Güzel Sanatlar \ 1-3
Betül Rana Uludoğan Bu kitapta, insanların duygudurumu üzerinde etkisi olan müziğin kadim geleneklerde olduğu gibi iyileştirici yönü ele alınmıştır. Müziğin insan ruhunda meydana getirdiği rahatlama biyolojik, psikolojik ve fiziksel olarak incelenmiş ve ruhsal hastalıklarda tedavi edici yönü işlenmiştir. Psikiyatride en sık karşılaşılan depresyon üzerine yetişkin bireylerin aldıkları tanının bütüncül tedaviyle olan ilişkisi araştırılmıştır.
Makamların şifasıyla uygun vakitlerde kullanılan, hastalığa iyi gelecek olan eserin dinlenilmesi kişiyi iyileştirmeye sevk eder. Çalışmalara göre bu yola eşlik edecek en ideal enstrümanın ise nefesli çalgı aletlerinden "ney" olduğu bilgisidir.
Bu kitap, bir destek terapisi olarak müzik terapinin hem psikoterapi hem de ilaçla tedavi gören depresyon hastalarında nasıl bir etkiye sahip olduğunu uygulamalı bir şekilde incelemiştir. Müzik terapi desteği alan depresyon hastalarıyla almayan hastaların depresyon skorlarıyla yaşam kalitesi ölçeklerinin kıyaslaması yapılmıştır. Yapılan bu araştırma, depresyon hastalarında azalan ilgi, istek ve hazların müzikten destek alarak yapılan terapiyle yaşadıkları sorunlara karşı bir müdahale geliştirmeleri açısından önemlidir.
Ali Gürsan Saraç, Nilgün Açık
Deniz Tunçer, Nihan Şahinkaya Eğitim, bütün derslerin birbirleriyle olan etkileşimi iyi kurulduğunda başarıya ulaşacak dinamik bir yapıdır. Bu yapının her bir unsuru yani derslerin her biri hem kendi içerisinde yaşamla iç içe olmalı hem de diğer unsurlarla bağlantılı bir şekilde yaşamın içinde yer almalıdır. Çocuklar için çok soyut bir alan olan matematik, 4 Hikâye 4 Şarkı - Hikâye ve Şarkılarla Ondalık Kesirler adlı bu kitapta müzikle yaşama dâhil olurken müziğin neşeli karakteri bilgi ve kavramların anlaşılmasına katkıda bulunuyor. Deniz Tunçer ve Nihan Şahinkaya'nın ortaya koydukları bu güzel ürünün bütün çocuklara ulaşabilmesi dileğimle...
Prof. Dr. Emel Funda Türkmen


Bilindiği gibi müzik ve matematik arasındaki ilişki çeşitli araştırmalarla ortaya konulmuştur. Pisagor Okulunun programında müziğin aritmetik, geometri ve astronomi ile birlikte matematiğin dört dalından biri olarak yer aldığı bilgisi, araştırmaların temel dayanakları arasında görülebilir. Diğer yandan amaçları ve alana özgü becerileri arasında yer alan müzik aracılığıyla zihinsel becerilerinin gelişimini sağlamak ve müziğin bir bilim dalı olarak da farklı bilimlerle ilişkisini kurabilmek ifadeleri gereği ilköğretim müzik dersleri, kendi özel amaçlarının gerçekleşmesi kadar diğer derslerin amaçlarının gerçekleşmesini de hedeflemektedir. Deniz Tunçer ve Nihan Şahinkaya'nın güzel bir projelerinin ürünü olan 4 Hikâye 4 Şarkı - Hikâye ve Şarkılarla Ondalık Kesirler başlıklı kitapları, müzik eğitimi amaçlarının gerçekleşmesinde değerli bir kaynak oluşturacak nitelikte. Teşekkürlerimle…
Prof. Dr. H. Seval Köse


Müzik yoluyla eğitim/öğretim süreçlerinde kalıcı öğrenmelerin gerçekleştirilmesi, günümüzde çağdaş eğitim yaklaşımları açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle 4 Hikâye 4 Şarkı - Hikâye ve Şarkılarla Ondalık Kesirler adlı eğitim materyalini hazırlayan meslektaşlarım Deniz Tunçer ve Nihan Şahinkaya'yı yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.
Doç. Dr. Mehmet Ali Özdemir
Adem Genç Prehistoryadan bu yana renk, görmenin en duyusal yönünü belirleyen niteliklerden biri mahiyetinde kullanılmış ve bilim ve sanat literatürüne geçmiştir. Ucu bucağı görülmeyecek denli geniş bir kaynak oluşturmasına rağmen, görme biçimleri, görsel algı ve sanat disiplinlerine dair bugüne kadar yapılan yorumlar ve ileri sürülen hipotezlerde, sıradan bir tasvir ve süsleme materyali bağlamında değerlendirilmiştir.
Oysa bugün, özellikle modern çağ sonrası bilgi teknolojisine dayalı kültür ve sanat ürünlerinde renk, kendi paradoksal hususiyetleri ve değişimiyle karakterize edilen tarihi bir süreçte bilimsel/objektif manada yeniden ele alınıp incelenmektedir.
Rengin duyuyla doğrudan bir çizgiye sahip olduğu doğrudur. O kadar ki çağdaş sanatçılar, renk algısının ortaya koyabileceği görsel deneyimin altını çizmek istercesine, büyük tuval yüzeylerini neredeyse birbiriyle ilişkisi olmayan renk alanlarıyla kapladılar. Büyük anlatılar ve ardından, savaş sonrası Renk Alanı Resmine (Colourfield painting) dair argüman içerikli tartışmalardan sonra, rengin kavramsal, soyut ve sofistike problematikleri giderek arttı.
Kitapta, algı psikolojisi ve diğer pozitif bilimler dışında kalan sanatsal soruların bir bölümü, nitel araştırma yöntemi ile yanıtlanmıştır. Dolayısıyla burada da amaç, diğer görsel nitelik analizlerinde olduğu gibi görme ile anlama arasında kurulan görüngü bilimsel ve tasavvura dayalı diğer kavramsal ilişkileri nesnel bir zemine oturtmaktır.
