Çevre ve Yer Bilimleri \ 1-1
Eric Chaisson, Steve McMillan Astronomi, keşifleri ve araştırmalarıyla altın çağını yaşıyor. Yeni teknolojilerden ve kuramsal kavrayışlardan güç aldıkça evreni araştırmak daha önce hiç olmadığı kadar heyecan verici bir hâle geldi. Bu kitapta, günümüz astronomisinde bilinen gerçekler, gelişen fikirler ve öncü keşifler özenle seçilerek sunuluyor. Samanyolu'nda yıldızların oluşumu, evrenin en erken döneminden başlayarak gökadaların evrilmesi, uzayın derinliklerinde Güneş'e çok benzer yıldızların etrafında dolanan yeni gezegenler, tüm gizemli özellikleriyle kara delikler, evrenin hemen her yerinde saklı ve anlaşılması zor karanlık madde gibi başlıca konular uzak kozmik dünyaların gerektirdiği özenle anlatılıyor.
Astronomi: Bir Bakışta Evren kitabının hem sunumu görkemli hem de anlatımı öğrenmeyi teşvik edici ve kolay anlaşılabilir niteliktedir. Her konunun içeriği iki sayfayı geçmeyecek şekilde düzenlendiğinden ortaya çıkan kitap fazla kalın değildir. Bu modüler yaklaşım resimleri ve yazıları, görsel olarak çekici, kısa ama öz ve bilimsel olarak hatasız, âdeta bir dergi düzeniyle birleştirmektedir. Ortaya çıkan eser 21. yüzyıl astronomisinin özünü güzelce ve kolaylıkla öğretilebilir bir şekilde aktarabiliyor. Bilimin nasıl yapıldığı, evrenin nasıl işlediği ve astronomların bildiklerini nasıl öğrendikleri özenle açıklanıyor. Hem bilimsel araştırmanın temelindeki ilkelere hem de keşif sürecine dikkat çekiliyor.
Ön kapaktaki baloncukların her biri, sol altta hâlâ evrende yaşamın olduğunu bildiğimiz tek yer olan büyüleyici Dünya'dan başlayarak harika astronomi sahneleri içermektedir. Orta baloncuklarda, sırasıyla, şiddetli Güneş püskürtülerini ve Kartal Bulutsusu'ndaki yıldız oluşum bölgelerinin renkli yıldızlararası bulutları gösteriyor. Bunlardan ötede, milyonlarca ışıkyılı uzakta, milyarlarca yıldızdan meydana gelmiş Anten adlı bir çift gökadanın parçalanışı sergileniyor. Ön kapağın en tepesindeki baloncukta ise gerçekten uzak ve adları henüz konmamış gökadalar çok uzaktan ve çok geçmişten ışıldıyor.
Nusret Şekerdağ Atıksuların arıtılmasında uygulanan işlemler devamlı olarak gelişmekte ve değişmektedir. Ayrıca arıtma tesislerinde oluşan arıtma çamurlarının bertarafı da ayrı bir önem taşımaktadır.
Şehir kanalizasyon şebekesi nihai kollektöründen çıkan evsel atıksuların alıcı ortama verilmeden önce arıtılması gerekmektedir. Bu amaçla atıksuların arıtılmasında mekanik, biyolojik ve kimyasal yöntemler kullanılmaktadır. Bu kitapta bu yöntemlerin uygulamaları verilmiştir.
Mekanik arıtmada; ızgara, kum tutucu, yağ tutucu ve ön çöktürme havuzları, biyolojik arıtmada; aktif çamur havalandırma havuzları, damlatmalı filtreler, dönen biyodiskler, membran biyoreaktörler, stabilizasyon ve mekanik havalandırmalı havuzlar gibi çok farklı alternatifler için hesaplamalar yapılmış ve her bölümün sonunda çok sayıda örnek problemler çözülmüştür.
Çamur bertarafında, çamurun susuzlaştırılması amacı ile birçok alternatif uygulamalı problemler yapılmıştır.
Kitabın sonunda da uygulamalı bir proje tasarlanmış ve hesaplamalar farklı üniteler için tek tek verilmiştir.
Ayrıca arıtma tesisinin hidrolik hesapları ayrıntılı bir şekilde yapılmış ve arıtma tesisinin hidrolik profili çıkarılmıştır.
Son olarak da arıtma çamurları borularının hidrolik hesaplamaları yapılmış ve çamur hidrolik profili verilmiştir.
Grady HANRAHAN, Academic Press Çevremizde meydana gelen kirlenme olaylarının ve canlılar üzerindeki potansiyel sağlık etkilerinin anlaşılabilmesi için en önemli araçlardan biri kuşkusuz çevre kimyası bilimidir.
Bu bilim dalı, gelişen ölçüm teknolojileri ve istatistik biliminin de kullanımı ile daha da artan bir önem kazanmıştır. Bu bilim dalının, çevre mühendisleri tarafından anlaşılması ve uygulanmasının yanısıra, kirlenmeye yol açan her türlü faaliyette rolü olan diğer meslek gruplarınca da anlaşılması ve uygulanması halinde, çevre sorunları ile mücadelede daha etkin neticeler elde edilebilecektir. Hava, su ve toprak ortamlarında meydana gelen temel kimyasal olayların anlaşılabilmesi amacıyla hazırlanmış olan bu kitap, çevre mühendisliği eğitiminin yanısıra diğer mesleki eğitimlerde de temel bir ders kitabı olarak kullanılabilecek niteliktedir.
Çevre kimyası alanı ile ilgili bilgilerin verilmesiyle başlayan ve toplam 10 bölümden ibaret olan kitapta, temel kimyasal, fiziksel ve biyolojik prosesler, istatistik kavramlar, doğal sularda kimyasal prosesler, yüzeysel ve yeraltı suları, atıksu arıtma prosesleri ve ilgili teknolojiler, atmosferik kimya ve temel atmosferik olaylar, atmosferik kirleticiler, toprak kimyası, çevresel toksikoloji ve yeşil kimya konuları teorik ve uygulamalı örneklerle sunulmuştur.
Ferhan Sami Atalay Çevre kirliliği, insan faaliyetleri sonucu açığa çıkan ve değerlendirilmeyen atık maddelerin kontrol edilmeden hava, su ve toprak gibi alıcı ortama deşarj edilmeleri sonucunda oluşmakta ve doğanın ekolojik dengesinde önemli değişimlere neden olmaktadır. Bunun sonucunda ortaya çıkan iklim değişikliği, çölleşme, biyolojik çeşitlilik kaybı, ormansızlaşma, ozon tabakasının tahribatı gibi küresel çevre sorunları, sınır tanımaksızın çevrenin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmakta; insan ve diğer canlı türlerinin sağlığı, bekası, gıda ile su kaynakları üzerinde önemli tehditler oluşturmaktadır.
Yaşamın sağlıklı sürdürülmesi ancak sağlıklı bir çevre ile mümkündür. Sağlıklı bir çevre için de doğal denge yani ekosistemin korunması ancak çevre kirliliğinin denetlenmesi ile mümkündür.
Bu kitap, üretim ve tüketim faaliyetleri sonucu açığa çıkan hava, su ve toprak kirlenmesine neden olan atıkların arıtımları için gerekli olan süreçleri ve onların tasarım ilkelerini vermek amacıyla hazırlanmış ve arıtma/bertaraf süreç tasarımlarının daha iyi anlaşılabilmesi için çözümlü problem ve tasarım örnekleri verilmiştir.
Kitabın birinci bölümünde, çevre sorunları kısaca tanıtılmış; ikinci bölümde, hava kirliliği kontrol süreçleri olarak katı taneciklerin tutulmasında siklon, ıslak yılayıcı, torba filtre ve elektrostatik filtelerin tasarımları; baca gazlarındaki tehlikeli maddelerin arıtımlarında dolgulu absorber, adsorpsiyon, membran gibi fiziksel süreçler ve reaksiyonların yer aldığı süreçler incelenerek kükürtdioksit; azotoksitler ve karbondioksit gibi önemli çevre sorunları yaratan gazlar için kontrol süreçlerin tasarımlarına örnekler verilmiştir.
Üçüncü bölümde, su kirliliği ve kontrol süreçleri ele alınmış ve kirletilmiş suların fiziksel; kimyasal ve biyolojik arıtım süreçleri incelenmiştir. Bu bölümde, adsorpsiyonla, hava ile sıyırma ve iyon değiştiriciler ile suların arıtılması verilerek örnek tasarımlar yapılmış; kimyasal arıtma süreçlerinde çöktürme, elektrokimyasal arıtım, ıslak hava oksidasyonu, ileri oksidasyon süreçleri incelenmiş ve örnek problemler verilmiştir.
Atık suların biyolojik arıtımlarında uygulanan süreçler verilmiş ve aktif çamur arıtma sisteminin tasarımı yapılmıştır.
Toprak kirliliğinin ele alındığı dördüncü bölümde, fiziksel biyoremediasyon ve kimyasal arıtım süreçleri incelenmiş ve örnek problemlere yer verilmiştir.
Kitabın son bölümünde, katı atıklar ve yönetimi incelenmiş ve katı atıkların tekrar değerlendirilmesi; düzenli depolanmaları; kompostlaştırma; biyogaz üretimi; yakma (insinerasyon); piroliz ve gazlaştırma süreçleri hakkında bilgiler sunularak örnek tasarımlar verilmiştir.
Sonuç olarak bu kitap, çevre kirliliği kontrolü ile ilgilenen lisans, yüksek lisans öğrencileri ve mühendislere yararlı olabilecek bir kaynak olarak hazırlanmıştır.
Özer Çınar Gelişen teknoloji, endüstrileşme ve nüfus artışı ile birlikte bu denge sürekli bozularak çevre kirliliğinin önemli boyutlarda artmasına neden olmaktadır. Çevre kirliliğinin en büyük nedenlerinden bazıları ülkelerin gelişmelerine dayalı kalkınmanın temel unsurlarını oluşturan tarım, sanayi, ulaşım, turizm ve enerji sektörleridir. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çevre kirliliği sorunları, toplumun yeterli duyarlılık göstermemesi nedeniyle her geçen gün artmaktadır. Çevre kirliliğinden kaynaklanan sorunların çözümü yine dengeyi bozmada başrol oynayan insanların alacağı önlemler ile mümkün olacaktır. Bu sorunların tanımlanması ve sorunların kontrolü konusundaki çalışmalara mütevazı bir katkı sağlamak üzere hazırlanan bu eser 5 ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler; su kirliliği, toprak kirliliği, katı ve tehlikeli atıklar, hava kirliliği ve küresel ısınma ve iklim değişikliği olarak sıralanmıştır. Her bölümde, sorunlar hakkında detaylı bilgi verildikten sonra bu sorunların çözümüne yönelik metotlar tartışılmıştır.
Clair N. Sawyer, Perry L. McCarty, Gene F. Parkin Çevre kirlenmesi veya çevresel olayların doğru anlaşılabilmesi; alıcı ortamlardan doğru şekilde alınmış numunelerde, uygun seçilmiş parametrelerin, doğru ve güvenilir yapılmış analizlerinden elde edilen sonuçların doğru yorumlanabilmesi ile mümkündür. Bunun için de, tabiatta olan kimyasal olayların farkında olunması, bu anlamda da temel kimya kavramlarının iyi bilinmesi gerekmektedir. Güvenilir olmayan veya doğru yorumlanamayan analiz verileri ile doğru karar verilebilmesi de mümkün olmayacaktır.
