Resim \ 1-1
Adem Genç Prehistoryadan bu yana renk, görmenin en duyusal yönünü belirleyen niteliklerden biri mahiyetinde kullanılmış ve bilim ve sanat literatürüne geçmiştir. Ucu bucağı görülmeyecek denli geniş bir kaynak oluşturmasına rağmen, görme biçimleri, görsel algı ve sanat disiplinlerine dair bugüne kadar yapılan yorumlar ve ileri sürülen hipotezlerde, sıradan bir tasvir ve süsleme materyali bağlamında değerlendirilmiştir.
Oysa bugün, özellikle modern çağ sonrası bilgi teknolojisine dayalı kültür ve sanat ürünlerinde renk, kendi paradoksal hususiyetleri ve değişimiyle karakterize edilen tarihi bir süreçte bilimsel/objektif manada yeniden ele alınıp incelenmektedir.
Rengin duyuyla doğrudan bir çizgiye sahip olduğu doğrudur. O kadar ki çağdaş sanatçılar, renk algısının ortaya koyabileceği görsel deneyimin altını çizmek istercesine, büyük tuval yüzeylerini neredeyse birbiriyle ilişkisi olmayan renk alanlarıyla kapladılar. Büyük anlatılar ve ardından, savaş sonrası Renk Alanı Resmine (Colourfield painting) dair argüman içerikli tartışmalardan sonra, rengin kavramsal, soyut ve sofistike problematikleri giderek arttı.
Kitapta, algı psikolojisi ve diğer pozitif bilimler dışında kalan sanatsal soruların bir bölümü, nitel araştırma yöntemi ile yanıtlanmıştır. Dolayısıyla burada da amaç, diğer görsel nitelik analizlerinde olduğu gibi görme ile anlama arasında kurulan görüngü bilimsel ve tasavvura dayalı diğer kavramsal ilişkileri nesnel bir zemine oturtmaktır.
Aydan Özsoy, Aysun Altunöz, Bekir Eskici, Berna Çağlar Eryurt, Bülent Salderay, Çiğdem Demir, Deniz Hepdinç Hasgüler, Dilek Evirgen, Fırat Çağrı Kırmızıgül, Fulya Bayraktar, İrem Bilgi Ataay, M. Naci Bostancı, Mehtap Bingöl, Meltem Katırancı, Mına Silav, Naile Çevik, Nesli Tuğban Yaban, Pelin Öztürk Göçmen, Serap Özdemir, Serra Erdem, Sevgi Kayalıoğlu, Vildan Yiğit, Yaşar Selçuk Şener, Yılmaz Çıracıoğlu, Yunus Topal, Zeliha Kayahan, Zeynep Pehlivan Baskın
Orhan Bingöl Bu kitap, Klasik Dönem ile başlayıp Roma İmparatorluğu'nun sonuna kadar süren yaklaşık bin yıllık bir süreci (MÖ 500 - MS 400) kapsayan resim sanatına yer vermektedir. Renklerinde ve görüntülerinde iyileştirmeler yapılarak kitapta yer verilen resimlerin çoğu Anadolu coğrafyasına ait olmakla birlikte sürecin kesintisiz izlenmesi için diğer Akdeniz ülkelerindeki resimlere de yer verilmiştir. Çeşitli nedenlerle ne yazık ki artık sahip olunmayan örnekler de yeniden anımsatılmıştır. Ayrıca arkeolojik mimari ve resim altyapısıyla alakalı kavramların daha iyi anlaşılması için kitaba “Türkçe Terminoloji” sözlüğü de eklenmiştir. Yoğun bir emeğin sonucu olan eserin, alanyazına ve kültürel farkındalığımıza faydalı olması dileğiyle…
Tuba Kınay Gör Baskı sanatı, binlerce yıl önce yapılmış olan mağara duvarlarındaki el baskılarına dayanır. Ancak her ne kadar baskıresim sanatı yüzyıllar öncesine dayanıyor olsa da bu sanatla ilgili terimler günden güne kendini yenilemekte, yeni teknik ve malzemeler terminolojiye eklenmektedir. Bu sanat oldukça eskiye dayanıyor olmasına karşın zaman içerisinde kullanılan toksik maddelerin sağlığa ne kadar zarar verdiği görülmüş ve bu da sanatçıları daha güvenilir ürün bulma arayışına itmiştir. Ayrıca kimi malzemelerin de hem maliyet hem de erişim bakımından sıkıntılar oluşturması bakımından sanatçılar eldeki malzemelerle denemeler yapmaya başlamıştır. Bu ve benzeri sebeplerden ötürü günden güne hem kalıp olarak hem de boya ve çözücü olarak daha organik olana yönelim görülmüş, böylelikle deneysel anlamda yeni teknik, yöntem ve malzemeler ortaya çıkmıştır.
Bu kitap da söz konusu bu yenilikleri aktarma ve akademik araştırmalarda terimlerin anlamlarına erişimi sağlamada büyük bir kolaylık sağlayacak bir başvuru kaynağıdır. Üniversitelerin başta ilgili bölümlerinde okuyan lisans öğrencileri olmak üzere lisansüstü eğitimi alan ve bu alan üzerine çalışan araştırmacı ve uzmanlar ile akademisyenlerin de kullanma gereği hissedeceği baskı resim odaklı kısaltılmış bir terminolojidir.
