Beslenme ve Spor Psikolojisi \ 1-1
Muhammed Fatih Bilici Sportif aktivitenin hormon salınımı ve çeşitli biyokimyasal değişkenler üzerindeki etkisinin araştırılması günümüzde spor fizyolojisinin önemli bir konusunu oluşturmaktadır. Son yıllarda sportif aktivitelere kadın katılımının artması, kadın sporcularla ilgili yapılan bilimsel çalışma sayısının da artmasına yol açmıştır.
Egzersiz, bazı kan parametreleri ve hormon düzeyleri üzerinde kalıcı bir etki bırakmaktadır. Bu etkilerin anlaşılması sporcuların fizyolojik gelişimlerinin belirlenmesi açısından oldukça önemlidir. Egzersize bağlı olarak organizmanın işlevinin değişmesine neden olan faktörler spor biliminin ilgi alanında yer almış ve bu konularla ilgili sporcu ve sedanterler üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmıştır.
Ergenlik döneminin fiziksel ve ruhsal gelişimi vücuttaki bazı hormon ve biyokimyasal maddelerin salınımının artması ya da azalması ile ilgilidir. Antrenman ve egzersiz, vücuttaki bazı hormon ve biyokimyasal değişkenlerin istirahat seviyelerinin artmasına ya da azalmasına etki etmektedir. Bununla birlikte adolesan dönemdeki fiziksel ve ruhsal gelişimin tetiklediği biyokimyasal ve hormonal değişimler ve sportif aktivitenin etkisiyle değişen biyokimyasal ve hormonal salınımının birlikte ele alınması, adolesan dönemdeki kadın sporcuların fizyolojilerinin anlaşılması açısından oldukça önemlidir.
Bu kitapta adolesan dönemdeki kadın sporcuların yapmış oldukları düzenli egzersiz ve fiziksel aktivitenin bazı hormon ve biyokimyasal parametrelerin istirahat düzeyleri üzerindeki etkileri incelenmiştir.
Ahmet Mor Sporun dünyanın en popüler etkinliklerinden biri olması ve antrenman programlarından dolayı antrenörlerin ve sporcuların oldukça yoğun, yorucu ve zorlu maç periyotları geçirmeleri, sporu yüksek seviyede fiziksel ve zihinsel performans gerektiren bir etkinlik ve meslek hâline getirmiştir. Üst düzey sporcular genellikle antrenmanlar arasında çok fazla dinlenme olanağı tanımayan antrenman periyotlamalarına maruz kaldıkları için bu sporcuların performanslarında değişimler ortaya çıkmaktadır. Performansta görülen bu istikrarsızlığın başlıca sebeplerinden biri de beslenme gereksiniminin sporcu tarafından yeterince karşılanamamasıdır. Beslenme, antrenörlerin ve sporcuların hedeflerine ulaşma sürecindeki önemli ögelerden biri olmasının yanında, antrenman periyotlamalarında da önemli bir rol oynamaktadır. Antrenman öncesi, esnası ve sonrası uygun besinlerin alınması sporcunun besin ihtiyacını büyük ölçüde karşılayabilmektedir. Ancak zorlu ve yoğun maç trafiğinde sporcuların artan besin gereksinimini doğal besinlerle karşılaması pek de mümkün olmayabilir. Bu sebeple, bu yoğun dönemlerde sporcuların performansını artırıp optimum seviyede tutmak için doğal suplementler de kullanılmaktadır. Fakat besin takviyeleri hiçbir zaman tek başlarına yeterli değildir ve günlük beslenmeye ilave olarak tüketilmelidir. Antrenör ve sporcular besin takviyesi kullanımından olumlu sonuçlar almak istiyorsa dengeli ve düzenli beslenmeye dikkat etmeli, antrenman ve beslenme ilişkisini iyi planlayıp disiplinli bir şekilde uygulamalıdır. Antrenör ve sporculara sunulan bu kitap; sürekli gelişen spor bilimleri ve onun en önemli araştırma konularından biri olan sporcu beslenmesi, besin takviyesi kullanımı ve bu ögelerin sportif performansa olan etkilerini ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır.
Hülya YELTEPE ERCAN Bağımlılık bir beyin hastalığıdır ve tedavisi, hasta için olduğu kadar ailesi ve yakınları için de oldukça zor ve sabır isteyen bir süreçtir. Süreç içerisindeki en ufak hata beraberinde nüks riskini getirir. Nüks, bütün çabaların boşa gitmesi ve en başa dönülmesi demektir. Bu sebeple, bağımlılık tedavisi sadece hastanın bağımlılık yapan maddeden arınmasını değil aynı zamanda onun maddesiz bir yaşama hazırlanmasını ve bu yaşam karşısındaki endişe, kaygı, korku ve çaresizliğiyle başa çıkabilme becerilerinin öğretilmesini de hedeflemelidir.
Egzersizin madde bağımlılığı tedavisine dâhil edilmesi fikrinin temelini, egzersiz bağımlılığının bu pozitif yapısı ile sıklıkla bağımlılıkla birlikte görülen ve nüks riskini artıran kaygı ve depresyonun iyileştirilmesindeki rolü oluşturur. Bağımlılıklar bazen birbirleri ile yer değiştirebilmektedir. Pozitif bir bağımlılık olarak görülen egzersiz bağımlılığının, alkol ve madde bağımlılığı tedavisine eklenmesi ile benzer mekanizmalara sahip olan bu bağımlılıkların yer değiştirebileceği düşünülmektedir.
Bu kitabın amacı, bağımlılık ve tedavisi hakkında ayrıntılı bilgiler vermek, egzersizin bağımlılığı iyileştirici bir etkisi olduğu konusunda iddialarda bulunmak ve okuyucuyu bu konuda yönlendirmek değildir. Bu kitabın amacı, zor bir süreç olan bağımlılık tedavisine ek olarak uygulanabilecek ve hastaların maddesiz yaşama geçişlerini kolaylaştırmaya, kaygı, depresyon ve düşük yaşam kalitesi gibi sorunlar sebebiyle ortaya çıkan nüks riskini azaltmaya yardım edecek bir ek terapi seçeneği olarak egzersizin yararlarından bahsetmektir.
Mustafa Buyuruk, Mustafa Karayol Boş zaman tutumu ve sağlıklı yaşam biçimi davranışının araştırılması günümüzde önemli konu başlıkları arasında yer almaktadır. Günden güne gelişen teknolojik imkânlar ve modernleşen dünya ile yaşam konforumuz ve standartlarımız bizlere daha fazla boş zaman imkânı sunmuştur. Günlük hayatta yapmak zorunda olduğumuz iş ve işleyişlerin dışında hayatımızın kalan kısımlarını devam ettirebilmek için boş zamanları daha kaliteli ve verimli kullanılması gerekmektedir. Böylelikle; mutlu, huzurlu, sosyal, fiziksel ve zihinsel iyileşme, stresten uzak durma vb. gibi kavramların önemini yaşantımızda daha net gözlemleyebiliriz. Dünya Sağlık Örgütüne göre sağlık, "Sadece bir hastalığın ya da herhangi bir sakatlığın yokluğu değil, hem fiziksel ve zihinsel hem de sosyal refahın iyi olmasıdır". Sağlıklı yaşamın en önemli koşullarından birinin de spor ve düzenli egzersizler olduğunun da unutulmaması gerekmektedir. Boş zaman tutumu ve sağlıklı yaşam biçimi davranışının günümüzde önemli bir noktaya gelmesi bu kitabın kaleme alınma amacını oluşturmaktadır. Kitapta, üniversite öğrencilerinin boş zaman tutumu ile sağlıklı yaşam biçimi davranışının bazı değişkenler açısından farklılık gösterip göstermediğine bakılmıştır.
