Hayat Boyu Öğrenme \ 1-1
Serap Akgün - Arzu Araz Anlaşmazlıklarımızı Çözebiliriz Çatışma Çözümü Eğitim Programı, çocuklarımıza bazı sosyal becerileri kazandırarak, okullarımızda yaşanan şiddeti önleyebilmek amacıyla geliştirilmiştir. Programın hedefi ilköğretim öğrencilerine, yaşadıkları çatışmaları şiddete başvurmadan, yapıcı yollarla çözme becerisini kazandırmaktır. Program, çocukların bilişsel kapasiteleri ve psiko-sosyal gelişimleri göz önünde bulundurularak, uygulayıcının ağzından yapılandırılmıştır. Sınıftaki tüm öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen toplam 21 oturumda, çeşitli malzemeler kullanılmaktadır. Kitap, yazılı ya da görsel malzemelerin yer aldığı araç-gereç setini de içermektedir. Programın hedefine ulaşması; cesur, idealist ve yeniliklere açık öğretmenler aracılığıyla gerçekleşecektir.


İÇİNDEKİLER
Bölüm I ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ
Okullarda Şiddet
Saldırganlık
Duygular
Öfke
Empati
Çatışma Nedir?
Bölüm II ANLAŞMAZLIKLARIMIZI ÇÖZEBİLİRİZ EĞİTİM PROGRAMI
1. Oturum : Merhaba
2. Oturum : Duygularımız
3. Oturum : Yüzüm Duygularımın Aynası
4. Oturum : Farklı Durumlar Farklı Duygular
5. Oturum : Empati Kuruyorum
6. Oturum : Hepimiz Öfkelenebiliriz
7. Oturum : Sakin Ol… Gevşe
8. Oturum : Öfkemi Kontrol Ediyorum
9. Oturum : Sevgili Arkadaşım
10. Oturum : Birlikten Kuvvet Doğar
11. Oturum : Bazen Anlaşamayabiliriz
12. Oturum : Çözüm: Yapıcı Davranmak
13. Oturum : İkimiz de Kazanabiliriz
14. Oturum : Dinlemeyi Öğreniyorum
15. Oturum : Kendimi İfade Ediyorum
16. Oturum : Çözüm Yolları Üretiyoruz
17. Oturum : Yaşayarak Öğreniyorum
18. Oturum : Öğrendiklerimi Kullanıyorum
19. Oturum : Sataşma ile Başedebilirim
20. Oturum : Kaza mı Kasti mi?
21. Oturum : Evet, Anlaşmazlıklarımızı Çözebiliriz

Abdulkadir Haktanır, Aslı Kartol, Bülent Dilmaç, Cem Gençoğlu, Durmuş Ümmet, Elif Nur Bozer Özsaraç, Hatice Yıldız Durak, Kamil Arif Kırkıç, Menşure Alkış Küçükaydın, Mustafa Sarıtepeci, Olcay Yılmaz, Sebahat Sevgi Uygur, Seher Esen, Selim Gündoğan, Serhat Arslan, Sinan Okur, Tolga Seki, Vedat Bakır, Yusuf Bayar, Yücel Gelişli, Zeynep Şimşir Gökalp Alanında büyük başarılar gösteren kişilerin her birinin kendine özgü bir hikâyesi vardır. Bu başarı hikâyelerinin ise birtakım ortak noktaları bulunmaktadır. Bu ortak noktaları bir araya getirerek matematiksel bir başarı formülü elde etmek mümkün olmasa da başarıya giden yolu kolaylaştıran unsurları belirlemek mümkündür. Bu doğrultuda, geçmişten günümüze filozoflar, bilim insanları ve politikacılar, başarıyı etkileyen faktörleri açığa çıkarmaya çalışmıştır.
Geçmiş yıllarda bireylerin, özellikle de öğrencilerin başarıya ulaşmasını sağlayan temel unsurların zekâ ve yetenek gibi bilişsel beceriler olduğu kabul edilmekteydi. Ancak son yıllarda eğitim bilimleri ve sosyal bilimlerdeki gelişmeler, zekâ ve yeteneğin başarıya ulaşmada yeterli olmadığını, birtakım bilişsel olmayan becerilere de ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymuştur. Hatta bazı araştırmacılar, duyuşsal faktörlerin başarıya ulaşmada zekâdan çok daha etkili olabileceğini iddia etmiştir.
Duyuşsal faktörler; motivasyondan öz disipline, mutluluktan duygusal zekâya, benlik saygısından empatiye kadar uzanan pek çok beceriyi kapsamaktadır. Bu beceriler öğrenilebilen ve öğretilebilen beceriler olduğu için başarıya giden yolu açan birer anahtar olarak düşünülebilir. Öğrencilerin başarının anahtarlarını elde edebilmesi için ailelere, öğretmenlere, araştırmacılara, yöneticilere ve politika yapıcılara birtakım görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu kitap, araştırmacılar olarak bu konudaki sorumluluklarımızı yerine getirmenin bir ürünüdür. Bu kitap aracılığı ile araştırmacıların, öğretmenlerin, öğretmen adaylarının ve ailelerin başarıyı etkileyen duyuşsal faktörler ile ilgili farkındalık kazanmaları ve birtakım bilgileri edinmeleri amaçlanmaktadır.


Öge Çultu Kantaroğlu, Birgül U. Bayoğlu Çocuk Gelişimi Serüveni, çocuğunuzu büyütürken sık karşılaştığınız sorunlara çözüm önerisi sunmakla kalmıyor, gelişimini nasıl destekleyeceğiniz konusundaki endişelerinizi de gideriyor. Bu kitap, bizlere bir birey yetiştirmenin sadece beslemek, uyutmak ve korumaktan ibaret olmadığını bir kez daha hatırlatıyor. Üstelik bunu yaparken de konuyu son derece sade ve net bir şekilde sunuyor ve dayanağını bilimden alıyor.
Bu şahane rehberi tüm anneler ve babalar okumalı.
Dr. Elif Pınar Çakır - Çocuk Sağlığı Hastalıkları Uzmanı, Yazar

Biz acemi annelerin çocukları için hiç bitmeyen soruları ve bu sorular ile birlikte gelen kaygıları vardır. Ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı bilemediğimiz veya merak ettiğimiz durumlarda bizi yönlendirebilecek bir kaynağa ihtiyaç duyarız. Herkesin anlayabileceği şekilde sade ve akıcı bir dil kullanılarak yazılmış olan bu başucu niteliğindeki kitapta, eminim ki siz de benim gibi birçok sorunun cevabını bulacaksınız.
Bahar Yanbolulu - Anne

