İnşaat Mühendisliği \ 1-3
Halit Cenan Mertol, Tolga Akış, Gökhan Tunç, Yunus Kantekin, İshak Can Aydın Depremler, birlikte yaşamak zorunda olduğumuz ve etkilerini asla göz ardı edemeyeceğimiz doğa olaylarıdır. Ülkemizde yaklaşık olarak her iki yılda bir yıkıcı, üç yılda bir ise çok yıkıcı depremler meydana gelmektedir. 6 Şubat 2023 tarihinde, yerel saat ile 04:17'de merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan ve yerin 8.6 km derinliğinde aletsel büyüklüğü AFAD verilerine göre Mw=7.7 olan çok şiddetli bir deprem meydana gelmiştir. Bu depremden yaklaşık olarak 9 saat sonra yerel saat ile 13:24'te Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde ve yerin 7.0 km derinliğinde aletsel büyüklüğü Mw=7.6 olan ikinci bir deprem daha meydana gelmiştir. Bu iki depremin hemen sonrasında teknik ekibimiz, depremden etkilenen illerde gözlem ve incelemelerde bulunmuştur. Depremlerden doğrudan etkilenen geniş bir alanda yer alan yapılarda yıkılmalar ve çeşitli düzeyde hasarlar meydana geldiği görülmüştür. Bu kitapta, Kahramanmaraş'taki ardışık iki depremin yarattığı yıkım ve hasarların nedenleri araştırılmış, depreme dayanıklı yapı tasarımı ve inşaatında dikkat edilmesi gereken hususlar örnekleriyle birlikte detaylı olarak incelenmiştir. Ayrıca depremlerin yapılarda yaratacağı yıkımların nasıl önlenebileceğine yönelik tavsiyelerde bulunularak bu doğa olayının afete dönüşmemesi için alınacak tedbirlere değinilmiştir. Amacımız, inşaat mühendisliğinin günlük yaşantımızdaki yadsınamayacak önemine vurgu yaparak gelecekte daha sağlam ve dayanıklı yapıların tasarlanması ve inşasında değerli meslektaşlarımıza ve tüm ilgilenenlere bilgi ve deneyimlerimizi aktarmaktır. Keşke demeden önce ne yapılabiliri araştırarak toplumu aydınlatma amacımızı, bu çalışmamızın tüm paydaşlar için faydalı olacağına inancımızı bir kere daha tekrarlamak isteriz. Umudumuz kuvvetli temeller üzerine oturan, etik kurallara bağlı, dürüst, sağlam ve güvenilir bir mühendislik ve inşaat altyapısının ülkemizde yaygınlaşarak çoğalmasıdır.
Ali Ruzi Özuygur ACI 318, güncel akademik araştırma sonuçları ve uygulama deneyimlerinin sürekli olarak yansıtıldığı kapsamlı bir Amerikan yönetmeliğidir. TS 500 ve Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018, belli konularda ACI 318'i referans almaktadır.
Bu kitapta, ACI 318 ve TS 500 hesap kurallarının açıklanmasına ek olarak lisans ve belli konularda lisansüstü eğitimi için gerekli teorik bilgilerin ve betonarme eleman davranış bilgilerinin yeterli düzeyde verilmesine özen gösterilmiştir. Gerekli yerlerde ACI 318 donatı detayları Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018 kurallarıyla karşılaştırmalı olarak verilmiştir.
İnşaat mühendisliği öğrencileri ve meslekte yeni olan tasarım mühendislerinin bina taşıyıcı sistem eleman boyutları ve donatı mertebeleri konusunda fikir sahibi olmaları için 20 katlı, gerçek uygulamayı temsil eden bir binanın taşıyıcı elemanları çeşitli örneklerde çözülmüş ve donatı detayları ölçekli çizimlerle verilmiştir. Konu anlatımında ve örnek çözümlerinde uygulama deneyimine dayalı önerilere de yer verilmiştir.
Nusret Şekerdağ Bu kitapta, birinci etapta durgun hâlde bulunan akışkanlarla ilgili mekanik kanunlar pratik problemlere uygulanmış, akışkanın yaptığı basınç ve basınç kuvvetlerinin hesabı yapılmıştır.
İkinci etapta ise basınçlı bir boyutlu bir akımı ifade eden boru akımında temel denklemler esas alınarak boru akımındaki hız, basınç, debi gibi parametrelerin hesabı yapılmış ve bu akışkan hareketinden doğan boru dirseklerine gelen kuvvetler hesaplanmıştır.
Yukarıdaki iki etap içinde çok sayıda örnek çözümler sunulmuştur.
Üçüncü etapta iki boyutlu akımın ifadesi olarak potansiyel akımlar incelenmiş ve uygulamalarla desteklenmiştir.
Dördüncü etapta ise açık kanal akımlarındaki akışkanın hareketi incelenmiştir. Burada kanaldaki üniform ve üniform olmayan akımlar incelenmiş, akımın kritik, sel ve nehir durumları ile ilgili çok ilginç problemler sunulmuştur.
Bu kitap, başta inşaat ve çevre mühendisliği olmak üzere birçok mühendislik alanlarında faydalı bir kitap olacaktır.
Donald F. Young, Bruce R. Munson, Theodore H. Okiishi, Wade W. Huebsch Akışkanlar mekaniği, mühendisliğin temel alanlarından birisidir. Akışkanlar mekaniği bilgi tabanının genişlemiş olması ve ders kitaplarına daha çok konuyu dâhil etme isteği nedeniyle, ders kitaplarının içeriği artmıştır. Geniş kapsamlı içeriğe sahip kitaplar, başlangıç dersinde temel prensipleri anlamada zorlanan öğrencilerin gözünün korkmasına ve detaylar arasında kaybolmasına sebep olabilmektedir. Dolayısıyla temel kavramları ve prensipleri içeren modern stilde daha öz fakat kapsamlı bir kitaba ihtiyaç olduğu düşüncesiyle hazırlanmıştır.
Kitapta, yeni başlayan öğrenciler için yararlı olacak temel konular sade ve içeriğe odaklanmış bir yaklaşımla sunulmuştur. Giriş kitabı niteliğiyle konuların sunumu, akışkanlar mekaniği problemlerini çözmede öğrencinin kendine güvenini adım adım geliştirmesi amaçlanmıştır. Her bir önemli kavram veya düşünce, önce basit ve anlaşılır bir şekilde ele alınarak açıklanmış daha sonra detaylar anlatılmıştır. Ayrıca akışkan ve akışlar ile ilgili temel kavramlar ve prensipler; şekil, fotoğraf ve videolar kullanılarak sunulmuştur. Kavramların ve prensiplerin anlatımı, çözümlü örneklerle ve örnekler içindeki yorumlarla desteklenmiştir.
Son olarak, akışkanlar mekaniğinin heyecan verici ve yararlı bir alan olduğunu yansıtmak amacı ile öğrencinin ve öğretim üyesinin kolayca bağlantı kurabileceği günlük hayattan çok sayıda akışkan akışı olayının analizi kitaba dâhil edilmiştir.
Mohammad Ali Sahraei, Emre Kuşkapan, Muhammed Yasin Çodur, Ahmet Tortum The major goal of this book is to review and determine the existing traffic accident prediction methods as well as aspects behind traffic crash that could be useful to decrease crash frequency and intensity (injury and death) in future, therefore saving numerous lives and wealth. The evaluation of the studies that was carried out in this research for a period of 21 years from 2000 which has led to several remarkable findings for traffic accident prediction models. There are numerous investigation in the literature to predict traffic crash (i.e. frequency, severity and risk factors) based on sixteen methods including regression, Artificial Neural Network (ANN), random forest, mathematics and probabilistic, spatial, Markov model, decision tree, time series, hybrid methods, classification, Stochastic Gradient Boosted Decision Trees, Genetic Algorithms (GA), fuzzy, data mining, gray system theory and Bayesian Network. Further comparisons determined that regression and ANN models were the most powerful methods for traffic accident prediction (i.e. accident frequency, severity and risk factors) followed by mathematics and probabilistic, hybrid, Bayesian network and spatial methods. In contrast, Markov, GA, Gray system, GBDT and data mining were determined as models with minimum usage.
Sertaç Tuhta, Furkan Günday, Hakan Aydın Today, composite materials are very popular in areas of engineering. These materials are also used in civil engineering. It is planned to increase the durability of civil engineering structures against static and dynamic loads by designing them as composites. It has been separately revealed by current scientific articles that the composite construction technique, which is used with a correct application in buildings, makes very positive contributions to the rigidity of the structure, its natural frequency or to the reduction of excessive building mass, which is a negative situation. Composite structures also come to the fore, especially with their performance in avoiding the resonance effect. In this book, different types of structures are created with different composites and examined both with the finite element method and with the operational modal analysis method, which is a new technique. In addition, the wind effect is also included in the examples. We hope that the book will be useful to all academics working in this field and civil engineers working in practice by using the analytical modal analysis and operational modal analysis method, which is a current and innovative approach based on different engineering studies about the new and popular composite construction technique.
Ali İhsan Çelik ANSYS Workbench, doğrusal ve doğrusal olmayan analizleri yapmak için sonlu elemanlar metodu (SEM) ile entegre olmuş bir platformdur. Mekanik analiz için hazırlanan geometrik modellerin çeşitli statik ve dinamik yüklemeler altında maruz kaldıkları fiziki şartları simüle eder ve mantıklı analizler üretmeye yarayan dinamik bir ortam sağlar. ANSYS Workbench'de çalışırken geometrik modeller Workbench ile entegre olarak çalışan New SpaceClaim modelleme programı sayesinde haricî bir 3D-CAD programına ihtiyaç kalmaz. Ayrıca, Workbench Release 2020 Mechanical project arayüzü daha görsel ve kullanışlı hâle getirilmiştir.
Bu kitapta öncelikle temel sonlu elemanlar teorisi, ANSYS Workbench kullanıcı arayüzü ve model oluşturma aşamaları anlatılmaktadır. İkinci aşamada 1D, 2D ve 3D SEM analiz örnekleri analitik çözümleri ile birlikte sunulmaktadır. Devamında, çeşitli mesh (ağ) oluşturma teknikleri, çelik yapı analizleri, modal analiz, doğrusal olmayan statik analizler, elastik ötesi davranış gösteren doğrusal olmayan dinamik analizler, sismik analizler, impact ve çeşitli mekanik analizler yapılarak çalışma tamamlanmıştır. Kitap, analitik bir mantık içerisinde simülasyon ve analizlerini sürdürmek isteyenler için bir rehber niteliğindedir. Karmaşık Mekanik problemlerinin sonlu elemanlar mantığı içerisinde simüle edilmesi ve çözümlenmesi bu kitap sayesinde mümkün olacaktır.
Anas M. S. Alihassan, Furkan Günday, Mustafa Omar Warayth, Sertaç Tuhta The use of Fiber Reinforced Polymer (FRP) composite material for reinforcement purposes in buildings is a very current technique that is subject to new research and development. In addition, the demand for FRP composite materials is increasing day by day, not only in the field of civil engineering but also in other engineering fields. Fiber Reinforced Polymer (FRP) composite reinforcement is a technique used to solve structural dynamics problems. Current scientific articles also show that the Fiber Reinforced Polymer (FRP) composite reinforcement technique used correctly in structures makes positive contributions to the rigidity of the structure, its natural frequency, or the reduction of excessive building mass, which is a negative situation. The aim of this book is to shed light on this very new and popular technique for valuable civil engineers and valuable researchers by examining the dynamic behaviors of different types of structures reinforced with different types of Fiber Reinforced Polymer (FRP) composite materials separately and practically. For this purpose, in the book, strengthening techniques with different types of Fiber Reinforced Polymer (FRP) composites are analytically applied to different types of structures and the modal analysis results are examined.

