Davranış Bilimleri \ 2-5
İrfan ÇAĞLAR, Sabiha KILIÇ, Savaş MUTLU, Mustafa Emre ÇAĞLAR, Emrah AYDEMİR, Kübra Müge DALDAL Bu kitap, okuyucunun kafasında iletişim ile ilgili bilgi birikimi oluşturmak, onlara iletişim yeteneği kazandırmak ve onlarda empati duygusu oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır. Genel iletişim kitabını okuyan kişi; önce iletişimin sosyal evrende bir zorunluluk olduğunun farkına varacak ve kendisinin işletişim ile sosyalleşebileceğini öğrenebilecektir. Sosyalleşmenin temel harcı, iletişim ve karşılıklı etkileşimdir. Etkileşim; insanın kendisinin dışında da en az kendisinin varlığı kadar anlamlı bir dünyanın olduğunun farkına varmasını sağlayacaktır. Bu farkındalık büyük oranda iletişimle oluşturulabilir. Sosyal evrenin anlamlı dünya olarak sürdürülebilirliğinin iletişime ve empatiye bağlı olduğu ifade edilebilir. Bunu kavrayan birey, iletişime daha fazla önem verecek ve ihtiyaç duyduğu bu bilgileri söz konusu bu kitapla kazanabilecektir.
Bernard A. Nijstad İnsanlar, yaşamın her alanında, grup ortamlarında etkileşime girmekte ve performans göstermektedir. Organizasyonlar ve işletmeler, gruplar ve takımlar etrafında giderek daha fazla yapılanmaktadır. Her gün aileler, arkadaşlık grupları, toplumlar ve spor takımı gibi gruplar hâlinde, kararlar almak ve planlar yapmak, problemleri çözmek, fiziksel işler yapmak, yaratıcı fikirler üretmek ve daha fazlası için çalışıyoruz.
Grup Performansı, grupların performansına ilişkin mevcut sosyal psikolojik kuramları ve bulguları özetlemektedir. Bu kitap, grup etkileşimini ve gelişimini çevreleyen temel kuramları incelemektedir ve grupların, üyelerini nasıl etkilediğini araştırmaktadır. Bernard Nijstad, bu konuları, fiziksel işler, düşünce üretimi ve beyin fırtınası, karar verme, problem çözme, muhakeme ve tahminde bulunma gibi grupların gerçekleştirebileceği pek çok farklı görevle ilgili olarak ele almaktadır. Son olarak kitap, takım çalışmasının derin bir tartışması ve grupların etkileşime girdiği ve performans gösterdiği bağlam ile tamamlanmaktadır.
Grup üyeleri, grup görevi, etkileşim süreçleri ve bağlam arasındaki karşılıklı ilişkilere vurgu yaparak bütüncül bir yaklaşım sunan; sosyal psikoloji kuram ve araştırmalarına modern bir bakış açışı getiren bu kitap; lisans, lisansüstü öğrencileri ve sosyal psikoloji, örgütsel davranış ve işletme alanlarında araştırma yapanlar için oldukça yararlı olacaktır.
Bernard Nijstad, bu alanın “genç aslanlarından” biridir ve kitabın kapsamı içinde yer alan birçok konuya çok önemli katkılarda bulunmuştur. Grup Performansı, kavramsal ve deneysel materyali iyi bir şekilde ele almakta ve grup içindeki ve gruplar arasındaki davranış psikolojisine ilişkin son zamanlarda bildiklerimizin neler olduğu konusunda okuyucuda çok iyi bir izlenim bırakmaktadır. Genel olarak, alana mükemmel bir giriş…
R. Scott Tindale, Loyola Üniversitesi, Chicago, ABD
Parlak ve hevesli bir araştırmacı olan Bernard Nijstad, sosyal psikolojinin heyecan verici bir alanında kapsayıcı ve modern bir yaklaşım sunmaktadır. Bu kitap, klasikler arasındaki yerini alacaktır. Son sayfasına kadar kitabı elimden düşüremedim. Kesinlikle tavsiye ederim.
Andreas Mojzisch, Göttingen Üniversitesi, Psikoloji Enstitüsü, Almanya
Profesör Nijstad, grup performansı konusundaki klasik ve güncel araştırmaları harmanlayarak harika bir iş yapmıştır. Ben, Nijstad'ın alanyazını, organize ve usta bir şekilde aktarma becerisinden özellikle etkilendim. Nijstad'ın bu çalışmaya yönelik hevesi, konuyu ilk defa okuyacak öğrencilerde yeni bir heyecan yaratmaya yardımcı olacaktır.
Robert B. Lount, Jr., Ohio State Üniversitesi, ABD
Mete Han Gür Uzmanlık konularının çeşitlenmesiyle hayatımıza giren uzmanlar, giderek artmakta. Bununla birlikte uzmanların yanıldıkları konusunda araştırmalar ortaya konmakta. Bu araştırmacılardan biri şöyle der: “Uzmanların neden bazen yanılmadıkları daha büyük bir merak konusu.” Yanılsalar da yanılmasalar da uzmanlara ihtiyacımız var. Hem de çok...
Peki ama uzman yanılgıları konusunda ne yapabiliriz? Bu soru bizi “uzmanları kullanma becerisi”ni geliştirmeye zorlamakta.
Uzmanları kullanma becerisi, onlarla birlikte çalışma becerisidir. Bir ekip çalışmasıdır bu. Ekibin üyeleri uzmanlardır, lideri de siz. Uzmanlardan gelen bilgileri koordine etmek, değerlendirmek ve kararlar vermek sizin işinizdir. Bu ekip çalışması neleri kapsar? Ne tür beceriler gerektirir? Nasıl uygulanır? Bu kitapta bu soruların yanıtlarını bulacaksınız.
Gelişmiş toplumlarda iş gücünün neredeyse yarısı, profesyonellerden yani uzmanlardan oluşur. Profesyonel olmayan iş gücü de bir ölçüde kendi konularında uzmanlıklar geliştirmiştir. Bu nedenle danışanlar da büyük olasılıkla hayatlarını kazandıkları alanlarda birer uzmandır.
Bu kitap, uzmanlara danışanlar kadar uzmanların da yararlanabileceği pek çok mesaj içeriyor. Uzmanların; neden yanıldıklarının farkına varmaları, karar verme becerilerini geliştirmek gibi kişisel gelişim alanlarına yönelmeleri, danışanlarıyla olan ilişkilerinde etik değerlere önem vermeleri bu mesajlardan bazılarıdır. Uzmanları incelerken bir danışan olarak masanın bir tarafında olduğumuz kadar bir uzman olarak da masanın diğer tarafındayız. Bu kitap, masanın her iki tarafındakiler için de yararlı bir rehberdir.
Nuri TORTOP, M. Akif ÖZER Halkla ilişkiler, günümüz dünyasında kamu yönetimlerinin ve özel sektör işletmelerinin en önemli yönetim fonksiyonlarından biri haline geldi. Küresel dünyada yönetime katılmanın, hedef kitleye ulaşmanın ve algıda fark yaratmanın yolu halkla ilişkilerden geçmektedir. İletişim teknolojisinde yaşanan devrim niteliğindeki gelişmeler örgütlerin hem yapısını hem de yönetim usullerini değiştirmiş halkla ilişkileri yönetim aygıtının vazgeçilmez bir unsuru haline getirmiştir. Üniversite dünyamızın duayen isimlerinden Nuri Tortop'un öğrencileri ve halkla ilişkiler görevini üstlenmiş çalışanlar için yol gösterici bir kaynak olarak hazırladığı bu çalışma, dünyada ve Türkiye'de Halkla İlişkiler uygulamalarını anlatıyor.
Yıldız Dilek Ertürk Halkla İlişkiler Alanına Örgütsel Davranış Yansımaları kitabında; örgüt psikolojisi alanındaki kuramsal yazın bilgileri nedensel ilişkiler eşliğinde tartışılırken ortak konular halkla ilişkiler ve insan kaynakları çerçevesinde, örgütsel davranış boyutuyla çözümlenmeye çalışılmıştır. Günümüzde disiplinler arası bir yerde duran halkla ilişkiler alanında farklı bakış açılarının her gün yeniden güçlenen mücadelesine tanık oluyoruz. Bu çalışma ile halkla ilişkiler boyutlu okumalarından iç halkla ilişkiler zemininde indirgenen örgütsel iletişim, insan kaynakları ve çalışan psikolojisi terminolojisi, örgütsel davranış boyutuyla açımlanarak var olan ortak yazın bir arada sunulmaktadır. Kitap, Bölümler ve Makaleler genel başlığı altında iki kısımdan oluşmaktadır. Bölümler kısmında, Örgütsel Davranış Açısından Halkla İlişkiler ve İnsan Kaynakları Yönetimi İlişkisine Örgüt Psikolojisi Yelpazesinden Bir Bakış; Etkin Örgütsel İletişim İçin Örgütsel Davranışın Analizi; Örgüt Teorilerinin Halkla İlişkiler Alanında Yansımaları: Paradigmalar, Oyun Teorisi, Sistem Teorisi ve Halkla İlişkiler; Örgüt Kültürü, Halkla İlişkiler ve Liderlik; Halkla İlişkiler Rolleri ve Yansımaları; Örgütsel İletişimde Halkla İlişkiler Nerede? Stratejiden Uygulamaya İç İletişimde Yenilikler başlıkları irdelenmiştir. Makaleler kısmında da on bir makale altında yine örgüt, kültür, motivasyon ve çalışan bağıntısı yeni yüz yılın getirdikleriyle işlenmiştir.


Çalışma, öğrenci odaklı çalışmalarda, akademik incelemelerde, işletmelerin işleyişine yönelik uygulamalı ve teorik alanlarda, bireysel ve grup olarak iş yaşamında hız almak isteyenler için halkla ilişkilerden insan kaynaklarına örgütsel davranış odaklı bir kaynak olarak okuyucuya sunulmuştur.
Aziz Özkan Türkiye'de zaman zaman çeşitli teşvik paketleriyle gündeme gelen KOBİ'ler dün olduğu gibi bugün de önemini korumaktadır. Sadece Türkiye'de değil, diğer ülkelerde de KOBİ'lere yönelik adımlar atılmaktadır. Ne var ki meseleye daha çok maddiyat açısından bakılmaktadır. Oysaki yönetim kaynaklı sorunlar da KOBİ'lerin gelişmesinin önünde engel olarak durmaktadır. Bu çalışmada KOBİ'lerin yönetsel sorunları kapsamlı bir şekilde incelenerek çözüm önerileri sunulmuştur. Yüksek lisans tezi olarak hazırlanan bu metnin akademi dünyasına ufak bir katkısı dahi yazarını amacına ulaştırmış olacaktır.
