Sağlık Bilimleri \ 2-20
Ahmet Karakocalı, Ayşe Özkaraman, Bülent Kenan Kocatürk, Demet Özbabalık Adapınar, Emre Birinci, Gülgün Uncu, Hande Kaynak, İsmail Tufan Dünya Sağlık Örgütü'ne göre dünya çapında yaklaşık 50 milyon demans hastası bulunmaktadır ve bu sayıya her yıl yaklaşık 10 milyon yeni vaka eklenmektedir. Vakaların yaklaşık %60-70'ini alzheimer hastaları oluşturmaktadır. 2050 yılına kadar vaka sayısının 3 katına çıkması öngörülmektedir. İleri yaşla birlikte alzheimer hastalığının görülme sıklığı da artmaktadır. Alzheimer hastalığı, sadece hasta bireyleri değil, aile üyelerini, bakıcıları ve sağlık sistemlerini ciddi bir şekilde etkilemektedir. Alzheimer hastalığına müdahale; fiziksel, zihinsel ve sosyal birçok faktörü içinde barındırması nedeniyle multidisipliner bir yaklaşımı gerektirmektedir. Bu kitap, alzheimer hastalığına farklı bakış açılarını yansıtarak multidisipliner yaklaşımın önemine vurgu yapmaktadır.
Ayşenur Ulusoy Ünlü, Banu Uslu, Bengü Türkoğlu, Beyza Çalık, Büşra Ergin, Derya Yıldız, Elif Erkan, Emine Arslan Kılıçoğlu, Emre Demirtaş, Esra Ergin, Esra Şahin, Fatoş Yıldırım, Hatice Yalçın, Merve Duymaz, Mesout Kalın Salı, Murat Demirekin, Seda Sur, Sümeyye Karaçayır, Şuheda Betül Nur Özlevent, Uğur Birkandan Ana dili ve ikinci dil ediniminde çocukların fiziksel, sosyal ve bilişsel gelişimi süreçlerini ele alan bu kitapta, çocukların eğitim ve öğretiminde rol alan öğretmenler, anne babalar ve bu alanda çalışmalar yapan akademisyenler için pek çok önemli başlık yer almaktadır. Kitapta; psikoloji, pedagoji ve sosyokültürel çalışmalar alanlarının derinliklerine inerek dil edinim süreçlerine dair kapsamlı bir keşfe çıkacaksınız. Birinci ve ikinci dil gelişiminin incelikleri, çocukların dilsel yolculuklarında karşılaştıkları engeller ve bu engelleri aşmak için etkili yaklaşım, yöntem ve stratejiler gibi önemli konular, alanında uzman akademisyen, eğitimci ve uzmanların bilgi birikimleri ve deneyimlerini yansıtmaktadır. Ayrıca farklı yaş gruplarına ve öğrenme tercihlerine göre uyarlanmış çok sayıda etkinlik önerisiyle pratik el kitabı formatında, oyunlardan konuşma terapilerine kadar çok yönlü ve çok boyutlu içerikler yer almaktadır.
Somer Sivrioğlu, David Dale “Türk halkı iyi yemek yeme tutkusuna sahiptir. Kahvaltı yaparken akşam yemeğini planlar.”
Anadolu, Türk mutfak kültürünün, Osmanlı İmparatorluğu’nun büyük ziyafetlerinden İstanbul’un baharatlı atıştırmalıklarının olduğu sokak tezgâhlarına, Doğu’nun destansı kahvaltılarından Ege kıyılarının deniz ürünleriyle yapılmış mezelerine uzanan 140 geleneksel ve modern tarifle, Türk şef Somer Sivrioğlu ve mutfak uzmanı David Dale’in açıklamaları ve yeniden tasarlamaları ile zengin görsel örnekler eşliğinde keşfidir. Ardında ritüeller, mitler, hicivler ve halkın birikimi yatan 3.000 yıllık Anadolu mutfağı ve modern Türk konukseverliğinin kahramanları ortaya çıkarılıyor. Anadolu, güzel tarif fotoğraflarının yanında İstanbul ve Türkiye’deki özel ve seçkin yerlerin çekimlerini barındırıyor.
Bahar Odabaş Özgür Kas kontraksiyonu sırasında laktat oluşumu ilk olarak 1907’ de tanımlanmıştır. Daha sonra kan laktat konsantrasyon artışı ile respiratuar gaz değişimi arasındaki olası ilişki 1924’ te tanımlanmıştır. O günden sonra birçok yayın egzersizin aerobik ve anaerobik glikolisise dayalı mekanizmalarını açıklamıştır. 1964’ te Wasserman ve McLlroy baskın olarak oksidatiften anaerobik yola geçişi ifade eden Anaerobik Eşik terimini ortaya koymuşlardır. Takip eden yıllarda AE, dayanıklılık performansı, yorgunluk ve respiratuar gaz değişimi arasındaki ilişkiler ortaya konmuş ve bu parametreler spor bilimleri için hayati önem kazanmıştır.
Giuseppe Anastasi, Eugenio Gaudio, Carlo Tacchetti Anastasi İnsan Anatomisi Atlası, Türkiye'nin ilk ve tek "Sistematik" olarak hazırlanmış atlasıdır.Bu yönüyle hem Tıp, hem de, FTR ve Diş Hekimliği Fakültelerinin Anatomi ders içeriği ile uyumludur. Ayrıca Türkiye'nin dijital destekli tek "interaktif" atlasıdır.
Mezuniyet öncesi ve sonrası dönemde sağlık alanında çalışanların anatomi ile ilgili bilgilerini sıkça gün¬cellemeleri, tercihten çok bir gereklilik halini almaktadır. Anatomi eğitiminde vücut bölümlerinin görsel resimlerini içeren anatomi atlasları tüm lisans öğrencileri ve uzmanlık öğrencileri için vazgeçilmez kaynaklardır.
Anatomi çalışmalarının başlangıcından bu yana, Leonardo da Vinci ve Andreas Vesalius’ un çizimleri¬yle birlikte, organların ve sistemlerin topografik yapılarının anlaşılmasında anatomik çizimler, diseksiyo¬na eşlik eden vazgeçilmez unsurlardır.
Bu anatomi atlasında bulunan tüm resimler anlaşılması kolay, açıklayıcı ve tanımlayıcı bir şekilde hazırlanmıştır. Aslına uygun ve öğretici resimler dışında, tablolarla özetlenmiş bilgiler ve grafik tarzında şekiller yer almaktadır. BT, MR resimleri, laparoskopik, endoskopik girişimlerden elde edilmiş fotoğraflar ve üç boyutlu resimler bulunmaktadır. Tüm vücut bölümlerine ait resimler, ilgili bölümler içerisinde yer almaktadır.
Atlas, değişik sağlık alanlarında hizmet edecek olan öğrenciler için sadece eğitim hayatları boyunca faydalanacakları bir kaynak değil, meslek hayatları boyunca da müracaat edebilecekleri şekilde hazırlanmıştır.
Resim alt yazıları sadece tanımlayıcı başlık şeklinde değil, teorik bilgi özeti de verecek şekilde hazırlanmıştır. Sistematik İnsan Anatomisi Atlası sistemlere göre hazırlanmıştır. Ayrıca atlasın son bölü¬münde topografik olarak oluşumların görülebildiği vücut bölümleri yer almaktadır.
Çevirilerde anatomik terimler “Nomina Anatomica” ve “Terminologia Anatomica”ya uygun olarak düzenlenmiştir. Nomina’ da yer almayan bazı terimler ise Türkçe olarak kullanılmıştır

Elaine N. Marieb, Katja Hoehn Her basım ile hedefimiz güçlü ama basit: Anatomi ve Fizyoloji'yi hem eğitimciler hem de öğrenciler için bütünleşik, doğru ve birbiriyle bağlantılı hale getirmek
Beşinci basım, daha önceki dört basımın niteliklerinin güçlü yönleri üzerine temellendirilen, metin ve görsellerde yapılan değişiklikler ile muazzam bir revizyon sunuyor.
Beşinci basımda yapılan değişikliklerin hepsi, bugünün öğrencilerinin ihtiyaçlarına göre ayarlanmıştır, kitaptaki anahtar kavramları öğrenmeyi onlar için mümkün olduğunca kolay hale getirmeyi amaçlıyoruz.
Anahtar kavramlar, bu derslerin materyal miktarının çok fazla olmasından dolayı önemlidir.
Genişletilmiş görsel program. Tekrarlayan isteklere cevap olarak dokuz yeni odak şekli sunuyoruz.
Öğrenmeyi arttırmak amacıyla birçok yeni fotoğraf
– histoloji, kadavra ve diğerleri – bu basım için titizlikle seçildi.

Beşinci basıma genel olarak baktığınızda, dinamik, üç boyutlu ve gerçeğe uygun görseller, kullanışlı dramatik görüntüler ve perspektifler ile canlı, doygun renkler üzerine kurulduğunu görebilirsiniz.
Geliştirilmiş metin sunumu. Dördüncü basımda başlatılan ve öğrencilerin anahtar kavramlar üzerine odaklanmasını sağlayan yeni metin özellikleri beşinci basımda korunmuş ve genişletilmiştir. Bu basımda, öğrencilerin öğrenmesi hedeflenenler, bölüm boyunca başlıklarda görülebilirken bölümlerin sonuna bazı yeni Kendinizi Değerlendirin soruları eklenmiştir.
Janyce G. Dyer Anatomi ve Fizyolojinin yeni basımı temel bilgilerin kolay öğrenilmesini sağlar, öğrenmeyi daha cazip hale getirir. Kitap içerisinde şu konuları bulabilirsiniz:
• Üreme, kimyasal organizasyon ve hücre bölünmesi konularında olduğu gibi, temel kavramların net bir şekilde açıklaması.
• Vücut sistemlerinin ve organlarının tüm ayrıntıları.
• Beslenme, vücut sıvıları, elektrolitler, üreme ve laktasyon hakkında yardımcı bilgiler.
• Konularla ilgili pratik sorular ve çözümleri.
Yardımcı hatırlatma notları ile öğrenmek daha kolay.
• Yakından bak: Anatomik yapılara yakından bir görünüm sağlar.
• Vücut dükkanı: Vücut sistemlerinin ve organların uyumlu şekilde çalışmasını öğretir.
• Şimdi anladım: Karmaşık fonksiyonların anlatıldığı fizyoloji daha kolay anlaşılır hale getirilmiştir.
• Yaşlı hikayesi: Yaşlanmanın vücut anatomisi ve fonksiyonları üzerindeki etkileri anlatılmıştır.
Bu yeni basımda anatomi ve fizyolojiyi kolay okumak, eğlenceli şekilde anlamak gibi avantajlı özellikleri vardır. Bu basım şu konuları içerir:
• Bilgilerinizi oyunlarla kontrol edebilirsiniz.
• Alternatif şekilde hazırlanmış sorular, pratik yapabilecek ilave bölümlerde hazırlanmıştır.
• Eğlenceli şekilde hazırlanmış yeni şekiller bulabilirsiniz.
Abdurrahman Aktümsek Bu kitap, öğrencilerin Anatomi ve Fizyoloji veya İnsan Biyolojisi dersini daha iyi anlamaları ve öğrencilere bir kaynak oluşturması amacı ile hazırlanmıştır. Kitabı oluştururken bilgilerin kısa ve yeterli olmasına özen gösterilmiştir. Her bir sistemle ilgili yaygın olarak görülen hastalıklar hakkında da bilgi verilmiştir. Kitaptaki bilgiler; çok sayıda şekil, fotoğraf ve tablolar ile desteklenmiştir.
Bu eser; Fen, Fen-Edebiyat ve Eğitim Fakültesi Biyoloji Bölümü öğrencilerinin yanı sıra Anatomi ve Fizyoloji dersini alan diğer fakülte veya yüksekokul öğrencilerine de yararlı olabilecek seviyede hazırlanmıştır.
Erin Odya, Maggie Norris İnsan vücudunda harika bir yolculuğa çıkın
Sizi hareket ettiren şeyin ne olduğunu bulmaya hazır mısınız? Bu kitap, anatomi ve fizyolojiyi kavramanın kolay ve eğlenceli yoludur. Size, insan vücudunun farklı hücrelerini, dokularını ve organlarını tanıtıyor; bunların ne yaptığını ve nasıl birlikte çalıştıklarını açıklıyor. İster öğrenci ister doktoru adayı ister fitness uzmanı, isterse sadece vücudunuzun bölümlerini ve süreçlerini merak eden biri olun bu kitap, öğrenmeye başlamanız için resimli, harika bir kılavuzdur.

