Klinik Psikoloji \ 2-11
Ali Turan Barniç Bilişsel davranışçı koçluk; düşünce, duygu ve davranışların insan yaşamı üzerindeki olumlu veya olumsuz etkilerine odaklanmaktadır. Bu koçluk yöntemine göre her şey düşünceyle başlar, duyguyla devam eder, davranışlarla son bulur. Bu üç bileşenin etkileşimini esas alan bu koçluk süreci, danışanın hedeflerini gerçekleştirmesi için bilişsel yapılandırmayı hedeflemekte ve olumlu değişimin ortaya çıkmasını amaçlamaktadır.
Ayrıca bu koçluk yöntemi, danışanın kendisiyle ve problemleriyle yüzleşmesi için bilişsel süreçleri aktive eder. Bilişsel davranışçı koçluk, zorlayıcı bir yaklaşım veya klasik bir akıl verme durumu olmadığı için danışanın kendi düşünceleri hakkında karar vermesine yardımcı olan bir yaklaşımdır. Dolayısıyla bu koçluk yaklaşımı, danışanla kurulan karşılıklı iletişim sonucunda onlara bilişsel farkındalık sağlamak ve hedeflerini gerçekleştirmelerine destek olmaktadır.
Ahmet Nalbant, Bahar Köse Karaca, Çiğdem Günseli Dereboy, K. Fatih Yavuz, Kadir Özdel, M. Hakan Türkçapar, Mehmet Ali Yıldız, Müge Sargın, Sedat Batmaz, Seher Olga Güriz, Selin Tutku Tabur, Tarık Gandur, Uğur Doğan, Zeynep Karataş, Zümra Atalay Bilişsel Davranışçı Terapi ortaya çıktığı ilk yıllarda önce davranışçı terapiyle bütünleşmiş, sonra kendisine gerek üçüncü dalga diyen veya demeyen yeni bilişsel ve/veya davranışçı kuramlarla zenginleşmiş ve gelişimini sürdürmeye devam etmiştir. Bu kitap, Bilişsel Davranışçı Psikoterapide Yeni Gelişmeleri yani Bilişsel Davranışçı Terapiler şemsiyesi altında yer alan yeni psikoterapi okullarını ele alan bilimsel ve özgün bir kitaptır. Her bir bölüm ülkemizin o alanda yetkin eğitimler almış ve çalışmalar yapmış uzmanları tarafından yazılmıştır. Kitapta toplamda 12 bölüm bulunmaktadır. Kitabın ilk bölümü giriş niteliğinde yazıldıktan sonra hemen ardından bu bölümde Bilişsel Davranışçı Terapinin temelini oluşturan Bilişsel Terapi ele alınmıştır. Kitabın ikinci bölümünde yine Bilişsel Davranışçı Terapinin temelini oluşturan bir diğer kuram olan Akılcı Duygusal Davranış Terapisi yer almaktadır. Kitabın ilerleyen bölümlerinde Mindfulness Temelli Bilişsel Terapi, Metakognitif (Üstbilişsel) Terapi, Şema Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi, Diyalektik Davranış Terapisi, Fonksiyonel Analitik Psikoterapi, Davranışsal Etkinleştirme Terapisi, Bilişsel Davranışçı Sistem Analizi Psikoterapisi, Şefkat Odaklı Terapi ve on ikinci son bölümde ise Online ve Sanal Bilişsel Davranışçı Terapi Uygulamaları ele alınmıştır. Kitabın; hedeflediği okur olan Bilişsel Davranışçı Terapiye ilgi duyan ve öğrenmeyi isteyen ruh sağlığı alan çalışanlarına ulaşması ve yararlı olması bizim için büyük mutluluk olacaktır.
Tuğba Turgut, Halil Ekşi Psikolojik danışma ve psikoterapi sürecinde belki de en çok tercih edilen terapi türlerinden birisi, bilişsel davranışçı terapidir. Kolay uygulanabilir olması, somut çıktılar elde edilebilmesi, danışanlarda davranış değişikliklerinin gözlemlenebilir olması gibi pek çok özelliği sebebiyle oldukça işlevsel bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda ortaya çıktığı günden bugüne hâlâ yaygın bir şekilde uygulanmakta ve yirmiden fazla terapinin bilişsel veya bilişsel davranışçı olarak nitelendirildiği belirtilmektedir. Bilişsel davranışçı terapi, danışmanlara ve danışanlara sunduğu işlevsellik sayesinde değişik kültürel yapılardan gelen ve farklı dinî/manevi yönelimleri olan bireylerle gerçekleştirilecek psikolojik danışma süreçlerine rahatlıkla entegre edilebilmektedir. Dinî ve manevi yönelim, bireylerin kendilerini, çevresindeki olayları ve dünyayı nasıl algıladığını ve anlamlandırdığını etkileyen aynı zamanda bireylerin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını şekillendiren önemli yapılardır. Bu noktada birçok danışan dinî/manevi inançlarının ve değerlerinin terapötik sürece dâhil edilmesini istemektedir. Dünyada varlığını sürdüren çoğu inanç geleneği bilişsel davranışçı terapi ile uyumlu bir şekilde bir araya getirilerek terapötik süreçte kullanılabilmektedir. Bilişsel davranışçı terapinin farklı dinî ve manevi inançlarla kolaylıkla entegre ediliyor olması danışanları da daha geniş bir perspektiften bütüncül olarak incelememizi sağlamaktadır. Bu kitapla birlikte bilişsel davranışçı terapinin temel özelliklerinden ve uygulamalarından başlayarak manevi yönelimli bilişsel davranışçı terapinin temel özelliklerine, değerlendirme süreçlerine, kullanılan müdahale tekniklerine, farklı inanç gruplarındaki uygulamalara, özel sorun alanlarındaki işlevsel çalışmalara ve aile terapisi süreçlerindeki kullanımına değinilerek okurların bütüncül olarak farklı pek çok bilgi ve uygulama ile buluşması hedeflenmektedir. Özellikle PDR ve Psikoloji olmak üzere tüm ruh sağlığı alanında eğitimine devam eden bireyler, alanda çalışan ve akademik araştırmalar yürüten uzmanlar için bilişsel davranışçı terapinin manevi yönüne farklı bir perspektiften ışık tutmayı amaçlayan kitap, uygulamalar ve vaka örnekleri ile zenginleştirilmiştir.
Judith S. Beck “BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ” kitabını, alanda çalışan psikologlara, psikiyatristlere, bu alanlarda çalışan öğretim üyelerine, psikoloji ve psikiyatri öğrencilerine sunmaktan kıvanç duyuyoruz.
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ ruhsal hastalıkların tedavisinde en çok kullanılan ve en işlevsel olan terapi yöntemlerinden biridir. Bu kitapta, yalnız teori değil, aynı zamanda uygulamalı olarak tekniklerin nasıl kullanılacağının bilgisi de sunulmaktadır. Alanda çalışanların bu kitabı okumaları, okuduklarını meslektaşları ile tartışmaları, kitabı okuduktan sonra kitapta uygulamalı olarak sunulan teknikleri önce kendi biliş ve davranışlarını değiştirmek için kullanmaları, sonra tedavi ettikleri danışanların biliş ve davranışlarını değiştirmek için kullanmaları önerilmektedir. Bu konuda deneyimli olmayan terapistlerin bu teknikleri kullanırken süpervizyon almaları, meslektaşları ile teknikleri ve terapi sürecini tartışmaları; mesleki bilgi ve becerilerinin gelişmesine, mesleki yetkinlik kazanmalarına ve danışanlarına daha yararlı olmalarına katkı sağlayacaktır.
Gonca Soygüt Pekak Bu kitap psikoterapi süreç araştırması kapsamında obsesif kompulsif bozukluk ( OKB) tanısı almış bir vakanın bilişsel davranışçı terapi yaklaşımı çerçevesinde incelenmesini sunmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Psikoterapi Araştırmaları Laboratuvarı’nda gerçekleştirilen bu çalışmada uygulanan psikoterapi teknikleri, terapist ile hastaya ilişkin bağlanma örüntüleri ve terapötik ittifak gibi ilişkisel süreçler incelenmektedir.. Çalışmanın amacı terapötik sürecin seyrini incelemek olduğundan görüşmelerin büyük bir çoğunluğunun diyalogları aktarılmış, tekniklerin nasıl kullanıldığına dair bilgilere yer verilmiş ve hasta ile terapist arasındaki ilişki süreci gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. Aynı zamanda bu araştırma süreci içerisinde kullanılmak üzere uyarlaması yapılan ölçüm araçlarının sürece nasıl dahil edildikleri ve uygulama alanları örneklerle anlatılmaktadır.
Yapılan araştırma konusuna ilgi duyan her uygulamacının yararlanabileceği güvenilir bir kaynak olma niteliği taşımaktadır.
Nicholas Tarrier, Judith Johnson Vaka formülasyonu, psikoterapistler için oldukça efor sağlamalarını zorunlu kılan bilişsel süreçleri barındırır. Bunun gerekçesi, vaka formülasyonunu oluşturan psikoterapistin eş zamanlı olarak bu formülasyonun kanıt temelli olup olmadığını kontrol etmesinin kritik öneme sahip olmasıdır. Aksi takdirde psikoterapist, danışandan işittiği yaşam öyküsüne dilediğince eklemeler ya da çıkarmalar yapabilir ve danışanın seansa getirdiklerini açıklayan psikoterapi kuramlarını kulak ardı ederek yarattığı hayali sorunlara karşı meydan okumaya kalkışabilir. Böylesi bir sürecin, danışanın yüksek yararını gözetmekten uzak ve sezgilere dayandırılarak ilerletilen bir süreç olduğu aşikârdır. Psikoterapistin sadece vaka formülasyonu yapması yeterli değildir, aynı zamanda bu formülasyonun kanıta dayalı olup olmadığını sürekli kontrol etmesi ve terapötik etkililik süzgecinin üzerinde kalan hayali ajanda kalıntılarını ve aşırı öz güven tortularını temizlemesi gerekir.
Bilişsel davranışçı psikoterapinin bilimsellik serüvenine önemli katkılarda bulunan, alanın iki duayen ismi Prof. Dr. Nicholas Tarrier ve Dr. Judith Johnson, bu kitapta; okurun takip edebilmesini kolaylaştırmak için kanıt temelli bilişsel davranışçı vaka formülasyonunu anlaşılır ve sistemli bir şekilde sunarlarken bölüm yazarları da kanıt temelli vaka formülasyonu ile ilgili bilimsel ve uygulamalı çerçeveyi olgu sunumlarıyla somutlaştırmaktadırlar. Psikopatolojik sorunların özelliklerini, psikoterapinin etkililiğini arttıran değişkenleri ve güncel bilimsel bulguları harmanlayarak bilimsel metodolojik düşünce yapısının vaka formülasyonunun içine nasıl yerleştirileceğini derinlemesine inceleyen ve bunu psikoterapiste göstererek ona kanıt temelli vaka formülasyonunu hazırlamada eşsiz stratejiler sunan bu kitap, okuyucunun ilgisini diri tutacak ve bilişsel davranışçı terapi ile ilgilenen herkes için vazgeçilmez bir başucu kaynağı olacaktır.
Işık Savaşır, Gonca Soygüt, Elif Barışkın Son yıllarda bilişsel davranışçı terapiler giderek önem kazanmakta ve dünya çapında yaygınlıkla kullanılmaktadır. Ülkemizde de bilişsel davranışçı yaklaşımlara olan ilgi giderek büyümektedir. Bu kitap, ülkemizde bu alanda duyulan kaynak ihtiyacını karşılamak üzere hazırlanmıştır.
Depresyondan kişilik bozukluklarına uzanan bir yelpazedeki çeşitli psikolojik bozuklukların temel tedavi ilke ve tekniklerinin yer aldığı bu kitap hem terapiye yeni başlayacaklara temel kuramsal bilgi hem de uygulayıcılara aydınlatıcı örnekler sunmaktadır.
Ebru Şalcıoğlu Danışana seanslarda neler sorulur? Seanslar nasıl planlanır? Doğru terapötik ilişki nasıl kurulur? Etkili psikoterapi nasıl uygulanır? Terapi yöntemleri nasıl seçilir? Danışanlarda kalıcı iyileşme nasıl sağlanır? Bu sorular, özellikle mesleğe yeni adım atan psikoterapistlerin kafasını kurcalıyor.
Klinisyen, bilim insanı ve eğitmen Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu bu kitabında, yirmi yılı aşan klinik deneyimini mesleğe yeni başlayan ve bilişsel ve davranışçı terapilerin modern uygulamalarına hâkim olmayı isteyen terapistlerle paylaşıyor. Psikolojik sorunları karakterize eden düşüncelerin, duyguların, fiziksel hislerin ve açık davranışların gelişimini, teorik ilkeler doğrultusunda klinik değerlendirme yapmayı, seans yapılandırmayı ve yürütmeyi, terapötik ilişki kurmayı, değerlendirmeden gelen bilgiyle vaka formülasyonu geliştirmeyi ve psikolojik sorunlar için kullanılan araştırma desteği almış temel bilişsel ve davranışçı terapi yöntemlerini uygulamayı sade bir dille okurlarına aktarıyor.
Bilişsel ve Davranışçı Terapilerde Vaka Formülasyonu ve Terapi Planlama: Klinik Davranış Analizi Yaklaşımı klinik deneyimle akademik bilgiyi bütünleştirerek psikoterapistlerin terapi uygulamalarını kolaylaştırıyor. Terapiste belirli tanılara yönelik ezberlediği yöntemleri uygulayan bir teknisyen gibi değil, teorik bilgisiyle danışana özel vaka formülasyonu geliştiren ve bilimsel destekli terapi yöntemlerini yaratıcı şekillerde kullanan bir bilim insanı ve sanatçı gibi çalışma yolunu gösteriyor. Kültürümüze uygun zengin vaka örnekleriyle bezenmiş bu kitap, klinik psikoloji, psikiyatri, psikolojik danışmanlık ve psikoterapi alanlarında danışan gören klinisyenlerin, öğrenim gören klinisyen adaylarının, eğitmenlik yapan akademisyenlerin uzun yıllar geri dönüp faydalanacakları benzersiz bir kaynak oluşturuyor.
Seval Erden Çınar, Ayfer Summermatter, Tuğba Türk Kurtça, Fazilet Yavuz Birben, Fatma Akca Erol, Hale Nur Kılıç, Muhammet Aykuthan Ulusoy, Ayşenur Karahan Yabanigül, Muhammed Çiftçi Duygu ve düşünce... Yaşamın ve varoluşun anlamlandırılmasında kullanılan iki temel başvuru kaynağı. Yaşam boyu gelişim sürecimizde, hayatımızda yer alan önemli kişilerin izlerini bir ömür boyu taşırız. Onlardan aldığımız geri bildirimler ile kendi değerimizi belirler, ne düşünmemiz, nasıl düşünmemiz hatta nasıl hissetmemiz gerektiğini bile bu doğrultuda şekillendiririz. Ona göre de duygusal ve davranışsal tepkiler oluştururuz. Bazen sağlıklı ama çoğu zaman sorgulanmadan, analiz edilmeden, fark edilmeden, otomatik ve sağlıksız şekilde işleyen bu zihinsel süreçler zaman zaman benlik algımızı, duygu dünyamızı ve ilişkilerimizi zedeleyebilecek kadar etkili olabilmektedir.
Öğrenilmiş yaşantıların bir ürünü olarak ortaya çıkan bu inanç ve düşünce yapıları sağlıklı, yeni ve alternatif öğrenmeler ile işlevsel hâle getirilebilmektedir. Buradan yola çıkarak kitabımızda kaygı, öfke, istismar, sosyal beceri, mükemmeliyetçilik, atılganlık, duyguların farkında olma, tanıma ve ifade etme gibi sorunlar ve bu sorunların bilişsel-davranışçı yaklaşım ile nasıl aşılabileceğine ilişkin yapılandırılmış grupla psikolojik danışma programları sunulmuştur. Uygulamalar ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrencileri ile yetişkinler ve ebeveynleri de kapsayacak şekilde geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Kapsadığı gelişimsel dönemler ve sorunlar itibarıyla programlar, sadece alan uzmanlarına yönelik olmayıp ergenlerin, yetişkinlerin ve ebeveynlerin de kendi başlarına kullanabilecekleri içerik ve etkinlikleri kapsayacak şekilde hazırlanmıştır.
Kitabımızın amacına ulaşması ve alana katkı sağlaması dileğiyle…
Günseli Peker Sağlıklı, bedensel ve psişik bütünlüğünü kurmuş, gerçeklik ilkeleri ile barışık, enerjik öz güveni gelişmiş, öz bilinci geniş, sevgiye, yaşama, yaratıcılığa, mutluluğa, başarıya açık, özgür, güzel, zarif ve doğal bir kişi olmak ister misiniz ? Çağımızda pek çok insanda kültürün, çevrenin ve hızla gelişen teknolojinin beklentileri nedeniyle güvensizlik, stres, sıkıntı, içe dönüklük ve hatta çeşitli depressif bozukluklar ve benzeri pek çok patolojik olgu ikincil bir tabiat gibi bedene ve psişeye yerleşmektedir. İnsanın sağlığına kavuşmasında en çağdaş terapi yöntemlerinin başında gelen BİOENERJETİK Psikoterapidir. Bu terapinin temel ilkelerinin anlatıldığı kitabımızda şizoid hastalar üzerine yapılan tedavi bölümüne de yer verilmiştir. Bioenerjetik psikoterapi; insanın beden, duygu ve düşüncelerinin bilincini genişleterek sağlıklı bir öz bilince sahip olmasını sağlar. İnsan bu gelişim sürecinde sevgiye, yaşama, yaratıcılığa açılarak kişilik güçlerini, yeteneklerini, zekâsını en etkin bir biçimde kullanmaya başlar. Böylece insanın duyguları, zekâsı ve yaratıcılığı ile kendisini doğal bir şekilde ifade etmesi sağlanır. İnsanın kendisini nasıl keşfettiğini, var ettiğini izlemek için bu kitap heyecan verici bir yapıttır.

