Yaşlı Bakımı \ 1-2
Murat Erdoğan Sağlıklı ve uzun bir ömür için sağlıklı yaşam yöntemlerini benimsemek ve hayat boyu egzersiz alışkanlığını geliştirmek vazgeçilmez önem taşımaktadır. Özellikle metabolizma hızının yavaşlamaya başladığı 40’lı yaşlarda fiziksel aktivite çalışmaları, bireye sağlıklı yaşam adına çok değerli katkılar sunmaktadır.
Bu çalışmamız, günümüz dünyasında sıkça görülen hareketsiz yaşamdan kurtulmak için bireylerin fiziksel aktivitesini artırmasının önemini vurgulamak, böylelikle bireylerin sağlıklı yaşam davranışlarını sergilemesiyle birlikte yaşam kalitelerini artırmalarına bilimsel rehberlik sunabilmek amacıyla kaleme alınmıştır.
Tıbbın babası olarak anılan Hipokrat’ın da söylediği gibi “Sadece gıdalarımız bizi sağlıklı insan yapmaz, sağlıklı olmak için hareket de şarttır.”... Biz de bu sözün bilimsel geçerliliğini ana prensip olarak benimseyerek, ‘’40 Yaş Üzeri Egzersiz Rehberi‘’ kitabımızın, sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için fiziksel aktivite alışkanlığını kazanmak isteyen bireylerin aktivite programlarını bilimsel olarak uygulamaları ve yaptıkları aktivitelerden daha fazla verim alabilmeleriyle birlikte fiziksel aktivite ve egzersizin sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olma yolunda toplumsal bilinçlendirmeye katkısı olabilmesinden mutluluk duyacağız.
Emel Kalınkılıç Alzheimer ile yaşama konusunda psikolojik bir yaşam rehberi olan bu kitap, Alzheimer ve diğer demans türlerine sahip hastalara bakım veren kişilere yardım etmeyi amaçlıyor.
Bu konuda yazılmış diğer kitaplardan farklı olarak konuya aile tarafından bakıyor. Hasta kadar hastanın aile üyelerine; eşlere, çocuklara, torunlara ve onların hayatındaki değişimlere dikkati çekiyor. Bir Alzheimer hastası ile yaşamanın zorluklarını gözler önüne sererken aynı zamanda karşılaşılan güçlükler için de pratik çözüm yolları sunuyor.
Bu alanda uzmanlık yapmış ve uzun süreler klinik çalışmalar yürütmüş deneyimli bir psikoloğun elinden çıkan bu kitap, gerek teorik bilgilerle gerek pratik uygulamalarla ailelerin önemli ihtiyaçlarına cevap veriyor.
Alzheimerin nasıl bir hastalık olduğundan başlayarak nasıl ilerlediğine, bu süreçte aileyi nelerin beklediğinden sık karşılaşılan problemlerin nasıl çözümleneceğine, bilişsel yetileri korumak için hangi aktivitelerin yapılacağından çocukların bu süreçten nasıl etkileneceğine kadar birçok yararlı bilgiyi bulacağınız bu kitap, alanda gitgide artan çok önemli bir ihtiyaca cevap sunuyor.
Ahmet Karakocalı, Ayşe Özkaraman, Bülent Kenan Kocatürk, Demet Özbabalık Adapınar, Emre Birinci, Gülgün Uncu, Hande Kaynak, İsmail Tufan Dünya Sağlık Örgütü'ne göre dünya çapında yaklaşık 50 milyon demans hastası bulunmaktadır ve bu sayıya her yıl yaklaşık 10 milyon yeni vaka eklenmektedir. Vakaların yaklaşık %60-70'ini alzheimer hastaları oluşturmaktadır. 2050 yılına kadar vaka sayısının 3 katına çıkması öngörülmektedir. İleri yaşla birlikte alzheimer hastalığının görülme sıklığı da artmaktadır. Alzheimer hastalığı, sadece hasta bireyleri değil, aile üyelerini, bakıcıları ve sağlık sistemlerini ciddi bir şekilde etkilemektedir. Alzheimer hastalığına müdahale; fiziksel, zihinsel ve sosyal birçok faktörü içinde barındırması nedeniyle multidisipliner bir yaklaşımı gerektirmektedir. Bu kitap, alzheimer hastalığına farklı bakış açılarını yansıtarak multidisipliner yaklaşımın önemine vurgu yapmaktadır.
İsmail Tufan İnsan, antik çağ'dan beri yaşlanmasına ve yaşlılığına ilgi duymuştur. İlgisini tutumlarına, düşüncelerine ve davranışlarına yansıtmış, atasözlerinde, felsefelerinde, edebiyatında yaşlanma ve yaşlılıkla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir. Değişik kültürlerin yaşlanma ve yaşlılık hakkında eskiden olduğu gibi bugün de duygu, düşünce ve davranışları arasında farklılıklar vardır. Fakat modern toplumun insanı bunların farkında olmayıp, yaşlanma ve yaşlılık hakkında kendi düşüncelerinin en geçerli ve en doğru olduğuna inanmaktadır. Ancak yaşam süresinin uzaması yaşlanma ve yaşlılığı daha iyi tanıma ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Prof. Dr. İsmail tufan, bu kitabında geçmişten, güncel ve değişik farklı kültürlerden verdiği örneklerle yaşlanma ve yaşlılığın değişik simalarını tanıtmaktadır.
Zeynep Güldem ÖKEM, Mustafa CAN Nüfusun yaşlanması, uzun süreli bakım hizmetlerinin planlanması ihtiyacını doğurmuştur. Sağlık ve sosyal hizmetlerin ağırlıkla kamu tarafından karşılandığı birçok Avrupa ülkesi ve bazı gelişmiş ülkelerde, yaşlanmayla ortaya çıkan sağlık ve bakım ihtiyacının karşılanması, sosyal güvenlik sistemi içerisinde sağlık bakımının yanında “uzun süreli bakım” sistemi olarak ele alınmaktadır.
Uzun süreli bakım sisteminin planlanması, kaynak ihtiyacının belirlenmesi ve finansmanının sağlanması için farklı kamu programlarının, farklı sektörlerin ve özel girişimlerin koordineli bir şekilde yapılandırıldığı yeni yaklaşımların oluşturulmasına yönelik çalışmalara ihtiyaç vardır.
Ülkemizde son yıllarda yaşlılara yönelik sosyal politikalarla ilgili çalışmalar yoğunluk kazanmıştır. Bu kapsamda farklı ülkelerin deneyimlerinin karşılaştırmalı olarak gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada; başarılı ülke örneklerinden Almanya, Belçika, Danimarka ve Hollanda'nın uzun süreli bakım sistemlerinin Türkçe çevirileri yer almaktadır.
Bu yayının temel amacı, Avrupa Birliği ülkelerinin uzun süreli bakım sistemlerinde uyguladığı farklı organizasyon yapıları, hizmet sunumu ve finansman yöntemleri ile ortaya çıkan deneyimleri aktarmak ve Türkiye'de uzun süreli bakım sisteminin oluşturulması çalışmalarına ışık tutmaktır.
Ayşe Abit Kocaman, Cemil Yavuz, Deniz Say Şahin, Dilek Sivri, Fatma Birgili, Gaye Öz Esmeray, Hatice Reyhan Özgöbek, İsmail Demir, Mehmet Akman, Melek Şahin, Merve Aliye Akyol, Neşe Erdem, Nezihe Bulut Uğurlu, Nuray Kırdı, Nursen İlçin, Özge Kutlu, Özlem Küçükgüçlü, Rahşan Çevik Akyıl, Sevnaz Şahin, Zeynep Erdoğan Aralık 2019'da Çin'de başlayan yeni koronavirüs hastalığı hızla yayılmış ve 11 Mart 2020 tarihinde pandemi olarak ilan edilmiştir. Pandemi, gerek hastalığa yakalanma gerekse hastaneye yatış ve ölüm oranları açısından en çok yaşlıları etkilemiştir. Ülkeler hazırlıksız yakalanmış, birçok ülkede sağlık sistemleri zorlanmıştır. Hastalığın yayılımını kontrol etmek ve kişileri korumak için yaygın sosyal mesafe ve “Evde kal!” talimatları verilmiş, zorunlu sosyal izolasyon uygulamaları yapılmıştır. Bu uygulamalar, salgını kontrol altına almak için çok etkili olmuştur ancak yaşlıları da fiziksel ve psikososyal olarak çok olumsuz etkilemiştir. Pandemi döneminde yaşlıları korurken sosyal izolasyonun olumsuz etkilerini azaltacak uygulamalar çok önemlidir. Bu uygulamalar bütüncül bir akış açısıyla ele alınmalı ve uygulanmalıdır. Bu kitap; Covid-19 pandemisi ile yaşanılan sosyal izolasyonun yaşlı bireyler üzerindeki olumsuz etkilerine karşı farklı disiplinlerdeki çok değerli akademisyenlerle kaleme alınmış, çözüm önerileri sunan bir eserdir. Sadece Covid-19 pandemisi değil yaygın sosyal izolasyon uygulanacak muhtemel salgınlarda da yaşlıların desteklenmesi için önemli bir eser olacaktır.
Şemsinnur Göçer Günümüzde nüfus artış hızındaki azalma ve ortalama yaşam beklentisinin yükselmesi genel nüfus içindeki yaşlı nüfus oranının artmasına yol açmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz de tüm bunların etkisiyle birlikte demografik yaşlanma sürecine girmektedir. Nüfus içerisindeki yaşlı bireylerin sayısının hızla artıyor olması uzun yaşam yıllarının beraberinde getirdiği yaşlılık dönemi sorunları ile karşı karşıya gelmemize neden olmaktadır. Yaşlanma ile ortaya çıkan kronik hastalıklar, engellilik, bakım ve destek ihtiyacı, yalnızlık, yoksulluk gibi tüm bu sorunlar, sağlıktan sosyal güvenliğe, eğitimden çalışma hayatına, yakın çevreden sosyokültürel alanlara kadar yaşlı bireylerin bütün yönlerini etkilemekte ve yaşlılık sürecinin tüm yönleri ile daha detaylı bir biçimde ele alınmasını gerekli kılmaktadır.
Asiye Kemik, Asiyeh Abbasi, Bengisu Belirdi Özkurt, Berfin Varışlı, Fatih Özden, Fatma Didem Yemeniciler, Gökçe Manavgat, Gökçesu Akşit, Hatice Selin Irmak, İlker Daştan, Sarper Ateşer, Tule Gültekin, Veli Özkurt, Zahide Yuvakgil Dünya nüfusu yaşlanmakta, yaşlı nüfusun oranı hızla artmaktadır. Bu demografik dönüşüm küresel anlamda sosyal, kültürel ve ekonomik yansımaları da beraberinde getirmektedir. Farklı disiplinlerden araştırmacı ve akademisyenlerin ortak çalışmasının bir ürünü olan Değişen Toplumda Yaşlanma ve Yaşlılık kitabı, yaşlanma ve yaşlılık kavramlarına sosyal değişim perspektifinden disiplinler arası bir bakış açısıyla yaklaşmayı hedeflemektedir.
Bu kitapta; değişen toplumda yaşlılık ve sosyal hizmet, yaşlılığın sağlık ekonomisiyle ilişkiselliği, Türkiye’de yaşlılara yönelik sosyal politika uygulamaları, yaşlılıkta gelir ve zorunlu tüketim ürünlerine erişimdeki eşitsizlikler, yaş ayrımcılığı, değişen yaşlılık algısı ve ölüm, üretken yaşlanma, güncel Türk sinemasında yaşlılığın yeri, yaşlılık sürecinin toplumsal cinsiyet ekseninde değerlendirilmesi, demanslı bireylerde gündelik yaşam aktiviteleri ve üçüncü yaş turizmi konuları tartışılmaktadır.