Anneler ve babalar çocuk sahibi olmaya niyet ettikleri anda başlar çocuk gelişimi serüveni. Çocuğunu sağlıkla ve huzurla kucağına almak isteyen annelerin ve babaların aklında sorular belirir: "Çocuğumiçin çevresel uyaranları nasıl düzenlemeliyim?", "Oyuncak tercihinde nelere dikkat etmeliyim?", "Gelişimsel bir gecikme ile karşı karşıya kalırsam bunu nasıl fark edebilirim?"... Tuvalet alışkanlığı süreci, okul sorunları, yemek ve uyku düzeni, akran zorbalığı, sınav kaygısı derken bu liste uzayıp gider. Çocuk Gelişim Serüveni kitabı, bu anlamda tam bir el kitabı niteliğinde hazırlanmış. Çocuk gelişimi alanına ait teorik bilgiler, anneler ve babalar ile sohbet edilircesine yalın bir dille anlatılmış. Örnekler hayata dair, çözümler uygulanabilir nitelikte. Sadece anneler ve babalar için değil, çocuklarla çalışan tüm meslek elemanları için rehber olacağını düşünüyorum.
Emine Ergün - Çocuk Gelişimi Uzmanı
Tracy Packiam Alloway Beyninizin becerisini sınayın ve birinci sınıf zihinsel çevikliğe ulaşın
Beyin vücudunuzun en önemli kasıdır ve düzenli egzersizle onun performansını artırabilir ve onu yaşla bağlantılı kötüleşmeye karşı güçlendirebilirsiniz. Bu rehber, gerek doğru yiyecekleri seçerek gerekse piyano çalarak beyninizi ve hafızanızı en iyi biçiminde tutmak için bilmeniz gereken her şeyi sunmaktadır. Bulmacalardan ve egzersizlerden en iyi günlük alışkanlıklara ve uzun vadeli zihinsel formda olma tekniklerine kadar bu kitap, zihinsel çevikliğinizi artırmanıza ve hafıza kaybını azaltmanıza olanak sağlamaktadır. Dolayısıyla, silkinip o örümcek ağlarından kurtulun ve vakit kaybetmeden beyninizi zinde ve sağlıklı hâle getirin!
 Devam etmek istediğiniz gibi başlayın! Beyin eğitiminin temelleriyle uğraşmaya başlayın ve sizin için nasıl işe yarayacağını keşfedin.
 Zihninizi jilet gibi keskin tutun! Hafızanızı geliştirin ve o sinir bozucu “dilimin ucunda” olgusundan kurtulun.
 Mutlu düşüncelere sahip olun! Zihninizi mutlu ve sağlıklı tutmak için uzman tavsiyelerine uyun.
 Yeni baştan başlayın! Yeni beyin dostu beslenme ve hayat tarzı seçeneklerine alışın.
 Oyunlar başlasın! Zekâ oyunları, egzersizleri ve bulmacalarının bir özetine müptela olun.
Kitabı açın ve
 Kurgunun arkasındaki gerçekleri,
 Çocuklar ve 50 yaşın üzerindekiler için zihinsel zindelik egzersizlerini,
 Alışveriş listenizi ezberlemenin, yüzlerin isimlerini ve yol tariflerini hatırlamanın yollarını,
 Başarınızı nasıl görselleştirebileceğinizi,
 Sosyalleşmenin neden önemli olduğunu,
 Stres ve kaygıyla baş etme tekniklerini,
 Beslenme ve “beyin besinleri” hakkındaki tavsiyeleri,
 Kelime bulma bulmacalarını, sudoku bulmacalarını ve daha fazlasını inceleyin.
Shamash Alidina Hayatınızdaki dengeyi yeniden kurmak için bilinçli farkındalığı kullanın…
Anksiyete, depresyon veya elden ayaktan düşüren bir ağrıdan mı muzdaripsiniz? Bu kitabı elinize almanın nedeni her neyse doğru yolda olduğunuzdan emin olabilirsiniz! Bu kitapta bilinçli farkındalığın gergin sinirlerinizi yatıştırmanıza, stres ve acıyı azaltmanıza, zihninizi dikkat çelici düşüncelerden arındırmanıza nasıl yardımcı olabileceğini ve yaşam denen bu gizeme dair algınızı nasıl yeniden canlandırabildiğini göreceksiniz.
• Bilinçli farkındalığın mucizelerini izleyin! Bilinçli farkındalığın anlamını kavrayın, bilinçli farkındalık meditasyonuna bir göz atın ve bilinçli farkındalığın beden ve zihni nasıl iyileştirebileceğini görün.
• Derin bir nefes alın! Anksiyete, depresyon, bağımlılık, stres, öfke ve yorgunlukla mücadele etmek için bilinçli farkındalık meditasyonunu kullanın.
• Daha mutlu hâlinize giden yol! Bilinçli farkındalığı olumlu duygular yaratmak üzere uygulamaya dair faydalı ipuçları sayesinde, mutluluğa giden kendinize ait yolu açın.
• Şükür tutumu geliştirin! Tutumların sonuçları nasıl etkilediğini keşfedin ve bilinçli farkındalığı hayatınıza dâhil etmek üzere kendinizi hazırlamak için problem çözmenin ötesine bakın.
• Bilinçli farkındalığa “ben”i katın! İş yerinde, hareket hâlinde veya gündelik stres kaynaklarıyla boğuşurken kendi bilinçli farkındalık rutininizi oluşturmanın pratik yollarını bulun.
Kitabı açın ve
• Bilinçli farkındalığın size gerçekten yardımcı olabileceği doğru ve denenmiş yolları,
• Engellerle baş etmek ve dikkat çelicilerden kurtulmak için tavsiyeleri,
• Fiziksel acıyla baş etmek için bilinçli farkındalığı kullanmanın yollarını,
• Bilinçli farkındalığın çocuklara nasıl öğretileceğini,
• Hoş olmayan duygulara yanıt vermenin yapıcı yollarını,
• Düşüncelerin gerçekler olmadığını hatırlamanın önemini,
• Bilinçli farkındalığın yaratıcılığı nasıl artırabileceğini inceleyin.
Hakan UŞAKLI Bu kitap dramayı; merak eden, etmeyen, hoşlanan ve hoşlanmayanlar için hazırlanmıştır. Gerek teorik bilgiler olsun, gerek araştırmalar ve gerekse uygulamalar titizlikle seçilerek drama katılımcıları ve uygulatıcıların beyenisine sunulmuştur.
Geniş kapsamlı kavram bilgisine yer verilen kitapta, drama üzerine yapılan yurt içi ve yurt dışı araştırmalara yer verilmiştir. Arkadaşlık, atılganlık ve benlik saygısı gibi ileri sosyal becerilerin ve kişiler arası iletişimin daha kolay öğretimi için dramanın kullanıldığı on sekiz oturumun dışında yetişkinler için hazırlanan üç oyun da kitaba dâhil edilmiştir. Anlaşılması kolay bilgiler ve uygulanabilir etkinliklerin yanında bazı terimler, sözlük kısmında açıklanmıştır.
