Deneysel, Bilişsel ve Öğrenme Psikolojisi \ 2-2
Aslı Kılıç, Aşağıdan Yukarı, Barbaros Yet, Buse Merve Ürgen, Dicle Dövencioğlu, Didem Kadıhasanoğl, Dilay Z. Karadöller, Episodic Memory, Levels of Analysis, Müge Çavdan, Nedim Göktepe, Retrieving Effectively from Memory, Yukarıdan Aşağı Bu kitabın her bir bölümünde; algı, bellek, dikkat ve dil gibi bilişsel becerileri gösteren insan davranışları farklı analiz seviyelerinde ele alınmıştır. Kitabın bölümlerinin bir başka ortak özelliği ise bölüm yazarlarının çoğunun yurt dışında çeşitli üniversitelerde çalıştıktan sonra Türkiye’de kendi kurdukları laboratuvarlarında araştırmalarına devam etmeleridir. Burada bahsedilen örneklerden de görülebileceği üzere davranışı çalışmak için çeşitli analiz seviyelerinde çok farklı metotlar kullanılmaktadır. Durum böyle olunca, belirli bir iddia, birçok paralel bulgu ile kanıtlanıp güçlenebilir ve yerleşik bir kavram olarak alan yazına geçebilir. Günümüzde son teknolojiyi kullanan metotlar hızla gelişse de bunlar hiçbir zaman tek başlarına yeterli olmamıştır. Temel kavramları 150 yıldan fazladır kullanılan yöntemlerle incelerken bunlardan çıkan sonuçları son teknoloji metotlarla tamamlamak gerektiği her yeni çalışmada görülmektedir. Bu durum değişeceğe benzemediğinden Marr’ın bir karmaşık sistemin ancak birçok seviyeden analiz edilerek anlaşılabileceği önermesi de gelecekte geçerliliğini koruyacak gibi durmaktadır.


Ayda Tekok Kılıç, Banu Değirmencioğlu, Banu Elmastaş Dikeç, Barışhan Erdoğan, Beril Yaffe, Bernis Sütçübaşı, Ceren Hıdıroğlu Ongun, Çiğdem Ulaşoğlu Yıldız, Deniz Büyükgök, Derya Durusu Emek Savaş, Elif Yıldırım, Elvin Doğutepe, Emel Erdoğan Bakar, Ezgi Ildırım, Ezgi Soncu Büyükişcan, Gökçer Eskikurt, Gülin Kaça, Hale Ögel Balaban, Hatice Kafadar, Itır Kaşıkçı, İnci Birincioğlu, Jbid Dursun Uncu, Öget Öktem Tanör, Pınar Uysal Cantürk, Pınar Yiğit, Sanem Sultan Yörük Öner, Selin Akdere, Selin Yağcı Kurtish, Serra Şandor, Simay İkier, Simge Şişman, Şükriye Akça Kalem, Tuğçe Şentürk, Tülay İzmitligil, Zeynep Gültekin Ahçı, Zeynep Küçük Günümüzde, beynin yapısı ve işlevlerini anlamaya yönelik araştırmaların sayısı arttıkça, bu alanda disiplinler arası birliktelik önem kazanmıştır. Beyin ve davranış arasındaki ilişkiyi inceleyen bir bilim dalı olan nöropsikoloji, disiplinler arası kavşakta yer alan önemli bir alandır. Bu alanın temel ölçüm araçlarından birisi olan ve bilişsel işlevlerin geçerli ve güvenilir olarak değerlendirilmesini kapsayan nöropsikolojik değerlendirmenin temel nöropsikoloji araştırmalarında kullanılmasının yanı sıra klinikte, ayırıcı tanıdan tedavi ve rehabilitasyonun düzenlenmesine kadar kullanım alanları oldukça genişlemiştir.
Psikolojinin bu özel uzmanlık alanını güncel araştırma bulgularına dayanarak kapsamlı bir şekilde ele alan bu kitap, nöropsikoloji ve nöropsikolojik değerlendirme ile ilgili farklı konularda araştırma yapan ve deneyimi olan akademisyenler ile klinik nöropsikologların çok boyutlu perspektifinden yararlanılarak hazırlanmıştır. Kitapta, özellikle teorik konuların uygulanmasına dair net bir anlayış oluşturmak için hem değerlendirme hem de rehabilitasyonla ilgili klinik konularla bağlantılar kurularak teori ve pratik arasındaki boşluğun doldurulmasına açık bir vurgu yapılmaktadır.
Kitabımızın; nöropsikoloji ve nöropsikolojik değerlendirme alanında sınırlı olan Türkçe alanyazına katkıda bulunmasını, kendini bu alanda geliştirmek isteyen psikoloji bölümü lisans ve yüksek lisans öğrencileri için temel bilgi sağlamasını ve nöropsikolojik değerlendirmenin kullanıldığı çeşitli alanlarda çalışan profesyoneller için güncel bir başvuru kitabı olmasını umuyoruz.
Sirel Karakaş, Emel Erdoğan Bakar, Elvin Doğutepe Bilişsel Potansiyeller İçin Nöropsikolojik Test Bataryası, kısa adıyla BİLNOT Bataryası, alan yazınımıza 1996 yılında girmiştir. İlk yayınlandığında (2004) yedi nöropsikolojik testten oluşan tek ciltlik BİLNOT Bataryası kitabı, yetişkinlere ilişkin bulgu, değerlendirme ve malzemeleri içeriyordu. İzleyen yıllarda çocuklar için ve iki ciltten oluşan BİLNOT – Çocuk kitabı, BİLNOT-Yetişkin’in gözden geçirilmiş 2.baskısı (2006), ardından da güncellenip genişletilmiş iki ciltlik 3. Baskı (2013) yayınlandı.

Elinizdeki iki ciltlik dördüncü baskıda, BİLNOT- Yetişkin Bataryası, AR-GE çalışmaları tamamlanmış dokuz, AR-GE çalışmaları sürmekte olan dört, toplamda 13 nöropsikolojik teste genişlemiştir.

2004 yılında, BİLNOT Bataryası ; çeviri, uyarlama, güvenirlik, geçerlik ve sağlıklı örneklemelerde normalizasyon çalışmaları tamamlanmış ilk ve tesk psikometrik araç idi. BİLNOT Bataryası, günümüzde de ilk ve tektir. Tanı, izlem, tedavinin etkisini değerlendirme ve rehabilitasyon programı düzenleme gibi uygulamalı alan süreçlerinde öncelikle yararlanılan BİLNOT Bataryası ; sinirbilimin egemen olduğu günümüz temel bilim araştırmalarının olmazsa olmazıdır.
Sirel Karakaş, Emel Erdoğan Bakar, Elvin Doğutepe Bilişsel Potansiyeller İçin Nöropsikolojik Test Bataryası, kısa adıyla BİLNOT Bataryası, alan yazınımıza 1996 yılında girmiştir. İlk yayınlandığında (2004) yedi nöropsikolojik testten oluşan tek ciltlik BİLNOT Bataryası kitabı, yetişkinlere ilişkin bulgu, değerlendirme ve malzemeleri içeriyordu. İzleyen yıllarda çocuklar için ve iki ciltten oluşan BİLNOT – Çocuk kitabı, BİLNOT-Yetişkin’in gözden geçirilmiş 2.baskısı (2006), ardından da güncellenip genişletilmiş iki ciltlik 3. Baskı (2013) yayınlandı.

Elinizdeki iki ciltlik dördüncü baskıda, BİLNOT- Yetişkin Bataryası, AR-GE çalışmaları tamamlanmış dokuz, AR-GE çalışmaları sürmekte olan dört, toplamda 13 nöropsikolojik teste genişlemiştir.
Emre Öztürk Bugün, nörososyoloji ve nöropragmatizm, sosyal araştırmanın mahiyetini farklı kaynaklarla güçlendirme ve daha canlı, daha diri ve daha etkili söylemlerle ayağa kaldırmak adına oldukça önemli gündem maddeleri sunan özgün iki başlık olarak öne çıkıyor. Nörososyoloji, nörobilimsel incelemelerin son derece gelişkin olduğu çağımızda, sosyolojiyi nörobilimlere yaklaştırmanın avantajları üzerinde odaklanırken sosyolojiye yeni teorik ve pratik açılımlar kazandırmanın yollarını sorgulamaktadır. Nöropragmatizm ise bir yandan felsefeyi nörobilimlerle birlikte düşünmenin indirgemeci olmayan alternatiflerini üretirken öte yandan nörobilimleri de insanı pragmatist felsefe ışığında etkileşimsel bir vukufla anlamaya davet etmektedir. Bu kapsamda elinizdeki metin; nörososyoloji ve nöropragmatizmi anlamak, temel içerimlerini yansıtmak, öne çıkan tezlerini tartışmaya açmak ve nörobilim incelemelerini sosyoloji ve felsefenin teorik mirasıyla birlikte değerlendirme iddialarında ne ölçüde başarılı olduklarını sorgulamak maksadındadır.
Mehmet Dumlu Aydın Kitapta anlatılan otonom ganglionlar beyin kabuğunun altındaki fay hatlarına benzer. Titreşimleri akıl depremlerine yani psikiyatrik bozukluklara yol açabilir. Sebebi ve mekanizması bilinmeyen hastalıkların nedenleri, otonom ganglionların henüz anlaşılamamış çalışma düzensizliklerinde saklı olabilir.

