bu bağlamda kültürel kurama katkıda bulunmuş önemli kuramcıların fikirlerinin günümüz dijital iletişim ortamını aydınlatması hedeflenmektedir.
Ahmet Ali Bozkurt, Ayşe Meriç Yazıcı, Ayşegül Özkan, Deniz Sönmez, Elif Tatlı, Esma Görkem Ersoy, Gülaçtı Şen, Meltem Özel, Mesut Öztırak, Meysure Evren Çelik Sütiçer, Mustafa Bostancı, Mutlu Gülsev Yağız, Müge Kınay, Rasim Keskin, Salih Güney, Simge Selvitopu Akyel, Sümeyya Olcay Yaman, Yusuf Karaşin Son yıllarda teknolojide büyük gelişmeler yaşanmıştır. Bunların en başında büyük veri, sensörler, bulut bilişim sistemleri ve sosyal medyayı da içine alan yeni medya kavramları gelmektedir. Bu kavramlar dünyadaki pek çok pratik gibi ekonomiyi de oldukça etkilemiştir. Ekonomi ile yakından ilişkili olan işletmeler de teknolojinin getirdiği bu kavramlardan etkilenmektedir. İşletmelerin günümüze kadar süre gelen bu durumda değişim ve dönüşümleri dijitalleşmenin varlığı ile kaçınılmaz olmuştur. Söz konusu dönüşüm; örgütsel davranıştan insan kaynaklarına, insan kaynaklarından pazarlamaya, pazarlamadan halkla ilişkilere kadar işletmelerin pek çok yönüne etki etmiştir. Bu kitap ile hedeflenen işletmelerdeki temel dönüşümleri ve değişimleri teknolojinin getirisi olan yapay zekâ, uzay çalışmaları, blok zincir ve yeni medya bağlamında ele alarak geniş bir çerçeve oluşturmaktır. Aynı zamanda farklı alanlardan bir araya gelen akademisyenlerin katılımı ile dijitalleşmenin işletmelere ve dünya üzerine olan etkisini tartışmak adına geniş bir yol haritası oluşturulması planlanmaktadır. Eser; ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora derslerinde okutulmak üzere güncel kavram ve araştırmaları içermektedir.
Gizem Oğuz, Yusuf Karaca Digit kelimesinin kökeni Latince digitus yani “parmak” demek. Bu kavram, Romalılar tarafından sayma işlemi için kullanılmış ve zaman içerisinde “digit” kelimesi sayı, “dijital” de sayısallaştırma manalarına evrilmiş. Artık dijital bir çağın içindeyiz ve “dijitalleşme” kavramı tüm hayatımızı baştan ayağa etkiliyor. Mevcut alışkanlıklarımız ve kavramlara yüklediğimiz anlamlarda büyük değişimler yaşanıyor. Fiziksel satıştın e-ticarete, dokunmanın arttırılmış gerçekliğe, ticari zekânın yapay zekâya ve yüz yüze iletişimin sanal mecralara evrildiği bir zaman dilimindeyiz. Algılarımızda da büyük değişimler yaşanıyor. Bu sebeple başarıyı elde etmek için iyi bir algı yönetimi yapmak gerekli bir hâl alıyor. Tam da bu noktada, insanlarda güven uyandırmak en önemli hususların başında geliyor. Algı ve algı yönetimi ile alakalı olan itibar kavramı, bir firma veya kuruma dair paydaşlarının zihninde canlanan konumudur. Paydaşların nezdinde bu konumu sağlamlaştırmak, algı ve algı yönetimi için hayati bir öneme sahiptir ve bu hiç de kolay değildir. Çeşitli avantajları bünyesinde barındıran dijital dönüşüm, bazı dezavantajları da beraberinde getiriyor. Dijital dönüşüm ile birlikte itibar kavramının da online platformlara taşınarak korunması, güç bir hâl alıyor. Uzun zamanlar içerisinde elde edilebilen itibar, çok ufak bir hata ile yerle yeksan olabiliyor. Bu kitap, sunduğu yeniliklerle online platformda yer alan veya almayı düşünen firmalar ile bu alana ilgi duyan herkes için yeni bir bakış açısı getiriyor. Unutmamak gerekir ki dijital çağda firmalar, dijital dönüşüme ayak uydurabildikleri sürece var olacaklardır.
Çağla Coşar, Ebru Han Kundakçı, Fatma Esra Öztürk, Oytun Doğan, Özlem Akkaya, Semay Buket Şahin, Türkay Türkan Ünlü Dijital Medya Ekseninde Nostalji ve Toplumsal Bellek kitabı, hafızaya yönelik iletişim çalışmaları ve medya alanında çoktandır var olan ama üzerinde kapsayıcı incelemelerin olmadığı kilit metinleri okuyucuya sunuyor. Farklı medya metinlerinin, kendi doğası içinde dijital alana aktarıldığında, toplumsal belleği hangi yollarla oluşturduğuna odaklanıyor. İletişim araştırmalarında, kullanılan antropoloji ve medya tarihi merkezli akademik çalışmalarda toplumsal bellek, saha olarak görülmekten çok araç olarak kullanılır. Hâlbuki, medya çalışmalarında toplumsal bellek yaratımı ve aktarımı, sahanın kendisi olarak kabul edilmelidir. Medya metinleri ister görsel ister yazınsal ister işitsel olsun toplumla özdeşleşmiş parçaları bulunur. İşte bu alanlar toplumsal belleğin geleneksel ve dijital medyaya aktarılması sürecinde başat birer rol üstlenmektedir. Türkiye'de sosyal bilimler içerisinde, toplumsal bellek öncelikli çalışma alanları arasında yer almaması nedeniyle gündelik hayat pratiklerinde yer alan nesneler, imgeler, film karakterleri, semboller, kültürel kodlar, çoğunlukla göstergebilim üzerinden analiz edilmektedir. Bu çalışma ise araştırmacılara, bugüne kadar alışılagelmiş bir alanı farklı bakış açıları ile inceleme imkânı sunmaktadır.