Aydan Özsoy, Aysun Altunöz, Bekir Eskici, Berna Çağlar Eryurt, Bülent Salderay, Çiğdem Demir, Deniz Hepdinç Hasgüler, Dilek Evirgen, Fırat Çağrı Kırmızıgül, Fulya Bayraktar, İrem Bilgi Ataay, M. Naci Bostancı, Mehtap Bingöl, Meltem Katırancı, Mına Silav, Naile Çevik, Nesli Tuğban Yaban, Pelin Öztürk Göçmen, Serap Özdemir, Serra Erdem, Sevgi Kayalıoğlu, Vildan Yiğit, Yaşar Selçuk Şener, Yılmaz Çıracıoğlu, Yunus Topal, Zeliha Kayahan, Zeynep Pehlivan Baskın
Orhan Bingöl Bu kitap, Klasik Dönem ile başlayıp Roma İmparatorluğu'nun sonuna kadar süren yaklaşık bin yıllık bir süreci (MÖ 500 - MS 400) kapsayan resim sanatına yer vermektedir. Renklerinde ve görüntülerinde iyileştirmeler yapılarak kitapta yer verilen resimlerin çoğu Anadolu coğrafyasına ait olmakla birlikte sürecin kesintisiz izlenmesi için diğer Akdeniz ülkelerindeki resimlere de yer verilmiştir. Çeşitli nedenlerle ne yazık ki artık sahip olunmayan örnekler de yeniden anımsatılmıştır. Ayrıca arkeolojik mimari ve resim altyapısıyla alakalı kavramların daha iyi anlaşılması için kitaba “Türkçe Terminoloji” sözlüğü de eklenmiştir. Yoğun bir emeğin sonucu olan eserin, alanyazına ve kültürel farkındalığımıza faydalı olması dileğiyle…
Pınar Şahin Hz. Peygamber'in Veysel Karanî'ye hediye ettiği hırkasının muhafazası için inşa edilen Hırka-i Şerif Camisi, manevi değeri ve tasarım ilkeleri açısından Osmanlı mimarlık tarihinde özel bir yere sahiptir. Sultan I. Ahmed döneminde İstanbul'a yerleşen Üveysî Ailesi'nin himayesinde olan Hırka-i Şerif başlangıçta mütevazı bir hücrede sergilenmekteydi. Sultan Abdülmecid döneminde adına yakışır bir ziyaretgâh ve ibadet mekânına sahip olması için bulunduğu alanda; cami, Hırka-i Şerif Dairesi, Üveysî şeyhlerine ait konak ve koruma amaçlı karakoldan oluşan küçük bir külliye inşa edilir. Planları dönemin Ebniye Müdürü Seyyid Abdülhalim Efendi tarafından hazırlanan yapıda cami ile Hırka-i Şerif hücresi birleştirilerek benzersiz bir form ortaya çıkarılmıştır. Hırka-i Şerif Camisi üzerine günümüze kadar yapılan yayınlar eserin sanatsal özelliklerine odaklanmış, mimarı ve inşa süreci yeterince aydınlığa kavuşturulamamıştır. Osmanlı arşiv kayıtlarından uzun ve yorucu bir araştırma ile ortaya çıkarılan belgeler ışığında kaleme alınan bu çalışmada Hırka-i Şerif Camisi'nin bütün evreleri detaylı olarak anlatılmaktadır. İnşaat keşif defterlerinden elde edilen bilgilerle kullanılan malzeme ve işçi ücretlerine ilişkin maliyetlerin yanında mimarının kim olduğu ilk kez okuyucuya sunulmaktadır.
Oğuzhan Uzun, Mehmet Sarıkahya, İhsan Küreli Bu kitapta, gündelik hayatın monotonluğundan bizleri uzaklaştıracak, farklı tasarım ufukları açacak asimetrik mobilya tasarımlarına yer verilmiştir. Kitapta genel olarak asimetrik tasarımın, özel olarak da asimetrik mobilya tasarımının şifreleri çözülmekte ve bu tarz mobilyaların kullanılabilirlikleri ile tercih edilebilirlikleri yer almaktadır. Kitabın okunması neticesinde okuyucularda farklı tasarım ufukları açması, yapılacak yeni ve farklı tasarımlara katkı sağlaması hedeflenmektedir.
Semih Okcu 19. yüzyıla kadar bilim alanları kendi içinde ayrışmamış olduğundan bu döneme kadar bilim insanlarının aldıkları eğitimler birçok alan için ortak olarak gerçekleşmiştir. Bilim alanları iç içe geçmiş, âlim, filozof ya da bilim insanları birçok alanda çalışma yapmış ve eser vermiştir. 18. yüzyıla kadar astroloji; astronomi, tıp, matematik, fizik ve geometri gibi alanlarla beraber eğitim müfredatında yerini alan bir bilim olmuştur. Ancak 19. yüzyıldan sonra bilim, “materyalist” ve “determinist” bir çerçeveye oturtulmuş, dolayısıyla astroloji; ezoterik ve okült bir alan olarak görülmüştür. Bu sebeple de bilim dışı tutulmaya başlanmıştır. Günümüzde astroloji üzerine yoğunlaşmış bilim insanları ise bu alanı “istatistiksel veri bilimi” olarak görmekte, bu doğrultuda çalışmalar yapmakta ve elde ettikleri verilerin oranları doğrultusunda astrolojinin bir bilim olduğunu iddia etmektedirler. Biz de buradan yola çıkarak birçok disiplin ile ortak bir çalışma prensibine sahip olan “müzikoloji” alanı ile “astroloji” alanı için disiplinler arası bir çalışma yapmak ihtiyacı hissetmiş bulunmaktayız. Bu çalışmada; astrolojinin ve müzikolojinin kısa tarihini, çalışma alanlannı, bu iki alanda çalışmalar yapan filozof, âlim ve bilim insanlarını ve söz konusu bu iki alanın ortak ilişkisini akademik çerçevede ele alarak okuyucu ile buluşturmayı amaçlamaktayız.
Aydan Tuncayengin “ABD kültürünün egemen felsefesinde Batı aklı Avrupa geleneği ile, imgelerin titrek ışığında sanatın ortak dilini bulmaya çalışıyoruz.”
“Birbirimizi yansıtan, tanımlayan, belirleyen ve böylece yeniden bir öyküsel devinimin içindeki sinemanın illüzyonist tavrında yine kendimiziz!”
Aydan Tuncayengin
Eurimages Türkiye Temsilcisi Mehmet Demirhan: Türkiye'deki en önemli sorunlardan bir tanesi, yapımlara ilişkin finansman kaynaklarının çok kısıtlı olması. Ne mutlu ki son zamanlarda büyük başarılara imza atan filmlerin hepsinde de bir şekilde Bakanlık ya da Eurimages desteği var. Bu da bir şeylerin düzgün yapıldığı anlamına geliyor.
Yapımcı/Yönetmen Semih Kaplanoğlu: Her projeye Eurimages'dan destek alacaksınız diye bir şey yok. Bazen kabul etmiyorlar, bazen çok büyük bir rekabet oluyor, büyük yönetmenler katılıyor, çok fazla proje geliyor ve sizin projeniz belli bir oranda sizden daha iyiler olduğu için tercih edilmeyebiliyor. O zaman o projeden vazgeçmek gibi bir şansınız olmamalı... Yani, o projeyi yapmak istiyorsanız her koşulda ve şartta yapmanız gerekiyor, kabul edilmedi diye vazgeçemezsiniz. Benim perspektifim böyle.
Yönetmen Ümit Ünal: Öyle bir Avrupa kimliği empozesi yok, bizim burada yapılan filmler üzerine kimse ideolojik şeyler kurmuyor. Batılı daha buradan kopuk bir şey empoze etmiyor sonuçta, olanı yansıtıyor.
