TESAM \ 1-1
Ali Oğuz Diriöz, Ali Yavuz Akın, Barbaros Güneri, Cem Tepebaşı, Ekrem Ersin Cesur, İsmet Kahraman Arslan, Nurullah Erem, Remzi Bulut Asya Pasifik ülkeleri, Batı Pasifik Okyanusu'na kıyısı bulunan veya yakınını kapsayan bölgenin genel adıdır. Bölge, ana hatlarıyla Doğu Asya, Güney Asya, Güneydoğu Asya ve Okyanusya'nın büyük kısmını içine almaktadır. Bölge ülkeleri; farklı din, kültür, etnik, ekonomik ve siyasi yapı açısından oldukça zengin kimliğe sahiptir. Asya Pasifik söylemi 1980'li yıllardan sonra ticaret, siyaset ve finans ortamlarında sürekli konuşulur hâle gelmiş ve kısa süre içinde popüler olmuştur. Asya Pasifik bölgesini oluşturan ülkelerin ekonomileri birçok farklılıkları barındırmaktadır. Bölge içinde dünya ekonomisine yön veren birçok güçlü ülke yer almaktadır. Çin, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve Singapur gibi ülkeler büyüyen ve gelişen piyasalar olarak nitelendirilmektedir.
Asya Pasifik ülkeleri tarafından Asya Pasifik'te kurulan yeni oluşum ve iş birliği örgütleri, yeni dünya ekonomik düzeninin şekillenmesi adına büyük önem taşımaktadır. Dünyanın en büyük ticaret bloğu olarak kabul edilen Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Antlaşması, 2020 yılında imzalanmış ve 2022 yılında resmen yürürlüğe girmiştir. RCEP kapsamına giren ülkeler toplam dünya GSYİH'nin ve nüfusunun yaklaşık %30'luk kısmını oluşturmaktadır. Bölgedeki yeni oluşum ve kuruluşlar, dünya ticaret merkezinin Asya Pasifik bölgesine doğru kayma olgusu tezini güçlendirmektedir. Bölgedeki oluşumların ve iş birliği örgütlerinin en önemli özelliği, farklı makroekonomik yapıya sahip tüm ülkeleri ayırt etmeksizin kapsamış olmasıdır.
Asya Pasifik bölge ülkeleri tarafından kurulmuş özellikle ASEAN, APEC ve RCEP gibi geniş çaplı ve güçlü oluşumlar ABD ve gelişmiş Avrupa ülkeleri ekonomilerini etkilemektedir. Son zamanlarda dünyadaki bu tür değişim ve oluşumlar merakla ve kaygıyla izlenmektedir.
Alper Aykut Ekinci, Aslı Selvi, Ayşe Nur Çiftçi, Barış Esen, Ceyda Akta, Derya Hekim, Eyyüp Ensari Şahin, Fatma Yıldız Şenol, Fırat Gündem, Filiz Eryılmaz, Gülsün Nakıboğlu, Hasan Ayrancı, Hülya Ünlü, İpek Özenir, Melahat Batu Ağırkaya, Murat Ozan Başkol, Samed Kurban, Senem Demirkıran, Şule Batbaylı, Şükrü Apaydın, Vildan Saba Aktop, Zeynep Aytaç Son yıllarda bir yandan ekonomik bir yandan da politik zorunluluklar özellikle gelişmekte olan ülkelerde yüksek büyüme seviyeleri ile birlikte dijital ekonominin de büyümesini teşvik edebilmek için teknolojik yeniliklerle birleşme eğilimi göstermektedir. Söz konusu bu büyümenin sürdürülebilir ve anlamlı olabilmesi için de dijital ekonomi ile ilgili meselelerin özel sektör tarafından stratejilendirilmesinin yanı sıra hükümetler tarafından yönlendirilmesi ve aynı zamanda da sivil toplum ve akademi tarafından da analiz edilmesi gerekmektedir. Fakat dijital ekonominin kavramları, tanımları ve ölçüleri ile ilgili var olan eksiklikler söz konusu bu eylemleri en başından eksik ve yetersiz kılmaktadır. Bu eksikliği bir nebze de olsa giderebilmek adına bu kitapta dijital ekonominin hem farklı tanımları ve kavramları hem de önemli bileşenleri zaman içerisindeki gelişim evreleri de dikkate alınarak farklı perspektiflerden incelenmiştir.