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ
ÖZBİLİCİN TANIMLAMASI
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMİNDE
“ÖZBİLİNÇ” KAVRAMININ YERİ
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİNİN ÖZBİLİNÇ
GELİŞİMİNDEKİ ETKİNLİĞİ
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİDE ENERJİ
KAVRAMININ ÖZBİLİNÇLE İLİŞKİSİ
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ
ÖZBİLÎNÇ GELİŞİMİNİN BİOENERJETİK
YÖNTEMLE ANALİZİ
ÖZBİLİNÇ VE İNSANIN ETKİNLİĞİ
BİOENERJETİK YÖNTEMİ SEÇME NEDENİ
BİOENERJETİK YÖNTEM VE BEDEN
BİOENERJETİK EGZERSİZLER
AUTOGENİC BİOFEEDBACK TEKNİĞİ
BİOENERJETİK YÖNTEMİN DAYANDIĞI BİLİMSEL İLKELER
PSİKOSOMATİK BÜTÜNLÜK
HAZ İLKESİ
GERÇEKLİK İLKESİ
BİLİNÇ ALANINDA DUALİTE VE HOMEOSTASÎS
SAĞLIKLI İNSAN
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMİ İLE
İNSANIN “KENDİSİ” ARASINDAKİ
BAĞLANTILAR
BİOENERJETÎK TEORİ AÇISINDAN İNSANIN
KENDİSİNİ İFADE ETMESİ SÜRECİNİN
İNCELENMESİ VE BEDEN DİLİ
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMİ
BAĞLAMINDA PSİKANALİTİK YÖNELİMLİ
PSİKOTERAPİ YAKLAŞIMININ ETKİNLİĞİ
ŞİZOİDİ OLGUSU GÖSTEREN HASTALARIN
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMİ İLE
İNCELENMESİ VE SAĞALTIMI [KLİNİK UYGULAMA]
ŞİZOİDİ OLGUSU
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMİNİN ŞİZOİD
HASTALARDA UYGULANMASI
ŞİZOÎD BOZUKLUK GÖSTEREN HASTALARA
UYGULANAN BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ
SÜRECİNİN SAĞALTIM EVRELERİ
BULGULAR

