Anormal Psikoloji \ 1-1
Thomas F. Oltmanns, Michele T. Martin, John M. Neale, Gerald C. Davison Anormal Psikolojide Vaka Çalışmaları kitabının 10. basımının 3 temel amacı bulunmaktadır:

• çeşitli klinik problemlerin ayrıntılı tanımlarını yapmak,
• bu sorun­ların değerlendirileceği ve tedavi edilebileceği bazı yolları göstermek ve
• söz konusu bozuklukların yaygınlığı ve nedenleri ile ilgili mevcut kanıtları tartışmak.

Kitap, anormal psikoloji ile ilgili hem lisans hem de yüksek lisans dersleri için uygundur. Ruhsal sağlık sorunlarının en iyi nasıl kavramsallaştırılacağını ve tedavilerinin planlanacağını öğreten psikiyatri, psikoloji, psikolojik danışmanlık, sosyal hizmetler ve hemşirelik bölüm­lerindeki çeşitli uygulamalı derslerde de yararlı olabilir. Tek başına veya anormal psikoloji ile ilgili standart bir ders kitabına ek olarak kullanılabilir.
Ronald J. Comer, Jonathan S. Comer Anormal Psikolojinin Temelleri adlı bu kitap, en temelde aslında herkesi ilgilendiren bir konu olan psikolojik sağlık konusuna odaklanmaktadır. Psikolojik sağlık konusundaki açıklamalar ile başlayan kitap, oradan psikolojik rahatsızlıkları bilimsel açıdan kapsamlı bir sınıflandırmaya ve bilgi seline doğru sizi bir yolculuğa çağırıyor. Sınıflandırma derken de kitabın psikolojik rahatsızlıkları veya bozuklukları tanımlarken sadece sınıflandırma bilgileri ve belirtilere odaklandığını da düşünmeyin. Sınıflandırmanın yanı sıra kitap, her bir kategorideki spesifik psikolojik bozuklukların betimleyici tanı özelliklerini, belirtilerini, ayırıcı niteliklerini, rahatsızlıklara özgü bilimsel ve kuramsal açıklamaları ve de tabii ki farklı tedavileri ayrıntılı şekilde ele alıyor. Ayrıca kitapta her bir psikolojik soruna özgü güncel literatür tartışmaların yanında sosyal medya, teknolojik gelişmeler ve haberler gibi rahatsızlıkları daha iyi şekilde anlatmaya yardımcı olan ekstra malzemelerden de faydalanıyor. Bu sayede sadece bilgi yüklü bir kaynağın ötesinde okuyucuya rahatsızlıkların türü, etkileri ve sonuçlarını gündelik yaşam koşullarıyla olan ilişkileriyle birlikte bütünsel biçimde aktarıyor; bu yolla da insanda merak ve ilgi uyandıran önemli bir kaynağa dönüşüyor. Dolayısıyla bu kitap, psikolojik sağlık ile direkt ilişkili olan psikoloji, psikiyatri, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, sosyal çalışma, hemşirelik, sağlık yöntemi gibi birçok farklı bilim dalında eğitim veren üniversitelerdeki bölümlerde okuyan öğrencilerin yanı sıra psikolojik sorunlar ve tedavisine ilgi duyan hemen herkese hitap eden bir referans kaynak gibi de görülebilir. Dokuzuncu basımın çevirisi olan bu kitabı edindiğinizde daha uzun yıllar boyunca kullanılabilecek temel referans kaynaklarından birine sahip olacağınızdan emin olabilirsiniz.
Ann M. Kring, Sheri L. Johnson, Wiley Anormal Psikolojisi kitabı, ruhsal bozukluklar alanında çalışan tüm profesyoneller, psikiyatristler, klinik psikologlar, psikologlar, psikolojik danışmanlar, hekimler, sosyal hizmet uzmanları, psikiyatri hemşireleri ve bu alanlarda öğrenci yetiştiren akademisyenler ile eğitim alan öğrenciler için temel bir başvuru kitabıdır.
2013 yılının Mayıs ayında yayımlanan DSM-5 ölçütlerine göre ruhsal bozukluklarla ilgili sunulan bilgilerin güncellemesinin de yapıldığı bu kitap, tüm dünyada pek çok üniversitenin psikiyatri ve psikoloji bölümlerinde ders kitabı olarak okutulmaktadır.
Kitabın her bölümünde, ilk olarak ruhsal bozukluklarla ilgili vakalar sunulmakta, daha sonra bozuklukların klinik tanıları yapılmakta ve DSM-IV-TR'den farklı olan DSM-5'te yapılan değişikliklere yer verilmektedir. Ayrıca, DSM-5'teki tanı ölçütleri, bozuklukların etiyolojisi ve epidemiyolojisi, bozukluklar üzerinde kalıtımın ve çevrenin etkileri, biyolojik ve sosyal ve kültürel etkiler, en güncel araştırmalardan elde edilen verilerle harmanlanarak sunulmaktadır. Ruhsal bozuklukların tedavisinde etkili olacak terapi yaklaşımları ve ilaçla yapılan tedaviler hakkında da bilgiler veren kitap, sahip olduğu zengin içeriği ile eşsiz bir kaynaktır.
Anormal Psikolojisi kitabının; profesyoneller ve öğrenciler için önemli bir rehber olacağına, yardıma ihtiyaç duyan insanların sorunlarının çözümüne, ruhsal bozuklukların tanı ve tedavisine önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.
Bessel A. van der Kolk Ne yazık ki şimdiki psikiyatri anlayışı, yakınmalarınızı anlatmanız ve hekimin de bu yakınmaları düzeltecek bir ilaç önermesi üzerine kurulu. Ancak “Hiçbir ilaç, kötü geçmiş bir çocukluğu düzeltmiyor”. Anne babanızın veya eşinizin size nasıl davrandığı, nasıl bir ailede büyüdüğünüz, anne babanızın birbirlerine sevgi dolu ya da düşmanca davranışları, bireysel, ailesel, hatta toplumsal travmaların üzerinizdeki izleri ne yazık ki hiç konuşulmuyor.
Artık biliyoruz ki beynimiz ve bedenimiz karşılıklı etkileşimler üzerinde şekilleniyor. Bu etkileşimlerin değerlendirilmediği bir tanı ve tedavi anlayışı her zaman eksik kalacaktır. Sıklıkla, “Öyle düşünmemelisin… Düşünce şeklin yanlış!” diyen terapistlerle karşılaşıyorum. “Oltaya yakalanmış bir balığın davranışlarını gören arkadaşları, onun çıldırdığını düşünebilir”. Ama balığın yaptığı sadece hayatını kurtarmaya çalışmaktır. İnsanları yaşadıkları ya da yetiştikleri ortamlardan ayrı değerlendiremeyiz, oltayı göremezseniz bu davranışları anlamak ve anlamlandırmak da mümkün olmayacaktır.
Hekimlik, çaresizliğe tahammül etmenizi gerektirir. İnsanlar hastalanır, yaşlanır ve ölürler. Henüz çözümünü bilmiyoruz. Yapabildiğimiz çoğu zaman acıları azaltmak, acı çeken insanların yanında olmak, ölümü geciktirmeye çalışmak, çoğu zaman da çaresizce beklemek… Acı kaçınılmazdır. Yaşam hepimiz için neşe sağlık ve mutluluk kadar, az ya da çok ıstırap ve kayıpla dolu. Kimimiz bunlarla çok erken, çok savunmasızken ve üst üste karşılaşırız, kimimiz daha geç. Bunca yıl sonra psikiyatrinin en önemli görevlerinden birinin bu acı ve kayıplarla baş etmede insanlara yardımcı olmak, yeniden toparlanıp geçmişlerinin etkisinden kurtulup mümkünse daha güçlü bir şekilde yaşamlarına devam etmelerini sağlamak olduğunu düşünüyoruz.
“Beden Kayıt Tutar” var olan psikiyatri anlayışının tıkanmışlığına bir umut ışığı yakıyor, nörobilimdeki gelişmeler sayesinde ruhsal ve hatta bedensel hastalıklarımızın kökeninin daha farklı anlaşılmasını, taşların yerine oturmasını açık, kanıta dayalı ve anlaşılır bir şekilde sunuyor. Yirmi birinci yüzyılın getirdiği yeni terapi yöntemlerini tanıtarak etkili başa çıkmanın nasıl olabileceğinin yollarını gösteriyor. Bunu yaparken, gerçek öykülerle insanın zekâsına, dayanıklılığına, baş etme ve iyileşme gücüne bir kez daha hayran bırakıyor. Büyük zaferlerin büyük yıkımlardan doğması gibi, en çok acıyan yerimizi korumamız gibi travmadan iyileşmenin muhteşem sonuçlarını gösteriyor. Pek çok kez yaşadıkları travmaları, hayatlarının kaynağı yapan hatta bunun ötesine geçip başkaları aynı acıyı yaşamasın diye mücadele eden insanlar tanıdık. Bu kitapta da okuyacağınız yaşamlar gibi…
Zorlayıcı yaşam olaylarında duygudaşlık yaptığımız danışanlara, anılarıyla yaptıkları savaşlarda ateşkes sağlama çabalarımızda, zihinlerindeki olumsuz inançlarıyla, bedenlerindeki rahatsızlık veren duyumlarıyla kavgalarında uzlaştırıcılık yaparken, travmaya tanıklık yapmanın etkileriyle boğuşurken travma çalışanları için bir pusula olduğunu düşünüyoruz. Tekrar tekrar okunmayı hak eden bir başeser.
“Beden Kayıt Tutar” dan en az bizim kadar faydalanmanızı dileriz.
Seval Bekiroğlu Bu kitapta, ağır ruhsal hastalığa sahip bireylerin sosyal işlevselliği tüm yönleriyle derinlemesine incelenmiştir. Kitaptaki bilgiler, bu bireylerin sadece zorlu bir hastalık süreci ile baş etmediğini, bir yaşam mücadelesi verdiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Sosyal işlevselliğin, bu bireyler için anlamının önemli bir tanı kriteri veya iyileşme göstergesinden öte bir yaşam mücadelesi meselesi olduğunu göstermektedir. Bu yönüyle ağır ruhsal hastalığa sahip bireylerin sosyal işlevselliğine dair zengin ve sorulara yanıt veren bir kaynak niteliğinde olan bu kitap; ağır ruhsal hastalığı olan bireylere, ailelerine, toplum ruh sağlığı alanında ve hizmet birimlerinde çalışan multidipliner tüm meslek elemanlarına, politika yapanlara, sosyal hizmet çalışanlarına yönelik bilgi ve uygulamaya dönük yeni bakış açıları kazandıracaktır. Yazarın sosyal hizmet alanındaki bilgisi, deneyimi, becerileri ve bunları aktarması, teori ile uygulamanın zenginliklerini ve ilişkilerini anlamanıza yardımcı olacaktır.