Prof. Dr. Nazan Aydın


Otonom ganglionlar sevk ve idare ettikleri organlardan atom ve moleküller hâlinde gelen bilgileri hammaddelerinden arındırarak anlamlandırır ve derin bilinci oluşturan omurilik, beyin sapı, insula ve beyin kabuğuna sunarlar. Bu nedenle de beynin derin istihbarat ağları adını almışlardır. Otonom ganglionlar beynin kara kutularıdır. Otonom ganglionlar sinyallerini irrasyonel ve karmaşık sayılarla kodlar. Her bir otonom ganglion, derin beynin âdeta bir gladyatörüdür.

Prof. Dr. Mehmet Dumlu Aydın
Jeanne Ellis Ormrod Genelde canlıların, özelde ise insanın nasıl öğrendiğine dair araştırma sonuçları her geçen gün önümüze heyecan verici bilgiler ve bulgular sunmaktadır. Bu araştırma sonuçları, öğrenmede yeni stratejilerin geliştirilmesine öncülük etmektedir. Öğrenme Psikolojisi adlı bu kitap, alandaki en temel ve güncel araştırma bulgularını da kapsayarak eğitim, edebiyat ve tıp fakülteleri gibi değişik alanların birçok programında lisans ve lisansüstü düzeyde kullanılabilecek şekilde hazırlanmıştır.
Okuyucu merkezli olarak hazırlanan Öğrenme Psikolojisi, tüm yaşlardaki öğrenicilerin bilgi ve becerileri nasıl edindiklerini ve öğrenme sürecinde etkili olabilen inanç, motivasyon, tutum ve tavır gibi faktörleri kapsamaktadır.
Öğrenme konusunda bilgi sahibi olmak isteyen okuyucunun, temel bir psikoloji bilgisine sahip olması ön koşulu yoktur. Kitapta, öğrenme kuramlarının tarihsel temellerinden başlayarak güncel öğrenme yaklaşımlarına rahatlıkla geçiş yapılabilir. Bu kitapla, alandaki bir profesör, öğrenme ile ilgili en son araştırma bulgularına ulaşabilirken üniversite eğitimine yeni başlamış bir öğrenci de öğrenme ile ilgili en temel konulara rahatlıkla erişebilir.
Dale H. SCHUNK, Pearson Öğrenme Teorileri kitabının yazarı Dale H. Schunk bir eğitim psikoloğudur ve North Carolina Üniversitesinde bulunan Eğitim Fakültesinin de dekanıdır. Eğitim alanında Bandura ve bu alanda çalışan her düzeyde eğitimci ile birlikte araştırma ve uygulamalar yapmıştır. Yaptığı özgün araştırmalardan elde ettiği kendi bulguları ve diğer araştırmacıların bulguları da bu kitapta yer almaktadır.
Öğrenme Teorilerinin Türkiye'de önemli bir boşluğu dolduracağını düşünüyoruz. Öncelikle bütün eğitimcilerin, öğretmenlerin, psikoloji ve psikolojik danışmanlık, eğitim bilimleri bölümlerinde okuyan lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin, milli eğitimi yöneten uzmanların “Öğrenme Teorileri” kitabından çok yararlanacağını umuyoruz.
Mark A. Gluck, Eduardo Mercado, Catherine E. Myers Öğrenme ve Bellek: Beyinden Davranışa isimli bu kitap; sinir bilimi ve davranışsal bakış açılarından, hayvan ve insan araştırmalarından ve deneysel ve klinik yaklaşımlardan alınan içgörüleri, sorunsuz bir şekilde bütünleştiren, kendi türündeki tek kitaptır. Bu geniş kapsamına rağmen kitap, sınıf çalışmasını ön koşul olarak da gerektirmez. Öğrenme ve belleğin bilimsel çalışmalarına kapsamlı, kolay erişilir ve ilgi çekici bir giriş sunma yaklaşımına sahiptir. Bu ders kitabı, dersin en az dört değişik yoldan herhangi birisiyle öğretilmesine olanak tanır:
1. Önce öğrenme sonra bellek,
2. Önce bellek, sonra öğrenme,
3. Yalnızca bellek,
4. Yalnızca öğrenme.
On ana bölüm (iki giriş bölümünün ardından) ortak bir formatı paylaşır ve her biri üç bölüme ayrılır: Davranışsal Süreçler, Beyin Alt Tabakaları ve Klinik Bakış Açıları. Bu benzersiz organizasyon, öğrencinin konuyu anlamasını ve akılda tutmasını, ayrıca bölümler ve konular arasında materyallerin bütünselliğini kolaylaştırır.
Ek olarak içindekiler tablosu, eğitmenlerin derslerine hayvan öğrenimi veya insan hafızası ile başlamalarına izin verirken her ikisinin de entegrasyonunu destekleyen modüllere ayrılmıştır. Kitap, okuyucunun deneysel verileri ve beyin anatomisini anlamasına yardımcı olmak için tam renkli tasarlanmıştır ve son derece başarılı fotoğraf ve orijinal şekiller içermektedir.
“Bu ders kitabının bölümleri üç farklı parçaya ayırma şeklini seviyorum. Materyalleri, dersi öğretmeme yardımcı oluyor çünkü beni düzenli tutuyor ve dersler sırasında hoş bir geçiş sağlıyor. Bu yapı öğrencilere de fayda sağlayacak gibi görünüyor. Kitaptaki parçalara ayrılan materyalin çalışmalarını kolaylaştırdıklarını söylediler.” (Monica Bolton, Nevada Üniversitesi, Las Vegas)
“Yazı stili ve harika grafikler arasında bu metne kesinlikle aşığım.” (Arlo Clark-Foos, Michigan Üniversitesi, Dearborn)
Margaret Gredler “Öğrenme ve Öğretme Kuramdan Uygulamaya” adlı bu kitap, Margaret E. Gredler'in yazmış olduğu “Learning and Instruction Theory into Practice” adlı değerli eserin yenilenen 6. basımından çevrilmiştir. Bu Kitap, gelişim ve öğrenme alanı açısından oldukça önemli eserler arasındadır. Kitapta, öncelikle öğrenmenin altında yatan temel felsefe, öğrenmenin temel kriterleri ve kuramların nasıl ortaya çıktığı açıklanmıştır. Daha sonra, öğrenme ve öğretme kuramlarının her biri oldukça detaylı olarak farklı perspektiflerden incelenmiştir. Kitap, etkili öğrenmelerin nasıl yapılacağı ve sınıf içi uygulama örneklerinin verilerek doğru uygulamaların yapılmasına rehberlik etmesi açısından da son derece önemli bir eserdir. Her bir bölüm teoriyi özümlemiş akademisyenler tarafından çevrilmiştir.
Bu kitabın Öğrenme ve Öğretme Kuramları çalışan alandaki akademisyenlere, araştırmacılara, öğrencilere, eğitim, gelişim ve insan psikolojisi alanında çalışanlara ve çocuk yetiştiren anne-babalara yol gösterici bir kaynak olacağı inancındayız.
Alan Pritchard - Routledge Çoğu öğretmen, çocukların öğrenmelerinin ilerleme kaydetmesi için fırsatlar sunma konusunda yetenekli olsa da genellikle bu süreçte arka planda yer alan teoriyi tam olarak anlamamaktadır. Öğretmenler, günümüzde öğrenme süreci ve bireysel öğrenme tercihleri hakkında bilinenlerin içyüzünü anlayarak bilginin, kavramların ve becerilerin etkili bir şekilde edinimini sağlayacak durum ve yaşantılar oluşturma konusunda daha donanımlıdırlar.
Öğrenme Yolları günümüzde yaygın bir biçimde kullanılmaktadır ve tamamen güncellenmiştir. Öğrenmenin gerçekleştiği, öğretmenlerin öğretim ve planlamalarında kullanabilecekleri yolların, yöntemlerin iç yüzünün daha iyi anlaşılması sağlanmaya çalışılmaktadır. Aşağıdakiler bu kapsamda değerlendirilmektedir:
öğrenmeye genel bir bakış
davranışçılık ve teorinin temelleri
bilişsel ve yapılandırmacı öğrenme
çoklu zeka kuramı
öğrenme stilleri
öğrenme güçlükleri
nöropsikolojinin etkisi
teorinin uygulamayla ilişkisi
Öğretmen adayları, öğretmenler ve çeşitli nedenlerle öğrenme ile ilişkisi olan tüm ilgililer için yazılmış olan Öğrenme Yolları, daha ileri düzeyde çalışmalar yapmayı amaçlayan ve konuya giriş ihtiyacı hisseden öğrenciler için değerli bir başlangıç görevi görür.

Alan Pritchard; Warwick Üniversitesi, Warwick Eğitim Enstitüsünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
D. C. Phillips, Jonas F. Soltis Geniş bir okuyucu kitlesi tarafından kabul gören bu kitap, klasik ve modern öğrenme teorilerini basitçe açıklamak yerine, öğrencileri sınıflarda gerçekte neler olup bittiğine yönelik tartışmalar üzerinde düşünmeyi teşvik eden durum çalışmaları ile bu teorileri hayata geçirmektedir. Öğrenciler, her bir teorinin güçlü ve zayıf yönlerini test etmeye teşvik edilmekte, böylece sonunda kendi öğretme ve öğrenme felsefelerini geliştirme olanağı bulmaktadırlar.
Öğrenme: Perspektifler'in yenilenen beşinci basımında:
• Sağduyu ve öğrenme teorileri tartışılmakta,
• Öğrenmenin transfer edilmesine yönelik yeni bir bölüm yer almakta,
• Beyin bilimindeki son gelişmeler değerlendirilmekte,
• Ek okumalar için yapılan önerilerin tamamen gözden geçirilmiş güncel bir listesi sunulmaktadır.