Oytun Boran Sezgin “Bireylerin girişimci olmaları için yeni bir iş kurmalarına gerek yok, kurulu firmalarda çalışırken de girişimci olabilirler”
Anders Wall – Beijerinvest'in Yönetim Kurulu Eski Başkanı
Anders Wall'ın bu sözü, firmaları adına karar veren, sahip oldukları yenilikçi fikirleri faydalı bir gerçeğe dönüştürerek kurumlarına katkı sağlayan çalışanların da birer girişimci olarak görülmesi gerektiğini anlatmaktadır. Günümüzde içgirişimci olarak nitelendirilen bu kişilerin; yenilikçi, destekleyici, inisiyatif alan, proaktif, bilgiye erişen ve rekabetçi özelliklere sahip oldukları gözlenmektedir. Bu özelliklere sahip çalışanların yoğunlukta olduğu firmaların, yaşamlarını sürekli kılmaları ve sürdürülebilir bir rekabet üstünlüğü elde etmelerinin kolaylaşacağı ve bu bağlamda içgirişimciliğin, yakın bir gelecekte girişimcilik disiplini içinde önemli bir alan olacağı açıktır. Bu eser, içgirişimciliğin kavramsal ve kuramsal düzeydeki tüm boyutlarına odaklanmakta ve içgirişimcilerin örgütlerinden aldıkları destek ile örgütlerine duydukları güvenin girişimcilik faaliyetleri üzerine etkilerini de inceleme konusu yapmaktadır.
İsmail Metin Küresel rekabet ortamında uluslararası pazarlarda daha etkin bir şekilde faaliyette bulunabilmek için, elektronik pazaryerlerini kullanarak ihracat ve ithalat yapmak zorunluluk haline gelmiştir. e-ticaretin ilk aşamalarında yüz yüze iletişim olmaması nedeniyle karşı tarafa olan güvenilirlikle ilgili problemler yaşanmaktadır. Bu kitapta, e-ortamda güvenilirlikle ilgili elektronik pazar yerlerinin uygulamalarına ve ihracatçı ve ithalatçıların alması gereken önlemlere yer verilmiştir. Ayrıca elinizdeki kitapta, dünyanın en önde gelen elektronik pazaryeri olarak kabul edilen alibaba.com'a üye olarak ihracat için müşteri bulma ve ithalat için uygun tedarikçi ve ürün bulma işlemleri detaylı bir şekilde anlatılmaktadır.
"İhracatçı ve İthalatçılar için Elektronik Ticaret" adlı eserin yazılmasındaki ana amaç; elektronik ortamda ihracat pazarlamasıyla ilgilenen veya ithalat yapmak isteyen girişimcilere, öğrencilere ve diğer ilgili bireylere elektronik ortamda dış ticaret işlemleri yapabilmeyi öğretmektir. Söz konusu eser, ihracat ya da ithalat yapmayı düşünen veya yeni başlamış küçük ve orta büyüklükteki işletmelerle, dış ticaret eğitimi veren çeşitli kuruluşlar, fakülteler ve yüksekokullar için temel bir kaynak kitap özelliği taşımaktadır.
Wendy Leeds-Hurwitz “Kişilerarası iletişimin entelektüel kaynaklarını ve ilgili sosyal yaklaşımları bir araya getiren ve ampirik araştırmaların sonuçlarındaki verimliliği ortaya koyan kapsamlı bir derleme… İletişim Bilimlerine Toplumsal Yaklaşımlar, sosyal bilimlerin yöntemleri ve amaçları üzerinde yapılan mevcut mütalaalara önemli bir katkı sağlamaktadır.”
Ian Angus, Simon Fraser Üniversitesi
“Bu kitap, bir mihenk noktasıdır. Bu kitaba destek veren mümtaz isimler, ortaya sosyal bilimler alanının yeniden ele alınmasını mümkün kılan bir eser çıkarmıştır… Bu kitap, kişilerarası ilişkiler araştırmalarında yol gösterici önemli bir çalışmadır.”
John Shotter, New Hampshire Üniversitesi
Çok eskiden resmî kurumlar, yayın kuruluşları ve yüz yüze iletişim vardı; bunlar iletişim çalışmalarının çekirdeğini oluşturan uygulamalardı. Ancak son zamanlarda, kişilerarası iletişim alanındaki araştırmalar, deneysel sosyal psikoloji ile çok sıkı bir uyum içindeki davranış biliminin hâkimiyeti altına girmiştir. Tam vaktinde yapılan bu teşvik edici çalışma, iletişimin güncelleşmesine yardım eden “sosyal yaklaşımlar”ı geniş bir bakış açısıyla inceleyerek eski modellerin sınırlarını tenkit etmektedir.
Kişilerarası iletişim çalışmalarındaki mevcut teorik yeniliklere eşsiz bir bakış açısı sağlayan İletişim Bilimlerine Toplumsal Yaklaşımlar, iletişim konusundaki bütün profesyonellerin ve öğrencilerin raflarında bulunması gereken bir kitaptır. Bu çalışma, özellikle iletişim teorisi, kişilerarası iletişim ve sosyal etkileşim konularıyla ilgilenenler için çok değerli bir kaynaktır.
Aysel Aziz İletişim, insanın dünyada var olmasıyla başlayan, günümüze kadar gelen ve yarınlarımızda da devam edecek uzun bir süreç… Kişinin yaşamında ise, doğumuyla başlayan ve yaşamının sona ermesiyle biten bir olgu... Bu denli geniş sınırları olan bir konunun bir kitabın sayılı sayfalarında anlatılmasının da o denli zor olacağı açık! Ancak yine de belli sınırlamalar koyarak, bu uzun serüvenin önemli kısımları alınarak giriş bilgileri çerçevesinde okuyucuya aktarılmaya çalışıldı.
Bu tür sınırlama içerisinde iletişimin tanımından başlayarak, süreci, diğer disiplinlerle ilişkisi, iletişim türleri, işlevleri, modelleri gibi iletişim ile ilgili genel bilgilerden sonra iletişim türlerinden kişilerarası iletişim, kitlesel iletişim ve kitle iletişim araçları, haber ajansları, Türkiye’de iletişim ve kitlesel iletişimin tarihsel gelişimi, örgütsel iletişim, internet ve sosyal medya ilgili bilgilere yer verildi. Kitabın son iki bölümünde ise iletişimin topluma olan etkilerine ve yapılan iletişim araştırmalarına değinildi.
Giriş niteliğindeki bu bilgilerin her biri; başka akademisyenler, yazarlar, araştırmacılar tarafından ayrı başlıklar altında araştırılıyor, inceleniyor, yayınlanıyor. İletişime Giriş başlıklı bu kitabın amacı da bu tür çalışmalar hakkında ön hazırlık niteliğinde genel bir bilgi vermek, konularında derinleşmek isteyenleri bu tür çalışmalara yönlendirmektir.
Demet Gürüz, Ayşen Temel İletişime yeni yaklaşımlar sunmak ve kazandırmak amacıyla; özel yaşamda, iş ilişkilerinde, yaşama uyarlanabilecek bilimsel formatta hazırlanan bu eser, farlılıkları, yenilikleri, değişenleri ve söylenmeyenleri yine bilimsel bir kimlikle okuyucularına sunmaktadır. Çalışma, iletişim alanında çalışan, öğrenim gören ve araştırma yapanlara yeni yaklaşımları sunması açısından önemlidir.


İletişime yeni yaklaşımlar kitabında; Düşünce yönetimi, Kişilerarası iletişimde sorun çözücü bir iletişim becerisi olarak atılganlık, Profesyonel yaşamda kişilerarası ilişkilerde izlenimlerin yönetimi, İnsan kültür ve mitoloji, Bir iletişimsizlik nedeni: Dinliyoruz ama öylesine, Bir kişilerarası iletişim biçimi olarak “Aşk”, Geçmişten günümüze erkeklik rolü algısında meydana gelen değişim, Benlik ve kişilerarası iletişim, Kişilerarası iletişimde algı ve algılama süreci, Kişilerarası ilişkilerde rekabet ve işbirliği, Kişilerarası iletişimde çatışma, Kişilerarası iletişimde sosyal destek kavramı ve önemi başlıklı makaleler bulunmaktadır.
Gönül BUDAK, Gülay BUDAK Sosyal medya, sanal ağlar ve kitlesel iletişimin dev adımlarla ilerlediği iletişim çağına, imaj çağı da demek yanlış olmayacaktır.
Bireysel, örgütsel ve ülkesel düzeyde imaj yapılandırmalarının önem kazanması, imajın kurulabilen ve yönetilebilen bir olgu olmasıyla ilintilidir. Halkla ilişkilerin odak noktasında imaj çalışmaları yer alır. Tüm diğer çalışmalar, bu odak noktasının etrafında şekillenir. Bu nedenle imaj oluşturmak için yapılan faaliyetleri halkla ilişkiler olarak nitelendirmek, yapılan faaliyetleri adlandırmada yetersiz kalacaktır. Bunun yerine “İmaj Mühendisliği” demek daha doğru olacaktır.
İşletmeler 1997 yılında belirlenen SA 8000 Sosyal Sorumluluk standardı çerçevesinde, sosyal sorumlulukları kapsamında, dezavantajlı konumdaki insanları destekleyerek, toplumun refahına sürdürülebilir bir katkı sağlamak ve “kazan kazan” mantığı ile çalıştıklarını hedef kitlelerine kanıtlayıp olumlu imaj yaratmayı da hedefleyen Sosyal Girişimcilik alanlarına katkı vermeye başlamışlardır.
Halkla ilişkiler kapsamında tanımlanan hedef kitleler oldukça geniştir. İşletme içinden, çalışanlardan başlar, müşteriler, potansiyel müşteriler, rakipler, devlet, vb. ulusal ve uluslararası düzeyde birçok halk topluluğuna uzanır. Geniş halk kitlelerine ulaşmada en önemli araçlardan birisi; medya, diğeri ise, sanal ortamdır. Sanal ağlar ve sosyal medya sayesinde işletme bizzat kendi haberlerini yönetebilme özgürlüğüne sahip hâle gelebilmiştir. Üstelik 7 gün 24 saat düzenlenebilen, son derece dinamik bir ortamda istediği görselliğe ve içeriğe, istediği zamanda şekil verebilen işletmenin imajını yönetmek daha kolay hâle gelmiştir. Ancak iletişim çağında bilgilerin yaratılması kadar, yayılmasının da ne kadar hızlı olabileceği düşünülürse, imajın korunmasının eskisinden zor hâle geldiği kabullenilmelidir.
