Bitki \ 2-2
Semih Çağlar Modern Meyve Yetiştiriciliği kitabı, meyve bahçesi tesisi ve yönetimine ilişkin konuları bilimsel temellere dayanan profesyonel bir yaklaşımla ele almıştır. Bu amaçla ılıman iklim meyve türlerinin yetiştiriciliğindeki önemli prensipler ve güncel uygulamalar, örneklerle ve çok sayıda görsel materyal ile desteklenerek açıklanmıştır.
Bu kitapta; dünyada ve Türkiye'de meyve üretimi ve ticaretinin genel durumu, meyve yetiştiriciliğinin iklimle ilişkisi, ağaçların büyüme özellikleri ve verim düzeyini etkileyen faktörler, meyve fidanlarının özellikleri ve bahçe tesisi gibi çeşitli konular ile yabancı otların önlenmesi, sulama, gübreleme, budama ve hasat gibi kültürel uygulamalar 18 bölüm altında sunulmuştur. Bölümlerdeki konular hazırlanırken okuyucunun meyvecilik kültürünü bütüncül bir şekilde kavraması amaçlanmıştır.
Modern Meyve Yetiştiriciliği kitabının, Ziraat fakültelerinin Bahçe Bitkileri bölümlerinde ve bahçe tarımıyla ilgili ön lisans programlarında yer alan meyvecilik derslerine katkı sağlaması ve ayrıca meyve yetiştiriciliğindeki yeni gelişmeleri öğrenmek isteyen ticari bahçe sahipleri ile amatör meyveciler için yararlı bir kaynak olması beklenmektedir.
Mevlüt Mülayim, Mehmet Zengin Bitki Besin Maddeleri Gübreler Ve Gübreleme Yem Bitkilerinde Büyüme Ve Gelişme Yem Bitkileri Yetiştirme Tekniği Münavebe Ekim Nöbeti Rotasyon Yem Bitkilerini Ana Ürün Ara İkinci Ürün Ve Yeşil Gübre Bitkisi Olarak Yetiştirme Yeşil Gübreleme Araştirmalarindan Özetler Ana Ve İkinci Ürünlerin Ekonomik Yönden Değerlendirilmesiteknik Terimler Sözlüğü
Celâl ER - Dilek BAŞALMA "Organik Tarımdaki Gelişmeler" kitabı sekiz ana başlık ile önsöz ve kaynaklar listesinden meydana gelmiştir. Kitabın girişinde organik tarım fikir ve düşüncesinin nasıl, ne zaman ve nerede uyandığı, geliştiği ve daha sonra hangi safhalardan geçtiği üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise geleneksel tarım veya klasik tarım diye de tasnif edilebilecek her türlü girdi kullanılarak yapılan normal tarım ile organik tarım kavramları üzerinde durulmuş ve organik tarımın ilgi alanları etraflı bir şekilde açıklanmaya gayret edilmiştir. Üçüncü bölümde gerek dünyadaki ve gerekse Türkiye'deki organik yetiştiricililik mevzuatları kanun ve yönetmelik olarak gözden geçirilmiş, fazlası ve noksanları ile tartışılmıştır. Dördüncü bölümde de organik tarım pratiklerinin sahada nasıl ve ne şekilde uygulandığı etraflı bir biçimde anlatılmaya çalışılmıştır.
Gerek organik bitkisel üretim, gerek organik hayvansal üretim ve gerekse organik su ürünleri üretimine kitabın beşinci bölümünde genişçe bir şekilde yer verilmiştir. Altıncı bölümde ise organik ürünlerin iç ve dış piyasalardaki durumu ile kısmen eğitim ve öğretimi, nispeten ARGE faaliyetleri üzerinde durulmuştur. Yedinci bölümde, Türkiye'nin şartları ve potansiyeli dikkate alınarak organik tarımın zayıf ve güçlü yönleri ile bu alandaki hedefleri dile getirilmiştir. Sekizinci ve son bölümde organik tarım ve bu alandaki gelişmeler konusunda varılan sonuçlar, sunulabilecek öneriler özet olarak verilmiştir.
Donald L. Grebner, Pete Bettinger, Jacek P. Siry Ormancılık ve Doğal Kaynaklara Giriş kitabı; orman sağlığı, ekonomisi, politikası, kullanımı ve ormancılık ve doğal kaynak kariyerleri dâhil olmak üzere ormancılık ve doğal kaynaklarda yeni nesil bir anlayışı içermektedir.
Temel ormancılık bilimi teorisini gerçek dünya uygulamalarıyla ilişkilendiren, ekolojik ve pratik kavramların dengeli bir şekilde ele alınmasını sağlayan Ormancılık ve Doğal Kaynaklara Giriş, ormancılık ve doğal kaynakların temelleri hakkında fikir edinmek için ideal bir kitaptır.
Bu kitapta ele alınan konular arasında; ormancılığın kısa bir tarihi ve dünyanın dört bir yanından orman bölgelerinin tanımı, ortak ormancılık hedefleri ve uygulamaları, orman hasat sistemleri, ağaçlardan ve diğer doğal kaynaklardan elde edilen ürünler hakkında geniş bir değerlendirme ve irdeleme yer almaktadır. Buna ek olarak kitapta, ormancılıkla ilgili ölçümleri toplamak ve bunları uygulamaya geçirilebilir verilere dönüştürmek için kullanılan yaygın yöntemler de örnekleri ile açıklanmaktadır. Kitap; orman ve doğal kaynak ekonomisi, orman hastalıkları, orman sağlığı, yaban hayatı-habitat ilişkileri, hava, su ve karbon ilişkileri, ağaç anatomisi ve fizyolojisi, orman dinamikleri, ormancılık politikası bölümlerinden sonra ormancılık ve doğal kaynaklar kariyerini derinlemesine açıklayan bir bölümle tamamlanmaktadır.
KİTABIN ANA ÖZELLİKLERİ
• Fotoğraflar, çizimler, grafikler, tablolar ve haritalar dâhil olmak üzere 500 orijinal resimle geniş formata ve tam renkli sayfa düzenine sahiptir.
• Ormancılık ve doğal kaynaklarla ilgili temel terminoloji ve kavramların yanı sıra ormanların aktüel yapıları ve orman sağlığıyla ilgili güncel konular hakkında değerlendirmeler, irdelemeler ve öneriler de yer almaktadır.
• Orman ve doğal kaynak yönetim politikalarını ve bunların yerel, ulusal ve uluslararası düzeydeki etkilerini araştırmaktadır.
• Yer verilen bölümler; hedeflerle başlamakta, bir özet ve bölüme ilişkin sorularla bitmektedir.
Aysun Çavuşoğlu, Funda Dökmen, Halil Samet, İbrahim Sönmez, Mehmet Ufuk Kasım, Rezzan Kasım, Yakup Çıkılı Sebzeler, dünyada ve ülkemizde tahıllardan sonra en fazla üretilen ve ticareti yapılan bitkisel ürün grubudur. Önemli bir gıda kaynağı olan sebzelerin, insan beslenmesinde çok faydalı yönleri bulunmaktadır. Bu kitapta, sebze yetiştiriciliğinin temel ilkeleri on bir bölümde açıklanmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda ilk olarak sebze kavramı, sebzelerin orijin merkezleri, ekonomik önemi ve değerlendirme şekilleri hakkında bilgiler verilmiştir. Ardından sebzelerin sınıflandırılması, beslenme değerleri, iklim ve toprak istekleri, üretim şekilleri ve teknikleri, kullanılan yetiştiricilik sistemleri, sulama ve sulama yöntemleri, bitki besleme ve gübreleme, hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadele, hasat sonrası teknolojileri konularında detaylı bilgiler sunulmuştur.
Sebze yetiştiriciliği hakkında temel bilgilere ihtiyacı olan üreticiler, tarım eğitimi alan öğrenciler, bu alanda ve yakın alanlarda çalışan araştırmacıların kullanabileceği temel bir kaynak niteliğindeki bu kitabın, ülkemiz tarımına, konu ilgili olan tüm çalışanlara ve öğrencilere faydalı olmasını dileriz.
