Madde ve Diğer Bağımlılıklar \ 1-1
Yıldırım B. Doğan Alkol bağımlılığı konusunda önemli bir husus, alkol içen herkesin bağımlı olmadığı ancak içen herkesin bağımlı olma tehlikesinin aynı boyutta olduğudur. Elinizdeki kitap yalnızca tedavi gören, görmek isteyen ya da görmüş olan alkol bağımlılarını ve hekimi değil, içen veya içmeyen başka pek çok okuru hedef kitlesine alan bir kitaptır. Amacına ulaşma yolunda açık seçik, yalın ve görünür nitelikteki bilgiyi araç olarak kullanmaktadır.
Bu nitelikteki bir bilgi ne işe yarar? Bu nitelikte bir bilgi meslek kişisinin zihnine düzen vermesini sağlar. Ona sunduğu bilgiler sonraki öğrenmelerin kapısını açacaktır. Aynı nitelikte bir bilgi yalnızca belirli bir tıp alanını değil, toplumun tümünü ilgilendiren bir soruna bakarak meslekten olmayan kişi için konu odağında farkındalığın artmasını sağlar.
Yıldırım B. Doğan Toplum, doğa gibi hareketli bir sürecin adıdır. Hareketlilik doğada canlı ile cansızı, toplumda ise yalnızca insanları kapsar. Hareketlilik doğada evrim, toplumda kültür adını alır. Toplumsallaşanlar birbirini tamamlamayı öğrenmiş olanlardır. Toplumsal bütünlük böyle sağlanır. Toplum, tek bir insanından dahi vazgeçemez! Yoksa ne toplumsal bütünlük ne de bireyin varoluşu gerçekleşir. Madde bağımlısı, kendini toplum zararlısı gibi gördüğünden toplumun ondan vazgeçtiğine inanır. Toplum tek bir bireyinden bile vazgeçmez! Ondan vazgeçen aslında kendisidir. Sonuçta bağımlı, toplumun inşasında tamamlayıcı rolünü göremez. Bağımlı ve bağımlıya göre toplum aynı ön yargıyı paylaşırlar.
Bağımlı ile karşılaşan hekime düşen, arındırma işlemi sırasında başlayarak ön yargılarını yıkmak üzere bağımlıya yardım etmektir. Bağımlının öz saygı, öz sevgi ve öz değerini yeniden ve işlevsel biçimde ele almasını sağlar. Böylece bağımlının toplumsal varoluşu yeniden yapılanacaktır.
Hekim, bağımlı ve toplum arasında köprü işlevselliğindedir. Bu köprü duyarlı bir dengeyi gerektirir. Kitabım bu dengeye süreklilik ve kararlılık sağlamak adına önemsediğim bir katkıdır.
Salih Yaşar ÖZDEN 1972 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. 1983 yılında Adli Tıp Doçenti oldu. 1987 yılında Psikiyatri Doçenti oldu. 1989 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne Başhekim olarak atandı. Hâlen aynı hastahanede klinik şefi olarak görev yapmaktadır.

Yazarın diğer kitapları:
Adlî Tıp (iki baskı yapmıştır), Uyuşturucu Madde Bağımlılığı, Teşhis-Tedavi-Tedbir, 500 Soruda Uyuşturucu Madde Bağımlılığı.
Jenny Svanberg Zararsız bir alışkanlık ne zaman bağımlılığa dönüşür?
Neden yalnızca bazılarımız bağımlı olur? İyileşmeyi mümkün kılan nedir?
Bağımlılık Psikolojisi, bağımlılığı çevreleyen psikolojik sorunlara etkileyici bir giriş niteliğindedir. Bu sorunların sosyal politika ve iyileşme ile ilişkisiyle birlikte bağımlılığın günlük yaşamdaki etkilerini inceler. Kitap, uyuşturucu ve alkol bağımlılığına odaklanır. Bunun yanında, iyileşmede sosyal çevrenin önemi gibi konuları ele alır. Kitap aynı zamanda insanların kumar, oyun ve seks gibi aktivitelere nasıl bağımlı hâle geldiğini araştırır.