Çevre mühendisliğindeki uygulama ve araştırmaların bilinen tüm katmanlarında öğrenciye bir altyapı sağlamayı amaçlayan bu kitap, esas olarak çevresel problemlerin çözümü için özellikle yararlı olacak kimya konularına yönlendirmeyi ve genellikle su ve atık su analizleri için tavsiye edilen belirli kantitatif analiz alanında bir kavram altyapısı oluşturmayı hedeflemektedir.
İki ana kısımdan oluşan kitabın I. Kısmı; çevre mühendisleri ve bilimcileri için gerekli olan temel kimya kavramları ile ilgili olup bu kısımda genel kimya, fiziksel kimya, denge kimyası, organik kimya, biokimya, kolloid kimyası ve nükleer kimya bölümleri yer almaktadır. Bölümlerin her biri, çevre uygulamaları üzerinde yoğunlaşmış olup örnek soru ve çözümlerle desteklenmiştir. Kitabın II. Kısmı analitik ölçümlerle ilgilidir. Analitik verilerin istatistiksel analizini konu alan bölüm ile başlayan bu kısım, kantitatif, kalitatif ve enstrümental analiz metotları içeren bölümlerle devam etmektedir. Bunlar, çevre mühendisleri ve bilimcilerini yakından ilgilendiren KOI, BOI, Asidite, Alkalinite, Metaller, Azot, Fosfor vd. su ve atık su analizleri ile ilgili ilerleyen bölümlerde yer alan kirlilik parametrelerinin anlaşılması açısından bir altyapı sağlamaktadır.
P. Aarne VESILIND - Susan M. MORGAN - Lauren G. HEINE Çevre mühendisliği, disiplinler arası bir bilim ve mühendislik dalıdır. Bu yüzden çevre mühendisliğinin içinde barındırdığı sorular ve problemler oldukça karmaşık görülebilir. Ancak, başlıca kimya, biyoloji ve inşaat bilimlerinden yararlanan çevre mühendisliğinin esas olarak hangi konularla ilgilendiği anlaşıldığında ilgili soru ve problemlerin çok da fazla karmaşık olmadığı görülecektir. Çevre mühendisliğini ilgilendiren başlıca konular Çevre Mühendisliğine Giriş kitabında yer almaktadır. Çevre mühendisliği ile ilgili sorunların anlaşılması ve uygun çözüm önerilerinin sunulabilmesi için konuların iyi anlaşılmış olması ve çözüme yönelik yapılacak mühendislik hesaplamalarının doğru ve güvenilir olması gerekir.
Çevre Mühendisliğine Giriş kitabı için yardımcı eğitim materyali olarak hazırlanan bu kitapta, ana kitap içinde yer alan tartışma sorularının cevapları ve problemlerin çözümleri yer almaktadır. Kitap gerek eğitim gerekse uygulamada çalışan mühendisler için son derece yararlı olabilecek örnekler sunmaktadır. Birçok çevre sorununun mühendislik çözümü gerektirdiği dikkate alındığında bu örneklerin değeri daha iyi anlaşılacaktır.
Can Çalıcı, Cihat Yaşaroğlu, Erkin Sarı, Ferhat Arı, Gülten Ünal, Hilal Peker, Hüccet Vural, M. Fatih Bükün, Mert Aytaç, Musa Bozkurt, Ömer Çamur, Sebur Kapu, Üzeyir Kement İnsan ile doğal ve yapılı çevresi arasındaki karşılıklı ilişkiyi inceleyen “Çevre Psikolojisi” alanında yüz yılı aşkın bir süredir çalışmalar yapılmasına rağmen söz konusu alanın bir disiplin olarak ortaya çıkması yaklaşık 60 yıldır. Çevre ile etkileşimimizde kimi zaman çevre dostu davranışlar sergilerken kimi zaman da maalesef çevreye zarar veren davranışlar sergileyebilmekteyiz. İnsan davranışının bu denli önemli olduğu bir alanda, bireylerin çevreye ilişkin davranışlarını anlamak için yine başvuracağımız en önemli disiplinlerden birisinin Çevre Psikolojisi olduğunu söyleyebiliriz.
İnsan-çevre etkileşiminde, konu alanı uzmanı olmadan da kimi zaman çevreye verdiğimiz zararı görebiliriz. Örneğin, 2019 yılından itibaren ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada da etkisini hissettiren Pandemi döneminin başlarında insanların evlerine kapanması âdeta doğanın yeniden canlanmasına neden oldu. Sokaklarda, caddelerde, daha önce yoğun insan sirkülasyonu olan yerlerde çiçekler açtığını gördük. Ancak kısıtlamanın kalkması ile birlikte doğaya çıktığımızın göstergeleri yeniden görünür olmaya başladı. Yerlere daha önceden atmayı alışkanlık (!) hâline getirdiğimiz nesnelere artık maske ve eldivenleri de kattık. Eskiden “Lütfen çöp atmayınız!” uyarılarının yanına “Lütfen maske atmayınız!” uyarıları da eklenecek gibi görünüyor. Hemen hemen çoğumuzun şahit olduğu ya da bir şekilde basından öğrendiği bu ve benzeri olaylar, insan-doğa ilişkisi hakkında ipucu vermekte ve çevreci davranışların önemini de ortaya koymaktadır.
Çevre Psikolojisine Giriş isimli bu eser; lisansüstü düzeyde araştırmalar yapan araştırmacılar, lisans ve lisansüstü düzeyde çevre ile ilgili dersleri alan öğrenciler ve insan için hayati önemi olan “çevreyi” önemseyen tüm meraklı okuyucular ve araştırmacılar için önemli bir kaynak eser olacaktır. Ayrıca bu eseri bir başlangıç olarak değerlendiriyor ve eserin alana katkı sağlayacak diğer çalışmalara vesile olacağını umut ediyoruz.
Oğuz Özdemir, Mehmet Erdoğan, Naim Uzun, Yasin Eren, Rasim Önder, Ahmet Özsoy, İbrahim Üçgül, Ufuk Elibüyük, Aysel Aydın Kocaeren, M. Yunus Pamukoğlu Gün geçtikçe kirlenen ve nüfusu artan dünyamızda en önemli sorunlardan biri çevresel sorunlardır. Bu sorunlara çözümler üretmek günümüz dünyasında kaçınılmaz hale gelmiştir. Özellikle son yıllarda çevreyle ilgili devlet politikalarında ve teknolojik gelişmelerde, enerji sektöründeki çevreyi kirleten faktörlerin önüne geçebilmek için temiz ve yeşil enerji olarak bilinen "yenilenebilir enerji"ye yönelim söz konusudur.Bu alanda yeni teknolojiler ve ürünler kullanıl maktadır. Rüzgâr türbinleri, güneş panelleri vb. gibi...
Devlet politikaları ve teknolojik gelişmelerin yanında eğitim alanında da bireylerin küçük yaşlardan itibaren özellikle insan kaynaklı çevre kirlenmelerinin önüne geçebilmek için bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Çevre eğitimi okul öncesi dönemden başlayarak yükseköğretim dönemi dâhil ve hatta hayat boyu devam etmesi gereken bir eğitimdir. Bu kitapta bu amaçla yükseköğretimseviyesindeki öğrencilere çevre bilincinin aktarılması hedeflenmektedir.
Genel olarak çevreyle ilgili yapılması gerekenler, çevreyle ilgili teknolojik atilımlar, eğitim penceresinden çevre bilincinin aktarılması, enerji ve türleri ile birlikte üretimi ve tüketimi konusunda merak edilenlerin okuyuculara sunulması amacıyla bu kitap hazırlanmıştır. Çevre ve enerji hakkında detaylı bilgiler içeren bu kitabın; özellikle üniversitelerde öğrenim gören öğrencilere yararlı olacağı, çevre konularını içeren dersler için bir kaynakve akademik çalışmalar yapan lisansüstü öğrenciler için ise iyi bir rehber olacağı düşünülmektedir.
Çevreyle ilgili hazırlanan bu kitapla öğrenim gören bireylerin edindikleri bilgileri çevreleriyle (aile, arkadaş, eğitim ortamı ve sosyal paylaşım alanlarıjpaylaşmaları ve bütün olarak toplumun çevre ve enerji kaynakları konusunda bilinçlenmesinin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
Tevfik Erkal, Barış Taş Yeryüzü, insanın her türlü faaliyetini gerçekleştirdiği doğal ortam durumundadır. Doğal ortam; nüfus artışı, kültürel ve teknolojik gelişmelerle birlikte insan tarafından yoğun biçimde kullanılmaktadır. Bu nedenle yeryüzü, farklı kullanım yöntemleri nedeniyle insan baskısı altındadır. Yerşekilleri bilimi olarak tanımlanan jeomorfolojinin önemli araştırma konularından biri de uygulamalı jeomorfolojidir. Yerşekillerinin insan ve faaliyetleri üzerindeki etkilerini ve sonuçlarını çok yönlü olarak inceleyen uygulamalı jeomorfoloji gün geçtikçe önem kazanan akademik araştırma alanı durumundadır. Özellikle insan-doğal ortam etkileşimi kapsamında yapılan mekânsal planlamalarda uygulamalı jeomorfoloji araştırmaları dünya genelinde önem kazanmaya başlamıştır.
Bu eserde, zamanla değişen yeryüzünün insan ve faaliyetlerine etkileri farklı bakış açılarıyla, dünya ve Türkiye özelinde örneklerle ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu kitap, mekânsal planlama çalışmalarında ve uygulamalı jeomorfoloji konusunda araştırma yapacak bilim insanlarına katkı sağlayacak bir eser özelliği taşımaktadır.
Motoji İkeya Büyük depremlerden sağ kurtulanlar, depremlerden önce sıra dışı hayvan ve bitki davranışları, şimşekler, tuhaf şekilli bulutlar ve elektrikli aletlerin arızalanması gibi gizemli olayların meydana geldiğini anlatır. Giderek efsaneler hâlini almış bu anlatımlara “sadece efsaneler” gözü ile bakılabilir mi? Bu sıra dışılıkları bildiren pek çok kişi “batıl inançlı” ya da “aşırı hayalperest” olarak görülebilir mi?
Depremler ve Hayvanlar, bu eski efsaneler için objektif bilimi getiriyor. Bu bilim, UFO gözlemlerini doğrulama çabası içindeki girişimler gibi kuşkulu bilim değildir. Kitap, yoğun elektromanyetik pulsların etkisinde kalan hayvanların, bitkilerin ve objelerin davranışlarına ilişkin basit laboratuvar kanıtlarını okuyucuya sunuyor: Deneyler, yüzyıllardır anlatılan ve günümüzde de bildirilen davranış biçimlerinin depremle ilişkili olarak ortaya çıktığını gösteriyor.
Hem halk hem de bilim insanları için yazılan Depremler ve Hayvanlar kitabı, depremle ilgili efsanelerin fiziksel temelinin varlığını deneysel olarak göstermektedir. Kitap aynı zamanda deprem kestirimi bilimine cesaret verici bir şekilde katkıda bulunmakta ve elektromanyetik sismolojiyi, temkinli bir yaklaşım içinde, yeni bir çalışma alanı olarak önermektedir.

