PDR (Psikolojik Danışma ve Rehberlik) \ 4-11
Nida Temiz Değerli Anneler, Babalar, Eşler, Veliler ve Adayları, KİMİM? Serisinin ikinci kitabı olan bu kitap SİZin için! Serinin ilk kitabı okullarda ve sınıflarda kendini gerçekleştirirken, bu kitapta evlerinizde kendini gerçekleştirecektir. Bu kitapla, kendinizi ve tüm aile üyelerinizi (eşinizi, çocuklarınızı, annenizi, babanızı, komşularınızı, akrabalarınızı …) çoklu zekâları boyutundan tanıyabileceksiniz ve aşağıdaki sorular ve benzerlerinin cevaplarını bulabileceksiniz. Çoklu Zekâ Kuramı nedir? Çoklu Zekâlar nelerdir? Baskın özellikleri nelerdir? Kendimizin ve başkalarının çoklu zekâları hakkında nasıl bilgi edinilir? Çoklu Zekâ Kuramını bilmemin bana ve aileme katkıları nasıl olur? Çoklu Zekâ Kuramı ile evde ve ailemde neler yapabilirim? Çoklu Zekâlarımızı nasıl geliştirebilirim? Evde, ailemle kaliteli ve eğlenceli zaman nasıl geçirebilirim? Evde, ailemde, çocuklarımda karşılaştığım problemleri çoklu zekâları işe koşarak nasıl çözebilirim? Veliyim, çocuğumu nasıl ders çalıştırabilirim? Çoklu Zekâ Kuramı ile çocuklarımın eğitim öğretimine nasıl katkıda bulunabilirim?
Nida Temiz Bu kitap, okuma sürecinde ve sonunda Çoklu Zekâ Kuramı'nı özümsemiş ve hayat felsefesi olarak benimsemiş “yapabilirim-yapacağım, öğrenebilirim-öğreneceğim, yaptım ve öğrendim” sözlerini söyleyen öğrencilere sahip, kendisi de “yapabilirsin-yaparsın, öğrenebilirsin-öğrenirsin, yaptın ve öğrendin” diyen bireyler ve yeteneklerini açığa çıkarma ve geliştirme ortamı bulamamış tüm çocuklar için hazırlanmıştır.
Kitap, dört ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde beynin yapısı, geçmişten günümüze zekâ anlayışları, beyin, zekâ ve eğitim-öğretim ilişkisi ele alınmaktadır. İkinci bölümde, bilişsel bir kuram olan çoklu zekâların tanımından başlayarak, nasıl belirleneceğine ve geliştirileceğine değinilmiştir. Ayrıca bu bölümde aday zekâlar ve kuram hakkındaki eleştiriler de ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde, Çoklu Zekâ Kuramı’nın eğitim-öğretim sürecine yansımaları, dersi planlama ve uygulama, etkinlik hazırlama, sınıf yönetimi, öğretmen-veli iletişimi, ölçme-değerlendirme, problem yaşayan öğrencilere çözümler, özel ders, tatil boyutları ile açıklanmıştır. Son bölümde ise Çoklu Zekâ Kuramı yansımalı ilköğretimden üniversiteye uygulamalı ders planı örnekleri verilmiştir.
John Sharry Shary’nin uzun yıllardır çözüm odaklı psikolojik danışma yaklaşımına dayalı olarak yürüttüğü gruplardaki deneyimlerini içeren ÇÖZÜM ODAKLI GRUPLA PSİKOLOJİK DANIŞMA kitabı, grupla çalışan tüm uzmanlar için bir kılavuz özelliği taşımaktadır. Bu kitapta bir yandan çözüm odaklı yaklaşımın ilkelerinin grup yaşantısına nasıl uyarlanacağı örneklerle ele alınırken; diğer yandan da grup yaşantısında karşılaşılan güçlükleri aşmada çeşitli ipuçları sunmaktadır. Çeviri ekibi olarak kitabın, psikolojik danışman eğitimcilerine, grup liderlerine, grup yaşantısı hakkında bilgi sahibi olmak isteyen öğrencilere yarar sağlayacağına inanıyoruz.
Tarık Solmuş Hepimizin yaşamının özünde; sevme ve sevilme ihtiyacı vardır.
Tabii bu ihtiyaçlar bazen sonsuz bir aşkla tatmin edilirken bazen de sarsıcı, hayal kırıklığı yaratan acılara, travmalara dönüşür.
Öyle olur ki “Ölüm bizi ayırana kadar!” inancıyla başlayan yolculuk, yerini sonu gelmez çatışmalara, depresyona, alkol bağımlılığına, şiddete ya da cinsel sorunlara bırakır.
Bu kitapta; sağlıklı, mutlu, güvenli hatta mükemmel bir romantik ilişkinin, evliliğin ve anne-baba-çocuk ilişkisinin nasıl kurulabileceğine yer verilmiştir.
Her bölümde, öncelikle o sorunun nereden kaynaklandığına değinilmiş ve sonrasında da uygulamaya dönük, pratik çözüm önerileri sunulmuştur.
Bir kendi kendine yardım, terapi kitabı olarak görülebilecek bu eserin; aşka inanan, bir ilişkisi olan, evli ya da anne-baba olmuş herkese yararlı olacağı söylenebilir.
John Mcleod, Julia Mcleod, McGraw-Hill Bütün anneler-babalar, öğretmenler, yöneticiler, insan kaynakları, endüstri ve örgüt alanında çalışanlar, sosyal hizmet uzmanları, hemşireler ve hekimler, hukukçular, hapishane ve ıslah evleri, rehabilitasyon merkezlerinde çalışanlar, insani ilişki içinde olan hepimiz asıl mesleğimiz dışında örtük danışmanlık da yapıyoruz. Ancak, teknik olarak nasıl yapılacağını bilmeden yapıyoruz. Bu kitap, örtük danışmanlığın nasıl yapılacağı konusunda yol göstermektedir. Hem size hem de danışanlarınıza yardımcı olacaktır.
Ayrıca bu kitap, alanda profesyonel olarak çalışanların bilgilerini güncellemelerine, kişisel deneyimlerini danışma sürecinde kullanabilmelerine, yeni kuramlarla danışma sürecine bakmalarına yardımcı da olacaktır. Danışmanlık Becerileri kitabı boyunca anlatı terapisi, transaksiyonel analiz, bilişsel davranışçı terapi yöntemleri, motivasyonel görüşme teknikleri, psikanalitik prensipler gibi her biri kendi başına birer okul olan teori ve uygulamaların “Örtük Danışmanlık” adını taşıyan kısa süreli danışmanlıktaki kullanım örneklerini ve kısa teorik bilgisini, daha da ötesinde, yaşamlarındaki sorunlarla mücadele eden insanlara yardım etmek amacı ile daha fazla pratik yöntem ve stratejiler bulacaksınız.
Bu değerli eserin, insanlarla ilişki içinde olan bütün bireylere, iletişim alanında ve ilişkilerinde büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Danışanlarınızın ve sizlerin yolunu aydınlatsın.
Zero to Three Gelişimsel Temelli Tanılama
Orjinal olarak 1994'te yayınlanan SIFIR-ÜÇ Erken Çocukluk ve Bebeklik Dönemindeki Gelişimsel ve Ruhsal Bozuklukların Tanısal Sınıflandırılması (DC:0-3), bebek ve küçük çocukların ruh sağlığı ve gelişimsel bozukluklarının gelişimsel temelli sınıflandırılmasını sağlayan ilk sistemdi (bk. DC:0-3).
1994'te yayınlanmış DC:0-3'ün birçok ampirik datadan ve klinik deneyimden yararlanılması ve kriterlerin genişletilmesi sonucunda 2005 yılında Gözden Geçirilmiş DC:0-3 (DC:0-3R) yayınlanmıştır.
DC:0-5 ise küçük çocuklardaki bozukluklarla ilgili yeni bulguları saptamakta ve DC:0-3R'nin yayınlandığı 2005'ten bu yana sahada çözülmemiş sorunları ele almaktadır. DC:0-5, ruh sağlığı ve diğer profesyonellere yardımcı olmak için düzenlenmiştir. DC:0-5'in amaçları:
• 5 yaş ve altı bebeklerin ve küçük çocukların ruh sağlığı ve gelişimsel zorluklarını tanımak,
• Ruh sağlığı ve gelişimsel bozukluklara katkıda bulunan psikososyal stresörleri ve tanısal sürece dâhil olan bağlamsal faktörleri anlamak,
• Tanı kriterlerini, sınıflandırma, vaka formülasyonu ve müdahale için etkin şekilde kullanmak,
• Bebek ve küçük çocuklardaki ruh sağlığı bozuklukları üzerine yapılan çalışmaları kolaylaştırmaktır.
DC:0-5, başka sınıflama sistemlerinde ele alınmayan durumları tanımlayarak ve etkili müdahale yöntemlerini işaret ederek profesyonellerin erken dönem ruh sağlığı problemlerini önleme, tanılama ve tedavi etme becerilerini geliştirmektedir.
Adnan Taşgın, Ali Aytemür, Aylin Özdeş, Bahtım Kütük, Berna A. Uzundağ, Dilara Keşşafoğlu, Ferhat Karaman, Gizem Koç Arık, İlknur Çoban, İlmiye Seçer, Merve Nur Altundal, Mine İmren, Nilgün Türkileri, Sevda Küçük, Şıvganur Kirman Güngörer, Şükran Okur Ataş, Tolga Kargın, Tuğba Bahçekapılı Özdemir, Tuğba Koçak Özel Dijital çağın çocuklar üzerindeki derin etkilerini keşfetmeye hazır mısınız? Dijital ekranların, internetin ve akıllı ev cihazlarının yaygın kullanımı hayatımızda derin bir dönüşüme yol açmaktadır. Bu dönüşüm, iletişim şeklimizi, bilgiye erişimimizi ve günlük aktivitelerimizi büyük ölçüde etkilemektedir. Bu paradigma değişimi, özellikle bilişsel becerileri henüz oluşum aşamasında olan çocukların gelişim süreçleri üzerinde yetişkinlere oranla daha derin bir etki yaratmaktadır. Önceki nesillerden farklı olarak dijital yerliler doğdukları andan itibaren dijital ekranlarla etkileşime giriyor, işitsel çevreleri üzerinde benzeri görülmemiş bir kontrol uyguluyor, sanal iletişim yoluyla coğrafi sınırların ötesindeki bireylerle bağlantı kuruyor, uluslararası mentorlar aracılığıyla yeni diller öğreniyorlar ve akıllı ev cihazlarıyla etkileşime geçiyorlar.
Gelişim psikolojisi, bilişsel psikoloji ve eğitim gibi farklı disiplinlerden uzman araştırmacılar tarafından titizlikle kaleme alınan bu kitap, teknoloji ile çocuk gelişimi arasındaki dinamik etkileşime ışık tutmayı amaçlamaktadır. Kitapta, dijital teknolojilerin bilişsel, dilbilimsel ve sosyoduygusal yönleri dâhil olmak üzere çeşitli gelişim alanları üzerindeki etkileri ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır. Ebeveynler, öğretmenler, öğrenciler ve araştırmacılar için önemli bir kaynak olan bu kitap, çocuk gelişimi alanındaki temel teorileri güncel uygulamalarla bir araya getiren çağdaş ve yetkin bir derleme niteliği taşımaktadır. Dijital çağın çocuklarına daha iyi bir anlayış sunmak ve onların başarılı bir geleceğe hazırlanmalarına katkıda bulunmak ümidiyle “Değişen Dünyanın Gelişen Çocukları” isimli kitabımızı okurların beğenisine sunuyoruz.
Emre Ulaş Özdal Deneyimsel öğrenme, maksimum öğrenme ve beceriyi elde tutma hedefiyle, öğrenenlerin ilgisini çekmek amaçlı çeşitli uygulamalı yöntemlerin kullanılmasına odaklanır. Okullar, büyük şirketler vekâr amacı gütmeyen kuruluşlar, bir organizasyonun etkisini genişletmek veya bir öğrenen grubunun tam potansiyeline ulaşmasına yardımcı olmak için genellikle bu öğretim yöntemine güvenmektedir.
Deneyimsel öğrenme yöntemleri üzerine eğitim, gelişim ve öğrenme çalışmaları yapan farklı öğretici grupları bulunmaktadır. Bunlar; akademisyenler, öğretmenler (okul öncesi, ilk ve orta öğretim), eğitim uzmanları, danışmanlar, ekip oluşturma uygulayıcıları, oyun tabanlı
öğrenme tasarımcıları, pedagog ve psikologlar, özel eğitim uzmanları, terapistler, çevre eğitimcileri, rehberler, kurumsal eğitmenler, girişimci mentörleri, antrenörler, koçlar, akıl sağlığı ve insan kaynakları uzmanları gibi çok geniş profesyonel meslek grubunu içermektedir.
Bu kitabın amacı;"Keşfetmek için yaşa, öğrenmeye açık ol." felsefesine bağlı kalarak, yaşamın tüm evrenlerinde öğrenme, eğitim ve gelişim stratejilerine çözüm olabilecek deneyimsel öğrenme modelini sunmaktır. Deneyimsel öğrenme modelinde temel felsefe,"Öğrenmenin yerinin,
zamanının, yaşının, sonunun olmadığı; öğrenmenin ancak deneyimleyerek etkin bir şekilde gerçekleşeceğidir". Bu kitapta; bireylerin öğrenme süreçlerindeki tüm yaşamsal evrenlerin (iş, eğitim, yaşam vb.), deneyimsel öğrenme yöntemleri ile güçlendirilmesi için ilkeler sunulmakta ve deneyimsel öğrenmenin, bireylerin öğrenme süreçlerine katkılarının yanı sıra müfredat geliştirme, akademik araştırma, kişisel ve kurumsal gelişim programları ile nasıl uygulanabileceği konusunda bilgi ve örnekler verilmektedir. Üçüncü basımda tekrar görüşmek üzere...
Aycan Kapucu, Belgüzar Nilay Türkan, Elif Yüvrük, Elvan Arıkan İyilikci, Gülin Kaça, Mehmet Koyuncu, Merve Boğa, Osman İyilikci, Pınar Bürhan, Seda Eroğlu Koç, Sinem Söylemez, Sonia Amado, Tülay İzmitligil, Yıldız Özkılıç Psikolojide deneysel yöntemler, 20. yüzyılın başlarından itibaren davranışçılar tarafından, ortalarından itibaren de bilişsel psikoloji araştırmalarını yürütenler tarafından yoğun olarak kullanılagelmiştir. Bununla birlikte deneysel yöntemlerin net bir neden-sonuç ilişkisi ortaya koyabilme becerisi, göreli olarak yakın zamanlarda psikolojinin birçok alt alanında deneyselciliğin benimsenmesine neden olmuş ve günümüzde deneysel yöntemler (diğer yöntemlerin yanı sıra), psikolojinin neredeyse tüm branşlarında yoğun olarak kullanılmaya başlamıştır. Dolayısıyla sadece klasik anlamda deneysel-bilişsel psikoloji konularını çalışan araştırmacıların değil, örneğin gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji, çevre psikolojisi, adli psikoloji gibi psikolojinin çok farklı alt alanları ile ilgili çalışma yürüten araştırmacıların da psikolojideki deneysel yöntemlerin ayrıntılarına hâkim olmaları gerekmektedir. Bundan dolayı bu kitap, psikolojinin tüm alt alanlarında çalışanlar için psikolojideki deneysel yöntemlere giriş niteliğinde bir yardımcı kaynak olarak hazırlanmıştır. Bu kapsamda kitapta, deneysel araştırmaların temel özelliklerine, deneysel olmayan araştırmalara, niceliksel yöntemlere, güvenirlik-geçerlik kavramlarına, deneysel psikolojideki temel ve uygulamalı araştırma konularına, bilgisayar temelli ölçme tekniklerine, bilimsel rapor yazımına ve deneysel araştırmalardaki etik konulara değinilmiştir.
Ayşe Su Kocayörük, Betül Çetintulum Huyut, Gözde Gündoğdu Meydaneri, Leman Elif Aybay, Murathan Bekir Kiraz, Muzaffer Şahin, Nazan Ürkmez, Nilgün Onnar, Şeyma Tunçay Buluş, Tubanur Bayram Kuzgun Başka afetler, depremler, sosyal ve bireysel travmalar hiç olmasın ancak depremin, afetin, sosyal ve bireysel travmaların çok sık yaşandığı beşerî ve fiziki bir coğrafyada yaşıyoruz. Ortaya çıkabilecek olası durumlara da hazırlıklı olmalıyız. Afetlerden, sosyal ve bireysel travmalardan sağ kurtulan insanların bir kısmında ortaya çıkabilecek psikolojik sorunlara destek verilmesi büyük önem arz etmektedir. Afet ve travmalardan sonra psikolojik destek verecek klinisyenlerin sahada ilk göreve başladıkları andan itibaren çalışmalarının tamamında süpervizyon desteği almaları gereklidir. Deneyimli çalışanların, yeni başlayanlara teorik ve uygulamalı olarak eğitim vermesini sağlayan bir yapı oluşturulmalıdır. Bu sağlanmazsa yardım veren, yardım alan durumuna düşebilir. Bu kitapta var olan teorik ve uygulamaya dönük bilgilerin, hem travma yaşayan insanlara hem de onlara yardım eden kişilere yararlı olacağını umuyoruz.
Matthew McKay, Michael Jason Greenberg, Patrick Fanning KUSURLULUK VE UTANCIN ÖTESİNE GEÇMEK İÇİN GÜÇLÜ, KANITA DAYALI ARAÇLAR

