Spor Bilimleri \ 3-5
Mustafa Karadağ Bilek güreşi sporunda, diğer spor dallarında olduğu gibi yapısal, fiziksel, fonksiyonel, psikolojik ve de zihinsel performans önemli görülmektedir. Bu performansların artırılmasına yönelik olarak çalışma programları ve antrenmanlar yapılmaktadır. Bu antrenmanlar sporcuların vücut direncini ve kompozisyonunu iyileştirmektedir. Ayrıca vücut kompozisyonunun yanında biyolojik sistemlerdeki değişimler de sporcunun performansını etkileyebilmektedir. Bu bilgilerin ışığı altında çalışmanın amacı; bilek güreşi sporu yapan kadın üniversite öğrencilerinin sekiz haftalık antrenman programının, vücut kompozisyonu, insülin, glikoz seviyeleri ve endojen (esansiyel olmayan, vücutta üretilebilen) amino asit düzeyleri üzerine olan etkilerini ortaya koymaktır.
Bu araştırmada, kadın bilek güreşi sporcularında sekiz haftalık antrenman periyodunun BKİ, serum glikoz ve bazı endojen amino asit düzeylerini değiştirdiği ortaya konmuştur. Ayrıca elde edilen veriler hem bilek güreşi sporu için bilimsel temelli yeni bir kaynak olacak hem de düzenli ve planlı antrenman sürecinin kadın bilek güreşçilerinin vücut kompozisyonu, glikoz-insülin düzeyleri ve endojen (esansiyel olmayan, vücutta üretilebilen) amino asitler, üzerine olan etkisi konusunda, “antrenman bilimi ve fizyolojik etkilerine” bir katkı sağlayacaktır. Kadın bilek güreşi sporcuları ile ilgili çalışmaların henüz yetersiz olması bu alanda daha fazla bilimsel veriye ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Elde edilen sonuçların sağlıklı insanlar için verilen normal değişim sınırları içinde olduğu, dolayısıyla ölçülen parametreler açısından antrenman sürecinin sporcular üzerinde herhangi bir olumsuzluk oluşturmadığı söylenebilir.
Muhammed Zahit Kahraman, İlhan Şen, Halit Demir Antrenman ve egzersizin biyokimsayal parametreler üzerindeki etkisinin belirlenmesi egzersiz ve spor fizyolojisinin önemli araştırma konularından biridir. Günümüzde çoğu spor dalında ve futbolda kadın sporcuların sayısının arttığı ve farklı seviyelerde liglerin kurulduğu görülmektedir. Bu gelişmeler, aynı zamanda kadın futbolu ile ilgili bilimsel çalışmaların sayısını da arttırmıştır.
Futbol, antrenman bilimlerindeki gelişmeler ile birlikte teknik ve taktik özelliklerin yanında fiziksel performansın da önemli olduğu bir oyuna dönüşmüştür. Futbol müsabakalarında oyuncu ve takımların toplam koşu mesafeleri, sprint sayıları, sıçrama kapasiteleri ve kondisyon düzeyleri başarıya ulaşma açısından önemli göstergeler olmuştur. Futbolun bu oyun yapısı, performansı yükseltmek için farklı antrenman metotlarının uygulanmasını gerekli kılmıştır.
Antrenman, yüksek yoğunlukta gerçekleştirilen yüklemelerle organizmayı uyuma zorladığında daha faydalı olmaktadır. Yüksek yoğunlukta gerçekleştirilen antrenmanlarda organizmanın oksijen gereksinimi artmaktadır. Antioksidan savunma sistemleri, oksijen ihtiyacının az olduğu antrenmanlarda serbest radikallerin oluşumunu durdurabilir ancak oksijen ihtiyacının çok fazla olduğu antrenmanlarda serbest radikallerin oluşumunu engellemekte yetersiz kalabilir.
Yoğun interval antrenmanlar, yüklenme yoğunluğunun yüksek olduğu ve birden fazla egzersiz serisinin belirli aralıklarla tekrarlanması prensibine dayandığı için futbolda sıklıkla tercih edilmektedir. Kadın futbolcularda iyi bir performansın sergilenmesi ve başarıya ulaşılması noktasında yoğun interval antrenmanların biyokimyasal uygunluğunun belirlenmesi oldukça önemlidir.
Bu kitapta, kadın futbolculara kronik olarak uygulanan yoğun interval antrenman programının lipid peroksidasyonu ve bazı antioksidan aktiviteler üzerindeki etkileri incelenmiştir.
Abdulsamet Efdal, Çalık Veli Koçak, Emrah Cerit, Gül Yağar, Muammer Cengil, Özgür Karataş, Rabia Hürrem Özdurak Sıngın, Ramazan Bayer, Serkan Düz, Tuba Denizci, Yeşim Karaç Öcal 20. yüzyıl, nüfus artışının yüzyılıydı; 21. yüzyıl ise tarih kitaplarına “yaşlanma yüzyılı” olarak girecektir. Hükûmetler başta olmak üzere pek çok uluslararası kurum, çok disiplinli ortaklıklar kurarak, bu yüzyılda giderek yaşlanan insanın yeni mücadelesine bütüncül bir yaklaşım sergilemekte; sağlıklı yaşlanmayı daha iyi anlama ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik kolektif çalışmalar yürütmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, son yıllarda yaşam beklentisinin yaklaşık 20 yıl arttığını, diğer bir deyişle toplumda “yaşlı” olarak nitelendirdiğimiz insanların ömrünün uzadığını, daha da yaşlandıklarını belirtmektedir.
Yaşlanmak kaçınılmazdır ancak zarif bir şekilde yaşlanmak bir seçimdir. Yaşlanmanın kaçınılmaz olduğunu bilsek de bu doğal süreci nasıl algıladığımız büyük ölçüde bize bağlıdır. Bu kitapta, yaşlılık ve kaliteli yaşlanma kavramları ile normal yaşlanma sürecinde meydana gelen fizyolojik, nörobiyolojik ve davranışsal değişikliklerin yanı sıra yaşlanma sürecine dâhil olan biyolojik mekanizmalar ve bu mekanizmaların sistemlere etkisi yer almaktadır. Bununla birlikte 80, 90 ve hatta 100'lü yaşlarda sağlıklı, aktif ve mutlu bir yaşam sürebilmek için genç yaştan itibaren beden ve ruh sağlığını korumaya yönelik fiziksel aktivite, beslenme ve rekreatif etkinlikleri içeren yaşam biçimini benimsemek ve yaşam motivasyonunu korumak için yapılması gerekenlere yer verilmiştir. Bu kitap sayesinde topluma “kaliteli yaşlanma” konusunda olumlu bir bakış açısı kazandırılması hedeflenmektedir.
Davut Budak Dünyada yaklaşık 80 ülkede 2000'den fazla kayak merkezinde milyonlarca insan her yıl kayak/snowboard yapmaktadır. Türkiye'de ise 1300-3350 m yükseklik kuşağında yer alan 29 adet kış sporları merkezi planlanmış olup tüm yapılaşmayı gerçekleştirmiş 5 kayak merkezi (Palandöken, Uludağ, Köroğlu, Erciyes, Sarıkamış) spor ve eğlence amaçlı kayak severlerin yoğun ilgisi ile her geçen yıl artarak ziyaret edilmektedir.
Bu ilginin yanında, ilk olarak bilinçsiz hareket eden, kural tanımayan ve becerisine uygun hareket etmeyen, çevresindekilerin güvenliğini hiçe sayan, adrenalin tutkunu ve kontrolsüz kayakçılar, kazalara ve sonrasında sakatlanmalara neden olabilmektedir. Bu nedenle kış sporları merkezlerinde, kayak alanlarında uygulanması ve uyulması gerekli kuralların standartlaştırılması, hukuksal olarak da bir zorunluluk hâline gelmiştir. Bu kurallar ya da mevcut yönetmelikler, ülkelere göre çeşitlilik göstermektedir. Her devletin kanunu, teamül hukuku ve mevzuatı; kayak alanı işletmecisinin, mekanik tesis-lift operatörünün, kayakçıların/snowboardcuların ve ilgili tarafların görevlerine, dokunulmazlıklarına ve yükümlülüklerine farklı yaklaşımlar sunmaktadır. Bu kurallar, her devletin mevzuatına göre farklılık gösterse de genel anlayış, FIS (Uluslararası Kayak Federasyonu) tarafından belirlenen temel kurallar yargı için esas kabul edilmektedir.
Bu bilgiler ışığında, öncelikle kayağın dünyadaki ve Türkiye'deki tarihi ele alınarak kış sporları merkezi donanımları, işgörenleri ve Türkiye'deki kayak merkezlerine ilişkin bilgiler sunulmuştur. Sonraki bölümlerde ise kayak alanlarının güvenlik kuralları ve farklı ülkelerdeki kayak güvenliğine ilişkin hukuksal sorumluluklar (yasalar, yönetmelikler, örnek davalar vb.) siz değerli okuyuculara aktarılmaya çalışılmıştır. Yapılan tüm bu çalışmalarla, kayak alanlarının güvenliğine ilişkin kabul edilebilir kurallar belirlenmeye çalışılmıştır.
Bu kuralların uygulanabilirliği ve öğretilmesi noktasında çok önemli bir rol ve sorumluluğa sahip oldukları kabul edilen başta kayak/snowboard eğitmenlerine (öğretici ve antrenörler), kayak alanı koordinatörlerine ve diğer işgörenlere büyük görevler düşmektedir. Çalışmanın spor bilimleri alanında çalışan akademisyenlere, lisansüstü ve lisans öğrencilerine ve multidisipliner bir yapıya sahip olan sporun diğer tüm paydaşlarına faydalı bir eser olmasını diliyorum.