Nusret Şekerdağ Atıksuların arıtılmasında uygulanan işlemler devamlı olarak gelişmekte ve değişmektedir. Ayrıca arıtma tesislerinde oluşan arıtma çamurlarının bertarafı da ayrı bir önem taşımaktadır.
Şehir kanalizasyon şebekesi nihai kollektöründen çıkan evsel atıksuların alıcı ortama verilmeden önce arıtılması gerekmektedir. Bu amaçla atıksuların arıtılmasında mekanik, biyolojik ve kimyasal yöntemler kullanılmaktadır. Bu kitapta bu yöntemlerin uygulamaları verilmiştir.
Mekanik arıtmada; ızgara, kum tutucu, yağ tutucu ve ön çöktürme havuzları, biyolojik arıtmada; aktif çamur havalandırma havuzları, damlatmalı filtreler, dönen biyodiskler, membran biyoreaktörler, stabilizasyon ve mekanik havalandırmalı havuzlar gibi çok farklı alternatifler için hesaplamalar yapılmış ve her bölümün sonunda çok sayıda örnek problemler çözülmüştür.
Çamur bertarafında, çamurun susuzlaştırılması amacı ile birçok alternatif uygulamalı problemler yapılmıştır.
Kitabın sonunda da uygulamalı bir proje tasarlanmış ve hesaplamalar farklı üniteler için tek tek verilmiştir.
Ayrıca arıtma tesisinin hidrolik hesapları ayrıntılı bir şekilde yapılmış ve arıtma tesisinin hidrolik profili çıkarılmıştır.
Son olarak da arıtma çamurları borularının hidrolik hesaplamaları yapılmış ve çamur hidrolik profili verilmiştir.
A. M. Neville, J. J. Brooks “Betonsuz da yaşayamayız, betonla da”.
Temiz su dışında her şeyden daha fazla beton üretiyoruz. Her yıl kabaca 25 milyar ton beton yani dünyadaki her insan için yaklaşık üç ton beton kullanılmaktadır.
Bu bağlamda geleceğimiz için beton kullanım alışkanlığımızı yeniden değerlendirmemiz gerekmiyor mu sizce? Çimento üretimi biyosferimiz için felaketken birçok beton binanın zaman içerisinde hasar görmesi de gelecekte çok büyük bir sorun olacak gibi görünüyor. Tüm bu nedenlerden dolayı sürdürülebilir alternatif yapı malzemeleri de yaratmak durumundayız. Tüm değerlendirmeler yapıldığında betonun, modern toplumun vazgeçilmezi olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda beton kullanımını daha sürdürülebilir hâle getirmenin bir yolunu bulmamız gerekmektedir.
Örneğin, mevcut beton binaların ömrünün uzatılması bu yükü hafifletecektir. Beton, doğru hazırlandığı ve kullanıldığı takdirde zamanın getirdiği tahribata rahatlıkla dayanabilir. Dünyanın en büyük betonarme kubbesine sahip olan Roma'daki Pantheon yaklaşık 2000 yıldır ayakta durmaktadır.
Bugüne kadar çok sayıda betonarme yapı inşa edildi ve muhtemelen önümüzdeki en az 75 ila 100 yıl boyunca da inşaa etmeye devam edeceğiz. Bu binaların neredeyse tamamının 50 ila 150 yıl içinde yıkılıp yeniden yapılması veya taşıyıcı sisteminde önemli yapısal onarımların yapılması gerekecek.
Beton için yüksek teknoloji çözümleri umut verici. Ancak tüm bunları anlamak için normal betonu iyi anlamak gerekir ve bu kitap da bunu, hakkını vererek yapıyor. 1963'teki ilk baskısından bu yana neredeyse 60 yıldan beri tekrar tekrar yeniden basılması da bunun en önemli göstergesidir.
Bu kitap, beton ile ilgili akademik bilgi vermekten çok temelde beton için klasik bir ders kitabı ve başvuru kılavuzu olarak hazırlanmıştır. Öğrencilere beton teknolojilerini tüm yönleriyle en temel ilkelerden itibaren kapsamlı bir bütünlük içerisinde sunmaktadır. Uluslararası anlamda en sık uygulanan test yöntemlerine atıfta bulunarak yapıdaki beton bileşenleri, özellikleri ve davranışları ile ilgili tüm temel bilgileri kapsamaktadır. Her bölümün sonunda önemli kısımlar vurgulanmış ve örnek problemler verilmiştir.
Üniversitede İnşaat Mühendisliği eğitimi alan öğrenciler için mükemmel bir ders kitabı olan “Beton Teknolojisi”, uygulamadaki mühendisler için de değerli bir referans kitabı konumundadır.
Uğur Ersoy, Güney Özcebe, Erdem Canbay Betonarme, diğer yapı malzemelerinden farklıdır. Homojen olmayan, davranışı zamana ve yük geçmişine bağlı, doğrusal-elastik olmayan bu malzeme, uzun yıllar klasik teorilerin kılıfına sokulmaya çalışılmıştır. Ancak betonarme bu kılıflara girmemiş ve kendine özgü davranışını sergilemeye devam etmiştir. Bu nedenle çağdaş ve gerçekçi bir eğitim, çağdaş bir yönetmelik mutlaka davranışa ve taşıma gücüne dayanmalıdır. Davranış da ancak deneysel çalışmalarla öğrenilebilir.
Tüm bu nedenler göz önüne alınarak ellili yılların sonunda ODTÜ kurulurken Yapı Mekaniği Laboratuvarı'na öncelik tanınmıştır. ODTÜ'de 1959'da başlayan betonarme eğitiminde, davranış ve taşıma gücü bu eğitimin olmazsa olmazı olmuştur.
Çok sayıda baskısı yapılan bu kitabın oluşmasında elbette yerli ve yabancı kaynaklardan da yararlanılmıştır. Ancak her bölümde ODTÜ Yapı Mekaniği Laboratuvarı'nda yapılmış, deneysel araştırmalardan öğrenilenler ve deney sonuçlarına dayanılarak geliştirilen hesap yöntemleri de okuyucuya sunulmuştur.
Bu kitap; yetmişli yıllarda ilk kez tek adla -Uğur Ersoy- yayınlanmış, sonra yazara Güney Özcebe katılmış, onu Erdem Canbay izlemiştir. Bu gelişme, takım çalışmasının önemini vurgulamaktadır.
Uğur Ersoy, Güney Özcebe, Erdem Canbay Bu kitabın ilk baskısını hazırlarken üç okuyucu kitlesinin kitaptan yararlanabileceğini düşünmüştük: (a) Lisans öğrencileri, (b) Yüksek lisans ve doktora öğrencileri ve (c) Tasarım ofisi ve şantiyede çalışmakta olan mühendisler. Kitap basıldıktan sonra bize gelen duyumlar, bu düşüncemizi doğruluyordu. Ancak bir süre sonra daha önce tahmin edemediğimiz bir sorunla karşılaştık. O yıllarda etkili olmaya başlayan bilişim devrimi nedeniyle üretilen yüksek düzeyde bilgi her bölümde daha fazla yer kaplamaya başlamıştı. Bu gelişme de kitaba en fazla rağbet eden lisans öğrencisinin aklını karıştırıyordu. Bu sorunu çözümlemek için her bölümdeki yüksek düzey bilgileri toplayıp “Özel Konular” başlığı altında bölümlerin sonuna yerleştirdik.
Sorunun çözümlendiğine inanmışken bir başka sorunla karşılaştık: Bilişim devrimi nedeniyle hızlı bilgi artışı kitabın sayfa adedini hızla artırıyordu. Bu artışla kitabın hacmi rahat taşınabilecek büyüklükten çıkan bir düzeye geliyordu. Yazarlar olarak bu konuyu bir süre tartıştık ve “Özel Konular”ı ikinci bir cilde taşımanın en doğru çözüm olacağına karar verdik. Bu kararımız umarız iki cilt arasında bir uçurum yaratmaz. Biz kitabın yazarları olarak çalışan mühendislerin ve lisans öğrencilerinin de merak edip vakit buldukça Özel Konular'a da göz atacaklarına inanıyoruz.
Zarifa Hanmehmet - Emin Tolga Hanmehmet

Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı özellikle Türkiye koşullarında büyük önem taşımaktadır. Bu önem dikkate alınarak hazırlanan Betonarme Yapılar kitabında işlenen konularda kaliteli ve güvenli yapı tasarımı konularıyla ilgili, yani teknolojik, ekonomik, sağlam ve seri üretilebilen prefabrik betonarme yapıları hakkında, bilgiler verilmiştir. Bu yapıların üretiminde Türkiye’de öncül ve başarılı şekilde gerçekleşen inşaatlar ve üretilen yapı elemanları hakkında bilgiler sunulmuştur. Ayrıca betonarme yapıların II. sınır durumuna göre dayanımın yükseltilmesi, yani çatlama dayanımının artırılmasının gereği olarak ele alınan ön gerilmeli betonarme yapı teknolojisi anlatılmıştır. Ön gerilmeli betonarme yapı teknolojisinin prefabrikasyon üretiminde geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasının önemine binaen kitap II. Sınır durumlarına göre yapı eleman hesapları içermektedir. Bunun yanı sıra Mevcut kaynaklarda pek rastlanamayan yapı elemanları için eğilme deformasyonların ve çatlama dayanımların hesaplamaları ile ilgili hesap esasları ele alınmış ve çözüm örnekleri de sunulmuştur.

