Psikanalizm ve Diğer Teknikler \ 1-1
Carlo C. DiClemente, The Guilford Press Siz ya da çevrenizdeki insanlar:
Sigara içiyor musunuz?
Alkol veya başka maddeleri kullanıyor musunuz?
Bağımlı mısınız? Bağımlılık riskiniz var mı ya da bağımlılığın hangi aşamasına doğru gidiyorsunuz?
Kumar bağımlılığı için de bağımlılık sürecindeki aşamalar geçerli mi?
Bırakmayı mı düşünüyorsunuz?
Bırakma sürecinde hangi aşamadasınız?
Tüm bu soruların cevabını bu kitapta bulacaksınız.
Dr. DiClemente, Dr. James Prochaska ile birlikte 20 yıllık bir çalışmanın sonunda davranış değişikliğinin Transteorik Modeli’ni (TTM) geliştirmiştir.
Bu kitap, bağımlılığa gidiş ve bağımlıktan dönüş sürecinde neler yaşandığını, bu süreçlerde döngünün nasıl değişebileceğini gösteren çok değerli bir eser.
Tüm çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin bağımlılıktan korunmasını, sağlıklı ve güzel bir yaşam sürdürmesini dilerim...
Koray Karabekiroğlu Ben kimim? Varlıktan bana kalan ne? Beni senden farklı kılan ne? Sadece çabam ve seçimlerimden mi ibaretim? Çabalayan ne? Seçen kim? Ruhum var mı? O da ne? Ya iradem?
Bir ruha sahip misin? Eğer sahipsen bu ruh da neyin nesi? Seçimlerin tamamen sana mı ait yoksa sadece sana tanımlanan bir programı uygulayan -bir robot ya da zombi misali- bir tür bilgisayar mısın? Ya da “biraz ondan biraz bundan ortaya karışık” bir tür varlık mısın? Bilerek ve isteyerek yaptığın neler var? Bunların -özgür iradenin- sorumluluğunu üstlenmeye hazır mısın?
Sen de kendini tutamayıp, "Ben kimim?", "Elimde ne var?, "Ne yapmalıyım?" diye soruyorsan, acı çekiyor ve acı çektiğini de biliyorsan, başkasının acısını da ta içinde hissediyorsan, seçimlerin olduğunu fark edip “Doğru, iyi ve sağlıklı nedir?” diye kafa yoruyorsan yalnız değilsin; aramıza hoş geldin.
Birbirimize arkadaşlık edelim. Nereye varacağımızı önceden hesaplamadan, birlikte bir maceraya çıkalım. -İyi, güzel ve doğru nedir, belki hiçbir zaman emin olamasak da- varlığa güvenip sevgi, hayret, merak, şüphe ve tutkuyla, hem söylem hem de eylemde en iyi(?), en güzel(?), en doğru(?) olanı yapma niyetiyle, sırt sırta verip yelkenleri okyanusa açalım. Ne duruyoruz o zaman! Yolcu yolunda gerek…
Günseli Peker Sağlıklı, bedensel ve psişik bütünlüğünü kurmuş, gerçeklik ilkeleri ile barışık, enerjik öz güveni gelişmiş, öz bilinci geniş, sevgiye, yaşama, yaratıcılığa, mutluluğa, başarıya açık, özgür, güzel, zarif ve doğal bir kişi olmak ister misiniz ? Çağımızda pek çok insanda kültürün, çevrenin ve hızla gelişen teknolojinin beklentileri nedeniyle güvensizlik, stres, sıkıntı, içe dönüklük ve hatta çeşitli depressif bozukluklar ve benzeri pek çok patolojik olgu ikincil bir tabiat gibi bedene ve psişeye yerleşmektedir. İnsanın sağlığına kavuşmasında en çağdaş terapi yöntemlerinin başında gelen BİOENERJETİK Psikoterapidir. Bu terapinin temel ilkelerinin anlatıldığı kitabımızda şizoid hastalar üzerine yapılan tedavi bölümüne de yer verilmiştir. Bioenerjetik psikoterapi; insanın beden, duygu ve düşüncelerinin bilincini genişleterek sağlıklı bir öz bilince sahip olmasını sağlar. İnsan bu gelişim sürecinde sevgiye, yaşama, yaratıcılığa açılarak kişilik güçlerini, yeteneklerini, zekâsını en etkin bir biçimde kullanmaya başlar. Böylece insanın duyguları, zekâsı ve yaratıcılığı ile kendisini doğal bir şekilde ifade etmesi sağlanır. İnsanın kendisini nasıl keşfettiğini, var ettiğini izlemek için bu kitap heyecan verici bir yapıttır.

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ
ÖZBİLİCİN TANIMLAMASI
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMİNDE
“ÖZBİLİNÇ” KAVRAMININ YERİ
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİNİN ÖZBİLİNÇ
GELİŞİMİNDEKİ ETKİNLİĞİ
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİDE ENERJİ
KAVRAMININ ÖZBİLİNÇLE İLİŞKİSİ
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ
ÖZBİLÎNÇ GELİŞİMİNİN BİOENERJETİK
YÖNTEMLE ANALİZİ
ÖZBİLİNÇ VE İNSANIN ETKİNLİĞİ
BİOENERJETİK YÖNTEMİ SEÇME NEDENİ
BİOENERJETİK YÖNTEM VE BEDEN
BİOENERJETİK EGZERSİZLER
AUTOGENİC BİOFEEDBACK TEKNİĞİ
BİOENERJETİK YÖNTEMİN DAYANDIĞI BİLİMSEL İLKELER
PSİKOSOMATİK BÜTÜNLÜK
HAZ İLKESİ
GERÇEKLİK İLKESİ
BİLİNÇ ALANINDA DUALİTE VE HOMEOSTASÎS
SAĞLIKLI İNSAN
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMİ İLE
İNSANIN “KENDİSİ” ARASINDAKİ
BAĞLANTILAR
BİOENERJETÎK TEORİ AÇISINDAN İNSANIN
KENDİSİNİ İFADE ETMESİ SÜRECİNİN
İNCELENMESİ VE BEDEN DİLİ
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMİ
BAĞLAMINDA PSİKANALİTİK YÖNELİMLİ
PSİKOTERAPİ YAKLAŞIMININ ETKİNLİĞİ
ŞİZOİDİ OLGUSU GÖSTEREN HASTALARIN
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMİ İLE
İNCELENMESİ VE SAĞALTIMI [KLİNİK UYGULAMA]
ŞİZOİDİ OLGUSU
BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMİNİN ŞİZOİD
HASTALARDA UYGULANMASI
ŞİZOÎD BOZUKLUK GÖSTEREN HASTALARA
UYGULANAN BİOENERJETİK PSİKOTERAPİ
SÜRECİNİN SAĞALTIM EVRELERİ
BULGULAR

Yıldırım B. Doğan İyi iken daha iyi olmak güdüsü, yaşamla barışık bir güdüdür. Kişi, yaftalanma kaygısına kapılmaz. Tedaviyi gerektirecek ruhsal bir aksaklığı olduğunu düşünmez. İyi iken daha iyi arayışı, toplumsal varoluşunu varsıllaştıracak bir istemdir. İstemini gerçekleştirecek bir araca ulaşması ve onu kendinin kılması yaşamını derinleştirir. Kendilik sevgisi, kendilik saygısı boyutlanır. Kendilik değeri yükselir. Aynı araç, ruhsal işlevselliği aksamış insanın önceki iyilik hâline erkenden kavuşmasına hizmet eder.
Bu araç, Bireysel Farklılaşma Terapisi (BFT) adını alır. Haftada bir kere toplam 6 oturum olan BFT aslında bir uyarlamadır. Uyarlamanın kökeni Kısa Acil Psikoterapi ismi ile bilinir. Uyarlamanın köken aldığı özgün tedavi modelini 35 yıl öğretmiş olan yazar, bu kitabı ile eski öğrencileri ve şimdi meslektaşı olan psikoterapistlerle bir kez daha buluşmuş olmaktadır.
Ruh hekimi, psikoterapist Prof. Dr. Yıldırım B. Doğan’ın kitabı başta ruh hekimliği uzmanlık öğrencileri, ruh hekimleri, klinik psikologlar ve PDR mezunları için yeni bir kaynaktır.
Leslie S. GREENBERG, Apa İnsanlar, uzun zamandır duygusallıklarıyla nasıl başa çıkacakları konusunda karmaşa yaşamışlardır. Bu karmaşadan kurtulmak için özel eğitimler almışlardır. Aslında, hayatta duygu hakkında edindiğimiz derslerin bazıları çelişkili görünür. İnsanlara hislerine güvenmeleri ve kalplerinin sesini takip etmeleri öğretilir ancak aynı zamanda kendilerini kontrol etmeleri ve o kadar da duygusal olmamaları da öğretilir. Duygusal fırtınalarla baş etme becerileri olmayan ve diğer insanların yeterli desteğini göremeyenler ise duygularını kontrol etmenin en iyi çözüm olduğu inancını geliştirirler. Bazıları ise yine de kendiliğindenliği kabullenir ve üzerinde kafa yormaksızın hislerini takip ederler. Hararetli hayatın, sezginin, maneviyatın ve belki de mistisizmin meziyetlerini yüceltirler. Bazıları müşterek duygularıyla diğerlerine güvenemeyeceklerini öğrenirler ve nihayetinde tamamen duygusuz olmaya çalışarak kendi duygusal sinyallerine de güvenmeme durumu geliştirirler.
Duygu odaklı terapi ve duygu koçluğu kavramı, (a) danışanların hisleriyle uyum sağlama ve onların tecrübelerini daha derinlemesine bir işleme tabi tutmayı ve (b) duyguyu anlamlandırmak için bilinci kullanarak bilinç ve duyguyu bütünleştirerek sentezlemeyi içerir.
Duygu koçluğu, hangi duygulara güvenip takip edilmesi, daha derindeki duygulara ulaşmak için hangisinin yok sayılması ve hangisinin düzenlenmesi ya da değiştirilmesi, hatta bunların hangisinin ne zaman yapılacağı konusunda insanların eğitilmesi üzerine bir düşünüş şeklidir. Duygu koçu, duyguyu tanımada, kendi hissettiklerini diğerlerinin hissettiklerinden ayrıştırmada, duyguyu yok saymada, tutarsız duyguları sentezlemede, duyguları bilgi olarak kullanmada, hisleri kelimeler ve sembollerle ifade etmede ve duyguların üzerine derinlemesine düşünmede insanlara yardım eder. Bütün bunlar duygusal gelişimin görevleridir. Duygu koçluğu hem duyguyla hem de bilinçle ve hem kendiyle hem de sistemle çalışmayı teşvik eder.