A. Nafi Baytorun Seralar, bitkisel üretimde kullanılan pahalı yapılardır. Bu bağlamda sera inşasına karar vermeden önce rasyonel bir bitki üretimi için detaylı bir sera planlamasının yapılması gereklidir. Bu eser; seraların teknik açıdan planlanması, yapı tipleri, yapı malzemesi, seraların havalandırılması, gölgelendirilmesi, soğutulması, ısıtılması, nemin uzaklaştırılması gibi iklimlendirilme yöntemleri, sulama, gübreleme, sera aydınlatması konusunda gerekli parametrelerin öğretilmesi amacıyla yazılmış olup seracılık alanında danışmanlık, eğitim, planlama ve sera yönetimi konusunda çalışma yapan herkese yardımcı ve yönlendirici olarak hizmet verecektir.
Bu eser hazırlanırken seracılık konusunda günümüze kadar yapılmış araştırma ve yayınlar dikkatle incelenmiş ve tüm yenilikler kitapta derlenmiştir. Bitki gelişimine etki eden iklim parametreleri, seraların sıcak ve soğuk dönemlerde iklimlendirilmesi, sera içi donanımı, ısı perdeleri, sera sulaması, topraksız kültürün yapıldığı seraların gübrelenmesi, sera aydınlatması ve ısı enerjisi korunumu konusundaki bölümler, uygulama ve araştırma sonuçları dikkate alınarak verilmiştir.
A. Nafi Baytorun Yüksek teknolojiye sahip seralar, bitkisel üretimde kullanılan pahalı yapılardır. Bu bağlamda sera inşasına karar vermeden önce rasyonel bir bitki üretimi için detaylı bir sera planlaması yapılmalıdır. Seraların planlamasında; yer seçimi, yapı elemanları ve uygun sera donanımının belirlenmesi yanında yetiştirilen bitkilerin arzu ettikleri konfor ortamının sağlanması zorunludur. Seralarda bitki gelişimi için gerekli olan sıcaklık, nem, ışık ve CO2’in iklimlendirme ile bitkilerin arzu ettiği sınırlar arasında tutulması verim ve kaliteyi olumlu yönde etkilemektedir. Bitki gelişimini etkileyen büyüme parametrelerinin birbirine olan etkileşimi dikkate alınarak yapılan iklimlendirme, seralardan beklenen kaliteli yüksek verimin elde edilebilmesi yanında enerji verimliliğinin yükseltilmesi için gereklidir.
Bu eser; seralarda ısıtma, havalandırma, gölgeleme, soğutma, havanın kurutulması ve iklim kontrolünde kullanılan farklı denetim stratejileri konusunda yapılan araştırmalar ve seraların iklimlendirilmesi konusunda gerekli parametrelerin öğretilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Kitapta, teknik açıdan önemli konular hakkında bilgi, hesaplama ve uygulama örnekleri verilmiştir.
Bu eser; seracılık alanında danışmanlık, idarecilik, eğitim ve planlama konusunda çalışma yapan herkese yardımcı ve yönlendirici olarak hizmet verecektir.
Süha GÖNEY, Özlem SERTKAYA DOĞAN Beslenme meselesi, dünya çapında üzerinde önemle durulması gereken en önemli problemlerin başında gelmektedir. Bu bakımdan, tarımsal faaliyetler ve yetiştirilen ürün çeşitliliği büyük önem arz etmektedir. Pirinç ve şeker kamışı gibi insanların beslenmesinde çok önemli yer tutan ürünlerin ana vatanı olması sebebiyle, Sıcak Bölgeler dünyanın günümüzde en çok dikkat ve ilgi çeken bölgelerindendir. Bunun yanı sıra; tüketimi hızla artmakta olan çay, kahve, kakao ile çeşitli tropikal meyveler, baharatlar gibi gıda maddelerinin yanında; pamuk, agav, manila keneviri, jüt ile kaucuk ağaçlarından elde edilen lateks gibi çok çeşitli sanayi kollarının ham maddesi olan ürünlerin de doğal yetişme sahası olan Sıcak Bölgelerin öneminin daha da arttığı ve artacağı tartışılmazdır.
Sıcak Bölgeler, içinde bulunduğumuz yüz­yılın başlarından beri bütün dünyanın iktisadi olduğu kadar siyasi bakımdan da büyük ilgisini çekmiştir. Zamanla Sıcak Bölgelerin zengin doğal kaynakları ile zirai imkânlarından, sadece bu bölgelerin sakinleri değil, aynı zamanda bütün insanlık gittikçe daha fazla faydalanmaya başlamıştır. Buna bağlı olarak Sı­cak Bölgelerde iktisadî faaliyetler gelişmiş, ziraatın yanında sanayi ve ticaret hayatı da canlanmıştır. Küreselleşen dünya pazarında; ulaşım, iletişim ve ticaret olanaklarının gelişmesi sonucu çok uluslu şirketlerin aktif rol alması, Sıcak Bölgeleri dünya çapında ulaşılabilir ve yatırım yapılabilir hâle getirmiştir.
Burhan Kacar Fosfor, doğada bulunan tüm canlılar için olmazsa olmaz düzeyde, yaşamsal öneme sahip bir besin elementidir. Canlılarda cereyan eden her metabolik olayda fosforun önemli işlevlere sahip olduğu araştırma bulgularıyla kanıtlanmıştır. Bitkilerde olduğu gibi insan ve hayvanlarda da büyüme, gelişme ve üreme ile ilgili tüm işlevlerde, besin maddelerinin sindiriminde fosforun rolü büyüktür. Fosfor, insan ve hayvanlar tarafından sentezlenememektedir. Bu bağlamda bitkiler, insanlar ve hayvanlar birbirlerine bağımlı ve muhtaç olarak yaratılmışlardır. Bu olgu, her geçen gün daha belirgin olmakta, insan ve hayvanların beslenmelerinde bitkilerin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
İnsan ve hayvanların vazgeçilmez temel gıda maddelerini, bitkiler ve bitkisel ürünler oluşturmaktadır. Bu kitabın hazırlanmasındaki temel amaç: bitkileri ve bitkisel ürünleri üretenlerin dikkatlerini fosfor elementine çekmek ve konu üzerinde gerçekleştirilmiş araştırmalar ile bu araştırmalardan elde edilen bulgular üzerine bilgi sunmaktır.
Toplam altı ana bölümden oluşan bu kitabın ilk bölümünde fosfor; kimyasal özellikleriyle tanıtıldıktan, dünyada ve Türkiye’de üretim durumları açıklandıktan sonra; Bölüm 2'de sürdürülebilir tarımda fosforun özellikleri değişik başlıklar altında incelenmiştir. Gübre-çevre ilişkisi Bölüm 3’te ele alınmıştır. Toprak, su ve havanın gübre uygulamalarıyla nasıl kirlendiği örnekler verilerek açıklanmıştır. İnsan ve hayvanlar tarafından fosforun ne şekilde absorbe edildiği ve işlevleri üzerine Bölüm 4 ve 5’te yeterli bilgi verildikten sonra, fosfora gereksinim duyulan miktarlar açıklanmıştır. Fosforun gereğinden fazla alınması ya da yeterli alınamaması durumlarında insan ve hayvanlarda oluşan hastalıklar ve giderilme yolları araştırma bulgularına dayanılarak açıklanmıştır. Bölüm 6’da fosforun kullanım alanları hakkında ayrıntılı bilgi sunulmuştur.
Kitabın hazırlanmasında yararlanılan yerli ve yabancı kaynaklar “Kaynakça” başlığı altında ve okurlara kolaylık sağlaması amacıyla hazırlanan “Konu Dizini” kitabın sonunda verilmiştir. Kitapta yer alan bölümlerin her biri; konu uzmanı toplam 25 bilim adamının en az dördü tarafından okunmuş, yapılan öneriler özenle dikkate alınmış, gerekli düzeltme ve düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Katkıda bulunan bilim adamlarının isim ve adresleri, yurt dışında yayımlanan kitaplarda da uygulandığı gibi, Katkıda bulunanlar (Contributors) başlığı altında verilmiştir.