Müge Akyıldız Munusturlar, Metin Argan Stebbins (1982) yıllar süren araştırmaları sonucunda boş zaman aktivitelerini, ciddi ve kayıtsız olmak üzere iki farklı kategoride ele almıştır. Ciddi ve kayıtsız boş zaman teorisi, sosyolojik temeller üzerine kurulan ve birçok alanda incelenen bir konu hâline gelmiştir. Ciddi ve kayıtsız boş zamana katılımı etkileyen faktörler; ciddi boş zamanı kayıtsız boş zamandan ayıran temel özellikler, boş zaman katılımının tatmin ve memnuniyet üzerine etkileri gibi birçok konuda futbol, yüzme, dans, dağcılık, satranç, sosyal medya kullanımı, tekvando, golf, alkol tüketimi, kumar oynama, seyahat etme, kitap okuma gibi birçok aktiviteyle ilişkilendirilerek ele alınmıştır.
Bu kitap, kişilik özelliklerinin ciddi ve kayıtsız boş zaman aktivitelerine katılımdaki rolünün ciddi ve kayıtsız boş zaman katılımının boş zaman tatmini ve yaşam tatmini üzerine etkileri ortaya konularak alanda kariyer yapmak isteyen öğrenciler, alan uzmanları ve araştırmacılar, boş zaman katılımcıları ve boş zaman ürünü üretip pazarlayan kurum ve kuruluşlara fayda sağlamak, rekreasyon alanına katkıda bulunmak ve boş zaman araştırmacılarının bilgi ve ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tasarlanmıştır.
Hülya Yeltepe İlerleyen teknoloji sebebiyle azalan fiziksel aktivite ve bunun sonucunda ortaya çıkan obezite, tansiyon, kolesterol ve kardiyovasküler gibi fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra stres, kaygı bozuklukları, depresyon gibi zihinsel rahatsızlıklar da son zamanlarda çok sık ve yaygın olarak görülmektedir. Dünya çapındaki başlıca on iş görmezlik sebebinden beşini depresyon, alkol kullanım bozukluğu, şizofreni ve kompulsif bozukluklar gibi psikiyatrik bozuklukların oluşturduğu bilinmektedir.
Zihinsel rahatsızlıkların tedavi harcamalarının ekonomik boyutunun dünya çapında oldukça yüksek olduğu bilinmektedir. Bu sebeple zihinsel sağlık bozukluklarının tedavisinde, klinik hastalara rehabilitasyon süreçlerinin bir parçası olarak önerilecek, daha basit, yaratıcı ve sağlık masraflarının düşmesine yardımcı olacak az masraflı yeni stratejilere ihtiyaç olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Egzersiz, bu az masraflı ama etkili stratejilerden birisi olarak görülmektedir.
Yapılan araştırmalar fiziksel olarak aktif bir yaşam tarzı ile fiziksel ve zihinsel sağlık arasında pozitif ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Egzersizin zihinsel sağlık ve yaşam kalitesi üzerindeki etkisi ve bu etkiyi elde etmek için nasıl, ne kadar, hangi şiddette ve ne sıklıkta egzersiz yapılması gerektiği hakkında merak ettiklerinizi bu kitapla anlaşılır bir şekilde bulacaksınız.
Hanifi Üzüm Değerli okuyucu! Sporcuların kendisine ve kulübüne karşı olumlu tutumlar içinde olması, bağlı bulunduğu takımın beklentilerinin gerçekleşmesi bakımından oldukça önemlidir. Çünkü, sporcuların agresif davranışlar sergileyerek takım içinde arkadaşları ve yöneticileri ile anlaşmazlığa düşmeleri ve sık sık takım değiştirme eğilimi içerisinde olmaları onların spor yaptığı ortamdaki stres düzeylerinin fazla olması ve bağlılık düzeylerinin zayıf olması ile açıklanabilir. Oysa bu stres kaynaklarının yöneticiler tarafından önceden bilinip gerekli tedbirlerin alınması sportif verim ve kulüplerin ekonomik çıkarları açısından oldukça önemlidir. Bu noktadan hareketle yapılan bu çalışmada; geliştirilmiş olan likert tipi ölçekler aracılığı ile sporcuların performansı üzerinde etkili olduğu düşünülen stres kaynaklarının tespit edilmesi, bağlılık düzeylerinin ölçülmesi ve elde edilen bulgulara dayanarak alınması gereken yönetsel tedbirler okuyucuların istifadesine sunulmuştur.
Mehmet Yıldırım Toplumlar gelişen teknolojiyle birlikte pasif bir yaşama doğru sürüklenerek daha az hareket etmeye başlamıştır. İnsanların fiziksel aktivite konusunda bilgi eksikliğinin bulunması, fiziksel aktivitenin fiziksel ve zihinsel sağlık için öneminin yeterince anlaşılamaması ve giderek daha hareketsiz bir yaşam tarzının benimsenmesi sonucunda insanlar sağlık açısından ciddi problemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Sonuç olarak toplumda diyabet, osteoporoz, obezite, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon gibi kronik hastalıkların görülme sıklığı artmaktadır.
Fiziksel aktivitenin günlük yaşantıda alışkanlık hâline getirilerek hayat boyu devam ettirilmesi öncelikle birey ve sonra da toplum sağlığı açısından son derece önemlidir. Sağlıklı bir yaşam için fiziksel aktivite, insanların günlük hayatının bir parçası ve yaşam tarzı olmalıdır. Ayrıca fiziksel aktiviteye katılımın bireylerde kendini anlatma ve kendine güveni arttırdığı, iş birliği, birliktelik ve centilmenlik ruhunu pekiştirdiği, zihin yorgunluğu ve gerginliği azaltmada yardımcı olduğu, başarı ve sosyal iletişim becerilerini geliştirdiği düşünülmektedir.
Kitabımda; fiziksel aktivitenin yaşam kalitesi, akademik başarı ve sosyalleşme üzerine etkilerini öğrenerek, çocuk ve gençler başta olmak üzere her yaştan insanın fiziksel, psikolojik, ruhsal ve sosyal gelişimine katkıda bulunabilecek bilgiler kazanacaksınız.
Orhan Ahmet Şener Bu çalışma, Türkiye'de ilk kez Halter Milli Takımında yer alan erkek ve kadın sporcular üzerinde yapılmıştır.
Olimpik Halter Sporu, çok büyük ağırlıkları kontrollü bir şekilde kaldırmak için aşırı kuvvet ve güç gerektirmektedir. Bunun yanı sıra dikkat ve kontrol en önemli unsurlardır.
Tüm bunların yanı sıra ağır bir antrenman programları vardır. Halterciler çok güçlü ve hızlı sporculardır. Günde iki veya üç kez antrenman yaptıkları görülmektedir. Performansa dayalı olan bu spor branşında beslenmenin de önemi ortaya çıkmaktadır. Performanslarını arttırabilmek için dengeli ve düzenli beslenme sporcular için hayati önem taşımaktadır.
Bu çalışmada çıkan bilimsel sonuçların ve değerlerin Türk halterine ışık tutacağı ümidi içerisindeyim.
