Eğitim Felsefesi \ 1-1
Nurgül Karabağ Nietzsche'nin eğitim ve kültür eleştirisi geleneksel eğitim eleştirisi olup mevcut eğitimin temellerini sarsan bir nitelik taşımaktadır. Kültürün aktarımı olarak eğitim, belirsiz bir müf­redat, öğrencinin kendi kendini eğitmesi, eğitimin kazandırdıklarının aslında kişinin kendisi olmadığı, acının ve yalnızlığın da yer aldığı bir varoluş durumunu kabullenme, öğrencinin öğretmene isyan ederek onu da aşmasının gerekliliği gibi nitelikler mevcut eğitimin de aşılması gerektiğini gösteren ra­dikal bir eğitim yaklaşımını gündeme getirmektedir. Hegel, insanın çok boyutlu bir nesne olduğunu ve onunla her şey yapılabileceğini ileri sürmekte, insanın insan olma sürecinde eğitimin önemine dikkat çekmektedir.
Bu kitapta; biri toplumu ön plana alarak bireyselliği arka planda bırakan, diğeri bireyi ön plana alarak onu toplumsallığından soyutlayan iki düşünürün eğitim felsefeleri ele alınmıştır. Eğitim uygulamaları ve felsefesiyle bağlantılı olan eğitim görüşleriyle Hegel'in; eğitimci yönü, eğitime ve kültüre yönelik eleştirileri ve üstinsanın bir eğitim ideali olarak ele alınma imkânını yaratması ile Nietzsche'nin, eğitim felsefesi konusunda bize söylecekleri vardır. Okuyucular, iki düşünürün eğitim felsefelerini karşılaştırırken aynı zamanda toplum yaşamına uygun vatandaş ve devlet kademelerine memur yetiştirecek eğitim felsefesi ile toplumun bütün değerlerine karşı durarak kendi değerlerini yaratan dâhiyi yetiştirecek eğitim felsefesi arasında da karşılaştırma yapma imkânı bulacaktır.
Catherine C. McCall Elinizdeki kitap, hem kişisel yaşantı dünyanızda hem de kamusal paylaşımlar gerçekleştirdiğiniz hayat akışınızda önemli bir değişimin başlangıcını oluşturabilir. Eleştirel ve yaratıcı düşünme, kavramlar ve problemler aracılığıyla sorgulayıcı bir düşünüm gerçekleştirme, tartışmacı diyalog yoluyla bireyin kendisini ifade etme ve başkalarını anlama süreçlerinde olgunlaşma aracılığıyla etkin ve etkili bir yurttaş olunabileceğini bizlere anlatan bu kitap, esasen çocuklarla felsefe yapma yöntemlerinden biri olan Felsefi Sorgulama Topluluğu (FST) yöntemini ayrıntılarıyla ele almaktadır.
Felsefi Sorgulama yöntemine göre çocuklar aslında çok küçük yaşlardan itibaren felsefi akıl yürütme yapısını kullanabilmekte, felsefi bulmacalar hakkında kendi görüşlerini gerekçelendirebilmekte ve yaşıtlarıyla felsefi bir diyalog süresince farklı görüşleri tartışabilmektedirler. Bu açıdan değerlendirildiğinde küçük yaşlardan itibaren çocukları felsefi diyalogla tanıştırmak, onların eleştirel ve sorgulayıcı nitelikte yargıda bulunma potansiyellerini geliştirmeleri ve bu sürecin bir sonucu olarak da demokratik bir politik hayatın özneleri olma yolunda köklü şekilde dönüşüme uğramaları anlamına gelmektedir.
Richard PRING, Continuum 'Teşvik edici ve okunabilir bir kitap… Pring, farklı felsefi yaklaşımların özlü bir açıklamasını vermekte ve onların güçlü ve zayıf yönlerinin dengeli bir değerlendirmesini yapmaktadır. … eğitim araştırmacılarını bir tarafa bırakın tüm öğretmen adayları için zorunlu okuma olmalıdır.'
Dr. Paul Martinez, Öğrenme ve Beceri Geliştirme Ajansı

'Bu cilt bir ders kitabı ve bir manifestodur ve araştırma öğrencileri, çeşitli kavramların, aletlerin ve yaklaşımların ana hatlarının verildiği açıklıkla buluşacaktır. Pek çok öğretmen bundan etkilenecektir.'
