Sosyal Bilgiler Öğretmenliği \ 2-2
Eray Alaca, Tercan Yıldırım Türkiye’de ilk kez 1968 tarihli ilkokul öğretim programında yer alan Sosyal Bilgiler dersi, uygulamadan olumlu sonuç alınması üzerine ortaokulların programında da yer almıştır. Ardından programlara paralel olarak ilk kez Sosyal Bilgiler ders kitapları da yazılmış ve öğrenime alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından kabul edilen Sosyal Bilgiler öğretim programları ve ders kitapları zaman içerisinde eğitim alanındaki gelişmelere paralel olarak değişim ve dönüşüm geçirmiştir. Bu eserde Sosyal Bilgiler öğretim programları ve Sosyal Bilgiler ders kitapları ayrıntılı olarak verilirken, aynı zamanda Sosyal Bilgiler dersinin tarihsel süreci de verilmiştir. Siyasi iktidarların değişimi ile değişen eğitim politikaları ekseninde Sosyal Bilgiler dersinin öğretim programlarına eklenmesi ve/veya programlarından çıkarılmasının sebepleri ve sonuçları üzerinde durulmuştur. Böylece alana yönelik çalışma yapan başta akademisyenlere, öğretmenlere ve öğrencilere katkı sunmak amaçlanmıştır.
Ayça KARTAL, Ayşegül ALAZ ŞEYİHOĞLU, Cemal AKÜZÜM, Elvan YALÇINKAYA, Erol KOÇOĞLU, Nilgün DAĞ, Özlem ULU KALIN, Ramazan SEVER, Salih USLU, Soner ALADAĞ, Vedat AKTEPE, Zeynep BAŞCI NAMLI Bu kitap, sosyal bilgiler öğretimi konusunu, kuramsal ve uygulamalı bir biçimde ele almayı amaçlamaktadır. Sosyal bilgiler eğitimi, çok boyutlu bir biçimde ele alınmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte son yıllarda eğitim alanında ortaya çıkan çağdaş ve yeni yaklaşımlar bu kitaba yansıtılmak istenmiştir. Kitapta sosyal bilgiler ile ilgili temel kavramlara, sosyal bilgiler eğitiminin tarihçesine, sosyal bilgilerdeki temel disiplinler ve çalışma alanlarına, sosyal bilgilerde okuryazarlığa, sosyal bilgiler öğretim programına, yöntem ve tekniklerine, öğretim materyallerine, beceri, değer, demokrasi ve insan hakları eğitimine, sosyal bilgilerde ölçme ve değerlenme konusuna yer verilmiştir.
Sınıf ve sosyal bilgiler öğretmenlerinin, sosyal bilgiler öğretimi ile ilgili dersleri yürüten akademisyenlerin ve dersleri alan öğretmen adaylarının kullanabileceği çok sayıda materyali ve etkinlik örneklerini de kapsamaktadır. Kitabın ortaya çıkmasında çeşitli üniversitelerde görev yapmakta olan birçok akademisyenin katkısı ve desteği olmuştur. Kitaba yazılarıyla katkı sağlayan tüm akademisyenlere teşekkürü bir borç biliyoruz. “Sosyal Bilgiler Öğretimi” adlı eserimizin, sosyal bilgiler camiası başta olmak üzere bütün eğitim camiasına katkı sağlamasını ümit ediyoruz.
Abdullah Cevdet Kırıkçı, Ahmet Katılmış, Banu Boğazlıyan, Cemil Öztürk, Döndü Özdemir Özden, E. Özlem Yiğit, Ersin Topçu, Esra Özcan, Ferhan Şahin, Gökhan Önal, Gülten Yıldırım, Hıdır Karaduman, Hülya Çelik, İrem Pamuk, Kerem Çolak, Mehmet Gültekin, Selda Şan, Seval Naci, Şule Egüz, Tuğba Kafadar, Yakup Ayaydın, Zafer İbrahimoğlu Sosyal bilgiler öğretiminin yaklaşık bir asırlık tarihi bulunmaktadır. Tarih, coğrafya ve vatandaşlık bilgisi dersleri varken onların yerine böyle bir derse ihtiyaç duyulması, 20. yüzyılın başlarında Batı’da ortaya çıkan yeni sorunlarla başa çıkabilecek vatandaş yetiştirme zaruretinden kaynaklanmıştır. İlerlemeci felsefenin önermelerini benimseyen sosyal bilgiler dersi, okulların birer demokratik toplum modeli hâline gelmesini amaçlamıştır. Fakat bu ideale bugün bile ulaşılmış değildir.