Özge Deniz Turgutoğlu, Berfin Serdil Örs Gymnastics is a quite technical event in terms of both judging and the movements performed. In artistic gymnastics locomotor systems of the gymnasts are affected and developed depending on the apparatus they compete and men compete with six apparatus. Besides, handspring and the handspring sideward with ¼ turn are the basic elements for more complicated vaults. For this reason, it is thought that the measurement of velocity in the last part of the approach run and kinematic analysis of the vault performances are important to better understand the movements by the coaches and athletes. It is thought that examining the kinematic parameters of these elements according to categories will be beneficial in determining the missing points in the performance of the gymnasts, preparing the right training program, and contributing to the coaches and athletes. Considering all this information, the aim of the current study was the comparison of the last 10 m running velocity and kinematic variables of the handspring and the handspring sideward with ¼ turn elements performed on the artistic gymnastics vaulting table according to categories (pre-juniors and juniors, male gymnasts).
William J. VINCENT, Joseph P. WEIR, Human Kinesiyolojide İstatistik kitabı; ölçme, araştırma, verilerin düzenlenmesi ve gösterilmesi, mod, ortanca, ortalama ve değişkenlik ölçütleri gibi birçok temel istatistik konularını kapsamakta; bununla birlikte korelasyon, regresyon, varyans analizi (ANOVA) ve parametrik olmayan verilerin analizi gibi ileri istatistik konularını da ele almaktadır. Kitabın ana odak noktasını spor, sağlık ve hareket bilimlerinde en sık kullanılan çalışma desenleri oluşturmakta ve okuyucuların en sık kullandıkları istatistik teknikleri örneklerle açıklanmaktadır. Kitapta kullanılan örnekler egzersiz fizyolojisi, biyomekanik, beden eğitimi, rekreasyon, antrenörlük ve spor-sağlık alanlarından seçilmiş ve bu alanlarda çalışan araştırmacılara ve öğrencilere yardımcı olmak hedeflenmiştir.
Bu kitapta, istatistik kullanımının temel ilkeleri ve dikkat edilmesi gereken noktalar da açıklanmaktadır. Kitap, istatistiğin yalnızca bilgisayar programının ortaya çıkardığı sonuçlardan ibaret olmadığı fikrini ve istatistik hesaplamalarının altında yatan mantığı, okuyucuyu sıkmadan ve yormadan vermektedir. Anlatım dili ve elle yapılması istenen hesaplamalar, kitabın temel düzeyde matematik becerisine sahip her okuyucu tarafından rahatlıkla anlaşılabilir ve uygulanabilir olmasını sağlamaktadır. Kitap; Beden Eğitimi ve Spor Bölümü öğrencileri, hareket bilimleri ve spor-sağlık alanında çalışan araştırmacılar ve istatistiğin temel kavramlarını merak eden herkes için sıklıkla başvurulacak bir kaynaktır.
Metin Karayol İnsanın, yerleşik hayata geçtikten sonra hayatta kalabilmesi için ürün elde etme gereksinimi, çalışma gereğini doğurmuştur. Zamanla üretimde verimliliği arttırmak ya da daha farklı amaçlara ulaşmak için birtakım örgütler ve bu örgütlere bağlı birimler de kurulmuştur. Şüphesiz ki bu örgütlerin amaçlarını gerçekleştirmeleri için en önemli unsurun insan faktörü olduğu açıkça görülmektedir. İşte bu örgütlerin sonuca ulaşabilmesinde insanların farklı kişilik yapılarının sonuca katkı sağlaması yadsınamaz. Temel olarak kişilik özellikleri bu ayırt edici özellikler arasında söylenebilir. Örgütün amacına ulaşmasında örgüte bağlılık ve kişilik özelliklerinin dışında iş değerleri de önemlidir. Değerler, örgütsel davranışın kullanımı içerisinde büyük önem arz etmektedir. Çünkü iş tatmininin, güdülenmenin hatta algılamanın temelini değerler oluşturur. Her bireyin herhangi bir konuya veya kişilere karşı belirgin değerleri vardır. Değerler kavramı, çevremizdeki insanlarla kurmuş olduğumuz ilişkiler ile öğrenilir. İş değerini ise insanların geçimini sağladıkları iş yerlerinde nitelikleri, gereksinimleri ve gördükleri işin özelliklerine göre oluşan değerlerin toplamı şeklinde tanımlamak mümkündür. İş görenlerin sahip olduğu tutumların yöneticiler tarafından bilinmesi, iş görenlerin örgüte olan tutumlarının anlaşılması ve bunun sonucunda ortaya çıkabilecek olumlu veya olumsuz faktörlerin kestirilebilmesi açısından önem taşır. Bu bağlamda kitapta Gençlik ve Spor Bakanlığında çalışanların kişilik özellikleri ve iş değerlerinin örgüte bağlılık düzeylerine göre incelenmesi konu edinilmiştir.
Recep Cengiz Bu kitap, spordaki sorunların, yalnızca belli bir federasyon, kulüp veya spor kültürünün değil, sporu yönetenlerden izleyenlere kadar uzanan geniş bir yelpazenin ürünü olduğunu göstermek için yazıldı.
Yaşadığım toplumla ve ekmeğini yediğim sporla ilgili ideal, düşünce ve dertlerimi kâğıtlara aktarmak dışında ne yapabilirdim ki?
Bu kitabı okurken veya okuduktan sonra kim bilir belki de “A, bu da vardı.”, “Yahu bu da vardı!” diyecek ve benim aklıma gelmeyen bir sürü konu başlığı hatırlayacaksınız.
Ben de size diyorum ki: Onları güzel saklayınız. Çünkü onlar; iyisiyle, kötüsüyle, eğrisiyle doğrusuyla, günahı ve sevabıyla bizim yıllarımız, bizim hatıralarımızdır.
Ahmet Talimciler, Ahmet Türk, Ayhan Dever, Cem Tınaz, Cenk Temel, Çiğdem Gökduman, Ercüment Erdoğan, Erol Bulut, Esra Emir, Ezel Nur Korur, Gökhan Kurt, İrem Yüksel, Kadir Yıldız, Kürşat Taştan, Meral Öztürk, Murat Yüksel, Nalan Sabır Taştan, Sebahattin Devecioğlu, Selami Özsoy, Tuğrul Akşar, Yiğit Anıl Güzelipek Toplumun bir yansıması olarak ifade edebileceğimiz spor, küreselleşme süreciyle birlikte hızlı bir değişim içerisine girmiştir. Bu değişimle birlikte spor, basit bir kurum olmaktan çıkarak kompleks bir yapı hâline gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, küreselleşmenin spora olan etkilerini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda hazırlanan çalışma içerisinde birbirinden değerli on yedi metin yer almaktadır. Alanında uzman isimler tarafından hazırlanan metinler, küreselleşmenin ekonomik, politik, teknolojik ve sosyokültürel boyutlarını spor doğrultusunda açıklamaktadır.
Fikret Alıncak Yrd. Doç. Dr. Fikret ALINCAK
1983 yılında Gaziantep ilinde doğdu, İlk ve orta öğrenimini Gaziantep’te tamamladı, 2008 yılında Gaziantep Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümününden mezun oldu. Hentbool Antrenörlük, Badminton 1.Kademe Antrenörlük, Bocce 1.Kademe, Satranç Yardımcı Antrenörlük, Atletizm ve Yüzme hakemlikleri mevcuttur. Spor Masörlüğü belgesine sahibtir. 2012 yılında Gaziantep Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalında yüksek lisans, 2016 yılında Kırıkkale Üniveristesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitim ve Spor Anabilim dalında doktora programını tamamladı. 2010-2016 yılları arasında Nizip Eğitim Fakültesi ve Nizip Meslek Yüksek Okulunda Okutman olarak görev yaptı. 2017 yılında Gaziantep Üniversitesi Beden Eğitim ve Spor Yüksek Okuluna Yrd. Doç olarak atandı. Halen Gaziantep Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu bünyesinde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.
Alparslan İnce, Muhammet Emirhan Çelik, Erkan Cavlı Kitabımızda; yaşamın her evresinde beklenen fiziksel ve bilişsel gelişimi gözlemlemenin yanında çocukluktan yaşlılığa kadar olan dönemlerde fiziksel aktivite tercihleri ve uygulaması hakkında yönlendirici bilgiler yalın bir dille verilmektedir.
Kitabımızın gelişim ve eğitim alanıyla ilgilenen üniversite öğrencileri, antrenörler ve ebeveynlere rehberlik etmesini temenni ediyoruz.
David L. GALLAHUE, John C. OZMUN, Jackie D. GOODWAY Gün sabahından, insan çocukluğundan belli olur. (John Milton)

Hareket yaşamdır. İşimizde ve oyunumuzda yaptığımız her şey hareketi kapsar. Varlığımız; kalbimizin atışına, akciğerlerimizin nefes alıp vermesine, otomatik ve yarı otomatik hareket süreçlerine ve yaşamımıza dâhil olan diğer istemli hareketlere bağlıdır. Motor kontrolünü ve motor koordinasyonunu nasıl kazandığımızı anlamak, nasıl yaşa-dığımızı anlamanın temelidir. Etkili bir öğretim ve öğrenme süreci için atılacak ilk adım tipik olarak gelişen bireyin gelişimsel sürecini anlamaktan geçer. Bu anlayış, sınıfta, spor salonunda ya da oyun alanında eğitimin çekirdeğini oluşturur.
