Klinik Psikoloji \ 4-11
Matthew McKay, Michael Jason Greenberg, Patrick Fanning KUSURLULUK VE UTANCIN ÖTESİNE GEÇMEK İÇİN GÜÇLÜ, KANITA DAYALI ARAÇLAR

Kendinizi eksik ya da kusurlu mu hissediyorsunuz? Kendinizden utanıyor veya reddedilmekten mi korkuyorsunuz? Kusurluluk ve yetersizlik hisleri genellikle olumsuz çocukluk yaşantılarından kaynaklanır. Oldukça eleştirel bir ortamda büyüdüyseniz sevilmeye layık olmadığınızı hissedebilirsiniz. Veya kendinizde gördüğünüz kusurlarla ilgili derinden utanç duyabilirsiniz. Hatta kendinizde doğuştan ters bir şeyler olduğunu ve bunun tatmin edici ilişkiler yaşamanızı, mutluluğu bulmanızı ve hayatta başarılı olmanızı engellediğini söyleyebilirsiniz. Peki, kendinizi bu yıpratıcı inançlardan nasıl kurtarabilirsiniz?

Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) temelli bu çalışma kitabı, size kusurluluk duygularını tanımlamanız ve bu duyguların ötesine geçmeniz için çeşitli araçlar sunacak. Böylece canlı ve anlamlı bir yaşam sürebileceksiniz. Değerlerinizle bağ kurmanın yollarını keşfedecek, daha iyi başa çıkma stratejileri bulacak ve kendinize -tüm o muazzam karmaşıklığınıza- nezaket ve şefkatle bakmayı öğreneceksiniz. Gerçek şu ki eksik değilsiniz ve geçmişteki acı dolu anılarınızın geleceğinizi yönlendirmesi gerekmiyor. İyi olmaya ve kendinize hak ettiğiniz ilgi ve şefkati göstermeye hazırsanız bu çalışma kitabı size bunu nasıl başaracağınızı gösterecek.

“McKay, Greenberg ve Fanning, depresyonla mücadele eden herkes için bu rahatsızlığın kurgusunu ve olumsuz etkilerini ortadan kaldırmanın yollarını tek bir muhteşem kitapta bir araya getirmişler."
-Dr. Psik. Jeffrey C. Wood, The Dialectical Behavior Therapy Skills Workbook kitabının ortak yazarı
Elaine Iljon Foreman, Charles H. Elliott, Laura L. Smith Depresyonu yenebilirsiniz. Bu samimi ve güvenilir kaynak size değişiklikler yapabilmeniz için bazı stratejiler gösterir. Böylelikle huzura kavuşabilir, kendi yaşamınızın sorumluluğunu üstlenebilir veya sevdiğiniz birine yardım edebilirsiniz. Depresyonun Üstesinden Gelmek For Dummies ile semptomlarınızı gidermek ve depresyonunuzun nüks etmesini önlemek için terapilerdeki en güncel gelişmeleri keşfedeceksiniz. İlaçlar ve profesyonel yardım hakkında bilgi sahibi olacak, öz güveninizi yeniden kazanmanın ve iyi hissetmenin yollarını öğreneceksiniz.
Depresyonu keşfedin! Depresyonun tedavisinde kullanılan en iyi yollarla ilgili genel bir bakış açısı kazanın. Depresyonun çeşitli biçimleri arasındaki farklılıkları, yas ve depresyon ayrımını, kendi depresyonunuzun başına geçip sorumluluğunu almak için nasıl motive olacağınızı ve hangi profesyonel yardımın sizin için uygun olacağını öğrenin.
Depresyon tedavisinde bilişsel terapinin etkisini fark edin! Alışkanlık hâline getirdiğiniz belirli düşünce biçimlerinin depresyona olan katkısını anlayın. Kendiniz, dünyanız ve geleceğiniz hakkında nasıl gerçekçi değerlendirmeler yapabileceğinizi, mantık ve kanıtı baz alarak düşüncelerinizi nasıl incelemeye tabi tutabileceğinizi keşfedin.
Öz güveninizi ve neşenizi yeniden kazanın! Harekete geçmenizi sağlayacak sağlıklı kaynakları keşfedin. “Hiçbir şey yapmamacılık”tan uzaklaşıp hem zihinsel hem de fiziksel olarak canlanın.
İlişkisel zorluklarla başa çıkmayı öğrenin! Depresyonun ilişkisel tarafının farkına varın. Sağlıklı iletişim kurma biçimleri, kayıp ve yasla başa çıkma konularında bilgiler edinin.
Depresyon sonrası yaşam konusuna göz atın! Gelecekteki olası nükslerle başa çıkabilmek için pozitif psikolojinin ilkelerinden faydalanın. Amaç ve bağlılık duygularını temel alarak iyi olma hâlinizi arttıracak stratejileri keşfedin..

Depresyonu yenebilirsiniz. Bu samimi ve güvenilir kaynak size değişiklikler yapabilmeniz için bazı stratejiler gösterir. Böylelikle huzura kavuşabilir, kendi yaşamınızın sorumluluğunu üstlenebilir veya sevdiğiniz birine yardım edebilirsiniz. Depresyonun Üstesinden Gelmek For Dummies ile semptomlarınızı gidermek ve depresyonunuzun nüks etmesini önlemek için terapilerdeki en güncel gelişmeleri keşfedeceksiniz. İlaçlar ve profesyonel yardım hakkında bilgi sahibi olacak, öz güveninizi yeniden kazanmanın ve iyi hissetmenin yollarını öğreneceksiniz.
• Depresyonu keşfedin! Depresyonun tedavisinde kullanılan en iyi yollarla ilgili genel bir bakış açısı kazanın. Depresyonun çeşitli biçimleri arasındaki farklılıkları, yas ve depresyon ayrımını, kendi depresyonunuzun başına geçip sorumluluğunu almak için nasıl motive olacağınızı ve hangi profesyonel yardımın sizin için uygun olacağını öğrenin.
• Depresyon tedavisinde bilişsel terapinin etkisini fark edin! Alışkanlık hâline getirdiğiniz belirli düşünce biçimlerinin depresyona olan katkısını anlayın. Kendiniz, dünyanız ve geleceğiniz hakkında nasıl gerçekçi değerlendirmeler yapabileceğinizi, mantık ve kanıtı baz alarak düşüncelerinizi nasıl incelemeye tabi tutabileceğinizi keşfedin.
• Öz güveninizi ve neşenizi yeniden kazanın! Harekete geçmenizi sağlayacak sağlıklı kaynakları keşfedin. “Hiçbir şey yapmamacılık”tan uzaklaşıp hem zihinsel hem de fiziksel olarak canlanın.
• İlişkisel zorluklarla başa çıkmayı öğrenin! Depresyonun ilişkisel tarafının farkına varın. Sağlıklı iletişim kurma biçimleri, kayıp ve yasla başa çıkma konularında bilgiler edinin.
• Depresyon sonrası yaşam konusuna göz atın! Gelecekteki olası nükslerle başa çıkabilmek için pozitif psikolojinin ilkelerinden faydalanın. Amaç ve bağlılık duygularını temel alarak iyi olma hâlinizi arttıracak stratejileri keşfedin..
Kitabı açın ve
• Depresyonla aktif bir şekilde mücadele etmenin yollarını,
• Depresyonun ardında yatan algı ve düşünce sürecini,
• Bilinçli farkındalık ve pozitif psikoloji egzersizleriyle kendinizi daha iyi hissetme yöntemlerini,
• Depresyonda olan bir yakınınıza nasıl yardım edebileceğinizi,
• Kendiniz için en uygun tedavi yöntemini ve tamamlayıcı depresyon tedavilerini,
• İlişkilerinizi yeniden canlandırmak için kullanabileceğiniz stratejileri,
• Gelecekte depresyonun nüks etme riskini azaltmak için neler yapabileceğinizi,
• Bilişsel terapi ile depresif düşüncelerinizle nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenin.
Halil Yavaş, Mine Karakaya Dijidrama, dijitalde yaratıcı drama fikrinin heyecanı ve salgın dönemindeki şartlara uyum sağlama çabası ile ortaya çıkmış bir oluşumdur. Dijitalleşen dünya ile birlikte uzaktan eğitim çalışmalarına katkı sağlamayı kendine amaç edinmiştir. Gelişen ve değişen dünyada teknolojik imkânların yaratıcı drama ile buluşmasını, dijital çemberlerde bir araya gelen gruplarda etkileşimin artmasını, uzaktan eğitimde yer alan kişilerin nesne olmaktan çok özne olmalarını ve yapılan çalışmaların içeriğinin zenginleşmesini amaçlamanın yanında eğlencenin getirdiği ortaklığı da hatırlamamızı sağlayacak bir kılavuz kitap olarak hazırlanmıştır.
Akran zorbalığında, neden olan risk faktörlerini ve problemin çözümünde etkili olan koruyucu faktörleri belirlemek önemlidir. Öğrenci deneyimlerinden yola çıkılarak geliştirilen müdahale programları; önleyici, geliştirici, iyileştirici amaçlarla uygulanmaktadır. Yaratıcı drama yönteminden de bu çalışmalarda faydalanılmaktadır. Yaparak yaşayarak kazanılan beceriler bu anlamda önemli görülmektedir. Yaratıcı drama etkinlikleri ile yapılan akran zorbalığı çalışmaları, katılımcıların iletişim ve sosyal becerilerini geliştirirken kişisel anlamda da empati düzeylerini artırmaktadır. Katılımcılar, canlandırma çalışmaları ile farklı rollere bürünerek; zorbalık yapan, zorbalığa maruz kalan ve bu duruma seyirci olan kişilerin duygu ve düşünce durumlarını fark eder. Bu farkındalığı hisseden katılımcılar, sorunun çözümünde önemli bir rol oynar. Okullarda yaşanan akran zorbalığı probleminin çözümüne katkı getireceği düşünülen bu kitabın, tüm eğitimci ve uzmanlara yeni bir bakış açısı kazandırması umut edilmektedir. ~
“Günün ihtiyaçlarına ayak uydurabilmiş değerli bir kaynak! Akran zorbalığı gibi önemli bir konuyu pandemi döneminde veya ondan bağımsız olarak her dönemde çevrim içi platformlarda da ele alabilmek ve yaratıcı dramanın gücünü çevrim içi ortamlarda da kullanabilmek için rehberlik edebilecek bu eseri alanyazınına kazandırdıkları için yazarları tebrik ederim. Bu kitapla, dijital platformlara aşina bir jenerasyona psikolojik hizmet götürebilmek için örnek uygulamalar sunulurken sade bir dille yazılmış pratik bir kaynak ortaya çıkartılmıştır.”

