Reklamcılık ve Tanıtım \ 1-2
A. Mohammed Abubakar, Aylin Atasoy, Benan Gök, Bülent Çizmeci, Cem Karayalçın, Deniz Zeren, Ebru Genç, Gülay Güler, Niyazi Gümüş, Osman Eminler, Özlem Şenlik, Remzi Reha Durucasu, Saadet Sağtaş, Selin Ögel Aydın, Süreyya Karsu Endüstri 4.0 olarak da ifade edilen bugünün dünyasında, dijital teknolojileri toplumsal ve iktisadi hayatın hemen hemen her noktasında görmekteyiz. Tedarikten üretime, insan kaynaklarından lojistiğe kadar pek çok işletme sürecinde olduğu gibi özellikle pazarlama, satış, dağıtım, tutundurma, halkla ilişkiler, marka ve itibar yönetimi, imaj gibi işletmenin müşteriye bakan yönleri yaşanan dijital dönüşümden en çok etkilenen süreçlerin başında gelmektedir. Bu süreçlerin akademik olarak değerlendirilmesi ise hem işletmeler hem de iktisadi yaşamın önemli figürlerinden biri olan aile işletmeleri için oldukça önemlidir. Bu nedenle alanında birbirinden değerli akademisyenler bir araya gelerek dijital dönüşümün pazarlama süreçlerine olan etkilerini aile işletmeleri özelinde değerlendirdikleri bu eseri siz değerli okuyucuların beğenisine ve istifadesine sunmuşlardır. İyi okumalar...
Gün içerisinde milyonlarca reklam mesajıyla karşılaşan tüketici, bu durumdan giderek bunalmakta ve sonuçta bu mesajlardan hızla kaçma eğilimi sergilemektedir. Dijitalleşme ile onlara ulaşmak için kullanılan mecra ve platformlar çoğalmaktadır. Söz konusu gelişim, tüketiciye ulaşma konusunda markaları zor bir duruma sokmakta, her reklam mesajının onlar üzerinde etki yaratması giderek güçleşmektedir. Mevcut durumda ise markaların alternatif reklam stratejilerine yönelmekte olması dikkat çekmektedir. Bu stratejilerden biri olan ürün yerleştirme; dijitalleşme, marka iletişim çalışmalarında hikâye anlatımı ve modern insanın eğlence ve boş zaman ihtiyacı vb. nedenlerle giderek markaların başvurduğu stratejik bir reklam alanı hâline gelmiştir. Bu kitap, TV programlarından, sinema, müzik, video/mobil oyun ve sosyal medyayı da içine alan dijital platformlara uzanan türlerde geniş bir uygulama alanı bulan ürün yerleştirme ile ilgili kavramsal, kuramsal, araştırmaya ve örnek olaylara dayalı tüm çalışmaları kapsayan ilk kitap olma özelliğine sahiptir. Kitabın son bölümünde yer alan, Türkiye’nin ilk ürün yerleştirme odaklı tam hizmet ajansı 3P Ürün Yerleştirme Ajansı ile yapılan röportaj, akademinin yanı sıra sektör cephesinin de görüş ve katkılarını içermektedir. Sonuç olarak, “Bu Kitapta Ürün Yerleştirme Var!” kitabının, ürün yerleştirme ile ilgili araştırma yapan, bu konuda kafa yoran ve bu işe gönül veren öğrenciler, akademisyenler ve marka iletişiminin tüm tarafları açısından, konuyla ilgili merak edilen tüm sorulara cevap vereceğine inanılmaktadır. Şimdiden hepinize keyifli okumalar... Dikkat! Bu Kitapta Ürün Yerleştirme Var!
Engin Çağlak İletişim kavramı; insanlık tarihiyle birlikte başlar, onunla birlikte büyür ve gelişimine devam eder. İletişim tarihi de bu bağlamda ele alınmalıdır. Bu kitapla iletişim tarihine genel bir bakış açısı kazanacaksınız. Daha da önemlisi, dünya iletişim tarihinin bu topraklar üzerindeki yansımalarını ve sonuçlarını bulacaksınız.
Bu Toprakların İletişim Tarihi ile sadece kitle iletişim araçlarının değil, onun çok öncesine uzanan ve nesiller boyu aktarılan “Atasözleri”nin doğuşuna tanıklık edeceksiniz. Medeniyetleri medeniyet yapan “Yazı ve Dil”in gelişimini göreceksiniz. İlk iletişim araçlarını ve bunların kullanım alanlarını keşfedeceksiniz. Osmanlı’da “Ulak”ların nasıl at sürdüğünü hayal edecek, Hatt’ın anlamını bulacaksınız. Türk medyasının gelişimine tanık olacak, fotoğraf, telgraf ve telefonun dönüşümünü okuyacaksınız. Radyo, televizyon ve sinema bölümlerinde kendinizden bir şeyler bulacaksınız. Halkla ilişkilerin, reklamın, markanın ve pazarlamanın gücünü hissedeceksiniz. İnternetin, sosyal medyanın etki alanını kavrayacak ve etik bakış açısından ayrılamayacaksınız.
Bu kitap, yazarlarının el birliğiyle ektiği bir fidan gibi büyüyecek ve iletişimle ilgilenen herkes için kaynak bir eser olacaktır…
Nilay Başok Yurdakul

Pazarlama ve pazarlama iletişimi kavramı tanımı ve özellikleri, tarihsel gelişim süreci, bütünleşik pazarlama iletişiminin gelişim nedenleri, planlama modelleri, bütünleşik pazarlama iletişiminde stratejik yönetim ve ölçümleme sürecinin değerlendirilmesi çalışmada ele alınan konulardandır. Bu çalışma, pazarlama iletişiminde ölçümleme konusuna gerek akademik ve gerekse profesyonel anlamda ilgi duyan araştırmacı ve kullanıcılar için temel bir başvuru kaynağı olabilecek niteliktedir.

Kenneth E. Clow, Donald Baack, Yolu bir üniversite kütüphanesine düşen, bütünleşik pazarlama iletişimi, reklam, satış ve tüketici davranışları konusunda eli bu alandaki yabancı kaynaklara giden tüm okurların bildikleri meşhur bir kitap vardır: Bu, Pearson yayınevi tarafından çıkarılmış Integrated Advertising, Promotion and Marketing Communications kitabıdır. Şimdi bu kitap, 7. Basımının Türkçe çevirisi ile siz değerli okurlar için raflardaki yerini alıyor. Bugüne kadarki alan kitaplarından en temel farkı; her konunun detaylı, bir o kadar kolay ve derli toplu anlatımı, örnek olay ve görsel zenginliği, eğitici ve öğretici kimliğini yaratıcı şekilde sunması olarak sıralanabilir.
Rengârenk görselleri, her bir konuyu açıklayan örnek olayları, değerlendirme soruları ve eşsiz terimler sözlüğü bu alana ilgi duyan herkesi kitabın sihirli etkisi altına alacak güçtedir. Bu sihri, kitabı okumaya başlayan her okurun anlaması zor olmayacaktır. Bütünleşik pazarlama iletişimi, reklam, tutundurma, satış, dijitalleşme, sosyal medya, tüketici davranışı, yeni trendler ve yasal düzenlemeler üzerine siz soru sorun, kitap cevap versin...
Görkem İldaş Neden bazı kitaplar çok satıp best-seller listelerinde yer alırken; konusu aynı, yayınlandığı dönem aynı olduğu hâlde bazıları raflarda çürüyor?
Çok sayıda kitap çevriliyor, tanıtımı yapılıyor ancak bunların çok azı herkesin konuştuğu bir kitap hâline gelerek “best-seller” sıfatını alıyor.
Bir kitap nasıl oluyor da farklı kültürlerde aynı ilgiyi görüyor, satış rekorları kırıyor?
Peki best-seller mekanizması nasıl işliyor?
Bu kitap, bir best-seller (çok satan) olma iddiasında değildir! Bilakis yayıncılık dünyasında “edebî/sanatsal” kaygılar karşısında günden güne güç kazanan “ticari” kaygıların rolünü ortaya koyma iddiasındadır.
Kapsamlı bir araştırmanın ürünü olan bu çalışmada, Türkiye'deki okurla uluslararası okurun kitap satın alma davranışları karşılaştırıldı.
Best-seller mekanizması; yazar, yapıt, okur ve pazarlama stratejileri açısından bir bütün olarak uluslararası düzeyde sorgulanarak okur seçiminin kimler tarafından hangi yöntem ve taktiklerle yönlendirildiği sorusuna “sahada” cevap arandı.
Sevgili Okur; olan bitenin farkına varıp kendi iradenle kitap tercihini yaparken sana yol gösterici olacak “bilimsel” bilgi, bu kitapta seni bekliyor.
Arif Yıldız, Burak Leblebicioğlu, Gülsüm Vezir Oğuz, İlknur Bilgen, İnci Erdoğan Tarakçı, Kazım Kılınç, Meysure Evren Çelik Sütiçer, Pınar Bacaksız, Ramazan Aslan, Sadık Çalışkan, Sema Mercanoğlu Erin, Vahap Önen, Yavuz Akçi Bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı, müşterinin her zamankinden daha değerli görüldüğü bu dönemde, uygun pazarlama anlayışının benimsenmesi ve uygulanması büyük önem arz etmektedir. Günümüz pazarlama dünyasında her geçen gün yeni anlayışların ortaya çıkması, araştırmacıların da bu yaklaşım ve anlayışları yakından takip etmesini gerekli kılmaktadır.
Kitabın hazırlanma nedeni; işletme yöneticilerinin, pazarlama elemanlarının, araştırmacıların ve ilgili diğer paydaşların yararlanabilecekleri, günümüz yeni pazarlama yaklaşımları hakkında bilgi edinebilecekleri bir kaynak oluşturmaktır. Bu kitap; Doç. Dr. Yavuz AKÇİ editörlüğünde hazırlanmış olan “Değişen Pazarlama Anlayışı: Yeni Pazarlama Yaklaşımları” kitabının devamı niteliğindedir. Bir önceki kitapta ele alınan 13 farklı pazarlama anlayışının ardından, yine birbirinden önemli 13 farklı pazarlama anlayışı ve konusuna bu kitapta yer verilmiştir. Bu kapsamda; İslami pazarlama, içsel pazarlama, sinsi pazarlama, sosyal medya pazarlaması, ağ pazarlama, holistik pazarlama, sürdürülebilir pazarlama, influencer pazarlama, mobil pazarlama, izinli pazarlama, pazarlama 4.0, pazarlama araştırmalarında etnografi, pazarlama-lojistik bütünleşmesi, kitapta kapsamlı olarak ele alınan bölümleri oluşturmaktadır.
Türkiye'nin farklı üniversitelerinde görev yapan, alanında uzman birçok akademisyenin, deneyim ve bilgilerinin kaleme aldığı bu çalışmayı okurlarıyla buluşturmanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyor, keyifli okumalar diliyoruz.
