Sosyal Medya Yöneticiliği \ 1-1
Kenneth E. Clow, Donald Baack, Yolu bir üniversite kütüphanesine düşen, bütünleşik pazarlama iletişimi, reklam, satış ve tüketici davranışları konusunda eli bu alandaki yabancı kaynaklara giden tüm okurların bildikleri meşhur bir kitap vardır: Bu, Pearson yayınevi tarafından çıkarılmış Integrated Advertising, Promotion and Marketing Communications kitabıdır. Şimdi bu kitap, 7. Basımının Türkçe çevirisi ile siz değerli okurlar için raflardaki yerini alıyor. Bugüne kadarki alan kitaplarından en temel farkı; her konunun detaylı, bir o kadar kolay ve derli toplu anlatımı, örnek olay ve görsel zenginliği, eğitici ve öğretici kimliğini yaratıcı şekilde sunması olarak sıralanabilir.
Rengârenk görselleri, her bir konuyu açıklayan örnek olayları, değerlendirme soruları ve eşsiz terimler sözlüğü bu alana ilgi duyan herkesi kitabın sihirli etkisi altına alacak güçtedir. Bu sihri, kitabı okumaya başlayan her okurun anlaması zor olmayacaktır. Bütünleşik pazarlama iletişimi, reklam, tutundurma, satış, dijitalleşme, sosyal medya, tüketici davranışı, yeni trendler ve yasal düzenlemeler üzerine siz soru sorun, kitap cevap versin...
Abdurrahman Yunus Sarıyıldız, Ahmet Çiftci, Cumhur Türk, Gülen Sönmez, Gülşah Altuğ, H. Kübra Yılmaztürk Yıldırım, Merve Ergüney, Muharrem Burkay Şimşek, Mustafa Samancı, Mücahit Yıldırım, Nagihan Tepe, Oya Cansu Demirkale Kukuoğlu, Ozan Kocabaş, Özgenur Reyhan Güler, Özgür Kıran, Reha Orçun Uzunsoy, Tuğba Koçak Özel, Tuğçe Elif Taşdan Doğan Oldukça titiz ve yoğun bir çalışmanın sonucu olan “Dijital Çağda Okuryazarlık” başlığını taşıyan bu kitapta; medya okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı, haber okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, görsel okuryazarlık, fotoğraf ve video okuryazarlığı, metaverse okuryazarlığı, kültür okuryazarlığı, sağlık okuryazarlığı, akademik okuryazarlık, psikoloji okuryazarlığı ve duygusal okuryazarlık konularına yer verilmiştir. Kitapta, on altı ayrı başlık altında birbirleriyle hem benzerlikler hem de farklılıklar gösteren çeşitli türden okuryazarlıklara yönelik çalışmalar mevcuttur.
Bilimsel ve multidisipliner bir yaklaşım ile hazırlanan bu eser, içerisinde yer alan konulara ilgi duyanlar için faydalı olması düşüncesiyle hazırlanmıştır. Bölümlerin her biri, ele alınan konulara dair çalışmalar yapan akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır. Eserin okuyuculara yararlı olması dileğimizle...
Süleyman Gümrükçüoğlu İletişim teknolojilerinin gelişimine bağlı olarak gelişen ve yaygınlaşan internet ve sosyal medya kullanımı, insanların hayatlarında önemli bir yer işgal etmektedir. Birçok sosyal medya mecrasının bulunması, bunlara ulaşma ve kullanımındaki kolaylık, bireylerin bu platformlara yönelimini arttırmıştır.
Sosyal medyanın iletişim işlevi, birey ve toplum hayatını ilgilendiren her alana etki ederek değiştirebilmektedir. Öyle ki enformasyon çağının ortaya çıkardığı bu imkânlar, kimi zaman hayatı kolaylaştıran, hızlandıran ve insanları daha mutlu kılan faydalı etkiler yarattığı gibi kimi zaman da dönüştüren, zarar veren ve sosyal düzeni bozan etkiler yaratabilmektedir. Bu yönüyle sosyal medya; insanların davranışlarını, iletişim şeklini, algısını, düşünme biçimini, zaman yönetimini hatta kültürlerini ve değerlerini de etkileyebilmektedir.
Sosyal medyanın değer odaklı ve bilinçli kullanımı, olumsuzlukları en aza indirerek, onu bireylerin faydalanabileceği bir araç hâline dönüştürecektir. Bu alandaki ahlâki olgunlukla, zararlı olabilecek kullanım arasındaki negatif ilişki dikkate alınarak, eğitim programlarının, bireyin ahlâki gelişimine katkı sağlayacak din ve değer eğitimi gibi alanlarla desteklenmesi önemlidir.
İşte bu kitap, sosyal medya kullanımındaki değer yoksunluğunun bireysel ve toplumsal hayattaki yansımalarını göz önünde bulundurarak din eğitiminin sosyal medya kullanımına etkisini hem teorik hem pratik yönüyle ele almayı amaçlamıştır. Bu eser sadece örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görev yapan akademisyenler, öğretmenler ve din görevlileri için değil sosyal hayat için yer alan tüm bireylerin faydalanacağı bir eserdir.