Yapımcı/Yönetmen Yeşim Ustaoğlu: Eurimages, bütününde Avrupa kimliğinin veya endüstrisinin ayakta kalmasını sağlamaya çalışır öbür yandan da diğer ülkelerle kültürel bir alışveriş sağlamış olur. Türkiye'de hâlâ çok zayıf ve problemlidir. Türk sineması çok dağınık bir sektör, bütün meslek kuruluşlarıyla, bütün bu algıyla ve çabuk para kazanma zihniyetiyle, çok da kurumsallaşmış bir yapı yok.
Yapımcı Yamaç Okur: AB tarafından baktığınız zaman filmler fonlarla yapılıyor, Türkiye'de öyküler, yaratıcılık var ama destek mekanizmaları yok, bu yüzden de Eurimages gibi bir kurum çok önemli hâle geliyor ama Eurimages'a giderken de Eurimages'ın regulasyonları Türk sinemasıyla olan regulasyonlar değil, Avrupa sinemasına göre...
Arzu Guliyeva Karaman Azerbaycan Halk Müziği’nin öğrenilmesinde ilk adımlar XIX yüzyılda, dahi Azerbaycan bestecisi, Azerbaycan profesyonel müziğinin banisi Üzeyir Hacıbeyli tarafından atılmıştır. O, halk müziğini toplayarak notaya almış ve bütün yaşamı boyunca bu örnekleri araştırmıştır. Temeli, Üzeyir Hacıbeyli ile koyulan bu geleneği sonraki yıllarda birçok Azerbaycan bestecisi ve müzikoloğu devam ettirmiştir ve bu gelenek günümüzde de devam ettirilmektedir.
Sunulan bu kitap, 2011 yılında yayınladığım “Azərbaycan Xalq Rəqs Musiqisi” kitabımın devamı niteliğindedir. Bu kitaptan, 60 dans müziğinin ilk 20’sini piyano için (çift el) düzenleyerek Azerbaycan Halk Dansları Müziği kitabımı oluşturdum. Dansların ana melodisi (çeşitli süslemelerle beraber) orijinal çalgıdan dinleyerek olduğu gibi tarafımdan notaya yazılmıştır. Sol el (eşlik) partisi ise zor olmayan ritmik kümelerle düzenlenmiştir. Ayrıca dansların çift elle çalınmasında kolaylık olması için parmak numaraları da gösterilmiştir.
Türkiye’deki bazı devlet konservatuvarlarında Azerbaycan millî enstrümanları olan tar ve kamança eğitim öğretim müfredatına dâhil edilmiştir. Önümüzdeki yıllarda, Azerbaycan’ın sözlü ve geleneksel müzik örneklerinin (danslar, renkler, türküler vb.) de müfredata ilave edilmesi ümidiyle kitabımın, Azerbaycan Halk Müziği’nin tanınması açısından önemli olacağına, müzisyenlerin ve müzikseverlerin ilgisini çekeceğine inanıyorum.
Tuba Kınay Gör Baskı sanatı, binlerce yıl önce yapılmış olan mağara duvarlarındaki el baskılarına dayanır. Ancak her ne kadar baskıresim sanatı yüzyıllar öncesine dayanıyor olsa da bu sanatla ilgili terimler günden güne kendini yenilemekte, yeni teknik ve malzemeler terminolojiye eklenmektedir. Bu sanat oldukça eskiye dayanıyor olmasına karşın zaman içerisinde kullanılan toksik maddelerin sağlığa ne kadar zarar verdiği görülmüş ve bu da sanatçıları daha güvenilir ürün bulma arayışına itmiştir. Ayrıca kimi malzemelerin de hem maliyet hem de erişim bakımından sıkıntılar oluşturması bakımından sanatçılar eldeki malzemelerle denemeler yapmaya başlamıştır. Bu ve benzeri sebeplerden ötürü günden güne hem kalıp olarak hem de boya ve çözücü olarak daha organik olana yönelim görülmüş, böylelikle deneysel anlamda yeni teknik, yöntem ve malzemeler ortaya çıkmıştır.
Bu kitap da söz konusu bu yenilikleri aktarma ve akademik araştırmalarda terimlerin anlamlarına erişimi sağlamada büyük bir kolaylık sağlayacak bir başvuru kaynağıdır. Üniversitelerin başta ilgili bölümlerinde okuyan lisans öğrencileri olmak üzere lisansüstü eğitimi alan ve bu alan üzerine çalışan araştırmacı ve uzmanlar ile akademisyenlerin de kullanma gereği hissedeceği baskı resim odaklı kısaltılmış bir terminolojidir.
Kaan Öztutgan Klasik gitar; altı teli ve on dokuz perdesi olan, ahşaptan yapılmış bir çalgıdır. Birden fazla sesi ya da ezgiyi aynı anda çalabilmeye olanak sağlayan yapıdaki klasik gitar, bu özelliğiyle tek sesli çoğu müzikal enstrümandan ayrı bir kategoride değerlendirilebilir. Dolayısıyla çoğu çalgıdan farklı bir öğretim yolu izlenmesi gerekmektedir. Başlangıç Düzeyi Klasik Gitar Metodu isimli bu çalışma, klasik gitar eğitimine yeni başlayan bir öğrencinin heyecan ve öğrenme isteğini karşılamaya yönelik empatik bir yaklaşımla hazırlanmış, bu yaklaşım kitabın içerisindeki sistematik ve özgün alıştırmalar, çalışma parçaları ve görsellerle desteklenmiştir. Ayrıca bu metot içerisinde dünyaca tanınmış ezgilere ve Türk Müziğinden ögelere de yer verilmiştir. Başlangıç Düzeyi Klasik Gitar Metodu isimli bu kitap, düzenli ve sabırlı şekilde çalışıldığında sağlam bir temel oluşturulmasına katkı sağlayacaktır.
Nilüfer Pembecioğlu Belge ve belgeselcilik; bireysel, ulusal, bölgesel ve uluslararası alanlarda nesnellik, kesinlik ve yargı oluşumuna katkı bağlamlarında ele alındığında, 21. yüzyılın kendi iletişim ve algılama biçimleri ışığında bilgiyi yeniden yapılandırıp yargılama ve kendine katma biçimini sorguladığı ve yeniden ürettiği ifade edilebilir. Bu çerçevede, bireylerin, günümüzde ve gelecekte belgesel filme daha fazla önem vereceği ve gelecek nesillere daha iyi belgeler bırakabilmesi çabası ile hareket edeceği öngörülmektedir.
Bu öngörü doğrultusunda hazırlanan çalışma; birey ve belgesel film, küreselleşme sürecinde belgesel filmcinin kimliksizleşmesi, algılama estetiği ve belgesel sinema açılımları, anlatıda devinim kavramı, popüler kültür ve belgesel tüketimi, belgeselin sorunları ve geleceğin belgeselleri gibi başlıklar altında toplanan yirmi dört makaleden oluşmaktadır. Kitap; öğrenci, çalışan, araştırmacı, akademisyen tüm ilgililere faydalı olacaktır.