Öğrenme: Perspektifler kitabı Teachers College Yayınevinin “Thinking About Education” serisinin beş kitabından birisidir. Bu serideki kitapların tamamı, öğretmen adaylarının teori ve uygulama arasındaki boşluğu doldurmasına yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
“Kavramsal zıtlıklar ve zengin sınıf hikâyeleriyle dolu harika bir kitap. Bir güzel sanatlar akademisinde öğrenme teorilerini öğretmeye yönelik verdiğim ders için bulabildiğim en iyi kaynak.”
—Jack Dougherty, Trinity College, Hartford, CT
“İyi yazılmış ve okunabilir bir kitap. Philips ve Soltis, hem öğretmen adayları (preservice) hem de hâlen görev yapmakta olan öğretmenler (inservice) tarafından kullanılabilecek şekilde öğrenme hakkındaki bu çeşitli perspektifleri bir araya getirmelerinden dolayı takdir edilmelidirler. Sunulan örnek olaylar, kuramları açıklamaya yardımcı olmaktadır ve etkin sınıf içi tartışmalara olanak sağlamaktadır.”
—The Professional Educator
Matthew H. Olson, B. R. Hergenhahn, Pearson Öğrenmenin Kuramları kitabının yazarları Matthew H. Olson ve B. R. Hergenhahn tüm kuramlar hakkında çok fazla kaynak tarayarak, çok değerli seçkiler yaparak bu eseri alandaki öğrenci ve akademisyenlere sunmuşlardır.
Bu kitap, ABD ve diğer ülkelerde öğrenme alanında en değerli kitaplardan biri olarak kabul görmektedir. Eserde, öğrenme psikolojisi ve kuramları hakkında ülkemizde şimdiye kadar çevrilmiş ve yazılmış kitaplardan çok farklı bir bakış sunulmakta ve çok üst düzeyde analizler yapılmaktadır. Her bölümde, öğrenmenin temel kuramları açıklanırken bölümün sonunda kuramın öğrenme alanına getirdiği katkılar ve kuramla ilgili eleştiriler hatta zaman zaman kuramcının kendi kuramına yönelik eleştirileri de sunulmaktadır. Ayrıca, hemen akabinde her kurama farklı katkılar sağlayan diğer kişilerin görüşlerine de yer verilmektedir.
Yalnız eski kuramlara değil, öğrenmeye daha farklı bakışlar getiren yeni yaklaşımlara da bu kitapta yer verilmiştir.
Öğrenmenin Kuramları kitabı, öğrenme alanında büyük bir boşluğu dolduracak ve eğitim fakültelerinin bütün bölümlerinde lisans öğrencileri için; psikoloji bölümlerinde hem lisans, hem yüksek lisans, hem de doktora öğrencilerinin eğitimleri sırasında yararlanabilecekleri en temel kaynaklardan biri olacaktır.
Robert F. DeVellis, Sage Kişilik örüntülerini belirlemek, var oluşundan bu yana psikolojinin uğraşları arasında olmuştur. Başlangıçta zekâyı değerlendirmeye yönelik ortaya çıkan psikolojik testler, günümüzde sadece psikolojinin değil sağlık, sosyal ve eğitim bilimleri gibi birbirinden oldukça farklı alanlarda çalışan uzmanların da odağında yer almaktadır. Bu sebeple de Türkçede ölçek geliştirmeyi anlatan eserlerin var olması önem taşımaktadır. Yurt dışında ölçek geliştirmeyi anlatan önemli isimlerden olan Robert F. DeVellis, Ölçek Geliştirme: Kuram ve Uygulamalar kitabını onlarca yılın deneyimiyle geliştirmiştir. Özellikle psikolojik testlere yönelik ABD’de merkezlenen, uluslararası akademik ve uygulayıcı uzman çevresinde otorite olarak kabul gören, sağlık ve kişilik psikolojisi alanında ölçme araçlarını geliştiren, uygulayan ve dağıtan kurumlardaki deneyimleri, ölçek geliştirmede adım adım referans çerçevesi geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Bu yüzdendir ki Türkçeye çevrildiği zamanda kitaba yapılan uluslararası atıf sayısı yaklaşık olarak on bindir. Böylece günümüzde birbirinden oldukça uzak coğrafyalarda, pek çok farklı disiplinde ölçek geliştirme amacıyla çalışmalar yürüten uzmanların başucu kaynağı niteliğini korumaktadır.
Ölçek geliştirme, adım adım ve her adımının iyi planlanması gereken bir iştir. Kitap, ölçek geliştirmeyi en temel düzeyden şu an hâlihazırda klasik test kuramı ve modern test kuramının en ileri düzey olarak kabul edilen işlemlerine kadar getirmektedir. Temel ölçek geliştirme süreçlerinin yanında, ölçek geliştirme sonrasında ölçeğin taşıması gereken kullanışlılık, geçerlik ve güvenirlik kanıtlarının nasıl aranacağına yönelik ipuçları sunan kitap, ayrıca yapısal eşitlik modellemeleri ve madde tepki kuramı hakkında da kapsamlı, aydınlatıcı bilgiler sunmaktadır. Kitap, ölçek geliştirme sürecinde kuramsal temelin önemini detaylı bir şekilde anlatarak tipik hataların önüne geçme konusunda detaylı bilgiler içermektedir. Bu güçlü özellikleriyle, ölçek geliştirmeyi kolay, anlaşılır ve zevkli bir süreç hâline getirmektedir.
Emine Taşkıran, Gülçin Benbir Şenel, Hande Alibaş, Özgür Bilgin Topçuoğlu, Pınar Kahraman Koytak Elektronörofizyoloji uygulamaları nöroloji ve nörolojik bilimlerde tanı ve takip açısından önemli bir yer tutmaktadırlar. Pratik uygulamalar olan EEG, EMG, Uyarılmış Potansiyeller, İntraoperatif Elektronörofizyolojik Monitörizasyon ve PSG'yi kapsayan tetkiklerin bir kısmı tamamen teknisyenler tarafından bir kısmı ise teknisyenlerin yardımıyla hekimler tarafından gerçekleştirilir.
Bu eseri, elektronörofizyolojiye başlangıç yapmak isteyenler için temel bir pratik uygulama kitabının eksikliğinden yola çıkarak oluşturduk. Tamamı renkli ve açıklamalı resimlerin, kitabın anlaşılırlığını artırdığını düşünüyoruz.
Pratik Elektronöfizyoloji Uygulama Kitabı'mızı, öncelikle elektronörofizyoloji teknisyenleri ve asistan hekimler olmak üzere elektronörofizyolojiye ilgi duyan tüm okuyucuların beğenisine sunuyoruz.
Neil Coulson Dünya genelinde milyarlarca kullanıcıya anlık iletişim olanağı veren internetin yaşamımız üzerinde büyük bir etkisi bulunmaktadır. Peki, psikolojik araştırma yürütmek için internetten nasıl yararlanabiliriz?
Neil Coulson, bu kısa ve kullanıcı dostu rehberde en yaygın kullanılan çevrimiçi araştırma yöntemlerini incelemektedir. Her bir yaklaşımı dikkatlice açıklamanın yanı sıra onlarla ilişkili potansiyel olanaklara, zorluklara ve etik meselelere ışık tutmaktadır. Araştırmalarında başarılı olmak isteyen öğrencileri desteklemek üzere tasarlanan bu kitap, çevrimiçi psikolojik araştırma yürütmede çok iyi bir yardım kaynağıdır.
Psikologlar İçin Çevrimiçi Araştırma Yöntemleri:
•En yaygın kullanılan çevrimiçi yöntemleri vazgeçilmez tek bir kitapta birleştirmiştir,
•Çevrimiçi görüşmeler, odak grupları, anketler, deneyler ve sosyal medyaya ilişkin konuları kapsamaktadır,
•Önceki çevrimiçi araştırmaların içgörü kazandırıcı analizlerini içermektedir.
Neil Coulson, Birleşik Krallıkta bulunan Nottingham Üniversitesinde Sağlık Psikolojisi doçentidir. Çevrimiçi kendi kendine yardım, akran desteği toplulukları ve internetin uzun süreli hastalıkları olan insanları desteklemedeki rolü konularında uluslararası bir uzmandır.
Osman İyilikci Nicel veri analizi, psikolojideki bilimsel araştırma yöntemlerinin önemli bir parçasıdır. Bu durumun doğurduğu sonuçlardan biri de psikolojideki bilimsel çalışmalar sırasında kullanılan araştırma deseninin, elde edilen verinin hangi teknik kullanılarak analiz edileceğini belirlemesidir. Buradan hareketle bu kitaptaki tüm istatistiksel analizler, ilgili oldukları araştırma deseni ve ölçme düzeyi ile birlikte ele alınmıştır.
Kitaptaki araştırma örnekleri ve değinilen konu başlıkları, psikologların aldıkları eğitim boyunca araştırma yöntemleri, istatistik ve deneysel psikoloji derslerinde karşılaştığı terminolojiye uygun olacak şekilde belirlenmiştir. Anlaşılırlığın arttırılması amacıyla kitaptaki istatistiksel analizler, okuyucunun ilgili web sayfasından indirebileceği örnek veri dosyaları üzerinden ele alınmıştır. Ayrıca her bir analiz, APA stilinde rapor örneği ile desteklenmiştir.