Alper Aykut Ekinci, Arzum Yiğit, Ayça Doğaner, Cemal Kakışım, Eftal Coşkun, Engin Koç, F. Begüm Yıldızeli, Gökçe Kurucu, Hüseyin Demirhan, Işıl Demirtaş, İbrahim Çetin, Leman Erdal, Mevlüt Akçapa, Seçkin Baykal, Sıla Turaç Baykara, Şeref Çetinkaya, Yahya Bayrak, Yusuf Yıldırım Kaynakların sınırlılığı ve özellikle fosil yakıtlar noktasında insanların edilgenliği, ülkeler açısından varolan kaynakların paylaşımı noktasında realist perspektifte agresif politikalara yöneltmekte, uluslararası düzeyde politik ve hukuki argümanlar bu çerçevede geliştirmesine neden olmaktadır. Özellikle enerji tüketimi yoğun olan ülkeler ve enerjide ithalata mahkûm olan ülkeler, enerji arz güvenliklerini tesis etme amacıyla orta ve uzun vadeli stratejiler ortaya koymakta ve buna yönelik eylemler gerçekleştirmektedirler.
Bu kitapta, enerji politikalarına, enerji üretim ve nakil kabiliyetlerine gerek küresel bağlamda gerekse ülkesel değerlendirmeler ekseninde yaklaşılarak, devletlerin sadece kendi ülkesel yetki alanlarında değil; diğer devletlere ilişkin politik bazlı belirleyici olabilmek adına coğrafyaları dışında da nasıl enerji stratejileri belirledikleri ortaya konulmuştur.
Küresel enerji politikaları, Doğu Akdeniz Bölgesi'nin enerji kaynakları açısından pozisyonu, enerji arz güvenliği, Çin'in üretim kabiliyeti ve enerjiye duyduğu ihtiyaç, Türkiye'nin enerji dönüşüm süreci, Amerikan ve Rus dış politikalarında enerji perspektifli stratejiler, İran'ın enerji politikaları, iklim değişikliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim, Avrupa Birliği'nin yeşil mutabakat tezi, iklim-enerji dengesi, Rusya-Ukrayna savaşı ve enerji politikalarına yansıması kitabımızın temel konularını oluşturmaktadır.
Aşkın İnci Sökmen Alaca, Beril Hakverir, Bilge Durutürk, Dikran M. Zenginkuzucu, Ebru Tekin Bilbil, Figen Aydın, Fulya Köksoy, Hasan Acar, Kamil Tarhan, Mehmet Emin Erendor, N. Neşe Kemiksiz, Özkan Gönül, Serdar Çukur, Suat Taşkesen, Ünal Doğan, Volkan Göçoğlu, Yeşim Demir, Yunus Karaağaç Araştırmalara göre; günümüzde yaklaşık 4,5 milyar insan internet kullanmakta, 5,2 milyar insan cep telefonu kullanmakta ve günde ortalama 6 saat 43 dakika kullanıcılar internette zaman harcamaktadır. Bu göstermektedir ki teknoloji hayatın her alanına nüfuz etmiş durumdadır.
Hızlı bir biçimde teknoloji kullanımının artması neticesinde bireyler, iş dünyası ve devlet kurumları kritik öneme haiz istihbari, ekonomik ve kişisel bilgilerini bu teknoloji araçları vasıtası ile depolamakta ya da transfer etmektedir. İnsanların akıllı telefon teknolojileri olmadan ticari hayata katılması veya katkı sunması artık giderek daha da fazla imkânsızlaşmaktadır. Sosyal medya uygulamaları artık ucuz, esnek, zahmetsiz ve kripto özellikleri kapsamında çok önemli bir enformasyon stratejisi ürünü hâline gelmiştir. Ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte küreselleşmeye bağlı olarak bilgi sistemlerinde güvenlik kaygıları ortaya çıkmıştır. İnternet ve sosyal medyanın, kişisel veri hırsızlığından terör örgütleri tarafından propaganda aracı olarak kullanılmasına kadar bireyleri ve devletleri etkileyen olumsuz yanları oluşmuştur.
Bu kitapta; siber güvenlik, sosyal medya, nükleer ve askerî teknoloji, terörizm ve teknoloji ilişkisi, yapay zekâ teknolojileri, kent güvenliği ve teknoloji, insansız hava araçları (İHA) teknolojileri, sınır güvenliği ve teknoloji gibi farklı konular ele alınarak, temelde teknoloji ve güvenlik ilişkisi bağlamında teknolojik ilerlemenin gelecekte güvenlik paradigmalarını nasıl değiştireceği, bireyleri ve devletleri nasıl etkileyeceği ortaya konmuştur.
İlyas Bozkurt Bütün dünyada ve ülkemizde son yıllarda katılım bankaları, bankacılık sektörünün önemli bir bileşeni hâline gelmiş ve işletmelerin finansmanında önemli bir kaynağa dönüşmüşlerdir. Ancak yıldızı hızla parlayan katılım bankalarının aslında sektördeki payını istenilen düzeyde artıramadığı görülmektedir. Katılım bankalarının konvansiyonel bankalara göre fon toplama ve kullandırma yöntemlerinde bir kısım farklılıkların olması, onlara bazı avantajlar kazandırırken bazı dezavantajlar da sağlamaktadır.