Antonio Trupia - Ahmet Saygun Yapıların emniyeti, etkileyen düşey ve yatay temel zeminine güvenle aktarılmasıyla sağlanabilmektedir. Betonarme ve Zemin Mekaniği konusunda temel bilgiler verilse de bu konuyu irdeleyen özgün bir kitap ülke genelinde azdır. Kitap bu eksikliği gidermek amacıyla, inşaat fakültesinde yüksek lisans programında verilen Betonarme Temeller dersi içeriğini kapsayacak şekilde ele alınmıştır.
Kitapta duvar temelleri, simetrik ve eksantrik tekil temeller, süreklikiriş temeller, ızgara sistemler, kirişli ve kirişsiz plak temeller (rayda temeller) sayısal örneklerde verilerek incelenmiştir. Radye temellerin kolaylıkla hesabına olanak sağlayan ve yazarlar tarafından geliştirilmiş bir hesap yöntemi ve ilgili tablolar verilmektedir. Ayrıca temel zemininin davranışını gerçeğe daha yakın idealize eden ileri hesap yöntemleri son bölümde irdelenmiştir. Öncelikle konuyu yeni öğrenmekte olan inşaat mühendisliği öğrencilerinin bilgilendirilmesini amaçlayan bu eserden genç ve hatta deneyimli mühendislerin de yararlanabilecekleri niteliktedir.

İÇİNDEKİLER
Bölüm 1 GİRİŞ
Bölüm 2 DUVAR ALTI TEMELLERİ
Bölüm 3 TEKİL TEMELLER
Bölüm 4 KENAR TEMELLER
Bölüm 5 BİR DOĞRULTUDA SÜREKLİ TEMELLER
Bölüm 6 İKİ DOĞRULTUDA SÜREKLİ TEMELLER:
IZGARA TEMELLER
Bölüm 7 RADYE TEMELLER
Bölüm 8 TEMEL ZEMİNİ DAVRANIŞINI GERÇEĞE DAHA YAKIN
İDEALİZE EDEN HESAP YÖNTEMLERİ

Atilla Aykanat Yapı üretiminin mesleki pratikleri içinde çok sıklıkla karşılaşılan ve bu alanda etkili sonuçlar alınmasına karşı zafiyetler oluşturan yapılarda su ve nemin oluşturduğu sorunlar, önemli yer tutmaktadır. Yapı üretim alanındaki bu sorunların oluşmasına ve giderilmesinde başvurulacak önlemlere değinilen bu kitabın, yapı üretimi alanında etkinlikleri olan mimar ve mühendisler ile bilhassa bu alanda öğrenim gören öğrenciler için son derece yararlı olacağına inanıyorum.
Prof. Dr. M. Harun Batırbaygil

Dr. Atilla Aykanat'ın, yapılarda sık tekrarlayan ve yapı üretimi alanında kaynak kayıplarına ve önemli yapı sorunlarına yol açan su ve nem sorunları ve bunların giderilmesine yönelik önlemleri, bilimsel bir düzeye taşıyarak hazırladığı bu kitap, mimarlık mesleğini icra edenler ve öğrenciler için kitaplıklarında bulundurmaları gereken önemli bir kılavuz olacaktır.
Prof. Dr. M. Rıfat Çelebi

Bu kitabın içeriğinde Yapı üretimi alanında karşılaşılan sorunlara, farklı bir perspektiften ve bilinenlerden ileri seviyede bakan ve binalarda su ve nem hasarlarına ilişkin sorunların kaynaklarına inerek önlem önerilerine dikkat çeken bu kitap, yapı üretiminde yer alan; mimar, mühendis, teknisyen ve öğrenciler için önemli bir kaynak oluşturmaktadır.
Prof. Dr. M. Yılmaz Kılınç
Abi Aghayere, Jason Vigil Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapım Esasları (ÇYTHYE) Yönetmeliği ve Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği - Deprem Etkisi Altında Çelik Bina Taşıyıcı Sistemlerinin Tasarımı İçin Özel Kurallar Bölümü ile uyumlu
Yük ve Dayanım Katsayıları ile Tasarım (YDKT) yöntemine uygun örnekler
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık bölümleri için lisans ve lisansüstü seviyesindeki tüm Çelik Yapılar dersleri için ideal bir kaynak
Gerçekçi taşıyıcı sistem çizimleri, konu sonu problemleri ve çelik bina tasarımı projesi
Bülent Akbaş, Onur Şeker, Hüseyin Türk IPE, HE, HL, HLZ, HD, HP, UBP, UB, UC, W, HG, IPN enkesitli profilleri için enkesit özellikleri
”Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapım Esasları” ve “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği: Bölüm 9: Deprem Etkisi Altında Çelik Bina Taşıyıcı Sistemlerinin Tasarımı İçin Özel Kurallar” yönetmelikleri ile uyumlu süneklik ve kompaktlık sınır şartları ve enkesitlerin sınıflandırılması
Eğilme etkisi altındaki elemanlar için tasarım tabloları
Eksenel çekme ve basınç kuvveti etkisindeki elemanlar için tasarım tabloları
Eğilme momenti ve eksenel kuvvet etkisindeki elemanlar tasarımı için tasarım tabloları
Tasarım tablolarının kullanımı ile ilgili açıklayıcı örnekler

Son yıllarda, ülkemizde, çelik yapı, birleşim ve yapı elemanlarının tasarımı ile ilgili iki yeni yönetmelik yürürlüğe girmiştir: 1) Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapım Esasları Yönetmeliği - ÇYTHYEY, (2016); 2) Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği, TBDY : Bölüm 9 – Deprem Etkisi Altında Çelik Bina Taşıyıcı Sistemlerinin Tasarımı İçin Özel Kurallar (2019). Bu yönetmeliklerden ÇYTHYEY, çelik yapı elemanlarının ve birleşimlerinin tasarımında kuvvet esaslı değerlendirme ve iki tasarım yaklaşımı (Yük ve Dayanım Katsayıları ile Tasarım ve Güvenlik Katsayıları ile Tasarım) önermektedir. TBDY : Bölüm 9’da ise 17 Ocak 1994 Northridge depreminden sonra önemli değişikliklerin yapıldığı depreme dayanıklı çelik yapı tasarımının esasları yer almaktadır.
Bu yönetmeliklerin yürürlüğe girmesiyle birlikte ülkemizde çelik yapı tasarımı ile ilgili iki tür kaynak ihtiyacı da artmıştır: a) Yönetmeliklerdeki esasların ve tasarım kriterlerinin nasıl ortaya çıktığı ve nasıl uygulanacağı ile ilgili örnekler; b) Uygulamada mühendislere yardımcı olacak tasarım tabloları ve abakları. Bu el kitabı, ikinci tür kaynak ihtiyacını gidermek üzere hazırlanmıştır. Benzeri Amerikan Çelik Yapım Derneği (American Institute of Steel Construction) tarafından hazırlanan bu tasarım tabloları ve abakları, bu el kitabında ülkemizde yaygın olarak kullanılan Avrupa profilleri için tasarım tabloları olarak hazırlanmıştır.
Bu el kitabındaki tasarım tabloları, Yük ve Dayanım Katsayıları ile Tasarım (YDKT) yaklaşımına uygun olarak farklı çelik sınıfları için hazırlanmış ve bölümler aşağıdaki gibi düzenlenmiştir:
Enkesit özellikleri,
Süneklik ve kompaktlık şartları,
Eğilme ve kesme etkisindeki elemanların tasarımı,
Eksenel basınç ve çekme etkisindeki elemanların tasarımı,
Bileşik eğilme etkisindeki elemanların tasarımı.
Kitaptaki tabloların inşaat mühendisleri tarafından çelik yapı elemanlarının tasarımında, İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Bölümlerindeki lisans ve lisansüstü seviyesindeki Çelik Yapılar derslerinde, proje ve ödev çalışmalarında rahatlıkla kullanılabileceği düşünülmektedir.
El kitabının bu birinci cildinde, sınırlı sayıda I profilleri ile ilgili tablolar oluşturulmuştur. Hazırlanmakta olan ikinci ciltte ise farklı profil ve enkesitler için de tasarım tabloları hazırlanması planlanmaktadır.
Musa Artar İnşaat Mühendisliği eğitimi ve profesyonel uygulamasında, çelik malzemeden inşa edilen yapıların hesap ve tasarımı önemli bir yer tutmaktadır. 2016 yılında yayınlanan ve daha sonra güncellenen “Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapım Esasları (ÇYTHYE) Yönetmeliği”, bu alanda ciddi bir kaynak ihtiyacı yaşanmasına neden olmuştur.
Bu kitap, hem inşaat mühendisliği eğitimi alan öğrenciler hem de gerçek hayattaki çelik yapı tasarımcıları için ilave bir kaynak niteliği taşımak üzere hazırlanmıştır. Çelik yapı elemanları ve birleşimlerinin yeni yönetmeliğe uygun olarak tasarımının temel adımları, yönetmeliğe uygun şekilde ve yönetmeliğe atıf yapılarak akış diyagramları şeklinde özetlenmiş, yönetmelikteki bilgi ve formülasyonlar burada bir kez daha tekrar edilmemiştir. Sayısal örneklerle hem çelik elemanların davranışının hem de yönetmeliğin uygulanmasının anlaşılır hâle getirilmesi amaçlanmış ve tüm sayısal uygulamalar hem Yük ve Tasarım Katsayıları ile Tasarım (YDKT) hem de Güvenlik Katsayıları ile Tasarım (GKT) yöntemleri için gerçekleştirilmiştir. Kitapta yer alan sayısal uygulamaların pratikte karşılaşılabilecek örnekler olmasına özen gösterilmiştir. Uygulamalar, taşıyıcı sistem çizimleri ve üç boyutlu görünüşler ile zenginleştirilerek öğrencilerin rahatlıkla anlamasına yardımcı olunmaya çalışılmıştır.