Kısaca bu kaynak kitap; tüm drama dersleri veya oturumlarında rahaktlıkla kullanılabilecek, öğretmenlerin, liderlerin, öğrencilerin ve katılımcıların el kitabı olabilecek niteliktedir.
A. Pınar Vural, Ayhan Öztürk, Belma Doğan Güngen, Cem Gökçen, Fatih Dağdelen, Gülis Kavadar, İdris Kaya, İsmet Melek, Murat Güntel, Pınar Karadeniz, Selenay Yücel, Sevda Dolapçıoğlu Eğitim alanında yaşanan değişimlerin hızlı yükselişi, öğrenme konuları üzerinde farklı disiplin bakış açılarına ihtiyaç duyulmasını ortaya çıkarmıştır. Değişim; anne-baba ve eğitimcilerin bazı konularda çözüm yolu bulmak için zorlanmalarına neden olmuştur. Ayrıca öğretmenler pandemi döneminden sonra öğrenme sorunlarının farklılaştığı üzerine görüş bildirmektedir. Tüm bu ihtiyaçlardan dolayı bu kitapta, farklı disiplinlerden gönüllü birçok uzman, bir araya gelerek eğitim konuları üzerine çözüm önerilerini, görüşlerini ve tecrübelerini sunmuşlardır. Kitap, öğrenme konuları içerisinde en çok ihtiyaç duyulan konuların neler olduğu üzerine öğretmen ve öğrencilerden görüş alınarak oluşturulan başlıkları kapsamaktadır. Kitabın amacı, bu öğrenme konularını birden fazla uzman hekim ve eğitimcinin iş birliği ile değerlendirmektir. Ayrıca eğitim fakülteleri öğretmenlik uygulamaları dersi için fayda sağlayabileceği düşünülmektedir. Anne, baba ve eğitimcilerin iyi nesil yetiştirme gücünü artırmak üzere yazılan bu kitabın “çocuklara” fayda sağlaması dileğiyle...
Seda Erzi Bu kitap, ilişkileri bozma, yıpratma ya da istediğini elde etme amacıyla, çeşitli taktikleri (dedikodu çıkarma, dışlama vb.) kullanarak uygulanan ilişkisel saldırganlığı incelemektedir. Daha çok ergenlikle birlikte rastlamaya başladığımız “ilişkisel saldırganlık”, örtük yapısı bakımından diğer saldırganlık türlerine kıyasla daha az aşina olunan bir kavram olabilir. Dolayısıyla bu kitapta ilişkisel saldırganlığın nasıl ve neden oluştuğuna ilişkin sorular, yanıtlanmaya çalışılmıştır. Biyolojik açıklamalara, bireysel farklılıklara ve kişilik özelliklerine, ahlak gelişimi ile ilgili unsurlara ve aile, akranlar, arkadaşları içeren sosyalizasyon süreçlerine değinilerek, ergenlik ve yetişkinlik yıllarında ilişkisel saldırganlığın meydana gelişi anlatılmıştır. Bu kitabın, alanda öğrenim görmeye devam eden ya da tez çalışmaları yürüten öğrencilere, akademisyenlere, alanda çalışan rehberlik öğretmenlerine, ergenlerle ve yetişkinlerle çalışan terapistlere kısacası psikolojiye ilgi duyan, ilişkisel saldırganlığı merak eden ve anlamak isteyen herkese yönelik olmasına çalışılmıştır. İlişkisel saldırganlıkla bağlantılı olan diğer saldırganlık türlerine, aynı zamanda zorbalığa yer veren bu kitabın faydalı bir kaynak işlevi görmesi temenni edilmektedir.
Cem Malakcıoğlu Kişiler arası ilişkilerde sağlıklı bir devamlılık, karşılıklı gelişen güvene dayanır. Güven kazanmanın ve kazandırmanın başlıca yolu, karşı tarafa güven veren, diğer bir deyişle güvengen bir ilişki kurmaktır. Güvengenlik, karşısındakine üstünlük kurmaya kalkışmadan, kendisini ve diğerini zorlayan bir davranış içerisine girmeden, kişinin kendi duyguları, düşünceleri, davranışları arasındaki bağlantıyı kurması ve bunu doğrudan ifade etmesidir. Güvengenlik, kişiler arası ilişkilerde ve iletişimde önemli bir yeri olan İngilizce “assertiveness” kavramının karşılığıdır. Kavram, Türkçeye ilk olarak “atılganlık” şeklinde çevrilmiştir. Daha sonraları ise “girişkenlik” kavramı ile anılmaya başlanmıştır. Özellikle insana yardım eden meslek elemanı yetiştiren tıp, diş hekimliği, hemşirelik, psikolojik danışma ve rehberlik, öğretmenlik, psikoloji, sosyal hizmetler, beslenme ve diyetetik vb. alanların kariyer gelişim süreçlerinde güvengenlik eğitimine yer verilmesi, o alanda hizmet veren ile hizmet alan arasında daha etkili bir iletişim kurulmasına katkı sağlayacaktır.
Güven Kazanma Kılavuzu, bir ihtiyaçtan doğdu. Sağlık hizmetleri için iletişimde güvengenlik (assertiveness in health communication) son yıllarda gittikçe önem kazanan bir konu hâline geldi. Güvengenlik ile ilgili bir rehber kitaba, bir başucu kaynağına ihtiyaç duyuluyordu. Güvengenliğin temelini oluşturan güven ihtiyacı, güven duygusu, ilişkilerde güven, benlik saygısı ve kendine güven, kitabın içeriğini oluşturan konulardır. Kitapta 20 adet güvengenlik senaryosu da bulunuyor. Güvengenliği gerçek yaşam olayları aracılığıyla anlatmanın en etkili yöntem olduğuna inanıyorum. Bu yüzden, kitabın son bölümü güvengenlik ile ilgili yaşantıların paylaşıldığı senaryolara ayrılmıştır. Bu senaryoların oluşmasında, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümünden değerli öğrencilerimin katkıları vardır. Hepsine teşekkür ederim.
Bu kitap, aslında güven duygusunu önemseyen herkese hitap ediyor. Daha güvengen olmak için kendini geliştirmeyi hedefleyen herkes bu kitaptan yararlanabilir. Kendisine ve başkalarına daha fazla güvenmek isteyen, güven kazanmak-kazandırmak ihtiyacı duyan herkese kitabın katkı sağlayacağına inanıyorum. Faydalı olmasını dilerim.
Hakan Karataş “Eğer bir sorundan herkes şikayet ediyor ama müdahale etmiyorsa sorunun mutlaka birisinin işine yaradığını sakın aklınızdan çıkarmayın. Gerçek sorunun, konuşulan sorun olmadığını, aslında “o” birisi olduğunu unutmayın ve sorunu değil “o” birisini çözmeye çalışın.”

