Rusça \ 1-1
Ahmet Murat Kadıoğlu, Aierken Maiergeya, Çile Maden Kalkan,Esra Büyükbahçeci, Derya Adalar Subaşı,Gonca Unal Qiang, Güneş Şahin, Hasan Tuncer, Nilay Ağırnaslı, Noriji Fujimoto, Nuray Pamuk Öztürk, Reyhan Eraslan, Sema Gökenç Gülez, Seungeun Kim-S. Göksel Türközü, Yingjie Wang, Bilgen Gül - Bilsen Ş. Özdemir, Deniz Dilşad Karail Nazlıcan, Duygu Özakın,İren Dilara Kongaz, Hasan İçen,H. Necmi Öztürk, Seyyal Körpe Kemer, Zoya Şengüder Gündelik yaşam, “yaşamın sıradan bir şekilde akması, her gün tekrarlanan davranışlar, alışkanlıklar ve bizi çevreleyenler” olarak tanımlanır. Bunun yanı sıra gündelik yaşam, içinde bulunulan toplumun kültürü ve kültürel değerleri, sanatı, edebiyatı, mutfağı, inançları, felsefesi, dili gibi birçok konu hakkında bilgi vermektedir. Bu sebeple gündelik yaşama kültür bilim penceresinden bakarak Doğu ve Batı kültürlerini kapsayan bir araştırma hazırlamak, Doğu'da ve Batı'da Gündelik Yaşam adını verdiğimiz çalışmamızın temel amacını oluşturmaktadır.
Doğu ve Batı kültürlerinde gündelik yaşamın izlerini sürecek olan bu araştırma, söz konusu kültürler arasında bir köprü kurarak kültürel benzerlikleri ve farklılıkları açığa çıkarmayı amaçlamaktadır. Bunun yanı sıra çalışmamız, tarihî süreç içerisinde toplumların sahip oldukları kültürel değişimleri göz önüne sererek farklı medeniyetlerdeki gündelik yaşamların tarihî kökenlerini ortaya çıkarmaktadır.
Kitap, gündelik yaşam çalışmalarına ve farklı kültürlere ilgi duyan okuyuculara yönelik olmasının yanı sıra bilimsel bir araştırma olmasından dolayı akademisyenlerin, araştırmacıların, lisans ve lisansüstü düzeyindeki öğrencilerin başvuracağı yardımcı bir kaynak olması bakımından da önem taşımaktadır.
Esra Şölentaş, Hakan Saraç, Kamile Sinem Küçük, Kübra Çağlıyan Şakar, Mehtap Yılmaz, Muhammed Taşkesenligil, Olga Nikolayevna Grigoryeva, Onur Aydın, Pınar Turan Özdemir, Reşat Şakar, Selin Tekeli, Svetlana Stomatova Gelenek, görenek, inanç ve kaideler kültür kavramının önemli ve vazgeçilmez unsurlarındandır. Kültürel bir miras olarak geleneklerin ait olduğu toplum üzerinde büyük bir etkisi vardır. Kadim bir millet olarak Rusların da, kökleri çok eskilere dayanan ve buna da sıkı bir şekilde bağlı oldukları güçlü bir gelenek yapısı bulunmaktadır.
Köklü Türk-Rus ilişkilerinin XXI. yüzyılda daha pozitif bir ivme kazandığı günümüzde, Rus milletini gelenekleriyle daha yakından tanımak amacıyla hazırlanan bu kitapta; Rusların doğum, ölüm, düğün, giyim-kuşam, yeme-içme vb. gibi gelenekleriyle Maslenitsa, Paskalya gibi dinî ve millî bayramlarına dair bilgiler ele alınmakta, ayrıca Rus mitolojisi, Rus aile yapısı, Ruslarda dostluk kavramı, selamlaşma gelenekleri, Rusların batıl inançları gibi gelenekle ilgili birçok kültürel ögeye de yer verilmektedir.
Bu kitap, ülkemizde Rus kültürü alanındaki büyük bir boşluğu doldurarak hem ders kitabı olarak hem de karşılaştırmalı kültürel çalışmalar yapan araştırmacıların yararlanabileceği bir kaynak niteliğindedir.