Değindiği konulara bakıldığında kitabın, hem SPSS kullanmaya yeni başlayacak olanlar için hem de SPSS deneyimi olan araştırmacılar için uygun olduğu düşünülmektedir. Bundan dolayı kitap, bilimsel araştırma projelerinde, araştırma yöntemleri derslerinde ve bilgisayar uygulamalı istatistik derslerinde hem öğrenciler için hem de araştırmacılar için yardımcı bir kaynak niteliği taşımaktadır.
John J. Shaughnessy, Eugene B. Zechmeister, Jeanne S. Zechmeister Bildiğimiz kadarıyla, Türkçede sadece psikoloji alanına özgü ve tüm araştırma yöntemlerini içeren kapsamlı bir kitap yoktur. Aslında Bilimsel Araştırma Yöntemleri, tüm bilim alanları için aynı temel prensipleri, doğru (geçerli ve güvenilir) bilgiye ulaşmanın yöntemlerini içerir. Bu nitelikteki bir bilgi kontrollü koşullar altında elde edilir ve denetlenmeye yani test edilmeye ve değişmeye açıktır.
Bilimsel bilginin bu özelliği, özellikle lisans öğrencilerinin (ve elbette bu yöntemlerin formel bir eğitimini almamış olan insanların) anlamakta zorlandıkları bir özelliktir, çünkü bilimsel bilginin “kesin” olduğuna dair yaygın bir yanlış anlama vardır. Yine aynı nedenle, kendi alanında çok başarılı bir hukukçu, işadamı, mühendis, politikacı veya hekimin, geçerliği olmayan bir bilgiye değer vermesi mümkündür.
İşte kitabın temel amacı, karşılaşılan herhangi bir bilginin geçerliğini denetlemeyi mümkün kılacak yöntemleri, prensipleri ve kavramları kazandırmaktır.
Psikolojide Araştırma Yöntemleri kitabının diğer araştırma yöntemleri kitaplarından farkı, söz konusu yöntemleri ve temel prensipleri açıklamak için psikoloji alanında yapılmış olan araştırmaları ve örnekleri kullanmasıdır. Dolayısıyla araştırma yöntemlerini öğrenmek isteyen psikoloji öğrencileri, rehberlik ve psikolojik danışma öğrencileri ile sosyal hizmet uzmanlığı öğrencileri için özel bir
kolaylık sağlamaktadır; soyut prensiplerin ve kavramların anlaşılması, psikoloji alanındaki örneklerle kolaylaşmaktadır. Aynı nedenle mevcut kitap, psikoloji ve psikolojiye yakın alanlarda öğrenim gören lisansüstü öğrenciler ile araştırmacılar için de özel bir destek sağlamaktadır.
Nihayet, Psikolojide Araştırma Yöntemleri kitabının endüstri ve örgüt psikolojisi ve sayıları çok olduğu için (yaklaşık, tüm psikologların % 40'ı) özellikle klinik psikoloji alanındaki uygulamacılar için önemine de değinmek uygun olur. Kitabın 15’inci sayfasındaki KUTU 1.2, şu soruyla başlamaktadır: “Klinik psikologlar, hastalarını tedavi ederken psikoloji araştırmalarının en son bulgularını uygularlar mı?”. Önde gelen klinik psikologlar olan Dr. Timoty Baker, Richard McFall ve Varda Shoham yaptıkları geniş analizde (2008) bu soruya sert ve rahatsız edici bir “Hayır!” cevabı vermişlerdir. Araştırmacılara göre, klinik psikologların büyük kısmı bir araştırmanın yöntemini ve bulgularını anlayabilmek için gerekli olan yöntem bilgisinden yoksundur.
Dicle Dövencioğlu, Elif Aysimi Duman, Güneş Ünal, İnci Ayhan, Nihan Alp, Nur Soylu Yalçınkaya “Bu kitap; psikoloji tarihinde birkaç yüzyıllık kuramsal ve görgül buluş, çelişki ve hatta gelgitlerin sonucunda ortaya çıkan konuları özgün bir biçimde ele alan çalışmalardan oluşuyor. Kitaptaki makaleler, yaşamımızı büyük ölçüde belirleyen gen/çevre etkileşiminden sosyal ortamda algıya kadar psikolojinin geldiği kavramlaşma düzeyinin ne kadar geniş bir yelpazeye yayıldığını gösteriyor. Bunun yanında kitap, hayvan modellerinden MRG ve EEG'ye kadar uzanan teknikleri ele alıyor ve psikoloji araştırmalarının bu yöntemlerden nasıl ve niçin yararlandığını açıklıyor. Bu kapsam ve özgün içeriğin dışında bu kitabı değerli kılan diğer bir yan ise Türkçe olmasıdır. Maalesef İngilizcenin egemenliği ve bilim dili olarak evrensel özelliği araştırmaların çoğunun bu dilde yayımlanması ve yaygınlaştırılmasını beraberinde getiriyor. Dünyadaki bütün bilimcilerin birbirleriyle anlaşmalarını sağlayabildiği için bir lingua francanın varlığı ve yaygınlığı önemli olsa da Türkçenin bir bilim dili ve iletişim aracı olmasının gerekliliği de aşikâr. Bu nedenle de bu kitabın özellikle genç bilimcilerin fikir ve ürünlerini dilimize kazandırmalarında teşvik edici bir unsur olmasını umuyorum.”
Reşit Canbeyli
Boğaziçi Üniversitesi
Ahmet Akın, Ümran Akın, Banu Yıldız, Fatih Usta, Taner Demir, Nihan Çitemel, Eyüp Çelik, Serhat Arslan, Mehmet Emin Turan, Recep Uysal, İbrahim Demirci, Halime Güngör Güncel psikolojik kavramlar kitabını oluştururken son yıllarda ortaya çıkmış ve daha önceki kaynak kitaplarda yer almamış yeni kavramları keyifli bir anlatımla tanımlamaya çalıştık. Güncel kavramları tanımlarken bu kavramların tarihsel gelişimine, hangi kavramlarla ilişkili olduğuna, daha önceden yapılan araştırmalara değinerek teorik altyapısını inceledik. Ayrıca kitapta yer alan kavramların ölçülebilir olmasına dikkat ettik. Daha önceden yayınladığımız Psikolojide Kullanılan Güncel Ölçme Araçları: 1-2-3 adlı kitabımızı inceleyerek bu kitapta yer alan kavramların ölçme araçlarını bulabilirsiniz. Sonuç olarak yaklaşık beş senelik bir çalışmanın ve azimli bir ekibin ürünü olan bu kitabın, güncel psikolojik kavramların anlaşılmasına yardımcı olacağını, yeni araştırmalar hakkında fikir vereceğini ve yapılacak araştırmaların teorik altyapısının tasarlanmasına katkı sağlayacağını umuyoruz.
Ayşen Gündüz-Maraş, Burcu Pınar Bulut, Derya Özbek Şimşek, Duygu Cantekin, Elif Ünal, Fatma Girgin Kardeş, Fazilet Canbolat, Felek Yoğan, Selin Uçar Özsoy, Sema Yurduşen, Sevda Sarı, Sinem Baltacı, Tuğba Uyar Suiçmez, Yağmur Ar-Karcı Odağı insan olan sosyal bilim çalışmaları, bireylerin olayları nasıl anlamlandırdıkları, yorumladıkları ve bunlardan nasıl etkilendikleri üzerine odaklanmaktadır. Bu konuyu derinlemesine çalışmanın en etkin yollarının başında nitel araştırma yöntemleri gelmektedir.
Nitel araştırma yöntemleri, gerek kişiyi doğrudan kendi dilindeki özgün ifadeleriyle çalışması gerekse araştırmacının sürece olan potansiyel etkisini reddetmeyerek ele alması bakımından oldukça önemli, son dönemlerde araştırmacılar tarafından daha sık tercih edilen bilimsel araştırma yöntemleridir. Nitel çalışmalarda hedef, önceden belirlenen hipotezlerin doğruluğu veya yanlışlığını saptamak değil, yaşantıların bireyleri neden ve nasıl etkilediğine ilişkin derinlemesine bilgi toplamaktır. Bu temel duruş çerçevesinde nitel araştırmaların farklı yöntemleri bulunmaktadır, ayrıca her yöntemin kendine has bir hedefi ve analiz metodolojisi vardır. Bu kitapta bu yöntemler farklı bölümlerde detaylarıyla hem araştırmanın amacı hem de kullanılan yönteme göre izlenmesi beklenen yollar çerçevesinde tüm incelikleriyle ele alınarak ve psikoloji alanındaki çalışmalar çerçevesinde örneklendirilerek okuyucuya sunulmaktadır.
Robert M. Thorndike - Tracy Thorndike-Christ Kitap, ölçme ve değerlendirme ile ilgili temel kavramlar, geçerlik ve güvenirlik, testler test uygulamaları, ölçme sonuçları ile yapılabilecek temel işlemler, özel gruplarda ölçme işlemleri, çeşitli psikometrik uygulamalar ve etik konular gibi konuları kapsayan geniş bir alana sahiptir. Öte yandan tutum ölçekleri, derecelendirme ölçekleri ve kontrol listeleri oluşturmak için yöntemler; yetenek testleri, standart başarı testleri, genel bilişsel yetenekleri ve akademik becerileri ölçmek için kullanılan önemli testlerin en son revizyonları tamamen güncellenmiş hâli ile kitapta yer almaktadır. Uygulama ve örneklerle desteklenmiş olan içerik, okuyucuyu bir yandan akademik olarak desteklemekte bir yandan da pratiğe ve uygulamaya yönelik çeşitli önerilerde bulunmaktadır.