Ali Gürsan Saraç Eğitim Fakülteleri Temel Eğitim bölümleri Müzik Eğitimi dersleri için hazırladığımız “Belirli Gün ve Haftalar İle Temel Müzik Eğitiminde Oyun Merkezli Yaklaşımlarla MÜZİK EĞİTİMİ I” adlı kitabımız; belirli gün ve haftalar çerçevesinde İlköğretim Haftası, Gaziler Günü, Türk Dil Bayramı, Dünya Çocuk Günü, Hayvanları Koruma Günü, Uluslararası Öğretmenler Günü, Ahilik Kültür Haftası, Ankara'nın Başkent Oluşu, Birleşmiş Milletler Günü, Kızılay Haftası, Cumhuriyet Bayramı, Türk Harf Devrimi Haftası, Lösemili Çocuklar Haftası, Organ Bağışı ve Nakli Haftası, Atatürk Haftası, Afet Eğitimi Hazırlık Günü, UNESCO'nun Kuruluş Günü, Ağız ve Diş Sağlığı Haftası, Öğretmenler Günü, Dünya AİDS Günü, Kadın Hakları Günü, Mevlana Günü, Dünya Özürlüler Günü, İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası, Tutum Yatırım ve Türk Malları Haftası ve Veremle Savaş Eğitimi Haftası gibi yirmi altı konuyu Müzik Öğrenme Öğretme Etkinlikleri, Oyun Merkezli Etkinlikler, Ders İşleniş Süreci ve Bilgi Yaprakları işleniş sırasıyla sizlere sunmaktadır.
Bölümlerin işlenişinde müzik eğitiminde kuramdan uygulamaya bir yol izlenerek bütünleştirilmiş bir yaklaşım dikkate alınarak her bir konuda; 1- Müzik Öğrenme Öğretme Etkinlikleri; Müzik Teorisi, Ses Eğitimi, Şarkıyı Seslendirme, Okul Çalgısı Eğitimi, (Blokflüt&Melodika) 2- Oyun Merkezli Etkinlikler; Hikâye Oluşturma/Olay Canlandırma, Rol Oynama/Doğaçlama, Hareket Bulma/Dans Etme, 3- Ders İşleniş Süreci, 4- Belirli Gün ve Haftanın Bilgi Yaprağı başlıklarında en son öğretim programı içeriği ile siz değerli öğretmen adaylarımıza ve kıymetli öğretmenlerimizin kullanımına özenle sunulmuştur.
Birinci kitabımızda, Temel Eğitim 1. Kademede nota eğitiminin olmadığı göz önünde bulundurularak sınıf öğretmenlerimizin müzik eğitiminde temel bilgilere sahip olması planlanmış ve öğrencilere müzik eğitimi verirlerken Kodaly Müzik Öğretim Yöntemi ve Fonomimi Tekniği üzerinde durulmuştur.
Kitabımızın; sınıf öğretmenlerimize, müzik öğretmenlerimize ve öğretmenlik programlarında okuyan öğretmen adaylarımıza her zaman kolaylıkla kullanabilecekleri faydalı bir temel kaynak olması dileğiyle...
Ali Gürsan Saraç Eğitim Fakülteleri Temel Eğitim Bölümleri Müzik Öğretimi dersleri için hazırladığımız “Belirli Gün ve Haftalar ile Temel Müzik Eğitiminde Oyun Merkezli Yaklaşım/Portfolyo Uygulamalarıyla MÜZİK EĞİTİMİ II” adlı kitabımız; belirli gün ve haftalar çerçevesinde Enerji Tasarrufu Haftası, Sivil Savunma Günü, Vergi Haftası, Yeşilay Haftası, Girişimcilik Haftası, Bilim ve Teknoloji Haftası, İstiklal Marşı'nın Kabulü, Tüketiciyi Koruma Haftası, Çanakkale Şehitlerini Anma Günü, Türk Dünyası ve Toplulukları Haftası, Orman Haftası, Dünya Tiyatrolar Günü, Şehitler Haftası, Turizm Haftası, Kutlu Doğum Haftası, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Haftası, Dünya Kitap Günü ve Kütüphaneler Haftası, Bilişim Haftası, Trafik ve İlk Yardım Haftası, Vakıflar Haftası, Engelliler Haftası, Müzeler Haftası, Atatürk'ü Anma Haftası, Hava Şehitlerini Anma Günü, Çevre Koruma Haftası, Mahalli Kurtuluş Günleri ve Tarihi Günler gibi yirmi altı konuyu Portfolyo Uygulamalı Müzik Öğrenme-Öğretme Etkinlikleri, Oyun Merkezli Etkinlikler, Ders İşleniş Süreci ve Bilgi Yaprakları işleniş sırasıyla sizlere sunmaktadır.
Bölümlerin işlenişinde müzik eğitiminde kuramdan uygulamaya bir yol izlenerek bütünleştirilmiş bir yaklaşım dikkate alınarak her bir konuda; 1- Müzik Öğrenme-Öğretme Etkinlikleri; Müzik Teorisi, Ses Eğitimi, Şarkıyı Seslendirme, Okul Çalgısı Eğitimi, 2- Oyun Merkezli Etkinlikler; Hikaye Oluşturma/Olay Canlandırma, Rol Oynama/Doğaçlama, Hareket Bulma/Dans Etme, 3- Ders İşleniş Süreci, 4- Belirli Gün ve Haftanın Bilgi Yaprağı başlıklarında en son öğretim programı içeriği ile siz değerli öğretmen adaylarımıza ve kıymetli öğretmenlerimizin kullanımına özenle sunulmuştur.
İkinci kitabımızda temel eğitimde müzik dersleri, öğretmenlerimizin portfolyo uygulamalarının örnekleriyle “Temel Müzik Eğitiminde En İyi Kullanım için Rehber İlkeler ve Uygulamalar” başlıklarında örneklerle işlenmiştir.
Kitabımızın; sınıf öğretmenlerimize, müzik öğretmenlerimize ve öğretmenlik programlarında okuyan öğretmen adaylarımıza her zaman kolaylıkla kullanabilecekleri faydalı bir temel kaynak olması dileğiyle...
Alper Altunay, Batu Anadolu, E. Nezih Orhon, Ebru Anıl, Elif Gizem Uğurlu, Emin Paftalı, Gulay Er Pasin, Gulin Terek Unal, Hakan Uğurlu, Murat Şahin, Pınar Karhan, Sibel Turan Pandemi yüzünden evde kapalı kaldığımız, eskisinden daha fazla ekran başında olduğumuz dönemde Reha Erdem boş durmamıştı. Erdem'in yönetmenliğini yaptığı Seni Buldum Ya! (2021) filmi, önceden izlediğimiz filmlerinden farklıydı ve çeşitli okumalar, çözümlemeler yapmaya uygundu.
Biz de işe koyulduk. Meselemiz; bir filmin birden fazla okumaya açık olduğunu gösterebilmek, yazar kadar çok da okuması olabileceğini örneklendirmek ve izleyici ile film arasında köprü olmaktı.
Bu derlemede; izleyiciye, topluma ve esere dönük okumaları yapmaya, bilimsel yaklaşımlar ışığında farklı bakış açılarını bir film üzerinden yansıtmaya çalıştık.