• Bu kitap, size insan yapısının hızlı bir şekilde gözden geçirilmesi konusunda yardımcı olacaktır.
• İnsanın anatomik yapıları ve sistemleri her yaştan kişilerin rahatça anlayabilmesi için nispeten basit düzeyde açıklanmıştır.
• Bu kitaptan öğreneceğiniz bilgileri günlük hayatta kullanabileceksiniz ve öğrendikleriniz daha teknik bilgileri anlamanıza katkı sağlayacaktır.
Kitabı açın ve
• Kolaylaştırılmış bilimsel terminolojiyi,
• İnsan vücudunun anatomik yapısını ve organizasyonunu,
• Duyulardan üremeye kadar vücut işlevlerini,
• Vücut sistemleri ve birbirleri ile ilişkilerini,
• Vücudun nasıl geliştiğini, kendini nasıl onardığını ve hastalıklardan nasıl etkilendiğini inceleyin.
Adnan Bayram, Ali Ahıskalıoğlu, Asuman Özdemir, Aycan Özdemirkıran, Aydın Tunçay, Ayşe Özcan, Ayşe Ülgey, Betül Kozanhan, Bülent Atik, Çağla Bali, Çetin Kaymak, Ece Aydın, Elif Oral Ahıskalıoğlu, Evrim Kucur Tülübaş, Faruk Çiçekci, Filiz Alkaya, Gökhan Sertçakacılar, Hülya Başar, Hüseyin İlksen Toprak, Işın Güneş, İlkben Günüsen, İrem Ateş, Jülide Ergil, Kutluk Pampal, Mine Çelik, Muhammed Enes Aydın, Munise Yıldız, Mustafa Kemal Bayar, Mustafa Kotanoğlu, Nurdan Bedirli, Ömer Doymuş, Özlem Öz Gergin, Özlem Özmete, Özlem Sağır, Pakize Kırdemir, Pelin Aydın, Savaş Altınsoy, Semra Kahraman, Tuncer Şimşek, Yasemin Tekdöş Şeker, Yunus Oktay Atalay, Yusuf Ünal, Zafer Çukurova, Zeynep Çağıran İyi bir anestezi teknikeri/teknisyeni, uygulamaların temelinde yatan doğru ve kaliteli bir bilgi donanımı ile hareket etmelidir. Bu bağlamda, gerçekleştirilmesi planlanan her müdahalenin hata payı yok denecek kadar az olacaktır. Bu kitapta, alanında uzman anestezi hekimleri tarafından mesleki uygulamalar konusunda bir anestezi tekniker/teknisyenin görev tanımından sorumluluklarına, ameliyat öncesi dikkat edilmesi gereken hususlardan ilaçların hazırlanmasına, ekipmanların tanınmasından temel uygulamalara kadar geniş bir bilgi ve uygulama pratiği ustaca sunulmuştur.
Kitabın içeriği tamamıyla anestezi tekniker/teknisyen eğitiminin müfredatına uygun olarak planlanmıştır. Kitapta, basit bilgiler vermekten ziyade daha bilinçli ve donanımlı bir anestezi tekniker/teknisyen kimliği oluşturmak hedeflenmiştir.
Bu kitabın bir diğer özelliği ise bölüm içerisinde önem arz eden hususların ve dikkat edilmesi gereken noktaların kutucuklar içerisinde özenle sunulmuş olmasıdır.
Teorik bilgilere ilave olarak pratik beklentileri de karşılayacak olan bu kitap, anestezi alanında hem eğitim döneminde hem de eğitim sonrası meslek hayatında başvurulacak temel başucu kitabı olma niteliği taşımaktadır.
Ali Rıza Kağnıcı, Alparslan Turan, Canan Yılmaz, Çiğdem Sizer, Derya Karasu, Ece Yamak Altınpulluk, Emine Aslanlar, Fatih Ugün, Hafize Füsun Demir, İbrahim Kurt, İnci Kara, Mehmet Akif Yazar, Mehmet Gamlı, Mehmet Sargın, Mustafa Deniz, Nesli Daştan, Onur Koyuncu, Ömer Bakal, Özlem Sağır, Seyhan Yağar, Şermin Eminoğlu, Şule Özbilgin, Ümran Karaca, Volkan Hancı, Yasin Levent UĞUR, Yasin Tire, Zübeyir Cebeci İyi bir anestezi teknikeri/teknisyeni, uygulamaların temelinde yatan doğru ve kaliteli bir bilgi donanımı ile hareket etmelidir. Bu bağlamda, gerçekleştirilmesi planlanan her müdahalenin hata payı yok denecek kadar az olacaktır. Bu kitapta, alanında uzman anestezi hekimleri tarafından mesleki uygulamalar konusunda bir anestezi tekniker/teknisyenin görev tanımından sorumluluklarına, ameliyat öncesi dikkat edilmesi gereken hususlardan ilaçların hazırlanmasına, ekipmanların tanınmasından temel uygulamalara kadar geniş bir bilgi ve uygulama pratiği ustaca sunulmuştur.
Kitabın içeriği tamamıyla anestezi tekniker/teknisyen eğitiminin müfredatına uygun olarak planlanmıştır. Kitapta, basit bilgiler vermekten ziyade daha bilinçli ve donanımlı bir anestezi tekniker/teknisyen kimliği oluşturmak hedeflenmiştir.
Bu kitabın bir diğer özelliği ise bölüm içerisinde önem arz eden hususların ve dikkat edilmesi gereken noktaların kutucuklar içerisinde özenle sunulmuş olmasıdır.
Teorik bilgilere ilave olarak pratik beklentileri de karşılayacak olan bu kitap, anestezi alanında hem eğitim döneminde hem de eğitim sonrası meslek hayatında başvurulacak temel başucu kitabı olma niteliği taşımaktadır.
Abdulkadir But, Aslı Alkan, Aysun Kurtay, Bahar Kuvaki, Berrin Koşar, Betül Kozanhan, Bilal Katipoğlu, Eyüp Horasanlı, Eyüp Sabri Özden, Ezgi Erkılıç, Fatma Işıl Şengül, Fatma Sarıcaoğlu, Ferdi Gülaştı, Gökçe Gişi Akgöz, Gökhan Yıldız, Gözen Öksüz, Güray Demir, Hafize Öksüz, Halil Çetingök, Hamit Yoldaş, Handan Güleç, Hüseyin Yıldız, İsmail Tuna Geldigitti, İsmet Topçu, Mehmet Şahap, Murat İzgi, Mustafa Soner Özcan, Necla Dereli, Nil Kaan, Nuran Akıncı Ekinci, Pakize Kırdemir, Sinem Sarı Öztürk, Yaşar Gökhan Gül, Yunus Oktay Atalay İyi bir anestezi teknikeri/teknisyeni, uygulamaların temelinde yatan doğru ve kaliteli bir bilgi donanımı ile hareket etmelidir. Bu bağlamda, gerçekleştirilmesi planlanan her müdahalenin hata payı yok denecek kadar az olacaktır. Bu kitapta, alanında uzman anestezi hekimleri tarafından mesleki uygulamalar konusunda bir anestezi tekniker/teknisyenin görev tanımından sorumluluklarına, ameliyat öncesi dikkat edilmesi gereken hususlardan ilaçların hazırlanmasına, ekipmanların tanınmasından temel uygulamalara kadar geniş bir bilgi ve uygulama pratiği ustaca sunulmuştur.
Kitabın içeriği tamamıyla anestezi tekniker/teknisyen eğitiminin müfredatına uygun olarak planlanmıştır. Kitapta, basit bilgiler vermekten ziyade daha bilinçli ve donanımlı bir anestezi tekniker/teknisyen kimliği oluşturmak hedeflenmiştir.
Bu kitabın bir diğer özelliği ise bölüm içerisinde önem arz eden hususların ve dikkat edilmesi gereken noktaların kutucuklar içerisinde özenle sunulmuş olmasıdır.
Teorik bilgilere ilave olarak pratik beklentileri de karşılayacak olan bu kitap, anestezi alanında hem eğitim döneminde hem de eğitim sonrası meslek hayatında başvurulacak temel başucu kitabı olma niteliği taşımaktadır.
Serap Akgün - Arzu Araz Anlaşmazlıklarımızı Çözebiliriz Çatışma Çözümü Eğitim Programı, çocuklarımıza bazı sosyal becerileri kazandırarak, okullarımızda yaşanan şiddeti önleyebilmek amacıyla geliştirilmiştir. Programın hedefi ilköğretim öğrencilerine, yaşadıkları çatışmaları şiddete başvurmadan, yapıcı yollarla çözme becerisini kazandırmaktır. Program, çocukların bilişsel kapasiteleri ve psiko-sosyal gelişimleri göz önünde bulundurularak, uygulayıcının ağzından yapılandırılmıştır. Sınıftaki tüm öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen toplam 21 oturumda, çeşitli malzemeler kullanılmaktadır. Kitap, yazılı ya da görsel malzemelerin yer aldığı araç-gereç setini de içermektedir. Programın hedefine ulaşması; cesur, idealist ve yeniliklere açık öğretmenler aracılığıyla gerçekleşecektir.