Ronald Jay Cohen, Mark E. Swerdlik Türkçe literatürde özellikle eksikliği hissedilen okul öncesi ve bir ölçüde özel eğitim ile ilgili bölümlerin de yer aldığı lisans düzeyinde ve belli yönleriyle lisansüstü düzeyde kullanılabilecek bu “Psikolojik Test ve Değerleme: Testlere ve Ölçmeye Giriş” adlı kitap, beş temel kısımdan oluşmaktadır.
İlk kısım; alana ilişkin bazı önemli tanımları, değerleme araçlarının genel bir betimlemesini ve “Kim, ne, nerede, nasıl ve neden?” sorularının kapsamlı bir cevabını içermektedir. Ayrıca tarihsel, kültürel, yasal ve etik konular da bu kısım içinde ele alınmıştır. “Psikolojik Ölçme Bilimi” adlı ikinci kısım, temel istatistik bilgilerin tekrarı ile başlamakta “Güvenirlik”, “Geçerlik” ve “Kullanışlılık” bölümleriyle devam etmekte ve “Test Geliştirme” ile son bulmaktadır. “Zekâ Değerlemesi”ni kapsayan üçüncü kısım; “Zekâ ve Ölçülmesi”, “Zekâ Testleri” ve “Okul Öncesinde ve Eğitimde Değerleme” adlı konulardan oluşmaktadır. “Kişilik Değerlemesine Genel Bir Bakış” ve “Kişilik Değerleme” bölümlerinden oluşan dördüncü kısmın adı ise “Kişiliğin Değerlemesi”dir. Son kısım olan beşinci kısım “Uygulamada Test ve Değerleme” içindeki üç bölüm, “Klinik ve Danışmanlık Amaçlı Değerleme”, “Nöropsikolojik Değerleme” ve “Değerleme, Kariyer ve İş” adlarıyla yer almaktadır.
İbrahim Ethem Özgüven Dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde de “psi­kolojik testler”, içinde bulunduğumuz yüzyılın başlarında daha çok diğer ülkelerde geliştirilen testlerin “tercümesi” hareketi olarak başlamış, testler üzerinde geliştirici bir emek ve çaba gösterilmemiştir. Bugünkü anlamda madde yazma, test düzenleme, uygulama, madde analizi yapma, iyi soruları seçip son testi hazırlama, geçerlik ve güvenirlik ça­lışmasını yapma 1950'li yılların ortalarında başlamıştır. 1950'lerden bu yana geçen sürede ülkemizde ölçme tekniği ve psikolojik testler ve test geliştirme alanlarında önemli kuruluşlar oluşturulmuştur.
Testler konusunda artan talep; psikolojinin, psikolojik testler dalının diğer dallara göre ülkemizde hızlı gelişmesini sağlamıştır. Psikolojik Testler kitabı; “test geliştirme”, “psi­kolojik testlerin uygun şekilde kullanılması ve elde edilen puanların uygun şekilde yorumlanması”, “psikolojik testler­den özellikle ülkemizde bulunanların tanıtılması” konularına ağırlık vermiştir.
Bu kitap, üniversitelerin psikoloji, psikolojik danışma, psikiyatri, ölçme ve değerlendirme, program geliştirme, çocuk gelişimi ve eğitimi, mesleki ve teknik eğitim, özel eğitim, sınıf öğretmenliği, sosyal hizmetler ve diğer ilgili bö­lümlerde uygulanan lisans ve kısmen lisans üstü program­larda psikolojik testlerle ilgili okutulabilecek bir “ders kitabı” olarak hazırlanmıştır.
Anne Anastasi, Susana Urbina Kitap, psikolojik testlerin tarihsel gelişiminden başlayarak günümüzdeki kullanım alanlarına kadar geniş bir yelpazede test etme konularını ele almaktadır. Sosyal bilimlerde, özellikle de eğitim bilimlerinin tüm alanları ile psikoloji temelli alanlarda lisansüstü eğitimin temel eserlerinden biridir.
Ahmet Rıfat Kayış, Banu Yıldız, Ezgi Ekin Şahin, Hüseyin Öztürk, İlknur Yeniçeri, İsmail Yelpaze, Kerem Coşkun, Mehmet Sarıçalı, Meryem Demir Güdül, Osman Hatun, Özge Canoğulları, Sinan Okur, Şeydi Ahmet Satıcı, Tuba Aydın Güngör, Yalçın Kanbay, Zeynep Ayça Terzioğlu Bu kitabı okumaya başladığınıza göre psikolojiye karşı ilgi ve merakınız olduğunu düşünebiliriz. Psikoloji, insan olarak “ben”i açıklama gayretinde olması nedeniyle neredeyse herkesin ilgisini bir noktada çekmektedir. Kimi kendisini anlamak ister kimi hayat arkadaşını, patronunu kimi çocuğunu kimi de ebeveynlerini. Yani insanı, en başında da kendimizi anlama çabası, bizleri psikolojiyi öğrenmeye götürür. Anadolu’nun ünlü halk şairi Yunus Emre’nin sıklıkla kullandığımız dizeleri gibi “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır”.
Ancak bu kendini bilmek, kendini öğrenmek, kendini keşfe çıkmak çoğu zaman bilimi kendi çıkarları doğrultusunda bir kazanca çevirenlerin elinde oyuncağa da dönüşebilmektedir. Nitekim psikolojiyi doğru anlayamamak, “Sen şimdi benim aklımdan geçenleri okuyor musun?” sorusunun da hedefi hâline gelmenize neden olabilir. “Ben de psikolojiyle ilgileniyorum.”, “Biz de psikolojiden anlarız, kişisel gelişim kitaplarına bayılırım.” gibi cümleler de bu alanda uzmanlaşacak olanların sık sık duyacağı şey­lerden birkaçı olacaktır. Peki, psikoloji gerçekten de her ilgisini çekenin birkaç kitap okuyarak uzmanlaşabileceği bir alan mıdır? Bu soruya içinizden “Hayır.” cevabını verdiğinizi tahmin edebiliyorum. Yine de psikolojiyi fazla popülerleştirip bilimden uzaklaştırmak da yalnızca bilim insanlarının eline bırakıp elitist bir şekle sokmak da aynı derecede tehlikeli olabilir. Çünkü bilim, insanlara ulaştıkça ve yaşamın içinde canlı bir organizma gibi gelişmeye devam ettikçe ancak faydalı olacaktır.
Psikoloji bilimi, asırlar önce filozofların insanı anlamaya yönelik sordukları sorulara verdikleri cevaplarla şekillenmiş ve ardından fizyolojik çalışmalar temelinde bir bilim olarak doğmuştur. Psikoloji, günümüze kadar hakkında yüzlerce kuram ve milyonlarca kavram yazılarak bugün hâlâ merakımızı canlı tutmaya devam etmektedir. Biz de bu Psikolojiye Giriş adlı bu kitapta, yüzyıllardır insan davranışlarını anlamaya yönelik çabaları literatürdeki yeni çalışmalarla birleştirerek sizin ilginize sunuyoruz.
Mete Han Gür Sezgi, 80'lerde bilim dünyasının radarına girdi. Araştırmalar yöneticilerin başarılarının %80 “sezgi”ye borçlu olduğunu gösterince bu ilgi giderek âdeta bir tsunami dalgasına dönüştü vehem organizasyonların farklı bölümlerine hem de farklı sektörlere yayıldı. Organizasyonlarda sezgiye olan ilgi; “yönetimde sezgi”, “girişimci sezgisi”, “stratejik planlamada sezgi”, “risk yönetiminde sezgi”, “satışta sezgi”, “pazarlamada sezgi”, “insan kaynaklarında sezgi”, “proje yönetiminde sezgi”, “süreç kontrolünde sezgi”, “kalite kontrolünde sezgi”, “üretimde sezgi”, “robotics, AI ve sezgi”, “araştırmacı sezgisi” konularına odaklanan araştırmalarla derinlik ve uygulanabilirlik kazandı. Diğer taraftan bu çalışmalar, tıptan hukuka, finanstan mühendisliğe birçok sektöre yayıldı. Bu araştırmaların ortak paydası temel sezgi teori ve kavramları, ortak hedefi ise sezginin eğitilerek daha güvenli ve verimli bir hâle getirilmesiydi. Sezgi, önümüzdeki dönemde hem işe alımlarda hem de kariyer basamaklarında yükselirken aranan bir beceri olarak öne çıkmaktadır.
Beynin Beyni Sezgi serisinin ilk iki kitabı, sezgi biliminin temel teori ve kavramlarını veriyor. Sezginin; altı milyon yıllık geçmişi olan insan türüne, altmış bin yıl önce ortaya çıkan bilincin olmadığı dönemlerde nasıl yol gösterdiğini anlatıyor. Sezgi Nasıl Çalışır, Ölçülür, Eğitilir? sezginin temel mekanizmalarını (alışkanlıklar, heuristikler, örüntü tanıma ve örtük öğrenme) gerçek öykülerle anlatıyor, sezgisel zekâyı irdeliyor ve sezgi eğitiminin yol haritasını veriyor.
Kitap; yöneticilerin profesyonellerin, akademisyenlerin, kişisel gelişimle ilgilenenlerin hizmetine sunulur.
A. Halim Ergunalp Sibernetik Düşünme; doğa ve sosyal bilim alanlarının ortak paydasında düşünmenin yoludur. Bu yol, bilimler arası (disiplinler arası) kavram zenginliği içinde karmaşık ve bütüncül (holistik) düşünmeyi öğretir; bu alanlardaki yaratıcı ve üretken bilim insanlarının ortak çalışmalarıyla, 1940’lar ve 1950’ler arasında icat edilmiştir. Sibernetik 21. yüzyıl teknolojilerinin tasarım temellerini atmış, olağanüstü bir çeşitlenmenin yolunu açmıştır.