Candida Fink, Joe Kraynak Bipolar bozukluk ile başarılı bir şekilde mücadele etmek için açık ve kavramanızı sağlayacak bir rehber!
Bipolar bozukluk, anormal derecede yükselmiş ve çökkün duygudurum periyotlarının birbirini izlemesi olarak tanımlanan ve toplumda yaygınlığı %2-5 olan bir bozukluktur. Kişinin sadece duygusal durumunu değil, özel ve iş hayatını da olumsuz yönde etkilediğinden çok yönlü olarak ele alınması gerekir. Bu kitap, sizi bilgi sahibi hasta veya destek elemanı yapmak ve tedavi planındaki kilit oyuncuya dönüşmeniz konusunda güçlendirmek için yazılmıştır. Size en etkili tedavi yöntemlerini, ilaç tedavisini ve terapiyi sunar; yaşama uyum sağlamanızı kolaylaştırır.
• Bipolar bozukluğun ne olduğunu kavrayın! Bipolar bozukluğun ne olduğunu ve ne olmadığını, semptomlarını, altında yatan biyolojik nedenlerini ve tedavi yöntemlerini öğrenin.
• Tedaviye başlayın! Doktor ve ilaç tedavilerini öğrenin ve tedavi planı oluşturun. Tedavinin seyrini kavrayarak karşılaşacağınız durumlara hazırlıklı olun.
• Beceriler geliştirin! Kendi kendine yardım stratejileri ve diğer destek yollarını keşfedin. Yaşam tarzınızı hastalığa göre değiştirin. Problem ve çatışmalarınızı çözün.
• Destek olmayı öğrenin! Bipolar bozukluğu olan yakınınızı anlayın. Karşılacağı güçlüklerde çözüm üreten olun ve kriz anlarıyla başa çıkın.
Kitabı açın ve
• Bipolar bozukluk I ve II ile bunlarla ilişkili durumlar için DSM-5 tanı ölçütlerini,
• Yüksek maliyetli tedavi süreci ile nasıl başa çıkabileceğinizi,
• Ruhsal durumun idaresinde yardımcı olabilecek vitamin ve diğer takviyelere yönelik önerileri,
• Psikoterapiler ve kendi kendine yardım stratejilerini,
• Bipolar bozukluktan muzdarip bir sevdiğinize yardım ederken yapılması ve yapılmaması gerekenleri,
• Çocuk ve ergenlerin tanı ve tedavisi hakkında bilgileri öğrenin.
Esra Kılıç Ceyhan, Çiçek Nilsu Varlıklar Demirkazık, Şükran Kolay Çepni “Doğacak iki bebek için hayaller kurulan dokuz ayın ardından kucağında tek bebekle kalmak. Ruhunda ise bir yandan şaşkınlık, hayal kırıklığı, üzüntü, keder; diğer yandan yaşayan bebeğinin umudu, sevinci, tebessümü. Belki de bu duygulardan çok daha ötesi, tarifi ve deneyimi her annede farklı olan bir yaşantı...
Yaşam doğumla başlar, ölümle son bulur. İnsanlar, doğumun ve ölümün birçok şekline tanık olmuşlardır. Peki, ikiz gebeliklerde doğum esnasında veya sonrasında bebeklerinden birini kaybeden annenin, doğum ve ölüm kavramlarına tanıklığı nasıl bir deneyimdir? Bir tarafta yeni başlayan bir hayat, diğer tarafta başlarken son bulan bir hayat. Doğum ve ölümün kişide uyandırdığı birbirine zıt duyguları aynı anda yaşamak… Bir tarafta küçük bir bebeğe en birincil bakım verme sorumluluğuna sahip olmak, diğer tarafta bebeği vefat eden anne olmak... Çevredeki insanların temennilerinden hangisini kabul edeceğini bilememek… ‘Gözün aydın.’ mı yoksa ‘Başın sağ olsun.’ mu?”
Yazarlardan Esra'nın kendi deneyimi üzerinden şekillenen ve benzer deneyime sahip annelere ulaşılarak çoğalan bu araştırma, Çiçek ve Şükran'ın yaşanan sevince ve acıya ortak oluşuyla gelişiyor ve paylaşmanın doğasında var olan huzuru ve farkındalığı sağlaması dileğiyle sizlerle buluşuyor.
Seval Bekiroğlu Bu kitapta, ağır ruhsal hastalığa sahip bireylerin sosyal işlevselliği tüm yönleriyle derinlemesine incelenmiştir. Kitaptaki bilgiler, bu bireylerin sadece zorlu bir hastalık süreci ile baş etmediğini, bir yaşam mücadelesi verdiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Sosyal işlevselliğin, bu bireyler için anlamının önemli bir tanı kriteri veya iyileşme göstergesinden öte bir yaşam mücadelesi meselesi olduğunu göstermektedir. Bu yönüyle ağır ruhsal hastalığa sahip bireylerin sosyal işlevselliğine dair zengin ve sorulara yanıt veren bir kaynak niteliğinde olan bu kitap; ağır ruhsal hastalığı olan bireylere, ailelerine, toplum ruh sağlığı alanında ve hizmet birimlerinde çalışan multidipliner tüm meslek elemanlarına, politika yapanlara, sosyal hizmet çalışanlarına yönelik bilgi ve uygulamaya dönük yeni bakış açıları kazandıracaktır. Yazarın sosyal hizmet alanındaki bilgisi, deneyimi, becerileri ve bunları aktarması, teori ile uygulamanın zenginliklerini ve ilişkilerini anlamanıza yardımcı olacaktır.
Nilüfer Voltan Acar Birey Merkezli Grupla Psikolojik Danışma oturumları tek tek kaleme alınmış ve her oturuma ilişkin verilen süpervizyon yazılı olarak her tepkiden sonra ifade edilmiştir.
Bu kitap, grup oturumlarına örnek olması açısından ilktir. Tüm birey merkezli grup yapanlara bir model olacağı umulmaktadır. Bu oturumlar, Tülin Acar ve Özlem Haskan'ın yaptığı oturumlardır.
Gülsen Kozacıoğlu, Hülya Ekberzade Gördürür Ruh Sağlığı, psikolojik olarak iyi olma hâlini ya da zihinsel herhangi bir bozukluğun olmadığı durumu açıklar. Başka bir ifadeyle ruh sağlığı, uyum sağlayıcı düzeyde duygusal ve davranışsal işlevlerini sürdürebilen kişinin durumudur. Ruhsal sağlık, bireyin yaşamdan tat alabilmesini, mutlu olabilmesini ve yaşamsal faaliyetleri ile psikolojik dayanıklılığı arasında denge kurabilmesini içerir. Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre ruhsal sağlık, "diğer özelliklerin yanında öznel iyi oluş, algılanan öz yeterlik, özerklik, rekabet edebilirlik, nesiller arası bağımlılık, kişinin entelektüel ve duygusal potansiyellerini gerçekleştirebilmesini" içerir. DSÖ, ayrıca, bireyin iyilik hâlinin, kabiliyetlerini gerçekleştirebilmesinin, günlük stresle baş edebilmesinin, üretken ve topluma faydalı olabilmesinin de önemli olduğunu vurgular. Özetle, kültürel farklılıklar, öznel değerlendirmeler ve birbiri ile yarışan profesyonel kuramlar ruh sağlığının nasıl tanımlandığını etkiler. İşte, bu kitap, sayılan perspektiflere duyarlı bir bakış açısıyla kaleme alınmış olup ilgili alana katkı sunma amacını gütmektedir.
Zeynep Karataş, Yasemin Yavuzer Psikolojik danışma sürecinde değerlendirme, danışanın yaşamı ve psikolojik danışma almasına yol açan durumları öğrenmek ve etkili bir müdahale planı geliştirebilmek için bilgi alma sürecidir. Bu süreçte kullanılabilecek test dışı tekniklerin ele alındığı bu kitap, sekiz bölümden oluşmaktadır. Kitabın ilk iki bölümünde, bireyi tanıma ve bireyi tanımada kullanılan test tekniklerine kısaca yer verilirken; diğer bölümlerde bireyi tanımada kullanılan test dışı teknikler ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Kitabın üçüncü bölümünde, kendini anlatmaya dayalı test dışı teknikler; dördüncü bölümünde, gözlem teknikleri; beşinci bölümünde, etkileşime dayalı test dışı teknikler ve altıncı bölümünde, başkalarının kanılarına dayalı test dışı tekniklere yer verilmiştir. Yedinci bölümde, diğer test dışı teknikler başlığı altında; bibliyoterapi, sineterapi, hobi terapi, sanat terapisi, resim terapisi, dans devinim terapisi, müzik terapisi, vaka incelemesi ve vaka konferansı, bireyle ve grupla psikolojik danışma konularına yer verilmiştir. Kitabın son bölümü, psikolojik danışma ve rehberlik alanında kullanılan öğrenci dosya sistemini içermektedir.
Bu kitabın, psikolojik danışma ve rehberlik öğrencilerine ve alanda çalışan psikolojik danışmanlara kaynak kitap olarak katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Kitapla ilgili her türlü görüş ve önerileriniz bizleri güçlendirecektir.
Alican Kaya, Erol Uğur, Fatıma Firdevs Adam, Mehmet Emin Turan, Murat Yıldırım, Nihan Arslan, Nuri Türk, Serkan Cengiz Neden böyle bir kitap yazma ihtiyacı hissettik? Aslında bu kitap sadece profesyoneller için yazılmadı. Sosyal ilişkilerimizde söylemek istediklerimizi nasıl ifade edebileceğimizi göstermek ve ayrıca insanı anlamak ve anlatmak için yazıldı. Modernitenin önemli bir handikabı olan kompleks insan ilişkilerinin problem kaynağı hâline gelmemesi neredeyse imkânsız. Bu problem kaynağının psikolojik, fizyolojik ve sosyal yaşantımızı olumsuz bir şekilde etkilememesi için ne tür yöntemler üretiyoruz? Yapılan araştırmalar, genel itibarıyla problemden kaçınmanın, en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olduğunu gösteriyor. Ya size problemi daha içinden çıkılmaz bir hâle getirenin de aslında problemlerden kaçınma olduğunu söylersek! O hâlde bireylerle iletişim kurarken nelere dikkat etmemiz gerektiği ile ilgili kapsayıcı bir bakış ile ele aldığımız “Bireyle Psikolojik Danışma Temel Düzey” kitabını okumaya davet ediyoruz.
Kitap, temel düzeyde bireyle psikolojik danışmanın pratik ve teorik yönleriyle bütüncül bir bakış açısıyla ele alındığı uzun süren bir çalışmanın sonucudur. Gündelik yaşamdan kesitler göreceğiniz, belki de yaşadığınız problemlerin bir benzerini ve çözümünü bulacağınız kitabımızın faydalı olması dileğiyle…
Mei whei Chen, Nan J. Giblin “Terapötik iletişim sanatını öğrenme veya geliştirmeye ilgi duyan bizler için olağanüstü bir rehber. Chen ve Giblin en değerli bilgileri basit ve kapsamlı bir şekilde ortaya koymuştur. Okuması kolay bir kitap olmakla birlikte bu kitap faydalı önerilerle dolu ve farklı konuları zengin bir şekilde ve adım adım ele alıyor.”
Sara Schwarzbaum, LMFT, LCPC, Kültür ve Kimlik: Psikolojik Danışmanlar ve Terapistler için Yaşam Hikâyeleri kitabının ortak yazarı
“Hem eğitimine devam eden hem de kıdemli psikolojik danışmanlar Chen ve Giblin'in kitabının bu yeni basımını oldukça değerli bulacaklardır. Yazarların uzun yıllara dayanan tecrübeleri ve uzmanlıkları, bir yandan okunması ve anlaşılması kolay bir metin oluşturmalarına imkân tanırken diğer yandan okuyucuları, danışanlarıyla yeni becerileri kullanırken desteklenmiş ve iyi hazırlanmış hissettirir. Okuyucular ayrıca birçok benzer metinde veya sınıfta yeterince yer verilmeyen psikolojik danışman danışan ilişkisinin önemli yönleri hakkında gerekli farkındalığa sahip olurlar.”
Suzanne Degges-White, PhD, LPC, NCC, Northern Ilinois Üniversitesi, Yetişkin Eğitimi ve Yüksek Öğretim, Psikolojik Danışma Bölüm Başkanı, Profesör
“Psikolojik danışman/terapist adaylarının danışanlarla terapötik bir ilişki geliştirmede neyle karşılaşabilecekleri konusunda birçok soru ve endişeleri vardır. Bireyle Psikolojik Danışma ve Terapi, psikolojik danışmanlara ve terapistlere zor danışanlara hitap etmek ve terapötik ilişkideki çeşitliliği anlamak gibi temel ve ileri düzey psikolojik danışma ve terapi becerileri konularında bir mihenk taşı oluşturur. Mesleğe yeni başlayan ve deneyimli psikolojik danışmanlara uygun çeşitlilikte içeriğe sahiptir. Bu kitabın etkisi bir psikolojik danışman/terapist olarak yaptığımız herşeyin hatırlatıcısı niteliğinde olmasındadır.”
Marty Jencius, PhD, Doçent Doktor, Psikolojik Danışman Eğitimi ve Süpervizyon Programı, Kent State Üniversitesi
Üçüncü basımı yapılan Bireyle Psikolojik Danışma ve Terapi, terapi dilini temel düzeyden ileri düzeye kadar öğretmede tipik psikolojik danışma kitaplarının ötesine geçmektedir. Akıcı bir dille yazılmış bu dikkat çekici kitap; psikolojik danışma sürecini açığa çıkaran, zengin anlatımlı, gerçek hayat örnekleri ve diyaloglarıyla teori ve pratiği bütünleştiriyor. Okuyucular, danışanlara yardım ederken danışanlar için uygun hâle getirilmiş işe yarar becerileri ve teknikleri, ön görüşmeden problem araştırma, farkındalığı arttırma, problem çözme ve sonlandırmaya kadar nasıl kullanacaklarını öğrenecekler. Bu kitapta, öğrencilerin; kitabın derinliğinden, anlayışından, içtenliğinden ve pratikliğinden kazanacakları çok şey, klinik pratik terapötik seslerini geliştirirken kafalarını karıştıracak az şey var.
Yıldırım B. Doğan İyi iken daha iyi olmak güdüsü, yaşamla barışık bir güdüdür. Kişi, yaftalanma kaygısına kapılmaz. Tedaviyi gerektirecek ruhsal bir aksaklığı olduğunu düşünmez. İyi iken daha iyi arayışı, toplumsal varoluşunu varsıllaştıracak bir istemdir. İstemini gerçekleştirecek bir araca ulaşması ve onu kendinin kılması yaşamını derinleştirir. Kendilik sevgisi, kendilik saygısı boyutlanır. Kendilik değeri yükselir. Aynı araç, ruhsal işlevselliği aksamış insanın önceki iyilik hâline erkenden kavuşmasına hizmet eder.
Bu araç, Bireysel Farklılaşma Terapisi (BFT) adını alır. Haftada bir kere toplam 6 oturum olan BFT aslında bir uyarlamadır. Uyarlamanın kökeni Kısa Acil Psikoterapi ismi ile bilinir. Uyarlamanın köken aldığı özgün tedavi modelini 35 yıl öğretmiş olan yazar, bu kitabı ile eski öğrencileri ve şimdi meslektaşı olan psikoterapistlerle bir kez daha buluşmuş olmaktadır.
Ruh hekimi, psikoterapist Prof. Dr. Yıldırım B. Doğan’ın kitabı başta ruh hekimliği uzmanlık öğrencileri, ruh hekimleri, klinik psikologlar ve PDR mezunları için yeni bir kaynaktır.
Haydeh Faraji, Ahmet Ertan Tezcan Borderline kişilik bozukluğu (BKB); bireyin kimlik duygusu, ilişkileri, duygulanımı, davranışları ve bilişsel örüntüsünde yaygın ve süreğen bir dengesizliğin hâkim olduğu bir bozukluktur. Borderline hasta, kendi ile öteki arasındaki ayrılma noktasına sınır niyetine ince bir ip geren ve onun üzerinde dengede kalmaya çalışan kişidir. Bunu ona yaptıran ise kimi zaman yalnızlık kimi zaman iç sıkıntısı kimi zaman da hastanın doğrudan dile getirdiği boşluk duygusudur. Hastalar tarafından dile getirilen önemli bir sıkıntı; kendilerini, ne istediklerini anlamadıkları ve hayattaki en yakınları tarafından bile anlaşılmadıklarıdır.
Çağdaş dünyanın değişen koşulları ile birlikte borderline kişilik bozukluğu oranı önemli ölçüde artmıştır ve artmaya devam etmektedir. Bu kitabın amacı, borderline kişilik bozukluğuna “borderline”ını veren sınır hattındaki bireylerin yaşadıklarını hem kuramsal kökenleri ve günlük yaşamdaki karşılıkları ile aktarmaya hem de borderline hastanın anlaşılma arzusuna yanıt vermeye çalışmaktır.
Gülay Korkut Kitap; evlilikten boşanmaya, boşanmadan diğer bir evliliğe giden süreçte eşlerin karşılaştıkları zorluklarla baş edebilmelerine yardımcı olmak için hazırlanmıştır.
Okuyucu, bu kitapta, yazarla birlikte “Yeni kurduğumuz çekirdek ailemize, kök ailelerimizden hangi sorunları taşıdık? Ailemizin işlevselliğini nasıl artırırız?” gibi sorularına yanıtlar arar ve bulur. İlk bölümde, eşler arası ilişkileri güçlendirmek hedeflenmiştir. Çünkü boşanma bir süreçtir ve bir anda boşanma kararına varılmaz. Boşanma aşaması; evlilik sonrası yaşanan düş kırıklığı aşamasıyla başlar, ilişkinin aşınması ve kopuşlarla devam eder. Evliliğin boşanmaya gitmemesi için ilişkileri güçlendirme yöntemleri, boşanma nedenleri ve bu nedenlerin yaşanmaması için yapılabilecekler, okuyucuya yaşanmış anlatılar üzerinden açıklanmıştır.
Boşanma da bir travmadır ve her bireyin bu travmadan etkilenme derecesi farklıdır. Bu kitap; boşanma sürecindeki kişilerin, öncelikle kendilerine, daha sonra çocuklarına faydalı olabilecek uygulamalar içermektedir. Amaç boşanma sonrasında kişilerin travmadan güçlü çıkabilmeleri ve baş etme becerilerini geliştirerek daha güçlü bir kişilik ile yola devam edebilmelerini sağlamaktır. O nedenle kitabın adı “Psikolojik İlk Yardım”dır. Boşanan kişilerin boşanmayı resimlerle nasıl ifade ettiği ve bu zorlu yaşantıyla nasıl baş ettiklerine yer verilerek okuyucunun baş etme kaynaklarını çoğaltmak amaçlanmıştır.
Ayrıca kitapta yeni bir evlilik kararında dikkat edilmesi gereken hususlara yer verilmiştir. Eşlerin önceki evliliklerden gelen çocukların bir arada yaşamasından kaynaklanan sorunları nasıl çözecekleri anlatılmıştır.
Bu kitap; çiftlerin, ailelerin, bu alanda çalışan evlilik ve aile danışmanlarının, çocuklarımızın hayatında önemli izler bırakan saygıdeğer öğretmenlerin ve rehber öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu bir kaynaktır.