Bu kitap, üç okuyucu kitlesine hizmet etmeyi amaçlamaktadır:
• İlk olarak, psikolojik danışmanlıkta ve psikoterapide yeni olan ve duygularla çalışma üzerine çok tecrübesi olmayanlar için duygu koçluğundaki temel tutumları ve metotları tanıtmaktadır. Lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin psikolojik danışmada ve psikoterapide duyguların doğasını tanımalarına ve danışanlarına bu konuda nasıl yardımcı olacaklarını öğrenmelerine yardım edecektir.
• İkinci olarak, bu kitap daha deneyimli psikolojik danışmanlar ve psikoterapistler için danışanının anlayışını sistematize etmede ve duygularla çalışmada yardımcı olmak adına bir dizi öneri sunmaktadır. Duygu koçu danışanlarına duygularını bir rehber olarak kullanmalarında yardımcı olacak metotları sunmaktadır.
• Üçüncüsü, bu kitap duygu öz farkındalığı arayanlar için bilgi ve egzersizler sunmaktadır. Danışanlar için seanslarda kullanacakları ya da evde kişisel gelişimleri için beceri geliştirme egzersizlerine yer verilmiştir. Hem profesyonellerin hem de öğrencilerin kendi duygu farkındalıklarını ve sürekli değişen duygularının rolünü anlamalarına yardımcı olacak pek çok alıştırmayı da içermektedir.
Cem Gençoğlu, Müge Yılmaz Düşünce/akıl/mantık ve duygular arasındaki ilişki, düşünce tarihi boyunca hep bir tartışma alanı olarak görülmüştür. Bu tartışmalar bu kavramlardan birinin ön plana alınması gerekliliğinden kaynaklanan bir önermeler bütünü olarak algılanmış ve ele alınmıştır. Günümüz anlayışı ise bu karşıtlık tartışmalarını bütünlükçü bir yaklaşımla çözme, birinin diğerinin tamamlayıcısı olduğununun kabulü yönündedir. Bu anlamda düşünce, duygu ve davranışlar birbirinin tamamlayıcısı ve motifi olarak tanımlandığı anlayışı ile önceleri bir insani zafiyet olarak tanımlanan duygular artık yaşamın devamı ve yaşam kalitesinin niteliği için vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışmada sunulan eğitim programında duygular olumlu ve olumsuz olarak tanımlanmak yerine yaşamın devamı ve niteliği açısından önemli bir unsur olarak değerlendirilmekte, bireylere duygulara geniş bir çerçeveden bakılması önerilmektedir. Bireylerin yaşadıkları duyguları sağlıklı biçimde sözel olarak tarif edebilmeleri ve bu duyguları çevrelerine yansıtıp değerlendirebilmeleri önemli bir farkındalık gerektirmektedir. Duygusal Farkındalık Eğitim Programı, alan uygulayıcılarına sınırları belirlenmiş, bireylere duyguların yaşanması, ifade edilmesi, yönetimi ve farkedilmesi konusunda etkililiği kanıtlanmış bir yol haritası sunmaktadır.
Richard G. Erskine, Janet P. Moursund, Rebecca L. Trautmann, Routledge Bu kitapta, İntegratif Terapinin nasıl yapıldığı uygulamalı vakalarla gösterilmekte ve örnek çalışmalardan sonra terapi süreci ve terapistin müdehaleleri ile ilgili analizler yapılmaktadır. Bir terapist olarak hangi ekolü uygularsanız uygulayın, Empatinin Ötesi’nden çok yararlanacağınızı umuyoruz.
Terapinin işlevi; durağan örüntü şablonunu, öz savunmaya yönelik temas bozulmasını ve sınırlandırılmış farkındalığı tersine çevirmektir. Terapistin var olma nedeni, danışanı gittikçe içsel ve dışsal olarak daha temaslı olmaya, durağanlaşmış şablon ve şemaları çözmeye ve farkındalık dışına itilmiş benlik parçalarını geri kazanmaya çağıracak bir ilişki sağlamakır. Elinizdeki kitabın, bu yolda terapistlere rehber olacağına inanıyoruz.
İ. Volkan Gülüm, Gonca Soygüt Pekak Günümüzde sayısı giderek artan ve belli bir kuramsal alt yapıya dayanan veya birbirinden türetilen bir çok psikoterapi yaklaşımı doğmaktadır. Ancak hangi psikoterapi yaklaşımının diğerinden üstün olduğu henüz çözülememiştir. Yine de bazı terapistlerin diğer uygulamacılara göre daha etkili olduğu araştırmalarla gözler önüne serilmektedir. Psikoterapi yaklaşımlarını ana iki başlığa ayırdığımızda teknik yönelim ve ilişkisel yönelim olarak konumlandırabiliriz. Kitabın içerik yapısında ilişkisel bir psikoterapi yaklaşımı sunulmakta ve bu yönelimin arka planı tarihsel araştırmalarla desteklenmektedir. İki ana yapıya sahip olan bu kitabın ilk bölümünde terapötik ittifak ile ilgili nitel araştırmaların bilgileri sunulmaktadır. İkinci bölümde ise ilk bölümde bahsi geçen zengin çalışmaların bilgileri doğrultusunda uygulama örnekleri incelenmektedir. Ülkemizdeki psikoterapistlerin ilişkisel yönelim ve yaklaşımlarının incelendiği, terapi seansları arasındaki süreçlerin gözden geçirildiği, görüşmeler içerisindeki tıkanma anlarında kullandıkları tekniklerin incelendiği bir dizi psikoterapi araştırması yürütülerek hazırlanan bu kitap içeriği Türkiye’nin ilklerinden olma özelliğini taşımaktadır.
Penny Henderson, Jim Hollovvay, Anthea Miller Bir süpervizör olarak gelişim, öğrenme ve uygulama sürecini en iyi şekilde nasıl desteklersiniz?
Bu kitap, etkili uygulamalar için gerekli olan kuramsal, uygulamalı ve psikolojik temelle süpervizyon sürecine başlayan yardım mesleklerinde çalışanların tümünü donanımlı hâle getirmek üzere tasarlanmıştır. Kitap, süpervizyon alan bireyler ile güvene ve saygıya dayalı ilişkiyi nasıl kuracağınızdan, etkili geri bildirim vermeye ve süpervizyon oturumunu şekillendirmeye kadar bilmeniz gereken her şeyi kapsadığı için, duygusal anlamda zorlayıcı işlere girişenleri desteklemeniz ve cesaretlendirmeniz konusunda size yardım edecektir. Süpervizyon vermenin güçlükleri ve eğitim alanların değerlendirilmesinin yanı sıra yansıtıcı uygulama ve süpervizyonda etiğe de özellikle dikkat çekilmiştir. Yaratıcı yöntemler kullanmaya ve bilinç dışı süreçlerle çalışmaya yönelik yararlı öneriler ile öğrenme ve gelişimi desteklemek için kısa alıştırmalara kitap boyunca yer verilmiştir.
Özlü ve jargon kullanılmayan süpervizyonla ilgili giriş düzeyindeki bu kitap, süpervizyon eğitimi derslerindeki öğrencilerin yanı sıra sosyal ve sağlık bakımında, erken çocukluk dönemine yönelik hizmetlerde, psikolojide, koçluk ve her türlü terapideki yeni süpervizörler için idealdir.
“Bu kitap deneyimsiz danışmanlardan, daha deneyimli danışmanlara kadar her bir süpervizör için paha biçilemez ve temel bir araç olup süpervizyonun özünü oluşturan farklı bağlamlar ve roller ile cesaretlendirici yansıtmalara değinmiştir. İlginç bir şekilde yazılan bu kitap okuyucuyla konuşuyor ve vaka örnekleri ile bu kitabı canlı tutuyor. Bu kitap, kesinlikle sahip olunması gereken bir süpervizyon kitabı olarak yerini alacaktır.”
-Flávia Ribeiro, Birleşik Krallık Pen Green Merkezi, Corby, Northamptonshire'nde Öğretmen/Aile Çalışmacısı
“Bu kitabı çok sevdim. Hem yeni hem de deneyimli süpervizörler için çok iyi yapılandırılmış, kolaylıkla ulaşılabilir ve başlığından da anlaşıldığı gibi kullanışlı bir kitap. Özellikle, okuyucunun okuduklarını kendi deneyimlerine uygulamalarını teşvik eden ve onları mücadeleye davet eden düşünme noktalarını çok değerli buldum.”
-Robin Shohet, Supervison in the Helping Professons'nın ortak yazarı ve Passionate Supervision ile Supervision as Transformation'nın editörü
Mehmet Kerem Doksat, Neslim Güvendeğer Doksat Bu kitapta, ilk etapta evrenin evriminden başlayacak şekilde canlıların ve en son olarak da insanın evrimine dair kuş bakışı bir gözden geçirme yer almaktadır. Daha sonrasında evrimsel psikolojiye giriş kavramlarından bahsedilmiştir. Bunu takip edecek şekilde evrimsel perspektiften temel psikiyatrik hastalıklar, DSM-5-TR Tanı Ölçütleri'ne göre gözden geçirilmiş ve aktarılmıştır.
Bu kitabın, gerek bu konularda bilgi açlığı yaşayan, araştıran ve sorgulayan kişilerin ilgisini çekecek şekilde popüler gerekse psikoloji ve psikiyatri temel alanlarında eğitim görmekte olan öğrencilere ve bu alanda faaliyet göstermekte olan meslektaşlarımıza yönelik olarak eğitsel nitelik taşıması amaçlanmış olup; bütün bu kavramlar, “Bir Başka Psikiyatri” terimini içinde barındıran bir bakış açısıyla aktarılmaya çalışılmıştır.
Evrimsel psikolojiye dair temel kavramlar ve evrimsel açıdan güncel psikiyatrik hastalıklar, alan yazınındaki önde gelen çalışmalar eşliğinde harmanlanarak derlenmiş ve kılavuz bir kitap oluşturulması amaçlanmıştır.