Türkiye, sosyal bilgiler dersleriyle 1968 yılında tanışmıştır. Emekleme aşamasında bir sanayi, köyden kente göç, çarpık kentleşme, askerî müdahale ve muhtıralarla güdümlü bir demokrasi, terörize olmuş eğitim ve bilim kurumları gibi sorunların çözülmesine bu dersin katkıda bulunması beklenmiştir. Bu dersin çözülmesine katkıda bulunması beklenen sorunlardan bazıları olmuştur. O günden beri bu konulardan bazıları sorun olmaktan çıkmış, bunların yerini yenileri almıştır. Bilişim Devrimi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu yıllardaki vatandaşlık anlayışını kökünden değiştirmiştir. Hak ve görevlere odaklı vatandaşlık anlayışının yerini vatandaşlık yeterliliklerine odaklı yeni türler (finansal, dijital, bilimsel vd.) almıştır. Sosyal bilgiler son yıllarda dünyadaki gelişmeleri izleyerek olumlu gelişmeler kaydetmiştir. Bunlardan en önemlisi sosyal bilgilerin bir bilim dalı hâline gelmesi, ilgili alan yazının zenginleşmesidir.
Bu kitap, zenginleşen alan yazından da faydalanarak sosyal bilgiler öğretimi alanına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Alanın uzmanlarına, öğretmenlere, öğretmen adaylarına ve genel okuyuculara katkıda bulunması dileğiyle…
Adnan Altun, Ahmet Öztürk, B. Ünal İbret, Baysal Güngör, Burcu Kaymak, Cemil Cahit Yeşilbursa, Enes Subaşı, Fatma Beyza Açıl, Gökçe Kılıçoğlu, Gözdegül Arık Karamık, Gülendam Aktaş, Gülten Kocaağa, Harun Er, Hatice Gedik, Hatice Kara, Hilal Mert, Hüseyin Acar, Kenan Demir, Nadire Emel Akhan, Osman Sabancı, Sabahat Burak, Sabri Sidekli, Saim Turan, Saim Turan, Samet Çiçek, Sedat Altaş, Selahattin Kaymakcı, Serpil Demirezen, Tuğba Sömen Sosyal bilgiler, temel eğitim kademesinde disiplinlerarası bir yapı ile öğrencilerin yaşadığı çevreyi, ülkesini ve dünyayı geçmiş, bugün ve gelecek bağlamında tanımalarını sağlayan, konusunu insan ve toplumdan alan bir öğretim programıdır. İçeriği itibarıyla hayatın tam olarak kendisini yansıtmaktadır. Bu açıdan düşünüldüğünde insan ve toplum yaşamındaki değişimin, gelişimin ve dinamizmin sosyal bilgiler alanına yansıması kaçınılmazdır. Nitekim 2018 yılında güncellenerek uygulamaya konulan Sosyal Bilgiler Öğretim Programı ve öğretmenlik lisans programı, beraberinde yenilikler getirmişlerdir.
Sosyal Bilgiler Eğitiminde Alternatif Konular isimli bu kitap, alanımızdaki yenilikler ve gelişmeler ışığında sosyal bilgiler eğitimine ilişkin alternatif çalışma alanlarını ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır. Kitapta yer alan bölümler, zengin bir literatürle birlikte uygulamaya yönelik etkinlikleri de içermektedir. Bu açıdan kitabın sosyal bilgiler eğitimi alanındaki akademik çalışmalara katkı sağlaması yanı sıra sosyal bilgiler öğretmenleri için de bir başvuru kaynağı olarak alanımıza katkı sağlamasını umuyoruz.
Mutlu Aksoy Ülkemizde, son yıllarda sık sık güncellenen öğretim programlarında, salt bilgi aktarımı ve ezbere dayalı geleneksel eğitim anlayışından uzaklaşılarak, değişen dünya koşullarına ve çağın gerekliliklerine uyum sağlayabilecek etkin vatandaşların yetiştirilmek istenmesi önemli bir adımdır. Burada en büyük görev ve sorumluluk, öğretim programlarının uygulayıcıları olan öğretmenlere düşmektedir. Öğretmenlerden, öğrencilerin fikirlerini korkmadan ve özgür bir şekilde dile getirebileceği öğretme/öğrenme ortamları oluşturması beklenmektedir. Öğretmenlerin bu idealize edilen ortamları oluşturabilmeleri ancak sınıf içi iletişim ve etkileşimi düzenleyen güncel ve geçerli eğitim yaklaşımlarından haberdar olmaları ile mümkündür. Bu kitapta öncelikle iletişim ve etkileşimin ne olduğu, eğitim-öğretimde özellikle sınıf içerisinde nasıl gerçekleştiği irdelenmiş, sonrasında sınıf içi iletişim ve etkileşimi olumlu yönde geliştireceği düşünülen İletişimsel Yaklaşım Modeli'ne ve sosyal bilgiler öğretimindeki uygulamalarına yer verilmiştir.