Carl Hempel “Fizik dünyanın olgularını açıklamak doğa biliminin temel amaçlarından birisini oluşturur.” diyen Carl Gustav Hempel (1905-1997) bilimsel açıklamanın doğasıyla ilgili “kapsayıcı yasa” teorisini ve “Kuzgun paradoksu” olarak bilinen doğrulama paradoksunu ilk olarak ileri sürerek bilim metodolojisine ilişkin tümevarım, açıklama ve rasyonalite hakkındaki çalışmalarıyla bilim felsefesinde uzun süreli bir etki yaratmıştır.
“Bilimin bugün istifade ettiği yüksek saygınlık, büyük ölçüde hiç şüphesiz bilimsel uygulamaların çarpıcı başarılarına ve hızla genişleyen kapsama alanına bağlıdır. Deneysel bilimin pek çok dalı, bilimsel sorgulamanın sonuçlarını kullanıma geçiren ve sonrasında sıklıkla kuramsal ya da temel araştırmaları yeni verilerle, yeni meselelerle ve araştırmaya yönelik yeni araç gereçle besleyen ortak teknolojiler için bir temel hazırlamıştır.” diyen Hempel bu yapıtında bilim felsefesinin temel kavramlarından “sınama”, “doğrulanabilirlik”, “basitlik” ve “indirgeme” gibi kavramları incelemektedir.
Pan American Health Organization İnsanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara yol açan afetler; doğal, teknolojik veya insan yapısı kökenli olaylardır. Çağlar boyunca toplumların en önemli problemlerinden birisi olarak normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkilemiştir.
Ülkemizin jeolojik, topografik yapısı ve iklim özellikleri doğal afetlerin çok sık yaşanmasına neden olmaktadır. Özellikle, önemli bir deprem kuşağı üzerinde bulunmamız, gelişen bilim ve teknolojiye rağmen birçok tahribat ve zarara yol açmaktadır.
Afetler önemli bir halk sağlığı sorunudur çünkü sadece yiyecek, su, ilaç yokluğuna değil; sıcak, soğuk, kanserojen kimyasal maddelere, ruhsal etkilere maruz kalmaya neden olabildikleri için insan sağlığını olumsuz olarak etkilemektedir.
Bu kitabın afet konusunda çalışanlara yararlı bir kaynak kitap olması dileği ile herkese afetsiz bir yaşam diliyorum.
Charles J. Krebs Ekoloji öğrencileri için güncel ve klasik bir ders kitabı !
İklim değişikliği ve davranış ekolojisi konularında iki yeni bölüm içeren Charles Krebs'in en çok satanlar arasında yer alan bu ders kitabı, ekolojiyi; empirik kanıtları veri analizi ve nicel düşünce uygulamaları yoluyla değerlendirerek anlaşılabilen, yayılım ve bollukla ilgili bir dizi problem olarak ele alır. Öğrenciler için anlaşılır bir tarzda analitik, nicel ve istatistiksel ekolojik bilgi sunan bu ders kitabının yeni basımı; ekolojik problemler ile ilgili gerçek uygulamaları anlatır, ekolojik fikirleri test etmede deneylerin rolünü vurgular, yayılım ve bollukla ilgili birçok güncel ve tartışmalı sorunu ele alır. Her bölümün başında yer alan anahtar kavramlar ve anahtar terimler, öğrencilerin her bölümdeki en önemli noktalara odaklanmasına olanak tanır. Matematiksel analizlerin, “Veri ile Çalışalım” kutularında adım adım açıklandığı bu kitapta kavramlar, metin boyunca literatürden örneklerle pekiştirilir, bölüm sonu soruları ve problemler ise ekolojik problemler ile ilgili uygulamaların önemini vurgular. “Ekoloji Bilimi”, “Coğrafi Yayılımlar”, “Bolluk Meseles: Popülasyonlar” ve “Komünite Düzeyinde Yayılım ve Bolluk” olmak üzere dört ana başlık içeren bu kitap, ekolojinin temellerini öğrenmek isteyenler için hazırlanmıştır.
Theo Koupelis Ana dalı bilim olmayanlar da göz önünde bulundurularak tasarlanmış olan Evreni Anlama Serüveni, Yedinci Baskı, astronomiye kapsamlı ve anlaşılabilir bir giriş sunmakta, öğrencileri Güneş sisteminden ötesine doğru heyecan verici bir yolculuğa çıkarmaktadır. Yazar, bu hızlı gelişen alandaki son gelişmeleri de dikkate alarak, astronomideki tarihi ve modern teorileri açıklamakta ve bilimin nasıl işlediğini açık bir dille ortaya koymaktadır. Yazarın öğrenci dostu yazım şekli ve temiz açıklamaları, öğrencilere önce Güneş sistemimizi ardından yıldızlar ve uzak galaksileri tanıtmaktadır. Pedagojik açıklamalar öğrencilere kritik düşünme ve temel sebep sonuç ilişkileri kurma konularında da motive etmektedir.