Arthur E. Jongsma, Jr. L. Mark Peterson, Timothy J. Bruce Bütün Ruh Hastalıkları İçin Yetişkin Psikoterapisi Tedavi Planlayıcısı kitabının Beşinci Basımında; tedavi planları için bütün gerekli unsurlar dikkate alınmış ve tedavi planlarının hızlı ve kolay bir biçimde yapılması sağlanmıştır. Bakım veren kurumlar, ödeme yapan sosyal güvenlik kurumları ve devlet ve özel sigorta şirketlerinin talepleri karşılanmıştır. Kitaba eklenen yenilikler ve kitapla ilgili önerilere aşağıda yer verilmiştir:
Yeni basımın özellikleri görgül olarak desteklendi; kanıt temelli tedavi müdahaleleri, öfke kontrol problemleri, düşük öz saygı, fobiler ve toplumsal kaygı da dâhil edilmiştir.
43 civarında davranışsal problem sunuldu; depresyon, yakın ilişkilerdeki çatışmalar, kronik ağrı, kaygı, madde kullanma, sınırda kişilik (borderline) bozukluğu ve daha fazlası dâhil edilmiştir.
Tedavi hedefleri, amaçlar ve müdahalelerle ilgili 1000'in üzerinde ön yazı yazıldı. “–” bu sembol ile belirtilen boşluklara kendi tedavi planınız ile ilgili seçenekleri ekleyebilirsiniz.
Referans formatını kullanmak, davranış problemleri ya da DSM-5 Tanısı ile tedavi planı bileşenlerinin oluşturulmasını kolaylaştıracaktır.
Bir tedavi plan örneğine, ödeme yapan üçüncü tarafların ve akredite edilmiş bakım şirketlerinin istekleri dâhil edilmiştir.
Bütün Ruh Hastalıkları İçin Yetişkin Psikoterapisi Tedavi Planlayıcısı; klinisyenlere ve danışmanlara terapi sırasında bir pusula olacak ve terapi sürecinin derin sarmalında yollarını bulmalarında yardımcı olacaktır. Bu kitapta yer alan bütün ruh hastalıklarının semptomları yalın bir şekilde belirtilmektedir. Terapistler bu bilgiler ışığında gelen danışanın semptomlarını gördükten sonra; terapi için uzun süreli ve kısa süreli hedefleri kolayca oluşturabilecek ve yapılacak müdahaleler hakkında nasıl bir yol izleneceğini kolayca planlayacaktır.
Sibel Karamaraş “Söyle bana eğer söyleyebilirsen nedir cesaret?”
Milattan önce ortaya atılan bu soru, yıllar boyunca bitmeyecek argümanların başlangıç noktası olmuştur. Bugün hâlen cesaret üzerine tartışmaya devam ediyor, araştırmalar ve deneylerle cesareti anlamaya ve hatta ölçmeye çalışıyor, farklı tanımları eleştirip yeni önermeler getiriyor ve fakat hâlâ net bir tanım üzerinde anlaşamıyoruz.
Bir tarafta hiçbir silahın işlemediği Nemea aslanını öldüren Herkül'ün cesareti varken diğer tarafta yüzme bilmediği hâlde korkmadan havuza atlayan çocukları görüyoruz; bir tarafta at üstünde savaşa giden kahramanlar, diğer tarafta yüzlerce insanın ölümüne neden olan teröristler; bir tarafta başkalarının yanında kendini açmanın ve ağlamanın cesareti, diğer tarafta cesur olabilmek için beyindeki bir bölgeyi aktive etmeyen çalışan bilim insanları…