Times Educational Supplement

'Profesör Pring'in eseri, başlığının mütevazi biçimde olduğunu iddia ettiğinden çok daha fazlasını içeriyor. Eğitim Araştırmaları Felsefesi konusunda uzman bir çalışma olduğu kadar eğitim felsefesinde de bir öncü olan bu eser eğitimin amaçlarından bilginin doğasına kadar değişen konularda berrak ve özdür.'
Education Review

Profesör Pring, 2003 yılında emekliliğine kadar Oxford Üniversitesi Eğitim Çalışmaları Bölümünde Yöneticiydi. Hala hazırda 14-19 Education and Training Nuffield Review'ın Baş Direktörüdür.
Ahmet Yıldırım, Cansu Kocamaz, Emine Aruğaslan, Erdoğan Kose, Hanife Civril, Kemal Çinçin, Kurşat Kunt, Nesrin Kaplan, Şahin Filiz Bilim tarihi ve felsefesi alanında yapılan çalışmalar genellikle eğitim bilimlerini kapsayıcı nitelikten yoksundur. Benzer biçimde eğitim bilimleri de bilgi aktarımı ve davranış eğitimi konularında beşerî bilimlerden kopuk bir tutum içerisindedir. Eğitim bilimleri, doğrudan doğruya insanı ve toplumu hedef alan amaçlar doğrultusunda işleyen süreçleri kendisine konu edindiği için felsefenin de doğrudan ilgi alanına girmektedir. Teknoloji alanında yaşanan muazzam değişim epistemolojik ve ontolojik birtakım problemleri de eğitim alanına dâhil etmiştir. Eğitimin bilgi alışverişinin ötesinde sahip olduğu etik, kültürel, sosyolojik ve psikolojik süreçler ve bu süreçler üzerindeki tartışmalar gün geçtikçe daha çok önem kazanmaktadır.
Bu çalışmada, eğitim bilimleri ile felsefe birlikteliğinde güncel birtakım problemlere değinilmiş ve çözüm önerilerinde bulunulmuştur. Elbette çok daha fazla problem vardır ve uzmanlar bu problemler üzerinde çalışmaktadırlar. Ayrıca değişimin sürekliliğine bağlı olarak yeni problemlerin de ortaya çıkması olasıdır. Genel okuyucuya ulaşmak amacıyla kitapta, felsefe ve eğitim bilimlerine özgü teknik ve ağır bir dil kullanımından kaçınılmıştır.
Sefer Ada Günümüzde örgün eğitim kurumları başta olmak üzere eğitim çevrelerinde felsefe ve eğitim felsefesi alanlarına giderek artan bir ilgi söz konusudur. Elinizdeki bu kitap da eğitim felsefesi dersi için kaynak oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır.
Kitabın öncelikli amacı, felsefe ve eğitim alanlarındaki sıkça karşınıza çıkabilecek kavramları, ilkeleri, ekolleri vb. argümanları eğitimle ilişkilendirerek tanımlamaktır. Kitabın bir diğer amacı ise düşünürlerin eğitim ve felsefe konularındaki görüşlerini değerlendirmek ve bunların günümüz eğitim sistemlerinde uygulanabilirliğini analiz etmektir.
Kitap, altı ana bölümden ve bu bölümlere ait alt başlıklardan oluşmaktadır. Giriş niteliği taşıyan ilk bölümden sonuç niteliği taşıyan son bölüme kadar kitapta bir bakış açısı kazandırılmak istenmiş, ayrıca eğitim sistemini oluşturmada eğitim felsefesinin rollerine değinilmiştir.
İbrahim Arslanoğlu Türkiye’de yazılan eğitim felsefesi kitaplarında, hep Batı’daki filozoflar işlenip Türk Eğitim Sisteminin gelişmesine etki eden Türk eğitim düşünürleri ders konusu yapılmıyor. Oysa bu kitapta, Yusuf Has Hacip, Farabi, İbn Sina ve Şeyh Bedrettin gibi filozoflar ile Mevlana, Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre gibi mutasavvıflar da yer aldı.
Yine Türkiye’de yazılan eğitim felsefesi kitaplarında, sadece filozofların düşüncelerine yer verilmekte fakat Türkiye’nin eğitim problemlerine ve bunların çözümlerine pek değinilmemektedir. Bu kitapta; eğitim sorunları ele alınıp tartışılarak çözüm yolları gösterilmeye çalışıldı.
Kitapta, filozoflara ait özlü sözler ile okuma parçaları ve filozoflar geçidi yer almaktadır. Bunlar, hem öğrenmeyi kolaylaştıracak hem de öğrencilerin bunlardan zevk alarak eğitilmelerini sağlayacaktır.