Yedinci Baskıda Yeni ya da Önemli Özellikler

 Her bölüme kritik düşünme ve problem çözme üzerine yeni alıştırmalar konmuştur.
 Anlaşılmayı arttırmak ve daha net olmak için matematiksel kısımlara örnek hesaplamalar konmuştur.
 Astronomideki son gelişmeler dikkate alınarak tüm kitapta yeni kısımlar eklenmiş var olan bazı kısımlar genişletilmiştir.


Öğrenci kaynakları

Starlinks isimli bir web sitesi http://physicalscience.jbpub.com/starlinks/7e konular ile ilgili, çalışma testleri, keşif linkleri, anime edilmiş kartlar, online terimler sözlüğü, bölümlerin ana konu başlıkları, astronomi olaylar takvimi ve takımyıldızlar rehberi gibi bölümler içermektedir. Bu web sitesi ayrıca Türkçeye çevirilmemiş olsa da konuyla ilgilenenler için önemli bir kaynak sunmaktadır.

Öğretim Görevlisi Kaynakları (Türkçeye Çevirilmemiştir)

 PowerPoint Ders Slide'ları
 PowerPoint Görüntü Bankası
 Test Bankası
 Öğretim Görevlisinin kılavuzu
 Animasyonlar ve daha fazlası
Frederick K. Lutgens, Edward J. Tarbuck Evren'in başlangıcından günümüze dek geçen zaman dilimi içinde Dünya'mızın geçirmiş olduğu tüm aşamaları, Dünya sistem ve alt sistemlerinin fiziksel ve kimyasal özelliklerini açıklayan Genel Jeoloji Temel Kavramlar kitabı, jeoloji, jeofizik ve maden gibi yerbilimlerinin farklı disiplinlerinin yanı sıra malzeme, inşaat ve çevre gibi bilim dalları için de temel kaynak niteliğindedir. Jeoloji bir doğa bilimi olarak matematik, fizik, kimya ve biyolojinin etkileşiminden doğmuştur. Yer’in bileşimini, yapısını, topolojisini, gelişme süreçlerini ve tarihçesini inceleyen jeologlar, bu temel bilimlerin ilke ve kanunlarını kullanıyorlar. Yerküremiz, aralarında sürekli etkileşim ve iletişim olan jeosfer, hidrosfer, atmosfer ve biyosfer alt sistemlerin bütününden oluşur. Dünya’mızda meydana gelen iç ve dış olaylar bu alt sistemlerin etkileşimi ve sürekli bir döngünün sonucunda meydana gelirler. Sıklıkla çevre ve yaşamsal sorunlara neden olan sel, çığ, deprem, heyelan, volkanik patlamalar gibi olağan doğa olayları okuyucunun konuyu kavraması için görsel ve kolay anlaşılır şekil ve fotoğraflarla ve çok yalın bir dille anlatılıyor.
Bu kitap, Yerküre’yi jeolojinin temel kavramlarına odaklanarak inceliyor ve jeolojinin alt disiplinlerinin ana konularını ilgi çekici örneklerle açıklıyor. Ayrıca, Yeryüzü’nü şekillendiren iç ve dış süreçleri sistem kavramı içinde alarak birçok alt sistemin birbiriyle nasıl bir etkileşim içinde olduğunu gösteriyor. Geçmişte mitlere, dogmalara dayanan jeolojinin günümüzde kinematik bir teori olan Levha Tektoniği'ne uzanan gelişimi sonucunda, sismik ve yanardağ etkinlikleri, dağ oluşum süreçlerinin nedenleri ve Yeryüzü’nde dağılımlarının nasıl açıklandığı jeoloji haritaları, blok diyagramlar ve şekiller ile gösteriliyor. Bu eser, doğayı seven ve yerküremizdeki doğal olayları kavramak ve anlamak isteyenlere eşsiz bir kaynak oluşturacaktır.
Bilim adamlarının bitmek tükenmek bilmeyen çabaları sonucunda sahip olduğumuz mavi gezegeni şekillendiren süreçlerin nasıl ortaya konulduğu kitabın tümünde bir bütün olarak ele alınıyor. Kitap, Yerküre’nin tüm alt sistemlerini, olayların gelişim ve çevresel etkilerini güncel şekil ve fotoğraflarla tamamlayan özgün ve bilimsel nitelikte hazırlanmıştır. Yerbilimleri ile uğraşan, araştıran ve ilgi duyan geniş bir okuyucu kitlesi için eşsiz bir kaynak kitap olarak bu eserin önemli bir eksikliği gidereceği kuşkusuzdur. İçinde yaşadığımız mavi gezegenimizi daha iyi anlamak, korumak ve onunla birlikte uyum içinde yaşamayı öğrenmek için bu temel başvuru kitabı, ilgilenenlerin yararlanmasına sunuluyor.
Emrullah GÜNEY Biz çevre, ortam diyoruz.Kafkasya'nın Türk bölgelerinde "etraf mühit" diyorlar.

Biz , çevrenin, ortamın korunması diyoruz. Azerbaycan'da "etraf mühitinmühafizesi" deniliyor. Hep gündemde olan bir konudur "ortam"... Sağlık, beslenme, eğitim , güvenlik düşüncesinin hemen ardından gelir.Özellikle 1970'li yıllarda önem kazandı ortam düğümleri, çözüm yolları. Biz de Fırat Üniversitesi'nde 1980'lerde başladık çevre konularıyla ilgilenmeğe...Ve Dicle Üniversitesi'nde sürdürdük...
İçtiğimiz su, soluduğumuz hava, bizi besleyen ve giydiren toprak...Nelerle karşı karşıya? Sağlıksız kentleşme nedir,ses kirlenmesi, radyasyon... Floranın, faunanın korunması neden gerekli olmanın da ötesinde zorunludur? Doğal ortam kadar, tarihsel çevreyi korumak da bize düzen bir görev değil midir?

Genel Ortam Kirlenmesi adlı bu mütevazı eserde, dünya genelinde ve Türkiye özelinde çevre sorunları irdelenmiştir. Bu alanda kitabımız ilk eser değildir, elbet son eser de olmayacaktır. Liselerde görevli coğrafya öğretmenleri; ortaokul ve ilkokullarda ders veren sosyal bilgiler öğretmenleri kitabımızdan yararlanabilecektir. Asıl kitle, elbet, üniversitelerimizde görevli coğrafya, biyoloji, tarım, orman, çevre, peyzaj mimarlığı, mühendisliği, şehir ve bölge planlama alanında öğrenci yetiştiren fakültelerdeki meslektaşlarımızdır. Kitabımızı, Türkiye dışında Makedonya, Kıbrıs, Gagauz Türk Bölgesi, Suriye, Azerbaycan, İran, Orta Asya Türk devletleri, Irak üniversitelerinde de ders kitabı olarak değerlendirilebilecek, aydın insanlar da okuyabilecektir. Yararlı olması durumunda, sevincimiz, kıvancımız artacaktır...
Robert D. Holtz, William D. Kovacs, Thomas C. Sheahan - Pearson Holtz, Kovacs ve Sheahan tarafından yazılmış “Geoteknik Mühendisliğine Giriş” kitabının 2. Basımı okuyucular ile bire bir konuşma ortamı yaratarak okuyucuları düşündüren ve uygulamalarla yol gösteren bir yöntem izlemektedir. Yazarlar kitaba önceki baskısından farklı olarak zeminlerin mühendislik ve mekanik özelliklerinin yanı sıra kayanın da mühendislik ve mekanik özelliklerini eklemişlerdir. Kaya mühendisliği genelde tüneller, yeraltı elektrik santralleri, petrol depolama odaları, madenler gibi mühendislik uygulamalarında yeraltı yapılarında ortaya çıkdığı gibi yapı ve baraj temellerinin kaya tarafından taşınması, ana kayaya ulaşan derin kazılar, kaya şevlerinin stabilitesi gibi zemin yüzeyindeki mühendislik uygulamalarında da karşımıza çıkmaktadır.
Kayaların geçirgenliği, oturması ve mukavemet özelliklerinin Bölüm 4'te verilen kaya kalitesi değerine (RQD) bağlı olduğu değişik bölümlerde açıklanmaktadır. Ayrışmış kayaların geçirgenliği zemine göre çok düşük olsa da baraj gibi su tutan yapılarda ciddi su kaçakları olabilmektedir. Bölüm 6'da hidrostatik su hem zemin hem de kaya için incelenmektedir. Genellikle kayalarda oturma olmayacağı düşünülmekle beraber ağır yapı yükleri altında oturan ayrışmış kayalara ait ilgili bilgiler Bölüm 8'de verilmektedir. Zeminlerin kayma mukavemeti ile ilgili bilgilerin yanı sıra kaya kalitesine bağlı olarak kayaların kayma mukavemetine ait bilgiler Bölüm 11, 12 ve 13'te verilmektedir. Ayrıca bu baskıda zeminlerde gerilme yayılışları örnekleri ile verilmektedir.
Bu kitabın her bölümünde verilen teorik bilgi ve örneklerin temel mühendisliğinde yapılan çalışmalara son derecede yararlı olacağı düşünülmektedir. Kitap gerek akademik alana gerek öğrenci ve uygulamacılara yönelik katkı sağlayan bir eserdir.
Muzaffer Sanver, Turgay İşseven Gravite ve Manyetik Arama Yöntemleri, lisans öğrenimi görmekte olan öğrencilerin ihtiyaçları esas alınarak düzenlenmiştir. Konuların işlenmesiyle ilgili bağlantıların elde edilmesi sırasında, öğrencilerin öğretilenleri daha kolay kavramasına ve anlatılanlarla ilgili önceki bilgileri hatırlamasına yardım etmek amacıyla, bilerek, bazı tekrarlar yapılmıştır. Konularla ilgili bağıntılar geliştirilirken öğrenciye yardımcı olacak ara bağıntılar da verilmeye çalışılmıştır.


