Beslenme ve Yeme Bozuklukları \ 1-1
Arzu Aydın, Asya Çetin, Aynur Bütün Ayhan, Aysel Köksal Akyol, Ayşe Balcı Karaboğa, Binnaz Kıran, Damla Pektaş, Dilara Keklik, Duygu Gür, Emin Demir, Emine Saraç, Evşen Nazik, Figen Gürsoy, Haktan Demircioğlu, Hatice Güdül Öz, Hazel Sıla Menteş Tanaydın, İlker Altun, İmray Nur, Mehmet Tahir Karaboğa, Mustafa Kale, Müzeyyen Soyer, Naşide Nur Karaman, Sara Hurşidi, Sena Öz, Sudet Karagöz, Şehnaz Ceylan, Şenay Türe, Türkü Kılavuz, Uğur Hassamancıoğlu, Utku Beyazıt Beden algısı, kendi bedeninizi düşündüğünüzde ya da aynaya baktığınızda kendinizi fiziksel olarak nasıl gördüğünüz ile ilişkilidir. Beden algısı, insanın bireysel özellikleri (yaş, cinsiyet vd.), sosyokültürel çevre ve medya dâhil olmak üzere birçok faktörün etkisine maruz kalır. Erken yaşlardan itibaren gelişim sürecinde bu etkilere maruz kalma ve etkilenme derecesi, bireyin bedenine ilişkin memnuniyetini ya da memnuniyetsizliğini belirleyebilmektedir. Son yıllarda, yeni medyanın ve tüketim kültürünün de etkisiyle birlikte, beden algısının sadece aynaya yansıyan görüntümüzden ibaret olmadığı farklı araştırmalarla da ortaya konmuştur. Öyle ki farklı yaş gruplarından insanların özellikle medya aracılığıyla dayatılan ideal beden ölçülerine ulaşma çabaları ve bu çabaları temelinde bedenlerine yönelik tutum ve uygulamaları, onların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını çoğu zaman olumsuz etkilemektedir. Ancak beden algısı kavramı, insan yaşamı üzerindeki bu önemli etkilerine rağmen ülkemizde oldukça geç ele alınan konulardan biri olagelmiştir. Mevcut kitap, ülkemizde beden algısı konusunu ilk kez ele alan bir kitap olma özelliğini taşımaktadır. Bu kitapta, beden algısına ilişkin tanımlar ve kavramlar, farklı gelişim dönemlerinde beden algısı, beden algısını etkileyen faktörler, beden olumlamaya yönelik uygulamalar, çocukluk ve ergenlik döneminde beden algısı gelişiminin yetişkinliğe yansımaları konuları farklı disiplinlerden alan uzmanları tarafından ele alınmıştır.
A. Gülden Pekcan, Aliye Özenoğlu, Çağatay İnam Karahan, Erhan Akarçay, Funda Şensoy, H. Hüsrev Hatemi, Metin Saip Sürücüoğlu, Muhittin Tayfur, Polat Tuncer, Selahattin Dönmez, Türkan Kutluay Merdol Beslenme ve Diyetetiğin Sağlık Bilimleri ile ilişkisi ve sağlık üzerine etkileri iyi bilinmesine rağmen Sosyal Bilimler ve insan psikolojisi ile ilişkisi çok iyi bilinmemektedir. Bu düşünceden yola çıkarak, bu alandaki eksikliği gidermek ve Beslenme ve Diyetetik alanına yeni bir boyut kazandırmak amacıyla ortaya çıkmış
olan bu kitap, alanındaki ilk kitap olma özelliği taşımaktadır.
Beslenme ve diyetetiğin sağlık dışı disiplinler ile ilişkisini inceleyen bu ilk kitap, Toplum ve Kültür Sorunu Olarak Beslenme; Tarihsel Süreçler ve Beslenme; Diyetisyenlik ve Meslek Etiği; Beslenme ve Sağlık Politikaları; Beslenme, Sanat ve Diyetisyen; Sanatın McDonaldlaşması; Beslenmenin Sosyolojisi; Beslenme Psikiyatrisi; Örgütlerde İnsan Kaynakları Yönetimi ve Beslenme; Turizm ve Beslenme; Beslenme ve Medya olmak üzere toplam 11 bölümden oluşmuştur. Bölümlerde sunulan bilgiler okuyucuya önemli bilimsel katkılar sağlaması yanında, özellikle bazı bölümler sürükleyici bir roman tadında ve keyifle okunacak niteliktedir. Bu özelliği ile beslenmenin bir bilim ve sanat olduğunu da doğrulamaktadır.