Nilgün Bülbül Toplumların eğitime bağlı olarak değişimi, teknolojinin ve iletişim imkânlarının gelişimi ve küreselleşme gibi faktörlere bağlı olarak pazarlama anlayışı, karması ve fonksiyonları 1800'lü yıllardan günümüze kadar önemli değişimler yaşamıştır. Bu önemli gelişmelerden birisi de deneyimsel pazarlamadır. Bu eserin amacı, zincir kahve mağazaları örneği ile deneyimsel pazarlamanın müşteri sadakati üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda zincir kahve mağazalarında müşterilerin yaşadıkları pazarlama deneyimlerine ilişkin tutumları ve deneyimsel pazarlamanın müşteri sadakati üzerine etkisi incelenmeye çalışılmıştır.
Eser, üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; pazarlama, pazarlamanın önemi, temel fonksiyonları, pazarlama anlayışında yaşanan gelişmeler, deneyim kavramı ve müşteri deneyiminin aşamaları hakkında bilgiler sunularak deneyimsel pazarlamanın kavramsal çerçevesi verilmiştir. İkinci bölümde; müşteri sadakatinin tanımı, amacı ve önemi, faydaları, düzeyleri, modelleri, müşteri sadakatine etki eden faktörler ile deneyimsel pazarlamanın müşteri sadakatine etkisi hakkında bilgiler verilmiştir.
Üçüncü bölümde ise deneyimsel pazarlamanın müşteri sadakatine etkisinin belirlenmesi üzerine zincir kahve mağazaları uygulamasına yer verilmiştir. Sonuç ve öneriler bölümüyle eser sonlandırılmıştır.
Aytuğ Mermer Üzümlü, Bekir Tuncer, Cemal Gümüş, Cihad Doğan, Elçin Bayraktar Köse, Erol Dönek, F. Nur Yorgancılar Atatoprak, Faruk Güven, Hale Çolakoğlu, Halil İbrahim Şengün, Hayriye Nur Başyazıcıoğlu, İbrahim Aydın, Meltem Canoğlu, Murat Mercan, Nurcan Yücel, Nuriye Güreş Fikir, ürün ya da hizmetleri paylaşmaya yönelik faaliyetleri kapsayan pazarlama iletişimi etkinlikleri tüm kolektif yapılanmaların, iletişim stratejilerinin bir yansımasıdır. Dijital çağda iletişim stratejileri doğru planlansa dahi eskimiş tekniklerle yürütülmeye çalışıldığında örgütleri hızla felakete sürüklemektedir. Çünkü dijitali özgün kılan, içinde bulunulan anda gerçekleşiyor olmasıdır. Günümüzde “an”ı yakalayamamak ise bir örgütün başına gelebilecek en kötü şeydir. Bu nedenle çağın ruhunu yakalayabilen, yarını öngörebilen ve hatta geleceğe yön veren pazarlama iletişimi uygulamaları örgütlere gelir, itibar ve kamu desteği kapılarını aralamaktadır.
Bu kitap, geleneksel pazarlama anlayışını temel alarak gelişen modern pazarlama iletişiminin serüvenini ortaya koyarken içinde bulunduğumuz dijital çağda bu serüvene dâhil olabilmek için yapılanları paylaşmakta ve gelecekte varılabilecek noktaları şimdiden öngörebilme imkânını okurlarına sunmaktadır.
Sinem Yeygel Çakır "Dijital Çağda Pazarlama İletişimi" isimli bu kitap, dijitalleşme ile pazarlama ve pazarlama iletişimi sürecinde yaşanan değişimleri ve bu alanlarda ortaya çıkan yeni eğilimlere yönelik kapsamlı bilgileri içermektedir. Dijitalleşmenin vazgeçilmez bir şekilde günlük yaşam pratikleri içinde bir dönüşüm yaratması, pazarlama sürecinde de bu dönüşümün göz ardı edilemez bir hâle gelmesine neden olmuştur. E-ticaret, e-pazarlama ve mobil ticaret uygulamalarının markalar açısından stratejik olarak önem kazanması ve bu alanlarda yeni eğilimlere her geçen gün yenilerinin eklenmesi, bu konulara yönelik çalışmaların yapılmasını da gerekli kılmaktadır.
Kitabın ilk bölümünde dijitalleşme süreci Web 1.0'dan Web 4.0'a giden süreçte tanımlandıktan sonra ikinci bölümünde dijitalleşme sürecinin ticaret ve pazarlamada ortaya koyduğu dönüşüm aktarılmaktadır. Bu kapsamda sanal pazar yeri olgusu ve bu bağlamda işletmelerin gerçekleştirdikleri e-ticaret iş modelleri aktarılmakta, beraberinde markaların müşterileri ile ilişkilerinin tanımlandığı müşteri ilişkileri yönetiminin Sosyal CRM ve Elektronik Müşteri İlişkileri Yönetimi boyutundaki yapısı ortaya konulmaktadır. Pazarlamada dijitalleşme kapsamında, e-pazarlama kavramının içeriği, e-pazarlama uygulama alanları olarak izinli ve sözlü pazarlama ve pazarlama iletişimi sürecindeki dijitalleşme vurgulanmaktadır. Kitabın üçüncü bölümünde ise dijital çağın pazarlama iletişimi kanalları olarak sosyal medya kanalları (bloglar, forumlar, arama motorları, sosyal ağ siteleri, içerik paylaşım siteleri, wikiler vb.) aktarılmaktadır. Son bölüm ise topluluk pazarlaması ve sosyal medya pazarlaması konularını içermektedir. Sosyal medyada içerik pazarlaması kapsamında içerik pazarlaması kampanya planlama süreçleri, kullanıcı merkezli içerik üretim süreci ve bu sürecin stratejik noktaları üzerinde durulmaktadır.
Berrin Aslan Öztezcan, Betül Özkaya, Cem S. Sütçü, Cenk Selçuk Ortaç, Ceren Bilgici Oğuz, Ceyda Deneçli, Ebru Özgen, Fevzi Rifat Ortaç, Gaye Aslı Sancar Demren, Hazar Dördüncü, Mehmet Emin Kahraman, Mevlüt Sedat Dönmez, Nurhan Babür Tosun, Öykü Ezgi Yıldız, Sevda Deneçli, Sezgi Turfanda İletişime değişik bir boyut kazandıran “Yeni Medya” kavramını 14 farklı tematik bölümde derleyen Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları kitabı kavramın iletişimden pazarlamaya, sanattan araştırma yöntem bilimine kadar birçok farklı disiplin çerçevesinde ele alınması aracılığıyla bu alanda çalışan tüm akademisyen ve öğrenciler açısından referans amacı taşımaktadır. Alanında uzman akademisyenler tarafından hazırlanan kitap, yeni medyaya ilgi duyan tüm okurlar için de bir başucu kitabı niteliğindedir.
A. Duygu Atasoy Aktaş, Anıl Uğur Oğuzcan, Aysun Eyrek Keskin, Bayram Baş, Betül Özkaya, Cem S. Sütcü, Ceren Bilgici, Ceyda Deneçli, Ebru Özgen, Emine Ulu Aslan, Fevzi Rifat Ortaç, Gözde Mert, Merve Karavar, Özlem Tuğçe Keleş, Ruhcan Akil, Sezgi Turfanda, Zeliha Oçak Bilginin; yapılandırılması, dağıtılması ve yönlendirmesi bağlamında tanımlanan, bilgi ve iletişim teknolojileri kanallarıyla bireylere ”bağlılık” duygusu veren, günümüz bilgi toplumunun tanımlayıcı özelliğini sağlayan “yeni medya”, her yeni gün farklı alanlarda ve yepyeni uygulamalarla karşımıza çıkmaktadır. Yeni medyanın özelliklerini, kullanım alanlarını, teori ve uygulamalarını güncel bilgiler çerçevesinde ele alan Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları II kitabı, farklı birçok bölümde yeni medya alanında çalışan, eğitim gören, uzmanlaşmak veya bilgi sahibi olmak isteyen tüm okuyucularına, alanlarında uzman akademisyenlerin değerli yazıları sayesinde referans niteliği taşımaktatır.
Alparslan Nas, Ayben Ceyhan Günay, Begüm Maral, Berna Aksoy Özcan, Betül Özkaya, Cem Sefa Sütcü, Deniz Yaman, Elif Başak Sarıoğlu, Eser Levi, Gül Banu Dayanç Kıyat, Güleser Ekşioğlu Şensoy, Irmak Koç Alamaslı, Kıvanç Nazlım Tüzel Uraltaş, M. Sedat Dönmez, Özlem Özdemir, Sevgi N. Sadedil, Sezgi Turfanda, Taner Doğuer, Yelda Şenkal, Yelda Ülker Çağımızda yaşamın tüm alanlarında etkisi yakından duyumsanan dijitalleşme sürecinin çeşitli boyutları ve farklı disiplinlerle olan etkileşimi Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları III adlı çalışma kapsamında 14 ayrı bölüm olarak ele alınmaktadır. İletişimden markaya, reklama, sosyal medyaya, veriye, ekonomiye, teknolojiye, çeşitli tüketici yaklaşımlarına, gözetime, şöhret kültürüne, diplomasiye birbirinden farklı konuların irdelendiği bu çalışma; akademisyenler, öğrenciler ve genel olarak konuyla ilgi duyan tüm okuyucular için referans niteliği taşımaktadır. Alanlarında uzman akademisyenlerin, yazarların katkısıyla hazırlanan bu kitap, genel anlamda serinin önceki yayınlarında olduğu gibi dijitalleşme sürecinin farklı boyutlarını zengin bir içerikle ortaya koymaktadır.
And Algül, Ayşe Duygu Atasoy Aktaş, Bayram Baş, Cihan Becan, Deniz Yaman, Dide Akdağ Satır, Emine Ulu-Aslan, Eser Levi, Gülşah Eren, Merve Karavar, Mevlüt Sedat Dönmez, Nida Kahraman, Özge Özkök Şişman, Sema Gümüş, Yelda Ülker, Yüksel Balaban, Zeliha Oçak Dijital teknolojilerin gelişimi iletişim alanında pek çok değişime neden olmuştur. Özellikle son dönemde adından sıkça söz ettiren ve iletişim dünyasındaki farklı uygulamalarla karşımıza çıkan yapay zekâ teknolojilerinin etkileri günden güne daha da güçlü bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Gelişen teknolojiler, yapay zekâ, hayatımıza giren yeni cihazlar, sistemler ve platformlar beraberinde yeni uygulamalar ile dönüşen kullanıcı beklentileri gibi kullanıcı alışkanlıklarını da değiştirmiştir.