Abdulkadir Ergün, Arzu Cantürk, Aslıhan Gez Çinpolat, Ayşegül Yılmazer, Ceylan Akcan, Engin Zabun, Erkan Yeşiltaş, Gülşah Şeker, Mustafa Doğan, Nagihan Evci, Selman Ablak, Tuğba Yaman Değerli Okuyucu,
Özverili bir çalışma sürecinin ürünü olarak ortaya konulan bu eserde değerler eğitimi, değerlerin sınıflandırılması, farklı ülkelerin sosyal bilgiler dersi öğretim programlarında değe rler eğitimi, Cumhuriyet'in ilanından günümüze Türkiye'de öğretim programlarında değerler ve değerler eğitimi, sosyal bilgiler ve değerler eğitimi, sosyal bilgiler ve karakter eğitimi, değerler eğitimine yönelik öğretim materyalleri ve etkinlik örneklerine yer verilmiştir.
Bu eser “Değerler Eğitimi” kapsamında yürütülen lisans ve lisansüstü dersler için, değerler eğitimine yönelik çalışma yapan araştırmacılar için ve konuya merak duyan okurlar için kaynak teşkil etmesi düşüncesiyle hazırlanmıştır.
Ali Meydan, Aziz Erkan, Bahri Ata, Barış Kaya, Bayram Tay, Hacı Duran, Hakan Akdağ, Handan Deveci, İbrahim Sarı, Kadir Ulusoy, Mustafa Günay, Nadire Emel Akhan, Refik Turan, Serdarhan Musa Taşkaya, Tuğba Yanpar Yelken Sosyal bilgiler öğretmenliği programında, birinci sınıf öğrencileri için sosyal bilimler/sosyal bilgiler, sosyal bilimlerin gelişimi, sosyal bilimler
disiplinleri, bu disiplinlerin sosyal bilgiler öğretimindeki yeriyle ilgili aday öğretmenlere bilgi ve deneyim sağlayacak Sosyal Bilgilerin Temelleri adlı bir ders bulunmaktadır.
Bu derse kaynaklık etmesi amacıyla, dersin içeriğine uygun, açık ve anlaşılır bir çalışmanın, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının eğitimine katkı sağlayabileceği ümidiyle bu eser hazırlanmıştır.
Bu eserde yazar arkadaşlarımız “Sosyal Bilgiler” öğretmen adaylarına, sosyal bilimlerin/sosyal bilgilerin anlam, tarih, felsefe ve pedagojik yönlerini tanıtmayı amaçlamaktadırlar. Bu eserde; sosyal bilimlerin temelini oluşturan tarih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji, psikoloji, antropoloji vb. bölümler yer almaktadır.
Uğur Özgöker - Erdoğan Mert Doğrudan demokrasinin, nüfusun artışı ve coğrafi genişlemeler dolayısıyla teknik olarak imkânsızlaştığı, çözüm olarak temsili demokrasiye geçildiği bilinmektedir. Ancak temsili demokrasi, halkın yönetime katkısını çok ciddi oranda kısıtlamaktadır. Fakat sanayi çağını da aşarak bilgi çağına ulaşmış olan dünyamızın özellikle bilgisayar ve internet teknolojilerindeki gelişmelerle “global bir köy”e dönüştüğü sıkça dillendirilir olmuştur.
Malların ve hizmetlerin serbestçe dolaşması, ticari faaliyetlerin sınırları aşarak dünyayı globalleştirmesi, modern dünya vatandaşları için bir gurur vesilesi olmuştur. Aynı şekilde bilginin de sınır tanımaksızın dünyayı köyleştirmesi de bir gurur vesilesi olmaktadır. Şu hâlde, herhangi bir köyde doğrudan demokrasinin uygulanabileceğine kimse itiraz etmediğine göre, dünya isimli köyde de doğrudan demokrasinin muteber kılınmasının zamanı gelmiştir. Elbette “Antik Yunan doğrudan demokrasisi”nin şekil şartlarını yerine getirmek mümkün değildir, şart da değildir. İnsanları bir arenaya toplamak, onların belli sürelerde konuşma yapmalarını sağlamak, onlara bu toplantılara katılmalarını teşvik etmek için ücret vermek gibi zamana özgü uygulamaların yapılması amaçlanmıyor. Günümüz bilgisayar ve internet teknolojisi ile bundan çok daha sağlıklı bir model kurularak doğrudan demokrasinin temel şartları sağlanabilir. Teknolojinin insan hayatını kolaylaştırma işlevini yerine getirdiği için sürekli geliştiğini kabul edersek, yönetim sistemleri üzerinde uygulanacak tekniklerin de verim alındıkça geliştirileceğini, teknikler geliştikçe yönetim sistemlerinin de paralel olarak gelişeceğini öngörmek zor değildir.