Halkla ilişkiler faaliyetlerinin önemi, imajın nasıl istenilen doğrultuda yapılandırılacağının yanında, imajın nasıl korunacağına yanıt aranması nedeniyle giderek artmaktadır.
Nuri TORTOP, Burhan AYKAÇ, Hüseyin YAYMAN, M. Akif ÖZER İnsan kaynakları yönetiminin gelişimini, çalışma alanlarını, sorunlarını ve çözüm yollarını ele alan bu çalışmamız, gerek kamu sektörü gerekse özel sektördeki teori ve uygulamaları kapsayacak şekilde on altı bölümden oluşmaktadır. Kısa sürede tükenen son baskının ardından, çalışmamızın yeni baskısında her bölüm sonuna; bölümün özeti, konuyla ilgili anahtar kavramlar, tartışma soruları, okuyuculara bilgilerini ölçme olanağı sunacak test soruları, bölüm kaynakçası, İKY ile ilgili web sayfaları ve okuma parçaları konulmuştur. Bu şekliyle oldukça kapsamlı sayılabilecek çalışma, fakültelerimizde okutulan İnsan Kaynakları Yönetimi dersinin içeriğine bağlı kalınarak hazırlanmıştır. Çalışmanın öğrencilerimize ve konu ile ilgilenen herkese yararlı olmasını dileriz.
Güler Tozkoparan 21. yüzyılın iş dünyası, önceki yüzyıllara göre çok daha rekabetçi, daha hızlı, daha dinamik ve teknoloji ile daha iç içedir. Yaşanan hızlı ve keskin gelişmeler, işletmeleri ve çalışanlarını da etkilemekte, önceleri daha çok bireysel stresten söz edilirken günümüzde yoğun şekilde hem bireysel hem de örgütsel stresten söz edilmektedir. İş yaşamındaki stresi anlatan örgütsel stres kavramı, özellikle de hastalıklar, devamsızlıklar, verimsizlik, düşük performans, iş doyumsuzluğu, tükenmişlik ve iş gücü devrinin yol açtığı maliyetler nedeniyle sadece işletmeleri değil, çalışanları ve çalışanların ailelerini de etkileyen, bireysel, örgütsel ve toplumsal düzeyde önemli sonuçlar doğuran bir olgu hâline gelmiştir.
Stresin, iyi yönetildiğinde harekete geçirici ve motive edici etkisi nedeniyle davranış ve sonuçlara olumlu yansımaları söz konusu olurken iyi yönetilemediğinde ise tam tersi bir etkisi ortaya çıkmaktadır. Bu kritik dengede, bireylerin stresi tolere etme düzeyleri önemli olduğu kadar işletmelerin stresle mücadele konusunda aldığı önlemlerin de büyük rolü vardır. Ancak uygulamada, ne yazık ki yöneticilerin çoğu, stres kaynaklarını ya görmezden gelmekte ya bu stres kaynaklarının hiç farkına varamamakta ya da çok geç farkına varmakta, farkına vardığında ise önlem alma konusunda geç kalmaktadırlar. Stresle mücadele konusunda geç kalınmasının maliyetinin ise çok yüksek olduğu, yapılan araştırmalarla da kanıtlanmış durumdadır. Bu nedenle öncelikle stres kaynaklarının tanınması, konuyla ilgili önlem alınmasında anahtar rol oynamaktadır. Böylece, “sivrisineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmak” metaforunda olduğu gibi görünen sebeplere değil, kaynağa yönelik önlemler alınarak yaşanan sıkıntıların giderilmesi daha akılcı ve kalıcı olacaktır. Bu doğrultuda çalışmada, öncelikle stres olgusu açıklandıktan sonra, stres kaynaklarının neler olduğu, sonuçları ve stresin azaltılması konusunda yardımcı olacak yöntem ve teknikler detaylı şekilde anlatılmıştır.
Afife Başak Ok, Aslı Göncü-Köse, Derya Karanfil , Dilara Çavdar, F. Pınar Acar , H. Canan Sümer, Meltem Düzgün, S. Arzu Wasti, Yonca Toker-Gültaş Nezaketsizlikten istismara, ayırımcılıktan cinsiyetçiliğe, cinsel tacizden kurumsallaşmış kötü muameleye… “İş hayatında kötü muamele” çok farklı biçimlerde karşımıza çıkabilmektedir. Bu kitapta, kötü muamelenin ülkemizde yaşanan farklı biçimleri ayrıntılı bir şekilde mercek altına alınırken bir yandan da nasıl önlenebileceği ve müdahale edilebileceğine ilişkin perspektiflere ışık tutulmaktadır. Kitap aynı zamanda sadece iş hayatında kötü muameleyi merak edenler için değil, aynı zamanda bir konunun nasıl etraflı, akademik titizlikle çalışılması gerektiğini öğrenmek isteyenler için de çok önemli bir referans niteliği taşımaktadır.
PROF. DR. G. CANAN ERGİN
Özyeğin Üniversitesi, Psikoloji Bölümü
Müge Klein İşletme 4.0; içinde bulunduğumuz Dördüncü Sanayi Devrimi sonucu, üretimden pazarlamaya tüm tedarik zincirindeki temel süreçlerde ve bunları destekleyen yardımcı fonksiyonlarda, robotlardan bulut bilişime, sosyal medyadan yapay zekaya kadar uzanan geniş bir dijital teknoloji yelpazesinin kullanıldığı dijital çağın işletmesini ifade eder. Web 2.0 ile ortaya çıkan İşletme 4.0'ın yapı taşı teknolojilerinden biri olan sosyal medya, kullanıcılar arası etkileşimi merkeze koyan çeşitli sosyal yazılımlardan oluşur. Bu kitabın konusu olan Şirket 2.0; sosyal ağlar, bloglar ve mikrobloglar, wikiler gibi çeşitli sosyal medya yazılımlarının şirket içinde çalışanlar arasında ve şirket dışında şirket ile potansiyel çalışanlar ve tüketiciler arasında kullanılması anlamına gelir. Bu kitap, sosyal yazılımların şirketlerde kullanımına farklı bir perspektiften bakar. Bu bağlamda şirketlerin sosyal yazılım kullanımına uygun iş süreçleri belirlenir ve bu süreçlerin hangi aşamasında, hangi sosyal yazılımın kullanılabileceği gösterilir. Teorik bilgiler, çeşitli kaynaklardan elde edilen Şirket 2.0 vaka örneklerinin sosyal yazılım kullanımının iş süreçleri açısından incelenmesiyle desteklenir. Kitabın sunduğu bu teorik ve pratik bakış açısı onu hem öğrenciler ve araştırmacılar için, hem de İşletme 4.0 ile dijital dönüşüm yolculuğunda sosyal medya stratejisi belirlemekte olan şirketler için yararlı kılar.
Erdoğan TAŞKIN Bu kitap, bir solukta okunabilir üslubu ile yönetim faaliyetlerini, işletme uygulamalarından gelen kavramları ve yöneticilerin düşüncelerini kapsamaktadır:

Yönetim Stratejisi
İşletme Yöneticisinin Görevi
Planlama İlkeleri
Örgüt Yapıları
Eğitim ve Geliştirme
Karar Verme Becerileri
Yöneltme İşlevi
İnsan Kaynakları
Koordinasyon Süreci
Kontrol ve Denetim
Yönetimde Güncel Yaklaşımlar

Yine bu kitap, işletmelerde yöneticiliğe yeni başlayanlar kadar yönetim ilkelerini öğrenmek isteyen bütün okurlara yönelik olarak hazırlanmıştır.
Sedat Bostan, Eyyüp Yıldız RİSK YÖNETİRSENİZ, KRİZ YÖNETMEK ZORUNDA KALMAZSINIZ!
İşletme ve kamu kurumlarında ortaya çıkabilecek iş güvenliği sorunlarına karşı önceden tedbirler alarak riskleri yönetmek ve acil durumlara karşı hazırlıklı olmak, günümüz işletme yönetimi anlayışının esaslarından biridir. Ülkemizde iş güvenliği ile ilgili yasal düzenlemeler etkin olarak yakın zamanda yapılmış olmakla birlikte, yürürlüğü halen tartışılmaktadır. Hâlbuki her yıl işletmelerde çok miktarda iş kazasıyla birlikte mal ve can kaybı yaşanmaktadır.
Bu çalışmada öncelikle iş güvenliği ile ilgili gelişmiş bazı ülkelerde ve ülkemizde risk yönetiminin kısa tarihçesini vererek bir kültür oluşturmaya ve mukayese yapmaya imkân tanıyoruz. Kurumsal risk yönetiminin, risk analizinin ve raporlanmasının nasıl yapılacağını bir örnek üzerinden açıklıyoruz. Devamında bir acil durum planı örneği ile yapılması gereken kurumsal risk yönetimi planlamasını gösteriyoruz. Önemli olanın bilmekten öte uygulamak olduğuna işaret ediyoruz.
Bir bilimsel araştırmanın sonucu olan bu çalışmayla, bir tek yöneticide bile iş güvenliğinin risk yönetimi anlayışıyla yönetilmesine katkı sağlamayı büyük bir kazanç sayıyoruz.
Çünkü;
“Risk yönetirseniz, kriz yönetmek zorunda kalmazsınız!”
Süleyman Ersöz, Olcay Özge Ersöz Bilgileriniz geçmişinizdir,
Kararlarınız ise geleceğinizi şekillendirecektir.
İnsanın en temel güdüsü hayatta kalmak ve varlığını devam ettirmektir. Hayatta kalmanın koşulu başarmaktır. Başarmak için de doğru kararları vermek gerekmektedir.
Bilgi belirsizliği azaltan ve doğru Kararların verilmesine destek olan stratejik bir anahtardır. Karar vermek; günlük hayatta bir bireyin kendi geleceğini, ya da bir yöneticinin çalışanların ve işletmenin geleceğini tayin etme işlemidir. İki veya daha fazla seçenekten birisini geleceğimiz için en iyisidir diye seçme faaliyetidir. Bir yol ayrımıdır. Geçmişe bakıp, keşkelerle anıp pişman olmayacağımız ve ne iyi yapmışız diye gururlanacağımız bir dönüm noktasıdır. KARAR anıdır.
Karar anı, örgütün içinden ve çevreden gelen sistematik verilerin, bilimsel ve dinamik bir değişim sürecinde etkili ve doğru karara dönüştürülmesi işlemidir. Yoksa duygusallığın, en iyisini ben bilirim ya da olsa olsa yöntemlerinin hakim olduğu ortamlarda verilen kararlarda hata payı yüksek olacaktır.
Bu kitapta; kararları ile hayatınıza yön verecek siz geleceğin yöneticilerine, veri, bilgi ve karar yolculuğunda hazırlıklı olabilmeniz ve doğru kararlar alabilmeniz için kuracağınız bilgi yönetim sisteminin yol haritası çizilmeye çalışılmaktadır.