Gülsen Kozacıoğlu, Hülya Ekberzade Gördürür Ruh Sağlığı, psikolojik olarak iyi olma hâlini ya da zihinsel herhangi bir bozukluğun olmadığı durumu açıklar. Başka bir ifadeyle ruh sağlığı, uyum sağlayıcı düzeyde duygusal ve davranışsal işlevlerini sürdürebilen kişinin durumudur. Ruhsal sağlık, bireyin yaşamdan tat alabilmesini, mutlu olabilmesini ve yaşamsal faaliyetleri ile psikolojik dayanıklılığı arasında denge kurabilmesini içerir. Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre ruhsal sağlık, "diğer özelliklerin yanında öznel iyi oluş, algılanan öz yeterlik, özerklik, rekabet edebilirlik, nesiller arası bağımlılık, kişinin entelektüel ve duygusal potansiyellerini gerçekleştirebilmesini" içerir. DSÖ, ayrıca, bireyin iyilik hâlinin, kabiliyetlerini gerçekleştirebilmesinin, günlük stresle baş edebilmesinin, üretken ve topluma faydalı olabilmesinin de önemli olduğunu vurgular. Özetle, kültürel farklılıklar, öznel değerlendirmeler ve birbiri ile yarışan profesyonel kuramlar ruh sağlığının nasıl tanımlandığını etkiler. İşte, bu kitap, sayılan perspektiflere duyarlı bir bakış açısıyla kaleme alınmış olup ilgili alana katkı sunma amacını gütmektedir.
Arthur E. Jongsma, Jr. L. Mark Peterson, Timothy J. Bruce Bütün Ruh Hastalıkları İçin Yetişkin Psikoterapisi Tedavi Planlayıcısı kitabının Beşinci Basımında; tedavi planları için bütün gerekli unsurlar dikkate alınmış ve tedavi planlarının hızlı ve kolay bir biçimde yapılması sağlanmıştır. Bakım veren kurumlar, ödeme yapan sosyal güvenlik kurumları ve devlet ve özel sigorta şirketlerinin talepleri karşılanmıştır. Kitaba eklenen yenilikler ve kitapla ilgili önerilere aşağıda yer verilmiştir:
Yeni basımın özellikleri görgül olarak desteklendi; kanıt temelli tedavi müdahaleleri, öfke kontrol problemleri, düşük öz saygı, fobiler ve toplumsal kaygı da dâhil edilmiştir.
43 civarında davranışsal problem sunuldu; depresyon, yakın ilişkilerdeki çatışmalar, kronik ağrı, kaygı, madde kullanma, sınırda kişilik (borderline) bozukluğu ve daha fazlası dâhil edilmiştir.
Tedavi hedefleri, amaçlar ve müdahalelerle ilgili 1000'in üzerinde ön yazı yazıldı. “–” bu sembol ile belirtilen boşluklara kendi tedavi planınız ile ilgili seçenekleri ekleyebilirsiniz.
Referans formatını kullanmak, davranış problemleri ya da DSM-5 Tanısı ile tedavi planı bileşenlerinin oluşturulmasını kolaylaştıracaktır.
Bir tedavi plan örneğine, ödeme yapan üçüncü tarafların ve akredite edilmiş bakım şirketlerinin istekleri dâhil edilmiştir.
Bütün Ruh Hastalıkları İçin Yetişkin Psikoterapisi Tedavi Planlayıcısı; klinisyenlere ve danışmanlara terapi sırasında bir pusula olacak ve terapi sürecinin derin sarmalında yollarını bulmalarında yardımcı olacaktır. Bu kitapta yer alan bütün ruh hastalıklarının semptomları yalın bir şekilde belirtilmektedir. Terapistler bu bilgiler ışığında gelen danışanın semptomlarını gördükten sonra; terapi için uzun süreli ve kısa süreli hedefleri kolayca oluşturabilecek ve yapılacak müdahaleler hakkında nasıl bir yol izleneceğini kolayca planlayacaktır.
Ganna Plotkina, İlke Kadıoğlu Sienkiewicz, Megan Carlos, Özen Bağbaşlıoğlu Sarı, Pamela S. Wrona, Taryn Weinkam, Vincent Sienkiewicz, Zeliha Babayiğit, Zeynep Polat Turner With the growing number of clinical psychology programs in Turkey, it can be seen that there is a dearth of English language case studies that includes both Turkish and foreign clients. Many colleagues and students have echoed this point, expressing a need for a relevant, accessible, and informative guide to writing and analyzing clinical case material. It was for the purposes of meeting this need that we designed and organized this book. This book is a collection of various evidence-based, commonly used theoretical perspectives. It provides students with examples of how to analyze, organize, and interpret case material through the lens of various major psychological frameworks such as psychodynamic, cognitive behavioral, humanistic, and internal family systems theory. The clinicians contributing to this book are a diverse mix of Turkish and American psychologists writing about cases that they have encountered in their practice.
Ahmet Alphan Sabancı, Ali Evren Tufan, Alişan Burak Yaşar, Altan Eşsizoğlu, Arzu Erkan, Aslı Soyer, Can Ertuna, Ceren İlikan Rasimoğlu, Elif Kuzeci, Ersin Uygun, Ezgi Kılıc, F. Gizem İskender, Fatih Artvinli, Feyza Itır Karaca, Halil İbrahim Duran, İbrahim Fuat Akgul, Meryem Ozlem Kutuk, Murat Yalcın, Oğuzhan Yeşiltuna, Yudum Soylemez Bu kitapta; psikanalitik psikoterapiler, BDT, destekleyici psikoterapi, EMDR, çocuk ve ergen psikoterapileri, çift ve aile terapileri, grup terapileri ve kriz ve afetlerde psikoterapi uygulamalarının çevrim içi (online) olarak uygulanmalarına ilişkin hem literatür bilgisine hem de uzman görüşlerinden damıtılan rehberliğe erişebileceksiniz.
Ayrıca bütün psikoterapi uygulamalarında konu olan sesin, ışığın ve kadrajın nasıl ayarlanacağı, bağlantı kalitesinin nasıl tesis edileceği veya teknolojik ekipmanların seçimi gibi teknik konularla ilgili de destek alabileceksiniz. Çevrim içi psikoterapi uygulamalarının en netameli konularından olan etik ve yasal düzenlemeler ile ilgili de konunun uzmanlarının hazırladığı bölümlerden yararlanabilirsiniz.
Vance L. Austin, Daniel T. Sciarra Bu kitap; duygusal ve davranışsal bozukluklara sahip öğrenciler hakkında bilgi sahibi olmak isteyen sınıf öğretmenleri, özel eğitim öğretmenleri ve alanda çalışan uzmanlar için hazırlanmış giriş niteliğinde bir uygulama kitabıdır.
Her bir bozukluğun nedeni, tanımlanması, güncel araştırmalar ışığında verilmeye çalışılmış ve okul ortamındaki pratik uygulamalarla da anlatım zenginleştirilmiştir. Bunlara ek olarak belirli bir bozukluğun tüm yönlerine ilişkin temel yaklaşımla birlikte bilimsel olarak geliştirilmiş müdahale yöntemleri de verilmeye çalışılmıştır.
Bu kitabın alanda yeni çalışmaya başlayan öğretmenler kadar güncel verilerle desteklenen tanı koyma ve müdahale stratejilerine önem vermesi nedeniyle alanda uzun süredir çalışmakta olan öğretmenlere ve uzmanlara da yararlı olacağını düşünmekteyiz.
Muhammed Şükrü Aydın İnsanlar arasındaki ilişkilerde dürüst olmak, başkalarına doğruyu söylemek her zaman ahlaki açıdan iyi bir davranış olarak değerlendirilmiştir. Toplumu daha istendik tarafa yönlendirmek isteyen öykülerde, atasözlerinde ve dinî metinlerde yalan söyleme davranışının kötülüğü vurgulanmıştır. Ancak insanlar, küçük yaşlardan itibaren çeşitli nedenlerle yalan söylemeye başlamakta ve yalanın yelpazesi giderek çeşitlenmektedir. Bu durum, insanların yalan söylemeyi ne zaman uygun buldukları sorusunu da beraberinde getirmektedir. İşte bu kitapta da yalan türleri ve yalan söyleme nedenleri, çocukların hangi durumlarda yalanı daha makul karşıladıkları gibi konular gelişim psikolojisi bakış açısıyla ele alınmıştır. Aynı zamanda ebeveynlerin çocuklarına aktarmak istedikleri değerler, çocukların zihinsel durum anlayışları ve değer önceliklerinin yalanın uygun bulunmasıyla arasındaki bağlantılar üzerinde durulmuştur.
Cennet Şafak Öztürk, Emine Sevinç Sevi Tok, Füsun Gökkaya, Halime Şenay Güzel, Haluk Arkar, İnci Güçer, Oya Mortan Sevi, Zeynep Haseki, Zümrüt Gedik Kitap, çocukluk çağında görülen ruhsal bozuklukları DSM-5 odaklı olarak ele alan ve bu bozuklukların genel özelliklerini, etiyolojilerini, epidemiyolojilerini ve risk faktörlerini anlatan bir kaynaktır. Kitapta, çocukluk çağı ruhsal bozukluklarında kanıta dayalı bir tedavi yaklaşımı olarak karşımıza çıkan bilişsel davranışçı terapiler (BDT), her bozukluk için ana hatlarıyla aktarılmıştır. Klinik açıdan betimlenen çocukluk çağı ruhsal bozuklukları ve BDT’leri anlatılırken, bilhassa çocuğa yönelik BDT’lerin yetişkinlere uygulanan müdahalelerden ne açılardan farklılaştığına ve çocuğun ailesinin terapi sürecine nasıl dâhil edildiğine değinilmiştir. Bunun yanı sıra, BDT’lerin çeşitli bozukluklarda etkililiği de alanyazındaki önemli çalışmalara dayanarak irdelenmiştir. Bu açıdan kitabın hem klinisyenler hem de ruh sağlığı alanında öğrenim gören öğrenciler için temel bir başvuru kaynağı oluşturacağını umuyoruz.
James Morrison DSM-5 2013 yılı Mayısı’nda yayımlandı.
DSM-5'i Kolaylaştıran Klinisyenler İçin Tanı Rehberi 2014 yılında yayımlandı.
Psikiyatristlere, psikologlara, psikolojik danışmanlara ve bu alanlardaki tüm öğrencilere yönelik hazırlanan bu kitapta; DSM-5'teki bilgileri daha kolay anlayabilmek, yorumlayabilmek, analiz edebilmek ve tanı koyabilmek; DSM-5'te ruhsal hastalıklarla ilgili sunulan bilgilerin anlaşılmasını kolaylaştırmak için, ICD-10, DSM-IV-TR, gerektiğinde daha önce yayımlanan DSM'lerdeki bilgilere atıfta bulunulmaktadır.
VAKALAR EŞLİĞİNDE tanıların nasıl yapıldığı, eştanıların nasıl konulduğu, ilgisi olmayan tanıların nasıl elendiği DSM-5 kriterlerine göre anlatılmaktadır. Bu kitap, PSİKİYATRİ VE PSİKOLOJİ alanlarında çalışan profesyoneller ve bu alanlarda eğitim alan öğrencilerin TANI KOYARKEN sıklıkla başvuracakları ve yanlarından hiç ayırmayacakları, yönlerini bulmalarını sağlayan DEĞERLİ KILAVUZ olacaktır.
