Geleneksel Türk Sanatları ve Restorasyon \ 1-1
Pınar Şahin Hz. Peygamber'in Veysel Karanî'ye hediye ettiği hırkasının muhafazası için inşa edilen Hırka-i Şerif Camisi, manevi değeri ve tasarım ilkeleri açısından Osmanlı mimarlık tarihinde özel bir yere sahiptir. Sultan I. Ahmed döneminde İstanbul'a yerleşen Üveysî Ailesi'nin himayesinde olan Hırka-i Şerif başlangıçta mütevazı bir hücrede sergilenmekteydi. Sultan Abdülmecid döneminde adına yakışır bir ziyaretgâh ve ibadet mekânına sahip olması için bulunduğu alanda; cami, Hırka-i Şerif Dairesi, Üveysî şeyhlerine ait konak ve koruma amaçlı karakoldan oluşan küçük bir külliye inşa edilir. Planları dönemin Ebniye Müdürü Seyyid Abdülhalim Efendi tarafından hazırlanan yapıda cami ile Hırka-i Şerif hücresi birleştirilerek benzersiz bir form ortaya çıkarılmıştır. Hırka-i Şerif Camisi üzerine günümüze kadar yapılan yayınlar eserin sanatsal özelliklerine odaklanmış, mimarı ve inşa süreci yeterince aydınlığa kavuşturulamamıştır. Osmanlı arşiv kayıtlarından uzun ve yorucu bir araştırma ile ortaya çıkarılan belgeler ışığında kaleme alınan bu çalışmada Hırka-i Şerif Camisi'nin bütün evreleri detaylı olarak anlatılmaktadır. İnşaat keşif defterlerinden elde edilen bilgilerle kullanılan malzeme ve işçi ücretlerine ilişkin maliyetlerin yanında mimarının kim olduğu ilk kez okuyucuya sunulmaktadır.
Oğuzhan Uzun, Mehmet Sarıkahya, İhsan Küreli Bu kitapta, gündelik hayatın monotonluğundan bizleri uzaklaştıracak, farklı tasarım ufukları açacak asimetrik mobilya tasarımlarına yer verilmiştir. Kitapta genel olarak asimetrik tasarımın, özel olarak da asimetrik mobilya tasarımının şifreleri çözülmekte ve bu tarz mobilyaların kullanılabilirlikleri ile tercih edilebilirlikleri yer almaktadır. Kitabın okunması neticesinde okuyucularda farklı tasarım ufukları açması, yapılacak yeni ve farklı tasarımlara katkı sağlaması hedeflenmektedir.
Tuba Kınay Gör Baskı sanatı, binlerce yıl önce yapılmış olan mağara duvarlarındaki el baskılarına dayanır. Ancak her ne kadar baskıresim sanatı yüzyıllar öncesine dayanıyor olsa da bu sanatla ilgili terimler günden güne kendini yenilemekte, yeni teknik ve malzemeler terminolojiye eklenmektedir. Bu sanat oldukça eskiye dayanıyor olmasına karşın zaman içerisinde kullanılan toksik maddelerin sağlığa ne kadar zarar verdiği görülmüş ve bu da sanatçıları daha güvenilir ürün bulma arayışına itmiştir. Ayrıca kimi malzemelerin de hem maliyet hem de erişim bakımından sıkıntılar oluşturması bakımından sanatçılar eldeki malzemelerle denemeler yapmaya başlamıştır. Bu ve benzeri sebeplerden ötürü günden güne hem kalıp olarak hem de boya ve çözücü olarak daha organik olana yönelim görülmüş, böylelikle deneysel anlamda yeni teknik, yöntem ve malzemeler ortaya çıkmıştır.
Bu kitap da söz konusu bu yenilikleri aktarma ve akademik araştırmalarda terimlerin anlamlarına erişimi sağlamada büyük bir kolaylık sağlayacak bir başvuru kaynağıdır. Üniversitelerin başta ilgili bölümlerinde okuyan lisans öğrencileri olmak üzere lisansüstü eğitimi alan ve bu alan üzerine çalışan araştırmacı ve uzmanlar ile akademisyenlerin de kullanma gereği hissedeceği baskı resim odaklı kısaltılmış bir terminolojidir.
Aylin Aras, Özge Sever İslamoğlu, Saffet Lüleci, Serap Faiz Büyükçam, Tülay Zorlu, Zeynep Sadıklar Turizm, günümüzün en büyük ekonomik etkinliklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda kırsal turizm de o bölge için tarımsal faaliyetlere ek olarak farklı ekonomik girdiler oluşturmaktadır.