Hâlâ bağımlılığı damgalayan bir toplumda, Bağımlılık Psikolojisi, şefkatin önemini vurgulamakla beraber, bağımlılık deneyimi olan herkese derin bir içe bakış sunar.
Dilek Öker Keleş, Zeki Yüncü Madde kullanımı, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir sorun hâline gelmiştir. Madde kullanımı sonrası fiziksel, psikolojik, sosyal anlamda olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Astım, bronşit, nefes darlığı, mide ve bağırsak rahatsızlıkları gibi fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra anksiyete, depresyon, uyku problemleri, öfke kontrolünde zorlanma gibi ruhsal sorunlar görülebilmektedir. Giderek kronik kullanımla birlikte aile ve arkadaş ilişkilerinde bozulmalar, iş performansında düşüşler ya da işini kaybetme, maddi sıkıntıların olması gibi sosyal sorunlar da yaşanmaktadır.
Bağımlılık bir beyin hastalığı olarak tanımlanmaktadır. Beynin hemen hemen tüm fonksiyonları bağımlılık yapıcı maddenin etkisinde kalmaktadır. Frontal korteks etkilenen beyin bölgelerinden biridir. Bu bölge öğrenme, algılama, dikkat, hafıza ve karar verme gibi bilişsel işlevlerden sorumludur. Bu bölgenin etkilenmesi yürütücü işlevlerin etkilenmesine neden olmaktadır. Bunun yanı sıra bu kişiler, olayları akıllarında tutamamakta, öğrenme ve algılama becerileri zayıflamakta, dikkat ve konsantrasyonda sıkıntı yaşamaktadır ve dürtüsel şekilde kararlar verebilmektedirler. Madde etkisinde anlık ve aceleci kararlar alınması riskli sonuçları beraberinde getirebilmektedir.
İşte bu gerekçe ile bağımlılığı olan bireylerin yaşama katılımlarını ve yaşam kalitelerini artırmaya yönelik karar verme becerilerini güçlendirmeye yönelik bir müdahale programı geliştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Madde kullanımı olan bireylerin hızlı ve/veya dürtüsel hareket etmeksizin daha dikkatli nasıl karar verebilecekleri konusunda farkındalık kazanmaları ve karar verme mekanizmaları üzerinde etkili olabilecek diğer faktörlere ilişkin bilgi sahibi olmaları amacıyla karar verme becerileri müdahale programı geliştirilmiştir. Altı oturumdan oluşan bu müdahale programında karar verme nedir, karar verme süreçleri, karar verme basamakları, karar verme stilleri, madde kullanımı ve karar verme, stres ve karar verme, dürtüsellik ve karar verme gibi konulara yer verilmiştir. Karar vermemizi etkileyen belirlenen bu süreçlerde “içgörü” geliştirilmesi hedeflenmiştir.
Hülya YELTEPE ERCAN Bağımlılık bir beyin hastalığıdır ve tedavisi, hasta için olduğu kadar ailesi ve yakınları için de oldukça zor ve sabır isteyen bir süreçtir. Süreç içerisindeki en ufak hata beraberinde nüks riskini getirir. Nüks, bütün çabaların boşa gitmesi ve en başa dönülmesi demektir. Bu sebeple, bağımlılık tedavisi sadece hastanın bağımlılık yapan maddeden arınmasını değil aynı zamanda onun maddesiz bir yaşama hazırlanmasını ve bu yaşam karşısındaki endişe, kaygı, korku ve çaresizliğiyle başa çıkabilme becerilerinin öğretilmesini de hedeflemelidir.