A. Elif Yavuz Sever Bu kitap, en önemli belirtileri kronik yaygın kas iskelet sistemi ağrısı ile yorgunluk olan fibromiyalji sendromunu, projektif testlerin katkısıyla negatif kavramı ve ölüm dürtüsü kapsamında psikanalitik olarak açıklamayı hedeflemektedir. Genellikle kadınlarda ortaya çıkan bu “yeni” hastalığın nedenlerinin tam olarak bilinmemesi hastalığın gizemini artırmakta ve etkili olabilecek ruhsal faktörleri akla getirmektedir. Hastalığın nedenlerine ilişkin belirsizliğin devam ediyor olması, tedavi konusunda da yeni yaklaşımların geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Projektif testler aracılığıyla fibromiyalji hastalarıyla çalışarak ruhsal ve bedensel acının anlaşılmasına yönelik yeni bir bakış açısı sunmayı hedefleyen bu kitabın birinci bölümü, psikanalitik kuramın da katkısıyla tarihsel olarak ağrıya yönelik yaklaşımlar ile başlayarak fibromiyalji sendromunun açıklanmasını içermektedir. Güncel tanı ve teşhis kriterleri ile tedavi modeli de bu bölümde yer almaktadır. Ayrıca projektif testler ile fibromiyalji sendromuna ilişkin güncel psikanalitik çalışmalardan da söz edilmektedir. İkinci bölüm, yaşamın erken dönemindeki anne kız ilişkisini psikanalitik kuram içinde değerlendirmektedir. Üçüncü ve dördüncü bölümler ise ölüm dürtüsü ile negatif kavramlarının psikanalitik kuram bağlamındaki öneminden bahsetmektedir. Beşinci bölüm, fibromiyalji hastalarının projektif test sonuçlarının negatif kavramı ve ölüm dürtüsü bağlamında psikanalitik kurama göre yorumlandığı ve psikosomatik kuramın da katkısıyla değerlendirildiği olgu örneklerini içermektedir. Kitabın son bölümü ise araştırmanın sonuçlarına dair genel bir değerlendirmeyi içermektedir.
Burcu Pınar Bulut, Demet Can, Ece Özcan, Eylül Ceren Demir Hekimoğlu, Gizem Minçe, İrem Erten, Münevver Zuhal Bilik, Neli Gagua, Selin Uçar Özsoy, Sinem Baltacı, Su Polat, Sultan Berfin Uçurum, Tülin Gençöz, Yağmur Saklı Demirbaş “Freud'dan Lacan'a Vaka İncelemeleri” serisinin ilk cildi, Freud'un kaleme aldığı vakalara Lacan tarafından yapılan değerlendirmeleri içermektedir ve bu içeriğiyle Lacanyen kuramı geniş bir perspektiften ele alan ilk eser olarak okuyucuya sunulmuştur. Psikanalitik kuramı tanıtmayı amaçlayan Freud'dan Lacan'a Vaka İncelemeleri serisi, başlangıçta iki cilt olarak düşünülmüş olsa da eğitici vakaların kapsamlı bir şekilde incelendiği ilk cildin yayınlanması sonrasında gördüğü yoğun ilgi üzerine içeriği genişletilerek geldiğimiz noktada, daha çok sayıda ciltle okuyucuya ulaşmayı hedefleyen bir seri hâlini almıştır. Böylece Lacanyen kuramı, uygulamalarını, güncel temaları içeren bu seri, geniş bir yelpazede ele aldığı konular itibarıyla psikanaliz çalışmaları başta olmak üzere ilgili alanlar için de kapsamlı bir kavramsal derleme sunmaktadır.
Okuyucuya sunduğumuz bu ikinci ciltte, farklı vakalarla yürütülen psikanalitik çalışmaların incelenmesinin yanı sıra dünya klasiği olmuş edebiyat eserleri ile Lacanyen kuramın kavramlarını tanıtan eserler de ele alınmıştır. Bu kapsamda; arzu, aşk, kaygı, psikoz, mantıksal zaman gibi kavramlar, kuram temelinde detaylandırılarak bilinçdışının bu kavramlarla nasıl örtüştüğünün örneklerle tanıtılması amaçlanmıştır.
Bilinçdışının güncel hayatımızdaki yerini anlamayı amaçlayan bu kitap serisinin hem kendi yolcuğumuzu anlamlandırmada hem de yürüttüğümüz klinik çalışmalarda yol gösterici, perspektif genişletici olması dileklerimizle…
Ece Özcan, Eylül Ceren Demir Hekimoğlu, Fatma Girgin Kardeş, Fazilet Canbolat, Işıl Necef, Münevver Zuhal Bilik, Nurten Özüorçun Küçükertan, Selin Uçar Özsoy, Sema Yurduşen, Tülin Gençöz, Yağmur Saklı Demirbaş Psikanalitik kuramı tanıtmayı amaçlayan Freud'dan Lacan'a Vaka İncelemeleri ve Psikanalitik Değerlendirmeler serisi, ilk iki cildinin yayınlanmasından bu yana gördüğü yoğun ilgi nedeniyle, Lacanyen kuramı geniş bir perspektiften ele aldığı yeni ciltleriyle okuyucusuyla buluşmaya devam etmektedir. Lacanyen kuramı, uygulamalarını, güncel temaları içeren bu seri geniş bir yelpazede ele aldığı konular itibariyle, psikanaliz çalışmaları başta olmak üzere ilgili alanlar için de kapsamlı bir kavramsal derleme sunmaktadır.
Okuyucuya sunduğumuz bu üçüncü ciltte, ikinci ciltte olduğu gibi farklı vakalarla yürütülen psikanalitik çalışmaların incelenmesinin yanı sıra, dünya klasiği olmuş edebiyat eserleri ve güncel eserler ile Lacanyen kuramın kavramlarını tanıtan bölümlere yer verilmiştir. Bu kapsamda; annelik, ayna evresi, borromean düğümü, das Ding, kadınlık, otizm, rüya analizi, semptom, sinthome, süblimasyon gibi kavramlar kuram temelinde detaylandırılarak bilinçdışının bu kavramlarla nasıl örtüştüğünün örneklerle tanıtılması amaçlanmıştır.
Bilinçdışının güncel hayatımızdaki yerini anlamayı amaçlayan bu kitap serisinin hem kendi yolcuğumuzu anlamlandırmada hem de yürüttüğümüz klinik çalışmalarda yol gösterici ve perspektif genişletici olması dileklerimizle…
Berke Taş, Burcu Pınar Bulut, Demet Can, Derya Özbek Şimşek, Elif Emiroğlu Demirel, Eylül Ceren Demir Hekimoğlu, Kemal Özkul, Münevver Zuhal Baydar, Neli Gagua, S. Berfin Uçurum, Sinem Baltacı, Su Polat, Tülin Gençöz, Yağmur Saklı Demirbaş Psikanalitik kuramı tanıtmayı amaçlayan Freud'dan Lacan'a Vaka İncelemeleri ve Psikanalitik Değerlendirmeler serisi, gördüğü yoğun ilgi nedeniyle Lacanyen kuramı geniş bir perspektiften ele aldığı yeni ciltleriyle okuyucusuyla buluşmaya devam etmektedir. Lacanyen kuramı, uygulamalarını, güncel temalarını içeren bu seri, geniş bir yelpazede ele aldığı konular itibariyla psikanaliz çalışmaları başta olmak üzere ilgili alanlar için de kapsamlı bir derleme sunmaktadır.
Okuyucuya sunduğumuz bu dördüncü ciltte, diğer ciltlerde olduğu gibi vakalarla yürütülen psikanalitik çalışmaların incelenmesinin yanı sıra dünya klasiği olmuş edebiyat eserleri ve mitler ile Lacanyen kuramın kavramlarını tanıtan bölümlere yer verilmiştir. Bu kapsamda; anoreksiya nervoza, aşk, automaton, bakış, cinsiyetlenme, ensest yasası, fantezi, fobi, ilkel baba, intihar, kadınlık, kaygı, lalangue, melankoli, müzik, narsisizm, nesne ilişkileri, ölüm dürtüsü, süblimasyon, tekinsiz, travma, tukhe, yamyamlık, yas gibi kavramlar, kuram temelinde detaylandırılmış ve bilinçdışının bu kavramlarla nasıl örtüştüğünün örneklerle tanıtılması amaçlanmıştır.
Bilinçdışının güncel hayatımızdaki yerini anlamayı amaçlayan bu kitap serisinin hem kendi yolculuğumuzu anlamlandırmada hem de yürüttüğümüz klinik çalışmalarda yol gösterici ve perspektif genişletici olması dileklerimizle…
Ayca Korkmaz, Derya Ozbek Şimşek, Eylul Ceren Demir Hekimoğlu, Fatma Girgin Kardeş, Gizem Mince, Işıl Necef, Munevver Zuhal Bilik, Selin Ucar Ozsoy, Sezin Aydoğ, Sinem Baltacı, Tulin Gencoz, Yağmur Saklı Demirbaş “Freud'dan Lacan'a Vaka İncelemeleri” Freud'un kaleme aldığı vakalar için Lacan'ın yaptığı değerlendirmeleri ve Lacanyen kuramı geniş bir biçimde ele alan ilk eser niteliğindedir. İki ciltlik bu çalışma, psikanaliz çalışmaları başta olmak üzere, ilgili alanlar için de geniş bir kavramsal derleme sunmaktadır.
Lacan “Freud'a dönüş hareketi” olarak ilan ettiği çalışmalarında, arzu çalışmasının temel olarak alındığı psikanaliz pratiğinin amacını ve çerçevesini yeniden inşa etmiştir. “Bilinçdışı dil gibi yapılanmıştır” savıyla yola çıkan Lacan, Freud'un vakalarını dile verdiği önemle ve öznelliği merkeze koyan perspektifiyle bir kez daha yorumlamıştır.
Psikanaliz klinik tecrübelerin üzerine inşa edilmiştir, bu nedenle vaka incelemeleri psikanalizi çalışmanın önemli bir yoludur. Nitekim bu çalışmalar vasıtasıyla, bir özne olarak yaptığımız yolculukta bilinçdışına biraz daha yaklaşmanın yollarını keşfetmeye başlayabiliriz.
Nilüfer VOLTAN ACAR Gestalt terapinin kavramlarının şekillerle açıklandığı, Gestalt terapinin Türk kültürüne uyarlamasını içeren, Gestalt terapi örneklerinin verildiği hem ders kitabı niteliğinde hem de kişisel gelişim kitabı niteliğinde olan bir çalışma.
“Gestalt Terapi Ne Kadar Farkındayım?” adı üstünde farkındalık, kutuplar, bitmemiş işler, kaygı, anı yaşamayı vurgulayan şiirlerle bezeli bir çalışma.