Mükerrem Önlü Teknolojik gelişmeler insanlık tarihinin seyrini hızlandırırken iletişim pratiklerinde ve iletişim kültüründe değişimi beraberinde getirmiştir. Dijital devrim olarak adlandırılabilecek günümüzde yaşanan gelişmeler, madalyonun bir yüzünde insan hayatını kolaylaştıran bir yön barındırırken madalyonun diğer yüzünde çeşitli etik sorunlar ve davranışsal bağımlılıklar yer almaktadır. Günümüzde iletişim pratiklerini, sosyal ilişkileri, gündelik yaşam alışkanlıklarını daha geniş bir perspektifte ise insana dair tüm yaşam alanlarını tahakküm altına alan sosyal medya, sağladığı çeşitli yararlarla beraber birçok olumsuzluğu da beraberinde getirmektedir. Gözetim, mahremiyet, siber zorbalık ve bağımlılık bu olumsuzluklardan sadece birkaçıdır. Bu kitap, öncelikle sosyal medya kavramının kuramsal temelini açıklamaktadır. Ardından davranışsal bir bağımlılık olarak sosyal medyanın aşırı kullanımı ve bu kullanımın gelişmeleri kaçırma korkusu ile bağlantısı ele alınmıştır. Bu bağlamda kitap, disiplinler arası bir eksende sosyal medya ile ilgilenen araştırmacı ve öğrenciler başta olmak üzere ilgililere önemli bilgiler sunmaktadır.
Ferdi Akbıyık, Hatice Kılınç, İdris Şimşek, İhsan Türkal, Kazım Babacan, Kübra Gökler, Mehmet Sinan Tam, Mutlu Doğan Güllüpunar, Nedret Çağlar, Nur Banu Ateş, Seda Can, Şakir Güler İnternet teknolojisi ve beraberinde dijital platformların kullanımının her geçen gün yaygınlaşması, diğer sektörlerde olduğu gibi kamu kurumlarında da bu mecraların aktif bir şekilde kullanılması ihtiyacını artırmaktadır. Özellikle hedef kitleleriyle ilişkilerinde demokratik bir tavra sahip olan kamu kurumları, Facebook, Instagram, X (Twitter), YouTube, bloglar gibi sosyal medya ortamlarını ve çeşitli forum sitelerini aktif ve etkin bir şekilde kullanarak toplumsal katılımı artırmaya, açık, şeffaf ve iki yönlü bir iletişim anlayışı geliştirmeye çalışmaktadırlar. Bu süreçte, toplumun fikir ve önerilerinin dikkate alınması ve karar alma süreçlerine dâhil edilmesi açısından önemli olan bu platformlar, kamu kurumları için vazgeçilmez iletişim mecraları hâline gelmiştir. Bu kurumlar, hizmetlerini, projelerini, çalışmalarını duyurmak amacıyla bu mecralardan yararlandıkları gibi doğru yönetildiğinde kurumun hem iç hem de dış ikliminin olumlu bir şekilde gelişeceğinin de farkındadırlar. Dolayısıyla bu kitabın; kamu kurumlarının sosyal mecraları yönetme becerilerini artıracak kuramsal bilgi ve örneklerle gerek kurumsal iletişim alanında çalışan akademisyenlerin gerek lisans ve lisansüstü düzeyde okuyan iletişim öğrencilerinin ve gerekse kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde çalışan personelin iletişim yönetimi konusundaki vizyonuna katkı sağlayacağı düşünülmektedir.


Sevilay Ulaş Bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı değişim, interneti kullanımda da hızlı bir değişimi beraberinde getirmiş; giderek önem kazanan internet tabanlı uygulamalar, marka iletişim süreçlerinde hızla yer edinmiştir. Doğası gereği farklı dinamikleri bünyesinde barındıran lüks markaların da marka sadakati yaratma ve sürdürmede sosyal medya araç ve ortamlarındaki uygulamaları ile bu yeni iletişim ortamlara eklemlendiği görülmektedir. Günümüzde yaşanan yoğun rekabet ortamında, lüks markaların markalarına duyulan sadakati sürdürmede sosyal medya ortamlarında gerçekleştirdikleri uygulamalar giderek önem kazanmaktadır.
Lüks marka sadakati ve sosyal medya uygulamalarına yönelik konuların yer aldığı bu eser, lüks marka kavram ve kapsamından başlayarak, lüks marka iletişim süreci, sosyal medya araç ve ortamları ile lüks marka sadakati ve sosyal medya çalışmalarını detaylı bir şekilde kapsamaktadır. Söz konusu eserin ilgili akademik çalışma alanlarının yanı sıra öğrencilere, profesyonel yaşamda da ilgili konuların uygulayıcılarına rehber olabileceği ön görüsü ile faydalı olabilmesi amaçlanmaktadır.
Şebnem Gürsoy Ulusoy 21. yüzyıl dört kavramın birbirine karıştığı, birbiri ile iç içe geçtiği bir dönemi beraberinde getirmiştir. Bu kavramlar teknoloji, İnternet, İnsan ve İletişim kavramlarıdır. Değişim ve dönüşüm bu kavramlar üzerinden ilerlemekte ve yolunu çizmektedir. İnternet teknolojinin bir çıktısı olarak insanların hayatına girmiş ve daha sonrasında insan doğasını ve iletişim süreçlerini değiştirmeye başlamıştır. İnsan doğası gereği sürekli bir değişime alışıktır aslında. İnsan anne karnına düştüğü andan itibaren devam eden bir değişim ve dönüşüm sürecindedir. Değişim sürecine doğası gereği entegre olan insan, modernleşen dünyanın getirdiği değişimlere de adapte olmaktadır. Bu adaptasyon sürecinde yaşanan ve yaşanması muhtemel olan kısıtlılıklar, iletişim sorunları, insanın doğasına yabancılaşması söz konusu olabilmektedir. Makineleşen İnsan ve İletişim Dili Etkileşimleri, dijitalleşme ile birlikte ortaya çıkan süreçlerin özellikle kitle iletişim araçlarının (televizyon, yeni medya) ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan uzantılarının e-kitap, online eğitim, sosyal medya kavramlarının irdelendiği ve incelendiği araştırmalarla desteklenmiş bir araştırma ve teori kitabıdır.