Tuğba Günör Lev Nikolayeviç Tolstoy, birçok edebiyatsever için kitleleri arkasında sürüklemeyi başarmış dünyaca ünlü bir yazardır. Ancak Tolstoy son nefesine kadar kendi doğrusunu aramış, sürüklemek yerine kendisi sürüklenmiştir. Ömrü boyunca insanlığa faydalı olma amacı güderek ahlaki açıdan insanın yetkinliği üzerine yoğunlaşmıştır. Gençlik yıllarında Batılı filozoflardan aldığı esini, ilerleyen yıllarında Budizm inancının temsilcisi Buda'dan, İslam inancının temsilcisi Hz. Muhammet'ten esinlendiği adaleti, eşitliği, sevgiyi ve fedakârlığı telkin eden düşüncelerle harmanlamıştır. Düşüncelerini, kendince en büyük savunusu olan kilisenin zincirlerinden koparıp Hristiyanlık inancıyla birleştirerek ahlak temellerine oturtmuştur. Bu yönüyle yazar kimliği kadar güçlü filozof yanını da ortaya koymayı başarır. Tolstoy'un bu düşünceleri tüm eserlerinde olduğu gibi romanlarında da net bir şekilde gözlemlenir. Yazarın tüm romanlarında ahlaki açıdan verdiği mesajlar, kahramanların karakterleri ve maceraları aracılığıyla sunulur. Bu çalışmada da yazarın düşüncelerinin romanlarındaki yansıması ve bu yansımanın düşünce yapısı ve savunularıyla olan paralelliği ile hiyerarşik sıralaması incelenmiştir.
Ersin Çetinkaya Dünyayı Marksist-Leninist ideoloji ile birlikte komünist bir düzende yeniden oluşturma süreci olarak Sovyet edebiyatında ortaya çıkan toplumsal gerçekçilik metodu, hem sanatta hem edebiyatta dönemin hükûmetinin siyasi ideolojisini yansıtabilmesi amacıyla oluşturulmuş suni/kanonik bir edebî metottur. Elli yedi yıl boyunca Sovyet edebiyatının temel edebî metodu olan toplumsal gerçekçilik metodu, var olduğu süre içerisinde SSCB'deki sanatla ilgili tüm alanlarda ana yönelim olarak kendisine yer bulur. Rejim her alanda etkin olmak istediği için yönlendirilmiş bir metot olarak ortaya çıkan toplumsal gerçekçilik, Rus edebiyatının yanı sıra diğer dünya edebiyatlarında da değerlendirme görür. Dünyadaki bütün edebiyat eleştirmenleri ve yazarları tarafından toplumsal gerçekçilik metodunun kurucusu olarak kabul edilen M. Gorkiy, metodu eserlerinde yoğun bir şekilde kullanarak dönem Rusya’sının alt tabaka insanlarının hayatlarını küçük insan izleği ve metodun halkçılık ilkesi üzerinden işler. Özellikle Sovyet eleştirmenler tarafından toplumsal gerçekçilik metodunun Türk edebiyatındaki temsilcisi olarak kabul edilen Sabahattin Ali, metodu ülkenin iç dinamiklerine göre şekillendirerek eserlerini oluşturur. Sabahattin Ali, toplumsal gerçekçilik metodunu halkçılık ilkesi üzerinden işleyerek dönem Türkiye'sinin Anadolu'daki küçük insanlarının sorunlarını dile getirmek maksadıyla kullanır. Hem M. Gorkiy hem de Sabahattin Ali, eserlerinin merkezine kendi ülkelerinin aşağı tabaka insanını yerleştirir, onların sesi olmaya çalışır ve düzenin daha iyi bir hâle gelmesi için çözüm önerileri sunarlar. Bu kitapta, yazarların çalışmalarındaki toplumsal gerçekçilik metodunun izlerini gösterebilmek için öykülerine başvurulmuş ve savunulan düşünceler öykülerden alınan örneklerle desteklenmiştir.