Alişan Burak Yaşar, Altan Eşsizoğlu, Anıl Gündüz, Arzu Erkan Yüce, Asena Yurtsever, E. Başak Usta Gündüz, Emre Konuk, Emre Sargın, Gonca Soygüt Pekak, Görkem Gökçelioğlu, K. Fatih Yavuz, Kadir Özdel, Levent Sütçigil, M. Hakan Türkçapar, Önder Kavakcı, Şahabettin Çetin, Şenel Karaman, Zeynep Zat Psikolojik sorunlara yaklaşımda psikoterapiler, Freud'dan itibaren büyük yol kat etti. Psikanaliz, nesnel olarak ciddi bir devrimsel gelişmenin ilk işaretiydi. Gözler uzun süre onun üzerindeydi ve kendi dışına da taşarak başka alanları etkileyen bir rol oynadı. Dinamik bir süreç olan yaşam; mevcut kuramın, onun kavramlarının ve yönteminin sınırlarını zorluyordu ve farklı kuramcılar, çeşitli yaklaşımlarla psikodinamik terapileri ortaya çıkardı. Farklı ihtiyaçlar için işlevsel, kullanışlı ve insanın hem karmaşıklığına hem de sadeliğine uygun başka yaklaşımlar da kendini dayatmaya başladı. İşte bu noktada yeni gelişmelerin şafağı ufukta beliriyordu. Davranışçı ve bilişsel yaklaşımların buluşmasıyla olgunlaşan Bilişsel Davranışçı Terapi ve dalları, ülkemizde 1990'lı yıllardan itibaren alanda çalışan uzmanlar tarafından hızla kavranmaya başladı. Bir kurama ve bilimsel yönteme dayanan konuşmanın, sözcüklerin, metaforların ve düşüncenin, meselelere bakışta, davranış ve karar verme süreçlerinde beyni ilaçlardaki kimyasal moleküllere benzeyen şekilde etkileyen işleve sahip olduğu, deneysel çalışmalarla kanıtlandı. Anlamlı ve zengin bir yaşam sürmemize engel olan birtakım içsel yaşantılarımızın önümüze çıkmasında Kabul ve Kararlılık Terapisi, insanı eyleme geçmeye davet etmesi ve engelleri aşmayı sağlayacak yöntemler sunması bakımından kat edilen yolda yeni bir duraktı. İnsanların hayatlarında tekrar eden zorlukların temel yapılarını ortaya koyan ve yaşantısal tekniklerle bu şikâyetlere müdahale eden Şema Terapi ve düşünceler hakkındaki düşüncelerin sorunları kronikleştirmekteki etkisine yoğunlaşarak buralara müdahale eden Metakognitif Terapi, yine bu yolculuğun diğer önemli aşamaları oldu. Tüm bunlarla birlikte travmaların yani olumsuz yaşantı ve psikolojik tehditlerin psikolojik etkilerinin azaltılması veya ortadan kaldırılması için anılarla çalışan EMDR Terapisi de bugün sık kullanılan, bilimsel olarak etkileri araştırmalarla gösterilmiş bir diğer psikoterapi yöntemi olarak karşımıza çıktı.
Günümüzün sık kullanılan, bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış ve kanıt değeri yüksek psikoterapi yöntemlerini ele alan bu kitap; çağdaş yöntemler hakkında bilgi vermenin, onların nasıl çalıştığını anlatmanın ötesinde karşılaştırmalı bir psikoloji tarihi olarak da okunmaya değer. Bu bakımdan sadece uzmanlar için değil psikoloji dünyasındaki güncel gelişmelere merak duyanlar için de zengin bir içeriğe sahip olan ve kolay okunabilen ancak bir o kadar da derinlikli bir eser niteliğindedir.
Emrah Maraşo
Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni
Kasım Hakan Emanetoğlu Kendi ilkel hayvani dürtülerinizi karanlık bir odaya kapattığınızı, kapısını da en sağlam kilitlerle kilitleyerek hapsettiğinizi düşünün. Muhtemelen, toplum tarafından da kabul görmeyeceğine inandırıldığınız ve bu derece sizi rahatsız eden malzemenin olduğu o odaya bir daha uğramayacaksınızdır. O odanın bir süre sonra ne hâle geleceğini, nasıl pisleneceğini, etrafına koku yayacağını bir düşünmenizi dilerim. Tabii bunun yanında o izbe odada kilitli kalan bir hayvanın gün geçtikçe nasıl canavarlaşacağını ve hatta kendiniz dâhil dışarıdakilere karşı nasıl öfkeyle dolacağını bir düşünün. Hepimizin iç dünyasında olan bu karanlık oda; en büyük sırlarımızı sakladığımız, yalnız kaldığımızda yüzleştiğimiz ve unutmamızın asla mümkün olmadığı, değersizleştirmeye çalışmamıza rağmen hayatımızı yönlendiren en değerli hazinemizdir. Odanın kapısını sıkı sıkıya kapatmış olsanız da oraya sakladığınız her şeyin orada olduğunu bilir ve bir gün ortaya çıkacağından kaygılanırsınız. Bu kaygı, olmasından korkmaktan ziyade olmamasını dilemektir. Zira bu hayvan aslında odada değil bizzat içinizdedir.
Bu kitapta; içinizdeki hayvan, metaforik bir anlatımla, biraz mizahi, biraz düşündürücü kelimelerle ifade edilmeye ve günümüz insan davranışıyla bağlantılar kurulmaya çalışılmıştır.
Richard G. Erskine “İLİŞKİSEL ÖRÜNTÜLER, TERAPÖTİK VAROLUŞ” Psikoloji, Psikiyatri ve PDR alanlarında çalışan meslektaşlarımız ve bu alanlarda öğrenim gören öğrenciler tarafından defalarca okunması gereken bir başvuru kitabı. Kitabın orijinalinde yer almayan ancak eklenmesiyle kitabın araştırma alanını genişleteceğini düşündüğüm, Richard Erskine'in Obsesif Kompulsif Bozukluğun (OKB'nin) psikoterapisi çalışmasını da bu kitaba ekleme isteğim ve bu isteğimin de Richard tarafından kabulü ile Türkçe versiyonu İngilizce versiyonundan daha kapsamlı hâle geldi. Böylece tedavisi çok zor olan ve
uzun süren hem borderline hem de OKB'nin psikoterapisini içeren bu eseri Türkçeye kazandırmış olduk.
Bu kitap, FARKLI SORUNLARLA GELEN HER TÜRLÜ VAKADA danışanlara nasıl yardımcı olabileceğimiz konusunda bizlere oldukça yol gösterici olacaktır. Bununla birlikte Richard Erskine'in 5 kitabını da Türkçeye çevirmiş olduk. Erskine'in kitaplarının en çok çevrildiği dil Tükçe olmuştur.
Türkçeye çevrilen diğer kitapları:
• Empatinin Ötesi: İlişki İçinde Bir Temas Terapisi
• İntegratif Psikoterapi Uygulamaları
• Yaşam Kurguları: Farkında Olunmayan İlişkisel Örüntülerin Transaksiyonel Analizi
• Modern Psikoterapide Transaksiyonel Analiz
Hepsi birbirinden değerli olan bu kitapları çeviri ekibine katkı veren arkadaşlarla Türkçeye kazandırdığımız ve PSİKOLOJİ, PSİKİYATRİ VE PDR alanlarındaki meslektaşlarımıza ve bu alanlarda öğrenim gören klinisyen adaylarına sunduğumuz ve bu muhteşem eserlerdeki bilgileri sizlerle paylaştığımız için çok mutluyuz. İnsanlığın yararına yaptığınız değerli çalışmalarınızda sizlere büyük katkıları olacağına inanıyoruz.

James Morrison İlk Görüşme kitabı, ruh sağlığı alanında çalışan uygulamacıların ve çalışmaya aday olan öğrencilerin eğitimlerinde önemli bir yere sahiptir. Yurt dışında yaygın olarak kullanılan bu kitabın Türkçeye çevrilmesinin psikoloji alanına önemli katkılar sağlayacağını umuyoruz. Özellikle, ülkemizde ruh sağlığı alanında artan ihtiyaç göz önüne alındığında, alanda çalışan tüm meslek gruplarına hitap eden bu kitabın uygulamacıların mesleki bilgi ve becerilerini arttırmada kullanabilecekleri güçlü bir kaynak olacağını düşünüyoruz.
Bu kitap; uzun uğraşlar, araştırmalar ve mesleki deneyimler sonucunda yazılmış ve sürekli olarak güncellenmekte olan The First Interview’in en son basımının çevirisidir. Kitap, teknik bilgileri anlaşılır bir biçimde sunması ve bunu yaparken de örneklerle desteklemesi bakımından değerli ve önemlidir.
Psikoloji alanında çalışan tüm uzmanlar ve uzman adaylarına ufuk açıcı ve yararlı bir kaynak sunmuş olmayı umuyor ve kitabın yazarı Morrison’un da dediği gibi “keyifli” ilk görüşmeler yapmanın imkânsız olmadığının deneyimlenmesini diliyoruz.
Richard G. Erskine, Janet P. Moursund Richard Erskine İntegratif Psikoterapi Kuramı’nı geliştirirken İnsancı Kuram’dan, Gestalt’ten, Psikanaliz’den, Transaksiyonel Analiz’den, fizyolojik yaklaşımdan ve daha pek çok yaklaşımdan öğrendiklerinin sentezini yaparak çok işlevsel bir kuram oluşturdu.
Terapi seanslarından çok değerli vaka seçkileri ile hazırlanan 12 bölümden oluşan “İntegratif Psikoterapi Uygulamaları” kitabı; klinik psikologlara, psikiyatristlere, psikolojik danışmanlara, psikologlara, bu alanlarda eğitim alan öğrencilere rehber olacak ve onların aracılığı ile danışanlarının yollarını aydınlatacak.
Koray Karabekiroğlu İyi düşünüp iyi yaşayalım, peki ama nasıl? “İyi düşün.” derken “Doğru düşün.”, “Derin düşün.”, “Sağlıklı düşün.”, “Titiz düşün.”, “Düşüncelerinin farkına var.”, “Düşüncelerini yönetmeye çaba göster.”, “Düşüncelerin seni esir almasın, sen düşüncelerine yön ver.” demek istiyorum. Bazen sadece iyi düşünmek yetmez. İyi hissetmek veya iyi olmak için profesyonel destek gerekebilir, biliyorum. Tamam da düşünmeden de olmaz. Önce bir “Düşünelim bakalım.” diyorum.