Bu kapsamda alanında uzman akademisyenlerin çalışmalarından oluşan Dijital Evrenin Yeni İletişim Kodları IV kitabı yeni medya alanını gelişen yeni teknolojiler ve uygulamalar ışığında farklı bakış açılarıyla inceleyen zengin içeriğiyle dikkat çekmektedir. Profesyonel ve gündelik yaşamın hemen her yerinde karşımıza çıkan yeni iletişim teknolojilerini farklı perspektiflerden ele alan kitabın, akademik ve sektörel açıdan alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Aslı Burcu Toku, Ayça Avcı, Canan Arslan, Cevher Sarıgül, Cihan Oğuz, Gizem Çelik, Gonca Girgin, Hasan Gürkan, Kutup Ata Tuncer, Kübra Ogurtani, Melek Ekinci, Melike Sejfula, Seher Şeylan, Serkan Karatay, Sevil Bektaş Durmuş, Sibel Ercan, Ümmühan Molo Dijitalleşmenin kültür ve sanat alanındaki etkilerinin yoğun biçimde görülmeye başladığı günümüzde müzik, dijital olarak üretilen ve tüketilen bir ürün hâlini almıştır. Müziğin icrasında ve müzik dinleme pratiklerinde yararlanılan teknolojiler sürekli bir gelişim ve değişim içerisinde birbirlerine uyarlanırken değişim süreci, arkasında daima daha fazlasını bırakarak ilerlemektedir. Dijital teknolojiler, müziğin şimdiki zamanını erişimi kolay, çok seçenekli, kişisel ve ücretli bir niteliğe büründürürken geleceği için de ilgi çekici yenilikler vaat etmektedir. Müziğin geçmiş zamanı ise müzikle ilgili en temel duygularımıza ve müziğin ekonomik niteliğine uzanmakta, böylelikle de günümüzün müzik endüstrisine ve popüler şarkılarına ışık tutmaktadır.
Müziğin dönüşümünü, yabancılaşma, metalaşma, kültür endüstrisi ve postmodernizm gibi kavramlarla, çevrimiçi müzik platformları ve sanal gerçeklik gibi teknolojik yeniliklerle ve yeni medya, reklamcılık, sinema gibi alanlarda ele alan kitap, dijital müziğe disiplinlerarası bir bakış sunmaktadır.
Bekir Sefa Köksu , Cihat Kartal, Deniz Yıldız, Doğu Kayışkan, E. Ebru Şentürk, Ebru Genç, Emine Nihan Cici Karaboğa, Halil Pak, Kübra Müge Çakaröz , M. Ferit Aydın, Mehmet Akif Çakırer, Murat Ayar, N. Çiğdem Uluç, Remzi Reha Durucasu, Resul Çelik, Tuğçe Ezgi Soyaltın, Ufuk Karadavut, Zeki Yüksekbilgili Bilimsel yaklaşımla yer yer muteber kaynaklardan alınan bilgilerle zenginleştirilmiş olarak bu bilgilerin kaynaklarının paylaşıldığı ve doğru kategorize edildiği bir kitabın, meraklıları ile buluşması sevinç verici. Kitap içerisinde henüz hayatımıza yeni giren canlı yayın ile pazarlama ve artırılmış gerçeklik stratejilerine yer verilmesi çok değerli. Dijital pazarlamayı anlatırken yasal düzenlemeler ve etik değerlerin paylaşılması atlanmamış. Hiçbir satış hedefinin, evrensel insani değerlerin daha üzerinde olmaması gerektiği açıklanmış. Bölüm sonlarında okuyucunun bir özet ile karşılaşması ve okuduklarını kısa sürede toparlaması çok faydalı olmuş; bölüm sonundaki sorular ise okudukları ile yetinmeyenler için yol gösterici nitelikte.
Bu kitabın; dijital pazarlamayı tüm yönleri ile anlamak, aynı zamanda pazarlama bilgilerini de güçlendirmek isteyen okuyucular için değerli bir başucu kaynağı olacağı kanaatindeyim.
Ömer ARIKAN
CEO, Tekrom Teknoloji
Dünya, Sanayi Devrimi'nden bu yana pek çok devinim, değişim ve dönüşüm geçirdi. Üretim faaliyetleri farklılaştı, üretilen ürünler farklılaştı. Bugün geldiğimiz noktayı bir asır önce tahmin etmek neredeyse imkânsızdı. Dünya çok hızlı bir şekilde değişti. Aslında değişmeyen tek şey, değişimin kendisi oldu. İhtiyaçlar ve ihtiyaçlara cevap verebilme olanağı giderek farklılaştı. Kalabalık pazarların yerini önce ekranlarımızın akışında beliren reklamlar aldı. Sonra hayatımıza internet girdi. İlk kıvılcımın bu denli bir etki yaratacağını kim bilebilirdi? Bilgisayar teknolojisi artık cebimize sığacak hâle geldi. Bu denli değişen ve dönüşen bilgi ve teknoloji çağında, üretilen ürün kadar ürünün pazarlanması da çok önemli bir hâl aldı. Bu koca evrende sesiniz duyulmuyorsa kapladığınız alan bir yağmur damlası kadar. Ekranlarımızı kaplayan bildirimlerin içinde yer edinmek ve dikkatimizi çekmek bile artık çok çok büyük bir meziyet. Bu çalışma, sınırları olmayan sanal dünyada yerinizi alabilmeniz için bir başucu kitabı. Bu kolektif titiz çalışmanın mimarı Mehmet Akif Çakırer'in ve tüm ekibin eline, gönlüne, kalemine sağlık.
Tülin Akın
Sosyal Girişimci, TABİT Bilişim ve İletişim Teknolojileri
Aycan Erdenir, Cenap Coşkun, Erdem Tatlı, Gözde Öymen, Hilal Özden Özdemir Çakır, Kezban Saki Yaltırak, Nihal Kocabay Şener, Pınar Karaca, R. Gülay Öztür, Suzan Moç, Zeynep Mine Alptekin İstanbul Ticaret Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Doktora Programında ders vermekte olan öğretim üyeleri ve sektörde aktif çalışmakta olan doktora programındaki öğrenciler ile hazırlanan “Dijital Pazarlama İletişiminde Yeni Kavramlar: Akademi Ne Söyler, Sektör Nasıl Uygular?” başlıklı bu değerli kitapta; bireysel sosyal sorumluluk, paylaşım ekonomisi, içerik pazarlaması, dijital hikâye anlatıcılığı, transmedya hikâye anlatıcılığı, hiper hedefli kişiselleştirilmiş dijital reklamcılık, programatik reklamcılık, yeniden hedefleme (retargeting), ses teknolojileri, tüketici elektroniği şovu (CES), paralel gerçeklik, giyilebilir teknoloji, nesnelerin interneti, adreslenebilir TV reklamcılığı, yapay zekâ teknolojisi, reklam engelleyiciler (adblockers) ve mikro video reklamlar gibi dijital pazarlama iletişimi çalışmalarındaki yeni kavramların açılımını hem akademik hem de sektörel çalışmalar perspektifinden bulabilmeniz mümkün. Her bir kavramın detaylı şekilde örnek kampanyalarla somut hâle getirilerek incelendiği kitapta, fütüristik yaklaşımlar ve terimler sözlüğü de bulunmaktadır.
Bugün uygulamalarını gördüğümüz ve gelecekte daha yoğun kullanılacağı öngörülen bu kavramların akademik ve sektörel çalışmalar için önemli bir referans kaynağı olacağı düşünülmektedir. Dijital pazarlama iletişimindeki yenilikleri takip edenlerin ilgiyle okuyacağı bu kitabın tüm öğrencilere, akademisyenlere ve sektör temsilcilerine faydalı olması dileğimizle...
Ece Ozan Eğitim kavramı her dönem olduğu gibi günümüzde de daha iyi yaşamak için önemli bir kavramdır. Bu kavram sürekli bir değişim ve gelişimle ilerlemekte, toplum ve birey adına hangi dönemde olursa olsun değerini korumaktadır. Şu an ise eğitim yeni teknolojiler ile buluşarak çok daha önemli bir yere sahip olmuştur. Ebeveynler çocuklarının kendilerinden sonraki yaşam standartlarını göz önüne alarak eğitim süreçlerini ciddiye almakta ve bu hususta hassas davranmaktadırlar.
Bu anlamda tüm üniversiteler aday öğrencilere ulaşmak ve onlara doğru imaj yansıtabilmek adına çalışmalar yapmaya başlamıştır. Türkiye'de hızla artan vakıf üniversiteleri, rakipleri karşısında önce varlığını sürdürmek; sonra rekabet avantajı sağlamak amacıyla iletişim faaliyetlerine daha fazla önem vermektedir. Teknolojinin gelişmesi ve hedef kitlenin dijital kanalları sıklıkla kullanması, üniversiteleri dijital iletişim stratejileri geliştirmeye yönlendirmekte ve yatırım mecralarında değişim sağlamaktadır.
Simon Kingsnorth Modern pazarlamacının ölçülebilir ve hesap verilebilir işletme başarısı için dijital medya ile stratejik düşünmeyi nasıl uygulayacağını öğrenmesi gerekir. Dijital Pazarlama Stratejisi kitabı mükemmel dijital pazarlama stratejinizi oluşturmanın her aşamasında size yön göstererek tam olarak bunları gerçekleştirmenizi sağlayacak temel unsurları kapsamakta. Kitap dijital pazarlamanın temel tekniklerinin ve platformlarının analizini içermektedir. Kitabın içerdiği konular: sosyal medya, içerik pazarlaması, arama motoru optimizasyonu, kullanıcı deneyimi, kişiselleştirme, görüntülü reklam ve müşteri ilişkileri yönetimidir. Planlama, işletmenin ana hedefleriyle bütünleştirme ve yöneticilere sunum da dahil olmak üzere uygulama boyutuna da kitapta değinilmektedir.
Simon Kingsnorth dijital pazarlama stratejisini en iyi örnek olaylarıyla, grafiklerle, kontrol listeleriyle ve özetlerle canlandırmaktadır. Kitap ayrıca:
• dijital pazarlama tekniklerinin genel işletme stratejisine nasıl bütünleştirileceğini ve karar vericilerden onay almak için stratejinizi onlara nasıl sunacağınızı göstermekte
• gerçek dünyadan Nestle, Hertz, Adidas, Google, Amazon ve çok sayıda diğer işletmelerden örnek olayları ve analizleri içermektedir. Bunları inceleyerek en iyi uygulamaları görebilir ve kendi dijital stratejinizi geliştirebilirsiniz.
• vizyon temelli ve gerçek zamanlı planlama, içerik pazarlama planlaması, sunum biçimleri ve daha başka modelleri ve ipuçlarını da içermekte ki bunlar işletmelerin belirli işletme ihtiyaçlarına uyacak strateji ve teknikleri uygulayabilmesini mümkün kılacaktır.