Kitap iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısım Gravite Arama Yöntemine ayrılmıştır. Fizik Esasları, Yerin Çekim İvmesinin Ölçülmesi, Gravite Verilerinin Toplanması, Gravite Ölçmelerinde Uygulanan Düzeltme ve İndirgemeler, Anomalilerin Birbirinden Ayrılması, Anomaliye Nende Olan Kütle Farkının Hesaplanması, Yoğunluk ve Gravite Yönteminde Modelleme bölümleri Gravite Arama Yönteminin alt başlıklarını oluşturmaktadır. İkinci kısım Manyetik Arama Yöntemine ayrılmıştır. Fizik Esasları, Mıknatıslanma Çeşitleri, Manyetik Yöntemde Aletler ve Ölçmeler, Model Kütlelerin Manyetik Anomalileri, bölümleri bu kısmın alt başlıklarını oluşturmaktadır.
Richard John HUGGETT - Routledge Bu kitap, ülkemizde uzun zamandır ihtiyaç duyulan güncel bir temel jeomorfoloji kitabı eksikliğini giderebilmek amacıyla, son yıllarda uluslararası alanda öne çıkan birkaç jeomorfoloji kitabından biri olan ve jeomorfolojiye ilişkin tüm konuları, gelişmeleri ve tartışmaları sistematik olarak ele alan Richard John HUGGETT’ın Fundamentals of Geomorphology kitabının son (3.) basımının çevirisidir. Kitap içerik olarak, jeomorfolojinin doğasını, yeryüzü süreçlerini ve şekillerini, yeryüzünde farklı zaman dilimlerinde meydana gelen değişimleri ele almaktadır. Aynı zamanda kitapta araziler, jeomorfik süreçler ve insan etkileşimi üzerinde de durulmaktadır. Her bir konunun ele alınışında jeomorfik materyaller, süreçler ve bu süreçlerle ortaya çıkan şekiller birlikte değerlendirilmiştir. Kitap aynı zamanda jeomorfoloji alanındaki önemli konular ve tartışmalar üzerine de uyarıcı ve yeni bir bakış açısı sağlamaktadır.
Kitapta; “Yerşekilleri ve Arazilere Giriş”, “Yapı”, “Süreç ve Şekil” ana başlıkları altında toplam 15 bölüm ve iki ek yer almaktadır. Bu bölümler sırasıyla şunlardır: “Jeomorfoloji Nedir?”, “Süreç ve Yerşekline Giriş”, “Tarihsel Jeomorfolojiye Giriş”, “Jeomorfik Sistem”, “Levha Tektoniği ve İlişkili Yapısal Yerşekilleri”, “Volkanlar Çarpma Kraterleri Kıvrımlar ve Faylar”, “Ayrışma ve Arazi Şekilleri”, “Yamaçlar”, “Flüvyal Araziler”, “Glasyal ve Glasyoflüvyal Araziler”, “Periglasyal Araziler”, “Eoliyen Araziler”, “Kıyı Arazileri”, “Karst Arazileri ve Arazi Evrimi: Uzun Dönemli Jeomorfoloji”. Ek 1’de Jeolojik Zaman Çizelgesi, Ek 2’de ise Yaşlandırma Yöntemleri teknikleri ele alınmıştır. Yalın bir dille yazılmış olan kitap, lisans öğrencileri temel alınarak hazırlanmıştır. Her bir bölümde konunun önemini gözler önüne seren genel bir giriş, konu anlatımı, okuma parçası, bölüm özeti, deneme soruları ve konuyla ilgili okunabilecek kaynaklar yer almaktadır. Konu anlatımları ayrıca çizelgelerle desteklenmiştir. Ayrıca kitabın sonunda anahtar kelimelerden oluşan geniş bir sözlük ve zengin bir kaynakça da bulunmaktadır. Metin içerisine her bir konuya uygun olarak seçilmiş ve tamamı renkli olan 200’ün üzerinde fotoğraf ve şekil, okuyuculara önemli bir anlama kolaylığı sağlamaktadır.
Bu özellikleri ile dikkate alındığında, Jeomorfolojinin Temelleri isimli bu kitap, coğrafya disiplininin (fiziki coğrafyanın) temel araştırma alanlarından biri olan jeomorfoloji ile ilgili derslere temel bir kaynak olmasının ötesinde coğrafya öğretmenleri ve jeoloji başta olmak üzere jeomorfolojiye ilgi duyan diğer disiplinler için de temel bir başvuru eseri niteliğindedir.
Halil Zorer Volkanlar, yaşamın kaynaklarından biri olan toprağın ana materyalini oluşturur. Yaşamın dengesi olan iyi ve kötü, volkan dağlarının bulunduğu ortam koşullarında da bir aradadır. Yaşlı dünyamızın genç dağlarından biri olan Nemrut Dağı, Alp-Himalaya kıvrım dağ kuşağında, Doğu Anadolu Platosu üzerinde bulunan, jeolojik, jeomorfolojik, klimatolojik ve hidrografik özellikleri açısından en ilgi çekici volkan dağlarından birisidir. Nemrut Dağı aktif bir volkandır. Her aktif volkan gibi Nemrut Dağı da püskürme dönemlerinde çevresinde yaşayan binlerce insanı tehdit etmektedir. Olası bir volkanik faaliyetin etkisi ile meydana gelebilecek yaşamsal riskler, geçmiş dönem volkanik faaliyetlerin jeomorfolojik izleri sürülerek açıklanmaya çalışılmıştır.
Bu kitap, ülkemizin en büyük kalderasına ve kaldera gölüne sahip Nemrut Volkan Dağı'nın neotektonik dönem jeomorfolojik gelişimini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Kuvaterner'de yaklaşık son altı yüz bin yıllık dönemdeki morfolojik gelişim süreçlerini ve çevresini jeomorfoloji açısından nasıl etkileyip değiştirdiğine vurgu yapmaktadır.
“Bu dağı aslında Kral Nemrut, adamlarına develerle taş taşıtarak yaptırmıştır. Sonra zirvesine çıkıp bir sandığın içine girmiş ve sandığa bağladığı kuşlar sayesinde göğe yükselmiştir. Geri döndüğünde yerlerin ve göklerin tanrısı olduğunu iddia etmiştir. Ancak tanrı buna kızmış ve bir taş yığını olan dağı yerin dibine göçertmiştir. Van Gölü bu olayın sonucu ortaya çıkmıştır. Develerle dağa taş taşıyan kafile ise taşa dönüştü­rülmüştür”.
(Evliya Çelebi, 1655)
Cavit Kuşgöz Herkese ait olan kıyılar neden her geçen gün doğal kimliğini kaybediyor? Sermayenin tahakkümü altına giren kıyılar, herkesi kıyının dışına mı itmeye çalışıyor? Kıyılarda gerçekleşen faaliyetler ile gelecek nesillerin kıyıdan faydalanma hakkı elinden mi alınıyor? Kıyıların yaşatılması ve yönetilmesi noktasında, yetkili devlet kurumlarının veri ve uygulama eksikliği sonucunda kıyılar gereğinden fazla mı tüketiliyor? Avrupa'daki bazı ülkeler kıyıların daha iyi yönetilmesi konusunda güçlü bir kıyı yönetim rejimi oluşturma gayretinde iken Türkiye neden yasal ve yönetimsel zayıflıkları ile kıyıların yok edilişini izliyor?
Kıyı alanlarının yönetiminde yaşanan sorunlara ilişkin önemli çalışmaları bulunan Cavit Kuşgöz, bu kitapta sözü edilen sorulara cevap arayışında. Kıyının doğal niteliğinin yapılı alan niteliğine dönüşmesi süreçlerinin kontrolsüzce gerçekleştiğine ve kıyının temel dinamiklerinin bozulduğuna değinen Kuşgöz, bu durumdan bir çıkış yolu sunma çabası içinde. Kıyılardaki mevcut sorunların giderilmesine katkılar sağlayacak olan bu kitap, kıyıları yaşatmak isteyen herkes için önemli bir kaynak niteliğinde.
Kadir Seyhan, Nuri Başusta

Kıyısal ekosistem 10 milin altında balıkçılık aktivitesinin yoğun olarak gerçekleştiği verimli bir bölgedir. Bu nedenle bu bölgenin karakteristik özellikleri, burada yaşayan canlı organizmaların biyo-ekolojisi kadar önem arz etmektedir. Dolayısıyla hem ekosistemi hem de insanoğlunun hedef kitlesini yani canlı kaynakları ve avlanmalarını konu edinen Kıyısal Ekosistem adlı bu kitabın lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikle olduğuna inanmaktayız. Özellikle kültür balıkçılığının kıyısal ekosistemde meydana getireceği etkileri konu alan bölümü ile kitap, okuyucunun dikkatini çevresel değerlendirmeye odaklamayı amaç edinerek farklı bir tarz ortaya koymaktadır. Ayrıca coğrafi bilgi sistemleri, balıkçılık meteorolojisi ve kıyı alanları yönetimi gibi konulara da değinilerek, çalışma kapsamlı hale getirilmiştir. Son yıllarda özellikle deniz bilimleri, canlı kaynaklar, onların biyolojisi ve popülasyon dinamikleri ile ilgili yapıtlar hızla Türkçeye kazandırılmakta ve okuyucunun ihtiyacı bir nebze olsun giderilmektedir. Bu anlamda önemli bir mesafe alındığına da inanmaktayız. Bu kitabın da alanında bir boşluğu dolduracağına inancımız tamdır.