Metin Karayol İnsanın, yerleşik hayata geçtikten sonra hayatta kalabilmesi için ürün elde etme gereksinimi, çalışma gereğini doğurmuştur. Zamanla üretimde verimliliği arttırmak ya da daha farklı amaçlara ulaşmak için birtakım örgütler ve bu örgütlere bağlı birimler de kurulmuştur. Şüphesiz ki bu örgütlerin amaçlarını gerçekleştirmeleri için en önemli unsurun insan faktörü olduğu açıkça görülmektedir. İşte bu örgütlerin sonuca ulaşabilmesinde insanların farklı kişilik yapılarının sonuca katkı sağlaması yadsınamaz. Temel olarak kişilik özellikleri bu ayırt edici özellikler arasında söylenebilir. Örgütün amacına ulaşmasında örgüte bağlılık ve kişilik özelliklerinin dışında iş değerleri de önemlidir. Değerler, örgütsel davranışın kullanımı içerisinde büyük önem arz etmektedir. Çünkü iş tatmininin, güdülenmenin hatta algılamanın temelini değerler oluşturur. Her bireyin herhangi bir konuya veya kişilere karşı belirgin değerleri vardır. Değerler kavramı, çevremizdeki insanlarla kurmuş olduğumuz ilişkiler ile öğrenilir. İş değerini ise insanların geçimini sağladıkları iş yerlerinde nitelikleri, gereksinimleri ve gördükleri işin özelliklerine göre oluşan değerlerin toplamı şeklinde tanımlamak mümkündür. İş görenlerin sahip olduğu tutumların yöneticiler tarafından bilinmesi, iş görenlerin örgüte olan tutumlarının anlaşılması ve bunun sonucunda ortaya çıkabilecek olumlu veya olumsuz faktörlerin kestirilebilmesi açısından önem taşır. Bu bağlamda kitapta Gençlik ve Spor Bakanlığında çalışanların kişilik özellikleri ve iş değerlerinin örgüte bağlılık düzeylerine göre incelenmesi konu edinilmiştir.
Bereket Köse Son yıllarda artan rekabet, spor aktivitelerini izleme oranındaki artış, kazanma arzusu, cezbedici ödüller, özellikle uluslararası organizasyonlarda ülkelerin kendilerini gösterme, kazandıkları başarılarla daha fazla tanınma ve prestij sağlama hedefleri gibi bir çok faktör, sporcuların performanslarını ergojenik olarak arttırabilecek yeni antrenman metotlarının da bu alandaki bilimsel çalışmaların merkezine alınmasına yol açmıştır.
Bu bağlamda yüzyıllardır çeşitli alanlarda performans arttırmak için kullanılan müzik, son yıllarda spor bilimcilerin de dikkatini çekmiş ve söz konusu bilimciler tarafından müziğin sporcularda da fiziksel ve psikolojik performansı arttırabileceğine, aynı zamanda çeşitli müzik türleri ile performans arasında bir korelasyonun olduğuna yönelik araştırma sonuçlarına ulaşılmıştır.
Örneğin müziğin koşu performansını ve süresini artırmasının yanı sıra yatıştırıcı müziği dinlemenin de beynin hipofiz bölgesini etkileyerek organizmadaki stresin düşürülmesine neden olan hormonların salgılanmasına yardımcı olması otonom sinir sistemini dolaylı bir şekilde etkileyebilmesi sonucu egzersiz sonrası daha hızlı toparlanmayı da sağlayabilmekte olduğu ifade edilmiştir.
Bu kitap da, müziğin aerobik-anaerobik performansa aynı zamanda egzersiz sonrası toparlanmaya etkisinin incelenmesi amacıyla hazırlanmıştır.
Güner Çiçek Aşırı kilo ve obezite, sağlık açısından risk oluşturan anormal veya aşırı yağ birikimi olarak tanımlanır. Obezite; çevresel, genetik, fizyolojik, metabolik, davranışsal ve psikolojik bileşenleri içeren karmaşık çok faktörlü kronik bir hastalıktır. Obezite, başta koroner kalp hastalığı, kanser, diyabet, kas-iskelet bozuklukları ve depresyon dâhil olmak üzere birçok sağlık problemlerine yakalanma riskini arttırdığı ayrıca çeşitli ölümcül hastalıklara yol açtığı bilinmektedir. Bu kitap; obezite epidemiyolojisi, patofizyolojisi ve obezitenin hastalıklarla olan ilişkisini, ayrıca çocukluk ve yetişkinlik döneminde obezitenin yönetimi ve önlenmesi konusunda kapsamlı bir bakış açısı sunmaktadır. Obez kişilere egzersizin önemi, faydaları ve hangi tür egzersizlerin nasıl yapıldığı ile ilgili egzersiz reçeteleri bu kitapta açıklanmaktadır.
Murat Erdoğan, Onur Oral, Ferman Konukman İnsan vücudunun, doğuştan gelen özeliklerinden dolayı sürekli hareket etmek ihtiyacı bulunmaktadır. İnsanlar, çetin doğa koşulları ile mücadele edecek, kendini savunabilecek, en güç durumlarda bile ihtiyaçlarını sağlayabilecek bir yapıya sahiptir. Avcı toplayıcı toplumdan endüstri toplumuna geçiş ile teknolojik gelişmeler sonucunda insan, kendi ihtiyaçlarını daha az hareket ederek gidermeye başlamış bunun sonucunda daha hareketsiz toplumlar ortaya çıkmış, insanlık yıllar geçtikçe kilo almış ve aldığı bu kilolar, kendi sağlığını tehdit eder hâle gelmiştir.
Medeniyet hastalıkları diyebileceğimiz hastalıklardan en önemlisi “obezite” olarak bilinen aşırı kilolu olma durumudur. Obezitenin engellenmesinde ve tedavisinde hareket ve enerji dengesi önemli rol oynamaktadır.
İşte burada hareket ve egzersiz devreye girmektedir. Kitabımızda obezite ve egzersizde sağlıklı yaşamanın formüllerinden biri olan hareket ve egzersizin vücudunuza bakış açınızı değiştirecek önemi aktarılmaktadır. Yazarların hekim ve egzersiz uzmanlarından oluşması ve edindikleri tecrübeleri esere aktarması, alana katkı sağlamaktadır.
Bu eser ile obezitenin engellenmesi ve obez bireylerin tekrar sağlığına kavuşması için uygulanacak yöntemlerden birisi olan hareket ve egzersizin her yönü ile organizmamız üzerindeki etkilerinin bütünsel bir yaklaşımla anlatılması amaçlamıştır. Kitap içerisinde egzersiz reçetelendirmesi yapılırken dikkat edilmesi gerekenler bilimsel bir metotla aktarılmaya çalışılmış ve kilo kontrolü konusuyla ilgilenen; hekimler, spor eğitmenleri, egzersiz uzmanları ile kişisel gelişim isteyen bireylerin yararlanacağı kaynak olarak sunulmuştur.
Kerim Bakan - Onur Oral Tüm dünyada sağlıklı ve uzun bir hayat hedefi için sağlıklı yaşamaya dönük yeni alışkanlıklar hızla gelişmektedir.
''Obezite, Nutrigenetik ve Spor'' kitabımız, tüm yaşam sürecini sağlıklı yaş almak olarak algılayan bir bilimsel yaklaşımla hazırlanmıştır. Sağlıklı bir yaşam sürebilmek için sağlıklı beslenme ve her yaşta spor alışkanlığının gerekliliği, bu çalışmayı hazırlamamızda bize ilham veren başlıca prensiplerden olmuştur.
Son yıllarda, küresel bir sağlık sorunu olan obeziteyle mücadele yöntemleri arasında önem kazanan ve son yıllarda birçok bilimsel araştırmaya konu olan, beslenme ve genetik ilişkisi de kitapta yer almaktadır.
Bu kitap, yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösteren, fiziksel aktiviteyi bir yaşam stili olarak benimseyen ve obezite gibi küresel bir sağlık probleminin beslenmeyle ilişkili genetik boyutlarını araştırmak isteyen bireyler için önemli bir akademik kaynak niteliği taşımaktadır.