Burhan KACAR Mikro besin maddelerinin, bitkiler için olduğu gibi insan ve hayvanlar için de yaşamsal önem taşıdıkları her geçen gün daha iyi anlaşılmakta ve araştırma bulgularıyla da kanıtlanmış bulunmaktadır. Sağlıklı şekilde yaşantılarını sürdürebilmeleri için insan ve hayvanların toplam 18 mineral mikro besin elementine gereksinim duyduklarını ve bunlardan birini ya da birkaçını yeterli düzeyde alamamaları durumunda önemli sağlık sorunları ile karşılaştıklarını araştırmalar göstermiştir. Mikro besin elementleri, başta besin maddelerinden içilen sudan ve havadan alınmaktadır. Bitkiler ve bitkisel ürünler insan ve hayvanların temel besin maddelerini oluşturmaktadır. Tarımla uğraşanların ise bu konuda sorumlulukları büyüktür ve önde gelmektedir. Bu kitabın hazırlanmasında temel amaç; bitkileri ve bitkisel ürünleri üretenlerin dikkatlerini mikro besin maddeleri üzerine çekmek ve konu üzerinde gerçekleştirilmiş en son araştırmalar ile bu araştırmalardan elde edilen bulgular üzerinde bilgi sunmaktır.
Toplam 9 ana bölümden oluşan bu kitabın her bir bölümünde çinko, demir, mangan, bakır, bor, molibden, kobalt, selenyum ve klor ele alınmıştır. Anılan mikro besin elementinin doğada ve topraklarda biyo-kimyasal döngüsü ile adsorpsiyon ve desorsiyon durumları ayrıntılı şekilde açıklanmış ve bitkiler tarafından alınmalarına etki eden etmenler üzerinde bilgi verilmiştir. İnsan ve hayvanlar tarafından mikro besin elementlerinin nasıl ve ne şekilde absorbe edildikleri ile işlevleri üzerinde yeterli bilgi verildikten sonra gereksinim duyulan miktarları belirtilmiştir. Gereğinden fazla alınması ya da yeterli alınamaması durumlarında insan ve hayvanlarda oluşan hastalıklar ve giderilme yolları araştırma bulgularına dayanılarak açıklanmıştır.
Kitabın hazırlanmasında yararlanılan yerli ve yabancı kaynaklar bölümlerin sonunda “Kaynakça” başlığı altında sunulmuştur. Okurlara kolaylık sağlaması yönünden hazırlanan “Konu Dizini” kitabın sonunda verilmiştir. Bölümlerin her biri, çeşitli üniversite ve araştırma kuruluşlarımızda konu uzmanı toplam 33 bilim adamının en az beşi tarafından okunmuş, yapılan öneriler özenle dikkate alınmıştır. Yardımcı olanların isim ve adresleri, yurt dışında yayımlanan kitaplarda da uygulandığı gibi Yardım Edenler (Contributors) başlığı altında sunulmuştur.
Muhammet Karaşahin Artan dünya nüfusunun gıda taleplerini karşılayabilmek için tarım alanlarında bilinçsiz su, gübre ve ilaç kullanımı sonucu yer altı sularımız her geçen gün daha derinlere çekilmekte, topraklarımız ve sularımız kirlenmekte bunun sonucu doğal kaynaklarımız giderek tahrip olmaktadır. Bu sebeple hassas tarım uygulamalarıyla verimlilik artışı ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ön plana çıkmaktadır. Hassas tarım uygulamalarında toprak ve bitkide meydana gelen anlık değişimler hakkında bilgiler toplanarak gübre, sulama ve ilaçlama gibi girdilerin kullanım zamanı ve miktarı optimize edilmektedir. Su tasarrufu sağlayan sulama teknikleri ile akıllı sulama ve gübreleme yönetim uygulamalarıyla su ve gübre kullanım etkinliğinin artırılması böylece çevre üzerine olan olumsuz etkilerin en aza indirilmesinde ve artan nüfusun gıda ihtiyacının karşılanmasında kaçınılmaz olan verim artışlarını yakalamada vazgeçilmez stratejilerdendir. Sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği için insan ve çevre sağlığını dikkate alan üretim teknikleri yaygınlaştırılmalı ve birim alandan elde edilen ürün miktarı artırılmalıdır.
Ülkemizde tanelik mısırın 638,8 bin hektar ekim alanı, 939 kg/da verimi ve 6 milyon ton üretimi bulunmaktadır. Buna rağmen yeterlilik derecesi %73,3 oranındadır. Ülke tarımında mısır, buğdaydan sonra en önemli ürün haline gelmiştir. Bu çalışma ile tanelik mısır üretiminde kullanılan su, gübre, ilaç vb. girdi miktarlarının azaltılması, verimde artışların sağlanması ve böylece çevre sağlığını dikkate alan sürdürülebilir ve hassas üretim tekniklerinin öğretilmesi ve yaygınlaştırılması amaçlanmıştır.
Paul Simon, Charlie Nardozzi Şehir bahçeciliğinde başarılı olmanın kolay yolu
Bir evin bahçesi, bir balkon, güneye bakan bir pencere hatta şehir içindeki küçük bir apartman dairesi bile lezzetli gıdalar yetiştirmek, rengârenk bir çiçek bahçesi oluşturmak ya da dış mekân odası yaratmak için uygun bir yer olabilir. Şehir Bahçeciliği for Dummies, test edilip onaylanmış küçük alan bahçecilik teknikleriyle sahip olduğunuz alandan en verimli şekilde yararlanmanızı sağlayacak.
• Şehir Bahçeciliği 101 toprağın hazırlanması, ekim yapma, şehre uygun bitkiler seçme (yenilebilir bitkiler de dâhil) ve bitkilerin uygun yerlere ekimi konuları da dâhil şehir bahçeciliğine genel bir bakış atın
• Derinlere inin toprak türlerini analiz etmekten ve toprağın pH derecesini anlamaktan hayvan gübresi, organik gübre ve kompost kullanarak nasıl iyi bir toprak elde edebileceğinize kadar toprakla ilgili bilmeniz gereken her şeyi keşfedin
• Bahçıvanlıkta ustalaşın kentsel mikroklimanın, yerel hava modellerinin ve hava koşullarını mikroklima seviyesinde etkileyerek şehir bahçenize nasıl fayda sağlayabileceğinizin içyüzünü keşfedin
• Bahçecilik yapacağınız yerler saksı bahçeciliğiyle yaratıcılığınızı ortaya çıkarın ve çatı tepelerinde, balkonlarda ve dikey bahçecilik stratejileri kullanarak bahçecilik yapmanın son moda ve işlevsel yollarını keşfedin
Kitabı açın ve
• Şehir bahçeciliğinin faydalarını
• Tek yıllık bitkiler, sebzeler, ağaçlar, çalılar ve çok yıllık çiçeklerin ekimiyle ilgili ipuçlarını
• Hobi bahçeciliği ve şehir çiftçiliğiyle ilgili ayrıntılı bilgileri
• Dış mekân odası yaratma yollarını
• Gübre kullanımıyla ilgili en son bilgileri
• Saksı bahçeciliği ve dikey bahçecilik tekniklerni
• Kompost yapımıyla ilgili tüyolar ve verimli toprak elde etme yollarını
• Yabani otları ve evcil hayvanları bahçenizden uzak tutmak için taktikleri inceleyin
İsmail Güvenç Bilim tarihi okumanın; bilim hakkında bilgi edinme, analiz (çözümleme) yeteneğini geliştirme, bilim felsefesinin ve düşüncenin anlaşılması gibi birçok faydası vardır.
Bu kitap, bilim ve aydınlanma konusuna ilgi duyanlar için “tarım bilim tarihi” bağlamında iyi bir içeriğe sahiptir.
Bu kitap, bilim ve bilim tarihi ile ilgilenen herkesi etkileyici bir yolculuğa davet ediyor. Her yaş ve çalışma grubundaki okuyucuya hitap eden eser, bilim ve aydınlanmayı tarihin seyrinde tarım örneğinde (yeşil aydınlanma) okuyucusuna sunuyor.
Bu kitap, okurunun, bilime ve aydınlanmaya olan tutkusunu yeniden alevlendirecek ve onu tarım biliminin köklerine uzanan bir yolculuğa çıkaracaktır.
Bu kitap, bilim tarihinde insanlığın her zaman ilk gündeminde olan gıda üretiminin (tarımın) Tarım Devrimi’nden 21. yüzyıla kadar olan 12 bin yıllık seyri konu hakkında uzmanlık bilgisi olmayan okurlar da düşünülerek hazırlandı.