“İnsanın, konuşunca rahatladığı yanlış bir tespittir; konuştuğunda değil kendisini dinleyecek birini bulduğunda rahatlar insan! Zor günlerde başımızı yaslayacak bir omuzdan ziyade bizi dinleyecek bir çift kulağa ihtiyacımız var.”

“Sahip oldukça değil paylaştıkça birbirimizi tamamlarız ve sadece sahip olduklarımızla değil paylaşmadıklarımızla da imtihan ediliriz.”

“Kendisini tartışmaya açmayan hiç kimse, sınırlarının farkında olamaz, kendi sınırlarının farkında olmayanlar ise kendisini sınırlamaya başlar.”

“Bizi yeni bir şeye başlamaktan alıkoyan ve korkutan şey, yeni başlangıçların bilinmezliği ya da zorluğu değil eski alışkanlıkların konforu ve bağımlılığıdır.”

“Kendimizle ilgili sorgu kapımızı hiç açmayız, karşımızdakinin sorgu kapısına ise kilit dayanmaz.”

“Gölgesinden korkanlar, gölgesinden kurtulmayı denemedikçe hep gölgede kalırlar, ya kendilerinin ya da başkalarının gölgesinde...”

“Liderlik, herkesin size doğru bir adım atmasını sağlamaktır. Bireylerin her biri, size doğru bir adım attığında sadece size değil birbirlerine de yaklaşmış olurlar.”

“Her şeye sahip olmak isteyerek şımarttığımız nefsimizi, ancak her şeyi paylaşarak terbiye edebiliriz.”

“Mazeretler tembellerin en güçlü silahıdır. Ancak son kurşunu hep sahibi için saklar.”
Aslıhan Örs Gevrekci, Bahar Bahtiyar Saygan, Didem Sevük, Dilay Eldoğan, Leman Korkmaz, Nesrin Hisli Şahin, Okan Cem Çırakoğlu • Hücre Düzeyinde Stres (Aslıhan Örs Gevrekci)
• Stresin Fizyolojisi: Ortası Karar (Nesrin Hisli Şahin)
• Çocukluk Döneminde Stres ve Bağlanma (Bahar Bahtiyar Saygan)
• Kişilik ve Stres (Dilay Eldoğan)
• Bir İletişim Tuzağı Olarak Stres (Okan Cem Çırakoğlu)
• Stres ve Psikopatoloji (Didem Sevük)
• Stres Kaynağı ve Stresten Koruyucu Faktör Olarak Sosyal Kimlik (Leman Korkmaz)
Adem Levent, Ahmet Karakaya, Esra Kartal Soysal, Hakan Ertin, Kasım Kücükalp, Latif Karagöz, Lütfi Sunar, Metin Özdemir, Mevlüt Göl, Olkan Senemoğlu, Şaban Ali Düzgün İnsanın mahiyetine ilişkin tasavvurlar, tarih boyunca insani eylemlerin etik. politik ve metafizik yönelimlerini tayin etmiştir. Dolayısıyla ahlaki tercihlerden toplumsal örgütlenmelere, devlet düzenlerinden eğitim sistemlerine kadar ortaya çıkan birçok yapının, insanın ne olduğu sorusuna verilen cevabın doğrudan ya da dolaylı bir tezahürü olduğu söylenebilir. Bu sebeple insanın ne olduğu sorusu, her türden alem tasavvuru için merkezi bir mahiyet arz eder. Modernite. insanın mahiyetine dair klasik tasavvurları radikal bir şekilde dönüştürerek insanlık tarihindeki en önemli kırılmalardan birini ortaya çıkarmıştır. Bu sebeple modern döneme ilişkin doğru kavrayışa ulaşmanın bir yolu. insan tasavvurunun bu dönemde geçirdiği dönüşümleri tespit ve analiz etmekten geçer.
Bu kitapta ağırlıklı olarak insanın mahiyetine dair, modern Batı düşüncesindeki tartışmalar ele alınmakta; çeşitli ilmi disiplinlerin oluşumunda ve dönüşümünde bu alanlardaki farklı insan tanımlarının etkisi değerlendirilmektedir. Ayrıca kitap, modernlikle birlikte ortaya çıkan dönüşümlerin islam dünyasındaki insan tasavvurlarını nasıl etkilediği sorusuna cevap sağlayacak şekilde, çağdaş İslam düşüncesinde yer alan çeşitli tartışmalara da yer vermektedir. Bu sayede okuyucular, köklü bir biçimde değişen evren ve insan tasavvurunun eş düzeyli ve eş zamanlı etkilerini takip etme imkanı bulacaklardır.
Margaret A. Neale - Thomas Z. Lys Müzakere öğrenilebilir...
Stanford GSB Hocası Margaret A. Neale ile Northwestern Kellogg mezunu, IBM ve GE'de danışmanlık yapmış Thomas Z. Lys hem teorik hem de uygulamaya yönelik olarak müzakerenin inceliklerini bu kitapta vermektedir.
Pek çoğumuz iyi müzakere yapamadığımız için fırsatları ve/veya iyi imkânları kaçırmaktayız. Hatta huzurlu ve mutlu olmamızı sağlayacak pek çok imkânı kaybetmekteyiz.
Hâlbuki bu kitapta öğrenebileceğimiz müzakere yöntemleri ile kaybettiklerimizi kabullenmek yerine çok hızlı bir şekilde yaşamamızda fark yaratabilir ve değer oluşturabiliriz.
Müzakere ile doğru bir sosyal etkileşim sağlayarak öncelikli olarak kayıplarımızı, huzursuzluklarımızı ve mutsuzluklarımızı önleyebiliriz. Hatta süreç içinde çok önemli gündelik beceriler elde ederek daha büyük ve değerli uzlaşmalar sağlayabiliriz.
Müzakerenin gizli sırrı olarak bilinen empati ile psikolojik anlamda karşımızdaki kişileri daha iyi anlayarak ön yargıları aşmak mümkün olmaktadır. Bu sayede ihtiyaçları görmek uygulanabilir çözüm bulmada çok etkili olmaktadır. İşte bu kitap, bu sırrın çok daha uygulanabilir hâle gelmesinde önemli bir altyapı oluşturmaktadır.
Sosyal, ekonomik, kültürel, eğitsel, psikolojik, davranışsal ve teknolojik anlamda ‘İstediğine (Hatta Fazlasına) Sahip Ol’mak için ortak bir noktada buluşmak ve değer oluşturmak bu kitabın özünü oluşturmaktadır.
Sistemli ve stratejik olarak müzakere yöntemi geliştirilebilir... Bu sayede daha fazlasını elde etmek mümkün olabilir...
Başarıya giden yolda, müzakere ile mevcut durumlar değiştirilebilir, iyileştirilebilir ve taraflara değer kazandırılabilir...
Farkındalık sağlanarak fark oluşturulabilir. Karşılıklı güven oluşturulabilir. Yaşanan ortamda aranan mutluluk ve huzur sağlanabilir....
Rengin Karaca Kitabın temel amacı insanın kendi olabilmesine, “gerçek ben”i bulabilmesine, olumsuz düşüncelerini değiştirip gerçekçi ve olumlu düşüncelere ve beraberinde de gerçeğe uygun ve olumlu duygular yaşamasına, davranışlarının olumlu yönde değişmesine yardımcı olmaktır. Özüne dönmek, olumsuzdan olumluya doğru yol almak kolay değildir. Bu yolda yaşanan sıkıntılar, olacaktır. Ancak bu başarılabilir ve bizler, kendimiz olarak mutlu, doyumlu ve kendi olmanın dayanılmaz hazzını yaşayan bireyler olabiliriz.
Yani suçluluk, utanç, değersizlik, güvensizlik, aşağılanma duyguları yerine kendimize güvenmeyi, değerli hissetmeyi, sevmeyi, sevilebilmeyi ve “gerçek ben”in gerçekteki gereksinim ve isteklerine göre yaşantımızı şekillendirmeyi ve mutlu olmayı hak ediyoruz. Kendi düşüncelerimizle cehenneme çevirdiğimiz dünyamızı, cennete çevirmek bizim elimizde. Düşünceler, değiştirilebilir. Ancak bu yolla hak ettiğimiz kendimiz olmayı başarabiliriz.
Bu nedenlerden dolayı kitapta ağırlıklı olarak pozitif psikolojinin temel kavramları, bilişsel psikolojinin, akılcı duygusal davranışçı terapinin, insancı psikolojinin ve psikanalitik kuramın üzerinde özellikle durduğu erken çocukluk dönemi, ebeveyn etkileri ve psikodinamik temelli anlayış egemendir. Olumsuz düşüncelerden kurtulup olumlu ve gerçekçi düşüncelere yönelebilmek ve güçlü düşünebilmek için “İÇSEL KONUŞMA EĞİTİMİ” başlığı altında konuya ilişkin teknikler, örnekler verilmektedir.
Kitabımızın ana başlıkları arasında; düşünme tarzları, olumlu ve olumsuz düşünceler, olumsuz düşüncelerden kurtulmak, düşüncelerin tetiklediği duygular, bunların oluşumunda rol oynayan erken çocukluk dönemi ve ebeveyn etkileri, kusurlu tutumlar ve çocuğa iletilen gerçek dışı ve olumsuz mesajlar, çocuğun ve daha sonra yetişkinin düşünce ve duygularının şekillenmesindeki etkileri, bunların değiştirilmesi ve kişinin mutlu olabilmesi, etkili düşünme ve beraberinde gerçeğe uygun, olumlu duygulara sahip olabilmesi, kendi “gerçek ben”imizi, kendi özümüzü bulmamız, onunla yüzleşmemiz ve bununla birlikte yaşanan sıkıntılar, kendimize karşı merhametli, samimi, içten, dürüst, cesur, hoşgörülü olmamız, mükemmeliyetçilik takıntısı, kendine yabancılaşma, incinme korkusuyla değişime gösterilen direnç, utanç ve bunların nedenleri, psikolojik sağlıklılığın kriterleri ve bunu besleyen kaynaklar, bağışıklık sistemimiz, sevgi, bağ kurmak, nevrotik yaşam tarzı, depresyon, anksiyete (kaygı) ve nedenleri, olumlu ve olumsuz benlik kavramı, maneviyatın, ümit etmenin tanımı ve önemi, yaşadığımız duyguların anlamı, çeşitleri, nedenleri, duygu, düşünce ve davranış ilişkisi, güçlülük, yeterlilik, dayanıklılık ve kendimize yardım edebilmenin yolları, bulunmaktadır.
Bütün bunlar ve kitapta sözü edilenler; olumsuzdan olumluya, “gerçek ben”e, özümüze dönme yolculuğunda, bize yardım edecek olan temel ögelerdir.
Yüksel Özden “Adı ben olan kişiyi tanımayı,
Tanıdığım beni yaşamayı,
Yaşadığım beni anlatmayı,
Anlattığım benin anlaşılmasını istiyorum.
Ben KENDİM olmak istiyorum.”