Bu kitap, her birimizin içinde gizli olan cesaretin tanımını aramak ve belki de başka tanımlar oluşturmak adına psikoloji bilimini temel alarak günlük hayattan mitolojiye, filmlerden felsefeye kadar geniş bir perspektifle cesareti ele alıyor ve cesaretin yaşamımızı nasıl etkilediğini, kendimizi ve başkalarını değerlendirmelerimizde ve hatta davranışlarımızda nasıl bir pusula rolünde olduğunu inceliyor.
Rita Budrionis, Arthur E. Jongsma Cinsel İstismar Mağdurunun ve Failinin Tedavi Planlayıcısı, gerekli psikoterapi hizmetinin sağlanması için cinsel istismar/saldırı mağduru veya faili ile çalışan uzmanlara yönelik hazırlanmıştır. Uygulama Planlayıcıları® serisinin diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da amacımız; sizin, danışanlarınızla daha fazla, kâğıt işleriyle de daha az zaman harcamanız için tedavi planlama sürecini hızlandırmak, basitleştirmek ve netleştirmektir. Bu kitap;
Saatler alan bürokratik işlerden zaman kazanmanızı sağlar ve cinsel istismar mağduru ve/veya faili için kişiselleştirilmiş tedavi planlarını geliştirme özgürlüğü sunar.
Kaygı, panik ve depresyon, yeme bozuklukları, madde kötüye kullanımı ve sosyal geri çekilme gibi cinsel istismar mağduru ve/veya faili ile ilgili 27 sorunu ele alır.
İlişkili her bir problemin davranışsal belirtilerini, uzun vadeli hedeflerini, kısa vadeli hedeflerini ve klinik olarak test edilmiş tedavi seçeneklerini tanımlayan 1.000’in üzerinde net açıklamayı içerir.
Davranışsal problemlerle tedavi planının bileşenlerini uygun bir şekilde eşleştirmenize yardım eden, kullanımı kolay bir kaynakça formatına sahiptir.
İbrahim Ethem Özgüven “Cinsellik ve Cinsel Yaşam” isimli eserimizin yazılmasında yerli ve yabancı pek çok kaynaktan yararlanılmış; herkesin okuyup anlayabileceği bir açıklıkta olmasına özen gösterilmiştir. Hangi düzeyde öğrenim görürse görsün, yaşamın hangi döneminde olursa olsun, ergenler, gençler, orta yaşlılar, yetişkinler, evliler, bekârlar, cinsel konularda bireysel olarak bilgi edinmek isteyen herkes bu kitabı okuyabilir, cinsel yaşamla ilgili oldukça kapsamlı objektif ve bilimsel bilgiler elde edebilir.
Cinsellik konularda, hem kendilerini yetiştirmek ve hem de yardım edecekleri kişileri bilgilendirmek durumunda olan anne-babalar, karı-kocalar, öğretmenler, okul danışmanları, psikologlar, özel eğitim, sosyal hizmet ve sağlık personelleri, aile ve evlilik danışmanları, cinsel terapi alanında çalışanlar “Cinsellik ve Cinsel Yaşam” kitabından yararlanabilirler. Buna psikoterapi dilinde “Bibliyoterapi” denmekte, birey ilgili kaynakları okumak suretiyle, kişisel problemlerini anlamakta, konu hakkında bilgi kazanmakta ve bilinçlenmektedir.
Kitap, öğrenci ve klinik vakaların kişisel çekingenliklerini ve kaygılarını azaltmak, belirli cinsellik konularında bilgilendirmek amacı ile de kullanılabilir; ikili etkileşim ya da grup dinamiği harekete geçirilerek, etkileşimin düzeyi yükseltilebilir.
Bu amaçla, kitaptan, üniversitelerin psikolojik danışma ve rehberlik, psikoloji, psikiyatri ve aile ilişkileri konularını destekleyici niteliği ile de sosyoloji, sosyal çalışma bölümlerinde yardımcı kaynak olarak yararlanılabilir.
Ganna Plotkina, İlke Kadıoğlu Sienkiewicz, Megan Carlos, Özen Bağbaşlıoğlu Sarı, Pamela S. Wrona, Taryn Weinkam, Vincent Sienkiewicz, Zeliha Babayiğit, Zeynep Polat Turner With the growing number of clinical psychology programs in Turkey, it can be seen that there is a dearth of English language case studies that includes both Turkish and foreign clients. Many colleagues and students have echoed this point, expressing a need for a relevant, accessible, and informative guide to writing and analyzing clinical case material. It was for the purposes of meeting this need that we designed and organized this book. This book is a collection of various evidence-based, commonly used theoretical perspectives. It provides students with examples of how to analyze, organize, and interpret case material through the lens of various major psychological frameworks such as psychodynamic, cognitive behavioral, humanistic, and internal family systems theory. The clinicians contributing to this book are a diverse mix of Turkish and American psychologists writing about cases that they have encountered in their practice.
Betül Kürüm Yıldırım, Büşra Emül Yldız, Deniz Erök Özkapu, Hatice Vildan Karacabey ,Makbule Kalı Soyer, Mücahit Yılmaztürk, Sümeyye Eliz Burhan Her insanın özgün oluşu, onun iyilik hâlini yükseltmesine yönelik verilecek psikolojik yardım sürecinde özgün yol ve tekniklerin kullanılmasını gerektirmektedir. Terapötik süreçte yaratıcılığı kullanmak, danışanın duygusal güçlüklerini anlamlandırması ve yeni keşifler yapmasına katkı sunacaktır. Bu kitap; ruh sağlığı alanında çalışan psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman ve diğer meslek elemanları ve öğrencileri hayal gücü ve yeniliğin birleştiği bir alana adım atmaya ve pratiklerini zenginleştirmeye davet etmektedir. Kitap, altı farklı terapi ekolünün içindeki yaratıcı potansiyeli vurgulayarak on bir yaratıcı tekniğin bu kuramlarda kullanımına yönelik bir kılavuz niteliğindedir.
Olca SÜRGEVİL DALKILIÇ Her dönemde “çağımızın hastalığı” şeklinde dillerde olan “tükenmişlik sendromu”; günlük yaşamın içinde ve özellikle çalışma hayatında hemen herkesin kendisini içinde bulabileceği bir sorundur. Çoğu zaman iş hayatına büyük hayallerle ve ideallerle başlayan ve başarılı bireylerin; bir süre sonra farklı sebeplerle kendilerini duygusal açıdan yıpranmış hissetmeleri, daha önce duyarlı oldukları iş çevrelerine karşı ilgilerini kaybederek duyarsızlaşmaları ve kişisel başarı duygularında azalma hissetmeleri şeklinde belirtilerle tükenmişliği rapor ettikleri görülmektedir. Bu durum, onların performanslarının düşmesine, yaptıkları işe ve beraber çalıştıkları insanlara karşı saygılarını yitirmelerine, işlerine ve çalıştıkları yerlere karşı bağlılıklarını kaybetmelerine sebep olmaktadır.
Bireylerin psikolojileri, sosyal çevreleri ve hatta fiziksel sağlıkları üzerinde yıkıcı etkileri olan tükenmişlik; aynı zamanda işletme yöneticileri ve çalışanları açısından önemli bir işgücü kaybı yaratmaktadır. Bu nedenle üzerinde önemle durulması gereken, alınabilecek önlemlerin ve çözüm yollarının sadece bireylere bırakılamayacağı bir konu olarak düşünülmelidir.
Ahmet Alphan Sabancı, Ali Evren Tufan, Alişan Burak Yaşar, Altan Eşsizoğlu, Arzu Erkan, Aslı Soyer, Can Ertuna, Ceren İlikan Rasimoğlu, Elif Kuzeci, Ersin Uygun, Ezgi Kılıc, F. Gizem İskender, Fatih Artvinli, Feyza Itır Karaca, Halil İbrahim Duran, İbrahim Fuat Akgul, Meryem Ozlem Kutuk, Murat Yalcın, Oğuzhan Yeşiltuna, Yudum Soylemez Bu kitapta; psikanalitik psikoterapiler, BDT, destekleyici psikoterapi, EMDR, çocuk ve ergen psikoterapileri, çift ve aile terapileri, grup terapileri ve kriz ve afetlerde psikoterapi uygulamalarının çevrim içi (online) olarak uygulanmalarına ilişkin hem literatür bilgisine hem de uzman görüşlerinden damıtılan rehberliğe erişebileceksiniz.
Ayrıca bütün psikoterapi uygulamalarında konu olan sesin, ışığın ve kadrajın nasıl ayarlanacağı, bağlantı kalitesinin nasıl tesis edileceği veya teknolojik ekipmanların seçimi gibi teknik konularla ilgili de destek alabileceksiniz. Çevrim içi psikoterapi uygulamalarının en netameli konularından olan etik ve yasal düzenlemeler ile ilgili de konunun uzmanlarının hazırladığı bölümlerden yararlanabilirsiniz.
K. Daniel O’LEARY, Richard E. HEYMAN, Arthur E. JONGSMA, Jr., Wıley Çift Psikoterapisi Tedavi Planlayıcısı; deneysel açıdan destekli kanıta dayalı terapi girişimlerini ön planda tutmaktadır.
-Öfke,
-Suçlama,
-Bağımlılık,
-İlişki Problemlerinden Kaynaklanan Depresyon,
-İlişkide Hayal Kırıklığı,
-Aldatma,
-Eş Şiddeti,
-Kıskançlık,
-Aşk / Sevgi Kaybı,
-Değişen Hayat Olayları ve çift İlişkilerinde görülebilecek 35 farklı problemi konu almıştır.

Kitap, yapılandırılmış, kanıta dayalı terapi planları ile tedavi sürecini açıklar, kolaylaştırır ve hızlandırarak birçok üstünlük sağlar. 1000'in üzerinde terapi amaç ve girişim özellikleri ile kendi terapi seansınızı yapılandırmanızı sağlayacak imkanlar sunmaktadır. Konuların sistematik şekilde sunulması danışmanlık seanslarınızı raporlaştırmanızı kolaylaştıracaktır. Böylelikle danışanlarla daha etkili ve istenen niteliklerde zaman geçirilmiş olacaktır. Ayrıca kendi deneyim ve gözlemlerinizi de ekleme imkanı sunmaktadır.

Bu kitap; “Çift” ile çalışan psikiyatristler, doktorlar, psikologlar, psikolojik danışmanlar ve genel anlamda Aile Terapistleri” ile bu alanda eğitime devam eden öğrencilerin ihtiyaç duyduğu bir kaynaktır.
ARTHUR E. JONGSMA, JR., PHD en çok satan “Uygulama Planlıyacıları '' serisinin editörüdür. 1971 yılından bu yana Jongsma birçok yatılı ya da ayakta tedavi olan hastaya profesyonel bir şekilde ruh sağlığı hizmeti vermiştir. 25 yıldır Michigan'daki Grand Rapids'de serbest hekimlik grubu olan Psikolojik Danışmanlığın kurucusu ve yöneticisidir. 40'ın üzerindeki kitabın yazarlığını veya yardımcı yazarlığını ve dünyadaki ruh sağlığı profesyonellerin eğiticiliğini yapmıştır.

K. DANIEL O'LEARY, PHD State University of New York ve Stony Brook University adlı üniversitelerdeki Psikoloji Ana Bilim Dalı, Klinik Psikoloji Bilim Dalında seçkin bir profesör olarak görev yapmıştır. Mevcut araştırmaları, dünya çapındaki, samimi ilişkilerde yaşanan fiziksel ve psikolojik saldırganlık konularına odaklanmıştır.