Düşünce sağlığımız yerinde olursa hemen her alanda sorun çözme becerimiz gelişir. Yaşamın her alanında -her an karşımıza çıkıp duran- sorunları doğru/net görebiliriz. Böylelikle daha sağlıklı/üretken/yapıcı çözümleri hayata geçirmek için donanım kazanmış oluruz. Hayatta daha fazla anlam bulabilir ya da ona daha fazla anlam katabiliriz. Ruh sağlığımızı daha iyi koruyabilir, daha iyi tedavi edebiliriz. Hem kendimizle (benle) hem de çevredekilerle (senle) daha barışık, uyumlu, bütünleşmiş olarak sıhhat ve muhabbetle yol alabiliriz…
Bu kitap, üç kitaptan oluşan bir kitap serisinin parçasıdır. Ruh, irade, düşünce sağlığı, felsefe ve psikiyatrinin kesiştiği alanda; Ben ve Sen isimli roman, Ben Kimim? Ruh ve İrade isimli felsefe denemesi ve İyi Düşün: Düşünce Sağlığı Yolunda isimli psikiyatri denemesi yer almaktadır. Üç kitap, birbirini tamamlayıcı olarak tasarlanmıştır.
“Sen çağı” bitmişti. “Ben çağı” da bitecek elbet. “Ben ve Sen çağı” başlasın o zaman…
Yıldız Kuzgun Kendini Değerlendirme Envanteri; ortaöğretimde olan, yükseköğretimde fakülte/bölüm seçme durumunda olan öğrencilerin kişilik özellikleri hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmeleri amacıyla geliştirilmiş bir ölçme aracıdır. Envanterde yirmi üç özellik tanımlanmış olup, bunların her biri için on soru olmak üzere toplam iki yüz otuz soru bulunmaktadır. Soruları yanıtlayan kişi, puanını kendisi hesaplayabilir; bu puanların, ne anlama geldiğini yine kendisi değerlendirebilir.
Ekte verilen CD formu, kişinin yanıtlama ve puanlama işlemlerini bilgisayar ortamında yapabilmesine olanak sağlamaktadır. Soruları gerçekçi bir tutumla yanıtlayanlar, kişilikleri hakkında oldukça nesnel bir fikir edinebilecekleri gibi, daha sonra sorularda sözü edilen durumlardaki davranışlarını daha iyi değerlendirme ve bazı özelliklerini daha da geliştirme isteği duyabileceklerdir.
Zeynep Cihangir Çankaya Derslerimde, seminerlerde, yürüttüğüm psikolojik danışma ve rehberlik uygu-lamalarında gençlere ve yetişkinlere; “Nasıl bir dinleyicisiniz?”, “Başkalarını iyi dinleyebiliyor musunuz?”, “Çocuğunuzu nasıl dinlersiniz?” gibi sorular soruyo-rum. Bu soruları yönelttiğim hiç kimse şimdiye kadar “Ben iyi bir dinleyici değilim.” ya da buna benzer bir şey söylemedi. Herkes iyi dinleyici olduğunu ifade etti ve pek çok kişi de başkalarının kendisini dinlemediğinden yakındı.
Bu çelişkinin, iyi dinlemenin neleri içerdiğinin bilinmemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ayrıca insanların başkalarının kendilerini dinlememelerinden yakınmaları da dinlemenin ne kadar önemli bir beceri olduğunu gösteriyor.
Bu anlamda kitabın psikolojik danışmanlara, psikolojik danışman adaylarına, diğer yardım hizmetlerinde çalışanlara/çalışacak olanlara, anne ve babalara, öğretmenlere, dinleme becerilerini geliştirmek isteyen herkese yararlı olacağını umuyorum.
Ayşen Temel Eğinli, Selcan Yavuz Her birey, çocukluğundan itibaren ebeveynleri ya da ebeveyn figürleri tarafından verilen sözlü ve sözsüz mesajlara maruz kalmaktadır. Kimileri bu mesajları olduğu gibi kabul etmekte, kimileri ise reddetmekte ya da tam tersini yapmaktadır. Bu doğrultuda, kişiler, isyan etmek, uyum sağlamak ve kendini eleştirmek gibi birçok davranış geliştirebilmektedir.
Bu kitap, kişiyi iç dünyasında yolculuğa çıkararak kendisini keşfetmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, kendinin ve diğerlerinin kişilerarası iletişim biçimlerini fark etmesini kolaylaştırmakta ve bu doğrultuda kişinin gelişimi ve değişimi için bir yol göstermektedir. Kişinin hem kendisiyle hem de diğerleri ile yaşadığı çatışmaların nedenlerini anlamasına ve bu çatışmaları çözmesine yardımcı olacak anahtarlar sunmaktadır.
Eğer aşağıdaki soruların cevaplarını merak ediyorsanız, bu kitap ile kendinizi daha iyi hissedebilir ve daha özgür bir yaşama adım atabilirsiniz.
• Kendiniz dâhil her şey mükemmel mi olsun istiyorsunuz?
• Hep kendinizi haklı ama karşınızdaki kişileri hatalı mı görüyorsunuz?
• Birisini suçlarken bir anda mağdur konumuna mı düşüyorsunuz?
• Hep kendinizi eksik hissediyor ama karşıdaki kişileri kendinizden daha iyi olarak mı değerlendiriyorsunuz?
• Ne kadar çabalarsanız çabalayın bir türlü istediğiniz noktaya varamıyor musunuz?
• Farklı olaylar karşısında istemediğiniz hâlde aynı davranış biçimlerini mi sergiliyorsunuz?
• Genellikle başkalarını memnun etmeye çalışıyor, kendi ihtiyaçlarınızı görmezden mi geliyorsunuz?
• Kurduğunuz iletişimlerde karşınızdaki kişiyi anlamakta zorluk mu çekiyorsunuz?
• Farklı kişilerle kurduğunuz iletişimlerde hep aynı sorunları yaşıyor ve benzer duyguları mı hissediyorsunuz?
Sevginar Vatan Bu kaynak psikoterapi ve danışmanlık alanlarında uzmanların ve uzman adaylarının gözlem ve görüşme notlarını tutmalarını kolaylaştırmak amacıyla hazırlanmıştır. Yarı yapılandırılmış bir formatla tüm bir görüşme süreci için ayrıca dosyalaştırmaya yardımcı olmayı da hedeflemektedir.
Beril Zeynep Hacıosman, Berk Efe Altınal, Didem Dilge Yıldırım, Elif Çarpar, Elif Güneri Yöyen, Elif Mutlu, Esra Akcan, Fatih Bal, Fatma Biçer, Gizem Selcan Arslandoğdu, Hale A. Kahyaoğlu Çakmakcı, Hasan Sezeroğlu, İlhan Bozkurt, Kahraman Güler, Merve Çalık, Mesut Yavuz, Nuşin Bilgin, Ömer Akgül, Onur Okan Demirci, Pelin Hazer, Rıdvan Üney, Sevcan Karakoç Demirkaya, Tuncay Barut Bu kitap; günümüzde en yaygın şekilde karşılaşılan vaka örneklerine yönelik klinik psikolojide kullanılan psikoterapi yöntemlerini güncel açıklamalarıyla sunmaktadır.
Kitap; psikoloji, psikolojik danışma ve rehberlik, aile danışmanlığı ve benzeri alanlarda çalışan ve psikoterapi yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için geniş bir bilgi yelpazesini içermektedir. Danışman ya da terapiste; danışan veya hasta için yapılması gereken etkili teknikleri tanı ve tedavi ile birlikte ele alarak yol gösteren bu eser, terapi sürecini okuyucuya somut işlemlerle nitelikli bir şekilde sunmaktadır.
Terapi yöntemleri, hikâyeleştirilmeden, doğrudan ve etkili yöntem ve uygulama örnekleriyle detaylı bir şekilde verilmektedir. Bu sayede okuyucu, psikoterapi yöntemlerinin uygulanma aşamalarında nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda bilgi sahibi olmaktadır.
Her bir psikolog, psikoterapist; danışan karşısında “Ne yapabilirim?” sorusunun cevabını somut olarak bu eserde bulacak ve bu eser ile eğitim seminerlerinde zaman harcamadan ev ya da kütüphane ortamında klinik psikolojide kullanılan psikoterapi yöntemlerini öğrenme imkânına sahip olacaktır.
Gérard Ducourneau Bakıma yönelik uygulamalar ve yardım ilişkisi arasındaki sınırda yer alan müzik terapisi, hastanelerde ve pek çok sağlık biriminde (pediatri, gerontoloji, anestezi, diş hekimliği, vb.) yaygınlaşmaktadır. Ayrıca, çeşitli ruhsal bozuklukların tedavisinde kullanılan psikoterapötik bir yöntemdir. Bilimsel temellere dayalı bir disiplin olarak dünya çapında kabul görmesine katkıda bulunan ülkelerden birinin de Fransa olduğu göz önünde bulundurularak, bu alana yıllarını adamış olan Gérard Ducourneau'nun tarihsel kaynak ve profesyonel günlük niteliğindeki yapıtı, Türkçeye kazandırılmıştır. Sağlık uzmanlarının, terapistlerin, öğrencilerin, kısaca konuya ilgi ve merak besleyen herkesin yararlanabileceği bu kılavuz, ilk Türkçe baskısıyla karşınızda.
Kenneth E. Bruscia Müzik terapi kendine özgü metotları, terminolojisi, sınırları, çalışma alanları, eğitim programları, pratisyenleri, gereklilikleri, sorunları vb. bileşenleriyle başlı başına büyük bir disiplindir. Batı dünyasında profesyonel veya amatör merakın yönlendirmesiyle bu disiplinle karşılaşan pek çok kimsenin öncelikli olarak müzik terapinin tanımlanması aşamasında edindiği bir başvuru kaynağı olan bu kitap, 1970'lerden itibaren Bruscia'nın müzik terapiyi tanımlama arzusuyla çıktığı yolun bir sonucudur. Bu kitapta müzik terapiye ilişkin çok şey bulacaksınız; ancak hangi makamın ya da tonun hangi hastalığa iyi geldiği, insanların hangi müziği dinleyerek kanseri yeneceği, ya da hamilelerin hangi müzikleri dinlediklerinde bebeklerinin dahi olabileceği gibi soruların cevapları ne bu kitapta ne de müzik terapi disiplininde bulunur. Aksine bu kitap, vibroakustik terapi, tıpta veya terapide müziğin kullanımı, müzik eğitimi ve müzik terapi disiplini arasındaki farkları gösteren temel bir kaynaktır. Elinizdeki bu çalışma, çok disiplinli bir alan olan müzik terapiye giriş aşamasında en önemli eserlerden birisi olarak, dünyada satıldığı tüm ülkelerde olduğu şekliyle ülkemizde de hem doktorlar, hemşireler, psikolojik danışmanlar gibi sağlık çalışanlarına, hem müzik alanında çalışanlara, hem de konuya ilgi duyan herkese hitap eder. Böyle bir kitabı kaleme aldığı için Kenneth E. Bruscia'ya ne kadar teşekkür etsek azdır.