Bugün sahip olduğumuz yaygın el bilgisayarları (cep telefonları), kapasiteleri her gün büyüyen türlü bilgisayar donanım ve yazılımları, yaşamın ayrılmaz parçası olan bankamatikler ve mobil uygulamalar vardır. Dijital iletişim platformları (facebook, twitter, instagram vd.), e-devlet uygulamaları, bireyin ve toplumsal yaşamın tüm davranış alanlarını hızla değiştirmekte ve daha karmaşık hâle getirmektedir. Karmaşıklığın ölçüsü “çeşitlilik”tir ve sorun, karmaşıklığın nasıl kontrol altında tutulabileceğidir. “Sibernetik Düşünme”nin bir yasası, bu soruna çözüm yolu gösterir. “Çeşitliliği ancak ona eşdeğer ya da daha fazla çeşitlilikle kontrol edebiliriz.” der.
Sibernetik, kök anlamında “yöneten ağ yapı” demektir ve doğa bilimleriyle sosyal bilimler arasında önemli köprü kavrayışını kurarken; ağsal yapılanma, bağlantısal bütünsellik kavramları ve örgünverinin (enformasyon) evrenin yapıtaşı olduğu farkındalığı ile 21. yüzyıl bilimsel, teknolojik düşüncesine yol göstermektedir. Artık, günümüzde bizi kuşatan karmaşık sistemleri iyi anlamak, böylece onları yönetebilecek yapıları kurabilmek yaşamsal bir sorundur. Kitabın tümü, bu sorunla yüzleşecek gençler ve kendini genç hisseden olgun insanlarımız için aydınlık bir geleceğe işaret etmektedir.
Ali Sadi Gitmez Doğa ve fen bilimlerinde “araştırma”ya verilen önemin de sonucu olarak, özellikle son 70-80 yıldır tüm gelişmiş dünyada “Sosyal Bilimlerde Araştırma” konusuna ilişkin ilgi/bilgi/uygulamada çok büyük sıçramalar olduğu gibi, insan doğası ve ilişkilerinin açıklanmasında da büyük gelişmelere tanık olunmaktadır. Ne var ki en sıradan kamuoyu yoklamasından, en kesin sonuçlara götüren çıkarımsal sosyal bilim araştırmalarına dek her türlü sosyal/bilimsel bilgi ve açıklama, belli düzeyde kuşku ve çekince ile karşılanmaktadır. Bu kuşku ve çekincenin temelinde, sosyal alanlarda doğa/fen bilimlerindeki sonuçların “kesinliği”nin tartışılır olmasının yanında ilgili bilgi ve açıklamaya varmada uygulanan sosyal araştırma yönteminin yeterlik ve inandırıcılığına duyulan çekince de yatmaktadır.
Bu kitap; temelde, her düzeyde sosyal araştırmacılar için bir rehber kitap olmakla birlikte, daha çok üniversitelerin özellikle yüksek lisans programlarındaki “Araştırma Yöntemleri/Teknikleri” derslerinde ele alınan konulara, tartışmalara ve karşılaşılan bilimsel sorunlara, birçok ders kitabından daha fazla ayrıntıya inerek açıklamalar getirmektedir. Bu amaç ve içeriği ile kitap; lisans ve yüksek lisans düzeyinde standart bir “ders kitabı” olduğu kadar konu ile ilgili her bölümde daha derinliğine bilgiler içermesi dolayısıyla aynı zamanda bir “başvuru kitabı” niteliğini de taşımaktadır. Kitabın konuları ve kapsamları her iki amaca da hizmet edecek şekilde düzenlenmiştir. Kitabın, araştırma derslerini veren (ya da vermeye aday olan) öğretim elemanlarına da yardımcı olacak bir kaynak olması umut edilmektedir.
Helene Snee, Christine Hine, Yvette Morey, Steven Roberts, Hayley Watson Bu derleme kitap, araştırmacılara, ilgili, etkili ve yenilikçi dijital yöntemleri kullanma konusunda ilham vermektedir. Kitabın temel sorunsalı; araştırma yöntemi olarak dijital yöntemlerin, ana akım sosyal bilim araştırma yöntemleriyle karşılaştırılabilir yöntemler olarak görülmesi konusuna odaklanmıştır. Kitap, dijital yöntemlerin ana akımlaştırılması konusundaki tartışmalara öneriler getirmesi bakımından, sosyal bilim araştırmaları alanına eşsiz katkılar sağlamaktadır. Aynı şekilde kitap, sosyal bilim araştırmalarındaki sayısal yöntemlerin; etik, pratik, ampirik, yöntemsel ve kuramsal sorgulamaları hakkında geniş tartışmaları içermektedir. Kitabın yazarları, sosyal bilimlerde dijital yöntemlerin ana akımlaştırılması ile ilgili zorlukları ve düşünsel şüpheciliği başarılı bir şekilde tartışmaktadırlar.
Aslı Yörük, Aykut Eken, Banu Cangöz Tavat, Bora Baskak, Burcu Ayşen Ürgen, Funda Salman, Hasan Gündüz, Hüseyin Boyacı, Hüseyin Orkun Elmas, Sena Er İnsan bilişsel süreçlerini anlayıp açıklama çabası, 2000'li yıllardan sonra bilişsel işlevler ile sinir sisteminin yapı ve süreçleri arasındaki ilişkileri inceleyen disiplinler arası nitelikteki nörobilim çalışmaları ile farklı bir boyuta evrilerek ivme kazanmıştır. Bu bağlamda, sağlık alanında tanı amacıyla kullanılmak üzere geliştirilmiş olan beyin görüntüleme teknolojileri, nörobilim alanında yaşanan hızlı gelişmeler sonucunda, başlangıç amacının ötesine geçerek sadece tıp ve sağlık bilimlerini etkilemekle kalmamış, sosyal bilim dallarını da etkilemiştir. Beyin görüntüleme teknolojilerinin sosyal bilimlerde kullanımının yaygınlaşmasında, üretilen kuramsal bilginin yanı sıra doğrudan gözlenemeyen bilişsel işlevleri objektif ve güvenilir olarak ölçmelerinin önemli rolü olmuştur. Kitabın temel çıkış noktası, güncel bilimsel gelişmeler sonucunda dünyada olduğu gibi ülkemizde de kullanımı giderek yaygınlaşan beyin görüntüleme teknolojilerinin (EEG, fMRI, fNIRS, Göz İzleme) sosyal bilim dallarındaki araştırmacılar tarafından kullanılabilmesi için gerekli temel düzey bilimsel bilgi, beceri ve teknik detayları; kolay okunur, anlaşılır ve uygulanabilir şekilde algoritmalarla okuyucuya sunmaktır. Bu özgün Türkçe kitap, özellikle ülkemizdeki genç sosyal bilimcileri beyin görüntüleme teknolojilerini araştırmalarında kullanmaları için yüreklendirecek ve teknik zorlukları aşmalarında onlara yardımcı olacaktır.
Zafer Şahin Bu kitap, sizlere "Vücudumuzun kontrol ünitesi olan beyin hastalanırsa ne olur?” sorusunun cevabını bulmanızı kolaylaştırmak için bir ışık tutuyor.
Beyin hastalıkları hayatınızı tamamen değiştirebilir. Şu Müthiş Beyin-Hastalanırsa Ne Olur? kitabında, hastalıkların beynimizi ve davranışlarımızı nasıl etkilediğini ve bu etkilerle nasıl başa çıkılacağını anlatan kapsamlı bir rehber bulacaksınız.
Kitapta sunulan bilgiler, güncel araştırmalara dayanarak beyin hastalıklarının fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlık üzerindeki etkilerini açıklıyor. Kitap; şizofreni, Parkinson hastalığı, Alzheimer, epilepsi, depresyon ve anksiyete gibi yaygın beyin hastalıklarının özelliklerine ve bu hastalıklardan mustarip kişilerin hikâyelerine odaklanıyor. Kitapta, üzerinde fikir alışverişi yapılan konular şunlardır:
• Beyin fonksiyonlarının bozulması ile ilgili hastalıklar nelerdir?
• Sisli beyin ve sürmenaj nedir?
• Disleksi bir hastalık mıdır ve beyinle ilgisi var mıdır?
• Baş ağrısı beyinde mi oluşur?
• Psikolojik bozukluğu olanlar deli midir?
• Bağımlılığın beyinde oluşturduğu bozukluklar nelerdir?
• Kafa travması beyni nasıl etkiler?
• Baş dönmesinin beyinle ilgisi var mıdır?
• Bayılınca beyinde ne olur?
• Komaya girince beyinde ne olur?
• Beyin ölümü ne demektir?
Bu kitap, beyin hastalıklarının özelliklerini öğrenmenize yardımcı olacak kapsamlı bir kaynaktır. Şu Müthiş Beyin-Hastalanırsa Ne Olur? kitabı, size sevdiklerinizin ve kendinizin sağlığını korumanın ve iyileştirmenin yollarını gösterirken beyin hastalıklarının altında yatan karmaşık bağlantıları da anlamanıza yardımcı olacaktır.