Gelişimsel yetersizliği olan bireylerin motor gelişim özelliklerinin bilinmesi, uygulanacak müdahale, terapi ve tedavi programlarına sağlam bir temel oluşturur. Motor gelişimi gebelikle başlayan, yaşam boyunca devam eden bir süreç yaklaşımı içinde ele alan bu kitap; spor bilimleri, fizyoterapi, ergoterapi, özel eğitim, erken çocukluk eğitimi ve sınıf öğretmenliği alanlarında çalışan öğretim elemanlarına ve öğrencilere yönelik hazırlanmıştır.
Bereket Köse Son yıllarda artan rekabet, spor aktivitelerini izleme oranındaki artış, kazanma arzusu, cezbedici ödüller, özellikle uluslararası organizasyonlarda ülkelerin kendilerini gösterme, kazandıkları başarılarla daha fazla tanınma ve prestij sağlama hedefleri gibi bir çok faktör, sporcuların performanslarını ergojenik olarak arttırabilecek yeni antrenman metotlarının da bu alandaki bilimsel çalışmaların merkezine alınmasına yol açmıştır.
Bu bağlamda yüzyıllardır çeşitli alanlarda performans arttırmak için kullanılan müzik, son yıllarda spor bilimcilerin de dikkatini çekmiş ve söz konusu bilimciler tarafından müziğin sporcularda da fiziksel ve psikolojik performansı arttırabileceğine, aynı zamanda çeşitli müzik türleri ile performans arasında bir korelasyonun olduğuna yönelik araştırma sonuçlarına ulaşılmıştır.
Örneğin müziğin koşu performansını ve süresini artırmasının yanı sıra yatıştırıcı müziği dinlemenin de beynin hipofiz bölgesini etkileyerek organizmadaki stresin düşürülmesine neden olan hormonların salgılanmasına yardımcı olması otonom sinir sistemini dolaylı bir şekilde etkileyebilmesi sonucu egzersiz sonrası daha hızlı toparlanmayı da sağlayabilmekte olduğu ifade edilmiştir.
Bu kitap da, müziğin aerobik-anaerobik performansa aynı zamanda egzersiz sonrası toparlanmaya etkisinin incelenmesi amacıyla hazırlanmıştır.
Güner Çiçek Aşırı kilo ve obezite, sağlık açısından risk oluşturan anormal veya aşırı yağ birikimi olarak tanımlanır. Obezite; çevresel, genetik, fizyolojik, metabolik, davranışsal ve psikolojik bileşenleri içeren karmaşık çok faktörlü kronik bir hastalıktır. Obezite, başta koroner kalp hastalığı, kanser, diyabet, kas-iskelet bozuklukları ve depresyon dâhil olmak üzere birçok sağlık problemlerine yakalanma riskini arttırdığı ayrıca çeşitli ölümcül hastalıklara yol açtığı bilinmektedir. Bu kitap; obezite epidemiyolojisi, patofizyolojisi ve obezitenin hastalıklarla olan ilişkisini, ayrıca çocukluk ve yetişkinlik döneminde obezitenin yönetimi ve önlenmesi konusunda kapsamlı bir bakış açısı sunmaktadır. Obez kişilere egzersizin önemi, faydaları ve hangi tür egzersizlerin nasıl yapıldığı ile ilgili egzersiz reçeteleri bu kitapta açıklanmaktadır.
Murat Erdoğan, Onur Oral, Ferman Konukman İnsan vücudunun, doğuştan gelen özeliklerinden dolayı sürekli hareket etmek ihtiyacı bulunmaktadır. İnsanlar, çetin doğa koşulları ile mücadele edecek, kendini savunabilecek, en güç durumlarda bile ihtiyaçlarını sağlayabilecek bir yapıya sahiptir. Avcı toplayıcı toplumdan endüstri toplumuna geçiş ile teknolojik gelişmeler sonucunda insan, kendi ihtiyaçlarını daha az hareket ederek gidermeye başlamış bunun sonucunda daha hareketsiz toplumlar ortaya çıkmış, insanlık yıllar geçtikçe kilo almış ve aldığı bu kilolar, kendi sağlığını tehdit eder hâle gelmiştir.
Medeniyet hastalıkları diyebileceğimiz hastalıklardan en önemlisi “obezite” olarak bilinen aşırı kilolu olma durumudur. Obezitenin engellenmesinde ve tedavisinde hareket ve enerji dengesi önemli rol oynamaktadır.
İşte burada hareket ve egzersiz devreye girmektedir. Kitabımızda obezite ve egzersizde sağlıklı yaşamanın formüllerinden biri olan hareket ve egzersizin vücudunuza bakış açınızı değiştirecek önemi aktarılmaktadır. Yazarların hekim ve egzersiz uzmanlarından oluşması ve edindikleri tecrübeleri esere aktarması, alana katkı sağlamaktadır.
Bu eser ile obezitenin engellenmesi ve obez bireylerin tekrar sağlığına kavuşması için uygulanacak yöntemlerden birisi olan hareket ve egzersizin her yönü ile organizmamız üzerindeki etkilerinin bütünsel bir yaklaşımla anlatılması amaçlamıştır. Kitap içerisinde egzersiz reçetelendirmesi yapılırken dikkat edilmesi gerekenler bilimsel bir metotla aktarılmaya çalışılmış ve kilo kontrolü konusuyla ilgilenen; hekimler, spor eğitmenleri, egzersiz uzmanları ile kişisel gelişim isteyen bireylerin yararlanacağı kaynak olarak sunulmuştur.
Kerim Bakan - Onur Oral Tüm dünyada sağlıklı ve uzun bir hayat hedefi için sağlıklı yaşamaya dönük yeni alışkanlıklar hızla gelişmektedir.
''Obezite, Nutrigenetik ve Spor'' kitabımız, tüm yaşam sürecini sağlıklı yaş almak olarak algılayan bir bilimsel yaklaşımla hazırlanmıştır. Sağlıklı bir yaşam sürebilmek için sağlıklı beslenme ve her yaşta spor alışkanlığının gerekliliği, bu çalışmayı hazırlamamızda bize ilham veren başlıca prensiplerden olmuştur.
Son yıllarda, küresel bir sağlık sorunu olan obeziteyle mücadele yöntemleri arasında önem kazanan ve son yıllarda birçok bilimsel araştırmaya konu olan, beslenme ve genetik ilişkisi de kitapta yer almaktadır.
Bu kitap, yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösteren, fiziksel aktiviteyi bir yaşam stili olarak benimseyen ve obezite gibi küresel bir sağlık probleminin beslenmeyle ilişkili genetik boyutlarını araştırmak isteyen bireyler için önemli bir akademik kaynak niteliği taşımaktadır.
Varol Tutal, Ebubekir Aksay İnsanlar eskiden yaşamlarını sürdürmek adına birtakım hareketler yapar ve o günkü yaşam koşullarına uyum sağlamaya çalışırlardı. Daha sonraları insanlar sağlıkları için fiziksel hareketin önemli olduğuna inanmışlar ve bu doğrultuda bilinçli olarak hareketli olmaya devam etmişlerdir. Günümüzde ise bu hareketliliğin önemi gün geçtikçe artmaya devam etmektedir. Beden eğitimi kavramına bakıldığında insanların fiziki gelişiminin dengeli bir şekilde olması için yapılan, aynı zamanda insanı ruhen ve zihnen rahatlatan ve en önemlisi de insanın kişiliğini ve karakterini geliştiren genel eğitimin tamamlayıcısı olarak ifade edilebilir.
Her bireyin herhangi bir nesneye karşı tutumu olması olasıdır. Tutum, bireyin olumlu ya da olumsuz davranışlar sergilemesi olarak da adlandırılabilir. Tutum bilimsel açıdan bakıldığında önemli bir kavramdır. Çünkü bilim adamları tutumla ilgili birçok çalışma yapmıştır ve bu çalışmalar devam etmektedir. Tutum kavramının; anlama veya bilgi, ihtiyaçları giderme, egoyu savunma ve içsel değerlerin ifade edilmesi gibi işlevleri bulunmaktadır. Özellikle okul yöneticilerinin fiziksel gelişim, öz saygı ve benlik gelişimi için önemli olan beden eğitimi dersine yönelik tutumları önem arz etmektedir. Bu doğrultuda eserde okul yöneticilerinin beden eğitimi dersine yönelik tutumuna ilişkin bir ölçüm aracının yanında nitel verilerle desteklenmiş sonuçlar yer almaktadır.
Bilal ÇOBAN, Eyüp NACAR Eğitsel oyunlar konusunda 5 kitaptan biri olan bu kitap ilköğretimin birinci kademesini ilgilendirmektedir. Anneler, babalar, öğretmenler, çocuklarının eğitimini sürdürürken, sadece bu seviyedeki çocuklar için hazırlanmış bu kitaptaki oyunlardan faydalanacaklardır
Hazırlanan bu etkinlikler kitapta; gelişimle ilgili temel kavramlar, oyunun tanımı, oyunun çocuk hayatındaki yeri ve önemi, oyun evrenleri ve oyun çeşitleri, oyun kuramları, oyun için söylenmiş özlü sözler ve eğitsel oyunlar başlıkları altında işlenmiştir.
Kitap, eğitim fakültelerinin ilgili bölümleri ve beden eğitimi öğretmenlerinin yanında stajyer öğretmenlerin de faydalanacağı bir çalışmadır.
Ali Demirci, Erdal Demirci, Nevzat Demirci BENİMLE OYNA (12)
Çocuğuma kitaplarla öğretmeye çalıştım,
Bana sadece bulmaca kitapları getirdi.
Çocuğuma sözcüklerle öğretmeye çalıştım,
Hepsini sildi geçti, duymazdan geldi.
Umutsuzlukla döndüm;
“Bu çocuğa nasıl öğreteceğim?” diye hıçkırdım.