Egzersizin madde bağımlılığı tedavisine dâhil edilmesi fikrinin temelini, egzersiz bağımlılığının bu pozitif yapısı ile sıklıkla bağımlılıkla birlikte görülen ve nüks riskini artıran kaygı ve depresyonun iyileştirilmesindeki rolü oluşturur. Bağımlılıklar bazen birbirleri ile yer değiştirebilmektedir. Pozitif bir bağımlılık olarak görülen egzersiz bağımlılığının, alkol ve madde bağımlılığı tedavisine eklenmesi ile benzer mekanizmalara sahip olan bu bağımlılıkların yer değiştirebileceği düşünülmektedir.
Bu kitabın amacı, bağımlılık ve tedavisi hakkında ayrıntılı bilgiler vermek, egzersizin bağımlılığı iyileştirici bir etkisi olduğu konusunda iddialarda bulunmak ve okuyucuyu bu konuda yönlendirmek değildir. Bu kitabın amacı, zor bir süreç olan bağımlılık tedavisine ek olarak uygulanabilecek ve hastaların maddesiz yaşama geçişlerini kolaylaştırmaya, kaygı, depresyon ve düşük yaşam kalitesi gibi sorunlar sebebiyle ortaya çıkan nüks riskini azaltmaya yardım edecek bir ek terapi seçeneği olarak egzersizin yararlarından bahsetmektir.
Carlo C. DiClemente, The Guilford Press Siz ya da çevrenizdeki insanlar:
Sigara içiyor musunuz?
Alkol veya başka maddeleri kullanıyor musunuz?
Bağımlı mısınız? Bağımlılık riskiniz var mı ya da bağımlılığın hangi aşamasına doğru gidiyorsunuz?
Kumar bağımlılığı için de bağımlılık sürecindeki aşamalar geçerli mi?
Bırakmayı mı düşünüyorsunuz?
Bırakma sürecinde hangi aşamadasınız?
Tüm bu soruların cevabını bu kitapta bulacaksınız.
Dr. DiClemente, Dr. James Prochaska ile birlikte 20 yıllık bir çalışmanın sonunda davranış değişikliğinin Transteorik Modeli’ni (TTM) geliştirmiştir.
Bu kitap, bağımlılığa gidiş ve bağımlıktan dönüş sürecinde neler yaşandığını, bu süreçlerde döngünün nasıl değişebileceğini gösteren çok değerli bir eser.
Tüm çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin bağımlılıktan korunmasını, sağlıklı ve güzel bir yaşam sürdürmesini dilerim...
Hande Çelikay Söyler “Bizler, sigara içmeyen babaların esrar içen çocuklarıydık”.
“Madde yüzünden çok şey kaçırdım. Yuvam olmadı, işim olmadı, eğitimim olmadı, evim bile olmadı”.
“Madde kullanımına çok param gitti, harçlıklarımın hepsi gidiyordu. Bazen yemek paramı harcıyordum, dükkândan para çalıyordum. Babam biliyordu çaldığımı. Babam çaldığım parayı okulda arkadaşlarımla harcadığımı düşünüyordu ama işte çalıp içiyorduk”.
“Beyindeki dopaminin yükseldiğini hissediyorsun ve yine istiyorsun maddeyi. Sürekli mutlu olmak varken neden mutsuz olasın ki?”
“Kimse 'Ben bugün madde kullanmaya başlayacağım.' diye başlamaz, arkadaş kurbanı olur”.
“Madde almadığımda gözüm dönüyordu. Kavga kıyamet... Bir kere adam yaralamışlığım var”.
“Kendimi dünyadaki en rezil, en iğrenç insan gibi hissettim, babam o kadar çok şey söyledi ki çoğu argo olduğu için anlatmak istemiyorum fakat gerçekten hayatımın en kötü günüydü”.

Kitap kapsamında; madde kulanım geçmişi olan bireylerle görüşürken nelere dikkat edileceği, bağımlılığın görüşmelere yansıyan doğası, bu görüşmelerin tanı ve tedavi sürecine ne gibi katkılarının olabileceği üzerinde durulmuştur. Klinik görüşmelerin sunulmasındaki amaç, örnek bir görüşmenin nasıl yapılacağından ziyade bağımlılığın doğası hakkında kabaca bilgi verebilmektir. On altı bağımlı bireyle yapılan görüşmelerde gerçek hayat hikâyelerine yer verilmiştir.