Engin Coşkun Oyunlar hayatımızın her döneminde bizlerle birlikte olmakta, kültürün bir parçası hâlinde yer almaktadır. Hayatımızla böylesine iç içe geçmiş olan oyunlar, günümüzde teknolojinin vermiş olduğu imkânlar ile dijital ortamlara taşınarak ekranlar vasıtasıyla sosyal yaşantımıza konuk olmaktadır. Oyunların kültürel boyutu yanı sıra ekonomik boyutu da göz ardı edilemeyecek düzeydedir. Özellikle pandemi sürecindeki insan psikolojisi de düşünüldüğünde oyun sektörü, ekonomik büyüklük olarak birçok sektörü geride bırakır hâle gelmiştir. Dolayısıyla oyunlar ve oyunlar içerisinde yer alan reklamlar ile markalar değerlerine değer katmakta, değişen tüketici davranışlarını doğrudan gözlemleyebilme ve tüketici dinamizmine adapte olmaktadır. Bu kitapta; değişen tüketici ve reklam ilişkisi bağlamında dijital reklamcılık kavramı, dijital reklam türleri, oyun içi reklamcılık kavramı ve türleri detaylı bir biçimde incelenmiştir.
Avşar Aslan İletişim teknolojilerinin gelişmesi ve internetin insan hayatına hızla girmesiyle çok daha karmaşık bir hâl alan iletişim, içinde bulunduğumuz çağda sosyal medya araçlarıyla çok daha farklı boyutlara uzanmıştır. Sosyal medya ağları üzerinden gerçekleşen iletişim hızlı, pratik ve maliyetsiz olması gibi özellikler bakımından diğer alanlarda olduğu gibi siyasal mecrada da cazip hâle gelmiş ve ilgililerin siyasal alanda etkin bir rol oynamasına olanak sağlamıştır. Bu araçlar, siyasi partiler ve siyasetçiler tarafından seçmenleri siyasi katılıma yönlendirmek için kullanılmasının yanı sıra seçim dönemlerinde bir propaganda aracı olarak işlev görmektedir.
Bu kitapta, sosyal medyanın seçmenler üzerindeki etkisinin neler olduğu ve bu etkilerin hangi değişkenlere göre farklılaştığı ayrıntılı bir biçimde sunulmaktadır. Bunlardan en önemlisi şüphesiz genç seçmenlere yönelik yapılan tespitlerdir. Öyle ki sosyal medyada daha fazla zaman geçiren ve bilgiye hızlı ve pratik biçimde ulaşabilen Z kuşağı ile iletişimin nasıl kurulacağına ilişkin farklı sektörlerde çeşitli arayışlar mevcuttur.
Anlık kullanıcı durumunda olan Z kuşağı popüler kültürün bir anlamda yönlendiricisi durumundadır. Bu kitleye en pratik yöntemlerden biri olan sosyal medya aracılığıyla ulaşabilmektedir. Siyaset alanına, siyasal katılım ve seçmenle iletişim bağlamında bakıldığında bu kuşak, önümüzdeki yıllara ilişkin önemli göstergeler sunmaktadır. Bu bakımdan siyasal katılım ve siyasal iletişimde bu genç kuşağın sonraki kuşaklara örnek teşkil edeceği, onları şekillendireceği öngörülmektedir. Bu nedenle bu çalışmadan ve bu konuda yapılan araştırmalardan elde edilen bulgular, özellikle siyasetle aktif olarak ilgilenen kişiler tarafından dikkate alınmalı ve daha derinlemesine araştırmalar yapılmalıdır. Bu bakımdan kitabın yol gösterici nitelikte olacağı umulmaktadır.
Gülnur Yenilmez Kaçar Dijital çağda sosyal ağlar, yeni sosyal etkileşim alanları olarak öne çıkmaktadır. Zamansal ve mekânsal sınırları olmayan bu yeni mecralar, kullanıcılara sunduğu farklı etkileşim yöntemleri ve zengin içerik biçimleri; renkli, hızlı, interaktif ve eğlenceli yapısı; kolay kullanım özelliği nedeniyle giderek daha fazla kişi tarafından, yoğun şekilde kullanılmaktadır. Kullanıcılarının kim olduğunu, dışarıdan nasıl göründüğünü, başkaları tarafından nasıl algılandığını keşfetmesine yönelik olarak kendilerini sunmaları ve izlenimlerini yönetmeleri açısından eşsiz platformlardır.