Prof. Dr. Nagihan Oğuz Duran
Ahmet Songur, Alper Tütünsatar, Çiçek Bozyel, Elif Gün, Erdal Eke, Fahrettin Apak, Fatma Yağmur Evcil, Fulya Akgül Gök, Gizem Tan Eren, Hande Nur Eroğlu, Hasan Hüseyin Aygül, Hasan Rençber, Hilal Akman Dömbekci, Mehdiye Akgül, Mehmet Şengül, Melih Sever, Meyrem Tuna Uysal, Mustafa Zihni Tunca, Nurullah Zafer Kartal, Osman Çöllü, Özge Zeybekoğlu Akbaş, Seyhan Özdemir, Tuba Yüceer Kardeş, Ümit Arklan, Yunus Emre Öztürk “Dijital Çocukluk ve Dijital Ebeveynler: Dijital Nesillerin Teknoloji Bağımlılığı” başlıklı ilk kitabımızın devamı niteliğini taşıyan bu ikinci kitabımız, kolektif bir çabanın üretimi olarak kurgulanmış ve farklı üniversitelerden 26 yazarın bir araya gelmesine vesile olmuştur. Dijital Bağımlılık ve E-Hastalık olmak üzere iki genel bölüm ve bu bölümlerde yer alan toplam on dört bölümden oluşan bu kitap, dijital nesillerin teknoloji bağımlılığını ve teknoloji kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan hastalıkları konu edinmektedir. Dijital bağımlılık, sosyal medya bağımlılığı, dijital oyun bağımlılığı, çevrim içi alışveriş bağımlılığı gibi konuların yanı sıra e-hastalıklar, nomofobi, FoMO, maraton izleme, dijital istifçilik, stalklamak gibi konular/olgular gerek teorik ve kavramsal düzeyde gerekse uygulamalı olarak ele alınmıştır. Bu doğrultuda kitabın hem ilgili alan yazına katkı sağlayacağı hem de bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de her alanda yoğun bir şekilde yaşanan dijitalleşmenin bireysel ve toplumsal yansımalarına yönelik farkındalığın artırılmasına destek olacağı düşünülmektedir.
Müge Bekman Bu kitapta, dijital medya sadece kendi ekseni içerisinde ele alınmamakta aynı zamanda iletişim alanı içerisinde bütüncül bir biçimde ne gibi teorik farklılaşmaların yaşandığı da incelenmektedir. İletişimin zaman içerisinde teknolojiyle birlikte değişen yüzü, iletişimin anlamını ve etki gücünü de radikal biçimlerde dönüştürmüştür. İletişimin hem bireysel hem de toplumsal sonuçları, meselenin dijital medyayla ilgili yanını ön plana çıkartmaktadır. Dijital mecralar ile inşa edilen iletişim kanalları, iletişim biçimlerinin farklılaşmasına, devamlılıklara ve kırılmalara neden olduğu için bu yapının içerisinde yeni kavramlar ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda gelişmeleri kaçırma korkusu olarak tanımlanan FoMO, bir bağımlılık problemi olmakla birlikte genel olarak tüketim pratikleriyle ilişkili bir biçimde okunmaktadır. Dijitalleşme ekseninde gerçekleştirilen tüm tartışmalar, sosyal medya bağımlılığı ve gelişmeleri kaçırma korkusuyla birlikte ele alındığında kompülsif çevrim içi satın almaya katkı sağladığı görülmektedir.
Figen Karaceylan Çakmakcı “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” (DEHB), bireyin sosyal yaşantısı, akademik hayatı ve aile içi ilişkilerini bozabilen nöropsikiyatrik bir hastalıktır. Tedavi edilmediği ve doğru müdahale edilmediği takdirde çocuğun geleceğini tamamen değiştirebilen bir hastalık olmasına rağmen doğru yaklaşım ve uygun müdahaleler sonucunda yüz güldürücü cevaplar hızlıca ortaya çıkmaya başlar.
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi olarak çalıştığım 20 yıllık meslek hayatımda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğununun tedavisinde sadece ilaç tedavisinin yeterli olmadığını birçok kez deneyimledim. Aile içi tutumların, öğretmenin sınıf içi yapacağı müdahalelerin en az psikofarmakolojik tedavi kadar önemli olduğu gerçeği bende böyle bir kitap yazma motivasyonu oluşturdu.
Bu kitapla birlikte herkes tarafından duyulan, belki de günümüzün moda hastalığı olarak tanımlanan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu hakkındaki doğru bildiğimiz yanlışlar hakkında bilgilendirme yapmak amaçlanmıştır. Ayrıca, yanlış anlama ve ön yargılara neden olan DEHB ve öğrenme ilişkisi hakkında aile ve öğretmenlerimize doğru bilgiler ve ipuçları vererek hem DEHB olan çocukların anlaşılmasını sağlamak hem de aile ve öğretmenler için etkili davranış yönetimini güçlendirmek hedeflenmiştir.
Geleceğimiz olan çocukların ihtiyaçlarına uygun çözüm önerilerinin sunulduğu bu kitabın okuyan herkes için faydalı bir kaynak olması dileğiyle…
A. Meltem Üstündağ Budak, Ahmet Gül, Aktan Acar, Alişan Burak Yaşar, Arzu Erkan Yüce, Arzu Hergüner, Aslı Bahar İnan, Aybüke Halime Yaldız, Aylin İlden Koçkar, Ayşe Irkörücü Küçük, Azime Şebnem Soysal Acar, Başak Karateke, Belgin Üstün Güllü, Bilge Uzun, Bilgen Işık Karaşahin, Birgül Ural Bayoğlu, Burcu Akın Sarı, Buse Ekren, Bülent Elbasan, Cemil Özal, Deniz Menderes, Devran Tan, Ebru Arhan, Ece Eryılmaz, Elgiz Henden, Elif Güldemir, Elif Ünver, Elmas Gülcan Atalar, Emel Kalınkılıç, Ercan Demir, Erhan Aksoy, Esra Döğer, Esra Güney, Esra Kısacık, Ezgi Özalp Akın, Ezgi Tuna, Fatih Hilmi Çetin, Fatma Mahperi Uluyol, Ferah Çekici, Figen Paslı, Filiz Sayar, Gamze Şen, Gizem Sarıgül, Gonca Bumin, Gönül Hazneci, Gözde Emik Aksoy, Gülnur Tanyeri Kesgin, Gülşah Sevinç, Güney Erkılıç, H. Tuna Çak Esen, Halime Şenay Güzel, Hande Kaynak, Hasra Avcı, Hatice Kafadar, İdil Alaftar, İdil Alaftar, İlay Aktoprak Şanda, İlbilge Ertoy Karagöl, İlkiz Altınoğlu Dikmeer, İlyas Okur, Kıvılcım Gücüyener, Kızbes Meral Kılıç, Leman Tekin Orgun, Makbule Esen Öksüzoğlu, Meltem Çiğdem Kirazlı, Metehan Irak, Mine Cihanoğlu, Mintaze Kerem Günel, Müşerrefe Nur Keleş, Nakşidil Torun Yazıhan, Nalan Mastar Akduman, Nevin Eracar, Nilay Evirgen, Nilgün Pekçağlıyan, Obelya Eşbah, Özge Kantaş, Özge Şahin, Özlem Sürücü, Pervin Oya Taneri, Pınar Bıçaksız, Rukiye Bozbulut, Sabri Hergüner, Seda Tan, Sencan Sertçelik, Serkan Şahin, Sevgi Kılınç, Seylan İmre, Sibel Düzakın, Yasemin Taş Torun, Zehra Çakır, Zekiye Küpçü, Zeynep Aydın Sünbül, Zeynep Maçkalı, Zeynep Öztürk Dünyayı değiştirmek, onu deneyimleme biçimimizle ilgilidir.
Meraklısına dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu konusunda rehber olmaya aday bu kitap, aslında çok katmanlı bir halk sağlığı sorunuyla tanışmamızı sağlıyor. Şimdiye kadar bu konuda yazılan diğer kitaplardan farklı olmasının nedeni ise konuyu ele alış biçiminde saklı. 23 farklı meslek grubundan 96 bilim insanı, 86 bölüme imza atarak günümüzün en sık görülen nöropsikiyatrik bozukluğunu kucaklamaya çalıştılar. Bu buluşmadaki amaç, çocukluk çağının en sık görülen nörogelişimsel sorununa ilişkin genel bir çerçeve çizebilmek, “farklı” bakışları “olağan”a çevirebilmektir. Bu transdisipliner buluşma hiçbir zaman sorunu reddetmek ve/veya indirgemek değil çok katmanlı bir durumla mücadele ederken, mevcut tüm kaynakları yeterince etkin kullanabilmek için bir yol haritası oluşturabilme çabasıdır.
Kızbes Meral Kılıç, A. Şebnem Soysal Acar Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocuklar İçin Etkinlikler: Öz Düzenleme, Sosyal Beceri ve Bilinçli Farkındalık Etkinlikleri kitabı içinde yer alan aktiviteler, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların kendi kendilerine veya bir yetişkinle birlikte öğrenebileceği, yaşamında karşılaşacağı durumlarda bir rehber olabilecek bilgi ve becerileri içermektedir. Kitapta, dikkat türleri; kendi davranışlarının farkına varma; duyguları tanıma, anlama ve kontrol edebilme; kendini ifade edebilme; plan yapabilme; karşılaşılan sorunları çözebilme; zamanı etkin kullanabilme; beklemeyi öğrenme; dürtüselliğin neden olduğu olumsuz durumlarla baş edebilme; zorbalıkla baş edebilme; dijital ekranları etkin kullanabilme; uyku ve beslenmenin önemini anlama gibi aktiviteler yer almaktadır.
Abuzer Badem Modern yaşamın hızına ayak uydurmak, iş yerinde verimli olmak, eğitimde başarılı
sonuçlar almak ve günlük hayatta daha mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmek… Tüm bunlar için güçlü bir dikkat ve odaklanma yeteneğine ihtiyaç duyuyoruz. Ancak günümüzün yoğun ve bilgi yüklü dünyasında bu yeteneklerimizi korumak ve geliştirmek giderek zorlaşıyor.
"Dikkat Geliştirici 100 Etkinlik" kitabı, dikkatinizi artırmak ve odaklanma becerilerinizi
güçlendirmek için pratik ve etkili yöntemler sunuyor. Meditasyondan fiziksel egzersizlere, zihinsel bulmacalardan sosyal etkileşimlere kadar geniş bir yelpazede hazırlanan etkinlikler, dikkat sürenizi uzatmanıza ve zihinsel performansınızı artırmanıza yardımcı olacak. Bu kitap, sadece teorik bilgi sunmakla kalmıyor aynı zamanda günlük yaşamınıza kolayca entegre edebileceğiniz pratik önerilerle de dolu. Her bir etkinlik, bilimsel temellere dayalı olarak tasarlandı ve adım adım nasıl uygulanacağını açıklayan rehberliklerle desteklendi.
Daha odaklı bir zihin, daha verimli bir yaşam ve daha yüksek bir başarı düzeyi için bu
kitabı rehberiniz olarak kullanın. Adım adım ilerleyerek dikkat ve odaklanma becerilerinizi geliştirin ve yaşam kalitenizi artırın. Bu kitap, dikkat ve odaklanma becerilerinizi güçlendirerek işte, eğitimde ve günlük yaşamda daha başarılı ve mutlu olmanıza yardımcı olacak.
Unutmayın: Dikkat, başarının anahtarıdır!
Sevgi Mestci, Yağmur Atalı, Aydan Darçın Son yıllarda çocukların çok çabuk sıkıldığı, derslerine odaklanmakta ve kurallara uymakta zorlandıkları ayrıca unutkanlıkları, işleri yarım bırakmaları gibi sorunları anne babalar tarafından ifade edilmektedir. Bu sorunların pek çok kaynağı olabilir. Bunlardan biri de çocukların sahip olduğu dikkat eksikliği bozukluğudur. Bu noktada dikkati ele almak ve bununla ilgili çalışmalar yapmak, göz ardı edilemeyecek bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dikkat ile ilgili problem yaşayan çocukların akademik, kişisel, sosyal ve psikolojik olarak olumsuz etkilendiğini; ebeveyn, öğretmen ve uzmanların sağladığı desteğin çocuğun sağlıklı gelişimi açısından önemli olduğunu unutmamak gerekir. Bu kitap; dikkatin ne olduğunu, nasıl işlediğini anlamak ve yaşamımızdaki önemini kavrayabilmek adına teorik bilgiler ve ayrıca dikkati geliştirmeye yönelik etkinlikler içerecek şekilde oluşturulmuştur. Kitap hazırlanırken alanyazındaki pek çok makale ve kitaptan faydalanılmıştır. Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde “Dikkat nedir?”, “Dikkat neden önemlidir?”, “Dikkatin unsurları nelerdir?”, “Dikkati hangi faktörler etkiler?” gibi sorular cevaplandırılırken ikinci bölümde, “dikkat eksikliği”, “tedavi yöntemleri” ve “çocuklarda dikkat çalışmak” gibi konular ele alınmıştır. Kitabın son bölümünde ise çocuklar için uygulanabilecek pek çok dikkat etkinliği başlıklara ayrılmış şekilde bulunmaktadır. Kitap; ebeveynler, akıl sağlığı ve eğitim alanında çalışanlar tarafından kullanılabilecek pratik bilgilerle hazırlanmıştır. Kitabın alana destek sağlayacağı düşünülmektedir.