Şahin Sözen Bu kitapta, çelik yapı tasarımında ve uygulamasında sıklıkla tercih edilen 53 birleşim örneğinin kapasite hesapları “Çelik Yapıların Tasarım, Hesap ve Yapımına Dair Esaslar” yönetmeliği referans alınarak yapılmıştır. Örnek birleşimlerin uygulamada nerelerde kullanıldığı ve nasıl imâl edildiği konusunda kısa bilgilere yer verilmiştir. Benzer yük aktarım mekanizmasına sahip olup aynı amaca hizmet edebilecek birleşimler, farklı şekillerde oluşturulabileceğinden aynı tip birleşimlerin farklı uygulamalarına da kitapta yer verilmiştir.
Birleşim tasarımında, yük aktarım mekanizmasının çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Yük aktarım mekanizmasının daha kolay anlaşılabilmesi için renkli ve üç boyutlu olarak hazırlanan birleşim görsellerinde ana unsur, ikincil unsur ve birleşim ek elamanları, aynı renk kodu bütün birleşimlerde geçerli olmak üzere farklı renklerde gösterilmiştir. Böylece birleşimin üç boyutlu görseline bakan birisi, başkaca bir veriye ihtiyaç duymaksızın yük aktarım mekanizması hakkında önemli bir bilgiye sahip olmuş olacaktır. Birleşimlerde, kahverengi tonu koyu renkle modellenmiş eleman, yükün kendisine aktarıldığı ana elemanı temsil ederken daha açık renkle gösterilen eleman, yükü aktaran ikincil (tali) elemanı temsil etmektedir. Birleşimde kullanılan, levha veya köşebent gibi yardımcı elemanlar ise sarı rengin bir tonuyla modellenmiştir. Kaynak parçaları siyah/gri renkli taramalarla temsil edilirken, bulonlar için krem renk tercih edilmiştir. Okuyucu, kitapta renksiz olarak verilen şekillerin renkli versiyonlarına, kitabın içindekiler bölümünde verilmiş kare kodu okutarak ulaşabilecektir.
Ayrıca, yönetmeliğin 7 ila 11. bölümlerini kapsayan, basit ve bileşik mukavemet hâlleri durumlarıyla ilgili olmak üzere kısa yönetmelik bilgisi ile birlikte hesaba dair akış diyagramları verilmiştir. Bu akış diyagramları sayesinde dallanan hesap akışını takip etmek bir nebze basitleşmiş olacaktır. Bu akış diyagramları takip edilerek sayısal çözümler rahatlıkla yapılabilecektir.
Osman Gazi Sultan Algoritma, bir problemi çözmek veya belirli bir amaca ulaşmak için tasarlanan yol veya mantık dizisidir, çözümü adımlar hâlinde yazılmasıyla oluşturulur. Algoritma, yazı ile veya belirli şekiller ve simgeler kullanılarak ifade edilir; şekiller ve simgelerle ifadeye, akış diyagramı veya akış şeması denilir. Akış diyagramları algoritmanın kolay anlaşılabilmesini, çözüm aşamalarının takip ve kontrol edilebilmesini sağlamaktadır.
Mühendislik alanlarında, bazı problemlerin çözüm algoritmalarının akış diyagramları şeklinde sunulduğuna rastlanabilir. Fakat bir standardın tüm konularını kapsayacak bir çalışma, sadece yerli kaynaklarda değil uluslararası kaynaklarda bile enderdir.
Bu kitapta; bir ilk olarak, bir standardın tüm konularını A'dan Z'ye kadar akış diyagramları hâline getirdik. 2016 yılında T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan ve 2018 yılında gözden geçirilen Çelik Yapılar Tasarım Hesap ve Yapım Esasları Yönetmeliği'nin konularını, toplamda yaklaşık 135 akış diyagramıyla, Yönetmeliğin Bölüm 5'ten Bölüm 13'e kadar olan tüm hesap konularını akış diyagramları şeklinde sunduk.
Bu kitabın odak noktası, sektöre yeni başlayan mühendisler ve öğrenciler olmakla birlikte çelik yapı tasarımı ile ilgilenen tüm tasarım mühendisleridir. Kitapta her ne kadar çelik yapı tasarımı konuları öncelikli olsa da zaman zaman betonarmede çokça kullanılan hesaplamalara da kitap eklerinde yer verdik.
Nazire Mazlum, Bahar İkizoğlu Akışkanlar mekaniği, bilimsel ve teknik eğitimin temellerinden kabul edilmektedir. Özellikle çağımızda insan vücudundaki kan dolaşımından atmosfere fırlatılan roketlere kadar çeşitli konuları içerisine almakta ve bunlara çözüm getirmektedir. Bu nedenlerle akışkanlar mekaniği bütün mühendislik bilim dallarında temel derslerden biridir.
Hidrolik, suyun basınçlı boru akışları ve serbest yüzeyli akışları ile ilgili olarak karşılaşılabilecek problemlerin çözümünde, örneğin; içme ve sulama sularının istenilen yere iletilmesinde, kanalizasyon ve drenaj sularının uzaklaştırılmasına ilişkin problemlerin çözümünde, inşa edilecek tesislerin boyutlarının belirlenmesinde, su kaynaklarının debilerinin ölçülmesinde, yağmurlama sulama sistemlerinin planlanmasında, boru şebeke projelerinin hazırlanmasında kullanılabilecek uygulamaya yönelik bir bilim dalıdır.
Bu kitapta, akışkanlar mekaniği ve hidrolik konuları çözümlü problemlerle anlaşılabilir nitelikte verilmiş ve Çevre Mühendisliği öğrencilerinin derslerinde kullanılmak üzere hazırlanmıştır.
Konu Başlıkları:
• Sıvı Akışkanların Özellikleri
• Kütle, Enerji ve Momentumun Korunumu
• Hidrostatik
• Hidrolik Akış
• Serbest Yüzeyli Akışın İrdelenmesi
• İçme Suyu Şebekeleri
Yasemin Şişman Uygulamalı bilimlerde kaçınılmaz olarak ölçülerde var olduğu bilinen hataların azaltılması ve modellenebilmesi için gereğinden fazla ölçü yapılır. Fakat ölçülerin problem için yeterli bilinmeyen sayısından büyük olması çözümün tek anlamlı olması durumunu ortadan kaldırır. Bu durumda hangi ölçülerin kullanılarak çözüm yapılacağına karar verilmesi gerekir. Ölçülerin hiçbirini seçip ayıklamaksızın tüm ölçüleri kullanarak belirli bir amaç fonksiyonunu sağlayan bilinmeyenlerin gerçek değer olma olasılığının en yüksek olduğu çözüme dengeleme hesabı denir. Dengeleme hesabı işlemi içerisinde matematik ve istatistiğin birçok konusunu bulundurur.
Dengeleme Hesabı konusu itibarı ile çok fazla teorik bilgi ve hesaplama içerir. Bu kitabın oluşturulma amacı Harita ve Geomatik Mühendisliği Lisans eğitiminin temel dersi olan Dengeleme Hesabı dersi için kaynak oluşturmaktır. Kitabın oluşturulmasında çok fazla teorik içeriklere girilmemiş daha çok çözümler için temel adımlar oluşturulması ve bu adımlar kullanılarak örneklerin çözümüne odaklanılmıştır. Bu anlamda her Harita Mühendisliği öğrencisi için örneklerle konu anlatımını içeren bir kaynak kitap oluşturulmak istenmiştir.
Mevlüt Güllü, Ömer Gökberk Narin Dengeleme Hesabı hakkında olan bu kitap; Harita, Jeodezi ve Fotogrametri, Geomatik Mühendisliği bölümlerinin lisans programında okutulan Dengeleme Hesabı I, II, Jeodezik Ağ Tasarımı, Hatalar Bilgisi ve İstatistik dersleri ile Harita ve Kadastro ön lisans programlarında okutulan Dengeleme I ve Hata Bilgisi dersleri için öğrencilere kaynak kitap olarak hazırlanmıştır. Kitap içerisindeki soru çözümleri, öğrenciler tarafından daha anlaşılır olması için açık bir şekilde yapılmıştır. Kitaptaki soru çözümlerinin ve konu anlatımlarının rahatlıkla anlaşılmasını ve tüm okuyucularımıza faydalı olmasını diliyoruz.
“Ne ilim vardır ki olsun sonu; ne insan vardır ki olmasın kusuru.” Pîrî Reis
“Benim kadar sürekli ve yoğun bir şekilde matematik üzerinde düşünen herkes, benim buluşlarımı ortaya koyabilir.” Carl Friedrich Gauss
İsmail Zorluer Dispersif killer, su bulunan ortamlarda kendiliğinden dağılma eğilimindedirler. Bu nedenle dispersif killerin var olduğu yerlerde veya dolgu, sedde ve benzeri yapılarda kullanımları söz konusu olduğunda doğru tanımlanmalı ve tasarım kriterlerine uygun çalışma yapılmalıdır. Bu kitapta; dispersif killerin arazide gözlemi, deneysel olarak tanımlanması, değerlendirme yöntemleri, dispersif özelliğine neden mikro yapıyı anlatan dispersiyon mekanizması konusunda temel bilgiler verilmiştir. Bu bilgilerin akademisyenlere, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine, tasarım ve uygulama mühendislerine yol gösterici bir bilgi kaynağı olacağı düşünülmektedir.
Pan American Health Organization İnsanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara yol açan afetler; doğal, teknolojik veya insan yapısı kökenli olaylardır. Çağlar boyunca toplumların en önemli problemlerinden birisi olarak normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkilemiştir.
Ülkemizin jeolojik, topografik yapısı ve iklim özellikleri doğal afetlerin çok sık yaşanmasına neden olmaktadır. Özellikle, önemli bir deprem kuşağı üzerinde bulunmamız, gelişen bilim ve teknolojiye rağmen birçok tahribat ve zarara yol açmaktadır.
Afetler önemli bir halk sağlığı sorunudur çünkü sadece yiyecek, su, ilaç yokluğuna değil; sıcak, soğuk, kanserojen kimyasal maddelere, ruhsal etkilere maruz kalmaya neden olabildikleri için insan sağlığını olumsuz olarak etkilemektedir.
Bu kitabın afet konusunda çalışanlara yararlı bir kaynak kitap olması dileği ile herkese afetsiz bir yaşam diliyorum.
Ayhan Şamandar, Hüseyin İşleyen Bu yeni ve özgün eser; bu alana ilgi duyan, merak eden, araştıran, inceleyen, zengin bir arşive dönüştüren bir isteğin, emeğin, farkındalığın ve uzun soluklu bir çalışmanın ürünüdür.
1. Bölüm: Dünyada Yüksek Hızlı Tren
Hızlı, güvenli, konforlu, çevreci ve ekonomik olan bu trenlerin “Japonya, İngiltere, İtalya, Fransa, Almanya, İspanya, ABD, Çin, Güney Kore, Tayvan, Türkiye, Rusya, Özbekistan, Suudi Arabistan” ülkelerindeki uygulamaları inceledik.
2. Bölüm: Türkiye'de Yüksek Hızlı Tren
Ülkemizin bu yeni nesil ulaşım modu teknolojisinde geldiği yeri, kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri ve projeleri inceleyerek öneri ve öngörülerde bulunduk.
3. Bölüm: İstanbul-Ankara Arasında Yeni Bir YHT Güzergâhı Önerisi
İstanbul-Ankara arasında alternatif yeni bir YHT hattı projesi hazırladık. “İstanbul (Halkalı), Gebze, Kocaeli, Sakarya, Hendek, Düzce, Bolu, Gerede, Kızılcahamam, Ankara” YHT istasyon noktaları olarak önerdik. Bu hattı önermemizin gerekçelerini detaylıca anlattık.
4. Bölüm: Önerdiğimiz Projenin, Önerdiğimiz Güzergâh Üzerindeki Kentlerin Kalkınmasına ve Gelişmesine Etkileri
Son bölümde, tez çalışmamızdan yola çıkarak ülkemiz ve bölgemiz için hızlı ve kârlı olan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımıza önerdiğimiz bu büyük Türkiye YHT Projesi'nin, bölgedeki kentlerin kalkınmasına ve gelişmesine etkilerini inceledik.
Bu eserin; meraklıları, bilim dünyası, teknoloji hayranları, tüm yeni nesil ulaşım paydaşları, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız ve ülkemiz için farkındalık oluşturacağını, yol gösterici bir rehber olacağını umuyoruz.
Bülent Karakaya “İnşaat mühendisliği oldukça geniş bir alana yayılan sanat, zanaat ve matematiğin buluştuğu bir meslektir. Böyle bir meslekte hayat boyu süren öğrenmenin, öğrenilen bilgiyi sentezlemenin sonucu problemleri çözmedeki başarı olarak kendini göstermektedir. Bu mesleğe yıllarını veren yazarın uzun yıllara yayılan tecrübe ve birikimlerinin hayat bulduğu bu eserin alanında önemli bir eksikliği gidereceğine inanıyorum. Özellikle genç inşaat mühendislerinin genişleyen iş portföyünde karşılaştıkları yabancı dilde terminolojiye hâkim olmamalarına/olamamalarına ilişkin serzenişleri bu alandaki yeter çalışmanın olmadığının en önemli göstergesiydi.
Geniş bir kitleyle muhatap olan inşaat mühendisinin etkin bir şekilde yabancı dildeki terminolojiyi anlaması ve kullanması için okuyucu dostu olarak hazırlanan bu eserin yazarı Sayın Bülent Karakaya'nın mesleğine olan sevgi ve saygısının bir tezahürü olarak hayat bulduğu söylenebilir. Sayın Karakaya'nın hazırladığı bu eserinden dolayı kendisini tebrik eder büyük bir eksikliği gidereceğine inandığım bu eseri özellikle genç meslektaşlarıma hararetle tavsiye ederim.”
Prof. Dr. Abdulkadir Cüneyt Aydın
Erzurum Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
İnşaat Mühendisliği Yapı Bölümü Başkanı