Aybeniz Civan Kahve, Belgin Üstün Güllü, Derya Gürcan Yıldırım, Duygu Cantekin, Ezgi Tuna, F. Elif Ergüney Okumuş, Gaye Z. Çenesiz, Gizem Sarısoy Aksüt, Halime Şenay Güzel, Itır Tarı Cömert, İlkiz Altınoğlu Dikmeer, Kerim Selvi, Muazzez Merve Avcıoğlu, Öznur Öncül Demir, Talat Demirsöz, Yeliz Şimşek Alphan DSM-5’e göre Anormal Psikoloji, insan davranışının anormal yönlerini ve psikolojik rahatsızlıkları inceleyen, Türkiye’de ruh sağlığı alanında çalışan uzmanların ve psikoloji ve psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerin gereksinimlerine yanıt verebilecek temel bir başvuru kitabıdır. Bu kitap, Mayıs 2013 tarihinde yayımlanan DSM-5 tanı kategorileri ve ölçütlerini temel alan, anormal psikoloji alanında Türkçe yazılmış ilk özgün kitaplardan biri olma niteliğini taşımaktadır.
Kitabın ilk bölümlerinde anormal psikolojinin tanımı ve bu tanımın tarihsel gelişimi, anormal psikolojik rahatsızlıkları anlamakta kullanılan güncel yaklaşımlar ve tanı, değerlendirme ve araştırma yöntemlerine değinilmektedir. Ardından gelen bölümlerde DSM-5’te yer alan psikolojik rahatsızlıklar ele alınarak bu rahatsızlıkların genel görünümü, tanı ölçütleri ve görülme sıklığına dair bilgiler sunulmaktadır. Ayrıca psikolojik rahatsızlıkların oluşumu ile ilgili kalıtımsal ve çevresel etmenlere ve güncel modellere yer verilmektedir. Bölümler, psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan yöntemler ile sona ermektedir. Son bölümde ise anormal psikoloji ile ilgili etik ve yasal konulara değinilmiştir.
Kitap hazırlanırken her bölümde anormal davranış ve ruhsal rahatsızlıklarla ilgili güncel bilgiler ve araştırma bulgularının yanı sıra Türkiye’de yürütülen çalışmalara ve kültüre özgü önemli konulara da yer veren kapsamlı ve güncel bilgiler derlenmiştir. Kitapta sunulan bu bilgiler vaka örnekleri ve güncel tartışmalar ile desteklenmektedir.
Anormal Psikoloji kitabının, alanda çalışan uzmanlar ve öğrenciler için anlaşılır ve zengin bir kaynak oluşturacağına ve Türkiye’de ruh sağlığı alanına önemli bir katkı sunacağına inanıyoruz.
Belma Bekçi, Derya Deniz, Derya Gürcan Yıldırım, Eda Karacan, Ela Öncel Arı, Funda Kutlu, Gizem Cesur Soysal, Hande Kaynak, Meltem Anafarta Şendağ, Nesrin Hisli Şahin, Pınar Kaya Kurtman, Sezin Andiç, Uzay Dural Duygu düzenleme, psikolojinin son yıllarda oldukça ilgi çeken ve hızlı büyüyen bir alanıdır. Kuramlarüstü bir yerde konumlandırılabilecek olan duygu düzenleme, psikoloji biliminin her alanında ortak birleştirici bir güç olarak kabul edilebilir. Bu kitapta öncelikle duygu düzenlemenin temelleri incelenmiştir. Ardından duygu düzenleme; gelişimsel, klinik ve sosyal/uygulamalı psikoloji bakış açılarıyla ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Kitap, bu alanda yazılmış ilk Türkçe kitap olması ve duygu düzenlemeyi oldukça kapsamlı bir şekilde incelemesi bakımından oldukça değerlidir. Kuramsal arka plan ve güncel ampirik verilerin yanı sıra vaka örnekleri ve alan pratiklerini de içeren bölümler oldukça zengin bir içerikte okuyucuya sunulmuştur. Kitap, akademisyenler, alandaki uzmanlar, öğrenciler ve psikoloji alanına ilgi duyan herkes için psikoloji biliminin alt alanları kapsamında duygu düzenleme kavramı için bir temel ve başvuru kitabı niteliğindedir.
Asra Babayiğit, Buse Keskindağ, Fatma Gül Cirhinlioğlu, Füsun Gökkaya, Gönül Taşcıoğlu, Gülüşan Özgün Başıbüyük, Hasan H. Başıbüyük, Hülya Ercan, İbrahim Bahtiyar, Meryem Karaaziz, Utku Beyazıt, Zafer Cirhinlioğlu Bu kitapta duygu psikolojisinin temel kavramları, duyguların işlevleri, duygu durumlarının kaynakları ve duyguların sınıflandırılması üzerinde durulmuştur. Duyguları fark etme ve ifade etme, yaşa göre duyguların gelişimi konuları ele alınmış ve duyguların kökeni incelenmiştir. Duygular, sosyolojik bakış açısından ve kültür ile ilişkisi bağlamında değerlendirilmiştir. Kitapta; aşk, öfke, depresyon ve yas gibi bazı temel ve ikincil duygulara ise ayrıntılı olarak yer verilmiştir.
Cem Gençoğlu, Müge Yılmaz Düşünce/akıl/mantık ve duygular arasındaki ilişki, düşünce tarihi boyunca hep bir tartışma alanı olarak görülmüştür. Bu tartışmalar bu kavramlardan birinin ön plana alınması gerekliliğinden kaynaklanan bir önermeler bütünü olarak algılanmış ve ele alınmıştır. Günümüz anlayışı ise bu karşıtlık tartışmalarını bütünlükçü bir yaklaşımla çözme, birinin diğerinin tamamlayıcısı olduğununun kabulü yönündedir. Bu anlamda düşünce, duygu ve davranışlar birbirinin tamamlayıcısı ve motifi olarak tanımlandığı anlayışı ile önceleri bir insani zafiyet olarak tanımlanan duygular artık yaşamın devamı ve yaşam kalitesinin niteliği için vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışmada sunulan eğitim programında duygular olumlu ve olumsuz olarak tanımlanmak yerine yaşamın devamı ve niteliği açısından önemli bir unsur olarak değerlendirilmekte, bireylere duygulara geniş bir çerçeveden bakılması önerilmektedir. Bireylerin yaşadıkları duyguları sağlıklı biçimde sözel olarak tarif edebilmeleri ve bu duyguları çevrelerine yansıtıp değerlendirebilmeleri önemli bir farkındalık gerektirmektedir. Duygusal Farkındalık Eğitim Programı, alan uygulayıcılarına sınırları belirlenmiş, bireylere duyguların yaşanması, ifade edilmesi, yönetimi ve farkedilmesi konusunda etkililiği kanıtlanmış bir yol haritası sunmaktadır.
James M. KAUFFMAN, Timothy J. LANDRUM, Pearson Duygusal ve Davranışsal Bozuklukları olan Çocukların ve Gençlerin Özellikleri'nin onuncu baskısı güvenilir araştırmalara, öğretmen odaklı sunumlara ve Duygusal ve Davranışsal Bozukluklar (DDB) ile ilgili kavramların açıklamalarına yer veren ve uzun zamandır kabul gören kitabın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Kitap, okuyucunun DDB'lerin tarihçesini, sorunlu davranışların kökenini, bozukluk tiplerini ve değerlemeyle ilgili işlemleri anlamalarına yardımcı olmak amacıyla temel kavramlar çerçevesinde tasarlanmıştır. Olgu Çalışmaları, Kişisel Düşünceler ve Derinlemesine Düşünmek İçin Sorular okuyucuyla ilişki kurmakta ve duygusal ve davranışsal bozukluğu olan öğrencilerin özelliklerini onlara göstermektedir.
Bu Baskıdaki Yenilikler

Kitabın dört kısımdan oluşan bir akış içeren formatı, kitabın içeriğini Başlangıç Noktası (I. Kısım); Olası Nedenler (II. Kısım); Davranış Bozukluklarının Türleri (III. Kısım) ve Değerleme'ye (IV. Kısım) odaklanacak şekilde yeniden düzenlemiştir.
Değerlemeyle ilgili olan ve birleştirilmiş olan bölüm (15. Bölüm), konuya daha basit ve daha yararlı olacak şekilde yaklaşmaktadır.
Sosyal beceri öğretimine yenilenmiş bir vurgu yapan kısım (III. Kısım), belirli bozuklukların değerlemesine ve bu bozukluklara yönelik müdahalelere ilişkin belirli amaçlar sunmaktadır.
Kullanılan 150'nin üzerinde yeni kaynak ile en yeni araştırma bulguları sunulmakta ve tüm kitap boyunca oluşturulan önerilere destek sağlanmaktadır.
Yeni tablolar ve şekiller, mevcut konuları ve eğilimleri ele almakta ve görsellerin ayrıntılarını vererek açıklayıcı bilgiler içermektedir.
Richard G. Erskine, Janet P. Moursund, Rebecca L. Trautmann, Routledge Bu kitapta, İntegratif Terapinin nasıl yapıldığı uygulamalı vakalarla gösterilmekte ve örnek çalışmalardan sonra terapi süreci ve terapistin müdehaleleri ile ilgili analizler yapılmaktadır. Bir terapist olarak hangi ekolü uygularsanız uygulayın, Empatinin Ötesi’nden çok yararlanacağınızı umuyoruz.
Terapinin işlevi; durağan örüntü şablonunu, öz savunmaya yönelik temas bozulmasını ve sınırlandırılmış farkındalığı tersine çevirmektir. Terapistin var olma nedeni, danışanı gittikçe içsel ve dışsal olarak daha temaslı olmaya, durağanlaşmış şablon ve şemaları çözmeye ve farkındalık dışına itilmiş benlik parçalarını geri kazanmaya çağıracak bir ilişki sağlamakır. Elinizdeki kitabın, bu yolda terapistlere rehber olacağına inanıyoruz.
Penny Henderson, Jim Hollovvay, Anthea Miller Bir süpervizör olarak gelişim, öğrenme ve uygulama sürecini en iyi şekilde nasıl desteklersiniz?
Bu kitap, etkili uygulamalar için gerekli olan kuramsal, uygulamalı ve psikolojik temelle süpervizyon sürecine başlayan yardım mesleklerinde çalışanların tümünü donanımlı hâle getirmek üzere tasarlanmıştır. Kitap, süpervizyon alan bireyler ile güvene ve saygıya dayalı ilişkiyi nasıl kuracağınızdan, etkili geri bildirim vermeye ve süpervizyon oturumunu şekillendirmeye kadar bilmeniz gereken her şeyi kapsadığı için, duygusal anlamda zorlayıcı işlere girişenleri desteklemeniz ve cesaretlendirmeniz konusunda size yardım edecektir. Süpervizyon vermenin güçlükleri ve eğitim alanların değerlendirilmesinin yanı sıra yansıtıcı uygulama ve süpervizyonda etiğe de özellikle dikkat çekilmiştir. Yaratıcı yöntemler kullanmaya ve bilinç dışı süreçlerle çalışmaya yönelik yararlı öneriler ile öğrenme ve gelişimi desteklemek için kısa alıştırmalara kitap boyunca yer verilmiştir.
Özlü ve jargon kullanılmayan süpervizyonla ilgili giriş düzeyindeki bu kitap, süpervizyon eğitimi derslerindeki öğrencilerin yanı sıra sosyal ve sağlık bakımında, erken çocukluk dönemine yönelik hizmetlerde, psikolojide, koçluk ve her türlü terapideki yeni süpervizörler için idealdir.
“Bu kitap deneyimsiz danışmanlardan, daha deneyimli danışmanlara kadar her bir süpervizör için paha biçilemez ve temel bir araç olup süpervizyonun özünü oluşturan farklı bağlamlar ve roller ile cesaretlendirici yansıtmalara değinmiştir. İlginç bir şekilde yazılan bu kitap okuyucuyla konuşuyor ve vaka örnekleri ile bu kitabı canlı tutuyor. Bu kitap, kesinlikle sahip olunması gereken bir süpervizyon kitabı olarak yerini alacaktır.”