Gavin Reid “Kitabın bu güncellenmiş ve genişletilmiş baskısı, disleksili çocukları olan ebeveynlere kesinlikle önemli katkılarda bulunacak! Gavin Reid uygulamaya ve araştırmalara dayanan çok temel bilgiler, stratejiler, değerlendirme ve etkili müdahale yöntemleri sunuyor. Ebeveynler, aileler, destek sağlayanlar ve uzmanlar için ellerinden bırakamayacakları bir kaynak.”
Marcia K. Henry, Uluslararası Disleksi Derneği Eski Başkanı

“Yaşadıkları süreçte tükenmiş bir ebeveyn ya da çıkış yolu bulamayan bir uzman da olsanız, bu kitap disleksili ile ilgili bilmeniz gereken her şeyi içinde barındırıyor. Disleksili çocuklarına, potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için nasıl destek sağlayabileceklerine yönelik ebeveynlere iç görü sağlayabilecek temel bir kaynak.”
Angela Fawcett, Emeritus Profesör, Swansea Üniversitesi, Birleşik Krallık

“Disleksinin üzerindeki sır perdesi aralandı! Gavin Reid son derece gerçek problemlere, ebeveynler ve alan uzmanlarının ellerini daha da güçlendiren son derece gerçekçi çözüm önerilerinde bulunuyor. Çocuklarla ilgili herkese şiddetle tavsiye edilir.”
Stephen Rees, Japari Okulu Müdürü, Johannesburg

“Bu kitabın en önemli niteliklerinden biri, disleksi ile mücadelelerine tanık oldukları çocuklarına destek vermeye çalışan ebeveynlerin elini güçlendirmesi. Bu kitap disleksili çocuklar ve aileleriyle birlikte çalışan ebeveynler, öğretmenler ve diğer alan uzmanları için bir kazan-kazan örneği.”
Iva Strnadova, Kıdemli Okutman, Özel Eğitim Bölümü, New South Wales Üniversitesi, Avustralya

“Ebeveynler ve uzmanlar için önerilen bu kitap, disleksili çocukların ve gençlerin desteklenmesinde uygulamadan süzülen bir bilgelik, destek ve kaynak sağlayan temel bir araç; Gavin Reid karmaşık bir konuyu daha yalın hâle getiren bir kaynak sunuyor.”
Deirdre Machlntyre, Yönetici, Avrupa Çocuk Eğitim ve Psikoloji Enstitüsü

“Gavin Reid'in sağduyusuyla yalın bir biçimde yazılan, güncellenen ve genişletilen bu kılavuz disleksili çocukların ebeveynlerine bilmeleri gereken her şeyi sağlamaktadır. Sadece ebeveynler ve aileler için değil aynı zamanda eğitimciler, bakım verenler ve uzmanlar için de temel bir araçtır.”
Marilyn Day, Hong Kong Disleksi Derneği, Hong Kong

“Gavin Reid'in disleksiye ilişkin sorunları müthiş bir beceri ve tutkuyla ele aldığı bu kitabı, ebeveynler, eğitimciler ve uzmanlar için ellerinden düşüremeyecekleri bir kitaba dönüşüyor. Tebrikler Gavin!”
Patrizia Piccinini, Öğretmen ve Özgül Öğrenme Güçlüğü Uzmanı VI Circolo Didattico, Lucca, Italya
Jane Ogden Neden bazılarımız fazla kiloludur?
Neden kilo vermek çok zordur?
Sağlıklı beslenme alışkanlığını nasıl benimseyebiliriz?
Diyet Psikolojisi kilo alımı ve diyet yaparken karşılaşılan zorlukların nedenlerini, detaylı ve düzenli bir şekilde inceler. Kitap, yanlış beslenmemizi tetikleyen kavramsal, duygusal ve sosyal nedenleri incelerken aynı zamanda iyi beslenmenin ne anlama geldiğini değerlendirir. Ruh hâlimizi çözümlerken, sağlıksız alışkanlıklarımızı nasıl değiştirebileceğimizi ve nasıl kilo verebileceğimizi bize gösterir.
Hakan UŞAKLI Bu kitap dramayı; merak eden, etmeyen, hoşlanan ve hoşlanmayanlar için hazırlanmıştır. Gerek teorik bilgiler olsun, gerek araştırmalar ve gerekse uygulamalar titizlikle seçilerek drama katılımcıları ve uygulatıcıların beyenisine sunulmuştur.
Geniş kapsamlı kavram bilgisine yer verilen kitapta, drama üzerine yapılan yurt içi ve yurt dışı araştırmalara yer verilmiştir. Arkadaşlık, atılganlık ve benlik saygısı gibi ileri sosyal becerilerin ve kişiler arası iletişimin daha kolay öğretimi için dramanın kullanıldığı on sekiz oturumun dışında yetişkinler için hazırlanan üç oyun da kitaba dâhil edilmiştir. Anlaşılması kolay bilgiler ve uygulanabilir etkinliklerin yanında bazı terimler, sözlük kısmında açıklanmıştır.
Kısaca bu kaynak kitap; tüm drama dersleri veya oturumlarında rahaktlıkla kullanılabilecek, öğretmenlerin, liderlerin, öğrencilerin ve katılımcıların el kitabı olabilecek niteliktedir.
James Morrison DSM-5 2013 yılı Mayısı’nda yayımlandı.
DSM-5'i Kolaylaştıran Klinisyenler İçin Tanı Rehberi 2014 yılında yayımlandı.
Psikiyatristlere, psikologlara, psikolojik danışmanlara ve bu alanlardaki tüm öğrencilere yönelik hazırlanan bu kitapta; DSM-5'teki bilgileri daha kolay anlayabilmek, yorumlayabilmek, analiz edebilmek ve tanı koyabilmek; DSM-5'te ruhsal hastalıklarla ilgili sunulan bilgilerin anlaşılmasını kolaylaştırmak için, ICD-10, DSM-IV-TR, gerektiğinde daha önce yayımlanan DSM'lerdeki bilgilere atıfta bulunulmaktadır.
VAKALAR EŞLİĞİNDE tanıların nasıl yapıldığı, eştanıların nasıl konulduğu, ilgisi olmayan tanıların nasıl elendiği DSM-5 kriterlerine göre anlatılmaktadır. Bu kitap, PSİKİYATRİ VE PSİKOLOJİ alanlarında çalışan profesyoneller ve bu alanlarda eğitim alan öğrencilerin TANI KOYARKEN sıklıkla başvuracakları ve yanlarından hiç ayırmayacakları, yönlerini bulmalarını sağlayan DEĞERLİ KILAVUZ olacaktır.
Aybeniz Civan Kahve, Belgin Üstün Güllü, Derya Gürcan Yıldırım, Duygu Cantekin, Ezgi Tuna, F. Elif Ergüney Okumuş, Gaye Z. Çenesiz, Gizem Sarısoy Aksüt, Halime Şenay Güzel, Itır Tarı Cömert, İlkiz Altınoğlu Dikmeer, Kerim Selvi, Muazzez Merve Avcıoğlu, Öznur Öncül Demir, Talat Demirsöz, Yeliz Şimşek Alphan DSM-5’e göre Anormal Psikoloji, insan davranışının anormal yönlerini ve psikolojik rahatsızlıkları inceleyen, Türkiye’de ruh sağlığı alanında çalışan uzmanların ve psikoloji ve psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerin gereksinimlerine yanıt verebilecek temel bir başvuru kitabıdır. Bu kitap, Mayıs 2013 tarihinde yayımlanan DSM-5 tanı kategorileri ve ölçütlerini temel alan, anormal psikoloji alanında Türkçe yazılmış ilk özgün kitaplardan biri olma niteliğini taşımaktadır.
Kitabın ilk bölümlerinde anormal psikolojinin tanımı ve bu tanımın tarihsel gelişimi, anormal psikolojik rahatsızlıkları anlamakta kullanılan güncel yaklaşımlar ve tanı, değerlendirme ve araştırma yöntemlerine değinilmektedir. Ardından gelen bölümlerde DSM-5’te yer alan psikolojik rahatsızlıklar ele alınarak bu rahatsızlıkların genel görünümü, tanı ölçütleri ve görülme sıklığına dair bilgiler sunulmaktadır. Ayrıca psikolojik rahatsızlıkların oluşumu ile ilgili kalıtımsal ve çevresel etmenlere ve güncel modellere yer verilmektedir. Bölümler, psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan yöntemler ile sona ermektedir. Son bölümde ise anormal psikoloji ile ilgili etik ve yasal konulara değinilmiştir.
Kitap hazırlanırken her bölümde anormal davranış ve ruhsal rahatsızlıklarla ilgili güncel bilgiler ve araştırma bulgularının yanı sıra Türkiye’de yürütülen çalışmalara ve kültüre özgü önemli konulara da yer veren kapsamlı ve güncel bilgiler derlenmiştir. Kitapta sunulan bu bilgiler vaka örnekleri ve güncel tartışmalar ile desteklenmektedir.
Anormal Psikoloji kitabının, alanda çalışan uzmanlar ve öğrenciler için anlaşılır ve zengin bir kaynak oluşturacağına ve Türkiye’de ruh sağlığı alanına önemli bir katkı sunacağına inanıyoruz.
Belma Bekçi, Derya Deniz, Derya Gürcan Yıldırım, Eda Karacan, Ela Öncel Arı, Funda Kutlu, Gizem Cesur Soysal, Hande Kaynak, Meltem Anafarta Şendağ, Nesrin Hisli Şahin, Pınar Kaya Kurtman, Sezin Andiç, Uzay Dural Duygu düzenleme, psikolojinin son yıllarda oldukça ilgi çeken ve hızlı büyüyen bir alanıdır. Kuramlarüstü bir yerde konumlandırılabilecek olan duygu düzenleme, psikoloji biliminin her alanında ortak birleştirici bir güç olarak kabul edilebilir. Bu kitapta öncelikle duygu düzenlemenin temelleri incelenmiştir. Ardından duygu düzenleme; gelişimsel, klinik ve sosyal/uygulamalı psikoloji bakış açılarıyla ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Kitap, bu alanda yazılmış ilk Türkçe kitap olması ve duygu düzenlemeyi oldukça kapsamlı bir şekilde incelemesi bakımından oldukça değerlidir. Kuramsal arka plan ve güncel ampirik verilerin yanı sıra vaka örnekleri ve alan pratiklerini de içeren bölümler oldukça zengin bir içerikte okuyucuya sunulmuştur. Kitap, akademisyenler, alandaki uzmanlar, öğrenciler ve psikoloji alanına ilgi duyan herkes için psikoloji biliminin alt alanları kapsamında duygu düzenleme kavramı için bir temel ve başvuru kitabı niteliğindedir.