Kendinizi eksik ya da kusurlu mu hissediyorsunuz? Kendinizden utanıyor veya reddedilmekten mi korkuyorsunuz? Kusurluluk ve yetersizlik hisleri genellikle olumsuz çocukluk yaşantılarından kaynaklanır. Oldukça eleştirel bir ortamda büyüdüyseniz sevilmeye layık olmadığınızı hissedebilirsiniz. Veya kendinizde gördüğünüz kusurlarla ilgili derinden utanç duyabilirsiniz. Hatta kendinizde doğuştan ters bir şeyler olduğunu ve bunun tatmin edici ilişkiler yaşamanızı, mutluluğu bulmanızı ve hayatta başarılı olmanızı engellediğini söyleyebilirsiniz. Peki, kendinizi bu yıpratıcı inançlardan nasıl kurtarabilirsiniz?

Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) temelli bu çalışma kitabı, size kusurluluk duygularını tanımlamanız ve bu duyguların ötesine geçmeniz için çeşitli araçlar sunacak. Böylece canlı ve anlamlı bir yaşam sürebileceksiniz. Değerlerinizle bağ kurmanın yollarını keşfedecek, daha iyi başa çıkma stratejileri bulacak ve kendinize -tüm o muazzam karmaşıklığınıza- nezaket ve şefkatle bakmayı öğreneceksiniz. Gerçek şu ki eksik değilsiniz ve geçmişteki acı dolu anılarınızın geleceğinizi yönlendirmesi gerekmiyor. İyi olmaya ve kendinize hak ettiğiniz ilgi ve şefkati göstermeye hazırsanız bu çalışma kitabı size bunu nasıl başaracağınızı gösterecek.

“McKay, Greenberg ve Fanning, depresyonla mücadele eden herkes için bu rahatsızlığın kurgusunu ve olumsuz etkilerini ortadan kaldırmanın yollarını tek bir muhteşem kitapta bir araya getirmişler."
-Dr. Psik. Jeffrey C. Wood, The Dialectical Behavior Therapy Skills Workbook kitabının ortak yazarı
Elaine Iljon Foreman, Charles H. Elliott, Laura L. Smith Depresyonu yenebilirsiniz. Bu samimi ve güvenilir kaynak size değişiklikler yapabilmeniz için bazı stratejiler gösterir. Böylelikle huzura kavuşabilir, kendi yaşamınızın sorumluluğunu üstlenebilir veya sevdiğiniz birine yardım edebilirsiniz. Depresyonun Üstesinden Gelmek For Dummies ile semptomlarınızı gidermek ve depresyonunuzun nüks etmesini önlemek için terapilerdeki en güncel gelişmeleri keşfedeceksiniz. İlaçlar ve profesyonel yardım hakkında bilgi sahibi olacak, öz güveninizi yeniden kazanmanın ve iyi hissetmenin yollarını öğreneceksiniz.
Depresyonu keşfedin! Depresyonun tedavisinde kullanılan en iyi yollarla ilgili genel bir bakış açısı kazanın. Depresyonun çeşitli biçimleri arasındaki farklılıkları, yas ve depresyon ayrımını, kendi depresyonunuzun başına geçip sorumluluğunu almak için nasıl motive olacağınızı ve hangi profesyonel yardımın sizin için uygun olacağını öğrenin.
Depresyon tedavisinde bilişsel terapinin etkisini fark edin! Alışkanlık hâline getirdiğiniz belirli düşünce biçimlerinin depresyona olan katkısını anlayın. Kendiniz, dünyanız ve geleceğiniz hakkında nasıl gerçekçi değerlendirmeler yapabileceğinizi, mantık ve kanıtı baz alarak düşüncelerinizi nasıl incelemeye tabi tutabileceğinizi keşfedin.
Öz güveninizi ve neşenizi yeniden kazanın! Harekete geçmenizi sağlayacak sağlıklı kaynakları keşfedin. “Hiçbir şey yapmamacılık”tan uzaklaşıp hem zihinsel hem de fiziksel olarak canlanın.
İlişkisel zorluklarla başa çıkmayı öğrenin! Depresyonun ilişkisel tarafının farkına varın. Sağlıklı iletişim kurma biçimleri, kayıp ve yasla başa çıkma konularında bilgiler edinin.
Depresyon sonrası yaşam konusuna göz atın! Gelecekteki olası nükslerle başa çıkabilmek için pozitif psikolojinin ilkelerinden faydalanın. Amaç ve bağlılık duygularını temel alarak iyi olma hâlinizi arttıracak stratejileri keşfedin..