Bu kitapta, son 20 yılda sosyal ağların gelişiminden yola çıkılarak sosyal ağların sosyal etkileşimlerdeki yeri, özellikleri, kullanıcılara tanıdığı imkânlar ve öne çıkan sosyal paylaşım sitelerine yer verilmektedir. Benlik ve benlik sunumu kavramsal açıdan ele alınarak farklı kuramlarla açıklanmakta, değişik boyutlarıyla izlenim yönetimi süreci ele alınmaktadır. Daha sonra sosyal ağlar ve benlik sunumu konusu sentezlenerek sosyal ağlarda benlik ve benlik sunumu irdelenmektedir. Kitapta, son yıllarda yapılmış çalışmaların bulguları temelinde “Sosyal ağlar benlikle ilgili ne tür doyumlar sağlar?”, “Sosyal ağlarda benlik sunumunun amaçları ve özellikleri nelerdir?”, “Sosyal ağlarda hangi benlik türleri sunulur?”, “Sosyal ağlarda ne tür izlenim yönetimi taktikleri ve araçları kullanılır?” gibi sorulara yanıt aranmaktadır. Bu anlamda kitap; iletişim, sosyoloji ve sosyal psikoloji alanında çalışan araştırmacıların, öğrencilerin ve sosyal ağlarda yapılan paylaşımları ve altında yatan nedenleri sorgulayan tüm okuyucuların ilgisine sunulmaktadır.
Ceyda Safçı, Elif Hatice Bahçecioğlu, Rabia Rençber, Rabiya Saltik, Şebnem Kuk, Şeyda Barlas Bozkuş Sosyal medya ile aktarılan fotoğraf, video, metin içerikleri, hareketli görseller toplumsal tarihin ve kültürel belleğin dijital ortamda oluşumundaki en önemli araçlardır. Yıllar içerisinde sosyal ağlara iletilen büyük veri, yaşadığımız süreçteki toplumsal değişimleri geleceğe ulaştırır. Büyük veri, dijital medya ve sosyal ağlarda paylaşılan yazılı metin, fotoğraf, video, tasarım ögelerinin tamamı olarak nitelendirilmektedir. Sınırsız bir uzamda ve sürekli etkileşim içerisinde üretilen veri yirmi yıllık bir süreç içerisinde sosyal medya platformlarında geçmiş ve gelecek arasındaki bilgi ağını inşa etmektedir. Sosyal paylaşım ağlarında üretilen içerikler toplumsal hafızanın hatırlama ve unutma eğilimlerini harekete geçirmede etkilidir. Bu açıdan çalışma sosyal paylaşım ağlarının toplumsal bellek oluşumunda kültürel/sosyal olay, olgu ve durumları içerik üretimi ile yeniden nasıl oluşturduğu, ve yorumlandığı tartışılacaktır. Hatırlama/unutma edinimlerinin hangi paylaşımlar ve tarihsel süreçler kapsamında ilerlediğine bakılmaktadır. Farklı tarihsel süreçlerin, coğrafyaların ve olguların dijital medyanın etkileşimli içerik üretimiyle kolektif hafızanın oluşumu ele alınacaktır.
Havva Bak Varoluşsal kaygı insanın yalıtılmışlığını, seçimlerindeki özgürlüğü, ölümlü ve anlamsız bu dünyadaki yerini insanın bulunduğu yerden bakarak ele alır. Geçtiğimiz yüzyılda felsefe ile birlikte sanat, edebiyat, teoloji, psikoterapi gibi alanlara konu olan varoluşsal kavramlar, içinde bulunduğumuz yeni çağda insanın geldiği noktayı yeniden gözden geçirmeyi gerekli hale getirmiştir. Öyle ki son yıllarda hayatımıza hızla giren sosyal medyalar gündelik hayattaki eylemlerimizi, algımızı, beden ile olan ilişkimizi, dünyaya ve çevremizdeki insanlara bakış açımızı hepimizin farkına varabileceği düzeyde dönüşüme uğratmıştır.
Sosyal medya kullanımı ile varoluşsal kaygı arasında bir ilişkiden söz etmek mümkün müdür? Varoluşsal kaygıyı meydana getiren unsurlar sosyal medyada ne şekilde karşımıza çıkıyor? Kaygı unsurları ile sosyal medya kullanıcılarının özellikleri ve kullanım alışkanlıkları arasında ne gibi bağlantılar dikkat çekmekte? Sosyal medyayı varoluşsal kaygı üzerinden incelerken aynı zamanda insanı anlama noktasında yeni bir kapının aralanması da mümkün olacaktır. Bu kitapta dünyayı derinden etkilemiş bir felsefe akımının medya teorileri ile harmanlanması yoluyla, kendini sosyal ağlarla örülü yeni bir dünya içinde bulan insanın varoluşsal durumu ele alınmaktadır.
Abdülhakim Bahadır Darı, Aslıhan Topal, Atalay Bahar, Aysel Çetinkaya, Berfin Varışlı, Birgül Alıcı, Deniz Akçay, Eyüp Al, Fikriye Çelik, Gül Dilek Türk, Gülen Sönmez, Hakan Ayaz, K. Akın Toker, Kenan Ateşgöz, Ömer Aydınlıoğlu, Seçil Özay, Serhat Yetimova, Serkan Bayrakcı, Şebnem Özdemir, Yusuf Zafer Can Uğurhan, Zeynep Benan Dondurucu Sosyal medya, COVID-19 pandemisi ile birlikte artık hayatımızın tüm alanlarını kapsayan, sosyal mesafe, tam kapanma gibi nedenlerle fiziki dünyada yaşayamadığımız her tür etkileşim ve iletişim biçimini üzerinde deneyimlediğimiz dijital bir dünya hâline gelmiştir. Sosyal medya uzun zamanlar harcadığımız, sosyalleştiğimiz, bilgi edindiğimiz, içerik üretip tükettiğimiz alışveriş yaptığımız, hak aradığımız, eğlendiğimiz bir alan olmanın yanında olumsuz yanları ile de bir suçun kurbanı ya da zanlısına dönüştüğümüz bir mecradır. Sosyal medya, yapısı gereği kontrolünün çok zor olduğu, yasal yetersizlikler nedeniyle korunmanın da güçleştiği bir mecra olarak kullanıcıların bilinçli bir şekilde kendilerini korumak üzere dikkatli hareket etmesi gereken bir ortamdır. Bu durum sosyal medya okuryazarlığı kavramını ortaya çıkarmıştır. “Sosyal medya okuryazarlığı”, dijital mecralardan gelen mesajları seçme ve ayırt etme, sorgulama, analiz etme ve değerlendirme yeteneği ve becerisidir. Çalışma, sosyal medya okuryazarlığı kavramına çoklu bakış açılarıyla yaklaşarak konuya kavramsal bakış ve sosyal medyanın sosyal medya okuryazarlığına ihtiyaç duymaya neden olan sorunlarına ve çözüm yollarına bakış açılarını içermektedir.