Ellerime anahtarı verdi,
“Gel dedi, benimle oyna.”

Oyunla eğitim; beden eğitimi ve spor eğitimi öğretim yöntemlerinden biri olmasının yanı sıra genç bireylerin toplumsal kültürü, iyiyi, kötüyü, meslekleri, sosyal rolleri, kişilik haklarını, saygı ve sevgiyi de öğrendikleri en elverişli araç niteliği taşır. Birçok eğitimci oynayarak öğrenmenin daha iyi hafızada kaldığını, karşılaştırmalı düşünme, karar verme ustalığı kazandırdığını ve davranışları değiştirdiğini saptamıştır.
Kitapta, beden eğitimi ve spor eğitiminde oynayarak öğrenme ele alınmaktadır. Özellikle beden eğitimi öğretmenlerinin beden eğitimi derslerinde beden eğitimi ve spor öğretimine dayalı etkinlikleri düzenlerken nasıl bir yol izlemeleri gerektiği konusunda seçenekler sunulmaktadır. Oyunlar sınıflandırılmıştır ve her oyunun kazanımları yazılmıştır. Temel hareket bilgi ve becerilerine dayalı oyunlar ile özelleşmiş hareket bilgi ve becerilerine dayalı oyunlar (koşma, sekme, sıçrama, atma, atlama, dengelenme) “atletizm oyunları” adı altında ele alınırken spor bilgi ve becerilerine dayalı oyunlar basketbol, voleybol, hentbol ve futbol oyunları başlıklarıyla verilmektedir.
Celal Taşkıran 1955 yılında doğdu ve okul yıllarında arkadaşları aracılığıyla güreşe başladı. 10 sene genç ve büyükler kategorisinde milli takımlarında yarışmalara katıldı. Güreşi bıraktıktan sonra kulüp antrenörlüğünde ve 10 sene güreş milli takımlarda altyapıda çalıştı. Antrene ettiği milli takımlarından; yıldız, genç ve ümit milli takımları Balkan, Avrupa ve Dünya şampiyonlukları elde etti. Güreş Federasyonun Eğitim ve Teknik Kurullarında görev icra ediyor.
Lisansını Ankara 19 Mayıs Spor Akademisinde 1979'da, yüksek lisansını Selçuk Üniversitesinde 1991 ve doktorasını Marmara Üniversitesinde 1999 yılında tamamladı. 1993 yılında İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesinde akademisyenliğine başladı. 2000 yılında öğretim üyeliğine, 2002'de Bölüm Başkanlığına atanarak 2012'ye kadar başkanlığını yürüttü. Akademik çalışmalarına 2013'den sonra İnönü Üniversitesi BESYO'da devam ediyor.
Ömür F. Karakullukçu, Oğuzhan Eroğlu Değişimin günümüzde, hayatımızın değişmeyen bir unsuru olarak kendisine yer bulduğunu görmekteyiz. Ancak ortaya çıkan değişimlerle beraber insanların tutumları hem olumlu hem olumsuz yönde farklılaşmaya da yol açabilmektedir. Özellikle de son yıllarda devasa boyutlara ulaşan spor sektörünün kontrol edilebilirliğinin her geçen gün zorlaştığı düşünüldüğünde spor örgütleri, ellerindeki kaynakları en etkili ve verimli bir şekilde kullanabilmek için değişimlere başarılı bir şekilde ayak uydurmaya çalışmalıdırlar. Ancak değişimlerle beraber ortaya çıkan sinizm gibi olumsuz durumlar, örgütlerin hedeflerine ulaşmasını zorlaştırabilmektedir.
Bu kitap; örgütsel sinizm, örgütsel değişim ve spor örgütlerinde örgütsel değişim sinizmi kavramlarını açıklamaya, ayrıca bu kavramlarla ilgili konuları ele alarak spor örgütlerinde örgütsel değişim sinizminin nedenleri, sonuçları ve yönetme stratejileri gibi unsurlarını ortaya koymaya çalışmaktadır. Türk spor teşkilatlanmasının tarihsel gelişimi ve değişim çabaları ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal gençlik ve spor politikalarını incelemeye dahil eden bu kitap; spor örgütleri için olumsuz bir durum olarak nitelendirilebilecek olan örgütsel değişim sinizminin nedenlerini, sonuçlarını ve yönetme stratejilerini spor örgütleri özelinde açıklamak amacıyla yazılmıştır.
Kitabın; spor örgütlerinde görev yapan yöneticilerin örgüt içindeki değişimlerde insan unsurunu doğru şekilde yönetebilmeleri ve spor bilimleri alanında çalışan herkesin kendilerini geliştirmeleri için değerli bilgiler kazandıracağı düşünülmekte ve umulmaktadır.
Tuba Fatma Karadağ Sporun; hızla sosyal bir kurum olması, eğitime, ekonomiye, uluslararası diplomasiye nüfuz etmesi ve çağımızın modern toplumlarının en yaygın ve en etkili sosyal kurumlarından biri olarak kabul görmesi, spor yönetiminin kontrolünde hizmet veren kurumların çalışanları ile ortaya koyduğu performans ve yenilikçilik anlayışlarının irdelenmesini öne çıkarmaktadır.
Sektörel anlamda, farklı hizmet alanlarında, örgütsel öğrenmenin ve yeniliğin rolü kamuoyunda kabul görmüş olsa da spor sektöründe üretilen hizmete daha az bir dikkatle odaklanma söz konusudur.
Bu eserde; “örgütsel öğrenme” ve “bireysel yenilikçilik” kavramları üzerinde durulmuş, Türkiye’de sportif hizmetlerin önemli bir ayağını oluşturan spor federasyonları çalışanlarının yine bu kavramlar çerçevesinde ortaya koydukları performans incelenerek demografik değişkenlerin bu yetenekler (özellikler) üzerindeki etkinliği irdelenmiştir.
Ahmet Şirinkan Özel gereksinimli bireyler için yaşam kalitesini arttırmanın en önemli basamaklarından birisi de hareket eğitimi, egzersiz, oyun ve sportif etkinliklerdir. Bu amaçla yapılacak her türlü program, özel gereksinimli bireylerin yaşam kalitesini arttırarak onları hayata bağlayıp sosyalleşmelerine katkı sağlayacaktır.
Bu amaçla yazılan bu kitap, dört bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde; özel eğitime gereksinim duyan bireylerle ilgili tanımlar, amaçlar, özel eğitim gereksinim nedenleri, özel gereksinimli bireylerin fiziksel, ruhsal, toplumsal, cinsel ve kişilik özellikleri konu başlıkları bulunmaktadır. İkinci bölümde; özel gereksinime ihtiyacı olan bireylere yaptırılacak rekreasyon etkinlikleri, rehabilitasyon hizmetleri, hareket eğitimi ve oyun, egzersiz ve spor eğitiminin, rekreasyon ve rehabilitasyonun amacı hakkında bilgiler verilmektedir. Üçüncü bölüm; tüm özel gereksinime ihtiyacı olan (zihinsel olarak özel gereksinimli, fiziksel olarak özel gereksinimli, işitsel olarak özel gereksinimli, görsel olarak özel gereksinimli, down sendromlu olarak özel gereksinimli, otizm spectrumlu olarak özel gereksinimli, obezite problemi yaşayanlar, Multiple Scleroz (MS)) vb. özel gereksinimli) bireylerle ilgili genel ve özel bilgileri ayrıca, omurga deformasyonlarından kifoz, lordoz, scolyoz, torticolous ve düz sırt hakkında genel bilgi ve yaptırılabilecek egzersiz örneklerini kapsamaktadır. Dördüncü bölümde; ise, tüm özel gereksinime ihtiyacı olan grupların (özel durumlarına göre) yapabileceği egzersiz örneklerine yer verilmiştir. Bu egzersizler örnek oluşturmaktadır. Eğitmen-uzman kişi, kendisinden hizmet alıcı olan özel gereksinimli bireyin durumuna göre bu egzersiz örnekleri üzerinde adaptasyon yaparak farklı şekilde uygulayabilir.
Kitap, tüm spor eğitimcilerine, egzersiz uzmanlarına, özel spor eğitmenlerine, rekreasyon bölümü öğrencileri ve eğitimcileri için bir kaynak olması dileğiyle...
Abdurrahman Aktop, Ahmet Sansi, Atike Yılmaz, Brad Weiner, Büşra Süngü, Derya Su, Dilara Sevimay Özer, Elif Lermi Bekdemir, Gülsüm Hatipoğlu Özcan, Handan Doğan, Michelle Grenier, Sibel Taşralı Nalbant, Yeşim Gökgöz Uyarlanmış Fiziksel Aktivite Federasyonu'na (https://ifapa.net ) göre uyarlanmış fiziksel aktivite:
Hizmet sunan bir meslek alanıdır.
Çok disiplinli akademik bir alandır.
Teori ve pratik arasında dinamik bir sistemdir.
Engelli bireylerin haklarını savunma ağıdır.
Bir süreç ve üründür.
Sherrill, uyarlanmış fiziksel aktiviteyi, arzu edilen sonuçlara ulaşmak için değişkenleri yönetme bilimi ve sanatı olarak tanımlamaktadır. Bu değişkenler, fiziksel aktivite için kullanılan materyaller, aktivite alanı, öğretilecek beceri, kurallar ve öğretim yöntemlerinden oluşmaktadır. Tüm bu değişkenler bireyin kapasitesine uygun hâle getirildiğinde bireyin aktiviteye katılımı en üst seviyeye ulaşacaktır.