Leslie S. GREENBERG, Apa İnsanlar, uzun zamandır duygusallıklarıyla nasıl başa çıkacakları konusunda karmaşa yaşamışlardır. Bu karmaşadan kurtulmak için özel eğitimler almışlardır. Aslında, hayatta duygu hakkında edindiğimiz derslerin bazıları çelişkili görünür. İnsanlara hislerine güvenmeleri ve kalplerinin sesini takip etmeleri öğretilir ancak aynı zamanda kendilerini kontrol etmeleri ve o kadar da duygusal olmamaları da öğretilir. Duygusal fırtınalarla baş etme becerileri olmayan ve diğer insanların yeterli desteğini göremeyenler ise duygularını kontrol etmenin en iyi çözüm olduğu inancını geliştirirler. Bazıları ise yine de kendiliğindenliği kabullenir ve üzerinde kafa yormaksızın hislerini takip ederler. Hararetli hayatın, sezginin, maneviyatın ve belki de mistisizmin meziyetlerini yüceltirler. Bazıları müşterek duygularıyla diğerlerine güvenemeyeceklerini öğrenirler ve nihayetinde tamamen duygusuz olmaya çalışarak kendi duygusal sinyallerine de güvenmeme durumu geliştirirler.
Duygu odaklı terapi ve duygu koçluğu kavramı, (a) danışanların hisleriyle uyum sağlama ve onların tecrübelerini daha derinlemesine bir işleme tabi tutmayı ve (b) duyguyu anlamlandırmak için bilinci kullanarak bilinç ve duyguyu bütünleştirerek sentezlemeyi içerir.
Duygu koçluğu, hangi duygulara güvenip takip edilmesi, daha derindeki duygulara ulaşmak için hangisinin yok sayılması ve hangisinin düzenlenmesi ya da değiştirilmesi, hatta bunların hangisinin ne zaman yapılacağı konusunda insanların eğitilmesi üzerine bir düşünüş şeklidir. Duygu koçu, duyguyu tanımada, kendi hissettiklerini diğerlerinin hissettiklerinden ayrıştırmada, duyguyu yok saymada, tutarsız duyguları sentezlemede, duyguları bilgi olarak kullanmada, hisleri kelimeler ve sembollerle ifade etmede ve duyguların üzerine derinlemesine düşünmede insanlara yardım eder. Bütün bunlar duygusal gelişimin görevleridir. Duygu koçluğu hem duyguyla hem de bilinçle ve hem kendiyle hem de sistemle çalışmayı teşvik eder.
Bu kitap, üç okuyucu kitlesine hizmet etmeyi amaçlamaktadır:
• İlk olarak, psikolojik danışmanlıkta ve psikoterapide yeni olan ve duygularla çalışma üzerine çok tecrübesi olmayanlar için duygu koçluğundaki temel tutumları ve metotları tanıtmaktadır. Lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin psikolojik danışmada ve psikoterapide duyguların doğasını tanımalarına ve danışanlarına bu konuda nasıl yardımcı olacaklarını öğrenmelerine yardım edecektir.
• İkinci olarak, bu kitap daha deneyimli psikolojik danışmanlar ve psikoterapistler için danışanının anlayışını sistematize etmede ve duygularla çalışmada yardımcı olmak adına bir dizi öneri sunmaktadır. Duygu koçu danışanlarına duygularını bir rehber olarak kullanmalarında yardımcı olacak metotları sunmaktadır.
• Üçüncüsü, bu kitap duygu öz farkındalığı arayanlar için bilgi ve egzersizler sunmaktadır. Danışanlar için seanslarda kullanacakları ya da evde kişisel gelişimleri için beceri geliştirme egzersizlerine yer verilmiştir. Hem profesyonellerin hem de öğrencilerin kendi duygu farkındalıklarını ve sürekli değişen duygularının rolünü anlamalarına yardımcı olacak pek çok alıştırmayı da içermektedir.
Asra Babayiğit, Buse Keskindağ, Fatma Gül Cirhinlioğlu, Füsun Gökkaya, Gönül Taşcıoğlu, Gülüşan Özgün Başıbüyük, Hasan H. Başıbüyük, Hülya Ercan, İbrahim Bahtiyar, Meryem Karaaziz, Utku Beyazıt, Zafer Cirhinlioğlu Bu kitapta duygu psikolojisinin temel kavramları, duyguların işlevleri, duygu durumlarının kaynakları ve duyguların sınıflandırılması üzerinde durulmuştur. Duyguları fark etme ve ifade etme, yaşa göre duyguların gelişimi konuları ele alınmış ve duyguların kökeni incelenmiştir. Duygular, sosyolojik bakış açısından ve kültür ile ilişkisi bağlamında değerlendirilmiştir. Kitapta; aşk, öfke, depresyon ve yas gibi bazı temel ve ikincil duygulara ise ayrıntılı olarak yer verilmiştir.
Matthias Berking - Brain Whitley Duygu düzenleme, geçtiğimiz yirmi yıl içinde psikoloji alan yazınında oldukça yaygın bir şekilde ele alınan kavramlardan biri hâline gelmiştir. Duygulanım Düzenleme Eğitimi kitabı duygu düzenlenme ve duygu düzenleme becerileri hakkında detaylı ve bütüncül bir kaynak ortaya koymaktadır. Bu kitap duygulanımın doğasını ve duygu düzenleme becerilerini oldukça kapsamlı bir anlatım içerisinde ele almaktadır.
Bu kitap uzun araştırmalar ve mesleki deneyimler sonucu duygulanım düzenlemeyi anlamak ve geliştirmek üzere Dr. Berking tarafından oluşturulmuş bir eğitim programını kapsamlı olarak ele almaktadır. Kitap uygulama örneklerini içermesi açısından da oldukça değerlidir.
Dr. Berking’in duygu düzenleme kavramsallaştırması hem olumlu hem de olumsuz duyguları kapsaması açısından psikoloji alanında önem arz etmektedir. Bu her iki kümedeki duyguların şükranla deneyimlenebilmesi programın asli amacını oluşturmaktadır. Elinizdeki bu kitapla söz konusu bu asli amaca katkıda bulunabilmeyi diliyoruz.
Cem Gençoğlu, Müge Yılmaz Düşünce/akıl/mantık ve duygular arasındaki ilişki, düşünce tarihi boyunca hep bir tartışma alanı olarak görülmüştür. Bu tartışmalar bu kavramlardan birinin ön plana alınması gerekliliğinden kaynaklanan bir önermeler bütünü olarak algılanmış ve ele alınmıştır. Günümüz anlayışı ise bu karşıtlık tartışmalarını bütünlükçü bir yaklaşımla çözme, birinin diğerinin tamamlayıcısı olduğununun kabulü yönündedir. Bu anlamda düşünce, duygu ve davranışlar birbirinin tamamlayıcısı ve motifi olarak tanımlandığı anlayışı ile önceleri bir insani zafiyet olarak tanımlanan duygular artık yaşamın devamı ve yaşam kalitesinin niteliği için vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışmada sunulan eğitim programında duygular olumlu ve olumsuz olarak tanımlanmak yerine yaşamın devamı ve niteliği açısından önemli bir unsur olarak değerlendirilmekte, bireylere duygulara geniş bir çerçeveden bakılması önerilmektedir. Bireylerin yaşadıkları duyguları sağlıklı biçimde sözel olarak tarif edebilmeleri ve bu duyguları çevrelerine yansıtıp değerlendirebilmeleri önemli bir farkındalık gerektirmektedir. Duygusal Farkındalık Eğitim Programı, alan uygulayıcılarına sınırları belirlenmiş, bireylere duyguların yaşanması, ifade edilmesi, yönetimi ve farkedilmesi konusunda etkililiği kanıtlanmış bir yol haritası sunmaktadır.
Duygu Akyüz Evlilik çatışmasının çocuklar üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmalar, çatışmalara maruz kalan her çocuğun bu durumdan olumsuz etkilenmediğini göstermektedir. Elde edilen bu sonuçlar, araştırmacıları, çocukları evlilik çatışmasının olumsuz etkilerinden koruyan faktörlerin neler olduğunu incelemeye yöneltmiştir. Bu doğrultuda öne sürülen çeşitli modeller zamanla birer teori hâlini almış ve evlilik çatışmasının çocuklar üzerindeki etkileri pek çok boyutuyla araştırılmıştır. Bu teorilerden biri olan duygusal güvenlik teorisi, evlilik çatışmasının çocukları hangi yollarla ve nasıl etkilediğini açıklamaya çalışır. Bu kitabın amacı, yaklaşık 20 yıldan fazla süredir çalışılan ancak ülkemiz için oldukça yeni olan duygusal güvenlik teorisini okuyucuya tanıtmaktır. Teori; farklı yaş grubundaki ergenlerde bağlanma, ebeveyn tutumu, ebeveyn ruh sağlığı ve kardeş ilişkisi bağlamında incelenmiştir. Kitabın; ebeveynlere, bu konuda çalışan uzmanlara, lisans ve lisansüstü eğitimi alan öğrencilere rehberlik edeceği düşünülmektedir.
James M. KAUFFMAN, Timothy J. LANDRUM, Pearson Duygusal ve Davranışsal Bozuklukları olan Çocukların ve Gençlerin Özellikleri'nin onuncu baskısı güvenilir araştırmalara, öğretmen odaklı sunumlara ve Duygusal ve Davranışsal Bozukluklar (DDB) ile ilgili kavramların açıklamalarına yer veren ve uzun zamandır kabul gören kitabın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Kitap, okuyucunun DDB'lerin tarihçesini, sorunlu davranışların kökenini, bozukluk tiplerini ve değerlemeyle ilgili işlemleri anlamalarına yardımcı olmak amacıyla temel kavramlar çerçevesinde tasarlanmıştır. Olgu Çalışmaları, Kişisel Düşünceler ve Derinlemesine Düşünmek İçin Sorular okuyucuyla ilişki kurmakta ve duygusal ve davranışsal bozukluğu olan öğrencilerin özelliklerini onlara göstermektedir.
Bu Baskıdaki Yenilikler

Kitabın dört kısımdan oluşan bir akış içeren formatı, kitabın içeriğini Başlangıç Noktası (I. Kısım); Olası Nedenler (II. Kısım); Davranış Bozukluklarının Türleri (III. Kısım) ve Değerleme'ye (IV. Kısım) odaklanacak şekilde yeniden düzenlemiştir.
Değerlemeyle ilgili olan ve birleştirilmiş olan bölüm (15. Bölüm), konuya daha basit ve daha yararlı olacak şekilde yaklaşmaktadır.
Sosyal beceri öğretimine yenilenmiş bir vurgu yapan kısım (III. Kısım), belirli bozuklukların değerlemesine ve bu bozukluklara yönelik müdahalelere ilişkin belirli amaçlar sunmaktadır.
Kullanılan 150'nin üzerinde yeni kaynak ile en yeni araştırma bulguları sunulmakta ve tüm kitap boyunca oluşturulan önerilere destek sağlanmaktadır.
Yeni tablolar ve şekiller, mevcut konuları ve eğilimleri ele almakta ve görsellerin ayrıntılarını vererek açıklayıcı bilgiler içermektedir.