İÇİNDEKİLER
Bölüm I ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ
Okullarda Şiddet
Saldırganlık
Duygular
Öfke
Empati
Çatışma Nedir?
Bölüm II ANLAŞMAZLIKLARIMIZI ÇÖZEBİLİRİZ EĞİTİM PROGRAMI
1. Oturum : Merhaba
2. Oturum : Duygularımız
3. Oturum : Yüzüm Duygularımın Aynası
4. Oturum : Farklı Durumlar Farklı Duygular
5. Oturum : Empati Kuruyorum
6. Oturum : Hepimiz Öfkelenebiliriz
7. Oturum : Sakin Ol… Gevşe
8. Oturum : Öfkemi Kontrol Ediyorum
9. Oturum : Sevgili Arkadaşım
10. Oturum : Birlikten Kuvvet Doğar
11. Oturum : Bazen Anlaşamayabiliriz
12. Oturum : Çözüm: Yapıcı Davranmak
13. Oturum : İkimiz de Kazanabiliriz
14. Oturum : Dinlemeyi Öğreniyorum
15. Oturum : Kendimi İfade Ediyorum
16. Oturum : Çözüm Yolları Üretiyoruz
17. Oturum : Yaşayarak Öğreniyorum
18. Oturum : Öğrendiklerimi Kullanıyorum
19. Oturum : Sataşma ile Başedebilirim
20. Oturum : Kaza mı Kasti mi?
21. Oturum : Evet, Anlaşmazlıklarımızı Çözebiliriz