. Carl (Charles) Czerny 1791-1857 yılları arasında yaşamış Çek asıllı Avusturyalı besteci, öğretmen ve piyanisttir. Öğretmenlik kariyerine oldukça genç yaşlarında, kendi metodları ve Beethoven, Clementi gibi bestecilerin parçalarını öğrettiği Viyana asilzadelerine günde 12 saate varan derslerle başlamıştır. Bu meslekte çok başarılı olmuştur. En ünlü öğrencisi ünlü piyano virtüözü Franz Liszt’tir. Czerny piyano tekniğini geliştirmek için başlangıç seviyesinden en ileri seviyeye kadar çok sayıda egzersiz, etüt ve parçalar yazmıştır. Bestecinin üç bölümden oluşan bu kitapları ise metod niteliğinde, aynı zamanda öğrencilere ve öğretmenlere tavsiyeler içeren çok faydalı bir çalışmadır.
. Carl (Charles) Czerny 1791-1857 yılları arasında yaşamış Çek asıllı Avusturyalı besteci, öğretmen ve piyanisttir. Öğretmenlik kariyerine oldukça genç yaşlarında, kendi metodları ve Beethoven, Clementi gibi bestecilerin parçalarını öğrettiği Viyana asilzadelerine günde 12 saate varan derslerle başlamıştır. Bu meslekte çok başarılı olmuştur. En ünlü öğrencisi ünlü piyano virtüözü Franz Liszt’tir. Czerny piyano tekniğini geliştirmek için başlangıç seviyesinden en ileri seviyeye kadar çok sayıda egzersiz, etüt ve parçalar yazmıştır. Bestecinin üç bölümden oluşan bu kitapları ise metod niteliğinde, aynı zamanda öğrencilere ve öğretmenlere tavsiyeler içeren çok faydalı bir çalışmadır.
. Carl (Charles) Czerny 1791-1857 yılları arasında yaşamış Çek asıllı Avusturyalı besteci, öğretmen ve piyanisttir. Öğretmenlik kariyerine oldukça genç yaşlarında, kendi metodları ve Beethoven, Clementi gibi bestecilerin parçalarını öğrettiği Viyana asilzadelerine günde 12 saate varan derslerle başlamıştır. Bu meslekte çok başarılı olmuştur. En ünlü öğrencisi ünlü piyano virtüözü Franz Liszt’tir. Czerny piyano tekniğini geliştirmek için başlangıç seviyesinden en ileri seviyeye kadar çok sayıda egzersiz, etüt ve parçalar yazmıştır. Bestecinin üç bölümden oluşan bu kitapları ise metod niteliğinde, aynı zamanda öğrencilere ve öğretmenlere tavsiyeler içeren çok faydalı bir çalışmadır.
Esra Çetin Ünlü İngiliz tarihçi Eric Hobsbawm'ın deyimiyle Aşırılıklar Çağı olarak adlandırılan XX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kültür ve kültür politikaları konuları tartışılmaya başlanmıştır. 1952 yılında, Amerikalı antropologlar, akademik çalışmalarında kültür kavramına odaklanmışlar ve "Kültür nedir?" sorusuna yanıt aramışlardır. Öte yandan UNESCO’nun 1960’lı yıllardan itibaren uluslararası düzeyde kültür politikaları konusunu gündeme getirmesi ve pek çok konferans düzenlemesiyle tüm dünyada ve elbette Türkiye’de de kültür politikalarına yönelik çalışmalar yapılmaya başlamıştır.
Bu kitapta da 1938’den başlayarak 1980’li yıllara kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kültür politikaları içerisinde müziğin işlevi ve siyasi perspektiften müziğe atfedilen önem ele alınmıştır. Kültürel gelişmenin toplumun küresel ölçekli gelişmesinin en önemli parçası olması, bu gelişmenin yöntemsel olarak kültür politikalarından geçmesi bizi bu konuda çalışmaya iterken, kültür politikalarını besleyen en önemli kaynaklardan biri olan müzik politikaları ise bu çalışmanın çıkış noktasını oluşturmuştur. Çıkış noktasını müzik politikaları oluştursa da çalışmanın zaman aralığı içinde değinilen tüm konular, Cumhuriyet’in dayandığı tarihsel ve düşünsel altyapı ile birlikte incelenmiştir.
Cahit Aksu Bir öğretmenin mesleğini icra ederken sorumlu olduğu en önemli şey, kendisine sunulan programdaki kazanımları öğrencilerinde oluşturmaktır. Çünkü bir öğretmeni konumlandıran, betimleyen, değerlendiren, kısaca meşrulaştıran en önemli unsur; öğretim programı kazanımlarını oluşturmadaki başarısıdır. Diğer hiçbir unsur bu kadar öncelikli ve önemli değildir. Öğretim programı ile öğretmen arasındaki ilişki; bir hukukçu ile anayasa kitapçığı, bir denizci ile pusula, bir bilim insanı ile bilimsel yöntem arasındaki ilişkiye benzer.
Hem müzik öğretmeninin hem de müzik dersi alan öğrencinin en önemli yardımcısı müzik öğretim programıdır. Müzik öğretmeni organize ettiği müzikal etkinlikleri ve diğer müzikal taleplerini en sağlıklı ve meşru biçimde öğretim programının gerekliliklerine ve içeriğine dayandırmalıdır. Bu nedenle öğretim programı, müzik öğretmeninin başucu kaynağı olduğu kadar en önemli silahı hâline de gelmiştir.
Bir öğretim yaklaşımını yargılayabilmek için öncelikle o yaklaşımın uygulamadaki görünümü ve uygulama sonuçlarına etki eden faktörlerin neler olduğu konusunda oldukça güçlü kontrollerimizin olması gerekir. Öğrenme süreçlerinde temele alınan yaklaşımın gerektirdiği her türlü eğitimsel uygulama, gereği gibi ifa edilirse planlanan kazanımlara ulaşılamamasında öğretim programına yüklenebilecek kusurlar hakkında kesin bir yargıya varılabilir.
Etkili bir müzik öğretmeni; öğrencilerinin müzikal düşünmelerini sağlayan, bu düşünceleri ifade edebilme olanağı ve özgürlüğü sunan ve ortaya çıkardığı fikir, beceri ve düşünce repertuvarını sınıf genelinde tartıştırabilen öğretmendir.
Müzik öğretmenleri olarak bizler, “diğer sorunlar”ın baskısı altında “Müzik Öğretim Programı”nı etkisizleştirecek yaklaşımlardan kaçınmalıyız. Türkiye’deki sınava odaklı eğitim sisteminin müzik, resim gibi dersleri önemsizleştirmesi bizlerin mücadele azmini kırmamalıdır. Gelecek günlerin; sanat içerikli derslerin önemini, gerekliliğini ve etkisini gözler önüne sereceği konusunda ümitsiz olunmamalıdır.