Sınırlandırıcı her duruma uyan bir model sunmaktansa kitap, farklı işletme ihtiyaçlarına göre kendi stratejinizi geliştirebilmek için uyarlayabileceğiniz araçları size vermekte ve pazarlamaya bütünleşik ve bütüncül bir yaklaşımın nasıl daha büyük başarıya ulaştırdığını sergilemektedir.
Arzu Başak Fidan, Derya Çakmak Karapınar, Derya Öcal, Dilek Doğan, Emre Ş. Aslan, Enes Emre Başar, Ersin Diker, Gülsüm Çalışır, Hasan Rençber, Hıdır POLAT, Mehmet Ali Gazi, Mehmet Bahadır Erciş, Merve Çerçi, Murat Seyfi, Mustafa Cankut Kurt, Neva Doğan, Nurgül Ergül, Pınar Bacaksız, Selin Bitirim Okmeydan, Sultan Koca, Şule Yüksel Özmen, Ümit Arklan, Yılmaz Ağca Reklam ve reklamcılık üzerine yazılanlar, muazzam bir birikimi yansıtmaktadır. Reklam yazıları, özü itibariyle ya reklamcılık uygulamalarına destek vermek ya da eleştirmek üzere kaleme alınmış; reklamcılığın dönemsel dönüşümlerini ortaya koyarak tarih sayfalarında yerini almıştır. İletişimin ağırlıklı olarak "1" ve "0"ların (digit) çekiciliği altında dijital olana yöneldiği ve bireyin yaşam pratiklerinin “açık” (on) ve “kapalı” (off) olarak ifade edildiği günümüzde, günlük yaşam internet ağları üzerinden akmaktadır. Gönüllü olarak zamanını dijital ortamlarda geçiren birey de reklamcılık endüstrisinin kolaylıkla erişebileceği bir hedefe dönüşmektedir. Günümüzde, amacı hâlen, bireyleri ikna etmek olan reklamcılık, oyunu, dijital olanın kurallarına göre oynamaya başlamıştır. Bu bağlamda şirketlerin sürdürülebilirliklerinin bir garantisi olarak gelişim seyri gösteren yeni medya, yeni bir uygulama açığa çıkarmıştır: Dijital Reklamcılık.
Günümüz reklamcılık pratiklerini çeşitli yönleriyle ele alan ve alana katkıda bulunması beklenen Dijital Reklamcılık kitabı, alan uzmanlarının bir araya gelerek kaleme aldıkları ortak birikimi sergilemektedir. Reklamcılığı teorik ve pratik çerçevede ele alan derleme kitapta, öncelikle reklamcılık tarihi ele alınmaktadır. Kitapta ikinci kesiti, “Dijital Olanı Anlamak” başlığı oluşturmaktadır. “Aktörlerin Dijitalleşmesi” başlığında dijitalleşme, reklamcılıkla yakından ilişkili alanlar çerçevesinde irdelenmektedir. Reklamcılık endüstrisinin genişleyen çalışma alanları ve uygulamaları “Dijitalleşen Dünyada Reklamcılık Uygulamaları” başlığında incelenmiştir. Reklam etkisi, “Dijital Medyada Reklam Etkisi” başlığıyla; reklamcılığın etik değerlendirmesi ise “Dijital Reklamlar ve Etik” başlığıyla tartışılmıştır.
Fikret Yaman Reklam, işletmeler açısından satış yapabilme, tüketici açısından ise satın alma kararı verebilme yönünden önem taşımaktadır. Günümüzde artan rekabet şartları dikkate alındığında rakiplerinden farklı olmayı isteyen işletmeler, bu farklılığı reklam ile sağlayabilmektedirler.
Kitapta, geçmişten günümüze gerek geleneksel reklam türleri gerekse yeni reklam türleri yer almaktadır. Yetmiş dört başlık altında incelenen bu reklam türlerinde işletmeler, farklı reklam stratejilerinin neler olabildiğini görürken lisansüstü eğitim alan ve reklam üzerine çalışma yapmak isteyen öğrencilerin de farklı reklam türlerini görmeleri ve çalışmalarını bu türlerden biri üzerine şekillendirmeleri, kitabın sağlayacağı katkıların başında gelmektedir. Ayrıca kitapta yer alan reklam türlerini merak eden sektör temsilcileri için de kitabın faydalı olabileceği düşünülmektedir.
Esra Büdün Aydın Tüketici ihtiyaç ve beklentilerinin değişkenlik gösterdiği pazar ortamında markalar, farklı stratejiler geliştirerek var olmaya çalışmaktadır. Bu stratejilerden birisi, beş duyuya hitap eden duyusal markalamadır. Tüketiciler ile duyusal deneyim ve duygusal bağ yaratmanın yolunu açan duyusal markalama, küresel rekabet ortamında markalara büyük bir avantaj sağlamaktadır. Görüntü, ses, koku, doku ve tat ile tüketici algılarını markaya yönelik olumlu bir tutum geliştirmeye yönelten duyusal markalama, bu açıdan önemli bir markalama stratejisidir. Markanın; görüntüsü, sesi, kokusu, dokusu ve tadının tüketiciler açısından deneyimlenmesi, ilk izlenim ve sonrasında tekrar satın alımların gerçekleşmesi için güçlü bağlar kurulması noktasında oldukça önemlidir. Bu kitap, ilk olarak duyum, algı ve tutumların kavramsal niteliğini açıklamaktadır. Ardından duyusal markalama kavramı, marka algısı boyutları çerçevesinde ele alınarak duyusal markalama algısının bileşenleri aktarılmaktadır. Son olarak ise beş duyu kapsamında duyusal marka algısının oluşumunda tutumun; bilişsel, duygusal ve davranışsal öğelerine yer verilmektir. Kitapta, kuramsal temel ve alan yazın kaynaklarında yer alan araştırma bulguları ele alınarak “Tüketicilerin markaya ilişkin tutum oluşturmalarında, duyuların rolü nedir?” sorusuna yanıt aranmaktadır. Bu kapsamda kitap; iletişim, psikoloji ve sosyal psikoloji alanındaki araştırmacılar ile öğrencilere ve tüm okuyuculara duyusal girdilerin tüketiciye nasıl katma değer sunduğuna dair önemli bilgiler sunmaktadır.
Hakkı Akgün Ekonomi ve ekonomiye ilişkin bilgi tarih boyunca insanların en temel gereksinimleri arasında yer almıştır. Nitekim Batı’da basının ilk ortaya çıkışında iktisadi bilgilerin aktarılma gereksinimi etkili olmuştur. Basın türleri arasında yer alan ekonomi basını, ekonomik aktivitelere ilişkin kitlelere bilgi sağlaması bakımından önemli bir konumda yer almaktadır. Özellikle 1980’li yıllarla birlikte ülkemizde artan neo-liberal politikaların ekonomi basınına duyulan ihtiyacı daha da arttırdığı görülmektedir. Basında tekelleşmenin giderek yaygınlaştığı, ekonomi konularının basındaki ağırlığını arttırdığı bir dönemde gerçekleşen bu dönüşüm medyanın sahiplik yapısıyla bağlantılı olarak ekonomi basınının ürettiği haber söylemlerinde de varlığını hissettirmektedir. Bu kitapta Türkiye’de ekonomi içerikli yayın yapan haftalık dergilerin ekonomi politik yapısı ve bu ekonomi politik yapının üretilen haber söylemlerine yansıması ortaya konulmuştur. Bireylerin doğrudan ekonomik aktivitelerini ilgilendiren ve yönlendiren ekonomi haberlerinin ekonomi politik bağlamda incelenmesi literatürde benzer bir çalışmanın bulunmaması açısından önem taşımaktadır. Medya aracılığıyla edindiğiniz bilgilerle yatırım ya da tüketim kararınızı vermeden önce kitabı okumanızın ekonomik tercihlerinizde siz değerli okuyuculara faydalı olmasını temenni ederim.
Pınar Tokal Gelişen teknolojiye paralel olarak artan veri işleme ihtiyacı ile birlikte karmaşık simülasyonların yapılması ve gelişmiş yapay zekâ teknolojilerinin kullanılarak temel kriterlere dayalı olarak geleceğe dönük öngörümleme modellemelerinin gerçekleştirilmesi mümkün hâle gelmiştir. Bu modellemelerin gerçekleştirilmesini sağlayan önemli bir uygulama alanı ise “yapay sinir ağları”dır. Normallik, doğrusallık gibi bir takım varsayımlara bağlı kalmayan ağlar, bu esneklikleri ile geleneksel yöntemlere tercih edilmektedir. Özellikle gürültü verisi ve karmaşık modelleri incelemek için son derece kullanışlı olan yapay sinir ağları, sosyal bilimler alanındaki veri analizlerinde kullanışlı bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan, değişen tüketici profili, satın alma davranışlarını ve alışkanlıklarını fazlasıyla etkilemiştir. Bunun sonucunda, yeni pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarına göre belirlenen stratejilerden oluşan modern pazarlamacılık anlayışı çerçevesinde yapay sinir ağları ve lojit model gibi güçlü analiz yöntemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Online gazete tüketicilerinin tercihlerine yönelik çıkarsamalarda bulunan bu çalışmanın, başta akademisyenler olmak üzere lisansüstü öğrencilerine, pazarlama ile ilgili kişilerin yanı sıra basın sektörüne ve konuya ilgi duyanlara faydalı olacağını düşünmekteyiz.
Aslı Yılmaz D. Ülkemizde konuşma eğitimi sunan okul ve kursların sayısında çarpıcı bir artış var. Buna karşılık konuşma ile ilgili her tür eğitimin zorunlu altyapısı olarak nitelenen Fonetik alanında kapsamlı çalışmalar çok sınırlı. Bu durum, eğitimlerin bilimsel ve nesnel zeminden uzaklaşması riskini de beraberinde getiriyor. Ders içeriklerinin bireysel ifade becerisini beslemekten ziyade iyi sosyal izlenimler uyandırmak üzere tasarlanan subjektif önerilerle sınırlı kalmasına neden olabiliyor.
Bu bakımdan fonetik alanındaki temel bilgileri anlaşılır bir dille sunacak yayınlara ihtiyaç var. Bu ihtiyacı karşılamak üzere hazırlanan Fonetiğe Giriş, başta konservatuarlardaki oyunculuk bölümleri olmak üzere mesleki ve genel amaçlı konuşma okulları için temel ve pratik bir kaynak niteliği taşıyor.
Oyuncu ve akademisyen Aslı Yılmaz, Fonetik disiplinini eğitmen perspektifinden ele alarak tanıtıyor. Kitapta, eğitmenlerin ve öğrencilerin fonetikle ilgili olarak bilmek istedikleri her şey ve daha fazlası, bilimsel verilerle ve mesleki deneyimlerle güçlendirilerek sunuluyor. Okuyucu, konuşma seslerini yeniden dinlemeye davet ediliyor.