Bu kitap, tarım biliminin gelişim sürecini, tarımın karşılaştığı meydan okumaları, paradigma değişimlerini (dönüm noktaları) ve değişimleri ortaya koyan güçleri, uygarlıkları ve ömrünü bilime ve aydınlanmaya adayan cesur insanların hikâyelerini okuruna kronolojik olarak sunuyor.
Bu kitap, insanlığın yeryüzünde varoluşu ile en temel gereksinim olan gıda temini beslenme ihtiyacını karşılamak- için tarımı keşfetmesi ve tarımın gen aktarımına kadar geliş(tir)mesinin (tanrılardan dronlara tarım) büyüleyici dünyasını anlatıyor.
Bu kitap, bilim sevenler için sıkılmadan okuyabilecekleri, "tarım bilim tarihi" konusunda Türkçede ilk telif eser olma yanında bir başucu kitabı olmaya adaydır.
Ali Endes, Celal Bayram, Cengiz Sancak, Elif Şahin, Emine Kaya Altop, Erdem Gülümser, Fatih Alay, Fatih Kumbasar, Fırat Pala, Gökhan Günaydın, Gülcan Kaymak Bayram, Hanife Mut, Hayrettin Kendir, Hüsrev Mennan, İlknur Ayan, Kağan Kökten, Mehmet Arif Özyazıcı, Mehmet Can, Muhammet Şahin, Mustafa Tan, Nihan Yenilmez Arpa, Özge Doğanay Erbaş Köse, Özlem Önal Aşcı, Sevilhan Mennan, Sevim Atmaca, Uğur Başaran, Zeki Acar, Zeki Mut, Zeliha Kayaaslan Tarım sektörü, tüm dünyada göçebelikten yerleşik yaşama geçişi sağlayan, böylece biriktirme olgusunu gündeme getiren, bilginin–sermayenin-kültürün birikmesiyle bir anlamda içinde yaşadığımız yerküre için uygarlığın zeminini yaratmış bir üretim ve yaşam biçimidir. Başlangıç dönemlerinde bir arazide ardışık olarak belirli bir süre ürün yetiştirildikten sonra verimliliği azalan arazi terk edilip başka alanlar ekilerek tarımın sürekliliği sağlanıyordu. Ancak sonraki dönemlerde zorunlu olarak kullanıp terk etme alışkanlığından vazgeçilmiş tüm arazilerin üretimde kullanılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Zaman içerisinde insanlar, aynı arazi parçası üzerinde sürekli aynı ürün yetiştirildiğinde verimin çok azaldığını, farklı ürünlerin yetiştirildiği durumlarda ise verim azalmasının çok az veya hiç olmadığını deneyimleri ile görerek ekim nöbeti uygulamasını geliştirmişlerdir.
Ülkemizde ekim nöbeti ile ilgili uygulama ve araştırmalar yoğun olarak 1930'lu yıllarda başlamıştır. Ancak ülkemizde toprak dağılımının dengesiz, işletmelerin küçük ve parçalı yapıda olması, makine, ekipman yetersizliği, depolama, işleme ve pazarlama sorunları gibi nedenlerle uzun süreli ekim nöbeti uygulamaları yeterince yaygınlaştırılamamıştır. Oysa en çok gereksinim duyduğumuz üretim planlaması ancak ekim nöbeti uygulamaları üzerinden gerçekleştirilebilir.
Organik tarım, sürdürülebilir tarım ve iyi tarım uygulamalarının gelecek yıllarda daha çok yaygınlaşması beklenmektedir. İyi planlanmış bir ekim nöbeti uygulanmadan bu tarım sistemlerinin sürdürülebilir olması olanaksızdır. Ayrıca tüm tarımsal üretim sistemlerinde verimlilik, sürdürülebilirlik ve rekabetçilik açısından uygun ekim nöbeti planlarına gereksinim vardır.
Ayten Onurbaş Avcıoğlu Fosil yakıtların çevre ve insan sağlığı açısından yarattığı olumsuzluklar her geçen gün hızla artmaktadır. Fosil yakıt tüketimiyle açığa çıkan sera gazlarının olumsuz etkileri artık herkes tarafından bilinmektedir. Çevreye verdikleri emisyonların net değeri sıfır olan yenilenebilir enerji kaynakları yalnız çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda hızla azalan fosil kaynaklarının yerine sürdürülebilir enerji kaynakları aranması sebebiyle de önem kazanmıştır.
Yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alan biyokütlenin dünya ve Türkiye’deki potansiyelinin yüksek olması, her yerde yetiştirilebilmesi, kolayca depolanması, sosyo-ekonomik gelişmelere yardımcı olması ve çevresel etkilerinin daha olumlu olması nedeniyle, günümüzde farklı endüstrilerde elektrik, kimyasal hammadde ve sıvı yakıt eldesinde yararlanılmaktadır. Ayrıca, atık biyokütleden enerji de elde edilmektedir. Biyokütle enerjiler içerisinde önemli bir yer oluşturan biyoyakıtlar en yeni ve hızla yaygınlaşan alternatif kaynakların başında gelen tarımsal kökenli enerjilerdir. Biyoyakıtlar ve biyoyakıtlara dayalı enerji sistemleri gerek günümüzde, gerekse gelecekteki teknolojik gelişmeler açısından önemli bir potansiyel vaat etmektedir.
Üniversitelerin Yenilenebilir Enerji Kaynakları dersi alan Mühendislik ve Ziraat Fakülteleri ile Kimya Bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerle, biyoyakıtlar konusuyla ilgili bütün kişi ve kurumlara yararlı olacağı düşünülerek hazırlanmış olan bu kitapta; biyoyakıtlar içerisinde en yaygın olan; biyogaz, biyodizel ve biyoalkollere yer verilmiştir. Kitapta; bu yakıtların hammaddeleri, temel özellikleri, üretim teknolojileri, Türkiye’de ve dünyada uygulamaları ile bu konudaki yasal düzenlemeler açıklanmaktadır.
Aytekin Aktaş, İbrahim Çelik, Selfinaz Kübra Velioğlu, Metin Durmuş Çetin, Senem Sabancı Bal, Ahmet Öztürk, Şekip Erdal Mehmet Pamukçu, Semiha Kiremitci, Cengiz Erdurmuş, Tülay Emrebaş, Mehmet Kocatürk, Duygu Güneş, Hacı Tek, Abdullah Kadiroğlu TARLA BİTKİLERİ ISLAHI - Pamuk, Mısır, Sorgum, Soya, Susam, Yer Fıstığı
Burhan Kacar Bitkiler ve bitkisel ürünler insan ve hayvanların temel besin maddelerini oluşturmakta ve bunların değeri her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Kaliteli ve bol ürün alınabilmesi için bitkilerin usulüne uygun şekilde beslenmeleri yadsınamaz düzeyde önemlidir. Yapılan araştırmalar yeterli düzeyde besin elementlerini içeren bitki tohumları ile insanların daha iyi beslendiklerini, topraklardan daha fazla ürün alındığını, ekim sırasında daha az tohum kullanıldığını, tohumların çimlenme güçlerinin daha yüksek bulunduğunu, bitkilerin abiyotik strese toleranslı ve hastalıklara karşı daha dayanıklı olduklarını göstermiştir. Bu kitabın amacı; bitki beslemenin temelini oluşturan bitki besin elementleri üzerindeki araştırma bulgularına dayalı en son bilgileri aktarmak ve bitkilerin daha iyi beslenebilmeleri için ilgililere yardımcı olmaktır.
Toplam 21 bölümden oluşan kitabın Giriş Bölümü; Bitki beslemenin önemi, Beslenmeleri yönünden bitki, hayvan ve insanların karşılaştırılması ve Bitkilerin beslenmelerinde gereksinim duyulan elementler olmak üzere üç alt başlık altında sunulmuştur. Bitkilerin beslenmesinde önemli işlevleri olan mineral besin elementleri üç Ana Bölüm altında açıklanmıştır. Makro Besin Elementleri Ana Bölümünde; Azot, Fosfor, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum ve Kükürt verilmiştir. Mikro Bitki Besin Elementleri Ana Bölümünde; Demir Mangan, Çinko, Bakır, Bor, Molibden, Klor ve Nikel sunulmuştur. Yararlı Bitki Besin Elementleri Ana Bölümünde ise; Alüminyum, Kobalt, Selenyum, Silisyum, Sodyum ve Vanadyum anlatılmıştır. Her Bölümde besin elementlerinin bitkiler tarafından nasıl alındığı anlatıldıktan sonra bitkilerde bulundukları miktarlar verilmiş ve besin elementlerinin bitkilerdeki işlevleri örnekler ile anlatılmıştır. Bitki besin elementleri arasındaki etkileşim üzerinde yeterli bilgi verildikten sonra elementlerin noksanlıklarında ve toksisitelerinde oluşan fizyolojik ve morfolojik değişiklikler açıklanmış ve buna ilişkin belirtiler uygun resimler üzerinde gösterilmiştir.