diyorsanız bu kitap;

Olmak istediği yerde olmadığını hisseden, bunu
değiştirme peşine düşerek kendini gerçekleştirmeyi
dert edinenlerle bir paylaşım...

Kendi gerçekliğini yaşamanın, kendi kaderini
gerçekleştirmek olduğunu düşünen, bunun da başkasına
havale edilemeyecek bir sorumluluk olduğuna inananlarla
sanal bir sohbet...

Kısacası kendini algılayış biçimini gerçeğe çevirme
çabasında olanlarla bir yol birliğidir.

Ayşen Temel Eğinli, Selcan Yavuz Her birey, çocukluğundan itibaren ebeveynleri ya da ebeveyn figürleri tarafından verilen sözlü ve sözsüz mesajlara maruz kalmaktadır. Kimileri bu mesajları olduğu gibi kabul etmekte, kimileri ise reddetmekte ya da tam tersini yapmaktadır. Bu doğrultuda, kişiler, isyan etmek, uyum sağlamak ve kendini eleştirmek gibi birçok davranış geliştirebilmektedir.
Bu kitap, kişiyi iç dünyasında yolculuğa çıkararak kendisini keşfetmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, kendinin ve diğerlerinin kişilerarası iletişim biçimlerini fark etmesini kolaylaştırmakta ve bu doğrultuda kişinin gelişimi ve değişimi için bir yol göstermektedir. Kişinin hem kendisiyle hem de diğerleri ile yaşadığı çatışmaların nedenlerini anlamasına ve bu çatışmaları çözmesine yardımcı olacak anahtarlar sunmaktadır.
Eğer aşağıdaki soruların cevaplarını merak ediyorsanız, bu kitap ile kendinizi daha iyi hissedebilir ve daha özgür bir yaşama adım atabilirsiniz.
• Kendiniz dâhil her şey mükemmel mi olsun istiyorsunuz?
• Hep kendinizi haklı ama karşınızdaki kişileri hatalı mı görüyorsunuz?
• Birisini suçlarken bir anda mağdur konumuna mı düşüyorsunuz?
• Hep kendinizi eksik hissediyor ama karşıdaki kişileri kendinizden daha iyi olarak mı değerlendiriyorsunuz?
• Ne kadar çabalarsanız çabalayın bir türlü istediğiniz noktaya varamıyor musunuz?
• Farklı olaylar karşısında istemediğiniz hâlde aynı davranış biçimlerini mi sergiliyorsunuz?
• Genellikle başkalarını memnun etmeye çalışıyor, kendi ihtiyaçlarınızı görmezden mi geliyorsunuz?
• Kurduğunuz iletişimlerde karşınızdaki kişiyi anlamakta zorluk mu çekiyorsunuz?
• Farklı kişilerle kurduğunuz iletişimlerde hep aynı sorunları yaşıyor ve benzer duyguları mı hissediyorsunuz?
Adnan KULAKSIZOĞLU Bu kitap; kendini tanıma, gerginliklerle baş etme, öfke kontrolü kazanma, kendine güveni geliştirme, ahlaki değerler geliştirme, iletişim becerileri kazanma ve zamanı verimli kullanma konularında grupla yapılacak eğitim programlarını içermektedir. Yedi eğitim programında, toplam elli oturum yer almaktadır. Kurumların eğitim ve insan kaynakları birimlerindeki uygulamalarında ve okullardaki eğitimci ve psikolojik danışmanların yapacakları grup çalışmalarında yararlanılacak kaynak eksikliği, kitabın yazılmasına dayanak oluşturmuştur. Çalışma, bu konuda eğitim sorumluluğu olan tüm bireylere iyi bir referans niteliğinde; hem öğretmenlere hem anne babalara hem de rehber ve psikolojik danışmanlara faydalı olacak niteliktedir.
Richard PAUL, Linda ELDER Tüm yaşamımız, duygu ve düşüncelerimiz tarafından yönetilmektedir. Çoğumuz ağırlıkla gerçeğin farkına varmadan yaşadığımızdan düşünce becerilerimizi geliştirmeyi önemsemeyiz. Ancak düşünme; eğitim, psikoloji ve daha birçok alandaki bilim insanının üzerinde çalıştığı ve geliştirmeyi hedefledikleri becerilerden bir tanesidir. Eleştirel düşünme ise en temel ve önemli düşünme türleri arasındadır. Pek çok kişi tarafından bilinç dışı bir eylem olarak kabul edilen "düşünme"yi bilinç alanına çekip özel eğitim teknikleri ile geliştirmek mümkündür. Bu kitap; eleştirel düşünme becerileri kapsamında, kişinin tarafsız düşünür hâline gelme, düşünme seviyesinden haberdar olma, temel akıl becerileri, yetenekleri, içgörülerinin gelişmesine destek olma, sunulan düşüncenin zayıf ve güçlü manasını keşfetme vb. gibi becerilerini geliştirme, kendi düşünme standartlarını bilme, soru sorma ve düşünmedeki yerini anlama, düşünme içeriğini öğrenme, iyi düşünme becerilerini edinme, karar alma, problem çözme, mantık dışı düşünce ile başa çıkma, ulusal ve uluslararası propaganda yolları, zihinsel kandırmaca ve manipülasyonun farkına varma, etik akıl yürütme, stratejik düşünme becerileri ve ileri düşünür olma başlıklarında bilgi ve beceri kazandırmayı amaçlamaktadır. Buraya kadar sözü edilen bu becerileri kapsayan kitabın hem bilgi vermesi hem de Türkiye'deki akademisyen ve düşünürler tarafından bu konuda yeni eserlerin kaleme alınmasını, araştırma yapılmasını teşvik etmesi hedeflenirken matematik bilimlerinde ve sosyal bilimlerde eğitim gören öğrencilere, politikacılara, medya mensuplarına faydalı olacağı düşünülmektedir ve kişisel gelişimi bir yaşam biçimini hâline getirenlere geliştirici bir okuma serüveni olacağına inanılmaktadır. (Kim ile? Kim için?..)
21. yüzyıl becerileri arasında ilk sıralarda yer alan eleştirel düşünme becerisinin stratejik ve sistematik olarak nasıl geliştirilebileceğini anlatan bu kitap, okuyucular için hem günlük yaşamda hem de profesyonel hayatta kullanabilecekleri önemli reçeteler vermektedir. Bilgi çağının getirdiği bilgi bombardımanı içinde hangi bilgiye nerede, nasıl, niye, ne zaman ve kim ile kim için ulaşılır sorularının cevaplarını çok gelişmiş tablolar ve şekiller ile anlatarak görsel anlamda hatırlanır ve uygulanabilir kılmakta; sol beynin işlevi olan eleştirel düşünceyi çok daha ileriye götürerek bilginin yaratıcılığa dönüştürülmesinde önemli rol oynamaktadır. Basitliğin getirdiği mükemmellik ile değişen ve devrim niteliğinde yaşanan teknolojik gelişimlerde okuyucuların uygulamalı olarak karar verme becerilerini geliştirmekte ve okuyuculara bulundukları ortamda farkındalık oluşturarak fark yaratmalarını sağlayacak donanım vermektedir. Bu kitabın okuyucuları sadece eğitim dünyasındaki değişimi sağlamak isteyen kişiler değil profesyonel dünyada da dönüşümü sağlamak isteyen oyuncular ve liderler olmalıdır.