Ali Serdar Yücel, Alpaslan Hamdi Kuzucuoğlu, Ayça Gürkan, Ayla Taşkıran, Bülent Kılıç, Demet Akarçay, Elif Karagün, Emine Demiray, Emre Yanıkkerem, Fatma Arpacı, Fatma Tezel Şahin, Gökşen Aras, Mihalis (Michael) Kuyucu, Murat Korkmaz, Nurhayat Çelebi, Nurullah Karta, Saliha Özpınar, Seda İnan, Sevgi Özkan, Sezer Er Güneri, Şadan Tokyürek, Şebnem Aslan, Şerife Güzel, Ümran Sevil, Yavuz Taşkıran, Zeynep Kurtulmuş Şiddet günümüzde gelişmiş ya da az gelişmiş bütün ülkelerin en önemli sorunları arasındadır. Kadına, çocuğa, yaşlıya ve doğaya yönelik yapılan şiddet engellenemez durumdadır. Şiddetin en önemli nedenleri arasında gösterilen eğitim, ekonomi, yönetim, algı, psikoloji, medya ve inanç kavramlarıyla ilgili sorunlar üzerine her gün yeni çalışmalar literatürde yer almakta ve yasal boyutta birçok düzenlemeler yapılmaktadır. Ancak teknoloji ve uzay çağını yaşadığımız bu dönemde hâlen insan­lığın çok uzun zaman önce geçmişte bırakması gereken şiddetle ilgili sorunlar artarak devam etmektedir.
Bu kitapta da, farklı açılardan şiddet boyutlarına, Türkiye ve Dünyada yaşanan şiddetin nedenlerine, geçmişten günümüze kadar olan gelişmeler ile her anlamda şiddetin yok edilmesinin nasıl sağlanacağı konularına yer verilerek, akademik çerçevede şiddet sorununa cevap aramayı amaçladık. Alanında uzmanlaşmış ve literatüre birçok eser kazandırmış akademisyenlerimizin kaleminden çıkan değerli çalışmaları siz okuyucularımızla paylaştık. Umudumuz ve hedefimiz şiddet ve şiddete neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması, bu anlamda sorun yaşayan tüm dünya insanlarına bir nebze de olsa katkı sağlamak, önerilerde bulunmak, yapılması gerekenlerin neler olduğuna değinmek ve toplumsal fayda unsurunu ortaya çıkarmaktır.
Ellen Flanagan Burns “Sesim komik mi geliyor? Ya sunumumda hata yaparsam herkes bana güler mi? Yüzme seçmelerinde başarısız olursam ne olur? Çok utanacağım!”
Thomas her zaman biraz utangaçtır, ancak son zamanlarda gerginliği yapmak istediği şeylerin önüne geçmeye başlar. Bunun üzerine artık biriyle konuşma zamanının gelmiş olabileceğini fark eder. Thomas, ebeveynlerinin ve bir terapistin yardımıyla sosyal kaygının beynini nasıl etkilediğinin yanı sıra bununla başa çıkmak ve mücadele etmek için bazı günlük araçlar ve stratejiler öğrenir.
Doktora Elizabeth McCallum'un, sosyal kaygı ve onunla başa çıkmak için kullanabileceğiniz bilişsel-davranışçı stratejiler hakkında daha fazla bilgi içeren “Okurlar İçin Notlar”ını da kitabın sonunda bulabilirsiniz.
T. Gül Şendil Ebeveynler arasında yaşanan çatışmaların çocuklar için hangi durumlarda zarar verici ya da faydalı olacağı, cevaplanması gereken önemli bir sorudur. Bu alanda yapılan çalışmalar oldukça fazla bilgi birikimine yol açmıştır. Bu bilgiler ışığında, artık çocukların ebeveynler arasında yaşanan çatışmalardan sadece doğrudan değil dolaylı yollardan da etkilendiğini biliyoruz. Örneğin, evlilik çatışması ebeveyn uygulamalarını, ebeveyn çocuk bağlanmasını etkileyebilir ve bu durum çocuğun hem uyumunu hem de gelişimsel sonuçlarını etkileyebilir. Yine birbirleriyle anlaşamayan eşler bazen çocuklarını kendi taraflarına çekmek isteyebilir ki bu durum çocuğu, diğer ebeveynini karşısına alma riskiyle karşı karşıya getirebilir. Araştırma sonuçlarının ortaya koyduğu bir başka bilgi de, çocukların çatışmadan nasıl etkileneceğinin, çatışmayı algılama biçimiyle ilişkili olduğudur. Bu noktada, aklımıza, çocukların çatışma algısı yaşa, cinsiyete, mizaca ya da önceki çatışma tecrübelerine göre değişir mi gibi birçok soru gelir.
Sarah Edison Knapp, Arthur E. Jongsma, Jr. Zaman kazandıran kaynak özellikleri:
• 31 davranış temelli sunum problemi için tedavi planı bileşenleri
• 1.000'den fazla önceden yazılmış tedavi hedefi, amacı ve müdahalesi
• Çoğu sigorta şirketinin ve üçüncü taraf ödeme yapanların gereksinimlerini karşılayan tedavi planlarını yazmak için adım adım kılavuz.
Metin Özkan, Yeşim Özer Özkan, Şule Betül Tosuntaş, Nuray Yıldırım, Zehra Keser Özmantar, Metin Özkan, Yeşim Özer Özkan, Ramazan Cansoy, Muhammet Emin Türkoğlu, Selahattin Turan, Yeşim Özer Özkan, Sabiha Dulay, Elif Aydoğdu Eğitimde Araştırma Yöntemleri, bilimsel araştırmaların desenlenmesi, verilerin toplanması, analiz edilmesi ve raporlanmasına dair bilgiler veren bir başucu kaynağı niteliğindedir. Kitabın birinci bölümünde; “Araştırmaya neden ihtiyaç duyarız?” sorusuna cevap aranmış, bir öğretmen adayının veya eğitim bilimcinin araştırmacı kimliğinin nasıl olması gerektiği üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde; eğitim araştırmalarının planlanması süreçleri bütün yönleriyle tartışılmış, söz konusu süreçler örneklerle desteklenmiştir. Üçüncü bölümde; “Araştırmaya nereden başlamalıyım?” sorusu cevaplandırılmaya çalışılmış, alanyazın taraması, birincil kaynaklara ulaşmanın yol ve yöntemleri, eğitim bilimleri alanının belli başlı veri tabanları, dergileri ve internet kaynaklarına yer verilmiştir. Dördüncü bölümde; araştırmaların ilk adımı olan problem, problem seçimi ve yazım süreçleri etraflıca açıklanmıştır. Beşinci bölümde; eğitim araştırmalarında sık kullanılan araştırma türleri; altıncı bölümde, eğitim araştırmalarında problemin çözümü için kimlere ve nereye başvuracağınıza dair yol ve yöntemler tartışılmıştır. Yedinci bölümde, verilerin çözümü için ihtiyaç duyulan verileri elde etme usulleri; sekizinci bölümde, verileri analiz etme teknikleri; dokuzuncu bölümde, ulaşılan sonuçların doğruluğunu ve inandırıcılığı kontrol etme hususları etraflıca ele alınmıştır. Bu kitabın onuncu bölümü ise öğretmen ve öğretmen adayları için çok önemli olduğunu düşündüğümüz “bir eylem araştırmacısı olarak öğretmen” konusunu detaylı olarak ele almaktadır. Bu kitabın on birinci ve son bölümünde ise eğitimde etnografi araştırma ve süreçleri açıklanmıştır.
Abdurrahman Ekinci, Abdurrahman İlğan, Ali Gökalp, Aydan Ordu, Ceren Mutluer, Çetin Toraman, Deniz Gülmez, Duygu Şallı, Hasan Fehmi Özdemir, Murat Tekin, Münevver Çetin, Müslim Alanoğlu, Nedim Özdemir, Osman Aktan, Ömer Seyfettin Sevinç, Servet Üztemur, Sevim Bezen, Ümit Çağatay, Zülfü Demirtaş Bilimsel bilgiye ulaşmanın önemli motivasyonlarından biri, merak ve anlamlandırma dürtüsüdür. İnsanoğlu fıtratı gereği anlama, sorgulama ve yeniden tanımlama çabası ile hareket eder. Bu yönüyle bilimsel araştırma çabasını, bireyin; kendisini, çevresinde vuku bulan olayları ve dış dünyayı anlama ve anlamlandırma çabasına yönelik sistematik eylemleri olarak ifade etmek mümkündür.
Bu bakımdan belirli yöntemsel süreçlere dayalı olarak geçerliliği test ve kabul edilmiş sistemli bilgiler bütünü ve “entelektüel bir etkinlik çıktısı” olarak tanımlanabilecek olan bilimsel bilginin; eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye, her türlü gelişmenin ve kalkınmanın en kritik ve itici gücü olduğu, kabul gören bir gerçektir. Bu bağlamda bilimsel anlayış ile kalkınmayı sağlayan bilimsel üretim düzeyi arasında pozitif bir korelasyon olduğunu ifade etmek mümkündür. Bilimsel düşünme ve değerlendirme becerisi gelişmemiş bireylerden oluşan toplumsal kesimlerin; veri temelli, akıl ve sağduyuya dayalı çözümler geliştirmesi beklenemez. Bu durumun, toplumsal çatışmalar, bölünmeler ve karşıtlıklar üzerinden beşerî ve sosyal sermayenin tükenişine yol açan bir süreci doğurması kuvvetle muhtemeldir.
Sağlıklı bir toplum açısından her bireyin temel düzeyde düşünme ve araştırma becerilerine sahip olması ve aklın öncülüğünde, bilim ve veri temelli bir yaklaşımla olay ve olguları değerlendirmesi, hayati öneme sahiptir. Özellikle eğitimcilerin bu bağlamda sahip olacağı yeterliklerin, toplumun geleceğini belirleyecek nesillerin yetişmesi açısından kritik bir değere sahip olduğunu ifade etmek mümkündür.
Bu kitap, yukarıda ifade edilen temel hususlara dayalı olarak öncelikle eğitimciler olmak üzere bilimsel araştırmaya ilgi duyan bireyleri hedef alarak hazırlanmıştır. Bu bakımdan kitabın, lisans ve lisansüstü öğrenciler başta olmak üzere araştırma sürecine ilişkin yeterliklerini geliştirmek isteyen hizmet içindeki öğretmenler ve tüm araştırmacı adayları için bir başlangıç ve başvuru kaynağı olarak önemli bir boşluğu dolduracağı düşünülmektir.
Çınar KAYA, İbrahim DEMİRCİ, Ahmet AKIN, Hakan SARIÇAM, Cihan CAN, Abdullah AKIN, Recep UYSAL, Azmi Bayram İLBAY, Serhat ASLAN, Ümran AKIN, Süleyman DEMİR, Adem GÜNEŞ Elinizdeki bu kitap yaklaşık iki yıllık bir sürecin ürünü olarak, eğitimin çeşitli alanlarında kullanılan, Türkiye'de geliştirilmiş veya uyarlanmış yaklaşık 400 ölçme aracını içermektedir. Bu kitap sayesinde okuyucular, 22 farklı alana ayrılmış ölçme araçlarına ulaşma imkânı bulacak ve ölçeklerin psikometrik özelliklerini inceleyebileceklerdir. Ayrıca ölçülen kavramın tanıtımına ve örnek maddelerine ulaşabileceklerdir.
Kitabın, yararlı olması dileğiyle...
Samantha Garner Ruh sağlığı ve iyi oluş konusundaki artan araştırma, farkındalık ve uygulamalar göz önüne alındığında, bu kitabın alanda ihtiyaç duyulan bir boşluğu dolduracağını söylemek mümkündür.
Öğretmenler ve okullarda çalışan psikolojik danışmanlar için erişilebilir, rahatlıkla takip edilebilir bir kaynak olmasının yanı sıra bu kaynak kitap, öğretmenin duygusal özbakımına dikkat çekerek hem öğretmenin hem de çocuğun iyi oluşunu güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Okullarda sağlam başlangıçlar yapabilmek, bir bütün olarak tüm paydaşları ile okulun esenliğini sağlamak için farkındalık geliştirmek ve ruh sağlığı okuryazarlığını desteklemek üzere örnek uygulamalar içermesi kitabın en güçlü yanıdır. Akıcı dili ve mizahi unsurlara yer vermesi ise kitabın ruh sağlığına olumlu bakış açısının kanıtıdır.