Oya Mortan Sevi, Güliz Şan Etgür Son yıllarda yapılan çalışmalar, ebeveyn ve çocuğun düşünce yapıları arasındaki ilişkiye ve ebeveynin çocuğun düşünce yapısı üzerindeki etkisine odaklanmanın bilişsel davranışçı terapiler başta olmak üzere tüm kanıt temelli tedavilerin başarısını artırdığını göstermektedir. Bu terapi yöntemlerini içeren ve ev ortamında uygulanabilen etkinlik kitapları Batı'da oldukça yaygınken ülkemizde bu kitapların sayısı oldukça azdır. Covid-19 pandemisi itibarıyla içinden geçtiğimiz bu zor zamanlarda, araştırmacılar tarafından özenli bir çalışmanın sonucu olarak hazırlanmış olan anne-çocuk etkileşimli Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yönelimli bu etkinlik kitabında yer alan düşünce-duygu-davranış-beden duyumları gibi BDT'nin temel ögelerini öğreten çalışmalar aracılığıyla anneler ve çocuklarının olumsuz bilişleri ve depresif bulgularını azaltmak amaçlanmıştır.
Bu kitabın araştırmacılar tarafından anne-çocuk çiftlerine uygulandığı etkililik çalışmasında bu amaçlarına ulaştığı istatistiksel bulgularla gösterilmiş ve kitaba esas olan araştırma, 2023 yılında Türk Psikologlar Derneği tarafından Prof. Dr. Işık Savaşır Klinik Psikoloji Araştırma Birincilik Ödülü'ne layık görülmüştür.
Dolayısıyla bu kitap, klinisyenler tarafından bireysel ya da grup oturumlarına yardımcı bir müdahale kaynağı olabileceği gibi aileler tarafından da bir el kitabı olarak rahatlıkla kullanılabilir. Ancak tek başına tanıya yönelik bir tedavi aracı değildir, yalnızca belirtileri azaltmaya yardımcı bir kaynak olabilir.
Alanda çalışan herkese yararlı olması dileğimizle...
Ümit Deniz, Ömer Rıfkı Önder Erken çocukluk eğitiminde en temel ve zorunlu olan hizmet, sağlıktır. Birey ve toplum sağlığı ve gelişimini en iyi seviyelere çıkartmak, erken çocukluk yıllarında sunulan sağlık ve eğitim hizmetleri ile gerçekleşebilir.
Birçok çocuğa aynı anda ulaşma şansı olan, erken çocukluk eğitimi ile ilgilenen tüm profesyonel ve diğer ekip üyeleri, çocukların sağlığını koruma ve geliştirme görev ve sorumluluklarının bilincindedirler. Öğretmenlerin bu sorumluluklarının hem insani hem de mesleki nedenleri vardır. Bu nedenlerle bu kitap, öğretmenlerin, erken çocukluk eğitiminde gerekli olan sağlığı koruma ve sürdürme bilgi ve becerilerini kazanmalarına yardımcı olacak baş kaynak niteliğinde hazırlanmıştır.
Kitapta; anne çocuk sağlığının önemi, kadın ve erkek üreme sistemi anatomi ve fizyolojisi, doğum, yenidoğan, bebek ve çocuk bakımı, enfeksiyon hastalıkları, paraziter enfeksiyonlar, bağışıklama, beslenme, büyüme ve gelişme, aile planlaması, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve ilk yardım konularına anlaşılır bir dille yer verilmiştir.
Gülümser Dolgun Anne Çocuk Sağlığı ve İlk Yardım isimli bu kitapta, anne ve çocuk sağlığına ait önemli olduğunu düşünülen 11 konu bulunmaktadır. Kitap içeriğinde konusu gereği tıbbi/Latince terminolojiye yer verilmiş fakat kolay anlaşılması için hemen yanına Türkçe karşılıkları da yazılmıştır. Kadının sağlıklı olmasının, çocuğun sağlıklı olması, ailenin sağlıklı olması ve sonuçta tüm toplumun sağlıklı olması için çok önemli olduğu bilinmektedir. Ülkemizin nüfusu yaklaşık 83 milyon ve bunun yarısını kadınların ve yaklaşık ¼'ünü 18 yaş altı çocukların oluşturduğu göz önüne alındığında anne ve çocuk sağlığının korunmasının ve geliştirilmesinin sağlıklı bir toplumun geleceği için büyük bir yatırım olduğu görülür. Bu amaçla kitap, sadece öğrencilerin değil tüm genç kızların, anne adaylarının ve annelerin kolay okuyup anlayabilmesi için hazırlanmıştır.
Arzu Aydoğan, Aysel Karaca, Ceren Aycanoğlu, Çağlar Şimşek, Elvan Emine Ata, Fadime Bayrı Bingöl, Gökçe Devrim Ader, Gülçin Demirdil, Mehtap Kızılkaya, Merve Murat, Nevin Onan, Onur Yılmaz, Özge Öner, Özlem Seymen, Pınar Çiçekoğlu Öztürk, Reyhan Doğan, Semra Karaca, Tuğba Yılmaz Esencan, Yüksel Can Öz, Zeynep Dilşah Karaçam Yılmaz Bu kitap, bir kadının anne olma yolculuğunda yaşayabileceği sorunların psikolojik boyutunu ele alan, on sekiz bölümden oluşan bilimsel nitelikte bir yayındır. Gebelik ve postpartum dönemde sık görülen ruh sağlığı sorunları ile psikoterapötik ilaç kullanımı ve psikoterapi ilişkisinin yanı sıra, annelerin çocuk ruh sağlığı açısından desteklenmesi amacıyla erken çocuklukta sık görülen sorunlara da yer verilmiştir. Anne ruh sağlığına yönelik farkındalığın artırılması amacıyla Türkiye'nin çeşitli şehir ve üniversitelerinden oluşan güçlü yazar kadrosunun değerli katkılarıyla tamamlanmıştır. Bu kitabın, anne ruh sağlığına ilgi duyanlara ve bilim dünyasına faydalı olmasını dileriz.
Catherine Watson Genna, BS, IBCLC Anne Sütü Alan Bebeklerde Emme Becerilerini Destekleme kitabı, yeni doğum yapmış anneler ve bebekleri ile çalışan sağlık personelleri için temel bir kaynaktır. Bir beceri yaklaşımının kullanıldığı bu kitap; anatomik bozukluklar, gelişimsel solunum problemleri, prematürite veya hafif düzeyde nörolojik bozuklukları olan bebekler ile normal emme işlevine odaklanmaktadır. Bu basım, yeni fotoğraf ve şekillerle güncellenmiş ve revize edilmiş “emzirmeyi destekleme: manuel terapi” isimli bir bölüm de içermektedir. Uluslararası platformda tanınan “IBCLC” tarafından yazılan ve multidisipliner olarak tasarlanan kitap; sağlık çalışanlarının tüm üyelerine, bebeklere başarılı emme ve beslenme konusunda yardım etmeleri için gerekli olan hem araştırmaya dayalı bilgileri hem de klinik stratejileri bir bütün hâlinde sunmaktadır.
Ruth C. McGillis BINDLER, Jane W. BALL, Marcia L. LONDON, Michele R. DAVIDSON, Pearson Bu kitap “Clinical Skills Manual for Maternal&Child Nursing Care” kitabının “Anne ve Çocuk Hemşireliği Klinik Uygulama Becerileri Kitabı” ismi ile Türkçeye çevirisi ve uyarlamasıdır. Anne ve Çocuk Hemşireliği Klinik Uygulama Becerileri Kitabı, doğum ve kadın hastalıkları hemşireliği ve çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği alanlarında ders kitaplarının yanında klinik uygulama alanlarındaki becerilere rehberlik edecek bir kitaptır. Sizlere sunduğumuz bu kitap zengin görselliği ve adım adım girişimleri, sade ve açıkça ifade etmesi sayesinde hemşirelerin yanı sıra öğrenci hemşirelerin de kolaylıkla anlayabilecekleri özelliktedir.
Kitapta konular kolay anlaşılabilir bir akış düzeninde sunulmuştur. Kitabın giriş bölümü koruyucu yöntemlerle başlamış olup anne sağlığı ile devam etmiş ve çocuk sağlığının tüm alanlarını kapsayacak şekilde sonlandırılmıştır. Kitapta yer alan her bölüm çok sayıda tablo, şekil ve fotoğrafla desteklenmiş, önemli noktalara dikkat çekmek açısından “kutucuklar” oluşturulmuştur. Klinik uygulama becerileri işlem sırasına uygun bir şekilde adım adım yazılmış ve uygulamalar esnasında karşılaşılabilecek her türlü sorun için açıklama yapılmıştır.
Kitabın içeriği; Koruyucu Yöntemler, Kadın Sağlığı ve Doğum Öncesi Bakım, Doğum Eylemi, Doğum Sonu Dönem, Yenidoğan, Bilgilendirilmiş Onam, Pozisyon Verme ve Sabitleme Tedavileri, Transport, Fiziksel Değerlendirme, Örnek Toplama, İlaç Uygulamaları ve İrrigasyon, İntravenöz Girişimler, Ağrının Değerlendirilmesi ve Yönetimi, Nörolojik Değerlendirme ve Bakım, Kardiyorespiratuar Bakım, Beslenme, Boşaltım, Deri ve Kas-İskelet Sistemi Bakımı gibi ana başlıklarla pratikte uygulanan tüm girişimleri kapsamaktadır.
Elinizdeki kitap, alanında uzman akademisyenlerin yoğun çabaları sonucu ortaya çıkmıştır. Kitap, ilgili alanlardaki hemşirelere ve hemşirelik öğrencilerine katkı sağlayacak mükemmel bir referanstır.
Didem Kaya, Fatma Tok Yıldız, Funda Evcili, İlknur Yıldız, Şenay Aras Doğan Anne ve çocukların mevcut sağlık durumu, bir ülkedeki sağlık hizmetlerinin niteliğini ve ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirlemektedir. Bu nedenle anne ve çocuk sağlığının korunmasına ve geliştirilmesine yönelik uygulamalar, ülkelerin öncelikli hedefleri arasında kabul edilmektedir. Bu noktada kadınlar ve çocuklar ile yakın etkileşimde olmayı gerektiren meslek gruplarına; sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi, sağlığı etkileyebilecek risklerin belirlenmesi ve mevcut, olası problemlerin çözümü noktasında önemli sorumluluklar düşmektedir. Kanıta dayalı güncel bilgiler çerçevesinde oluşturulan bilimsel yayınlar, profesyonellere mesleki sorumluluklarını yerine getirirken etkili bir rehberlik sağlamaktadır. Anne ve Çocuk Sağlığı' kitabı, alana özgü mesleki deneyime ve teorik bilgiye sahip akademisyenlerin katkıları ile oluşturulmuştur. Bu kitabın; eğitimcilere, sağlık profesyonellerine ve öğrencilere rehberlik edebilecek yararlı bir kaynak olacağına inanıyoruz.
Koray Karabekiroğlu Bu kitap; o hiç hatırlamadığımız, bizi biz yapan, belki de hayatın en gizemli dönemi olan 0-4 yaş dönemine doğru, bebekle birlikte doğan anne ve babalığın da ruhsal dünyasında bir gezinti yapmak isteyenler için hazırlandı.
Evrenin en büyük mucizelerinden biri olan "bebek", önce anne baba olarak zihninizde doğar. Onun gelişini ne kadar çok isteseniz de ne kadar hazırlıklı olmaya çalışsanız da her bebek bir sürprizdir. Kucağınıza bir insan yavrusu, mükemmel bir yaratık sanki atılmıştır, “Alın, buna bakın.” der gibi…
• Bu büyük sorumluluğu almaya uygun, istekli ve donanımlı mısınız?
• Sizi bekleyen riskler ve paha biçilmez güzellikler neler olabilir?
• Bebeğin ruh sağlığına etki eden sonsuz sayıdaki faktörlerin öncelikli olanları nelerdir?
• Bebek ruh sağlığı ve gelişiminde “sağlıklı” ve “sağlıksız” ayrımı nasıl yapılır?
• 0-4 yaş dönemine özgü ruhsal bozukluklar ve bu döneme özgü ruhsal belirtiler nelerdir?
• Bebek ruh sağlığı ile ilgili sık sorulan sorular ve yanıtları nelerdir?
• Bebek ruh sağlığında tedavi ve müdahale yaklaşımları için neler söylenebilir?
Bu gibi sorulara yanıt arayan kitabın; daha sağlıklı bebeklere, böylelikle de daha sağlıklı çocuklar ve erişkinlere, daha sağlıklı ailelere, toplumlara ve sonuçta daha mutlu ve huzurlu bir insanlığa katkıda bulunması dileğiyle…
Dolunay Şenol, Günce Demir Bazı duyguları anlatabilmek, anlatılsa dahi benzer duyguları hissedebilmek, karşılıklı olarak duygu geçişlerini aynı derecede sağlayabilmek ve yaşatabilmek her zaman mümkün olamayabiliyor. Anneliği hem kavram düzeyinde hem de duygu düzeyinde anlatmak zor olduğu için olsa gerek bu konuda sosyolojik çalışmaların sayısı son derece sınırlı kalmaktadır. Anne olan her bir kadının anneliği aynı derecede yaşadığını, aynı derecede annelik duygularını yaşayabildiğini ve dahi yaşatabildiğini, anneliğin işlevlerini hakkıyla yerine getirebildiğini söyleyebilmek de mümkün değildir. Günümüzde anneliğin sadece bir çocuğu içinde büyütmek, kanı ile beslenmesini sağlamaktan çok daha fazlası olduğunu, sahada karşılaşılan bir kadının şu manidar ifadeleri ortaya koymaktadır: “Doğmadan kanını emer, doğar canını emer, ölürsün malını emer ama ben çocuğum için hiçbir şey yapamadım ki dersin. İşte annelik budur. Anlatabildiysem tabii…”.
Bunun gibi gündelik hayatın içinde duyulan ancak olağan kabul edilen pek çok kadın ifadesinin böyle bir kitap çalışmasında toplanması sonrasında aslında o ifadelerin derinliğinin son derece fazla olduğu fark edilmiştir. Bu çalışma kapsamında görüşülen kadınların kendi ifadeleri ile duygu, düşünce ve tecrübelerinin dile getirilmesi, bilip de üzerinde düşünülmemiş olan ifadelerin çok şey anlatıyor olduğunu göstermiş; dolayısı ile çevremize ve olağan kabul ettiklerimize farklı bir göz ile bakılmasını sağlamıştır. Ayrıca duygularla işin içine girip duygularla anlamaya çalışmanın önemini ortaya koyması açısından bu kitabın değerli bir çalışma olduğu düşünülmektedir.
Sülin TAŞCIOĞLU Bu kitap bir ders kitabı niteliğinde olup; Anorganik Kimya Lisansüstü Programı kapsamında Anorganik Kimyada Özel Konular adı altında vermekte olduğum, bir eğitim - öğretim dönemlik Yüksek Lisans dersimde anlattığım konulardan bazılarına ait ders notlarımın düzenlenmesiyle oluşmuştur. Öğrenciye konular ile ilgili temel bilgiler şekil ağırlıklı bir anlatımla ve genel hatlarıyla 10 bölüm halinde verilmektedir. Kimya, Maden ve Malzeme Bilimi öğrencileri için yardımcı bir kaynak olacaktır.
I.Gözenekli maddeler
II.Vermikulit
III.Perlit
IV.Zeolit
V.Asbest
VI.Alunit
VII.Titan ve mineralleri
VIII.Oksoanyonlar
IX.Polioksometalat kompleksleri
X.Metal tozlarının üretimi ve Toz Metalurjisi
İsmail Tufan İnsan, antik çağ'dan beri yaşlanmasına ve yaşlılığına ilgi duymuştur. İlgisini tutumlarına, düşüncelerine ve davranışlarına yansıtmış, atasözlerinde, felsefelerinde, edebiyatında yaşlanma ve yaşlılıkla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir. Değişik kültürlerin yaşlanma ve yaşlılık hakkında eskiden olduğu gibi bugün de duygu, düşünce ve davranışları arasında farklılıklar vardır. Fakat modern toplumun insanı bunların farkında olmayıp, yaşlanma ve yaşlılık hakkında kendi düşüncelerinin en geçerli ve en doğru olduğuna inanmaktadır. Ancak yaşam süresinin uzaması yaşlanma ve yaşlılığı daha iyi tanıma ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Prof. Dr. İsmail tufan, bu kitabında geçmişten, güncel ve değişik farklı kültürlerden verdiği örneklerle yaşlanma ve yaşlılığın değişik simalarını tanıtmaktadır.
Ahmet Mor Sporun dünyanın en popüler etkinliklerinden biri olması ve antrenman programlarından dolayı antrenörlerin ve sporcuların oldukça yoğun, yorucu ve zorlu maç periyotları geçirmeleri, sporu yüksek seviyede fiziksel ve zihinsel performans gerektiren bir etkinlik ve meslek hâline getirmiştir. Üst düzey sporcular genellikle antrenmanlar arasında çok fazla dinlenme olanağı tanımayan antrenman periyotlamalarına maruz kaldıkları için bu sporcuların performanslarında değişimler ortaya çıkmaktadır. Performansta görülen bu istikrarsızlığın başlıca sebeplerinden biri de beslenme gereksiniminin sporcu tarafından yeterince karşılanamamasıdır. Beslenme, antrenörlerin ve sporcuların hedeflerine ulaşma sürecindeki önemli ögelerden biri olmasının yanında, antrenman periyotlamalarında da önemli bir rol oynamaktadır. Antrenman öncesi, esnası ve sonrası uygun besinlerin alınması sporcunun besin ihtiyacını büyük ölçüde karşılayabilmektedir. Ancak zorlu ve yoğun maç trafiğinde sporcuların artan besin gereksinimini doğal besinlerle karşılaması pek de mümkün olmayabilir. Bu sebeple, bu yoğun dönemlerde sporcuların performansını artırıp optimum seviyede tutmak için doğal suplementler de kullanılmaktadır. Fakat besin takviyeleri hiçbir zaman tek başlarına yeterli değildir ve günlük beslenmeye ilave olarak tüketilmelidir. Antrenör ve sporcular besin takviyesi kullanımından olumlu sonuçlar almak istiyorsa dengeli ve düzenli beslenmeye dikkat etmeli, antrenman ve beslenme ilişkisini iyi planlayıp disiplinli bir şekilde uygulamalıdır. Antrenör ve sporculara sunulan bu kitap; sürekli gelişen spor bilimleri ve onun en önemli araştırma konularından biri olan sporcu beslenmesi, besin takviyesi kullanımı ve bu ögelerin sportif performansa olan etkilerini ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır.
Beth M. Schwartz, R. Eric Landrum, Regan A. R. Gurung Yeni bir yere seyahat etmek heyecan verici olabilir ancak herhangi bir yere ilk kez gitmenin her zaman zorlukları vardır. Yeni bir şehir, yeni bir okul veya yeni bir iş olsun, yerin içini ve dışını, kurallarını ve geleneklerini öğrenmek zaman alır. Amerikan Psikoloji Derneği (APA) Stilinde yazmayı öğrenmek de benzer bir süreçtir.
Bu kitap, akademik yolcuğunuzda yanınızda bulunması gereken bir harita olacaktır.
İçerikte, akademinin her düzeyinde kullanılabilir bilgiler yer almaktadır.
Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde ödevler hazırlarken ya da makale taslaklarınızı oluştururken bu kitap, önemli bir başvuru kaynağı olacaktır.
Gary R. VandenBos APA tarafından hazırlanmış olan Yaşam Boyu Gelişim Psikolojisi Sözlüğü'nün dilimize çevrilmesinin; gelişim psikolojisi alanında çalışan araştırmacılara, öğrencilere ve bu alana ilgi duyan herkese çok önemli bir katkı sağlayacağı inancındayız.
Sözlük; gelişimin biyososyal, bilişsel ve psikososyal alanlarına odaklanarak ve yaşam boyu gelişim anlayışı içerisinde yaklaşık 7.500 kelimeyi ayrıntılı olarak sunmaktadır.
Sözlüğümüzün, camiamıza ve ilgilenen herkese faydalı olmasını dileriz.
Robert A. Barauch Bush, Joseph P. Folger Toplumsal etkileşimin olduğu her yerde, anlaşmazlıkların olması doğal ve kaçınılmazdır. Kişiler, gruplar ve toplumlar arası anlaşmazlıklar; doğru bir biçimde yönetildiğinde gelişimin, ilerlemenin, dönüşümün, barışın ve bütünleşmenin hem enerji kaynağı hem de motoru olabilmektedir. Ancak, anlaşmazlıklar yanlış ve yıkıcı yaklaşımlarla yönetildiğinde ise; yıkımın, şiddetin, zulmün ve acının kaynağına dönüşmektedir.
Anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak, farklılığı ortadan kaldırmaktır. Doğa ve insanlık, farklılığı ve çokluğu kabul etmeyi ve anlamayı gerektirir. Farklılığı ortadan kaldırmaya çalışmak yerine; onu anlamaya ve nasıl yöneteceğimizi keşfetmeye başladığımızda, yolumuz anlaşmazlıklarımızı nasıl yöneteceğimizden geçmektedir. Anlaşmazlıkları nasıl yöneteceğimiz üzerine odaklandığımızda, karşımıza en temel yaklaşım ve paradigma olan "dönüşümsel arabuluculuk" çıkmaktadır. Dönüşümsel arabuluculuğun alanyazına en önemli katkısı, anlaşmazlık çözüm sürecinin toplumsal değerlerden ve kültürden bağımsız olmadığı, ideolojimizin ve inanç tarzımızın anlaşmazlıklara ilişkin değerlendirmelerimizi, tutumlarımızı ve anlaşmazlıklarımızı ele alış tarzımızı etkilediği düşüncesidir. Yine, dönüşümsel arabuluculuğun en ayırt edici özelliği, anlaşmazlıkları yönetim sürecinin, kişileri dönüştürebileceğine, geliştirebileceğine ve güçlendirebileceğine yönelik yapıcı ve olumlu duruşudur.
Bush ve P. Folger tarafından geliştirilen "dönüşümsel arabuluculuk modeli" ülkemizde, her sene mahkemelere taşınan yüz binlerce anlaşmazlığı, çekişmeyi ve ayrışmayı yüz yüze müzakere ederek yapıcı ve barışçıl olarak çözme kapasitesini güçlendirmek için bir fırsat ve araç olacaktır. Cezalandırıcı adalet anlayışından, onarıcı adalet anlayışına dönme çabalarına ışık tutacaktır.
Bu eser, içerdiği alternatif paradigma çerçevesinde hukuk sistemimize yeni giren arabuluculuk modelinin doğru ve amacına uygun kullanılması için de referans olacak anlamlı ve önemli bir eserdir. Buna ek olarak, anlaşmazlık çözümü üzerine çalışan hukukçulara, psikologlara, psikolojik danışmanlara, eğitimcilere, psikiyatristlere ve sosyal çalışmacılara hem kuramsal anlamda hem de somut anlaşmazlıkların ve çatışmaların yapıcı ve barışçıl yönetimi konusunda yol gösterecek temel bir başvuru kaynağı olacaktır.
Ecem Naz Nazlıer Keser, Eda Beydili Gürbüz, Ferman Erim, Fulya Akgül Gök, Gamze Erükçü Akbaş, Gizem Akoğlu, Hande Albayrak, Hatice Kübra Doğancı, Hatice Nuhoğlu, İlkay Başak Adıgüzel, Meliha Funda Afyonoğlu, Serap Gün, Sertıat Tek, Sinan Akçay, Tahir Emre Gencer Araştırma yolculuğu nasıl başlar? Yolda araştırmacıyı neler bekliyor? Hassas gruplarla araştırma yapıyor olmak ne gibi deneyimleri içinde barındırıyor? Araştırmacı ve özneler arasındaki etkileşim nasıl inşa ediliyor ve bu etkileşimin ne gibi yansımaları oluyor? Bir araştırmanın bulgularını incelerken birçok okuyucunun üzerine düşünmediği ancak araştırmayı bütünüyle şekillendiren saha deneyimleri genellikle görünür değildir. Oysaki her araştırma yolculuğunun bir öyküsü vardır. Söz konusu öyküler, genellikle araştırmacıların sohbet konusu olmaktan öteye gitmez ya da lisansüstü tezlerde yöntem bölümünün satır aralarında gizli kalır.
Bu kitap da araştırma yolculuğuna dair öyküleri, sosyal hizmet araştırmacılarının saha deneyimleri üzerinden görünür kılma amacı taşımaktadır. Kitaba katkıda bulunan araştırmacılar; bir taraftan araştırmalarının sorununu belirleme motivasyonlarını, sahayla temaslarını, öznelerle etkileşimlerini, veri oluşturma sürecinde karşılaştıkları zorlukları ve bu zorluklarla baş etme biçimlerini anlatırken diğer taraftan da tüm bu süreçlerde kendilerini nerede ve nasıl konumlandırdıklarını sorgulamaktadırlar. Kitabı okurken her bir araştırmacının yolculuğuna tanıklık ederek kendi araştırma yolculuğunuzu yeniden düşünme ya da yapmayı planladığınız araştırmaları kitapta yer alan araştırmacıların deneyimleri ve önerileri doğrultusunda yeniden şekillendirme olanağına sahip olacaksınız.
Paddy C. Favazza, Michaelene M. Ostrosky, Chryso Mouzourou “Bu kitap öğretmenlerin tüm çocukları kucaklayarak onların farklılıklarını anlamaları, kabul etmeleri ve arkadaşlığı teşvik etmelerini sağlayan denenmiş ve bilimsel araştırmalara dayalı stratejiler sunuyor.”
Karen E. Diamond, Ph.D., Emekli Profesör, Purdue Üniveristesi
“Anaokulu ve ilkokul öğretmenlerinin, her bir çocuğun sınıfa anlamlı bir şekilde dâhil edilmesinin desteklenmesine yardımcı olacak çok sayıda kaynak ve pratik stratejiler [içermektedir.]."
Laurie A. Dinnebeil, Ph.D., Toledo Üniveristesi; Journal of Early Intervention editörü
“Çeşitli erken çocukluk ortamlarını sosyal kabul ve eğitimsel başarı için daha adil ve etkili alanlara dönüştürmeye hazır bir şaheser.”
Donald Wertlieb, Ph.D., Erken Çocukluk Gelişimi ve Engellilik Hakları Ortaklığı (PECDDR), Emekli Profesör, Eliot-Pearson Çocuk Çalışmaları ve İnsan Gelişimi Bölümü, Tufts Üniversitesi