"Dear Mr. Karakaya,
I would like to congratulate you for taking on such an important task. In a world that requires global competition, such a contribution is much needed. Best wishes.”
Professor Dr. Necati Catbas
Civil Engineering Faculty Central Florida University, USA


"Dear Mr. Karakaya,
Thank you very much for sharing your booklet with me. I am impressed by its style and content, and I hope that your booklet will be a very useful resource for young engineers.With my best wishes.”

Associate Professor Oya Mercan
University of Toronto Civil Engineering Department, Canada
Gökhan Uşma Enerji etkin konutlar; tasarımı, inşa süreci ve tüm yaşam döngüsü boyunca enerji tüketimi en aza indirilen binalardır. Ayrıca kullanıcıları için sağlıklı ve verimli çevreleri sağlayan binalar olarak tanımlanmaktadır. Çalışmanın amacı, enerji etkin konut tasarımında ve uygulama çalışmalarında enerji tüketim değerlerinin, ekolojik ve ekonomik etmenlerin olduğu kadar kullanıcı memnuniyetinin de detaylı bir şekilde belirlenmesi ve bunların bir bütün olarak ele alınması gerekliliğini ortaya çıkarmak ve bu amaç doğrultusunda tasarım/inşa sürecinde ve sonrasında kullanılabilecek bir kullanıcı memnuniyeti değerlendirme modeli geliştirmektir. Enerji etkin konutlarda kullanıcı memnuniyeti modeli; konfor koşulları, konut-çevre ilişkisi, sağlık, sistemsel özellikler ve servis/hizmet özellikleri olmak üzere dört temadan oluşmaktadır. Modeldeki her tema, bu temayı pratikte gerçekleştirmek için göstergeler içermektedir. Konfor Koşulları Teması; görsel konfor, işitsel konfor, ısısal konfor, mekânsal konfor ve hava kalitesi göstergelerini içermektedir. Konut-Çevre İlişkisi Teması; konum, ulaşım, tesislere erişim, erişilebilirlik, sosyal donatılar ve açık, yeşil alanlar, çevre mahalle kalitesi ve manzara/görsel etki, yoğunluk/kalabalık, yaşam biçimine uygunluk/homojenlik, topluluk içindeki ilişkiler ve komşuluk ilişkileri göstergelerini içermektedir. Sağlık Teması; mevsimsel hastalıklar, göz kuruluğu/yaşarması/kızarıklıklar, boğaz, burun kuruluğu ve tıkanıklığı, baş ağrısı/baş dönmesi/bulantı, tanımlanamayan alerjik reaksiyonlar, öksürük problemi, bulaşıcı hastalıklar ve yorgunluk göstergelerini içermektedir. Sistemsel Özellikler ve Servis/Hizmet Özellikleri Teması; kullanıcı kontrolü ve zorluklar, sistemlere aşinalık ve bilgi sahibi olma, bina bakımı, su döngüsü ve bertaraf/drenaj sistemleri, güvenlik, işletme maliyetleri, sistem arızalarının ve şikâyetlerin bildirilmesi ve çözümü göstergelerini içermektedir.
Ahmet Ali Artun, Ali Kuru, Bilge Kağan Şakacı, Cenay Babaoğlu, Erkan Çakır, Esra Banu Sipahi, Hasan Alpay Karasoy, Hayriye Şengün, İhsan Korhan Başer, Levent Memiş, Mohamadan Abdulkasan, Murat Küçükşen, Murat Yaman, Nesrin Açıkgöz, Oğuzhan Erdoğan, Onur Kulaç, Ozan Yetkin, Özgür Vural, Recep Fedai, Tekin Avaner, Türken Çağlar, Yunus Düger, Zeliha Erol Bu kitabın kaleme alındığı günlerde ülkemizin dört bir yanında meydana gelen doğal felaketler, Türkiye’nin coğrafi açıdan taşımış olduğu afet risklerini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Elazığ merkezli 6,8 büyüklüğündeki depremde ve Van’ın Bahçesaray ilçesinde yaşanan çığ felaketinde toplam 82 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, kamu politikaları açısından afet ve acil durum yönetiminin yanı sıra afetlere dirençli bir toplum oluşturabilmek için vatandaşlara verilmesi gereken afet eğitimlerinin önemine dair de kamuoyundaki farkındalığı arttırmıştır. Bu amaçla gerçekleştirilmesi elzem olan faaliyetlerden bir tanesi de bu çalışmanın odak noktasını oluşturan, afetlere bütüncül ve interdisipliner bir bakış açısıyla yaklaşılmasıdır. Bu kapsamda, özellikle afet ve acil durum yönetimi ile ilgili çeşitli disiplinlerin ortak yönleri çalışma içerisinde derinlemesine ele alınmıştır.
“Bizler, bilim insanları olarak afetlerde hiçbir vatandaşımızın zarar görmemesi için akademik katkı bağlamında kazanımlarımızı paylaşarak sunmaya çalışmaktayız. Kitabımızı, Elazığ depreminde ve Van’ın Bahçesaray ilçesindeki çığ felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın aziz anılarına armağan ediyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.”
R. Alpay Abbak Fiziksel jeodezi dersi harita mühendisliği bölümlerinde okutulan temel derslerden biridir. Ancak lisans öğrencilerinin faydalanabileceği Türkçe ders kitabının yok denecek kadar az olması önemli bir sorundur. Geçmişte birkaç öğretim üyesi tarafından kaleme alınan bu konu günümüz gelişmelerine göre yeniden düzenlenmesi gerekmiştir. Bu nedenle lisans öğrencilerinin kolayca anlayabileceği temel Türkçe eser ihtiyacından yola çıkarak yazılan bu kitap aynı zamanda alanında en güncel bilgileri de içermektedir.
Kitapta temel kavramlardan hareketle, teori ve uygulamalar birlikte verilmiştir. Teorik kısımlar okuyucuyu olabildiğince sıkmadan ve çok fazla ayrıntıya girmeden anlatılmıştır. Bu çerçevede kitap sekiz ana bölümden oluşmaktadır. Her bölüm kendisinden sonra gelen bölüme altyapı oluşturacak şekilde tasarlanmıştır. Bölümlerin son kısımlarında sayısal uygulamalar yardımıyla teorik konuların anlaşıla bilirliği arttırılmaya çalışılmıştır.

Karl Klaus (Çeviri: Komisyon) Fotogrametri ve Uzaktan Algılama alanında eğitim veren çok sayıda ülke dillerine çevrilen, bunun yanında birçok ülkede temel ders kitabı olarak kullanılan bu kitap yazarın vefatından önce çokça arzulamasına rağmen Türkçeye kazandırılamamıştı. Kitap, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Fotogrametri Anabilim Dalı hocalarının değerli çabalarıyla Türkçeye kazandırılmıştır. Üç ciltlik Fotogrametri dizisinin birinci cildi, hem fotogrametrinin hem de son yıllarda gelişen laser taramanın temellerine ve standart yöntemlerine ayrılmıştır. Fotogrametri ve laser tarama ile her şeyden önce cisimlerin biçim ve konumları belirlenir ve modellenir. Veri elde etmek için algılayıcılar uçaklara, yakın bölgeler için ise yersel platformlara monte edilirler. Modellemenin sonuçları, kısmen vektör grafik olarak, kısmen de fotoğraf dokusu ile raster grafik olarak görselleştirilirler.