-Flávia Ribeiro, Birleşik Krallık Pen Green Merkezi, Corby, Northamptonshire'nde Öğretmen/Aile Çalışmacısı
“Bu kitabı çok sevdim. Hem yeni hem de deneyimli süpervizörler için çok iyi yapılandırılmış, kolaylıkla ulaşılabilir ve başlığından da anlaşıldığı gibi kullanışlı bir kitap. Özellikle, okuyucunun okuduklarını kendi deneyimlerine uygulamalarını teşvik eden ve onları mücadeleye davet eden düşünme noktalarını çok değerli buldum.”
-Robin Shohet, Supervison in the Helping Professons'nın ortak yazarı ve Passionate Supervision ile Supervision as Transformation'nın editörü
Alişan Burak Yaşar, Altan Eşsizoğlu, Anıl Gündüz, Arzu Erkan Yüce, Asena Yurtsever, E. Başak Usta Gündüz, Emre Konuk, Emre Sargın, Gonca Soygüt Pekak, Görkem Gökçelioğlu, K. Fatih Yavuz, Kadir Özdel, Levent Sütçigil, M. Hakan Türkçapar, Önder Kavakcı, Şahabettin Çetin, Şenel Karaman, Zeynep Zat Psikolojik sorunlara yaklaşımda psikoterapiler, Freud'dan itibaren büyük yol kat etti. Psikanaliz, nesnel olarak ciddi bir devrimsel gelişmenin ilk işaretiydi. Gözler uzun süre onun üzerindeydi ve kendi dışına da taşarak başka alanları etkileyen bir rol oynadı. Dinamik bir süreç olan yaşam; mevcut kuramın, onun kavramlarının ve yönteminin sınırlarını zorluyordu ve farklı kuramcılar, çeşitli yaklaşımlarla psikodinamik terapileri ortaya çıkardı. Farklı ihtiyaçlar için işlevsel, kullanışlı ve insanın hem karmaşıklığına hem de sadeliğine uygun başka yaklaşımlar da kendini dayatmaya başladı. İşte bu noktada yeni gelişmelerin şafağı ufukta beliriyordu. Davranışçı ve bilişsel yaklaşımların buluşmasıyla olgunlaşan Bilişsel Davranışçı Terapi ve dalları, ülkemizde 1990'lı yıllardan itibaren alanda çalışan uzmanlar tarafından hızla kavranmaya başladı. Bir kurama ve bilimsel yönteme dayanan konuşmanın, sözcüklerin, metaforların ve düşüncenin, meselelere bakışta, davranış ve karar verme süreçlerinde beyni ilaçlardaki kimyasal moleküllere benzeyen şekilde etkileyen işleve sahip olduğu, deneysel çalışmalarla kanıtlandı. Anlamlı ve zengin bir yaşam sürmemize engel olan birtakım içsel yaşantılarımızın önümüze çıkmasında Kabul ve Kararlılık Terapisi, insanı eyleme geçmeye davet etmesi ve engelleri aşmayı sağlayacak yöntemler sunması bakımından kat edilen yolda yeni bir duraktı. İnsanların hayatlarında tekrar eden zorlukların temel yapılarını ortaya koyan ve yaşantısal tekniklerle bu şikâyetlere müdahale eden Şema Terapi ve düşünceler hakkındaki düşüncelerin sorunları kronikleştirmekteki etkisine yoğunlaşarak buralara müdahale eden Metakognitif Terapi, yine bu yolculuğun diğer önemli aşamaları oldu. Tüm bunlarla birlikte travmaların yani olumsuz yaşantı ve psikolojik tehditlerin psikolojik etkilerinin azaltılması veya ortadan kaldırılması için anılarla çalışan EMDR Terapisi de bugün sık kullanılan, bilimsel olarak etkileri araştırmalarla gösterilmiş bir diğer psikoterapi yöntemi olarak karşımıza çıktı.
Günümüzün sık kullanılan, bilimsel olarak etkisi kanıtlanmış ve kanıt değeri yüksek psikoterapi yöntemlerini ele alan bu kitap; çağdaş yöntemler hakkında bilgi vermenin, onların nasıl çalıştığını anlatmanın ötesinde karşılaştırmalı bir psikoloji tarihi olarak da okunmaya değer. Bu bakımdan sadece uzmanlar için değil psikoloji dünyasındaki güncel gelişmelere merak duyanlar için de zengin bir içeriğe sahip olan ve kolay okunabilen ancak bir o kadar da derinlikli bir eser niteliğindedir.
Emrah Maraşo
Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni
Richard G. Erskine “İLİŞKİSEL ÖRÜNTÜLER, TERAPÖTİK VAROLUŞ” Psikoloji, Psikiyatri ve PDR alanlarında çalışan meslektaşlarımız ve bu alanlarda öğrenim gören öğrenciler tarafından defalarca okunması gereken bir başvuru kitabı. Kitabın orijinalinde yer almayan ancak eklenmesiyle kitabın araştırma alanını genişleteceğini düşündüğüm, Richard Erskine'in Obsesif Kompulsif Bozukluğun (OKB'nin) psikoterapisi çalışmasını da bu kitaba ekleme isteğim ve bu isteğimin de Richard tarafından kabulü ile Türkçe versiyonu İngilizce versiyonundan daha kapsamlı hâle geldi. Böylece tedavisi çok zor olan ve
uzun süren hem borderline hem de OKB'nin psikoterapisini içeren bu eseri Türkçeye kazandırmış olduk.
Bu kitap, FARKLI SORUNLARLA GELEN HER TÜRLÜ VAKADA danışanlara nasıl yardımcı olabileceğimiz konusunda bizlere oldukça yol gösterici olacaktır. Bununla birlikte Richard Erskine'in 5 kitabını da Türkçeye çevirmiş olduk. Erskine'in kitaplarının en çok çevrildiği dil Tükçe olmuştur.
Türkçeye çevrilen diğer kitapları:
• Empatinin Ötesi: İlişki İçinde Bir Temas Terapisi
• İntegratif Psikoterapi Uygulamaları
• Yaşam Kurguları: Farkında Olunmayan İlişkisel Örüntülerin Transaksiyonel Analizi
• Modern Psikoterapide Transaksiyonel Analiz
Hepsi birbirinden değerli olan bu kitapları çeviri ekibine katkı veren arkadaşlarla Türkçeye kazandırdığımız ve PSİKOLOJİ, PSİKİYATRİ VE PDR alanlarındaki meslektaşlarımıza ve bu alanlarda öğrenim gören klinisyen adaylarına sunduğumuz ve bu muhteşem eserlerdeki bilgileri sizlerle paylaştığımız için çok mutluyuz. İnsanlığın yararına yaptığınız değerli çalışmalarınızda sizlere büyük katkıları olacağına inanıyoruz.

Barışhan Erdoğan, Başak İnce, Can Çalıcı, Cemre Gunes Vautier, Doğa Eroğlu-Şah, Ezgi Ildırım, Gizem Hüroğlu, Özge Akgül, Özge Sarıot, Özgün Özakay, Özlem Tuzcu, Sinem Cankardaş, Umut Şah Kadınların ortalama yaşam beklentisi daha uzun olmasına rağmen yapılan çalışmalar, paradoksal olarak kadınların psikolojik ve fiziksel sağlıklarının erkeklere göre daha kötü olduğunu ve daha düşük yaşam kalitesine sahip olduklarını göstermektedir. Ruh sağlığı alanındaki çalışmalar; kadın ve erkek arasında sosyal olarak inşa edilmiş rol, sorumluluk, statü ve güç gibi farklılıkların cinsiyetler arasındaki biyolojik farklılıklarla etkileşime girerek kadınların ruh sağlığı üzerinde olumsuz etki yarattığını göstermektedir. Bu kitap, cinsiyete dayalı toplumsal ve biyolojik farklılıkların kadınların ruh sağlığı üzerindeki etkisini multidisipliner bir bakış açısıyla ele almaktadır. Özellikle ruh sağlığı alanında çalışanların konuyu farklı perspektiflerden incelemelerine olanak sağlamayı hedefleyen bu kitap, üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, cinsiyet temelli ayrımcılığın ruhsal bozuklukların etiyolojisinde nasıl bir rol oynadığı ele alınmaktadır. İkinci bölüm; psikolojik problemlerin tanı, değerlendirme ve belirlenmesinde toplumsal cinsiyetin etkisini tarihsel perspektiften ele alarak toplumsal cinsiyete dayalı faktörlerin klinik karar verme süreçlerine etkisini güncel literatür bağlamında değerlendirmektedir. Son olarak üçüncü bölüm, cinsiyet eşitsizliği kaynaklı olumsuz yaşam deneyimlerinin kadınların psikolojik sağlığına nasıl etki edebileceğini farklı sistemler ve bağlamlarda tartışmaktadır.
Gonca Üstün Bu kitap, kadın ruh sağlığı ve psikopatolojisini ele almaktadır. Yaşam döngüsü içerisinde ve üreme sürecinde kadının doğumdan ölüme kadar yaşadığı ruhsal değişimleri; her bir dönemin ruh sağlığı açısından önemi ve döneme özgü yaşanan ruhsal sorunları tanımlamaktadır. Ruhsal bozuklukları, kadınlara özgü epidemiyoloji ve etiyoloji kapsamında açıklamakta; kronik hastalıklar, kanserler ve şiddet gibi önemli konuların kadın ruh sağlığına etkisi üzerinde durmaktadır. Kadın ruh sağlığının değerlendirilmesi, genel tedavi yaklaşımları ve koruyucu hizmetlere yer vermektedir. Kitabın tüm bölümleri cinsiyet bağlamında tartışılmakta, kadınlara özel durumlar geniş bir literatür çerçevesinde sunulmaktadır. Alanında uzman çeşitli disiplinlerdeki yazarların katkısı ile hazırlanan bu kitap, ders kitabı olarak öğrencilere ve akademisyenlere derin bir teorik bilgi sunacak, araştırmacılara ise kadın ruh sağlığı konusunda açığa çıkmamış konuları fark ettirecek ve yeni çalışmaları için ışık tutacaktır. Sağlık profesyonellerinin kadın ruh sağlığını tanılamasına, ruhsal sorunlara uygun yaklaşımda bulunmasına ve kadınların ruh sağlığını güçlendirmesine katkı sağlayacaktır.
Ayşe Bahar Duyar Akca, Beria Nur Gurkan, Ceren Katip, Deniz Sinanoğlu, Ecem Duydu Altunpala, Elif Guneri Yoyen, Emre Gurkan, Fatih Bal, Feyza Oz, Mehmet Emin Sağan, Rahime Gokboğa, Rana Şan Bizi diğerlerinden ayıran, bize özgü ve tutarlı bir bütün oluşturan, duygularımızda, düşüncelerimizde ve davranışlarımızda ortaya çıkan en özel ve biricik özelliğimiz olan kişiliğimiz aynı zamanda bizim çevreye özgü uyumumuzu belirleyen, diğer insanlar ile ilişkilerimizde rehberlik eden, yapılaşmış ilişki biçimimizdir. Kişiliğimiz; bizim kendimizden kaynaklanan, her zaman ve her durumda olan tutarlı davranış kalıpları ile kişilik içi süreçler dediğimiz nasıl davranacağımızı ve hissedeceğimizi etkileyen ve içimizde gelişen bütün duygusal, güdüsel ve bilişsel süreçleri kapsar.