Berna Coşkun Onan, Necla Coşkun Çağdaş sanat bilgi yapısı, sanatta klasik ve modern felsefelerden olabildiğince beslenen ve büyük ölçüde özne ve nesne ilişkileri bağlamında bu yapısal yaklaşımı reddeden bir değişimin bütüncül göstergelerini sunmaktadır. Özellikle 1945 sonrası dönemin felsefi çıkarsamalarını, yapıtlarda plastik yapıda oluşan değişimler, yapıtın ontolojisi ya da sergileme ortamları/bağlamlar, oluşumlar, performatif hareketler yoluyla hissedebildiğimiz bu grift yapı, eğitim ortamlarına taşınabildiği derecede, anlaşılabilir, çözümlenebilir ve tartışılabilir yaşamsal bir olguya dönüşecektir. Çağdaş sanat, bir yandan modernizmin avangardist, çizgisel ve ilerlemeci yapılarını barındırırken bir yandan da postmodernizmin özneye yaklaşımı, kültürlere yaklaşımı, süreç estetiği gibi yapıtın oluşumunu içeren başka felsefi söylemleri de kapsamaktadır. Çağdaş sanatın özsel karakteristik niteliklerinden hareketle tanımlamalarını gerçekleştirebilmek, öğretim süreçleri açısından faydalı olacaktır. Çağdaş sanatın,bu griftlik ve paradoksallık nedeniyle karmaşık bir yapıya sahip olduğu söylenebilir. Bu tür karmaşık içerik yapıları, benzer nitelikte karmaşık olguları bir arada görebileceğimiz, karmaşık sistemlere ihtiyacı da ortaya koymaktadır. Disiplinlerarası öğretim süreci, disiplinbirleştirici akademisyenlerin, karmaşık içeriklerden beslenen disiplinlerarası birleştirmeleri gerçekleştirdikleri bir süreçtir. Bu kitap, öncelikle bir öğretim elemanının disiplinbirleştirici rolüyle bu grift yapıyı nasıl çözümlediğini ve nasıl bir disiplinlerarası içerik olarak yapılandırdığını göstermektedir. Bununla birlikte öğretim elemanının çağdaş sanat bilgi yapısına farklı yaklaşımı ile uzmanları derse kattığı ve bu şekilde çeşitli gerçeklikleri de sürece katabilmeyi başardığı gözlemlenmiştir. İşte tam da bu noktada bu birleşmeleri ortaya koyabilmeyi sağlayacak felsefi bir yöntem olarak fenomenoloji, araştırmada tutarlı bir yol izleyebilmeye katkı sağlamıştır. Kitabın, öncelikle fenomenoloji araştırması yapmak isteyen araştırmacılara, sanat eğitimcilere, farklı alanlarda disiplinlerarası öğretim süreci planlayacak ve gerçekleştirecek öğretim elemanlarına ve ayrıca ilk ve ortaöğretim düzeylerinde öğretmenlik yapacak öğretmen adaylarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Adem Yücel, Burak Boyraz, Çağrı Gümüş, Erol Murat Yıldız, Esra Altıntaş Yüksel, H. Serdar Mutlu, Mehtap Pazarlıoğlu Bingöl, Meltem Katırancı, Mustafa Cevat Atalay, Mustafa Diğler, Osman Altıntaş, Özcan Özkarakoç, Serap Buyurgan, Tolga Akalın, Ufuk Uğur Yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin kültürel oluşumlarına ev sahipliği yapmış Anadolu toprakları, cumhuriyetin ilanından sonra yepyeni bir iklimle kucaklaşmış ve yeni kurulan ülkemiz, sanatsal açıdan evrensel entegrasyona uygun bir yapılanma içerisine girmiştir. “1923'ten Günümüze Çağdaş Türk Sanatı” kitabı, plastik sanatların tüm branşlarında cumhuriyetin ilanından sonra yaşanılan gelişim ve değişimleri ele almak düşüncesinden hareketle her biri alanında uzman akademisyenler tarafından büyük bir titizlikle hazırlanmıştır.
Kitapta yer alan bölümlerin, ülkemiz sanat ve kültür ortamına vereceği katkının yanı sıra bilimsel bir yayın niteliği taşıması nedeniyle araştırmacı kimliklere, akademisyenlere, lisans ve lisansüstü eğitim gören tüm öğrencilere kaynak teşkil edeceği düşünülmektedir.
Abdullah Ayaydın Sanat eğitimi bütününün önemli bir parçası da sanat tarihidir. Sanatın eğitimi ve öğretimi, sanatın tarihine dokunulmadan verimli olamaz. Sanatın tarihinde bilinmesi gereken en lüzumlu konulardan biri yakın tarihi ilgilendiren çağdaş sanat akımlarıdır.
Bu kitabın hazırlanmasındaki temel amaç; çağdaş sanat akımları ile birlikte sanatın çeşitliliğine, düşünme biçimlerine, tekniklerine ve konularına dikkat çekerek sanat kavramına geniş bir perspektiften bakılmasını sağlamaktır.
Jamie Combs - Brenda Hoddinott Çizim Teknikleri For Dummies “size sadece kendinizin resim yapmayı öğretebileceği” felsefesine sıkı sıkıya bağlı kalarak, çizim yapmanın temellerini keşfetmeniz ve daha gelişmiş tekniklere ilerlemeniz için ihtiyaç duyacağınız gereçleri sizlere sunmaktadır. İçinizdeki ressamı serbest bırakmak için asla geç kalmış sayılmazsınız… O yüzden hemen bir kalemle kâğıt alıp bu uygulamalı ve dost canlısı rehberin size kendinizi ifade etme yolunda eşlik etmesine izin verin.
• Çizim tekniklerine dair her şey... Resim yapmaya başlamak için çizim gereçlerinden ilham fikirlerine kadar ihtiyaç duyacağınız her şeyi burada bulabilirsiniz.
• Kaleminizi (ve becerilerinizi) keskinleştirin. Kâğıt parçası üzerinde boyut yaratmayı, ışık ve gölge oluşturmak için tonlama yapmayı, derinlik eklemeyi ve çok daha fazlasını öğrenin.
• Biraz dijitalleşelim. Dijital çizim dünyasını keşfedin; kişisel bilgisayarınızla eskizler ve katmanlar yaratmanıza imkân tanıyan araçlar ile yazılımlar hakkında rehberlik edecek kaynaklara ulaşın.
• Çiziminize canlılık katın. Natürmortlar, doğa manzaraları, insan ve hayvan çizimleri yapmak için resminizin konusu üzerinde çeşitli denemeler yapın.
Kitabı açın ve
• Birbirinden farklı türlerde çizimler yapabilmeniz için ihtiyacınız olan gereçler ve teknikleri
• Çizim projeleri ile baş etmek için fikirler ve stratejileri
• İndirilebilir ücretsiz dijital çizim araçlarını
• Şekilleri nasıl dengeleyeceğiniz konusundaki bilgileri
• Hat çizimleri yaratmak için ipuçlarını
• Ortaya üç boyutlu çizimler koymak için yardımcı olacak yönergeleri
• Çiziminizi güzelleştirebilecek dokular ve desenleri
• Resimlerinize perspektif eklemek için gerekli bilgileri öğrenin.
Aynur Şadiye Şahin Çocuğun ruhsal dünyasına kısa bir giriş yapılan “Çocuk Resimlerindeki Yaratıcılığın Plastik Açıdan Analizi” konusu araştırılırken, çocuğu anlamanın; ayrıca, çocuğun sevgi, güven ve hoşgörülü bir aile ortamında yetiştirilmesinin önemine değinilmiştir.