Ali Telli Hepimizin çevresinde olan fakat görünmez bir pelerine bürünmüş düşman... Bazen içimizde, bazen yakınımızda, bazen etrafımızda... Çoğu zaman ise televizyon, radyo ve sosyal medyada bir haber konusu. Nedir bu çocukları, gençleri, aileleri bataklığa sürükleyen? Ülkelere mücadele için milyonlarca para harcattıran, kolluğun neredeyse %20'sinin istihdamını sağlayan?
Ülkelerin nesillerini yok etmek için küresel güçler, teröristler, baronlar ve terör örgütleri tarafından üretilen, ticareti yapılan madde: UYUŞTURUCU.
Elinizdeki bu kitapta; Türkiye'nin değişik illerinde madde kullanan, tedavi gören, tedaviyi reddeden, cezaevine giren bağımlıların gerçek hikâyelerini okuyacaksınız. Onlarla uyudum, çalıştım, arkadaş oldum, yemek yedim... İlaçlı ve ilaçsız Doğal tedavi yolu, detoks. tedavi yöntemlerini, onların ağzından dinleme imkânı buldum.
Barbaros Yalçın, Mehmet Ak, Mehmet Kavaklı, Şahin Kesici Bağımlılık, her geçen gün büyüyen bir canavar gibi yaşamlarımızı etkilemekte. Bizim ailede olmaz, diyebilen yok. Bağımlılık türleri nelerdir? Sigara, alkol, madde ve internet bağımlılığı nasıl gelişir? Aile içini kontrol etseniz de okul, yurt, mahalle, arkadaşlar, kısaca çevreyi kontrol edebilmek güç. Önlenebilir mi? Evet. Nasıl? Çocuklarımızı nasıl koruyacağız, bize düşen görevler ne? İşte bunlar, birçok ebeveynin cevap aradığı sorular. Peki ebeveynler ne yapacaklar? Ne yapmayacaklar? Anne-babaların işte bu sorularına cevap oluşturabilecek, kriz durumlarında ebeveynlere rehberlik edebilecek bir eser ortaya koymaya çalıştık. Mesleki pratiğinde madde bağımlısı bireylerle çalışan farklı kulvardaki uzmanların madde bağımlılarına yönelik bir projede yollarının kesişmesi ile bu kitap fikri doğdu. Proje sürecince birçok madde bağımlısı ve ailesi ile görüşmeler yapıldı. İnternet bağımlısı bireylere destek sağlandı. Bilişsel davranışçı temelli grup ve bireysel terapi seansları yapıldı. Edinilen tecrübeler, bilimsel yayınların ve eserlerin incelenmesi ile süzgeçten geçirilerek, anlaşılır bir dille, rehberlik gayesi ile kitaplaştırıldı. Elinizde tuttuğunuz bu kitabın temel amacı, anne, baba ya da diğer aile bireylerinin sergilediği tutum ve davranışların çocuk ve gençlerin dünyasında şekillenen kendilik ve dış dünya algısı üzerindeki etkilerini ve bunların bağımlılık potansiyelini nasıl artırdığını ve bu süreçteki somut olayları ortaya koyarak siz anne ve babaların farkındalığını artırmaktır.