Bu kitapta, Türk bankacılık sistemi içerisinde katılım bankacılığının yeri, sistemde yer alan diğer bankalarla olan ilişkisi değişik açılardan ele alınarak; tüm dünyadaki finansal entegrasyon ve tasarrufların değerlendirilmesi ihtiyacı sonucu gelişme gösteren katılım bankacılığı, mercek altına alınmaktadır. Ayrıca katılım bankaları ve mevduat bankalarının banka kredilerinde sektörel yoğunlaşma ve kredi portföy çeşitlendirmesinin banka kârlılığına etkisi karşılaştırılarak analiz edilmektedir. Burada hangi bankaların hangi sektörlere daha fazla ağırlık verdiği ve katılım bankalarının sektör içindeki payının belirlenmesi, katılım bakacılığının son otuz yılda geldiği yeri belirlemek ve gelecek projeksiyonu çıkarmak için çalışmayı oldukça önemli hâle getirmekedir.
Ali Demirel, Aydın Çakmak, Banu Berber Babalık, Bülent Atalay, Bülent Yıldırım, Cansu Güleç, Dilşen İnce Erdoğan, Emre Feyzi Çolakoğlu, Esra Çetin, Ferit Yücebaş, Ferudun Ata, Gürbüz Arslan, Kemal Çiçek, Muhabbet Doyran, Nurullah Nehir, Remzi Bulut, Selcan Alperay Eraslan, Sinem Çelik, Ü. Gülsüm Polat, Zelkif Polat, Zeynep İskefiyeli Yaklaşık bin yıllık bir geçmişe sahip olan, kimi zaman dostluk ve iş birliği kimi zaman da anlaşmazlık ve çatışmaların var olduğu Türk-Ermeni ilişkilerini doğru bir şekilde analiz etmek, yapısal değişimlerin ve dönüşümlerin söz konusu olduğu mevcut dünya düzeninde hem Kafkasya coğrafyasının hem de dünya siyasetinin geleceği açısından oldukça önemlidir.
Türk-Ermeni ilişkilerine odaklanan ve ilişkilerin geleceğine yönelik öngörü sunmayı amaç edinen bu çalışma, ikili münasebetleri teorik bir çerçevede ele alarak Osmanlı döneminden günümüze kadar gelen süreci, tarihsel olayları, ekonomik ilişkileri, askerî ve siyasi mücadelelerle güncel dinamikleri açıklamaya çalışmaktadır. Çalışmanın benzerlerinden en önemli farkı da buradadır: geçmiş ve gelecek arasında bağlantı kurabilmek. Sonuç olarak hem geniş bir tarihsel arka plan hem de bölgesel, sosyal, kültürel ve ekonomik yönler çerçevesinde kaleme alınan eserin, bu alanda çalışma yapan veya yapacak olan araştırmacılara yararlı olabileceği umut edilmektedir.
Ahmet Ateş, Ali Gök, Ayşe Dilek Öğretir Özçelik, Çağla Mavruk, Esra Sezer, Fulya Köksoy, İlknur Şebnem Öztemel, Kemal Gökçay, Kemal Olçar, Levent Ersin Orallı, Mehmet Halil Mustafa Bektaş, Melek Özlem Ayas, Muhammet Cemal Şahinoğlu, Muhammet Mağat, Muzaffer Ercan Yılmaz, Nurcan Ceyhan, Seçkin Baykal, Serdar Çukur, Sezai Özçelik, Sezgin Kaya, Vildan Meydan, Zeynep Arıöz Uluslararası ilişkilerde çatışma olgusu, dün ve bugün olduğu gibi yarın da olmaya devam edecektir. Ayrıca tamamen yok edilmesi mümkün olmadığı gibi arzu edilen bir durum da olmayabilir. Çatışma, bazen bir rahatsızlığın göstergesidir ve bu rahatsızlık iyi okunursa sorunun altta yatan nedenleri üzerine yapıcı girişimler devreye konulabilir. Bazen de çatışma, daha adil ve kalıcı ilişkiler oluşturmanın bir aracı olabilir. Ancak çatışmanın bu olumlu fonksiyonları, uluslararası çatışmaların son derece yıkıcı olabileceği gerçeğini de ortadan kaldırmaz. Özellikle modern silah teknolojisinin gelişmesine paralel olarak savaşların yıkıcılığının son derece arttığı ve kitle imha silahlarının insanlığın tümünü tehdit ettiği günümüz dünyasında uluslararası çatışmalar, tarihte hiç olmadığı kadar riskli bir hâle gelmiştir.