Felsefe kitaplarında, güncel bilgiler ile tablo ve resim gibi görselleri kullanmak pek olanaklı değildir. Buna rağmen ekler kısmında yer alan Türk Eğitim Sistemine Felsefi Yaklaşım başlıklı kısımda güncel bilgiler ile tablolara yer verilmiştir. Ayrıca ilgili yerlere filozof resimleri de konulmuştur. Bunlar, öğrencilerin ilgisini çekecektir.
Kitabın en önemli özelliklerinden biri, dilinin son derece sade ve anlaşılır olmasıdır. Bu durum, öğrenci başarısını büyük ölçüde etkiler.
Remzi Y. Kıncal Alanlarında uzman olan farklı üniversitelerden öğretim üyelerinin bölüm yazarlığı yaptığı Eğitim Felsefesi kitabı, Prof. Dr. Remzi Y. Kıncal'ın editörlüğünde hazırlanmıştır. Eğitim Felsefesi kitabının içeriği oluşturulurken konuya ilişkin olarak Batı toplumlarındaki verilerin yanı sıra başta İslam medeniyeti olmak üzere Çin ve Hint medeniyetlerini de kapsayacak biçimde küresel bir bakış açısı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Özellikle günümüz dünyasının temel özellikleri dikkate alındığında, öğretmen adaylarının eğitim felsefesine olan gereksinimleri kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Eğitim Felsefesi kitabı, başta Eğitim Fakültesi öğrencileri olmak üzere, konuya ilgi duyan bireylerin yararlanabileceği bir eser olarak tasarlanmıştır. Kitapta yer alan bilgilerin, okuyucuların eğitim felsefesine ilişkin temel bir kültür ve bakış açısı kazanması sürecine katkıda bulunması amaçlanmaktadır.
Eğitim Felsefesi kitabı, Felsefe ile İlgili Temel Kavramlar, Eğitim ve Temel Felsefe Akımları, Eğitim Felsefesi ve Eğitim Akımları, Batı Düşünürlerinin Eğitim Düşünceleri ve Eleştirel Pedagoji, Hindistan ve Çin'de Eğitim Felsefesi ve Eğitim Düşüncesi, İslam Dünyasında Filozofların Eğitimle İlgili Görüş ve Düşünceleri, İnsan Doğası, Bireysel Farklılıklar ve Eğitim, Farklı Siyasi ve Ekonomik İdeolojiler Açısından Eğitim, Türk Eğitim Sisteminin Felsefi Temelleri, Türkiye'de Modernleşme Sürecinde Etkisi Olan Düşünce Akımları ve Eğitim, Düşünen Okul, Bilgi Toplumu ve Yapay Zeka Uygulamaları Çerçevesinde Eğitim olmak üzere on iki bölümden oluşmaktadır.
Nel Noddings Nel Noddings’in Eğitim Felsefesi, Teaching Philosophy tarafından “alandaki en iyi giriş eseri” olarak ilan edilmiştir ve Educational Theory tarafından “eğitim felsefesinde klasik bir metin” olarak değerlendirilmiştir. Felsefe ve eğitim tarihi içerisindeki en temel isimlerden günümüzdeki teorisyenlere kadar uzanan süreçte eğitimsel düşüncenin gelişim serüvenini felsefi tartışmalar içerisinde ele alan önemli bir kitaptır. Bununla beraber, alandaki en güncel konuların titiz bir felsefi tartışmasını sunmasıyla da oldukça önemlidir. Yalnızca eğitim öğrencileri için değil, aynı zamanda tüm eğitim araştırmacıları ve politikacıları açısından da temel bir kaynak niteliğindedir.


“Nel Noddings hem klasik hem de çağdaş eğitim filozoflarının kompleks düşünceleri hakkında açık ve anlaşılır bir şekilde yazar… Eğitim felsefesinin zengin içeriği hakkında bundan daha ideal bir giriş kitabı düşünmek zordur.”
Richard J. Bernstein

“Kesinlikle mükemmel ve ihtiyaca cevap veren bir katkı.”
Lynda Stone

“Eğitim felsefesinin ne olduğuna dair canlı ve çekici bir analiz.”