Shiv Singh, Stephanie Diamond Sosyal medya pazarlamasında başarılı olmak için kullanabileceğiniz harika bir rehber
Sosyal medya pazarlaması müşterilerinize ulaşabilmek için kullanabileceğiniz hızlı, etkili ve masrafsız bir yoldur fakat bunun yanı sıra oldukça rekabetli ve sürekli
değişim hâlindedir. Bu kitap önemli kavramları, trendleri ve tavsiyeleri açık açık belirtip işinizi bir pazarlama üstadı gibi yönetebilmeniz için size uzman bir şekilde rehberlik yapacaktır.
• Etkileyici işler çıkarın! Sosyal medya pazarlamasında rakiplerinizi öğrenin, benzersiz sosyal medya sesinizi geliştirin ve başarılı kampanyaları hayata geçirin.
• Yerinizi belirleyin! Facebook, Twitter ve YouTube gibi sitelerin yanı sıra yeni ve gelişmekte olan sitelerde sosyal medya pazarlaması stratejilerini keşfedin.
• Eski olan her şey artık yeni! Sitenizde sosyal medya pazarlamasını uygulayın, özgün ve başarılı bir reklamcı olun, mobil bir kampanya geliştirin ve gerçek zamanlı pazarlama ile işlerinizi bir adım öteye taşıyın.
• Paranızın karşılığını fazlasıyla alın! Markanızın rekabetçi pazarda daha görünür hâle gelmesini sağlamak ve müşterilerinize ulaşabilmek için sosyal medya pazarlamasının ne kadar masrafsız ve etkili bir yol olduğunu keşfedin.
Kitabı açın ve
• Sosyal medya zihniyetine nasıl sahip olacağınızı,
• Bir içerik oluşturmayı ve bu içeriğin dağıtım stratejisi üzerine ipuçlarını,
• Pinterest ve Tumblr'ı neden dikkate almanız gerektiğini
• Niş ağlar ve çevrim içi topluluklar aracılığıyla kullanabileceğiniz pazarlama stratejilerini,
• Sosyal medya alanında nasıl ölçüm yapabileceğinizi,
• Sosyal medya yönetiminin içyüzünü,
• En sık kullanılan olmazsa olmaz sosyal medya araçlarını,
• Sosyal medya pazarlaması üzerine okumanız gereken blogları inceleyin.
Erdem Başhan, Fatih Sinan Esen, Ferihan Ayaz, Gizem Parlayandemir, Gül Dilek Türk, İbrahim Halil Yaşar, İhsan Eken, Nurettin Parıltı, Osman Çalışkan, Serkan Bayrakcı, Şebnem Özdemir, Ülkühan Bike Esen, Yeşim Esgin Günümüzde 8 milyara yaklaşan dünya nüfusunun yaklaşık yarısının sosyal medya kullandığı tahmin edilmektedir. İnsanın telgraf ile başlayan iletişim teknolojilerini kullanma yolculuğunun günümüzdeki durağı, sosyal medya olarak görülmektedir. Gittikçe daha hızlı bir şekilde dijitalleşen dünyada sosyal medya, insanları kuşkusuz ki hayatlarının her alanında etkilemektedir. Tüketici, müşteri, ebeveyn, iş insanı, sevgili, seçmen… Hangi kimliğe sahip olursa olsun insan, sosyal medya ile az ya da çok ilişki içerisinde bulunmakta, sosyal medyada birilerini az ya da çok etkilemekte, yine sosyal medyada birilerinden az ya da çok etkilenmektedir.
Bu kitap, sosyal medyanın insan ve kitle psikolojisi üzerindeki rolü ile ilgili teorik ve deneysel çalışmalardan oluşan bir seçki sunmaktadır.
Aslıhan Zinderen, Erdoğan Akman, Hakan Yılmaz, İbrahim Etem Zinderen, M.Ferhat Sönmez, Niyazi Ayhan, Savaş Keskin, Seçil Düztepe, Serpil Kır Elitaş, Sümeyra Ayık, Türker Elitaş Çevrim içi bireyi sosyal medyada rasyonel bir yön bulma/tanıma deneyimine çağıran bu rehber, modern geçmişin sahip olduğu geleceğin yetersizleşmesine karşı telafi içerir. Descartes'in ifade ettiği gibi; “Gelecek, insanlığın hızına yetiştiği zaman geçmişin artık bir geçerliği olmayacaktır!”. Sosyal medya insanlığı, “geçmişinin umduğu geleceğin” hızına yetişemediği bir jenerasyondur. Sosyal medya geleneksel olmadığı gibi, onun insanı da geleneksel değildir. Dolayısıyla geçmişin tahayyül ettiği gelecek yerine yeni bir geleceği tercih etmiştir. Bu rehber, sosyal medyanın hızını bir metnin zamansallığında durduran tarihsel ve kültürel bir yol gösterici olmayı da amaçlar. Tanıttığı platformlar ve onların birbirleriyle ilişkisi üzerinden sosyal medyanın geleceğine ilişkin bir geçmiş/tarih kurmayı dener.