Ali Aydın, Aysel Yıldız, Dilar Diken Yücel, Esra Ebru Mavi, Eylem Şentürk Kara, Fadime Şimşek İşliyen, Fatma Nisan, Mustafa İşliyen, Ozan Kocabaş, Ömer Faruk Yücel, Şerife Öztürk Günümüzde geleneksel medyanın zaman içerisindeki dijital dönüşümü ve bu dönüşümün sonuçları büyük bir önem arz etmektedir. Zira dijital medyanın; bilgiye kolayca ulaşması, etkileşime imkân tanıması, zaman ve mekân sınırlaması olmadan küresel bir nitelik taşıması gibi özellikleri, onu hayatımızın vazgeçilmez bir parçası hâline getirmektedir. Ancak dijital medya ve yeni iletişim teknolojileri, bilhassa çocuklar ve gençler açısından ciddi riskleri de içinde barındırmaktadır. Çocukları ve gençleri bu risklerden korumak, dijital medyayı daha doğru kullanmalarını sağlamak için onlara dijital medya okuryazarlığı yetilerinin kazandırılması gerekmektedir. Zira çok geniş bir bilgi ve etkinlik okyanusu olan dijital medya içinde kaybolmadan doğru bilgiye ulaşarak onu yetkin şekilde kullanmak, çağın bir gereği hâline gelmiştir. Bu bağlamda bu kitapta, değişen okuryazarlık anlayışı odağından yola çıkılarak dijital medya okuryazarlığı hakkında ayrıntılı ve güncel bilgiler sunulmuştur. Kitap kapsamında; iletişim, eğitim, kamu yönetimi, felsefe gibi birçok disiplinin perspektifinden dijital medyanın geniş bir resmi çizilmeye çalışılmıştır. Ayrıca dijital medya kullanımının çocuklar ve yetişkinler açısından nasıl olduğu, nasıl olması gerektiği gibi konularda birtakım güncel araştırmalara yer verilerek dijital medya okuryazarlığı bağlamında bireylerin sahip olması gereken donanım, bilgi, bilinç ve perspektif kazanma gibi yetilerin genel panoraması ortaya konulmuştur.
Ali Kerem İngeç, Celil Ünal, Cengiz Anık, İbrahim Hanavcı, İbrahim Kiçir, Mustafa Cankut Kurt, Sümeyra Tüzün, Ümmügülsüm Talipoğlu Siyaset, etimolojik olarak “seyis” kelimesinden türemiştir. Bilindiği üzere seyis, “at bakıcısı” anlamına gelmektedir. Seyis, doğal olarak vahşi bir hayvan olan atı dizginler, ehlileştirir ve atın ihtiyaçlarıyla meşgul olur. Siyaset de felsefe literatüründe “doğa durumunda” olarak tarif edilen toplumları bazı norm, kural ve yargılar çemberine alarak onları belirli bir forma sokar. Siyasi erki elinde bulunduranlar, sözü edilen norm, kural ve yargıları tayin etme potansiyeline sahip olurlar ve dolayısıyla siyaset nasıl bir hayat yaşayacağımız konusunda belirleyici bir rol üstlenir. Bu nedenle siyasi aktörlerin öncelikli amacı, siyasi erki yani iktidarı elde etmektir. Bunun tek yolu ise siyasal iletişimdir. Bu kitap, siyasi aktörler ve seçmen ekseninde işleyen siyasal iletişim ve günlük hayatımızın geniş bir kısmını işgal eden dijital medyaya ilişkin değerlendirmeler içeren bölümlerden oluşmaktadır. Siyasetin, iletişimin, siyasal iletişimin, dijital medyanın ve seçmen davranışlarının müstakil karakteri ve birbirleriyle ilişkileri okurun ilgisine sunulmuştur.
Ali Kerem İngeç, Ayşe Gül Soncu, Büşra Turhan, Celil Ünal, Cengiz Anık, Emel Poyraz, Ezgi Büşra Çınar, İbrahim Hanavcı, İbrahim Kiçir, Mustafa Cankut Kurt, Sinem Güdüm, Sümeyra Tüzün, Tuğçe Aydoğan Kılıç, Ümmü Gülsüm Talipoğlu Geleneksel (mass) medya, insan bedeninin sınırlarını ortadan kaldırdığı için elbette tanrısal bir güç telkin ediyordu. Yaratıcının takdir ettiği sınırları aşma lütfunu bahşediyordu. Tanrı kadar görünmeyeni görmek, duyulmayanı duymak, bilinmeyeni bilmek ve doğal sınırları medyatik aygıtlar aracılığı ile aşmak, medyayı yaratıcıdan daha sevimli kılmış olmalı. Çünkü bu lütfun karşılığında mass medya, teslimiyet ve sadakat dışında tüketicisinden başka hiçbir ibadet beklemedi.
Dijital medya ise bedenin değil insan ruhunun uzantısı. Öteden beri “cogito” ve “geist” kavramlarıyla betimlenen insan ruhu, insani zaaflarından arındırılarak tüzel kişiliklere hamledilmişti. Tüzel kişilikler bu yolla tanrısal bir kudrete kavuşmuştu. İnsan ruhunun uzantısı olarak devreye sokulan ve tek tek insanlardan emilerek dijital medyaya aktarılan cogito ile geist, artık günümüzün en çok sevilen tanrısı. Bir zamanların helvadan tanrıları gibi. Canınız tapınmak istiyorsa tanrınız her an elinizin altında. Buyruklarını, bin bir çeşit enformasyonla iletiyor. Böyle bir fetişizme tapınmak demek; sıfır sorumluluk, sıfır risk ve sınırsız haz demek. Canınız çekerse ucundan azıcık tadına da bakabilirsiniz.