Sonnur Aktay Bu eser, Rus dilbiliminde söylem kuramı konusunda detaylı bir araştırmanın bulunmamasından kaynaklanan boşluğu doldurma amacı taşımaktadır. Bu çalışmanın bir diğer önemli amacı da söylem kavramını dilbilimsel açıdan ele alarak V. I. Karasik, A. A. Kibrik, V. V. Krasnıh, YE. I. Şeygal, I. R. Galperin başta olmak üzere Rusya'daki söylem disiplininin önde gelen temsilcilerinin yaptıkları çalışmaları ve geliştirdikleri kuramları Türk literatürüne kazandırmaktır. Bu bağlamda, çalışmada öncelikle dilbilimsel bakış açısıyla söylem kavramı ele alınmış ve Rus dilbiliminde yapılan çeşitli tanımlamalar detaylı bir şekilde incelenmiştir. Çalışmada aynı zamanda söylemin tümce düzeylerinin özellikleri ve dilin üst düzey bir birim olmasını sağlayan unsurlara değinilmiştir. Kurumsal, politik, akademik, pedagojik, edebî söylem türlerinin özellikleri aktarılmıştır. Çalışmanın uygulama kısmında Sovyetler Birliği Dönemi'nde faaliyet gösteren iki etkin yayın organı olan Pravda ve Bednota gazetelerinden haber metinleri derlenerek van Dijk'in eleştirel söylem çözümlemesi modeline göre bu metinler incelenmiştir. Van Dijk'in eleştirel söylem çözümlemesi modeli, haber metinlerindeki ideolojik unsurları ortaya çıkarmayı amaçlayan bir analiz biçimidir. Bednota ve Pravda gazetelerinden seçilen haber metinleri, bu modelle ele alınarak Sovyet Dönemi'nin ideolojik yapısıyla ilişkilendirilmiştir. Söylem, söylemdilbilim, söylem analizi, eleştirel söylem çözümlemesi, metin, metindilbilim alanları başta olmak üzere söylem disiplini ile ilgilenen farklı alanlardan araştırmacıların yararlanabileceği bu çalışmanın ülkemiz için faydalı bir kaynak olmasını umut ediyorum.
Adnan YAŞAR İşte Kitabınız; Rus Dili Grameri, Cümle Yapısı, Konuşma Kılavuzu ve Rusça Sözlük kitaplarından oluşan bir seridir. Rus Dili Grameri kitabı, Rusçanın tüm konularını kapsayacak şekilde detaylı olarak hazırlanmıştır. Bu kitap, Rusça öğrenmek isteyen her seviyedeki öğrenciye ve öğretim elemanına faydalı olabilecek niteliktedir. Bu kitabın en büyük özelliği, herhangi bir Rusça sözlüğe ihtiyaç duymaksızın kolay çalışma imkânı sağlamasıdır. Bu yönüyle de eser, kendi kendine Rusça öğrenenler için çok yararlı ve öğretici bir kaynak olacaktır. Esasen kitabın içinde Rusçayı kolay öğrenmeyi sağlayacak şekilde harften heceye, heceden kelimeye ve sonuçta cümleye doğru giden bir yapı izlenmiştir. Özellikle okunması ve incelenmesi kolay cümle yapıları seçilerek Rusça düşünce sistemi tanıtılmaya çalışılmıştır.
Ayla Kaşoğlu, Emine Karabacak, Esra Şölentaş, Gamze Öksüz, Gülhanım Bihter Yetkin, Meliha Oskay Gökalp, Mesude Sağıroğlu, Nurgül Özdemir, Onur Aydın, Selin Tekeli, Sevgi Ilıca Çocuk olmak pek çoğumuz için masumiyetle, mutlu geçmişle, kaygısız günlerle ve saf bir dünyayla bağdaştırılır. Oysa kimilerinin çocukluk dönemi; hatırlanmak istenmeyen acılarla, ıztıraplarla, trajedilerle dolu olabilir. Gerçek hayatın kurgusal bir yansıması olan edebiyat, toplumsal ve kültürel değişimlere sımsıkı bağlı olarak çocuk dünyasını yüzyıllardan beri farklı yönleriyle ele alan disiplinlerden biridir. Rus edebiyatında çeşitli dönemlerden çocuk kahramanlar ya da kahramanların çocukluk çağından örneklerin sergilendiği Rus Edebiyatında Çocuk Olmak adlı bu kitap, yüzyıllara göre edebiyatta çocuk algısının ne şekilde evrildiğini keşfetmeye yönelik ipuçları sunmaktadır.