Ed. Selda İçin Akçalı Gündelik Hayat ve Medya kitabının içerisinde, tüketim kültürü perspeksifinden okumalar şeklinde yedi makale bulunmaktadır. Makale içerikleri tüketim, tüketim kültürü, tüketim ideolojisi çerçevesinde medya ortamı ve medya uyugulamaları ile Türkiye’deki kültür sembollerinin medyaya yansımaları çerçevesinde şekillenmektedir.
E. Pelin BAYTEKİN Pazarlama neredeyse insanlık tarihinin başlangıcından bu yana söz konusu olan bir kavramdır. Zaman içerisinde küreselleşme, beraberinde oluşan rekabet olgusu, bilgi iletişim teknolojilerinde ve tüketicilerde meydana gelen değişimler pazarlamanın da bir evrim içerisine girmesini beraberinde getirmiştir. Son yıllarda ilişkisel pazarlama, veri tabanlı pazarlama, niş pazarlama, nöropazarlama, pazarlama amaçlı ağızdan ağıza iletişim, amaca yönelik pazarlama, sosyal pazarlama, doğrudan pazarlama, deneyimsel pazarlama ve etkinlik pazarlaması sıkça ele alınan pazarlama yaklaşımları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kökeni çok eskilere dayanan bir kavram olan halkla ilişkiler ise planlı, karşılıklı etkileşime dayalı, ilişki yönetimini temel alan, uzun soluklu çabalar bütünü olarak tanımlanmaktadır. Yaklaşık 500'e yakın tanımı olan halkla ilişkiler ile pazarlama arasında nasıl bir ilişki olduğu uzun yıllardan beri tartışılmaktadır. Literatür incelendiğinde, iki disiplin arasındaki bağ ile ilgili farklı yaklaşımlar olduğu görülmektedir. Fakat özellikle bütünleşik pazarlama iletişimi ile birlikte, pazarlama ve halkla ilişkilerin eşit işlevlere sahip yapılar olduğunu kabul eden yaklaşımların varlığı dikkatleri çekmeye başlamakta; bu bakış açısına sahip olanlar, günümüz rekabetçi ortamında iki disiplinin ayrı bir biçimde hareket etmesinin, ayrı plan ve programlara sahip olmasının mümkün olmadığını dile getirmekte ve bütünleşik bakış açısını tercih etmektedirler.
Bu çerçevede çalışma içerisinde, güncel pazarlama yaklaşımları irdelenmeye çalışılmış, halkla ilişkilerin pazarlama ve güncel pazarlama yaklaşımlarıyla ilişkisi ele alınmıştır.
Aşina Gülerarslan Özdengül Zaman hikâyelere hapsolmuştur...
Ne yalnız çocukluğa özgüdür ne de yetişkinliğe. Ne düne aittir ne de bugüne. Kökleri başka âlemde, dalları yeryüzüne uzanmış, gölgesine sığındığımız, meyveleri hiç tükenmeyen bir ağaçtır o. Hepimiz için heybesi hep dolu, zengin, cömert, vakur ve yaşını hiç göstermeyen genç bir bilge gibi dolaşır aramızda. Ve ona dokunan herkesi, her şeyi inşa eder, dönüştürür. Bağ kurmanın, ikna etmenin ve yönetmenin anahtarını binlerce yıldır elinde saklar hikâye. İletişimdeki büyülü gücü hiç değişmez. Ancak formu değişir zamanda ve bağlamda. Bu nedenledir ki yeniden tanımak, tanımlamak gerekir onu yaşadığı her çağda, girdiği her kılıkta. “Hikâyenin İletişimi” tam da bunu yapıyor.
XXVI ayrı bölümden oluşan bu kitap, “hipnotik” gücünden başlayarak; İnsan Fizyolojisinden Kişilerarası İletişime, Pazarlama, Reklam ve Marka İletişiminden Gazeteciliğe, Dijital Oyunlardan Kurumsal İletişime, Tüketici Deneyiminden Fotoğrafçılık ve Tasarımcılığa, Siyasal Pazarlamadan Sinema, Televizyon ve Audio Visual mecralardaki formlarına değin hikâyeyi çok boyutlu ele alıyor. İletişimin hikâyeyle, hikâyenin iletişimle temas ettiği neredeyse her konuyu “anlatıyor. Tam da bu nedenle biricik ve özgün, tam da bu nedenle iletişim alanında ülkemizdeki ilk bütüncül başucu eseri olmaya aday.
Gökhan Aydın Dünya genelinde gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde hizmetlerin ekonomiden aldıkları pay artmaktadır. Çeşitlenen hizmet sektörleri ve hizmet pazarlarının hızlı gelişimi bu alana uygun farklı pazarlama stratejilerine ihtiyaç doğurmaktadır. Hizmetleri iyi anlamak ve hizmetlerin pazarlanmasındaki zorlukları ve önemli unsurları bilerek pazarlama stratejilerini ve faaliyetlerini yönetmek, hizmet sunan işletmelere önemli rekabet avantajları sağlayacaktır. Bunun için ilk olarak hizmetleri mal ve mamullerden ayıran özelliklerin iyi anlaşılması ve bu farklılıkların pazarlama bakış açısından ne anlama geldiğinin irdelenmesi gerekmektedir. Ayrıca hizmet pazarlamasıyla ilgili kavramların ve hizmet ürünlerinin pazarlanmasında kullanılan genişletilmiş pazarlama karmasının yedi farklı öğesinin iyi biçimde anlaşılması gerekmektedir. Kitap içerisinde, bu bakış açısından pazarlama faaliyetlerinin etkin şekilde yönetimi ve pazarlama stratejileri belirlenmesi için detaylı bir teorik çerçeve sunulmaktadır. Teorik çerçeveye ek olarak hizmet sunan çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren firmaların uygulamalarına da değinilerek stratejinin hayata geçirilmesi konusunda yol gösterici olunacaktır.
Bu kitap uluslararası literatürde yer alan hizmet pazarlaması alanında öne çıkan eserler doğrultusunda ülkemizden uygulamalı örneklerle birlikte hazırlanmıştır. Her bir bölümde konuyla ilgili teorik bakış açısı ve uygulamaya yönelik tavsiyeler okuyucuyu yormayacak şekilde aktarılmaktadır.
İşletme ve pazarlama yönetimi alanında bilgisini genişletmek isteyen herkesin faydalanabileceği bu eser özellikle müşterilerine hizmet ürünleri sunan pazarlamacılar, yöneticiler ve işletme sahipleri için faydalı olacaktır.
Selen Bilginer Halefoğlu İletişim teknolojilerinin tümüyle baştan yapılandırıldığı son yıllarda sosyal medya araçları, teoride ve pratikte geleneksel medyanın etkisini yitirmeye başlamasına neden olmakta ve pazarlamacıları doğru kanallara yönelmeye mecbur bırakmaktadır. Daha fazla insan akran onayına ve elektronik ağızdan ağıza pazarlama yöntemlerine yönelmeye başladıkça müşteriler otantik görüş ve incelemeler talep etmeye başlamış ve geleneksel reklamlara daha etkili bir alternatif bulma gereği doğmuştur.
Günümüzde pazarlama uzmanları, kalabalığın içinde seslerini duyurabilmek için yoğun bir mücadele vermekte, ayrıntılı ve özenli reklam kampanyalarına daha fazla bütçe ayırmaktadırlar. Ancak reklam mesajlarına aşırı yüklenmenin tüketicileri şüpheci kıldığı da bir gerçektir. Tüketiciler artık reklamlardan kaçmak için daha fazla para harcayarak özel hizmetlere yönelmekte (Netflix, Spotify) ve reklamları engelleyen çeşitli programlar (adblockers) kullanmaktadırlar. İşte bu karmaşık ortamda tüketicinin satın alma davranışı üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahip olan tek şey, güvenilir bulunan bir kaynaktan duyulacak bir söz ya da tavsiyedir.
Ürününü ya da hizmetini sosyal medyada tanıtmak isteyen bir firmanın artık sadece kendi profesyonel profilini veya web sayfasını kullanması yeterli olmamaktadır. Ürün ya da hizmetin bir sosyal medya fenomenince paylaşılıp tavsiye edilmesi çok daha büyük bir etkileşim sağlamaktadır. Bu şekilde firma çok özel nişlerde daha büyük ağlara erişebilmekte ve daha da önemlisi, birçok alıcının nezdinde reklam yapıyor gibi algılanmamaktadır.
Âlâ Sivas Gülçur, Elgiz Yılmaz Altuntaş, Erdem Tatlı, Gözde Öymen, Gülay Öztürk, Hilal Özdemir Çakır, Mehmet Gülnar, Nihal Kocabay Şener, Oya Şakı Aydın, Sena Aydın, Zeliha Hepkon İnsanlık tarihinin kadim geleneği olan hikâye anlatıcılığı teknolojik, ekonomik, toplumsal dönüşümler sonucunda farklı biçimler alarak varlığını sürdürmektedir. Sinemadan reklamcılığa, siyasal iletişimden dijital oyunlara birçok alanda hikâye anlatıcılığı teknik ve yöntemlerinden yararlanılmaktadır. İletişim Çalışmalarında Hikâye Anlatıcılığı başlıklı bu kitapta, hikâye anlatıcılığı uygulamalarının iletişimin farklı alanlarında aldığı biçimler incelenmektedir. Her bir bölüm, ilgili alanda çalışmalar yürüten akademisyenler tarafından kaleme alınmıştır.
Ali Efe İralı, Barış Erkan Yazici, Burak Aşık, Duygu Dumanlı Kürkçü, Esma Gültüvin Gür Omay, Görkem İldaş, İnci Tarı, İrem Yeniceler Kortak, Kenan Ateşgöz, Mustafa Eren Akpınar, Nurhayat Yoloğlu, Özgül Dağlı, Pınar Tuğçe Yelki, Rezal Koç, Yelda Şenkal İletişim Ekonomisi; gazetecilik, halkla ilişkiler ve bu iki disiplinin ekonomi ile kesişimi bağlamındaki alanlara odaklanan, derlemelerden ve araştırmalardan oluşan bir çalışma şeklinde hazırlanmıştır. İlk bölümde gazetecilik mesleğine ve basılı ortamın ekonomik süreçlerine dair araştırmalara yer verilmektedir. İlgili çalışmalar, teknolojik gelişmelerin hem çalışanlar hem de teknoloji doğrultusunda ortaya çıkan sonuçlar bağlamındaki değerlendirmelerine odaklanmaktadır. İkinci bölümde, halkla ilişkiler ve pazarlama odaklı çalışmalara yer verilmektedir. Kavramsal yapılardan yola çıkılarak sadakat programları ve benzeri ekonomik süreçler özelindeki pazarlama faaliyetlerinde görülen yeniliklere, teknolojik gelişim odağında değinilmektedir. Üçüncü bölümdeyse iletişim sektörünün adaptasyon süreci içine girdiği oyun endüstrisinin, yeni medya bağlamındaki ekonomik sahalara yansımaları ele alınmaktadır. Farklı sektörlerin entegrasyon aşamalarında görülen ve toplumsal değişimle beraber şekillenen oyun endüstrisinin iletişim ekonomisi bakımından önemli noktaları incelenmektedir.