Ayfer Summermatter, Ayşegül Yetkin Tekin, Elif Bestenigar Mert, Elif Ergüney Okumuş, Fatih Usta, Feyzanur Taştekne, Gizem Çeviker, Hale Nur Kılıç Memur, Neslihan Yaman, Nur Başer Baykal, Tuba Kalay Usta Çok hızlı bir değişim içerisindeyiz; psikoterapiler de dâhil her alanda değişimin etkileri gözleniyor. Bu kitap da size farklı gerçeklikler ve yöntemler sunuyor. İlk bölümde, postmodern felsefenin terapiler üzerindeki etkilerini okuyoruz. Sonrasında, Diyalektik Davranış Terapisi ile terapist danışan ilişkisinin geleneksel yöntemlere kıyasla nasıl değiştiğini gözlemliyoruz. EMDR ile beynimiz, bedenimiz ile travmalar arasındaki bağlantılara eğiliyoruz. Şema Terapi bizi erken dönem çocukluk anılarına götürüyor. Ebeveynle kurulamayan ilişkinin terapist ile nasıl kurulduğunu ve sonrasında kişinin kendine nasıl ebeveynlik yapabileceğini anlatıyor. Kabul etmeyi ve hayata devam edebilmeyi Kabul ve Kararlılık Terapisiyle öğreniyoruz. Mindfullness Temelli Bilişsel Terapi bizi biliş ve davranışın ötesine taşıyor. Gerçeklik Terapisi ile kararlarımızı gözden geçiriyor, gerçekten isteyip istemediklerimize odaklanıyoruz. Çözüm Odaklı Terapi sorunu dışsallaştırıyor: “Sen sorun değilsin, sadece bir sorunun var.” diyor. Logoterapi anlamın anlamını aktarıyor, insanın anlama ne kadar da muhtaç olduğunu gösteriyor. Pozitif Psikoloji ile umutla tanışıyoruz, kendimizi ve hayatımızı sanki daha fazla kabul ediyoruz. Naratif Terapi hikâyemize odaklanıyor: “Senin bir sürü hikâyen var. Hangi seni istersin?”. Ve son olarak Sanat Terapi bize kendimizle bağ kurmanın farklı yollarını gösteriyor.
Keyifle okumanız dileğiyle...
Elif Başçelik, Haydeh Faraji, Kahraman Güler “Bireyin geçmişini, çocukluğunu ve bilinç dışını araştırmak,
onun yetişkin kişiliğini anlamanın ön koşuludur”.
Sigmund Freud

İnsan, ayakları daima yarına doğru giden ama aslında dünde hapsolmuş bir varlıktır. Düne aittir insan, en erken deneyimleri ise çekirdeğidir. İnsanın “ben” olma yolu çok duraklı, ben olma yolculuğu ise kimi zaman çok duraklamalı, kimi zaman ise tekrarlıdır. Bu yüzden insan, henüz daha konuşmayı bile öğrenmediği dönemlerde yaşadıklarını hayat boyu -çoğu kez bilinçsizce- tekrar etmeye ve çeşitli biçimlerde deneyimlemeye mahkûmdur. Çünkü çekirdeğinde neyi taşıyorsa gelecekte de “o” olacaktır.
“Ben”, ilişki üzerinden fark edilir, keşfedilir, kurulur, çözülür ve yeniden kurulur. Ben'in oluşum hikâyesinin ilk durağı olan anne-baba, zaman içerisinde yerini kardeşlere, arkadaşlara, sevgililere yani “öteki”lere bırakır. Ancak yıllar geçse ve bireyin etrafındaki kişiler değişse de senaryo aslında hep aynıdır: Tanıdığı herkes aslında annesinden ve babasından birer parça, yaşadığı her ilişki ise bu ilişkinin farklı bir tekrarıdır.
İnsanın “ben” ve farklı farklı “öteki”lerden daima aynı “biz”i yaratma yolculuğuna psikanalitik kuram, şema teorisi ve bağlanma kuramının ışığında birlikte tanıklık etmek dileğiyle...

Yıldırım B. Doğan Tıp öğrencisi ve tıpta uzmanlık öğrencisinin eğitimi sırasında zorlandığı ya da zorlanacağını düşündüğü tek klinik dal psikiyatridir. Hasta ile iletişim kurma, hastaya nasıl sorarsa bilgi alabileceği ve hastayı nasıl muayene edeceği soruları onu zorlamaktadır. Mideyi çaydanlığa, kalbi pompaya benzeterek zihninde görsel bir şema oluşturarak beden işleyişini anlayabilmektedir. Psikiyatri alanında benzer bir zihinsel şema oluşturması olanaksızdır. Ona farklı gelebilecek yeni öğrenmelere gerek duymaktadır. Şöyle ki; hasta ile nasıl ilişki kuracağı nasıl konuşacağı ve nasıl muayene edeceği soruları önceden yanıtlansın ister.
Bu kitap, aranan yanıtları kapsayan bir çalışmanın ürünüdür. Kitabın yazarı tıp fakültesi öğretim üyesi, emekli bir ruh hekimidir. Çalıştığı kurumda tıp öğrencilerine ve uzmanlık öğrencilerine yıllarca hasta hekim ilişkisi, öyküleme ve muayene dersini vermiştir. Yayınevimizin hekimlerin hizmetine sunduğu bu kitap, alanında örneği sayıca az olanlardan biridir. Bu nedenle önemli bir boşluğu dolduracağı ümidini taşıyoruz.
Ahmet Akın, Ümran Akın, Adem Peker, Safiye Yılmaz, Esra Yıldız, İbrahim Demirci, Hakan Sarıçam, Yüksel Eroğlu Güncel psikolojik kavramlar kitabını oluştururken son yıllarda ortaya çıkmış ve daha önceki kaynak kitaplarda yer almamış yeni kavramları keyifli bir anlatımla tanımlamaya çalıştık. Güncel kavramları tanımlarken bu kavramların tarihsel gelişimine, hangi kavramlarla ilişkili olduğuna, daha önceden yapılan araştırmalara değinerek teorik altyapısını inceledik. Ayrıca kitapta yer alan kavramların ölçülebilir olmasına dikkat ettik. Daha önceden yayınladığımız Psikolojide Kullanılan Güncel Ölçme Araçları: 1-2-3 adlı kitabımızı inceleyerek bu kitapta yer alan kavramların ölçme araçlarını bulabilirsiniz. Sonuç olarak yaklaşık beş senelik bir çalışmanın ve azimli bir ekibin ürünü olan bu kitabın, güncel psikolojik kavramların anlaşılmasına yardımcı olacağını, yeni araştırmalar hakkında fikir vereceğini ve yapılacak araştırmaların teorik altyapısının tasarlanmasına katkı sağlayacağını umuyoruz.
Ahmet Akın, Ümran Akın, Banu Yıldız, Fatih Usta, Taner Demir, Nihan Çitemel, Eyüp Çelik, Serhat Arslan, Mehmet Emin Turan, Recep Uysal, İbrahim Demirci, Halime Güngör Güncel psikolojik kavramlar kitabını oluştururken son yıllarda ortaya çıkmış ve daha önceki kaynak kitaplarda yer almamış yeni kavramları keyifli bir anlatımla tanımlamaya çalıştık. Güncel kavramları tanımlarken bu kavramların tarihsel gelişimine, hangi kavramlarla ilişkili olduğuna, daha önceden yapılan araştırmalara değinerek teorik altyapısını inceledik. Ayrıca kitapta yer alan kavramların ölçülebilir olmasına dikkat ettik. Daha önceden yayınladığımız Psikolojide Kullanılan Güncel Ölçme Araçları: 1-2-3 adlı kitabımızı inceleyerek bu kitapta yer alan kavramların ölçme araçlarını bulabilirsiniz. Sonuç olarak yaklaşık beş senelik bir çalışmanın ve azimli bir ekibin ürünü olan bu kitabın, güncel psikolojik kavramların anlaşılmasına yardımcı olacağını, yeni araştırmalar hakkında fikir vereceğini ve yapılacak araştırmaların teorik altyapısının tasarlanmasına katkı sağlayacağını umuyoruz.
Halime Güngör, Erkan Turan, Banu Yıldız, Mehmet Emin Turan, Merve Kaya, Mustafa Ercengiz, Mustafa Savcı, Tuğba Yılmaz Bingöl, Aydın Söylemez Güncel psikolojik kavramlar kitabını oluştururken son yıllarda ortaya çıkmış ve daha önceki kaynak kitaplarda yer almamış yeni kavramları keyifli bir anlatımla tanımlamaya çalıştık. Güncel kavramları tanımlarken bu kavramların tarihsel gelişimine, hangi kavramlarla ilişkili olduğuna, daha önceden yapılan araştırmalara değinerek teorik altyapısını inceledik. Ayrıca kitapta yer alan kavramların ölçülebilir olmasına dikkat ettik. Daha önceden yayınladığımız Psikolojide Kullanılan Güncel Ölçme Araçları: 1-2-3 adlı kitabımızı inceleyerek bu kitapta yer alan kavramların ölçme araçlarını bulabilirsiniz. Sonuç olarak yaklaşık beş senelik bir çalışmanın ve azimli bir ekibin ürünü olan bu kitabın, güncel psikolojik kavramların anlaşılmasına yardımcı olacağını, yeni araştırmalar hakkında fikir vereceğini ve yapılacak araştırmaların teorik altyapısının tasarlanmasına katkı sağlayacağını umuyoruz.
Tuğba Yılmaz Bingöl, Emel Gediksiz, Meryem Şahin, Recep Uysal, Erol Uğur, Merve Kaya, Adem Peker, Banu Yıldız, Volkan Tekdemir Güncel psikolojik kavramlar kitabını oluştururken son yıllarda ortaya çıkmış ve daha önceki kaynak kitaplarda yer almamış yeni kavramları keyifli bir anlatımla tanımlamaya çalıştık. Güncel kavramları tanımlarken bu kavramların tarihsel gelişimine, hangi kavramlarla ilişkili olduğuna, daha önceden yapılan araştırmalara değinerek teorik altyapısını inceledik. Ayrıca kitapta yer alan kavramların ölçülebilir olmasına dikkat ettik. Daha önceden yayınladığımız Psikolojide Kullanılan Güncel Ölçme Araçları: 1-2-3 adlı kitabımızı inceleyerek bu kitapta yer alan kavramların ölçme araçlarını bulabilirsiniz. Sonuç olarak yaklaşık beş senelik bir çalışmanın ve azimli bir ekibin ürünü olan bu kitabın, güncel psikolojik kavramların anlaşılmasına yardımcı olacağını, yeni araştırmalar hakkında fikir vereceğini ve yapılacak araştırmaların teorik altyapısının tasarlanmasına katkı sağlayacağını umuyoruz.