Ahmet Songur, Alper Tütünsatar, Çiçek Bozyel, Elif Gün, Erdal Eke, Fahrettin Apak, Fatma Yağmur Evcil, Fulya Akgül Gök, Gizem Tan Eren, Hande Nur Eroğlu, Hasan Hüseyin Aygül, Hasan Rençber, Hilal Akman Dömbekci, Mehdiye Akgül, Mehmet Şengül, Melih Sever, Meyrem Tuna Uysal, Mustafa Zihni Tunca, Nurullah Zafer Kartal, Osman Çöllü, Özge Zeybekoğlu Akbaş, Seyhan Özdemir, Tuba Yüceer Kardeş, Ümit Arklan, Yunus Emre Öztürk “Dijital Çocukluk ve Dijital Ebeveynler: Dijital Nesillerin Teknoloji Bağımlılığı” başlıklı ilk kitabımızın devamı niteliğini taşıyan bu ikinci kitabımız, kolektif bir çabanın üretimi olarak kurgulanmış ve farklı üniversitelerden 26 yazarın bir araya gelmesine vesile olmuştur. Dijital Bağımlılık ve E-Hastalık olmak üzere iki genel bölüm ve bu bölümlerde yer alan toplam on dört bölümden oluşan bu kitap, dijital nesillerin teknoloji bağımlılığını ve teknoloji kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan hastalıkları konu edinmektedir. Dijital bağımlılık, sosyal medya bağımlılığı, dijital oyun bağımlılığı, çevrim içi alışveriş bağımlılığı gibi konuların yanı sıra e-hastalıklar, nomofobi, FoMO, maraton izleme, dijital istifçilik, stalklamak gibi konular/olgular gerek teorik ve kavramsal düzeyde gerekse uygulamalı olarak ele alınmıştır. Bu doğrultuda kitabın hem ilgili alan yazına katkı sağlayacağı hem de bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de her alanda yoğun bir şekilde yaşanan dijitalleşmenin bireysel ve toplumsal yansımalarına yönelik farkındalığın artırılmasına destek olacağı düşünülmektedir.
Müge Bekman Bu kitapta, dijital medya sadece kendi ekseni içerisinde ele alınmamakta aynı zamanda iletişim alanı içerisinde bütüncül bir biçimde ne gibi teorik farklılaşmaların yaşandığı da incelenmektedir. İletişimin zaman içerisinde teknolojiyle birlikte değişen yüzü, iletişimin anlamını ve etki gücünü de radikal biçimlerde dönüştürmüştür. İletişimin hem bireysel hem de toplumsal sonuçları, meselenin dijital medyayla ilgili yanını ön plana çıkartmaktadır. Dijital mecralar ile inşa edilen iletişim kanalları, iletişim biçimlerinin farklılaşmasına, devamlılıklara ve kırılmalara neden olduğu için bu yapının içerisinde yeni kavramlar ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda gelişmeleri kaçırma korkusu olarak tanımlanan FoMO, bir bağımlılık problemi olmakla birlikte genel olarak tüketim pratikleriyle ilişkili bir biçimde okunmaktadır. Dijitalleşme ekseninde gerçekleştirilen tüm tartışmalar, sosyal medya bağımlılığı ve gelişmeleri kaçırma korkusuyla birlikte ele alındığında kompülsif çevrim içi satın almaya katkı sağladığı görülmektedir.
Hakan Coşkunol, Hande Çelikay Söyler, Meryem Karaaziz Bağımlılık; sağlıklarını olumsuz yönde etkilemesine, sosyal yaşamlarına zarar vermesine rağmen insanların belirli bir takıntılı durumu yinelemeye yönelik engellenemeyen bir istek duymaları ve bunu sürdürmeye devam etmeleridir. Günümüzde çocuk ve gençlerde de en az yetişkinler kadar madde bağımlılığı sorunları ciddi şekilde ön plana çıkmaktadır. Alkol, ergen beyninde kalıcı ve ciddi gelişimsel bozukluklara yol açabilmektedir. Bu hasarların başında psikoz, şizofreni gibi ağır psikiyatrik hastalıklar gelmektedir. Özellikle çocukluk ve ergenlik dönemi gibi önemli bir süreçte erken alkol kullanılmaya başlanmasının, biyopsikososyal (biyolojik, ruhsal ve sosyal) alanda olumsuz ve ciddi hasarlara yol açan toplumsal bir sorun olduğu görülmektedir. Bu çalışmada; çocuk ve ergenlerin alkol bağımlılıkları, risk faktörleri, yaşayabilecekleri sorunlar ve tedavi yaklaşımları ile alakalı aileler ve sağlık çalışanlarına yaklaşım önerileri getirmek amaçlanmaktadır. Kitap kapsamında ergenlik döneminde alkol kullanım sorunu yaşayan bireyler ile görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelerin bazılarında bağımlı yakınlarının neler yaşadıklarına da yer verilmiştir.