Bilgehan Gültekin - Elif Yıldız

“İletişimde Çocuk Figürü” adlı kitap çalışmasında, çocuk kavramı farklı boyutlarıyla irdelenmekte ve sorunların çözümüne dönük iletişim merkezli öneriler sunulmaktadır. Kitabın temel çerçevesi, toplumda, çocukla ilgili sorunlar genelinde, sosyal farkındalık oluşturma üzerine odaklanmaktadır. İletişim uzmanlarının sorunların çözümünde güvenilir bir kaynak olarak yüklenebilecekleri kolaylaştırıcı misyon bağlamında özgün yaklaşımlar sunulmuştur.


Kitapta çocuk polisliği, çocuk-suç ilişkisi, suça dönük toplumsal bazda önleyici tedbirler, çocuk yaşta uyuşturucu kullanımının art alanı, nedenleri ve yıkıcı etkileri çerçevesinde yoksulluk ve çocuk yoksulluğunun boyutları, halkla ilişkilerin toplumsal sorumluluk anlayışı ekseninde irdelenmiştir.


Çocuğun bir aktör olarak reklam, sinema ve genel anlamda medya sektörü içinde kullanımı, çocukların yer aldığı uluslararası etkinlik ve yarışmalar eleştirel yönleri ile de vurgulanarak, çocukların uluslararası diplomaside etkinliği örneğinde olduğu gibi konuyla ilgilenenlere yol gösterecek, özgün ve yaratıcı modeller sunulmuştur.

John Bessant, Joe Tidd Üçüncü Baskı için gözden geçirme
“Bu kitap inovasyon ve girişimcilikle ilgilenenler için bir referanstır. İkinci baskıya dayanarak Bessant ve Tidd, sürdürülebilirliğe yönelimli inovasyon, yaratıcı girişimcilik, inovasyon modelini şekillendiren ICT’lerin büyüyen önemi, biriken kaynaklama, biriken fonlama ve inovasyon toplulukları güncel tartışmaları kitabın bünyesinde toplamıştır. Teorilerin örnek vakalarla birleştirilmesi, medya bağlantıları ve diğer online öğrenme materyalinin revizyonu bu baskıyı seçkin hâle getirmektedir.”
Dolores Anon Higon, Doçent Dr. Ekonomi Fakültesi, Valéncia Üniversitesi, İspanya

İkinci Baskı için gözden geçirme
“Bessant ve Tidd’in İnovasyon ve Girişimcilik 2. Baskısı ideal bir lisans kitabıdır. Önceki sınıflandırılmış ilgili araştırmaları çerçeveleyerek mantıklı şekilde sunmakta ve görsel materyali, öğrenmeye yardım edecek tarzda başarı ile sentezlemektedir.”
John Storey, Yönetim Profesörü, Açık Üniversite İşletme Okulu

Bu kapsamlı ve saygı uyandıran metin güvenilir bir takım olan John Bessant ve Joe Tidd tarafından hazırlanmıştır. Her ikisi de mükemmel temelleri ve güvenilir varlıklarıyla inovasyon çalışmalarının içindedir ve pek çok senedir araştırmaların başını çekmektedirler.
Bu metin inovasyon ve girişimcilik hakkındaki sezgileri en üst düzeyde zamana uygun şekilde karıştırmaktadır. Bugün dünyada özel sektörün ve kamu sektörünün her ikisinde de yeni fikirleri ticarileştirmeye ısrar etmek olan inovasyon ekonomik ve sosyal refahı geliştirmek için vardır. Aynı zamanda büyüyen etkili ve başarılı inovasyon, organizasyonel hazırlıkların yapılmasını ve bireylerin potansiyellerini inovasyona aktarmak için enerji ve bağlılığını gerektirmektedir. Bu metin bunun nasıl yapılacağını, ulaşılabilir şekilde örneklemektedir. Bu alandaki lisans dersleri için ve gerçekten de otoritelerini ispat etmek isteyen araştırmacılar ve uygulamacılar için etkili bir bağ oluşturacaktır.
Larry Keeley, Ryan Pikkel, Brian Quinn, Helen Walters - Wiley İnovasyonun On Tipi kitabı ile inovasyon yapmak isteyenlere reçete veriliyor. Adım adım ve yalın bir şekilde inovasyonun nasıl geliştirilebileceği konusunda önemli sırlar ortaya koyuluyor. Bu kitap, özellikle teknoloji odaklı inovasyon yapmak isteyenlere yapılan hataları da göstererek uygulama ortamı oluşturuyor. Yenilik ilkelerini verirken startupların ve hatta büyük kuruluşların anlamlı ve sürdürülebilir büyüme konusundaki donanımını artırıyor. 2000'den fazla başarılı yeniliğin ortaya çıkışında önemli içgörüler sağlıyor.
Bu kitabın anlatım tarzında özel bir algoritma uygulanarak anlamlı gruplar belirlendi. İnovasyon fırsatlarını belirlemek için firmaların iç ve dış büyüme parametreleri ve performans değerleri, rakiplerini de devreye alarak şekillendirildi. İnovasyon odaklı performansın artırılabilmesi, önemli değerlendirmeler yapılabilmesi için özel ve hazır yol haritaları sunuldu. Endüstriler için de inovasyon modellerini teşhis edip yeni bir anlayış ve yöntem geliştirme imkânı sunuluyor.
Çevrimsel araştırmanın altyapısını vererek farklı ve anlamlı değişim ve dönüşümü düşündürüp kalıcı ve kullanışlı yollar uygulatarak kitabın ne kadar değerli olduğunu kanıtlıyor. Eğer kurumunuzda anlamlı ve sürdürülebilir büyümeyi inovasyon odaklı gerçekleştirmek isterseniz yenilik ilkelerinin detaylı olarak anlatıldığı İnovasyonun On Tipi kitabını okuyun.
Bu kitabın yazarlarından Larry Keeley'in tecrübelerinden yararlanmak büyük bir fırsat. Kendisi BusinessWeek tarafından inovasyon alanındaki dünya görüşünü ve paradigmaları değiştiren, yedi yenilik gurusundan biri olarak seçilmiş olup Doblin firmasının kurucusudur. Diğer yazarlar ile birlikte inovasyonun tasarlanması ve sürdürülebilir kılınması konusunda dünya çapında pek çok girişimciyi, yöneticiyi, şirketleri ve startupları etkilemiştir.
Ali Okan Ferik, Buse Uçurum, Coşkun Şahin, Fatma Avcı, Hüseyin Özkaya, İ. Pelin Dündar Günümüzde kalitenin anlam ve yerini bulmasında en önemli belirleyicilerden olan müşteri, birçok yeni başlangıcın ya da faaliyetin esas nedenini teşkil etmektedir. İşletmelerin eskisinden farklı olarak pazarda sağlam yer edinebilmeleri ve uzun yıllar varlıklarını sürdürebilmeleri açılarından bakıldığında da gelişen ve değişen müşteri beklentilerini düşünmeksizin atılan her adımın, işletmeleri çıkmaza sürükleyeceği aşikârdır. Belirtilen noktalar temel alınmak suretiyle Kalite Denilince Her şey Müşteri Adına ismini taşıyan bu kitapta; günümüzde kalite algısının oluşturulma sürecinde müşterinin taşıdığı pozisyonun önemini aydınlatmak temel alınmakta ve bu pozisyonun yerini koruması adına hangi olguların ya da anlayışların işletmelerin öncelikleri arasına yerleştirilmesi gerektiğinin kaçınılmaz olduğu noktasına açıklık getirilmektedir.
Müge Elden, Sinem Yeygel Çakır Kurumsal marka kavramı, pazarlamanın ürün ilgilikleri üzerine kurulu yapısının değişerek ürünü de kapsayan daha geniş bir bakış açısından tanımlanan marka algılarının kurum ilgililikleri kapsamında tanımlanması ile ortaya çıkmıştır. Bir işletmenin tüm işletme fonksiyonları, sahip olduğu somut ve soyut kurumsal varlıklarına yönelik anlayış, tanımlama ve bunlara yönelik geniş paydaş gruplarında ortaya çıkan algılamaların bütünsel yorumlamalarını içeren kurumsal pazarlama, çok kapsamlı bir perspektife sahip bir yönetim alanıdır. Kurum kültürü, kurum iklimi, kurum kimliği ve kurum imajından oluşan kurumsal pazarlama karmasının tüm bileşenlerinin birbiriyle uyumlu ve eşgüdüm ile yönetilerek, tutarlı ve güçlü bir kurumsal itibara ulaşılması olarak tanımlanan kurumsal pazarlama, stratejik bir yönetim sürecidir.
“Kurumsal Reklamın Anlattıkları” isimli kitabımızın geliştirilmişi ikinci baskısı olarak hazırladığımız “Kurumsal Pazarlama” isimli bu kitap çalışmasında; kurum ilgilikleri üzerine odaklanan kurumsal pazarlama ve bu süreçte inşa edilmeye çalışılan kurumsal marka kavramları ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Kurumsal pazarlama yönetim sürecinin tanımlandığı bu çalışmada; kurumsal pazarlamanın bileşenleri olarak kurum kültürü, kurum iklimi, kurum kimliği ve kurum imajı kavramları, aralarındaki karşılıklı ilişki ve etkileşim bağlamında açıklanırken kurumsal pazarlama yönetim sürecinde üstlendikleri rol kapsamında da ayrıntılı olarak ele alınmışlardır. Kurumsal pazarlama yönetiminin tüm bileşenleri ile eşgüdümlü ve tutarlı bir şekilde yürütülmesi ile hedeflenen nihai sonucu ifade eden kurumsal itibar ve kurumsal itibar yönetim süreci de çalışmada, kavramı oluşturan faktörler, kapsam, kurumsal itibarı değerlendirmeye yönelik ölçekler, işletmeye sağladığı faydalar ve kurumsal itibar yönetimi süreci alt başlıkları kapsamında detaylı olarak irdelenmiştir.