Zafer Şahin Bu kitap, bilime meraklı okuyucularımızın müthiş bir organ olan beynimizi eğlenerek keşfetmeleri için yazılmıştır. Böylece beynimize dair merak ettiğiniz bütün konuları öğrenmiş olacaksınız. Ayrıca kitaptan öğrendiğiniz bilgiler, çocuklar ve gençlerin Fen Bilgisi ve Biyoloji derslerinde daha başarılı olmasını da sağlayacak niteliktedir. İnternete oldukça aşina olan siz sevgili okurlarımızın sanal alemde doğru bilgilerin yanı sıra birçok yanlış ve yanıltıcı bilgilerin de yer aldığının farkında olduklarını düşünüyorum. İşte bu kitap; sizlerin doğru ve en güncel bilgilere, keyifli bir okuma serüveniyle ulaşmanızı sağlayacaktır.
Kitabımızın içeriği piyasadaki kitaplardan oldukça farklı şekilde düzenlenmiş ve bilgiler sistematik fakat akıcı ve eğlendirici bir tarzda sunulmuştur. Dolayısıyla diğer popüler bilim kitaplarında dağınık ve kopuk şekilde ele alınan konular bu kitapta akılda kalacak örnek ve hikâyelerle bütünleşik hâle getirilmiştir. Böylece bu kitap hem çocuklar ve gençlerin hem de anne ve babaların da ilgisini çekecek bilgiler içerdiği için bilime meraklı her kesimden okuyucuların istifade edebilecekleri bir içeriğe sahiptir. Kitabımızı okuduktan sonra bir bölümü aşağıda sunulan konular hakkında çarpıcı bilgiler edineceksiniz:
• Sayılarla beynimizin özellikleri nelerdir?
• Beynimizin gerçekten %10'unu mu kullanıyoruz?
• Beynimiz neden müthiş bir organdır?
• Beynimiz bir bilgisayar mıdır?
• Beynimizin nedeni anlaşılamayan garip huyları var mıdır?
• Âşık olunca beyinde ne olur?
• Ergenliğin (Puberte) ve cinselliğin beyinle ilişkisi nedir?
• İçgüdü nedir?
• Zeki insanların beyinleri farklı mı?
• Beyinde duygular nasıl oluşur?
• Sarhoşluk beyni nasıl etkiler?
Jim Barnes Dünyada son yıllarda beyin ve davranış üzerine yapılan çalışmalar ilgi görmekte ve bu konuda çok sayıda kitap çıkmaktadır. Ancak ülkemizde biyolojik psikoloji konusunda Türkçe olarak yayımlanmış bir eser bulunmamaktadır. Jim Barnes, bu konu üzerine çalışan biyolog, psikolojik danışman ve tıp öğrencilerine ayrıca bu çalışmalara ilgi duyan herkese biyolojik psikoloji ile ilgili olarak sinir sisteminin yapısı, işleyişi ve davranışı meydana getirmedeki rolüne ilişkin fikir vermekte psikoloji için çok önemli ve gerekli bilgileri içeren bir kitap sunmaktadır.
Bu kitap, diğerlerinden farklı olarak bu konuya yeni başlayan öğrenciler için hedeflenmiş olup teori ve araştırmalar için bütün gerekli bilgiler bu alandaki yeni çalışmaların yanı sıra sinir sisteminin ilginç gerçek uygulamaları ile her konuda bilgilendirici olmaya katkı sağlamıştır. Ayrıca bilgiler sizi sinir sistemi çevresinde bir yolculuğa çıkaran kısa ve kolay anlaşılır bölümler şeklinde verilmiştir.
Mariam Kavakcı TAKE CARE OF YOUR BRAIN. BE YOUR OWN CURE.
Cognitive decline can mean many things and it can take on many shapes. Most of us, for instance, are at least vaguely familiar with diseases such as dementia. The effects and consequences of these diseases have already been heavily codified in our collective consciousness. We see it in movies. Maybe we've heard about it from our friends and relatives. Some of us may even have direct experience caring for a loved one suffering from the effects of dementia. But regardless of whether or not we've had direct experience with someone with cognitive impairment, we know that it can wreak havoc on not just the individuals, but also their families and communities.
However, cognitive decline can also mean something much less drastic. It can look like something as innocuous as forgetting certain words, or names, or places, or dates, or forgetting where you put your keys, or what you went to the grocery store for. It can look like depression or withdrawal. It can look like a lack of focus or attention. Whether or not you're concerned about having dementia in the future, the fact of the matter is that, after a certain point in our lives, all of our brains and their cognitive functions are going to get worse. It's just a matter of when and how severe. But there are things we can do to combat this, to stave off the inevitable. By taking control of your lifestyle, you can take control of your cognitive health. You can be your own cure for dementia.
Ezel Tavşancıl Eğitimciler, psikologlar ve sosyologlar insan davranışlarına etki eden, onunla ilişkisi olan değişkenleri bilmek, anlamak ve ölçmek istemişler ve isteyeceklerdir. Bu kitabın konusu olan tutum da bu değişkenlerden biridir. Tutumlar, doğuştan değil, sonradan, zamanla öğrenme yolu ile edinilmektedir.
Tutumların oluşmasında ve değişmesinde eğitim kurumlarının ve öğretmenlerin çok büyük etkileri vardır. Tutumları davranışlarımıza yön veren, davranışlarımızın gerisindeki psikolojik özellikler olarak düşündüğümüzde ve sonradan edinildiği de gözönünde bulundurulduğunda bunların ölçülmesinin de birey ve toplum açısından ne kadar önemli olduğu açıktır. Tutumları ölçen ölçme araçlarının geliştirilmesi de tutumların bilimsel yöntemlerle incelenerek daha tutarlı bir tutumlar kuramının oluşmasına yol açmakta ve kişiler hakkındaki çeşitli kararlarda tutum puanlarının kullanılmasına da olanak vermektedir.
Bu kitap, tutumların ölçülmesi ve değerlendirilmesi sürecinde SPSS programının nasıl kullanılacağı hakkında bir rehber niteliği taşımaktadır.
Jeffrey A. Gliner, George A. Morgan, Nancy L. Leech Bu kitap, nicel araştırma sürecine yönelik geliştirdiği bütüncül bakış açısı ile bir araştırmanın planlanması, projelendirilmesi, yürütülmesi, raporlanması ile araştırma bulgularının yorumlanması konularında oldukça öğreticidir. Dolayısı ile okurların bilimsel eserleri daha bilinçli şekilde incelemelerine olanak sağlamaktadır.
Bu bir istatistik kitabı değildir ve buna bağlı olarak içerikte formüllere çok az yer verilmiştir. Bunun yerine, hangi istatistiğin hangi durumlarda kullanılacağı ve çıkan sonuçların nasıl yorumlanacağına dair açıklamalarda bulunulmuştur. Bilimsel araştırma esnasında nelere dikkat edileceği hususunda ve bilimsel makalelerin nasıl değerlendirilebileceği noktasında kitabın azami faydayı sağlayacağı umulmaktadır. Bölümlerdeki somut örnekler ve araştırma soruları ile farklı disiplinlerdeki bilim insanlarının ihtiyaçlarına mümkün olduğunca hitap etmek amaçlanmıştır.
Öğrencilerin tutarsız terimler nedeniyle kafa karışıklığı yaşamaları sıklıkla şahit olunan bir durumdur. Kafa karışıklığının aşılabilmesi adına beş temel nicel araştırma yaklaşımı (deneysel, yarı deneysel, karşılaştırma türü, ilişkisel ve betimsel araştırma) mantıksal bütünlük içerisinde sunulmuştur. Sonrasında, araştırma yaklaşımlarından yola çıkılarak yeni bir desen sınıflandırmasına gidilmiştir. Bu sınıflandırmadan (gruplar arası desen, bireyler içi desen ve karma desen) doğru ve uygun istatistiğin belirlenmesinde yararlanılmıştır. Böylece, kişilerin araştırma sürecini kavramaları ve uygulama safhasına geçmeleri kolaylaşmıştır. Ayrıca, sayısız uygulama örneği, şemalar ve tablolar vasıtasıyla kitabın okurlara sağlayacağı katkı azami düzeye çıkartılmıştır. Kitap, her ne kadar nicel araştırma odaklı olsa da nitel araştırmanın önemi ve değerine de zaman zaman değinilmiştir.
Eğitim bilimleri, sağlık bilimleri, idari bilimler, ekonomi ve benzeri tüm alanlarda lisansüstü öğrenciler için araştırma ve/veya ders kitabı olarak tasarlanan bu eser, bölümlerin takibiyle alakalı esneklik sağlamaktadır. Bu yönüyle, aynı zamanda akademisyen ve diğer araştırmacılar için de faydalı olacağı değerlendirilmektedir. Kitaba başlamadan evvel temel düzeyde istatistik ve yöntem bilgisine sahip olunması önerilmektedir.
Narender Kumar Chadha Psikometri alanı, uzun yıllardır psikoloji ve eğitimin önemli bir parçası olmuştur. Genel anlamda psikometri, ölçmenin teorik ve teknik yönleriyle (özellikle test araçlarının geliştirilmesiyle) ilgilenirken son zamanlarda ölçmede teorik yaklaşımların geliştirilmesi popülerlik kazanmıştır. Psikometri ve çeşitli disiplinlere uygulamaları hakkında birçok kitap mevcut olsa da Profesör Narender K. Chadha tarafından yazılan ve çevirisi Türkçemize kazandırılan Uygulamalı Psikometri kitabı okuyucuya yararlı olan önemli konuların birçoğunu kapsamlı bir şekilde sunmaktadır.