Elir Alar Erkal, Fatma Merve Kuşoğlu, Funda Tokucu, Onur Kavak, Salih Serkan Kaleli, Serkan Naktiyok, Sezin Karabulut Çakır, Ülke Hilal Çelik, Yunus Zengin, Yunus Zengin, Zafer Aykanat İşletmelerde Duygu Yönetimi kitabı; işletmelerde duygunun varlığı, işletmeleri nasıl etkilediği ve işletmelerce nasıl yönetilebileceği sorunsalı çerçevesinde duygunun örgütlerdeki temel yansımalarını ele alan on bölümden oluşmaktadır. Duygu temelinde iş hayatında karşımıza çıkan duygusal zekâ, duygusal emek, duygusal tükenme, duygusal sermaye, duygusal şiddet, duygusal olaylar teorisi, kurumsal duygusal hafıza, duygusal öğrenme becerisi ve duygunun dijitalleşmedeki yeri, söz konusu bölümlerin içeriğini oluşturmaktadır. Duygunun iş hayatında kabulü ve yönetimi sürecinde üzerinde en çok durulan ve önemi vurgulanan bu kavramların tüm yönleriyle ele alınarak bir arada değerlendirilmesinin, ilgili yazına katkı sağlaması amaçlanmaktadır. Söz konusu amaçla ortaya çıkan İşletmelerde Duygu Yönetimi kitabının bu bakımdan önemli bir boşluğu dolduracağı ve sahip olduğu özgün bakış açısı ile yeni çalışmalara kaynak olacağı temennisini taşımaktayız.
Ahmet Burak Kavak, İrge Şener Alfabenin son harfi Z; sonlanma, bitişleri simgelerken kuşaklar için bunun tersi bir durum söz konusu. Kendinden önceki kuşaklardan oldukça belirgin ve farklı özelliklere sahip olan Z kuşağı; ilkleri, yenilikleri, öncü olmayı, geleceğin temellerini atmayı temsil etmektedir. Yaşamın tüm alanlarında bildiklerimizi sorgulamamıza neden olan Z kuşağının, son zamanda iş yaşamında yer almaya başlaması ile çalışma rutinlerinin de değişimine neden olacağı beklenmektedir. Bu kapsamda bu kitapta, yakın gelecekte iş yaşamında daha fazla yer edinecek olan Z kuşağının çalışma değerlerinin anlaşılması ve bu kuşağın değerlerinin daha iyi tanınması amaçlanmıştır. Bir taraftan Z kuşağının kendi değerlendirmeleri diğer taraftan kendilerinden önceki kuşaklardan olan yöneticilerinin görüşlerini kapsayan bu kitap, Z kuşağını istihdam edecek olan tüm işletmelerin yöneticileri ile insan kaynakları uzmanları için ve ayrıca Z kuşağını anlamak ve tanımak isteyenler için de önemli bir kaynakça niteliğindedir.
Richard P. Rumelt İyi Strateji/Kötü Strateji, pek çok stratejiyi felakete sürükleyen günümüz düşünsel karmaşasına okur açısından netlik kazandıran bir kitap. Rumelt, burada gerçek dünyada uygulamaya konacak eylem yönelimli güçlü bir stratejinin nasıl yaratılıp pratiğe döküleceğinin yolunu gösteriyor.
“Bir stratejinin geliştirip uygulamaya konması bir liderin en temel görevidir; iyi bir strateji ilerlemenin önündeki engellere onların üstesinden gelme yolunda yaratılan bir tepki, özgün ve tutarlı bir yaklaşımdır; iyi bir stratejide, güç en etkili olacağı şekilde elde edilmeli ve yine o şekilde uygulanmalıdır.” denilen kitapta, Rumelt bir yandan da “strateji”yi salt motive edici sloganlar, şişirme amaçlar, finansal hedefler, herkesin tartışmasız biçimde kabul edeceği cinsten yuvarlak ve uzlaşmacı hedefler olarak değerlendiren günümüz eğilimlerinin yarattığı olumsuz sonuçlara da ışık tutuyor.
İyi Strateji/Kötü Strateji’de tüm bu olgulara “kötü strateji” damgasını vuran Rumelt “iyi strateji”nin gücünü sergilemeyi de ihmal etmiyor. Kaldıraç kullanımından tutun da büyüme için sağlıklı bir odaklanmaya kadar uzanan, hem faydacı hem de ilk Pazartesi günü hemen uygulamaya konabilecek türden dokuz adet güç kaynağına işaret ediyor. Yazar kendi özgün ve faydacı yaklaşımlarını yaşama geçirmiş şirketler, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve askerî kurumlardan etkileyici örnekler sunuyor. Ama bununla da kalmıyor ve Apple’dan General Motors’a, Irak Savaşı’ndan Afganistan Savaşı’na, küçük bir yerel marketten Wall Mart'a, Nvidia’dan Silicon Graphics’e, Getty Trust’tan Los Angeles Bölge Okullar Birliği’ne, Cisco Sistemleri’nden Paccar’a ve Global Crossing’den 2007-2008 finansal krizine kadar daha detaylı örnekleri de kitabın zengin içeriğine katıyor.
İyi Strateji/Kötü Strateji’de ekonomi, finans, teknoloji, tarih alanlarından olduğu kadar insan karakterinin başarı ve kusurlarına dair de çarpıcı bir şekilde bir araya gelmiş engin bir bilgi ve deneyim birikimi söz konusu. Bu birikimi, en zor sorulara yanıt verebilmek için yüzeyi yıllarca büyük bir azim ve kararlılıkla kazıyıp durmuş Rumelt'in sebatkâr çalışmalarına borçlu olduğumuz da aşikârdır.
Aysun Atagan Çetin, Ebru Onurlubaş, Ebru Z. Boyacıoğlu, Elif Betül Yalçı, Emel Gönenç Güler, Emel Yıldız, F. Pervin Bilir, Fatma Yılmaz, İlke Oruç, İlknur Kumkale, İlknur Taştan Boz, Kadriye Ay, Nilüfer Serinikli, Özden İbrahimağaoğlu, Seyhan Bilir Güler, Sumru Kaleli On altı kadın akademisyen tarafından yazılan bu kitapta, kadının çalışma yaşamına dair çok şey bulacaksınız. Kitapta; genel olarak çalışan kadınların iş yaşamında farklı alanlara girebilme zorlukları, girebilenlerin orada kalabilme gayretlerinin yanı sıra yorulmadan devam eden çok azının da yönetim kademelerinde yer alabilme mücadelesi hakkında değişik bilgilere yer verildi.
Kadının İş Yaşamı ve Etik’te, iş yerinde var olmaya çalışan kadının aynı zamanda kendisine yüklenen toplumsal cinsiyet rollerini oynamak zorunda kalması, siyasette yoluna konulan bariyerler, medyada görselliğinin kullanılması gibi kadının güçlendirilmesinin önündeki engellere yer verilmekte; bunun yanında kadının girişimciliği, sürdürülebilir kalkınmadaki rolü, olimpiyatlardaki madalyaları ve bu başlıkların etik açıdan değerlendirmeleri ele alınmaktadır.
Kısacası bu kitabı okuyanlar, bundan sonra “kadın” konusuna biraz daha farklı bakacaklar...
Ertuğrul Köse Karar verme, alternatifler arasından seçim yapmaktır. Karar verme, yöneticilerin kişiler arası roller ve bilgi paylaşımı gibi temel fonksiyonlarından biridir. Rekabetin kendini iyice hissettirdiği günümüzde, yöneticilerin aldığı kararlar hem bireysel hem de şirket performansı üzerinde yansıma bulmaktadır. Yöneticiler tarafından yerinde alınan isabetli kararlar kuruma değer olarak dönmekte, yanlış kararlar ise işletmeleri batma noktasına kadar götürebilmektedir.
Yöneticilerin kendilerinden beklenen performansı gösterememelerindeki asıl nedenin onların sağlıklı düşünme ve doğru karar verme uygulamalarındaki yetersizlikleri olduğu öteden beri bilinmektedir. Karar verme yetersizliklerinin yol açtığı maliyet ve işletmelere verdiği zararların finansal etkileri dikkate alındığında milyarlarca lirayı bulduğu söylenebilir. Ancak bu tür tam bir ölçüm yapılamadığından yaşanan sorunun büyüklüğü tam olarak tanımlanamamaktadır.

İşletmeler “karar verme yetkinliği” konusundaki yetersizliği gidermeye yönelik olarak yöneticilerin eğitimlerine, kendilerini geliştirmelerine ve çok yönlü düşünen bireyler haline gelmeleri için deneyim kazandırma uygulamalarına ağırlık vermektedirler. Bu uygulamaların onların yetkinliklerini ne ölçüde arttırıp iş performansına yansıttığı bir soru işareti olarak hâlâ girişimcilerin ve iş sahiplerinin zihnini meşgul etmektedir.

Bu kitapta alan yazındaki kuramsal ve amprik çalışmalar göz önünde bulundurularak yöneticilerin karar verme yetkinlikleri ile yönetsel performans sonuçları arasındaki ilişkiler irdelenmektedir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle karar verme ve performansla ilgili kavramlar ele alınmış, ardından da karar verme yetkinliği ve yönetsel performans kavramsal yapıları arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Her iki kavramsal yapı alan yazın çerçevesinde incelenmiş ve araştırmacılar tarafından ne tür araştırmalara konu edildikleri gözden geçirilmiştir. Araştırma bulguları karar verme yetkinliği ile yönetsel performans arasında anlamlı bir ilişki olduğuna işaret etmektedir. Kitabın yöneticilere, işletmelere ve araştırmacılara katkı yapması beklenmektedir.
Berat Çiçek İnsanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için çalışması, bunun için de yeteneklerine, hayallerine, ideallerine uygun iş fırsatlarını kovalaması gerekmektedir. Etkin bir kariyer yönetimi bu iş fırsatlarına ulaşmada bireylere avantaj sağlamaktadır. Bu bilinçle yazılan bu eserde, kariyer çok yönlü düşünülerek ele alınmıştır. Bu bağlamda kitapta, bireylerin meslek tercihlerini yapabilmeleri için kendilerini ve iş dünyasını tanımalarını sağlamaya yönelik bilgilerin kazandırılmasının yanı sıra insan kaynakları profesyonellerinin ve akademisyenlerin kariyer konusunda ihtiyaç duyduğu teorik ve uygulamaya dönük bilgilerin sunulması amaçlanmıştır.