Robert G. Wetzel Tatlısu ekosistemlerinde yaşayan organizmaların yapısal ve fonksiyonel karşılıklı ilişkileri ile bunlar üzerinde etkili fiziksel, kimyasal ve biyotik faktörlerin detaylı bir şekilde ele alındığı bu kitap, bu alanda Türkçeye çevirisi yapılan ilk eserdir. Robert G. Wetzel'in kaleme aldığı “Limnoloji: Göl ve Nehir Ekosistemleri” adlı kitabın 3. Basımından hazırladığımız bu çeviri eserin, konuyla ilgili Türkçe temel kaynak ihtiyacı duyan Biyoloji özellikle de Hidrobiyoloji ve Su Ürünleri Mühendisliği alanlarında öğrenim gören lisans ve lisansüstü öğrencileri ile konuya ilgi duyan tüm okuyucuların beğenisini kazanacağını ümit ediyoruz.
Kurt BUCHER, Rodney GRAPES - Springer Metamorfik Petroloji gibi karmaşık ve zor bir jeoloji alanı, bilimsel çalışmalar ve Levha Tektoniği kuramı yardımı ile kolayca anlaşılır hale gelmiştir. Günümüzde Levha Tektoniği konusunda yapılan bilimsel çalışmalar ile metamorfik ve magmatik kayaçları oluşturan jeolojik süreçler, yanardağlar ve dağ oluşumları gibi etkinliklerin nedenleri ve yeryüzündeki dağılımları bilimsel olarak kolayca açıklanabilmektedir. Kinematik bir teori olan Levha Tektoniği'nin gelişimi sonucunda sismik ve yanardağ etkinlikleri, dağ oluşum süreçlerinin nedenleri ve yeryüzündeki dağılımları tektonik modeller, blok diyagramlar ve şekiller ile kolayca gösterilebilmektedir.
Bu kitap, Yerkabuğu'nu oluşturan üç temel kayaç gruplarından “Metamorfik Kayaçlar” grubunu sınıflama, oluşum koşulları ve dağılımları ile birlikte bu kayaçların fiziksel ve kimyasal özelliklerini irdelemektedir. Metamorfik Kayaçlar, kendilerine özgü özel deformasyon yapıları ve petrografik dokuları ile diğer kayaç gruplarından kolayca ayırtz edilebilmektedir. Yerküre'deki metamorfik masifler ve masiflerin oluşturduğu dağ kuşaklarının önemli bir kesimini bu kayaç grubu oluşturmaktadır. Dağ oluşumu, deformasyon, başkalaşım ve yapısal jeoloji konularını anlamakta bu kayaçlar anahtar rol oynamaktadır.
Kitabın konuları, giriş ve metamorfizmanın temel ilkeleri ile belli kayaç tiplerinin metamorfizması başlıkları şeklinde iki ana bölüm altında toplanmıştır. Kitapta metamorfik kayaçlar ile bunları oluşturan mineral toplulukları, fizikokimyasal denge koşulları, basınç ve ısı değişimlerinin etkileri, kimyasal reaksiyonlar ile akışkanlar ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Yerbilimleriyle uğraşan, araştıran ve ilgi duyan geniş bir okuyucu kitlesi için kaynak kitap olacağı şüphesizdir. Özellikle lisans ve lisanüstü öğrencileri ile öğretim üyelerine temel bir başvuru kaynağı niteliğindedir.
Faydalı olması dileğiyle...
Steven A. Ackerman, John A. Knox “Meteoroloji: Atmosferimizi Anlamak”, diğer bir deyişle havayı, hava ve atmosfer olaylarını, iklimi ve atmosferik çevremizi anlamak adlı ve amaçlı bu kitap, meteoroloji konusunda lisans eğitimi alanlar ve anabilim dalı meteoroloji olmamasına rağmen temel meteoroloji, klimatoloji ve atmosferik çevre dersi alması gerekenler için hazırlanmış temel bir kitaptır. Kitap; gerçek dünya örnekleri, uygulamaları ve merak uyandırıcı anlatımıyla öğrencilere hitap etmektedir. Bu kitap, atmosferi nasıl gözleriz ve elde ettiğimiz bilgilerle atmosferik olayları nasıl açıklarız konusuna vurgu yapmaktadır. İlk bölümlerde hava olaylarının oluşumu ile birlikte basınç, sıcaklık, nem, bulut, yağış gibi temel değişkenler ele alınmış, meteoroloji haritaları ve gözlemlerine yönelik pratik bilgiler verilmiştir. Kitabın diğer bölümlerinde atmosfer-okyanus etkileşimi, şiddetli hava olayları ve küresel iklim değişikliği gibi temel, güncel hava ve iklim konuları üzerinde durulmuştur.
Sonuç olarak bu kitap ülkemizde uçak ve uzay bilimlerinden, coğrafya, çevre, ziraat/tarım, su ürünleri, orman, afet ve acil durum, denizcilik, havacılık, sivil havacılık ve yerbilimleri fakültelerine kadar, temel meteoroloji, atmosfer, atmosferik çevre ve iklim konularını öğrenmesi gereken tüm lisans öğrencilerine hitap eden ve konunun uzmanlarınca hazırlanıp Türkçeye çevrilmiş bir kaynaktır. Aynı zamanda bu kitap, ülkemizde sayıları her geçen gün artan havayı anlamak ve kendi hava tahminini yapmak isteyen meraklı, gönüllü ya da amatör meteorologlar, pilot, yelkenci, planörcü, yamaç paraşütçüsü, denizci, dalgıç, dağcı, mağaracılar ve çevreciler için de iyi bir kaynaktır.
Meteorolojiye ve/veya Klimatolojiye Giriş dersleri için kullanılabilecek bu kitap, ülkemizde TÜBA Türkçe Bilim Terimleri Sözlüğüne uygun olarak hazırlanmış ilk kaynaklardan biridir. Ayrıca İnternet uygulamalarına yönlendirmesiyle öğrencilerin dünyaya açılması, sayısız bilgi kaynağından yararlanabilmesi ve öğrenmeye teşvik etmesi bakımından da benzerlerinden farklıdır. Bu kitap pedagojik yönü ile de bir çok ödüle layık görülmüştür.
Hüseyin Kurt, Fetullah Arık "Mineral bilimi anlamına gelen mineraloji minerallerin fiziksel, kimyasal, geometrik, optik ve kristalografik özelliklerini inceleyen ve mineralleri bu özelliklerine göre sınıflayan bir bilim dalıdır.
Mineralleri, temel fiziksel, geometrik, kristalografik özelliklerine göre inceleyen Genel Mineraloji ile mineralleri farklı özelliklerine göre sınıflayarak inceleyen Özel Mineraloji bir çok okulda eskiden olduğu gibi iki yarıyılda değil tek yarıyılda okutulmaya çalışılmaktadır. Bu alanda pek çok basılı eser olmasına rağmen hem Genel hem de Özel Mineralojiyi birlikte ele alan Mineraloji kitabı hemen hemen yoktur. Dünya’da ve Türkiye’de Jeoloji eğitiminin bugün geldiği noktada zorunlu dersler kapsamına daha çok temel konular ele alınmakta ve bu konularla ilgili ayrıntılı bilgiler ya seçmeli derslerde ya da lisansüstü öğretimde verilmektedir. Mineraloji kitabı, her iki konuyu da temel bilgilerini kapsayacak şekilde birleştiren ve bir yarıyıla sığacak ölçüde öz, iki yarıyılda okutulacak kadar kapsamlı olacak şekilde hazırlanmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla çalışmanın Jeoloji Mühendisleri için birçok bilgiye kolayca ulaşılabilecekleri bir el kitabı, mineraloji ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgilenen maden, jeofizik, çevre, ziraat ve biyoloji bölümleri ve önlisans seviyesindeki süstaşları, sondaj, maden programları için temel bir ders kitabı ve yerbilimleri ile uğraşan araştırmacılara yönelik olarak da bir başvuru kitabı olması için çaba sarf edilmiştir. Eserin belli bir hacimde tutulmaya çalışılmasından dolayı bir takım eksikliklerin olması kaçınılmazdır. Araştırmacıların daha ayrıntılı bilgilere ulaşabilmesi için kaynaklar bölümünde faydalanılan kaynak eserler ve ilgili web sitelerinin adresleri verilmiştir."
Kitabın, başta jeoloji mühendisliği bölümü olmak üzere adı geçen diğer disiplinlerdeki araştırmacı ve öğrencilere de faydalı olması dileğiyle.
Yüksel ATAKAN Bu kitapla ilgili görüşler...

Yaşamımızın hemen her anında maruz kaldığımız çeşitli radyasyonları ve etkilerini enine boyuna inceleyen ve özellikle de öğreten bir kitap. Yazarının, konuyu Güneşten radyoaktifliğe, cep telefonlarından nükleer enerjiye, tıbbî uygulamalardan jeolojiye, uranyumlu silâhlardan elektrogitarlara kadar ele alması ve de hem kendi meslekî deneyimlerine hem de erişilebilecek her türlü kaynağa dayandırarak sunması olağanüstü bir başarı. Ama en önemlisi ülkemizdeki nükleer enerji santrali yapımını olabildiğince nesnel ele alarak “hem nalına hem mıhına” irdelemesi.
R. Ömür Akyüz (Emk. Fizik Profesörü, Boğaziçi Ü)

Radyasyon Fizikçisi Dr. Yüksel Atakan'ın yılların birikimiyle ve büyük emek vererek hazırlamış olduğu bu kitabındaki yazılarında, bilimsel gerçeklere dayanarak, anlaşılır bir dille ve şekillerle yaptığı açıklamalar, hem tüm ilgili konuların, hem de kavram ve birimlerin daha kolay anlaşılmasına katkı sağlayacaktır. En azından bu kitabın, bu konuda ön yargılardan uzak, doğru bilgilendirilmeye açık insanlara ve radyasyonla uğraşanlara yararlı olacağına inanıyorum.
Prof. Dr. Hayriye Yeter Göksu (Ankara Ü, Radyasyon Fiziği-emekli)

Radyasyon Fizikçisi Dr. Yüksel Atakan”ın, çevremizdeki çok çeşitli doğal ve yapay kaynaklardan yayınlanan radyasyonların insana etkileriyle ilgili tüm dünyada yapılan bilimsel araştırmaların sonuçlarını, uzun deneyimleriyle yoğurarak, böyle bir kitapta toplaması,Türkiye'de bu konulardaki yayın boşluğunu dolduracaktır. Akkuyu'da yapımı planlanan nükleer güç santralının güvenliğiyle ilgili olarak kitaptaki inceleme ve 3.kuşak modern nükleer santral karşılaştırmalarının da kitapta yer alması bunlarla ilgili bilgi edinmek isteyenlere yararlı bir kaynak oluşturacaktır. Kitap, bir yandan bu konulara yabancı olanlara bilgi verirken, öte yandan ,sanayide, tıp ve üniversitelerde radyasyonla çalışanlar için de önemli bir kaynak kitabı olarak yararlı olacaktır düşüncesindeyim.
Prof. Dr. Özgen Birgül Hacettepe Üniversitesi (Nükleer Fizik - emekli)