Aykan Şahin, Aylin Tutgun Ünal, Burcu Gümüş, Burhan Kılıç, Deniz Yengin, Esra Ercan Bilgiç, Fatma Nazlı Köksal, Gizem Uyanık, Gökmen H. Karadağ, Gülsün Bozkurt, Hicran Özlem Ilgın, Mert Can Atar, Müge Öztunç, Nihal Toros Ntapiapis, Sefa Harranoğlu, Serdar Kuzey Yıldız, Şule Kurt, Tamer Bayrak, Veli Boztepe, Yasemin Çakar Dijital teknolojinin bambaşka formlara doğru yelken açtırdığı iletişim dünyası, bu yolculuğun başlamasının üzerinden on yıllar geçmesine karşın hâlâ son derece dinamik bir yapıda. Siber âlemdeki baş döndürücü gelişmeler, hayatımızda neleri değiştiriyor; kişiler arası iletişim ve kitle iletişiminde ne gibi yeni normlar yaratıyor? Mahremiyet algısı nasıl dönüşüme uğruyor? Televizyon ve sinema endüstrisi, dijitalleşmeden nasıl etkileniyor? Dijital çağ, çocuklarımıza hangi fırsatları sunuyor, onlar için hangi riskleri barındırıyor? Yapay zekâ teknolojisi, pazarlamaya hangi ufukları açıyor? Avatarlar insanlığa neyin kapılarını aralıyor. Değişimin büyülü perdesi, ardında neleri saklıyor? Perdenin önünde süren temaşa göz kamaştırırken perdenin arkasında kapitalist süreçler nasıl işliyor? Medya, demokrasi, kamusal alan ilişkilerinde neler oluyor? Sosyal medya popülist politikaları ve nefret söylemini nasıl büyütüyor? Toplumsal bellek, dijitalleşmeden nasıl etkileniyor? Kitle kaynak tabanlı platformlarda dijital emeğin başına neler geliyor? Sahte haberlerin cirit attığı gerçek ötesi çağda yankı odalarında yaşayan toplum kesimleri arasındaki kutuplaşma keskinleşirken kamuoyu nasıl şekilleniyor? Dijital Okumalar, güncel çalışmalarla bu soruların yanıtlarını arıyor.
Ahmet Burçin Gürbüz, Aysun Şabanlı, Barbaros Bostan, Bayram Armutcı, Berna Balcı, Burcu Doğru, Burçak Aydınlık, Cansu Nur Şimşek, Çağatay Karaöz, Çiğdem Düzgüneş, Ertuğrul Süngü, Esin Selin Karaöz, Hazal Yayalar, İrem Çoban, İşvecan Nur Gürses, Kutay Tinç, Murat Çalış, Sercan Şengün, Zeynep Pınar Öncü Oyun ve özellikle de dijital oyun dünyasında kimlik, her daim tartışmalı bir konu olmuştur. Oyun ve oyuncu, oyuncu ve avatar, oyun ve avatar arasındaki ilişki birçok şekilde karşımıza çıkar. Özellikle gelişen grafik teknolojisi ile varlık olgusunun giderek arttığı dijital oyun dünyasında başta FPS kamera açısı olmak üzere VR teknolojilerin de desteği ile “orada olma” hissiyatı, her geçen gün daha da ilerlemektedir.
“Bulunuşluk” ve “sarmalanma” olguları geliştikçe oyunlardaki temsiliyetler ve bu temsiliyetlerin oyunlar içerisindeki konumlanmaları ve daha da önemlisi oyuncuya olan etkileri büyük oranda artış göstermiştir. Kimlik, şüphesiz 20 ve 21. yüzyılın en önemli başlıklarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle postyapısalcı düşüncenin ön planda olduğu bu dönemde, başta Fransız düşünürler tarafından ele alınan kimlik konusu, hem analog hem de dijital oyun dünyasına da etki etmektedir.
Dijital Oyunlar 2.0: Oynanış ve Kimlik isimli bu kitap, 80’li yılardan beri farklı sebepler ve aralıklarla değişen oyuncu kimliğini anlamak, oyuncu kimliğinin tarihsel bağlarını analiz etmek, farklı metodolojiler ile oyuncu kimliğini araştırmak ve oyun ile oyuncu arasındaki ilişkiyi kimlik üzerinden analiz etmeyi hedeflemektedir.
Barbaros Bostan, Bayram Armutcı, Büşra Eren Karalar, Ece Arıhan, Elif Öykü Başerdem, Elif Sürer, Ertuğrul Süngü, Güner Munlafalıoğlu, Güven Çatak, İrem Nur Özsoy, Kutay Tinç, Murat Çalış, Murat Durusoy, Ömer Can Saroğlu, Sena Onur Akman, Serhat Uğurcan Akman, Ümit Hazal Yayalar 1990'lı yılların sonu ve 2000'lerin başında yaşanan oyunları anlama çabası, oyun bilimi (ludology) ve anlatı bilim (narratology) arasında büyük bir tartışma yaratmıştı. Bir taraf dijital oyunların oyun içi mekanik ve dolaylı olarak detaylı bir kodlama ürünü olduklarını savunuyorken diğer taraf her oyunun bir anlatıya sahip olduğunu iddia ediyordu. Nitekim günümüzde oyun çalışmaları alanında araştırma yapan akademisyenler olarak şunu biliyoruz: Bugünün oyun dünyasında her iki başlığın da ağır bastığı, envai çeşit oyun bulmak mevcut.