Köyden kente göçün giderek ıssızlaştırdığı kırsal bölgelerde hem kırsal kalkınmanın gerçekleşebilmesinde hem de kırsal mimari mirasın korunarak yaşatılmasında kırsal turizmin önemli bir araç olacağı savı üzerine temellenen bu çalışmanın ilk bölümünde, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin eşsiz güzellikteki yörelerinden biri olan Çamlıhemşin yöresi hakkında bilgiler yer alıyor. İkinci bölümde ise Çamlıhemşin yöresinin kırsal mimari mirasının çok önemli bir bileşeni olan geleneksel Çamlıhemşin konutları hakkında ayrıntılı bilgiler aktarılıyor. Üçüncü bölümde, genel olarak kırsal turizm kavramı ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kırsal turizm potansiyeline ilişkin bilgiler verildikten sonra son bölümde Çamlıhemşin yöresi konutlarının kırsal turizm odaklı yeniden kullanımında yaklaşım ve proje önerileri yer alıyor.
H. Turgay Ünalan İnsan, yazının keşfinden sonra bilgi birikimini; yaşadığı coğrafyalarda bulunan kemik, taş, kil tablet, metal, papirüs, parşömen gibi malzemeler üzerine aktarmıştır. Yaklaşık 2000 sene önce Çin'de diğer malzemelere göre daha kolay üretilip çoğaltılabilen bir malzeme olan kâğıt keşfedilmiş, böylece kâğıdın günümüze kadar süregelen serüveni başlamıştır. Günümüzde kâğıt, yazma çizme aracı olmasının ötesinde yaşamın her alanında kullanılmaktadır. Sosyal yaşamdaki kullanımının yanı sıra kâğıt, sanatsal etkinliklerde tasarım elemanı ve sanat ürünü olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle el yapımı kâğıt, dünyanın her yerinde önemli bir zanaat ve sanat malzemesi olarak kabul edilmektedir. Kâğıt hamuru ile istenilen dokuda, büyüklükte ve renkte, iki ya da üç boyutlu çalışmalar yapılabilir. Bu kitapta; evde, okulda, iş atölyesinde kolaylıkla bulunabilecek malzeme ve ekipmanlar ile her yaş seviyesinde uygulacek etkinlikler ve teknikler anlatılmaktadır.
Oğuzhan Uzun, Emine Ketencioğlu, Derya Nil Karadağlı, Ahmet Şen Bu kitapta geleneksel motiflerin yeniden yorumlanarak, günümüz mobilya tasarımlarında kullanılması ile geçmiş ve gelecek arasında olumlu bir bağın mobilya ve ahşap ürün tasarımları aracılığıyla kurulması hedeflenmiştir.
Belli bir birikim ve yaşanmışlıkla ortaya çıkan geleneksel motiflerimizin mobilya ve ürün tasarımlarında sıkça kullanılması ve kullanıcıların hayatlarında belli oranlarda yer almasıyla; orta yaşlarda olup, geleneksel evlerde yaşayıp büyüyenler, eski günlerin sıcaklığını yeniden evlerinde hissedebileceklerdir. Yeni nesil ise, geçmişte atalarının kullanmış oldukları geleneksel motifleri evlerinde görerek dijital dünyanın soğuk motiflerinden biraz uzaklaşacaklardır.
Bu kitapta yer alan tasarımlarda kültüre dair bu yaşamsal unsurların mobilya ve ahşap ürünler üzerinde bir anlatı unsuru olarak kullanılması ile geleneksel motiflerin yeni tasarım biçimlerine dönüştürülmesine bir nebze de olsa katkı sağlayacaktır. Kültürel açıdan sorgulanan yeni form ve biçimlerle günümüzde “Z” kuşağı olarak nitelendirilen gençlere geçmiş ile günümüz arasında köprü kurma bilinci ve farklı öneriler-alternatifler sunularak geçmişle tasarım yönünden kuvvetli bir bağ kurulabilecektir.
Ayrıca kitapla birlikte özgün kimlik arayışı içerisinde olan mobilya sektörü, tasarımlarına farklılık kazandırabilme açılarından geleneksel motiflerle tasarlanacak yeni mobilyalarla bu estetik yaklaşımları kendi ürünlerine aktarırken, çoğu zaman popüler kullanımlardan uzaklaşarak orjinallik, yenilik ve yaratıcılık değerleri yüksek olan koleksiyonlar oluşturabileceklerdir.