Şebnem Gürsoy Ulusoy 21. yüzyıl dört kavramın birbirine karıştığı, birbiri ile iç içe geçtiği bir dönemi beraberinde getirmiştir. Bu kavramlar teknoloji, İnternet, İnsan ve İletişim kavramlarıdır. Değişim ve dönüşüm bu kavramlar üzerinden ilerlemekte ve yolunu çizmektedir. İnternet teknolojinin bir çıktısı olarak insanların hayatına girmiş ve daha sonrasında insan doğasını ve iletişim süreçlerini değiştirmeye başlamıştır. İnsan doğası gereği sürekli bir değişime alışıktır aslında. İnsan anne karnına düştüğü andan itibaren devam eden bir değişim ve dönüşüm sürecindedir. Değişim sürecine doğası gereği entegre olan insan, modernleşen dünyanın getirdiği değişimlere de adapte olmaktadır. Bu adaptasyon sürecinde yaşanan ve yaşanması muhtemel olan kısıtlılıklar, iletişim sorunları, insanın doğasına yabancılaşması söz konusu olabilmektedir. Makineleşen İnsan ve İletişim Dili Etkileşimleri, dijitalleşme ile birlikte ortaya çıkan süreçlerin özellikle kitle iletişim araçlarının (televizyon, yeni medya) ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan uzantılarının e-kitap, online eğitim, sosyal medya kavramlarının irdelendiği ve incelendiği araştırmalarla desteklenmiş bir araştırma ve teori kitabıdır.
Ferudun Yayman İşletmelerin öncelikli hedefleri arasında kârlılık, büyüme ve paydaşları için değer yaratmak vardır. Bunu da ancak sürdürülebilir rekabet avantajı ve pozitif finansal performans sonuçları ile elde edebilirler. Doğaldır ki bu sonuçların elde edilmesi, doğru yönetim stratejileri ve sadık müşteriler ile mümkündür. Tutundurma faaliyeti olarak müşteri bağlılık programlarının yüksek maliyetleri hesaba katıldığında müşteriye değer katan ve bağlılık yaratan unsurların neler olduğunu bilmek, işletmeler açısından yaşamsal bir öneme sahiptir. Çünkü işletmeler için sadık müşterilerin elde tutulmasının maliyeti, yeni müşteri kazanımına göre daha düşüktür. Dolayısıyla sadık müşteri portföyünün genişliği, sürdürülebilir rekabet avantajı ve pozitif performans sonuçları açısından hayati önem taşımaktadır.
Bu bakımdan kitapta yer alan araştırma sonuçları, gerek bankacılık sektörü gerekse hizmetler sektöründe faaliyet gösteren işletmeler açısından önemli çıkarımlar içermektedir. Elde edilen sonuçlar, uygulayıcıların yoğun rekabet ortamında bağlı müşteri portföylerini büyütebilmeleri için hangi faktörlerin önemli olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca, konuyla ilgilenen araştırmacılara geniş bir teorik çerçeve ile önemli bulgular sunmaktadır. Bu bağlamda kitap, hem uygulayıcılar hem de araştırmacılar için önemli bir kaynak niteliğindedir. İlgilenenlere katkısının büyük olacağı inancıyla iyi okumalar...
İpek Krom Küresel ekonomi içerisinde artan rekabet, markaların tüketicilerin zihninde birbirinden farklılaşmasını, güçlü ve ideal bir konumu yakalayabilmesi için konumlandırma kavramını ön plana çıkarmıştır. Konumlandırma, belirli bir markayı, onu diğer markalardan bu şekilde ayrıştıracak tutarlı, güvenilir, açık bir fayda, değer, vaat ya da imge ile özdeş hâle getirmektir. Tüketiciler, birbiri ile yarışan binlerce ürün arasında seçim yapabilmek ve karar verme süreçlerini kolaylaştırmak için önceden hakkında belirli bir marka imajına sahip oldukları markaları tercih etmektedir. Örneğin Volvo markasını hiç satın almamış olsalar dahi başarılı bir konumlandırma stratejisine sahip bu otomobil ile ilgili olarak tüketicilere akıllarına ilk gelen marka çağrışımları sorulduğunda; sağlamlık, İsveç Çeliği, güvenilirlik gibi kavramlar ifade edilir. Bir ürünü daha önce satın almamış olmaları, tüketicilerin o ürüne dair güçlü tercihleri olmadığını göstermez. Konumlandırma kavramı her ne kadar işlevsel konumlandırmada olduğu gibi ürünün rasyonel faydaları kavramı ile ilgili olsa dahi daha çok tüketicinin zihnine etki etmeye odaklanılan bir kavramdır. Benzeri şekilde sembolik konumlandırmada da ürün, tüketicide arzu uyandırabilecek, ürünü çekici kılabilecek ya da ürüne statü katabilecek çeşitli semboller ile özdeşleştirilmektedir. Elinizdeki kitapta, tüketim sürecinde günümüzde artık sadece işlevsel konumlandırmanın ya da sadece sembolik konumlandırmanın marka sadakati yaratma açısından yaşadığımız imajlar çağında tek başlarına yeterli olmadıkları görüşünden hareket edilmekte ve işlevsel ve sembolik konumlandırma bu konuda daha güçlü olduğu tezi öne sürülmektedir. Bu amaçla içerikte cep telefonları üzerine niceliksel bir araştırmaya da yer verilmektedir. Keyifli okumalar dileği ile….
Aybeniz Akdeniz Ar Dünya koşullarının hızla değiştiği, dünya ticareti ve ekonomik akımların yeni bir yapılanma içerisinde bulunduğu günümüzde güçlü markalar yaratmanın önemi, iş dünyasının rekabetçi ortamında her gün daha fazla hissedilmektedir. Dünya ticaretinde artık çok fazla ürün, çok fazla marka, çok fazla rekabet var. Böylesine marka yoğunluğunun olduğu pazarlarda, marka yaratmak da öyle kolay değil. Üreticinin ürettiği malı ambalajlayıp üzerine bir de isim koyup satışa çıkarması, "Ben marka yarattım ve satıyorum.” anlamına gelmiyor. Markayı pazara çıkarmadan önce stratejik ve uzun vadeli düşünmek, defalarca test etmek, markayı konumlandırmak, tanıtımını yapmak, kısacası tüketicinin zihninde uzun vadeli bir yer edinmek, marka yaratmada yapılması gerekenlerin sadece çok küçük bir kısmı. Bunların hepsi doğru ürün, doğru strateji, doğru konumlandırma yani hedefi tam ortasından vurmakla sağlanabiliyor.
Günümüz pazarlarında marka yaratmanın ve markalaşmanın önemi bu kadar artarken bu kitapta, "Marka nasıl yaratılır?" sorusundan yola çıkılarak adım adım "Marka nedir?", "Markalaşma yolunda dikkat edilmesi gereken stratejiler nelerdir?" sorularına cevap aranmıştır.
Bu kitap; bir taraftan marka yaratma çekincesini üzerinden henüz tam manasıyla atamayan işletmeleri motive etmek ve onlara yol göstermek, diğer taraftan her alanda marka olmanın gereğini hissettiğimiz bu çağda, "Kişisel ve kurumsal marka yaratma nasıl olur?" sorusuna cevap arayanlara ve özellikle de konunun öneminden hareketle üniversite öğrencilerinin, "Marka" derslerine ve "Pazarlama" derslerine yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır.
Tülin Ural

Türkiye’de marka üzerine yazılmış kitaplara baktığımız zaman tercüme ya da popülist yüzlerce esere rastlamaktayız. Elinizde tuttuğunuz bu kitap ise, başarılı marka yaratmak ve sürdürmenin yollarını hem bilimsel temellere dayanarak ele almakta hem de uygulamaya yönelik dünya ve Türkiye’den örnekler vermektedir. Yeni ekonomi ve bilişim teknolojilerinin pazarlamada yol açtığı açılımlar ve markalamaya etkilerine de değinilmektedir.
Bu kitabın hedefi, marka yaratma görevini üstlenmiş ya da üstlenecek tüm aktörlerin marka anlayışlarını başarıyı yakalayacak biçimde değiştirmelerini sağlayacak bir pencere açmaktır. Markalamada Yol Haritası, içerdiği somut bilgilerle markalama sürecinde izlenecek adımlar ve halen geçerliliğini koruyan markalama stratejilerinin anlaşılabilmesi bağlamında okurlara ışık tutmaktadır.

Aslı Yapar Gönenç, Ceren Bilgici, Fatma Nazlı Köksal, Gülsün Bozkurt, Hakan Sağlam, Nur İnci Namlı, Özge Özkök Şişman, Selin Kiraz Demir, Serdar Kuzey Yıldız, Serdar Kuzey Yıldız, Tuğçe Ayçin, Umur Bedir, Zuhal Sönmezer İnsanın varoluşu teknolojik devamlılığa bağlıdır ve ikisi arasında bir kader birliği vardır. Teknolojik devamlılık âdeta bir fetişe dönüşmüştür. İnsan bununla beslenir ve güçlenir; kendini teknoloji ile tanımlar, dönüştürür ve geleceğe taşır. Teknolojik devamlılığın yeni çıktısı olan metaverse, henüz inşa edilmekte olan bir sanal dünyayı ve yazılmakta olan bir literatürü ifade ediyor. Dijital yolculuğumuzdaki en büyük değişikliğe, metaverse ekosistemine katılırken gerçek bir paradigma kayması yaşayacağımız ortada. Bu kolektif eser, Türkçe alanyazındaki büyük bir boşluğa katkı sunabilme hayali ile doğdu. Multidisipliner bir yapıyla karşınıza çıkan ve akademi dünyasından farklı isimleri barındıran bu kitap; felsefeden sosyolojiye, yayıncılıktan retoriğe, psikolojiden reklam ve pazarlama dünyasına, ekonomiden sanata kadar pek çok başlıkta çarpıcı tartışmalar başlatıyor.
Aysel Tapan Milliyetçilik, popülizm ve muhafazakârlık gibi farklı ideoloji ve söylemlerle iç içe geçerek hem seküler anlam ve semboller hem de etno-semboller üzerinden eklektik bir biçimde yeniden üretilerek, günümüz dünyasının politik iklimini şekillendiriyor. Reklamlar ise toplumu bir arada tutacak duygu, davranış, algı, inanç ve değerlerin temin edilmesi sürecinde toplumsal bağları ve anlamı metalar ve fikirler dolayımıyla kuran bireyin kimlik inşasında üstlendiği işlevler sebebiyle ideolojik ve kültürel bir araç olarak gündelik hayatı biçimlendiriyor. Milliyetçilik ve reklamların kesişiminde ise tüketici olarak vatandaşın, milli sembolleri ve retoriği nasıl algıladığını, milli kimlik ile ürün ve hizmetler arasında nasıl bir bağ kurduğunu ve milli kimliğin etkisiyle tüketim kalıplarını nasıl şekillendirdiğini açıklayabilmek için öncelikle milliyetçilikle ilişkili toplumsal duyguları anlamamız önem kazanıyor. Bu kitapta, milliyetçiliğe yönelik kuramsal yaklaşımlar, milliyetçiliği biçimlendiren kimlik örüntüleri ve gündelik hayat bağlamında reklamlarda milliyetçilikle ilişkili kolektif duygusal çekicilikler; etnosentrizmle ilişkili olarak diğer milletlere karşı üstünlük hissi ve kendi milletine karşı koruyucu davranışın bir ifadesi olarak kolektif narsisizm ve korku; “ressentiment” olgusunun ürettiği fırsat eşitliği illüzyonu, mağduriyet, öfke ve hınç duyguları; bir kişinin milletine bağlılığının, sevgi ve sadakatinin ifadesi olarak saygıdeğer, ahlaki ve kutsal değerlere dayanan vatanseverlik etrafında tartışılıyor.