Oyun üretiminde mekaniklerin önemli bir rol oynadığı aşikâr. Farklı mekaniklerin ortaya çıkmasıyla birlikte oyunlar çeşitlendi, bazıları oyun türlerinin belirlenmesine ön ayak oldu, bazıları ise sadece kopya olarak kaldı. Günümüzde oyunu oyun yapan "şeyin", birçok anlamda sorgulandığı bir dönemi yaşamaktayız. Giderek daha da simülasyona dönüşen oyunlar, gelişen grafik ve yapay zekâ teknolojileri ile birlikte 90'lı yıllardaki oyunlardan çok daha farklı bir hâle gelmiş durumdalar.
Dijital Oyunlar 3.0 Oyunlar ve Mekanik isimli kitabımız, tam da bu dönüşümü ve oyunların günümüzdeki konumlarını araştırıyor. Oyun çalışmaları alanında araştırmalar yapan akademisyenlerin bir araya geldiği bu kitapta, oyun mekaniklerinin zaman içerisindeki değişimleri ve anlatı ile kesiştiği noktalara dair birçok makale bulunmakta.
Bekir Sefa Köksu , Cihat Kartal, Deniz Yıldız, Doğu Kayışkan, E. Ebru Şentürk, Ebru Genç, Emine Nihan Cici Karaboğa, Halil Pak, Kübra Müge Çakaröz , M. Ferit Aydın, Mehmet Akif Çakırer, Murat Ayar, N. Çiğdem Uluç, Remzi Reha Durucasu, Resul Çelik, Tuğçe Ezgi Soyaltın, Ufuk Karadavut, Zeki Yüksekbilgili Bilimsel yaklaşımla yer yer muteber kaynaklardan alınan bilgilerle zenginleştirilmiş olarak bu bilgilerin kaynaklarının paylaşıldığı ve doğru kategorize edildiği bir kitabın, meraklıları ile buluşması sevinç verici. Kitap içerisinde henüz hayatımıza yeni giren canlı yayın ile pazarlama ve artırılmış gerçeklik stratejilerine yer verilmesi çok değerli. Dijital pazarlamayı anlatırken yasal düzenlemeler ve etik değerlerin paylaşılması atlanmamış. Hiçbir satış hedefinin, evrensel insani değerlerin daha üzerinde olmaması gerektiği açıklanmış. Bölüm sonlarında okuyucunun bir özet ile karşılaşması ve okuduklarını kısa sürede toparlaması çok faydalı olmuş; bölüm sonundaki sorular ise okudukları ile yetinmeyenler için yol gösterici nitelikte.
Bu kitabın; dijital pazarlamayı tüm yönleri ile anlamak, aynı zamanda pazarlama bilgilerini de güçlendirmek isteyen okuyucular için değerli bir başucu kaynağı olacağı kanaatindeyim.
Ömer ARIKAN
CEO, Tekrom Teknoloji
Dünya, Sanayi Devrimi'nden bu yana pek çok devinim, değişim ve dönüşüm geçirdi. Üretim faaliyetleri farklılaştı, üretilen ürünler farklılaştı. Bugün geldiğimiz noktayı bir asır önce tahmin etmek neredeyse imkânsızdı. Dünya çok hızlı bir şekilde değişti. Aslında değişmeyen tek şey, değişimin kendisi oldu. İhtiyaçlar ve ihtiyaçlara cevap verebilme olanağı giderek farklılaştı. Kalabalık pazarların yerini önce ekranlarımızın akışında beliren reklamlar aldı. Sonra hayatımıza internet girdi. İlk kıvılcımın bu denli bir etki yaratacağını kim bilebilirdi? Bilgisayar teknolojisi artık cebimize sığacak hâle geldi. Bu denli değişen ve dönüşen bilgi ve teknoloji çağında, üretilen ürün kadar ürünün pazarlanması da çok önemli bir hâl aldı. Bu koca evrende sesiniz duyulmuyorsa kapladığınız alan bir yağmur damlası kadar. Ekranlarımızı kaplayan bildirimlerin içinde yer edinmek ve dikkatimizi çekmek bile artık çok çok büyük bir meziyet. Bu çalışma, sınırları olmayan sanal dünyada yerinizi alabilmeniz için bir başucu kitabı. Bu kolektif titiz çalışmanın mimarı Mehmet Akif Çakırer'in ve tüm ekibin eline, gönlüne, kalemine sağlık.
Tülin Akın
Sosyal Girişimci, TABİT Bilişim ve İletişim Teknolojileri
Asiye Ata, Aslı Yurdigül, Aslıhan Zinderen, Derya Çakmak Karapınar, Emre Gökalp, Güler Erkal Karaman, İbrahim Etem Zinderen, Kübra Okumuş Dağdeler, Melike Arslan, Meryem Okumuş, Meryem Serdar, Mevlüde Deveci, Mustafa Berkay Aydın, Serdar Çil, Tuba Sütlüoğlu Günlük yaşamımızın önemli parametrelerinden olan dijital araç ve ortamlar toplumsal olanı etkilemekte ve insan yaşamını dönüştürmektedir. Söz konusu dönüşüm, dijital araçlara ve özellikle de yeni iletişim teknolojilerine büyük oranda bağlı bir yapıyı ortaya çıkarmaktadır. Bu çerçevede dijitalleşmenin toplumsal etkileri üzerine düşünmek, içinde yaşadığımız dünyayı algılamak ve değerlendirebilmek için bir zorunluluktur. “Dijital Sosyoloji Çalışmaları” bu değerlendirmede başvurulabilecek temel bir kaynak olma arzusunu taşımaktadır. Bu bağlamda dijital sosyoloji, dijital eşitsizlik, dijital gözetim, sanal kimlik, dijital aktivizm, kuşaklar, ebeveynlik, dijital sağlık, dijital diplomasi ve eğitimde dijitalleşme kitapta tartışılan konular arasındadır. Sosyoloji, iletişim ve eğitim alanındaki akademisyenlerin ortak çabalarıyla hazırlanan bu kitap alana ilgi duyan herkes içindir.