Hande Çelikay Söyler Esrar, dünyada en yaygın kötüye kullanılan yasa dışı maddedir. Kullanımı, çeşitli nörobilişsel bozukluklara yol açar; belli bir kelimenin veya belli bir hikâyenin belleğe geri çağrılarak aktarılmasını olumsuz yönde etkiler. Sorun, öğrenilerek kısa süre için bellekte tutulan bilgilerin geri çağrılması yani kısa süreli bellek ile ilişkilidir. Esrar ve türevlerini kullananlarda elli dakikadan daha fazla dikkat gerektiren görevlerin yerine getirilmesi esnasında uyanıklık ve dikkatin sürdürülmesinde sorunlar meydana gelir. Dozuna, kullanılış yoluna ve kullanan kişinin duyarlılığına göre özellikle dikkat gerektiren görevlerin yerine getirilmesi ile ilişkili performansı olumsuz yönde etkiler.
Sentetik kannabinoid (Jamaika, Bonzai) ilk olarak 1990'larda tıbbi amaçlı olarak laboratuvar ortamında üretilmiştir. Fakat sentetik kannabinoidler (SK) zaman içinde psikoaktif etkileri nedeniyle “yasal uyuşturucular” adı altında kullanılmaya başlanmış ve yaygınlaşmıştır. SK, kullananlarda farklı etkiler oluşturabilir. Bazı kişilerde aşırı sedasyon (uyuşukluk ve uyku hâli), kendinden geçme, hissizleşme ve zaman-mekân algısının bozulması gibi etkiler oluştururken bazı kişilerde şizofreniyi taklit eden aşırı hezeyanlar, ajitasyon, kendine ve çevresine zarar verme ve gerçeğe yakın hayaller görme gibi belirtiler ortaya çıkarabilir. Öte yandan SK kullanımı sonrası ani beyin kanamaları, kalp krizleri ve bunlara bağlı ölümler de görülmektedir.
Bu kitapta, esrar ve sentetik kannabinoidler ile ilgili temel bilgilerin yanı sıra bilişsel işlevlerde sebep oldukları kayıplar üzerinde durulmuştur.
Servet Aşan Kurgusal yönü ve şaşırtıcı yorumlarıyla okuyucuyu düşündüren çarpıcı bir eser.
Prof. Dr. Cem Şafak Çukur

Şaşırtan ve heyecanlandıran, okuyucunun kendisini derinliklerine doğru yolculuğa sürükleyen harika bir eser.
Dr. Kln. Psk. Barkan Eskiili

Yazarın muazzam kitabı! Sürükleyici bir hikâyesi ve çarpıcı psikolojik derinliği ile okuyucuyu etkileyici bir romanın içine çekiyor.
Kln. Psk. Şehmus Eke

Psikolojik bir hastalığı başarılı bir kurguyla sunan, çarpıcı mesajlarla temel düşüncelerimizi sarsan, her sayfasında heyecan yaratan örnek bir eser.
Kln. Psk. Şiyar Parlak

Bilim ve edebiyat arasında mükemmel dokular dokuyan bu eser, psikolojik rahatsızlıkları kurgusal bir dil ile okuyuculara sunmuştur.