Berna Coşkun Onan, Necla Coşkun Çağdaş sanat bilgi yapısı, sanatta klasik ve modern felsefelerden olabildiğince beslenen ve büyük ölçüde özne ve nesne ilişkileri bağlamında bu yapısal yaklaşımı reddeden bir değişimin bütüncül göstergelerini sunmaktadır. Özellikle 1945 sonrası dönemin felsefi çıkarsamalarını, yapıtlarda plastik yapıda oluşan değişimler, yapıtın ontolojisi ya da sergileme ortamları/bağlamlar, oluşumlar, performatif hareketler yoluyla hissedebildiğimiz bu grift yapı, eğitim ortamlarına taşınabildiği derecede, anlaşılabilir, çözümlenebilir ve tartışılabilir yaşamsal bir olguya dönüşecektir. Çağdaş sanat, bir yandan modernizmin avangardist, çizgisel ve ilerlemeci yapılarını barındırırken bir yandan da postmodernizmin özneye yaklaşımı, kültürlere yaklaşımı, süreç estetiği gibi yapıtın oluşumunu içeren başka felsefi söylemleri de kapsamaktadır. Çağdaş sanatın özsel karakteristik niteliklerinden hareketle tanımlamalarını gerçekleştirebilmek, öğretim süreçleri açısından faydalı olacaktır. Çağdaş sanatın,bu griftlik ve paradoksallık nedeniyle karmaşık bir yapıya sahip olduğu söylenebilir. Bu tür karmaşık içerik yapıları, benzer nitelikte karmaşık olguları bir arada görebileceğimiz, karmaşık sistemlere ihtiyacı da ortaya koymaktadır. Disiplinlerarası öğretim süreci, disiplinbirleştirici akademisyenlerin, karmaşık içeriklerden beslenen disiplinlerarası birleştirmeleri gerçekleştirdikleri bir süreçtir. Bu kitap, öncelikle bir öğretim elemanının disiplinbirleştirici rolüyle bu grift yapıyı nasıl çözümlediğini ve nasıl bir disiplinlerarası içerik olarak yapılandırdığını göstermektedir. Bununla birlikte öğretim elemanının çağdaş sanat bilgi yapısına farklı yaklaşımı ile uzmanları derse kattığı ve bu şekilde çeşitli gerçeklikleri de sürece katabilmeyi başardığı gözlemlenmiştir. İşte tam da bu noktada bu birleşmeleri ortaya koyabilmeyi sağlayacak felsefi bir yöntem olarak fenomenoloji, araştırmada tutarlı bir yol izleyebilmeye katkı sağlamıştır. Kitabın, öncelikle fenomenoloji araştırması yapmak isteyen araştırmacılara, sanat eğitimcilere, farklı alanlarda disiplinlerarası öğretim süreci planlayacak ve gerçekleştirecek öğretim elemanlarına ve ayrıca ilk ve ortaöğretim düzeylerinde öğretmenlik yapacak öğretmen adaylarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Adem Yücel, Burak Boyraz, Çağrı Gümüş, Erol Murat Yıldız, Esra Altıntaş Yüksel, H. Serdar Mutlu, Mehtap Pazarlıoğlu Bingöl, Meltem Katırancı, Mustafa Cevat Atalay, Mustafa Diğler, Osman Altıntaş, Özcan Özkarakoç, Serap Buyurgan, Tolga Akalın, Ufuk Uğur Yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin kültürel oluşumlarına ev sahipliği yapmış Anadolu toprakları, cumhuriyetin ilanından sonra yepyeni bir iklimle kucaklaşmış ve yeni kurulan ülkemiz, sanatsal açıdan evrensel entegrasyona uygun bir yapılanma içerisine girmiştir. “1923'ten Günümüze Çağdaş Türk Sanatı” kitabı, plastik sanatların tüm branşlarında cumhuriyetin ilanından sonra yaşanılan gelişim ve değişimleri ele almak düşüncesinden hareketle her biri alanında uzman akademisyenler tarafından büyük bir titizlikle hazırlanmıştır.
Kitapta yer alan bölümlerin, ülkemiz sanat ve kültür ortamına vereceği katkının yanı sıra bilimsel bir yayın niteliği taşıması nedeniyle araştırmacı kimliklere, akademisyenlere, lisans ve lisansüstü eğitim gören tüm öğrencilere kaynak teşkil edeceği düşünülmektedir.
Nurtaç Ergün Atbaşı Empati, birbirinden farklı disiplinlerde farklı bakış açıları, değerlendirme ölçütleri ve dolayısıyla farklı tanımlarla kendine yer bulan bir kavramdır. Empatinin; edebiyatla, edebî metinle bağını kurabilmek, bir yandan empatinin tarihsel kökenine bakmayı diğer yandan yazınsal bir iletişim olan edebiyatın ve edebî metnin doğası üzerine düşünmeyi gerektirmektedir.
Çağdaş Türk Tiyatrosunda Empati başlığını taşıyan çalışma ile edebiyat ve empati arasında kurulan ortaklığın, yazınsal metinleri anlamlandırmada edebiyat araştırmacısına nasıl bir imkân sunabileceği üzerine bir değerlendirmede bulunulması amaçlanmıştır. Üretilen herhangi bir yazınsal metnin anlamlandırılmasında empati odağında getirilecek bir yorum; okurun, okuduğu kurgusal metin vasıtasıyla kendi dünyasının ve gerçeğinin dışında başka bir dünyayı ve gerçeği yani duyguyu, düşünceyi, eylemi deneyimleyebilecek oluşuyla ilişkilidir. Burada empatinin yazınsal metinlerin yorumlanmasında bir araç oluşunu göstermek adına tiyatro türü tercih edilmiş; çağdaş Türk tiyatrosunda, 1960-1980 yılları arasında yayımlanan oyunların arasından seçilen tiyatro metinleri empati kavramı odağında yorumlanmıştır.
Abdullah Ayaydın Sanat eğitimi bütününün önemli bir parçası da sanat tarihidir. Sanatın eğitimi ve öğretimi, sanatın tarihine dokunulmadan verimli olamaz. Sanatın tarihinde bilinmesi gereken en lüzumlu konulardan biri yakın tarihi ilgilendiren çağdaş sanat akımlarıdır.
Bu kitabın hazırlanmasındaki temel amaç; çağdaş sanat akımları ile birlikte sanatın çeşitliliğine, düşünme biçimlerine, tekniklerine ve konularına dikkat çekerek sanat kavramına geniş bir perspektiften bakılmasını sağlamaktır.
Jamie Combs - Brenda Hoddinott Çizim Teknikleri For Dummies “size sadece kendinizin resim yapmayı öğretebileceği” felsefesine sıkı sıkıya bağlı kalarak, çizim yapmanın temellerini keşfetmeniz ve daha gelişmiş tekniklere ilerlemeniz için ihtiyaç duyacağınız gereçleri sizlere sunmaktadır. İçinizdeki ressamı serbest bırakmak için asla geç kalmış sayılmazsınız… O yüzden hemen bir kalemle kâğıt alıp bu uygulamalı ve dost canlısı rehberin size kendinizi ifade etme yolunda eşlik etmesine izin verin.
• Çizim tekniklerine dair her şey... Resim yapmaya başlamak için çizim gereçlerinden ilham fikirlerine kadar ihtiyaç duyacağınız her şeyi burada bulabilirsiniz.
• Kaleminizi (ve becerilerinizi) keskinleştirin. Kâğıt parçası üzerinde boyut yaratmayı, ışık ve gölge oluşturmak için tonlama yapmayı, derinlik eklemeyi ve çok daha fazlasını öğrenin.