Depresyonu yenebilirsiniz. Bu samimi ve güvenilir kaynak size değişiklikler yapabilmeniz için bazı stratejiler gösterir. Böylelikle huzura kavuşabilir, kendi yaşamınızın sorumluluğunu üstlenebilir veya sevdiğiniz birine yardım edebilirsiniz. Depresyonun Üstesinden Gelmek For Dummies ile semptomlarınızı gidermek ve depresyonunuzun nüks etmesini önlemek için terapilerdeki en güncel gelişmeleri keşfedeceksiniz. İlaçlar ve profesyonel yardım hakkında bilgi sahibi olacak, öz güveninizi yeniden kazanmanın ve iyi hissetmenin yollarını öğreneceksiniz.
• Depresyonu keşfedin! Depresyonun tedavisinde kullanılan en iyi yollarla ilgili genel bir bakış açısı kazanın. Depresyonun çeşitli biçimleri arasındaki farklılıkları, yas ve depresyon ayrımını, kendi depresyonunuzun başına geçip sorumluluğunu almak için nasıl motive olacağınızı ve hangi profesyonel yardımın sizin için uygun olacağını öğrenin.
• Depresyon tedavisinde bilişsel terapinin etkisini fark edin! Alışkanlık hâline getirdiğiniz belirli düşünce biçimlerinin depresyona olan katkısını anlayın. Kendiniz, dünyanız ve geleceğiniz hakkında nasıl gerçekçi değerlendirmeler yapabileceğinizi, mantık ve kanıtı baz alarak düşüncelerinizi nasıl incelemeye tabi tutabileceğinizi keşfedin.
• Öz güveninizi ve neşenizi yeniden kazanın! Harekete geçmenizi sağlayacak sağlıklı kaynakları keşfedin. “Hiçbir şey yapmamacılık”tan uzaklaşıp hem zihinsel hem de fiziksel olarak canlanın.
• İlişkisel zorluklarla başa çıkmayı öğrenin! Depresyonun ilişkisel tarafının farkına varın. Sağlıklı iletişim kurma biçimleri, kayıp ve yasla başa çıkma konularında bilgiler edinin.
• Depresyon sonrası yaşam konusuna göz atın! Gelecekteki olası nükslerle başa çıkabilmek için pozitif psikolojinin ilkelerinden faydalanın. Amaç ve bağlılık duygularını temel alarak iyi olma hâlinizi arttıracak stratejileri keşfedin..
Kitabı açın ve
• Depresyonla aktif bir şekilde mücadele etmenin yollarını,
• Depresyonun ardında yatan algı ve düşünce sürecini,
• Bilinçli farkındalık ve pozitif psikoloji egzersizleriyle kendinizi daha iyi hissetme yöntemlerini,
• Depresyonda olan bir yakınınıza nasıl yardım edebileceğinizi,
• Kendiniz için en uygun tedavi yöntemini ve tamamlayıcı depresyon tedavilerini,
• İlişkilerinizi yeniden canlandırmak için kullanabileceğiniz stratejileri,
• Gelecekte depresyonun nüks etme riskini azaltmak için neler yapabileceğinizi,
• Bilişsel terapi ile depresif düşüncelerinizle nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenin.
Ayşegül Arayıcı İyiaydın, Bünyamin Atay, Didem D. Kepir, Emine Feyza Dinçel, Fatma Arıcı, Hazal Yılmaztürk, Nilüfer Voltan Acar, Özlem Haskan Avcı, Özlem Ulaş, Selen Demirtaş Zorbaz, Seval Kzıldağ, Tülin Acar, Yusuf Barbüroğlu, Zehra Yeler Bu sözlük, PDR alanında büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Yıllarca İngilizce kavramların karşılıkları tartışıla gelmiştir. Bu sözlükte, tartışmalı kavramlara karşılık, gerek Farsça ve Arapça köken açısından gerekse Türkçe makaleler kaynak gösterilerek en uygun olan Türkçe kavramlar önerilmiştir. Bu açıdan bu sözlük önemli bir yer tutmaktadır.
Suzanne Degges White, Nancy L. Davis Hem benzersiz hem de paha biçilmez bir kitap arada bir gelir… Uygulayıcılar, bu çalışmayı okuyarak ve inceleyerek danışanlarının yaşamlarını ve kendi etkililiklerini zenginleştirebilirler. Teoriyi pratiğe dönüştürmekte ve genel danışmanlık yaklaşımlarını, terapi alanında danışanların ve danışmanların işlevini değiştirmek için son derece yararlı bir araç hâline getirmektedir.
Dr. Samuel T. Gladding

Wake Forest Üniversitesi, Psikolojik Danışmanlık Bölümü, (Ön Sözden)
Geleneksel konuşma terapileri danışmanlığın temelini oluşturmaya devam ederken, dışavurumcu ve yaratıcı sanatların bu yöntemlerle birlikte kullanılması, iyileşme sürecini derinleştirmenin yanı sıra tanı, tedavi ve önlenmeyi hızlandırmaktadır. Dışavurumcu Sanatın Psikolojik Danışma Uygulamalarına Entegrasyonu, okuyuculara dışavurumcu sanat danışmanlığı tekniklerinin önde gelen yöntemlere verimli bir şekilde nasıl entegre edilebileceği hakkında bir anlayış sağlamak için tasarlanmıştır.
Hem öğrencilerin hem de uygulayıcıların erişebileceği bu kitap; Bilişsel Davranışçı Terapi, Çözüm Odaklı Terapi, Gestalt Teorisi, Adlerci Teori, Seçim Teorisi, Varoluşsal Teori, Feminist Teori, Birey Merkezli Teori, Bütüncül Teori dâhil olmak üzere, en sık öğretilen teorik oryantasyonlar bağlamında, alanda test edilmiş dışavurumcu sanat müdahaleleri sunmaktadır.

Anahtar Özellikler
• 50'nin üzerinde dışavurumcu sanat müdahalesi adım adım, kolay bir şekilde sunulmuştur.
• Yaygın olarak kullanılan 10 tedavi yöntemi çerçevesinde yapılan müdahaleleri açıklamaktadır.
• Teori ve müdahale arasındaki bağlantıyı açıklamaktadır.
• Sanat, yazma, drama, müzik, hareket, dans, kukla ve kum oyunu etkinliklerini içermektedir.
• Her bir müdahalenin kullanılacağı uygun yaş grubu, ortam ve tanıları ele almaktadır.
Halil Yavaş, Mine Karakaya Dijidrama, dijitalde yaratıcı drama fikrinin heyecanı ve salgın dönemindeki şartlara uyum sağlama çabası ile ortaya çıkmış bir oluşumdur. Dijitalleşen dünya ile birlikte uzaktan eğitim çalışmalarına katkı sağlamayı kendine amaç edinmiştir. Gelişen ve değişen dünyada teknolojik imkânların yaratıcı drama ile buluşmasını, dijital çemberlerde bir araya gelen gruplarda etkileşimin artmasını, uzaktan eğitimde yer alan kişilerin nesne olmaktan çok özne olmalarını ve yapılan çalışmaların içeriğinin zenginleşmesini amaçlamanın yanında eğlencenin getirdiği ortaklığı da hatırlamamızı sağlayacak bir kılavuz kitap olarak hazırlanmıştır.
Akran zorbalığında, neden olan risk faktörlerini ve problemin çözümünde etkili olan koruyucu faktörleri belirlemek önemlidir. Öğrenci deneyimlerinden yola çıkılarak geliştirilen müdahale programları; önleyici, geliştirici, iyileştirici amaçlarla uygulanmaktadır. Yaratıcı drama yönteminden de bu çalışmalarda faydalanılmaktadır. Yaparak yaşayarak kazanılan beceriler bu anlamda önemli görülmektedir. Yaratıcı drama etkinlikleri ile yapılan akran zorbalığı çalışmaları, katılımcıların iletişim ve sosyal becerilerini geliştirirken kişisel anlamda da empati düzeylerini artırmaktadır. Katılımcılar, canlandırma çalışmaları ile farklı rollere bürünerek; zorbalık yapan, zorbalığa maruz kalan ve bu duruma seyirci olan kişilerin duygu ve düşünce durumlarını fark eder. Bu farkındalığı hisseden katılımcılar, sorunun çözümünde önemli bir rol oynar. Okullarda yaşanan akran zorbalığı probleminin çözümüne katkı getireceği düşünülen bu kitabın, tüm eğitimci ve uzmanlara yeni bir bakış açısı kazandırması umut edilmektedir. ~
“Günün ihtiyaçlarına ayak uydurabilmiş değerli bir kaynak! Akran zorbalığı gibi önemli bir konuyu pandemi döneminde veya ondan bağımsız olarak her dönemde çevrim içi platformlarda da ele alabilmek ve yaratıcı dramanın gücünü çevrim içi ortamlarda da kullanabilmek için rehberlik edebilecek bu eseri alanyazınına kazandırdıkları için yazarları tebrik ederim. Bu kitapla, dijital platformlara aşina bir jenerasyona psikolojik hizmet götürebilmek için örnek uygulamalar sunulurken sade bir dille yazılmış pratik bir kaynak ortaya çıkartılmıştır.”