“Beslenme ve Diyetetiğin Psikososyal Boyutu” isimli bu kitap; başta diyetisyenlere, Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğrencilerine, ayrıca Beslenme ve Diyetetiğin ilişkili olduğu Sosyal Bilimler alanı mensuplarına yol gösterici, disiplinleri kaynaştıran yeni çalışmalara ışık tutacak bir kaynak eser niteliğindedir.
Jane Ogden Neden bazılarımız fazla kiloludur?
Neden kilo vermek çok zordur?
Sağlıklı beslenme alışkanlığını nasıl benimseyebiliriz?
Diyet Psikolojisi kilo alımı ve diyet yaparken karşılaşılan zorlukların nedenlerini, detaylı ve düzenli bir şekilde inceler. Kitap, yanlış beslenmemizi tetikleyen kavramsal, duygusal ve sosyal nedenleri incelerken aynı zamanda iyi beslenmenin ne anlama geldiğini değerlendirir. Ruh hâlimizi çözümlerken, sağlıksız alışkanlıklarımızı nasıl değiştirebileceğimizi ve nasıl kilo verebileceğimizi bize gösterir.
Andrea Wachter Eğer aşırı yemek yeme sorunuyla boğuşuyorsanız yalnız değilsiniz. Birçok genç kendini üzgün, öfkeli veya stresli hissettiği için yemek yer. Aşırı yemek yemek o anda rahatlatıcı gelse bile gelecekte birçok soruna da yol açabilir. Açlıkla ilgili olmayan nedenlerden dolayı yemek yiyorsanız bu durumu değiştirebilirsiniz. Eğlenceli ve pratik olan bu çalışma kitabı, fazla yemenizin esas nedenlerini anlamanıza yardımcı olacak ve daha sonra bu konuda bir moral bozukluğu yaşamadan “dolduğunuzu” hissetmenizi sağlayacak güçlü ipuçları sunmaktadır.

Gençler İçin Aşırı Yemenin Üstesinden Gelmek duygularınızı yönetebilmeniz ve aşırı yemek yemeden bir rahatlama hissi elde edebilmeniz için ihtiyacınız olan araçları sağlar. Hissettiklerinizle başa çıkmanın, kendinize daha iyi bir arkadaş olmanın, bedeninizi ve zihninizi yeniden şarj etmenin, beden imajı hüznünü yenmenin, sağlıklı bir beslenme planı geliştirmenin ve isteklerinizi yönetmenin somut yollarını öğreneceksiniz. En önemlisi, sizin için en iyi olan hayatı yaşayabilmeniz için bu öğrendiklerinizi uygulamaya hazır olacaksınız.

“Yiyeceklerle, bedeninizle ve duygularınızla farkındalıklı ve keyifli bir ilişki kurmayı yeniden keşfedebilirsiniz. Kendinize bu öz şefkat armağanını verin ve bedeninizin içsel bilgeliğini yeniden dinlemeyi öğrenin. Bu kitap size bunun nasıl olduğunu gösterecek.”
—DZUNG VO, MD, The Mindful Teen kitabının yazarı.

“Gençlerin kolayca anlayıp bağlantılar kurabileceği kavramların yanı sıra açık bir dil kullanan Gençler İçin Aşırı Yemenin Üstesinden Gelmek, gençlerin yiyeceklerle olan ilişkilerini iyileştirmelerine yardımcı olmak için harika, okuması kolay ve pratik bir kılavuzdur. Keşke bu kitap bana, aşırı yemek ve yo-yo diyetiyle mücadele eden bir genç olduğum zamanlarda verilmiş olsaydı!”
—MICHELLE MAY, MD, Eat What You Love, Love What You Eat for Students
kitabının yazarı.