Yaratıcılık insana özgüdür ve her insana doğuştan gelen bir armağandır. Ancak bu yetinin geliştirilmesinde öğretmenlerin üzerine büyük bir görev düştüğü vurgulanmıştır. Çocuk yaratıcılıkla resim yaptığında, zaman içinde bunun etkileri kişiliğine de yansımaktadır.
Sanatsal açıdan bakıldığında yalınlık ve özgünlük ile dikkati çeken çocuk resmi, sıradan bir etkinlik gibi görülse de bazı durumlarda birtakım kavramsal karmaşıklıklar da gösterebilmektedir. Bu çalışmada, çocukların kendilerini fark ederek keşfetmeleriyle özgün bir birey olma yolculuklarına dikkat çekilmiştir. Çocukların resim aracılığı ile kişilik ve yaratıcılıkları gelişirken evrensel bir birey olma düşüncesinin de oluştuğunun önemine yer verilmiştir. Bu açıdan ele alındığında çocuk resimleri iyi analiz edilmelidir.
Çocuk resimleri, onların gelişim ve becerilerinin genel bir göstergesidir. Çocuğun iç dünyasını bize ayrıntılarıyla anlatır.
Jill Englebright FOX, Robert SCHIRRMACHER, Wadsworth Çocuklarda Sanat ve Yaratıcılığın Gelişimi kitabı, alanında uzman olan üniversite öğretim elemanları tarafından çevrilmiştir. Kitabımız çocuklarda sanat ve yaratıcılık alanında görülen boşluğun doldurulması ve doğru uygulamaları göstermesi açısından titizlikle hazırlanmıştır.
Kitap Yaratıcılık, Sanatçı Olarak Küçük Çocuklar: Gelişimsel Bir Bakış, Sanat ve Estetik, Sanat Deneyimleri Sağlamak, Rol ve Stratejiler olmak üzere beş üniteden ve 16 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm eleştirel düşünmeyi teşvik eden, grup tartışmalarını destekleyen, okuyucuyu motive eden fotoğraflarla birlikte, farklı düşünceleri açığa çıkaran sorular içerir. Bölümlerin sonunda yer alan özet, anahtar sözcükler, önerilen etkinlikler ve gözden geçirme çalışmalarıyla okuyucunun öğrendiklerini uygulaması ve sorgulaması hedeflenmiştir.
Kitabın hedef kitlesi sadece öğrenci, öğretmen ya da akademisyenler değil, çocukları ile yaratıcı sanata ilgi duyan tüm yetişkinlerdir. Çocuklarda Sanat ve Yaratıcılığın Gelişimi kitabının ülkemiz çocuklarına, ailelerine ve eğitimcilerine faydalı olması en büyük dileğimizdir.
Abdullah AYAYDIN Çağımıza kadar sözel ve sayısal zekâ ile sınırlı kalmış eğitim- öğretim ortamlarında Çoklu Zekâ Kuramı ile çok daha geniş ufuklara yelken açılmıştır. Zekânın aslında yetenekten farklı bir şey olmadığı ve her öğrencinin dikkatini çekecek bir yöntemin olabileceği, eğitimcileri yeni arayışlara yönlendirmiştir.
Çoklu Zekâ anlayışının eğitim ortamına sunduğu yeniliklerden en çok etkilenen derslerden biri olarak görsel sanatlar dersi de öğrencilere çok çeşitli etkinliklerin sunulabileceği alanlardan biridir. Bu alanı renkli ve eğlenceli hâle getirmek ise öğretmenlerin hayal gücünün genişliği ile orantılıdır.
Bu kitabın amacı, Görsel Sanatlar öğretmenlerine hem Çoklu Zekâ Kuramı'nı tanıtmak hem de bu alanda yapılabilecek etkinlikler hakkında ön bilgi sunmaktır. Kitapta yer alan örnekler hem öğrencilere hem de öğretmenlere fikir vermek ve örnek oluşturmak düşüncesiyle hazırlanmıştır. Bu örnekler aynen uygulanabileceği gibi okulun sosyal ve fiziksel imkânlarına göre düzenlenebilir ve çeşitlendirilebilir niteliktedir.
Merih TEKİN BENDER Nedir sanatsal yaratmanın özünde yatan ve onu bunca cazip kılan giz? Yaratmadan ve yaratılanları duyumsamadan yaşamak kuru ve tatsız ise, beynimiz nasıl bir yol göstericidir bütün sanatsal aktivitelerde? Hangi tür zekâ tanımlar sanata ilişkin eylemlerimizi? Duygularımız yaşamımıza değer kattığı kadar, sa¬natsal yaratmaya da değer katmakta mıdır? Duygularının izinden giden sanatçı sonuçta nereye varmaktadır?
Duyguların İzinde Sanatsal Yaratma bu soruların cevaplarını merak eden herkesin okuması gereken bir kitap, içeriğinde duygusal zekâ, yaratıcılık ve sanatsal yaratmaya dair bilimsel çalışmalar değerlendirilmekte, özve¬rili bir sentez ve özgün bir yorum sunulmaktadır. Sözü edilen alanlara ilgi duyan, bu alanlarda araştırma yapan ve sanata dair yeni keşiflerde bulunmayı uman kişiler için doyurucu olacağına ve okunacağına inanıyoruz.
Rasim Başak Sanat eserini anlama ve anlamlandırma süreci olarak da tanımlanabilecek sanat eleştirisi, yapısı gereği çok boyutlu ve çok katmanlı bir alandır. Bir kültürel grubun parçası olan insanın yarattığı sanat eseri, çoğu zaman içinde bulunduğu kültürel yapı bütününden ayrı nesnel bir olgu olarak düşünülemez. Sanat eseri, ait olduğu sosyal grup, ait olduğu kültürel yapı ve içinde yaratıldığı bağlam ile doğrudan veya dolaylı ilişkilerin işaretlerini taşır. Bu sebeple, sanat eleştirisi sadece biçimsel bir değerlendirme değil sosyal, kültürel, psikolojik, tarihsel, çoklu bağlam ilişkilerinin değerlendirmelerini de kapsar. Sanat kavramının tarih boyunca farklılaşan anlamları ve estetik tartışmalar, sanat eserine bakış ve beklentileri de şekillendirmiştir. Batılı anlamda sanata bakış ve estetik prensipler ise Antik Yunan dönemine dek uzanan estetik tartışmalardan kökenini alır. Eleştirinin karmaşık yapısı gereği öğretim süreçlerinde sanat eleştirisi uygulamaları ve sanat eğitiminde bu sürecin nasıl yapılandırılacağı tartışmalı konulardır. Bu kitapta, sanat eserini anlama ve anlamlandırma sürecinde dikkate alınması gereken bakış açıları, estetik kuramsal yaklaşımlar ve değerlendirme boyutları pedagojik yaklaşımlar temelinde incelenmiştir.