Bu kitap; İnşaat Mühendisliği, Makine Mühendisliği; Kültür, Teknik, Jeodezi, Coğrafya, Jeofizik, Jeoinformatik, Hidroloji, Informatik, Arazi ve Orman bilimi ve Çevre düzenlemesi alanlarında öğrencilere ve uygulayıcılara faydalı bir kaynak kitap olacaktır.
Frederick K. Lutgens, Edward J. Tarbuck Evren'in başlangıcından günümüze dek geçen zaman dilimi içinde Dünya'mızın geçirmiş olduğu tüm aşamaları, Dünya sistem ve alt sistemlerinin fiziksel ve kimyasal özelliklerini açıklayan Genel Jeoloji Temel Kavramlar kitabı, jeoloji, jeofizik ve maden gibi yerbilimlerinin farklı disiplinlerinin yanı sıra malzeme, inşaat ve çevre gibi bilim dalları için de temel kaynak niteliğindedir. Jeoloji bir doğa bilimi olarak matematik, fizik, kimya ve biyolojinin etkileşiminden doğmuştur. Yer’in bileşimini, yapısını, topolojisini, gelişme süreçlerini ve tarihçesini inceleyen jeologlar, bu temel bilimlerin ilke ve kanunlarını kullanıyorlar. Yerküremiz, aralarında sürekli etkileşim ve iletişim olan jeosfer, hidrosfer, atmosfer ve biyosfer alt sistemlerin bütününden oluşur. Dünya’mızda meydana gelen iç ve dış olaylar bu alt sistemlerin etkileşimi ve sürekli bir döngünün sonucunda meydana gelirler. Sıklıkla çevre ve yaşamsal sorunlara neden olan sel, çığ, deprem, heyelan, volkanik patlamalar gibi olağan doğa olayları okuyucunun konuyu kavraması için görsel ve kolay anlaşılır şekil ve fotoğraflarla ve çok yalın bir dille anlatılıyor.
Bu kitap, Yerküre’yi jeolojinin temel kavramlarına odaklanarak inceliyor ve jeolojinin alt disiplinlerinin ana konularını ilgi çekici örneklerle açıklıyor. Ayrıca, Yeryüzü’nü şekillendiren iç ve dış süreçleri sistem kavramı içinde alarak birçok alt sistemin birbiriyle nasıl bir etkileşim içinde olduğunu gösteriyor. Geçmişte mitlere, dogmalara dayanan jeolojinin günümüzde kinematik bir teori olan Levha Tektoniği'ne uzanan gelişimi sonucunda, sismik ve yanardağ etkinlikleri, dağ oluşum süreçlerinin nedenleri ve Yeryüzü’nde dağılımlarının nasıl açıklandığı jeoloji haritaları, blok diyagramlar ve şekiller ile gösteriliyor. Bu eser, doğayı seven ve yerküremizdeki doğal olayları kavramak ve anlamak isteyenlere eşsiz bir kaynak oluşturacaktır.
Bilim adamlarının bitmek tükenmek bilmeyen çabaları sonucunda sahip olduğumuz mavi gezegeni şekillendiren süreçlerin nasıl ortaya konulduğu kitabın tümünde bir bütün olarak ele alınıyor. Kitap, Yerküre’nin tüm alt sistemlerini, olayların gelişim ve çevresel etkilerini güncel şekil ve fotoğraflarla tamamlayan özgün ve bilimsel nitelikte hazırlanmıştır. Yerbilimleri ile uğraşan, araştıran ve ilgi duyan geniş bir okuyucu kitlesi için eşsiz bir kaynak kitap olarak bu eserin önemli bir eksikliği gidereceği kuşkusuzdur. İçinde yaşadığımız mavi gezegenimizi daha iyi anlamak, korumak ve onunla birlikte uyum içinde yaşamayı öğrenmek için bu temel başvuru kitabı, ilgilenenlerin yararlanmasına sunuluyor.
Taylan Sofuoğlu, İlker Bekir Topçu Bazı endüstriyel atıklar, kimyasal işlemlerle geopolimer hâline getirilerek, çimento kullanmadan yüksek dayanımlara sahip, taşıyıcı yapı malzemeler üretilmektedir. Geopolimerlerin üretimi, dünyadaki çevre kirliliğinin azalmasında ve endüstriyel atıkların geri dönüşümünün sağlanarak daha ekonomik yapı malzemelerinin üretilmesinde etkili olacaktır. Bu kitapta, bir şeker fabrikası üretim atığı olan Pres Filtre Atığı (PFA) ile kömür termik santrali atığı olan Uçucu Kül'e (UK), alkali aktivatör yardımı ile geopolimerizasyon yöntemi uygulanarak geopolimer harç elde edilmesi hakkında bilgi verilmiştir. Ülkemizde, kamu sektörüne ait 15 ve özel sektöre ait 18 olmak üzere toplamda 33 adet şeker fabrikasından, üretim döneminde açığa çıkan yıllık yaklaşık 900 bin ton PFA'nın, geri dönüşümle değerlendirilmesi hedeflenmiştir. PFA ile yapay puzolanik özelliğe sahip UK ve belirlenen oranda alkali aktivatör (Na2SiO3) içeren harç numuneler hazırlanmıştır. Sonuç olarak 23.68 MPa'lık en yüksek basınç dayanımı, 24 saat hava kürü sonrası 72 saat süresince 120 oC kür sıcaklığı uygulanan 75 ml su ve %10 oranında PFA içeren geopolimer, numunelerde elde edilmiştir. Böylelikle betonarme standartlarında depreme dayanıklı yapılarda kullanılabilecek beton kalitesine ulaşılabileceği görülmüştür. Ayrıca çimento üretiminde açığa çıkan sera gazı emisyonu ve çimento üretim maliyetinde, bir miktar da olsa azalma ile birlikte endüstriyel atıkların geri dönüşümü sağlanarak depolama problemi ve bu atıkların çevreye vermiş olduğu zararlı etkilerin de belli ölçüde indirgenebileceği düşünülmektedir.
Robert D. Holtz, William D. Kovacs, Thomas C. Sheahan - Pearson Holtz, Kovacs ve Sheahan tarafından yazılmış “Geoteknik Mühendisliğine Giriş” kitabının 2. Basımı okuyucular ile bire bir konuşma ortamı yaratarak okuyucuları düşündüren ve uygulamalarla yol gösteren bir yöntem izlemektedir. Yazarlar kitaba önceki baskısından farklı olarak zeminlerin mühendislik ve mekanik özelliklerinin yanı sıra kayanın da mühendislik ve mekanik özelliklerini eklemişlerdir. Kaya mühendisliği genelde tüneller, yeraltı elektrik santralleri, petrol depolama odaları, madenler gibi mühendislik uygulamalarında yeraltı yapılarında ortaya çıkdığı gibi yapı ve baraj temellerinin kaya tarafından taşınması, ana kayaya ulaşan derin kazılar, kaya şevlerinin stabilitesi gibi zemin yüzeyindeki mühendislik uygulamalarında da karşımıza çıkmaktadır.
Kayaların geçirgenliği, oturması ve mukavemet özelliklerinin Bölüm 4'te verilen kaya kalitesi değerine (RQD) bağlı olduğu değişik bölümlerde açıklanmaktadır. Ayrışmış kayaların geçirgenliği zemine göre çok düşük olsa da baraj gibi su tutan yapılarda ciddi su kaçakları olabilmektedir. Bölüm 6'da hidrostatik su hem zemin hem de kaya için incelenmektedir. Genellikle kayalarda oturma olmayacağı düşünülmekle beraber ağır yapı yükleri altında oturan ayrışmış kayalara ait ilgili bilgiler Bölüm 8'de verilmektedir. Zeminlerin kayma mukavemeti ile ilgili bilgilerin yanı sıra kaya kalitesine bağlı olarak kayaların kayma mukavemetine ait bilgiler Bölüm 11, 12 ve 13'te verilmektedir. Ayrıca bu baskıda zeminlerde gerilme yayılışları örnekleri ile verilmektedir.
Bu kitabın her bölümünde verilen teorik bilgi ve örneklerin temel mühendisliğinde yapılan çalışmalara son derecede yararlı olacağı düşünülmektedir. Kitap gerek akademik alana gerek öğrenci ve uygulamacılara yönelik katkı sağlayan bir eserdir.
Muzaffer Kahveci, Ferruh Yıldız Günümüzde GNSS yalnızca navigasyon ve askerî amaçlı değil günlük yaşantımızın hemen her aşamasında kullanılan bir sistem hâline gelmiştir. Ülke jeodezik nirengi ağlarının kurulması ve ülke datumunun (jeodezik koordinat sisteminin) belirlenmesi, depremlerin önceden tahmini, insansız hava araçları dâhil sivil ve askeri tüm kara, deniz ve hava araçlarının takibi, roket sistemlerinin navigasyonu, hassas tarım, karayolunu kullandığın kadar vergi öde sistemi, dağcılık, arama kurtarma, zaman transferi, arkeolojik kazılar, petrol arama, cep telefonları ve araç içi navigasyon gibi kullanımlar bugün GNSS'nin yoğun olarak kullanıldığı alanlara örnek olarak verilebilir. Günlük ve bilimsel yaşantımızın hemen her alanını oluşturan bu olanakları sağlayan GNSS teknolojisinin gerçek zamanlı ve üç boyutlu konum, hız ve zaman belirleme ile navigasyon yeteneklerine sahip olması, ülkeleri millî menfaatleri gereği kendi bölgesel ve/veya küresel uydu sistemlerini kurmaya zorlamaktadır. Bu zorunluluğun temelinde yatan ana düşünce ise ulusal egemenlik kavramıdır. Dolayısıyla, uzay çalışmalarını hedef edinmiş olan ülkemizin yerli ve millî güvenilir bir bölgesel konum ve zaman belirleme sistemine öncelikle sahip olmasının askerî, stratejik ve ekonomik olarak çok büyük önemi bulunmaktadır.
Bu eserde; GNSS ile ilgili teknik ve uygulamaya yönelik güncel ayrıntılı bilgiler ve Türkiye'de haritacılık mesleğinin öncülüğünde bugüne kadar gerçekleştirilmiş GPS/GNSS tabanlı bazı çalışmalar anlatılmaktadır. Bu bağlamda; Türkiye'de uzay ve GNSS ile ilgili faaliyet gösteren tüm disiplinler, kurum ve kuruluşlar için temel teknik bir kaynak oluşturulmaya çalışılmıştır.
Murat Yakar, Fatma Bünyel Ünel, Lütfiye Kuşak, Seda Nur Gamze Hamal Hacim Hesapları Enkesit Yöntemi ile Hacim Hesabı Soruları Yol Projelerinde Hacim Yüzey Nivelmani Ölçüleriyle Hacim Hesabı Soruları Eşyükseklik Eğrileri Yardımı ile Hacim Hesabı Soruları Tünel Projelerinde Hacim Hesabı
R. Alpay Abbak Fiziksel jeodezi dersi harita mühendisliği bölümlerinde okutulan temel derslerden biridir. Ancak lisans öğrencilerinin faydalanabileceği Türkçe ders kitabının yok denecek kadar az olması önemli bir sorundur. Geçmişte birkaç öğretim üyesi tarafından kaleme alınan bu konu günümüz gelişmelerine göre yeniden düzenlenmesi gerekmiştir. Bu nedenle lisans öğrencilerinin kolayca anlayabileceği temel Türkçe eser ihtiyacından yola çıkarak yazılan bu kitap aynı zamanda alanında en güncel bilgileri de içermektedir.