Burhan KACAR Hayvan dışkılarının düştüğü yerlerde bitkilerin daha iyi geliştiğini gören ilk insanların görgülerine dayanarak başlattığı gübre kullanımı, günümüzde de sürmektedir. Modern kimyasal gübre endüstrisinin 1840'lı yıllarda kurulup gelişmesiyle kimyasal gübrelerin üretim ve tüketimlerine koşut olarak tarım ürünlerinde de doğrusal artışlar sağlanmıştır. Son yıllarda yürürlüğe giren kimyasal ve organik gübrelere ait yönetmelikler ile ülkemizde gübre üretimi ve pazarlaması Avrupa Birliği (AB) ilkelerine uyumlu hâle getirilmiştir. Bu kitabın amacı, AB uyum programı içerisinde yürürlüğe konulan yönetmelikler dikkate alınarak organik ve inorganik (kimyasal) gübreler ile özellikleri üzerinde bilgi vermektir.
Toplam 5 ana ve 23 alt bölümden oluşan bu kitabın I. ana bölümünü oluşturan Gübre ve Gübrelemenin Temel İlkeleri, 8 değişik alt bölümde açıklanmıştır. Organik Madde İçeren Gübreler başlığını taşıyan II. ana bölüm 3 alt bölümde açıklanmış ve Kimyasal (İnorganik) Gübreler başlığını taşıyan III. ana bölümde azotlu, fosforlu ve potasyumlu gübreler üzerinde bilgi verilmiştir. İkincil Bitki Besin Elementleri başlığını taşıyan IV. ana bölümde ise Kalsiyumlu, Magnezyumlu ve Kükürtlü gübreler tanıtılmıştır. Beşinci son ana bölümü oluşturan Mikro Bitki Besin Elementlerini İçeren Gübreler başlığı altında Demirli, Manganlı, Çinkolu, Bakırlı , Borlu ve Molibdenli gübreler üzerinde ayrıntılı bilgi verilmiştir.
Kitap, yurdumuzun değişik yörelerinde yapılmış araştırma bulgularına öncelik verilmek suretiyle en yeni bilgi ve bulgular ışığında hazırlanmıştır. Kitapta yer alan tüm bölümler, değişik üniversite ve araştırma kuruluşlarımızda görev yapan konu uzmanı toplam 18 bilim adamı ve araştırmacı tarafından okunmuş ve öneriler doğrultusunda gereken yapılmıştır.
Burhan Kacar Bitki, toprak ve gübre analiz labaratuvarlarının son yıllarda ülkemizde hızla arttığına ve kimi illerimizde bu sayının otuzu aştığına tanık olunmaktadır. Bunun temel nedeni geleneksel (konvansiyonel) tarımda ortaya çıkan olumsuzlukların çeşitli ülkeler gibi ülkemizde de belirgin şekilde görülmesi ve Avrupa Birliği (AB) uyum programı çerçevesinde "İyi Tarım Uygulamaları, İTU" yönetmeliğinin yürürlüğe girmesidir. Başta kimyasal gübreler ve bitki koruma ilaçları olmak üzere tarımsal girdilerin uygulanmasında yönlendirme ve kontrolün yeterli düzeyde olmamasının çevre üzerindeki olumsuz etkileri, insan ve hayvan sağlığı üzerinde de açık şekilde görülmüştür.
Hasan Baydar Türkiye, tıbbi ve aromatik bitkiler bakımından eşine az rastlanır bir biyoçeşitliliğe sahiptir. Endemik türler başta olmak üzere Türkiye bitkilerinin tıbbi ve aromatik değeri çok yüksektir. Bu nedenle Anadolu florası, geleneksel tıp uygulamaları ve modern tıp bilimi için çok zengin bir etnobotanik araştırma kaynağıdır. Üstelik ilaç, aroma, parfüm, kozmetik, baharat, fonksiyonel gıda ve doğal boya gibi yükte hafif pahada ağır endüstriyel ürünlerin etkin maddeleri tıbbi ve aromatik bitkilerden elde edilmektedir.
Bu kitap, tıbbi ve aromatik bitkiler üzerinde öğrenim gören öğrencilerin, araştırma yapan bilim insanlarının ve konuya merak duyan bireylerin son yılların kuşkusuz en ilgi çekici alanı olan tıbbi ve aromatik bitkileri daha iyi tanımalarına, daha çok anlamalarına, daha derin araştırmalarına ve nihayet onlardan daha fazla yarar sağlamalarına yardımcı olmak amacıyla bilimsel bulgular ve akademik kaideler ışığında hazırlanmıştır.
Kitapta; tıbbi ve aromatik bitkilerin geçmişten günümüze kadar serüveni, geleneksel tıp uygulamalarında tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımı, damıtma ve ekstraksiyon yöntemleri, bitkisel ilaçlar ve fitoterapi, uçucu yağlar ve aromaterapi, parfümeri ve parfüm bitkileri, baharatlar ve baharat bitkileri, alkaloitler ve keyif bitkileri, bitkisel boyalar ve boya bitkileri, tıbbi ve aromatik bitkilerin üretim ve çoğaltım yöntemleri, yetiştiriciliği ve ıslahı gibi hemen her konu çizelgeler, grafikler, resimler ve şekiller eşliğinde detaylı olarak anlatılmıştır.
Bu kitaptan öğreneceğiniz bilgilerle tarlanızda, bahçenizde veya seranızda tıbbi ve aromatik bitkileri yetiştirebilir, ürünlerinizden günlük hayatınızı daha sağlıklı ve daha kaliteli kılmak için herbal çaylar, baharatlar ve doğal boyalar ile tentür, krem, merhem, şurup, şerbet ve macun gibi tıbbi preperatlar üretebilir, damıtma yaparak saf esans yağları ve aromatik sular, ekstraksiyon yaparak parfüm ve kozmetik özütleri elde edebilirsiniz.
Ramazan MAMMADOV “Tohumlu Bitkilerde SekonderMetabolitler” adlı bu kitabın yazılmasında asıl amaç, var olan kaynakları bir arada toparlamak ve Türkçe derli-toplu bir eser haline getirmek olmuştur. Kitap tohumlu bitkilerin oluşturmuş olduğu sekondermetabolitlerin farklı grupları hakkında bilgileri kapsamaktadır. Sekondermetabolitlerin kimyasal yapısı, lokalize olundukları bitki organları ve lokalizasyon tipleri, bitki ekstralarının eldesi, kullanım yöntemleri ve başka bilgiler kitapta yerini bulmuştur. Tüm bilgiler altı ana başlık altında birleştirilerek, toparlanmaya çalışılmıştır.
Kitap, sekondermetabolitlerle ilgili temel bilgilere sahip olmak isteyen ve bu konuda çalışmalar yapan herkes için faydalı olabilecek niteliktedir.
Celâl ER - Dilek BAŞALMA Tohum ve tohumluk hayatın kaynağıdır. Bitki ve hayvanların hatta daha geniş bir ifade ile bütün canlı varlıkların üremesinde ve çoğaltılmasında kullanılan veya rol alan üretme ve çoğaltma materyali tohum ve tohumluk olarak adlandırılmaktadır. Özellikle tarımda kullanılan tohum, tohumluk, fide, fidan ve her türlü damızlık kendi şahsına münhasır (ait) bir önem taşır ve bu önem asla tartışılamaz. Tohum ve tohumluk, bütün özelliklerin ve güzelliklerin saklandığı yerdir. Hatta hayatın gizli sırları buradadır. İnsan, tohum ve tohumluğu üretimde ve çoğaltmada şuurlu bir şekilde kullanmaya başladığı günden beri işte bu gizli sırları açığa çıkarmaya ve okumaya çalışmaktadır. İnsanlığın bu cehdi ve gayreti ebed müddet (kıyamete kadar) devam edecektir.