Eda Er Günümüzde, bedenin korunması ihtiyacının ötesinde giysinin toplumsal amaçlarla giyilmesiyle ilişkili bir kavram olarak görülen moda; insanların toplumsallaşmalarında, özellikle toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin kodlamaların iletilmesinde çok önemli bir role sahiptir. Simgesel anlamların inşasında oynadığı bu rol nedeniyle moda, reklamcılık açısından da büyük bir pazara hitap eden ve toplumsal cinsiyet rolleri açısından toplumun değişik kesimlerini temsil eden geniş bir tüketici kesimini barındıran bir alandır. Bir endüstri olması nedeniyle toplumsal bir altyapı kurumu, kültürel bir öge olması nedeniyle de bir üstyapı kurumu olarak kabul edilen moda; bu konumuyla toplumsal değişimin maddi koşulları bağlamında incelenen bir olgu olarak dikkat çekmektedir. Bu açıdan moda, değişen insanlar arası ilişkilerin olduğu kadar değişen toplumsal değerlerin ve anlamların da görünürlük kazandığı kültürel bir üretim alanı olarak görülmektedir. Bu kitap, moda alanını ve moda reklamlarını toplumsal değişim bağlamında ele alırken toplumsal cinsiyet temsilleri açısından insanların farklı tarihsel dönemlerde meydana gelen dönüşümleri giyim tarzları yoluyla nasıl ifade ettiklerini ve bu ifade biçimlerinin moda reklamlarında nasıl yansıtıldığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Bekir Özkan, Buket Bora Semiz, Deniz Akgül, Esen Şahin, Fahri Apaydın, Filiz Eren Bölüktepe, Hayriye Nur Başyazıcıoğlu, İbrahim Aydın, Leyla Leblebici Koçer, Meftune Özbakır Umut, Metin Sürme, Murat Toksarı, Umut Kubat Dokumacı, Vildan Güneş, Yasemin Yavuz, Yasin Aksoy Müşteri Şikâyet Yönetimi kitabı, iş dünyasında ve pazarlama alanında büyük bir boşluğu doldurmak için hazırlanmıştır. Müşteri şikâyetlerinin şirketler için öneminin yeterince anlaşılmadığı ve müşteri şikâyetlerinin bir yönetim süreci olarak ele alınmadığı görüldüğünden böyle bir kitap hazırlanarak müşteri şikâyetleri yönetimsel bir süreç olarak geliştirilmiştir. Kitabın hedef kitlesi oldukça geniştir ve farklı kitlelerin bu kitaptan büyük oranda yararlanacakları düşünülmektedir. Bu kitapla öncelikle iş dünyasındaki yöneticiler ve çalışanların müşteri şikâyetleri ile ilgili bilgileri geliştirilmektedir. Ayrıca tüketimleri esnasında mağdur olan tüketiciler de bu kitaptan yararlanabilirler. Kitapta tüketici hakları geniş bir şekilde incelenerek ve şikâyet süreci etraflıca anlatılarak tüketicilere yön gösterilmektedir. Kitap aynı zamanda müşteri ilişkileri yönetimi konusunda da önemli bilgileri ihtiva ettiğinden çeşitli pazarlama derslerinde kaynak kitap olarak kullanılabilir. Kitabın hazırlanışında araştırmacılar da hedeflenerek onlara da müşteri şikâyetleri gibi önemli bir konuda araştırma yapmalarına katkıda bulunacak öneriler de sunulmaktadır.
Bu kitabın hazırlanmasında kapsamlı bir yazın taraması yapılmıştır ve müşteri şikâyet yönetimiyle ilgili çok az araştırma yapıldığı görülmüştür. Müşteri şikâyet yönetiminin yazında yeterince ve kapsamlı bir şekilde ele alınmadığı ve nasıl olması gerektiği konusunun da incelenmediği belirlenmiştir. Bu boşluğu doldurmak için müşteri şikâyet yönetiminin farklı boyutları ayrı bölümlerde detaylıca işlenerek pazarlama alanına büyük bir katkı sağlanmaktadır. Kitap, 15 bölümden oluşmakta ve 14 farklı üniversiteden pazarlama alanında uzman akademisyenler tarafından müşteri şikâyet yönetiminin değişik boyutları kitapta detaylıca anlatılmaktadır. Bu özelliği ile kitap, pazarlama yazınında müstesna bir yere konumlanmaktadır. Kitap, müşteri şikâyet yönetimini yönetimsel bir süreç alarak ele almakta ve bu sürecin etkili ve etkin bir şekilde nasıl yürütülebileceğini açıkladığından pazarlama alanındaki önemli bir boşluğu doldurmaktadır.
Şükrü Arslan, Osman Özdemir, Ali Toker, Bülent Demirağ, Cesim Behremen, Damla Yılmazoğlu, Güneş Açelya Sipahi, Murat Fatih Tuna, Rıdvan Kocaman, Selçuk Efe Küçükkambak, Ahmet Neca Gökgül, Gökhan Alper Figen, Fatma Kömürcüoğlu Soytürk, Merve Kaplan, Evren Bilge Kutlay Son yıllarda dijitalleşmenin de artan etkisiyle birlikte sürekli olarak evrilen tüketici davranışlarına ilişkin önemli içgörüler elde etmenin önemli bir yolu, pazarlama araştırmalarında multidisipliner yöntemleri daha sık kullanmaktan geçmektedir. Nörobilimin de bir parçası olarak düşünülebilecek olan nöropazarlama araştırmaları yöntemleri sayesinde tüketici davranışlarına ilişkin önemli ipuçları sağlayan biyometrik ve nörometrik bulgular elde edilebilmektedir.
Nöropazarlama üzerine kavramsal ve teorik içerikler sunan bilimsel bir kaynak niteliğindeki bu kitap ile özellikle ulusal çapta henüz emekleme aşamasında olan nöropazarlama literatürüne ve araştırmacılarına katkı sağlanması hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda etik, tüketici karar süreçleri, duygular ve beyin, renkler, müzik, marka, alışveriş, sosyal medya, paylaşım ekonomisi, kâr amaçsız örgütler ve kamu politikaları gibi başlıklar ile nöropazarlama araştırmalarının ilişkisi, alanında uzman akademisyenler tarafından ele alınmıştır.
Bezgin Leyla, Kılıç Sabiha. Pazarlama araştırmacılarının tüketicilerin çeşitli özelliklerini dikkate alarak gerçekleştirdikleri faaliyetler ürün ve hizmet satışlarının artırılmasında önemli bir yere sahiptir. Bu özelliklerin arasında tüketici davranışlarını belirleyebilmek amacıyla kullanılan demografik faktörlerden yaş en etkili unsurlardan biridir. Dolayısıyla aynı yaş grubuna hitap eden ürünlerin sunulmasında o yaş grubunun kişilik özelliklerinin dikkate alınması, yaş gruplarının birbirinden ayrılmasına ve çeşitli kuşakların oluşmasına neden olmuştur. X, Y, Z gibi çeşitli isimlerle adlandırılan bu kuşaklar farklı kişilik özelliklerine sahiptirler. Farklı özellikler gösteren bu kuşakların algıladıkları marka imajı ve kalitesi farklılıklar gösterebilmektedir.
Bu amaçla kitabın araştırma bölümünde öncelikle X, Y, Z kuşağı tüketicilerinin marka denkliği ögelerini algılama düzeyleri belirlenmiştir. X, Y, Z kuşağı tüketicilerinin marka denkliği ögelerini içinde bulundukları kuşağa göre farklı olarak algıladıkları ve böylece bu algı farklılıklarının yeniden satın alma kararlarını farklı düzeyde etkilediği varsayılmaktadır. Günümüzde klasik araştırma yöntemleri arasında yer alan anket tekniğine dayalı tüketici araştırmaları yaygın olarak kullanılmakta olup, çağdaş araştırma yöntemlerinden biri olan nörogörüntüleme teknikleri de giderek artan oranda kullanılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda kitapta, X, Y, Z Kuşakları, Marka Denkliği Ögeleri, Yeniden Satın Alma Kararı anket ve nörogörüntüleme tekniklerinden Elektroensefalografi (EEG) ve Göz İzleme tekniği kullanılarak incelenmektedir. Kitap, nöropazarlama konusunda araştırma ve çalışmalar yapan akademisyenler, profesyoneller ve iş adamları için yol gösterici kaynak niteliği taşımaktadır.
Emrah Altuntecim The book in your hands is a kind of a key. “Opening Doors to Success” addresses the working principles of our sensory organs and brain, effectiveness of feelings and thoughts in people’s behaviour which are indispensable in the field of communication and psychology.
When the main subject of the book is read, digested, and observations are made in the field, it will be possible for you to directly reap the benefit of the book on the following:
Naturalness in body language and communication techniques,
An apparent and gradual increase in your sales,
An increase in employee satisfaction and the sense of belonging to the company,
A reduction in costs as a result of more wisely and accurate investments into environments of business,
A reduction in employee and customer fatigue,
Planning the marketing, advertising and image activities in a more accurate way and with lower costs,
Positive communication and more happiness in your professional and private life.
Enjoy your reading!
Engin Coşkun Oyunlar hayatımızın her döneminde bizlerle birlikte olmakta, kültürün bir parçası hâlinde yer almaktadır. Hayatımızla böylesine iç içe geçmiş olan oyunlar, günümüzde teknolojinin vermiş olduğu imkânlar ile dijital ortamlara taşınarak ekranlar vasıtasıyla sosyal yaşantımıza konuk olmaktadır. Oyunların kültürel boyutu yanı sıra ekonomik boyutu da göz ardı edilemeyecek düzeydedir. Özellikle pandemi sürecindeki insan psikolojisi de düşünüldüğünde oyun sektörü, ekonomik büyüklük olarak birçok sektörü geride bırakır hâle gelmiştir. Dolayısıyla oyunlar ve oyunlar içerisinde yer alan reklamlar ile markalar değerlerine değer katmakta, değişen tüketici davranışlarını doğrudan gözlemleyebilme ve tüketici dinamizmine adapte olmaktadır. Bu kitapta; değişen tüketici ve reklam ilişkisi bağlamında dijital reklamcılık kavramı, dijital reklam türleri, oyun içi reklamcılık kavramı ve türleri detaylı bir biçimde incelenmiştir.