Aydın Uğurlu, Feyzan Göher, H. Nurgül Begiç, Hava Selçuk, Onur Köksal, Recep Özkan, Selcen Gültekin, Servet Senem Uğurlu, Yahya Akyüz, Yonca Gül Uğurlu Toplumu oluşturan insan unsuru, bir taraftan coğrafya ve kültürü etkilerken diğer taraftan da coğrafya ve kültürden etkilenmektedir. Kadından ve erkekten oluşan toplumsal yapının insan unsuru, bu iki cinsin yapı içerisindeki konumuna göre de toplumdan topluma farklılık göstermektedir. Toplum içerisindeki kadının ve erkeğin konumu, o toplumun diğer toplumlar içerisindeki yerini belirlemede en önemli faktörlerdendir.
Toplumun kadına ve erkeğe yüklediği anlamlar, cinslerin toplumsal hayata sağladıkları katkıları farklılaştırmakta, ayrıştırmakta hatta keskin sınırlar çizerek bazen görünür bazen de görünmez engeller/yasaklar koymaktadır. Bu durum; cinsiyete göre düzenlenmiş aile hayatından bireysel ilişkilere, iş yaşamından eğitim durumuna kadar toplumsal yapının her alanına etki etmektedir.
Biri olmadan diğerinin varlığının mümkün olmadığı bu iki cinsin, zaman içerisinde ortaya çıkan toplumsal rollerindeki farklılıkların temel kaynağını oluşturan kültürel ritüeller, bazen kadını bazen de erkeği öne çıkararak diğerine hükmetme hatta onu her türlü haklardan yoksun bırakma durumuna kadar getirmiştir. Bu yoksunluk ve hükmetme insanlık tarihinde daha çok erkek lehine olmuş, kadın hemen her devirde ve toplumda erkeğin gölgesinde kalarak ikincil plana itilmiştir.
Bu kitap; “Türklerde Kadın”, “Anadolu'da Kadın”, “Göçebe Kültüründe Kadın”, “Bacıyan-ı Rum ve Anadolu'da Kadın Zanaatkârlar”, Batı'da Kadın”, “II-IX. Yüzyıllarda- Türklerde Kadın ve Müzik”, “Kadına Yönelik Şiddet”, “İstatistiklerle Kadın”, “Osmanlı'da Kadın Öğretmenli Ev Sıbyan Mektepleri", “Osmanlı Son Döneminde Kızların Eğitimi ve Öğretmen Faika Ünlüer'in Yetişmesi ve Meslek Hayatı” konularını içermektedir.
Vahap Candan Spor ya da kültür amaçlı gezilerim sırasında mimarlık alanında daha önce duymadığım Türkçe ifadeler, köy yapılarına daha dikkatle bakmama neden oldu. Yapı sanatına ilişkin zengin bir söz varlığına sahip olduğumuzu seziyordum. Eski kaynaklara bakınca o sözcüklerin, zaman tünelinde bizi geziye götüren birer rehber olduklarını fark etmeye başladım.
Eski kaynaklarda doğrudan doğruya köy yapı sanatına ilişkin bir çalışmaya rastlayamadım. Köye ilgi, İkinci Meşrutiyet Devri'nde Türkçü aydınlar tarafından başladı; Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk'ün Türk dili, tarihi ve kültür tarihi araştırmalarını özellikle teşvik etmesiyle hızlandı. Ben de Atatürk'ün buyruk ve teşvikleriyle dönemin aydınlarınca halkın ağzından, arının bal topladığı gibi derlenen derleme sözlüklerini taradım. Merakım derinleşti ve tarama sözlüklerini de taradım. Karşılaştırma yapılması faydalı olur, düşüncesiyle Göktürk, Uygur ve Karahanlı devirlerinin konuya ilişkin başvuru kaynaklarını da inceledim. Söz konusu sözcüklerin sadece bir yapıyı ya da yapı ögesini temsil etmediğini; bir kısmının kültür şifrelerimizin izlerini taşıdığını anladığımda ise not almaya başladım. Bu notların Yapı Sanatı Sözlüğü’ne dönüşmesi ise beş yıl süren bir araştırma ve inceleme emeğinin sonucudur.