Dünyada çok küçük bir azınlık dışında doğrudan demokrasiyi tecrübe eden bulunmadığı için “Doğrudan demokrasi nedir, temsili demokrasiye göre artısı nedir?” sorusunu herkesin anlayacağı örneklerle cevaplamak ve bu kavramı somutlaştırmak gerekir: Temsili demokrasi, tuttuğunuz takımın maçını televizyondan izlemek gibidir. Bir oyuncu değişikliğiyle takımınızın kolayca galip geleceğini düşünüp oturduğunuz yerden haykırabilirsiniz. Sizi hiç kimse duymaz. Çok büyük uğraşılar sonunda ve uzun bir zaman sonra fikrinizi teknik direktöre iletmeniz mümkün olabilir belki ancak artık zaten söyleyeceklerinizin anlamı kalmamıştır zira maç bitmiş, iş işten geçmiştir. Doğrudan demokrasi; maçı sahadan, yedek kulübesinden hatta teknik direktörün yanından izlemek gibidir. Önerinizi teknik direktöre anında iletebilirsiniz. Sizi dinlemezse o anda tüm seyircilerin katıldığı bir oylama isteyebilir, önerinizi stat hoparlöründen anons edebilir, oylamada çoğunluk fikrinizi desteklerse teknik direktörün istediğiniz oyuncu değişikliğini yapmasını sağlayabilirsiniz.
Ayşen Bakioğlu Eğitim yönetimi, toplumun hemen hemen her kesimini ilgilendirmekte olup bulunduğu toplumdan etkilenmekte ve aynı zamanda toplumu da etkilemektedir. Günümüzde yaşanan hızlı değişimler, eğitimi ve eğitim örgütlerini de değişmeye zorlamaktadır. Bu durum, eğitim yönetiminin de değişimlere ayak uyduracak bir yapıda olmasını gerektirmektedir. Gerek toplumun gerekse bireyin eğitim ihtiyacını ve talebini karşılamak için eğitim örgütlerinin çağdaş yönetim yaklaşımları ve bilimsel bilgiler ışığında yönetilmesi önemlidir. Bu kitapta eğitim yöneticisi, okul yöneticisi, okul yönetici yardımcısı, zümre başkanı, rehber öğretmen, sınıf ve branş öğretmenlerine okul ve sınıf yönetiminde gereken anlayış, bilgi, beceriler sunularak ülkemiz eğitim sisteminin güncel boyutları irdelenmektedir.
Kitapta; eğitim yönetiminin teori ve uygulama alanları, eğitim yönetimi modelleri, eğitim yönetiminin temel felsefesi ve değerleri, eğitim yönetiminin politika alanları ve okula dayalı eğitim yönetimi anlayışı hakkında temel kavramlar ve bakış açıları tanıtılmıştır.
Sürekli öğrenen, araştıran ve inceleyen, daha iyi öğretim gerçekleştirmeyi ve öğrencilerinin daha iyi öğrenmesini amaçlayan eğitim yöneticisi ve öğretmenler, hem Türk eğitim sistemini geliştirmeye ilişkin fikirler üretecek hem de okullarındaki öğrencilerinin yetenek ve ilgilerinin en üst noktasına çıkmalarını sağlayabileceklerdir.
Bu kitabın; eğitim yöneticisi ve öğretmenlerin kendi gelişim süreçleri üzerine daha derin düşünceler üretmelerine ve profesyonel gelişim ihtiyaçlarına cevap vermelerine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Ahmet Kanlıdere, Ahmet Yüksel, Ali Ahmetbeyoğlu, Emine Dingeç, Emine Erdoğan Özünlü, Erkan Göksu, Haşim Şahin, Kürşat Yıldırım, Muallâ Uydu Yücel, Müslüme Melis Çeliktaş, Ömer Soner Hunkan, Serkan Yazıcı Takriben MÖ 2500 yıllarından 20. yüzyılın başına kadar uzanan geniş yelpazede Türk Tarihi ve Kültürü'nü “etrafını câmi, ağyarını mani” bir şekilde ele almaya çalıştığımız bu kitap, hem lisans öğrencileri için hem de konuya ilgi duyan ve temel düzeyde bilgi edinmek isteyenler için hazırlanmıştır. Türklerin kökeni ve ilk yaşam alanlarından tarihte kurdukları ilk devlete, İslam ile tanışmalarından ilk Müslüman Türk devletlerine, Anadolu'da filizlenen Türk varlığından üç kıtaya hükmeden Osmanlı Devleti'ne kadar Türk tarihinin dönüm noktaları ile bu siyasi yapılara ait devlet teşkilatı ve kültür hayatını, alanın uzmanı hocaların kaleminden okuyacaksınız…