Gamze Güney Kadının hayatında önemli bir yeri olan postmenopozal dönem; hormonal azalma sonucu ortaya çıkan ve üreme yeteneğinin kaybolduğu bir dönemdir. Bu hormonal azalmaya bağlı olarak kadınlarda bazı değişiklikler meydana gelmektedir. Örneğin; sıcak basması, gece terlemesi, kas ve eklem ağrısı, psikolojik olarak ise umutsuzluk, huzursuzluk, sinirlilik, baş ağrısı, mutluluk duygusunun azalması gibi semptomlar yaşamaktadırlar. Bu semptomlar kadın hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu dönemde grup eşliğinde yapılacak düzenli yüzme egzersizi hem psikolojik hem de zihninsel olarak kadınların formda kalması açısından büyük önem kazanmaktadır. Bu dönemdeki kadınların daha önce hiç spor yapmamış olsa bile menopoz döneminde mutlaka spora başlaması gerekmektedir. Spor; kadınların yaşam kalitelerini artırmalarına, enerji dengesi sağlayarak kilo kontrolünü sağlamalarına ve emosyonel olarak duygu durumlarıyla baş edebilmelerine yardımcı olacaktır.
Bu kitap; rekreatif bir aktivite olan yüzme egzersizlerinin, postmenopozal dönemdeki kadınların bu döneme özgü yaşadıkları sıkıntılarının azalmasında ve bu sıkıntılarla baş edebilmelerinde pozitif etkilerini vurgulamayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede kitabın literatüre katkı sağlayarak topluma faydalı olması temennisiyle...
Ersin Afacan, Meltem Işık Afacan Voleybol oynarken bu sporun pek çok değişikliğine tanıklık ettim. Kaliteli voleybolcu ve antrenör olmanın temel noktalarından birinin psikososyal açıdan da bilgili ve bilinçli olmak gerektiğine bu tanıklığım sonucunda emin oldum. Voleybolun psikososyal boyutu ve mental antrenman hakkında ilginç konuları faydalı şekilde ele alan bu kitap, yeni çalışmalara esin kaynağı olacaktır.
Arzu GÖLLÜ, Eski Milli Voleybolcu
Voleybol sporu ile ilgili olarak teknik, taktik ve kondisyon konularını içeren pek çok kitap bulunmaktadır. Fakat bu spora özgü olacak şekilde genelde psikososyal boyutları, özelde mental becerileri ele alan bir kitabın olmaması voleybol kültürümüz için bir eksiklikti. Böyle bir eksikliğin kapatılması adına yazılan bu kitabın biz voleybolcular için faydalı olacağından eminim.
Selin TOY, Profesyonel Voleybolcu
En başarılı takım sporu olan voleybolun psikososyal boyutunu kitlelere anlatmak ve açıklamak adına önemli bir çaba olan bu kitap için yazarlara bir voleybol insanı olarak teşekkür ediyorum. Voleybol ile ilgili mental konuları da içeren elinizdeki kitap, voleybol kültürümüzdeki büyük bir açığı kapatmak adına değerli bir çalışma olduğu için keyifle okuyacağınızı düşünüyorum.
Mehmet BEDESTENLİOĞLU, PTT Kadın Voleybol Takımı Başantrenörü
Tek başına bir hiç olunduğu gerçeğini, hatayı kabullenmenin gereğini, sonraki sayıya odaklanmanın faydasını, takım içindeki iletişimi açık tutmanın önemini, iyi çalışmanın koşullarını ve sporda psikososyal alanları içeren pek çok konuları voleybol özelinde yazmak cesaretini gösteren sevgili Ersin ve Meltem'i kutlarım. Pratiğin içinde olan bizlere ışık tutacağı muhakkak...
Gökhan EDMAN, Kadın Ulusal Voleybol Takımları Eski Antrenörü
Değişen ve gelişen voleybol kültürümüzde performansın psikososyal yani mental boyutu her geçen gün daha önemli duruma gelmektedir. Bu bağlamda mental antrenmanlar sayesinde sporcular başta olmak üzere biz spor insanlarına mental destek verilmesinden yanayım. Elinizdeki kitap, voleybolun bu kısmı ile ilgili aydınlatıcı bilgiler içermektedir.
Süleyman BOZKAN, Gelişim Koleji Kadın Voleybol Takımı Başantrenörü
Sevgili Ersin'in voleybol ile ilgili yazdığı yazıların sporun psikososyal boyutuyla değerlendirilmesi olan bu kitap, hem okunması kolay hem de pek çok kulübün ihmal ettiği zihinsel antrenmanlar üzerine detaylı bilgiler içermektedir. Voleybolun çeşitli boyutlarının felsefe ile de ilişkilendirildiği bu kitap antrenör, sporcu, yönetici, ebeveyn ve menajerler için faydalı olacaktır.
Gökhan SEZAL, Vakıfbank Spor Kulübü Ankara Altyapı Sorumlusu
Ali Aslan, Ayhan Dever, Ercüment Erdoğan, Erol Bulut, Ezel Nur Korur, Hasan Sözen, Murat Yüksel, Mücahit Fişne, Özgür Dinçer, Pınar Naile Gürgör Sporda doping maddelerinin kullanımına yönelik akademik çalışmalar son otuz yıldan beri daha da ağırlık kazanmaya başlamıştır. Doping maddelerinin uzun bir dönemden beri kullanılıyor olması ve sürekli olarak çeşitli vakaların ortaya çıkmasına karşın akademik çalışmaların oldukça geç bir dönemde başladığını ifade etmek mümkündür.
Alanındaki eksikliği doldurmayı amaçlayan bu kitap; sağlık ve sosyal olmak üzere iki temel başlık altında sporda doping olgusunu açıklamayı hedeflemektedir. Sağlık başlığı altında; fizyolojik, sağlık, antrenman ve gen boyutlarıyla sosyal başlığı altında ise fair play, toplumsal ve yönetimsel boyutlarıyla sporda doping olgusu açıklanmaya çalışılmıştır. Böylece doping kullanımının etkilerinin yoğun bir şekilde hissedildiği iki alan detaylı bir şekilde incelenmiş ve doping kullanımının etkileri ortaya konmuştur.
Ziyanur Güneş Kitabın hazırlanması sırasındaki temel düşüncem, okuyucuya yararlanabileceği bilgiyi en sade ve anlaşılabilir bir şekilde nasıl sunabileceğim oldu.
Günümüzde televizyon ve sosyal medyada sağlıkla ilgili konularda izleyiciler konu ile ilgili ilgisiz kişilerce bilgi bombardımanına tutulmaktadır. Her bireyin genetik yapıları, yaşam tarzları farklılıklar göstereceği için sağlık sorunları da kendilerine özgüdür. Bu nedenle birey rahatsızlığı ile ilgili doktor muayenesine gitmeden, gerekli laboratuvar tahlillerini yaptırmadan, sadece duyumlara dayanarak kesinlikle rastgele bir tedavi olmamalıdır.
Kitabın içeriğinde yer alan genel konular:
• Beslenme
• Besin ögeleri
• Yeniden düzenlenen besin değişim listeleri
• Enerji ve enerji oluşumu
• Hamile anne ve 0 - 6 yaş çocuk beslenmesi
• Obezite
• Diyabet
• Hastalıklarda beslenme
• Sporda beslenme
Sağlıklı yaşam, bilimselliği doğrulanmış bilgilerin yaşantımıza doğru bir şekilde uygulanması ile mümkün olabilir. Umarım kitap az da olsa amacına ulaşır ve telif hakları ile çok değerli rahmetli hocamın ismini taşıyan Prof. Dr. Ayşe Baysal Eğitim ve Araştırma Vakfı "BESVAK" öğrencilerine katkıda bulunur.
Ahmet Tarık Ergüven Beslenme, diyet ve spor konularında insanların giderek bilinçlendiği günümüzde, bir o kadar da bilgi karmaşası yaşanmaktadır. Yaşamsal önem taşıyan bu konuların alanında uzman kişiler tarafından ele alınması, bireyin sağlığını etkilediği gibi toplum sağlığının korunmasına ve artırılmasına da katkı sağlamaktadır. Dr. Ahmet Tarık Ergüven’in detaylı açıklamaları ve yönlendirmeleri sayesinde doğru zamanda ve doğru miktarda su içmeyi öğrenerek kronik öksürüğünün üstesinden gelmiş biri olarak SPOR DİYETİ’nin profesyonel ya da amatör tüm sporcuları beslenme konusunda doğru yönlendireceğine, bunun yanı sıra bireyin ve toplumun sağlığına katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.