Bu süreçler, genetik ve çevresel bazı nedenlerle sekteye uğrayabilir ve bir kişilik bozukluğu gelişebilir. Kişilik bozuklukları; uzun süren, kronik, tedavisi zor psikolojik problemleri içermektedir. Kişilik bozukluğuna sahip bireyler; sosyal hayat içerisinde anlaşılamama, diğer bireylerle çatışmaya sebep olacak düşmanca tavırlar, çevreye uyum sağlamakta zorluklar, sosyal ve mesleki işlev kaybı, duygu ve düşüncelerini ifade etmede güçlükler, kişiler arası ilişkilerde bozulmalar ve dürtü kontrol kayıpları gibi birçok sorun yaşarlar. Bu sorunlar gerek birey ve gerekse çevresi için yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
Ben ve meslektaşlarım bu kitapta; on kişilik bozukluğunun semptomlarını, etyolojisini, prognozunu, komobiditesini ve tedavi yaklaşımlarını güncel bilimsel çalışmalar ile birleştirip meslektaşlarımız, öğrencilerimiz ve danışanlarımız için bir başucu kitabı hâline getirdik. Bu kitapta amacımız, kişilik bozukluklarına dair bilimsel verileri sade bir dille okuyucularımıza aktarmak ve kişilik bozukluğunun tanınmasına ve tedavi süreçlerine katkı sunmaktır.
Wolfgang Linden, Paul L Hewitt Ülkemizde ve dünyada klinik psikologların sayısı hızla artmaktadır ancak bu alanda yazılmış klinik psikologların çalışma alanları, çalışma koşulları, çalışma yöntemleri veterapi süreçleri hakkında toplu bir bakış sunan temel kaynaklar konusunda ciddi bir boşluk bulunmaktadır.
Bu kitap bu dersi veren öğretim üyeleri için, öğrenciler için temel bir kaynak olacak ve bu alandaki boşluğu dolduracaktır. Bu kitapta; klinik psikolojideki gelişmeler, kullanılan araçlar, objektif testler, projektif teknikler, etik ilkler ve bunların değerlendirilmesi, tedavi sonuçlarının detaylı bir şekilde incelenip terapide neyin işe yarayıp neyin yaramadığı hakkında bilgiler sunulmaktadır.
Bu kitabın amacı, sadece klinik psikoloji hakkındaki gerçekleri öğretmek değil; aynı zamanda öğrencilerin adeta bir klinik psikolog gibi düşünmelerini teşvik etmek ve bilimin, deneyimin, ahlaki davranışların yanı sıra önsezilerin, profesyonel kimliğin nasıl işlediğiyle ilgili bütünleşmiş bir algı oluşturmalarına yardımcı olmaktır.
Hasan G. Bahçekapılı “Dünyadaki kötülüklerin varlığı, geleneksel teizmdeki Tanrı inancı için bir problem oluşturur mu?”
2000 yıldan fazla zamandır çok çeşitli geleneklerden gelen düşünürleri meşgul eden bu çetrefilli soruya bu kitap, en güncel tartışmalardan hareketle cevap vermeye çalışıyor. Kötülük probleminin tarihsel gelişimini, mantıksal ve delilci kötülük argümanlarını özetledikten sonra kitap, geleneksel ve modern teist çözüm önerilerini ele alıyor:
Özgür iradenin varlığı veya manevi gelişim potansiyeli, kötülüklerin varlığını meşru hâle getirir mi?
Etrafımızda gördüğümüz kötülüklerin gerekçesi konusunda şüpheci tavır takınıp Tanrı'nın hikmetinin, insanın kısıtlı zihni tarafından sorgulanamayacağı sonucuna mı varmalıyız?
Özel olarak İslami gelenek içinde kötülük problemini çözmemizi sağlayacak kaynaklar bulabilir miyiz?
Kitap, tüm bu önerilerin yetersiz kaldığını iddia ederken karşı cevap olarak modern "kötü tanrı" argümanını ele alıyor. Buna ek olarak ilahi adaleti tehdit eden ilahi gizlilik ve benzeri argümanlar, kötülük problemini daha da çözümsüz hâle getiriyor. Kötülük probleminin çözümsüzlüğü, evrenin bizim acılarımıza ve isyanımıza kayıtsız olduğu ihtimali ise bizi daha üst düzey bir probleme, anlam problemine taşıyor. Anlam problemi, herkesin problemi olduğuna göre kötülük karşısında kimsenin rahat olmaması, anlamlı hayat konusunda herkesin kafa yormaya devam etmesi gerekiyor.
Deniz Güler, Pınar Algedik Demirayak, Duygu Hiçdurmaz, S. Gülfem Çakır Çelebi, Zeynep Ayça Terzioğlu, Volkan Demir, Günseli Orhon, Melike Tekindal, Semanur Öztemiz, Öznur Bayar, Özlem Haskan Avcı, Saadet Zümbül, Mine Aladağ Değerli ruh sağlığı çalışanları,
ruh sağlığı meslek elemanı yetiştiren alan uzmanları
ve bu alanda eğitimine devam eden aday ruh sağlığı çalışanları,
kısacası şimdiki ve gelecekteki meslektaşlarım,
bu kitap SİZİN İÇİN, BİZİM İÇİN tasarlandı.

UNUTMAYIN!
EĞER RUHSAL, ZİHİNSEL VE FİZİKSEL OLARAK YETERİNCE “İYİ” DEĞİLSENİZ
BAŞKALARININ “İYİLİĞİNE” DE
YETERİNCE KATKI SAĞLAYAMAZSINIZ.

Bu kitap iyilik hâlinizle ilgilenmeniz için geliştirilmiş,
kuram ve uygulamayı birleştiren
bir öz bakım rehberi niteliğindedir.
Richard G. Erskine Eric Berne’ün büyük katkıları ile oluşturulan Transaksiyonel Analiz (TA) Kuramı, Berne’den sonra onun kurduğu temeller üzerinde bu alanda çalışan çağdaş yaklaşımlarla gelişmeye devam etmektedir. Bu kitapta, alandaki değerli uzmanların TA konusundaki yeni ufuklara doğru derin yolculuklarında edindikleri deneyimleri ve vaka örnekleri ile çok farklı tarzda terapi yaklaşımlarını bulacaksınız. Sizler bu yeni yaklaşımları, karşılaştığınız farklı tür bozuklukların terapisinde etkili bir şekilde uygulayabileceksiniz.
Bu kitapla, özellikle tedavisi çok zor olan obsesyonun nasıl tedavi edilebildiğini; kişilik bozukluklarının tedavisinde çok farklı tedavi biçimi olan ekip yaklaşımını; danışanla terapinin tıkandığı yerde kuşaklar arası terapinin nasıl işe yaradığını ve bireylerin tedavisinde regresyonun (yaş gerilemesinin) nasıl kullanıldığını; bireyleri raydan çıkaran çocukluk komutlarını ve yeniden karar alma süreci ile danışanların nasıl iyileşebileceğini vb. çok değerli bilgileri öğrenecek, bunların nasıl uygulandığını görecek ve kendi terapötik yaklaşımlarınızı geliştirme ayrıcalığına sahip olacaksınız.
Gülşen Filazoğlu Çokluk Orak hücre anemili olmak günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyebilecek pek çok sıkıntıya neden olabilmektedir. Bu nedenle, tedavi yaşam kalitesini iyileştirmeye yönelik olmalıdır. Kendi kendine yönetim müdahaleleri, semptomları hafifletmek ve daha iyi yaşam kalitesi elde etmek için etkili başa çıkma stratejilerinin edinilmesini veya geliştirilmesini teşvik eder.
Kronik bir hastalıkla günlük olarak başa çıkmayı öğrenmek ve kendi kendine yardım etmek artık kronik hastalıkların psiko-eğitim yönetiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu kitabın yazılmasında temel amaç, orak hücreli kişilerin Orak Hücre Hastalığı ile yaşamayı ve ağrı krizini yönetme yetilerini arttırmaktır. Kitap orak hücre anemisini yönetme ve onunla başa çıkma gücünüzü geliştirme, ağrı krizleri için etkili başa çıkma stratejilerini ve orak hücre anemisinin sizi nasıl etkilediğine dair anlayışınızı geliştirme konusunda bir rehber niteliği taşımaktadır.
Binnur Yeşilyaprak Bu kitap, içinde pek çok hayat barındırıyor ve onlardan hiç değilse biri sizin hayatınızla temas edebilir... O temas parçasına tutunarak kendi hayatınızın izini sürebilirsiniz. Anlatılanlar belki sizin ya da tanıdığınız kişilerin öykülerine benzeyebilir... Belki bir yerlerde yazarın gördükleri ile sizin gördükleriniz çakışabilir belki teğet geçebilir... Neler göreceğiniz; bu kitabı okurken sizin, elinizdeki feneri nereye ve nasıl tuttuğunuza bağlı olarak değişebilir kuşkusuz...
Yine de kitabı okuyan herkesin, kitapta anlatılan “insan”ı anlayacağına inanıyorum. Kuşkusuz ki bazıları yanlış anlayacaktır ama “doğru” ve “yanlış” diye düşündüğümüz nedir ki tekinsiz bir belirsizlikten başka!
Ayfer Summermatter, Ayşegül Yetkin Tekin, Elif Bestenigar Mert, Elif Ergüney Okumuş, Fatih Usta, Feyzanur Taştekne, Gizem Çeviker, Hale Nur Kılıç Memur, Neslihan Yaman, Nur Başer Baykal, Tuba Kalay Usta Çok hızlı bir değişim içerisindeyiz; psikoterapiler de dâhil her alanda değişimin etkileri gözleniyor. Bu kitap da size farklı gerçeklikler ve yöntemler sunuyor. İlk bölümde, postmodern felsefenin terapiler üzerindeki etkilerini okuyoruz. Sonrasında, Diyalektik Davranış Terapisi ile terapist danışan ilişkisinin geleneksel yöntemlere kıyasla nasıl değiştiğini gözlemliyoruz. EMDR ile beynimiz, bedenimiz ile travmalar arasındaki bağlantılara eğiliyoruz. Şema Terapi bizi erken dönem çocukluk anılarına götürüyor. Ebeveynle kurulamayan ilişkinin terapist ile nasıl kurulduğunu ve sonrasında kişinin kendine nasıl ebeveynlik yapabileceğini anlatıyor. Kabul etmeyi ve hayata devam edebilmeyi Kabul ve Kararlılık Terapisiyle öğreniyoruz. Mindfullness Temelli Bilişsel Terapi bizi biliş ve davranışın ötesine taşıyor. Gerçeklik Terapisi ile kararlarımızı gözden geçiriyor, gerçekten isteyip istemediklerimize odaklanıyoruz. Çözüm Odaklı Terapi sorunu dışsallaştırıyor: “Sen sorun değilsin, sadece bir sorunun var.” diyor. Logoterapi anlamın anlamını aktarıyor, insanın anlama ne kadar da muhtaç olduğunu gösteriyor. Pozitif Psikoloji ile umutla tanışıyoruz, kendimizi ve hayatımızı sanki daha fazla kabul ediyoruz. Naratif Terapi hikâyemize odaklanıyor: “Senin bir sürü hikâyen var. Hangi seni istersin?”. Ve son olarak Sanat Terapi bize kendimizle bağ kurmanın farklı yollarını gösteriyor.