Füsun Baykal, Güven Şahin ve , İsmet Akova, Mehmet Akif Ceylan, Mehmet Bayartan, Mesut Doğan, Mustafa Kahraman, Muzaffer Bakırcı, Nuran Taşlıgil, Özlem Sertkaya Doğan, Selma Akay Ertürk, Süheyla Balcı Akova, Süheyla Üçışık Erbilen Türkiye gibi dinamik bir ülkenin hemen her alanda kısa sürede hızlı bir değişim ve de dönüşüm içinde olması, araştırmacıların da bu hıza ayak uydurmasını gerektirmektedir. Gerek araştırmanın kendisi gerekse araştırma sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması ancak bu değişime paralel hareketle mümkündür. Coğrafya’nın araştırma konuları içerisinde Beşeri ve İktisadi Coğrafya’'nın tüm alt başlıkları en değişken konuları kapsamaktadır. Nüfus, enerji, tarım, madenler ve siyasi gelişmeler gibi çoğu husus kısa sürede büyük değişimler gösterebilmektedir. Bu da söz konusu alanlarda araştırma yapanların sürekli güncelin peşinde olmasını gerektirmektedir. Günceli takip ederken de geçmişte olan durumla bağlantı kurularak kronolojik gelişimin izahı ayrıca önem arz etmektedir. Türkiye’nin bu anlamda her türlü beşeri ve iktisadi hususta irdelenmesi ülkenin mevcut durumu ve geleceğe yönelik yapılması gerekenler noktasında temel bilgileri sağlamaktadır. Bu çalışma da bir nevi Türkiye’nin fotoğrafını öğrencilere ve araştırmacılara sunmaktadır.
“Türkiye Beşeri ve İktisadi Coğrafyası” başlığıyla ortaya konulan bu eser geniş bir akademisyen kitlesi ile uzun soluklu bir sürecin sonunda ortaya konmuş, en güncel verilerle hazırlanmıştır. Eserde toplam 12 bölüm bulunmakta olup Türkiye Nüfus Coğrafyası, Türkiye Yerleşme Coğrafyası, Türkiye Tarihi Coğrafyası, Türkiye İdari Coğrafyası, Türkiye’nin Siyasi Coğrafyası, Türkiye’'nin Tarım Coğrafyası, Türkiye’nin Sanayi Coğrafyası, Türkiye Turizm Coğrafyası, Türkiye Enerji Coğrafyası, Türkiye’nin Maden Coğrafyası, Türkiye’nin Ulaşım Coğrafyası ve Türkiye’nin Ticaret Coğrafyası konularını içermektedir. Çalışma ortaya konarken üniversitelerin Coğrafya Bölümleri ile Ortaöğretim Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Bölümleri öğrencilerine Türkiye Beşeri ve İktisadi Coğrafyası kapsamında verilmesi gereken temel hususlar göz önüne alınarak hareket edilmiştir. Bununla birlikte çalışmanın kapsamı düşünüldüğünde Türkiye iktisadi hayatıyla alakalı araştırma yapanlara ve konuyla alakalı diğer akademik birimlere referans niteliğinde olabileceğini de belirtmek isteriz.

Ahmet Ertek, Ali Meydan, Ali Yiğit, Arife Karadağ, Cemalettin Şahin, Hamza Akengin, İrfan Kaygalak, Levent Uncu, Meryem Hayır Kanat, Mustafa Sağdıç, Mutlu Yılmaz, Nuriye Garipağaoğlu, Selma Akay Ertürk, Yüksel Güçlü Türkiye Coğrafyası ve Jeopolitiği kitabında, Türkiye coğrafyası hakkındaki bütün konular güncel veriler ışığında, araştırılarak bir araya getirilmiştir. Derleme ve orijinal bilgilerin birlikte yer aldığı kitap, özellikle eğitim fakülteleri için kaynak kitap olarak tasarlanmıştır. Ayrıca kapsamının genişliği nedeniyle coğrafya bölümlerinde okutulan Türkiye fiziki ve beşerî coğrafyası derslerinde de kaynak olarak kullanılabilir. Ders kitabı olmasının yanı sıra, Türkiye coğrafyası hakkında bilgi sahibi olmak isteyen herkese hitap eden bir içeriğe sahiptir.
Kitapta; Türkiye'nin arazisinin oluşumundan iklimine, bitki örtüsünden akarsuyuna, toprağından doğal afetlerine kadar fiziki coğrafya konuları basit ve yalın bir dille anlatılmıştır. Bu fiziki koşullarda gelişen nüfus ve yerleşme özellikleri güncel veriler ile işlendikten sonra; ülke ekonomisini oluşturan tarım, madenler ve enerji kaynakları, sanayi, ulaşım, turizm ve ticaret konuları neden sonuç ilişkisiyle açıklanmış ve Türkiye'de görülen doğal ortam sorunları ele alınmıştır.