Ayşenur Karakuş, Büşra Tuna, Dilek Doruk Kondakcı, Hakkı Kalaycı, Hatice Demirbaş, Hazal Swearinger, Melis Erdener, Nihal Gördes Aydoğdu, Tahsin Barış Değer Yaşlılık dönemi biyolojik ve sosyolojik olarak kendine özgü dinamikleri olan yaşamın hassas bir evresidir. Bu hassasiyetle yaşlıların sorunlarını ortaya koyarak çözümü noktasında sosyal politikalara yön verebilmek, daha refah bir toplum için çok önemlidir. Bununla birlikte sosyal politikaların sorumluluk alanlarından biri de dezavantajlı grupların sosyal risklerini tespit ederek önlem almak ve bu grupların yaşamlarını iyileştirmektir. Bu kitap; engelliler, yoksullar, kadınlar, göçmenler, mahkûmlar gibi dezavantajlı grupların içerisinde yer alan ve aynı zamanda yaşlı olduğu için kendi biyolojik ve sosyolojik sorunlarıyla da baş etmek zorunda kalan insanları hedef almaktadır. Bu insanların sorunlarını ortaya koyan, dünyada ve ülkemizde bu gruplara yönelik uygulanan sosyal politikaları derleyen ve hızla yaşlanmakta olan ülkemizde bu grupların sorunlarına çözüm önerileri getiren bir eserdir. Bu kitabın; başta sosyal politika yapıcıları olmak üzere, sosyal politika, yaşlılık, sosyal hizmet alanlarında çalışan araştırmacılara özgün bir kaynak olacağı düşünülmektedir.
Elif Altundere, Fatma Nur Tanyeri, Ferhan Saniye Palaz, Furkan Başarslan, Jose Rafael Medeiros Coelho, Merve Ayar Yılmaz, Muhammet Akkaya, Murat Şentürk, Saliha Kocaman Wilutzki, Şeyda Sevde Tunçbilek Dünya nüfusunun yaşlanması 21. yüzyılın en önemli değişimlerinden biridir. Yaşlanma ve yaşlılık araştırmaları giderek artmaktadır. Dünyada yaşlanma araştırmaları son 30 yıllık dönemde boylamsal çalışmalara yönelmiştir. Kapsamlı bir literatür taramasının sonucu olan bu çalışmanın her bir bölümünde farklı ülkelerin yaşlanma konusunda yaptığı boylamsal araştırmalar ana hatlarıyla tanıtılmaktadır. Her bir bölümde farklı ülkeler ve değişik araştırmalar ele alınmaktadır. Eleştirel bir perspektifle araştırmaları tartışmayı amaçlamayan bu bölümlerin temel amacı betimsel olarak ilgili ülkedeki araştırmaların tarihsel arka planını vererek genel özelliklerini okuyucuya tanıtmaktır. Bu çalışma yaşlanma araştırmalarına genel bir bakışı içermektedir, alanda farkındalık sağlayarak gelecekteki beslenmelere ve iş birliklerine kapı aralama amacını taşımaktadır.
Aysun Gür, Berna Akyüz Sizgen, Betül Tansel, Cihan Camcı, Ece Sağel-Çetiner, Erdem Çiftçi, Gökhan Gürdal, Nergiz Gündel, Zeynep Zafer Esenyel Yaşlanma, yalnızca bir sağlık konusu değildir. Yaşlanmanın; geriyatri ve geriyatrik hemşirelik, yaşlı bakımı, sosyal yardım gibi alanların birbiriyle örtüştüğü bütüncül bir anlamı da vardır. Bu bütüncül anlam, yaşamın ya da filozofların dediği gibi varoluşun kendisinden başka bir şey değildir. Varoluşun kendisi, yaşamın sonluluğunu aşan zamansal sürekliliktir. Gerontoloji, bu anlamda varoluşu yaşamımızda bölünmüş yaş dönemlerindeki rollerimizin ve kimliklerimizin ötesindeki bu süre-gidişini anımsama zamanıdır. Rollerimizi, kimliklerimizi aşan, otantik benliğimizi anımsama zamanı…
Bu kitap, yaşlanmaya bu varoluşsal açıdan katkı yapmayı amaçlıyor. Yaşlanmaya daha önce bakmadığımız pencerelerden bakıyor; onu edebiyat ve sinemadaki karakterlerle yorumluyor ve aynı zamanda yaşlanmayı; Freud ve Heidegger'in tekinsizlik, kaygı kavramlarıyla, yolda oluş hâliyle, yavaşlığıyla, Bergson'un bölünmeyen zamanında yaşamı duyma, belki de onunla hesaplaşma olanağı olarak öneriyor…
Amine Ataç, Ayça Evkaya Acar, Ayşe Göktaş, Çetin Sayaca, Demet Biçki, Emre Serdar Atalay, Esra Ketenci Metin, Esra Pehlivan, Fatma Nur Yılmaz, Fatmagül Varol, Gönül Ertunç Gülçelik, Gözde Tekin, Hülya Nilgün Gürses, İsmail Palalı, Kıymet Muammer, Melih Zeren, Mesut Arslan, Mine Seyyah, Nuriye Özengin, Pınar Baştürk, Rabia Koca, Seda Saka, Selin Akıl Ağdere, Serpil Çolak, Seval Kutlutürk Yıkılmaz, Süleyman Furkan Hangün, Tomris Duymaz, Zuhal Didem Takinacı, Zuhal Kunduracılar Fizyoterapi ve rehabilitasyon, çok kapsamlı bir disiplindir. Fizyoterapistler farklı hasta gruplarında olduğu kadar sağlıklı çocuk ve yetişkinlerde de hizmet vermektedir. Rehabilitasyon, kapsamlı bir değerlendirme ve değerlendirme üzerine inşa edilen kişiselleştirilmiş bir tedavi planıdır. Doğru değerlendirme ve tedavi yöntemlerinin seçilmesi ve bireye özel bir program oluşturulabilmesi, anatomi, fizyoloji, kinezyoloji, patoloji gibi temel bilimlere hâkimiyet ve rehabilitasyon uygulamaları ile bu bilgilerin harmanlanmasını gerektirir. Bu kitapta, farklı fizyoterapi ve rehabilitasyon disiplinlerindeki uygulamalar, kapsamlı bir dille sağlık profesyonellerine sunulmuştur. Bilime ve okurlarına faydalı olması temennisiyle...
Ekrem Sevim, Emrah Önder, Güler Önder, Mustafa Nal, Özden Güdük, Özlem Özaydın, Yasemin Aslan, Yeliz Doğan Merih Son yıllarda, azalan doğurganlık oranları ve daha uzun yaşam beklentilerinin etkisi ile 65 yaş ve üzerindeki nüfusun toplam nüfus içerisindeki payı OECD ülkeleri genelinde ortalama olarak neredeyse iki katına ulaşmıştır. Ülkemizde de benzer şekilde 65 yaş üzeri nüfus oranında bir artış vardır. Yapılan nüfus projeksiyonlarına göre gelecekte de devam edeceği öngörülmektedir.
Yaşlanma, birçok OECD ülkesini hâlihazırda etkilemekte ve demografik değişim ilerledikçe hükûmetler, yaşlanan nüfusun bakımını desteklemenin finansal sürdürülebilirliği üzerine odaklanmaktadır. Pek çok ülke sunulan hizmetlerin kalitesini artırmaya çaba harcarken bir yandan da bu hizmetlerin finansmanına çözüm arayışı ile sistemsel reformlar yapmakta ya da yeni sistemler geliştirmektedir. Ülkeler kendi sağlık sistem yapısına ve şartlarına uygun bazı düzenlemeler yapmakla beraber genelde kabul gören yaklaşımlar; evde sağlık gibi maliyet etkili yöntemlerin tercih edilmesi, mümkün olduğunca bireyin yaşadığı toplum içinde tedavisinin ve bakımının sağlanması, bakım sürecinde aile bireylerinin ve bakıma ihtiyacı olan kişinin sorumluluğunun artırılması, sağlık teknolojisi kullanımı gibi yöntemlerdir.
Evde sağlık hizmetlerinin etkili sunulması, hastane yatış oranlarını azaltmakta ve yatış gün sayılarını düşürmektedir. Yapılan çalışmalar hastaneden mümkün olduğunca erken eve taburculuğun ve evde sağlık hizmeti sunumunun tedavi giderlerini ciddi oranda düşürdüğünü, enfeksiyon oranını azalttığını, iyileşme sürecini hızlandırdığını ve hasta memnuniyetini artırdığını göstermektedir. Ayrıca sağlıktaki insan gücünün yetersizliği, hastaların kendi ortamlarında hizmet alma talepleri gibi nedenler de sağlık hizmetlerinin evde sunulmasını artıran diğer faktörlerdir.
Abdülbaki Yücel, Ahmet Safa Gökşan, Ali Özer, Anıl Didem Aydın Kabakçı, Aynur Emine Çiçekcibaşı, Ayşe Toraman Karagülmez, Bengü Akçam Çelik, Betül Digilli Ayaş, Burak Bilecenoğlu, Bülent Saka, Duygu Akın Saygın, Ender Salbaş, Fatih Gültekin, Gamze Ceren Okur, Gulam Hekimoğlu, Gülay Açar, Gülçin Çetin Uysal, Gülçin Özalp, Gülçin Özalp, Hani Alsaadoni, Hifa Gülru Çağlar, Hilal Özkaya, İsmihan İlknur Uysal, Mariam Kavakcı, Mehmet Akif Karan, Mehmet Tuğrul Yılmaz, Meryem Esma Düz, Mukaddes Eker, Mustafa Ahmet Huyut, Mustafa Solak, Muzaffer Şeker, Neslihan Altuntaş Yılmaz, Neslihan Yüzbaşıoğlu, Nil Tekin, Nilay Şahin, Nurullah Yücel, Osman Kurt, Papatya Keleş, Pınar Çakan, Rabia Solak Döner, Salime Pelin Ergüven, Selva Şen, Sevdenur Bekam, Sevgi Kalkanlı Taş, Şeymanur Yılmaz Taşcı, Tayfun Aygün, Yağmur Göksoy Solak, Yasin Bulduklu, Yunus Karabela, Yusuf Kamil Şeker, Zühal Kunduracılar Yaşlılık ve yaşlılarla ilgili her konuda bilgimizi artırmak, ihtiyaçları ve sorunları belirleyerek bunlara çözüm yollarını geliştirmek toplumsal bir zorunluluk hâline gelmiştir. Zira yaşlılık ve özellikle yaşlı sağlığı ile ilgilenen her meslek mensubunun fiziksel, ruhsal ve sosyal tüm açıları ile yaşlı bireylerin özellikleri konusunda bilgilerini derinleştirmesi gerekmektedir. Yaşlı ile ilgili konuların öğrenilmesi ve öğretilmesi, hiçbir zaman bugünkü kadar önemli olmamıştır. Bu kitapta; yaşla birlikte organ ve sistemlerde görülen anatomik ve fizyolojik değişiklikler, konunun uzmanları tarafından özellikle öğrenciler ve genç meslek mensuplarının bilgi ihtiyaçlarına yönelik olarak sunulmuş, klinik karşılıkları içeren bölümle de uygulamadaki örnekler tanımlanmıştır.
İnsan hayatının önemli bir bölümü olan yaşlılık dönemini "gelişimsel anatomi" başlığı altında inceleyen ve bu özelliği ile Türkiye'de ilk olma özelliğine sahip olan bu eserde, vücudumuzun bütün sistemleri embriyolojik, histolojik, fizyolojik ve anatomik açıdan ele alınmıştır. Ayrıca yaşlanmanın genetik temelleri, fizyopatolojik olaylar ve biyokimyasal değişiklikler gibi yaşlılık döneminde incelenmesi gerekli olan konular da kitabın içeriğinde yer almaktadır. Bunun yanında güncel konulardan olan yaşlılık döneminde sosyal medya kullanımı ve uygunsuz ilaç kullanımı da incelenmeye çalışılmıştır. Geriatri ve gerontoloji alanında yaşlılara hizmet veren meslek grubu çalışanlarınında temel bilgi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanmıştır.