Prof. Dr. Nagihan Oğuz Duran
Ahmet Songur, Cevdet Yılmaz, Ekin Kaynak Iltar, Erdal Eke, Fahrettin Apak, Fatma Tezel Şahin, Gamze İnan Kaya, Gizem Tan Eren, Hasan Hüseyin Aygül, Merve Atay, Metin Kocatürk, Meyrem Tuna Uysal, Seda Eskidemir Meral, Yusuf Yıldırım, Zeynep Gazali Demirtaş Dijitalleşmenin gündelik hayatın olağan akışına ve hızına olumlu etkileri olduğu bilinmekle birlikte bu sürecin birtakım tehlikeleri ve riskleri de beraberinde getirmekte olduğu gözlenmektedir. Son yıllarda, alanyazında bu etkilerin tanımlanması ve kavramsallaştırılmasına yönelik olarak dijital hastalıklar, teknolojinin doğurduğu hastalıklar, e-hastalıklar ya da e-sendromlar gibi anahtar kavramlar üzerinden tartışmalar devam etmektedir.
Kitap kolektif bir üretimin sağlayacağı pozitif katkı dikkate alınarak hazırlanmış, farklı disiplinlerde söz konusu alanla ilgili çalışmalara sahip olan yazarların bir araya gelmesine ve birlikte üretmesine vesile olmuştur. On bölümden oluşan bu kitap, dijital nesillerin (çocuklar ve ebeveynler) teknoloji bağımlılığını konu edinmekte; siber kimlik, siber zorbalık, dijital şiddet, dijitalleşmiş kültür, dijitalleşmiş sosyalleşme ve dijital bağımlılık üzerine geliştirilen politikalar ve uygulamalar gibi başlıklar üzerinden olguyu derinleştirmekte; ayrıca dijitalleşmenin etik yönlerini tartışmakta, sorgulamakta ve sürecin bütün paydaşları üzerinden çözüm önerileri sunan yazıları/araştırmaları bir araya getirmektedir.
Figen Karaceylan Çakmakcı “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” (DEHB), bireyin sosyal yaşantısı, akademik hayatı ve aile içi ilişkilerini bozabilen nöropsikiyatrik bir hastalıktır. Tedavi edilmediği ve doğru müdahale edilmediği takdirde çocuğun geleceğini tamamen değiştirebilen bir hastalık olmasına rağmen doğru yaklaşım ve uygun müdahaleler sonucunda yüz güldürücü cevaplar hızlıca ortaya çıkmaya başlar.
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi olarak çalıştığım 20 yıllık meslek hayatımda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğununun tedavisinde sadece ilaç tedavisinin yeterli olmadığını birçok kez deneyimledim. Aile içi tutumların, öğretmenin sınıf içi yapacağı müdahalelerin en az psikofarmakolojik tedavi kadar önemli olduğu gerçeği bende böyle bir kitap yazma motivasyonu oluşturdu.
Bu kitapla birlikte herkes tarafından duyulan, belki de günümüzün moda hastalığı olarak tanımlanan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu hakkındaki doğru bildiğimiz yanlışlar hakkında bilgilendirme yapmak amaçlanmıştır. Ayrıca, yanlış anlama ve ön yargılara neden olan DEHB ve öğrenme ilişkisi hakkında aile ve öğretmenlerimize doğru bilgiler ve ipuçları vererek hem DEHB olan çocukların anlaşılmasını sağlamak hem de aile ve öğretmenler için etkili davranış yönetimini güçlendirmek hedeflenmiştir.
Geleceğimiz olan çocukların ihtiyaçlarına uygun çözüm önerilerinin sunulduğu bu kitabın okuyan herkes için faydalı bir kaynak olması dileğiyle…
A. Meltem Üstündağ Budak, Ahmet Gül, Aktan Acar, Alişan Burak Yaşar, Arzu Erkan Yüce, Arzu Hergüner, Aslı Bahar İnan, Aybüke Halime Yaldız, Aylin İlden Koçkar, Ayşe Irkörücü Küçük, Azime Şebnem Soysal Acar, Başak Karateke, Belgin Üstün Güllü, Bilge Uzun, Bilgen Işık Karaşahin, Birgül Ural Bayoğlu, Burcu Akın Sarı, Buse Ekren, Bülent Elbasan, Cemil Özal, Deniz Menderes, Devran Tan, Ebru Arhan, Ece Eryılmaz, Elgiz Henden, Elif Güldemir, Elif Ünver, Elmas Gülcan Atalar, Emel Kalınkılıç, Ercan Demir, Erhan Aksoy, Esra Döğer, Esra Güney, Esra Kısacık, Ezgi Özalp Akın, Ezgi Tuna, Fatih Hilmi Çetin, Fatma Mahperi Uluyol, Ferah Çekici, Figen Paslı, Filiz Sayar, Gamze Şen, Gizem Sarıgül, Gonca Bumin, Gönül Hazneci, Gözde Emik Aksoy, Gülnur Tanyeri Kesgin, Gülşah Sevinç, Güney Erkılıç, H. Tuna Çak Esen, Halime Şenay Güzel, Hande Kaynak, Hasra Avcı, Hatice Kafadar, İdil Alaftar, İdil Alaftar, İlay Aktoprak Şanda, İlbilge Ertoy Karagöl, İlkiz Altınoğlu Dikmeer, İlyas Okur, Kıvılcım Gücüyener, Kızbes Meral Kılıç, Leman Tekin Orgun, Makbule Esen Öksüzoğlu, Meltem Çiğdem Kirazlı, Metehan Irak, Mine Cihanoğlu, Mintaze Kerem Günel, Müşerrefe Nur Keleş, Nakşidil Torun Yazıhan, Nalan Mastar Akduman, Nevin Eracar, Nilay Evirgen, Nilgün Pekçağlıyan, Obelya Eşbah, Özge Kantaş, Özge Şahin, Özlem Sürücü, Pervin Oya Taneri, Pınar Bıçaksız, Rukiye Bozbulut, Sabri Hergüner, Seda Tan, Sencan Sertçelik, Serkan Şahin, Sevgi Kılınç, Seylan İmre, Sibel Düzakın, Yasemin Taş Torun, Zehra Çakır, Zekiye Küpçü, Zeynep Aydın Sünbül, Zeynep Maçkalı, Zeynep Öztürk Dünyayı değiştirmek, onu deneyimleme biçimimizle ilgilidir.
Meraklısına dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu konusunda rehber olmaya aday bu kitap, aslında çok katmanlı bir halk sağlığı sorunuyla tanışmamızı sağlıyor. Şimdiye kadar bu konuda yazılan diğer kitaplardan farklı olmasının nedeni ise konuyu ele alış biçiminde saklı. 23 farklı meslek grubundan 96 bilim insanı, 86 bölüme imza atarak günümüzün en sık görülen nöropsikiyatrik bozukluğunu kucaklamaya çalıştılar. Bu buluşmadaki amaç, çocukluk çağının en sık görülen nörogelişimsel sorununa ilişkin genel bir çerçeve çizebilmek, “farklı” bakışları “olağan”a çevirebilmektir. Bu transdisipliner buluşma hiçbir zaman sorunu reddetmek ve/veya indirgemek değil çok katmanlı bir durumla mücadele ederken, mevcut tüm kaynakları yeterince etkin kullanabilmek için bir yol haritası oluşturabilme çabasıdır.
Abuzer Badem Modern yaşamın hızına ayak uydurmak, iş yerinde verimli olmak, eğitimde başarılı
sonuçlar almak ve günlük hayatta daha mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmek… Tüm bunlar için güçlü bir dikkat ve odaklanma yeteneğine ihtiyaç duyuyoruz. Ancak günümüzün yoğun ve bilgi yüklü dünyasında bu yeteneklerimizi korumak ve geliştirmek giderek zorlaşıyor.
"Dikkat Geliştirici 100 Etkinlik" kitabı, dikkatinizi artırmak ve odaklanma becerilerinizi
güçlendirmek için pratik ve etkili yöntemler sunuyor. Meditasyondan fiziksel egzersizlere, zihinsel bulmacalardan sosyal etkileşimlere kadar geniş bir yelpazede hazırlanan etkinlikler, dikkat sürenizi uzatmanıza ve zihinsel performansınızı artırmanıza yardımcı olacak. Bu kitap, sadece teorik bilgi sunmakla kalmıyor aynı zamanda günlük yaşamınıza kolayca entegre edebileceğiniz pratik önerilerle de dolu. Her bir etkinlik, bilimsel temellere dayalı olarak tasarlandı ve adım adım nasıl uygulanacağını açıklayan rehberliklerle desteklendi.
Daha odaklı bir zihin, daha verimli bir yaşam ve daha yüksek bir başarı düzeyi için bu
kitabı rehberiniz olarak kullanın. Adım adım ilerleyerek dikkat ve odaklanma becerilerinizi geliştirin ve yaşam kalitenizi artırın. Bu kitap, dikkat ve odaklanma becerilerinizi güçlendirerek işte, eğitimde ve günlük yaşamda daha başarılı ve mutlu olmanıza yardımcı olacak.
Unutmayın: Dikkat, başarının anahtarıdır!
Sevgi Mestci, Yağmur Atalı, Aydan Darçın Son yıllarda çocukların çok çabuk sıkıldığı, derslerine odaklanmakta ve kurallara uymakta zorlandıkları ayrıca unutkanlıkları, işleri yarım bırakmaları gibi sorunları anne babalar tarafından ifade edilmektedir. Bu sorunların pek çok kaynağı olabilir. Bunlardan biri de çocukların sahip olduğu dikkat eksikliği bozukluğudur. Bu noktada dikkati ele almak ve bununla ilgili çalışmalar yapmak, göz ardı edilemeyecek bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dikkat ile ilgili problem yaşayan çocukların akademik, kişisel, sosyal ve psikolojik olarak olumsuz etkilendiğini; ebeveyn, öğretmen ve uzmanların sağladığı desteğin çocuğun sağlıklı gelişimi açısından önemli olduğunu unutmamak gerekir. Bu kitap; dikkatin ne olduğunu, nasıl işlediğini anlamak ve yaşamımızdaki önemini kavrayabilmek adına teorik bilgiler ve ayrıca dikkati geliştirmeye yönelik etkinlikler içerecek şekilde oluşturulmuştur. Kitap hazırlanırken alanyazındaki pek çok makale ve kitaptan faydalanılmıştır. Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde “Dikkat nedir?”, “Dikkat neden önemlidir?”, “Dikkatin unsurları nelerdir?”, “Dikkati hangi faktörler etkiler?” gibi sorular cevaplandırılırken ikinci bölümde, “dikkat eksikliği”, “tedavi yöntemleri” ve “çocuklarda dikkat çalışmak” gibi konular ele alınmıştır. Kitabın son bölümünde ise çocuklar için uygulanabilecek pek çok dikkat etkinliği başlıklara ayrılmış şekilde bulunmaktadır. Kitap; ebeveynler, akıl sağlığı ve eğitim alanında çalışanlar tarafından kullanılabilecek pratik bilgilerle hazırlanmıştır. Kitabın alana destek sağlayacağı düşünülmektedir.
Elif Özcan Disleksi Okuma Yazma Kitabı; disleksi tanısı almış çocuklara, özel eğitim öğrencilerine, öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklara ve ilkokula giden ancak her hangi bir tanısı olmadığı hâlde okuma yazmada sorun yaşayan tüm çocuklara okuma yazmayı kolay yoldan öğretmeyi amaçlayan bir materyaldir.
MEB müfredatına uygun hece yöntemiyle oluşturulmuştur. Akıllı defter şeklinde olduğundan üzerindeki yönergeler takip edildiğinde okuma yazmayı kolaylıkla öğretmek amaçlanmıştır.
İlkokul müfredatında yer alan yeni ses gruplarına göre hazırlanmış aktivitelerle okuma yazmayı en baştan öğrenmek isteyen çocuklar için tasarlanmıştır. Ses gruplarıyla birlikte harften heceye, heceden cümleye geçiş yapılarak basitten zora öğretim tekniği ele alınmıştır.
Okuduğunu anlama bölümünde, çocukların okuduğu cümlenin ve metnin anlamını da kavraması amaçlanmıştır. Kitapta yer alan çizgiler üzerine yazı yazma tekniğinin de güzel yazı yazmayı desteklemesi öngörülmüştür.
Her çocuk öğrenir; yeter ki doğru yönlendirilsin. Doğru yönlendirilen her bir çocuğun öğrenmeye olan ilgisi daima artacaktır.
Prof. Dr. Adem ÖĞÜT, Yrd. Doç. Dr. Ayşe KOCABACAK Kişilik yapınıza uygun bir meslek mi seçmek istiyorsunuz?
"İşte aradığım kişi!" diyerek işe aldığınız çalışanınız işe uygun çıkmadı mı?
Emek verdiğiniz personeliniz bir süre sonra işini terk mi etti?
Astronomik bedeller ödeyerek kullandığınız işe alım testleri beklentilerinizi karşılamadı mı?

Öyleyse bu kitabı okumalısınız!
Doğru İşe Doğru İnsan;

kişilik tipolojilerini ve iş yaşamına etkilerini,
psikometrik ölçüm ve testler hakkında çarpıcı bilgi ve örnekleri,
insan kaynakları seçim ve yerleştirme sürecinde psikometrik ölçümün önemli boyutlarını,
dünyaca ünlü Beş Faktör Kişilik Modeli'ne dayanan envanterlere ilişkin bilgileri,
adayların işe alım testlerine ilişkin bilmeleri gereken püf noktalarını,
başarılı şirketlerin işe alım süreçlerinden örnekleri