Mesut Uğurlu Türk spor geleneklerinden kadim yağlı güreş spor geleneğini ve pehlivanları, bu geleneğin icracıları olan pehlivanlara sorduk. Gerçekleştirdiğimiz bu saha araştırması neticesinde, efsane başpehlivan Ahmet Taşçı'nın bir oturuşta bir koli (30 adet) yumurta yediğini ve kış döneminde 50 kg kestane balı tükettiğini öğrendik. Koca Yusuf'un Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirilen güreş müsabakasından dönerken içinde olduğu geminin batması sırasında bir filikaya tutunduğunu, filikadakilerin Koca Yusuf'un ellerine küreklerle vurduğunu ve yine de filikayı bırakmayınca bileklerini kestiklerini ve böylece üzerindeki altınlarla okyanusta boğulduğu bilgisine ulaştık. Kısacası Türk yağlı güreş geleneğini ve bu geleneğin icracıları olan pehlivanların pehlivan hafızalarında nasıl yer aldığını tespit edip okurlara yansıtmaya çalıştık. Türk kültürü deryasına bir damla katkı sağlamak amacıyla hazırladığımız kitabımızın amacında muvaffak olması temennilerimizle…
Gamze Güney Kadının hayatında önemli bir yeri olan postmenopozal dönem; hormonal azalma sonucu ortaya çıkan ve üreme yeteneğinin kaybolduğu bir dönemdir. Bu hormonal azalmaya bağlı olarak kadınlarda bazı değişiklikler meydana gelmektedir. Örneğin; sıcak basması, gece terlemesi, kas ve eklem ağrısı, psikolojik olarak ise umutsuzluk, huzursuzluk, sinirlilik, baş ağrısı, mutluluk duygusunun azalması gibi semptomlar yaşamaktadırlar. Bu semptomlar kadın hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu dönemde grup eşliğinde yapılacak düzenli yüzme egzersizi hem psikolojik hem de zihninsel olarak kadınların formda kalması açısından büyük önem kazanmaktadır. Bu dönemdeki kadınların daha önce hiç spor yapmamış olsa bile menopoz döneminde mutlaka spora başlaması gerekmektedir. Spor; kadınların yaşam kalitelerini artırmalarına, enerji dengesi sağlayarak kilo kontrolünü sağlamalarına ve emosyonel olarak duygu durumlarıyla baş edebilmelerine yardımcı olacaktır.
Bu kitap; rekreatif bir aktivite olan yüzme egzersizlerinin, postmenopozal dönemdeki kadınların bu döneme özgü yaşadıkları sıkıntılarının azalmasında ve bu sıkıntılarla baş edebilmelerinde pozitif etkilerini vurgulamayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede kitabın literatüre katkı sağlayarak topluma faydalı olması temennisiyle...
Sebahattin Devecioğlu Futbol, insanlık tarihinin en eski oyunlarından bir olarak günümüze ulaşmayı başarmıştır. Tüm medeniyetler futbolu bir şekilde oynamış, çeşitli stratejilerde de kullanmışlardır.
Futbolun geçmişten günümüze kadarki gelişimini kronolojik olarak incelediğimizde ilk çağlardan günümüze kadar çeşitli evreler geçirdiğini görmekteyiz. Futbol, bu gelişim ve değişim sürecinde birçok toplumsal olayların merkezinde yer almıştır.
Küreselleşme ile birlikte başlayan yeni dünya düzeni, yeni yönetim ve yeni ekonomik sistemin tüm dünyadaki sosyal ekonomik yapıları değiştirmeye devam ettiği günümüzde bu gelişmelerden payını alanlardan birisi de hiç şüphesiz futboldur.
Günümüz dünyasının ortak değerlerinden biri olan futbol; tüm siyasal, ekonomik ve kültürel sistemlerde kabul görmesi ile birlikte, farklı medeniyetlerin, farklı olarak kabul ettiği bir ürün olarak şekillenmesine rağmen bir dizi kurallar ile de tek sisteme dönüştürülerek, ortak pazarın bir ürünü olarak, tüm insanlığın hizmetine sunulan şekli ile küreselleşmenin siyasal, ekonomik ve kültürel sorumluluğunu üstlenmiş bir aktör gibi karşımızda durmaktadır.
Bugün futbol, bilgi çağının en önemli gelişimi olan, yeni ekonomi, internet, dijital uygulamalar gibi birçok ürün ve hizmetlerin gelişmişine, kitlelere yayılmasına, tüketicilerle buluşmasına çok önemli katkılar sağlamakla birlikte, kendine özgü ürün ve hizmetlerin geliştirilmesinde de bu çağın uygulamalarından faydalanmaktadır.
Postmodern Futbol isimli bu kitabın birinci bölümünde, futbolun postmodernleşme ve ilk çağlardan günümüze kadarki süreçleri değerlendirilirken ikinci bölümde ise futbolun değişimi ve dönüşümü yazarın seçilmiş makalelerinden derlenerek sunulmaya çalışılmıştır.
Ahmet İslam Basit bir oyundan ziyade daha karmaşık hâle gelen futbol oyununda özellikle mental süreçlerin gittikçe ön plana çıktığı belirtilebilir. Dünyanın en önde gelen spor dalı olan futbolda yüksek performans elde etmek için fiziksel yeterliliğin yanında psikolojik yeterlilik ve cesaretin de etkili olduğu kabul edilmektedir. Birçok spor dalında psikolojik eğitimin etkinliği konusunda geniş bir literatür mevcutken futbolda psikolojik beceri eğitimi etkinliği ve cesaret konusunda çalışmaların sınırlı kaldığı görülmektedir. Futbolcuların yaşamlarında karşılaştıkları birçok olumsuz durumun (stres, kaygı, problem vb.) üstesinden gelmeleri için, bu olumsuzluklar karşısında fiziksel özelliklerinin yanında psikolojik özellikler ile de yeterli bir seviyede olmaları gerekir. Bu olumsuz faktörler ile mücadele ederken psikolojik özelliklerinin, zihinsel olarak zorluklara dayanma güçlerinin, psikolojik becerilerinin ve cesaretlerinin istenilen düzeyde olması gerekir.
Ersin Afacan, Meltem Işık Afacan Voleybol oynarken bu sporun pek çok değişikliğine tanıklık ettim. Kaliteli voleybolcu ve antrenör olmanın temel noktalarından birinin psikososyal açıdan da bilgili ve bilinçli olmak gerektiğine bu tanıklığım sonucunda emin oldum. Voleybolun psikososyal boyutu ve mental antrenman hakkında ilginç konuları faydalı şekilde ele alan bu kitap, yeni çalışmalara esin kaynağı olacaktır.
Arzu GÖLLÜ, Eski Milli Voleybolcu
Voleybol sporu ile ilgili olarak teknik, taktik ve kondisyon konularını içeren pek çok kitap bulunmaktadır. Fakat bu spora özgü olacak şekilde genelde psikososyal boyutları, özelde mental becerileri ele alan bir kitabın olmaması voleybol kültürümüz için bir eksiklikti. Böyle bir eksikliğin kapatılması adına yazılan bu kitabın biz voleybolcular için faydalı olacağından eminim.
Selin TOY, Profesyonel Voleybolcu
En başarılı takım sporu olan voleybolun psikososyal boyutunu kitlelere anlatmak ve açıklamak adına önemli bir çaba olan bu kitap için yazarlara bir voleybol insanı olarak teşekkür ediyorum. Voleybol ile ilgili mental konuları da içeren elinizdeki kitap, voleybol kültürümüzdeki büyük bir açığı kapatmak adına değerli bir çalışma olduğu için keyifle okuyacağınızı düşünüyorum.
Mehmet BEDESTENLİOĞLU, PTT Kadın Voleybol Takımı Başantrenörü
Tek başına bir hiç olunduğu gerçeğini, hatayı kabullenmenin gereğini, sonraki sayıya odaklanmanın faydasını, takım içindeki iletişimi açık tutmanın önemini, iyi çalışmanın koşullarını ve sporda psikososyal alanları içeren pek çok konuları voleybol özelinde yazmak cesaretini gösteren sevgili Ersin ve Meltem'i kutlarım. Pratiğin içinde olan bizlere ışık tutacağı muhakkak...
Gökhan EDMAN, Kadın Ulusal Voleybol Takımları Eski Antrenörü
Değişen ve gelişen voleybol kültürümüzde performansın psikososyal yani mental boyutu her geçen gün daha önemli duruma gelmektedir. Bu bağlamda mental antrenmanlar sayesinde sporcular başta olmak üzere biz spor insanlarına mental destek verilmesinden yanayım. Elinizdeki kitap, voleybolun bu kısmı ile ilgili aydınlatıcı bilgiler içermektedir.
Süleyman BOZKAN, Gelişim Koleji Kadın Voleybol Takımı Başantrenörü
Sevgili Ersin'in voleybol ile ilgili yazdığı yazıların sporun psikososyal boyutuyla değerlendirilmesi olan bu kitap, hem okunması kolay hem de pek çok kulübün ihmal ettiği zihinsel antrenmanlar üzerine detaylı bilgiler içermektedir. Voleybolun çeşitli boyutlarının felsefe ile de ilişkilendirildiği bu kitap antrenör, sporcu, yönetici, ebeveyn ve menajerler için faydalı olacaktır.