On altı farklı üniversite ve beş farklı sağlık kuruluşundan toplam 50 değerli bilim insanının katkı verdiği bu eserimizde yaşlılık dönemi tüm yönleri ile incelenmiş ve metinler güncel literatüre göre hazırlanmıştır. Eser, bu yönü ile yaşlılık dönemini modern ve güncel bakış açısı ile irdelemeyi amaçlayan tüm sağlık çalışanlarına ve öğrencilerine hitap etmektedir. Eserimizin, bu konu ile ilgili çalışan ve akademiye emek veren herkesin kitaplığında olmasını isteyeceği bir eser olmasını ümit ediyoruz.
Ahmet Çapar, Akif Bulut, Ayfer Karadakovan, Aynur Bahar, Aysun Kazak, Ayşe Özkaraman, Belgin Yıldırım, Beyza Nur Kahraman Kızılcaoluk, Derya Akça Doğan, Derya Atik, Diğdem Lafcı Bakar, Döndü Çuhadar, Ebru Yıldız Karadeniz, Ezgi Karadağ, Gülendam Karadağ, Gülyeter Erdoğan Yüce, Güzin Çakmak, Hatice Serap Koçak, Kader Mert, Mahmut Ateş, Meltem Sungur, Nedime Hazal Döner, Nursel Vatansever, Öznur Erbay Dallı, Öznur Usta Yeşilbalkan, Pınar Yel, Seda Pehlivan, Seher Gürdil Yılmaz, Serap Parlar Kılıç, Sevgin Samancıoğlu Bağlama, Sıddıka Ersoy, Sultan Palantöken, Tuğba Özdemir, Yağmur Yaşa, Zeynel Abidin Öztürk Yaşlı nüfus oranının artması, sağlık hizmeti almak üzere sağlık kuruluşlarına başvuran yaşlı sayısının da artmasına neden olmaktadır. Yaşlı bireyleri yetişkinlerden ayıran özellikleri nedeniyle ortaya çıkan gerontoloji bilimi ve eş zamanlı gelişmeye başlayan geriatri bilim dalı geriatri hemşireliğinin gelişimini zorunlu hâle getirmiştir. Geriatri hemşireliği, yaşlı bireyin bakım yönetimine ilişkin özel bilgi ve beceri gerektiren bir alan olarak gelişmeye devam etmektedir.
Geriatri Hemşireliği kitabı, dört ana başlık altında ele alınan yirmi dokuz alt başlıktan oluşmaktadır. Ana başlıklar; Geriatri Hemşireliğine Giriş, Tüm Boyutlarıyla Yaşlılık Dönemi, Geriatrik Sendromların Yönetiminde Kanıt Temelli Bakım, Yaşlılarda Özel Durumların Yönetimi olarak belirlenmiştir. Birinci bölümde; yaşlanma ile ilgili temel kavram ve kuramlar, geriatri hemşireliğinin tarihsel gelişimi ve ilkeleri, sağlıklı yaşlanma, yaşlı sağlığının değerlendirilmesi, yaşlı hakları, yasal ve etik sorunlar ele alınmıştır. İkinci bölümde; biyolojik, psikolojik, sosyokültürel, manevi boyutuyla yaşlılık ve toplumsal yaşlanmanın yaşlı sağlığına etkisi her biri alanında uzman akademisyenler tarafından hazırlanmıştır. Üçüncü bölümde; yaşlı bireylerde karşımıza çıkan geriatrik sendromlara kanıt temelli yaklaşım ve Son bölümde de acil, yoğun bakım, cerrahi gibi özel durumlarda yaşlı hastanın yönetimine ilişkin konular yer almıştır.
Geriatri hemşirelerine artan ihtiyacı karşılamada, gereken bilgi ve becerileri geliştirmeye yönelik hazırlanan Geriatri Hemşireliği kitabının öğrencilerimiz ve meslektaşlarımız için faydalı bir kaynak olmasını diliyoruz…
Asuman Küçüköner, Ayla Hendekci, Ayşe Asiltürk, Ayşe Çal, Ayşegül Sarıoğlu Kemer, Birsen Altay, Demet Ünsal Çelebi, Dilek Çelik Eren, Eda Albayrak, Eda Ay, Emel Güven, Ercan Tunç, Faruk Tan, Figen Çavuşoğlu, Güven Soner, Hacer Gök Uğur, Hatice Durmaz, Hemşire Derya Korkmaz, Hemşire Mürselcan Kabakcı, İlknur Aydın Avcı, Jonathan Trauth, Karleah Harris, Kübra Gökalp, Kübra Gülırmak, Mehmet Korkmaz, Mehmet Mustafa Tilekli, Mesiya Aydın, Murat Terzi, Mükerrem Kabataş Yıldız, Neriman Aras, Nevra Karaca Bıçakçı, Nuray Şimşek, Oya Sevcan Orak, Özge Öz Yıldırım, Sema Sal, Serap Güleç Keskin, Sibel Asi Karakaş, Sibel Yücetürk, Şeyma Şengür, Uğur Kaçmaz, Ümit Ayaz “Geriatrik Psikiyatri” kitabı, teorik ve kliniğe özgü pratik bilgiler açısından oldukça zengin 30 ana başlıktan oluşmaktadır. Yaşlı ruh sağlığının korunması ve geliştirilmesinde rehber olması amacıyla, alanında uzman yazarlar tarafından büyük bir emek ve özveriyle hazırlanan kitapta; yaşlı ruh sağlığıyla ilgili temel ve güncel konuların olduğu bölümler yer almaktadır. Yaşlı bireylerde görülen ruhsal bozuklukların değerlendirilme, tanı ve tedavi süreçleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Geriatrik popülasyona hizmet sunan sağlık profesyonellerine ve adaylarına yönelik hazırlanmış bu kitabın içinde yer alan bölümler aşağıda sıralanmıştır.
*Yaşlı Kimdir? Temel Kavramlar *Kapsamlı Geriatrik Değerlendirme *Yaşlılık Sürecindeki Psikolojik Değişiklikler *Yaşlılık ve Ruh Sağlığı *Demans *Geriatrik Depresyon *Yaşlılık ve Deliryum *Yaşlılıkta Bağımlılık *Yaşlı Bireylerde Uyku Bozuklukları *Yaşlılıkta Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık *Yaşlılıkta Travma ve Strese Bağlı Bozukluklar *Yaşlılıkta Kronik Hastalıklar ve Ruh Sağlığı Yönetimi *İleri Yaşamda Cinsellik *Yaşlılıkta Psikiyatrik Acil Durumlar *Geriatrik Adli Psikiyatri *Yaşlı İhmal ve İstismarı *Yaşlılık Döneminde Etik ve Ruh Sağlığı Hukuku *Yaşlılarda Beslenme ve Yeme Bozuklukları *Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci *Yaşlılık ve Psikofarmakoloji *Dijital Dönemde Yaşlılıkta İnovasyon ve Ruh Sağlığı *Yaşlılık ve Terapötik İletişim *Yaşlılık ve Nöroplastisite *Geriatrik Psikoterapi *Yaşlı Bireylerin Ruh Sağlığının Geliştirilmesi *Aktif ve Sağlıklı Yaşlanma *Yaşlılarda Bahçecilik Terapisi *“Yaş Alırken Anda Kalabilmek”: Yaşlı Ruh Sağlığı ve Mindfulness *Yaşlılık Döneminde Psikolojik Sağlamlık *Yaşlılarda Nesillerarası Etkileşim
Ahmet Turan Işık, Andreas Kruse, Berfin Varışlı, Bernd Seeberger, Bilgen Taneli, Cem Ergun, Emre Şenol-Durak, Eric Schmitt, Franz Kolland, Frerich Frerichs, Georg Rudinger, Gerhard Naegele, Gertrud M. Backes, Gülgün Gündüz, İsmail Tufan, Josef Hilbert, JUrgen Howe, Jürgen Bauknecht, Katrin Schneiders, Kayahan Fışkın, Manuela Nitsch, Mehmet Fatih Aysan, Melis Oktuğ Zengin, Mim Sertaç Tümtaş, Mirko Sporket, Mithat Durak, Muammer Tuna, Nilüfer Korkmaz Yaylagül, Nina M. Silverstein, Oliver Lambacher, Özden Tenlik, Peter Enste, Robert Anderson, Rolf G. Heinze, Sebastian Merkel, Selahattin Fehmi Akçiçek, Sevnaz Şahin, Şeref Uluocak, Tamer Köse, Terence Seedsman, Wolfgang Clemens Dünyayı saracağı yarım asırdan beri bilinen yaşlılığın simalarını tanımakla dünyayı tanımış olmayız, ama şu güneşin altına doğan her insanın başlı başına bir dünya olduğu düşünülürse, o zaman nasıl ve neden yaşlandığımızı ve bizi nasıl bir yaşlılığın beklediğini bilmek, yepyeni bir dünyanın kapısını aralamakla aynıdır.
Yaşlanırken değişiyor, değişirken dünyayı da birlikte değiştiriyoruz. “Yaşlı” ise etikettir. Yaşımız değildir bizi yaşlı kılan. Ne yaşlanmanın ne de insanın bir tek yüzü var. Her insan gün boyunca simadan simaya giriyor. Maskelerini bir takıp bir çıkarıyor. Yaşlılık da bugün karşımıza değişik simalarıyla çıkıyor. Bunları tanıdıkça yaşlanışımızı ve yaşlılığımızı da tanıyoruz. Hele yaşam süresinin 100 yılı gördüğü ve ötesine taşacağı umutlarının yeşerdiği çağda yaşlanma ve yaşlılığı bilmek insanı ve çağı bilmek anlamına geliyor.
Yaşlılık hazin bir son olmak zorunda değildir. Kadere inanmak kadar önemlisi onu değiştirebileceğimize de inanmaktır; işte asıl mesele budur. Yaşlanmak kaderimizdir, ama yaşlılığı değiştirmek elimizdedir. Kaderini öngörebilenler kaderini değiştirebilir. Görmek ışıkla mümkün olur. Bilgi güçlü bir ışıktır. Gençlikte hayatın güçlü ışığı gözleri kamaştırır. Yaşlılıkta ise hayat ışığının gücü azaldıkça hayat daha iyi görünür hâle gelir. İşte bize bugün düşen görev, hayatı görebilenlerin hayatını iyileştirmek, onlara huzur, mutluluk ve anlam dolu bir yaşamı görebilecekleri koşulları hazırlamaktır.
Bir ansiklopedi niteliği taşıyan elinizdeki kitap geceli gündüzlü üç yıllık yoğun bir emeğin sonucudur. Gerontoloji alanının dünya çapında tanınan ve duayen olarak kabul gören uzmanların bölüm yazarları olarak eşsiz bilgilerini ve tecrübelerini aktardığı iki ciltten oluşan bu kitaptaki bölümleri büyük bir heyecanla ve keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz. İki cilt olarak hazırlanan bu kitapta demografiden psikolojiye, antropolojiden sosyolojiye, ekonomiden yaşam ve çevre bilimlerine, eğitimden teknolojiye, siyasetten sosyal refaha, biyolojiden psikiyatriye, uzun dönemli bakımdan koruyucu sağlığa, beslenmeden engelliliğe, aile yapılarından yaşlılara yönelik şiddete geniş bir yelpazede Gerontoloji Biliminin konularını ele alınmıştır.