• Biraz dijitalleşelim. Dijital çizim dünyasını keşfedin; kişisel bilgisayarınızla eskizler ve katmanlar yaratmanıza imkân tanıyan araçlar ile yazılımlar hakkında rehberlik edecek kaynaklara ulaşın.
• Çiziminize canlılık katın. Natürmortlar, doğa manzaraları, insan ve hayvan çizimleri yapmak için resminizin konusu üzerinde çeşitli denemeler yapın.
Kitabı açın ve
• Birbirinden farklı türlerde çizimler yapabilmeniz için ihtiyacınız olan gereçler ve teknikleri
• Çizim projeleri ile baş etmek için fikirler ve stratejileri
• İndirilebilir ücretsiz dijital çizim araçlarını
• Şekilleri nasıl dengeleyeceğiniz konusundaki bilgileri
• Hat çizimleri yaratmak için ipuçlarını
• Ortaya üç boyutlu çizimler koymak için yardımcı olacak yönergeleri
• Çiziminizi güzelleştirebilecek dokular ve desenleri
• Resimlerinize perspektif eklemek için gerekli bilgileri öğrenin.
Aynur Şadiye Şahin Çocuğun ruhsal dünyasına kısa bir giriş yapılan “Çocuk Resimlerindeki Yaratıcılığın Plastik Açıdan Analizi” konusu araştırılırken, çocuğu anlamanın; ayrıca, çocuğun sevgi, güven ve hoşgörülü bir aile ortamında yetiştirilmesinin önemine değinilmiştir.
Yaratıcılık insana özgüdür ve her insana doğuştan gelen bir armağandır. Ancak bu yetinin geliştirilmesinde öğretmenlerin üzerine büyük bir görev düştüğü vurgulanmıştır. Çocuk yaratıcılıkla resim yaptığında, zaman içinde bunun etkileri kişiliğine de yansımaktadır.
Sanatsal açıdan bakıldığında yalınlık ve özgünlük ile dikkati çeken çocuk resmi, sıradan bir etkinlik gibi görülse de bazı durumlarda birtakım kavramsal karmaşıklıklar da gösterebilmektedir. Bu çalışmada, çocukların kendilerini fark ederek keşfetmeleriyle özgün bir birey olma yolculuklarına dikkat çekilmiştir. Çocukların resim aracılığı ile kişilik ve yaratıcılıkları gelişirken evrensel bir birey olma düşüncesinin de oluştuğunun önemine yer verilmiştir. Bu açıdan ele alındığında çocuk resimleri iyi analiz edilmelidir.
Çocuk resimleri, onların gelişim ve becerilerinin genel bir göstergesidir. Çocuğun iç dünyasını bize ayrıntılarıyla anlatır.
Jill Englebright FOX, Robert SCHIRRMACHER, Wadsworth Çocuklarda Sanat ve Yaratıcılığın Gelişimi kitabı, alanında uzman olan üniversite öğretim elemanları tarafından çevrilmiştir. Kitabımız çocuklarda sanat ve yaratıcılık alanında görülen boşluğun doldurulması ve doğru uygulamaları göstermesi açısından titizlikle hazırlanmıştır.
Kitap Yaratıcılık, Sanatçı Olarak Küçük Çocuklar: Gelişimsel Bir Bakış, Sanat ve Estetik, Sanat Deneyimleri Sağlamak, Rol ve Stratejiler olmak üzere beş üniteden ve 16 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm eleştirel düşünmeyi teşvik eden, grup tartışmalarını destekleyen, okuyucuyu motive eden fotoğraflarla birlikte, farklı düşünceleri açığa çıkaran sorular içerir. Bölümlerin sonunda yer alan özet, anahtar sözcükler, önerilen etkinlikler ve gözden geçirme çalışmalarıyla okuyucunun öğrendiklerini uygulaması ve sorgulaması hedeflenmiştir.
Kitabın hedef kitlesi sadece öğrenci, öğretmen ya da akademisyenler değil, çocukları ile yaratıcı sanata ilgi duyan tüm yetişkinlerdir. Çocuklarda Sanat ve Yaratıcılığın Gelişimi kitabının ülkemiz çocuklarına, ailelerine ve eğitimcilerine faydalı olması en büyük dileğimizdir.
Abdullah AYAYDIN Çağımıza kadar sözel ve sayısal zekâ ile sınırlı kalmış eğitim- öğretim ortamlarında Çoklu Zekâ Kuramı ile çok daha geniş ufuklara yelken açılmıştır. Zekânın aslında yetenekten farklı bir şey olmadığı ve her öğrencinin dikkatini çekecek bir yöntemin olabileceği, eğitimcileri yeni arayışlara yönlendirmiştir.
Çoklu Zekâ anlayışının eğitim ortamına sunduğu yeniliklerden en çok etkilenen derslerden biri olarak görsel sanatlar dersi de öğrencilere çok çeşitli etkinliklerin sunulabileceği alanlardan biridir. Bu alanı renkli ve eğlenceli hâle getirmek ise öğretmenlerin hayal gücünün genişliği ile orantılıdır.
Bu kitabın amacı, Görsel Sanatlar öğretmenlerine hem Çoklu Zekâ Kuramı'nı tanıtmak hem de bu alanda yapılabilecek etkinlikler hakkında ön bilgi sunmaktır. Kitapta yer alan örnekler hem öğrencilere hem de öğretmenlere fikir vermek ve örnek oluşturmak düşüncesiyle hazırlanmıştır. Bu örnekler aynen uygulanabileceği gibi okulun sosyal ve fiziksel imkânlarına göre düzenlenebilir ve çeşitlendirilebilir niteliktedir.
Sevan Nart Kdz. Ereğli’de doğdu. İlkokulu Kdz. Ereğli TED Kolejinde, ortaokul ve liseyi Kdz. Ereğli Anadolu Lisesinde tamamladı. 1989-1993 yılları arasında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi, Müzik Eğitimi Bölümünde lisans eğitimi aldı ve Şan Anasanat Dalında Prof. Dr. Gülşen Şimşek ile çalıştı. Eğitimi süresince yurt içi ve yurt dışında birçok etkinlikte korist ve solist olarak yer aldı. 1995’te Süleyman Demirel Üniversitesi, Burdur Eğitim Fakültesi, Müzik Eğitimi Bölümünün açmış olduğu sınavı kazanarak, burada bir buçuk yıl süresince “Ses Eğitimi Araştırma Görevlisi” olarak görev yaptı.
1995-1999 yılları arasında Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Müzik Eğitimi Bölümünde yapmış olduğu Yüksek Lisans (Master) Eğitimini “6-9 Yaş Çocuklarında Bireysel Ses Eğitimi” konulu tez; 2004 yılında Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsünde başladığı doktora programını Kasım 2010’da “Deşifre Şarkı Söyleme Eğitimine Yönelik Deneysel Bir Öğretim Metodu” başlıklı tez ile tamamladı.