Gökhan SEZAL, Vakıfbank Spor Kulübü Ankara Altyapı Sorumlusu
Asuman Şahan Spor bilimleri alanında kuvvet antrenmanlarına verilen cevaplar başta antrenörler olmak üzere beden eğitimi öğretmenleri ve spor bilimcileri için önemli olmuştur. Kuvvet antrenmanlarının uygulanma şekli ve etkileri bir çok faktöre bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Bu yayın puberte döneminde yapılan kuvvet antrenmanlarının koordinasyon özelliği üzerine etkilerini belirlemek amacı ile yapılmış bir araştırmanın bulgularının detaylı olarak incelenmesini içermektedir. Çocuklarda Puberte Döneminde Yapılan Kuvvet Antrenmanlarının Koordinasyon Gelişimi Üzerine Etkisinin İncelenmesi kitabı spor bilimlerine bilimsel yöntem alanında katkıda bulunmak amacıyla baskıya sunulmuştur.
Ali Demirci Raket sporları, bütün dünyada hızla gelişen ve her yaş ve cinsten insanın oynamak için zaman ayırmak istediği spor etkinlikleri olarak görülmektedir. Olaya bu yönüyle bakıldığında; raket sporlarının hem beden eğitimi dersi programı içinde, hem de kulüpler ile diğer öğretme ortamlarında nasıl yer alması gerektiği ve öğrenme-öğretme etkinliklerinin ders ortamlarına nasıl uyarlanacağı düşüncesi ortaya çıkmaktadır. “Raket Sporları Öğretimi” kitabı ile bu düşüncelerin yaşama geçirilmesine katkı sunulmak istenmektedir.
Kitapta, raket sporlarının okullarda ve ilk öğrenenler düzeyinde nasıl ele alınacağına ve beden eğitimi ders ortamlarına nasıl uyarlanacağına yönelik oyun ve ders etkinlikleri yer almaktadır. Bu yönüyle; beden eğitimi öğretmenlerine onlarca ders etkinlikleri seçeneği sunulurken, diğer yönüyle kulüplerin alt yapısında görevli çalıştırıcılar öğrenme-öğretme sürecindeki temel işleyiş hakkında bilgilendirilmektedir.
Ali Aslan, Ayhan Dever, Ercüment Erdoğan, Erol Bulut, Ezel Nur Korur, Hasan Sözen, Murat Yüksel, Mücahit Fişne, Özgür Dinçer, Pınar Naile Gürgör Sporda doping maddelerinin kullanımına yönelik akademik çalışmalar son otuz yıldan beri daha da ağırlık kazanmaya başlamıştır. Doping maddelerinin uzun bir dönemden beri kullanılıyor olması ve sürekli olarak çeşitli vakaların ortaya çıkmasına karşın akademik çalışmaların oldukça geç bir dönemde başladığını ifade etmek mümkündür.
Alanındaki eksikliği doldurmayı amaçlayan bu kitap; sağlık ve sosyal olmak üzere iki temel başlık altında sporda doping olgusunu açıklamayı hedeflemektedir. Sağlık başlığı altında; fizyolojik, sağlık, antrenman ve gen boyutlarıyla sosyal başlığı altında ise fair play, toplumsal ve yönetimsel boyutlarıyla sporda doping olgusu açıklanmaya çalışılmıştır. Böylece doping kullanımının etkilerinin yoğun bir şekilde hissedildiği iki alan detaylı bir şekilde incelenmiş ve doping kullanımının etkileri ortaya konmuştur.
Ziyanur Güneş Kitabın hazırlanması sırasındaki temel düşüncem, okuyucuya yararlanabileceği bilgiyi en sade ve anlaşılabilir bir şekilde nasıl sunabileceğim oldu.
Günümüzde televizyon ve sosyal medyada sağlıkla ilgili konularda izleyiciler konu ile ilgili ilgisiz kişilerce bilgi bombardımanına tutulmaktadır. Her bireyin genetik yapıları, yaşam tarzları farklılıklar göstereceği için sağlık sorunları da kendilerine özgüdür. Bu nedenle birey rahatsızlığı ile ilgili doktor muayenesine gitmeden, gerekli laboratuvar tahlillerini yaptırmadan, sadece duyumlara dayanarak kesinlikle rastgele bir tedavi olmamalıdır.
Kitabın içeriğinde yer alan genel konular:
• Beslenme
• Besin ögeleri
• Yeniden düzenlenen besin değişim listeleri
• Enerji ve enerji oluşumu
• Hamile anne ve 0 - 6 yaş çocuk beslenmesi
• Obezite
• Diyabet
• Hastalıklarda beslenme
• Sporda beslenme
Sağlıklı yaşam, bilimselliği doğrulanmış bilgilerin yaşantımıza doğru bir şekilde uygulanması ile mümkün olabilir. Umarım kitap az da olsa amacına ulaşır ve telif hakları ile çok değerli rahmetli hocamın ismini taşıyan Prof. Dr. Ayşe Baysal Eğitim ve Araştırma Vakfı "BESVAK" öğrencilerine katkıda bulunur.
Caner Onay Kitapta, ülkemizde beden eğitimi alanında parmak basılmamış veya çok daha önceden yapılması gerekli olan konulardan biri; saha içi koreografi teknikleri ele alınmıştır. Ön hazırlıklar, en basit şekliyle koreografi temelleri, koreografi prensipleri, alana girişler ve gösteri yerleşimleri, koreografi prensipleri ve tören ve kutlamalarla ilgili yönetmelikler başlıkları altında ele alınan konular ile birlikte koreografi konusunda 20–30 yıldır süre gelen ve bir türlü kırılamayan bir takım kalıplar tartışmaya açılmıştır. Koreografinin değişimi içerdiği ve gerekli kıldığı göz önüne alınırsa yıllardır bunu kalıplaştırmaya çalışanların hataları açıkça görünecektir. Kitabın genelinde bu kalıpları yıkan çalışmalar detaylı olarak gösterilmiş ve açıklanmıştır. Çalışma, beden eğitimi öğretmenlerine ve aday öğrencilere faydalı olacak niteliktedir.
Gülhan Erdem Subak Dijital oyunlara olan tutku, her geçen gün artmaktadır. Oyunların, gerçek rakiplere karşı oynanabilmesine yarayan modları, bu oyunları, rekabetçi şekle dönüştürmekte ve oyunlar, e-spor adı ile anılmaya başlanmaktadır. Tüm dünyada, çok sayıda spor kulübünün, e-spor şubesini açmış olması ve büyük spor medya kuruluşlarının, web sayfalarında e-spora da yer vermesi, e-sporun, spor dalları arasına girmesi için büyük adımlar olmuştur. Popülerliği her gün katlanarak artan e-sporla ilgili yapılan bilimsel çalışmaların ve akademik yayınların sayısı da büyük bir ivme kazanmıştır. Son yıllarda ise e-spor, spor bilimleri fakülteleri ve beden eğitimi ve spor yüksekokullarında, lisans ve yüksek lisans dersi olarak eğitim programlarına dâhil edilmeye başlamıştır. On dört bölümden oluşan bu kitabın, spor bilimleri alanında verilecek e-spor dersleri için bir başlangıç kaynağı olması hedeflenmiştir. Akademisyen ve öğrencilere faydalı olması dileğiyle…
Hikmet Turkay Birçok insan araştırmayı, bilinenden bilinmeyene doğru bir hareket olarak görür fakat araştırma, aslında bir keşif yolculuğudur. Hepimiz bilinmeyen doğal bir içgüdüye sahibiz. Bilinmeyen bizimle yüzleştiğinde merak ederiz ve merakımız bizi bilinmeyene karşı sorgulayıcı, daha kapsamlı bir anlayışa kavuşturur. Bu merak tüm bilginin temelidir ve insanın bilinmeyen ne varsa onu elde etmek için kullandığı yöntem, araştırma olarak adlandırılır.
Bilimsel araştırma; problemleri tanımlamak, hipotez veya önerilen çözümleri formüle eetmek, veri toplamak, değerlendirmek, kestirimler yapmak, bulgulara varmak ve formül hipotezine uyup uymadıklarını belirlemek için sonuçları dikkatlice test etmektir. Bu çerçevede kitap, bilimsel araştırma süreci kavramına dayanmaktadır. Araştırma sürecini kavramsallaştırmanın nedeni de spor araştırması anlayışını geliştirmeye faydalı olacağı düşüncesidir. Bu kapsam dâhilinde; kitabın birinci bölümünde bilim ve bilimsel araştırma ile ilgili bilgiler, ikinci bölümde araştırma süreci, üçüncü bölümde spor araştırmalarındaki yöntemler ve bu yöntemlere ilişkin örnekler, dördüncü bölümde verilerin analizi, beşinci bölümde de bulgular ve yorumlara yer verilmiştir.
Kitabın birincil kitlesi spor bilimleri alanındaki lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileridir. Sonrasında bilimsel araştırma dersleriyle ilgili akademisyenleri ve genel anlamda bakıldığında da spor bilimleri alanındaki tüm araştırmacıları kapsamaktadır.
Talha Murathan İnsan yeteneklerini büyük oranda arttıran önemli teknolojik buluşlardan bir tanesi bilgi teknolojileridir. Bilgi teknolojisinde yaşanan hızlı gelişmeler yaşamın her alanını olduğu gibi eğitim ve spor alanlarını da etkileyerek değişime yönlendirmiştir. Spor branşlarının başlangıç aşamalarından ileri seviyelerine kadar birçok adımda Bilgisayar Destekli Eğitimler sporcu başarısını pozitif yönde desteklemektedir. Bu kitap, spor kavramının içinde geçtiği alanlarda “Bilgisayar Destekli Eğitim” kavramının ne şekilde kullanılabileceği, hâlihazırda kullanıldığı diğer alanlarla karşılaştırılması, sektör içerisinde yer alan en önemli unsurlar olan sporcular, spor eğitimcileri, organizasyonlar, tesisler gibi sektörün diğer paydaşlarının Bilgisayar Destekli Eğitime yönelik tutumları, algı düzeyleri, eğitim öğretim faaliyetlerinde bu olguyu kullanma şekilleri ve etkilerini belirlemek, karşılaştırmak ve incelemek amacını taşımaktadır.