RICHARD E. HEYMAN, PHD State University of New York ve Stony Brook University adlı üniversitelerdeki Psikoloji Ana Bilim Dalı, Klinik Psikoloji Bilim Dalında araştırmacı profesör olarak görev yapmıştır. Heyman'ın araştırma programı, aile problemlerinin ortaya çıkması ve devam etmesi üzerine odaklanmıştır.
Chiara Simeone DiFrancesco, Eckhard Roediger, Bruce A. Stevens “Çiftlerle Şema Terapi, insanların kendi gelişim süreçlerinde karşılaştıkları bireysel zorlukları, kendi bireysel zorluklarıyla yüzleşmekte olan bir başkasıyla ilişkilerini yönetme biçimleriyle birlikte ele alarak, klinik çift terapisi literatürüne önemli bir katkı sağlamaktadır. DiFrancesco, Roediger ve Stevens, her çift terapistinin yol almak durumunda olduğu bu zorlu ama gündelik arazide rehberlik etmekteler.”
Dr. John Gottman, Evliliği Sürdürmenin Yedi İlkesi kitabının yazarı
“Çiftlerle çalıştığım ve literatürü yakından takip ettiğim 25 yıl içinde, bu kitap şu ana kadar gördüğüm en önemli gelişme. Çiftlerle Şema Terapi, son derece gelişmiş, sistem-yönelimli kuramsal bir model sağlıyor. Şema terapi üzerine temellenen bu yaklaşım, kişilik sorunlarına, daha derindeki bilişsel-duygusal değişime ve etkili duygusal tekniklere odaklanarak, işlevsellikleri ciddi düzeyde bozulmuş olan çiftleri ustaca ele alabilir. Çiftlerle Şema Terapi, şekillerle, öğretici klinik örneklerle ve etkili klinik müdahalelerle dolu sıra dışı bir kitap. Bu yenilikçi çalışmanın, çiftlerle çalışmanıza kuşkusuz etkileri olacaktır.”
Dr. Lawrence P. Riso, Klinik Psikoloji Profesörü
Amerikan Profesyonel Psikoloji Okulu, Argosy Üniversitesi, Washington
“Çiftlerle çalışan şema terapistleri genellikle, duygu odaklı terapi (Johnson), Gottman çift terapisi (Gottman), İmago terapi (Hendrix) ve bilişsel-davranışçı yaklaşımlar gibi çift terapisi yaklaşımlarından gelen kavramlar ve anlayışla bütünleştirilen şema terapi yaklaşımı anlayışını çalışmalarına aktarırlar. Şema terapistlerinin ilgi alanı, eşlerden biri ya da her ikisinin de, önemli bir travma, çocukluk dönemindeki istismar ve tutarsızlıktan kaynaklı olarak uzun süreli psikolojik sorunlar (kişilik bozukluğu, duygudurum bozukluğu –bipolar bozukluk ya da süreğen depresyon–, bağımlılık vb.) yaşadığı daha zor vakalardır. Bu kitabın yazarları yıllardır, çiftler için şema terapi çalışma grubu içinde etkin olarak yer almışlardır ve şimdi de kendilerinin ve birlikte çalıştıkları meslektaşlarının birikim ve görüşlerini paylaşıyorlar. Şema terapideki temel kavramlar ile vaka formulasyonu ve müdahale yaklaşımının nasıl tutarlı bir çerçeve sağladığını ortaya koyuyor; ayrıca mod çatışma analizi, mod çatışma kartı, istekleri ihtiyaçlardan ayrıştırma ve imgeleme ve sandalye çalışması gibi özgül şema terapisi müdahalelerinin nasıl uygulanacağı ile ilgili pratik örneklerin yanı sıra yol gösterici ve uygulamayı kolaylaştırıcı bir dizi ilke sunuyorlar. Klinik örnekler açısından zengin olan bu kitap, okuyucuya şema terapisi yaklaşımının çift terapisine olan belirgin katkısını görme olanağı verecektir.”
Dr. David Edwards, Psikoloji Profesörü,
Rhodes Üniversitesi ve Güney Afrika Şema Terapi Enstitüsü
“Bu kitap, çatışma içinde olan çiftlere ilişkin temel bilgileri öğretmekte ve ilişkilerde yanlış giden durumlara yönelik daha derin, ihtiyaç temelli bir anlayış sağlamakta. Terapistlere, çiftlerle görüşme yapabilmeleri, onları anlamaları, değerlendirmeleri ve yaşadıkları tüm kişiler arası karmaşalara rağmen bir arada kalmaları konusunda onlara yardım edebilmeleri için araçlar sunmakta. Şema odaklı çift terapisi, yeni bir anlayış penceresi aralayarak, yardım etmenin yenilikçi yollarını ortaya koymakta.”
Dr. Gerhard Zarbock, Klinik Psikolog, IVAH (Devlet onaylı BDT Eğitim Merkezi, Hamburg, Almanya) Yöneticisi, Terapistler İçin Bilinçli Farkındalık kitabı ortak yazarı
Barbaros Yalçın, Mehmet Ak, Mehmet Kavaklı, Şahin Kesici Bağımlılık, her geçen gün büyüyen bir canavar gibi yaşamlarımızı etkilemekte. Bizim ailede olmaz, diyebilen yok. Bağımlılık türleri nelerdir? Sigara, alkol, madde ve internet bağımlılığı nasıl gelişir? Aile içini kontrol etseniz de okul, yurt, mahalle, arkadaşlar, kısaca çevreyi kontrol edebilmek güç. Önlenebilir mi? Evet. Nasıl? Çocuklarımızı nasıl koruyacağız, bize düşen görevler ne? İşte bunlar, birçok ebeveynin cevap aradığı sorular. Peki ebeveynler ne yapacaklar? Ne yapmayacaklar? Anne-babaların işte bu sorularına cevap oluşturabilecek, kriz durumlarında ebeveynlere rehberlik edebilecek bir eser ortaya koymaya çalıştık. Mesleki pratiğinde madde bağımlısı bireylerle çalışan farklı kulvardaki uzmanların madde bağımlılarına yönelik bir projede yollarının kesişmesi ile bu kitap fikri doğdu. Proje sürecince birçok madde bağımlısı ve ailesi ile görüşmeler yapıldı. İnternet bağımlısı bireylere destek sağlandı. Bilişsel davranışçı temelli grup ve bireysel terapi seansları yapıldı. Edinilen tecrübeler, bilimsel yayınların ve eserlerin incelenmesi ile süzgeçten geçirilerek, anlaşılır bir dille, rehberlik gayesi ile kitaplaştırıldı. Elinizde tuttuğunuz bu kitabın temel amacı, anne, baba ya da diğer aile bireylerinin sergilediği tutum ve davranışların çocuk ve gençlerin dünyasında şekillenen kendilik ve dış dünya algısı üzerindeki etkilerini ve bunların bağımlılık potansiyelini nasıl artırdığını ve bu süreçteki somut olayları ortaya koyarak siz anne ve babaların farkındalığını artırmaktır.
Adem Peker, Banu Yıldız, Erol Uğur, İbrahim Demirci, Mahmut Almbaıdheen, Mehmet Emin Turan, Mustafa Ercengiz, Mustafa Savcı, Özge Metin Aslan, Rıfat Bilgin, Serkan Altuntaş, Taner Algan, Tuğba Seda Çolak Duygusal istismar, ne yazık ki günlük yaşantının bir parçası ve kanıksanan bir gerçeklik olarak insanlığın bilinen tarihinden beri varlığını sürdürüyor. Örneğin, deyimlerde, atasözlerinde, günlük dilde, parkta, televizyonda, sosyal medyada, okulda, evde kısacası aklınıza gelebilecek her alanda, çocuğun duygusal istismarı ile karşılaşabilirsiniz. Karşılaşıldığında ya da maruz kalındığında bile bu durumun bir istismar olduğu ne yazık ki fark edilmiyor. Artık çoğumuz için normal sayılan aslında, normal olmayan, suç sayılabilecek davranışlar ile yaşıyoruz.
Ya mağduruz ya da mağdur ediyoruz. Her hâlükârda sağduyu ile yaklaşıldığında duygusal istismarın yıkıcı sonuçlarının görülmesi oldukça olasıdır. Bir çocuk, bir yetişkin tarafından fiziksel olarak hırpalandığında her birimiz üzülüyoruz. Ancak verilen ruhsal zararlar neden göz ardı ediliyor?
Kısacası biz çocuğa söylenen "Senden bir şey olmaz." ifadesinin oluşturduğu yıkıcı etkilerin toplumsal farkındalığının gelişmesi ya da geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Evet, fiziksel olarak bir zararı olmayabilir ancak çocuğun duygu dünyasında açmış olduğu yaralar çok daha kalıcı izler bırakıyor.
Bu kitap, çocuk istismarının en yaygın türü olan duygusal istismarı tüm yönleriyle ele alıyor.
İnsan ırkının akciğerleri olan çocukların, o “çocuk dünyaları”nın temiz kalması dileğiyle…
İsa Özkan, Özlem Okyay, Pelin Ülker Atav, Seda Sakarya, Yağmur Başaran, Zeynep Seda Çavuş, Zeynep Topcu Bilir, Zuhal Begde Çocukla çalışacak meslek elemanlarının 0-6 yaş çocuğunun gelişim alanları hakkında yeterli bilgiye sahip olmaları ve alanda iyi yetiştirilmiş olmaları gerekmektedir. Çocuk Gelişimi I-II kitabı öncelikle çocuk gelişimi ön lisans programında okuyan öğrenciler için ders kitabı niteliğinde hazırlanmıştır. Ayrıca çocuk gelişimi lisans ve okul öncesi öğretmenliği bölümlerinde okuyan öğrenciler için de kaynak kitap olarak kullanılabilir. Kitap, çocuk gelişimi dersinin birinci ve ikinci eğitim öğretim döneminde işlenen konuların tümünü kapsadığından Çocuk Gelişimi I-II ismiyle sunulmuştur. Kitapta; çocuğun bilişsel, dil, fiziksel, motor, kişilik, sosyal duygusal, ahlak ve cinsel gelişim alanlarının açıklandığı 8 bölüm bulunmaktadır. Bu bölümlerde, gelişim alanları tüm boyutlarıyla ve gelişim kuramcılarının görüşleriyle ayrıntılı bir biçimde ele alınmıştır.
Betül Orhan Kılıç, Betül Ulukol, Çisem Yıldız Yıldırım, Dilek Çelik, Döndü Nilay Yıldırım, Fadime Şen, Gamze Münüklü, Gamze Ülker Tümlü, Gülçin Orhan, Hüsnünur Aslantürk, Muharrem Koç, Nigar Şenalp, Nilüfer Koçtürk, Nurten Karacan Özdemir, Öznur Bayar, Serdar Orhan , Sibel Maral, Şenay Mevlitoğlu, Tuğba Ayçiçek Dinçer Bu kitap, insanlığın en büyük utanç kaynağı olan çocuk istismarı ve ihmali sorununun anlaşılmasını sağlamak ve bu soruna çözüm önerileri sunmak için hazırlanmıştır. Kitapta, istismara uğrayan ya da ihmal edilen çocuklar için neler yapılması gerektiği ile ilgili temel ve güncel bilgiler yer almakta olup eğitim fakültesi öğrencileri, öğretmenler ve çocuklarla çalışan diğer uzmanların yanı sıra konu ile ilgili okuyucuların yararlanabileceği temel bir kaynaktır.
Ahmet Hulusi Akkaş, Çağlar Özdemir, Ebru Davulcu, Fikret Yazıcı, Hakan Aydın, Haşim Asil, Hülya Öztekin, Mustafa Öztürk, Mustafa Temel, Sümeyye Derin, Vahit İlhan Çocuk istismarı, multidisipliner yaklaşımla ele alınması ve çocukların yüksek yararının gözetilmesi için titizlikle çalışılması gereken bir konudur. Çocuk istismarı sorununa ilişkin çözüm çabalarına kuşkusuz en önemli katkıyı, bu alanla ilgili bilimsel ve yönetimsel bilgiyi artırma girişimleri sağlayacaktır. Bu girişimlerin multidisipliner bir yaklaşım içermesi, bu konuda son derece sınırlı üretim göz önüne alındığında stratejik bir önem arz etmekte ve çözüm arayışlarını güçlendirecek bir potansiyel taşımaktadır. Belirtilen amaç ve öneme bağlı olarak ProChild Projesi, çocuk istismarı sorununun multidisipliner yaklaşımla ele alındığı editörlü bir kitap üretimini, temel çıktılarından biri olarak belirlemiştir. Bu kitap; çocuk istismarı sorunsalını, tıp, eğitim, hukuk ve iletişim birikimiyle ele almakta, internet gazetelerinde yayımlanan çocuk istismarı haberleri üzerinden temsil sorununa odaklanmakta ve çocuk istismarının dijital bileşenlerini ayrıntılı olarak tartışmaya açmaktadır.
Ayten Kaya Kılıç, Canan Çalağan, Derya Kayma, Dilek Akça Koca, Eda Ermağan Çağlar, Gülçin Orhan, Güneş Gülaydın, Hale Ögel Balaban, Hande Kaynak, Hüsnünur Aslantürk, Kübra Kaplaner, Meşküre Hülya Ünal Karagüven, Müge Akbağ, Özge Erduran Tekin, Şeyma Güldal, Tuğba Türk Kurtça, Yasemin Sanal Özcan Çocuk istismarı konusunun alanyazında önemli bir yere sahip olduğu açıkça görülmektedir. Ancak özellikle son yıllarda yapılan çalışma ve araştırmalar, konuya ilişkin yaklaşımların genel bir bakış açısından çıkmasının ve çocuk istismarı sorununun disiplinlerarası bir bağlamda ele alınmasının gereklilik arz ettiğini göstermektedir. Benzer şekilde, aile ve okul ortamından başlayan saptama ve müdahale sürecinin adli sistemde karara bağlanmasına kadar geçen sürede farklı disiplinlerden farklı uzmanlar tarafından ele alınan çocuk istismarı olgusunda ortak bir anlayışta buluşulması da ayrıca önemli görülmektedir. Çocuk istismarı ve ihmalinin önlenebilmesi ve/veya uygun müdahalelerin sağlanabilmesi, adli sürecin beklendik şekilde yürütülebilmesi için bu durumun sağlanması gerekmektedir. Bu bağlamda, söz konusu kitap çalışması ile bu ihtiyaca cevap verilmesi amaçlanmıştır.
Kitapta, çocuk istismarı konusu psikoloji, sosyoloji, hukuk ve adli bilimler olmak üzere farklı disiplinlerden bakış açıları çerçevesinde ele alınmış; konuya ilişkin güncel bilgiler, etkili bir şekilde faydalanılabilmesi için tanılama, yaklaşım ve uygulama basamakları göz önünde bulundurularak sunulmuştur.
Deniz Altınay Çocuk/bebek bir mucizedir. Onun üzerinde yaptığımız her etki, bu mucizeyi ya köreltir, hastalandırır ya da destekler, güçlendirir ve sağlıklı olarak büyütür. Yüzyılın en önemli grup psikoterapisi modeli olan Psikodrama Grup Psikoterapisi içindeki önemli alt alanlardan birisi olan ve bu kitapta etraflıca ele alınan Çocuk Psikodraması, Türkiye'de ilk kez İstanbul Psikodrama Enstitüsü Başkanı Deniz Altınay tarafından tanıtılmış ve uygulanmaya başlanmıştır ve eş zamanlı olarak eğitimleri düzenlenmiştir. Bugüne kadar çok sayıda uzman eğitim alarak bu konuda çalışmalara başlamıştır. Psikodrama Terapistleri kadar çocuklarla çalışan diğer uzmanlar için de bir başucu kitabı olan bu eser, konu hakkında doğru bilgi sahibi olmak isteyen ve çocuklara yaklaşmak için psikodramatik kuram ve felsefeyi öğrenmek isteyen ebeveynler için de faydalı olacaktır. Bu kitap ile birlikte aynı yazarın Psikodrama El Kitabı’nın da okunması tavsiye edilir.
Özlem Gözün Kahraman Modern çağın ebeveynleri, bilim ve teknolojideki gelişmelere bağlı olarak hızla değişen yaşam koşullarında, çocuklarının sağlıklı psikolojik gelişimi için daha fazla endişe hissetmekte ve çocuklarını doğru şekilde desteklemek için uzman desteğine ihtiyaç duymaktadır. Çocukların günlük yaşamlarında maruz kaldıkları stres faktörleriyle sağlıklı bir şekilde baş edebilmeleri, kendileri ve diğerleriyle olumlu ilişkiler geliştirerek sağlıklı psikolojiye sahip olmaları konusunda ebeveynlerin, öğretmenlerin ve uzmanların önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Çocukların ruh sağlığı ve esenliğinde bütüncül bir yaklaşımı temel alarak hazırlanan bu kitabın, çocukla çalışan profesyoneller ve çocuk gelişimi alanında öğrenim gören öğrenciler için önemli bir rehber kitap olması hedeflenmiştir.
Tarık Solmuş Bir çizgi ya da animasyon filmin iki özelliği olmalıdır. Bir yandan çocukların zihinsel, duygusal, sosyal, ahlaki, dil ya da vicdan gelişimlerine katkıda bulunurken bir yandan da onlara hiçbir zarar vermemelidir, saldırganlığa ve suç işlemeye yöneltmemelidir, özendirici olmamalıdır.
Kitabın bu genişletilmiş ve güncellenmiş 2. basımında da yine yukarıdaki kriterler dikkate alınarak 478 çizgi film ve 344 animasyon film incelenmiştir. Bu incelemenin sonucunda da tüm bu filmler içerdikleri psikolojik özelliklere göre “Yararlı / Eğitici / Öğretici”, “Zararlı / Sakıncalı” ve “Ne Yararlı Ne de Zararlı” olmak üzere 3 kategoriye ayrılmışlardır. Çocukların gelişimi açısından ne olumlu ne de olumsuz bir etkisi olmayan filmler “Ne Yararlı Ne Zararlı” kategorisinde değerlendirilmiştir. Örneğin, o sabah kendisine bir parça zaman ayırmak isteyen bir annenin 2.5 yaşındaki kızını ya da 7 yaşındaki oğlunu TV karşısına oturtup herhangi bir endişe, şüphe, korku da yaşamadan izlettirebileceği filmlerdir. Kuşkusuz ki ideal olanı; çocuklara hep “Yararlı / Eğitici / Öğretici” çizgi ya da animasyon filmler izlettirip “Zararlı / Sakıncalı” olanlarından da uzak tutmaktır.
Kathryn Geldard, David Geldard, Rebecca Yin Foo “Bu kitap bir numara... Bu kitabı çok sevdim.”
Sally Riggall, Lincoln Ūniversitesi, Öğretim Görevlisi