Dr. Aysel KAYA

Dr. Ahmet Tarık ERGÜVEN’in on yedi yıllık sektör tecrübesine ve Alman Spor Üniversitesi’nde Profesyonel Sporcu Beslenmesi alanında aldığı eğitimlere dayanan, bilimle uygulamanın bir çatı altında toplandığı SPOR DİYETİ farklı spor dalları ve farklı dönemler için farklı beslenme stratejileri sunmaktadır.
Yunanca kökenli bir kelime olan diyet “diaita=yaşam tarzı” kelimesinden gelmekte, diyetetik ise “doğru” beslenme ve yaşam tarzının bilimsel değerlendirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu kitapta bahsedilen diyet kelimesi ise gerçek anlamında kullanılmıştır.
Profesyonel anlamda spor yapan bireyler ve beslenme konusunda üniversitede ya da diğer kurumlarda eğitim gören öğrenciler için uygulamalı bir kılavuz niteliği taşıyan SPOR DİYETİ’nin kendi etkinlik/çalışma alanınızda size ilham vermesini umuyoruz...
Costas I. KARAGEORGHIS - Peter C. TERRY - Human Kinetics Geniş kitleleri etkileyen spor, günümüzde bacasız bir fabrika olarak büyük bir ekonomiye sahiptir. Bu ekonomik ve popülizm etkisi; sporcuları, sporcu velilerini, antrenörleri, yöneticileri ve taraftarları olumlu veya olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Spor ortamındaki bu durum sporcuları, antrenörleri, sporcu velilerini, taraftarları ve yöneticileri kaygılı, stresli, yorgun, motivasyonsuz, saldırgan ve agresif yaparken bazen de tam tersi bir durumun oluşması ile sonuçlanmaktadır.
Sporcular, yoğun bir program ile gelecekteki hedeflerine ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu program, beslenmeden tutun da antrenman türüne kadar birçok disiplini kapsamaktadır. Sporcu performansını olumsuz etkileyen unsurlar, bu programlar ile etkisizleştirilmeye veya yok edilmeye çalışılmaktadır. Bu süreçte sporcunun psikolojik durumu, önemli ve temel bir unsur olarak ön plana çıkmaktadır. Hemen hemen aynı antrenmanı yapan ve aynı beslenme programını uygulayan sporculardan birkaçının üst basamaklara çıkmasında psikolojik süreçler etkin bir rol üstlenmektedir. İşte bu kitap, başarılı sporcuları diğer sporculardan farklı kılan psikolojik etkenlere odaklanmaktadır. Sıradan sporcuların, olimpiyat şampiyonluğunu elde ederken veya dünya rekorunu kırarken nasıl bir psikolojiye sahip olduklarını örneklerle göstermekte ve sporcu performansını etkileyen psikolojik unsurları tanımlayarak bunların yönetim stratejilerini sunmaktadır. Kısaca Spor Psikolojisi kitabı; kaygı, motivasyon, ruh hâli, konsantrasyon ve zihinde canlandırma gibi performansı etkileyen temel unsurların yönetimi hakkında bizlere basit ve yaşanmış gerçek olaylardan örnekler vermektedir. Ayrıca hipnozun ve müziğin performansa etkisini yaşanmış güncel olaylar ile anlatmaktadır. Bu bilgileri ile kitap sporcular, sporcu velileri, antrenörler, yöneticiler ve Spor Bilimleri Fakülteleri ile Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarında eğitim gören öğrenciler için önemli bir kaynak olacaktır.
Turhan Toros, Emre Bülent Öğraş Spor psikolojisi genellikle iki hedeften biri göz önünde bulundurularak incelenir:
1) İnsan performansı üzerindeki psikolojik etkiyi anlamak,
2) Spora katılımının bireyin psikolojik gelişimini ve sağlığını nasıl etkilediğini anlamak.
“Spor Psikolojisine Giriş” isimli bu kitap; bu iki hedef özelinde spor psikolojisi, spor ortamlarında insan davranışının bilimsel çalışması ve uygulaması konularını kapsamakta ve motivasyon, kişilik, stres, liderlik, saldırganlık gibi birçok değişkenin spor ve performans üzerindeki etkilerini inceleyen kuram ve modellere yer vermektedir.
Ayrıca spor psikolojisi ile uygulayıcı olarak çalışan kişilerin kullanacağı unvan ilk kez bu kitapta “Spor Psikolojisi Danışmanı” olarak kullanılmıştır.
“Spor Psikolojisine Giriş” kitabı, spor psikolojisinin temel yönlerindeki yaygın yöntemlere ve önemli bulgulara kısa bir genel bakış açısı sağlamıştır. Bu alanda çalışan spor psikolojisi danışmanları için kariyer yolları, uygulama kapsamları ve eğitim yollarının yanı sıra spor psikolojisi alanındaki yeni gelişmeler de incelenmiştir.
Ziyanur Güneş Sporcu beslenmesi, sporcu ve antrenörlerin hâlâ yeterince önem vermediği bir konudur. Çünkü onların dikkatleri daha çok antrenman ve performanslarını kısa yoldan artıracak ögeler konusunda yoğunlaşmıştır. Hâlbuki beslenme genetik yapı ve uygun antrenmanın yanı sıra sporcunun performansını belirleyen temel etmenlerin en önemlilerinden biridir. Son yıllarda sporcuların başarısında beslenmenin önemi giderek anlaşılmaya başlanmış; sporculara yönelik ürünler, medyada yer alan çoğu bilimsel olmayan bilgiler sporcu antrenörleri daha çok soru sormaya yöneltmiştir. Bu çalışma da sporcu ve antrenörlerin dikkatini bu noktaya çekecek nitelikte hazırlanmış bir çalışmadır. Besin ögeleri, enerji sistemleri, kilo sorunları, müsabaka dönemi beslenme, ergojenik yardımcılar, doping ve menü planlama yöntemleri kitapta yer alan konulardır.
Robert S. Weinberg - Daniel Gould Spor ve Egzersiz Psikolojisinin Temelleri kitabı; alanda anahtar kavramlara bir giriş sağlamaktadır. Otorite nitelikli olan bu kitap, dünya spor ve egzersizinde heyecan verici araştırma ve uygulamaların birleştirilmesini içermektedir.
Uluslararası saygın yazarlardan, öğretmen ve öğrencilerden önceki basımlara gelen geri bildirimlerin oluşturduğu iş birliği ile 6. basım yeniden ele alınmıştır. Kitap, öğrencilerin sporda sağladıkları değişimleri, farkındalıkları, kültürel ayrılıkları, etik ve profesyonel konuları vurgulayan son araştırmalara da ışık tutacaktır. 6. basımın içeriğinde bunlar dışında yeni düzenlemeler de yapılmıştır:
• Spor psikolojisinde aktiflik düzeyini artırmak amacıyla CD içinde verilen çalışma kılavuzuna (Web çalışma kılavuzu) yeni ve ilgi uyandıran 41 video klip eklenerek interaktif bir bakış sağlanmıştır.
• Kutucuklar içinde farklı renkle yazılmış uygulama örnekleriyle, vaka çalışmaları ve anekdotlarla öğrencilere değişik kuramlar, içerikler ve araştırmalar anlatılmaya çalışılmıştır.
• Portfolyo aktiviteleri, bir sömestr boyunca iş birliği içinde birleştirilen ders üniteleri, alanı daha iyi anlayabilmek için düzenlenmiştir.