içermektedir.
Doğru İşe Doğru İnsan, işverenler, işe alım sürecini yöneten insan kaynakları profesyonelleri ve akademisyenleri ile kariyer seçiminde kararsız olan üniversite gençliğinin ilgiyle okuyacağı bir kitaptır.
Oğuzhan Kırdök Bu kitapta Peterson, Sampson ve Reardon tarafından geliştirilen Kariyer Rehberliğinde Bilişsel Bilgiyi İşleme Yaklaşımı tanıtılmıştır. Bilişsel Bilgiyi İşleme Yaklaşımı, mesleki karar vermeyi, bir piramit üzerinde tanımlanan ve üç aşamadan oluşan problem çözme süreci olarak görür. Bu yaklaşıma göre, mesleki karar verme problemini çözen bireyler, kendini ve seçenekleri tanıyan, karar verme becerileri gelişmiş ve üstbilişsel farkındalığa sahip kişilerdir.
Kitapta, Bilişsel Bilgiyi İşleme Yaklaşımını temel alan ve dokuzuncu sınıf öğrencileri için deneysel olarak sınanmış bir program da tanıtılmaktadır. Geliştirilen bu kariyer rehberliği programının, öğrencilerin mesleki yönelim konusunda farkındalık geliştirmelerine, bu doğrultuda kendilerini ve meslekleri tanımalarına, karar verme becerileri geliştirmelerine, düşünce ve içsel konuşmalarının etkilerinin farkında olarak bir mesleki karar vermelerine ve bu doğrultuda ders (alan) seçimine yardımcı olabileceği düşünülmektedir.
Belma Bekçi, Derya Deniz, Derya Gürcan Yıldırım, Eda Karacan, Ela Öncel Arı, Funda Kutlu, Gizem Cesur Soysal, Hande Kaynak, Meltem Anafarta Şendağ, Nesrin Hisli Şahin, Pınar Kaya Kurtman, Sezin Andiç, Uzay Dural Duygu düzenleme, psikolojinin son yıllarda oldukça ilgi çeken ve hızlı büyüyen bir alanıdır. Kuramlarüstü bir yerde konumlandırılabilecek olan duygu düzenleme, psikoloji biliminin her alanında ortak birleştirici bir güç olarak kabul edilebilir. Bu kitapta öncelikle duygu düzenlemenin temelleri incelenmiştir. Ardından duygu düzenleme; gelişimsel, klinik ve sosyal/uygulamalı psikoloji bakış açılarıyla ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Kitap, bu alanda yazılmış ilk Türkçe kitap olması ve duygu düzenlemeyi oldukça kapsamlı bir şekilde incelemesi bakımından oldukça değerlidir. Kuramsal arka plan ve güncel ampirik verilerin yanı sıra vaka örnekleri ve alan pratiklerini de içeren bölümler oldukça zengin bir içerikte okuyucuya sunulmuştur. Kitap, akademisyenler, alandaki uzmanlar, öğrenciler ve psikoloji alanına ilgi duyan herkes için psikoloji biliminin alt alanları kapsamında duygu düzenleme kavramı için bir temel ve başvuru kitabı niteliğindedir.
Asra Babayiğit, Buse Keskindağ, Fatma Gül Cirhinlioğlu, Füsun Gökkaya, Gönül Taşcıoğlu, Gülüşan Özgün Başıbüyük, Hasan H. Başıbüyük, Hülya Ercan, İbrahim Bahtiyar, Meryem Karaaziz, Utku Beyazıt, Zafer Cirhinlioğlu Bu kitapta duygu psikolojisinin temel kavramları, duyguların işlevleri, duygu durumlarının kaynakları ve duyguların sınıflandırılması üzerinde durulmuştur. Duyguları fark etme ve ifade etme, yaşa göre duyguların gelişimi konuları ele alınmış ve duyguların kökeni incelenmiştir. Duygular, sosyolojik bakış açısından ve kültür ile ilişkisi bağlamında değerlendirilmiştir. Kitapta; aşk, öfke, depresyon ve yas gibi bazı temel ve ikincil duygulara ise ayrıntılı olarak yer verilmiştir.
Matthias Berking - Brain Whitley Duygu düzenleme, geçtiğimiz yirmi yıl içinde psikoloji alan yazınında oldukça yaygın bir şekilde ele alınan kavramlardan biri hâline gelmiştir. Duygulanım Düzenleme Eğitimi kitabı duygu düzenlenme ve duygu düzenleme becerileri hakkında detaylı ve bütüncül bir kaynak ortaya koymaktadır. Bu kitap duygulanımın doğasını ve duygu düzenleme becerilerini oldukça kapsamlı bir anlatım içerisinde ele almaktadır.
Bu kitap uzun araştırmalar ve mesleki deneyimler sonucu duygulanım düzenlemeyi anlamak ve geliştirmek üzere Dr. Berking tarafından oluşturulmuş bir eğitim programını kapsamlı olarak ele almaktadır. Kitap uygulama örneklerini içermesi açısından da oldukça değerlidir.
Dr. Berking’in duygu düzenleme kavramsallaştırması hem olumlu hem de olumsuz duyguları kapsaması açısından psikoloji alanında önem arz etmektedir. Bu her iki kümedeki duyguların şükranla deneyimlenebilmesi programın asli amacını oluşturmaktadır. Elinizdeki bu kitapla söz konusu bu asli amaca katkıda bulunabilmeyi diliyoruz.
Fatma Gül Cirhinlioğlu Deneyimlerimize renk katan duygular, yaşamımızda çok önemli rol oynar, çünkü çok önemli işlevleri vardır. Duyguların; minimum düşünme ile hızlı bir şekilde davranmamıza yardım etmek, acil eylemler için bedenimizi hazırlamak, düşüncelerimizi etkilemek ve bizi davranışa güdülemek gibi bireysel işlevleri vardır. Duygusal ifadelerin; algılayıcı için belirli davranışları kolaylaştırmak, kişilerarası ilişkilerin doğası hakkında bilgi sağlamak, sosyal etkileşimi düzenlemek gibi kişiler arası işlevleri de bulunmaktadır. Diğer taraftan kültürel olarak biçimlenmiş duygularımız, kültürümüz tarafından tanımlanmış olan sosyal olarak uygun davranışlara yönelmemize yardım etmektedir.
Cem Gençoğlu, Müge Yılmaz Düşünce/akıl/mantık ve duygular arasındaki ilişki, düşünce tarihi boyunca hep bir tartışma alanı olarak görülmüştür. Bu tartışmalar bu kavramlardan birinin ön plana alınması gerekliliğinden kaynaklanan bir önermeler bütünü olarak algılanmış ve ele alınmıştır. Günümüz anlayışı ise bu karşıtlık tartışmalarını bütünlükçü bir yaklaşımla çözme, birinin diğerinin tamamlayıcısı olduğununun kabulü yönündedir. Bu anlamda düşünce, duygu ve davranışlar birbirinin tamamlayıcısı ve motifi olarak tanımlandığı anlayışı ile önceleri bir insani zafiyet olarak tanımlanan duygular artık yaşamın devamı ve yaşam kalitesinin niteliği için vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışmada sunulan eğitim programında duygular olumlu ve olumsuz olarak tanımlanmak yerine yaşamın devamı ve niteliği açısından önemli bir unsur olarak değerlendirilmekte, bireylere duygulara geniş bir çerçeveden bakılması önerilmektedir. Bireylerin yaşadıkları duyguları sağlıklı biçimde sözel olarak tarif edebilmeleri ve bu duyguları çevrelerine yansıtıp değerlendirebilmeleri önemli bir farkındalık gerektirmektedir. Duygusal Farkındalık Eğitim Programı, alan uygulayıcılarına sınırları belirlenmiş, bireylere duyguların yaşanması, ifade edilmesi, yönetimi ve farkedilmesi konusunda etkililiği kanıtlanmış bir yol haritası sunmaktadır.
Duygu Akyüz Evlilik çatışmasının çocuklar üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmalar, çatışmalara maruz kalan her çocuğun bu durumdan olumsuz etkilenmediğini göstermektedir. Elde edilen bu sonuçlar, araştırmacıları, çocukları evlilik çatışmasının olumsuz etkilerinden koruyan faktörlerin neler olduğunu incelemeye yöneltmiştir. Bu doğrultuda öne sürülen çeşitli modeller zamanla birer teori hâlini almış ve evlilik çatışmasının çocuklar üzerindeki etkileri pek çok boyutuyla araştırılmıştır. Bu teorilerden biri olan duygusal güvenlik teorisi, evlilik çatışmasının çocukları hangi yollarla ve nasıl etkilediğini açıklamaya çalışır. Bu kitabın amacı, yaklaşık 20 yıldan fazla süredir çalışılan ancak ülkemiz için oldukça yeni olan duygusal güvenlik teorisini okuyucuya tanıtmaktır. Teori; farklı yaş grubundaki ergenlerde bağlanma, ebeveyn tutumu, ebeveyn ruh sağlığı ve kardeş ilişkisi bağlamında incelenmiştir. Kitabın; ebeveynlere, bu konuda çalışan uzmanlara, lisans ve lisansüstü eğitimi alan öğrencilere rehberlik edeceği düşünülmektedir.
James M. KAUFFMAN, Timothy J. LANDRUM, Pearson Duygusal ve Davranışsal Bozuklukları olan Çocukların ve Gençlerin Özellikleri'nin onuncu baskısı güvenilir araştırmalara, öğretmen odaklı sunumlara ve Duygusal ve Davranışsal Bozukluklar (DDB) ile ilgili kavramların açıklamalarına yer veren ve uzun zamandır kabul gören kitabın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Kitap, okuyucunun DDB'lerin tarihçesini, sorunlu davranışların kökenini, bozukluk tiplerini ve değerlemeyle ilgili işlemleri anlamalarına yardımcı olmak amacıyla temel kavramlar çerçevesinde tasarlanmıştır. Olgu Çalışmaları, Kişisel Düşünceler ve Derinlemesine Düşünmek İçin Sorular okuyucuyla ilişki kurmakta ve duygusal ve davranışsal bozukluğu olan öğrencilerin özelliklerini onlara göstermektedir.
Bu Baskıdaki Yenilikler

Kitabın dört kısımdan oluşan bir akış içeren formatı, kitabın içeriğini Başlangıç Noktası (I. Kısım); Olası Nedenler (II. Kısım); Davranış Bozukluklarının Türleri (III. Kısım) ve Değerleme'ye (IV. Kısım) odaklanacak şekilde yeniden düzenlemiştir.
Değerlemeyle ilgili olan ve birleştirilmiş olan bölüm (15. Bölüm), konuya daha basit ve daha yararlı olacak şekilde yaklaşmaktadır.
Sosyal beceri öğretimine yenilenmiş bir vurgu yapan kısım (III. Kısım), belirli bozuklukların değerlemesine ve bu bozukluklara yönelik müdahalelere ilişkin belirli amaçlar sunmaktadır.
Kullanılan 150'nin üzerinde yeni kaynak ile en yeni araştırma bulguları sunulmakta ve tüm kitap boyunca oluşturulan önerilere destek sağlanmaktadır.
Yeni tablolar ve şekiller, mevcut konuları ve eğilimleri ele almakta ve görsellerin ayrıntılarını vererek açıklayıcı bilgiler içermektedir.
George Mather Duyu ve algının temelleri kitabının 2. baskısı duyuların fizyolojisi ve psikolojisi konularında çok erişilebilir ve ilgi çekici bir şekilde sağlam bir temel sunar. Temel ve ileri düzey kurslar için mükemmel bir seçimdir ve herkes için bir referans kaynak olarak hizmet edecek genişlik ve derinliğe sahiptir.
— Patrick Cavanagh, Universite Paris Descartes, France, and Harvard University, USA

Mather, “gerçek dünya”nın birçok örneğini kullanarak, hem yeni hem de klasik deneysel bulgulara kapsamlı bir genel bakış açısı sunarak duyu ve algı konusunu hayata geçirmenin mükemmel bir işini yapıyor. Konuya yeni giren öğrenciler için kitap şiddetle
tavsiye edilir.
— Dr Jamie Ward, University of Sussex, UK

Bu, neyin sezildiğini ve neyin neden olduğunu açık bir şekilde tasvir eden beş duyudan oluşan eksiksiz bir kapsama sahip mükemmel bir kitaptır. Kitabın her bölümün sonunda anahtar terimleri ve mükemmel öğreticileri tanımlayan kullanışlı kutular vardır, böylece öğrenciler konuyla aktif olarak ilgilenebilirler.
— Professor Iain D. Gilchrist, University of Bristol, UK

George Mather yine yaptı! Algı öğrencileri bu ikinci baskı ile daha da mutlu olacaklar, özellikle şu anda son derece aktif olan iki araştırma alanında en gelişmiş bölümleri içerdiği için: çok sesli işleme ve sinestezi. Ayrıca, gerçek ve yapay dünyayı algılamada duyularımızın temel rolünü öğrenmek isteyen herkes için mükemmel bir kaynak olduğunu kanıtlayacaktır.
— Professor Frans Verstraten, Helmholtz Institute, Utrecht University, The Netherlands