Sehran Dilmaç Sanat, ilk insanın varlığıyla tartışılan bir kavram olmasına karşın sanatın ifade edilmesinde kullanılan araç gereç bağlamında olsun ya da işlevselliğe sahip bir ev eşyası olsun tasarım kavramı da bu süreç içerisinde varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Sanatın ne olduğunun sorgulanmaya başlanması, sistematik olarak Antik Dönem'e dayanırken bilimsel anlamda varlık kazanması ancak on yedinci yüzyılda olmuştur. Endüstrileşme hareketlerinin on sekiz ve on dokuzuncu yüzyıllarda görülmesiyle birlikte tasarım kavramı yükselen bir olgu hâline gelmiştir. Dolayısıyla sanat ve tasarım, on dokuzuncu yüzyıl ile birlikte birbirine yakınlığı ve uzaklığı tartışılan ve konuşulan iki kavramdır.
Günümüzde ise teknolojinin olanakları, sanatın sadece "güzel" misyonunun ötesinde yaratıcılıkla ilgili boyutunu destekleyip farklı mecralar sunduğu için sanat ve tasarım, önceki dönemlere göre daha fazla diyalog hâlindedir. Bu süreçler, disiplinler arası yaklaşımları ortaya çıkarmıştır. Günümüzde sanatta disiplinler arasılık demek, tasarım alanlarının sanata entegrasyonu anlamına gelmektedir. Bu durum aslında çağımıza ayak uydurmak için sanatın tasarım olanaklarıyla evrilmesi de demektir. Üretilen çalışmalara bakıldığında "Sanat mı tasarım mı?" demek gibi keskin bir ayrımın yapılması da çok doğru gözükmemektedir. Günümüzde sanat ve tasarım iç içe geçmiş ve sınırları bulanıklaşmıştır. Bu nedenle bu kitapta ilk olarak sanat ve tasarım kavramları genel batlarıyla anlamlandırılmaya ve açıklanmaya çalışılmış sonrasında ise ayrılan, benzeşen noktalarına örneklerle değinilmiştir.

Nuray Bayraktar Nilgün Görer Tamer Ayşe Tekel Nilüfer Gürer Aybike Ceylan Kızıltaş Nihan Oya Memlük Çobanoğlu Bilge Armatlı Köroğlu Temel tasarım; görsel sanatlar alanından mimarlık, kentsel tasarım ve şehir planlama alanlarına kadar tasarımla ilgili tüm disiplinlerde geçerli ve ortak bir eğitimdir. Temel tasarım eğitimi, tasarımın altyapısını oluşturan görsel alfabenin teknik olarak öğrenilmesini zorunlu kılar. Görsel alfabe; tasarlama ve soyutlama becerilerinin, temel tasarım elemanlarının, araçlarının ve ilkelerinin, temel tasarım eğitimi sürecinde içselleştirilmesiyle öğrenilir. Bu çerçevede temel tasarım eğitimi, tasarımın amacına uygun olarak görsel algının geliştirilmesinin yanı sıra tasarımda ortak bir değer yargısı oluşturulmasına da hizmet eder. Temel tasarım eğitiminde ortaya çıkan sonuç ürün yaratıcı eğilimlerin somut ifadesidir. Bu nedenle, yaratıcı düşüncenin geliştirilmesine yönelik arayışlar, temel tasarım eğitiminin öncelikli konusunu oluşturmaktadır.
Görsel Eğitimde Yaratıcılık ve Temel Tasarım kitabı, temel tasarım eğitiminin tüm tasarım disiplinleri için geçerli ve ortak ipuçlarını barındıran bir içerikle hazırlanmıştır. Kitap, eğitimcilere ve öğrencilere yönelik bir başvuru kaynağı olmasının yanı sıra görsel okuryazarlığın toplumda yaygınlaştırılması açısından da önemli bir araç olarak görülmektedir.
Aslı İgit, Bayram Oğuz Aydın, Burcu Gümüş, Derya Ölçener, Doğan Arslan, Elif Atamaz, Ezgi Karaata, İlknur Karahan, Mustafa Aydemir, Özge Sayılgan, Özlem Duğan, Serenay Şahin, Yüce Sayılgan, Yüksel Balaban, Görsel iletişim tasarımını tanımlamanın zorluğu; öncelikle bu alanın içerdiği farklı alt disiplinlerin yan yanalığına mı yoksa fotoğraf, grafik sanatlar, animasyon ve film tasarımı gibi çeşitli disiplinlerin birbirleri ile iç içe geçerek hibritleştiği bir ortaklaşmaya mı dayandığı sorunsalından kaynaklanmaktadır. Görsel iletişim tasarımı, aslında ne içerdiği bir alt alana indirgenebilir ne de bu alt alanların uzmanlıklarından bağımsızdır. Fakat bir disiplin olmaya özgü sınırlara sahip söz konusu özerk alt disiplinlerden farklı olarak bir hibritleşme mekânı olarak tanımlanabilir, bu mekânda mecralar araçsallaşır ve temelde mecra-ötesi ve proje bazlı üretimin önü açılır. Bu durum, alanın kuramsallaşma ve araştırma ayağı için de geçerli sayılabilir. Nitekim bu kitap, birbirinden farklı “disiplin”lerden görsel iletişim tasarımı alanına katkıda bulunan çeşitli yazarların desteği ile oluştu. Grafik tasarım, animasyon, illüstrasyon, dijital oyun, halkla ilişkiler, felsefe ve görsel sanatlar gibi disiplinlerin görsel iletişim tasarımı çatısı altında nasıl bir araya gelebileceğinin de bir örneğini oluşturdu. Bu kapsamda kendini görsel iletişim tasarımı alanı içinde tanımlayan veya bu alanla bir biçimde ilgi kurabilen farklı disiplinlere açık bir çağrı ile yola çıkılan bu derlemenin içinde hem araştırmaya dayalı çalışmalara hem de kuramsal tartışma modelini izleyen makalelere yer verildi.