Mary Anne Raywid
Emine Feyza Aktaş, Erdoğan Tezci, Eyüp Yünkül, Fahri Sezer, Halil Çoban, Hüseyin Fırat Şenol, Mehmet Akif Erdener, Nihat Uyangör, Sabiha Bilgi, Serdan Kervan, Sümer Aktan, Ünal Deniz, Vefa Taşdelen, Yalçın Dilekli, Yusuf Ceylan Tarihsel bir perspektiften insanlığın gelişim sürecine bakıldığında her toplumsal yapının temel bazı problemleri olduğu görülür. Bu problemler içinde o toplumun geçmişten geleceğe varlığını nasıl devam ettireceği temel ve hayati bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Her toplumsal yapı ilk olarak “Nasıl bir insan istiyoruz?” sorusuna cevap arar. Bu cevap, o toplumun geleceğinin ve gelişim çizgisinin ulaşacağı sınır noktalarının ufuk çizgilerini belirler. İşte eğitim felsefesi bir toplumun geleceğinin ulaşacağı sınır noktasına ilişkin spekülasyonda bulunan ve bu sınır noktasının doğasını tartışarak geleceğe ilişkin net bir vizyon kurgulanmasına yol gösteren en temel entelektüel faaliyetin adıdır. Felsefi bir eylem olarak eğitim felsefesi, eğitime ilişkin alınan tüm kararların merkezinde yer alır. Öyle ki eğitim felsefesi eğitim bakanlığında yüksek politikaların belirlenmesinde soyut bir yapı olarak yol gösterirken küçük bir köy okulunun sınıfında eğitim programı, öğretim metodolojisi ve öğretmen ile ete kemiğe bürünür. Bir öğretmenin okulda geçirdiği tüm zamanının ve okul dışında eğitime ilişkin her eyleminde eğitim felsefesi tüm haşmeti ile öğretmenin hemen yanı başındadır. Fakat çoğu zaman gündelik hayatın hızı, telaşesi ve koşuşturma ile geçen yoğun bir mesai gününde öğretmenler ve okul yöneticilerinin felsefi düşünceye ayıracakları pek bir zaman yoktur. Bununla beraber öğretmenler odasında öğrenciler ile ilgili her konuşma, müdür odasında alınan her karar, zümre toplantılarında ileri sürülen her bir fikir eğitim felsefesinin canlı bir şekilde okulda yaşadığını gösterir.
Bu kitabın temel gayesi de işte tam da bu! Bu kitap, okul koridorlarında canlı bir şekilde yaşamını sürdüren eğitim felsefesinin ne olduğu, nasıl bir yapıdan oluştuğu, temel problemlerine verilen cevapların farklılaşarak hangi ekollerin oluştuğu sorusuna bir cevap bulma gayesini taşıyor. Eğitim felsefesinin en köklü düşünce okullarından modern adını verdiğimiz düşünce okullarına kadar pek çok farklı gelenekle tanışırken neden bu ekollerin ortaya çıktığına ilişkin okuyucuda bir perspektifin gelişmesine katkı sunuyor. Eğitime ilişkin düşünen herkesin yaralanabileceği bir şekilde tasarlanan bu çalışmanın esas kitlesini ise doğal olarak öğretmenler ve eğitim fakültesi öğrencileri oluşturuyor. Felsefe ile ilgili metinler genelde zor olarak nitelendirilir. Bu belki de ele alınan konuların oldukça karmaşık doğasından kaynaklanmaktadır. Bu eserde konular tartışılırken olabildiğince yalın bir anlatım tercih edilmiş ve verilen örneklerle konular oldukça berrak bir şekilde işlenmiştir. Eser, bu yönü ile eğitim fakülteleri programında yer alan eğitim felsefesi dersleri için temel bir metin olarak kullanılabileceği gibi aynı zamanda bu alana ilgi duyan herkes için temel bir başlangıç metni olarak da okunabilir.
A. Faruk Levent, A. Nehir Özdemir, Durmuş Ümmet, Etem Levent, Gözde Türkmenoğlu, Hasan Özdemir, Pelin Karaduman, Sıtar Keser, Sinem Şahin, Tuba Akpolat Ahlak felsefesini ciddi ve kapsamlı olarak ele alan ilk düşünür olan Sokrates’in önemle vurguladığı “Kendini bil!” sözü, etiğin iki temel dayanağını oluşturur. Bunlar, insan için bilginin önemi ve her türlü bilgi edinmede kendini bilmenin (tanımanın) gerekliliğidir. Günümüzde yaşanan pek çok etik sorun, insanın kendini bilme konusunda yetersiz kalmasından, böyle bir bilgi arayışını ihmal etmesinden kaynaklanmaktadır. İnsanın kendini tanıması ve başkalarını anlamasının en önemli yolu ise eğitimdir.