• Düzenlenmiş kaynaklar daha güncel kaynakları içermektedir.
Eğitimcilere yardımcı olmak, eğitime bağlanmayı artırmak ve zaman harcamayı azaltmak için eğitim kılavuzu, test paketleri, bir fotoğraf bankası, kısımlara özgü küçük sınavlar ve 122 eğitim videosu oluşturulmuştur. Bunlar, Türkiye’deki okurlara çalışmalarında kolaylık sağlamak amacıyla bir CD içinde verilmiştir.
Atahan Altıntaş, Aydan Gözmen Elmas, Bahri Gürpınar, Duygu Karadağ, Elif Nilay Ada, Emine Çağlar, Esen Kızıldağ Kale, Ezgi Aypar, F. Hülya Aşçı, F. Zişan Kazak, Fatma Çepikkurt, Gözde Ersöz, İhsan Sarı, Neslişah Yaren Kırcı, Nurgül Keskin Akın, Osman Urfa, Safter Elmas, Selen Kelecek, Sena Özay, Turhan Toros, Umut Sezer Spor ve egzersiz psikolojisi, son yıllarda ülkemizde de giderek popüler olan, spor ve egzersiz ortamında insan davranışlarını psikolojik ilke kuramlar çerçevesinde ele alan bir disiplindir. Her alanda olduğu gibi spor ve egzersiz psikolojisi alanında da bilgi birikiminin sağlanması amacı ile farklı psikolojik yapıların ölçülmesine ve değerlendirilmesine yönelik ölçüm araçları geliştirilmiştir. Bu kitapta, spor ve egzersiz psikoloji alanında ele alınan; güdülenme, fiziksel benlik algısı, mükemmeliyetçilik, grup dinamiği, psikolojik beceriler gibi farklı psikolojik yapıların değerlendirilmesine yönelik geliştirilmiş ölçüm araçlarına değinilmiştir. Kitapta, psikolojik testlerin geliştirilmesine yönelik genel bilgilerle birlikte ölçüm araçlarının dayandığı kuramsal temeller, ölçme araçlarının geliştirilme süreçleri ve farklı kültürlere uyarlama araştırmalarına içeren alanyazın sentezine dayalı bilgilere de yer verilmiştir. Bu kapsamda kitap, altı ana bölümden oluşturulmuştur. Birinci ana bölümde spor ve egzersiz psikolojisinde ölçme ve değerlendirme ile ilgili temel bilgiler sunulmuştur. İkinci ana bölümde; fiziksel benlik algısı, öz yeterlilik, mükemmeliyetçilik, ahlaki gelişim ve zihinsel dayanıklılık gibi bireye özgü yapılar ele alınmıştır. Kitabın üçüncü bölümünde ise duygular (kaygı, optimal performans duygu durumu, tükenmişlik) üzerine yoğunlaşılmıştır. Güdülenme (içsel ve dışsal güdülenme, hedef yönelimi, egzersizde güdülenme), kitapta ayrı ana bölüm olarak yer almaktadır. Kitabın beşinci bölümü daha çok grup ve kişilerarası süreçleri (antrenör-sporcu ilişkisi, grup dinamiği, spora ebeveyn katılımı) ele alan yapıların değerlendirilmesine yönelik planlanmıştır. Son bölümde ise uygulamalı spor psikolojisi (psikolojik beceriler, imgeleme, içsel konuşma, sakatlıklarla baş etme) açısından önemli olan psikolojik yapıların nasıl ölçüldüğü ve değerlendirildiğinden bahsedilmiştir.
Onur Oral, Ferrin İlbay Yalnız, Engin Deniz Spor ve sağlık ilişkisi, toplumsal yaşamımızda önemli bir yer tutmakta ve sağlıklı bir toplumun oluşturulması sürecinde, egzersiz, antrenman ve sporun olumlu etkileri her geçen gün daha da belirgin olarak göze çarpmaktadır. Sağlıklı bir yaşam için sporun gerekliliği konusunda başta spor hekimliği olmak üzere, spor ve antrenman bilimi, egzersiz fizyolojisi, fizik tedavi ve rehabilitasyon, ortopedi ve travmatoloji, halk sağlığı, psikiyatri, beslenme ve diyetetik bilim dallarında çok sayıda akademik araştırma, yayın ve proje bilim dünyasına kazandırılmıştır.
Bu kitap; sadece sporcu sağlığını ve performansını korumak ve geliştirmek için değil aynı zamanda halk sağlığını korumak ve geliştirmek adına egzersizin faydalarını anlatmak ve spor bilimi dünyasında önem taşıyan bazı konu başlıklarına genel bir açıklama getirmek amacıyla hazırlanmıştır.
En genel anlamıyla, bu çalışmanın sporla uğraşan ve spora başlamak isteyen bireylere rehberlik etmesi amaçlanmakla birlikte, spor bilim dünyasına emek veren akademisyen ve öğrenciler için de bir başvuru kaynağı olabilecek yapıda düzenlenmesine de özen gösterilmiştir.
Ömür Fatih Karakullukçu, Recep Gürsoy Sporun; fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal açıdan önemi gün geçtikçe daha çok anlaşılmaktadır. Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bireyler kendileri ve çocukları için daha çok spor tesislerinin yapılması ve programların çoğaltılarak; yaygınlaştırılması yönünde artan bir talepte bulunmaktadırlar. Bireylerin bu taleplerine karşılık gerek devlet kanalıyla gerekse gönüllü kuruluşlarla bu etkinlikler yürütülmektedir. Bu bağlamda yöneticilere önemli görevler düşmektedir. Yöneticilerin yeterliliklerinin, yönetsel becerilerinin sonuçlanmasında gerekli olduğu söylenebilir.
Ülkemizde de sporun yaygınlaştırılması, sağlıklı bir nesil yetiştirilmesi ve uluslararası platformlarda tanıtılmasında birinci derecede sorumlu olan Spor Genel Müdürlüğünde görev yapan yöneticilerin (merkez ve taşra teşkilatı) yeterlilik, yönetsel yetkinlik ve liderlik düzeyleri büyük önem taşımaktadır.
Bu kitapta; Spor Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında görev yapan spor yöneticilerinin öz yeterlilik ve öz liderlik inançları ile yönetsel yetkinlik düzeyleri arasındaki ilişiklerde kariyer tatmininin aracılık rolünün incelenmesi amaç edinilmiş; literatür taraması ve ölçme aracının çözümlenmesiyle çıkan sonuçlar ortaya konulmuştur.
Kitabın, alanda yapılacak diğer araştırmalara yol gösterici olmasını temenni ederiz.
Şevki Kolukısa, Cemre Didem Eyipınar Beslenme; canlılığın devamı için gerekli olduğu gibi yeterli, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz yapmak sağlıklı yaşam için çok önemlidir. Çünkü bu iki şeyi alışkanlık hâline getirdiğimizde hem fiziksel sağlığımızı hem de zihinsel ve ruhsal sağlığımızı desteklemiş ve korumuş oluruz. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları elde etmek ve bilimsel egzersiz yapmak için beslenme bilgi düzeyine sahip olmak gerekir. Düzenli egzersiz yapmak ise belirgin bir şekilde yaşam kalitemizi, sağlık değerlerimizi artırır, hastalık risklerini azaltır.
Beslenme; sedanterlerin sağlık değerlerini, sporcuların ise sportif performansını belirleyici önemli bir faktördür. Sporcu beslenmesi; sporcuların yaptıkları spor dalına göre performanslarının geliştirilmesi için hazırlanan özel bir beslenme programıdır. Spor yapan kişinin; sağlığının korunması, kas-iskelet sisteminin kuvvetlenmesi, dayanıklılığın artması, dikkat yeteneğinin iyi olması ve spordan maksimum faydayı sağlaması için sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip olması zorunludur.