William E. Glassman, Marilyn Hadad "Psikolojide Yaklaşımlar" psikoloji alanındaki güncel konuları, anlaşılır bir dille sunmakta ve insan davranışlarını anlamada psikoloji biliminin katkılarını tarihsel bir bakış açısıyla aktarmaktadır.
Kitap, okuyuculara psikolojinin beş temel kavramsal çerçevesini (yaklaşımını) sunmaktadır. Bunlar; biyolojik, davranışsal, bilişsel, psikodinamik ve hümanistİk yaklaşımlardır. Her yaklaşıma ilişkin yöntemler, kuramlar, varsayımlar açıklanmakta, bu sayede okuyucu, insan gelişimi, sosyal ve anormal davranış gibi konularda psikolojiye dair genel bir anlayış geliştirebilmektedir.

Başlıca özellikler:
• Temel düşünür kutuları, tanınmış psikologların çalışmalarına ve alana katkılarına ilişkin özet değerlendirme sunmaktadır.
• Bölümlerin sonunda yer alan hepsini bir araya getirirsek tartışmaları, bir problemin tek bir doğru ve bir yanlış yanıtının olmayabileceğini anlatarak, eleştirel düşünmeyi desteklemektedir.
• Kendiniz deneyin aktiviteleri ve egzersizleri, psikolojinin, insanların nasıl düşündüğü, hissettiği ve davrandığıyla ilgilendiğini göstermektedir.
• Günümüz dünyası kutuları, öğrencilere kuramlarla kendi dünyalarını ilişkilendirme konusunda yardımcı olmaktadır.
• Başlıca araştırma yöntemlerinin bir araya getirildiği bölüm, öğrencilerin kendi araştırmalarını yapmaları için yol göstermektedir.
• Oldukça zengin hazırlanmış pedagoji bölümü, sorular ve tartışma bölümleri, bölüm özetleri, anahtar terimlerin tanımlanması, daha fazla okumak için öneriler, sözlük ve kaynakça bölümleri aracılığıyla öğrenmeye yardımcı olmaktadır.
Hal Arkowitz, William R. Miller, Stephen Rollnick Bu kitapta, farklı pek çok disiplinden klinik uygulayıcılar, farklı vaka öyküleri ve örnekleri ile beraber Motivasyonel Görüşme'nin (MG) uygulanması ile ilgili bilgi zenginliği bulabilirler. Klinik araştırmacılar, MG'nin etkinliği, etkileri ve mekanizmaları ile ilgili test edilebilecek zengin hipotez kaynaklarına ulaşabilirler. Ruh sağlığı alanında çalışan tüm profesyoneller ve bu alanlarda öğrenim gören öğrenciler, bu kitaptan fazlasıyla yararlanabilirler; klinisyenler, danışanları ile ilişkilerini daha farklı bir boyuta taşıyabilirler.
Bu kitaptaki bilgilerin ışığında, diğer terapi yaklaşımları ile birlikte; OKB, Kaygı Bozuklukları, TSSB ve Madde Kullanım Bozukluğu, Depresif Bozukluklar, Kumar, Sigara ve Alkol Bağımlılığı, Yakın İlişkilerde Şiddet ve Yeme Bozuklarının tedavisinde MG'nin nasıl kullanılabileceği ile ilgili bilgilere ulaşmak mümkün olacaktır.
Klinisyenlerin bu kitaptaki bilgileri kullanarak danışanlarına yaşam yolculuğunda zorluklarla baş etmelerinde yardımcı olabileceğinin bilinci ile ruh sağlığı alanında çalışan ve eğitim gören herkese bu kitabı sunmaktan kıvanç duyuyoruz.
Hasan TAN Psikolojik yardım İlişkileri, danışmaya gelen problemli danışanla danışman arasındaki ilk ilişkilerden itibaren bu yardım ilişkilerinin tamamen bitimine kadar olan sürecin etraflıca açıklanmasını yapan bir eserdir. Kitapta, ilk psikolojik danışma oturumu ve sonraki oturumların biçimleri, ulaşılmaya çalışılan amaçları ve teknikleri üzerinde durulmaktadır. Konuşturma teknikleri ve her tekniğin psikolojik nitelikleri ele alınmıştır. Psikolojik danışma süreci içinde danışanla yüz yüze gelmenin değişik yaklaşım teknikleri açıklanmıştır. Danışanla danışman arasında kurulan bu psikolojik ilişkilerin sonlandırılmasının önemi ve teknikleri incelenmiştir.
Bu eser, esas itibariyle üniversitelerde bu alanda eğitim görenlerin kullanabileceği bir ders kitabı olarak hazırlanmıştır. Aynı zamanda eğitim kurumlarında ya da benzeri alanlarda bu çeşit yardım ilişkilerinde bulunanlar için yardımcı bir kaynak olabilir.
Başak Öksüzler, Ceren Gökdağ, Elçin Yorulmaz, Ezgi Göcek Yorulmaz, Gamze Gültekin, Gülay Dirik, Melikenaz Yalçın, Nesibe Olgun Kaval, Nimet Serap Görgü-Akçay, Özge Erarslan, Pelin Bintaş Zörer, Seda Sapmaz Yurtsever, Seda Tokgünaydın Arıtürk, Sedef Tulum-Akbulut, Servet Kaçar Başaran, Sıla Derin, Umut Çıvgın, Zeynep Erdoğan Yıldırım Psikoterapi, geçmişten bu yana gizemini koruyan dikkat çekici bir alandır. Klinik psikologlar başta olmak üzere psikiyatri, sosyal hizmetler, psikiyatri hemşireliği, psikolojik danışmanlık ve rehberlik gibi birçok meslek dalının ilgi alanına giren bu alan ile ilgili uzun yıllardır pek çok farklı görüş öne sürülmüş ve hararetli tartışmalara yol açmıştır; hatta bu konuda bugüne kadar milyonlarca bilimsel çalışma yürütülmüştür. Büyük ihtimalle psikoterapi alanındaki bu hareketlilik önümüzdeki yıllarda da devam edecektir.
Günümüz dünyasında gelişmeler çok hızlı yaşanmaktadır; bu değişimden psikoterapi alanı da payını almaktadır. Artık sadece divana uzanıp çocukluğunu anlatma algısının ötesinde psikoterapi alanı, artık farklı türdeki tartışmaları ve değişimleri olanca canlılığıyla yaşamakta ve yansıtmaktadır. Bu kitap ile dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleşen bu tartışmaları, klinik psikologların gözünden bir çatı altında toplamak hedeflenmiştir. Kitapta psikoterapi alanındaki güncel bilimsel araştırma yöntemleri başta olmak üzere teknolojinin ve internetin psikoterapiye yansımalarına, anormalin ötesine geçerek olumluya odaklanan pozitif klinik psikolojiye, sağlık kuruluşlarında uygulanan psikoterapi müdahalelerine, hangi psikoterapi yaklaşımının hangi durumlarda etkili olduğuna, herhangi bir uzmana gereksinim duymadan uygulanan kendine yardım araçlarına kadar zengin içerikte farklı konulara dair açıklamalar ve son dönem bilimsel araştırmalardan örnekler bulabilirsiniz. Psikoterapi ile ilgili gelişmeleri takip eden, bu alana dair güncel konuları öğrenmeye istekli ve meraklı kişiler için hazırlanan “Psikoterapide Güncel Konular” kitabı, hem mesleki hem de kişisel yaşamınız için başlangıç niteliğinde önemli bir kaynak olacaktır.
Raymond A. Digiuseppe - Kristene A. Doyle - Windy Dryden -Wouter Backx Bu kitapta ilk bilişsel davranışçı terapi olan Rasyonel Duygucu Davranışçı Terapi hakkında değerli bilgilere ulaşacaksınız. Dr. Albert Ellis'in kurduğu ve kendisinin ve öğrencilerinin 1950'li yıllardan beri geliştirdiği bu terapi kuramı, psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmede, alanda çalışanlara, yararlı ve etkili bilgiler sağlıyor. Kitap, Albert Ellis Enstitüsü'nün değerli öğretim üyeleri tarafından yazılmştır ve eğitimlerde başvuru kaynağı olarak kullanılmaktadır.
A. Kadir Özer Klinik Psikoloji, psikoloji biliminin en eski uzmanlık alanıdır. Gücünü, gelişme evrelerinde psikolojik değerlendirmelerde kullanılmak üzere geliştirdiği testler üzerine inşa etmiştir. Bu gücü, bilimsel sağlamalara tabi tutarak geliştirdiği psikoterapi yaklaşımları ile pekiştirmiştir. Klinik psikolojide uzmanlaşmış bir psikoloğun en belirgin ayırdedici iki özelliği, psikolojik değerlendirme ve psikoterapi becerileridir. Gelişmiş nice ülkede, genelde psikoloji ve özelde klinik psikoloji layık olduğu çağdaş ve meşru yeri almıştır. Bunun ülkemiz için geçerli olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Buna karşın gençler arasında psikolojiye lisans ve klinik psikolojiye lisanüstü düzeylerde ilgi katlanarak artmaktadır. Bütünleyici Rorschach Sistemi özellikle klinik psikolojide mesleki bir gelecek kurgulayan öğrencilere katkı sağlama niteliği taşıyan bir kitaptır.