Çocuklar arasında zorbalığı önlemek, küçük çocukların çeşitliliği anlamasına ve kabul etmesine yardımcı olmakla başlar; ne kadar erken o kadar iyi. Okul ekibinizin kullanıma hazır bu kaynağa ihtiyacı olmasının nedeni budur, tutum gelişiminin kritik ilk yıllarında sosyal kabulü teşvik etmenin basit, eğlenceli ve etkili bir yolu.
Anaokulu, birinci ve ikinci sınıflar için mükemmel olan bu kitap, normal okul gününe uygun, uyarlanabilir, pratik stratejilerden oluşan bir araç olan, alanda test edilmiş, araştırmaya dayalı Arkadaş Edinme Programı’nı sunmaktadır. Öğrencilerin, üç farklı yöntemle birbirlerinin farklılıklarına saygı duymalarına ve onları kabullenmelerine yardımcı olacaksınız: 1) farklılık temalı hikâyeler okumak ve kısa sınıf tartışmaları yapmak, 2) farklı geçmişlere sahip çocukları oynamaya ve etkileşime girmeye teşvik eden küçük öğrenme grupları oluşturmak ve 3) evde tartışmaya devam edebilmeleri için okuduğunuz hikâye kitaplarını ailelerle paylaşmak.
BU PROGRAMI AŞAĞIDAKİLERİ YAPMAK İÇİN KULLANIN:
Mevcut sınıf etkinliklerinizi -çember zamanı, sınıf tartışması, işbirlikli oyun– sosyal kabul ile ilgili önemli derslerle zenginleştirin.
Öğrencilerin okuryazarlık becerilerini, onlar farklılıkları kabul etmeyi ve takdir etmeyi öğrenirke, güçlendirin.
Farklı yeteneklere, geçmişlere ve aile yapılarına sahip çocuklar arasındaki arkadaşlığı destekleyin.
Farklı dünyamızı yansıtan kitapları, oyuncakları ve diğer materyalleri seçin.
Farklı öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için evrensel öğrenme tasarımı (EÖT) uygulayın.
Kabul etme ile ilgili küçük öğretilebilir anlar için “anlık tepki verin”.
Ailelerin çocuklarıyla birlikte kullanabilecekleri stratejilerle ev-okul bağlantısını artırın.
Öğretmenler ve okuldaki ekipler için yansıtıcı faaliyetler yoluyla kabulün nasıl geliştirildiğinin anlaşılmasını güçlendirin.

DEC / NAEYC tarafından önerilen uygulamalar ve İngilizce Dil Sanatları Ortak Temel Devlet Standartları ile uyumlu olan bu kanıtlanmış program, konuksever, kapsayıcı ve kültürel olarak duyarlı bir sınıf oluştururken öğrencilerin sosyal ve akademik becerilerini artıracaktır.
İlkay Uyar El sanatları, her ülkede kişilerin ellerini kullanarak;
örf, âdet, gelenek ve göreneklerini, zevklerini ve ilgilerini katarak yaptıkları etkinlikleri kapsar ve genelde o kültürü ifade eder. Bu bağlamda, atık malzemeleri değerlendirme modası da son yıllarda birçok kişinin ilgisini çekmeyi başarmıştır.