Keyifle okumanız dileğiyle...
Tarık Tuncay, Aziz Şeker, Işıl Bulut, Merve Deniz Pak, Ayşe Burcu Tunca, Cengiz Özbesler, Ferda Karadağ, Melike Tekindal, Abdulbaki Artık, Dilay Eldoğan Eken, Sezin Aydoğ Gürkan, Melek Durukan, Ferda Karadağ, Mehmet Can Aktan, Ayla Kahil, Okan Cem Çırakoğlu, Seda Attepe Özden, Arşaluys Kayır, Merve Deniz Pak, Ebru Akgün Çıtak, Yılmaz Görmez, Filiz Demiröz, Zekiye Çetinkaya Duman, Kerime Bademli, Didem Hekimoğlu Tunceli, Sinan Akçay, Gülsüm Ançel, Gonca Polat, Cihan Aslan, Arzu İçağasıoğlu Çoban, Melek Zubaroğlu Yanardağ, Zafer Uzun, Meltem Oral Günümüzde; dünyada ve ülkemizde pek çok insan farklı nedenlerden dolayı ruh sağlığı sorunlarıyla mücadele etmektedir. Ruh sağlığı; fizyolojik, sosyal, kültürel, ekonomik ve politik yönleriyle bireyler, aileler ve toplumlar üzerinde çok boyutlu etkileri olan bir kavramdır. Son yıllarda sağlığa ilişkin bütüncül yaklaşım, ruh sağlığı alanındaki çalışmaların öne çıkmasına yol açmıştır. İdeal olan, bu çalışmaların disiplinler arası bir temelde ele alınmasıdır. Psikiyatrik sosyal hizmet; ruh sağlığı sorunları yaşayan bireylerin ve ailelerinin yaşadıkları sorunların azaltılması bağlamında onları güçlendirmeyi, sosyal işlevselliklerini artırmayı ve toplum içinde aktif rol almaları için mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Bu kitap, ruh sağlığı alanını disiplinler arası bir temelde ele almakta, ancak psikiyatrik sosyal hizmetin dünyadaki ve ülkemizdeki uygulamalarına özel bir vurgu yapmaktadır.
Kitabın ruh sağlığı alanında çalışan farklı disiplinlerdeki profesyoneller başta olmak üzere akademisyenler, lisans ve lisansüstü öğrencilere yol göstereceğine inanılmaktadır.
Yasemin Çölgeçen Psikiyatrik sosyal hizmet ,bireyin düşünüş ve davranışında meydana gelen anomaliye bağlı sosyal boyutta yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine odaklanır. Sosyal alandaki bir problem, biyolojik ve psikolojik sahayı da etkileyecektir ki sağlığın temini/muhafazası için en az biyolojik ve psikolojik sağlık kadar önemlidir. Hastaların iyilik hâllerinin sağlanması bütüncül yaklaşımla mümkündür. Dolayısıyla gerekli insani hizmetlerin temini için disiplinler arası iş birliği şarttır. Ama bu ilke ihlal edilip psikiyatride kliniğin yanı sıra sosyal hizmet takdiminin de genellikle tıp hekiminin inhisarında zannı, alana sınır ve kısıt getirmiş; tedavi/destek gerektiren bireylerin psikolojik/sosyal iyilik hâllerinin göz ardı edilmesi gibi istenmedik neticeler doğurmuştur.
Ruh sağlığı hizmetleri üç ayrı alanda gerçekleştirilir: koruyucu, tedavi ve rehabilite edici.
Gayretimiz; sayılan alanlardaki psikiyatri uygulamalarını, sürecin parçası olan sosyal çalışmacıları, sorunları/çözümleri irdelemeye yöneliktir. İşin bilimsel boyutuyla ilgilenenlere, öğrencilere yönelik hazırlanan bu eserin alana, sorunlara ve çözümlere bütüncül bakışıyla bir boşluğu doldurması umuduyla…
Uğur Özdemir Psikiyatrik Sosyal Hizmet: Kuramsal Çerçeve – Rol ve İşlevler – Uygulama – Analiz adlı kitap, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Hizmet Anabilim Dalında tamamlanan doktora tezinin bir ürünü olarak yayın hayatında bulunmaktadır. Türkiye’de ilk kez bir sosyal hizmet alanının, var olan duruma müdahale edilmeden tüm sistem elemanlarıyla ve ülke genelinde ele alınması açısından önemli olduğu düşünülen bu çalışma, aynı zamanda psikiyatri alanında da sosyal hizmet mesleği doğrultusunda ilk doktora çalışması özelliği taşımaktadır.
Psikiyatri alanı; benzer pek çok meslek ve disiplin gibi sosyal hizmet meslek ve disiplini için de, merak edilen, ilgi gösterilen özel bir çalışma alanı olarak görülmektedir. Sosyal hizmet mesleğinin meslekleşme sürecinde de çok yakın çalıştığı, etkilendiği alanlardan bir olan psikiyatri, sosyal hizmet uzmanlarının ruh sağlığı alanı dışında da varoluş süreçlerinde katkıları olmuş bir alan olma özelliğini hâlâ sürdürmektedir. Bu özellikleri nedeniyle psikiyatrik sosyal hizmetin; sadece ülkemizde değil hemen hemen tüm dünyada sosyal hizmet meslek elemanlarının çalışmak istedikleri, çalıştıklarında katkı ve katılımlarının önemsendiği, çok iyi sonuçlara ulaşılan bir sosyal hizmet çalışma alanı olduğu özellikle belirtilmelidir.
Kitap, bir araştırma kitabı olmakla birlikte, psikiyatrik sosyal hizmet alanına ilişkin kuramsal bakış, sosyal hizmet mesleğinin psikiyatri alanındaki rol ve işlevleri, psikiyatri alanında sosyal hizmet mesleğinin uygulaması ve Türkiye’de psikiyatri alanında sosyal hizmet mesleğinin bugünkü işlevselliğini; sosyal hizmet uzmanlarının çalıştığı psikiyatri tedavi kurumları, sosyal hizmet uzmanları ve uygulamaları ile bu kurumlarda çalışan diğer meslek elemanlarının sosyal hizmet mesleği, sosyal hizmet uzmanı ve uygulamalarına yönelik görüşleri çerçevesinde analiz sonuçları ile açıklamaktadır.
Bahar Akoğlu, Beril Zeynep Hacıosman, Cansu Selin Yurtseven, Didem Dilge Kum, Elif Yöyen, Emel Aner Aktan, Esra Akcan, Esra Savaş, Fatma Biçer, Fatma Yalçın, Gözde Gündoğdu Meydaneri, Haydeh Faraji, İpek Okkay, Kader Bahayi, Kahraman Güler, Mahmut Yılmaz, Merve Çalık, Neslim Güvendeğer Doksat, Nurhan Naz, Yasemin Yulaf, Zeynep Gümüş Demir, Zeynep Set Psikiyatrik/psikolojik bozukluklar, toplumda sık görülen ve birey, aile ve topluma ağır yük getiren önemli ruh sağlığı sorunlarıdır ve genellikle bu bozuklukların belirtilerine neyin sebep olduğunu anlamak oldukça zordur. Bu bağlamda bu sorunların tanı ve tedavisi son derece elzemdir. Birbiriyle örtüşen semptomları olan ancak farklı müdahale yöntemleri gerektiren birçok bozukluk vardır. Bu bozukluklar doğru tanılandığında güvenilir ve etkili yöntemlerle tedavi edilebilir.
Örneklerle zenginleştirilmiş bu kitap; klinisyenler, terapistler ve danışanlar için psikiyatrik/psikolojik bozuklukların tanı ve tedavi yöntemlerine yönelik çağdaş çözümler önermektedir. Kitapta, her biri alanında uzman doktor, doçent, psikolog, psikiyatrist ve akademisyenlerin kaleme aldığı 30 bölüme yer verilmiştir. Her bir psikiyatrik/psikolojik bozukluğun epidemiyolojisi, güncel araştırmalar ışığında açıklanmış ve bozuklukların tüm yönlerine ilişkin temel yaklaşımlarla birlikte bilimsel olarak geliştirilmiş tanı ve tedavi yöntemleri detaylı bir şekilde sunulmuştur.
Tarık Tuna Gözütok Psikiyatrinin simgesel temel pratikleri, XIX. yüzyılın ortalarında ülkemizde tatbik edilebilmiştir. Ancak tıbbi bir ihtisas alanı olarak kabul görmesi, XX. yüzyılın başlarında gerçekleşmiştir. Yarım asrı aşan bu uzmanlaşma süreci, akıl hastalıklarının etiyolojilerini ve tedavi yöntemlerini belirli bir ölçüde değiştirmiştir. Bahsi geçen değişimin nedenlerini ve sonuçlarını bilim ve tıp tarihi açısından açıklamak için Türk psikiyatri tarihinde, “uzmanlaşma öncesi”, “uzmanlaşma süreci” ve “uzmanlaşma sonrası” olmak üzere üç farklı dönem belirlenebilir. Uzmanlaşma öncesi dönemin sonlarına doğru Osmanlı Devleti'nde akıl hastalıklarını tedavi etme iddiasında bulunan iki temel anlayış öne çıkmıştır. Bunlardan ilki, şifâhânelerdeki hekimlerin benimsedikleri Ahlât-ı Erbaa Kuramı, ikincisi ise tekke, ocak ve zaviyelerdeki şifacıların sahiplendikleri majik-mistik öğretiler olmuştur. Uzmanlaşma sürecinde, Osmanlı hekimlerinin Batı tıbbıyla tanışmaları, eski kuramları terk etmelerinde belirleyici olmuştur. Bu dönemde hekimler, iktidarların da desteğiyle çağdaş natüralist yaklaşımları benimsemişler ve akıl hastalıklarının nedenlerini açıklama konusunda değişime gitmişlerdir. Uzmanlaşma sonrası dönemde ise natüralist yaklaşımlar, tedavi yöntemlerine de büyük ölçüde aktarılabilmiştir. Cumhuriyet sonrasında kurulmuş olan Bakırköy Emrâz-ı Asabiye ve Akliye Hastanesi, söz konusu değişimin en önemli göstergesi olarak kabul edilmiştir. Bu eser, bahsi geçen tarihsel dönemleri, bilim felsefesinin ve bilim sosyolojisinin seçilmiş bazı argümanlarıyla açıklamayı amaçlamaktadır.