Diğer algı ders kitaplarından farklı olarak bu kitap; yaş, cinsiyet, uzmanlık ve kültür gibi potansiyel farklılık kaynaklarını dikkate alan bireysel farklılıklar üzerine bir bütünlüğe sahiptir. Bu tam renkli 2. basım, aşağıdakileri içerecek şekilde gözden geçirildi ve güncellendi:
Tadı işleme ve algılama, dokunma algısı, perde algısı ve alıcı alan modellemesinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş kapsamı,
Sözcük algısı, etki sonrası boyut, kalabalıklaşma, sahne algısı ve optik akış ile ilgili yeni bölümler,
Algıdaki dikkat çekici etkiler üzerine yeni bir öğretici ile, çok-duyusal işleme ve sinestezi için ayrılmış tamamen yeni bir bölüm,
Sanatçılarda görsel disfonksiyon üzerine yeni bir öğretici.
Elinizdeki bu değerli eser; anahtar terimler, bölüm özetleri ve öğrenci ve eğitmen yardımcı kaynakları gibi bir dizi faydalı ders kitabı özelliğini içermektedir. Ayrıca, her bölümde, öğrencilerin yeni veya tartışmalı gelişmeler hakkında ek bilgileri araştırarak çalışmalarını ilerletmeleri için bir fırsat sunan ’öğretici’ bölümleri de vardır. Ayrıca, orijinal kaynak materyaline 700’den fazla referans, ilgili okuyucuyu uzman literatüre yönlendirmektedir.
Duyu ve Algının Temelleri, öğrencilere algısal deneyimlerimizin, dünyanın fiziksel özellikleri ve beynin biyolojik özellikleri ile nasıl bağlantılı olduğu ile ilgili ayrıntılı bir analiz sağlar. Psikoloji, fizyoloji ve nöroloji alanında çalışanlar için paha biçilemez bir kaynak olacak ve okuyucunun dünya algımızı temel alan karmaşık süreçlere dair güncel bir kavrayış elde etmesini sağlayacaktır.
Ali Serdar Yücel, Alpaslan Hamdi Kuzucuoğlu, Ayça Gürkan, Ayla Taşkıran, Bülent Kılıç, Demet Akarçay, Elif Karagün, Emine Demiray, Emre Yanıkkerem, Fatma Arpacı, Fatma Tezel Şahin, Gökşen Aras, Mihalis (Michael) Kuyucu, Murat Korkmaz, Nurhayat Çelebi, Nurullah Karta, Saliha Özpınar, Seda İnan, Sevgi Özkan, Sezer Er Güneri, Şadan Tokyürek, Şebnem Aslan, Şerife Güzel, Ümran Sevil, Yavuz Taşkıran, Zeynep Kurtulmuş Şiddet günümüzde gelişmiş ya da az gelişmiş bütün ülkelerin en önemli sorunları arasındadır. Kadına, çocuğa, yaşlıya ve doğaya yönelik yapılan şiddet engellenemez durumdadır. Şiddetin en önemli nedenleri arasında gösterilen eğitim, ekonomi, yönetim, algı, psikoloji, medya ve inanç kavramlarıyla ilgili sorunlar üzerine her gün yeni çalışmalar literatürde yer almakta ve yasal boyutta birçok düzenlemeler yapılmaktadır. Ancak teknoloji ve uzay çağını yaşadığımız bu dönemde hâlen insan­lığın çok uzun zaman önce geçmişte bırakması gereken şiddetle ilgili sorunlar artarak devam etmektedir.
Bu kitapta da, farklı açılardan şiddet boyutlarına, Türkiye ve Dünyada yaşanan şiddetin nedenlerine, geçmişten günümüze kadar olan gelişmeler ile her anlamda şiddetin yok edilmesinin nasıl sağlanacağı konularına yer verilerek, akademik çerçevede şiddet sorununa cevap aramayı amaçladık. Alanında uzmanlaşmış ve literatüre birçok eser kazandırmış akademisyenlerimizin kaleminden çıkan değerli çalışmaları siz okuyucularımızla paylaştık. Umudumuz ve hedefimiz şiddet ve şiddete neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması, bu anlamda sorun yaşayan tüm dünya insanlarına bir nebze de olsa katkı sağlamak, önerilerde bulunmak, yapılması gerekenlerin neler olduğuna değinmek ve toplumsal fayda unsurunu ortaya çıkarmaktır.
Ellen Flanagan Burns “Sesim komik mi geliyor? Ya sunumumda hata yaparsam herkes bana güler mi? Yüzme seçmelerinde başarısız olursam ne olur? Çok utanacağım!”
Thomas her zaman biraz utangaçtır, ancak son zamanlarda gerginliği yapmak istediği şeylerin önüne geçmeye başlar. Bunun üzerine artık biriyle konuşma zamanının gelmiş olabileceğini fark eder. Thomas, ebeveynlerinin ve bir terapistin yardımıyla sosyal kaygının beynini nasıl etkilediğinin yanı sıra bununla başa çıkmak ve mücadele etmek için bazı günlük araçlar ve stratejiler öğrenir.
Doktora Elizabeth McCallum'un, sosyal kaygı ve onunla başa çıkmak için kullanabileceğiniz bilişsel-davranışçı stratejiler hakkında daha fazla bilgi içeren “Okurlar İçin Notlar”ını da kitabın sonunda bulabilirsiniz.
Gülten Ülgen Bu kitap; tüm öğretmen ve öğretmen adaylarına, eğitimle ilgilenen insanlara bireyin davranışlarını anlama ve onlara destek vermek amacıyla yazılmıştır. İçeriğin oluşturulmasındaki temel görüşler giriş bölümünde açıklanmıştır.
İsveçli Psikolog Jean Piaget’nin söylediği gibi “İnsanı eğitmek ya da insana öğretmek, onun doğasının kendi yönünde gelişmesine yardım etmekten başka bir şey değildir”. “Öğretim sanatı öncelikle, içinde bulunduğumuz anda çocuğun bireyin güçlerine ahenkli bir mesajla dayanak oluşturmaya dayalıdır”. Bu kitaptaki bilgiler, reçete niteliğinde değildir. Bilgilerin, bu ahenkli mesaja seçenekler ve öğretmenin yaratıcılığına olanak tanıyan bir dayanak oluşturacağı umulmaktadır. Öğretmen özgürce seçeneklerden tercihini yapabilir.
Ayşen BAKİOĞLU, Halil EKŞİ, Orhan AKINOĞLU, Müge AKBAĞ, Süleyman AVCI, Azize Nilgün CANEL, Seval ERDEN, Faruk LEVENT, Mustafa OTRAR, Ayşin SATAN, Makbule KALI SOYER, Semai TUZCUOĞLU, Müge YÜKSEL, Meral SERT AĞIR, Ahmet KATILMIŞ, Tuncay AKINCI, Dilek PEKİNCE Eğitim Psikolojisi kitabı, öğretmenlere sınıf içindeki aktivitelerinde öğrencilerini tanıyabilmelerine, gelişim özelliklerini görebilmelerine, farklılıklarını anlayabilmelerine, düşünme stillerinin fark edebilmelerine, problem çözebilmelerine, ilişkilerini düzene koyabilmelerine, bireyi öğrenme ve öğretme boyutlarıyla anlamlandırabilmelerine yardımcı olacak şekilde teori ve uygulamayı dengelenmek suretiyle tasarlanmıştır. Kitabın sadece öğretmenlere değil, okulda öğrenci davranışlarını anlamlandırmaya çalışan yönetim ekibine, rehber danışmanlara, eğitim politikası üretenlere, çocukları büyürken davranışlarını ve özelliklerini anlamaya çalışan ebeveynlere katkı sunması beklenmektedir. Kitap üç ana kısımdan oluşmaktadır: (1) Öğrenciler, (2) Öğrenme-Motivasyon ve (3) Öğretim. Öğrenciler Kısmı'nda; bilişsel gelişim, duygusal ve sosyal gelişim bağlamında kişilik gelişimi, ahlak gelişimi ve eğitimi, gelişim dönemleri ve görevleri ve bireysel farklılıklar konuları incelenmiştir. Öğrenme-Motivasyon Kısmı'nda; öğrenmede davranışçı yaklaşım, bilişsel yaklaşım - bilgiyi işleme modeli, sosyal bilişsel teori, derslere öğrenci merkezli yaklaşım, motivasyon, özel eğitime muhtaç öğrencilerin öğrenmesi konuları yer almaktadır. Öğretim Kısmı'nda ise öğrenme-öğretme ortamında sınıf iklimi, etkili öğrenme-öğretme ortamı, okulda zorbaca yaklaşımlar ve iş birliği ile müdahale edilmesi (iş birliğine dayalı öğretim yöntemleri) konuları ele alınmıştır.
Bölümler arası referans verilerek konunun açılımlarına işaret edilmeye dikkat edilmiş, bölüm metinlerinin aralarına yeri geldiğinde düşünme ve tartışmaya yol açacak sorular, bölüm sonlarına çoktan seçmeli değerlendirme soruları yerleştirilmiştir. Teori ve uygulama kısımları birbirini tamamlayacak şekilde yeri geldiğince vakalara, örnek olaylara, diyaloglara ve çizimlere yer verilerek hazırlanmıştır. Çocuğun ve öğrencinin dünyayı, hayatı, çevreyi, öğrenmelerini anlamlandırma çabalarının ve ona destek ve yardım ilişkilerinin daha iyi anlaşılması sağlanmaya çalışılmıştır. Kitap; teori ve araştırma temelli altyapı vermesi, uygulama içinden ilginç vakalar sunması, okunmasının kolay olması, sorularla düşünmeye yol açması, çağdaş-güncel gelişmeleri içermesi ve çeşitli pencerelerden olaylara yaklaşması açısından yararlı bir hizmet sunma amacıyla hazırlanmıştır.
John W. Santrock John Santrock’un Eğitim Psikolojisi kitabı, kuramsal bilgilerin araştırma bulgularıyla desteklenmesinin yanı sıra öğretmen hikâyeleri, vaka sunumları ve okurların her bir bölümdeki konuya ilişkin öz değerlendirmelerini yapmalarını sağlayacak şekilde oldukça kapsamlı olarak hazırlanmıştır.
Bu kitabın sadece öğrencilerin eğitim psikolojisine ilişkin yeni bilgiler öğrenmesine değil aynı zamanda eğitimcilerin var olan bilgilerini zenginleştirmesine ve bazı konulara ilişkin yeni bir bakış açısı kazanmalarına katkı sağlayacağına inanıyoruz.
Robert E. Slavin Ünlü eğitim psikoloğu Robert Slavin'in Eğitim Psikolojisi kitabının onuncu baskısı, kuramı uygulamaya aktarma konusunda önemli bir eksikliği gidermekte ve öğretmenlerin sınıfta ihtiyaç duyabilecekleri alanlarda uygulayabilecekleri bilgileri içermektedir.
Kitap, düşünen ve bilinçli bir öğretmenin uygulayabileceği en yeni araştırmaları sunarak, bilinçli öğretmen üzerine odaklanmaktadır. Slavin'e göre bilinçli öğretmen, uygulamasını devamlı surette yansıtan ve bu uygulamaların öğrencileri nasıl etkilediği hakkında net bir düşünceye dayalı olarak öğretim kararları veren kişidir.
Bu kitapta okuyucular alanda önemli ve yeni ortaya çıkan bazı konular ile karşılaşmaktadır. Bu konulardan bazıları; 21. yüzyıl becerileri, ilk yıllarda dil ve okuma yazmanın gelişimi, iki dilli eğitim, nöroloji alanındaki yeni araştırmalar, iş birliğine dayalı öğrenme konusundaki son araştırmalar, okuma sorunu yaşayan okuyucular için özel yardım, küçük gruplarla çalışma ve bilişim alanındaki en yeni araştırmalar, gelişmeler ve uygulamalardır. En ince ayrıntısına kadar güncel olan alıntılar, kitabın en güncel araştırmalar üzerine temellendirildiğinin bir göstergesidir. Bu kitapta, 656 yeni ve güncellenmiş kaynak bulunmaktadır. Bu kaynakların % 55'i 2000 yılı sonrasına aittir.