Psk. Mehmet Kızılarslan
Ahmet Metin, Aliye Göçmen, Ayşe Eken, Ayşegül Özcan, Begüm Kıryar, Burak Okumuş, Burcu Ünlü Endirlik, Feride Acar, Gül Fahriye Evren, Gürkan Moralı, İ. Afşin Kariper, Kasım Büyükvezirci, Mehmet Emin Öztürk, Nur Derin Madde bağımlılığı, geçmişte olduğu gibi günümüzde de insanlığın mücadele etmesi gereken büyük problemlerinden biridir. Her geçen gün madde bağımlısı sayısının hızla artması, bağımlılık konusunun özenle dikkate alınması gerektiğine işaret etmektedir. Bu konuyu dikkate alan kurumlardan biri de YÖK'tür. YÖK yenilenen öğretmenlik programlarında madde bağımlılığı konusuna gereken hassasiyeti göstererek öğretmen adaylarının bu konudaki farkındalıklarını ve yetkinliklerini geliştirmeye çalışmaktadır. Bu kapsamda öğretmenlik programlarında seçmeli olarak “Bağımlılık ve Bağımlılıkla Mücadele” dersine yer vermektedir. Bağımlılıkla mücadelenin hem eğitim gerektiren hem de eğitim yoluyla sürdürülebilen bir uğraş olduğu görülmektedir.
Okuyacağınız bu kitap, Türkiye'de madde bağımlılığına yönelik çeşitli konuları disiplinler arası bir yaklaşımla sunmayı amaçlayan özgün bir kaynaktır. Bu yönüyle madde bağımlılığına çoklu bakış açısı sağlamaktadır. Kitapta yer alan her bölüm, değişik disiplinlerde madde bağımlılığının farklı bir boyutuna vurgu yapılmasını sağlamaktadır. Kitapta; bağımlılık, bağımlılıkla mücadele yolları, madde bağımlılığı türleri, flakka, ergenlerde madde kullanımının yol açtığı bozukluklar, maddeyi kötüye kullanmada PDR'nin işlevi, özel gereksinimli bireyler ve madde kullanımı arasındaki ilişki, madde bağımlılığıyla mücadelede bibliyoterapi, yaratıcı drama ile madde bağımlılığına yönelik farkındalık geliştirme, bağımlılıkla mücadelede müzik eğitimi gibi farklı içerikte konular sunulmaktadır. Kitabın hedef kitlesini ise öğretmen adayları, öğrenciler, öğretmenler, araştırmacılar ve madde bağımlılığı konusuna ilgi duyanlar oluşturmaktadır. Bu yönüyle de bu kitap, akademik bir kitap gibi görünse de, geniş bir kesime hitap eden bir kaynaktır.
Ayhan Özkan, Ayten Doğan Keskin, Azize Nilgün Canel, Betül Ulukol, Bilal Tanrıtanır, Cengiz Şahin, Ece Bekâroğlu, Esra Bulanık Koç, Fedai Kabadayı, Gül Karaçetin, Hatice Kumcağız, Kemal Öztemel, Mehmet Çakıcı, Mehmet Tekden, Meryem Karaaziz, Neriman Aral, Nuran Yardımcı, Selim Günüç, Serkan Ökten, Tuğba Yılmaz Alınacak tüm tedbirlerin yanında her yaştan vatandaşımızın ama öncelikle ve özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin, bilişim teknolojilerini bilinçli, güvenli, sağlıklı ve yerli yerinde, ahlaki ve insani değerleri yitirmeden, sadece bir araç olarak kullanmayı öğrenerek, gerçek ve sanal dünya arasındaki dengeyi doğru kurabilmelerini sağlayacak bir eğitim seferberliğini de bir an evvel başlatmak zorundayız.
Prof. Dr. Nâbi Avcı

Şu anda, internet ile ilgili bozuklukların kavramsallaştırılması ve teşhisine ilişkin uluslararası bir fikir birliği bulunmamaktadır. Ancak bu kitap, teknoloji bağımlılıklarının en çok araştırılan alanlarından bazılarına ilişkin bilimsel bakış açıları sunmakta ve 1990'larda başlamasına yardımcı olduğum büyüyen bir alana katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Prof. Dr. Mark D. Griffiths

Artık her zamankinden daha çok teknoloji bağımlılıkları hakkında bilimsel çalışmalara, bu alanda yetişmiş uzmanlara ve tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulmakta ve bu bağlamda toplumca farkındalık seferberliğinin ilan edilmesi gerekmektedir. Bu kitap, farklı teknoloji bağımlılık türlerini bir arada toplaması nedeniyle hem aradaki benzerliklerin hem de farklılıkların daha net anlaşılmasına olanak vermektedir.