Demet Gürüz, Ayşen Temel Eğinli Kişilerarasındaki iletişim, iki kişinin birbirini fark etmesi ve birbirlerinin varlığını kabul etmesi ile başlar. Bu süreç içinde kişi; tutumları, kişiliği, davranışları, yaptıkları ve yapmadıkları, söyledikleri ve söylemedikleri ile mesajlar iletmektedir.
İletişim çağındayız… Hâlâ konuşuyor ama anlatamıyorsak, anlatıyor ama anlaşılmıyorsak, konuşuyor ama dinlemiyorsak, konuşuyor ama dinlenmiyorsak, konuşuyor ve dinliyor ancak yine de anlaşamıyorsak… sözlü ve sözsüz mesajlarımız, iletişimimizi etkileyen ve engelleyen faktörler iletişimimiz sona ermeden sorgulanmalı.
Anlatamadım galiba…
Beni yanlış anladın…
Keşke öyle söylemeseydim…
Ah şu önyargılarım…
Sesinin tonu kızgın gibi geldi…
Öyle bir vurgulama yaptı ki…
Gözlerin öyle söylemiyordu ama…
Parmaklarımı kırar gibi tokalaştı…
Nasıl bir duruştu o, çok şey anlattı…
Kişilerarası İletişim -Bilgiler-Etkiler-Engeller-, kişilerarası iletişim sürecinin çok çeşitli yönlerini örneklerle ele alarak değerlendirmektedir. Bu anlamda kitap, hem akademik çalışmalarını sürdüren araştırmacılara hem de etkili iletişim kurmak isteyen herkese ışık tutacaktır.
Ahmet Fidan, Çağla Özgen, Duygu Topal Yıldırım, Hilal Öztürk, Melike Sercan Sevimli, Nesibe Manav, Seval Aksoy Kürü, Tugay Ülkü, Zafer Saygılı Başlıca kişilik teorilerinden modern araştırmalara, "Kişilikte Güncel Çalışmalar", kişilik psikolojisinin derinliklerine dalmak isteyenler için benzersiz bir kaynaktır. Bu kapsamlı kitap, alanın önde gelen uzmanlarının katkılarıyla şekillenen, son derece detaylı bir bakış sunar.
Kitap, psikolojik teorilerin temellerinden başlayarak, kişilik psikolojisinin gelişimini ve çağdaş perspektifleri ele alır. Okuyucular, kişilik yapısını anlama, gelişimini etkileyen faktörleri keşfetme ve farklı kişilik tipleri üzerinde derinlemesine düşünme fırsatı bulacaklar.
Alanındaki en yeni araştırmalara dayanan "Kişilikte Güncel Çalışmalar", karmaşık konuları anlaşılır bir dille aktarırken, örnek vakalar ve interaktif öğrenme araçlarıyla okuyucuyu etkilemeyi hedefler. Her bir bölüm, okuyucuların kişilik psikolojisinin çeşitli yönlerini anlamalarına ve derinlemesine düşünmelerine olanak tanıyan interaktif sorular ve uygulamalı örneklerle zenginleştirilmiştir.
Bu kitap, öğrenciler için harika bir kaynak olmasının yanı sıra, psikoloji alanında çalışan profesyonellerin de güncel bilgiye erişimini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. "Kişilikte Güncel Çalışmalar", kişilik psikolojisinin karmaşıklığını keşfetmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir rehberdir.


Zülal Günal Bu kitapta; hayatın her safhasında tüm kuşaklar ile kurulan iletişim sonucu hissedilen duyguların portföyünden çıkan tecrübeleri, kişisel gelişim ve davranış teorilerine paralel 51 yıllık bir yaşamın ve 30 yıllık iş hayatının getirdiği akademik bilgileri, gizli bir koçluğu, geleceğe yönelik bir mentorluk ışığını bulacaksınız.
Yazarın, çalışma hayatı boyunca birlikte görev aldığı X, Y, Z olmak üzere her kuşaktan yönetici, iş arkadaşı, öğrenci ve özel hayatında karşılaştığı her alandaki yaşanmışlıkların yarattığı saygı, hayranlık, duygu-davranış-gelişim hedefleri ışığında keşfedilmiş bir buketi koklayacak ve kendi kuşağınızda bu kokuyu değerlendirme imkânı bulacaksınız. Yazarın sizlerde oluşturmaya çalıştığı profesyonel davranış ve sürekli kişisel gelişim odaklı yaşam tarzını istenilen düzeyde bir özveri ile yakalayabilmeniz dileği ile zevkli ve düşündürücü okumalar dileriz.
Mandie Holgate BAŞARINIZLA ARANIZDA NEYİN DURDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ? SİZ! KORKULARINIZLA BAŞA ÇIKMAK İÇİN BAKIŞ AÇINIZI DEĞİŞTİRİN VE BAŞARI ŞANSINIZI ARTTIRIN.
Hata yapma korkusu, toplum içinde konuşma korkusu, kendiniz olma korkusu, ne istediğinizi dile getirme korkusu, HAYIR deme korkusu, değişiklik korkusu ve daha nicesi. Hepimizin, bizi geri çeken korkuları vardır.
Korkunu Yen, size adım adım korkularınızı yenerek istediğiniz sonuçlara ulaşmanızda yardımcı olacak. Kısa, okuması kolay, mesleki terimlerden uzak bölümlerde; hepimizin dehşete düştüğü hayır demek, kibirli değil öz güvenli görünmek, ne istediğinizi dile getirmek, toplum içinde konuşmak gibi konuları aşmanız için yazılmış birçok kanıtlanmış strateji, yetenek ve araç keşfedeceksiniz.
GÜNLÜK DAVRANIŞ, DÜŞÜNCE, İNANÇ VE DEĞERLERİNİZİ DEĞİŞTİREREK HAK ETTİĞİNİZ SAYGIYI KAZANIN.
İdil Özlem Koç 2000'li yıllarda yaşanan şirket skandalları, kurumların itibarlarının bir gecede yerle bir edilmesine neden olmuştur. Hem şirketler, hem sistem hem de paydaşlar maddi ve manevi zarar görmüştür. Bugün ise kurumsal yönetim artık bilinen ve istenen bir can simididir. Çünkü kurumsal yönetim sermayeyi temsil eden pay sahibi, yönetimi sağlayan yöneticiler, onların denetim ve gözetimini yapan yönetim kurulu ve komiteler ve onların faaliyetlerinin etkilerinin yansıdığı paydaşlar dörtgeninde gelişmektedir.
Kurumsal yönetim uygulamaları şirketlerde bir takım sistemlerin işlevinden ve onlara nasıl işlerlik kazandırılacağından bahsetmektedir. Böylece sistemin kendi kendini yönetebilir ve denetleyebilir bir kurgusu söz konusu olacaktır. Şirketleri şekillendirmek ve emniyetli hale getirmek, istikrarın teminatıdır. Bunların da kamuoyu ile paylaşılması ve her şeyde olduğu gibi, dürüstçe, şeffafça kamunun aydınlatılması gerekmektedir.
Kurumsal yönetim hem reel hem de finans sektöründe uygulanmalıdır. Risk odaklı olan, güvenin çok önemli ve bulaşıcılığın hızlı olduğu finans ve özellikle sigortacılık sektöründe, kurumsal yönetim ile istikrara kavuşulması ve piyasalarda güvenin yaygınlaşması, sigortacılık sektörünün alacağı payın büyümesini sağlayacaktır.
Sigortacılık sektöründe güçlü bir kurumsal yönetim için, hem içsel hem de dışsal tedbirlere (bileşenlere) gereksinim vardır. İçsel olanlar; şirketin kendi içinden kaynaklanan yönetim kurulu, risk yönetimi, iç denetim ve iç kontrol sistemleri ile tüm bunları denetim altında tutan komiteleri kapsamaktadır. Dışsal tedbirler ise, hem sigorta şirketlerini denetleyen hem de piyasaları izleyen dış denetim otoritesidir. Sektörde yüksek düzeyde şeffaflık ve hesap verebilirlik olabilmesi için her iki tedbire de gereksinim duyulmaktadır.
Doç. Dr. İ. Özlem Koç, “Kurumsal Yönetim ve Sigortacılık Sektörü” çalışmasında, kurumsal yönetime tüm yönleri ile değinirken, ayrıca sigortacılık sektöründe kurumsal yönetim uygulamalarından bahsetmektedir. Kitapta halka açık sigorta şirketleri de “zorunlu olmayan kurumsal yönetim ilkeleri” açısından analiz edilmiştir.
A. Asuman Akdoğan, Aşkın Keser, Alptekin Develi, Ayşe Gökçen Kapusuz, Ceyda Taşçıoğlu, Çetin Bektaş, Deniz Dirik, Elif Baygın, Emre Gençay, Erkan Turan Demirel, Esra Kızıloğlu, Eylem Bayrakçı, Eylem Şimşek, Faruk Şahin, Fatih Sobacı, Funda Kıran, Gülten Gümüştekin, Hakkı Aktaş, Hakkı Okan Yeloğlu, Hande Ünüvar, Hasan Hüseyin Uzunbacak, Hüseyin Yılmaz, İfakat Atak, İlknur Çevik Tekin, İnan Eryılmaz, İrge Şener, Mehmet Biçer, Mehmet Dinç, Mihriban Cindiloğlu Demirer, Muhammet Saygın, Mustafa Bekmezci, Mustafa Canbek, Nazmiye Ülkü Pekkan, Onur Köksal, Osman Yalap, Özgür Demirtaş, Özlem Çetinkaya Bozkurt, Pelin Kanten, Pınar Erdoğan, Selahattin Kanten, Selen Doğan, Sema Polatcı, Senay Yürür, Serap Kalfaoğlu, Soner Taslak, Şenay Karakuş Uysal, Tahir Akgemci, Tahsin Akçakanat, Tayfun Doğan, Tugay Ülkü, Tuğba Erhan, Utku Demirci Bu kitap, bir ölçek derleme kitabı değildir çünkü örgütsel davranış alanındaki ölçeklerin bir araya getirilmesinden çok daha fazlasını içermektedir. Yazarların deneyimleriyle harmanlanan teorik bilgiler, araştırmacılara özgün ve faydalı bir bakış açısı sunmaktadır. Her bir kavramla ilgili literatür özeti sunulduktan sonra kavramlara ilişkin geliştirilmiş olan toplam 161 ölçeğe yer verilmektedir. Her bir ölçeğin geliştirilme aşamasından örneklemine, geçerleme ve güvenilirlik çalışmalarına, kullanımı ve yorumlanmasına kadar gerekli olan tüm bilgiler büyük bir titizlikle anlatılmıştır. Ayrıca, farklı ölçeklerin birbirlerine göre üstün ve zayıf yönleri ile ölçeğin uygulanmasına yönelik öneriler de sunulmuştur. Amacımız, nicel bir çalışma yapacak olan araştırmacıya soru formunu sağlamak verine kuramsal temelinden, literatürdeki gelişmelerinden, ölçeklerinden, kaynakçasına kadar örgütsel davranış kavramları ile ilgili bir araştırma rehberi sunmaktır.