Oğuz Dilmaç 21. yüzyıl, bilgi temelli toplum yapısında köklü dönüşümlerin ve değişimlerin meydana geldiği bir dönemdir. Toplumsal hayatın temel dinamiklerinden biri olan eğitim olgusu da bu değişim ve dönüşüm sürecinden etkilenmiş ve geleneksel eğitim pratiklerinin yerine yapılandırmacı, çoklu zekâ, proje tabanlı öğrenme ile problem çözme, eleştirel düşünme, etkili iletişim gibi becerileri ön plana çıkartan kuram ve uygulamalara dayanan bir anlayışa kavuşmuştur. Dolayısıyla benimsenen bu öğrenme teorilerinin doğasına uygun yeni ölçme ve değerlendirme yaklaşımları geliştirilip uygulanmaya başlanması bir zorunluluk hâline gelmiştir. Oysa geleneksel değerlendirme, öğrencilerin sahip oldukları farklı bilgi, beceri ve gelişmeye açık yönlerini yeterince dikkate almayarak sadece öğrencilerin öğrenme sonunda hangi davranışları hangi düzeyde kazandıklarını tespit etmeye çalışan bir anlayışa sahiptir. Bu nedenle 21. y.y. bireylerinin yetiştirilmesinde gerekli olan estetik duyarlılık, empati yapabilme, yaratıcılık, eleştirel düşünme, problem çözme, iletişim teknolojileri becerileri, esneklik ve uyum, girişimcilik ve öz yönetim gibi becerileri değerlendirebilecek araç ve yöntemlerin işe koşulması gerekmektedir. Sanat eğitimi doğası gereği bireyin kendini duygu ve düşüncelerini yorumlayarak ortaya koyması yönünde yapılan uygulamaları içeren bir eğitim sürecini kapsar. Elbette bu süreç içinde standart birtakım
ölçme değerlendirme yöntemlerinin kullanılması, sanat eğitiminde belirlenen amaçlara ulaşma düzeyi hakkında doğru dönütler veremeyebilir. Dolayısıyla sanat eğitimcilerinin, öğrencileri öğretim programlarında belirlenen ölçütlere göre doğru ve güvenilir bir şekilde değerlendirebilmeleri için tamamlayıcı değerlendirme yöntem ve araçlarına ihtiyaçları vardır.
Bu kitapta sanat eğitiminde geleneksel değerlendirme yöntem ve uygulamalarının dışında tamamlayıcı değerlendirme yöntemlerinin kullanımına ilişkin örnekler verilerek farklı bakış açıları sunulmaya çalışılmıştır. Okul öncesinden üniversiteye kadar olan geniş bir süreci kapsayan eğitim dönemlerinde verilen sanat eğitimi derslerinde öğrencilerin değerlendirilmesinde kullanılabilecek yardımcı bir kaynak olması ümit edilmektedir.

Meltem Demirci Katırancı Görsel Sanatlar Öğretimi kitabı, güncellenen öğretmenlik programları doğrultusunda lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi almakta olan görsel sanatlar öğrencilerinin, öğretmen adaylarının ve görsel sanatlar öğretmenlerinin, alanda detaylı bilimsel verilere ulaşmalarını sağlayabilmek, mesleki gelişimlerine katkıda bulunabilmek ve eğitimin her kademesine yönelik yaratıcı fikirler üretmelerine farklı olanaklar sunabilmek amacıyla bir ders kitabı niteliğinde hazırlanmıştır.
Bu kitap, içeriği ile, çocuğun doğal gelişimine özen göstererek dışa vurumlarında onun cesaretini arttırmak ve onu bir sonraki evreye hazırlayarak daha yüksek bir yorumlamaya doğru cesaretlendirmek için gereken temel bilgilere, Türk kültürüne ve değerlerine sahip olma bilincinin ve Türk toplumuna ait olma hissinin yaşatılabileceği konulara yer vermekte; Görsel sanatlar alanına dâhil edilen farklı sanat türlerinin, teorik ve uygulamalı alanlarını bütünleştirerek, sanatın “Nerede? Ne zaman? Neden? Nasıl? Ne kadar? Ne ile?” öğretilebileceğini, “Nasıl?” değerlendirilebileceğine, sanatın öğretiminde baş vurulan yaklaşım, yöntem, teknik ve yaratıcı etkinlikleri kullanarak yol göstermektedir.
Görsel sanatlar öğretiminde; görünen gerçeğin çizilip boyanmasından ve bilgiyi olduğu gbi kullanmaktan ziyade önemli olan, görünenden hareketle keşfetme isteğinin başlatılması ve ulaşılan sonuçları görsel bir dille ifade edebilme hazzının çocuklara yaşatılmasıdır. Öğretmeyi seven ve öğrencilerini hissedebilen öğretmen, bu mutluluğu yaşatabilmenin arayışı içerisine girebilir.
Anıl Ertok Atmaca, Armağan Konak, Ayşe Çakır İlhan, Burçin Türkcan, Enver Yolcu, Merih Tekin Bender, Meryem Deveci, Serdar Tuna, Suzan Duygu Bedir Erişti “Görsel Sanatlar Öğretimi” kitabı, zengin içeriği ile öncelikle eğitim fakültelerinin temel eğitim bölümü sınıf öğretmenliği lisans programlarında yer alan ilgili dersler dikkate alınarak hazırlanmıştır. Bununla birlikte kitabın bölümleri, eğitim fakültelerinin resim-iş eğitimi programları başta olmak üzere, üniversitelerin tüm sanat ve sanat eğitimi ile ilgili programlarını da kapsayacak şekilde tasarlanmıştır. Sanat, Düşünce Dünyası İçinde Sanat, Tarihsel Süreç İçinde Sanat, Türkiye’de Sanat, Sanat Eğitiminin Gerekliliği ve İşlevi, Yaratıcılık, Görsel Kültür ve Sanat Eğitimi, Disipline Dayalı Sanat Eğitimi Yöntemi, Çocuğun Sanatsal Gelişim Aşamaları, Resimlerine Göre Çocuk Tipleri, Çocuk Resimlerinin Ortak Özellikleri, Sanatsal Yetenekli Çocuklar, Sanatsal Etkinliklerin Sergilenmesi, Müze Eğitimi, Görsel Sanatlar Eğitiminde Ölçme ve Değerlendirme kitabı oluşturan bölümlerdir.
Bu kitabın, öncelikle eğitim fakültelerinin ilgili programlarında öğrenim gören öğretmen adaylarının ve günümüz öğretmenlerinin, öğrencilerini sanatla ilgili, özgür ve yaratıcı anlatım biçimleri oluşturabilen, nitelikli bireyler olarak geleceğe hazırlamalarında yararlı olacağı düşünülmektedir.