Aycan Kapucu, Ayça Özen Çıplak, Ayşen Maraş, Başar Demir, Burhan Yılmaz, Derya Gürcan Yıldırım, Derya Karanfil, Dilay Eldoğan Eken, Ece Bekaroğlu, Emine İnan, Emine Yücel, Evrim Gülbetekin, Gözde İkizer, Gülten Ünal, Kerim Selvi, Pınar Kaya Kurtman, Seray Akça, Sıla Demir, Şule Pala Sağlam, Tuğba Yılmaz Duygu nedir? Duygunun diğer psikolojik deneyimlerden farkı nedir? Kaç tür duygu vardır ve bunları sınıflandırmak mümkün müdür? Duygular insan davranışı üzerinde ne kadar belirleyicidir? Duyguları etkili bir şekilde yönetmek mümkün müdür? Duygular psikolojisi alanına henüz adım atmış bir okur, tüm bu soruları ve daha fazlasını yanıtlamak üzere çok sayıda kuramsal yaklaşım ve görgül çalışmanın olduğunu hızla fark edecektir. Bu kitap, alan yazındaki bu birikimi kapsamlı ve sistematik bir şekilde sunmak üzere hazırlanmıştır ve üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısım olan “Duygubilimin Temelleri”nde; duygular ve duygu kuramları, duygubilimde araştırma yöntemleri, duygular ve sinirbilim, duygu ve biliş, duyguların gelişimsel arka planı ve duygu düzenleme bölümlerine yer verilmiştir. İkinci kısım olan “Yakın Çekimde Duygular”da; korku ve kaygı, öfke, tiksinme, üzüntü, mutluluk ve öz bilinç duyguları ele alınmıştır. Son kısım olan “Yaşamın İçinde Duygular”da ise travma, psikoterapi, yakın ilişkiler, grup süreçleri, iş yaşamı, ikna süreci, estetik yaşantı ve trafikte duyguların rolü incelenmiştir.
Bu eser, duygular konusuna ilgi duyan ve bu konudaki bilgi birikimini derinleştirmek isteyen tüm okuyuculara hitap ettiği gibi duyguları ele alan pek çok bölümün (psikoloji, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, edebiyat, sanat vb.) hem lisans hem lisansüstü derslerinde kaynak olarak kullanılabilir.
David H. Barlow Barlow, sıklıkla karşılaşılan psikolojik bozuklukların geniş yelpazesine dair akademik ama bir o kadar da kolay anlaşılır bölümler yazmak üzere bir grup yıldız bilim insanı-pratisyeni bir araya getirmeyi yine başardı. Her bir bölümde psikopatolojinin ayrıntılı bir değerlendirmesi ve en iyi kanıta dayalı müdahaleler sunulurken teori ve uygulama dinamik bir şekilde harmanlanmıştır. Önceki baskılar gibi baştan aşağı güncellenmiş ve genişletilmiş bu basım da lisansüstü öğrenciler, araştırmacılar, klinisyenler, süpervizörler ve öğretim elemanları tarafından mutlaka okunması gereken bir kitap olarak öne çıkmaktadır.
Gerald C. Davison, PhD,
California Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Net, kapsayıcı ve son derece uygulamaya yönelik… Gerekli bilgileri kullanışlı bir şekilde sunan bu kitap, kanıta dayalı müdahaleleri öğretmek için mükemmel bir metin.
Jillon S. Vander Wal, PhD,
Saint Louis Üniversitesi Psikoloji Bölümü
Her bir bölümü alanında uzman kişilerce yazılmış olan bu kitap, faydalı vaka örneklerinin yanı sıra şu ana kadar yapılmış araştırmaların bir derlemesini de içermektedir. Bu beşinci basım, son dönemde yapılmış araştırmaların bulgularını ortaya koymanın yanı sıra yaygın anksiyete bozukluğu, uyku bozuklukları, yinelenen depresyon ve madde kullanım bozuklukları gibi önemli alanlara ayrılmış bölümleri de ihtiva etmektedir. Dolayısıyla bu kitap, paha biçilemez bir kaynak!
Julia D. Buckner, PhD,
Louisiana Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Bu kitap, klinik psikoloji alanındaki doktora öğrencilerimize kanıta dayalı terapileri öğretmek için sürekli olarak en iyi öğretim materyali olarak hizmet verdi… İhtiva ettiği yaklaşımların çoğu insanların acısını azaltmada uzun süredir faydalı olma ününe zaten sahipti; beşinci basım ise içeriğin güncel, canlı ve günümüzdeki tartışmalarla ilişkili olmasını da başarmıştır.
David M. Fresco, PhD,
Kent State Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Bu kitap birkaç sebepten ötürü özeldir: Yazarları birinci sınıftır; yazdıkları bölümleri ise hem psikopatolojiyi hem de tedavisini içermekte ve her bir bölümde seans içi diyalogları içeren kapsamlı bir vaka çalışması yer almaktadır. Neredeyse hiçbir yayınevi bütün bu önemli unsurları içinde barındıracak kadar uzun bir kitaba müsaade etmez ama bu kitap, bunların hepsini içermektedir. Barlow'un kitabı, klinik psikoloji lisansüstü öğrencilerine yönelik ampirik olarak desteklenen psikoterapiler hakkındaki dersimin çok değerli bir parçası olagelmiştir ve beşinci basımı da dersimin temelinde yer almaya devam edecektir.
Diana Chambless, PhD,
Pennsylvania Üniversitesi Psikoloji Bölümü Profesörü ve Klinik Eğitim Başkanı
Aydın Ankay Psikopati, bilimsel adıyla antisosyal kişilik bozukluğu; toplumda çok az bilinen, empati yeteneğinden yoksun olan, bu nedenle suç işleyen ancak pişmanlık duymayan insanların oluşturduğu bir kişilik bozukluğudur. Bu kitapta psikopati, diğer kişilik bozuklukları ve cinsel sapmalarla birlikte, onlarla örtüşen ve ayrışan yönleriyle ele alınmış; kurbanlarının oluşturduğu örnek olaylara ve bu kişilerin tanınmasını sağlayan testlere yer verilmiştir.
Zekâ düzeyi yüksek olan lider konumundaki psikopatlar, ulusların yazgısını olumsuz yönde etkilemekte, buna karşın medyada bir kurtarıcı olarak yer almaktadırlar. Bu durum, Dostoyevski'nin "Bir kişiyi öldüren katil, milyonlarca kişiyi öldüren kahraman oluyor." ifadesini hatırlatmaktadır. Bu psikopat liderlere kitaptaki örnek olaylarda ayrıca yer verilmiştir.
Ünlü psikiyatrist Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman, bu kişiler için “Ceza kanunları bunlar için yapılmaktadır.” demiştir. Uygarlığa koşut olarak bu kişilik bozukluğu hızla artmakta; kurbanları özellikle depresyon, alkolizm, suç, uyuşturucu bağımlılığı ile tanışmaktadır.
Psikopatlar ve Kurbanları adlı eser, elli yıllık psikologluk ve 31 yıllık avukatlık deneyimlerinin bir ürünü olarak Türkiye'de bu alanda yazılmış ilk kitap olma özelliğini taşımaktadır.
Hatice Demirbaş Psikopatoloji ve Suç, yasal konulara ve sorunlara genel psikolojinin bilgilerini ve ilkelerini uygulamak üzere, hukuk ile psikoloji arasında kurulan ilişkiden doğan adli psikoloji alanına katkı sağlayacak bir kitaptır. Adli psikoloji, son yıllarda hızla gelişmekte olan bir alan olmasına rağmen bu alanda yazılan kitapların sayısı sınırlıdır. Psikopatoloji ve Suç, bu sınırlılığı ortadan kaldıracak kaynaklardan biridir.
Kitapta, ruhsal bozuklukların suç ile ilişkisi; adli sistemde bilirkişiliğine başvurulan uzmanlardan olan adli psikologlara, psikiyatristlere, adli süreçlerde görev alan/alacak uzmanlara, cezaevlerinde psikososyal serviste çalışan uzmanlara ve yasa yapıcılara rehber olacak şekilde farklı boyutlarıyla aktarılmıştır. Çeşitli ruhsal bozukluklar; şizofreni, duygudurum bozuklukları, alkol kullanım bozuklukları (alkol/madde bağımlılığı), zihinsel gelişim geriliği, kişilik bozuklukları, demans, epilepsi ve yaşlılık dönemi suç bağlamında ele alınmıştır.
Bu kitap; suçlularda ruhsal bozuklukların yaygınlığı, onları tanımlayıcı özellikler, işledikleri suç türleri, cezai sorumlulukları, tedaviler, alınması gereken önlemler gibi konu başlıkları ile önerilerin bulunduğu her zaman başvurulabilecek yeni bir Türkçe kaynak olma özelliği taşımaktadır.

Aydın Ankay Bu kitabın diğer psikopatoloji kitaplarından farkı, olguları sadece bireysel boyutta değil sosyoekonomik, kültürel ve tarihsel boyutlarla da irdelemesidir. Çünkü bireysel olaylar sosyoekonomik, kültürel ve tarihsel olayların bir uzantısından ibarettir. Örneğin Freud’un erkeği başat görmesi, yaşamış olduğu 19. yüzyılın bir ürünüdür.
Kitabın bu üçüncü basımı; sistematiği ve içeriği ile yeniden yazılmış, içeriğinde yer alan örnek sayısı yaklaşık 70’ten 100’e çıkarılmıştır. Yine hiçbir psikopatoloji kitaplarında yer almayan şu konular incelenmiştir: teknoloji ve ruh sağlığı, suç ve çocuk mahkemeleri (hukuki mevzuat dâhil), boşanma ve ruh sağlığı (hukuki boyut dâhil), ile saldırganlık, disiplin, okulda başarısızlık sorunu.
Kitapta klasik görüşlerin yanı sıra çağdaş yaklaşımlardan DSM-4 ve DSM-5’e yer verilmiş; genel yetenek, kişilik testleri eklenmiştir.
Yazarın elli yıllık psikoloji ve otuz bir yıllık avukatlık deneyimleri rehberliğinde hazırlanan kitap; psikolglar, psikiyatristler, sosyal bilimciler ve PDR’cilerin yanı sıra bu alandan olmayanlar için de aydınlatıcı bilgiler içermektedir.
Selma H. Fraiberg Kitap, 1950’lerin sonunda okuyucu ile buluşmuş ve üzerinden 60 yıl geçmiş olmasına karşın çağını yakalıyor. Kitabın en büyük katkısı düşünme biçiminin şekillenmesinde dilin belirleyiciliği rolünü vurgulaması; kendi çağının ötesine geçip dil öncesi dönemin sır ve sınırlarının belirlenmesinin bir terapist için ne kadar kıymetli olduğuna işaret etmesidir. Kitap, olguların öğreticiliğini hikâyelerin gölgesinden çıkartması; alt metni okuyabilmenin kuramsal bakış açısına sahip olmak ve birkaç kuramı sentezlemek olduğunu vurgulaması açısından bir başyapıttır. Bu açıdan sadece ailelere değil, uzmanlara da farklı bir bakış açısı getirecektir.
Ibodullayev Zarifboy Rajabovich Bu kitabın 3. basımı, Özbekistan'da 2018 yılında yayımlandıktan sonra çok sayıda veli, çeşitli eğitim kurumunda çalışan öğretmenler, eğitmenler tarafından ilgiyle karşılandı ve kitapla ilgili pek çok öneri ve yorum yapıldı. Okuyucular, benden sadece akıl hastalığı ve ruhsal bozukluklar hakkında değil aynı zamanda sağlıklı bir insanın psikolojik sorunları hakkında da yazmamı istediler. Bu yüzden bu kitapta insan psikolojisiyle, özellikle de gençlik psikolojisiyle ilgili konuları ele almaya çalıştım. Ebeveynler ve çocuklar arasındaki çatışma durumları, intiharlar, öğretmenler ve öğrenciler arasındaki anlaşmazlık temelinde hangi yönlerin göz önünde bulundurulması gerektiği gibi psikolojik durumlar hakkında önemli bilgiler verildi.