Mustafa Şahin - Sırrı Akbaba Çocukluk ve ergenlik döneminde travmatik etki yaratan yaşantılardan biri "zorba" davranışlardır. Okulda ve sanal ortamlarda görülen ve değişik türleri (sözel, fiziksel, duygusal, ırkçı, saklama, davranış bozucu, başkasına ait bir şeyi alma/bozma ve cinsel) olan zorba davranışlar, çocuk ve ergenlerin sosyal, duygusal ve psikolojik gelişimlerini olumsuz yönde etkilemekte, etik ve yasal sorunlara yol açmaktadır.
Zorba davranışların bu olumsuz etkileri çocukluk ve ergenlik dönemiyle sınırlı kalmayıp bireylerin öz-saygı, öz-güven, psikolojik sağlamlık, psikolojik iyi olma gibi önemli kişilik özelliklerini ve ikili insan ilişkilerinde sevgi, saygı, hoşgörü ve güven duygularını olumsuz yönde etkilediği görülmektedir.
Bu eserde, bireysel gelişim ve olumlu ikili insan ilişkilerinin önünde önemli bir engel olan zorba davranışın türleri, nedenleri ve sonuçları ayrıntılı bir şekilde ele alınıp, empatik beceri ile bu davranışların önlenmesine ilişkin bir model sunulmuştur. Bu kitap ile, zorba davranışlar konusunda çalışacak akademisyen ve uygulayıcıların (okul psikolojik danışmanı, çocuk ve ergen psikoloğu, sınıf rehber öğretmeni) yanında; okul yöneticilerinin, branş öğretmenlerinin ve ebeveynlerin zorba davranışın türleri, nedenleri ve sonuçları hakkında farkındalık geliştirmelerine yardımcı olmak amaçlanmıştır.
Sebahattin Eker Bu kitabın hedef kitlesi, kendisini öğrenmeye, kişisel gelişime, değişime aday herkes. Öğretmenler, yöneticiler, anne ve babalar hatta satış danışmanları, iş adamları sıra dışı düşünmek isteyen hayatında fark yaratmak “marka” olmak isteyen herkes için yazıldı. Kitap, okuyucularını değiştirmeyi değil geliştirmeyi, geliştirirken öğretmeyi amaçladı. Sizlere bir yol haritası çizerken aynı zamanda sizlerin kendi haritalarınızda kendi yolunuzu bulmanıza yardımcı olacak, kısacası, liman armanızı değil kendi limanınızı görmenizi sağlayacaktır.
Ş. Başak Ceyhan Değerli Evlat,
Çıktığın hayat yolculuğunda yürürken karşılaştığın zorlukların ve verdiğin mücadelenin farkındayım. Seni çok iyi anlayabiliyorum. Mesleğim aracılığıyla 20 yılı aşkın süredir senin gibi değerli binlerce evlatla ve aileleriyle tanıştım, çalıştım. İki evlat annesi olarak da tüm yaşantılara hem anne hem evlat gözünden bakıp onlarla büyümeye devam ediyorum. Evet, büyümeye devam ediyorum diyorum çünkü evlatlardan her geçen gün çok şey öğreniyor, tecrübelenmeye devam ediyorum. Ben, annen, baban, öğretmenlerin ve diğer büyüklerin de bir zamanlar senin yaşındaydık biliyorsun. Elbette ailen ve etrafındaki tüm yetişkinler de hayat yolculuklarında mücadele verdi, zorluklarla baş etmeye çalıştı. Hani bazen ailenle, büyüklerinle fikir ayrılığına düşüyor, belki de kendinin anlaşılmadığını düşünüyorsun ya… “Neden, neden anlamıyorlar?” diyorsun. Çünkü annen ve baban seninle birlikte büyüyor evlat. Onlar sen dünyaya gelene kadar seni hiç büyütmeyi deneyimlemediler. Senin bu soruna önerebileceğin muhteşem bir çözüm önerin var: Ailenin seninle birlikte büyümesine izin vermek. Onların tecrübelerinden faydalandığın kadar, onların da senin deneyimlerinden faydalanmalarını sağlamak. Ama nasıl? Hayatının direksiyonunda artık sen oturuyorsun, sağ koltukta ise ailen. Onlarla iletişimin tıpkı bir insanın araba kullanmayı yeni öğrenirken sağ koltuktaki usta şoförle iletişimi gibi. Bilmem anlatabildim mi? Bu kitabı, tam da bu meseleleri senin zihninde açıklığa kavuşturmak, bebekliğin, çocukluğun, ergenliğin, öğrenme yolculuğun, sınavların, kendini keşfetmen, aileni daha yakından tanıman, sosyal çevren, becerilerin, ilgi ve yeteneklerin, kariyer ve hayat planların hakkında merak ettiğin tüm soruların cevaplarını bulabilmen, sorgulaman için yazdım.
“Sen Hiç 1. Oldun mu?” sorusuna verecek kocaman bir “EVET” cevabın olduğunu sakın unutma! Neden birinci olduğunu kitabın satırlarını okurken bulacaksın.
Benimle bu güzel yolculuğa çıktığın ve seninle birlikte büyümeme izin verdiğin için çok teşekkür ediyorum. Yeni hayat yolculuklarında yine buluşmak dileğiyle… Sevgiler…
Mücahit Beşikci Dünyada üç çeşit insan vardır:
• Başkalarının cesaretini kıran, yaratıcılıklarını engelleyen ve onlara neden
yapamayacaklarını sürekli anlatıp duran zehirleyiciler,
• İyi niyetli ama kendi içine kapanık çim biçiciler, bunlar kendi çimlerini biçerler ama başka şeylerle ilgilenmezler
• Bir de yaşamı daha güzel hâle getirmek adına uğraş veren güzelleştiriciler.
Kentsel dönüşüm uygulama projeleri yapmak ulaşılabilir bir hedeftir. İhtiyacımız olan şey, profesyonel yaşamda etrafımızdaki insanları, kendi gerçeklik anlayışımıza inandırma gücüne sahip bir liderlik ve iş birliği kültürü, kişisel performanslarını gelecek vizyonu hedefine odaklayacak kurumsal kimliğe ait, üç beden büyük organizasyonları temsil eden birtakım.