Egzersiz, sağlıkla ve sportif performansla ilgili olmak üzere iki amaca yöneliktir. Sağlıkla ilgili egzersizler bütün vücut fonksiyonlarının ahenk içinde çalışmasını ve hastalık risklerinden uzaklaşmasını amaçlar. Performansla ilgili antrenmanlar ise kasların daha hızlı, güçlü, dayanıklı ve dengeli hareket etmesini dolayısıyla sporla ilgili yeteneklerin gelişmesini amaçlar. Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme; kas gücünü, dayanıklılığını, esnekliği ve koordinasyonunu artırır, şişmanlık riskini, yetişkinlik ve yaşlılıkta oluşabilecek kemik bozuklukları ve kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltır ve bazı hastalıkların iyileşmesine yardımcı olur.
Selçuk Bora Çavuşoğlu Bir sporcunun kişisel gelişim sürecini tamamlayabilmesi için öncelikle toplumda bir birey olmayı öğrenmesi gerekir. Kişiyi yaşadığı topluma entegre eden, birey olmasına yardımcı olan, ilk başta ailesi ve öğretmenleridir. Yaşla birlikte çocuk, zihinsel ve fiziksel olarak geliştikçe birçok kavramı öğrenmeye ve tüm bu kavramları hayatında uygulamaya başlar. Bunlar motivasyon, stres yönetimi, iletişim becerileri, liderlik ve kariyer yönetimi gibi temel konulardır.
Bahsedilen tüm bu kavramları olumlu bir şekilde algılayan, öğrenen ve uygulayabilen biri, istediği başarıları da elde etme yolunda emin adımlarla ilerleyebilir.
Kitapta tam olarak bu konulardan bahsedilmektedir. Ancak bunlar, bu kitabı okuyan herkese yönelik kavramlardır. Çünkü başarılı olabilmenin ön koşulu, birey olarak öncelikle toplum içerisinde birtakım değerleri kazanmakla başlar. Aksi hâlde mesleki açıdan da yetersiz kalınmaktadır. Toplumda birey olarak saygınlık kazanamayan birinin, yaptığı işte ne kadar iyi olursa olsun, arzuladığı başarıyı elde edebilmesi çok zordur. Örneğin, öfke kontrolü ve stres yönetimini uygulayamayan, iletişim becerileri konusunda yetersiz bir futbolcu, teknik adam, içerisinde bulunduğu topluma uyum sağlamakta zorlanacağı için çeşitli sorunlar yaşayacak; bu durum, zamanla işine de yansıyacaktır.
Tam da bu nedenden dolayı elinizdeki kitabın yazılış amacı doğrultusunda konular genelden özele doğru anlatılmaktadır. Kişisel gelişim, motivasyon ve kariyer yönetimi ile ilgili örnekler genelde sporcular ve tanınmış diğer kişiler üzerinden verilmektedir.
Fatih Mehmet Uğurlu Cinsiyet kavramı, biyolojik açıdan bireye bir kimlik temin ederken toplumsal açıdan ise bireylerin toplumla olan ilişkilerini temin etmektedir. Önceleri toplumsal cinsiyet ile cinsiyet arasındaki fark “Biyoloji kaderdir.” görüşüyle ifade edilmiştir. Ancak biyolojik cinsiyetten ayrılamaz gibi görünse de toplumsal cinsiyetin toplumsal kültür kapsamında oluştuğu görüşüyle birlikte toplumsal cinsiyet çoklu gerçekler kapsamında inceleme konusu olmaya başlamıştır.
Toplumsal cinsiyet farklılığı, tarih boyunca sportif faaliyetler aracılığıyla da inşa edilmiş, özellikle mücadeleye dayanan faaliyetler erkeğin kontrolünde olmuştur.
Toplumsal cinsiyet rolleri kültürden kültüre değişiklik gösterse de tüm kültürler bu rol farklılığını doğum anından itibaren inşa etmeye başlar. Ebeveynlerin kız ve erkek çocuklarına farklı şekilde davranmaları ile başlayan bu süreç, farklı sosyalleştirme etkenlerinin de devreye girmesiyle devam eder. Başka bir ifadeyle, kadın ve erkek rollerindeki bu ayrışmalar birer kültürel oluşumdur. Günümüzde dünyanın en önemli sorunlarından biri, insanlara uygulanan cinsiyet ayrımcılığının özellikle kadınlar üzerinde baskı kurmasıdır. Yıllar boyunca toplumlar, kadın ve erkek bireylerin toplumsal cinsiyet algısıyla yani kadın ve erkeğin en yaygın kişilik özelliklerine ilişkin inançlarıyla hangi davranışlarda bulunması ya da bulunmaması gerektiğine karar vermişlerdir. Unutulmaması gereken bir gerçek vardır ki sporda cinsiyet ayrımı olmamalıdır. Futbol, hentbol, basketbol erkeklerle; voleybol ve tenis gibi spor dalları da kadınlarla ilişkilendirilmemelidir.
Fatma Çepikkurt MÜKEMMELİYETÇİLİK, üst düzey performansa ulaşmak isteyen sporcular için belirleyici faktörlerden biridir. Mükemmeliyetçi sporcuların tüm spor yaşamları "Başarmalıyım, en iyi olmalıyım, hatasız yarışmalıyım, madalya kazanmalıyım, herkes tarafından alkışlanmalıyım ….” gibi “-meli, -malı” düşünceleri üzerine odaklanmaktadır. “Kusursuza ulaşma çabası ve yüksek performans standartları belirleme eğilimi” ile nitelendirilen mükemmeliyetçilik; bazı sporcuların zirveye ulaşmasına yardımcı olan bir kişilik özelliği iken bazı sporcuların da spor yaşamlarını erken sonlandırmasına neden olabilen olumsuz bir kişilik özelliği olabilmektedir.
Mükemmeliyetçi kişilik özellikleri ve gelişimi ile mükemmeliyetçiliğin ortaya çıkardığı duygu ve düşüncelerin açıklanmaya çalışıldığı bu kitapta ayrıca, sporcuların mükemmeliyetçi eğilimleri ile “başarı” ve “başarısızlık” durumlarında yaptıkları nedensel yüklemeler arasındaki ilişki üzerinde durulmuştur.
Bu kitap, mükemmele ulaşmak için çabalayan, sınırlarını zorlayan, bu uğurda zamanını harcayan, farkında olmadan tükenen, benliğini unutan ve belki de sporun dışındaki yaşamın varlığını unutan tüm bireyler için özellikle de sporcular, antrenörler, ebeveynler ve beden eğitimi öğretmenleri için farkındalık yaratması beklentisi ile yazılmıştır.
Sevim Güllü Örgütsel bağlılık; işten ayrılma eğilimi, tükenmişlik, üretkenlik karşıtı davranışlar, örgüt sağlığı ve çalışma yaşam kalitesi gibi konularla doğrudan bağlantılıdır. İletişim ise tüm örgütü besleyen can damarı olarak örgüt için hayati öneme sahiptir. Sporda, örgütsel bağlılık güçlü ve iletişim etkin olursa diğer örgütsel çıktılar da olumlu yönde etkilenecektir. Spor örgütlerinde bu iki önemli kavramın önemsenmesi ve desteklenmesi kurumda verimin, üretkenliğin ve motivasyonun artmasını sağlayacaktır. Spor örgütlenmelerinin eleştirildiği ve hak ettiği yeri hâlâ bulamadığı ülkemizde yapılanmayı doğru kurgulayabilmek spor yöneticilerinin temel hedeflerinden olmalıdır.
Kitapta, Türkiye'deki temel spor örgütlerine kısaca değinilmekte, daha sonra örgütsel bağlılık ve iletişim kavramları ayrıntılı şekilde anlatılmakta, ayrıca iki kavram arasındaki ilişkiden ve bu kavramların örgütler için neden önemli olduğundan söz edilmektedir.