Selva Ersöz Karakulakoğlu Bu kitap sosyal bilimler alanında, özellikle dijital ile bağlantılı sıklıkla kullanılan kavram, kuram ve yöntemleri tek bir kaynak içinde okuyucuya sunmak amacıyla yazılmıştır. Kitabın içeriği dijital kavram ve kuramların gelişimi, dijital araştırma yöntemleri ve dijital yurttaşlık, dijital aktivizm, mobil kültür gibi farklı dijital konulara değinen üç bölümden oluşmaktadır. Dijital süreçte karşımıza çıkan pek çok kavram, tarihsel bütünlüğü içerisinde incelenerek okuyuculara sunulmuştur. Dijital konulara ilgi duyan, özellikle iletişim alanında dijital çalışmalar yapanlar için alana giriş niteliği taşıyan bu eser, iletişim bilimleri araştırmalarındaki yöntemlerin, kavramların ve kuramların etik, yöntemsel ve kuramsal sorgulamaları hakkında tartışmaları içermektedir. Prof. Dr. Selva Ersöz, Maltepe Üniversitesi iletişim Fakültesinde çalışmaktadır. Yazar bu kitapta, dijital topluma ilişkin kavramları, iletişim çalışmaları perspektifinden okuyuculara sunmaktadır.
Ali Özcan, Belkıs Benlioğlu, Betül Tozlu, Eyüp Al, Gül Dilek Türk, Hilal Kaşık, Müge Bekman, Nihal Erdoğan Sepetci, Osman Çalışkan, Pınar Pasmacı, Yelda Özlem Kölgelier Dijitalleşme hayatın neredeyse tüm alanlarını kapsarken, insanın deneyimini ve deneyim alanlarını açıkça etki altına alırken toplumu ve toplumsal süreçleri de daha öncesinde hiç olmadığı kadar yeniden şekillendirmektedir. Dijital teknolojiler yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak sosyalleşme, alışveriş yapma, enformasyona ulaşma, bilgi sahibi olma, eğlenme ve eğitim alma gibi birçok süreci kapsamaktadır.
Zaman içerisinde dijital teknolojilere büyük bir övgüyle ve olumlu bir perspektifle yaklaşan bakış açılarının sayısı artarken, bu teknolojileri eleştirmek, konumlarını tartışmaya açmak ve olumsuz sonuçlarını göstermek makul karşılanmamaktadır. Bu kitapta dijital toplumun birbirinden farklı boyutları kritik edilmekte ve çağdaş toplumsal düzen içerisindeki konumu belirlenmeye çalışılmaktadır. Bunu yaparken de dijital teknolojilerin doğaları, kullanım biçimleri, tarihleri ile bireysel ve toplumsal çıktıları eleştirel bir perspektifle ele alınmaktadır.
Derleme kitap çalışmasında dijital toplum kısaca gözetim, performans, hafıza, beden, kişiselleştirilmiş veri, duygulanımsal kutuplaşma, kolektif benlik, beğeni, enformasyon, sosyal sorumluluk ve Metaverse gibi konular eşliğinde tartışmaya açılmaktadır.
Ali Karaman, Bilge Turp Gölbaşı, Canan Tiftik, Çağla Kaya İlhan, Hande Ayhan Gökcek, Mehmet Emin Begtimur, Onur Türker, Özge Turhan, Parisa Alizadehfanaeloo, Sema Mercanoğlu Erin 2000'li yıllarda hızla gelişim gösteren, 2020 yılının beraberinde getirdiği pandemi nedeniyle de işletmelerin sürdürülebilirliği açısından neredeyse şart olan dijitalleşme, bu kitabın ana fikrini ve temelini oluşturmaktadır. Pandemi sebebiyle dijitalleşmenin önemi, yadsınamayacak derecede artmıştır. İşletmelerin değişen bu sürece hızla adapte olmaları büyük önem arz etmektedir.
Bu eser, dijitalleşme ortak başlığı altında yönetim, pazarlama ve medya konularında uzman akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır. Kitap, 10 bölümden oluşmakta olup dijitalleşme konusunda 3 alanı aynı anda kapsayan ilk bilimsel kitaptır. Bu anlamda, bu alanlara ilgi duyan herkese hitap etmektedir.
İç ve dış müşterilerin değerinin her zamankinden daha fazla olduğu pandemi döneminde dijitalleşme, bütün sektörlerde kaçınılmaz bir gereklilik olarak hız kazanmıştır. Bu bağlamda bu eser, dijitalleşme penceresinden, İstanbul Gelişim Üniversitesi ve Bingöl Üniversitesinin uzmanlık dalı Yönetim, Pazarlama ve Medya olan öğretim üyeleri tarafından kaleme alınmıştır. Kitapta, DİJİTAL YÖNETİM bölümü altında, dijital işletme yönetimi geniş bir açıdan ele alınmış, tedarik zincirinin dijitalleşmesine değinilmiş ve dijitalleşmenin birçok dönüşümü beraberinde getirmesi ile beraber bireylerin örgütsel yaşamdaki yalnızlığı incelenmiştir. Eserde, DİJİTAL PAZARLAMA başlığı altında öncelikle dijital pazarlamanın geçmişten günümüze kadar uzanan tarihi hakkında geniş kapsamlı bilgilendirme yapılmış, dijital markalaşma, dijital ve geleneksel marka güveni karşılaştırması, dijital pazarlamanın 2020 yılında en etkili stratejilerinden biri olan etkileyici (influencer) pazarlama ve dijital ticarette güncel inovasyonlar, konuları detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Kitabın son bölümü olan DİJİTAL MEDYA başlığı altında medyanın geçmişten günümüze değişen yapısı hakkında detaylı bilgiler verilmiş ve dijital dünyada, itibarın nasıl elde edileceği ve yönetimi üzerinde durulmuştur.