Nâfi Atuf Kansu Nafi Atuf Kansu'nun Türkiye Maarif Tarihi adlı eseri, genç Cumhuriyet kadrolarının en çok önemsediği, ülkenin maarif meselesiyle ilgilidir. Eser, günümüzde de yaşanan birçok eğitimsel sorununun tarihsel kökenlerini göz önüne sermiş ve devralınan bakiyenin aslında çok da yeterli ol(a)madığı gerçeğini de bizlere göstermiştir.
Unutulmamalı ki tarih ders alanlar için asla tekerrür etmez. Eğitim tarihi de alınacak dersler ile doludur.
Mehmet GÜRDAL Uygarlıklar köprüsü soylu Anadolu toprakları; 10 bin yıldır 15 farklı medeniyete yurt olmuş ve bu coğrafya üzerinde, geçmişte yaşamış olan insanların meydana getirdiği eşsiz antik kentlere ve Türk-İslam sanat eserlerine sahne olmuştur.
İki bölüm ve on kesimden oluşan bu eserde, Anadolu'nun ''Prehistoryası'', ''Tarihi Çağları ve Uygarlıkları'' yanı sıra, Türkiye'nin bölgeler itibarıyla 81 ilin ''Turizm Varlıkları ve Özellikleri''ni; doğal, tarihi, kültürel, arkeolojik, mitolojik ve turistik açıdan akademik bir disiplin içinde ayrıntılı bir şekilde araştırmak, bölgesel haritalar ve toplam 113 adet renkli resim ile görsel olarak konuları her okur için daha da anlaşılır hâle getirmek başlıca amacımız olmuştur.
Ayrıca bu eser, Eğitim Fakültelerimizin ''Coğrafya Bölümleri''nin müfredat programlarına uygun olarak hazırlanmış ve önemli bir ihtiyacı karşılamayı amaçlamıştır.
Okurların talepleri üzerine genişletilmiş ikinci basımını gerçekleştirdiğimiz bu eserin; ülkemizde turizm eğitimi veren ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine, akademisyenlere, profesyonel turist rehberlerine, tur operatörlerine, seyahat acentelerine, Türkiye'yi gezip-görmek isteyen yerli ve yabancı ziyaretçilere ve ülkemizin ''Turizm Pazarlaması''nda etkin tanıtımına yararlı olmasını içtenlikle diliyorum.
Ersin Güngördü Bu eserin amacı; Turizm potansiyeli zengin olan ülkemizi Turizm Coğrafyası yönünde ele alıp tanımaktır. Çünkü Turizm faaliyetlerinde esas olan ülkemizdeki potansiyelin varlığını yani turist zenginliğini ortaya koymaktır. Ülkemizin turizm potansiyeli, iç ve dış kuvvetlerin (doğadaki) karşılıklı etkileşimi sonucu meydana gelmiştir. Beşeri potansiyel ise antik çağlardan beri yurdumuzda kurulan medeniyetlerin kültürel izleridir. Gerek doğal gerekse beşeri potansiyel bu dersin okutulduğu fakülteler ve yüksekokullarda öğrencilere Türkiye’nin Turizm coğrafyası dersi öğretilmek suretiyle gerçekleştirilmektedir. Bu maksatla bu kitabın Türkiye’nin tanıtılmasına az da olsa yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Seyithan Altaş İnsan aklı ve çabasıyla binlerce yıllık serüvenini sürdürmekte; ortaya koyduğu değerlerle dünü olduğu gibi bugünü de şekillendirmeye devam etmektedir. Geçmişi araştırmak tarih biliminin bir zorunluluğu, bir görevi olsa da bundan daha önemlisi tarihi yaratan insanın bugüne kadar ortaya koyduklarının kendi yaşantısını nasıl ve ne yönde değiştirdiğidir. İnsan binlerce, milyonlarca yıl önce mağara kovuklarında yaşarken, bugün lüks apartmanlarda yaşamaktadır ve uzayda yaşamayı düşlemektedir.
İnsanın dünya sınırlarını aşarak uzayın derinliklerine el attığı, aya ayak bastığı, yeni gezegenlerde hayatı aradığı bugün; gözlerimizi geriye çevirince, yeryüzünde uygarlığın nasıl başlayıp nasıl geliştiğinin hikâyesi daha da merak konusu olmaktadır. Kendisine kerpiçten ev, kenevirden elbise yaparak, yiyeceklerini pişirmek için ateş yakarak uygarlık yolunda ilk adımlarını atan insanlar, elbette ki bir gün bizim bugün eriştiğimiz seviyeye geleceklerini düşünemezlerdi. Bugün bizim de bundan milyonlarca yıl önce insanların nelere, nerelere ulaşabileceklerini düşünemediğimiz gibi...