Robert Slavin, akademik derinliğini sergilerken aynı zamanda sanki ders anlatır gibi okuyucuları ile yüz yüze buluşmayı da amaçlamaktadır. Kitap yeni ve farklı bir yaklaşımla pek çok teorik bilgiyi uygulamalı olarak sunan, teorik bilgilerin kavramsal olarak uygulamaya nasıl dönüştürüleceğini göstererek öğretmeyi amaçlayan ve bunda başarılı olduğu açıkça belli olan iyi bir başvuru ve ders kitabı olarak öğrencilere ve eğiticilere önerilmektedir.
Abdullah Sürücü, Ali Eryılmaz, Binnaz Kıran Esen, Birol Alver, Cengiz Şahin, Davut Aydın, Fikret Gülaçtı, Güldener Albayrak, Habib Hamurcu, Halük Ünsal, Hatice Kumcağız, Kemal Baytemir, Kemal Öztemel, Mücahit Dilekmen, Remziye Ceylan, Rezzan Gündoğdu, Zeynep Karataş Eğitim Psikolojisi, eğitim ile psikolojinin birleştiği alanı ifade eden ve psikoloji bulgularının bireyin eğitiminde nasıl kullanılacağını araştıran bir psikoloji dalıdır. Bu bakımdan eğitim psikolojisi bulgularından, öğretmenlerden anne-babalara kadar herkes yararlanmalıdır. Kitabımız, üniversitelerimizin eğitim fakültelerinde ders veren öğretim üyelerinin ortak çalışmasının bir ürünüdür. On yedi bölüm hâlinde düzenlenen kitap, üniversitelerin farklı fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokulları ile pedagojik formasyon eğitimi sertifika programlarında öğrenim gören öğrencilerin teorik ve uygulamaya yönelik gereksinimlerini karşılamak amacıyla yalın ve anlaşılabilir bir dil ve uygulanabilir bir içerikle “ders kitabı” ve “kaynak kitap” olarak hazırlanmıştır. İnsan eğiten kim olursa olsun, bu kitabı okusun diyoruz.
Ramazan Arı Bu kitabın hedef kitlesi öncelikle öğretmen adayları, öğretmenler ve eğitim psikolojisine ilgi duyan kişilerdir. Kitap hazırlanırken “eğitim işinin, bilimsel bilgiye dayalı profesyonelce yapılması gereken bir meslek olduğu” prensibiyle hareket edilmiştir. Bu bağlamda, yazarın ne anlatmak istediğinden çok, okuyucunun nasıl anlayacağı dikkate alınmıştır. Bu nedenle kitap, “gelişim” ve “öğrenme” olmak üzere iki bölüm olarak tasarlanmıştır. Kitabın gelişimle ilgili bölümü hazırlanırken kuram temelli anlayış yerine çocuk ve ergenin gelişim dönemlerini temel alan bir yaklaşım benimsenmiştir. XI. konu ve sonrası, “güdülenme” ve “sınıf yönetimi”ne ayrılmıştır. Güdülenme ve sınıf yönetimi konuları ayrıntılı olarak ele alınarak uygulayıcıya rehberlik edilmiştir. Bu yolla kitaba bir bütünlük kazandırmak amaçlanmıştır.
Hülya Aksakal Kuc Bu kitapta, eğitim ve gelişim psikolojisinin kapsamına giren bazı konu başlıklarına yer verilmiştir. Kitap, eğitim ve gelişim psikolojisine ilgi duyan her kesimden bireylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Araştırmacı, öğretmen, ebeveyn ve psikoloji, PDR, sosyal hizmet, sosyoloji alanında öğrenim gören öğrencilerin faydalanabilecekleri bu kitapta eğitim ve gelişim psikolojisinde güncel konular hem alan yazın bağlamında hem de öneriler bağlamında zenginleştirilmiş bir şekilde işlenmiştir.
Problem çözme becerisi, duygularımızın farkında olma, duygularımızı yönetme yani kısaca duygusal yeterlilik, psikolojik sağlamlık, stres yönetimi gibi bizleri hayatta daha güçlü kılabilecek birtakım yöntem ve teknikleri öğrenmemiz, çocukluk çağında yaşadığımız travmalarımız ve bağlanma stillerimizi bilmemiz, duygularımız ve yaratıcılığımızın farkında olmamız gibi bizlerin gelişimi için önemli konuların yanı sıra gelişimimizi olumlu yönde etkileyecek olumlu çocukluk yaşantıları ve yaratıcılık konusu da kitapta yer almıştır. Ayrıca toplumların yüzde ikilik bir kısmını oluşturan üstün yetenekli bireylerin tanılanması, eğitimi ve günümüzde ikiz ya da diğer çoklu doğumların fazlalaşması ile ortaya çıkan ikiz çocukların sınıf yerleşimi gibi konular da kitabın içinde yer alan diğer bölümleri oluşturmaktadır.
A. Pınar Vural, Ayhan Öztürk, Belma Doğan Güngen, Cem Gökçen, Fatih Dağdelen, Gülis Kavadar, İdris Kaya, İsmet Melek, Murat Güntel, Pınar Karadeniz, Selenay Yücel, Sevda Dolapçıoğlu Eğitim alanında yaşanan değişimlerin hızlı yükselişi, öğrenme konuları üzerinde farklı disiplin bakış açılarına ihtiyaç duyulmasını ortaya çıkarmıştır. Değişim; anne-baba ve eğitimcilerin bazı konularda çözüm yolu bulmak için zorlanmalarına neden olmuştur. Ayrıca öğretmenler pandemi döneminden sonra öğrenme sorunlarının farklılaştığı üzerine görüş bildirmektedir. Tüm bu ihtiyaçlardan dolayı bu kitapta, farklı disiplinlerden gönüllü birçok uzman, bir araya gelerek eğitim konuları üzerine çözüm önerilerini, görüşlerini ve tecrübelerini sunmuşlardır. Kitap, öğrenme konuları içerisinde en çok ihtiyaç duyulan konuların neler olduğu üzerine öğretmen ve öğrencilerden görüş alınarak oluşturulan başlıkları kapsamaktadır. Kitabın amacı, bu öğrenme konularını birden fazla uzman hekim ve eğitimcinin iş birliği ile değerlendirmektir. Ayrıca eğitim fakülteleri öğretmenlik uygulamaları dersi için fayda sağlayabileceği düşünülmektedir. Anne, baba ve eğitimcilerin iyi nesil yetiştirme gücünü artırmak üzere yazılan bu kitabın “çocuklara” fayda sağlaması dileğiyle...
Ayşe Tuğba Öner, Berna Karakoç, Beyza Aksu Dünya, Erkan H. Atalmış, Esen Turan Özpolat, Halil İbrahim Sarı, Hülya Yürekli, İbrahim Delen, İbrahim Yıldırım, Kevser Eryılmaz, Lokman Akbay, M. Fatih Karacabey, Mahmut Kalman, Mesut Yıldırım, Murat Doğan Şahin, Ragıp Terzi, Sedat Şen, Serkan Uçan, Sevilay Çırak Kurt, Tuncer Akbay Doğayı anlama ve bilinmeyeni keşfetme arayışı içerisinde olan insana bu süreçte en çok ışık tutan şüphesiz bilimsel yöntem olmuştur. Bilimsel yöntem tarih boyunca farklı safhalardan geçmiş; bilim insanlarının üzerinde uzlaştığı bir bilimsel araştırma sürecinin netleşmesi çok uzun yıllar almıştır. Bu süreçte bilim farklı felsefelerden etkilenmiş ve farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Fen ve sosyal bilimlerin pozitivist bakış açısı ortak olmakla beraber sosyal bilimlerde post-pozitivist, sosyal yapılandırmacı ve pragmatist bakış açıları da bilimsel bir yaklaşım olarak kabul görmektedir. Sosyal bilimler çatısı altında yer alan eğitim bilimleri de sosyal bilimlerdeki metodolojiyi takip etmektedir. Eğitim bilimcilerin kendi alanlarına hâkim olmaları kadar bilimsel metodolojiye de hâkim olmaları gerekmektedir. Bu alanda yayımlanacak kitaplar, eğitim araştırmacılarının ihtiyaçlarını gidermesi bakımından önem arz etmektedir. Bu bağlamda hazırlanan “Eğitimde Araştırma Yöntemleri” kitabı, eğitim alanında örnekler ve ayrıntılar ile zenginleştirilmiş bir bilimsel araştırma yöntemleri kitabıdır.
Bu kitap, Eğitim Fakültelerinde ve Enstitülerinde lisans ve lisansüstü düzeyde ders kitabı olarak okutulabilecek niteliktedir. Kitabın kapsamı ve içeriği dikkate alındığında, ders kitabı olarak kullanılabilmesinin yanı sıra eğitim araştırmacıları için bir kılavuz niteliğinde akademik bir kaynak olduğu da görülecektir. Alanyazında yer alan araştırma yöntemleri kitaplarının çoğu, tek bir yaklaşıma odaklanma eğiliminde iken bu kitapta her yaklaşıma detaylı bir şekilde yer verilmeye çalışılmıştır.
Kitabın ilk kısmında bilimsel araştırmanın temelleri, bilmenin yolları, bilimsel araştırma süreçlerine yön veren paradigmalar, bilimsel araştırma süreci ve etik kurallar yer almaktadır. İkinci kısımda araştırma probleminin tanımlanması ve literatür taraması ile örneklem ve örnekleme yöntemleri konularına değinilmiştir. Kitabın üçüncü kısmında araştırma yöntemleri detaylı bir şekilde sunulmuş olup her bir yöntem eğitim alanından bir örnek ile desteklenmiştir. Dördüncü ve beşinci kısımda sırasıyla veri toplama ve analiz tekniklerinden bahsedilmiştir. Kitabın son kısmında ise bilimsel araştırmaların raporlanması ayrıntıları ile sunulmuştur.
Metin Özkan, Yeşim Özer Özkan, Şule Betül Tosuntaş, Nuray Yıldırım, Zehra Keser Özmantar, Metin Özkan, Yeşim Özer Özkan, Ramazan Cansoy, Muhammet Emin Türkoğlu, Selahattin Turan, Yeşim Özer Özkan, Sabiha Dulay, Elif Aydoğdu Eğitimde Araştırma Yöntemleri, bilimsel araştırmaların desenlenmesi, verilerin toplanması, analiz edilmesi ve raporlanmasına dair bilgiler veren bir başucu kaynağı niteliğindedir. Kitabın birinci bölümünde; “Araştırmaya neden ihtiyaç duyarız?” sorusuna cevap aranmış, bir öğretmen adayının veya eğitim bilimcinin araştırmacı kimliğinin nasıl olması gerektiği üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde; eğitim araştırmalarının planlanması süreçleri bütün yönleriyle tartışılmış, söz konusu süreçler örneklerle desteklenmiştir. Üçüncü bölümde; “Araştırmaya nereden başlamalıyım?” sorusu cevaplandırılmaya çalışılmış, alanyazın taraması, birincil kaynaklara ulaşmanın yol ve yöntemleri, eğitim bilimleri alanının belli başlı veri tabanları, dergileri ve internet kaynaklarına yer verilmiştir. Dördüncü bölümde; araştırmaların ilk adımı olan problem, problem seçimi ve yazım süreçleri etraflıca açıklanmıştır. Beşinci bölümde; eğitim araştırmalarında sık kullanılan araştırma türleri; altıncı bölümde, eğitim araştırmalarında problemin çözümü için kimlere ve nereye başvuracağınıza dair yol ve yöntemler tartışılmıştır. Yedinci bölümde, verilerin çözümü için ihtiyaç duyulan verileri elde etme usulleri; sekizinci bölümde, verileri analiz etme teknikleri; dokuzuncu bölümde, ulaşılan sonuçların doğruluğunu ve inandırıcılığı kontrol etme hususları etraflıca ele alınmıştır. Bu kitabın onuncu bölümü ise öğretmen ve öğretmen adayları için çok önemli olduğunu düşündüğümüz “bir eylem araştırmacısı olarak öğretmen” konusunu detaylı olarak ele almaktadır. Bu kitabın on birinci ve son bölümünde ise eğitimde etnografi araştırma ve süreçleri açıklanmıştır.