Güzel Türkçemizdeki çok önemli özdeyişlerden biri de “Ne ekersen, onu biçersin!”dir. O hâlde, kaliteli bir ürün ve yüksek verim alabilmek için yüksek verimli ve üstün kaliteli çeşitlerin tohum ve tohumluklarını kullanmak şarttır. Ancak bu şekilde kârlı bir faaliyette bulunmak mümkündür. Yani esas olarak söylemek gerekirse, üretim girdileri arasında tohum ve tohumluğun, daha genel bir ifade ile kullanılan üretim materyalinin özel bir yeri vardır. Bu gerçeği gereği gibi kavrayan çiftçiler ve üreticiler daima kazançlı çıkacaktır. “Ek tohumun hasını, çekme yokluk yasını.” atasözü de bu durumu yerinde ve anlamlı bir şekilde ifade etmektedir.
Her tohum yeni bir başlangıcı temsil eder. Yeni bir başlangıç olan her tohum, geçmiş ile bir bağ, eski ve yeni arasında sağlıklı ve anlamlı bir köprüdür. Birçok yönden tohumun incelenmesi hayatın kendisinin incelenmesidir. Tek bir tohum olgun bir bitkide bulunan hemen bütün kademeleri gösterme yeteneğine sahip, yaşayan bir organizmayı içeren düzgün bir şekilde sarılmış bir paketi oluşturur. Tohumun veya çimlenen fidelerin incelenmesiyle insan; büyüme düzenleyicileri, solunum, hücre bölünmesi, morfogenesis, fotosentez ve diğer faaliyetler hakkında da pek çok bilgi edinmiştir. 20. yüzyılın başlarından beri bitki bilimcileri tohum ve tohumluk hakkında pek çok şey öğrenmelerine rağmen, hâlâ tohumun birçok bilinmeyen yönleri bulunmaktadır. Bu sebeple günümüzde olduğu gibi, gelecekte de tohum insanların ilgi ve araştırma alanı olmaya devam edecektir.
Bülent Okur, Bülent Yağmur, Gökçen Yönter, Hüseyin Hüsnü Kayıkçıoğlu, Mustafa Tolga Esetlili, Ömer Lütfü Elmacı Bu kitap, toprak bilimi ve bitki besleme derslerinde ve bu bilim dalları ile ilişkili diğer derslerde temel bir kaynak olarak kullanılmak üzere yazılmıştır. Kitap, ziraat fakülteleri dışında ormancılık, ekoloji ve çevre bilimleri öğrencilerine de yararlı olacak önemli bilgiler içermektedir. Ayrıca son yıllarda farklı meslek dallarının tarıma artan ilgilerine karşılık verecek temel bir kitap özelliği de taşımaktadır. Kitabın toprak bilimi konularını içeren birinci bölümünde, önemli bir doğal kaynağımız olan toprakların oluşumu, gelişimi, sınıflandırılması, korunması ile fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri hakkında bilgiler verilmiş ve tarım topraklarının sürdürülebilir bir şekilde kullanabilme yolları açıklanmıştır. Kitabın ikinci bölümü olan bitki besleme bölümünde ise bitkinin besin elementlerini alma yolları, bitkide taşınmaları, besin elementlerinin alımında etkili faktörler ile 20 bitki besin elementinin bitkilerdeki metabolik fonksiyonları yanında eksiklik belirtileri renkli resimlerle okuyucuya sunulmuştur.
Mete MISIRLIOĞLU Toprak başlı başına büyük bir ekosistemdir. Fotosentez ya da madde döngüleri gibi tüm canlıları ilgilendiren yaşamsal olaylar önemli ölçüde toprağa bağlı olarak gerçekleşir.
Bunun yanında toprak, pek çok hayvan grubu için yaşam ortamıdır ve bu hayvan grupları doğadaki besin ağı başta olmak üzere sözü edilen yaşamsal olayların çok önemli birer parçasıdırlar.
Ayrıca pek çok toprak hayvanının, toprak verimi ve ürün kalitesi üzerinde, olumlu ya da olumsuz etkileri vardır. Örneğin toprakta yaşayan bir çekirge türü olan danaburnu önemli bir tarım zararlısıyken topraksolucanları gibi bazı hayvanların tarım ürünlerinin kalitesini yükselttikleri, bitki kök hastalıklarında düşüşe neden oldukları, çayır ve meralarda bitki verimini artırdıkları bilinir.
Aslında tüm karasal türler, hatta birçok sucul tür dolaylı da olsa toprakla bağlantılıdır. Ancak yaşamının tümünü ya da belirli bir evresini, toprak içinde geçiren ve toprak içinde yuva yapan gruplar toprak faunası kapsamına girer. Elinizdeki kitapta, bu kapsama giren hayvan grupları, kısa bilgiler ve bu bilgileri destekleyen fotoğraflar yardımıyla tanıtılmaya çalışılmıştır.
Nuray Mücellâ MÜFTÜOĞLU, Cafer TÜRKMEN, Yakup ÇIKILI “Toprak ve Bitkide Verimlilik Analizleri” adlı bu kitap, toprak ve bitki örneklerinin alınması, analize hazırlanması, analizlerinin yapılması ve analiz sonuçlarının yorumlanması konularına dikkat çekilecek şekilde hazırlanan 1. Basımının tükenmesi üzerine yeniden düzenlenmiştir.
Toprak ve bitki örneklerinde yapılacak verimlilik analizleri için sadece bir yöntem söz konusu olmayıp birden çok yöntem bulunmaktadır. Toprak ve bitki örneklerinde analizlerin doğru yapılması kadar, doğru örnekleme ve analiz sonuçlarının doğru yorumlanması da önemlidir. Seçilen analiz yöntemi hedeflenen amaca ne kadar uygun ise, bulunan sonuç da o kadar anlam ifade etmektedir.
Kitapta yer alan analizler verimlilik amaçlı olup, elde edilen sonuçların ne anlama geldiği bilgisi yanında örnek çözümlemeler yapılmış, toprakta ve bitkide verimlilik analizleri için gerekli olan araç, gereç ve kimyasallara da yer verilmiştir.
Kitap, toprak örneklerinde, toprak örneği alma ve analize hazırlama; nem; toprak reaksiyonu; suda eriyebilir tuz; kireç; organik madde; bünye; toplam azot; alınabilir fosfor; kalsiyum, magnezyum, sodyum ve potasyum; demir, bakır, çinko ve mangan; bor analizi olmak üzere 13 bölüm, bitki örneklerinde ise bitki örneği alma ve analize hazırlama; toplam azot; fosfor; potasyum ve sodyum; kalsiyum ve magnezyum; demir, bakır, çinko ve mangan; bor; kükürt; ICP-OES yöntemi ile bitkide toplam fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, bakır, çinko, mangan, bor analizi olmak üzere 9 bölüm olmak üzere toplam 22 bölümden oluşmaktadır.
Kitabın başta öğrenciler olmak üzere, temel toprak verimliliği ve bitki analizleri yapan birçok kamu, özel sektör ve üniversite laboratuvarlarında analiz yapan teknik elemanlara yararlı olması dileklerimizle.
Ahmet Ertek Bitkilerin su tüketimlerinin doğru olarak belirlenmesi, suyun toprak ve bitki yüzeylerinden buharlaşmasının yanı sıra bitkiler tarafından terleme yoluyla nasıl tüketildiğinin bilgisini gerektirir. Bu iki sürecin kombinasyonu, evapotranspirasyon (ET) olarak adlandırılır. Bir alanda meydana gelen ET miktarını ölçmek, su ve sulama yöneticilerine su tüketimini değerlendirmek için önemli bilgiler sağlar.
Agronomik yönetimin temel hedeflerinden biri, su kullanım verimliliğini artırmak için evaporasyon ve transpirasyon yoluyla oluşan su kaybını yönetmektir. Böyle bir yönetimde başarılı olabilmek için bitki su tüketimi bilgisinin yanı sıra onunla doğrudan bağlantılı olan bitki morfolojisinin, bitki fizyolojik olgu ve tepkilerinin de çok iyi bilinmesi gerekir. Sonuçta, başarı için sulama mühendisliğine ek olarak botanik ve bitki fizyolojisi konularına da hâkim olmak önemlidir.