Bu sebeple uluslararası çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesi ve sorunların minimuma indirilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Bu çalışma da işte böylesi bir anlayışla kaleme alınmıştır. Çalışmada; görüşme, arabuluculuk ya da yargısal yöntemler gibi klasik çatışma çözüm yöntemlerinin yanı sıra, çatışmacı paradigmanın değişimini hedef alan çok sayıda yeni ve alternatif yöntem de irdelenmiştir. Çalışmanın, daha barışçıl bir dünyaya katkı sunması dileğiyle…
Baki Demirel, Timuçin Zünbül, Hale Kırmızıoğlu, Mete Dibo, Zahide Ayyıldız Onaran, Murat Kesebir, Berkan Karagöz, Ayşegül Ak, Onur Özdemir, Rıfat Karakuş, Ufuk Alkan, Canan Dağıdır Çakan, Melek Yıldız, Lale Aslan, Arzu Arzova, Sercan Yavan, Murat Batı, Emine Yöney, Özgür Şahan, Mehmet Fatih Ulu, Emine Çetinel, Sevdiye Ersoy Yılmaz, Umut Omay, Melike Atay Polat, Suzan Ergün, Ali Kemal Nurdoğan, Banu Külter Demirgüneş, Zelal Beyaz, Esma Gültüvin Gür Omay İlk COVID-19 salgınının 31 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde bir solunum rahatsızlığının Dünya Sağlık Örgütüne bildirilmesiyle ortaya çıktığı kaydedilmiştir. İlk önce Çin ve çevresini etkileyen bu virüs, sonraları dünyanın birçok bölgesinde görüldü. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise ülkemizde ilk kez 11 Mart 2020 tarihinde görüldüğü bilinmektedir.
Pandemi sürecinde tüm dünya ülkeleri gibi ülkemiz de birçok şeyi öngöremeyecek durumdaydı. Artan kamu harcamaları, düşük vergi gelirleri, kamu borçlanmalarında oluşan artışlar ve finansal piyasalarda ortaya çıkan dalgalanma, pandemi sürecini iyiden iyiye hissettirdi.
Bu olumsuz gelişmeler; ekonomide, gerek kamu sektöründe gerekse kamu dışı sektörlerde çeşitli dalgalanmalara neden oldu, olmaya da devam edebilir.
Bu kitabın amacı da pandemi sürecinde özellikle ülke ekonomimizde ortaya çıkan olumlu ve olumsuz neticeleri verilerle analiz etmeye çalışmaktır.
Ahmet Uçar, Arzu Yılmaz Aslantürk, Bekir Parlak, Bengü Öztan, Burak Hamza Eryiğit, Demokaan Demirel, Görkem Yaz, Gülnur Ataklı, Hande Nur Balcı, Hikmet Kuran, İsmail Başaran, Mücahit Sami Küçüktığlı, Ramazan Tiyek, Rasim Akpınar, Selim Yücel Güleç, Senem Ertan, Sercan Yavan, Süha Oğuz Albayrak, Süleyman Toy, Uluç Çağatay, Umut Berker Sevilmiş, Ülke Devrim Uysal, Vahide Dönmez İnce Dünya nüfusunun sanayi, teknoloji ve hizmet sektöründeki gelişmelere paralel son iki yüzyılda çok hızlı şekilde artması, ortak yaşam alanlarındaki sorunlar ile ortak yaşamdan kaynaklı ihtiyaçların giderilmesine yönelik kamusal mal ve hizmetlerin sunumunda yeni modellemeleri ve uygulamaların gelişimini beraberinde getirmiştir.
Türkiye, her ne kadar sanayi reformunu ve bunun sonuçlarına dair sorunları özellikle mekânsal düzlemde Batı’ya nazaran geç yaşamaya başlamış olsa da bu sorunların bilgi toplumu düzleminde zaman ve mekân sıkışmasına paralel olumsuz yansımaları, siyasal ve yönetsel boyutta birçok uygulamayı beraberinde getirmiştir.
Toplumsal olarak ortaya çıkan ihtiyaçlar ile kamu otoritelerince yapılan düzenlemelerin mukayeseli olarak ele alınmaya çalışıldığı “Yerel Yönetimler Teori, Uygulama ve Yeni Yaklaşımlar” başlıklı bu kitapta, bahsi geçen değişim ve dönüşüme paralel biçimde teorik ve uygulama çerçevesinde ortaya koyulan sorunlar ve bu sorunlara ilişkin çözümlemelere yer verilmeye çalışılmıştır.