Daha nitelikli ve daha özgün bilimsel çalışmaların ortaya çıkmasında bir kilometre taşı olabilirsek ne mutlu bize
Güler İslamoğlu Bu kitap; hatalar ve olumsuzluklar üzerine odaklanıp bunları cezalandırmak yoluyla düzeltmek yerine, pozitif psikoloji yaklaşımı doğrultusunda, olumlu davranışları teşvik edip bunları güçlendirmenin çok daha uygun ve yerinde olduğu inancıyla girişilen bir çalışmanın ürünüdür. Çalışmaya tutkunluk, örgütsel vatandaşlık, güven eğilimi vb. gibi bazı davranışların ve yaşantıların kurumlar açısından olumlu sonuçlarını sergilediği gibi insan ilişkileri açısından da ışık tutan bilgiler içermektedir.
Turgut Karaköse Kurumları, sosyal paydaşlar nezdinde rakiplerinden farklı kılan en temel unsur itibarlarıdır. Her kurumun mutlaka bir itibarı vardır; itibarın iyi veya kötü, güçlü ya da zayıf olması onun nasıl yönetildiğiyle yakından ilişkilidir. İtibar, iç ve dış paydaşların takdiri ile kazanılır ve altın kadar değerlidir. İtibarın inşası, uzun bir süreci almakla birlikte, iyi yönetilemediği takdirde kısa bir sürede erozyona uğrayabilmektedir. İtibarın yitirilmesinin maliyeti, kurumun ekonomik olarak değer kaybetmesinden çok daha yüksektir. Bunun için örgütler, görünmeyen en değerli varlık olan itibarın önemini kavrayarak buna yatırım yapmalıdır.
Bu eserin temel amacı; kurumsal itibarın örgütler açısından önemini tartışmak ve bu varlığın yönetimiyle ilgili bazı ipuçları vermektir. Bununla birlikte kitapta, yurt içinde ve yurt dışında yapılan çalışmalar çerçevesinde itibar yönetiminin genel bir panoraması sunulmuştur. Kitabın, tüm araştırmacılara ve yöneticilere yararlı olması dileğiyle…
Beril Akıncı Vural, Burcu Öksüz, Cudi Kaan Okmeydan, Elif Korap Özel, Evrim Mayatürk Akyol, Ferah Onat, Mikail Bat, Mustafa Yalçın, Özlem A. Alikılıç, Selin Türkel, Sema Misci Kip, Sevilay Ulaş, Volkan Altıntaş, Z. Beril Akıncı Vural Kurum kültürü, kurumların başarılarının arttırılmasında etkili olan en önemli değerlerden biridir. Kültür, bir kurumda neyin nasıl yapıldığına ilişkin ipuçları sunar, kurumun önceliklerini aktarır ve davranışları yönlendirir. Kurumların diğerlerinden farklılaşmasını sağlayan kültür örgütsel bağlılık, çalışan motivasyonu, müşteri memnuniyeti ve sadakati gibi pek çok konuda rekabet avantajı sağlar.
On iki bölümden oluşan bu eserde, kurum kültürünün birçok kavramla ilişkisi farklı perspektiflerden detaylı şekilde irdelenmiş ve örnekler sunulmuştur. Kitabın öğrencilere, araştırmacılara ve uygulamacılara faydalı olması hedeflenmiştir.
Seda Kayapalı Yıldırım Değişken rekabet unsurlarının yer aldığı gelişmekte olan pazarlarda kurumlar, sürdürülebilir rekabet avantajı kazanabilmek için farklı arayışlara yönelmektedir. Son zamanlarda yabancı yazında bu arayışlar içerisinde en çok dikkat çeken konulardan birisi “kurumsal itibar” kavramı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan birçok araştırma, kurumların da tıpkı bireyler gibi itibar sahibi olduğunu göstermektedir. Kurumların itibarları, en genel anlamda, paydaş algılarının somut hâlini ifade etmektedir. Kurumlar bu algıyı; belirledikleri amaç ve hedefleriyle, gerçekleştirdikleri faaliyetleriyle, yarattıkları değer algısıyla ve rekabetteki prestijli etkileriyle sağlarlar. Aynı zamanda kurumsal itibar, yönetim tarafından öncelikli olarak ele alınması ve doğru yönetilmesi gereken bir süreçtir. Esasında kurumsal itibar yönetimi, daha çok paydaşlar nezdinde kurumun olumlu itibarının sağlanması ve yönetilmesidir. Kurumsal itibarın ve onun yönetiminin teorik olarak ele alındığı ve öneminin detaylı olarak açıklandığı bu kitap ile okuyucularda konuya yönelik farkındalık oluşması amaçlanmıştır. Ayrıca kitabın ikinci kısmında, son yıllarda özelleştirilen Şeker Fabrikalarında yapılan alan araştırması ile elde edilen bulgular doğrultusunda sunulan sonuç ve önerilerle, kurumlar için büyük önem arz eden kurumsal itibar ve kurumsal itibar yönetimi hakkında faydalı somut bilgiler sunulmaktadır.
Necmiye Tülin İrge Dünyanın iklim krizi gerçeği, küreselleşme, yoğun rekabet koşulları vb. pek çok zorlukla karşı karşıya olduğu günümüzde insanlığın temel değerlerini hatırlamak zorunlu hâle gelmiştir. Kişiler ve kurumlar etik değerlere uygun davrandıkları sürece çevrelerinde saygınlık kazanmakta ve rekabette öne çıkmaktadır. Bu nedenle toplumların, işletmelerin ve devlet kurumlarının hem bireysel hem de kurumsal başarı ve mutluluk açısından önemli bir değer olan itibar ve itibar yönetimi gibi soyut kavramlara gereken ilgi ve özen göstermelerinin ve bu yönde bir yönetim anlayışı geliştirmelerinin önemi artmıştır.
Kurumsal itibar yönetimi, finansal ve stratejik hedeflere ulaşmak, hissedarlar, müşteriler, çalışanlar vb. tüm paydaşlardan olumlu tepki almak, kuruluşun itibarının oluşmasını ve korunmasını sağlamak için gerekli faaliyetlerde bulunmak olarak ifade edilebilir. Kazanılan itibarın geçici ve yüzeysel değil kalıcı ve sürdürülebilir olması açısından itibarı kazanmak kadar korumak da önemlidir çünkü kaybedildiğinde tekrar kazanılması çok zordur. Bu nedenle, itibar özenle ve sabırla yönetilmesi gereken uzun soluklu stratejik bir süreç olarak düşünülmelidir.
Bu kitap farklı sektörlerde çalışan her düzeyde yöneticiler, kurum çalışanları, akademisyenler, lisansüstü eğitim yapanlar, sivil toplum örgütleri ve konuya ilgi duyan herkes için hem teorik hem de pratik açıdan yararlı olacağı düşünce ve temennisi ile hazırlanmıştır.
Dilek Yılmaz, Merve Gerçek Baş döndürücü bir hızla değişen çalkantılı, belirsiz ve karmaşık iş dünyasında ayakta kalmaya çalışan örgütler, birbirleriyle kıyasıya rekabet etmeye çalışmaktadırlar. Bu eser, türbülans şartlarındaki günümüz iş çevresinde örgütlerin varlığını yalnızca bir defalığına değil sürekli olarak tehdit eden tüm zorluklar ve sınamalar karşısında nasıl ayakta kalınabileceğine ve sürdürülebilir performans elde edilebileceğine yönelik yol gösterici bir kavram olan “örgütsel rezilyans” konusunu ele almaktadır. Örgütsel rezilyans, bir örgütün karşılaşabileceği olumsuzluklarla gerektiğinde mevcut durumu koruyarak gerektiğinde ise değişimden korkmadan radikal kararlar alarak mücadele etmesi için elinde bulunan tüm kaynakları kullanma becerisi ve süreci olarak ifade edilmektedir. Eserde, örgütsel rezilyans çerçevesinde örgütlerin hem olağan dışı büyük çaplı hem de günlük rutin prosedürleri ilgilendiren krizlere yanıt verebilmek için neler yapabileceği birey, grup, lider ve örgüt düzeyinde derinlemesine ele alınmıştır. Bu eserin, rekabetin çetin olduğu iş çevrelerinde faaliyet gösteren kurumlarda çalışanlar ve her kademeden yöneticiler için olduğu gibi endüstri mühendisliği, işletme, iktisat, örgüt psikolojisi gibi alanlarda çalışan akademisyenler, lisans ve lisansüstü öğrencileri için de faydası olacağı düşünülmektedir.
Ali Bayrakdaroğlu, Aysel Gündoğdu, Burcu Kümbül Güler, Burçak Boz Yaman, Çağatay Mirgen, Çağlar Özbek, Ekim Akkuş, Funda Bayrakdaroğlu, Hatice Hicret Özkoç, Hilmi Etci, Levent Karadağ, Meryem Tekin Epik, Müge Adnan, Onur Doğan, Özge Korkmaz, Özlem Güzel, Serap Özen, Taner Dalgın, Ümit Deniz İlhan, Yusuf Tepeli, Zeki Atıl Bulut “Yeni nesil turistlere yönelik ne tür hizmetler sunmak gerekir?”
“İnternetten alışveriş hiç bana göre değil!”
“Ben öyle sanal paraya filan yatırım yapamam.”
“Bu işten çok sıkılırsam hemen istifa ederim.”
“Gelecek beni o kadar çok korkutuyor ki…”
“Bizim zamanımızda hiç böyle dersler yoktu!”

Birbirini anlayabilmek! İşte bütün mesele bu. Ancak o kadar kolay olmuyor çünkü dünya değişiyor ve bu değişim her kuşaktan insanı kökten etkiliyor. Genç kuşaklar yaşlıları eleştiriyor, yaşlı kuşaklar gençleri… İlk kitabımızda kuşaklar arası farklılıkları anlayabilmek ve çeşitli “çatışmaları” tatlıya bağlayabilmek üzere yola çıkmıştık. Ortaya çok farklı disiplinlerden güzel bir çalışma çıkmıştı.
İlk kitabımızın devamı niteliğindeki bu kitapta yeni konulara değinmeye çalıştık. Umarız siz okuyucular için verimli ve değerli bir çalışma olmuştur. Biliyoruz ki; kuşakları anlamak için bu kitapta ele alınan bakış açılarından başka perspektifler de incelenmeye değerdir.