Hayrettin Gümüşdağ, Mehmet Yıldırım Ülkemizde çocuklarda “psikomotor” ya da “motor gelişim” hakkında kaynakların sınırlı olması özellikle de beden eğitimi ve spor yüksekokulu, spor lisesi, sağlık bilimleri, fizik tedavi ve rehabilitasyon yüksekokulu, yüksek lisans, doktora öğrencileri, akademisyenler ve antrenörler için anlaşılabilir bir yayına ihtiyaç olduğu görülmüştür.
Çocukları daha iyi tanımak onların gelişimlerini iyi bilmekle mümkündür. Yaşamın ilk yıllarında başlayan gelişim, çocuğun ileriki yaşlardaki yaşantısını büyük ölçüde etkileyecek bir süreçtir. İlk yıllar, çocuk gelişiminin hızlı olduğu kritik yıllardır. Erken gelişim dönemlerinde temeli atılan gelişim alanlarından biri de psikomotor gelişimdir. Psikomotor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanmasıdır. Bir başka deyişle, temelinde hareket olan becerilerin kazanılmasını içeren ve doğum öncesi dönemde başlayıp ömür boyu süren bir süreçtir. Psikomotor beceriler, yetişkinler için sıradan ve kolay hareketler olmasına rağmen çocukların bu becerileri kazanmaları için zamana gereksinimleri vardır. Bu nedenle çocukların psikomotor becerileri kazanırken yetişkinler tarafından desteklenmesi gerekir. Gelişim desteğinin sağlıklı olabilmesi için de psikomotor gelişim özelliklerinin bilinmesi ve bu doğrultuda yapılacak etkinlikler ve antrenmanların planlanması çok önemlidir.
Spor Bilimlerinde Çocuklarda Motor Gelişimi kitabımızda, çocukların psikomotor gelişim özelliklerini öğrenerek çocukların bu alandaki gelişimlerine etkin olarak yardım edebileceksiniz. Psikomotor gelişimle ilgili uygun etkinlik seçmek, yaratıcılığınızı kullanarak özgün materyal hazırlayabilmek için yeni bilgi ve beceriler kazanacaksınız.
Ahmet Çakır, Ahmet İslam, Arif Yüce, Ayhan Dever, Bülent Ağbuğa, Fatma Demir, Göksel Yıkmış, Hakan Katırcı, Hakan Sunay, İnci Ece Öztürk, Nimet Korkmaz, Recep Cengiz, Selen Uğur Mutlu Spor, iletişim ve medya ilişkisi özellikle çağdaş spor anlayışının en önemli alanlarından biridir.
Bu kitap, spor ve medya konusuna giriş olarak ideal bir kitap değildir ama bu alana hizmet etmek için iddialı bir kitaptır.
İletişimcilere iletişimi öğretmek için değil spor insanlarını iletişim ve medya ile buluşturmak için yazılan bu kitapta okuyucu güncel spor ve medya problemlerine ilişkin çözüm ve öneriler bulacaktır. Okura faydalı olacağı inancı ve temennisiyle...
Muammer Altun İnsan vücudu hem karmaşık hem de eşsiz özelliklere sahiptir. Spor bilimlerinde insan vücudu fonksiyonel anatomi, kinesiyoloji, egzersiz fizyolojisi, spor biyomekaniği, egzersiz biyokimyası ve spor sakatlıkları gibi alt bilim dallarıyla ayrıntılı olarak incelenmektedir. Bu kitapta vücudumuzdaki sistemlerin karmaşıklığına çok girmeden şaşırtıcı özelliklerimiz spora özgü ayrıntılılarıyla kısaca anlatılmaktadır. Vücudumuzun anatomi temeliyle yapısal özellikleri, kinesiyoloji ile hareketlerin değerlendirilmesi, biyomekanikle hareketleri etkileyen durumların incelenmesi, biyokimyasal düzeydeki metabolik süreçler, fizyolojik açıdan çalışma prensipleri, oluşan yaralanmaların nedenleri ve önleme yolları bir bütün hâlinde spor ve performans bakış açısıyla anlatılmaktadır.
Spor bilim dallarının her biri kendi içerisinde birçok özelleşmiş bilgiyi, soyut kavramları ve matematiksel hesaplamaları içerir. Bununla birlikte temel fikirlerin anlaşılması, ayrıntılı hesaplamalar yapma becerisinden çok daha önemlidir. Bu kitapta okuyucuya, zorlayıcı formüllerle hesaplamalar yapmaktan ziyade formüllerin anlamları örneklerle anlatılmaktadır. Hareketleri değerlendirmek, fiziksel uygunluğu ve performansı geliştirmek ve spor yaralanmalarından korunmak için gerekli temel bilgileri bilimler arasında bağlantı kurarak özet hâlinde bir arada sunmak amaçlanmıştır.
Yeni yetişen spor bilimcilerine, meslek uzmanlarına, öğretmenlere ve antrenörlere yol gösterici bir kaynak olması dileğiyle…
Vedat Çınar, Abdurrahman Aktop, M. Fatih Karahüseyinoğlu, Mustafa Deniz, Yüksel Savucu, Erdal Demir, Gülşah Şahin, Sibel Nalbant, Adnan Çadır Farklı disiplinlerden bira arya gelen 9 akademisyen tarafından kaleme alınan bu eser Spor Bilimleri Fakülteleri ile Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencileri, Antrenörler, Spor Yöneticileri ile sporu bir yaşamının bir parçası haline getiren veteran sporcular için bir kaynak olarak tasarlanmıştır.
Spor Bilimlerine Giriş kitabında temel spor bilimleri yer almaktadır. Spor Bilimleri ile etkileşim içinde olan ve spor bilimlerinin temel taşlarını oluşturan bu disiplinler ile bu disiplinlerin temel konuları hakkında genel bilgilere sahip olacaksınız. Bu temel spor disiplinleri ve konuları:
• Anatomi
• Egzersiz ve Spor Fizyoloji
• Antrenman Kavramı ve İlkeleri
• Spor ve Beslenme
• Psikomotor Gelişim
• Spor Pedagojisi
• Spor Psikolojisi
• Spor Sosyolojisi
• Engelli Bireyler için Beden Eğitimi ve Spor
Spor Bilimlerine Giriş antrenör, yönetici ve sporcular için antrenman ve müsabaka başucu kitabı olacaktır.
Ahmet Bayrak, Aydıner Birsin Yıldız, Baki Yılmaz, Burak Alperen Ünsal, Büşra Yılmaz , Canan Sayın Temur, Ceren Yaman Yılmaz, Ersan Tolukan, Gamze Erikoğlu Örer, Gülfem Sezen Balçıkanlı, Gözde Algün Doğu, Hüseyin Ünlü, Kerim Kaan Göküstün, Lale Sariye Akan, Muhammet Cihat Çiftçi, Necmiye Ün Yıldırım, Seyfullah Çelik Farklı disiplinlerden bir araya gelen akademisyenler tarafından kaleme alınan bu eser, öğrencilerimize meslek yaşantıları boyunca ihtiyaç duyacakları temel bilgilerin öğretilmesi amacıyla kaleme alınmıştır.
Kitapta; sporun tarihsel temelleri, beden eğitimi ve spor felsefesi, beden eğitimi ve sporun pedagojik temelleri, spor yönetimi, spor fizyolojisi, antrenman bilgisi, spor yaralanmaları, sporun sosyolojik temelleri, egzersiz ve spor psikolojisi, sporcularda beslenme ilkeleri, rekreasyon ve spor bilimlerinde araştırma yöntemlerinden oluşan toplam on iki bölüm yer almaktadır.
Spor bilimlerinin her alanında yer alan bireylerin faydalanabileceği ve basit bir dilde örneklerle anlatım içerikleri olan bu eser, spor bilimleri alanında temel yaklaşımların gelişimine ve kavramların öğrenimine önemli bir katkı sunacaktır.
Şükrü Bingöl Bu kitap, beden eğitimi ve spor bilimlerine giriş çerçevesinde yazılmıştır. Kitapta beden eğitimi ve spora yönelik tanımlayıcı bilgiler olmakla beraber spor felsefesi ve spor sosyolojisi gibi alanlar da bulunmaktadır. Ayrıca engellilerde spor, rekreasyon kavramı, olimpiyatlar, fair play ve Atatürk'ün spora katkıları gibi birçok konuyu kapsamaktadır. Kitap özellikle beden eğitimi ve spor bilimleri öğrencilerinin rahatlıkla kullanabileceği ve onlara derslerinde yardımcı olabilecek bir yayındır. Kitapta beden eğitimi ve spor bilimlerine yönelik birçok bilgi yer almakta ve okuyuculara sunulmaktadır. Spor kültürünün geliştirilmesi, fair play çerçevesinde spor oyunlarının gerçekleştirilmesi, rekreasyon faaliyetlerinin öneminin anlaşılması ve engellilere yönelik spor farkındalığının arttırılması gibi birçok alanda okuyucu tatmin edebilecek bilgiler bulunmaktadır.
Ahmet Tarık Ergüven Beslenme, diyet ve spor konularında insanların giderek bilinçlendiği günümüzde, bir o kadar da bilgi karmaşası yaşanmaktadır. Yaşamsal önem taşıyan bu konuların alanında uzman kişiler tarafından ele alınması, bireyin sağlığını etkilediği gibi toplum sağlığının korunmasına ve artırılmasına da katkı sağlamaktadır. Dr. Ahmet Tarık Ergüven’in detaylı açıklamaları ve yönlendirmeleri sayesinde doğru zamanda ve doğru miktarda su içmeyi öğrenerek kronik öksürüğünün üstesinden gelmiş biri olarak SPOR DİYETİ’nin profesyonel ya da amatör tüm sporcuları beslenme konusunda doğru yönlendireceğine, bunun yanı sıra bireyin ve toplumun sağlığına katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.