İlkay Uyar Bu kitap,“ İyi öğretmen sadece öğretmez, sevdirir; bilgiyi kullanmayı kolaylaştırır.” sözünden hareketle ve yeni eğitim anlayışı esas alınarak hazırlanmıştır. Kitapta, öğrencinin yaparak, yaşayarak öğrenmesini sağlamak için; yaratıcılığı ön plana çıkaran, proje yaklaşımı ile derslerin işlenmesini kolaylaştırıcı etkinlik ve örneklere yer verilmiştir. İş eğitimi dersi verecek olan öğretmenler için bulunmaz yardımcı bir eser olan çalışmada konular yaratıcılık, atık malzeme (rekreasyon) çalışması, çocukların gözüyle iş eğitimi, iş eğitimi 6. sınıf 1. yarıyıl ortak ünitelerle ilgili uygulama örnekleri, iş eğitimi (ev ekonomisi, iş teknik, ticaret, tarım) dersi paket üniteler ile ilgili uygulama örnekleri, proje uygulamaları, ölçme- değerlendirme başlıkları altında ele alınmıştır.
Zeynep Çetin - Binhan Koyuncuoğlu Kitabımıza, birinci basımında, Rollo May'in “Yaratma Cesareti”nden yola çıkarak, “Sanatçı ya da yaratıcı bilim adamının hissettikleri kaygı veya korku değil, coşkudur!” diyerek başlamıştık.
Gözden geçirilmiş bu ikinci basımında da yine aynı coşkuyla, güzel değişikliklerle, çok kapsamlı ama bir o kadar da artık daha yakın hâle gelen yaratıcılık kavramını önce çeşitli boyutlarda ele aldık. Devamında yaratıcılığı kendisinden ayrı düşünülemeyecek sanat boyutunda inceleyip, konuya bu alanın vazgeçilmez önemdeki bileşeni duyularımızı da katarak ve çocuklarımızın çevrelerindeki yetişkinlere yönelik bazı fikirleriyle tamamladık.
Umarız bu kitapla, hâlihazırda çok eğlenceli ve kritik bir konu olan yaratıcılığı sizlere bir adım daha yakına getirebilmişizdir. Çünkü…
Bizler de çocukları çok seviyoruz! Tıpkı sizler gibi…
O zaman bırakalım “İz bıraksınlar”!
Beyza Aral Bahtiyaroğulları Türk Sanatının İslam öncesi devirleri söz konusu olduğunda bilhassa Erken Devir Türk Sanatı başlığı altında incelenen Uygur devri ve Uygur Resim Sanatı şüphesiz ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Kabaca M.S. VIII yüzyıldan XV. yüzyıla kadar, Orta Asya’nın kozmopolit ortamında meydana getirdikleri güçlü medeniyet ve İpek Yolu çevresine konumlanmış olan Uygur şehir merkezlerinin stratejik konumu gibi nedenlerle Uygur toprakları daima göz önünde olmuş ve bu topraklarda yetişen Türk Uygur sanatçılar, Orta Asya Sanatının geneline çok önemli katkılar sağlamışlardır.
“Orta Asya Uygur Resim Sanatında Biçim ve Anlam” başlıklı bu kitapta, konularına göre kategorilere ayrılan Uygur resimlerinin, öncelikle hangi inanç çerçevesinde geliştiği belirlendi. Eserler, form ve kompozisyon bakımından değerlendirilirken ayrıca bu resimlerin her birinin bağlantılı olduğu konu, bu konuya bağlı olarak kompozisyona yerleştirilen farklı türde objelerin sembolik anlamları ve figürlerin kimliği tespit edilmeye çalışıldı. Buna ek olarak, resimlerin eski Türk gelenekleriyle olan bağlantıları da irdelendi. Bütün bunlar yapılırken kimi zaman eski Uygurca Budist ve Manihaist metinlerden kimi zaman Budist efsanelerden ve Budist Sutra’lardan da faydalanıldı.
Bugüne kadar Orta Asya Uygur Resim Sanatına ilişkin bazı çalışmalar yapılmış olsa da hiçbir çalışmada Uygur Resim Sanatı, biçim ve anlamın bir arada değerlendirildiği bir bütün halinde ele alınmamıştır.
Bu kitapta ilk kez, Orta Asya Uygur Resim Sanatını her kategoriden seçtiğimiz örnekler ile ikonografik ve ikonolojik açıdan ayrıntılı bir biçimde topluca değerlendirmeye çalıştık.
Uygur Sanatı adına yapmak istediğimiz pek çok şey var.
Yolumuz uzun…
Erdem Ünver Toplum olarak çağa ayak uydurmak isteniyorsa, bilimsel teknolojinin desteğinde, çağdaş bir sanat eğitimi uygulanmak zorundadır. Sanat eğitimimizin geçmişten günümüze irdelenmesinin ve tespitlerin eğitimci ve eğitimci adaylarınca paylaşılmasının geleceğin sanat eğitimi için davranış belirlemede yararlı olacağı gerçeğinden hareketle bu çalışma, ülkemizde uygulanan sanat eğitimine katkı sağlayacak sanat eğitimimizin ulaştığı gelişim seyrini ortaya koyacaktır. Bunlarla birlikte bu kitapla; sanat eğitimi ve sorunları üzerine belli bir duyarlılık kazandırılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın, üniversitelerin Sanat Eğitimi Bölümü Resim-İş Öğretmenliği Programı öğrencilerine teorik sanat derslerine bir kaynak olması amaçlanmıştır.
Semra Çevik Tarihe bakmak, geçmişle bugünü karşılaştırmak, geleceği kurmada önemli bir işlev üstlenir. Dünün deneyimleri, size ve yolunuza ışık tutar ve çok değerlidir. Görsel, yazılı, sözlü, tınılı dili oluşturmanın temeli, kendi köklerinden besleniyorsa güçlü olur. Sonsuz seçenekler içinde on üç tanesine yer verilebilen bu kitapta okuduğunuz tanıklıkların, kendinize ait olanı bulup çıkarmanıza yardım edeceği, yol göstereceği umudunu taşıyorum.

“Görsellik yahut sıcak renk, her şeyi biraz yaklaştırır bize, güncelleştirir. Oysa soğuk renk, görsel soyutlamaya daha uygun bir renktir. Biz, kırmızı renkle boyanmış nesnede kendimize yakınlık hissederiz; daha güncelliği getirir. Oysa soğuk renk mitolojik birtakım etkilere olanak verebilir.”