Amerikan Eğitim Araştırmaları Birliği Amerikan Psikoloji Birliği Eğitim Ölçümleri Uluslararası Konseyi Sosyal bilimlerde ölçme yöntemleri ve ölçme için standartlar geliştirilmesi araştırmacılarca üzerinde çalışılan ve sürekli güncellenen bir alandır.
Eser alanda çalışan uzmanlarca bir komite oluşturularak standartlar, talimatlar raporlar ve ilkeler konusunda hassasiyetle hazırlanmıştır.
Test yapılandırma sürecinden başlayarak, geçerlilik güvenirlik gibi temel konuları da ele alarak nasıl test geliştirilir revizyon süreci nasıl yönetilir ayrıntılı biçimde anlatılmıştır.
Test kullanımında profesyonel standartlar danışmada test kullanımı, klinik ölçme, işe alım amaçlı ölçme ve değerlendirme ve aynı zamanda özel uygulamalarda (dil azınlıklarının ölçülmesi, engelli bireylerin ölçülmesi vb.) bilimsel ilkeler ışığında hazırlanan kitap dünyada yaygın olarak kullanılan bir başvuru kaynağıdır.
Richard G. Erskine, Janet P. Moursund, Rebecca L. Trautmann, Routledge Bu kitapta, İntegratif Terapinin nasıl yapıldığı uygulamalı vakalarla gösterilmekte ve örnek çalışmalardan sonra terapi süreci ve terapistin müdehaleleri ile ilgili analizler yapılmaktadır. Bir terapist olarak hangi ekolü uygularsanız uygulayın, Empatinin Ötesi’nden çok yararlanacağınızı umuyoruz.
Terapinin işlevi; durağan örüntü şablonunu, öz savunmaya yönelik temas bozulmasını ve sınırlandırılmış farkındalığı tersine çevirmektir. Terapistin var olma nedeni, danışanı gittikçe içsel ve dışsal olarak daha temaslı olmaya, durağanlaşmış şablon ve şemaları çözmeye ve farkındalık dışına itilmiş benlik parçalarını geri kazanmaya çağıracak bir ilişki sağlamakır. Elinizdeki kitabın, bu yolda terapistlere rehber olacağına inanıyoruz.
John Sommers-Flanagan, Rita Sommers-Flanagan, Ümüt Arslan Boşanma, birçok açıdan zorlu bir süreçtir. Bu süreçte ebeveynler çocuklarını yaşadıkları zorluklardan korumak isterler ancak bu konudaki bilgi kaynakları sınırlıdır. Bu kitap; boşanma sürecinde ve sonrasında yaşanabilecek olumsuz durumlarda ebeveynlerin çocuklarına nasıl yaklaşabileceklerini, eski eşleriyle ortaya çıkabilecek sorunlarda nelere dikkat etmeleri gerektiğini ve çocuklarıyla iletişimlerindeki kritik noktaları işlemektedir. Kitap beş bölümden oluşmakta olup anne babaların hayalleri ile gerçekleri arasındaki farklara, kendi kendilerine nasıl yardım edebileceklerine, çocuklarını nasıl dinleyebileceklerine, eski eşleriyle nasıl sağlıklı bir iletişim kurabileceklerine ve bütün boşanma sürecinin çocukları genel olarak nasıl etkileyebileceğine ışık tutmaktadır. Bir uygulama kitabı olarak tasarlandığı için kritik zamanlarda neler yapabileceklerine dair anne babalara yön gösterecek çok sayıda etkinlik içermektedir. Adında içerdiği gibi çocuklarını seven anne babalar için en iyi boşanma kitabı olmaya adaydır. Aile danışmanlarına, psikolojik danışmanlara, psikologlara, okul psikolojik danışmanlarına ve boşanma davalarında çalışan uzmanlara yardımcı olacaktır.
Heidi Gerard Kaduson, Charles E. Schaefer “Bu kitap, çocuklarla yaptığı çalışmalarda çeşitlilik ve yaratıcılık arayan tüm klinik uzmanların kütüphanesinde yer almalıdır. En Popüler 101 Oyun Terapisi Tekniği terapistler için güçlü ve uygulanabilir resim, oyun, kukla ve grupla oyun tekniklerini sunmaktadır. Bu kitapta yer alan tekniklerin zenginliği, okuyuculara değerli bilgiler sunulduğunun garantisidir. Bu kitabı yüz bir kere destekliyorum.”
Janine S. Shelby, Phd. UCLA Psikiyatri Bölümü
“GERÇEKTEN de 101 popüler ve ANLAMLI oyun terapisi tekniği olabilir mi? Yanıt evet- editörler, katkıda bulunanların favori teknikleri arasından seçim yapmışlar. Bu teknikler, oyun terapistlerine temel yöntemleri farklı biçimlerde kullanmalarının yanı sıra yepyeni yönler sunmaktadır. Katkıda bulunanların yazdığı giriş ve gerekçe bölümleri, onları anlayabilmek adına okumaya değer. Okuyucular bu kitapla bilgilerini arttırıp, uygulama çalışmalarını genişletecekler.”
LOUISE Guerney, PhD Ulusal İlişki Geliştirme Enstitüsü
“Son yirmi yıldır oyun terapisi çocukların ve yetişkinlerin psikososyal iyileşmesini sağlayan ileri bir araç olarak tüm dünyada yaygınlaşmıştır. Kolay okunabilir ve eğlenceli bir kitap olan En Popüler 101 Oyun Terapisi Tekniği, danışmanlar ve akıl sağlığı uzmanları için terapötik yöntemlerin yer aldığı bir hazine sandığı gibi. Bu kitap, tek bir kapak altından oyun terapisi otoritelerinin yaratıcılıklarını ve keşiflerini bir araya topluyor. Her tekniğin gerekçesi ve uygulama tanımı vaka örnekleriyle destekleniyor. Anlatılan teknikler, okullarda ya da oyun terapisi odalarında yer alan basit malzemelerle kolaylıkla uygulanabilir. Öyküleme, resim, oyun, kukla, oyuncak, kum havuzu ya da grup çalışmalarına ilgisi olsun ya da olmasın tüm oyun terapistlerinin kendilerine katacağı örnekler yer alıyor. Klinik uzmanlar, bu kitabı, çocuklar ve ergenlerle yapılan klinik çalışmalarda oyun terapisinin teorik prensiplerini kolayca uygulayabilen bir kaynak olarak değerlendireceklerdir.”
Lo Ayrnard, Phd Psikoloji Profesörü, Annapolis'de Serbest Danışman
Kathryn Geldart, David Geldard, Sage İnsanoğlunun hayat serüveninde belki de en fazla zorlandığı evre ergenlik evresidir çünkü bu evrede yavaş yavaş çocukluktan çıkıp yetişkinliğe geçiş yapmakta olan bir birey, artık ne çocuktur ne de tam anlamıyla bir yetişkindir. Bu evre sadece ergenler için değil aynı zamanda ergenlik çağında çocuğu olan anne babalar, ergen öğrencileri olan öğretmenler ve hatta ergenlerle çalışan psikolojik danışmanlar için de oldukça zorludur.
Bu nedenle ergenler ve gençlerle çalışan psikolojik danışmanların bu evrenin doğasını iyi tanımaları, ergenlerin ve gençlerin karşı karşıya kalabilecekleri temel zorlukları iyi bilmeleri ve bu özel gruba yardım ederken hangi teknik ve stratejileri kullanmaları gerektiği konusunda iyi yetişmiş olmaları gerekir.
İşte hem kuram hem de uygulamada engin deneyime sahip Kathryn Geldard ve David Geldard tarafından kaleme alına bu kitap, ergenler ve gençlerle çalışan okul psikolojik danışmanları, psikologlar ve psikiyatristlerin ihtiyaçlarına göre hazırlanmıştır. Kuşkusuz kitabın, anılan mesleklere hazırlanan öğrenciler için de bir başvuru kitabı olduğu gözden kaçırılmamalıdır.
Kitapta, gençlerin ihtiyaçlarına yanıt verecek beceri ve stratejilere ayrıntılı bir biçimde yer verilmiş, bu beceri ve stratejiler örneklerle zenginleştirilmiştir. Her bölümün sonunda yer alan "Önemli Noktalar" o bölümde yer alan konuları sade bir biçimde özetlemektedir. Kitapta ayrıca, gençlerle çalışan danışmanlar için etik konulara da yer verilmiştir.
Hakan Coşkunol, Hande Çelikay Söyler, Meryem Karaaziz Bağımlılık; sağlıklarını olumsuz yönde etkilemesine, sosyal yaşamlarına zarar vermesine rağmen insanların belirli bir takıntılı durumu yinelemeye yönelik engellenemeyen bir istek duymaları ve bunu sürdürmeye devam etmeleridir. Günümüzde çocuk ve gençlerde de en az yetişkinler kadar madde bağımlılığı sorunları ciddi şekilde ön plana çıkmaktadır. Alkol, ergen beyninde kalıcı ve ciddi gelişimsel bozukluklara yol açabilmektedir. Bu hasarların başında psikoz, şizofreni gibi ağır psikiyatrik hastalıklar gelmektedir. Özellikle çocukluk ve ergenlik dönemi gibi önemli bir süreçte erken alkol kullanılmaya başlanmasının, biyopsikososyal (biyolojik, ruhsal ve sosyal) alanda olumsuz ve ciddi hasarlara yol açan toplumsal bir sorun olduğu görülmektedir. Bu çalışmada; çocuk ve ergenlerin alkol bağımlılıkları, risk faktörleri, yaşayabilecekleri sorunlar ve tedavi yaklaşımları ile alakalı aileler ve sağlık çalışanlarına yaklaşım önerileri getirmek amaçlanmaktadır. Kitap kapsamında ergenlik döneminde alkol kullanım sorunu yaşayan bireyler ile görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelerin bazılarında bağımlı yakınlarının neler yaşadıklarına da yer verilmiştir.
M.Siyabend Kaya, Taşkın Yıldırım "Beni kimse anlamıyor!" mottosu, neredeyse her ergenin, üzerine basa basa vurguladığı bir mottodur. Peki ama gerçekte durum nedir? Bu bir ergen ben merkezciliğinin mi ifadesidir yoksa toplumsal bir gerçek midir? Ergenlik dönemi, stresli ve fırtınalı bir dönemdir. Bu fırtınalı dönemde ergenlere ihtiyaç duydukları desteği vermek, sağlıklı bir kişilik oluşumu için son derece önemlidir. İhtiyaç duyulan bu desteğin sağlanması ise en başından muhattabı olunan grubu ve bu grubun sorunlarını anlamaktan geçer. En temelde bu eser, ergenlerin bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilmeleri için öncelikle anlaşılmaları gerektiği varsayımı üzerine kurulmuştur. Bu anlamda ergenlerin sorunlarının neler olduğu/olabileceği veliler, öğretmenler ve yine ergenlerin bakış açılarından incelenmiş, benzerlikler ve farklılıklar “doğrudan alıntılar” şeklinde verilmiştir.