Kitapta temel kavramlardan hareketle, teori ve uygulamalar birlikte verilmiştir. Teorik kısımlar okuyucuyu olabildiğince sıkmadan ve çok fazla ayrıntıya girmeden anlatılmıştır. Bu çerçevede kitap sekiz ana bölümden oluşmaktadır. Her bölüm kendisinden sonra gelen bölüme altyapı oluşturacak şekilde tasarlanmıştır. Bölümlerin son kısımlarında sayısal uygulamalar yardımıyla teorik konuların anlaşılabilirliği arttırılmaya çalışılmıştır.
Redvan Ghasemlounia Günümüzde akışkan ortamını simüle etmek için birçok model tanıtılmış ve bunların her biri simülasyon gücü, uygulama kapsamı, grafik arayüz gücü ve kullanılabilirlik açısından kullanıcıları arasında özel bir popülerlik kazanmıştır. Özellikle son yıllarda en güçlü ve yaygın olarak kullanılan modellerden biri FLOW-3D modelidir. Bu model, 1980 yılında Dr. C.W. (Tony) Hirt tarafından kurulan Flow Science Inc. tarafından çıkarılmıştır ve her geçen gün yeni sürümleri geliştirilmektedir. Bu model günümüzde çok popüler olup araştırma ve endüstride kullanılmaktadır. Çok iyi grafik sonuçlar, bu modelin popülaritesinin nedenlerinden biri olabilir. FLOW-3D modeli; su akışını, tortu taşınımı ve bunlara benzer birçok problemi simüle etme konusunda yüksek bir yeteneğe sahiptir ve hidrolik simülasyonlar için uygun bir modeldir. Bu kitap FLOW-3D'nin 10.0.1 versiyonuna göre yazılmıştır ve tüm menüler ve şekiller bu versiyonun çalışma ortamına göre hazırlanmıştır. Ancak daha yüksek sürümler için de araştırmacılar ve öğrencilere iyi bir rehber olacaktır.
Özlem Terzi, Emine Dilek Taylan, Tahsin Baykal Hidroloji; yeryüzündeki suların dağılımı, hareketi ve özellikleri ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Dünya nüfusunun gittikçe artması ve iklim değişikliği ile tatlı su kaynakları etkilenmekte dolayısıyla suyun canlılar için önemi daha da dikkat çekmektedir.
Hidrolojik verilerin elde edilmesi, değerlendirilmesi ve hidrolojik süreçlerin matematiksel modellenmesi için gerekli hidrolojinin temel kavramları ve uygulamaları bu kitapta sunulmuştur.
Mühendislik öğrencilerinin suyun kullanımı ve kontrolü çalışmalarında yeterli bilgiye sahip olması açısından; bu kitapta, teorik ve çözümlü problemlere yer verilmiştir. Bu alanda kazanılan bilgiler, su kaynaklarının yönetimi ve planlanması, taşkın ve kuraklık kontrolü, su yapılarının tasarımı için gerçekleştirilecek projelere temel oluşturur.
Tim Davie, Nevil Wyndham Quinn Hidrolojinin Temelleri’nin üçüncü basımı, tatlı suyun gezegen üzerinde ve etrafında nasıl hareket ettiğini ve insanların kendileri için mevcut tatlı su kaynaklarını nasıl etkilediğini ve yönettiğini anlamak için ilginç ve kapsamlı bir giriş sağlar.
Kitap, her biri hidrolojiyi anlamada temel öneme sahip üç kısımdan oluşmaktadır:
Birinci kısım, hidrolojik döngü içindeki süreçler, bunları anlama şeklimiz ve her bir süreç içindeki su miktarının nasıl ölçüleceği ve tahmin edileceği ile ilgilidir. Bu aynı zamanda her bir sürecin su kalitesi sorunlarını nasıl etkilediğinin bir analizini de içerir.
İkinci kısım, akım ve su kalitesi gibi önemli hidrolojik parametrelerin ölçümü ve analitik değerlendirmesi ile ilgilidir. Su kaynaklarının değerlendirilmesinde hidrologların uyguladığı analitik ve modelleme tekniklerini açıklar.
Kitabın son kısmı, değişen dünyada hem su kalitesi hem de miktarı bakımından tatlı su yönetimini tartışmak için ilk iki kısmı bir araya getirir.
Hidrolojinin Temelleri, üniversite düzeyinde hidroloji çalışmalarına canlı ve erişilebilir bir giriş niteliğindedir. Lisans öğrencilerine hidrolojik süreçler, su kaynaklarını değerlendirmek için kullanılan teknikler hakkında bilgi ve su kaynakları yönetimine güncel bir bakış sunar. Kitap içerisinde, fikirleri ve teknikleri açık bir şekilde ortaya koymak için dünyanın her yerinden örnekler ve örnek çalışmalar kullanılmaktadır. Deneme soruları, okumak için kaynak önerileri ve web sitesi bağlantıları da kitaba dâhil edilmiştir.
Tolga Pırasacı, Mecit Sivrioğlu Bu kitap, Makine Mühendisliği bölümü lisans öğrencilerinin “Mekanik Tesisat” derslerinde kullanmaları için hazırlanmıştır. Ayrıca "Mekanik Tesisat" uygulamalarında makine mühendislerine yardımcı olabilecek bir içeriğe sahiptir.
Kitapta; mekanik tesisatın ısıtma, soğutma, havalandırma ve iklimlendirme sistemleri dallarında bilgi verilerek, ilgili tesisat projelerindeki hesaplamaların nasıl yapılacağı örneklerle açıklanmıştır.
Kitap, bir dönemlik dersin ders kitabı olarak düşünülmüş ve öğrencilerin termodinamik, akışkanlar mekaniği ve ısı transferi bilim dallarında bilgileri olduğu kabul edilerek hazırlanmıştır.
Nusret Şekerdağ İçme suyu arıtılmasındaki hedef, suyun kullanım amacına uygun hâle getirilmesidir. Temiz bir kaynak suyu dışında, yerleşim yerleri için nehir, tabii veya baraj gölünden alınan suların bir arıtma işleminden geçirilmesi gerekir. Bunlar havalandırma, hızlı karıştırma, yumaklaştırma, çöktürme, filtrasyon ve dezenfeksiyon gibi bir seri işlemlerdir.
Bu kitapta bütün bu arıtma işlemlerinden her biri ayrı başlık altında hesap ve teşkili kısaca özet hâlinde verilmiş ve her konunun sonunda da örnek problemler çözülmüştür.
Her bölümde verilen bu hesaplamaların dışında, ayrıca bir baraj gölünden alınan sular için arıtma tesisi projelendirilmiştir. Projelendirilen bu arıtma tesisi; her bir işlemde farklı alternatif arıtma tipleri için de hesap ve teşkili yapılmıştır.
Son bölümde ise hesap ve teşkili yapılan bu arıtma tesisinin hidrolik hesapları ayrıntılı olarak verilmiş ve arıtma sisteminin hidrolik profili çizilmiştir.
Ferruh Yıldız Bugünün şehirlerindeki birçok problem; fakirlik, eşitsizlik, kirlilik, işsizlik, işe, mallara ve hizmetlere erişim zorlukları, toplumsal bağlılığın azlığı, konut ve diğer alanlardaki düşük kalite ile ilişkilidir. Öte yandan şehir planlamasının sosyal, ekonomik ve fiziksel çevreler ile şehirlerin işleyiş şekilleri üzerinde de etkisi bulunmaktadır.
Ülkemizde imar faaliyetlerini doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren 200'den fazla yasa, tüzük, yönetmelik mevcuttur. Dolayısıyla bu kadar fazla mevzuatın uygulayıcısı ve denetleyicisi olarak da ulusal ve bölgesel düzeyde 20'den fazla kuruluşun yetkisi vardır. İşte ülkemizde etkin bir planlama ve uygulama yapılamamasının temel nedenlerinden biri; mevcut planlama sisteminin, planlama ve uygulama kademeleri arasındaki yapısının oluşturduğu kurumsallaşamama, koordinasyon ve etkin denetimsizlik sorunudur.
Bu eserde; ülkemizdeki şehirleşme politikalarına paralel olarak nüfusun ihtiyaç duyduğu yeterli kalitede konut ve konut çevresinin üretilebilmesi için gerekli olan planlama, uygulama ve yasal dayanaklar verilmeye çalışılmıştır.
Murat Yakar, Fatma Bünyal Ünel, Sultan Çinar Bu kitapta, 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi (arazi ve arsa düzenlemesi) işlemlerinin bürokrasi, teknik ve kontrol kısımlarının nasıl yapıldığının detaylı bir şekilde NetCAD 8.0 GIS ve NetCAD 5.1 GIS’de adım adım anlatılmıştır. Eğitimde öğrenciler, kamu ve özel sektörde uygulayıcılar için rehber; yargıda hukukçulara kaynak el kitabı olacak şekilde hazırlanmıştır. Harita mühendisliği bölümünün temel derslerinden birisi olan İmar Bilgisi, İmar Projesi, Kentsel Alan Düzenlemesi Projesi gibi derslerin uygulama kitabı olarak “İmar Bilgisi ve Projesi (Kentsel Alan Düzenlemesi, Arazi ve Arsa Düzenlemesi- 18. Madde Uygulaması)” başlığında ele alınmıştır. Kentsel alanlarda arazi ve arsa düzenlemesi olarak 18. Madde uygulaması, hem teorik ve hem de uygulama şeklinde kitapta sunulmuştur. Mesleğe yeni adım atan hem Mühendislik Fakültesi Harita/Geomatik/Jeodezi ve Fotogrametri/Harita ve Kadastro Mühendisliği Bölümü öğrencileri hem de Meslek Yüksekokulu Harita ve Kadastro Programı öğrencileri için hazırlanmıştır. Konuların daha iyi anlaşılması, uygulamadaki püf noktaların ve önemli detay bilgilerin en iyi şekilde sunulması ile kaynak oluşturulmuş ve meslektaşlarımıza yardımcı olmak ve harita işlemlerinin desteklenmesi amaçlanmıştır.
Nail Ünsal İnşaat Mühendisleri İçin Jeoloji kitabı, 1991 yılından bu yana Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünde okuttuğum dersleri kapsamaktadır.