Sözlüğün, kültür şifrelerimizin anlaşılmasına katkı sağlaması ve faydalı olması dileğimle...
Ebru Güller, Ayça Tokuç, Gülden Köktürk, Kutluğ Savaşır Küçük Tasarımcılar İçin Doğa ve Mimarlık Projemiz, 2017 yılında 206 proje arasından öne çıkarak TÜBİTAK 4004 Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları tarafından desteklenmeye değer görülmüştür. 2018 yılında da ikinci kez desteklenmeye hak kazanmıştır. Bu başarıdaki en büyük payın samimi, içten bir proje olmasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Sonuç odaklı değil süreç odaklı bir çalışma olup birçok etkinlik bütününde kurgulanmıştır. Burada amaç, çocukların oynarken eğlendiği ve eğlenirken öğrendiği interaktif bir süreç deneyimlemeleridir. Çocuklarımız 1,5 saat gibi kısa bir zaman diliminde büyük bir özveriyle 2 ve 3 boyutlu tasarım çalışmalarını gerçekleştirmişlerdir. Harika fikirleri, çevre sorunlarına karşı geliştirdikleri özgün çözüm önerileri ve başarılı tasarımları için hepsini ayrı ayrı tebrik ediyoruz…
Muteber ERBAY, Tülay ZORLU, Betül AKGÜL, Dilara ONUR, Aylin ARAS Bu kitap Sanat ve Mimarlık arakesitinde, resim sanatı üzerinden Kandinsky'nin çalışmaları temel alınarak, tasarım stüdyolarında form yaratma ve iç mekan çözümüne yönelik, denenmiş olan bir yöntemi tanıtmaktadır.
Kitap temel olarak iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde; Tasarım ve Yaratıcılık, Mimarlık Eğitiminde Tasarım Stüdyoları, Resim Sanatı ve Mimarlık, Soyut Sanat ve Kandinsky, Soyutlama Kavramı ve Mimarlık İlişkisi irdelenmektedir. İkinci bölümde ise, İç Mimarlık I. sınıf tasarım stüdyosunda uygulanan bir yöntem önerisi tanıtılmakta ve sonuç ürünler okuyucu ile paylaşıl-maktadır.
Sıdıka Sibel Sevim Seramik dekorları, seramik üretiminin başladığı ilk çağlardan itibaren üretilen ürünlere farklı anlamlar yükleyerek estetik değerini arttırmıştır. Bunun yanı sıra insanların duygularını, düşüncelerini, güncel yaşamlarını anlatan önemli bir aktarım aracı da olmuştur. Başlangıçta ilkel yöntemler kullanılarak uygulanan seramik dekorları daha sonraları teknolojinin gelişmesiyle modern yöntemlerle de uygulanmaya başlanmıştır. Günümüzde sürekli gelişme gösteren seramik dekor yöntemleri ile seramik endüstrisinde seri üretimler yapılmaktadır. Sanatsal çalışmalarda ise teknik dekor yöntemlerinin yanı sıra el dekorlarının farklı etkileri ile de uygulamalar sunulmaktadır.
Bu kitapta seramik dekorları ve uygulama teknikleri başlangıcından itibaren kısaca tarihçesi, seramik dekor tasarımı ve amacı, sıraltı, sıriçi, sırüstü ve yaş çamurlar üzerine uygulanan seramik dekor çeşitleri ve bu dekorlarda kullanılan yöntemler, serigrafi dekorları, günümüz seramik sanatı ve endüstrisinde uygulanan dekor yöntemleri uygulama aşamaları ve örnekleri ile anlatılmaya çalışılmıştır. Seramik eğitimi gören tüm öğrencilere, bu konuya ilgi duyanlara ve seramik alanında çalışanlara kitabın yararlı bir kaynak olacağı kanısındayım.
Ceyda Dalgıç Al Hayaller kurarız, renkli dünyalar...
Koşuşturmalı hayatımızda o hayallerin içine dalmak isteriz. Benim mutlu olduğum zamanlardan biridir sevimli keçe bebekleri rengârenk giydirip onlarla konuşmak.
Yün keçe iğneleme tekniği ile kolaylıkla yapabileceğiniz bebekleri kitabımda sizlerle tüm ayrıntılarıyla paylaştım. Sizler de yeni bir hobi edinip yaptığınız bebekleri sevdiklerinize armağan edebilirsiniz.
HAYAT PAYLAŞTIKÇA IŞIK SAÇIYOR…