Bu kitapta suyun; bitkilerin yaşamındaki önemi, bitki kökleriyle topraktan nasıl alındığı ve tüm bitki gövdesine nasıl taşındığı, bitki tarafından hangi işlevlerde kullanıldığı ve atmosfere nasıl geçtiği detaylı olarak açıklanmıştır. Ayrıca bitkilerin stres koşullarından kaçınmak için bünyelerinden çok fazla su kaybını nasıl kontrol edebildiği ve bitkilerin su kaybında çevrenin nasıl bir rol oynadığı konusunda da bilgiler sunulmuştur. Kitabın son bölümlerinde ise bitki su tüketimini belirleme ve toprak su içeriğini ölçme yöntemlerine yer verilmiştir.
Dilek Anaç, Burçin Çokuysal, Nevin Eryüce, Bihter Çolak Esetlili, Cevdet Fehmi Özkan, Mahmut Tepecik Topraksız tarım, bitki gelişimi için gerekli olan su ve besin elementlerinin kök ortamına verilmesi esasına dayalıdır. Örtü altında yürütülen bu teknik su kültürü ve katı ortam kültürü olarak ikiye ayrılır.
Sözü edilen tarımsal uygulamalar her geçen gün daha fazla üretim alanı bulmakta ve hızla önem kazanmaktadırlar. Seracılığın yoğun olduğu koşullarda daha da fazla ön plana çıkmaktadırlar.
Topraksız tarım ülkemizde özellikle Batı Akdeniz ve Ege Bölgesi'nde yoğunlaşmıştır.
Kitabın öncelikle topraksız tarım yapan üreticilere, bu bağlamda danışmanlık hizmeti veren ziraat mühendislerine ve tarım eğitimi alan öğrencilerimize faydalı olacağı ve doğru yolu göstereceğine inanıyoruz.
Haydar Öztaş, Fulya Öztaş Bu kitapta, Orta Toroslar için karakteristik olan beş bitki gurubunun (Lale­Tulipa sp., Terslale-Fritillaria sp., Muscari sp.,-Müşkürüm Anemone sp.,­Anemon,Eranthis sp.,-Sarıkokulu türlerinin biyolojik ve tıbbi özellikler Makro fotoğrafları ile bitki severlere sunulmuştur. Kitapta, oldukça farklı renk tonlarına sahip lalelerin ve diğer endemik bitkilerin doğal ortamlarından alınan fotoğraflarının tüm güzellikleri ile okuyuculara sunulmasına özen gösterilmiştir.
Baş döndürücü bir hızla akıp giden zamanda çevremizdeki güzelliklerin çoğunlukla farkına çok geç varıyoruz. Lalenin ve bazı sümbül türlerinin anavatanın Toroslar olmasına rağmen bu bitkilerin çoğunlukla Batılı araştırmacılar tarafından tanımlanarak kültürünün yapıldığını görmekteyiz. Bu nedenle bitkilerin ülke genelinde görsel tanıtımı büyük önem arz etmektedir. Kitapta bitkilerin geleneksel ve modern tıpta kullanım özellikleri orijinal bilimsel makalelere (yerli-yabancı) dayalı olarak verilmiş olup, bu eserin görsel botanikle ilgilenen okuyuculara, biyologlara, eczacılara ve tüm bitki severlere faydalı olmasını diliyoruz.
Süleyman TEMEL, Beyhan KİBAR, Hakan KİBAR, Muhammet ŞAKİROĞLU Günümüzdeki en güncel ve kapsamlı "Türkçe-İngilizce Tarımsal Üretim Sözlüğü" olan bu çalışma, tarımsal üretim alanındaki gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan boşluğu önemli ölçüde doldurabilecek bir eser niteliğindedir. Geniş bir literatür taraması yapılarak tarımsal üretim alanında yararlı olabilecek ve yaygın olarak kullanılan kelime ve kelime grupları saptanmış ve İngilizce karşılıkları ile birlikte alfabetik sırada verilmiştir.
Bilim ve teknolojinin hızla geliştiği günümüzde çevirinin önemi de gün geçtikçe artmaktadır. Bu önemi yakalayabilecek yeterlilikte çeviri yapabilmek ise hem iş hem de eğitim hayatımızda gelişimimiz açısından son derece önemli olacaktır. İngilizce literatürü takip edenlere kolaylık sağlamak için hazırlanan "Türkçe-İngilizce Tarımsal Üretim Sözlüğü" kitabı; Üniversitelerin Ziraat Fakülteleri, Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakülteleri, Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi ile Tarım ve Doğa Bilimleri Fakültesi bölümlerinde ve kısmen Gıda Mühendisliği ile Biyoloji bölümlerinde okuyan ya da bu programlardan mezun olmuş lisans öğrencileri, lisansüstü düzeyinde eğitim alan öğrenciler, kendilerini bu alanda geliştirmeye çalışan araştırmacılar ve uzmanlar ile bilimsel çalışmalar yapan akademisyenler için de faydalı bir kaynak özelliği taşımaktadır.
Ömer SAYA - Emrullah GÜNEY Coğrafya, botanik, sınıf öğretmenliği dallarında öğrenim gören üniversitelilerin ve lise
öğretmenlerinin gereksinimleri dikkate alınarak hazırlanan bu yayın, dizinin ikinci kitabıdır.
Ülkemiz bitki örtüsü, büyük bir özgünlük, korunması gereken bir varsıllık sergiler. İzmir'den Iğdır'a; Anamur'dan Sinop'a; Kırklareli'nden Hakkari'ye; Datça'dan Hopa'ya yapılacak bir yolculuk bize bu konuda fikir verebilir. Maki ve garig topluluklarından bozkır bitkilerine; kızılçam ormanlarından tuzlu bataklıklara değin, Avrasya'nın tüm bitki örtüsü, yükselti basamaklarına göre çeşitli ağaçlar, otlar, çalılar, göz önüne serilir.
Türkiyemiz relikt (kalıntı) ve endemik (yerli, yalnız oraya özgü) bitkiler açısından da üstün özelliklere sahiptir.
Ancak, turizmde ortaya çıkan gelişmeler, kentleşme, konut sitelerinin çoğalması, çayların
susuzlaşması, akarsuların akmaz olması, her koya HES yapma isteği, barajlar ve ortaya çıkan yapay göller, sanayi tesislerinin büyümesi, ulaşımın kolaylaşması için özellikle kara yollarının genişletilmesi zorunluluğu, orman ve anız yangınları, her ile havalimanı yapma isteği, kıyılarda liman ve petrol damıtmevleri, depolar...doğal bitki örtüsüne zarar vermekte; sonuçta birçok bitki ortadan çekilmektedir.
Toprak aşınımı (su ve rüzgâr erozyonu), ilkel ve yanlış tarım yöntemleri, verimsiz ve baskıcı hayvan yetiştirme çalışmaları ve bunlara bağlı olarak ilerleyen bitkisizleşme, doğal ortam yozlaşması da gündemdeki yerini koruyan sorunlardandır.
Kitapta, her bölüme okuma parçaları eklenmiştir. Özenle seçilen bu bölümler okuma isteğini
artıracak, konunun daha iyi öğrenilmesini sağlayacaktır.
Zeki Aytaç, Atila Ocak, Bahar Kaptaner İğci Ülkemiz, konumu ve coğrafik yapısı itibarıyla olağanüstü zenginlikte bitki çeşitliliğine sahiptir. Her bölgesi ayrı bir güzelliğe sahip olan doğasında, bizleri endemik ve nadir bitkiler dahil olmak üzere çok sayıda bitki türü karşılar. Kitapta bu denli çeşitliliğe sahip olan ülkemizin bitki çeşitliliğini sizlerle paylaşmak üzere üç araştırmacı tarafından 1258 bitki taksonu orijinal fotoğrafları ile isimlendirilerek sunulmuştur. Ayrıca ülkemiz biyoçeşitliliği, biyocoğrafyası ve bitki sistematiği hakkında genel bilgiler verilmiştir.
Geçmişten bu yana gördüğümüz bitkileri isimlendirmek ve tanımak en büyük arzularımızdan olmuştur. Bu kitap, ilgisi olan her yaştan doğasever için bitkileri daha iyi tanımak, isimlendirebilmek ve ayırt edebilmek açısından sizlere doğa gezilerinizde eşlik edecek bir kaynak olma özelliği taşımaktadır.