Kayıhan Keskinok

“İletişimsizlik ve yalnızlık en büyük sorunumuz. Çağımızın en büyük sorunu, yalnızlık ve yalnızlığın çok değerli bir şeymiş gibi empoze edilmesi. Ben hep şu farkları düşünerek yaşamaya çalışıyorum: Birey olmakla bencil olmak arasında bir fark var. Birey olmak çok değerli bir şey çünkü doğru toplumlar doğru bireylerden oluşuyorlar.”
Devrim Yakut
Rasim Başak Geçmişten günümüze estetik alanındaki tartışmalar temelinde sanat, estetik haz ve bağlantılı konuların incelendiği bu kitap; estetik alanına ait önemli başlıklar ve Batı felsefi geleneğinde yaygın bilinen konularla birlikte Uzak Doğu, Budizm ve Musevilik temelli estetik anlayışları ve Darwinci güzellik kuramını da kapsamaktadır. Kitapta; din, felsefe, ideoloji, bilim ve evrim bağlamlarında ele alınan büyük düşünürlerin görüşleri ile geçmişten günümüze estetik teoriler doğrultusunda sanatın nasıl bir serüven geçirdiğinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Kitabın içeriği, sanat tarihi ve sanat eleştirisi öğrenmeden önce düşünsel bir altyapı oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Geleneksel sanat anlayışları ve estetik tartışmaların ötesinde modernizm ve sonrası yaklaşımların da anlaşılması için gereken teoriler incelenmiştir. Bu kitabın; güzel sanatlar, tasarım, moda, müzik, mimari gibi çeşitli sanat alanlarında eğitim alanlara, ressamlara, sanat eğitimcilerine; felsefeye, estetik alanına ve sanata ilgi duyanlara; sanat eserlerini, estetik teorileri ve tasarım anlayışlarını anlamak isteyenlere yardımcı olması ve katkı sağlaması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, Estetik, Sanat Felsefesi ve Sanat Eleştirisi gibi derslerde ders kitabı ve yardımcı kaynak olarak kullanılabilir.
A. Şebnem Soysal Acar, Sibel Coşkun Düzakın Klasik diye tanımlayabileceğimiz öğretim yöntem ve tekniklerini sanatın derinleştirici ve düşündürücü unsurlarıyla aşabilmek mümkün müdür?
Bu kitapta önerilen eğitim modeli tünelin sonundaki ışığa işaret ediyor. Bu eseri okuduğunuzda sanat terapistlerinin, çocuk ve gençleri nasıl ele aldığına, onlarla nasıl ilişki kurduğuna ve yön vermeden nasıl geliştiklerini gördüklerine ilişkin gerçek bir olgu ile karşılaşacaksınız. Aynı zamanda sanat terapistlerinin insan varlığına ilişkin algı ve temel varoluş felsefesini çalışma ortamına ve ilişkilerine nasıl yansıttıklarına tanıklık edeceksiniz. Sanatın ilişki ve iletişim için ne kadar güçlü ve uyarıcı bir alan açtığını fark edeceksiniz.
Kemal Türker Resim sanatının temel elemanı çizgidir. Biçimi sınırlayan çizgi, sanatçının elinde daha anlamlı hâle gelir, aynı zamanda kişilik kazanır. Herkesin çizgisi farklı karakterdedir, adeta imzası gibidir. Çizginin olgunlaşması, sanatsal bir değer kazanması için bir süreç gerekmektedir. Bu süreçte değişik çizim tekniklerinin denenmesi, çalışmaları daha zevkli ve verimli kılacaktır.
Bu kitapta çok değişik çizim tekniklerine
yer verilmiştir. Bu teknikler bol örneklerle desteklenmiştir. Tanınmış sanatçıların çizimlerinden örnekler konulmuştur.
Mustafa Ayaz, Neşe Erdok, Hilmi Özbay, Asuman-Atanur Doğan, Şeref Akdik,
Nazmi Ziya, İlhami Atalay, Şakir Şeyhoğlu, Renoir, Wesley Burt, Sabir Mehdiyev,
Kemal Türker, Ahmet Çolakoğlu, Yaşar Serin, Hüseyin Aktaş, M. Albayrak gibi sanatçılarla resim bölümü öğrencilerinin desenleri yer almaktadır.
Eğitim ve Güzel Sanatlar Fakültelerinin Resim Bölümü öğrencilerinin ve Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin yararlanabileceği bir kaynaktır.
Ahmet Gülay, Ayşegül Oğuz Namdar, Burcu Sezginsoy Şeker, Caner Özdemir, Elif Aktaş, Engin Karahan, Erdem Erem, Fulden Güler-Nalbantoğlu, Gökhan Karaosmanoğlu, Göksel Çelenk, H. Kübra Özalp Hamarta, İhsan Metinnam, Mehmet Kayhan Kurtuldu, Merve Ataş, Pervin Oya Taneri, Saime Uyar, Selda Şan, Sinem Çol, Tolga Erdoğan, Ümit İzgi Onbaşılı, Zühal Dinç Altun Ernst Fischer'a göre sanat, insanın dünyayı tanıyıp değiştirebilmesi için gereklidir. Sanatın, bireyin özgür düşünebilmesi, kendisini rahatça ifade edebilmesi gibi çok işlevli bir yapıya sahip olduğu düşünüldüğünde, bireylerin alacağı sanat eğitimi ve bu eğitimin niteliğinin büyük önem taşıdığı görülmektedir. Ekip olarak bizler de sanat eğitimine ilişkin çağdaş teknolojik uygulamaları alternatif öğretim yöntemlerinden biri olan drama ile entegre edip ilkokul öğrencilerine daha keyifli bir sanat eğitimi süreci hazırlamaya çalıştık. Drama, teknoloji ve sanat alanlarını kapsayan disiplinlerarası kitabımız, ilkokul düzeyine yönelik kuramsal ve uygulama örnekleri içermektedir. Kitabımız, başta sınıf öğretmenleri olmak üzere derslerinde teknoloji destekli drama uygulamalarını sanat eğitiminde kullanmak isteyen tüm eğitmenlere yönelik olarak hazırlanmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” sözünden yola çıkarak sanatın ve sanat eğitiminin gerekliliğin farkında olmak ümidiyle…
Anıl ERTOK ATMACA Sanatçı yetiştiren kurumlarda Temel Tasarım, bir diğer adıyla Temel Sanat Eğitimi dersi önemli bir özelliğe sahiptir. Tasarım ilkeleri ve ögeleri, sanatçı yetiştiren kurumlarda olduğu gibi aynı zamanda mimarlık, endüstriyel tasarım gibi birçok alanda da kullanılmaktadır. Tasarımın olduğu her alanda bu özellikler kullanıldığı ölçüde verimlilik alınabilir. Bu çerçeveden bakıldığında yaratıcı fikirlerin oluşturduğu eylemlerde çıkan ürünlerin başarısı bu dersin doğru algılanması ile orantılıdır.