A. Bahadır Darı, Atalay Bahar, Ayşen Yalman, Demet Yalçın, Dilara Nergishan Koçer, Duygu Odabaşı, Ebru Sönmez Karapınar, Esra Demirci, Fatma Yiğit Açıkgöz, Gizem Parlayandemir, Gül Dilek Türk, Hüseyin Aşkın, İbrahim Halil Yaşar, Osman Çalışkan İletişim, toplumla var olan, toplumla birlikte gelişen ve değişen bir süreçtir; toplumsal değişimlere paralel şekillenir. Sosyal medya, toplumsal bir iletişim sürecidir ve toplumsallaşmanın sanallaşmış biçimidir. Yüz yüze iletişimden bugün sanal iletişime kadar ilerleyen; her hâli ve şekli ile hayatımızda yer alan iletişim, günümüzde özellikle COVİD-19 pandemisi ile yoğun olarak kullanmaya başladığımız sosyal medya biçimiyle de hayatımızın merkezinde yer alır. Pandemi nedeniyle eve kapandığımız, tüm sosyalleşme etkinliklerimizi ve hayata dair tüm süreçleri dijital hâli ile yaşadığımız günümüzde, insan ve topluma dair hemen hemen tüm konular sanallaşarak ve sosyal medyanın da etkisi ile kitleselleşerek fiziksel dünyadaki hayatımızın sanallaşan versiyon hâlini almıştır. Sanal toplum hâline gelen sosyal medyaya dair cevaplar sunmayı amaçlayan bu kitap, sosyal medya ve toplumsallaşma süreçlerine yönelik olarak toplumsal yaşamı oluşturan, topluma dair olan ve sosyal medyaya taşınarak sanal yaşamlarımızı ve gündemlerimizi de belirleyen süreçleri içeren başlıklardan oluşmakta ve sosyal medyanın sosyolojisine yönelik farklı bakış açıları sunmaktadır.
Pelin Vardarlıer Günümüzde bilgi teknolojilerinin ve dijital medya anlayışının hızla gelişmesiyle birlikte yeni medya iletişim araçlarından sosyal medya kavramı, işletmeler için önem kazanmıştır. İşletmelerin de sosyal medya araçlarını kullanırken belirledikleri stratejileri, uzun vadeli ve amaçlarına uygun olarak şekillendirmeleri gerekmektedir. 2015 yılında “Sosyalika” adıyla yayınlanan kitabımda, sosyal medyanın insan kaynakları alanında kullanılmasından ve etkisinden bahsedilmektedir. Bu kitapta ise, sosyal medyanın pazarlama alanında etkin kullanılması, işletmelerin sosyal medyada yer alma stratejileri, pazarlama ve marka yönetimi çalışmaları anlatılmaktadır. Kitabın amacı, sosyal medya stratejilerini yapılan uygulamalar üzerinden açıklayarak sosyal medya pazarlamasının işletmeler için önemini ve bu alanda yapılmış en iyi sosyal medya uygulamalarını ortaya koymaktır.
Ceren Bilgici Günümüzde dünyanın dört bir yanında; farklı düzen ve şartlarda yaşayan, farklı kültürlerden, farklı geçmişlerden, farklı hayat tarzlarını benimsemiş milyarlarca insan, her gün sosyal medya kullanmaktadır. Sosyal medya; teknolojik bir altyapı üzerinde işleyen, kullanıcıların ürettiği içeriklerle şekillenen, insan odaklı bir ortamı ifade etmektedir. Gündelik yaşamın içerisinde kullanılan her teknoloji, her araç ve her ortam gibi sosyal medya da zihinlerimizi ve tercihlerimizi şekillendirmektedir. Bireylerin sosyal medya ile olan ilişkisinde; internet altyapılarının, mobil iletişim cihazlarının, yapay zekânın ve algoritmaların oldukça belirleyici olduğu söylenebilmektedir. Bu kapsamda, sosyal medyayı derinlemesine anlayabilmek için teknolojinin gelişimini, sosyal medya platformlarının arka planında çalışan sistemleri ve bireyin değişen beklenti ve alışkanlıklarını ele almak gerekmektedir.
Sosyal Medya, Teknoloji ve Toplum kitabı, sosyal medyayı yalnızca gündelik yaşamda karşılaşılan ekranlar ve içerikler olarak algılamaktan uzaklaşarak teknoloji, toplum ve birey ekseninde farklı katmanlarıyla ele almayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede kurgulanmış olan bu kitap, teknolojinin sosyal medyanın işleyişindeki rolü ile birey ve toplum üzerindeki etkilerini kapsamlıca düşünerek bu platformların mevcut düzendeki yerini anlama ve sorgulama çabasının bir parçası olarak değerlendirilebilmektedir.