Ceylan Özdemir, Eda H. Tan Metreş, Emine Karabacak Kündem, Esra Elmacıoğlu, Gamze Öksüz, Gülhanım Bihter Yetkin, İmge Alpay, Mehmet Özberk, Nuray Dönmez, Nurgül Özdemir, Orçun Alpay, Sevgi Ilıca, Yasemin Gürsoy Çoğu sosyal bilimci tarafından mikro toplum olarak kabul edilen aile, kendi içinde bir bütün ve bütün içinde bir parça olarak sosyal yapının en küçük birimidir. Bireyin tüm ihtiyaçlarını giderdiği, ahlaki ve kültürel değerler kazanıp kişiliğini oluşturduğu ilk eğitim kurumudur ve bu kurumda aile bütünlüğünü bir arada tutmada en etkili güç şüphesiz kadındır. Kadın; evi yuvaya dönüştüren, aile bireylerinin sorunlarına çözüm arayan, derleyip toplayan, besleyen ve çocukların yalnızca fiziksel gereksinimlerini giderip büyütmekle kalmayıp aynı zamanda kendi annesinden/ailesinden öğrenmiş olduğu kültürel değerleri ve davranış kodlarını çocuklarına, yeni nesle aktaran kişidir.
Rus düşünce yapısını ve manevi değerleri en iyi şekilde yansıtan aforizmalarda da kadının aile ve annelikle özdeşleştirilmesi, kutsanması ve yüceltilmesi göze çarpar. İyi bir anne iyilik öğretir; toprağın insanları beslediği gibi anne çocuklarını besler; anne çalışkan ise çocukları tembel olmaz; babasız yarı öksüz, annesiz ise tamamen öksüz olunması gibi özlü sözler kadın-anne statüsünün Rus toplumundaki konumunu gösteren örneklerdir. Bu bağlamda kitabımızda Rusya'daki aile yapısı ve bu yapıda ailenin, kadının süreç içerisinde geçirdiği değişim, farklılık ve farkındalıklar yazar ve eserleri aracılığıyla ele alınmaktadır.
Ayla Kaşoğlu, Ceylan Özdemir, Emine Karabacak Kündem, Funda Temur, Gülhanım Bihter Yetkin, İmge Alpay, Jale Kartal, Meliha Oskay Gökalp, Merve Ay Karakuş, Mesude Sağıroğlu, Nurgül Özdemir, Onur Şahin, Orçun Alpay, Sevgi Ilıca Cinsiyetin kültürel maskesi de diyebileceğimiz toplumsal cinsiyet kavramından hareketle XX. yüzyılın 60’lı yıllarından itibaren yaygınlık kazanmaya başlayan alana olan ilginin artma nedeni, pek çok toplumun ataerkil özelliklerinin hâlâ baskın olmaya devam ediyor olmasıdır. Bu bağlamda dünyanın farklı yerlerinde olduğu gibi Rusya’da da toplumsal cinsiyet eşitliği stratejisinin uygulanmasının önündeki en önemli engellerden biri, kuşkusuz toplumda var olagelen toplumsal cinsiyet klişeleridir. Nitekim kitabımızdaki örnekler arasında yer alan eşitlik adı altındaki SSCB’de bile bu kez Sovyet ataerkilliğinin kendini göstermesine ve kadının eşi yerine devlete tabi kılınmasına tanık oluruz.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve eşitsizliğe eşlik edenin ve üretenin farklı sosyal, ekonomik ve siyasi koşullar ve hatta tarihsel özellikler olmayıp aslında toplumların zihinlerinde yaratılmak istenen ve yaratılan düzende kadını geri planda tutmanın bir parça da “işe geldiği gibi davranmak” olduğunu söylemek mümkündür. Bu noktada dünyamızı daha insancıl ve yaşanılır kılacak toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerinin uygulanıp uygulanmaması bireylere/
toplumlara bağlıdır, denilebilir. Günümüzde ise daha yaşanabilir bir dünya için toplumların yeni bir tür toplumsal cinsiyet sistemi inşa etme vakitlerinin çoktan geldiği somut gerçeğiyle karşı karşıyayız. Belki de artık bizlere düşen, konunun önemini daha sık ve daha yüksek sesle dillendirebilmektir.