“Çocuklarla çalışan her terapist için kesinlikle önerilecek bir kaynak”
Dianne O'Malley, Danışman Psikolog, Young Mind'S NETWORK (Genç Beyinler Ağı)

“Terapi ve danışma alanı için önemli bir kaynak kitap”
Divine Charura, Leeds Beckett Ūniversitesi, Öğretim Görevlisi

Bu kitap, duygusal sorunları olan çocuklarla çalışırken yararlanılacak mükemmel bir rehberdir. Gereksinim duyulan, bilinmesi gereken her şeyi kapsıyor:
Çocuk-terapist ilişkisi,
Etkin çalışma için uygulama çerçeveleri,
Oyun terapisi ve çeşitli oyun materyalleri ve etkinliklerin kullanımı,
Çalışma kâğıtları aracılığıyla öz saygı ve sosyal becerilerin kazandırılması,
Teknoloji: Terapide kullanılabilirlik ve çocuklar üzerindeki etkileri.
Arthur E. Jongsma, Jr., L. Mark Peterson William, P. McInnis Timothy J. Bruce Çocuk Psikoterapisi Tedavi Planlayıcısı; deneysel açıdan destekli kanıta dayalı terapi girişimlerini ön planda tutmaktadır.
Akademik Başarısızlık,
Bağlanma Bozukluğu,
Cinsiyet kimlik Bozukluğu,
Karşıt Olma Bozukluğu,
Uyku Bozukluğu,
Ebeveynlik,
Okula Gitmeyi Redetme,
Sosyal fobi,
Özgül Fobi,
Değişen Hayat Olayları ve çocuklarda görülebilecek 35 farklı problemi konu almıştır.

Kitap, yapılandırılmış, kanıta dayalı terapi planları ile tedavi sürecini açıklar, kolaylaştırır ve hızlandırarak birçok üstünlük sağlar. 1000'in üzerinde terapi amaç ve girişim özellikleri ile kendi terapi seansınızı yapılandırmanızı sağlayacak imkanlar sunmaktadır. Konuların sistematik şekilde sunulması danışmanlık seanslarınızı raporlaştırmanızı kolaylaştıracaktır. Böylelikle danışanlarla daha etkili ve istenen niteliklerde zaman geçirilmiş olacaktır. Yeni listelenen DSM-5/ICD-10 tanı önerileri de eklenmiştir. Ayrıca kendi deneyim ve gözlemlerinizi de ekleme imkanı sunmaktadır.