İstanbul Gelişim Üniversitesi ve Bingöl Üniversitesinin alanında uzman akademisyenlerinin deneyim ve bilgilerini kaleme aldıkları bu çalışmayı, bilim dünyası ve değerli okurlarla buluşturmanın mutluluğunu paylaşıyor ve devamlı gelişen dijital dünyada yer edinmeyi temenni ediyoruz.
Kadir Aydın Günümüzde bireyler, dijital medyayı, dinî bir ritüel gibi sürekli yerine getirilmesi gereken zorunluluklar olarak görmektedir. Özellikle dijital teknolojinin yerelleri olan gençler arasında, ortak bir dijital kültür oluşmuştur. Ancak dijital teknoloji, yalnızca genç kuşağın değil hemen her bireyin hayatında önemli kolaylıklar sağlayan, dolayısıyla vazgeçemediğimiz araç ve ortamlar hâline gelmektedir. Stres ve sıkıntısını gidermek için internet ve akıllı telefona sarılan bireyler, zamanla vakitlerinin büyük bir kısmını bu araçların kullanımına ayırmakta, bu vakitten duydukları hazzı terk edemeyerek bağımlı davranış sergilemeye başlamaktadırlar. Bu durum, zaman tüketimini kontrol edememe ve bireyin, yaşam alanlarındaki rutin işleyişini bozarak netlessfobi ve nomofobi sorunlarının yaşanmasına neden olmaktadır.
Adil Bical, Ali Arıcı, Ayda Gök, Betül Çepni Şener, Betül Sabahçı, Dilek Meriç, Fırat Adıyaman, Gökhan Demirel, Gülhan İlik, Hakan Asta, Özge Delen, Özgür Kılınç, Sevil Bayçu Günümüzde dijitalleşmenin tüm alanlara entegre olması ve bu alanları şekillendirmesiyle birlikte yeni bir dönüşüm sürecine girilmiştir. Bu dönüşümün kendini en çok hissettirdiği alanlardan biri de iletişimdir. Yeni iletişim teknolojileri ile dijitalleşme, iletişim paradigmalarına farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Dijital dünyanın iletişim biçimleri; bireyden işletmelere, medyadan eğitime kadar geniş yelpazede kendine yer bulmuş ve dijital çağın yeni kimliğini açıklamak için fırsatlar sunmuştur. Öte yandan McLuhan'ın global köy olarak da nitelendirdiği günümüz dünyasında, dijitalleşmenin etkisiyle iletişim; zaman ve mekândan bağımsız, hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleşmeye başlamıştır. Bu minvalde dijitalleşmenin iletişim üzerindeki geniş etkisini incelemek oldukça önem arz etmektedir. Dolayısıyla bu kitap, dijitalleşme bağlamında iletişim alanını farklı perspektiflerden ele alarak iletişimin kavramsal ve uygulamalı boyutlarını okuyuculara sunmaktadır.
Canan Kökus, Emin Arslan, Eren Keser, Esra Karip, Fatih Uslu, Figen Ebren, Hakan Kendir, Hale Alan, Halil Cura, Hasan Cem Çelik, Hüseyin Keleş, Mustafa Uslu, Nezir Temur, Özgür Yayla, Sinem Burcu Uğur, Yiğit Güven Thomas L. Friedman'ın, “The World Is Flat” adlı eserinde, 21. yüzyıldaki yaşam şeklini koşu bandına benzetmesi esasen günümüzde çok hızlı gerçekleşmekte olan sosyal, kültürel ve ekonomik dönüşümün ve endüstriyel devrimlerin habercisi gibiydi. Geçmişi son üç yüzyıla kadar uzanan Kıta Avrupası’nın, oluşturmuş olduğu sanayiye dayalı birtakım birikimi sayesinde dünyaya yön ve şekil verme ihtirası karşısında sanal ve soyut bir kavram bulundu: internet. Üçüncü sanayi devrimine ismini veren ve kendisinden sonra oluşacak endüstriyel devrimlerin de öncüsü olan “internet”in, önce ana akımın daha sonra da alternatif akımın hizmetine girmesiyle geri dönülmez bir yola girdi yerküremiz. Artık yirmili yaşlarda, kolejli elektronik müptelası bir genç, çok kısa bir sürede dünyanın en zengin insanları arasına girebilir hâle geldi. Son on yılda gerçekleşen iki endüstri devrimi, dünyadaki güç dengelerini değiştirdi, planlamaları altüst etti! En son yüz yıl önce yerküreye uğrayan virüsün Covid-19 ismiyle dönüşü ise muhteşem oldu. Think tank kuruluşları kapılarına zincir vurdu! Acaba bu virüs, beklenen bir misafir miydi yoksa kapı açıkken bacadan giren bir haydut mu? Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı dünyamızda dijitalleşmenin sosyal ve beşerî bilimlere yansımaları nasıl olacak? Bu soruları eksenine alan bu eserin, cevap arayan okurlarına cevap vermesi dileğiyle…