İmge Kına XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra karşılaştırmalı edebiyatın bir alt dalı olarak ortaya çıkan imgebilim, yapılan çalışmalarla bilimsel metodolojisini tamamlayarak bağımsız bir disipline dönüşmüştür. Temsil bilimi, ötekiye/yabancıya atfedilen tüm değerleri anlamlandırma olarak tanımlayabileceğimiz imgebilimin kavramsal temelini oluşturan imge çalışmaları; tarihsel, siyasal ya da kültürel nedenlerle yabancı bireyin, grubun, halkın ve ülkenin ne şekilde ve hangi amaçla ifade edildiğini gösterir. İmgebilimin en etkin olduğu alanlardan edebiyat ise ötekiyi biçimlendiren etkilerin edebiyat malzemeleri ekseninde incelenmesini sağlar.
Bu noktada bu çalışma; Rus edebiyatında Türklere dair algıların yansımalarıyla ortaya çıkan Türk imgelerini inceleme ve bu imgelerin Rus edebiyat eserlerine nasıl yansıdığını neden sonuç ilişkisine dayandırarak ortaya koyma amacı taşırken ülkemizde başlangıcından günümüze Rus edebiyatında Türk imgesi araştırmalarının tarihsel ve siyasal olaylar ekseninde kapsamlı ve bir bütün şeklinde yapılması açısından önem arz eder.
Zeynep Bağlan Özer, Tatyana Serhunina, Ekaterina Timofeeva, Sonnur Aktay, Gülbanu Akcan Bu çalışmada; Rusça öğrenen bireylerin okuma, konuşma becerilerinin yanı sıra sözcük dağarcıklarını geliştirme ve öğrenilen dil bilgisi konularını pekiştirmelerine yönelik metinler ve alıştırmalar bulunmaktadır. Kitapta seçilen metinler; temel, orta ve ileri düzey olmak üzere üç ana başlık altında sınıflandırılarak Rusça hazırlanmıştır. Metinlerin seçiminde kültürel konular ön plana çıkartılmıştır. Rusların tarihini, coğrafyasını, sanatını ve edebiyatını konu alan metinlerle öğrencinin öğrendiği bu dile ait kültürel ögeleri tanıyabilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca metinde geçen birtakım sözcük, kalıp ifade, deyim ya da atasözlerinin Türkçe karşılıkları, kutucuklar eklenerek verilmiştir.
Çalışmada, her metnin sonunda konuyla ilintili soru-cevap kısmı ve gramer bilgisini ölçmeye yönelik alıştırmalar bölümü bulunmaktadır. Günlük hayatta kullanılan ifadelerin yer aldığı metinlerle birlikte Rus dilini, tarihini, sanatını ve edebiyatını öğretecek metinler ile A. Puşkin, M. Lermontov, L. Tolstoy, M. Bulgakov, A. Blok gibi Rus edebiyatının önemli yazarlarının kaleme aldığı eserlerden bölümler, metinlerin içeriğini oluşturmaktadır. Ayrıca çalışmada, Türk edebiyatından şiirlerin Rusçaya çevirisi sunularak öğrencilerin şiir çevirisi yapma konusunda deneyim kazanması amaçlanmıştır.
Bu kitap; Rus dili ve edebiyatı, Rusça mütercim tercümanlık bölümlerindeki sözlü anlatım, üslupbilim, okuma, konuşma, metin analizi gibi birçok dersin içeriğine uygun olarak hazırlanmıştır. Rus dili ve edebiyatı bölümleri başta olmak üzere Rusçayla ilgilenen bireylerin istifade edebileceği bu çalışmanın, ülkemiz için faydalı bir kaynak olmasını umut ediyoruz.
Sevda Polat Farklı dil gruplarında olan dillerin dilsel olgularının karşılaştırmalı analizi, dil bilgisel yapılarını daha iyi anlamak ve bu yapıların özelliklerini belirlemek için fırsat vermektedir. Aynı zamanda bu tür araştırmalar, dil bilimini yeni bilgilerle zenginleştirmektedir.