Neda Alipour, Erkan Oktay, Üstün Özen, Hadi Pourmousa, Rahime Ulusoy Sosyal medya günümüzde geleneksel medyayla rekabet edecek seviyeye ulaşmıştır. Geleneksel medyadan farklı olarak iki yönlü iletişim bulunduğundan kullanıcıların katılımına ve düşüncelerini paylaşmalarına imkân sağlamaktadır. Ancak sosyal medyanın sağladığı ifade özgürlüğü antidemokratik devletlerde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Bunların başında sosyal medyadaki dezenformasyon gelmektedir. Kullanıcılar birçok konuda yanlış bilgi paylaşarak diğer kullanıcıların yanlış yönlendirilmesine yol açabilmektedir. Bu tür yönlendirmeler sağlık, seçimler, ayrımcılık gibi hassas konularda ciddi sonuçlar doğurabilmektedir.
Sosyal medyada yaratılan dezenformasyon, hükûmetlerin ve sosyal medya şirketlerinin fikir birliği içinde çözülmesi gereken bir konudur. Aksi takdirde yasakların önü açılabilir ve sosyal medya, demokratik olmayan yönetimlerde baskı bahanesi olarak kullanılabilir.
Bu çalışmada; üniversite gençliğinin sosyal medyada dezenformasyonla karşılaşma sıklığı ölçülmüş, öğrencilerin sosyal medyada dezenformasyonla karşılaşma yoğunluğunu etkileyen faktörler incelenmiştir. Sosyoekonomik faktörler, çeşitli sosyal aktivitelere katılım, sosyal medyanın hangi amaçla ve ne sıklıkla kullanıldığı, dezenformasyonun potansiyel psikolojik ve sosyolojik zararlarına inanç, sosyal medyanın dezenformasyona açık oluşuna inanç ve sosyal medyada güvenin sosyal medyada dezenformasyon algısına etkileri incelenmiştir.
Ahmet Neca Gökgül, Ali Yıldırım, Ayşenur Akyazı, Azime Ayşenur Çelimli, Belgin Yazıcı, Ebru Kaya, Gözde Şahin, İrfan Cirit, Mehmet Kaplan, Mehmet Tayfur, Mustafa Sadakaoğlu, Mutlu Tokmak, Rukiye Turgut, Serpil Seda Şimşek, Sertaç Kaya, Sevda Bozkurt, Sevilay Bulut, Şükrü Arslan, Sosyal medyada dilin ve iletişimin inşası ve Türkçenin sosyal medya aracılığıyla yeniden üretimi, bu kitabın asıl konusudur. Kitapta, sosyal medya kullanan bireysel kullanıcıların ve kurumların sosyal medyada inşa edilen dili nasıl kullandığı, hedef kitlelerle ve diğer kullanıcılarla bu dil üzerinden nasıl haberleştiği ve bu dilin günlük yaşama ve anlam üretimine sirayet eden yapısı araştırılmaktadır.
Atalay Bahar, Damla Karşu Cesur, Erdem Varol, Esra Büdün Aydın, Gonca Şükriye Bozkurt, Gül Dilek Türk, Mert Susur, Merve Çelik Varol, Müge Bekman, N. Hanzade Uralman, Ömer Aydınlıoğlu, Serhat Yetimova, Şeyda Barlas Bozkuş, Yelda Özlem Kölgelier Covid-19 pandemisi, tüm dünyayı etkisi altına alarak küresel çapta hem sosyal hem de ekonomik değişim ve krizlere neden olmuştur. Bu süreçte sosyal medyaya adapte olarak dijital pazarlamaya yönelen kuruluşlar, krizi fırsata çevirerek bu; süreci daha az kayıpla atlatmıştır. Başarılı bir sosyal medya yönetimi kurumsal marka ve itibarın yaratılmasını ve güçlendirilmesini, kuruluşun kendini daha iyi ifade etmesini ve tanıtmasını, böylelikle hedef kitle nezdinde bilinirliliğinin artmasını, sosyal sorumluluk projeleriyle paydaşlardan destek alınmasını, rekabet ortamına ayak uydurmayı, daha samimi ve hızlı etkileşimle duygusal çekicilik yaratılarak hedef kitle tarafından seçilmeyi, ürün ve hizmetleri daha az maliyetle tanıtmayı, hedef kitlenin kendisini kuruluşa daha yakın hissetmesini, marka değerinin yükselmesini sağlamaktadır. Yapılan paylaşımların gündemle ilişkili olması, sosyal sorunlara duyarlılık ve katkı taşıması; marka değeri, güvenilirlik, sektörde liderlik gibi unsurların içeriklerde öne çıkarılması; çözüm odaklı, uzlaşmacı bir yaklaşımın sergilenmesi kurum ve marka itibarının sürdürülebilirliğini olumlu yönde etkilemektedir. Bu kitap ile kuruluşlara, marka ve itibar yönetiminde sosyal medyayı nasıl kullanmaları gerektiğine yönelik olarak reklam, marka sadakati, kişi ve kurum markası yaratma, sosyal sorumluluk, etik, kriz yönetimi, imaj restorasyonu, dijital pazarlama gibi alanlarda başarılı marka örnekleri üzerinden fikir vermek ve kılavuz görevi görmek, sosyal medyanın kullanımına yönelik yaklaşımlarla alana katkı yapmak amaçlanmıştır.