Tammy Nelson Beden algısı ve şeklini takıntı hâline getirmiş bir kültürde yaşamak, görünüşünden memnun olmanı zorlaştırabilir. Ancak, gerçekçi olmayan beden algısı ideallerinin ortaya çıkardığı yeme bozuklukları, çok daha önemli sorunlara neden olmaktadır—düşük öz güven, sağlıksız yeme ve spor alışkanlıkları, kendini bir skala üzerindeki sayı yerine bir birey olarak görememe gibi.

Bu çalışma kitabı, yiyeceklerle kurduğun ilişkinin ardalanındaki ilişkileri anlamayı ve yediklerinin seni kontrol etmesi yerine senin yediklerini kontrol etme gereksinimini daha iyi anlamana yardım etmeyi amaçlamaktadır. İçim İçimi Yiyor Çalışma Kitabı’nın içinde yer alan çalışma sayfalarını tamamladığında, yeme bozukluğuna yol açan inançlarını ve deneyimlerini daha iyi öğreneceksin. Her çalışma sayfası, yiyeceklerle kurulan işlevsiz ilişkinin temelinde yatan kültürel mitleri, mükemmeliyetçiliği, stresi ve düşük öz güveni ele almayı hedefleyen sorular ve alıştırmalar içermektedir. Bu konular ele alındığında bedeninle barışmak, öz güvenini açığa çıkartmak ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için gereksinim duyduğun gücü kendinde bulabileceksin.
Artyom Tolokonin Tıp bilimleri doktoru, psikoterapist, hastalıklardan iyileşme ve aile ilişkileri üzerine çalışmalarıyla tanınan Artyom Tolokonin, Forbes dergisine göre dünyanın en başarılı psikoterapistlerinden biridir.
Tolokonin, Pratik Psikosomatik kitabında, hastalığınızın tüm senaryosunu analiz eder, onun bir içsel çatışma sonucunda ortaya çıkışını, sebebini ve çözüm yollarını açıklar.
Doktor emindir: Vücut her şeyin cevabını biliyor. Sadece bilinçaltının bize ne göstermek istediğini görmemiz gerekiyor.
Psikoterapist Artyom Tolokonin şunu öneriyor: Hastalıkla mücadele etmenize gerek yok, onu araştırmaya çalışın. Rahat olun ve böylece kendi durumunuzu kendiniz yönetin. Doktor, kendi hastalarının vakalarından yola çıkarak tüm vücut sistemlerindeki hastalıkların nedenlerini analiz ederek düşüncelerinizi değiştirmenize ve onları iyileşmeye yönlendirmenize yardımcı olur.

“Hayatımın bana öğrettiği şey, hastalığın bir ceza değil büyük bir hediye olduğudur. Ancak bu, kendini tanıma ve kendini iyileştirme yolundaki uzun bir yolculuğun başlangıç noktası olarak kabullenirseniz olur. İşte psikosomatiğin harika dünyasını tam da bu yolda keşfettim. Sizi de heyecan verici bu yolculuğa davet ediyorum. Bu kitabı elinize alıp okumaya başladığınızda sorunlarınıza şu şekilde çözüm bulacaksınız: İçgörü kazanacaksınız, psikosomatiğin zengin dünyası önünüzde açılacak ve siz de hastalığınızın gizli anlamını anlamaya başlayacaksınız.”
“Yıllar sonra da hasta birinin 'Neden ben?' sorusundan vazgeçip bu hastalık 'Ne için?' diye sormasının önemli olduğunu anlıyorum.”
“Şu basit gerçeği anlamalısınız: Bir sorun varsa o zaman onu çözmek için kaynak da vardır. Hastalıkla boğuşmaya gerek yok. İnsanlar genellikle kendileriyle mücadele ederler.”