Jeolojinin uygulama alanında hızlı bir gelişme göstermesi, kita­bımızın bu dördüncü basımında yeni konuları işleme ve öğretme imkânı vermiştir. Jeoloji verilerinin İnşaat Mühendisliğinin Geoteknik, Deprem Mühendisliği ve Hidrolik anabilim dallarının farklı alanlarında kullanımının yaygınlaşması, jeolojinin önceki yıllara göre daha da hızlı gelişmesini sağlamıştır. Çağımızda gelişmiş ülkeler jeoloji bilimine gerekli önemi vermekte, buna bağlı olarak her türlü petrol, maden ve yeraltı suyu gibi servetlerini en iyi şekilde kullanmakta, bunun yanında üzerinde yaşadığı yeryüzeyini çok iyi tanıması sayesinde deprem, heyelan ve volkanlar gibi doğal afetlerden de en az zararla kurtulmayı başarmaktadır. Ülkemizin aktif bir fay hattında olmasından dolayı jeoloji biliminin çok daha iyi şekilde öğretilmesi gerekmektedir. Bu baskının son bölümlerinde özellikle mühendislik işlerine, jeolojik olayların etkisi açısından değerlendirilmesine yer verilmiştir.
Kitabımızın inşaat ve jeoloji mühendisliğinde araştırıcı, uygulayıcı olarak çalışan elemanlara ve özellikle geoteknik anabilim dalında yetişmek isteyen öğrencilere yararlı olduğunu görmek, bize zevk ve mutluluk verecektir.
Hakan Çağlar Insanlığın var oluşuyla başlayan inşaat mühendisliği, insanların göçebe hayattan yerleşik hayata geçmeleriyle ihtiyaç duyulan bir bilim dalı olmuştur. Taş ustaları, marangozlar ve farklı alanlarda usta çırak ilişkisiyle yapılmaya başlayan yapılar, zaman içerisinde gelişerek inşaat mühendisliğini oluşturmuştur. Bu kitap, inşaat mühendisliğinin farklı dalları üzerine yapılan çalışmaları bir araya getirmektedir. Kitapta yer alan her bir bölüm özverili bir şekilde hazırlanmıştır. Kitap içerisinde hidrolik, malzeme ve ulaştırma alanlarında yapılan çok değerli çalışmalar yer almaktadır. 6 bölümden meydana gelen bu kitaptaki çalışmaların bilim dünyasına önemli ölçüde katkıda bulunacağı düşünülmektedir.
Cüneyt Yavuz Latince ingenium ve ingeniare kelimelerinin birleşiminden türetilmiş bir kelime olan ve “zekice bir şeyleri tasarlamak” anlamına gelen mühendislik; insanların yaşamlarını kolaylaştıran, yaşam kalitesini ve güvenliğini artıran yapıları, makineleri, cihazları, donanım ve yazılım sistemlerini, malzemeleri ve ilgili süreçleri tasarlamak ve inşa etmek için ekonomik, sosyal ve çevresel bilgileri matematiksel ve bilimsel metotlarla sentezleyerek bunların uygulamaya konulması sanatı, disiplini ve mesleğidir.
Medeniyet mühendisliği anlamına da gelen inşaat mühendisliği tasarım ve uygulamaları ise insanlık tarihi kadar eskiye dayanmaktadır. Geçmişte barınma, beslenme, yırtıcılardan ve çevresel etkilerden korunma amacıyla yapılar inşa edilmiştir. Günümüzde ise inşaat mühendisleri güvenlik, ekonomi ve işlevsellik parametrelerini farklı kriterlere göre optimum seviyede bir araya getirerek düşük maliyetli, etkin güvenilir ve işlevsel yapılar yapılmasında önemli bir role sahiptir.
Bu kitap inşaat mühendisliği kapsamında yer alan temel hesap yöntemleri ile en güncel ve yenilikçi yapım tekniklerini birlikte irdelemekle hem iyi bir ders kitabı hem de faydalı bir kaynak özelliği taşımaktadır. Kitap içeriğindeki önemli, güncel ve anahtar niteliğindeki bilgiler, inşaat mühendisi adayları için yakın gelecekte yapacakları işleri daha teknik şekillerde ifade edebilme ve mühendislik bağlamında sağlam bir öz güven kazanabilme yolunda iyi bir başlangıç olacaktır.
Sebahattin Bektaş Jeodezi-II kitabı, Üniversitelerin Mühendislik Fakültelerinin Harita (Geomatik) Mühendisliği Bölümlerinde gösterilen Jeodezi, Koordinat sistemleri adı altında okutulan derslere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu kitap her ne kadar öğrenciler için düşünülüp hazırlanmışsa da direkt ya da dolaylı olarak jeodezi (haritacılık) faaliyetlerinde bulunacaklar için sürekli bir başvuru kaynağı olarak da kullanıla¬bileceği ümit edilmektedir.
Son yıllarda bilgisayar teknolojisinde ve ölçme aletlerindeki gelişmeler jeodezide çığır açmıştır. Özellikle GNSS teknolojisi sayesinde yüksek doğruluk ve hızda, noktaların direkt konumları belirlenebilmektedir. Önceleri hesaplamalardaki güçlükler nedeniyle yeğlenen grafik ve yaklaşık çözümler, bilgisayarın sağladığı geniş, hızlı ve doğru işlem yapma yeteneklerinden dolayı yerlerini kesin çözüm yöntemlerine bırakmıştır. Böylelikle jeodezik hesaplamalar gerçeğe daha yakın bir biçimde yapılabilmektedir.
Kitap 7 bölümden oluşturulmuştur. Kitap da sırasıyla; Elips, Yüzeyler ve Eğriler, Harita projeksiyonları, Elipsoidde jeodezik uygulamalar, Elipsoidin düzleme Gauss-Krüger projeksiyonu, Haritalardan yararlanma ve Üç boyutlu Jeodezi konuları teorik açıklamalı ve sayısal uygulamalı olarak verilmiştir.
Sebahattin Bektaş Jeodezi-I kitabı, Üniversitelerin Mühendislik Fakültelerinin Harita (Geomatik) Mühendisliği Bölümlerinde ve Meslek Yüksekokullarının Harita-Kadastro program¬larında gösterilen Jeodezi, Küresel Trigonometri adı altında okutulan derslere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu kitap her ne kadar öğrenciler için düşünülüp hazırlanmışsa da direkt ya da dolaylı olarak jeodezi (haritacılık) faaliyetlerinde bulunacaklar için sürekli bir başvuru kaynağı olarak da kullanılabileceği ümit edilmektedir.
Son yıllarda bilgisayar teknolojisinde ve ölçme aletlerindeki gelişmeler jeodezide çığır açmıştır. Özellikle GNSS teknolojisi sayesinde yüksek doğruluk ve hızda, noktaların direkt konumları belirlenebilmektedir. Önceleri hesaplamalardaki güçlükler nedeniyle yeğlenen grafik ve yaklaşık çözümler, bilgisayarın sağladığı geniş, hızlı ve doğru işlem yapma yeteneklerinden dolayı yerlerini kesin çözüm yöntemlerine bırakmıştır. Böylelikle jeodezik hesaplamalar gerçeğe daha yakın bir biçimde yapılabilmektedir.
Kitap 5 bölümden oluşturulmuştur. Kitap da sırasıyla; Giriş ve Temel Tanımlar, Kürede jeodezik hesaplamalar, Küresel Koordinat sistemleri, Küre yüzeyinde kestirme hesapları, Harita Projeksiyonları konuları teorik açıklamalı ve sayısal uygulamalı olarak verilmiştir.
Muzaffer Kahveci, Ekrem Tuşat, Serkan Doğanalp Yeryüzü, uzay ve evrene ait araştırmalar, insanlık tarihi kadar eski bir konudur. Yeryüzünün şekil, boyut ve hareketlerinin belirlenebilmesi, uzay ve evrene ait işleyişin anlaşılabilmesi için yeryüzü, yıldız ve gök cisimlerine pek çok gözlem yapılmış, teori geliştirilmiş ve araştırmalar ortaya konmuştur. Astronomi, uzay ve jeodezi çalışmaları, derin köklere sahip geçmiş çalışmalar yanında gelecekte de insanlığın ihtiyaç duyacağı pek çok konu, kavram ve araştırmayı içermektedir. Jeodezi; yersel ve uydu tekniklerini kullanarak doğrultu, uzunluk, yükseklik, zaman ve gravite gibi temel ölçülerle Yeryüzünün şeklinin, boyutlarının ve gravite alanı ile bunların zamana bağlı değişimlerinin belirlenmesi bilimidir. Günümüz jeodezi bilimi, matematik, bilgisayar bilimleri, elektronik ve astrometri gibi diğer bilim dallarından yoğun bir şekilde yararlanmaktadır.
Ulusal ve uluslararası ağların geliştirilmesi ve kullanılması için jeodezik koordinat sistemi (datum) tanımına ihtiyaç duyulmaktadır. Datum belirleme işlevi, yapılan birçok jeodezik çalışmanın bir arada değerlendirilmesiyle en yüksek doğruluk ve güvenirlikte kullanıcılara sunulmaktadır. Bunun yanında birçok jeodezik ölçüm ve hesaplama tekniği, günümüz uzay araştırmalarında ve diğer gök cisimlerinin incelenmesinde etkin bir biçimde kullanılmaktadır. Haritacılık mesleğindeki temel kullanım alanlarına ilave olarak örneğin mekânsal bilgi sistemi kurulmasına altlık ve girdi oluşturan bir jeodezik koordinat sistemi, bireysel ve kurumsal kullanıcılar ile karar vericilere önemli katkılar sunmaktadır. Dolayısıyla, uluslararası standartlar çerçevesinde oluşturulacak bir jeodezik koordinat sistemi, başta haritacılık olmak üzere tüm altyapı ve uzay çalışmalarında önemli bir araçtır.
Bu eserde, jeodezik koordinat sistemlerindeki geleneksel ve modern yaklaşımların bir çatı altında ele alınarak okuyucuya sunulması amaçlanmıştır. Konular anlatılırken geleneksel jeodezi ile uydu (uzay) jeodezisi arasındaki bağlantıların açık ve anlaşılabilir şekilde kurulmasına da özel önem verilmiştir. Konuların teorik esaslarının yanında uygulamalı örnek soru çözümleri ile de okuyuculara daha anlaşılır ve faydalı olması hedeflenmiştir. Kitap; araştırmacılar, akademisyenler, harita (geomatik) mühendisliği öğrencileri ve meslek profesyonellerinin yanında yeryüzünde veya uzayda koordinat sistemlerine dayalı çalışmalar yürütmekte olan tüm disiplinler için temel bir kaynak olarak hazırlanmış ve okuyucuların hizmetine sunulmuştur.