Uygulamalı Psikometri isimli bu kitap, alanın işleyişini kavramak için bir dizi önemli konuyu kapsayan kaynaklara güzel bir örnek teşkil etmektedir. Sadece istatistiksel formüllerle dolu bir kitap değil, psikolojik ölçme ve uygulamalarının temel alanlarını ve diğer önemli konuları sistematik olarak ele alan bir kitaptır. Kitap, modern psikolojik araştırmalarda ölçmenin rolünü (örneğin ölçme hatası, güç, paralel testler vb.), ölçmenin teorik ve pratik yönlerini (test geliştirme, puanlama ve madde analizi, normlar, güvenirlik ve geçerlik dâhil), psikolojik ölçmenin eğitim, danışmanlık, klinik ve örgütsel ortamlardaki uygulamalarını, psikolojik ölçme ile ilgili etik konuları ve faktör analizi üzerine ayrıntılı bir bölümü kapsayan bölümler etrafında yapılandırılmıştır. Giderek daha önemli ve daha hesap verebilir olan bu alanda yazılmış olan Uygulamalı Psikometri kitabı hem lisans hem de lisansüstü öğrencileri ile araştırmacılar ve profesyonel uygulamacılar için uygun bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Arzu Baloğlu Yaratıcı beyin, yeniliğe yönelik yaratıcı düşüncedir.
Bu kitapta öncelikle beynin kısaca medikal anlamda yapısı, işleyişi ile başlayıp daha sonra bilişsel olarak hangi durumlarda nasıl çalıştığına ve nasıl tepki verdiğine değineceğiz.
Yöneticilerin beyinleri nasıl çalışmalı, nasıl karara vermeli, doğru düşüncenin önünde yatan engeller nelerdir gibi konuları örneklerle analiz edeceğiz.
Beyin ile düşünce, davranış ve mutluluk bağlantısı ile devam edeceğiz.
Daha sonra ise yaratıcı düşünce geliştirmek üzere zihni nasıl besleyebiliriz, beyin nasıl daha yaratıcı fikirler üzerine yoğunlaşır, zihnin yenilikçi fikirlere yöneltecek aktiviteler nelerdir maddelerini değerlendireceğiz.
Beyin Bilgisayar ara yüzü, beyindeki görsel verilerin çeşitli araç ve tekniklerle anlamlı verilere dönüşmesi, veri madenciliği, insan-makine iletişimi, bilişsel engelli bireylerin düşünceleri nasıl veriye dönüşebilir gibi maddeler de bir bölüm olarak yer alacak.
Son olarak ise, dünyaca ünlü vizyoner, girişimci, mucit, iş insanı, devrimci ve dâhilerin beyinlerinin nasıl çalıştığını ve nasıl iş idare ettiklerini, davranış modellerini örneklerle araştırıyor ve yorumluyor olacağız.
Bu kitaptaki amacımız özetle, bir bilişimci bakış açısıyla beynin mucizevi çalışma sistemini araştırmaya ve keşfetmeye gayret ederek, yaratıcı veya mümkünse eşsiz düşünceyi geliştirici faaliyetler konusunda topluma yol gösterici olmaktır.

David Cox Yaratıcı düşünme, zihninizi açmakla ve her şeyi yeni bir şekilde görmekle ilgilidir. Bu beceriyi edinmek inanılmaz bir şekilde özgürleştirici olabilir. Daha da iyisi, yaratıcı düşünmenin pratik şekillerde nasıl uygulanabileceğini öğrenmektir. Yaratıcı düşünme, hayatınızın her alanında daha büyük bir başarı ve memnuniyet kazanmanızı sağlayacak olan bol miktarda yeni olasılığa açılan bir beceridir. Yaratıcı Düşünme For Dummies kitabında, daha yaratıcı bir şekilde yaşamak ve hayatın tüm zorluklarına yenilikçi çözümler bulmak için öğrenmesi ve kullanması kolay tekniklerin yanı sıra beyninizin fikir üretme vitesini yükseltecek olan güçlü araçları keşfedeceksiniz.
• Kalıpların içinde düşünün! Beyninizin neden bu şekilde çalıştığını; psikolojinin ve sinirbilimin yaratıcı düşünmeyi engelleyen şeyler ve bunların üstesinden nasıl gelinebileceği konusundaki açıklamalarını keşfedin.
• Harekete geçin! Bir işe tamamen odaklanabilmek ve bunu yaparken kendinizi rahat hissedebilmek için Leonardo da Vinci'nin yaratıcı yaşam prensiplerini de içeren basit ve kanıtlanmış teknikleri kullanın.
• Beyin fırtınası yapın! Beyin fırtınası, yanal düşünme alıştırmaları, görselleştirme ve daha fazlası sayesinde en göz korkutucu problemlere bile yenilikçi çözümler bulun.
• Yarın yokmuş gibi tasarlayın! Zihin haritalama, kelime oyunları, karalama, hikâye anlatma ve diğer eğlenceli ve kolay teknikler sayesinde hızlı bir şekilde muhteşem yeni fikirler üretin.
• Yaratıcılığınızı iş hayatınıza taşıyın! İş hayatınızda fark edilmek, daha iyi iş ilişkileri kurmak ve kariyerinizde yükselmek için yaratıcı düşünmeyi nasıl kullanabileceğinizi öğrenin.
• Hayal gücünüzü kullanın! Yaratıcılığı günlük hayatınızın nasıl ayrılmaz bir parçası haline getirebileceğinizi ve nasıl daha fazla mizah, mutluluk ve eğlence içeren bir hayat yaşayabileceğinizi öğrenin.
Kitabı açın ve
• Yaratıcı düşünmenin ne olduğunu ve onun beyinde nasıl gerçekleştiğini
• Kendinizi daha yaratıcı bir şekilde yaşamaya açmanın yollarını
• Hayal gücünüzü nasıl serbest bırakabileceğinizi ve yaratıcılık potansiyelinizin nasıl farkına varabileceğinizi
• Hızlı bir şekilde harika yeni fikirler üretmek için kullanabileceğiniz araçları
• Yaratıcı problem çözme tekniklerini
• Beyninizin tamamını kullanarak düşünme sayesinde zihninizi geliştirmek için kullanabileceğiniz metotları
• Daha hızlı ve daha iyi öğrenmenin ve daha çok şey hatırlamanın püf noktalarını
• İş hayatınızda daha yaratıcı olmak ve yaratıcılığın işinize yaramasını sağlamak için kullanabileceğiniz fikirleri keşfedin.
A. Şebnem Soysal Acar, Aysun Ünal, Derya Durusu Emek Savaş, Derya Evgin, Duygu Hünerli, Elifcan Cesur, Esra Kısacık, Ezgi Ildırım, Gözde Emik Aksoy, Gülşah Sevinç, Hilal Aydın, İpek Ergönül Hürman, Kızbes Meral Kılıç, Mehmet Sağlam, Mustafa Çetin, Nakşidil Torun, Nazan Kaytez, Ramazan İnci, Seren Düzenli Öztürk, Yelda Kublay, Yeşim Yurdakul, Zeliha Yazıcı Günümüz “modern” yaşamında üstesinden gelmek için yoğun çaba sarf ettiğimiz çok sayıda sorunla karşı karşıya kalmaktayız. Dakiklik, etkin ve doğru karar verme, işlevsellik ve haz ilkesi sarmalındaki modern insanın kuşkusuz en büyük yardımcısı, kurgusal yapısıyla beyin ve onun iz düşümü zihindir. Beynin söz konusu süreçleri yönetebilmesinde etkin olansa bazı davranışlarımızın otomatik veya çok da düşünmeden gerçekleştirilmesi, bazılarının ise çok daha ayrıntılı ve kapsamlı düşünmeye ihtiyacının olmasıdır. Bu işleyişten sorumlu pek çok zihinsel yapı vardır. Bu kitabın odak noktası ise bu yapılardan birisi olan yönetici işlevlerdir.
Yaşadığımız ortama daha iyi uyum sağlamamızda etkili olan yönetici işlevler; zihnimizi hızlı bir şekilde değiştirmemizi, uygunsuz düşünce ve davranışlarımızı engellememizi, mevcut ve/veya ileride yapacağımız eylemlere ilişkin plan oluşturmamızı, uygulamamızı ve plan tamamlanana kadar sebat etmemizi ve sosyal ilişkilerimizin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlar. Beynimizin frontal lob işleyişiyle yakından ilişkili olan yönetici işlevler, bir amacı incelemek ve ona ulaşmak için gerekli olan üst düzey bilişsel yetenekleri kapsayan bilişsel süreçler kümesidir.
Kitabımız; alanında uzman, çok sayıda bilimsel çalışması olan bilim insanları tarafından kaleme alınmıştır. On yedi bölümden oluşan kitapta; yönetici işlevler ve bileşenleri, çalışma belleği, bilişsel esneklik, ketleyici kontrol, problem çözme, zaman yönetimi, planlama/organizasyon, sosyal beceriler, zihin kuramı ve yönetici işlevler, öz düzenleme ve yönetici işlevler, duygu düzenleme, erken çocukluk eğitiminde yönetici işlevler, yönetici işlevler ve akademik beceriler, nörolojik ve psikiyatrik bozukluklarda yönetici işlevler ile yönetici işlevler ve suç konuları üzerinde durulmuştur.
Yönetici işlevler ile ilgilenen okurlara ışık olacağını umduğumuz kitabımızın yönetici işlevlerle ilk defa karşılaşan okur için tadımlık bir başlangıç, bilgi sahibi olanlar için son yazının gözden geçirildiği ve yeni sorulara gebe bir okuma olacağına inanıyoruz.