Okan Bilgin, Mustafa Koç Kendine özgü kural, ilke ve varsayımları ile problem odaklı yaklaşımlardan ayrılan “Çözüm Odaklı Kısa Süreli Psikolojik Danışma”; sahip olduğu yeni bakış açısı ve teknikleriyle özellikle son yirmi yılda az bilinen ve yaygın olmayan bir terapötik yaklaşımdan birçok ülkede kullanılmaya başlanan bir yaklaşıma evrilmiştir. Okullarda, psikolojik danışma merkezlerinde, sosyal hizmetler alanında, hastanelerde danışmanlar tarafından uygulanmaya ve etkileri araştırmacılar tarafından sınanmaya başlanan çözüm odaklı danışma yaklaşımının danışanlar üzerinde birçok farklı alanda olumlu etkiye sahip olduğu görülmektedir. Bu kitaba konu olan çözüm odaklı kısa süreli yaklaşıma dayalı özgüven geliştirme programı, okullarda görev yapan psikolojik danışmanlar tarafından rahatlıkla kullanılabilecek niteliktedir ve programda yer alan etkinlikler, ergenlerle kolaylıkla çalışılabilecek özelliktedir. Kitabın kuramsal ve uygulama açısından orijinal, güncel, işlevsel olduğu ve psikolojik danışma ve özgüven konusu ile ilgili olarak çalışan uzmanlara yardımcı olacağı düşünülmektedir. Alana katkı sunması dileğiyle...
Seda Erzi Bu kitap, ilişkileri bozma, yıpratma ya da istediğini elde etme amacıyla, çeşitli taktikleri (dedikodu çıkarma, dışlama vb.) kullanarak uygulanan ilişkisel saldırganlığı incelemektedir. Daha çok ergenlikle birlikte rastlamaya başladığımız “ilişkisel saldırganlık”, örtük yapısı bakımından diğer saldırganlık türlerine kıyasla daha az aşina olunan bir kavram olabilir. Dolayısıyla bu kitapta ilişkisel saldırganlığın nasıl ve neden oluştuğuna ilişkin sorular, yanıtlanmaya çalışılmıştır. Biyolojik açıklamalara, bireysel farklılıklara ve kişilik özelliklerine, ahlak gelişimi ile ilgili unsurlara ve aile, akranlar, arkadaşları içeren sosyalizasyon süreçlerine değinilerek, ergenlik ve yetişkinlik yıllarında ilişkisel saldırganlığın meydana gelişi anlatılmıştır. Bu kitabın, alanda öğrenim görmeye devam eden ya da tez çalışmaları yürüten öğrencilere, akademisyenlere, alanda çalışan rehberlik öğretmenlerine, ergenlerle ve yetişkinlerle çalışan terapistlere kısacası psikolojiye ilgi duyan, ilişkisel saldırganlığı merak eden ve anlamak isteyen herkese yönelik olmasına çalışılmıştır. İlişkisel saldırganlıkla bağlantılı olan diğer saldırganlık türlerine, aynı zamanda zorbalığa yer veren bu kitabın faydalı bir kaynak işlevi görmesi temenni edilmektedir.
Betül Aydın Ergenlik yılları bireyin hayata hazırlandığı, kendini tanımaya ve dönemsel zorluklarla başa çıkmaya çalıştığı zaman dilimidir. Ergenin sosyal ilişkilerini düzenleyebilmesi, sorumluluklarına sahip çıkması, duygu durumu problemleriyle baş etmesi ve kariyeri ile ilgili önemli çabalar göstermesi gerekmektedir.
Bu kitap, ergenlerin bu yönlerini geliştirici yaşam becerileriyle ilgili çalışmalar sunmaktadır. Özgüven, güvenli davranış sergileme, yaratılıcığı ortaya koyma, stresle başa çıkabilme, sorumluluk alabilme ve öfke ile baş etme gibi yönlerde ergenlerle çalışmak isteyenlere kılavuzluk edebilecek yarı yapılandırılmış grup çalışmalarını içermektedir.
Eylem Özten Özsoy, Bedia Kalemzer Karaca “DEHB çocukluktan başlayarak var olsa da klinik bir durum olarak karşımıza çıkıp çıkmayacağı; kişinin bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim özelliklerine, içinde büyüdüğü ev ve okul ortamlarına ve değişik noktalarda yaptığı hayat seçimlerine bağlıdır. Özellikle gençlik ve sonrasında ilk kez farkına varıldığı durumlarda, yıllar içinde kişinin gelişiminin hangi alanlarını ne kadar ve nasıl etkilemiş olduğu DEHB’nin gidiş yönünün belirleyicisidir. Elinizdeki kitabın konuya ilişkin temel birçok bilgiyi anlaşılır biçimde aktarması yanı sıra DEHB’nin doğrudan yetişkin yaşama yansımalarını ve düşünüş tarzından romantik ilişkilere kadar olan alanlardaki etkilerini de ele almış olması en ayırıcı özelliği. Kitabı okuyanlar, DEHB’den ibaret olmayan yaşamlarını değerlendirebilecekleri birçok ipucu bulacaklar”.
Dr. Yankı Yazgan
Hiperaktif Çocuk Okulda kitabının yazarı
Margaret Kernan, Elly Sınger, Routledge Erken Çocukluk Eğitim ve Bakımında Akran İlişkileri, küçük çocukların ilişkileri konusunda yeni perspektifler ve araştırmaları bir araya getirmektedir. Kitap, çocuk hakları
ve onların esenliklerini; giderek artan sosyal hareketlilik ve göç, değişen aile yapıları ve iş hayatı ile küçük çocuklara yönelik eğitim ve bakım hizmetlerindeki yaygınlaşma
zemininde incelemektedir.
Farklı kültür, coğrafya ve disiplinden gelen yazarların katılımıyla hazırlanmış olan bu koleksiyon, eğitimcilerin, çocukların akran ilişkilerini nasıl desteklediklerini ve bunları nasıl sosyal ve bilişsel gelişim için bir temel olarak kullandıklarını göstermektedir. Tartışılan konular arasında:
• çatışma ve uzlaşma
• arkadaşlık ve oyun
• grup fenomeni
• bağımsızlık ve bağımlılık
• kimlik ve aidiyet
• akran ilişkileri ve engelli çocuklar
• yetişkinleri küçük çocukların ilişkilerine hazırlamak
yer almaktadır.
Bu kitap erken çocukluk bakım ve eğitimi ile ilgilenen, özellikle de bu konuları küresel ölçekte değerlendiren, akademisyenler, araştırmacılar ve öğrenciler için oldukça
yararlı olacaktır.
Margaret Krennan Hollanda'da Uluslararası Çocuk Gelişimi Girişimleri (ICDİ)'nin üst düzey program yöneticisidir.
Elly Singer Hollanda'da Utrecht Üniversitesi Gelişim Psikolojisi Bölümü'nde ve Amsterdam Üniversitesi Eğitim Fakültesinde doçent doktor olarak çalışmaktadır.
Richard G. Erskine Bu kitapta, klinisyenler için çok değerli bilgiler bulunmaktadır. “Erken Dönem Duygu Karmaşası” açıklanırken yalnız “Borderline'ın” değil bütün bozuklukların, örüntülerin, kişilik stillerinin nasıl oluştuğuna ilişkin aydınlatıcı bilgiler okuyucuya sunulmaktadır.
“Erken Dönem Duygu Karmaşası” yüzünden duygularını düzenleyemeyen pek çok insan var. İnsanlar, çocukken vermiş oldukları kararların etkisi ile gösterdikleri tepkilerin farkında bile değiller. Çocukken verdikleri bugün işlevsiz olan kararlarla yaşamlarını ve ilişkilerini yönetmeye çalışıyorlar. Çocuklukta yaşanan karmaşa, bugünkü yaşamlarında da pek çok soruna neden oluyor.
Klinisyenler, bu kitaptaki “İntegratif Terapi” yaklaşımı ile “Erken Dönem Duygu Karmaşası” ile mücadele eden danışanlara derinlemesine nasıl psikoterapi yapıldığına; danışanların hayatlarında takıntı hâline gelmiş olan çocukluk çatışmalarını, ihmalleri ve travmaları çözmelerine nasıl yardımcı olunduğuna ilişkin vaka örneklerini bulabilirler.
Sizler (bir terapist ya da klinisyen olarak) hangi ekolü uygularsanız uygulayın, bu kitaptan çok yararlanacaksınız.
Hande Çelikay Söyler Esrar, dünyada en yaygın kötüye kullanılan yasa dışı maddedir. Kullanımı, çeşitli nörobilişsel bozukluklara yol açar; belli bir kelimenin veya belli bir hikâyenin belleğe geri çağrılarak aktarılmasını olumsuz yönde etkiler. Sorun, öğrenilerek kısa süre için bellekte tutulan bilgilerin geri çağrılması yani kısa süreli bellek ile ilişkilidir. Esrar ve türevlerini kullananlarda elli dakikadan daha fazla dikkat gerektiren görevlerin yerine getirilmesi esnasında uyanıklık ve dikkatin sürdürülmesinde sorunlar meydana gelir. Dozuna, kullanılış yoluna ve kullanan kişinin duyarlılığına göre özellikle dikkat gerektiren görevlerin yerine getirilmesi ile ilişkili performansı olumsuz yönde etkiler.
Sentetik kannabinoid (Jamaika, Bonzai) ilk olarak 1990'larda tıbbi amaçlı olarak laboratuvar ortamında üretilmiştir. Fakat sentetik kannabinoidler (SK) zaman içinde psikoaktif etkileri nedeniyle “yasal uyuşturucular” adı altında kullanılmaya başlanmış ve yaygınlaşmıştır. SK, kullananlarda farklı etkiler oluşturabilir. Bazı kişilerde aşırı sedasyon (uyuşukluk ve uyku hâli), kendinden geçme, hissizleşme ve zaman-mekân algısının bozulması gibi etkiler oluştururken bazı kişilerde şizofreniyi taklit eden aşırı hezeyanlar, ajitasyon, kendine ve çevresine zarar verme ve gerçeğe yakın hayaller görme gibi belirtiler ortaya çıkarabilir. Öte yandan SK kullanımı sonrası ani beyin kanamaları, kalp krizleri ve bunlara bağlı ölümler de görülmektedir.
Bu kitapta, esrar ve sentetik kannabinoidler ile ilgili temel bilgilerin yanı sıra bilişsel işlevlerde sebep oldukları kayıplar üzerinde durulmuştur.
Darlene Lancer Eş bağımlılık örüntülerini kırmaya yönelik güvenilir bir rehber
Eş bağımlılık döngüsü içinde takılıp kaldınız mı? Yalnız değilsiniz. Bu güvenilir ve hassas rehber içerisinde eş bağımlılığın belirtilerinin, nedenlerinin ve ilişki dinamiklerinin yanı sıra kesin bir şekilde iyileşmeyi sağlama yollarını keşfedeceksiniz. Eş bağımlılık örüntülerini kırmak ve hayatınızı geri kazanmak için şu andan daha uygun bir zaman olamaz.
• Eş bağımlılık ve iyileşme sürecinin temellerini keşfedin. Eş bağımlılığın ne olduğunu, eş bağımlılığın ve iyileşmenin aşamalarını, döngüyü kırmaya ve iyileşmeye başlamaya yönelik dört temel adımı öğrenin.
• Büyük bir atılım gerçekleştirin. Sizi nelerin eş bağımlı hâle getirdiğini keşfedin, yaralarınızı iyileştirin, kendinize özgü bir öz saygı ve sevgi geliştirmek için uğraşın.
• Diğer insanlarla olan ilişkilerinizi iyileştirin. Akışına bırakmayı, sınır çekmeyi, gerçekliği kabul etmeyi, etkili bir şekilde iletişim kurmayı, çatışmalarla başa çıkmayı ve geriye dönüş durumları ile mücadele etmeyi öğrenin.