Ümit Deniz İlhan Bu kitap, örgütsel bağlılık üzerinde önemli bir etkisi olduğu düşünülen çalışma değerlerinin kuşaklar bağlamında incelenmesini içermektedir. Kitabın, özellikle günümüz çalışma hayatının sayıca ağırlıklı aktörlerinden X ve Y Kuşağı çalışanlarının sahip oldukları çalışma değerleri açısından farklılıkları ile örgütsel bağlılıkları açısından farklılıklarını ortaya koymak olarak iki temel amacı bulunmaktadır. Böylece hangi çalışma değerlerinin örgütsel bağlılığı açıklamada önemli olduğunu yorumlayabilmek amaçlanmaktadır.
Hem uygulamacılar ve hem de çalışma psikolojisi literatürü için önemli bir kavram olan örgütsel bağlılık ancak kuşaklar arası çalışma değerleri farklılıklarının iyi anlaşılıp stratejik bir şekilde yönetilmesiyle sağlanacaktır. Bu noktada bir yanda insan kaynakları yöneticileri önderliğinde tüm yöneticilere bir yanda da iş yeri psikologları ile bu konular hakkında bilimsel araştırma yapan akademisyenlere hayli görev düşmektedir. Öyle ki bu paydaşların çalışma hayatında yer edinmeye başlayan Y Kuşağının ve hatta sonrasında gelecek olan Z Kuşağı­nın çalışmaya yönelik ihtiyaç, tutum ve değerlerinin anlaşılmaya çalışılması yö­nünde yapılacak olan araştırmalara öncelik vermeleri önem arz etmektedir. Daha da ötesi, sadece araştırmalara öncelik verme ile yetinmeyip araştırmalardan elde edilen bulguların yönetim politikası hâline getirilmesi yoluyla örgütsel bağlılığın arttırılmasını takip etmelidirler.
Dikkat çekmek gereken bir konu da ortaya çıkan farklılığın sadece kuşak olgusundan kaynaklanamayabileceği, aynı zamanda yaşam evrelerinin de bu farklılık üzerinde etkisi olabileceğidir. Yapıla­cak olan araştırmalarda ve araştırma bulgularını uygulamada bu ikili varsayım bir arada gözetilmeli, hem kuşak olgusunun hem de yaş olgusunun ortaya koyabile­ceği farklılıklar gözden kaçırılmamalıdır.
İbrahim Yalçın Akla durgunluk veren gelişmelerin yaşandığı günümüzde, yoğun bir rekabetle karşı karşıya kalan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, bu rekabetten olumsuz etkilenmemek ve ayakta kalabilmek için tüm süreçlerini, ekonomilerini ve örgüt yapılarını gözden geçirerek yeniden yapılandırmak zorundadırlar. Özellikle her yönden, her ülkeden ve her yoldan işletmeleri etkisi altına alan küresel rekabet işletmelerdeki bu yeniden yapılanma zorunluluğunu daha da artırmaktadır. Değişime uyabilen işletmelerin ayakta kalabilme şansları diğerlerinden daha fazladır.
Geert Hofstede, Gert Jan Hofstede, Michael Minkov Yetmişten fazla ülkede kırk yıldan uzun süredir yürütülen çalışmalara dayanarak kaleme alınan Kültür ve Örgüt kitabı, iş birliği yapmak herkesin çıkarına
olduğunda dahi insanların neden birbirinden uzaklaştığını incelemektedir. Michael Minkov'un Dünya Değerler Araştırması'ndan elde edilen verilerden
çıkardığı analizlerin yanı sıra Gert Jan Hofstede'nin kültürlerin evrimine ilişkin açıklamalarına dayanan bu çalışma:
• Ulusal toplumların inşa edildiği "ahlaki daireleri" ve insanların düşünme, hissetme ve hareket etmelerini sağlayan incelenmemiş kuralları ortaya koyar.
• Ulusal kültürlerin eşitsizlik, girişkenliğe karşı alçak gönüllülük ve belirsizliğe tolerans durumlarında nasıl farklılaştığını araştırır.
• Örgüt kültürlerinin ulusal kültürlerden nasıl ayrıştığını ve bunun nasıl yönetilebileceğini açıklar.
• Kalıp yargıları, dildeki farklılaşmayı, 2009 ekonomik krizinin kültürel kökenlerini ve diğer kültürler arası dinamikleri analiz eder.
Conrad Phillip Kottak Kültürel Antropoloji – Kültürel Çeşitliliği Takdir Etmek, bugün antropolojinin temel sorunsallarını, kavramlarını ve kuramlarını güncel örnekleri ve tartışmaları ile ele alan bir temel kaynak niteliğindedir. Kitap, özellikle ABD'de antropolojinin nasıl şekillenmiş olduğunu ve antropoloji eğitiminin hangi konular üzerinde durduğunu belgeleyen bir ders kitabı özelliği taşımaktadır.
Columbia Üniversitesinden doktorasını almış olan Amerikalı antropolog Konrad Phillip Kottak (d. 1942); Brezilya ve Madagaskar'da araştırma yürütmüş ve ders kitabı niteliğindeki eserleri en çok okunanlar listesine girmiş, ödüller almış ve birçok dile çevrilmiş bir yazardır. Yazar, Amerikan toplumunu da antropolojinin bakış açısı ile izlemekte ve modern mitolojilerin gelişmekte olduğunu savlamaktadır.
Kottak, kitapta; antropolojinin küçük ölçekli toplumları derinlemesine inceleme geleneğini günümüzde küreselleşme, çevre sorunları ve hareketleri gibi güncel oluşum ve sorunlarla birlikte değerlendirmektedir. Etnisite, sosyal sınıf, azınlık toplulukların konumu, cinsel kimlik gibi kültürel çeşitliliklerin sosyal bilimlerin bakış açısı ile nasıl değerlendirildiğinin farkında olmak, bizim coğrafyamız açısından da gerekli bir uğraştır. Kitap; sadece antropologlar için değil her yaştan siyaset bilimciler, medya ve iletişim uzmanları, uluslararası ilişkiler ve tarih, psikoloji “öğrencileri” için de değerli bir kaynaktır.
A. Selami Sargut, Cem Şafak Çukur, Deniz Börü, Deniz N. Şahin, Doruk Uysal Irak, Ebru Günlü, H. Canan Sümer, Ömer Aytaç, Ramazan Erdem, Tuncer Asunakutlu, Zehra Şahin, Zeynep Aycan Eser örgüt ve yönetim alanında yaygın olan kuramsal altyapıyı ve pratik çalışma alanlarını kültürel bakış açısıyla sunmaktadır. Kültürün kendine özgü dokusunun yansımaları tüm çalışmalarda olduğu gibi yönetsel ve örgütsel çalışmalar alanında da kendini göstermektedir. İşletme, psikoloji, sosyoloji gibi farklı alanlardan akademisyenlerin ortak çalışması sonucu ortaya çıkan kitap disiplinler arası bir eser olma özelliği taşımaktadır. Her biri kendi alanında uzman ve kültürel özgünlüğe hâkim akademisyenlerin ortak çalışması eser uzun zaman alan emekler sonunda okuyucusuyla buluşmuştur.
Hakkı Aktaş Liderlik, yönetim süreçlerinde her zaman önemini koruyan bir konu olmuştur. Toplumları ve örgütleri dönüştüren, liderlerdir. Özellikle kriz ve kaos durumlarında hep bir liderin etkisi vardır. Toplulukçu bir kültürde bu etki çok daha belirleyicidir, toplumda kurtarıcı rolü üstlenen bir lider beklentisi çok yüksektir. Âdeta bir bayrak, rüzgâr beklemektedir ve bunu başlatacak olan bir kıvılcıma ihtiyaç vardır. İşte o kıvılcımın sahibi, kendisini topluma veya içinde bulunduğu örgüte adamış, takipçilerinin gönlünü kazanmış bir liderdir. Bu, bazen ilk emri veren bir komutan bazen kimsenin düşünmediğini düşünen bir yönetici olabilir. Katı bir otorite ile insanların gönlüne taht kurmanız modern iş yaşamında mümkün değildir. Otoriteryen ve narsist liderler, kısa dönemde bireyler üzerinde bir etki yaratsa da gerektiğinde sorgusuz sualsiz peşinden gelecek insan topluluğu inşa edemez. Bu kitapta, özellikle toplulukçu kültürlerde yaygın görülen otokratik ve narsistik liderlik, kültürel temelleriyle ele alınmıştır. Öte yandan otokratik ve narsistik liderlik, alanyazındaki araştırmalarla ortaya koyulmuş ve bu araştırmalardan elde edilen olumlu ve olumsuz sonuçlar kültürel bağlamda tartışılmıştır. Kitabın son bölümünde ise otorite ve itaat davranışının anlaşılmasına yönelik yapılan deneysel araştırmalar tanıtılmış, elde edilen bulgular incelenmiştir. Ayrıca klasik filmler incelenmiş, verilen vakalar ile okuyucunun otoriter ve narsist liderliği deneyimleyerek analiz edebilmesi öngörülmüştür. Son olarak otoriter liderlik ve narsistik liderliğin iş hayatına olası etkileri incelenerek akademik araştırmalara ve yönetim uygulamalarına ilişkin öneriler sunulmuştur.
Burak Külli Bireylerin kültürlerarası iletişimde bir kültürden diğerine değişen durumları anlama, anlamlandırma ve açıklama getirerek etkileşimde yetkin olma kabiliyetleri oldukça önemlidir. Kültürlerarası iletişimi yürütme kabiliyeti, bireylerin kültürel zekâsını ifade eder. Bu kitabın ele aldığı araştırmada çok uluslu işletmelerde yönetici pozisyonunda çalışmayı arzulayan adayların kültürel zekâ düzeyleri ve boyutlarının, Türkiye ve İngiltere örneklemleri çerçevesinde farklılaştığı ve örtüştüğü noktalar incelenmiştir. Farklı kültürden bireylerin kültürel zekâ düzeylerine yönelik bir anlayış geliştirmek, farklı kültürel ortamlarda etkileşime girmekte isteklilik veya isteksizliklerinin temel sebeplerinden olan kaygı düzeyini de açıklayabilir. Bu da karar vericiler açısından çok uluslu işletme yöneticilerinin karşılaşabilecekleri farklı durumlara karşı gösterecekleri davranış hakkında önceden kestirim yapma şansını doğurur.
Bu kitap, kültürlerarası çerçevede ve uluslararası düzeyde ele aldığı kültürel zekâ düzeyi ve kaygı ilişkisini irdelemesi bakımından lisansüstü öğrencileri, insan kaynakları uzmanları, araştırmacılar ve akademisyenler için başvuru kitabı niteliğindedir. Lisans ve lisansüstü düzeydeki öğrenciler ve araştırmacılar için ele aldığı zekâ teorileri ve kültürlerarası iletişim konuları bakımından kaynak kitap olarak kullanılabilir.