Teknolojinin yaşam dengemizi bozmaması dileğiyle…
Prof. Dr. Cengiz Şahin, Doç. Dr. Selim Günüç
İsmail Hamit Hancı, Hatice Demirbaş Adını “Uyuşturucuyla Mücadelede Bilim” başlığı altında düzenlenen bir dizi sempozyumdan alan Uyuşturucu ile Mücadelede Bilim kitabı; bağımlılık yapıcı maddelerin sınıflandırılması, bağımlılığın gelişimi, madde kullananlarda belirtileri tanıma, tedavi, farklı bilim dallarının bağımlılık ile ilgili bulguları, psikososyal yaklaşımlar, önleme müdahaleleri ve narkoterörizm konuları ile bağımlılık alanında katkı sağlayacak bir kitaptır. Kitabın felsefesini, bilimi baz alıp farklı disiplinlerin bulguları ve yaklaşımları ile konuyu çok farklı boyutları ile ele almak oluşturmuştur.
Yirmi bir bölümden oluşan kitap, bir halk sağlığı sorunu olan alkol ve madde kullanımı ve bağımlılığı alanında çalışanlar için bir kaynak kitap niteliğindedir. Ayrıca kitap; adli tıp, psikiyatri, psikoloji, sosyal hizmet, diş hekimliği, hemşirelik, güvenlik bilimleri, biyokimya ve iletişim alanlarında öğrenim gören ve çalışan kişilere kaynak olmakla birlikte sade ve anlaşılır diliyle toplumun tüm kademelerindeki bireylere de ulaşmayı amaçlamaktadır.
Salih Yaşar Özden İnsanlar, asırlardır uyuşturucu maddeleri çeşitli nedenlerle kullanagelmişlerdir. Günümüzde insan, kendini kalabalıklar içinde yalnızlığa mahkûm etmiş, sahipsizlik duygusu ve yalnızlığın ıstırabı içinde yaşam savaşı vermektedir. Gelişen kimya endüstrisi de kullanılan uyuşturucu madde miktarını arttırmıştır. Günümüzde uyuşturucu kullanımı hızla artmaktadır. Bu durumun birçok sebebi vardır. Ancak henüz hiçbir uyuşturucu için radikal tedavi yöntemleri bulunmamıştır. Bu da bağımlılığı önlemede önemli bir eksikliktir.
Bu kitapta, madde kullanım bozuklukları, madde kötüye kullanımı, madde bağımlılığı başlıkları altında; madde kullanımının yol açtığı bozukluklar, madde entoksikasyonu, madde yoksunluğu ve madde kullanımının yol açtığı psikiyatrik bozukluklar hakkında bilgi verilmiştir. Kullanılan uyuşturucu maddeleri, 12 başlık altında anlatılmıştır. Her bir bölümde kullanılan uyuşturucu maddelerinin her biri hakkında imali, kullanımı, etkileri ve kesilme belirtileri hakkında yeterli bilgiler verilmiştir. Özellikle esrar, eroin, kokain ve tütün hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir.
Bir başka bölümde uyuşturucu madde bağımlılığını önlemede kurumlaşma, uyuşturucu maddelere olan isteği azaltma yöntemleri, uluslararası iş birliği, önleme tedbirleri, öğretim tedbirleri, çevre tedbirleri ve bilgi kaynaklarının geliştirilmesi hakkında bilgiler verilmiştir.
Kitabın son bölümünde de bazı ülkelerin uyuşturucu maddelere karşı uyguladığı yasal işlemler ile ülkemiz Türk Ceza Kanunu ve Türk Medeni Kanunu'nda uyuşturucu maddeler ile ilgili cezai ve hukuki durumlar açıklanmıştır.
Hiçbir uyuşturucu maddenin bulunmadığı bir dünyada yaşayabilmek ümidiyle…