Ahmet Turan Işık, Alan Walker, Andrea Helmer-Denzel, Ayşe Canatan, Carlos Chiatti, Dena Shenk, Elif Yeliz Tozluoğlu, Emine Aksoydan, Emre Şenol Durak, Fatma Sıla Ayan, Francesco Barbabella, Gerhard Naegele, Giovanni Lamura, Güzel Dişcigil, Hatice Reyhan Özgöbek, Işıl Kalaycı, Kamile Kukulu, Karen A. Roberto, Meral Bilgilisoy Filiz, Mirko Di Rosa, Monika Reichert, N. Füsun Toraman, Nil Tekin, Ikuko Murakami, Öznur Körükcü, Sara Carmel, Selahattin Fehmi Akçiçek, Sema Oğlak, Suzan Yazıcı, Terence Seedsman, Thomas Klie, Zuhal Güler Tarihsel açıdan bakıldığında, yaşlılık iki açıdan değerlendirmek zorunda olduğumuz bir kavramdır. Bir taraftan değişen sınırlarını, diğer taraftan geçmişteki enderliğini göz önüne almadan yaşlılığın bugünkü anlamlarını kavramakta zorluk çekebiliriz. Hatta buna bir “gerontokratik” olarak tanımlanan toplumları da eklemeliyiz. Yaşlılara saygının vurgulandığı toplumlarda da tüm yaşlılar aynı saygıyı görmemiş, aynı iktidar gücüne layık görülmemişlerdir. Aksine yaşlıya saygı kavramının göreli olduğu anlaşılmaktadır. Değer atıfları, bakış tarzları, kişisel tecrübeler, anlamlandırmalar ve ideolojiler yaşlının konumu ve kaderini tayin etmiştir ve etmeye devam etmektedir. Kafalarda canlanan yaşlı görüntülerinin oluşumunda sosyokültürel koşullar rol oynamaktadır.
Henüz bir alfabesi olamayan arkaik toplumlardaki yaşlı algılarını bugünkü toplumun yaşlı algıları ile karşılaştırırken dikkatli olunmalıdır. O toplumlarda yaşlılar tecrübe ve geleneksel bilgilerin taşıyıcıları olarak algılandıkları için yüksek saygınlık sahibiydiler. Ama belirtildiği gibi hepsi değil, sadece din adamları ve kâhinler buna layık görülmüşlerdir. Fakat çok çabuk da bu saygınlığı yitirdikleri bilinmektedir. Çünkü bulundukları yüksek pozisyonu, yaşları ilerlediği için elde etmemişlerdir. Arkaik toplumlarda tek başına bırakılıp ölüme terk edilen, boğularak veya döve döve öldürme olayları normal gelenekler arasında yer alıyordu. Soğuk ve verimsiz topraklarda göçebe hayatı yaşayan toplumlarda yaşlıların katli; besin kıtlığı, ekonomik kıtlık ve yaşlıların “sihirli gücünden” korkan gençlerin uyguladıkları bir yöntemdi. Bu yüzden eskiden beri kadın erkek ayrımı yapılmadan yaşlılara saygı duymakla övünen toplumların yaşlılığın tarihsel süreçteki değişen anlamlarını iyi kavramaları gerekmektedir. Özellikle bugün ileri yaşlıların hızla çoğaldığı, aralarında bizim de yer aldığımız toplumlar açısından bu tavsiyenin önemi, bu ciltte ele aldığımız yaşlılıkta bakım ve sağlık konusu açısından apayrı anlamlar kazanmaktadır.
Bir ansiklopedi niteliği taşıyan elinizdeki kitap, geceli gündüzlü üç yıllık yoğun bir emeğin sonucudur. Gerontoloji alanının dünya çapında tanınan ve duayen olarak kabul gören uzmanlarının bölüm yazarları olarak eşsiz bilgilerini ve tecrübelerini aktardığı iki ciltten oluşan bu kitaptaki bölümleri büyük bir heyecanla ve keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz. İki cilt olarak hazırlanan bu kitapta demografiden psikolojiye, antropolojiden sosyolojiye, ekonomiden yaşam ve çevre bilimlerine, eğitimden teknolojiye, siyasetten sosyal refaha, biyolojiden psikiyatriye, uzun dönemli bakımdan koruyucu sağlığa, beslenmeden engelliliğe, aile yapılarından yaşlılara yönelik şiddete geniş bir yelpazede Gerontoloji Biliminin konuları ele alınmıştır.
İsmail Tufan Yaşlılık, bugün, bir taraftan yaşam süresinin sonu diğer taraftan yaşam süresinin uza­ması olmak üzere iki anlama gelmektedir. Çocukluk, 14 yıllık süreyi; yaşlılık ise 20 yıl veya daha uzun süreyi kapsamaktadır. Yaşlılık döneminin uzamaya devam edeceği bazen umut, bazen kaygı verici bir beklenti olarak görülmektedir.
İnsanlık tarihine baktığımızda, yaşlı insanlarla ilgili pek çok bilgiye rastlıyoruz. Efsanelerde, masallarda, destanlarda, roman ve şiirlerde yani edebiyatın her türünde yaşlı figürleri hakkında görüşler yer alıyor. Din ve felsefede de yaşlılar hakkında pek çok düşünce dile getirilmektedir. Yaşlılık, bu açıdan bakıldığında, uzun bir geçmişe sahiptir ama yaşlanma ve yaşlılıkla bilimsel olarak henüz yeni ilgilenilmeye başlandı. Türkiye'de bu alandaki bilimsel çalışmalar diğer endüstri ülkelerinden çok daha yenidir. 2009 yılında yükseköğretim kapsamına alınabilmiş ve ilk mezunlarını 2013 yılında verebilmiştir. Yani Yaşlılık Bilimi diğer ifadeyle Gerontoloji ülkemizin en genç bilim dalıdır.
Bu kitapta yaşlanma ve yaşlılığı çeşitli perspektiflerden değerlendirmeye ve yorumlamaya çalıştım. Amacım, okuyucuma bu perspektifleri göstermek, kendi değerlendirmelerine ve yorumlarına erişmelerini sağlamaktır. Yaşlılığa yönelik toplumsal bir duyarlılık yaratmaya çalışıyorum. Gerontolojik çalışmalarım sırasında aldığım notlarımdan derlediğim yaşlanma ve yaşlılık üzerine bu söyleşi kitabının ilgi duyanlara ulaştırılma fikri ve çabası Sayın Uzman Gerontolog Yeliz Güçer'e aittir ve onun gayreti ile okuyucuya ulaşan bu eserin, ömür boyu yaşlananlara fay­dalı olacağını umuyorum.
İsmail Tufan Prof. Dr. İsmail Tufan, kitabında, Gerontolojinin arka planındaki teorik ve metodik temel kavramlar hakkında bilgi vermektedir. Gerontolojiyi geniş bir açıdan ele alarak bu alana yeni adım atanlara yardımcı olurken, Gerontolojiyi ilginç perspektiflerden tanıtmaktadır. Gerontoloji öğretimi kapsamında öğretilmeyen ama Gerontolojiyi anlamak için gereken ön bilgilerden bir demet hazırlayan Prof. Dr. Tufan, bu kitabın amaç ve hedefinin yaşlanma konusunda kamuoyunun doğru bilgiyle aydınlatılması olduğunu vurgulamaktadır. Gerontolojiye iyi bir hazırlığın ise karmaşıklığı azaltmakla ve konuya açıklık kazandırmakla olabileceğinin altını çizmektedir. Diğer taraftan Gerontolojiyi tanımayan ve gerontolog olmayı düşünmeyen çoğunluğun gerontolojik bilgi ihtiyacının karşılanmasına da çalışırken, “Gerontolojik Kafalarımızın çok üstünde veya yabancı bir ülkede veya başkalarında değil, şimdi burada başlamaktadır.” düşüncesini çıkış noktası olarak kabul etmektedir. Bu kitapta Gerontolojinin yanı sıra, demografi, yaşam dönemlerinin anlamları, sosyal risk olarak yaşlılığın anlamı, yaşlılıkta sağlık, hastalık ve bakım kavramlarının anlamları ama aynı zamanda bilim, bilimsellik, bilgi gibi herkesin bildiğini kabul ettiği kavramlara da gerontolojik bakış açısından açıklamalar getirmekte, böylece “bilimsel Gerontoloji” dediği ve “gayri bilimsel Gerontolojiden” ayırt ettiği Gerontolojiyi kamuoyuna tanıtmaktadır.
Belgin Oral, Cüneyt Çalışkan, Dilek Ener, Gülcan Demir Özdenk, Hasan Durmuş, İsmet Çelebi, Nursel Üstündağ Öcal, Şemsinnur Göçer, Tuncay Polat, Zehra İncedal Sonkaya Bütün dünyada doğum oranlarının azalmasının yanı sıra insanlar daha uzun yıllar yaşamakta ve dolayısıyla yaşlı bireylerin nüfus içerisindeki payı giderek artmaktadır. Toplumların değişen bu demografik yapısı, beraberinde yaşlı nüfusun sosyal, demografik ve ekonomik açıdan önem kazanmasına neden olmaktadır. Tüm dünyada nüfusun hızla yaşlanmasıyla ortaya çıkan yeni durumlar, yaşlılık kavramının çağımızın önemli konuları arasında yer almasını gerektirmektedir. Mevcut demografik değişimlerin devam edeceğinden yola çıkılırsa yaşlı nüfusun giderek artış gösteriyor olması gerek fiziksel ve ruhsal sağlık gerekse sosyal sağlık alanlarında da sorunların ortaya çıkmasına neden olacaktır ve bu durum kaçınılmazdır. Tüm bu alanlarda yeni ve yenilikçi yaklaşımlar ile beraberinde güncel bakış açılarının geliştirilerek ortaya çıkacak olan sorunlara dair çözümlerin üretilmesini zorunlu kılmaktadır.
Pınar Uysal Cantürk Dikkat, hafıza, planlama, organizasyon, öz farkındalık, empati kurabilme, konuşma, konuşulanı anlama, okuma ve yazma gibi zihinsel becerileri içeren bilişsel işlevlerimiz; kafa travmaları, nörodejeneratif ve psikiyatrik hastalıklar gibi nedenlerle bozulabileceği gibi doğal yaşlanma sürecinde de gerileyebiliyor. Bilişsel rehabilitasyon, gerileyen bu işlevlere yönelik olarak her yaştan kişiye farklı amaçlarla uygulanan bütünsel bir müdahale programıdır.
Başta psikoloji alanındaki lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesindeki öğrenciler olmak üzere bilişsel rehabilitasyon konusunda bilgi edinme ihtiyacı olan herkes için rehber niteliğinde olan "İleri Yaşta Bilişsel Rehabilitasyon" isimli bu kitap aynı zamanda psikologların bu alandaki teoriye ve uygulamaya yönelik sorularına yanıtların yer aldığı ilk kaynak olma özelliğine de sahiptir.
Bilişsel işlevlerdeki gerilemelerin en sık karşılaşıldığı ileri yaş grubuna yer verilen kitabın ilk bölümlerinde, bilişsel rehabilitasyon ve yaşlılık kavramlarının ne anlama geldikleri, sık karşılaşılan hastalıkların neler olduğu, sorularına cevaplar aranırken son bölümlerde konuyla ilgili pratik uygulamalara yer verilmektedir.
Aliye Mavili, Fatih Şahin, İlhan Tomanbay, Meshut Başak, Sema Oğlak, Harun Ceylan, Şeyda Yıldırım, Serap Daşbaş, Güler Güneş, Yasemin Çölgeçen Modernleşme süreciyle birlikte meydana gelen göç, kentleşme, tıp ve teknoloji alanındaki yenilikler, kadınların istihdam piyasasında daha yoğun yer almaları, doğum oranlarının azalması ve yaşam süresinin uzaması gibi gelişmelerle insan yaşamının doğal bir dönemi olan yaşlılık, bireysel ve kültürel boyutlarından daha çok sosyoekonomik ve demografik boyutlarıyla gündeme gelen sosyolojik bir olgu hâlini almıştır. Artan yaşlı nüfusa paralel olarak yaşanan toplumsal değişim süreci, geleneksel yaşlılık algısını dönüştürdüğü gibi yaşlıların ihtiyaç duyduğu bakım, sağlık ve sosyal hizmet alanlarını da farklılaştırmıştır. Aynı şekilde ailenin, geleneksel destek ve refah sağlayıcılık rolünün giderek zayıflaması, yoksulluk, yalnızlık ve artan yaşlılık dönemi hastalıkları yaşlılara yönelik kurumsal ve modern bakım-destek mekanizmalarına daha fazla ihtiyaç duyulmasını beraberinde getirmiştir. Bu süreçte, daha çok sosyoekonomik ve tıbbi yönleriyle ön plana çıkan yaşlılık olgusu bireyin yaşlanmasından çok toplumun yaşlanması ekseninde “sosyal bir sorun” olarak algılanmaya başlamıştır.