Biz eskiden İTÜ´de okurken doğru düzgün kitap bulamazdık. Profesör anlatır biz de harıl harıl not tutar sonra yurtta öğrenirdik. İyi bir öğrenme yöntemi değildi. Bu nedenle, bu kitaptaki açıklayıcı yazılar gençlere kolaylık sağlayacaktır. Radyasyonla, radyoaktiviteyle ilgili konuları merak edip bilgi edinmek isteyen herkesin okuyabileceği bu kitapta ayrıca, yüksek gerilim hatlarının, trafoların, baz istasyonlarının ve cep telefonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların sağlığımıza etkilerinin de incelenmesi kitabı daha da ilginç kılıyor. Ayrıca, güvenliği en üst derecede olması gereken nükleer santralların, sürekli kalite kontrollarıyla, uluslararası standartlara uygun kurulabilmesi için, bu kitapta açıklanan önlemlerin, yetkililerce önemle incelenip göz önüne alınması çok yararlı olacaktır.
Y. Müh. Mehmet Yenal -Almanya
Ahmet Erdal Osmanlıoğlu Gelişen toplumlarda yaygın ve etkili olarak faydalanılan nükleer uygulamalar, nükleer enerjiyi toplumsal gelişme sürecinin bir parçası hâline getirmiştir. Bu düzeyde kullanılan bir kaynağın insan ve çevresi ile etkileşimi yeterince bilinmemektedir. Bu çerçevede ortaya çıkan bu kitap sadece nükleer enerji mühendislerinin veya nükleer fizikçilerin değil nükleer tıp ve nükleer uygulamalar yapan mühendislerin faydalanacağı bir kaynak niteliğindedir. Çevre bilimleri ve mühendisliği alanında ise özellikle eksikliği duyulan nükleer ve radyoaktif atıklar konusundaki kaynak arayışlarına cevap verebilecek niteliktedir.
Uygulamalarla da desteklenen bu kitap, konu hakkında doğru bilgiye ulaşmak isteyen okuyucular, nükleer alanla ilgili ders alan öğrenciler, bilimsel çalışma yürüten akademisyenler ve aynı zamanda fiilen bu alanda çalışanlar için de oldukça faydalı bilgiler içermektedir.
Bu kitabın teorik ve pratik anlamda içeriğini oluşturan bilgiler nükleer alanın toplumu ve çevreyi ilgilendiren en önemli konusu olan “Radyoaktif Atık Yönetimi”nin anlaşılmasını sağlayacaktır.
Angela L. Coe Doğadaki saha çalışmalarında, Yerkabuğu şekillerini, fiziksel ve kimyasal özelliklerini ve çalışma yöntemlerini açıklayan ve inceleyen Saha Jeolojisi Çalışma Yöntemleri kitabı, jeoloji, jeofizik ve maden gibi yerbilimlerinin farklı disiplinlerinin yanı sıra malzeme, maden, inşaat, çevre ve coğrafya gibi bilim dalları için de temel kaynak niteliğindedir. Yerküremiz, aralarında sürekli etkileşim ve iletişim olan jeosfer, hidrosfer, atmosfer ve biyosfer alt sistemlerin bütününden oluşur. Dünya'mızda meydana gelen iç ve dış olaylar bu alt sistemlerin etkileşimi ve sürekli bir döngünün sonucunda meydana gelirler. Sıklıkla çevresel ve yaşamsal sorunlara neden olan sel, çığ, deprem, heyelan, volkanik patlamalar gibi olağan doğa olaylarının sahada gözlenmesi, görsel ve kolay anlaşılır olarak şekil ve fotoğraflar ile sergilenmesi önemlidir. Saha çalışmaları; volkanik püskürmelerin tahmini, sedimanter kayaçlar içerisindeki geçmiş iklim değişikliği kayıtlarının dönemlerini anlamak, dağ oluşum süreçlerinin anlamını çözmek veya mineral kaynaklarının yerini bulmak için Yerküre süreçlerini anlamamıza önemli katkı sağlayacaktır.
Yerkabuğu'nu oluşturan temel kayaç grupları, oluşum koşulları ve dağılımları farklı fiziksel ve kimyasal özellikler sunarlar. Jeolojinin temel konularından biri olan ve yerkürenin kabuk kesimini oluşturan magmatik, metamorfik ve sedimanter kayaları inceleyen kayaç bilimi fizik, kimya ve matematik gibi temel bilimleri kullanarak kayaçların oluşum koşullarını açıklar. Kayaç grupları, kendilerine özgü deformasyon yapıları ve petrografik dokuları ile diğer gruplardan kolayca ayırt edilebilir. Bu kayaçlar; Yerküre'de dağ oluşumu, deformasyon, başkalaşım ve yapısal jeoloji konularını anlamakta anahtar rol oynarlar. Bütün bu olayların sahada gözlenmesi ve değişik aletler ile birbirleri olan ilişkilerinin saha teknikleri ile saptanması son derece önemlidir. Kitap, Yeryüzü şekilleri ve olaylarının gelişim ve çevresel etkilerini güncel şekil ve fotoğraflarla destekleyerek özgün ve bilimsel nitelikte hazırlanmıştır. Bu kitap, Yerküre'yi jeolojinin temel kavramlarına odaklanarak incelemekte ve jeolojinin ana konularını çalışılmış örneklerle açıklamaktadır. Levha Tektoniği teorisi ile sismik olaylar ve yanardağ etkinlikleri, dağ oluşumu ve dağılımları gibi jeolojik süreçler günümüzde jeoloji haritaları, blok diyagramlar şekiller ile açıklanır. Bu kitap, bütün bu jeolojik olaylar sonucunda meydana gelen yeryüzü şekilleri verilerinin derlenmesi, ölçülmesi, haritalanması ve blok diyagramlarının nasıl yapıldığını anlatmaktadır.
Saha Jeolojisi Çalışma Yöntemleri kitabı; içinde yaşadığımız gezegenimizi daha iyi anlamak ve onunla birlikte uyum içinde yaşamayı öğrenmek için temel başvuru kitabı olarak, ilgilenenlerin yararlanmasına sunulmuştur. Yerbilimleriyle uğraşan, araştıran ve doğayı sevenlere eşsiz bir kaynak niteliğindedir.
İlyas Erdal KEREY, Tevfik ERKAL İnsan yaşamını ve ekonomik aktivitelerini yakından ilgilendiren bazı doğal kaynaklar çökeller veya çökel kayalar içinde bulunmaktadır. Bu bağlamda eser, kapsadığı bilgiler ile petrol, kömür, maden yatakları ve endüstriyel hammaddelerin araştırılmasının yanı sıra ortamsal jeoloji, jeomorfoloji, hidrojeoloji, paleoklimatoloji konularında da önemli bir kaynak niteliğindedir.
Bu kitap sedimantoloji (çökelbilim) konusundaki temel bilgileri ve çökel ortamları, birlikte ve çok anlaşılır bir biçimde vermekte olup havza analizleri için kaynak niteliğindedir. Sedimantoloji temel bilgiler, çökelmenin fiziksel ilkeleri, birincil çökel yapılar, çökel ortamları tanıma yöntemleri, karasal, geçiş, denizel ve pelajik ortamlar ile tektono-sedimanter havzalara ilişkin 10 bölümden oluşmaktadır.
Sedimantoloji; doğayı seven, yerkabuğu üzerinde etkin sedimantolojik-jeomorfolojik süreçleri ayrıntılı tanımak isteyen amatörler ile akademik ve ekonomik amaçlı çalışmalar yapan yerbilimciler, jeoloji ve coğrafya bilimlerinde lisans ve lisansüstü öğretim yapan öğrenciler için ellerinden düşüremeyecekleri bir başucu kitabı olacaktır. Bu yönüyle çok geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmak amaçlanmaktadır.
L. Davis MACKENZİE, McGraw-Hill SU temini ve arıtımı ile ATIKSU toplanması ve arıtılarak uzaklaştırılması, doğru şekilde tasarlanmış ve uygulanmış mühendislik yapıları ile mümkün olup, aynı zamanda, yapılan işin sürekliliği ve güvenilir olması da önemli bir husustur. Kitap kapsamında, suyun kullanıcılara ulaştırılması ve kullanım sonrası ortaya çıkan atıksuların ne şekilde yönetilebileceğine dair tasarım, işletme, vb. konulara yönelik bilgiler verilmekte, örnek problem çözümleriyle de bilgiler pekiştirilmektedir.
Kitap esas olarak su ve atıksu arıtımı ile ilgili tasarım konularına yönelik olmakla birlikte, ayrıca su alma yapıları, kuyular, depolama ve dağıtım sistemleri ile kanalizasyon sistemlerinin tasarımı konularına da yer verilmiştir. Su arıtımında koagülasyon, flokülasyon, yumuşatma (NF ve TO dahil), çöktürme, filtrasyon (MF ve UF dahil), dezenfeksiyon gibi temel işlemlerle suyun arıtılmasının yanı sıra arıtma esnasında ortaya çıkan atıkların yönetimi konularında teorik ve uygulama bilgileri, atıksu arıtma konularında ise ön arıtma, birincil ve ikincil arıtma, üçüncül arıtma ve atık yönetimi konuları bulunmaktadır. Membranların uygulanmasına dair bilgilere de ayrıca yer verilmiştir. Kitapta, yüzün üzerinde örnek problem, beş yüz bölüm sonu problemi ve çok sayıda şekil/tablo bulunmakta ayrıca, su ve atıksu tesislerinde güvenlik sorunlarının yanı sıra işletme ve bakım faaliyetlerine dair bilgiler ve teknik sorunların çözümü için saha tecrübelerine dayalı bilgiler de yer almaktadır.
Brian H. Hahn, Daniel T. Valentine Mühendisler ve Fen Bilimciler için Temel MATLAB, programlama konusunda hiçbir ön bilgisi olmayan okuyucuların da rahatlıkla kendi kendine MATLAB programını öğrenebileceği temel bir kitaptır.