Arzu Küçük, Asiye Şengül Avşar, Ayşe Çi̇ftçi, Demet Baran Bulut, Fazilet Taşdemir, Hakan Şevki Ayvacı, Hasan Bağ, Mehmet Küçük, Mehmet Küçük, Mustafa Sami Topçu, Ömür Kaya Kalkan, Serkan Sevim, Sinan Bülbül, Yılmaz Kara Bilgi üretmenin araçlarından biri olan bilimsel yöntemin kişi ve/veya kurumlar tarafından kabul edilebilmesi için büyük bir mücadele verilmiştir. Bugünlerdeki esas tartışma ise bilimsel yöntemin ne ölçüde işe yarar olduğuna değil 7'den 77'ye topluma nasıl öğretileceğine yöneliktir. Bu amaçla hem yurt içinde hem de yurt dışında çok sayıda yöntem kitabı yayımlanmıştır. Bu kitaplarda; kendilerini akademide konumlandıran yazarların, okuyucuyla empati kurarak işi kolaylaştırmak yerine öğreticilik rollerinin doğası uyarınca yöntem bilgisinin klasik sunumuna odaklandığı açıktır. Buna karşın 21. yy.'da bile toplumun büyük bir kısmının bilimsel yöntem hakkındaki bilgilerinin ve inançlarının sınırlı olması, işe koşulan eylem stratejilerinin -en azından yeterince- başarılı olmadığını ortaya koyar. Bu kitabın yazarları ise farklı olarak, okuyucuyla empati kurarak bilimsel araştırmanın tasarımından uygulanmasına, veri analizinden raporlanmasına kadar tüm süreç boyunca neler yapılacağından çok neler yapıldığını, kendi öğrenme yaşantılarına da atıf yaparak popüler bir dille açıklamaya çalışmışlardır. Dolayısıyla okuyucuya yalnızca bilimsel bir şeyler yapmasını söylemek yerine bunun nasıl yapılacağını açıkça göstermeyi ilke olarak benimsemişlerdir. Bu bağlamda farkı ilk bölümle birlikte hemen hissedilecek eser, bilimsel bir şeyler yapma hedefi olan çocuklardan yetişkinlere kadar önemli bir kitlenin bilimsel araştırma sürecine katılmasını kolaylaştıracaktır.
Yıldız Kuzgun, Deniz Deryakulu, Ali Şimşek, Binnur Yeşilyaprak, Balaban Salı, Metin Pişkin, Fatma Hazır Bıkmaz, Berrin Eylen Özyurt İnsanlar arasında sayılamayacak kadar çok farklılık olması, eğitimcilere hem her öğrencinin bireysel yetenekleri ve isteklerine hem de toplumun olanakları ve gereklerine uygun eğitim ortamları ve öğretim programları hazırlama sorumluluğu yüklemektedir. Eğitim ortamlarında bireylere tasarlanan davranışları kazandırmak için yapılan işlemlerde başarı, her birinin yapısının böyle bir uygulamaya ne derece uygun olduğunun bilinmesine bağlıdır. Bu gerçeği gören eğitimciler, öğretme/davranış değiştirme işlemlerinde etkili olan belli başlı kişilik özelliklerinin belirlenmesi, ölçülmesi ve eğitim ortamlarında uygulanması konularında araştırmalar yapmışlardır ve yapmaya devam etmektedirler.
Bu eserde; bilişsel özellikler olarak zekâ, öğrenme biçimi, önbilgi, ilgi, güdülenme, duyuşsal özellikler olarak öz yeterlik inançları, denetim odağı, içe dönüklük/dışa dönüklük, epistemolojik inançlar ve cinsiyet algısı gibi eğitimde başarıyı etkileyen konular ele alınmıştır. Her konu, alanında yetkin yazarlar tarafından, yurt dışında ve yurt içinde yapılmış araştırmaları içerecek şekilde kapsamlı ve kolay anlaşılır bir üslupla yazılmıştır. Bu niteliği ile “Eğitimde Bireysel Farklılıklar”, eğitim ve psikoloji alanında öğrenim gören lisans ve lisansüstü öğrenciler için yararlı bir kaynaktır.
Ahmet Durmaz, Ali Duran, Ali Yakar, Bahar Yakut Özek, Besim Can Zırh, Betül Bulut Şahin, Davut Sarıtaş, Emin Tamer Yenen, Erdem Oklay, Fatih Mutlu Özbilen, Fatma Başarır, Fikriye Kanatlı Öztürk, Hale Kızılcık, İrem Namlı Altıntaş, Mehmet Özcan, Nur Ütkür, Seda Ata, Seda Okur, Selçuk Yusuf Arslan, Sevda Dolapçıoğlu, Sümeyye Konuk, Yeliz Bolat Türkiye’nin eğitim sisteminin arzu edilen düzeye gelmesi uzun ve emek isteyen bir süreçtir. Bu süreçte birçok paydaşın önemli görevleri vardır. Eğitim sisteminin paydaşları; politikacılar, akademisyenler, eğitim yöneticileri, öğretmenler, veliler ve öğrenciler olarak sıralanabilir. Sistemin yönünü bilimsel anlamda çizecek olan kişilerin akademisyenler; bu yönün yasal anlamda varlığının oluşturulmasında politikacılar; sahada sistemin güçlü ve verimli olmasında eğitim yöneticileri ve öğretmenler önemli rollere sahiptirler. Bu bağlamda eğitim sisteminin verimli ve güçlü bir duruma gelmesinde birden fazla paydaşın ortak çabası gereklidir.
Yukarıdaki düşünceler ışığında ortak çalışmaların bilim temelli yapılması, sistemi istenilen noktaya ulaştıracaktır. Bu kapsamda eylem araştırmaları sadece bir yöntem kitabı değil aynı zamanda paydaşların uyumlu bir şekilde çalışmasında bilimsel bir yol göstericidir. Eserin başta akademisyenler, lisansüstü araştırmacılar ve öğretmenler olmak üzere eğitim sistemindeki tüm paydaşlara, özellikle program geliştirme çalışmalarına faydalı olması temennimizdir.
Aykut Karahan, Aziz Teke, Bünyamin Han, Cemal Tatlı, Ceyda Aydos, Çiğdem Çelik Şahin, Gizem Engin, Göksu Çiçekli Koç, Harun Reşit Yel, Hasan Aykut Karaboğa, Hüseyin Miraç Pektaş, İpek Saralar-Aras, Mehmet Ali Kalyon, Muhammet Ü. Öztabak, Murat Polat, Nejdet Çelik, Orhan Karamustafaoğlu, Özlem Üzümcü, Seda Şahin, Tuğba Karaboğa, Yaşar Dilber Bugün hayatın her noktasını etkilemeye başlayan “Metaverse”, “Yapay Zekâ”, “Dijitalleşme”, “Uzaktan Eğitim”, “Eğitim 4.0”, “Alfa Kuşak”, “Z Kuşağı” gibi gerçekliklerden bahsedilmektedir. Bahsi geçen konularla birlikte insanlığın “Dijital Çağ” olarak adlandırılan yeni bir dönemi yaşamaya başladığı düşünülmektedir. Elbette insan hayatının her köşesini etkileyen böylesine bir dönüşümün eğitim ve eğitimin yapı taşları olan okullar ve eğitim öğretim faaliyetleri üzerinde de önemli etkileri olması kaçınılmazdır. Öte yandan her dönemin olduğu gibi bahsi geçen bu dönemin de kendine has bir ruhu vardır. Bu bağlamda bu dönemi nev-i şahsına münhasır karakteriyle, ruhuyla anlayabilmek önem arz etmektedir. Bu noktada dijital çağın ve bu dönemin öğrencilerini oluşturan kuşakların öğretim faaliyetleri de değişikliğe uğramaktadır.
Özlem Erden Başaran, Merih Uğurel Kamışlı Dünyada olduğu gibi ülkemizde var olan ve farklı nedenlere bağlı olarak artan kültürel çeşitlilik, beraberinde kültürlerarası iletişim gerekliliğini getirmektedir. Özellikle okul ve sınıflarda artan kültürel çeşitlilik, daha yakından gözlenmekte ve eğitim faaliyetlerinin kapsayıcı bir şekilde yürütülmesi için kültürlerarası iletişim yaklaşımı gibi sürdürülebilir barışı destekleyici eğitim yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Eğitimde Kültürlerarası İletişim kitabı, bu konu ile ilgili temel kavramları, kültürlerarası iletişimin önündeki engelleri, sınıf ve okullarda uygulanan başarılı ve başarısız uygulamaları, kültürlerarası iletişimde yaygın şekilde kullanılan eğitim yaklaşımları ve bu yaklaşımlara dayalı uygulama örnekleri sunarak kültürlerarası iletişim konusunda doğru bilinen yanlışları düzeltmeyi ve kültürlerarası iletişim uygulamalarını yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır. Bu çalışma, kültürel çeşitlilik ve iletişim konusunda farkındalık oluşturmak ve bu yönde eğitim öğretim faaliyetlerini zenginleştirmek isteyen eğitimcilere destek olmak için tasarlanmıştır.
Ayşe Büşra Subaşı Yurtçu, Başak Çalık, Cengiz Alacacı, Çiğdem Kılıç, Emine Ayyıldız, Hande Arslan Çiftçi İbrahim Hakan Karataş, Ömer Avcı, Özcan Erkan Akgün, Yeşim Güleç Aslan, Zeynep Çiğdem Özcan Eğitimin en temel bileşenlerinden biri olan motivasyon, Türkçe alan yazında hak ettiği şekilde yerini bulmuş değildir. Bu kitapta, eğitimin olduğu tüm ortamlarda eksikliği hissedilen motivasyon konusu hem kuramsal olarak ele alınmış hem de nasıl uygulanabileceği tartışılmıştır. Üç bölümden müteşekkil kitabın ilk kısmında motivasyon kuramları irdelenirken, ikinci kısımda motivasyona gelişimsel olarak yaklaşılarak erken çocukluk, okul dönemi, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde motivasyon ele alınmıştır. Kitabın üçüncü kısmında ise öğrenme ve öğretme süreçlerinde motivasyona odaklanılarak özel eğitim, matematik eğitimi ve öğretmen motivasyonu konularına değinilmiştir.
Kendi alanlarında uzman olan akademisyenlerin kaleme aldığı bölümler gerek konuları ele alma tarzıyla gerekse de akademik dili itibarıyla daha ziyade araştırmacılara hitap etmektedir. Ancak motivasyon konusuna ilgi duyan ve bu konuda bilimsel çalışmalardan yararlanmak isteyen herkes için faydalı olabileceği düşünülmektedir.
Thomas W. Hewitt Eğitim programının temel unsurlarının yer aldığı eserde ayrıca program geliştirmeye yönelik perspektifler, kuramsal yaklaşımlar, tarihî geçmiş, sosyokültürel boyutlar ve eğilimler; yüzlerce yıldır eğitim bilimcilerin cevap aradığı “Neyi, neden öğretiyoruz?” sorusu açısından ele alınmıştır. Eğitim sistemlerinin başarısı eğitim programlarının tüm boyutları ile düşünülerek geliştirilmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi açısından çok büyük öneme sahiptir. Nitelikli insanın yetiştirilmesinin yanı sıra bilgi çağının gereksinimleri ve bireylerin ilgi yönelimlerine uygun olarak “Ne öğretiyoruz?” ve öğretilenlerin ne kadar anlamlı olduğuna odaklanan “Neden öğretiyoruz?” sorularına ilişkin eleştirel bir perspektif kazandırmak amaçlanmaktadır. Bu eserin Türkçeye kazandırılması, eğitim bilimleri alanında çok sayıda lisans ve lisansüstü öğrenci bulunması ve ülkemizdeki lisansüstü programları alanındaki kaynak sayısının arttırılması açısından önemlidir.