“Temel Tasarım” adlı bu kitapta, tasarım sürecinde gerekli olan ilkeler ve elemanların tanımı ile ilgili kuramsal bilgilerin yanında öğrenciler tarafından farklı bakış açıları ile meydana getirilmiş olan bir çok tasarım örnekleri kullanılmıştır. Görsel açıdan çok zengin olan bu kitapta iki boyutlu ve üç boyutlu çalışmaların örnekleri ile temel tasarıma ait nitelikler ve yaklaşımlar arasındaki farklılıklar ele alınarak gösterilmeye çalışılmıştır. Kitabın temel amacı, eğitimcilere ve öğrencilere kılavuz görevi yapması ve tasarım sürecinde ortaya çıkan fikirlerin, tekniklerin ve uygulamaların geliştirmesinde yardımcı bir görev üstlenmesidir.
Ekin Kakan Hükûmet politikalarında sanat eğitimini inceleyen bu kitap, temelde ortaöğretim kademesini ele almaktadır. 1980-2019 yılları arasında ortaöğretim kademesi öğretim programlarında yapılan değişiklikler dâhilinde dersin; nasıl isimlendirildiği, kaçıncı dönem ve kaçıncı yarıyılda yürütüldüğü, ders saatlerinin ne şekilde planlandığı, ders türünün (zorunlu/seçmeli) ne olduğu, kazanım ve ders konularının ne gibi değişikliğe uğradığını belirlemek; ortaöğretim kurumlarında resim/görsel sanatlar dersinin genel durum tespitini yapmak; bu çerçevede ilgili yıllarda görev alan siyasi partilerin resim/görsel sanatlara verdikleri önemi ve bu konudaki politikalarını incelemek, araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Bu bakımdan çalışma, ortaöğretim kademesinde resim/görsel sanatlar dersinin, ilgili dönemin hükûmet politikalarıyla ne gibi değişimlere uğradığını inceleyen tarihsel bir araştırmadır. 1980-2019 yılları arasında hükûmet politikalarının resim/görsel sanatlar dersine etkilerini belirlemek için TBMM ve MEB arşivleri, hükûmet programları, tutanak dergileri, kalkınma planları, millî eğitim şûraları, tebliğler dergileri, TTK kararları ve öğretim programları gibi dokümanlara ulaşılmıştır. Kitapta, 1923 senesinden 2019 senesine kadar Türkiye'nin siyasi ortamı (Türk siyasi tarihi) ve 1-66. Türkiye Cumhuriyeti hükûmetlerinin sanat eğitimi politikaları da detaylı olarak irdelenmiştir.
Türkiye'deki Hükûmet Politikalarının Sanat Eğitimine Etkisi (1980-2019) isimli bu araştırmanın alana ve okuyuculara katkı sağlaması dileğiyle…
Tetıana Müsevitoğlu Akademisyen, ressam ve grafiker Tetiana Müsevitoğlu'nun XX. Yüzyıldan Günümüze Resim Sanatındaki Zaman Sembolü ve Zaman Kavramı başlıklı kitabı, zaman kavramı ve zaman sembolleri bağlamında yirminci yüzyıldan günümüze farklı sanat eserleri hakkında bilgiler sunuyor. Müsevitoğlu, sanatsal yaratıcılığın yeni yönlerini, sembolizm ve algı arasındaki farklı ilişkileri, yeni zaman sembolleri yaratmanın modern yollarını ve bunların sanat tarihi içerisinde izleyiciyle kurduğu ilişkiyi inceliyor. Batı sanatındaki çeşitli eğilimleri ve bu eğilimlerin sanatçılar ile sanatçı grupları üzerindeki politik, ekonomik, sosyal etkilerini ortaya koyuyor.
XX. Yüzyıldan Günümüze Resim Sanatındaki Zaman Sembolü ve Zaman Kavramı adlı bu çalışma; teknolojik ve bilimsel olarak gelişmiş bir dünyada da sembollerin modern sanatta etkisini yitirmediği, yeni şeyler arama arzusunda olan sanatçının kendini sembollerle ifade ederek yeni yollar keşfettiğini gösteriyor. Bu kitapla Müsevitoğlu, günümüz sanatında yeni zamanları ve sembolleri yaratmak konusunda okura ve sanat öğrencilerine yeni perspektifler açıyor.
Dr. Öğr. Üyesi Eylem Ejder
Sabiha Kılınçarslan Bu kitabın temel amacı; görsel sanatlar eğitimi sürecinde etkin rol oynayan sanat eğitimcilerine, bilinen ve uygulananın dışında, farklı konu ve tekniklerin yanı sıra farklı malzemeleri de sürece dâhil ederek ders içeriğini zenginleştirmelerine katkı sağlamaktır. Bilinenin dışına çıkmak; bireylerin yaratıcılığını destekleyecek, uygulanan etkinlikler eğitimci ve öğrencilerin farklı bir bakış açısını yakalamalarını sağlayacaktır.
Sanat eğitiminde süreç, ağırlıklı olarak uygulamalardan oluşmaktadır. Uygulama bilgi, beceri ve tekniklerin kazandırılmasının yanı sıra; günlük hayatın çeşitli alanlarında kullanılan objeler, içinde yaşadığı çevrede bulunan doğal malzemeler ve çöp olarak gördüğü birçok nesnenin tasarım ve yaratım sürecinde kullanılması, öğrencilerin yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini etkin bir biçimde kullanmalarına zemin oluşturacaktır.
Burcu Günay, Burhan Yılmaz, Canan Atalay, Denizhan Özer, Dilek Karaaziz Şener, Emine Demir, Ferhat Özgür, İbrahim Soner Özdemir, Levent Bayraktar, Lütfi Özden, Nilgün Yüksel, Özand Gönülal, Özkan Işık, Rahşan İnal, Tansel Türkdoğan, Zeynep Gürler