Kendileriyle ya da başkalarıyla ilgili mükemmelliği amaç edinen veya ihtiyaç duyan insanlar, büyük olasılıkla çoğu girişimlerinde başarısız olacaklardır. Mükemmelliyetçilik, çoğu durumda işleri ağırdan almayı hedefler. Sonuçlar başarı için bir özüre ve ertelemek için bir araca dönüşür. Bu aslında başka alternatiferi değerlendirmek yerine tek bir yanıta bağlı kalmanıza, gerçeği kaybetmenize neden olabilir. Başkalarının ayrıntılarının sizi ve sistemi boğmasını engellemenin en iyi yolu, harekete geçmektir çünkü bilgi tek başına yeterli değildir, fark yaratmak için onu uygulamanız gerekir. Uygulama için ise gerekli olan profesyonel güvenirliği ve kişisel saygınlığı yüksek olan cesur ve sıradan kimliklerdir.
Sayın Kentsel Dönüşüm Aktörleri, Fırsat eğer ona ihtiyaç duydunuzda kapınızı çalarsa ve siz onu nazikçe kovarsanız bilin ki bir gün yaşam da sizi kapısından kovacaktır. Şans sadece başarısız insanların sığındığı bir adrestir. Eğer hep yo! kenarında durur ve
birinin sizi görmesini beklerseniz daha çok beklersiniz. Ayağa kalkmalısınız.
Tarık Solmuş Bu kitap yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olan travmalara ışık tutmak için kaleme alınmıştır. Bebeklikten hatta doğum öncesinden yetişkinliğe ve doğal felaketlerden işkenceye, cinsel tacizden terörizme, mobbingden Koronavirüs’e kadar pek çok travmatik yaşantıyı aydınlatmayı, bir farkındalık kazandırmayı amaçlamıştır.
Ayrıca, her gün dizilerde, filmlerde izlediğimiz ünlü oyuncuların, şarkılarını dinlediğimiz müzisyenlerin, siyasi figürlerin, sporcuların ya da kitaplarını hayranlıkla okuduğumuz yazarların hayatları incelenmiştir. Her biri türlü yoksunluklar, çaresizlikler, hayal kırıklıkları, tacizler, istismarlar, tecavüzler yaşamış bu insanların hayata nasıl da tutunduklarına, mücadele ettiklerine, sıfırdan zirveye nasıl ulaştıklarına yer verilmiştir. Bütün bu hayatların örneğin zorlu bir çocukluk geçirmiş olup kendine güvenmeyen, kendini yetersiz hisseden, başarısızlık korkusu yaşayan, “Acaba olur mu! Bir gün ben de yapabilir miyim! Başarabilir miyim ki!” diye düşünen herkes için öğretici, motive edici, cesaretlendirici olması dileğiyle.
David Cox Yaratıcı düşünme, zihninizi açmakla ve her şeyi yeni bir şekilde görmekle ilgilidir. Bu beceriyi edinmek inanılmaz bir şekilde özgürleştirici olabilir. Daha da iyisi, yaratıcı düşünmenin pratik şekillerde nasıl uygulanabileceğini öğrenmektir. Yaratıcı düşünme, hayatınızın her alanında daha büyük bir başarı ve memnuniyet kazanmanızı sağlayacak olan bol miktarda yeni olasılığa açılan bir beceridir. Yaratıcı Düşünme For Dummies kitabında, daha yaratıcı bir şekilde yaşamak ve hayatın tüm zorluklarına yenilikçi çözümler bulmak için öğrenmesi ve kullanması kolay tekniklerin yanı sıra beyninizin fikir üretme vitesini yükseltecek olan güçlü araçları keşfedeceksiniz.
• Kalıpların içinde düşünün! Beyninizin neden bu şekilde çalıştığını; psikolojinin ve sinirbilimin yaratıcı düşünmeyi engelleyen şeyler ve bunların üstesinden nasıl gelinebileceği konusundaki açıklamalarını keşfedin.
• Harekete geçin! Bir işe tamamen odaklanabilmek ve bunu yaparken kendinizi rahat hissedebilmek için Leonardo da Vinci'nin yaratıcı yaşam prensiplerini de içeren basit ve kanıtlanmış teknikleri kullanın.
• Beyin fırtınası yapın! Beyin fırtınası, yanal düşünme alıştırmaları, görselleştirme ve daha fazlası sayesinde en göz korkutucu problemlere bile yenilikçi çözümler bulun.
• Yarın yokmuş gibi tasarlayın! Zihin haritalama, kelime oyunları, karalama, hikâye anlatma ve diğer eğlenceli ve kolay teknikler sayesinde hızlı bir şekilde muhteşem yeni fikirler üretin.
• Yaratıcılığınızı iş hayatınıza taşıyın! İş hayatınızda fark edilmek, daha iyi iş ilişkileri kurmak ve kariyerinizde yükselmek için yaratıcı düşünmeyi nasıl kullanabileceğinizi öğrenin.
• Hayal gücünüzü kullanın! Yaratıcılığı günlük hayatınızın nasıl ayrılmaz bir parçası haline getirebileceğinizi ve nasıl daha fazla mizah, mutluluk ve eğlence içeren bir hayat yaşayabileceğinizi öğrenin.
Kitabı açın ve
• Yaratıcı düşünmenin ne olduğunu ve onun beyinde nasıl gerçekleştiğini
• Kendinizi daha yaratıcı bir şekilde yaşamaya açmanın yollarını
• Hayal gücünüzü nasıl serbest bırakabileceğinizi ve yaratıcılık potansiyelinizin nasıl farkına varabileceğinizi
• Hızlı bir şekilde harika yeni fikirler üretmek için kullanabileceğiniz araçları
• Yaratıcı problem çözme tekniklerini
• Beyninizin tamamını kullanarak düşünme sayesinde zihninizi geliştirmek için kullanabileceğiniz metotları
• Daha hızlı ve daha iyi öğrenmenin ve daha çok şey hatırlamanın püf noktalarını
• İş hayatınızda daha yaratıcı olmak ve yaratıcılığın işinize yaramasını sağlamak için kullanabileceğiniz fikirleri keşfedin.
Bircan Kırlangıç Şimşek İnsan, en yetenekli canlı olduğunu sürekli hissetme ihtiyacındadır. Çünkü ancak bir gerçekliğe hayat verdiği, bir düşünce ya da duygu ürünü ortaya koyabildiği yani yaratıcılığını kullandığı zaman varlık bilincine ulaşır. Yaşam boyu kaygılar, yasak ve kurallarla karşılaşıyor, sayısız sınırlayıcı deneyimden geçiyoruz. Bircan Kırlangıç Şimşek, bu kitabında sunulanla yetinmemeyi, soru sormayı, sınırları aşmayı ve başkalarından farklı olma durumunu, gereç ne olursa olsun özgün bir dille, düşünceyle ve en yüksek estetik ölçütlerle ifade edebilmeyi öneriyor. Asıl önemlisi yaratma cesaret ve girişiminin insanı nasıl özgürleştirdiğini anlatıyor. Ona göre yaratıcılık bir cevherdir, insanın içinde durur ve işlenmeden ortaya çıkmaz. Kimse kendi cevherini işleyip parlatmadan da özgür olamaz. Yaratıcılık, yaşama bilinci, içsel özgürlük ve kişisel devrim üzerine yol açıcı bir çalışma.
İnci Aral