Bekir Gökhan Doğan, Evrim Yıldız, İlkay Burak Taşkıran, Meral Yılmaz, Mikail Batu, Neslihan Aybike Hökelekli, Selim Çam Sosyal ağlar, 2007 yılında Facebook'un küresel kullanıma sunulması ile popüler hâle gelmiştir. Son istatistikler incelendiğinde dünyanın %86,2'sinin herhangi bir sosyal ağa üye olduğu görülmektedir. Bu oran, platformların artık kişinin ilgili olduğu tüm toplumsal alanlarda kullanıldığına işaret etmektedir. Sosyal ağların kullanım alanlarındaki genişlik, disiplinlerarası araştırmaların yapılmasına olanak sağlamıştır. Çünkü içinde bulunduğumuz mevcut durum, her bireyin neredeyse sosyal ağ kullanımını gerekli kılmaktadır. Bu durum da platformların farklı bilim dallarında özellikle kişilerde bıraktığı etkiler açısından incelenmesi fikrini belirginleştirmiştir. Fakat sosyal ağ araştırmalarının genel itibarı ile sosyal bilimler konularında yayınlanan kitapların içerisinde yer aldığı görülmektedir. Buradan hareketle farklı disiplinlerde yapılan sosyal ağlara yönelik araştırmaların, ayrı bir kitapta literatüre sunulması beklenmektedir. Bu kitap, temel olarak sosyal ağların diğer disiplinler ile ilişkisini tüm yönlerinden betimlemek üzere yapılandırılmıştır. Kitabın, özellikle iletişim fakülteleri başta olmak üzere sosyoloji, psikoloji, eğitim bilimleri gibi yüksek öğretim kurumlarının ders müfredatında yer alan “Sosyal Ağ, Yeni Medya, Sosyal Medya” dersleri için yol gösterici olabileceği düşünülmektedir.
Atıl Emre Coşkun, Ayda Taştekin, Banu Davun, Celal Karaca, Hamit Coşkun, Meral Tosun, Mücahit Öztürk, Öznur Göçmen, Şükran Kılıç, Tuncay Çorak, Veysel Çakmak İnsan, daima yeni teknikler ve yeni araçlar arayışı içerisindedir. Yazının bulunmasını; matbaanın icadı, gazete ve kitapların yazılması, radyo ve televizyonun icadı, internetin ortaya çıkışı ve son olarak Metaverse'ün oluşturulması takip etmiştir. Her icat, insanları yeni bir yaşam tarzına, farklı bir boyuta sürüklemiştir. Günümüzde de son teknolojik araç olan Metaverse'ün de toplumu değiştireceği ve dönüştüreceği öngörülmektedir.
Metaverse, son yıllarda yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmış bir kavramdır. Fakat uzmanlar arasında tam olarak tanımlanamamakta ve toplum da Metaverse kavramının ne olduğunu net olarak anlayamamaktadır.
Kısaca evren ötesi olarak adlandırılan Metaverse teknolojisi bu kitapta, müzik, öğretim teknolojileri, uzaktan eğitim, çocukların gelişimi, psikoloji, nft ve vfx tasarımı, platform kapitalizmi, blokzincir teknolojisi ve iletişim mekânı açısından değerlendirilmektedir.
Aysel Cetinkaya, Banu İnanc Uyan Dur, Belgin Yazıcı, C. Bora Sezer, Cihan Oğuz, Engincan Yıldız, Esennur Sirer, Feride Zeynep Guder, Gizem Celik, Hatice Oz Pektaş, Manolya Kavakli-Thorne, Nigar Posteki, Oytun Kal, Ozlem Vargun, Seher Şeylan, Sevil Bektaş Durmuş, Suat Gezgin, Şukru Arslan, Ummuhan Molo, Yalcın Kırdar, Zeynep Benan Dondurucu İletişim, her dönemin en önemli meselelerinden biri olmuştur. Yaşamı tanımlayan unsurlar, değişimin kaçınılmazlığında farklılaşıp yenilendikçe iletişim araçları ve iletişime geçme biçimleri de başkalaşmaktadır. Ancak teknoloji, toplum ve iletişim arasındaki bağ her geçen gün daha da güçlenmektedir. Bugün, dijitalde birer temsile dönüşmüş yaşamlarımız, gerçekliğimiz üzerine uzun düşünme eylemleri var ederken sanallık en temel sorgularımızdan biri hâline gelmektedir.
Bu kitap, gerçekliğimizin bir ön tanımı niteliğindeki yeni kavramları, teknoloji etrafında tartışarak “Genişletilmiş Gerçeklik” (GG) teknolojilerine odaklanmaktadır. Sanal, artırılmış, karma gerçeklik gibi kavramları bir çatı altında toplayan ve açan genişletilmiş gerçeklik; disiplinlerin birbirine eridiği bu dönemde, iletişimi yeni boyutlarıyla tartışmayı anlamlı kılmaktadır. Böylece kitap, GG teknolojilerini meydana getiren teknik unsurlara ve kuramsal açılımlara yer vermekte; iletişim araçlarını bu çerçevede analiz etmektedir.
Ed. Selda İçin Akçalı Gündelik Hayat ve Medya kitabının içerisinde, tüketim kültürü perspeksifinden okumalar şeklinde yedi makale bulunmaktadır. Makale içerikleri tüketim, tüketim kültürü, tüketim ideolojisi çerçevesinde medya ortamı ve medya uyugulamaları ile Türkiye’deki kültür sembollerinin medyaya yansımaları çerçevesinde şekillenmektedir.