Belma Barak, Birgül Küçük Turgut, Ebru Ocakcı, Emine Demirci, Emine Karasu Avcı, Erol Sözen, Esra Mindivanlı Akdoğan, Figen Cevger, Filiz Zayimoğlu Öztürk, Görkem Avcı, Gülşen Koçak, Hakan Örten, Halil Tokcan, Hıdır Karaduman, İhsan Ünlü, İlker Dere, Melike Faiz, Memet Kuzey, Meral Metin Göksu, Muhammet Avaroğulları, Murat Ekiçi, Okan Yetişensoy, Osman Samancı, Pelin Yıldırım, Selçuk Göçgen, Serpil Recepoğlu, Servet Üztemur, Şemsettin Akdeniz, Şerife Nur Akdeniz, Talip Öztürk, Tuğba Sömen, Türkan Çelik, Ümmühan Öner, Yavuz Değirmenci, Zafer Tangülü, Zeynep Taşyürek Günümüz dünyasında etkisini her alanda hissettiren değişim ve yenilenme hareketi, eğitim ve öğretim alanında da kendisini göstermektedir. Eğitim-öğretim sürecinde öğrenme ortamı, öğretim şekilleri, öğretim yöntemleri, strateji ve güncel öğretim teknikleriyle ilgili yeni gelişmeler akademik dünyada yerini almakta ve her geçen gün bunlara yenileri eklenmektedir. Bununla birlikte disiplinler arası bir yapıya sahip olan sosyal bilgiler eğitimi, bu yeni durumlardan en çok etkilenen programların başında gelmektedir. Ancak bu yenilenmenin pek çok soru işaretini de beraberinde getirdiği görülmektedir. Dolayısıyla günümüz eğitim anlayışı içerisinde öğrenci merkezli, uygulamaya dönük, yaparak-yaşayarak öğrenme ortamları benimsenmiştir. Bu sebeple her geçen gün bireyi süreçte aktif kılan yaklaşımlara duyulan ihtiyaç da artmaktadır. Eğitim anlayışındaki en güncel yaklaşımlar dikkate alınarak hazırlanan bu kitap; strateji, yöntem ve teknikleri uygulama örnekleriyle başta öğretmenler olmak üzere akademisyenler, lisans ve lisansüstü öğrencileri ve diğer eğitimciler için kaynak kitap niteliği taşımaktadır. Alanında uzman ve deneyimli akademisyenler tarafından hazırlanan bu eserin alana katkı sağlamasını temenni ediyoruz.
Ali Ergin Gümüş 1945 yılında 51 olan Birleşmiş Milletler'deki üye devlet sayısı, 1964'te 104'e, 1978'de 150'nin üstüne çıkmıştır. BM'nin bugün (2018) ise ikisi gözlemci statüsünde olmak üzere 195 üyesi vardır. Henüz bağımsızlıkları tanınmamış sömürge ülkeler, yarı sömürgeler (kolektif yönetilen ülkeler), fiilen bağımsız olmalarına rağmen tanınmamış ülkeler veya kısmen tanınan diğer ülkelerle birlikte bu sayı günümüzde 250'yi bulur. Oysa I. Dünya Savaşı'nın başladığı yıl bu sayı sadece 57 idi. Öyle görülüyor ki gelecek yıllarda bağımsız ülkelerin sayısı hayli artacak.
Kuşkusuz “Ülkeler Coğrafyası” kitaplarında bu kadar fazla ülkenin tamamına ayrıntılı olarak yer vermek oldukça güçtür. Bu nedenle elinizdeki bu kitapta seçilmiş 74 ülkeye ait detaylı, 13 ülkeye ilişkin özet coğrafi bilgi verilmeye çalışılmıştır.
Kaleme aldığımız bu kitap, başta üniversitelerimizin Coğrafya Bölümleri ile Eğitim Fakültelerinin çeşitli bölümlerinde okutulmakta olan lisans dersleri için ders kitabı olması amacıyla hazırlanmıştır. Mümkün olduğunca, kıtaların fiziki ve sosyoekonomik özelliklerinin yanı sıra, o kıtada yer alan pek çok ülkenin de hem fiziki hem de beşeri coğrafyası ana çizgileri ile belirtilmeye çalışılmıştır. Ayrıca kitabın genişletilmiş bu baskısında ülkelere ait her türlü güncellemenin yanında ilk kez ülke isimlerinin etimolojilerine dipnotlar şeklinde yer verilmiş; ayrıca Avrupa Birliği tek bir ülke gibi, özetle de olsa kitapta yer almıştır. Kitabın son bölümünde ise dünyamızın “en”lerine ilişkin tablolar bulunmaktadır.