Bu bağlamda toplumsal değişme ve modernleşmeyle birlikte yaşlılığın geçirmiş olduğu dönüşümü daha iyi anlamak adına yaşlılık olgusunu sağlık, bakım ve sosyal hizmetler perspektifinden sosyolojik bir düzlemde ele alan bu kitabın yaşlı bakım, gerontoloji, sosyal hizmet ve sosyoloji başta olmak üzere farklı disiplinlerden yaşlılık konusuna ilgi duyan akademisyenlere, öğrencilere ve alanda çalışan uzmanlara faydalı olması umulmaktadır.

David L. GALLAHUE, John C. OZMUN, Jackie D. GOODWAY Gün sabahından, insan çocukluğundan belli olur. (John Milton)

Hareket yaşamdır. İşimizde ve oyunumuzda yaptığımız her şey hareketi kapsar. Varlığımız; kalbimizin atışına, akciğerlerimizin nefes alıp vermesine, otomatik ve yarı otomatik hareket süreçlerine ve yaşamımıza dâhil olan diğer istemli hareketlere bağlıdır. Motor kontrolünü ve motor koordinasyonunu nasıl kazandığımızı anlamak, nasıl yaşa-dığımızı anlamanın temelidir. Etkili bir öğretim ve öğrenme süreci için atılacak ilk adım tipik olarak gelişen bireyin gelişimsel sürecini anlamaktan geçer. Bu anlayış, sınıfta, spor salonunda ya da oyun alanında eğitimin çekirdeğini oluşturur.
Gelişimsel yetersizliği olan bireylerin motor gelişim özelliklerinin bilinmesi, uygulanacak müdahale, terapi ve tedavi programlarına sağlam bir temel oluşturur. Motor gelişimi gebelikle başlayan, yaşam boyunca devam eden bir süreç yaklaşımı içinde ele alan bu kitap; spor bilimleri, fizyoterapi, ergoterapi, özel eğitim, erken çocukluk eğitimi ve sınıf öğretmenliği alanlarında çalışan öğretim elemanlarına ve öğrencilere yönelik hazırlanmıştır.
Abdulkadir Yıldız, Deniz Say Şahin, Fatma Başalan İz, Fatma Hastaoğlu, Ferdi Başkurt, Gökhan Kurt, Gülüşan Özgün Başıbüyük, Hasan H. Başıbüyük, Hatice Oğuz Özgür, Işıl Kalaycı, İbrahim Eroğlu, İbrahim Kaygusuz, Meral Timurturkan, Mert Usta, Metin Özkul, Meyrem Tuna Uysal, Özge Kutlu, Özlem Özgür, Saadet Tiryaki, Sevinç Sütlü, Ümit Akca Yaşlı bireylere yönelik istismar ve ihmal davranışı, toplumun tüm sosyal ve ekonomik düzeylerinde yaygın olarak görülmektedir. Yaşlı istismarı; ahlak, ideoloji, kültürel durum, eğitim özellikleri ve günlük yaşam deneyimleriyle şekillenebilen, tıbbi, sosyal, kültürel, ekonomik, yasal ve etik bir sorundur. Yaşlı istismar vakalarında mağdurların güvenliğini sağlamak, failleri eylemlerinden sorumlu tutmak, konuyla ilgili politika geliştirmek için disiplinler arası çalışmaya ihtiyaç vardır.
Bu kitap, multidisipliner bir anlayıştan hareketle yaşlı istismar ve ihmali kuramları, demografik özellikleri, istismarın biyolojik temelleri, beden politikaları, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, engellilik gibi konu başlıkları ile olguyu ortaya koymakta; istismarın medyadaki görünümlerini, etik ve yasal süreçlerini, sağlık üzerine olan etkilerini tartışmakta ve bilim insanları tarafından çözüm önerileri sunan yazıları bir araya getirmektedir.
“Yaşlı bireyler, kendilerini güvende hissedecekleri ortamlarda onurlu bir şekilde yaşamalı, istismar ve ihmalden korunmalıdır”.
Yunus Ayyıldız Yaşlılık dönemi, bireyin fizyolojik, bedensel, zihinsel, sosyal kronolojik ve ekonomik açıdan birçok değişimin yaşandığı dönemdir. Yaşlanma, tüm canlılara özgü ortak yaşam dönemidir. Yaşlılık dönemi, insanın hayatının doğal bir evresidir. Yaşlılık, kayıp ve değişimlerin en yoğun olduğu gelişim dönemidir. Bu dönemde özellikle bakıma muhtaçlığın ortaya çıkması ile yaşlı bireyler yaşlı bakım kurumlarından yararlanmaktadır. Sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmelerle birlikte çekirdek aileye geçiş, kadının çalışması, yaşlıların artık daha fazla kurum altında bakılmasına sebep olmuştur. Yaşlılar, daha çok yalnızlıktan ve aileleri tarafından ihmal edilmelerinden dolayı huzurevi yaşamını seçmeye zorlanmaktadırlar. Yaşlanmaya, eşin ölümüne, azalan gelir, artan sağlık sorunları gibi yaşlılığın getirdiği gelişim görevlerine uyum gibi yaşlı bakım kurumlarına yatışı yapılan bireylerde bu kurumlara uyum sağlama da bir ge-lişim görevidir. Bu uyumu destekleyen uygulamalar (eğitimler) yaşlılarımızın daha kaliteli bir yaşama adım atmaları için gereklidir. Yaşlı bakım kurumuna yatışı yapılan yaşlıların uyum sağlama becerileri, bu becerileri geliştirmek için verilen eğitimin uyum sağlamayı kolaylaştırıp kolaylaştırmadığının incelenmesinin bu kurumlara yerleşen yaşlılarımız için önleyici bir görev üstleneceğini düşünüyoruz. Ayrıca yaşlı bakım kurumlarına uyum sürecini desteklemek için “Uyum Becerileri Psiko Eğitim Programı” (YUBP) öneriyoruz. Son olarak da bu eğitimin uyum becerilerini geliştirmeye katkılarını tartışıyoruz.
Ahmet Sansi, Aysel Pehlivan, Bergün Meriç Bingül, Burçak Keskin, Çağla Karacan, Çiğdem Bulgan, Deniz Demirci, Faik Evren, Fatma Çelik Kayapınar, Ferda Özdemir, İlhan Odabaş, Menşure Aydın, Muharrem Korkmaz, Nalan Suna, Nimet Haşıl Korkmaz, Özlem Kırandı, Sibel Nalbant, Şenay Koparan, Yeşim Kuruoğlu, Zeki Aydın İnsan yaşantısında sağlıklı olmak çok önemlidir. Sağlık; insanın ruh ve bedeninin iyi olma hâlidir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de modern tıbbın gelişmesi, hastalıkların erken teşhis edilmesi ve tedavideki gelişimler sonucu yaşam süreleri uzamaktadır. Bu süreçte birçok kişi uzun süre tedavi edilmeyen süreğen hastalıkla yaşamını sürdürmek zorunda kalmaktadır. Bilindiği gibi egzersizin fiziksel ve ruhsal sağlık üzerine olumlu etkilerinden dolayı hem hastalıklardan korunmada hem de hastalıkların tedavisinde sağlıkla doğrusal bir ilişkisi bulunmaktadır. Egzersiz; süreğen hastalığın yan etkilerini azaltmak, hastanın moral motivasyonunu ve yaşam kalitesini arttırmak için çok önemlidir. Ancak her hastalığın etkilerinin kişiden kişiye değişmesi nedeniyle egzersiz programları kişiye özgü olmanın yanında süreğen hastalığın özelliğine göre uygun, doğru egzersiz programlarının yapılmasını gerektirmektedir. Alanında uzman bilim insanları tarafından hazırlanan bu kitapta, bazı süreğen hastalıklarda egzersizin önemi ve uygun aktivite programları sunulmaktadır.
Velittin Kalınkara Yaşlı dünyamız, demografik olarak da yaşlanmaya başlamıştır. Her ne kadar yaşlanma olgusu çoğunlukla gelişmiş ülkelerin sorunu olarak kabul edilse de artık gelişmiş ülkeler kadar gelişmekte olan ülkelerin de önemle üzerinde durması gereken bir konudur. Yirminci yüzyılın başlarından itibaren sanayileşme etkisi ile sağlık koşullarının iyileşmesi, doğurganlığın azalması ve yaşam kalitesinin yükselmesi sonucu yaşlı sayı ve oranında önemli artışlar olmuştur. Bu artış; aile ve toplum yaşamında hızlı ve önemli değişmelere neden olmuş, toplumsal kurumları, davranış ve değerleri değiştirmiş, yaşlının statüsünü ve fonksiyonlarını etkilemiştir. Bu süreçte aile yapısı ve toplumsal yapı değişirken ailenin ve kurumların hazır oluş durumları aynı yönde değişmemiştir. Yaşam koşullarının iyileşmesi uzun yaşamayı sağlarken uzun yaşamanın getirdiği ekonomik, toplumsal ve sağlıkla ilgili sorunlar genellikle göz ardı edilmiştir.
Bu kitap, bireylerin yaşlılık konusunda temel bilgilerle donanmaları ve sorunların çözümüne yönelik tavır geliştirmelerinde yararlı olacaktır. Özellikle sağlık ve sosyal alanlarda çalışan akademisyenler, alanda öğrenim gören öğrenciler ve konuya ilgi duyanlar için kaynak kitap olma özelliği taşımaktadır.
İsmail Tufan Yaşlıları da okutmak, aydınlatmak ve yaşlı eğitimini memleketi saran bir harekete dönüştürmek amacıyla Prof. Dr. İsmail Tufan tarafından 2016 yılında kurulan 60+Tazelenme Üniversitesi, ilk mezunlarını 2020 yılında vermiştir. Türkiye için yeni bir alanda yeni bir eğitim modeli ile sadece dört yılda yazılan bu başarı hikâyesinin tüm detaylarıyla anlatıldığı bu kitapta, 60+Tazelenme Üniversitesi; fayda teorisi çerçevesinde mercek altına alınmakta, ayrıca yaşlıların bakış açısından ölçülen performansının araştırma bulguları da ortaya konulmaktadır. Felsefesi “yaşama refakat eden eğitim” olan 60+Tazelenme Üniversitesi fikrinin doğuşundan kuruluşuna ve bugüne erişmesine kadar olan tarihsel gelişiminin anlatıldığı kitap, kolay anlaşılan üslubuyla dikkat çekmekte ve gerontoloji alanına değerli bir katkı yapmaktadır.
Gülşah Şahin Dünyanın yaşı ilerledikçe sporcu ve antrenmanlı yaşlı sayısı da giderek artmaktadır. Sağlık için egzersiz yapan yaşlı bireylerin yanı sıra yarışmacı yaşlılar da spor bilimlerinin bir parçası olmaya başlamıştır. Bu sporcuların amacı, sportif performansın geliştirilmesi ile müsabaka ve yarışmalardaki temsillerini iyileştirmektir. Ancak yine de antrenmanlı yaşlıların kondisyonundaki düşüşler kaçınılmazdır. Yaşlı sporcularda, antrenman yükü ve uyaran devam etmesine rağmen yaşlanma ile meydana gelen fonksiyon ve kapasitelerdeki azalmaya bağlı olarak antrenman şiddetindeki azalma sportif performansta bazı değişikliklere ve düşüşlere neden olabilmektedir. Bu kitabın amacı, antrenmanın yaşlı bireylerin sportif performansını oluşturan fizyolojik kapasitelerdeki değişim, antrenmanlara uyum ve örnek antrenman programları ile ilgili ayrıntılı bilgi sunmaktır.
Joan T. Erber Dünya genelindeki pek çok ülkede yaşlı nüfusa sunulan sağlık hizmetleri iyileştikçe, bizler giderek büyümekte olan bu grupla ilgili birçok konudaki anlayışımızı derinleştirmek ve genişletmek zorundayız. Bu anahtar kitap, ilgili disiplinlerden pek çok öğrenci için çok çeşitli konuları kapsayan, ulaşılabilir bir temel ders kitabı niteliğindedir.