Kitapta, işe yaramadığı düşünülen ve çöpe atılan malzemeleri değerlendirerek kızım Dilara'yla birlikte yaptığımız
etkinliklere yer verilmiştir.
Etkinlikleri yaparken eğlenebilmeniz ve sanata
farklı bir açıdan bakabilmeniz dileğiyle...
Alper Altunay, Başak Solmaz, Burçin Ünal, Cansu Özbaş, Doğan Can Gazaz, E. Nezih Orhon, Esin Okman, F. Nur Baran Aksakal, F. Şebnem Erdinç, Gizem Uğurlu, Hakan Uğurlu, Hasan Tezer, Havva Nur Tarakcı, Işıl Maral, İftihar Köksal, Melis Deniz, Murat Topbaş, N. Ercüment Beyhun, Nalan Özen, Necla Tülek, Sevgi Canbaz, Sevtap Velipaşaoğlu, Sıddıka Songül Yalçın, Şükrü Keleş, Taliha Karakök, Yeşim Şenol, Yıldız Pekşen Aşılar, önlediği hastalıklar ve kurtardığı canlar açısından kuşkusuz insanlık tarihinin en önemli başarılarından… Öyle ki çiçek hastalığının sadece adı kaldı günümüzde. Çocuk felci, difteri, boğmaca, kızamığın da sadece adları kalmak üzere. Bu hastalıkların kontrolünde ve elimine/eradike edilmesinde en büyük rol aşılara ait. En önemlisi birçok bebek, çocuk, genç, yaşlı aşı ile sağlıklı bir yaşam sürdürüyor. Yani öyküleri devam ediyor. Tarihten günümüze bu kadar önemli olan aşılara karşı zaman zaman değişik nedenlerle ortaya atılan, kökü aşı tarihi kadar eski, çoğu asılsız ve bilimsel olmayan savlara dayandırılan aşı kararsızlığı hatta aşı karşıtlığı ise tam tersine birçok canın zarar görmesine neden oluyor, öyküler yarım kalıyor... Çoğumuzun hocası Sayın Prof. Dr. Çağatay Güler’in;
“Bir çocuk ölünce boğmacadan ya da kızamıktan,
Sorar vurur da camlara,
Gerekeni yaptınız mı?
Yaptınız mı gerekeni?”
şiirindeki toplumsal sorumluluğumuza katkı sunabilmek amacıyla aşı hakkında uygun ve nitelikli iletişimin önemini, empati kurarak bireysel ve toplumsal iletişim uygulama tekniklerini anlatan bir kitap hazırladık. DSÖ’nün yaşama yıllar katmak ile yıllara yaşam katmak ilkelerine en önemli katkıyı sağlayan aşı gibi stratejik önemi olan bir konuda canlara can, yaşamlara sağlık ve esenlik katabilmek için iletişim bilimleri öğretilerinin spesifik olarak ele alındığı kitabımızın; sağlık yöneticilerine, profesyonellerine, çalışanlarına, iletişim alanında çalışanlara, karar vericilere ve topluma yararlı olması ve bizim ve sevdiklerimizin öyküsünün yarım kalmaması dileğiyle…
Cenk Er At hastalıkları içinde en çok karşılaşılan, en fazla mücadele edilen ve buna rağmen en az anlaşılabilmiş hastalıkların başında kolik vakaları gelmektedir. Bunun muhtemel sebebi de atların evrimsel süreç boyunca gün içerisinde sürekli ve az miktarlarda yem yemeye adapte olmuş sindirim sistemlerinin yeni endüstriyel yemlemeye alışamamış olmasıdır. Doğada kendi halinde yaşayan bir attan sürekli performansını artırması beklenmez, dolayısıyla sadece çayır otu ile gezerek ve dinlenerek beslenmesi sindirim sisteminde beklenmedik ve ani değişikliklere neden olmaz.
Çünkü milyonlarca yıl sürmüş olan evrim sindirim sistemini bu yönde hazırlamıştır. Ancak yaklaşık iki bin yıl önce atın insan hizmetine girmesi ve sonrasında da endüstriyel beslemeye geçilmesi ile birlikte milyonlarca yıl devam etmiş olan süreç değişmiş ve bu değişim geçmişle kıyaslandığında çok ani gerçekleşmiştir. İşte bu ani geçiş atların sindirim sistemini hazırlıksız yakalamış ve sindirim sistemi kaynaklı kolik vakalarını atlarda en önemli olum sebebi haline getirmiştir.
Bu kitap, koliğe sebep olabilecek gastrointestinal durumları tarif ederek hekimin zihninde olayın görüntüsünü canlandırabilmek ve tedavi planlamasına yardımcı olabilmektir. Uzun uzun anlatılan kelimeler akılda kalmayabilir, ancak zihinde canlandırılan veya gözle görülen bir resim, simge veya siluet omur boyu hafızada kalır ve her olguda tekrar hatırlanır. Geçmiş tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki; şimdiye kadar müdahale ettiğim kolik vakalarının her birisi birbirinden farklıydı, ancak her atın gözünde aynı yardım isteğini gördüm. Bu kitabın hem meslektaşlarıma, hem veteriner fakültesi öğrencilerine hem de kolik sancısı çeken her bir ata faydalı olmasını dilerim.
Berrin Gökçek Yılmaz Çalışma hayatında iş sağlığı ve güvenliği kültürünün geliştirilmesi ve iş kazalarının önlenmesinde ele alınan önleyici yaklaşımlar arasında iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda yapılan kitap çalışmasının ilk bölümünde; iş sağlığı ve güvenliği eğitimine ilişkin genel bilgilere yer verilmekte ve eğitim yükümlülüğüne ilişkin ulusal ve uluslararası düzenlemelere değinilmektedir. Diğer bölümlerde sırasıyla başta 89/391 EEC sayılı Çerçeve Direktif olmak üzere özel nitelikli direktifler, AB ülkelerinde ve Türkiye'de işverenin iş sağlığı ve güvenliği eğitimi yükümlülükleri detaylı olarak ele alınmakta ve son bölümünde eğitim metodları üzerinde durularak uygulamada kullanılabilecek belge örnekleri verilmektedir.
Kitap, üniversitelerin İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümlerinde okutulan İş Güvenliği Eğitim Metodları dersine uygun olarak iş sağlığı ve güvenliği eğitimleriyle ilgili mevzuat ve uygulaması hakkında bilgi sahibi olmak isteyen işverenler, iş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimleri gibi iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri, akademisyenler, iş sağlığı ve güvenliği bölümü öğrencileri ve diğer eğitim uygulayıcılarının faydalanabileceği nitelikte hazırlanmıştır.
Zeynep Güldem ÖKEM, Mustafa CAN Nüfusun yaşlanması, uzun süreli bakım hizmetlerinin planlanması ihtiyacını doğurmuştur. Sağlık ve sosyal hizmetlerin ağırlıkla kamu tarafından karşılandığı birçok Avrupa ülkesi ve bazı gelişmiş ülkelerde, yaşlanmayla ortaya çıkan sağlık ve bakım ihtiyacının karşılanması, sosyal güvenlik sistemi içerisinde sağlık bakımının yanında “uzun süreli bakım” sistemi olarak ele alınmaktadır.
Uzun süreli bakım sisteminin planlanması, kaynak ihtiyacının belirlenmesi ve finansmanının sağlanması için farklı kamu programlarının, farklı sektörlerin ve özel girişimlerin koordineli bir şekilde yapılandırıldığı yeni yaklaşımların oluşturulmasına yönelik çalışmalara ihtiyaç vardır.
Ülkemizde son yıllarda yaşlılara yönelik sosyal politikalarla ilgili çalışmalar yoğunluk kazanmıştır. Bu kapsamda farklı ülkelerin deneyimlerinin karşılaştırmalı olarak gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada; başarılı ülke örneklerinden Almanya, Belçika, Danimarka ve Hollanda'nın uzun süreli bakım sistemlerinin Türkçe çevirileri yer almaktadır.
Bu yayının temel amacı, Avrupa Birliği ülkelerinin uzun süreli bakım sistemlerinde uyguladığı farklı organizasyon yapıları, hizmet sunumu ve finansman yöntemleri ile ortaya çıkan deneyimleri aktarmak ve Türkiye'de uzun süreli bakım sisteminin oluşturulması çalışmalarına ışık tutmaktır.
Kadriye Gül Yücel Çalışma hayatının en tartışmalı konularından biri olan asgari ücret, özünde ekonomik bir kavram olmakla birlikte, her ulusun politik, hukuki ve felsefi algısının bir ürünü olması nedeniyle farklı veçhelerden ele alınması gereken bir olgudur. Sosyal refah devletinin toplumsal adaleti sağlaması bakımından önemli bir sosyal politika aracı olarak görülen asgari ücret, yoksulluk kıskacında yaşamını sürdüren asgari ücretli çalışanların refahının artırılması bakımından kritik öneme sahiptir.
Bu kitapta; Avrupa Birliği ülkelerinde ve Türkiye'de asgari ücret uygulamasının tarihsel perspektif içerisinde ve adalet bağlamında karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Amaç; toplumun en düşük gelir grubunu oluşturan asgari ücretlilerin yaşam standartlarının iyileştirilmesine yönelik olarak asgari ücretlerin belirlenmesi ve vergilendirilmesinde en adil ücret politikasının ne olduğunun araştırılmasıdır.
Kitapta, adalet kavramına ilişkin kuramsal tartışmalardan hareketle asgari ücretlilerin aileleri ile birlikte insan onuruna yakışır düzeyde bir yaşam sürmesini garanti edecek adil bir ücret düzeyi ve bu ücret düzeyinin belirlenmesinde ve çeşitli kriterler temelinde farklılaştırılmasında Avrupa'dan iyi uygulama örnekleri göz önünde tutularak Türkiye'ye ilişkin önerilerde bulunulmaktadır.
Carlo C. DiClemente, The Guilford Press Siz ya da çevrenizdeki insanlar:
Sigara içiyor musunuz?
Alkol veya başka maddeleri kullanıyor musunuz?
Bağımlı mısınız? Bağımlılık riskiniz var mı ya da bağımlılığın hangi aşamasına doğru gidiyorsunuz?
Kumar bağımlılığı için de bağımlılık sürecindeki aşamalar geçerli mi?
Bırakmayı mı düşünüyorsunuz?
Bırakma sürecinde hangi aşamadasınız?
Tüm bu soruların cevabını bu kitapta bulacaksınız.
Dr. DiClemente, Dr. James Prochaska ile birlikte 20 yıllık bir çalışmanın sonunda davranış değişikliğinin Transteorik Modeli’ni (TTM) geliştirmiştir.
Bu kitap, bağımlılığa gidiş ve bağımlıktan dönüş sürecinde neler yaşandığını, bu süreçlerde döngünün nasıl değişebileceğini gösteren çok değerli bir eser.
Tüm çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin bağımlılıktan korunmasını, sağlıklı ve güzel bir yaşam sürdürmesini dilerim...
Asuman Saltan, Aydın Olcay Özkan, Aylin Arıcı, Damla Akarsu, Emine İlme, Emine Yılmaz Can, Gizem Çelik, Gülsüm Arslan, Hakan Karaman, Işın Alkan, İlker Aktürk, Mehmet Bilge, Meltem Kürtüncü, Mustafa Tunca, Nebahat Bora Güneş, Nurcan Düzgün, Osman Akay, Ruşen Ayata Küçükbükücü, Sami Kalaycı, Sayra Lotfi, Sevecen Çelik İnce, Sibel Arguvanlı Çoban, Siğnem Anol, Şeyma Karakaya, Taner Artan, Tülay Kuzlu Ayyıldız, Umut Yanardağ, Vildan Çakır Kardeş Bağımlılık; günümüz dünyasının en büyük sağlık problemleri arasında yer alan, biyolojik, psikolojik ve sosyal temelleri ve sonuçları olan ve tedavisi mümkün bir beyin hastalığıdır. Ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan çalışmalar bağımlılığa ilişkin birçok türün mevcut olduğunu, bireylerin bağımlı olma yaşının her geçen gün düştüğünü ortaya koymaktadır. Bu düşüş bağımlı birey sayısını hızlıca artırmaktadır.
Değişen dünya koşulları her gün yeni bağımlılık türleri ortaya çıkarmaktadır. Bununla birlikte bağımlılık, tedavisi olan bir süreçtir. Dünya Sağlık Örgütünün yapmış olduğu sağlık tanımlamasında da vurgulandığı üzere sağlık yalnızca hastalık veya engelliliğin olmaması durumu değil bireylerin fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli içerisinde olmasıdır. Tanımdan hareketle bağımlılık tedavisi tıbbi tedavinin yanında bireylerin psikolojik ve sosyal yönden de desteklendiği bir bütün şeklinde, multidisipliner bir bakış açısı ile ve doktor, psikiyatrist, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire vb. gibi sağlık profesyonelleri ile gerçekleştirilmelidir.
Kitabın öncelikli amacı; kimyasal ve davranışsal bağımlılıkların öğretilmesi, daha sonra bu bağımlılıklarla mücadele sürecinde sosyal hizmet meslek ve disiplini profesyonellerine düşen görevlerin uygulamalı olarak anlatılmasıdır. Bu bakış açısı ile kitap, yalnızca sosyal hizmet alanında değil bağımlılıklara ilişkin çalışan diğer bütün alanlardaki öğrenciler, akademisyenler ve uygulayıcılar için başucu kitabı niteliğinde düzenlenmiştir.
Sabri Kaya Savaşlar, yoksulluk, aile içi sorunlar, anne babanın biri ya da ikisinin yokluğu, ihmal ya da istismar gibi pek çok nedenlere bağlı olarak aile bakımından mahrum kalan ve korumaya ihtiyaç duyan çocuk ve gençler, toplumsal uyumda ve sosyal ilişkiler geliştirmede önemli zorluk çeken bir grubu oluşturur. Korunma ve bakıma muhtaç olan bu çocuk ve gençler devlete ait çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları, sevgi evleri ya da çocuk siteleri şeklinde örgütlenmiş yatılı bakım kurumlarında bakım, koruma ve gözetim altına alınır. Bakım kurumlarında kalan çocuk ve gençlerin sosyalleşmesi (toplumsallaşması) aile yokluğundan dolayı ilk olarak bakım altında bulunduğu kurumlar içinde başlar ve toplumsal rollerini bu yapı içinde öğrenirler.
Birçok araştırmada sosyal faktörlerin yanı sıra spor ve boş zamanları değerlendirme etkinliklerinin çocuk ve gençlerin kişilik gelişiminin ve sosyalleşmesinin belirleyici etkilerinin olduğu vurgulanmaktadır. Özellikle korunma ve bakım altındaki çocuk ve gençlerin kişilik gelişimi ve sosyalleşmesinde bu etkinin daha da belirleyici olduğu açık ve net bir şekilde yapılan bu araştırmada ortaya çıkmıştır. Bu kitabın alanda bu konuya değinen kapsamlı ilk çalışma olarak alana katkı vermesi, bakım kurumlarındaki sosyal çalışmacılara, eğitimcilere, yöneticilere, spor ve rekreasyon liderlerine kaynak oluşturması temel amacını taşımaktadır.