Ahmet BAYANER Türkiye tarımının bir yüzü son derece modern teknolojiye dayanan ve dünya ile rekabet edebilen bir yapıdayken, diğer yüzü pazara entegrasyonu zayıf ve sadece geçimlik düzeyde tarımla ilgilenen bir yapıdadır. Tarımın geleceği; iç ve dış dinamikler, beklenti ve öngörülerle ilgili alınacak tedbirler ve çıkarılacak yasalar, altyapı eksikliklerinin tamamlanması, yabancı sermaye yatırımları ve teknolojik gelişmeler ile yakından ilişkilidir. Geleceği şekillendirecek en önemli iç dinamikler arasında; ulusal programlar ve kalkınma planları, tarım yasaları, tarım politikaları oluşturulması ile ilgili süreçler ve kullanılacak politika araçlarındaki tercihler, dış ticaret önlemleri, AR-GE faaliyetleri, organizasyonel yapı, tarımsal KİT'lerin geleceği ile ilgili verilecek kararlar ve kamu maliyesi sayılabilir. Türkiye için önemli olan diğer dış etken ise Avrupa Birliği (AB) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)'dür. AB Ortak Tarım Politikası (OTP) ve DTÖ Tarım Anlaşması aynı yönlü etkiler ortaya koymaktadır.
Çalışmada; Türkiye tarımının mevcut yapısı, yapı ile ilgili bazı az tartışılan istatistikler, iç ve dış dinamikler olarak tarımı etkileyen faktörler, istikrar politikaları ile tarım ilişkisi, 2000 yılı öncesi ve sonrası tarımda uygulanan program ve politikalar, ayrıntılarıyla ARİP ve bu kapsamda doğrudan gelir desteği, tarımda uygulanan proje temelli programlar ve sonuçları, geniş bir literatür çalışmasına dayalı olarak küresel gelişmeler ve Türkiye gıda sektörü ile beklentiler ve gelecek tahminlerine yer verilmiştir. Bu gelişmelerin ışığında Türkiye tarımı için bir özet verilmiş ve somut politika önerileri getirilmiştir.
Esen DURMUŞ, Ali YİĞİT Her ne kadar günümüzde azalmış olsa da çok eskiden beri nüfusun ve milli gelirin büyük bir bölümünün tarıma bağlı bulunduğu ülkemizde, hedeflerin saptanması ve gerçekleşmesinde tarımsal potansiyelin belirlenmesinin çok önemli bir yeri olduğu kuşkusuzdur. Tarımsal ürünlerin en iyi yetiştirme koşulu gösterdiği alanlarda ekilmesi, birim alandan daha fazla gelir elde edilmesi, ekonomik yöntemlerin ortaya konması ve dolayısıyla üretimle ilgili planlamaların daha sağlıklı yapılması gerekmektedir. Bunu yapabilmek için tarımsal bölgelerin yanında, bölge içinde ortaya çıkan lokal ünitelerin özelliklerinin de iyi açıklanması gerekmektedir. Tarımsal potansiyelin belirlenmesi ise bu alanların niteliklerinin tüm özelliklerinin ortaya konması ile mümkündür. Tarım alanlarının dağılışının özellikle topografya ile ilgili olduğunu, bu alanlarda yetişen ürünlerin çeşit ve miktarındaki değişikliklerinde iklim, hidrografya ve toprak özelliklerine bağımlılık gösterdiğini söyleyebiliriz. Bölge içinde yer yer meydana gelen topografik farklılıklar yani ovalık alanlar, havza tabanları, depresyonlar ve yükseltinin azaldığı yerde iklimin elverişliliği birçok farklı bölüm ve yörelerin oluşmasını sağlamıştır.

Bu amaçtan hareketle bir yöre ayrımı gerçekleştirmeye çalışılmıştır. Yöre ayrımında bitkisel üretim kriter olarak alınmıştır. Bitkisel üretimin seçilmesindeki amaç; ürünlerin toprak, iklim, hidrografya ve yeryüzü şekilleri gibi doğal özelliklerin yanında nüfus, yerleşme ve ekonomik aktivite gibi beşeri özelliklerin sonuçlarını en iyi şekilde yansıtmalarıdır. Ülkemizde yetiştirilen tarım ürünlerinin yetişme koşulları ayrıntılı bir şekilde incelemiştir. Bu ürünlerin anlansal dağılışları, ilçeler bazında tespit edilip Türkiye'de tarım yörelerinin belirlenmesi konusunda bir deneme yapmak amaçlanmıştır.üü

Ahmet Eren, Akın Tepe, Aylin Kabaş, H. Filiz Boyacı, İbrahim Çelik, Mine Ünlü, Ramazan Özalp, Rana Kurum, Volkan Gözen YAZLIK SEBZE ISLAHI (Domates, Biber, Patlıcan, Hıyar, Kavun)
Ayça Akça Uçkun Zeytin ağacı, Akdeniz Havzası'nda binlerce yıldır yetişen, hem tarihî hem de ekonomik değeri ile birlikte mucizevi şifa kaynağı olarak değerlendirilen, vazgeçilmez bir üründür. Zeytin ağacının büyümesi ve gelişmesindeki en önemli etken iklim koşullarıdır. Son yapılan araştırmalar, zeytinin, iklim değişikliğinden en çok etkilenen türler arasında yer aldığını göstermektedir. Bu durum zeytinin, farklı ve yeni nesil bir yaklaşımla ele alınmasını gerekli kılmaktadır.
Bu kitapta; Zeytin ve İklim Değişikliği Etkileri, Zeytinde İklimsel Süreçlerin Bütüncül Yaklaşımı, Zeytinde Besin Elementi Eksikliği ve Fazlalığı Etkilerinin Bütünsel Yaklaşımı, Zeytin Yetiştiriciliği ve Ara Ziraat Sistemi ve Zeytin Ara Ziraati başlıkları altında güncel ve farklı bakış açıları ve iklim değişikliğine uyum çerçevesinde yeni nesil zeytin anlatılmıştır.
A. Aytekin Polat Yenidünya (Eriobotrya japonica Lindl.), sonbahar ve kış aylarında çiçek açıp meyve tutan ve ilkbahar aylarında meyvelerini olgunlaştıran, her dem yeşil, subtropik bir meyve ağacıdır. Yenidünya meyvesinin olgunlaşma zamanı, diğer birçok meyve türünün hasadının bittiği ya da henüz başlamadığı bir döneme rastladığından tüketicinin taze meyveye olan ihtiyacını önemli ölçüde karşılamaktadır. Yenidünya meyveleri; reçel, meyve suyu, şarap, şurup veya şekerli meyveler şeklinde işlenmiş muhtelif ürünler olarak da tüketilebilmektedir. Bu durum, yüksek fiyatla alıcı bulabilmesini sağladığından yenidünya meyvesinin önemi, gerek üretici gerek tüketici açısından gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır.
Kayıtlar, bu meyve türünün 2000 yılı aşkın bir süredir Çin'de yetiştirildiğini ve buradan dünya çapında 30'dan fazla ülkeye yayıldığını göstermektedir. Önemli üretici ülkelerden biri olan Türkiye, dünya üretiminde 3. sırada yer almaktadır. Ancak ülkemiz yenidünya üreticilerinin veya ilgili sektörün bu meyve türü hakkında ihtiyaç duyduğu bilgilere ulaşabileceği Türkçe yazılı bir kaynak bulunmamaktadır. Bu eksiklik, mevcut kitabın yazılması ihtiyacını doğurmuştur. Bu kitap, yenidünyanın tarihi, sistematiği ve türleri, üretimi ve ticareti, pomolojisi, morfolojik ve biyolojik özellikleri, fizyolojisi, ekolojisi ve yetiştiriciliğinin teknik özellikleri ile yenidünya yetiştiriciliğinin geleceği hakkında kapsamlı bilgi sağlayan ilk kaynak kitap özelliğine sahiptir. Kitabın, bu alanda çalışan araştırıcılara, ziraat mühendislerine, Ziraat Fakültesi öğrencilerine, yenidünya yetiştiricilerine ve ilgili tüm kesimlere yararlı olması dileğiyle...