Yaşlı bireylerin demografik özelliklerinin sunulmasıyla başlayan kitap, yetişkin gelişimi ve yaşlanma çalışmalarıyla ilgili kuramsal yaklaşımların ardından sağlık, duyum, algı, bellek, zekâ, sosyal etkileşimler, istihdam ve emeklilik ve akıl sağlığı gibi temel konularda detaylı bilgi vermektedir. Daha önceki baskılarda olduğu gibi her bölüm, ileri yetişkinlerle ilgili gerçek hayattan örnekler sunan bağlamla ilişkili ve güncellenmiş örnekli anlatımlarla başlamaktadır. Anahtar noktalar ve konular sınıf içi tartışmalara temel olması açısından öne çıkarılırken, özel kutucuklar, araştırma uygulamaları ve şimdilerdeki yaklaşımlarımızla ilgili bilgiler vermektedir.
Bu kitap, insanın yaşlanma sürecinin içyüzünün anlaşılmasını ve kuramsal olarak yorumlanmasını sağlamaktadır.
Waneen W. Spirduso, Karen L. Francis, Priscilla G. MacRae Yaşlanmanın Fiziksel Boyutları

“Yaşlanmanın Fiziksel Boyutları” kitabının güncellenen ikinci basımı, çeşitli alanlarda 100’den fazla farklı dergiden, fiziksel yaşlanma ile ilgili araştırma bulguları birleştirilerek oluşturulmuştur. Yaşlanmanın Fiziksel Boyutları kitabı disiplinler arası kapsam, her disiplinin kendi alanı ilgili son araştırma sonuçlarına ve yaşlılar üzerindeki etkilerine ilişkin güncel bilgi sağlar. Kitap insanların fiziksel olarak nasıl yaşlandıklarını ve yaşlanmanın, yaşamın diğer boyutlarını nasıl etkilediğini tartışır.
Bu basım 5 bölümden oluşmaktadır: Bölüm I, yaşlanma ve gerontoloji alanına giriş özelliği taşır, ayrıca bireysel farklılıklarla ilgili çalışmaların, araştırma sonuç ve süreçlerine ilişkin bilgi verir. Bölüm II, yapı, kapasite ve dayanıklılıktaki fiziksel değişikleri tanımlar. Bölüm III, yaşlı bireylerin beceri öğrenme, motor kontrol ve motor koordinasyonla ilgili özelliklerini tanıtır. Bölüm IV, egzersiz, sağlık, bilişsel fonksiyon ve sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi beklentilerini de kapsayan fiziksel-psikososyal ilişkileri ele alır. Bölüm V, fiziksel elit yaşlı bireylerin çabaları ve sıkı çalışmaları sonucu ulaştıkları fiziksel performans ve başarıyı vurgular.
Bu basımda her bölüme okuyucu dostu özellikler eklenmiştir:
• Bölüm hedefleri
• Anahtar terimler
• Araştırmayı vurgulayan paragraflar
• İnceleme soruları
• Önerilen kaynaklar
Yaşlı bireylerle çalışan tüm profesyoneller, yaşlılara yapamayacaklarını değil, neleri yapabileceklerini anlatmalıdırlar. Yaşlanmanın Fiziksel Boyutları Kitabındaki yaşamsal örnekler, profesyonellere, bu yaklaşımın kabul edilmesini sağlayacak veriler sunacaktır.

Aybike Bahçeli, Ayşenur Güvenir, Canan Karadaş, Dilek Efe Arslan, Dilek Yıldırım Gürkan, Erdinç Kalaycı, Esin Cerit, Esra Erdoğan, Eylem Yalman, Funda Tosun Güleroğlu, Gamze Yalçınkaya Çolak, Gökçen Aydın Akbuğa, Gülseren Maraş, Habibullah Akıncı, İbrahim Doğan, Muhammet Fevzi Polat, Sevim Çimke, Sevinç Polat, Sevinç Polat, Yurdagül Günaydın Yaşlanma ve yaşamaya dair birçok ipucu içeren bu kılavuz, alanında uzman araştırmacıların bilgi ve birikimleri ışığında, yaşam boyu öğrenme pratiğinize destek olmak amacıyla hazırlandı. Yaşlanmanın Gücü: Aktif Bir Yaşam Rehberi ile yolculuğunuzun bilimsel yönlerini yeniden keşfederken günlük rutininize keyifli fiziksel aktiviteleri eklemeyi, sağlıklı beslenme seçimleri yapmayı, fiziksel ve ruhsal sağlığınızı güçlendirmeyi, anlamlı ilişkiler kurmayı ve olumlu bir bakış açısı geliştirmeyi deneyimleyebilirsiniz.
Salih Yaşar Özden İnsanın, doğum gibi kaçınılmaz olarak yaşlanacağı ancak yaşlılık hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı da bilinen bir gerçektir. Her canlı gibi insanoğlu da bu dönemi yaşayacaktır. Bu dönemi iyi yaşayabilmek için de yeterli bilgiye ihtiyaç vardır. Dünyamızın saçları gittikçe ağarmaktadır. Dolayısıyla ileri yaşlara ulaşanların sayısı da gittikçe artmaktadır. İşte bu kitapta yaşlılığın tarifi, sağlıklı ve iyi yaşlanmanın nasıl olabileceği, yaşlı insanların çalışma hayatları, cinsel hayatları, aile fertleri ve torunları ile sağlıklı ilişkilerin nasıl kurulacağı gibi konularda bilgiler bulacaksınız. Bununla birlikte yaşlılıkta rastlanılan bunama, Alzheimer gibi rahatsızlıklar konusunda yeni bilgilere sahip olacaksınız. Ayrıca yaşlıların mal mülk alıp satma, suç işleme gibi konularda hukuk ile ilişkileri hakkında bilgi edineceksiniz.
Deniz Say Şahin, Gülcan Coşkun Akar, İbrahim Yavuz Tatlı, Mehtap Kaçar, Mehtap Pekesen, Mustafa Çoban, Nilüfer Korkmaz Yaylagül, Orhan Koç, Özge Kutlu Dönmez, Özlem Tanrıöver, Rümeysa Ceylan, Semra Gündoğdu, Sevcan Toptaş Kılıç, Şengül Akdeniz, Tahsin Barış Değer, Zeynep Acar Dünya nüfusu hızlı ve dramatik bir şekilde yaşlanmaktadır. Toplumlardaki yaşlı nüfus oranının hızlı artışı ve demografik değişimin yarattığı toplumsal dönüşümler, özellikle sosyal politikalar kapsamında ele alınması gereken nüfus odaklı reformları kaçınılmaz kılmaktadır. İnsan yaşamının uzaması ve yaşlı nüfusunun artıyor olması, her ne kadar yaşam koşullarının iyileştiğine işaret ediyor olsa da yaşlılık sürecinde yaşa bağlı oluşan değişimlerin yaratabileceği olası sorunlar yadsınamaz bir gerçektir. Yaşlanma sürecinde sosyokültürel, sosyopolitik ve sosyoekonomik sorunlara eşlik eden sağlık problemleri ve kronik hastalıkların görülme sıklığındaki artış, bu özel grubun bakım ihtiyacını gündeme getirmektedir. Bu kapsamda çok aktörlü olan sağlık ve sosyal bakım hizmetleri alanında yaşanan hızlı gelişim ve devinim hareketleri toplum sağlığı ve refahının artırılması bakımından önem arz etmektedir.
Bu kitap, yaşlı toplum statüsünden çok yaşlı toplum statüsüne doğru bir seyir izleyen Türkiye örneğinde güncel yaşlılık ve bakım sorunlarına dikkat çekerek yaşlı nüfusa sunulan mevcut bakım hizmet modellerini ve sosyal politika yaklaşımlarını tartışmaktadır. Genel olarak yaşlı bakım hizmetlerine özgü güncel, çok yönlü ve ayrıntılı bilgiler veren bu kitap, yaşlanma ve yaşlılık alanında çalışan meslek profesyonelleri, araştırmacılar, akademisyenler, politika yapıcılar, öğrenciler ve kamuoyuna önemli bir kaynak niteliği taşımaktadır.
İsmail Tufan Prof. Dr. İsmail Tufan, gerontolojide geçirdiği yirmi beş yıllık tecrübesini ilk defa yaşlı bakım teknikerliği öğrenimi görenlere ve bu alanda çalışanlara sunuyor. Yaşlılıkta bakıma muhtaçlığı biyofiziksel sorun alanından alıp yaşam dünyası içinde değerlendiriyor. İnsanın sorgulamadan kabullendiği, insanı kendine çeken nitelikleriyle değerlendirdiği yaşam dünyasını, istenmeyen tarzla değişime uğratan bakıma muhtaçlığı, “yaşlı bakım hizmeti” açısından tanımlayarak sağlık bakımı hizmetlerinden ayırıyor. Bakıma muhtaçlığın yaşlılıkta yaşam dünyasına etkilerini öne çıkarırken yaşam dünyasının insandan bağımsız olduğunun altını çiziyor. Yaşlı bakım hizmetlerinde “bütünsel insan imgesi”ni odak noktaya yerleştiriyor ve “bütüncül insanlık” dediği bakım felsefesi ile yaşlı bakım teknikerlerine yeni perspektifler açarak mesleklerinde bunlardan yararlanmanın yollarını gösteriyor.
Jan REED, Charlotte CLARKE, Ann MACFARLANE, McGraw-Hill İki hemşire ve bir yaşlı bireyin iş birliği ile hazırlanmış olan ve 17 bölümden oluşan bu kitapta, hemşire ve yaşlı bireylerin birbiri ile iş birliği içinde nasıl çalıştıklarını vurgulamak amaçlanmıştır. Kitapta; yaşlı bireylerin görüşlerine, yaşadıkları güçlüklere, deneyimlerine ve isteklerine yer verilmiştir.
Yaşlı bakımında görev alan hemşirelere, sosyal bakım kurumlarına, fizyoterapistlere ayrıca yaşlı bakımında görev alan diğer meslek gruplarına ve gönüllülere katkı sağlayacak bir kitaptır.
Kitap, konusunda uzman olan 18 öğretim üyesinin katkılarıyla Türkçe’ye çevrilmiştir.
Burak Atik, Burcu Çerik, Esra Başer, Fatma Hastaoğlu, Fatma Tok Yıldız, Funda Evcili, Gülşen Güçlü, Gürcan Solmaz, Işıl Kalaycı, Mukadder Molloğlu, Muratcan Mollaoğlu, Nurcan Bağlam, Sebahattin Karabulut, Sevda Hastaoğlu Örgen, Tuba Karabey Yaşlılık dönemi, biyopsikososyal açıdan önemli değişimlerin yaşandığı gelişimsel bir süreçtir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 65 yaş üzerini yaşlı kabul ediyor olsa da yaşlılık dönemindeki tüm bireyler homojen bir grup oluşturmamaktadır. Diğer bir deyişle, her yaşlının birbirinden farklı gereksinimleri ya da uğraşıları olabilmektedir. Bu anlamda yaşlı bakımı, bütüncül yaklaşım sergileme gereği oluşturan özel bir kavramdır. Artan yaşlı nüfusla beraber de yaşlı bakımı oldukça önemli bir kavram hâlini almıştır.
Yaşlıların toplam nüfus içerisindeki oranlarının artması, profesyonel bakım ihtiyacı duyan yaşlı birey sayısının da artması demektir. Bu bağlamda, yaşlıya profesyonel tedavi ve bakım verebilecek hekim / hemşirelerin yanı sıra ara eleman olarak hizmet edecek personellere de ihtiyaç artmıştır.