Bu kitapta, eğitimde ahlak ve etikle ilgili güncel araştırmalar, çağdaş tartışmalar, geçmişteki gelişmeler de göz önünde bulundurularak verilmeye çalışılmıştır. Kitapta, bilimsel ve akademik yazım ilkeleri dikkate alınarak konular ele alınmıştır. Kitapta her bir bölüm, teorik olarak ele alındığı gibi yer yer uygulamaya dönük örnekler de verilmiştir. Bölümler, okuyucuların konuyla ilgili etraflı ve derin düşünmesini sağlayacak şekilde tartışma sorularını içermektedir.
Ekrem Ziya Duman Felsefe grubu eğitimi alanında son yıllarda yeni ve farklı bakış açıları ile yapılan çalışmalar dikkat çekmektedir. Bu tür çalışmaların eğitim öğretim ortamlarındaki uygulamaları çeşitlendirdiği ve zenginleştirdiği bilinmektedir. Aynı zamanda ilgili çalışmalar bu alanda çalışmak isteyen araştırmacılara çalışma alanı olarak yeni yollar açmaktadır. Dolayısıyla bu tür çalışmaların devamlılığının sağlanması daha da değerli hâle gelmektedir. “Felsefe Grubu Eğitimi Alanında Çalışmalar” kitabı hem bu devamlılığın sağlanmasına katkı sağlayacak hem de sonradan yapılacak çalışmalara ışık tutacak niteliktedir.
Kitapta; felsefe, sosyoloji, psikoloji ve mantık alanında çalışmalar yer almaktadır. Bu çalışmaların içerisinde WebQuest, resfebe gibi alan eğitiminde alternatif öğretim tekniği olarak kullanılabilecek örnekler yer almaktadır. Bununla birlikte kitapta ders kitaplarında yer alan değerlere dair tespitlerin ortaya konulduğu, ders kitaplarında belirli kavramların söylemleri üzerine içerik analizinin yapıldığı çalışmalara da yer verilmiştir. Türkiye'de mantık öğretimi üzerine yapılan çalışmaların analizi başlıklı çalışma ise bu konuda okuyucuya kapsamlı bir bakış açısı sunmaktadır. Eğitimde Sosyal Duygusal Gelişim: Yonca Modeli çalışması ise çocukların eğitim ortamında bütüncül olarak desteklenmesi gerektiğine yönelik bakış açısı sunmakla birlikte bu yönde yapılacak olan yeni çalışmalara temel oluşturma özelliğine sahiptir.
Hasret Kökten Eğitim felsefesi açısından temel noktalara değinilen bu eserde, neoliberal felsefenin eğitim ile ilgili önermeleri irdelenmektedir. Bir eğitim ekolünün felsefi analizi nasıl yapılır, felsefi temelleri olan bir eğitim yaklaşımı nasıl ele alınır, eğitimin felsefi temelleri nelerdir, bu temeller nasıl ortaya çıkmış ve eğitime hangi bağlamlarda katkıda bulunmaktadır gibi pek çok soru, neoliberal felsefenin eğitim ile ilgili epistemolojik, ontolojik ve etik temelleri üzerinde durularak analitik ve sorgulayıcı bir biçimde ele alınmış ve cevaplanmaya çalışılmıştır.
Aynı zamanda neoliberal düşünce üzerine ayrıntılı bir incelemenin de yer aldığı eserde, neoliberal felsefenin eğitim anlayışının yanı sıra neoliberal eğitimin antitezini temsil eden eleştirel eğitim felsefesinin (eleştirel pedogojinin) ana hatlarına da yer verilmiştir.
Abdullah Taha İmamoğlu, Ali Benli, Asım Cüneyd Koksal, Berat Açıl, Fatih Usluer, Halil İbrahim Kaygısız, Harun Kuşlu, Haşan Umut, Muhammed Usame Onuş, Müstakim Arıcı, Özgür Kavak, Pehlul Düzenli, Sami Arslan, Seyfullah Efe, Tuba Nur Saraçoğlu Koleksiyon çalışmalarında son yıllarda meydana gelen artışa ciddi bir katkı sunan Osmanlı Kitap Kültürü: Cârullah Efendi Kütüphanesi ve Derkenar Notları, Osmanlı kitap kültürünün yazma boyutunu ele aldı. Eserde, Cârullah Efendi Koleksiyonunda yer alan yazmalar üzerinde bulunan derkenar notlan tahlil edilerek kitap, kütüphane, koleksiyon, koleksiyoner, yazar, okur gibi kitap kültürünün farklı boyutlarına dair sorulara cevaplar üretilmeye çalışıldı.