Asude Malkoç, Aykut Bora, Ayşe Irkörücü Küçük, Çiğdem Yavuz Güler, Dilaram Billur Çelik Örnek, Elif Ulu Ercan, Esef Ercüment Yerlikaya, Ferah Çekici, Gökçen Duymaz, Hande Gündoğan, Meltem Aslan Gördesli, Mustafa Alperen Kurşuncu, Semra Uçar, Şule Baştemur, Zeynep Aydın Sünbül Bu kitap, ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlar için bir rehber niteliğindedir. Geleneksel ve çağdaş kuramların yer aldığı on altı bölümden oluşan kitapta her kuram, kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Bu kuramlar, Psikanalitik Terapi, Adleryan Terapi, Bağlanma Temelli Terapiler, Birey Merkezli Terapi, Bilişsel Terapi, Akılcı-Duygusal-Davranışçı Terapi (ADDT), Gestalt Terapi, Transaksiyonel Analiz (TA), Yapısal Aile Terapisi, Bowen Aile Terapisi, Satir Dönüşümsel Sistemik Terapi, Çözüm Odaklı Terapi, Öyküsel Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT), Feminist Terapi ve Dışavurumcu Sanat Terapisi olarak sıralanmıştır. Okuyucuya okuma kolaylığı sağlaması açısından kitapta konular adım adım işlenmiş ve geniş bir perspektiften sunulmuştur. Her bir bölüm, kuramcının hayatı ile başlamış; kuramın temel felsefesi, temel kavramları, terapinin amaçları, terapinin ilkeleri, terapist ve danışanın rolü, terapinin aşamaları ve terapi teknikleri ile devam etmiştir. Terapi tekniklerinin hemen ardından hem ruh sağlığı alanında eğitim gören öğrencilerin hem de alan uzmanlarının yararlanabileceği vaka örnekleri verilmiştir. Keyifle okuyacağınızı umduğumuz kitabımızın alana katkı sunması dileğiyle…
Nilgün Sultan Yüceer Rüya, uyku anında yaşanmışlıkları duygularına göre işleyen görsel bir kurgudur. Bilincin veya bilinç dışının birer geri bildirimi olan düş görselleri çözümlenebilirse rüyanın iletisine ulaşılabilir. Bu öznel ileti ile sorunlar ve takıntılar giderilebilir.
Bilimde rüyanın duyguların resmi olduğu kabul görürken düş yorumu ile ilgili birçok farklı görüş veya kuram vardır. Bu kuramların hemen hepsi rüya anlatımına dayanır. Oysa düş de olsa bir görsel anlatılarak değil ancak bakılarak tam anlaşılır duruma gelir.
Burada, “Rüyalar duyguları görsellerle anlatır.” önermesi temel alınarak rüya konusuna yeni bir yaklaşım getirilmiştir. Düş yorumunu görsel bir boyuta taşıyan bu öneri ile rüyalar bir resim gibi ele alınıp çözümlenmiştir.
Bu kitapta, okuyucuya kendi rüya görselini çözerek sezi ve duyguların açığa çıkarılması yönünde öneriler sunulmuştur. Böyle bir ayıkmanın kurgusal yüklerden sıyrılıp benliğin yenilenmesine ve öngörünün açılmasına katkı vereceği umulmaktadır.
Kitabın; psikoloji, psikiyatri, sinir bilim, din, gösterge bilim gibi bilim alanlarına rüya bağlamında yeni bakış açıları kazandırabileceği düşünülmektedir. Ayrıca yazarın mimar olması mimarlık ve görsel sanatlar alanlarına yenilikçi görüşler eklemektedir.
David Matsumoto, Mark G. Frank, Hyi Sung Hwang İnsanların isteklerini, niyetlerini ve kişilik özelliklerini anlamayı, güvenilirlikleri hakkında fikir sahibi olabilmeyi veya zihinsel ve duygusal durumlarını görebilmek için onları daha iyi okuyabilmeyi kim istemez ki! Sözsüz iletişimi anlamak, bu avantajı elde etmenin anahtarlarından biri olabilir.
Bu kitap okurları, sözsüz işaretlerin üstünkörü biçimde abartılı okunması konusunda uyarmakta ve böylece günümüzde neyin bilindiğinin ve nelerin güvenle uygulanabileceğinin sınırını çizmektedir. Kitap, bilim ve uygulama arasındaki açıklığa, her ikisi için de geçerli bölümler sunarak ve alanyazında türünün ilk örneği olarak köprü olmaktadır. Birinci kısımda; yüz ifadeleri, ses, beden ve jestler, sözsüz davranış üzerindeki kültürel etkiler ve aldatma ile ilgili beş bilimsel bilgi incelemesi sunulmaktadır. İkinci kısımda, çeşitli alanlardan uygulayıcılar kendi alanlarında doğruluk ve yeterliliği arttırmak için sözsüz iletişimi nasıl kullandıklarını tarif etmektedir.
Bu amaçları çerçevesinde kitabın iki ana hedef kitlesi bulunmaktadır. İlki, sözsüz iletişimle ilgili alanlardaki deneyimli bilim insanları ve öğrencilerdir. İkinci hedef kitle, sözsüz davranışlar hakkındaki kanıt temelli bilgiyi kullanmak isteyen uygulayıcılardır. Bu grupta doktorlar, terapistler, psikolojik danışmanlar ve sağlık sektöründeki diğer görevliler; emniyet çalışanları, istihbarat ve ulusal güvenlik alanındaki kişiler; avukatlar, hakimler, müzakereciler ve iş insanları olabilir. Bu kitabın, bilim ve uygulama arasındaki boşluğa bir köprü olarak, bilim insanları ve uygulayıcıların birbirlerini karşılıklı olarak bilgilendirdiği daha büyük diyaloglara sahip olmalarını sağlayacak platformu sunacağını canıgönülden umuyoruz.
Recep Doksat, Mehmet Kerem Doksat, Neslim Güvendeğer Doksat Hipnoz; bütün psikoterapilerin öncüsüdür. Türkiye'de hipnoterapinin öncülüğünü yapmış ve bu anlamda tarihî bir yeri olan Prof. Dr. Recep Doksat'ın, 1962 senesinde yayınlamış olduğu Tatbikatı ve Nazariyatı İle Hipnotizma isimli kitabını, orijinalinde hiçbir değişiklik yapmadan elli dokuz sene sonra yeni nesille tanıştırıyoruz. Ek olarak, ayrı bölümler hâlinde kendi pratiğimizi ve güncel yayınlara ait bilgileri de eklemiş bulunmaktayız.
Usta-çırak ilişkisinin karşılıklı emeğini içinde barındıran bu eseri sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.
Debra L. Safer - Christy F. Telch - Eunice Y. Chen Uzmanlar, klinisyenler ve araştırmacılar, yeme bozukluklarının duygusal düzensizliklerden kaynaklandığı vakalarda Diyalektik Davranış Terapisinin etkin olacağı konusunda hemfikirdi. Alanda yapılan pek çok adaptasyon çalışması olmasına rağmen Debra Safer, Christy Telch ve Eunice Chen bunu deneysel bazda yapan ilk kişilerdir. Standart diyalektik davranış terapisinin, tıkınırcasına yeme bozukluğu ve bulimia nervoza semptomlarını tedavi etme yollarının yapılandırılmış bir özetini sunan bu kitap ile alandaki ihtiyaca cevap vermişlerdir. Bu alanda çalışan klinik psikologların ve danışmanların mutlaka okuması gereken önemli bir kaynak olmakla birlikte bu alanda okuyan öğrenciler için de farklı bir bakış açısı kazandırmaktadır.
Dokuz bölümden oluşan bu kitapta konular, tedavi kapsamlı olarak ele alınmıştır. Genel çerçevede olumsuz duygularla başa çıkmanın daha uyumsal yollarını öğreten becerilerin kazanımı ile tıkınırcasına yeme ve boşaltmayı durdurma hedefine ulaşma yolu adım adım çizilmiştir. Bulimia nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğuna sahip insanların karşılaştığı sorunlar ve mevcut tedavi yöntemleri ele alınarak okuyucuya genel bir bakış açısı kazandırılır. Standart terapinin detaylı bir şekilde tanıtımından sonra bunun adaptasyonunun neden gerekli olduğu, adapte etmenin mantığı mevcut kanıtlar ile sunulur. Daha sonra, tedavi öncesi ve başlangıç oturumlarından tedaviyi sonlandırmaya kadar olan süreç aşama aşama ele alınır. Nüksetmeyi önleme kısmına değinilir. Son olarak kapsamlı vaka örnekleri ile anlatılanların sağlam temeller üzerine oturması sağlanır.
Amacına uygun şekilde düzenlen bu kitap, diyalektik davranış terapisi adapte edilirken belirli sınırlar çizmek yerine okuyucuya geliştirilebilir bir zemin hazırlar. Bu yönüyle tedaviyi uygulamaya ve geliştirmeye teşvik eder. Açıklayıcı vaka örnekleri ve kanıtlar ile tedaviyi tüm ayrıntılarıyla sunarak farklı alanlardan okuyuculara hitap eden bu titiz çalışma özellikle alandaki uzmanlara, klinik psikologlara, danışmanlara ve araştırmacılara bir rehber olacak niteliktedir.
Richard G. Erskine Pek çoğumuz çocukken ebeveynlerden ve bakımverenlerden gelen komutlara karşı kendimizi korumak için bazı kararlar aldık, daha sonraki yaşantılarla da bu kararlar güçlendi ve bizler hiç farkına varmadan hayatlarımızı yönetmeye başladı. Yıllar sona bile bizler birer yetişkin olarak hayatımızı sürdürürken, aslında çocukken aldığımız o büyük kararlarla yaşamın içinde olduğumuzu fark edemiyoruz.
Geçmişte kalmış bazı yaşantılar, bitirilmemiş işler farkındalığımızın dışında bizi yönetmeye devam eder. Geçmişte kalmış bu yaşantıların etkisinden kendimizi kurtarır ve bitirilmemiş işleri çözümlersek özerk olarak hareket etme şansını yakalayabiliriz. Ulaşılacak çok derin farkındalıklarla içgörümüz gelişir. Yeniden bir karar verirsek, hayatımızı yeniden şekillendirme ve bugünkü koşullara göre düzenleme şansını yakalayabiliriz. İşte o zaman geçmişte yaşananları, bugünkü koşulların analizi ile değerlendirip bugün kullanabileceğimiz deneyimlere dönüştürme şansını yaklarız.
Bu kitap, bizlere hayatımızı etkileyen çocukluk kararlarına ve yaşam kurgularımıza bakma şansını sunuyor. 13 farklı yazarın farklı teorik sunumları ve 13 farklı vaka ile yaşam senaryonuzun nasıl oluştuğuna ilişkin izleri bu kitapta bulabilirsiniz.
Yaşamınızın derinliklerini keşfetme serüvenini yaşayabilmenizi ve mutlu ve güzel bir hayat sürdürmenizi dilerim.
Nilüfer Voltan Acar Terapötik iletişim uygulamasını yeniden ele alan Yeniden Terapötik İletişim, 2016-2017 akademik yılında en çok satan kitap ödülünü almıştır.
Kitap, gerek psikolojik danışma alanındaki öğrenciler ve meslektaşlarım ve gerekse insana yardım mesleklerinde olan elemanların kullandıkları bir kaynak niteliğindedir. Şimdiye dek en az otuz bin kişiye ulaşmıştır.
Zevkle uygulamaya koyacağınız umuduyla...