Bu kitap, MATLAB programının mühendislik problemlerin çözümünde nasıl kullanıldığını geniş örnek yelpazesi ile gözler önüne sermektedir.
Mühendisler ve Fen Bilimciler için Temel MATLAB kitabının öne çıkan özelliklerine kısaca değinelim:
Dikkatsiz ve yeni başlamış olanların karşılaşabileceği görünmez hatalara karşı uyarılar.
İş dünyası ve günlük hayattan olduğu kadar, fen ve mühendislikten (simülasyon, nüfus modelleme, sayısal yöntemler) çok çeşitli örnekler.
Programlama tarzı olarak, temiz ve okunabilir kod oluşturma için yapılan vurgular.
Kapsamlı bölüm özetleri.
Çoğunun cevap ve çözümleri ekler kısmında verilmiş olan bölüm alıştırmaları.
Eksiksiz, öğretici dizin
Cevat İnal, Ali Erdi, Ferruh Yıldız Ülkemizde değişik amaçlar için farklı ölçeklerde haritalar üretilmektedir. Bu haritalar yeryüzüne dayalı her türlü projelendirme ve uygulamalarda değişik meslek elemanları tarafından kullanılmaktadır. Harita sektörünün haricindeki teknik elemanların, kullandıkları bu haritaların üretilmesi ile ilgili teknik esasları ve uygulama projelerini kendilerinin yapabilmeleri için, konu ile basit ölçme tekniklerini bilmeleri ve uygulayabilmeleri gerekir. Bu eser, özellikle harita sektörünün dışındaki inşaat, mimarlık, şehir ve bölge planlama, jeoloji, maden, çevre, ziraat gibi sektörlerde çalışan teknik elemanların topografya ile ilgili problemlerinde bir başvuru kaynağı olabilecek nitelikte hazırlanmıştır. Bunun yanında, harita-kadastro sektörünün topografik ölçmelerle ilgili temel konularına da eserde yer verilmiştir.
Mücahit KARAOĞLU - Uğur ŞİMŞEK Laboratuvar çalışmalarında doğru sonuçlar almak ve başarıya ulaşmak için mutlaka olması gereken unsurlar vardır. Ayarları yapılmış doğru çalışan alet ve donanımlar, çalışma kurallarına uyum, doğru ve birbiri ile geçimli kimyasallar, yorgun olmayan bedenler ve analizleri doğru ve kısa sürede yapmak için hazırlamış bir laboratuvar kitabı söz konusu unsurların en önde gelenleridir.
Üniversitelerimizde ve yayın dünyasında, toprak ana bilim dalında yer alan bitki besleme disiplini ile ilgili laboratuvar uygulama kitapları yeteri kadar mevcuttur. Ancak toprak bilimi disiplini ile ilgili laboratuvar kitapları yeterli ve yaygın değildir. Bu konuda yaşadığımız güçlükleri aşabilmek ve diğer kullanıcılara faydalı olabilmek amacıyla bu kitap hazırlanmıştır.
Her gün hızlı bir şekilde gelişmekte olan ilmi çalışmalar karşısında hazırlamış olduğumuz bu mütevazi kitabın bazı eksikleri olabilecektir. Her türlü olumlu ve yapıcı eleştirilere açık olduğumuzu bildirir kullananlara yardımcı olmasını dileriz.
Cengiz Demir, Aydın Çevirgen Bu çalışmada, turizm ve rekreasyon faaliyetlerinin çevreye olumlu etkiler bırakabilmesi için yapılması gerekenler, sürdürülebilir gelişme yaklaşımıyla ele alınmıştır. Yani, bize atalarımızdan kalan çevre mirasının korunup geliştirilerek gelecek nesillere aktarılması, kitaptaki bölümlerin özünü oluşturmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde boş zaman, rekreasyon ve turizm arasındaki ilişki, doğal alanların sınıflandırılması ve milli parkların bu sınıflandırma içindeki yeri ve önemi ele alınmıştır. İkinci bölümde, turizm endüstrisinde gelişme eğilimleri ve çevre yönetimi konularına yer verilmiştir. Üçüncü bölümde, sürdürülebilir gelişme ve turizm arasındaki ilişki incelenmiştir. Son bölümde ise turizm ve çevre etkileşimi konuları ele alınmıştır. Bu kitap, turizm ve çevre eğitimi alan öğrencilere, akademisyenlere ve çevreye duyarlı sektör çalışanlarına yararlı olacak bir çalışmadır.
Muammer Tuna Çevre sosyolojisi, sosyoloji bölümlerinde genellikle seçmeli ders olarak yaygın şekilde okutulmaktadır. Buna karşın Çevre sosyolojisinin sosyoloji disiplini içerisinde yaygın olarak kabul gördüğünü söylemek zordur. Bu alanda yer alan kişiler genellikle sonradan bu alanı seçmiş kişilerdir. Dolayısıyla çevre sosyolojisi alanında Türkçe yayınların sınırlı olduğunu söylemek abartı olmaz. Bu çalışma, işte bu noktadan hareketle, çevre sosyolojisi alanında bir kaynak kitap olması amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada bir yandan çevre sosyolojisinin teorik ve tarihsel temellerine değinilirken, diğer yandan bir çevre sosyolojisi araştırması olarak Türkiye’de çevreye ilişkin toplumsal eğilimler araştırılmış ve bu çalışma kapsamı içerisinde bulgular tartışmaya açılmıştır.
Ahmet Atasoy Yeryüzündeki bütün ekosistemlerin yaşam enerjisi mevcut su kaynaklarına bağlıdır. Ekosistemlerin tür çeşitliliği ve ekosistemlerdeki popülasyon yoğunluğunu belirleyen su kaynakları, insanların da en önemli temel ihtiyacıdır. Bir toplumun geleceği doğrudan temiz ve içilebilir su kaynaklarına bağlıdır. Bu nedenle doğal ve beşeri özellikleri araştırılarak, Türkiye’deki akarsu havzalarının ortaya konulması ve buna yönelik araştırmaların yapılması gerekmektedir. Doğal ortama uyumlu projelerin işleyişi havzaların sürdürülebilirliği açısından olumlu sonuçlar verdiği bilinen bir gerçektir. Türkiye Havzalar Atlası bu tür çalışmalara atlık oluşturacak bir nitelik taşımaktadır.
Bülent Oruç İnsan, yerküreye benzer. Biri olmadığında diğeri anlamını yitirir. Her ikisinin de canlı kalabilmesi için yapısal özelliklerinin hassas ölçülerde gelişmesi, fizyolojik ve biyolojik gibi birçok yaşam dinamiklerinin kusursuzca işlemesi gerekir. İkisi de öfkelenir, ikisi de sakinleşir. Yerküre gibi insan da kırılır, sarsılır; hatta artçıları yıllarca sürebilir. Aslında yerkürenin, kendisine bahşedilen düzeni içinde insana sayısız hizmeti vardır. İnsanın yerküreye hizmeti ise kusursuz işleyişine müdahale etmeden ve onu gereğince anlayarak imar etmesidir. Peki, insan yerküreyi nasıl anlamalıdır? Öncelikle yerküre içinde olup biten dinamiklerin işleyişini bilmeli ve onun kendisine hizmet yollarını kavrarken aynı zamanda örneğin deprem gibi kendisini rahatsız eden unsurların kaynağını öğrenmelidir. Aslında insanı sarsılmasına neden olduğu için ürküten faylar önemli ve değerlidir. Fayların; manzarasına doyulmaz coğrafyaların şekillenmesinde, bereketli toprakların gelişiminde ve yeraltı zenginliklerinin birikiminde önemli katkıları vardır. Depremler insanlığın gerçeğidir; ancak afetler böyle olmamalıdır. Bu bağlamda yapı malzemelerini depreme dayanıklı üretmeli, barınacağı konutu zeminin izin verdiği ölçüde yapmalıdır. İnsanın yerküreyi bilmesi ve anlaması için yerbilimleri insana farklı konularda bilgi kapıları açar. İşte bu kitap, bir jeofizik mühendisi akademisyen tarafından böyle bir kapının aralanması için kaleme alınmıştır. Okuyucunun yalnızca bu kapıyı açmakla kalmayıp başka bilgi kapılarını da ardına kadar açması ümidiyle...
Steven C. CHAPRA, WAVELAND Su kalitesi yönetiminde, rasyonel ve ekonomik yaklaşımları bulmakta, ulusal ve uluslararası ilgi her zaman çok yüksektir. Matematiksel modellerin derinlemesine uygulanmasıyla, altı çizilen kabullere dikkatle ve pratik örnekleme ve istatistiksel araçlarla; su kalitesi modellemesinde başarıya ulaşmayı maksimize etmekte gerekmektedir.
Chapra, bu kitapla, öğrenci kullanımlı içeriği ders formatında organize ederek bilgiyi yönetim birimlerine asimile etmeyi isteyen öğrencileri bağlamaktadır. Farklı örnekler ve yazınsal alıntılar, kitap içine okuyucuların içeriği doğru şekilde görmeleri için serpiştirilmiştir. İçerik, yüzeysel su modellemesindeki gerekli konuların, örneğin reaksiyon kinetiği karışımlı ve karışımlı olmayan sistemler ve olası çeşitlilikte kirleticiler ve indikatörleri, su kalite modellemesindeki genellikle dikkate alınan çevreleri, model kalibrasyonu doğrulanması ve hassasiyet analizini ve ana su kalitesi modelleme problemlerini kapsamaktadır.
Birçok formüller ve teknikler, orijinali ve/veya teorik bilgisini açıklayarak tanımlanmıştır. Kitap sayısal, bilgisayar tabanlı uygulamalara odaklanmış olsada etkin kullanımı analitik çözümler ile sağlanmıştır. Ayrıca, kitap hesaplamaların inceliklerini ve mekanizmalarını; teorinin uygulamalarla bağıntısını gösteren genişletilmiş çalışma örneklerini içermektedir.