Bu çalışma, birçok açıdan ilkleri barındırıyor. Öncelikle kitap kültürü ve yazma kitap kültürü çalışmalarında ilk defa bir koleksiyonun tamamı inceleme konusu edildi, ikinci olarak ilk defa derkenar notlarının da kitap kültürü çalışmalarında çok önemli veriler sunabileceği, "hürde” bilginin "hurda” addedilmemesi gerektiği gösterildi. Kitabın hiç şüphesiz en önemli katkısı, hakkında neredeyse hiçbir bilgi bulunmayan Cârullah Efendi gibi çok kıymetli bir âlim, müderris, kadı, kütüphaneci ve bibliyofilin ilim âlemine layıkıyla tanıtılmış olmasıdır.
Hans BERNER, HAUPT Eğitimin temel kavramları ve eğitim teorileri hakkında ülkemizde alışılmış eserler belirli kur tanımlarına göre kaleme alınmışlardır. Yani eleştiriden oldukça uzaktırlar. Hatta eğitimin dışında diğer literatürle genellikle bağlantılı da değildirler.
Çevirisini yaptığımız, yapmaya çalıştığımız bu araştırma her şeyden önce yazarın ifadesi ile "helikoptervari" bir uçuşla yüzyıla yakın bir zamanın insanlık tarihinde iz bırakmış teorileri ile meşgul olmaktadır. Bu eser eğitimin temel kavramlarını -örneğin eğitim, öğretim, öğrenme, okul gibi-karşılaştırarak sorgulayan bir tavrı benimsiyor. Eğitime yön veren değer yargıları ile bilimsel olanın tercih sebeplerini kendine göre açıklıyor. Eğitimin dinamizmine katkı yapan son dönem düşünce kabulleri olan postmodernden psikolojik yaklaşımlara doğru araştırma alanını genişletiyor.
Takdim edilen bu çalışma, üzerinde yaşadığımız topraklarda meydana getirilmiş bir çalışma değildir. Ancak bu; bize oldukça uzaktır anlamına gelmez. Şayet bilim evrensel ise; insanlığın bilimsel çalışmaları ortak ise; ayrıca yüz yılı aşkın bir zamandır Batı standartlarında bir çağdaşlaşma içindeysek ortak bir mirasın paydaşlarıyız demektir. Eğitim bilimi alanında ortaya atılmış teoriler sadece kabul ile değil sorgulamakla var olurlar. Sadece kabul onları ideoloji yapar. İdeoloji ise aklın, mantığın ve bilimin olmadığı yerde gelişir.
Hans Berner'in bu çalışması, hem böyle bir tehlikeden kurtulabilmek hem de eğitim alanında ortaya çıkan teorilere eleştirel ve analitik bir bakış açısı getirmeye çalışmaktadır.
Arife Gümüş Sarı, Mustafa Gündüz, Nezir Akyeşilmen, Safinaz Asri, Ünal, Akyüz, Fuat Güllüpınar, Senanur Avcı, Erdoğan Tezci, Zafer Çelik, Bekir, S. Gür, Murat Özoğlu, Yusuf Alpaydın, Mehmet Gürol, Bünyamin Bavlı, Mehmet Bahçekapılı, Mehmet Hakkı Suçin, Yakup Altan, Tolga Tosun Eğitim Politikası, içine doğduğu ülkenin sosyal refahı ve gelişmişlik seviyesinin hem göstergesi hem de düzenleyicisidir. Eğitim politikası planlaması ve uygulamasında; sağlık, ekonomi, siyaset ve kültür gibi pek çok etken belirleyici rol oynar. Birbirini besleyen ve yeniden üreten bu sarmalın doğru okunması ve anlaşılması hem kültürel hem de sosyoekonomik açıdan toplumun sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlar. İkinci baskısını yapan Türkiye’de Eğitim Politikaları kitabında; eğitim politikasında olması gerektiği düşünülen tüm basamaklar irdelenmeye çalışılmış, okuyucuların tartışılan ve değerlendirilen perspektiflerden istifade etmesi amaçlanmıştır. Alanında uzman yazar kadrosunun vücuda getirdiği Türkiye’de Eğitim Politikaları kitabı, Türkiye’de eğitim meselesine çok yönlü bir bakış sağlamayı amaçlıyor.