Bu kitap “Çocuk” ile çalışan psikiyatristler, doktorlar, psikologlar, psikolojik danışmanlar ve pedegoglar ile bu alanlarda eğitime devam eden öğrencilerin ihtiyaç duyduğu bir kaynaktır.
Banu Tortamış Özkaya, Burcu Ebru Aydoğdu, Didem Altay, Gökçe Kurt, Hilal Çerçel, Jale Davarcı, Meral Kızbes Kılıç, Özlem Yılmaz, Pelin Eraktan, Pınar Haksal Atabay, Utku Beyazıt Çocuk Ruh Sağlığı adlı bu kitabımızın bölüm yazarları, dinamik bir uzman psikolog kadrosundan oluşmaktadır. Kitabın içeriğinde sıralanan bozukluklar; tanım, tarihçe, bozukluğun nedenleri, görülme sıklıkları, tedavi ve eğitim planları açısından detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Bozuklukların ele alınışında özellikle Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan DSM-5 kriterleri gözetilmiş ve her bir bölüm özellikle de okul öncesi eğitim ve çocuk gelişimi alanyazını göz önünde bulundurularak zenginleştirilmiştir. Çocuk ve ergen dönemi ruhsal bozukluklarının yanı sıra kitabımıza, genel okuyucu kitlesi tarafından ilgi çekici olduğunu düşündüğümüz “Oyun Terapileri” ve “Bilişsel Davranışçı Terapiler” başlıkları eklenmiştir. Bunun yanında her birimizin deneyimleyebileceği stres verici yaşam olayları karşısında çocuklarımızı duygusal olarak nasıl destekleyebileceğimize dair bir bölüm de siz değerli okuyucularımızın dikkatine sunulmuştur.
Kitabımızın okul öncesi eğitimi ve çocuk gelişimi alanında yıllardır süren büyük bir ihtiyacı karşılayacağını umuyorum. Kitabımızı, yalnızca akademik boyutta değil, güncel olarak da çocuk psikolojisiyle ilgilenen her okurumuzun beğenisine sunuyoruz.
İlerleyen basımlarda, siz değerli okuyucularımızın görüş ve önerilerine bağlı olarak kitabımızın içeriğini zenginleştirmeyi planlamaktayız. Kitabımızın alandaki ihtiyacı karşılayacağını umar, yeni basımlarda görüşmek üzere hepimizin mutlu, sağlıklı ve başarılı çocuklar yetiştirme ve eğitme amacımıza ulaşmamızı dileriz.
Mazlum Çöpür Her toplumda, çocukların ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı yetiştirilmeleri temel amaçtır. Daha anne karnında temeli atılan ruhsal ve fiziksel sağlık karşılıklı olarak birbirini etkilese de, fiziksel sağlığı yerinde olan bir kimse ruhsal olarak sağlıklı değilse yaşamdan haz almamakta ve kendisini mutsuz hissetmektedir. Çocukluk çağında yaşanan olumsuz olaylar sadece çocukluk döneminde ruh sağlığını bozmamakta, bunun etkileri yetişkinlik yaşamında da devam etmektedir. Bu nedenle çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimleri ile kişilik ve dil gelişimlerinin yaşlarına uygun bir şekilde ilerlemesi, çevreleriyle uyum içinde ve yeteneklerini ortaya koyarak yaşamaları, kendilerini değerli ve sevilen bireyler olarak hissetmeleri sağlıklı nesillerin yetişmesinin de anahtarıdır. Çocukların normal gelişmelerinin nasıl bir seyir izlediğini ve bu seyrin aksamadan nasıl devam ettirileceğini bilmek ruhsal olarak daha sağlıklı çocuklar yetiştirmemizi sağlayacaktır.
Elimizde olmayan sebeplerle çocukların ruh sağlıklarında sorunlar görülebilmektedir. Bu sorunların zamanında tespiti ve tedavisi çocukların ruhsal sağlıklarında kalıcı hasarlar oluşmasını önleyecek veya en aza indirecektir.
Bu kitapta; ruhsal olarak sağlıklı gelişim için çocukların hangi basamaklardan geçtikleri, gelişimlerini etkileyen etkenler ve önemli ve sık görülen bazı ruhsal sorunlar açıklanmaktadır. Özellikle üniversitelerin psikolojik danışmanlık ve rehberlik, çocuk gelişimi ve psikoloji bölümü öğrencileri ile öğretmenler için gerekli pek çok bilgiyi içermektedir. Ayrıca kitabın, konuya ilgi duyan anne babalar için de yararlı olacağı umulmaktadır.
Türkan Yılmaz Irmak, Rukiye Kızıltepe Bu kitapta; psikoloji, sosyal hizmet, sosyoloji ve hukuk gibi pek çok disiplinin kesişim noktasında bulunan çocuk suçluluğu olgusu bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Suça sürüklenen çocuklarla ilgili risk ve koruyucu faktörler tanıtılmış ve önleme ve müdahale programlarına yer verilmiştir. Toplam 12 bölümden oluşan kitapta; güncel araştırmalar, kuramlar ve uygulamalar ele alınmaktadır. Titiz ve özverili bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkan bu kitabın, çocuk suçluluğu konusunda akademi ve uygulama alanında çalışan kişilere ve farklı disiplinlerin lisans ve lisansüstü programlarında okuyan öğrencilere faydalı olacağına inanmaktayız.
Clemens Bartollas, Frank Schmalleger Yaşı yasal limitlerin altındaki bireylerin suçlu davranışları olarak en geniş şekilde tanımlanabilecek “çocuk suçluluğu fenomeni”, ülkemiz açısından oldukça dikkate değer bir noktaya gelmektedir. Suça karışan çocuklardaki artış kadar, hakkında yasal takibata başlanan ve mahkeme süreçlerine geçiş yapan çocukların oranları ise önümüzdeki yıllara bağlı olarak korkutucu boyutlara doğru ilerlemektedir. Bu durum çocuk suçluluğunu çok boyutlu olarak ele almayı gerektirmektedir ve bu sorunu yaklaşım, müdahale ve en önemlisi de önleme açılarından en rasyonel şekilde ele almayı kaçınılmaz kılmaktadır.
Ülkemizin geleceği olan çocukları her türlü suçlu ortamlardan uzak tutmak ve suçluluğa adım atmalarına neden olan faktörleri tespit ederek müdahale etmek başta devlet mekanizması olmak üzere her kesimin temel görevlerinden biridir. Ülkemizdeki çocuk suçluluğuna bakış konusunda belli bir duyarlılığın olduğu söylenebilir; ancak çocuk suçluluğu literatürü ve çalışmaları ne yazık ki istenen boyutlarda değildir. Bu anlamda elinizdeki bu kitabın, özellikle çocuk suçluluğu literatürü açısından önemli bir boşluğu dolduracağı düşünülmektedir. Bu kitabın diğer önemli bir katkısı ise çocuk suçluluğunu pek çok alandan ele alan çalışma ve araştırmalara ek olarak bu fenomeni kriminolojik boyutu ile de değerlendirme fırsatını sağlayacak olmasıdır. Kriminolojik teori ve yaklaşımları kapsamlı bir şekilde ele alan bu kitabın, çocuğun suçlu davranışının daha iyi anlaşılmasında katkılar sunacağı aşikârdır. Bunun yanı sıra sadece çocuk suçluluğunun anlaşılmasını değil aynı zamanda çocuk adalet sürecini, ıslah, rehabilitasyon ve topluma kazandırma gibi çok önemli konuları da ele almaktadır. Ayrıca, suç ve sapma ile ilgili literatürde oldukça eksikliğini gördüğümüz ampirik çalışmalara da teorik bir alt yapı oluşturacaktır. Böylece kendi toplumumuz ve sosyal dinamiklerimizi içeren teorik çalışmalara ihtiyacımız olduğu gerçeğine de bir başlangıç noktası olarak hizmet edeceği düşünülmektedir.
Yayınlandığı ülkede 9. Baskıya ulaşmış olan ve alanında uzman akademisyenler tarafından dilimize çevrilerek “Çocuk Suçluluğu” adı verilen bu kitabın, çocuk suçluluğu alanına hem akademik hem de pratik boyutta katkı sunacağı kanaatindeyiz. Ayrıca bu kitap; hukuk, adli bilimler, sosyal hizmet, psikoloji, sosyoloji, eğitim bilimleri, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık ve rehberlik gibi alanların lisans ve lisans üstü eğitimlerinde kullanılabilecek ve çocuk suçluluğu ile ilgili çalışan her kesim için bir başucu kitabı olacaktır.
Medera Halmatov, Sultanberk Halmatov Bu kutuda tam olarak 100 kart bulunmaktadır ve her bir kartta çocuklara sorulacak bir soru vardır. Anne babalar bu soruları çocuklarına sorarak çocukları hakkında daha derin bilgiler edinebileceklerdir. Bu sorular sayesinde çocuklarının duyguları, düşünceleri hakkında şaşırtıcı gerçekler ile karşılaşarak çocuklarını daha yakından tanıma fırsatı bulabileceklerdir. Oyun kartı şeklinde hazırlanan sorular her ortamda kullanılabilir: evde, yolculukta, okulda, doğada...
Ayrıca çocuklarla çalışan uzmanlar da çocuklar ile görüşme sırasında bu sorulardan faydalanabilirler.

Doç. Dr. Medera Halmatov Doç. Dr. Sultanberk Halmatov

Medera Halmatov, Sultanberk Halmatov Bu kutuda tam olarak 100 kart bulunmaktadır ve her bir kartta çocuklara sorulacak bir soru vardır. Anne babalar bu soruları çocuklarına sorarak çocukları hakkında daha derin bilgiler edinebileceklerdir. Bu sorular sayesinde çocuklarının duyguları, düşünceleri hakkında şaşırtıcı gerçekler ile karşılaşarak çocuklarını daha yakından tanıma fırsatı bulabileceklerdir. Oyun kartı şeklinde hazırlanan sorular her ortamda kullanılabilir: evde, yolculukta, okulda, doğada...
Ayrıca çocuklarla çalışan uzmanlar da çocuklar ile görüşme sırasında bu sorulardan faydalanabilirler.

Doç. Dr. Medera Halmatov Doç. Dr. Sultanberk Halmatov

Fatih Kılıçarslan Bu eser; çocukların uyum ve davranış sorunlarının, eşler arası iletişim çatışmalarının terapi teknikleri ve yöntemleri ile tedavisini okuyucuya sunmaktadır. “Çocuk ve Aileler”e yönelik terapi hizmetleri sunan; sağlık, eğitim, sosyal hizmet, çocuk gelişimi ve özel eğitim alanında çalışan meslek mensupları ile ebeveynlere tavsiye ederim.
Burcu Ebru Aydoğdu, Cemrenur Karaaslan, Esranur Çelik, Fatma Kandemir, Fatma Zeynep Saylık, Gül Muhtar, Hazal Rümeysa Aslan, İpek Aktepe Yokuş, Lerzan Yılmaz, Murat Genç, Olcay Bozkuş, Özlem Çakmak Tolan, Pınar Acet, Rojin Yazar, Selma Karahan, Sema Fincan, Serdem Benan Tümer Elinizdeki kitap, çocuk ve ergenlerde ruh sağlığını odağına alan, güncel alanyazın ve tanılar üzerinden yapılandırılmış bir kaynaktır. Kitap bölümleri ve bölüm içerikleri oluşturulurken hem alanda çalışan psikolog ve psikolojik danışmanların faydalanabileceği hem de psikoloji bilimine meraklı olan kişilerin, öğretmenlerin ve ebeveynlerin okuyabilecekleri ve yararlanabilecekleri bir eser olmasına dikkat edilmiştir. Bununla birlikte, çocuklarımızın büyüme yolculuğunda çok önemli bir yere sahip öğretmenlerimizin de onları daha iyi tanıma ve anlamaları adına yararlanabilecekleri bir kaynak olması amaçlanmıştır. Kitap bölümlerinde sadece psikolojik bozukluklar değil, aynı zamanda travmatik yaşantılar, yas, kronik hastalık tanısı gibi zorlayıcı yaşam olayları hakkında bilgi veren, psikolojik bozukluklardan bağımsız olarak ebeveynlere çocuk yetiştirme tutumları noktasında yardımcı olabilecek öneri ve bilgilerin olduğu bölümlere de yer verilmiştir. Böylece çocuk ve ergenlerde psikolojik tanıların ötesinde olan boyutların da kapsanması amaçlanmıştır. Her bir bölümü okuyan okuyucularımız, bölüm sonunda herhangi bir bozukluğun nedenleri, görülme sıklığı, risk faktörleri ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilgi sahibi olacaklardır. Bununla birlikte okul rehberlik servislerinde çalışan psikolojik danışman ve rehber öğretmenler için de bozukluklar ile ilgili yararlanabilecekleri bilgiler aktarılmıştır.