Gaye Topa Çiftçi 21. yüzyıl çalışma hayatında, kurumların gelişimi ve devamlılığı için hizmet içi iletişim eğitimleri kaçınılmaz unsurlardan biri hâline gelmiştir. Buna karşın iş hayatındaki yoğunluk nedeniyle bu eğitimlerin etkili bir şekilde verilmesi konusunda çeşitli sınırlılıklar oluşmaktadır. Teknolojik gelişmelerle çeşitlilik kazanmış olan uzaktan eğitim yöntemleri, hizmet içi eğitimlerde oluşan bu sınırlılıklara farklı açılardan çözümler sunmaktadır. Bu kitapta, dijital iletişim platformlarından biri olan blog tabanlı hizmet içi iletişim eğitimlerinin geliştirilebilmesi için bir model açıklanmaktadır.
Banu Denizli Öztürk, Ferdi Selim, Mikail Batu, Özcan Batcı, Rümeysa Nalbant, Selçuk Sağlam, Şebnem Özdemir İletişim araştırmaları, günümüzde sosyal ağlar üzerine yoğunlaşmıştır. Sosyal ağların iletişim bilimlerine getirdiği yenilikler, gelişmeler ve farklılaşmalar, bu disiplinde yapılan araştırmaların çeşitliliğini artırmıştır. Çünkü insanların iletişim kurma biçimleri değişmiştir. Sosyal ağlara yönelik yapılan araştırmaların çıkış noktasını, bir bilim dalı olan iletişim oluşturmaktadır. Fakat sosyal ağ araştırmalarının genel itibarı ile sosyal bilimler konularında yayımlanan kitapların içerisinde yer aldığı görülmektedir. Buradan hareketle sosyal ağlara yönelik yapılan araştırmaların ayrı bir kitapta literatüre sunulması beklenmektedir. Bu kitap, temel olarak sosyal ağların, iletişim ile ilişkisini hemen hemen tüm yönlerden betimlemek üzere yapılandırılmıştır. Kitabın, özellikle iletişim fakülteleri başta olmak üzere yüksek öğretim kurumlarının ders müfredatında yer alan “Sosyal Ağ, Yeni Medya, Sosyal Medya” dersleri için yol gösterici olabileceği, alanda uzmanlaşmak isteyen lisansüstü öğrenciler ve akademisyenlere de platformların tüm yönleri hakkında fikir sunabileceği düşünülmektedir.
Barış Koç, Celil Ünal, Damla Karşu Cesur, İbrahim Kiçir, Mevlüt Sedat Dönmez, Özlem Duğan, Seyfi Kılıç, Şakir Güler Dijitalleşme ve internet teknolojilerindeki gelişmeler, dijital yerliler olarak adlandırılan yeni bir kuşağın biçimlenmesinde etkili olmuştur. Dijital teknolojileri kullanmaya oldukça yatkın olan ve günümüzde Z kuşağı olarak da adlandırılan dijital yerliler; kimliklerini, ilişkilerini, hobilerini, eğitim alanındaki faaliyetlerini ve âdeta tüm yaşamını dijital alana taşımışlardır. Bu bakımdan düşünme, algılama, iş yapma, ilişki kurma ve eğlenme biçimleri de dâhil olmak üzere yaşamın pek çok alanında kendilerinden önceki kuşaklardan farklı özelliklere sahiptir. Bu yeni kuşağa yönelik araştırmalar ise genellikle teknoloji ve internet kullanımı, öğrenme, algılama ve düşünme biçimleri gibi konular üzerinde yoğunlaşmaktadır. Oysa söz konusu kuşağın benlik algıları, iletişim biçimleri, haber alma alışkanlıkları, marka ya da reklam algıları gibi konular kapsamında da incelenmesine ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaçtan hareketle bu kitapta, dijital yerliler; iletişim çalışmaları çerçevesinde haber alma alışkanlıkları, bilgi edinme ve yayma pratikleri, benlik algıları, kriz iletişimi, reklam izleme pratikleri ve izleyici metalaşması açısından ele alınmaktadır.
Dilek Çiftçi YEŞİLTUNA Bu kitapta Yeşiltuna, birçok toplumsal soruna, iletişim ve medya boyutundan ışık tutmaktadır. Ulusal sınırların aşılarak küresel politikaların, medya ve iletişim süreçleri üzerinden toplumlarla buluşturulduğu günümüzde, sorunların kaynağında medyanın rolü, göz ardı edilemeyecek kadar öne çıkmaktadır. Çünkü çeşitli toplumsallıkların medyada temsil edilmesi kadar, çeşitli medya ürünleriyle kurgulanan medya gerçekliğinin, bilinçleri yönlendirdiği hatta sürecin bir bilinç endüstrisi biçiminde işlediği bilinmektedir.

Yazar bu bağlamda; televizyon ve çocuk ilişkilerini, geleneksel ve yeni medyada kadın kimliklerinin ve kadın hareketlerinin temsilini, medya temsilleri üzerinden toplumsal cinsiyetin inşasını, yeni bir toplumsallık biçimi olarak medyatik toplulukları, yurttaşların medya üzerinden kendini ifade edişiyle varlık bulan yeni toplumsal hareketleri, tüketim kültürü ve e-alışverişi, film turizmini, hediye kültürünü vb. konuları ulusal ve küresel düzlemdeki iletişim süreçleri içinde ele alıp değerlendirmektedir.

Kitapta işlenen konular temelinde, toplumsal sorunlara iletişim boyutundan açıklamalar getirilirken, aracılanmış iletişimin ve bilişim sistemlerinin yeni dönemin temel bir değişme dinamiğini oluşturduğu vurgulanmaktadır. Böylelikle, medyanın giderek her türlü sosyal ilişki ve etkileşim biçimini kapsayan, dönüştüren ve yeniden üreten bir iktidar aracı olma durumunun altı çizilmektedir.