Remzi Y. Kıncal Vatandaşlık ve vatandaşlıkla ilgili konular, globalleşen günümüz dünyasının tartışma konularının ilk sıralarında yer almaktadır. Vatandaşlık konusuna ilişkin tartışmalar, hemen hemen tüm toplumlarda, demokratik bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Bu nedenle, vatandaşlık eğitimine ilişkin konuların, demokrasi eğitimi kapsamında da irdelendiği dikkati çekmektedir.
Özellikle, Avrupa Birliğine katılım sürecine hazırlanan ülkemizde, vatandaşlık ve vatandaşlık eğitimine ilişkin konuların uluslararası bağlamda irdelenmeye başlandığı gözlemlenmektedir. Vatandaşlık Bilgisi adını taşıyan bu eserde, konular, ulusal ve uluslararası boyutlarıyla ele alınmakta ve sorgulayıcı bir yaklaşım biçimi ön plana çıkarılmaya çalışılmaktadır.
Melehat Gezer Küresel çevre sorunları, dijital okuryazarlığa duyulan ihtiyaç, azınlık haklarının göz ardı edilmesi gibi birçok durumla karşı karşıya olduğumuz günümüzde dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan insan hakları ihlalleri, uluslararası düzeyde yankı uyandırmaktadır. Yaşanan bütün bu krizler ve gelişmeler ışığında, birlikte nasıl barış içinde yaşayabileceğimizi keşfetmek için ulus devlet sınırlarının ötesinde yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası bağlamları kucaklayan bir vatandaş modeline gereksinim duyulmuştur. Bu anlamda salt kimlik ve devlete karşı olan görevleri yerine getirmekle özdeşleşen vatandaşlık eğitimi, günümüz problemlerine cevap olamamaktadır. Buna bağlı olarak içinde bulunduğumuz zaman diliminde vatandaşlık anlayışı, bir ülkede oy kullanma veya vergi verme eylemleriyle sınırlanamayacak ölçüde genişlemiş, vatandaşlık yeterlikleri çeşitlenmiş ve beraberinde vatandaşlık yeni boyutlar kazanmıştır. Bu kitap, vatandaşlık ve vatandaşlık eğitimine ilişkin sözü edilen yeni perspektifler ışığında yapılandırılmıştır. Kitapta; vatandaşlık ve vatandaşlık eğitimi, küresel, ekolojik, dijital, aktif ve demokratik vatandaşlık yaklaşımları ayrı bölümler hâlinde ele alınmıştır. Böylece vatandaşlık anlayışında yaşanan dönüşüm ile uyumlu bir eser ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Cafer Güler, Çağla Demirdüzen, Hamiyet Sezer Feyzioğlu, Lemi Atalay, Melis Çeliktaş, Merve Cemile Sönmez, Selda Kılıç, Yasemin Zahide Erol, Zeynep Gül Erel Çalan Yakın Çağ Dünya Tarihi adlı bu eser zaman zaman daha önceye de gitmekle beraber, esas olarak 1789 tarihinden I. Dünya Savaşı'nın çıkışına kadarki süreci kapsamaktadır. Bilindiği gibi bu zaman aralığı, üzerinde yaşadığımız dünyanın tarihinde günümüzü de etkileyen önemli olayların olduğu bir dönemdir. Bu çerçevede; Sanayi Devrimi ile başlayan Avrupa’daki gelişmeler, Amerika, Afrika, Asya ve Uzak Doğu’daki değişim, incelemeye alınan konular arasındadır.
18. yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi bu dönemde gelişerek etkilerini artıracaktır. Yine siyasi olaylar açısından, Fransız Devrimi, 1830-1848 İhtilalleri, devletlere yön veren dönemin olaylarıdır. Keşiflerle başlamış olan sömürgecilik faaliyetleri 19. yüzyılda değişiklik gösterip büyüdüğünde, dünya karalarının çoğunluğu ve buralarda yaşayan insanlar, başta İngiltere olmak üzere Fransa, Almanya, İtalya gibi devletlerin nüfuzu altına girecektir. Bu yüzyılda, Almanya ve İtalya, birliklerini tamamlayarak dünya siyaset sahnesine çıkacak, aynı zaman içerisinde Rusya, Japonya, İran, Güney Amerika ve Çin’de de gelişmeler yaşanacaktır. ABD güçlü bir devlet olarak büyük devletler arasında söz sahibi olmaya başlayacaktır. Hindistan, dünya siyaseti açısından İngiltere’nin politikalarına yön veren önemli bir konumdadır. Yüzyılın bitişi sonrasında yani 20. yüzyıl başlarında da dünya tarihinin dönüm noktası olaylarından Birinci Dünya Savaşı patlak verecektir.