Ayben Ceyhan Kitapta dijital pazarlama, sosyal medya pazarlaması, marka bağlılığı ve satın alma niyeti konularının yanı sıra, tüketicinin artık üretici olduğu sosyal medyada, markaların uyguladıkları sosyal medya pazarlama uygulamalarına ilişkin tüketici algısının, marka bağlılığı ve satın alma niyetine etkisinin ortaya koyulduğu kapsamlı bir çalışmaya yer verilmiştir. Instagram'da belirli bir markayı takip eden 1078 kullanıcıyla yapılmış olan bu çalışma, markaların sosyal medya pazarlama uygulamalarını oluştururken, bu uygulamaların tüketicide oluşturabileceği algıların marka bağlılığı ve satın alma niyetini ne yönde etkileyebileceği konusunda fikir sahibi olabilmeleri için faydalanabilecekleri ve akademik dünyanın da bu alandaki çalışmalarına ışık tutabilecek bir kaynak olarak sunulmaktadır.
Ali Kıvrak, Aslı Gözde Akış, Cihan Çakır, Emel Birol, Fatih Tezcan, Gülüzar Sönmez, Ömer Faruk Koçak, Rüstem Erdem, Songül Omur, Yasin Söğüt, Yeşim Esgin Kitap içeriği, yeni medya çalışmalarının tarihsel gelişim süreçleri kapsamında karşılaştırmalı örnekler üzerinden oluşturulmuştur. Kitap; “kimlik ve tüketim”, “iletişim teknolojileri ve örnek kavramlar”, “reklam ve kullanım pratikleri” olmak üzere üç ana başlık altında temellendirilmiştir. Buradaki akademik yaklaşım, eleştirel bakış açısıyla hazırlanmıştır. Türkiye’nin farklı üniversitelerinden, alanlarında uzman akademisyenlerin katılımlarıyla özellikle kimlik, reklam ve tüketim konularında iddiası olan ve alanında yeni önermelerde bulunan bu çalışmaların literatüre katkı sağlayacağı umut edilmektedir.
Sinem Yeygel Çakır Günümüzün imajlarla çevrili dünyasında bireyler sadece kişilerarası iletişim bağlamında ilişki ağlarını kurmakla kalmamakta, markalar da bireyler için kendi kişiliklerini tanımladıkları ve iletişim kurdukları yapıları oluşturmaktadır. Pazarlama iletişimi stratejileri ile markalara kazandırılan kimlikler, onları soyut ve somut değerler açısından tanımlanabilen yapılara kavuşturmakta, bu durum da birer tüketici olan bireyler için iletişim kurulabilecek yeni tarafların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bilgi iletişim teknolojileri; özellikle markaya rekabet üstünlüğü sağlamak, çok işlevli yapıları ile işletmeler için pazarlama ve pazarlama iletişiminin birçok alanı ile ilgili çok yönlü aktiviteleri gerçekleştirebilmek fırsatını sunmak, yeni nesil teknoloji ile uyum içindeki hedef kitleleri yakalamak ve onları teknolojinin etkileşimli yapısı ile pazarlama iletişiminin sadece hedefi değil süreçte mesajı oluşturan kaynak haline de getirerek hem üreten hem tüketen konumunu kazandırmak (sosyal medya uygulamaları ve kullanıcı merkezli reklam içerikleri vb.) ve pazarlama iletişiminde mesajın gücünü artıracak farklı medya kullanımlarına imkan vermek gibi birçok avantajı markalara sunmaktadır. Dile getirilen bu temel kapsam bağlamında oluşturulan kitap çalışması, pazarlama iletişimi sürecine bilgi iletişim teknolojilerinin meydana getirdiği yeni boyutları ortaya koymayı amaçlayan sekiz bölümden oluşmaktadır. Söz konusu bölümler; e-pazarlama karması ve e-pazarlamanın stratejik boyutu, bilgi çağında yenilik ve teknolojinin bu yeniliklere etkisi, sosyal medya ve bir sosyal medya unsuru olarak blogların pazarlama iletişimi ve halkla ilişkiler sürecine etkileri ile kurumun tanıtım elçileri olarak da görülen çalışanların blogları kullanma nedenleri, internette kullanıcıların ürettiği reklam içerikleri ile teknolojinin internet reklamcılığına etkisi ve teknolojinin katkısı ile ortaya çıkan üç boyutlu sıra dışı reklamlar (ambient medya) konularından oluşmaktadır.
Tolga Çelik "MAXQDA is a leading software in social media analysis and provides an effective solution, especially for Twitter analysis. In this promotional article, I will highlight the Twitter analysis features of MAXQDA and explain why users should choose MAXQDA.
MAXQDA is a powerful tool for analyzing large datasets on Twitter and obtaining valuable insights. This software can collect millions of tweets shared on Twitter and process them using various analytical methods. MAXQDA offers analysis techniques such as data discovery, text mining, and sentiment analysis for researchers, academics, students, or social media experts who want to perform Twitter analysis.
MAXQDA has a user-friendly interface and offers a range of tools that expedite the analysis process. The software includes important features such as automatic labeling, thematic analysis, social network analysis, and content analysis. Additionally, you can classify and filter data using customizable filters such as hashtags, users, and keywords.
MAXQDA is also supported by powerful visualization tools. This allows you to present your Twitter analysis results in meaningful graphs, diagrams, and tables. As a result, you can easily understand the data, identify trends, and make strategic decisions.
In conclusion, MAXQDA is an effective software solution for Twitter analysis. You can use MAXQDA's tools to analyze social media data, understand and interpret user sentiments. With its user-friendly interface, powerful analysis features, and visualization tools, MAXQDA is an excellent choice for anyone who wants to perform Twitter analysis."