Warren J. Keegan, Mark C. Green, Pearson Küresel Pazarlama, küreselleşme olgusunun günümüzdeki boyutlarıyla oluşturduğu yoğun rekabet ortamında, firmaların küresel pazarlarda uygulayabilecekleri pazarlama karmasını belirleme ve pazarlama politika ve stratejilerini küresel pazarlara uyarlayabilme yaklaşımıyla yazılmış bir kitaptır. Kitap; akademisyenlerin, lisans ve lisansüstü öğrencilerin ve iş dünyasında küresel pazarlama alanında çalışanların bilgilenmesini sağlamayı ve değişen küresel çevre koşullarına göre esnek karar verebilme becerilerini geliştirmeyi amaçlamıştır. Bu amaçla, çok sayıda küresel firma örnek olarak ele alınmış ve uyguladıkları küresel politika ve stratejiler tartışılmıştır. Ayrıca, ''Örnek Olay'' çalışmaları ile de öğrenilen bilgilerin uygulamaya aktarılabilmesi konusunda alıştırmalar verilmiştir.
Kitap, 17 bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerde ana hatlarıyla 'Küresel düşün, yerel hareket et.' yaklaşımı; küresel pazarlama çevresini oluşturan ekonomik, ticari, sosyal, kültürel, politik, yasal, yönetsel çevre unsurları; küresel bilgi sistemleri ve pazar araştırması, pazar bölümlemesi ve konumlandırma, ithalat-ihracat ve kaynak yaratma, küresel pazarlara giriş stratejileri; küresel pazarlama karması, küresel pazarlarda marka, ürün, fiyat, dağıtım, reklam, satış tutundurma kararları, dijital devrim; stratejik rekabet avantajı, liderlik, küresel firmalarda örgütlenme ve firmanın sosyal sorumluluğu ile ilgili konular yer almaktadır.
Her bölüme iş dünyasından küresel bir firma örneği ile başlanmakta ve ''Öğrenme Amaçları'' başlığı altında o bölümün ne öğretmeyi amaçladığı net bir biçimde verilmektedir. Bölüm sonlarında da ''Örnek Olay'' adı altında firma uygulamaları verilerek firmaların karşılaştıkları sorunların o bölümde öğrenilen bilgiler çerçevesinde çözümlenmesi istenmektedir.
Ayrıca bölümlerde, ''Pazarlama Ölçümleri ve Analizleri'' başlığı altında pazarlamada yatırımın geri dönüşü gibi nicel ölçütlere ve analizlere yer verilmektedir.
Küresel Pazarlama kitabı, Türkçe çevirisi ile eğitim ve iş dünya-sında küresel pazarlama alanında çalışanlara zengin içeriği saye-sinde temel kaynak kitap olarak önerilebilecek niteliktedir.
Christopher W. Moore, Peter J. Woodrow “Günümüzün küreselleşmiş dünyasında, kültürler arası müzakere yeteneği kadar gerekli olan çok az yetkinlik vardır. Bu aydınlatıcı ve pratik kitapta Chris Moore ve Peter Woodrow, kültürlerarası anlaşmalara varmanın inceliklerini anlamamıza yardımcı olmak için kapsamlı küresel deneyimlerinden yararlanarak bize akıllıca bir “Evet!”e nasıl ulaşacağımızı gösteriyorlar. Şiddetle tavsiye ediyorum”.
WILLIAM URY
EVET'E ULAŞMAK KİTABININ EŞ YAZARI VE POZİTİF HAYIR KİTABININ YAZARI
“Bu kitaptan; yazarlarının paylaştıkları zengin deneyimler ve dersler sayesinde kültürün giyimimizden, ritüellerimizden ve yemeklerimizden daha fazlası olduğunu öğreniyoruz. Kültür; zamanı, mekânı, dili, görgü kurallarını ve anlamı düzenleme şeklimizdir. Bu kitap, birbirimize açık olmamız için kendi kültürümüzü anlamamızı öğretiyor ve müzakerelere kültürel yaklaşımlarımızı koordine etmemiz ve sürdürülebilir anlaşmalara varmamız için pratik stratejiler sunuyor”.
MEG TAYLOR
DÜNYA BANKASI GRUBU OMBUDSMANI / ŞİKÂYET DANIŞMANI VE PAPUA YENİ GİNE'NİN AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ VE MEKSİKA ESKİ BÜYÜKELÇİSİ
“Günümüzün küreselleşmiş, çok kültürlü dünyasında, Amerika Birleşik Devletleri başkanlarından Taliban liderlerine, Mittal Steel'in CEO'sundan Güney Afrika'daki çelik işçilerine kadar herkesin bu kitabı okuması gerekiyor. Chris Moore ve Peter Woodrow, küresel deneyimlerini kullanarak yirmi birinci yüzyılda iletişim için eksiksiz bir iletişim aracı oluşturmuşlar”.
VASU GOUNDEN
ACCORD'UN KURUCU VE YÖNETİCİSİ, GÜNEY AFRİKA
“Pratik tavsiyelerle dolu olan ve sağlam araştırmalarla bilgilendiren Küresel ve Çok Kültürlü Müzakere El Kitabı, çok kültürlü dünyamızda çatışma ve müzakereyi yönlendirmek için olağanüstü ve kapsamlı bir dizi kaynağı tek bir yerde topluyor. Daha da önemlisi, yazarlar, on yıllık deneyimden yola çıkarak konuyla ilgili en iyi kitabı hem akademisyenlere hem de uygulayıcılara bir hediye olarak sunuyor”.
JOHN PAUL LEDERACH
ULUSLARARASI BARIŞ İNŞASI, PROFESÖR, KROC ENSTİTÜSÜ, NOTRE DAME ÜNİVERSİTESİ
Ahmet Kaya, Aylin Akyol, Enes Uğur Tohum, Erol Tekin, Esra Erenler Tekmen, F. Nazlı Sayğan Yağız, Fatih Sinan Esen, Harun Türker Kara, Selçuk Yeke, Şükran Sırkıntıoğlu Yıldırım Bir örgütün başarısındaki en önemli faktör, sahip olduğu insan kaynağını etkin ve verimli kullanabilmesidir. Bu da ancak etkili bir liderlik ile mümkün olabilir. Demokratik, katılımcı, takım odaklı vb. olmak artık etkili liderliği tanımlamak için yeterli değildir. Günümüzün şartları; liderlerin öncelikle kendilerini yönetebilmesini, sonra öğrenmeye istekli olmalarını ve farklı alanlarda başarı gösterebilmelerini, teknolojiye uyum sağlayabilmelerini, farklı kültürlerle çalışabilmelerini ve daha birçok güncel özelliğe sahip olmalarını gerektirmektedir. Gereklilikler arttıkça da farklı liderlik türleri ortaya çıkmaktadır. Bu kitap da çağdaş örgütlere yön veren liderlik türlerini tanımları, özellikleri, boyutları ve stratejileri ile ele alarak okuyucusuna liderlikle ilgili farklı bakış açıları kazandırmayı amaçlamaktadır.
Ali Osman Kılıç, Edip Doğan, Emine Karakaplan Özer, Erman Kılınç, Ferhat Uğurlu, Fuat Korkmazer, İnan Kaynak, Kadir Aktaş, Mehmet Ali Türkmenoğlu, Metin Söylemez, Mevlüt Karadağ, Semih Soran Liderlerin her ne kadar önemli vasıfları olsa da gerek kişilik özellikleri gerekse de kişisel ihtirasları, hırsları veya egoları nedeniyle olumsuz davranışlar sergileyebileceği yıllarca literatürde göz ardı edilmiştir. Sanki liderlerin kötülük yapamayacağı veya kötü insanların lider olamayacağı gibi bir algı oluşmuş ve liderliğin hep olumlu yönüne odaklanılmıştır. Oysaki kitleleri peşinden sürükleme kabiliyetine sahip, yüksek sezgi, hızlı düşünüp karar verme, yüksek organize etme becerisine sahip bireyler de narsist, despot, pasif agresif, duygusal bağımlı, kibirli, paranoyak olabilmekte veya etik dışı davranabilmektedir. Bu eser, liderliğin nispeten geride kalmış veya değinilmeye çoğu zaman cesaret edilmemiş olan karanlık yönlerine odaklanmaktadır.
Kurtuluş Yılmaz Genç, Nihal Arıcan Kaygusuz, Şura Şahin, Okan Kekül, Hakan Sipahi, Mehmet Akif Kara, Muhammet Yüksel, Şerif Karahan, Ömer Faruk Korkmaz, Güven Karaman Liderlik, akademide ve akademi dışında anlamı ve içeriği en çok tartışılan kavramlardan biridir. “Yönetim” nasıl yaşamın her alanında var olan bir kavram ise, bütünleşik bir kavram olarak “liderlik” de gündelik yaşamın ve iş yaşamının bütün alanlarında kendisine yer bulan bir kavramdır. Yaşamın farklı alanları üzerinde doğrudan etkiye sahip liderlik uygulamalarının analizine dayalı olarak konunun değişik yönlerine odaklanan birçok yaklaşım ortaya çıkmıştır. Liderliğin; kültürle, psikolojiyle, sosyolojiyle, iletişimle, toplumsal cinsiyet rolleriyle de yakın bağları bulunmaktadır. Bu kapsamda, farklı boyutlarıyla liderlik kavramını ele alan bu kitabın yeni çalışmaları teşvik etmesi umut edilmektedir.
• Liderlik Kavramı - Kurtuluş Yılmaz Genç
• Liderlik ve Kültür - Şura Şahin
• Liderlik ve Motivasyon - Okan Kekül
• Liderlik ve İletişim - Muhammet Yüksel
• Toplumsal Cinsiyet ve Liderlik - Mehmet Akif Kara
• Liderlik, Kültür ve Toplumsal Yapı - Muhammet Yüksel
• Özellikler Yaklaşımı - Kurtuluş Yılmaz Genç
• Beceriler Yaklaşımı - Güven Karaman
• Lider-Üye Etkileşimi Yaklaşımı - Hakan Sipahi
• Karizmatik, Dönüşümsel ve Etkileşimsel Liderlik - Nihal Arıcan Kaygusuz
• Takım Liderliği - Mehmet Akif Kara
• Hizmetkâr Liderlik - Hakan Sipahi
• Etik Liderlik - Şerif Karahan
• Liderlikte Durumsallık Yaklaşımı - Ömer Faruk Korkmaz
• Yol-Amaç Teorisi - Okan Kekül
• Psikodinamik Liderlik Yaklaşımı - Şerif Karahan
• Otantik Liderlik - Şura Şahin