Bu basımda; “Kendimi tanımak istiyorum!”, “Ergen saldırganlığının nedeni nedir?”, “Distimi (Süregen Depresif Bozukluk) bu bir duygudurum bozukluğu mudur?”, “Zihinsel engelliler kimlerdir?”, “Psikolojik bağışıklık nedir?”, “Ben kendi kendimin psikoterapistiyim. Bu mümkün müdür?”, “Bir insan neden intihar eder?”, “Modern Mowgli sendromu”, “Korkaklığın sonucu bir felakettir”, “Benim düşüncem mi kötü yoksa davranışım mı?”, “Psikolojik portre nedir?”, “Lüks yaşam sendromu (Kaliforniya sendromu)”, “Egoist ne tür bir insandır?”, “Aile psikoterapisti. O kimdir?”, “Rüşvet Psikolojisi” gibi yeni ve ilginç konulara yer verildi.
Sevgili Okuyucular, yukarıdaki noktaları okurken çalışmanın yalnızca tıp bölümü öğrencileri veya doktorlar tarafından kullanıldığını düşünmeyin. Bu kitap, geniş kitlelere hitaben yazılmıştır. Siz veya sevdikleriniz, sinirsel ve ruhsal bozuklukların yanı sıra psikosomatik hastalıklardan muzdaripseniz ve nasıl davranacağınız konusunda tereddüt ediyorsanız, bu kitabı mutlaka okumalısınız. Çalışmada tüm hastalıklar sade ifadelerle açıklanmaktadır. Kitabı beğeneceğinizi umuyor, hepinize ruhsal ve fiziksel sağlık diliyorum!
Nöroloji Profesörü
Ibodullayev Zarifboy Rajabovich
Kâmile Bahar Aydın Dünya Mutluluk Raporu'nda (WHR 2022) mutluluğun ölçütlerinden biri sosyal destektir. Bilimsel alan yazın bulgularına ek olarak bu küresel rapordan da anlaşılacağı üzere sosyal destek herkese lazımdır. WHR 2022'ye göre 146 ülke arasında Finlandiya 5. kez dünyanın en mutlu ülkesidir; Türkiye ise 112. sırada yer almaktadır. Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Jeffrey Sachs'a göre, “Dünya Mutluluk Raporu’nun yıllar boyunca verdiği ders; sosyal desteğin, birbirine cömertliğin ve hükümette dürüstlüğün esenlik (well-being) için çok önemli olduğudur.”
Türkiye'de yalnızlık bakanlığı kurulabilir. Yalnızlık bakanlığı; bilimsel, demokratik anlayış ve kamu yararını esas alarak başta dezavantajlı (kronik hasta, engelli, yaşlı ve yalnız) bireyler olmak üzere her insanın ihtiyaç duyduğu sosyal desteği etkin bir şekilde sunabilir.
Yalnızlık bakanlığı, her birey için gerektiği kadar sosyal destek sunarak doğurganlık ve nüfus artış hızının düşük düzeyde tutulmasında rol oynayabilir. Böylece doğal dengelerin korunmasına (iklim krizini önlemek ve çözmek gibi) ve sosyal adalete de katkı sağlayabilir.
A. Esin Yılmaz, Aycan Kapucu, Ayşe Altan Atalay, Belgüzar Nilay Türkan, Burcu Kaya Kızılöz, Ceren Gökdağ, Elif Yüvrük, F. Cansu Pala, Gamze Şen Pakyürek, Nihan Osmanağaoğlu, Nur Başakhan Uzun, Onuray Güney, Orçun Yorulmaz, Özge Erarslan İngeç, Pelin Bintaş Zörer, Rukiye Kızıltepe, Seda Arıtürk, Sedat Batmaz, Servet Kaçar Başaran, Sıla Derin, Sidar Kıran, Türkan Yılmaz Irmak, Yasemin Sohtorik İlkmen, Zeynep Erdoğan Yıldırım, Zeynep Maçkalı Ruhsal bozuklukların sınıflandırılmasına duyulan ihtiyacın kökenleri oldukça eskiye dayansa da “sınıflandırma” meselesi hâlen tartışmaların odağındadır. Özellikle kategorik sistemlere getirilen eleştiriler, değişimi tetiklemiş ve psikopatolojilere bakışın derinleşmesini sağlamıştır. Bu bağlamda farklı psikolojik sorunların ve psikopatolojilerin altında yatan ortak faktörleri belirlemeyi ve bunlara müdahale ederek psikolojik tedavideki etkililiği artırmayı amaçlayan “tanılar üstü yaklaşım” ortaya çıkmış ve psikopatolojilere dair anlayış güçlenmiştir.
Bu kitapla, tanılar üstü yaklaşımın kapsamlı bir şekilde ele alınması ve mevcut durumun Türkiye'deki okuyucuyla buluşturulması hedeflenmiştir. Kitap üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda tanılar üstü yaklaşımın kuramsal arka planı ve güncel durumu, ikinci kısımda tanılar üstü risk faktörleri, her birinin psikopatolojilerin oluşumu, sürmesi ve nüks etmesindeki rolleri ve hangi süreçler üzerinden psikopatolojilere yol açtıkları, üçüncü kısımda ise tanılar üstü ortak psikoterapi yaklaşım ve teknikleri aktarılmıştır.
••••••
“Psikopatolojinin kavramsallaştırılması, değerlendirilmesi ve tedavisine yönelik tanılar üstü yaklaşımlar ruh sağlığı alanında devrim yaratmıştır. Kendimizi katı ayrımlar yapan tanı sistemlerinden kurtarmak, bunun yerine psikopatolojinin etiyolojisini ve sürdürülmesini daha iyi açıklayan boyutları dikkate almamız, insanların iyileşmesini ve gelişmesini destekleyebilecek müdahaleler tasarlamamız son derece önemlidir. Bu kitap, psikopatolojilere tanılar üstü bakmakla ilgili güncel durumu kapsamlı bir şekilde özetlemektedir. Bu kitabı, danışanları için daha sofistike ve etkili vaka formülasyonları ve müdahaleler geliştirmek isteyen klinik araştırmacılara ve uygulayıcılara şiddetle tavsiye ediyorum”.
Prof. Dr. Peter M. McEvoy
Curtin Üniversitesi, Avusturalya

“Bu kitapla yazarlar, sınıflama ve tedaviyi kategorik ve herkese uyan tek bir formata dayandırmak yerine bir dizi sorunu sürdüren tanılar üstü mekanizmaları tanımlamanın ve tedavi etmenin faydasını vurgulayarak modern bilimin ön saflarında yer alıyorlar. Bu değişimin, ruh sağlığı tedavisinin etkinliğini ve gücünü artırma potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorum”.
Doç. Dr. Shannon Sauer-Zavala
Kentucky Üniversitesi, Amerika Birleşik Devletleri

“Son zamanlarda klinik psikolojide oldukça etkin ve popüler olan tanılar üstü yaklaşımı ele alan bu kitabın Türkçe yazında yer alması çok kıymetli… Eski öğrencilerim ve şimdi yeni meslektaşlarım Ceren ve Servet'i bu anlamlı katkılarından ötürü yürekten kutlarım”.
Prof. Dr. Haluk Arkar
Ege Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi
Richard Gross Kaybettiğimiz sevdiklerimiz için yas tuttuğumuzda duygusal olarak neler yaşıyoruz?
Yas tutmak için “doğru” bir yol var mıdır?
Yas tutmanın kendimizi nasıl gördüğümüz üzerindeki etkisi nedir?
Yas Psikolojisi, sevdiğimiz bir kişiyi kaybettiğimizde gösterdiğimiz çeşitli tepkileri vurgulayan ve psikologların bu deneyimi nasıl açıklamaya çalıştıklarını araştıran hümanist bir içerik sunuyor. Kitap, Freud’un öncü psikanaliz yaklaşımından; yas sürecinin “aşamalarından” geçmemiz gerektiğini öne süren başka araştırmacıların fikirlerine kadar yas süreci hakkındaki anlayışımızı çerçeveleyen veya sınırlayan sosyal ve kültürel normları ve onu tanımlamak için kullandığımız dili ele alıyor.
Ahmet Erdem, Aslı Kartol, Bahadır Turan, Eda Ay, Hakan Kırbaş, Hakan Öğütlü, Hanife Kocakaya, Hatice Harmancı, Kasım Karaca, Nuray Savaş, Nurgül Karakurt, Önder Karadeniz, Seher Akdeniz, Selim Gündoğan, Sümeyye Ulaş, Şefika Erdem, Yavuz Koşan, Zehra Topal, Zeynep Karaman Özlü Bireyin doğum öncesinden ölümüne kadar geçen yaşam serüveni içerisinde göstermiş olduğu gelişim süreçleri ve bu gelişim süreçlerinde karşılaşılan olası olumsuzluklara bağlı olarak ortaya çıkan davranış ve uyum problemleri bu eserde neden-sonuç perspektifi ve önleme-müdahale yaklaşımları bağlamında ele alınmıştır. Bu anlamda "psikopatoloji" olarak tanımlanan normal dışı davranışın biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörler başta olmak üzere ana belirleyicileri, bu eserde disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınmıştır.
Elinizdeki eser ile yaşamı; bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık olmak üzere tüm evreleri, bu evrelerin her birinde geçirilen ortak yaşam süreçleri ve olası travmatik durumlar bağlamında ele alarak psikolojik problemlerin ve rahatsızlıkların doğası anlaşılır bir dille ifade edilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda hemen her bölümde kaçınılmaz bir şekilde Psikiyatrik Rahatsızlıkların Tanılaması El Kitabı olarak adlandırılan DSM-5 tanı ölçütlerini tartışmaya yer vermeyecek bir şekilde okuyucunun dikkatine sunarak ilgili problemin doğası, epidemiyolojisi, yaşam süreçleri üzerindeki etkileri ve olası müdahale-tedavi seçenekleri geniş bir perspektiften açıklanmıştır.
Bu yönüyle kitap; özellikle ruh sağlığı uzmanları, Psikoloji, Psikiyatri, Psikolojik Danışmanlık vb. bilim alanındaki uzmanlar ile ilgili lisans ve lisansüstü öğrenciler başta olmak üzere insan davranışına ve uyum sorunlarının doğasına ilgi duyan herkesin istifade edebileceği bir eser niteliği taşımaktadır.
Abdulkadir Haktanır, Betül Gökçen Doğan Laçin, Çağla Karademir, F. Zehra Ünlü Kaynakçı, Gökçen Aydın, Hasan Sarıcı, Naciye Güven, Okan Bilgin, Sedef Ünsal Seydooğulları, Süleyman Akçıl, Zeynep Akkuş Çutuk Çok boyutlu bir süreç olan insan gelişimi, alan uzmanları tarafından dönemler hâlinde ele alınarak incelenir. Her dönem içinde birey; fiziksel, sosyal, bilişsel ve duygusal yönden bir bütün olarak gelişim gösterir. Bu kitapta, doğum öncesinden yaşlılığa kadar olan insan gelişimi her dönemin kendine özgü uyum sorunları çerçevesinde ele alınmıştır. Bu kapsamda ilk olarak uyum-uyumsuzluk kavramlarına değinilmiş, sonrasında ise insan gelişiminin tüm dönemleri ayrı ayrı incelenmiştir. Dönemler incelenirken öncelikle farklı alanlarda bireyin gösterdiği gelişim süreçlerinden kısaca bahsedilmiş, ardından bireyin o dönem içinde yaşayabileceği uyum sorunları ele alınmıştır. Son olarak her döneme özgü yaşanabilecek uyum sorunlarına yönelik çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır.
Alana katkı sağlaması dileğiyle...