Dr. Aysel KAYA

Dr. Ahmet Tarık ERGÜVEN’in on yedi yıllık sektör tecrübesine ve Alman Spor Üniversitesi’nde Profesyonel Sporcu Beslenmesi alanında aldığı eğitimlere dayanan, bilimle uygulamanın bir çatı altında toplandığı SPOR DİYETİ farklı spor dalları ve farklı dönemler için farklı beslenme stratejileri sunmaktadır.
Yunanca kökenli bir kelime olan diyet “diaita=yaşam tarzı” kelimesinden gelmekte, diyetetik ise “doğru” beslenme ve yaşam tarzının bilimsel değerlendirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu kitapta bahsedilen diyet kelimesi ise gerçek anlamında kullanılmıştır.
Profesyonel anlamda spor yapan bireyler ve beslenme konusunda üniversitede ya da diğer kurumlarda eğitim gören öğrenciler için uygulamalı bir kılavuz niteliği taşıyan SPOR DİYETİ’nin kendi etkinlik/çalışma alanınızda size ilham vermesini umuyoruz...
Cem ÇETİN Ünlü Fransız yönetmen Jean-Luc Godard, televizyon-spor ilişkisi üzerine görüşlerini açıklarken, "insanları sokağa dökmek istiyorsanız, televizyondan futbol yayınlarını kaldırın" demiştir. Elinizdeki bu kitap, Godard'ın da dikkat çektiği üzere, sporun insanlar üzerindeki iletişim gücünü anlatmaktadır. İletişimde sporu bu kadar güçlü kılan unsur, sürekli insanların hayatının içinde yer alması ve doğrudan onların duygularına hitap etmesidir. Dikkat edilecek olursa, gündelik hayatta insanların en çok konuştuğu konuların başında spor gelirken, spor karşılaşmaları da insanlara farklı duygular yaşatmaktadırlar. Böyle bir gerçek söz konusuyken, ülkeleri yönetenler ve iş dünyası, hedeflerindeki insanlarla iletişim kurabilmek için sporu kullanmaktan kaçınmamaktadırlar. Bu süreçte televizyon ise sahip olduğu yayın teknolojisiyle tarafları birbirlerine yaklaştırma gibi önemli bir işlevi yerine getirmektedir. Televizyonun başka işlevleri de söz konusudur. Sporun yönetiminde yer alanlar, "Televizyon yayınları olmaksızın, günümüzde, büyük spor organizasyonlarını gerçekleştirmek mümkün değildir." söylemini sıkça dillendirmektedirler. Durum öyle bir noktaya gelmiştir ki; televizyon sporun hem finansörlüğünü hem de pazarlamasını yapmaktadır... Bu kitap kimler için yazılmıştır? Sponsorluk yatırımlarında bulunan şirketlerin üst düzey yöneticileri ve pazarlama departmanlarında çalışanlar için... Sponsor arayışı içindeki spor kulüplerinin ya da federasyonların yöneticileri için... Medyada çalışıp spor yayınlarını hazırlayanlar için... Spor eğitimi alan ve ülke sporunu yönetmeyi hedef seçen üniversite öğrencileri için... Son olarak, spora ilgi duyan ve "Sporda değer nasıl yaratılıyor ve bu değer daha sonra nasıl işleniyor." sorusunun cevabını arayanlar için yazılmıştır. Her sıfattaki bireyin, kitabı rahatlıkla okuması için sade bir dil kullanılmış olup, teorik yaklaşımlar güncel örneklerle desteklenmiştir. Keyifli okumalar...
Ufuk Dilekçi Spor Liselerinde Adanmışlık, spor liselerinde görev yapan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin görev yaptıkları kurumlarda eğitim öğretim faaliyetlerini rahatlıkla yürütmeleri için sinizm ve tükenmişlik gibi onları zihinsel yönden olumsuz etkileyecek durumlarının tespit edilmesi amacıyla kaleme alınmıştır. Kitapta, Türkiye genelinde spor liselerinde görev yapan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin çeşitli sorunlardan kaynaklı olarak kendilerini etkileyen iki olumsuz özellik olan sinizm ve tükenmişliğin tek olumlu özellik olan adanmışlığa etkisi incelenmiştir.
Nitekim bu eser, spor liselerinde görev yapan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin örgütsel sinizme ve mesleki tükenmişliğe yönelik tutumlarının incelenmesi ve bu durumların ortaya çıkardığı eğitim öğretim faaliyetlerini olumsuz etkileyen durumların azaltılması yönünden büyük önem arz etmektedir.
Eserin spor lisesi gibi mesleki olarak üst düzey öğretmenlik bilgisi gerekli liselerin alana hizmetleri, ders müfredatları, fiziki yapıları, öğrenci alımları, öğretmen alımları, yönetici alımları, maaş ve ek ders ödemeleri gibi beden eğitimi ve spor öğretmenlerini olumsuz etkileyen birçok sorunun çözümüne öncülük edeceği umulmaktadır.
Ataman Tükenmez, Barış Şentuna, Cemal Güler, Cemile Nihal Yurtseven, Ebru Özgen, Eray Yurtseven, Gözde Ersöz, Hakan Sunay, Haldun Domaç, Nazlım Tüzel Uraltaş, Neslihan Filiz, Selçuk Bora Çavuşoğlu, Yusuf Taze “Marka” ve özellikle “sporun markalaşması” konularında her yıl farklı çevrelerce çeşitli paneller, oturumlar düzenlenmekte, bu panellere katılan uzmanların konuyu açıklama çabaları yetersiz kalmaktadır. Sporun markalaşması konusu, sanıldığı kadar basit ve yüzeysel geçiştirilecek bir konu değildir. Yapılan işler, spor markalarından elde edilen gelirler, özellikle spor kulüplerinin ve çeşitli spor branşlarının marka değerleri dünyadaki muadilleri ile karşılaştırıldığında ülke olarak bu konuda ne kadar geride olduğumuz ortaya çıkmaktadır.
Günümüzde dünyadaki spor sektörünün tüm paydaşları, markalaşma konusunda uzman akademisyenlerden danışmanlıklar almaktadır. Bu kitabın amacı, ülkemizdeki spor paydaşlarının da markalaşma konusunda neden profesyonel destek alması gerektiğini göstermek ve bunun nasıl gerçekleştirileceğini açıklamaktır.
Spor bilimleri alanına katkı sağlamayı amaçlayan “Spor Nasıl Markalaşır?” kitabında; iletişim, halkla ilişkiler, reklam, sosyoloji, psikoloji, pazarlama, turizm, yönetim gibi birçok farklı disiplin ile ilişkili olan marka ve sporun markalaşması kavramları, alanında uzman akademisyenler tarafından ele alınmıştır.
Şerife Gamze Ülker Bu kitap, dünyada ve Türkiye'de spor okuryazarlığı kavramını örnekleriyle ve araştırma sonuçlarıyla ele alarak çocukları ve gençleri sağlıklı bir spor kültür ortamında yetiştirebilmek adına öncelikle ebeveynler, sonrasında öğrenciler, antrenörler, öğretmenler ve yöneticiler için pusula misali yol göstermesi amacıyla yazılmıştır.
Spor okuryazarlığı, "Herkes İçin Spor" başlığının girizgâhıdır denilebilir. Herkes için spor kavramı, sonradan öğrenilip uygulanabilirken spor okuryazarlığı kavramı; okul öncesi dönemde "oyun kültürü" ile öğrenmeye başlayan, sonrasında fiziksel etkinliği bilinçli, bilgili ve deneyimli bir şekilde yaşam boyu yapan kişi anlamına gelmektedir. Spor ve eğitim sektörlerini köprülemeyi ve spor okuryazarlığını, bu iki kilit paydaş arasında aktivite fırsatları için bir kanal olarak konumlandırmayı amaçlamaktadır. Spor okuryazarlığı, bu anlayışı öğretmede bir öğrenme sürecidir. Bu öğrenme sürecinde herkes potansiyel bir spor okuryazarı olabilir. Kitabın yayınlanma hedefi de tam olarak budur!
Alpaslan Baki Ertekin Günümüzde sponsorluk dünyada en hızlı şekilde büyüyen bir alan hâline dönüşmüştür. Bu devasa büyümenin en önemli nedenlerinden birisi de hedef pazar içindeki tüm paydaşların ilgi alanında olmasıdır. Sponsorların ilgi göstermesinin nedeni ise başta spor organizasyonlarının tüm dünyada büyük kitlelerce takip edilmesinden dolayıdır. Sponsor firmalar spor organizasyonları içerisindeki tüm paydaşlar üzerinde algı oluşturabilmek için çeşitli alanlarda sponsorluk yaparlar. Hiç şüphesiz bu alanlardan en değerlisi de spor organizasyonlarıdır.
Spor organizasyonlarına sponsor olmanın kazanımlarından en önemlisi marka ve ürünle ilgili farkındalığın oluşması ile marka ve ürünün imajının meydana getirilmesidir. Bu noktada sorulması gereken bir soru akla gelmektedir! Spor organizasyonlarına yapılan sponsorluğun marka değerine ne derece etki etmektedir? Bu kitap ile bu sorunun cevabı aranmakta olup, ortaya konulan sonuçlar ile spor organizasyonlarına en üst düzeyde sponsor desteğinin sağlanmasının yolunu açabilmek hedeflenmektedir.