“İyileşmeye giden yol yalnızca sevgi, uyum ve mutluluktan geçer. Bu hedefi içinizde hissedersiniz, geri kalan her şey teferruat olur ve her şey yerli yerine oturur. Her şey hemen çok daha kolay hâle gelir.” A. Tolokonin
Debra L. Safer - Christy F. Telch - Eunice Y. Chen Uzmanlar, klinisyenler ve araştırmacılar, yeme bozukluklarının duygusal düzensizliklerden kaynaklandığı vakalarda Diyalektik Davranış Terapisinin etkin olacağı konusunda hemfikirdi. Alanda yapılan pek çok adaptasyon çalışması olmasına rağmen Debra Safer, Christy Telch ve Eunice Chen bunu deneysel bazda yapan ilk kişilerdir. Standart diyalektik davranış terapisinin, tıkınırcasına yeme bozukluğu ve bulimia nervoza semptomlarını tedavi etme yollarının yapılandırılmış bir özetini sunan bu kitap ile alandaki ihtiyaca cevap vermişlerdir. Bu alanda çalışan klinik psikologların ve danışmanların mutlaka okuması gereken önemli bir kaynak olmakla birlikte bu alanda okuyan öğrenciler için de farklı bir bakış açısı kazandırmaktadır.
Dokuz bölümden oluşan bu kitapta konular, tedavi kapsamlı olarak ele alınmıştır. Genel çerçevede olumsuz duygularla başa çıkmanın daha uyumsal yollarını öğreten becerilerin kazanımı ile tıkınırcasına yeme ve boşaltmayı durdurma hedefine ulaşma yolu adım adım çizilmiştir. Bulimia nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğuna sahip insanların karşılaştığı sorunlar ve mevcut tedavi yöntemleri ele alınarak okuyucuya genel bir bakış açısı kazandırılır. Standart terapinin detaylı bir şekilde tanıtımından sonra bunun adaptasyonunun neden gerekli olduğu, adapte etmenin mantığı mevcut kanıtlar ile sunulur. Daha sonra, tedavi öncesi ve başlangıç oturumlarından tedaviyi sonlandırmaya kadar olan süreç aşama aşama ele alınır. Nüksetmeyi önleme kısmına değinilir. Son olarak kapsamlı vaka örnekleri ile anlatılanların sağlam temeller üzerine oturması sağlanır.
Amacına uygun şekilde düzenlen bu kitap, diyalektik davranış terapisi adapte edilirken belirli sınırlar çizmek yerine okuyucuya geliştirilebilir bir zemin hazırlar. Bu yönüyle tedaviyi uygulamaya ve geliştirmeye teşvik eder. Açıklayıcı vaka örnekleri ve kanıtlar ile tedaviyi tüm ayrıntılarıyla sunarak farklı alanlardan okuyuculara hitap eden bu titiz çalışma özellikle alandaki uzmanlara, klinik psikologlara, danışmanlara ve araştırmacılara bir rehber olacak niteliktedir.
Koray Akkuş Son yıllarda kilo sorunu yaşayan ve fazla kilolarından kurtulmak için çabalayan insan sayısı giderek artmaktadır. Kilo verme çabaları sıklıkla başarısızlıkla sonuçlanmakta veya çeşitli tedavi yöntemleri sayesinde önemli ölçüde kilo verilebilmesine rağmen yeniden kilo alımı yaygın bir sorun olmaya devam etmektedir. Bunun bir sonucu olarak son yıllarda psikoloji alanında yeme davranışları ve kilo sorunuyla ilgili çalışmalarda önemli bir artış olmuş ve ruh sağlığı uzmanları da tedavi sürecinde aktif bir şekilde rol almaya başlamıştır. Bu kitap da kilo sorununu psikoloji bilimi açısından ele almakta, kilolu olmaya neden olan ve kilo verme sürecini olumsuz etkileyen düşünce, duygu ve davranışlar hakkında bilgi vermekte ve kilo vermeye yardımcı olacak birçok farklı stratejiyi açıklamaktadır. Böylelikle kilo sorunu yaşayan insanların sağlıksız düşünce ve davranışlarını değiştirerek, duygularını daha iyi yöneterek kilo vermelerini kolaylaştırmayı ve bunun kalıcı hâle gelmesine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Sade ve anlaşılır bir dille yazılan kitabın hem kilo sorunuyla mücadele eden insanlara hem de bu alanda çalışan uzmanlara yardımcı olacağı düşünülmektedir.