Bu kitap, yaşlı ve yaşlılık tanımlamalarının yanı sıra yaşlı bakımında temel kavramları içerisinde barındırmakta ve yaşlıya bakım konusunda kaynak kitap özelliği taşımaktadır. Yaşlı bakımında yol gösterici olabilmesi dileğiyle…
Birgül Akdaş, Deniz Say Şahin, Dilara Genç Demirağ, Mümin Polat, Nadide Hülya Temizer, Orkun Temizer, Özge Kutlu, Sevinç Sökel, Sevinç Sütlü, Süleyman Faki, Utku Tapan Sağlığın korunması, tanı ve tıbbi tedavi alanındaki gelişmelerin sonucu olarak günümüzde daha fazla insan, her zamankinden daha uzun süre hayatta kalabilmektedir. Alınan yaş arttıkça kronik hastalık riski de artmaktadır. Biyolojik yaşlanma ile birlikte rezerv kapasitenin azalmasına bağlı olarak organlar ve organ sistemleri strese karşı daha hassas hâle gelmektedir. Bu kitapta yaşlanma biyolojisi açıklandıktan sonra yaşla birlikte sıklığı artan kalp damar hastalıkları, diyabet, solunum sistemi hastalıkları, ağız diş sağlığı problemleri, kanser gibi kronik hastalıklar, enfeksiyon hastalıkları ile yaşa özel menopoz ve ileri yaşta bağımlılık olguları gözden geçirilerek yaşlı bireylere sunulan sağlık hizmetleri geriontoloji/geriatri penceresinden tartışılmıştır.
Deniz Işıker Bedir Türkiye'de ve dünyada yaşlı nüfus gittikçe artmakta; dünya gittikçe yaşlanmaktadır. Bu kitabın konusu olan “yaşlılık”, bu demografik değişikliklere de bağlı olarak artık daha çok gündemde olması gereken daha çok çalışılması gereken bir konu hâline gelmiştir.
Yaşlı istismarı ve ihmali, güven beklentisi olan herhangi bir ilişkide ortaya çıkan, yaşlıya zarar veren veya yaşlıyı strese sokan tek ya da tekrarlayan davranışlar ya da uygun davranışın olmayışı olarak tanımlamaktadır. Yaşlıları derinden etkileyen bu konu, yaşlılık hakkında araştırma açığı bulunan konulardan yalnızca biridir. Bu araştırma açığı göz önüne alındığında yaşlı istismarı ve ihmalinin daha çok çalışılmasının bir gereklilik olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda yaşlı istismarı konusunun incelenmesi yaşlıların hangi istismar ve ihmal türüne maruz kaldığı; istismara maruz kalmış yaşlıların istismarla ve yaşadıkları olumsuz yaşam deneyimleriyle başa çıkmak için ne tür stratejiler kullandıkları araştırılmıştır.
Bu kitap, Türkiye'de daha önce çalışılmamış olan istismar türleri ile başa çıka stratejileri arasındaki ilişkiyi inceleyen ve yaşlıların söyledikleri üzerinden bunu değerlendiren ilk çalışma olma özelliğine sahiptir. Bunun yanı sıra yaşlı istismarı ve ihmalini müstakil olarak ele alan ilk kitap olma özelliğini taşımaktadır.
Deniz Dereli, Deniz Say Şahin, Dilara Genç Demirağ, Gülsüm Korkut, Işıl Kalaycı, Mehtap Pekesen, Merve Yılmaz, Özge Kutlu Dönmez, Sevinç Sütlü, Şengül Akdeniz Toplumun ve devletlerin yaşlanmanın tüm boyutları ve getirilerine karşı hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde bu değişim sürecinin başarılı yönetilebilmesi mümkün görünmemektedir. Gerontoloji alanında çalışan akademisyen ve meslek mensuplarının yaşlıya ilişkin tüm parametreleri tanımlama, tartışma, geliştirme ve paylaşma sorumluluğu olduğu düşünülmektedir. Gerontoloji serisi kapsamında alandan uzman yazarlarca hazırlanan Yaşlı Sağlığı kitabında; yaşlıların sadece hastalıkları değil sağlıklı kalmalarına yönelik bütüncül süreç işlenmiştir.
Abdullah Beyhan, Aslı Çayan, Aynur Kaynar Şimşek, Ayşe Ergün, Ayşe Kabuk, Ayşe Sezer Balcı, Ayşegül Kahraman, Berna Dincer Hekim, Cemile Savcı, Demet İnangil, Derya Emre Yavuz, Elif Aşık, Elif Bülbül, Elif Dönmez, Esra Albal, Fatma Nevin Şişman, Gülcan Kar Şen, Gülten Okuroğlu, Hatice Gülsoy, Hatice Karabuğa Yakar, İlknur Dolu, Kadriye Uzun, Merve Kolcu, Nadire Ercan Toptaner, Necmettin Çiftci, Nermin Eroğlu, Nesrin Arslan, Nesrin İlhan, Nurcan Kolaç, Özden Erdem, Özgün Ergitürk, Pelin Palas Karaca, Perihan Sarı, Saime Erol, Seçil Duran, Seda Dülcek, Serap Çifçili, Sevde Aksu, Sevil Albayrak, Tuğba Karan, Ulaş Can Kolaç, Yasemin Gümüş Şekerci, Zahide Aksoy, Zehra Gürsoy, Zülfünaz Özer Tüm dünyada ve ülkemizde nüfus içindeki payı her geçen gün artan yaşlı bireylerin sağlık bakımının kalitesi ve etkinliğinin artırılması bir zorunluluktur. Yaşlı Sağlı Hemşireliği kitabı, sadece hemşireler için değil yaşlı sağlığına hizmet veren tüm interdisipliner ekip üyeleri için her zaman el altında bulunduracakları rehber kitap niteliğindedir. Kitap, güncel literatür doğrultusunda yazılmış sağlığın geliştirilmesi, korunması ve sık görülen sağlık sorunlarına yönelik sekiz ünite ve otuz altı bölümden oluşmaktadır. Kitapta yer alan her bir ünitenin her bölümü; son araştırmalar, vaka örnekleri, kanıta dayalı rehberler ve protokoller çerçevesinde, alanında uzman kişiler tarafından yazılmıştır. Her konuya özgü vaka ve bakım planı örnekleri sunulmuştur. Ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora programlarına uygun olan kitap, aynı zamanda birinci basamak sağlık çalışanları, geriatri kliniklerinde çalışanlar, huzurevleri, yaşlı bakım merkezlerinde çalışanları için temel bir kaynak olarak kullanılabilir.
Aslı Gözde Akış, Aykut Can Demirel, Burhan Budak, Canan Büyükaşık Çolak, Ercan Bakır, Fatma Ceyda Baş, Fereşteh Asayesh, Fereşteh Asayesh, Fulya Şenay Avcı, Hüseyin Batman, İlknur Beyaz Özbey, Mehmet Efe, Müjdat Avcı, Nilüfer Korkmaz Yaylagül, Nusrettin Yılmaz, Rumeysa Ceylan, Sait Gülsoy, Sümeyra Mihrap İlter, Temel Kalafat, Zeynep Tekin Babuç Yaşlılara Yönelik Yaş Ayrımcılığı: Çok Boyutlu Bir Bakış isimli bu kitap, tüm yaş gruplarına yönelik ortaya çıkabilen ancak toplumda en yaygın olarak yaşlı bireyleri etkileyen yaş ayrımcılığı olgusunu, çok disiplinli bir bakış açısıyla ele almaktadır. Yaşlı bireylerin birçok alanda karşı karşıya kaldıkları yaş ayrımcılığı ve yaşa dayalı ön yargılar, onların yaşamını, birçok yönden etkilemekte ve sınırlandırmaktadır. Kitap içeriğinde, yaşlı bireylerin deneyimlediği yaşa dayalı ayrımcılık olgusu, medyadan eğitime, sağlıktan çalışma yaşamına farklı boyutları ile incelenmektedir.
Küresel yaşlanma olgusu ile birlikte yaşlılık ve yaşlanma sürecine duyulan ilgi, giderek artmaktadır. Psikoloji, sosyoloji, gerontoloji ve sosyal hizmet gibi çok çeşitli disiplinlerin bakış açıları ile ortaya konan bu kitap, yaşlılık alanına ilgi duyan tüm okuyucular için önemli bir kaynak niteliğindedir.
Gökçe Yağmur Güneş Gencer Dünya Sağlık Örgütünün yayınladığı rapora göre yaşlılık, bireyin 65 yaşından sonra başlayan yaşam dönemidir. Ülkemizde azalan doğum oranları, artan ortalama ve ileri yaşam beklentisi sebebiyle nüfusun yapısı ve dinamikleri değişmektedir. “Toplumsal yaşlanma” kavramı giderek önem kazanmaktadır. Yaşlıların toplam nüfustaki payı artmaya devam etmektedir. Giderek yaşlanan ülkemizde, yaşlanan ve yaşlı kişiler için olumlu koşulların oluşturulması, gerekli hizmet modellerinin geliştirilmesi, yaşlı bireylerin yaşam kalitelerinin arttırılması için yaşlı bireylere biyopsikososyal açıdan yaklaşmak oldukça önemlidir.
Bu kitap; yaşlanmanın tanımını, yaşlanma ile meydana gelen değişiklikleri ve bu değişikliklerin neden olduğu sorunlar için gerekli müdahaleleri içermektedir. Yaşlanma ve yaşlılık alanında öğrenim gören, emek veren tüm meslek gruplarına faydalı olması dileğiyle...
Pelin Suzan Işıkoğlu Demografik dönüşümün bir sonucu olarak nüfusun hızla yaşlanması, yaşlılığa olan ilgiyi ve yaşlılık ile ilişkili sorunlara farkındalığı giderek artırmıştır. Bu kapsamda önemli sosyal sorunlardan biri ise yaşlıların yaşam kalitelerini ve refahını olumsuz yönde etkileyen sosyal dışlanmadır. Nitekim yaşlılar, çeşitli sebeplerle toplumsal yaşamın birçok alanında sosyal dışlanma riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Öte yandan yaşlılar arasında gerek ekonomik, sosyal, kültürel sermayeleri ve sosyodemografik özellikleri gerekse de yaşadıkları kentsel ve kırsal mekân itibariyle bir çeşitlilik söz konusudur. Bu durum ise yaşlıların genel olarak yaşam deneyimlerini biçimlendirmekte ve sosyal dışlanma algılarını da etkilemektedir.
Bu kitapta, yaşlıların sosyal dışlanma algıları birçok farklı boyutta ele alınmakla birlikte yaşlıların sosyal dışlanma algılarında etkili faktörler, “yaşanılan mekânın” rolü ve mekânsal bağlamda kentsel ve kırsal yaşlıların sosyal dışlanma algıları karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir. Yaşlılık, sosyal dışlanma ve mekân olgularını bütüncül bir bakış açısıyla sosyolojik bir perspektiften inceleyen bu çalışma gerek kapsamlı teorik çerçevesi gerekse yaşlıların bakış açısından sunduğu bulgular ile özgün bir kaynak kitap niteliği taşımaktadır. Bu itibarla özellikle yaşlılık alanında çalışan akademisyenler ve lisansüstü öğrenciler olmak üzere, konuya ilgi duyanlar için faydalı bir kaynak olacağı düşünülmektedir.
Bahar Akoğlu, Deniz Sevimli, Elif Kurtuluş, Emel Aner Aktan, Gülnihal Sayılgan, Hazal Ayas, İdil Arasan Doğan, Mahmut Yılmaz, Merve Çebi, Orhan Kapucı, Pınar Algedik Demirayak, Refiye Ender, Remziye Keskin, Seher Sav, Selin Eryürek, Volkan Demir, Zeynep Gümüş Demir Yaşamın diğer evreleri gibi doğal, kaçınılmaz ve tüm insanlar için geçerli olan yaşlılık dönemi, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Dünya genelinde giderek artan yaşlı nüfus ruh sağlığı hizmetlerine olan talebi de artırmaktadır. Toplumu oluşturan bireylerin sevgi, saygı ve hoşgörü içinde bulunarak yaşlıların bu dönemlerinde hayattan kopmamalarını sağlamaları ancak yaşlı dostu toplumların yaratılmasıyla mümkün olacaktır. Yaşlı bireyler; yaşadıkları ruhsal, zihinsel ve fiziksel sağlık sorunları nedeniyle sıklıkla psikologlara yönelmektedir. Yaşlanmaya uyum sağlamak ve beraberinde getirdiği sorunlarla baş edebilmek için alanında uzmanlaşmış nitelikli ruh sağlığı çalışanlarına ihtiyaç vardır. Yaşlılık Psikolojisini Anlamak kitabı, yaşlılarla çalışan ruh sağlığı profesyonellerine ve çalışacak olan öğrencilere bir rehber niteliğinde hazırlanmıştır. Bütüncül bir yaklaşımla ele alınan yaşlılık dönemi ve terapötik müdahalelere geniş yer verilmiş olması, alanda önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır.