Hüdaverdi Erer
Neslihan KULOĞLU TÜRKER Sevgili anne-babalar; bu kitabı en fazla uyaran sağlanması gereken dönemde, en az uyaran sağlanmasından duyduğum kaygı ile yazdım. Beyin hücrelerinin ve bağlantılarının gelişiminin, bebeğin çevresel farkındalığını, her yaş dönemindeki becerilerini, hayata karşı duruşunu etkileyeceği, mutlu olmanın ne kadar kolay olduğu bilinci ile yapılabilecek pek çok şey olduğunu vurgulamaya çalıştım. Bazı özel notlarla, beynin görme-işitme-motor gelişim gibi alanlarında bir sorun varsa bu dönemde belirlenmesi ve uygun girişimlerin başlamasının son derece önemli olduğunu belirtmeye çalıştım. Kitabımda yazdıklarım, yapabilecekleriniz için birer örnek niteliğindedir. Daha çok okuyarak, araştırarak, gözleyerek, yaratıcılığınızı kullanarak bebeğinizin gelişimini daha fazla destekleyebilirsiniz.
Bebeğinizin becerileri 1 yaşından itibaren daha hızlı artacak ve sizi sürekli şaşırtan özellikler sergileyecektir. İleride “keşke” dememek için ilk 12 ayda elinizden gelenin en fazlasını yapmalısınız. Ancak ne yaparsanız yapın öncelikli hedefiniz bebeğinizle birlikte mutlu zaman geçirmek olmalıdır. Gülün, güldürün. Eğlenin, eğlendirin. Yaşamda minicik bir bebekle oyun oynamaktan, birlikte zaman geçirmekten, tepkilerini izlemekten daha keyifli ne olabilir ki…
Laura E. Berk, Pearson Bebekler ve Çocuklar: Doğum Öncesinden Orta Çocukluğa kitabı; yaşamdan örneklerle, açık ve öyküleştirilmiş etkileyici anlatımıyla çocuk gelişimine ışık tutmakta; çocuk gelişimi ile ilgili güncel bilgileri net, tutarlı ve bilimsel yaklaşım içerisinde okuyucusuna sunmaktadır.
Kitap; çocukların gelişim dönemleri çerçevesinde fiziksel, bilişsel ve sosyal/duygusal gelişim alanlarının birbirleriyle olan etkileşimini özgün ve doyurucu bir tarzla ele almıştır. Çocuk gelişimindeki kuramsal, kültürel, bireysel ve toplumsal çeşitlilikler örnekleriyle ortaya konulmuş ve bu çoğulcu bakış açıları karşılaştırmalı bir şekilde tartışılmıştır. Ayrıca, çocuk gelişimi ile ilgilenen öğrenciler, araştırmacılar, akademisyenler ve anneler-babalar kendi yaşantılarıyla okudukları arasında ilişkiler kurarak çocuk gelişimi ile ilgili yararlı bilgileri öğrenme fırsatına bu kitapla sahip olacaklardır.
Bebekler ve Çocuklar: Doğum Öncesinden Orta Çocukluğa, çocuk gelişimi alanında yazılmış geniş kapsamlı ve dünyada en çok okunan sayılı kitaplardan biridir.
Öge Çultu Kantaroğlu, Birgül U. Bayoğlu Çocuk Gelişimi Serüveni, çocuğunuzu büyütürken sık karşılaştığınız sorunlara çözüm önerisi sunmakla kalmıyor, gelişimini nasıl destekleyeceğiniz konusundaki endişelerinizi de gideriyor. Bu kitap, bizlere bir birey yetiştirmenin sadece beslemek, uyutmak ve korumaktan ibaret olmadığını bir kez daha hatırlatıyor. Üstelik bunu yaparken de konuyu son derece sade ve net bir şekilde sunuyor ve dayanağını bilimden alıyor.
Bu şahane rehberi tüm anneler ve babalar okumalı.
Dr. Elif Pınar Çakır - Çocuk Sağlığı Hastalıkları Uzmanı, Yazar

Biz acemi annelerin çocukları için hiç bitmeyen soruları ve bu sorular ile birlikte gelen kaygıları vardır. Ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı bilemediğimiz veya merak ettiğimiz durumlarda bizi yönlendirebilecek bir kaynağa ihtiyaç duyarız. Herkesin anlayabileceği şekilde sade ve akıcı bir dil kullanılarak yazılmış olan bu başucu niteliğindeki kitapta, eminim ki siz de benim gibi birçok sorunun cevabını bulacaksınız.
Bahar Yanbolulu - Anne