Kitapta her ne kadar örgütsel bağlılık ve iletişim gibi seçilmiş iki özgün konuya odaklanılsa da olumlu ve olumsuz örgütsel çıktılar ile bağlantılara yer verilmesinden dolayı kitabın örgütsel davranış alanıyla ilgilenen tüm okuyuculara yararlı olacağına inanılmaktadır.
H. Murat ŞAHİN, Kenan ŞEBİN, Mehmet YILMAZ, Mehmet ŞAHİN Spor yapmanın amacı, disiplinli, çalışkan, sorumluluk sahibi, sorunlar karşısında
kaçmak ve geçici çözümler arkasına saklanmak yerine doğru çözümler
üretebilen yaratıcı, adil, dürüst, mutlu, zihnen sağlıklı olan ve kaliteli bir yaşam
süren bir birey olmaktır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi özellikle spora yönlendiririz,
çünkü spor yoluyla disiplinli çalışmayı, kendilerine inanmayı, dürüst ve
adil bir şekilde mücadele etmeyi, rakibe saygı duymayı, kazanmayı ve kaybetmeyi
sportmence kabullenmeyi öğrensinler ve en önemlisi de
Ayçıl Özturan Şirin, Aynur Türeyen, Ayşe Özkaraman, Ayşegül Kahraman, Burcu Deniz Güneş, Canan Demir Barutçu, Canan Kaş, Ceren Karabulutlu, Dilek Sezgin, Duygu Gizem Saygın, Duygu Kaya Bilecenoğlu, Esra Örenlili Yaylagül, Filiz Özel Çakır, Mahmut Ateş, Mahmut Çeri, Nardane Düdükçü, Neşe Erdem, Özlem Çiçek, Rahşan Çevik Akyıl, Semra Elmas, Serap Gökçe Eskin, Serdal Öğüt, Şeyda Binay Yaz, Zeynep İrem Aydın Bu kitap, alanında uzman, engin bilgi ve deneyimleri olan yazarların değerli katkıları ile hazırlanmıştır. Kitap; Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi öğrencileri için temel beslenme konusunda rehber niteliğinde bir kaynak olarak sunulmuştur. Kitapta yer alan konuların tüm sağlık çalışanları için yararlı olacağı düşünülmektedir.
Bu kitapta, beslenmenin temel kavramlarının yanı sıra pek çok sistemik hastalığın beslenme ile ilişkisi ve hastalıkların yönetiminde beslenmenin önemi konularında güncel bilgiler yer almaktadır. Kitapta ayrıca gebelik, bebeklik, çocukluk, ergenlik, yaşlılık gibi yaşam dönemlerinde beslenme ilkelerine yer verilmiş olup obezite-beslenme ilişkisi ve egzersiz yapan bireylerin beslenmesi gibi güncel konular da ele alınmıştır. Son yıllarda önemi giderek artan sinbiyotikler, prebiyotikler ve probiyotikler ile fonksiyonel besinler konuları da eklenerek kapsamlı bir kaynak kitap hâline getirilmiştir. Beslenme bilimine farklı bir bakış açısı kazandıran nutrigenetik ve nutrigenomik konularının okuyuculara önemli katkılar sunması beklenmektedir.
Multidisipliner bir ekiple, farklı bir bakış açısıyla, kapsamlı olarak hazırlanmış olan bu kitabın tüm okuyuculara yararlı olması temennisiyle...
Yunus Emre Büyükbasmacı Her zorlukla beraber bir kolaylık olacağını bilmek, bir işi tamamladığımızda yine aynı heyecan ve mutlulukla bir başka işe başlamak, bitti denildiğinde yeniden başlayabilmek... Ne kadar da erken öğrenilmesi gereken değerlerdir bizler için değil mi? Sonrasında mı? Hiçbir şeyden beklentiniz kalmıyor. Kendimizle var oluyoruz ve yaşamımızdaki her şey önemsediğimiz birçok davranış hâlini alıveriyor.
Bu kitapta; egzersiz ve spor psikolojisi hakkında genel bilgilere, sporcuların duygu yoğunluğu etkileyen durumlara, bu durumların seyrini tespit etme yollarına, tespit edilen psikolojik durumlar karşısında egzersiz ve spor psikologlarının izlemesi gereken yollara, danışan sporcuların şahsi olarak alabileceği önlemlere, psikolojik antrenman uygulamalarına ve kişiye etkileri nasıl olabileceğine dair bilgiler aktarılmaya gayret edilmiştir.
Bu kitapta hiç kuşkusuz binlerce insanın izlerini bulabileceksiniz. Keyifli okumalar...
Kutay Arslan Bu araştırma, yabancı futbolcu oynatma oranı ile UEFA Sıralamaları arasında herhangi bir ilişkinin var olup olmadığının belirlenmesi ve olası ilişkilerin Türkiye Süper Ligi ve “Beş Büyük” Avrupa Futbol Ligi arasında karşılaştırmalı olarak incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
Araştırmada, Türkiye Süper Ligi ve “Beş Büyük” Avrupa Futbol Ligi'nde yabancı futbolcu statüleri hem teori hem de uygulama alanlarında kapsamlı olarak ele alınmaktadır. Bunun yanı sıra yabancı futbolcu oynatma oranı ve UEFA Sıralamaları verileri ve bu veriler arasındaki korelasyon analizi sonuçları, ayrıca UEFA organizasyonları finalistleri ve Türk futbol kulüplerinin UEFA organizasyonlarındaki başarıları, bu kulüplere ait yabancı futbolcu oynatma oranı verileri ile birlikte yer almaktadır.
Emin Ergen Günümüzde, özellikle kent yaşamında, karşılaşılan sağlık konularından sadece birisi olan yorgunluk aslında birçok değişik soruna paralel olarak gözlenmektedir. Bulaşıcı bir durum gibi ortalığı birbirine katıp herkes esir almakta olan yorgunluk, trafikte canavarlar yaratıp evde asi gençler ve uyuklayan babalar ortaya çıkarmaktadır. Milletvekilinden işverene, öğretmenden memura ve sporcudan ev hanımına kadar herkes bu durumdan payını alır. Bu noktada, yaşam kalitesini olumsuz yönden etkileyen yorgunluğun iyi tanımlanması ve çözüm yollarının saptanması sorunun üstesinden gelinebilmesi için ön koşuldur. Bu mantıktan hareketle hazırlanan ve yorgunluk, hareket, yorgunluk hastalık ilişkisi, yorgunluk ve çevresel etkenler ile yorgunlukla nasıl başa çıkılabilir bölümlerinden oluşan bu eser, iyi bir başucu kitabıdır.
Yahya Doğar, Yasin Karaca Spor, insanı ve toplumu hemen her alanda etkileyen, şekillendiren, sevindiren, üzen, kavga ettiren, barıştıran vb. özellikleriyle psiko-sosyal faaliyet alanlarından biridir. Spor dalları içinde de seyircisi, taraftarı ve sinerjisiyle futbolun ayrı bir yeri ve etkisi vardır. Özellikle futbol takımlarının evrensel hâle gelmesi, yazılı ve görsel medya aracılığı ile sınırları aşarak her ülkeden ve kesimden seyirci ve taraftar bulması, futbolun bu etkisini daha da kuvvetlendirmiştir. Hatta futbol kulüplerinin gücü, büyüklüğü ve takip edilirliği, seyircisinin davranışları ve sayısı ile değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu hâliyle futbol, oynanan ve seyredilen bir spor dalı olmasının yanında, taraftarlarının psikolojik ve sosyal yapıları üzerinde de tutum ve davranışlarını etkileyici bir konuma gelmiştir. Hatta futbol, insanların spor yapmalarında araç olmaktan öte, insanların futbol için araç olduğu bir mekanizma hâline dönüşmüştür.