Aylin Görgün-Baran, Gönül İçli, İsmail Tufan, Sibel Kalaycıoğlu, Şengül Hablemitoğlu, Velittin Kalınkara, Yeşim Gökçe Kutsal, Ayşe Canatan, Fatma Arpacı Harun Ceylan “Yaşlılık olgusunun anlaşılmasında sosyolojik tanımlamanın daha açıklayıcı olduğu görülmektedir. Yaşlılığın sosyolojik yönü denince karşımıza öncelikle toplumdaki belirli özellikleri paylaşan bir yaş grubundan beklenen toplumsal rol, statü ve değerler çıkmaktadır. Bunu, söz konusu rol, statü ve değerlerin yaşlı olarak nitelenen insanlar için ifade ettiği anlam ve karşılık geldiği toplumsal pratikler takip etmektedir. Yani sosyolojik anlamda yaşlılık kavramı, yaşlılığın sosyal rol ve statülerle inşa ediliş sürecini ve bu bağlamda yaşlılık, yaşlanma ve yaşlılara dair oluşan toplumsal değerlerin toplum üzerinde oluşturduğu izdüşüm olarak ele alınmaktadır. Daha açık bir ifade ile yaşlılığın sosyolojik yönü, yaşlının ve toplumun yaşlılık ve yaşlanmaya dair algı, tutum ve beklentilerinin sosyal hayattaki karşılığının anlaşılması ve buna göre oluşan toplumsal yaşlılık inşasının yaşlılar ve sosyal hayat üzerindeki etkileri üzerinde durmaktadır. Yaşlılık olgusunun sosyolojik yönünün anlaşılması, bir yandan yaşlı ve yaşlılık dönemi ile ilgili problemlere daha akılcı ve sağlıklı çözümler üretilebilmesine fırsat verirken, diğer yandan toplumsal yaşlanmanın neden olduğu sosyal, ekonomik ve politik açmazların giderilmesine ve potansiyel çatışma alanlarının ortadan kaldırılmasına imkân vermektedir. Zira özellikle toplumsal yaşlanmanın gündeme getirdiği ekonomik ve politik süreçler refah devletinin sonunun geldiğine yönelik tartışmaların temellenmesinde önemli bir argüman olarak ileri sürülmektedir. Bu noktada refah devletinin içine düştüğü iddia edilen krizde küreselleşme ve neo-liberal politikalar kadar toplumsal yaşlanma süreciyle birlikte ortaya çıkan demografik krizin de etkili olduğu görülmektedir.” (Ceylan, 2015a, s. 223-224).
Bu bağlamda demografik yaşlanmanın toplumsal yansımalarını sosyolojik yönleriyle ele alan Yaşlılık Sosyolojisi kitabı yaşlılık konusunu sosyolojinin merkezine taşıma gayretinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Her ne kadar günümüzde güncel siyasal tartışmaların gölgesinde kalsa da yakın gelecekte yaşlılık konusu sosyolojinin en temel çalışma alanlarının birisi haline gelecektir. Zira dünyanın en hızlı yaşlanan ülkelerinden birisi olarak Türkiye’nin toplumsal yaşlanmanın sonuçlarını telefi edebilmek için yaşlılık konusunda sosyolojik çalışmalar yapmaya ihtiyacı olacaktır. Bu kitap da bu ihtiyacın daha erken dönemde fark edilmesine katkıda bulunursa amacına ulaşmış sayılacaktır.
Harun CEYLAN

Ahmet H. Dinçoğlu, Akın Süzer, Belgin Dilmen, Cansu Bekar, Dilek Kocabaş, E.Hilal Şener, Elçin Efteli, Feray Gençer Bingöl, Gülcihan Aybike Dilek Kart, Hakan Kocabaş, Handan Özdemir, Mahmut Ateş, Mümin Polat, Nevriye Ünal Süzer, Nihal Büker, Sıddıka Ersoy, Şevkinaz Konak Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı bireylerin oranında bir artış gözlenmektedir. Yaşlanma sürecinde bireyde meydana gelen fizyolojik, bilişsel, sosyal, ekonomik değişimler yaşlıların ihtiyaç duyduğu/duyacağı kamusal hizmetlerin de farklılaşması anlamına gelmektedir. Bu bağlamda yaşlılık döneminde artan sağlık sorunları ve kronik hastalıklar nedeniyle en sık kullanılan sağlık hizmetlerinin sunumunun organizasyonu ve işleyişi de ayrı bir önem kazanmaktadır. Yaşlılık dönemine özgü süreçlerin doğru bir şekilde kavranması, yaşlanma sürecinde bireyin farklılaşan ihtiyaçlarının göz önüne alınarak hizmet sunumun yapılması yaşlılık döneminin daha sağlıklı, bağımsız ve kaliteli yaşanmasını sağlayacaktır. Bu bağlamda farklı alanlarda bilimsel çalışmalar yapan bilim insanlarının değerli katkılarıyla yaşlılık dönemini ve bu dönemde ortaya çıkan sağlık sorunlarını ve bu sorunlara yönelik sunulan hizmetleri farklı mercekler ışığında ele alan yazıların alana katkı sağlayacağı umulmaktadır.
Ahmet Oğuz, Aybala Demirci Aksoy, Ayfer Aydıner Boylu, Aygül Kıssal, Aylin Görgün Baran, Ayşe Beşer, Ayşem Yanar, Doğancan Özsel, Elif Ünsal Avdal, Elmas Erdoğan, Emine Aslan Telci, Emine Kıyak, Faruk Ay, Fatma Arpacı, Feryal Söylemezoğlu, Fikret Efe, Gamze Sönmez, Gülay Günay1 , Gülüşan Özgün Başıbüyük, H. Elçin Tezel, Habibe Kahvecioğlu Sarı, Hande Şahin, Hatice Tel Aydın, Hülya Öztop, Hürrem Sinem Şanlı, Leyla Kahraman, Mehmet Zafer Danış, Mehmet Zencir, Mustafa Arslan, Nazan Kuter, Necla Acun Kapıkıran, Neslihan Yalınız Koç, Nihal Büker, Nuran Kayabaşı, Nuran Tosun, Osman Tutal, Özgür Önder, Sema Özkan Tağı, Seval Güven, Sevinç Şanlı Akkurt, Şahin Kapıkıran1, Şenel Ergin, Tülay Zorlu, Ümmügülsüm Ter, Velittin Kalınkara, Zeynep Erdoğan, Zeynep Kurnaz, Zeynep Tezel, Zuhal Güler Dünyada yaşlıların oranı giderek artmaktadır. Bu artışa koşut olarak Türkiye'de de yaşlı nüfusta hızlı bir artış gözlenmektedir. Yaşlı nüfusun artması başta sağlık olmak üzere toplumsal, ekonomik ve siyasal kurumlar üzerinde etkiler göstermekte; ekonomik büyüme, istihdam, üretken iş gücü, özel tasarruflar, vergi yükü ve yaşam standartları gibi birçok ekonomik ve sosyal sonucun irdelenmesi ihtiyacını artırmaktadır. Nüfus yaşlanması toplumsal, sağlık, sosyal güvenlik ve teknolojik alanlarda pek çok yapısal değişime neden olmakta, pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Buna ek olarak toplumsal yeniden yapılanma süreçlerinin üretilmesi ve değişen durumlara ilişkin gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Nüfus yaşlanması bir gerçektir. Statü ve rol kayıpları, toplumsal uyumsuzluk, ekonomik, sosyal ve kültürel değişimler söz konusudur. Bu değişimlere hazır olan toplumlarda bu süreç daha kolay atlatılabilecektir.
Yaşlıların karşılaştıkları güçlükleri önleyecek ve sorun çözme yeterliliklerini geliştirecek, kaynaklara kolay ulaşmalarını sağlayacak politikalar ve uygulamalar büyük önem taşımaktadır. Kitapta yer alan bölümlerde, farklı disiplinlerden bilim insanları yaşlılığın sosyal, ekonomik, politik ve teknolojik boyutunu ele almakta ve tartışmaktadır. Kitap yaşlılık konusunda çalışan araştırmacı, bilim insanı ve uygulayıcılar için yararlı bir kaynaktır.
Aykut Aydın, Aylin Aydın Sayılan, Aylin Görgün Baran, Bilgin Kıray Vural, Çağdaş Demren, Davuthan Günaydın, Dilara Onur, Dilek Baybora, Dilek Hocaoğlu, Ebru Akbaş, Elçin Tezel, Erdi Ekren, Esra Serdar Tekeli, Fatma Arpacı, Füsun Kökalan Çımrın, Gönül İçli, Gülay Taşdemir Yiğitoğlu, Gülüşan Özgün Başıbüyük, Hasan Hüseyin Başıbüyük, Işıl Kalaycı, Meryem Salman, Mine Gözübüyük Tamer, Murat Şentürk, Mükerrem Arslan, Nesrin Çunkuş, Nilüfer Korkmaz Yaylagül, Özlem Körükçü, Reyyan Beyza Büyükgümüş, Şeyda Koçak Kurt, Tülay Zorlu, Velittin Kalınkara Yirmi birinci yüzyılda, dünya tarihinde hiçbir zaman gerçekleşmeyen demografik bir değişim yaşanıyor ve hiçbir ülke bu kapsamın dışında değil. Yaşam beklentisini arttırmak ve doğum oranlarını düşürmek modern bilim ve sağlık hizmetlerinde büyük başarılar olarak kabul edilirken, gelecek nesiller üzerindeki önemli etkileri fazla dikkate alınmıyor. Ne kadar uzun yaşarsak yaşayalım, çalışma yaşamı sona erdiğinde bireylerin refahını garanti etmek için her ülkenin sosyal ve ekonomik kurumlarını yeniden düşünmesi ve yapılandırması gerekli hâle gelir. Toplumların yaşlanması, ekonomik büyümeyi ve ailelerin sürdürülebilirliğini, devletlerin ve toplumların yaşlı bireylere kaynak sağlama becerisini ve uluslararası ilişkileri de içeren diğer birçok konuyu etkileyebilir. Bilimsel kanıtlara karşın, nüfus yaşlanmasının önemi ve küresel etkileri henüz tam olarak anlaşılmamıştır. Yalnızca küresel yaşlanma sorunları hakkında değil, aynı zamanda yaşlanan bir dünyanın zorluklarına ve fırsatlarına yanıt vermemize yardımcı olacak titiz uluslararası bilimsel araştırma ve politika diyaloğunun önemi konusunda da farkındalık yaratmaya ihtiyaç vardır.
Bu kitap, yaşlanan nüfusun ekonomi, toplum, aile ve çevre üzerindeki etkisinin bir resmini çizmektedir. Yirmi bölümden oluşan ve 32 yazarın katkıda bulunduğu bu kitabın çalışma yaşamı, ekonomi, aile, iletişim, yakın çevre düzenlemesi ve davranışsal konular hakkında diyaloğu, uluslararası çalışmaları ve evrensel insan deneyimini ele almanın en iyi yollarını belirlemede sizleri teşvik edeceğini umuyoruz. Kendi geleceğimizi, dünya toplumlarının ve ülkemizin yaşlanmasını ve yaşlılık politikalarını planlamada bilim insanlarının ve toplumdaki her üyenin bu önerilerden ve deneyimlerden ilham alacağına inanıyoruz.