Anneler ve babalar çocuk sahibi olmaya niyet ettikleri anda başlar çocuk gelişimi serüveni. Çocuğunu sağlıkla ve huzurla kucağına almak isteyen annelerin ve babaların aklında sorular belirir: "Çocuğumiçin çevresel uyaranları nasıl düzenlemeliyim?", "Oyuncak tercihinde nelere dikkat etmeliyim?", "Gelişimsel bir gecikme ile karşı karşıya kalırsam bunu nasıl fark edebilirim?"... Tuvalet alışkanlığı süreci, okul sorunları, yemek ve uyku düzeni, akran zorbalığı, sınav kaygısı derken bu liste uzayıp gider. Çocuk Gelişim Serüveni kitabı, bu anlamda tam bir el kitabı niteliğinde hazırlanmış. Çocuk gelişimi alanına ait teorik bilgiler, anneler ve babalar ile sohbet edilircesine yalın bir dille anlatılmış. Örnekler hayata dair, çözümler uygulanabilir nitelikte. Sadece anneler ve babalar için değil, çocuklarla çalışan tüm meslek elemanları için rehber olacağını düşünüyorum.
Emine Ergün - Çocuk Gelişimi Uzmanı
Arzu Aydın, Asya Çetin, Aynur Bütün Ayhan, Aysel Köksal Akyol, Ayşe Balcı Karaboğa, Binnaz Kıran, Damla Pektaş, Dilara Keklik, Duygu Gür, Emin Demir, Emine Saraç, Evşen Nazik, Figen Gürsoy, Haktan Demircioğlu, Hatice Güdül Öz, Hazel Sıla Menteş Tanaydın, İlker Altun, İmray Nur, Mehmet Tahir Karaboğa, Mustafa Kale, Müzeyyen Soyer, Naşide Nur Karaman, Sara Hurşidi, Sena Öz, Sudet Karagöz, Şehnaz Ceylan, Şenay Türe, Türkü Kılavuz, Uğur Hassamancıoğlu, Utku Beyazıt Beden algısı, kendi bedeninizi düşündüğünüzde ya da aynaya baktığınızda kendinizi fiziksel olarak nasıl gördüğünüz ile ilişkilidir. Beden algısı, insanın bireysel özellikleri (yaş, cinsiyet vd.), sosyokültürel çevre ve medya dâhil olmak üzere birçok faktörün etkisine maruz kalır. Erken yaşlardan itibaren gelişim sürecinde bu etkilere maruz kalma ve etkilenme derecesi, bireyin bedenine ilişkin memnuniyetini ya da memnuniyetsizliğini belirleyebilmektedir. Son yıllarda, yeni medyanın ve tüketim kültürünün de etkisiyle birlikte, beden algısının sadece aynaya yansıyan görüntümüzden ibaret olmadığı farklı araştırmalarla da ortaya konmuştur. Öyle ki farklı yaş gruplarından insanların özellikle medya aracılığıyla dayatılan ideal beden ölçülerine ulaşma çabaları ve bu çabaları temelinde bedenlerine yönelik tutum ve uygulamaları, onların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını çoğu zaman olumsuz etkilemektedir. Ancak beden algısı kavramı, insan yaşamı üzerindeki bu önemli etkilerine rağmen ülkemizde oldukça geç ele alınan konulardan biri olagelmiştir. Mevcut kitap, ülkemizde beden algısı konusunu ilk kez ele alan bir kitap olma özelliğini taşımaktadır. Bu kitapta, beden algısına ilişkin tanımlar ve kavramlar, farklı gelişim dönemlerinde beden algısı, beden algısını etkileyen faktörler, beden olumlamaya yönelik uygulamalar, çocukluk ve ergenlik döneminde beden algısı gelişiminin yetişkinliğe yansımaları konuları farklı disiplinlerden alan uzmanları tarafından ele alınmıştır.
Şehadet Bulut, Zehra Vildan Serin Beklenen yaşam süresi, tüm ülkelerde her geçen yıl artmaktadır. Bu durumun en önemli sebeplerinden birisi de sağlık alanında meydana gelen olumlu gelişmelerdir. Çevre koşullarında sağlanan iyileşmeler, aşıların ve antibiyotiklerin bulunması, hastalıklara karşı koruyucu ve tedavi edici önlemlerin artması, insanların sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteye daha fazla önem vermesi bebek ve çocuk ölümlerini azaltırken beklenen yaşam süresinin de artmasına neden olmaktadır.
Beklenen yaşam süresinin uzamasına neden olan faktörlerle ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde bu faktörler kapsamında, daha çok bir ülke ya da ülke grubunun ele alınarak belirlenen bağımsız değişkenlerin bağımlı değişken olan beklenen yaşam süresi üzerinde etkilerinin araştırıldığı görülmektedir. Dolayısıyla ülke ya da ülke grupları ön plana çıkmakta ve araştırma yapacak akademisyenlerin yapılan çalışmaları ve değişkenleri tek tek incelemesi gerekmektedir. Bu da hem zaman kaybını hem de karşılaştırma yaparken yaşanan zorluğu beraberinde getirmektedir.
Daha önce yapılan çalışmalardan farklı olarak beklenen yaşam süresine etki eden faktörlerin değişken odaklı ele alınarak yazılan bu kitabın, siz değerli okuyuculara ve konuyla ilgili bundan sonra yapılacak araştırmalara katkı sağlaması umulmaktadır.
Aliye Mavili Bu çalışmayı yazmaya başlamadan önce çok sayıda aileyle çalışmış aile hayatı eğiitm proğramları hazırlamış ve bunları uygulamıştım 20 yıla yakın bir süredir yürüttüğüm bütün çalışmalrımda ailenin gücü ve güçsüz kaldığı pekçok durumda tanıklık etmiştim bütün toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de değişen dönüşen aileye daha yakından bakmanın önemli olduğu düşünülmüştür.çalışmanın bazı bölümleri daha önceki çalışmalarımdan yapılan derlemelerden oluşmaktadır.
Buse Hançer, Yunus Pınar Bu kitap, ölçüsüz ekran tabanlı medya kullanımına maruz kalan ve düşük nitelikli anne-çocuk-kitap etkileşim deneyimleri yaşayan çocukların; dikkat, görsel algı ve dil gelişimi alanlarında karşı karşıya kalabilecekleri riskleri ortaya koymak amacıyla yazılmıştır. “Dijital Aklın Eleştirisi”, “Çağın Vebası Dijital Bağımlılık”, “Ekran Tabanlı Medyanın Etkileri” gibi konuları mercek altına alan bu kitapta, yazarlar tarafından yürütülen bir araştırmanın çarpıcı sonuçları da yer almaktadır.
Bu kitapta; en yeni araştırmalara yer verilmiş, 388 ayrı kaynağa başvurulmuştur. Bu kaynakların %50'si 2010 yılı sonrasına aittir. Kullanılan kaynakların 190'ı Türkçe, 177'si İngilizce, 19'u Almanca, 2'si Fransızcadır. Bilimsel bir çalışma olmanın yanında bir başvuru ve ders kitabı olma özelliklerini taşıyan bu eser; çocuk gelişimi, okul öncesi eğitimi, eğitim bilimleri, psikoloji, dil bilim, iletişim gibi birçok alanda çalışan akademisyen, öğrenci ve ebeveynlere önerilmektedir.
Hande Albayrak “Arkadaşım 'Sanki oğlun uyuşturucu kullanıyor.' deyince kaynar sular tepemden aşağıya döküldü. İçime bir ateş düştü benim. O yangını anlatamam yani. Istırap verici bir şey. Dünya başına yıkılıyor.”

Annelik; tarihsel, sosyal, kültürel ve politik bir inşa ile kadını sarmalayan idealleri, kurguları ve beklentileri içerir. Bu da hâkim annelik deneyimlerine uymayan yaşantıların gizlenmesine neden olur.

Bu kitapta; çocuğun madde bağımlılığı sorunu üzerinden anneliğe dair idealler ve gizlenen yanlar; annelik inşasının temellerinin atıldığı, kadınların çocukluk anlatılarından başlayarak evlilikten anne olma yolculuğuna, çocuğun madde bağımlılığı sorunu ile yüzleşmelerine ve mücadelelerine kadar olan süreçteki hayat hikâyelerini içerecek şekilde ele alınıyor. Kitapta; annelerin hayatındaki kırılma noktası olan “çocuğun madde bağımlılığı” karşısında utanma, gizleme, sessizleşme, suçla(n)ma, izolasyon, dışlanma, çaresizlik anlatılarının yanında adanma, kendini yok sayma, katlanma, geri çekilme pratikleriyle bağ(ım)lılıktan kurtarma ve kurtulma mücadelesindeki güçlenme ve iyileşme anlatılarının öne çıktığı görülüyor. Bu anlatılar ile madde bağımlılığı sorununda “iyi anne olma”ya dair kurgunun kadınlar üzerinde yarattığı baskı ve kadınların bu baskıdan kurtulma arayışları gözler önüne seriliyor.

Bu kitap, okuyucuya anneliğe ve madde bağımlılığına dair kapsamlı bir bilgi ve bakış açısı sağlama ve çocuğun madde bağımlılığında annelerin sesinin duyurulmasında aracı olma arzusundadır.
Barbara Sher Benlik saygısı oyunları çocuklara duygusal, sosyal, fiziksel ve zihinsel olarak kendileri olabilmenin muhteşem bir şey olduğunu göstermektedir. Benlik Saygısı Oyunlarındaki eğlenceli ve özenle tasarlanmış etkinlikleri paylaşarak, çocuğunuzun olumlu duygularını destekleyebilir ve öğrenmeleri için kalıcı bir temel oluşturabilirsiniz.
Bir anne, öğretmen ve oyun terapisti olan Barbara Sher tarafından otuz yıllık deneyim ile geliştirilen 300 adet benlik saygısı oluşturan bu fikir koleksiyonu, bir ön hazırlık ya da materyal gerektirmez. Siz ve aileniz hemen hemen her yerde oyuncu sayısı önemli olmaksızın istediğiniz sayıda kişiyle bu oyunları oynayabilirsiniz. Öyleyse haydi gelin, rahatlayın ve eğlenceyi keşfedin.

ÖZEL BÖLÜMLER :
Güçlü yanlarınızı ve yeteneklerinizi bilmek
Günlük duygularınızı ve tepkilerinizi ifade etmek
Benzersiz olmaktan keyif almak-herkes gibi!
Arkadaşlık yoluyla ilişkiler geliştirmek ve başkalarına güvenmek
Vücudunuzun ve duyularınızın farkına vararak özgüven geliştirmek
Adem Keskin, Ayça Aktaş Karaçelik, Bahadır Öztürk, Ceren Şarahman Kahraman, Davut Sakız, Ebru Afşar, Ebru Akkemik, Fadime Ovalı, Fatma Akat, Fatma Şengül, Fethullah Kayan, Fikret Akyürek, Filiz Özcan, Hakan Vatansev, Hasan Basri Savaş, Hüsamettin Vatansev, Işılay Kıraç, İkbal Küçükçetin, İsmail Arslan, Mehmet Enes Sözen, Mehmet Nuri Özbek, Mehmet Zülkif Karahan, Nesibe Arslan Burnaz, Nurcan Yabancı Ayhan, Özlem Özer Çakır, Semra Alkan Türkuçar, Tuğba Kundakcı, Türkan Güney, Vural Kıraç Biyokimya, tıp biliminin temel alanlarından birisidir ve canlı bedeninde gerçekleşen kimyasal tepkimeleri konu edinir. Metabolizma ise biyokimyanın ana konularından birisidir ve temelde yediğimiz, içtiğimiz gıdaların vücudumuzdaki akıbetini inceler. Bir diğer ifadeyle beslenmeyi, hücresel ve moleküler düzeyde inceler. Dolayısıyla beslenme konusu, biyokimyasal bir yaklaşım olmadan tam anlamıyla anlaşılamaz. Doç. Dr. Hasan Basri Savaş'ın editörlüğü ile ortaya çıkan bu eser işte bu yüzden beslenmeye doğru bir yaklaşım sunuyor.
Kitabın içeriğine baktığımızda önce besinlere ve beslenmeye ait temel biyokimyasal bilgilerin verildiğini, daha sonra beslenmeyle ilişikli bazı hastaların biyokimyasal temellerinin anlatıldığını, son olarak da bazı güncel konuların ele alındığını görüyoruz. Sağlıklı beslenmenin temelleri bilinecekse beslenmenin biyokimyası bilinmelidir. Bunun yanında besinleri tanımak ve doğru beslenme davranışları geliştirmek de kuşkusuz çok önemlidir.
Yazar kadrosuna baktığımızda oldukça geniş bir liste görüyoruz. Böyle güzel bir içerik ve seçkin akademik kadronun organizasyonu tahmin ediyorum kolay olmamıştır. Bu yüzden hem editörü hem de katkı veren tüm öğretim üyesi arkadaşlarımı tebrik ediyorum.
Bu kitabın gerek biyokimya gerekse beslenme alanıyla ilgilenen tüm öğrenci ve akademisyenlere faydalı olacağını düşünüyorum.
İyi okumalar.