Anlamlı sözler sınıfında yer alan fiil, Rusça dil bilgisi konuları arasında en önemli yere sahiptir. Fiilin en önemli ve kapsamlı kategorilerinden biri ise "görünüş"tür.
Bu kitapta, Rusça dil bilgisinde yer alan görünüş kategorisi içerisindeki iki görünüşlü fiiller ele alınmıştır. İki görünüşlü fiil sisteminin Rus dili gramerindeki yeri, dil bilgisi özellikleri tanımlanarak kökene göre sınıflandırılması, kullanım alanına göre gruplandırılması gösterilmiştir ve iki görünüşlü fiillerin yer aldığı cümlelerin Türkçeye çevirisi, zamanı, hangi unsurlara ve dil bilgisi kurallarına dikkat edilmesi gerektiğine dair açıklamalara yer verilmiştir.
Bu kitap, iki görünüşlü fiillerin doğru kullanımına özellikle tercüme zamanı gerek Rusçadan Türkçeye gerekse Türkçeden Rusçaya yapılan çevirilerde, bu fiillerin yer aldığı cümlelerde doğru görünüşe dikkat etmeleri için öğrencilere hem teori de hem de uygulamalı olarak faydalı olacaktır. Kitabın sonunda İki Görünüşlü Fiiller Sözlüğü verilmiştir. Bu fiillerin birçoğuna Rusça – Türkçe sözlüklerde yer verilmemektedir. Bu kitap, aynı zamanda öğrencilerin, araştırmacıların ve tercümanların gerek dil bilim gerekse filoloji alanında Rusçada araştırma yaptıkları zaman karşılarına çıkacak olan bu fiillerin Türkçe karşılığına daha rahat ulaşabilecekleri bir kaynaktır.
Ceylan Özdemir, Emine Karabacak Kündem, Esra Elmacıoğlu, Gamze Öksüz, Gülhanım Bihter Yetkin, Güneş Sütcü, İmge Alpay, Jale Kartal, Mehmet Fırat Aramacı, Meliha Oskay Gökalp, Nuray Dönmez, Nurgül Özdemir, Orçun Alpay, Rabiye Özberk, Sevgi Ilıca, Ümmühan Ceylan Bu kitapta, yaratıcılıkları XX. ve XXI. yüzyılın geçiş dönemine rastlayan modern Rus edebiyatının en önemli temsilcileri tanıtılmaktadır. Ulitskaya'dan Makanin'e, Boyaşov'dan Vodolazkin'e kadar günümüz Rus edebiyatına damgasını vuran usta şair ve yazarlar, eserlerinde kaleme aldıkları birbirinden farklı konu ve yorumlarla bir sonraki kuşağa da öncülük etmişlerdir. Pek çok açıdan baskı, disiplin ve sansürün hâkim olduğu Sovyet yüzyılında dünyaya gelen ancak çalışmaları bu dönem sonrasında ün kazanan sanatçılar, çağdaş Rus edebiyatının postmodernizme giden yolunda ilk adımları atarak yepyeni pencereler açmışlardır. Sovyet güdümündeki sosyalist gerçeklik konularından sıyrılıp içinde bulundukları dönemin güncel sorunları olan siyasi belirsizlik, ekonomik dalgalanmalar, kuralsızlık, kaos, savaş karşıtlığı, kapitalizme geçiş sancıları gibi konuları farklı bakış açılarıyla ele almışlardır. Yeni dönemin bu usta yazar ve şairleri; fantastik, otobiyografi, polisiye, metinlerarasılık, kronotop, gerçeküstü gibi unsurlara sıkça başvururken kendilerine özgü postmodernist bir üsluptan da faydalanmışlardır.
Bu kitapta; çok katmanlı alt metinleriyle, göreceli gerçeklik algısıyla, günlük yaşamın felsefi çıkarımlarıyla yepyeni eğilimlere kucak açan, uluslararası çapta tanınırlığı olan, çeşitli ödüllere sahip ve bazılarının eserleri dilimize de çevrilmiş olan en modern Rus yazar ve şairlerin birer eseri seçilerek Türk okuruna tanıtılmıştır.