• İyileşmenizi destekleyecek stratejileri keşfedin. Her şeye rağmen yolunuza devam etmeyi ve iyileşmeyi sürdürmeyi, mutluluğunuzun peşinden gitmeyi, ihtiyacınız olduğunda yardım almayı ve 12 Adım programı çerçevesinde başarılı bir şekilde ilerlemeyi öğrenin.
• Kendinizi sevmeyi öğrenin. Kendinizi sevmenin yollarını keşfedin, hedefinizden şaşmamak için pratik günlük hatırlatıcılardan faydalanın ve önceliği kendinize verin.
Kitabı açın ve
• Eş bağımlılık yelpazesinde nerede olduğunuzu
• Eş bağımlılığın ve iyileşme sürecinin aşamalarını
• Eş bağımlılığın ilişkilerinizi nasıl etkilediğini
• Kendinizin ya da başkalarının davranış veya bağımlılıklarını inkâr etme türlerini
• Yardım ve destek bulabileceğiniz yerleri
• Kendinize dair nasıl farkındalık geliştireceğinizi ve gerçek benliğinizi nasıl keşfedeceğinizi
• Kendinizi ifade etmeye ve sınır koymaya ilişkin önerileri öğrenin.
Ahmet Dinç, Bayram Özer, Bünyamin Han, Cihat Yaşaroğlu, Eyüp Bozkurt, Faysal Özdaş, Hakkı Kalaycı, Hüseyin Fazlı Ergül, Mustafa Özmen, Mustafa Tekke, Rıza Korkmazgöz, Volkan Duran İnsanın değer sahibi olması ya da değer üretmesi, insanı insan yapan en büyük özelliklerinden biridir. İnsan, değerleri ile “insan” olur, insani özellikler sergiler. Bir insan olarak hayatı nasıl yaşayacağımızı, birden fazla seçenek karşısında nasıl tercihte bulunacağımızı veya neleri tercih edeceğimizi belirleyen temel unsurlardan biri olan değerler, hayatımızın her anında, her aşamasında devreye girmektedir. Hayata gözlerimizi açtığımız, ilk sosyalleşme ve eğitim ortamı olan aileden başlayarak okulda, günlük hayatta ve hatta medyada olmak üzere değerlerin etkisini görür veya hissederiz.
Bu kitap, hem Batı hem de Doğu kültüründe karşılığı olan, insana ait ve insani olan on iki değeri ele almaktadır. Ele alınan her bir değerin önemi, bireysel ve toplumsal işlevlerine değinilmiş ve değerin nasıl kazandırılacağına ilişkin genel bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır. Kitabın; değerler ile ilgili çalışmalar yapan araştırmacılara; nesilleri değerlere bağlı bir biçimde yetiştirmek isteyen ailelere, eğitimcilere; lisans ve lisansüstü öğrencilere; değerler alanına ilgi duyan tüm okurlara faydalı olacağı ve literatüre katkı sağlayacağı umut edilmekte ve beklenmektedir.
İ. Volkan Gülüm, Gonca Soygüt Pekak Günümüzde sayısı giderek artan ve belli bir kuramsal alt yapıya dayanan veya birbirinden türetilen bir çok psikoterapi yaklaşımı doğmaktadır. Ancak hangi psikoterapi yaklaşımının diğerinden üstün olduğu henüz çözülememiştir. Yine de bazı terapistlerin diğer uygulamacılara göre daha etkili olduğu araştırmalarla gözler önüne serilmektedir. Psikoterapi yaklaşımlarını ana iki başlığa ayırdığımızda teknik yönelim ve ilişkisel yönelim olarak konumlandırabiliriz. Kitabın içerik yapısında ilişkisel bir psikoterapi yaklaşımı sunulmakta ve bu yönelimin arka planı tarihsel araştırmalarla desteklenmektedir. İki ana yapıya sahip olan bu kitabın ilk bölümünde terapötik ittifak ile ilgili nitel araştırmaların bilgileri sunulmaktadır. İkinci bölümde ise ilk bölümde bahsi geçen zengin çalışmaların bilgileri doğrultusunda uygulama örnekleri incelenmektedir. Ülkemizdeki psikoterapistlerin ilişkisel yönelim ve yaklaşımlarının incelendiği, terapi seansları arasındaki süreçlerin gözden geçirildiği, görüşmeler içerisindeki tıkanma anlarında kullandıkları tekniklerin incelendiği bir dizi psikoterapi araştırması yürütülerek hazırlanan bu kitap içeriği Türkiye’nin ilklerinden olma özelliğini taşımaktadır.
Penny Henderson, Jim Hollovvay, Anthea Miller Bir süpervizör olarak gelişim, öğrenme ve uygulama sürecini en iyi şekilde nasıl desteklersiniz?
Bu kitap, etkili uygulamalar için gerekli olan kuramsal, uygulamalı ve psikolojik temelle süpervizyon sürecine başlayan yardım mesleklerinde çalışanların tümünü donanımlı hâle getirmek üzere tasarlanmıştır. Kitap, süpervizyon alan bireyler ile güvene ve saygıya dayalı ilişkiyi nasıl kuracağınızdan, etkili geri bildirim vermeye ve süpervizyon oturumunu şekillendirmeye kadar bilmeniz gereken her şeyi kapsadığı için, duygusal anlamda zorlayıcı işlere girişenleri desteklemeniz ve cesaretlendirmeniz konusunda size yardım edecektir. Süpervizyon vermenin güçlükleri ve eğitim alanların değerlendirilmesinin yanı sıra yansıtıcı uygulama ve süpervizyonda etiğe de özellikle dikkat çekilmiştir. Yaratıcı yöntemler kullanmaya ve bilinç dışı süreçlerle çalışmaya yönelik yararlı öneriler ile öğrenme ve gelişimi desteklemek için kısa alıştırmalara kitap boyunca yer verilmiştir.
Özlü ve jargon kullanılmayan süpervizyonla ilgili giriş düzeyindeki bu kitap, süpervizyon eğitimi derslerindeki öğrencilerin yanı sıra sosyal ve sağlık bakımında, erken çocukluk dönemine yönelik hizmetlerde, psikolojide, koçluk ve her türlü terapideki yeni süpervizörler için idealdir.
“Bu kitap deneyimsiz danışmanlardan, daha deneyimli danışmanlara kadar her bir süpervizör için paha biçilemez ve temel bir araç olup süpervizyonun özünü oluşturan farklı bağlamlar ve roller ile cesaretlendirici yansıtmalara değinmiştir. İlginç bir şekilde yazılan bu kitap okuyucuyla konuşuyor ve vaka örnekleri ile bu kitabı canlı tutuyor. Bu kitap, kesinlikle sahip olunması gereken bir süpervizyon kitabı olarak yerini alacaktır.”
-Flávia Ribeiro, Birleşik Krallık Pen Green Merkezi, Corby, Northamptonshire'nde Öğretmen/Aile Çalışmacısı
“Bu kitabı çok sevdim. Hem yeni hem de deneyimli süpervizörler için çok iyi yapılandırılmış, kolaylıkla ulaşılabilir ve başlığından da anlaşıldığı gibi kullanışlı bir kitap. Özellikle, okuyucunun okuduklarını kendi deneyimlerine uygulamalarını teşvik eden ve onları mücadeleye davet eden düşünme noktalarını çok değerli buldum.”
-Robin Shohet, Supervison in the Helping Professons'nın ortak yazarı ve Passionate Supervision ile Supervision as Transformation'nın editörü
Edward. S. Kubany, Mari A. Mccaig, Janet R. Laconsay Şiddet içeren bir ilişkiyi sonlandırmanıza rağmen hâlâ bunun etkileri ile başa çıkmaya çalışıyorsanız bu kitapta sunduğumuz Travmadan İyileşme Teknikleri Programı iç huzurunuzu yeniden elde etmenizi sağlayabilir. Bilişsel Travma Terapisi olarak isimlendirilen ve klinik olarak etkisi kanıtlanmış olan alıştırmalar size suçluluk, öfke, depresyon, endişe ve stres konularında yardımcı olacaktır. Zihninizde dolaşmakta olan olumsuz düşünceleri ortadan kaldırarak onların yerine olumlu ve yapıcı ifadeler koymayı öğreneceksiniz. Programın devamında yaşamınız boyunca kaçmak zorunda olduğunuzu düşündüğünüz korkularla yüzleşmeniz için şiddet anımsatıcılarına kontrollü bir şekilde maruz bırakılma konusunda rehberlik alacaksınız. Program, kendinizin en güçlü savunucusu olmanıza yönelik tekniklerle başlamakta ve aynı tekniklerle sonlanmaktadır. Programın sonunda, hak ettiğiniz güvenli ve tatmin edici hayatı inşa etmeniz için tüm güce sahip olan bilgili, kendine güvenen bir kişi olacaksınız.
• Kitaptaki çalışmaları tamamlayarak:
• Travmanın hayatınızdaki etkisini fark edebilirsiniz.
• Öfke, stres, utanç ve suçluluktan kurtulabilirsiniz.
• Şiddet içeren ilişkileri kurmanıza neden olan çekirdek inançlarınızı değiştirebilirsiniz.
• Korkularınızla yüzleşip üstesinden gelebilirsiniz.
• Çaresizlik duygusunu ortadan kaldırabilirsiniz.
• Potansiyel şiddet uygulayıcıları tanıyabilir ve bu kişilerle gelecekte bir ilişki kurmayı engelleyebilirsiniz.
Ev içi şiddetten kurtulmuş birçok kadın, fiziksel ve duygusal güvenliklerini elde ettikten çok sonra dahi Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) belirtilerini tecrübe etmektedir. Çalan bir telefon ya da kalabalık bir sokak, şiddet uygulayanla karşılaşma riskini taşımaktadır. Önem verdikleri kişiler, onlara çok uzak görünür ve önceden keyif aldıkları şeyler artık ne zevk ne de rahatlama sağlar. Uzun ve uykusuz geceler geçirirler.
Ali Metin Büyükkarakaya, Ayşe Büşra İplikçi, Berna Aytaç, Bilgen Yazıcı, Bilgesu Atılgan, Burcu Tekeş, Burçin Akın Sarı, Çağlar Karaca, Elçin Gündoğdu Aktürk, Güler Cansu Ağören, Hasan G. Bahçekapılı, Hatice Işık, İrem Nur Özsoy, Kameray Özdemir, Merve Topcu Bulut, Metin Ege Salter, Onur Doğan, Özge Yılmaz, Özlem Ersan, Özlem Ertan Kaya, Özlem Kahraman Erkuş, Pınar Demirayak, Tuğba Uyar-Suiçmez, Yaren Emmez, Yarkın Güryol, Zuhal Yeniçeri Evrimsel psikoloji; insanların duygu, düşünce ve davranışlarını evrimsel araştırmaların ışığında inceleyen ve bu incelemeyi birçok ilgili alanın katkı ve yol göstermesi ile yapan, psikolojinin bir alt alanıdır. Bu kitapta, evrimsel psikolojinin temel konuları geniş bir yelpazede ve güncel bilimsel gelişmeler ışığında incelenerek okuyucuya genel bir çerçeve sunulması hedeflenmiştir. "Evrim nedir?" sorusu ile başlayan bu inceleme, evrimsel psikolojinin tarihi, yöntemi, temel kavramları ve güncel konuları ile ilerlemekte ve evrimsel psikolojiye eleştirel bir bakış ile tamamlanmaktadır. Kitapta ayrıca okuyucuların öğrenme deneyimlerini ilerletmelerine kolaylık sağlamak için hazırlanmış bir Türkçe-İngilizce terimler sözlüğü ve dizin de bulunmaktadır.