Yaratıcılık ve özgürlük birbirlerinin vazgeçilmez bileşenleri. Yaratıcılık özgürlüğün, özgürlük de yaratıcılığın ön koşulu. Ancak “fark yarattığınızda”, eski sorulara yeni yanıtlar bulduğunuzda farklılaşır, özgürleşir, bireyselleşirsiniz. Sürüden ayrılmayı, gerektiğinde ayrı düşmeyi göze aldığınızda özerkleşebilirsiniz. Özgürleştikçe de yaratıcılığınız gelişir gün be gün. Çünkü duygularınızı, düşüncelerinizi ve davranışlarınızı özgür kıldığınızda, kendinizi doğal akışa bırakıverdiğinizde ortaya çıkan gizil gücünüzdür yaratıcılığınız. Zincirlerin, sınırların, kuralların baskısını üzerinden kaldırdığınızda filizlenir. Merakla, sorgulayıcı çocuk gözlerle bakarken dünyaya, gelişir, büyür. Daha önce sorulmamış soruları sorduğunuzda, söylenmemişleri söylediğinizde meyveye durur. Sevgili Bircan meyveye duracağınız zamanlar için yazmış kitabını. Ürün vermek isteyenler için dölleyici bir esinti sunuyor size fısıldadıklarıyla...
Prof. Dr. Süheyla Ünal
H. Eylem Kaya 21. yüzyıl eğitim politikaları, yeni liberal küreselleşme ideolojisinin hâkim kıldığı sürdürülebilir rekabet eğiliminin etkisi altındadır. Söz konusu eğilim ile eğitim, özel tüketimi gerektiren bir yatırım aracı olarak değerlendirilmekte, böylesi yatırımı ise ancak sermayeye sahip bir kısım zümre gerçekleştirebileceğinden, eğitim yoluyla eşitsizliklerin giderilmesi bir yana, mevcut eşitsizliklere yenileri eklenmektedir. Bu koşullar altında en temel ve insani hak olan eğitimin gerek ulusal gerekse uluslararası ölçekte öğrenme kavramıyla ifade edilerek alınıp satılabilen bir metaya, eğitim hizmetinin ise kamunun yükümlülüğünden çıkartılarak piyasa ekseninde bireyin omuzlarına yüklenen bir sorumluluğa dönüştürüldüğü görülmektedir. Dolayısıyla, toplumsal adalet ve olanak eşitliğini gözeten metalaşmamış bir eğitim dizgesi içerisinde, “toplum için toplum ile yaşam boyu ve yaşam merkezli” bir eğitim anlayışını yerleştirmek hedeflenmeli; sermaye değil, insan odaklı yeni eğitim politikaları oluşturulmalıdır.