1993’ten 2006’ya dek özel çocuk yuvaları ve liselerde müzik öğretmenliği yapmış, 2003’ten beri “müzik ve çocuk müzik eğitimi”ne yönelik pek çok seminere de katılmıştır. 1991'den bu yana bestecilik, stüdyo müzisyenliği, reklam, jingle seslendirme çalışmalarının yanı sıra müzik eğitimi alanındaki akademisyenliğini de sürdürmektedir. Solo ve koro için çok sayıda beste ve düzenlemesi; çocuk şarkıları, müzikli çocuk oyunları ve çeşitli yarışmalardan kazandığı dereceleri bulunmaktadır. “Güneş’e Şarkılar” adlı piyano ve karaoke CD eşlikli çocuk şarkıları kitabı; şan için seçme düetlerden derlediği üç kitabı; Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanmış makale ve bildirileri de bulunan Sevan Nart, 2011-2013 yılları arasında Gazi Üniversitesi GSEB Müzik Eğitimi ABD’de “Bireysel Ses Eğitimi Öğretim Görevlisi” olarak çalışmıştır. 2014’te Bartın Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, GSEB, Müzik Eğitimi ABD’de başladığı öğretim üyeliği ve ABD Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk annesidir.
Ajda Aylin Can, Alaattin Canbay, Behzat Cem Günenç, Cihan Tabak, Gonca Ece Geniş, Hüseyin Cevahir Ünal, İsmet Arıcı, Kutbettin Kuyumcu, Mehmet Serkan Çakır, Özgül Gök, Özgün Gülhan, Sadık Yöndem, Sezer Dinçer, Sonat Başpınar, Uğur Doğan, Ümit Kubilay Can, Yavuz Durak Küreselleşen dünyamızın şekillendirdiği yeni yaşam biçimini bu noktaya getiren en önemli etmen hiç şüphesiz ki dijitalleşmedir. Farklı disiplinleri etkileyen bu süreç, yaşamın her alanında toplumlara hız kazandırarak bu büyük dünyada yaşayan insanları birbirine yakınlaştırmayı sağlamıştır. Bu süreçten en çok etkilenen alanlardan birisi de Sanat'ın en önemli dallarından olan müzik olmuştur. Bu bağlamda sanat eğitimcileri olarak bizlere düşen görev de bu konuyu ele almak ve irdelemek olduğunu düşünerek, yazarlarımızla bir araya gelip uzmanlık alanlarımız doğrultusunda çeşitli konuları paylaşıp görüşlerimizi ve dünyada olan gelişmeleri siz okurlarımızla paylaşmak istedik.
Dijitalleşmenin Müzik sanatına etkileri, Müzik teknolojilerinin gelişimi, enstrüman gelişimine katkıları, Eğitim teknolojilerinin etkin kullanımı, bestecilik dinamiklerinin değişimi gibi birçok konuda görüşlerimizi kalıcı hale getirmek ve bu kitapta toplamak, bilgi paylaşımı açısından bizler için çok önemliydi. Analog taş plaktan dijital ses teknolojisine kadar uzanan bu baş döndürücü gelişimi farklı bakış açılarıyla irdelemek, hem çok yorucu hem de bir o kadar keyifliydi. Kitap, müzikle mesleki ya da hobi olarak uğraşan, müzikteki değişim, dönüşüm ve yeni gelişmeler hakkında bilgilenmek ve bu alanda araştırma yapmak isteyen araştırmacı ve okurlar için kaynak olarak tasarlanmıştır.
Ortaya çıkan bu ürünümüzü beğenmeniz ve faydalı olması dileklerimizle.
Oğuz Tunç Bu çalışma, dijital tasarıma yeni geçiş yapan lisans birinci sınıf grafik ve görsel iletişim tasarımı öğrencileri için aynı isimde tasarlanmış Dijital Teknoloji ve Görüntü dersinde işlenen konular olan bilgisayar teknolojisinin tarihsel gelişimi, bilgisayar ve ardılı aygıtların donanımsal ve yazılımsal çalışma prensipleri ve dijital görüntü hakkındaki temel teknik-teorik bilgiler ile dijital tasarım yazılımlarının türleri, genel özellikleri, işlevleri, arayüzleri hakkında bilgiler içermektedir. Bu çalışma ile, yapay zekâ destekli dijital tasarım dâhil olmak üzere güncel ve gelecekte ortaya çıkabilecek dijital tasarım atılımları göz önünde bulundurularak grafik ve görsel iletişim tasarımı öğrencilerinin, eğitimlerinin ve kariyerlerinin başlangıcında dijital tasarımın teknik ve teorik boyutları hakkında temel bir öğrenim almaları hedeflenmiştir.
Ali Kalkan Dikte Bankası (Dictation Bank), müziksel işitme, okuma ve yazma alanlarında kendini geliştirmeyi amaçlayan ve dikte yazmaya yeni başlayanlara yönelik kolaydan basite doğru bir anlayışla oluşturulmuş bir kaynaktır. Kitap; 150 adet sol anahtarı tek sesli, 20 adet sol anahtarı çift sesli, 20 adet fa anahtarı tek sesli, 10 adet fa ve sol anahtarı (piyano partitürü) çift sesli olmak üzere 200 adet özgün ezgiden oluşmaktadır. Başlangıçta yer alan ezgiler, yakın seslerden ve basit sürelerden oluşmaktadır. İlerleyen ezgilerde, kademeli olarak zorluk derecesi artmaktadır. Kitapta, aşamalı olarak değiştirici işaret olmayan tonlardan başlanarak (do major / la minör) 5 bemol ve 5 diyez major ve minör ezgiler yer almaktadır ve bazı bölümlerdeki etütlerde, öğrenmenin kalıcı olması amacıyla daha önce işlenen tonalitelere dönüşler bulunmaktadır. Çalışmada, usul ve ölçü sayısı olarak farklı ölçü opsiyonlarından; 2/4'lük, 3/4'lük, 4/4'lük, 3/8'lik, 6/8'lik ve 9/8'lik ölçü sayıları kullanılmıştır. Dikte yazma ve kulak eğitiminin uzun bir süreç olduğu düşünüldüğünde, kitabı kullanacak olan eğitimcilerin uygun gördükleri seviyelerde etkili bir öğrenme için öğrenci durumuna göre daha çok çeşitlendirme yapmaları önemlidir. Son olarak yaşadığımız sürecin en önemli teknolojik yeniliklerden faydalanılarak kitaptaki tüm ezgiler, dikte yazım ve uygulama prensiplerine göre düzenlenerek YouTube kanalına kitap basım sürecinden sonra eklenecektir. Kitabın iç bölümünde yer alan karekod ile ezgilere erişim sağlanabilecek, bu sayede bireysel olarak ezgiyi çalan bir ikinci kişiye ihtiyaç duyulmadan dikte çalışmaları sürdürülebilecektir.
Dictation Bank is a resource created with an easy to simple approach aimed at self-improvement in the areas of musical hearing, reading and writing, and for beginners in dictation writing. The book consists of 200 unique melodies, 150 of which are monophonic in the sol key, 20 in the sol key of the double voice, 20 pieces of the key of fa are monophonic, 10 pieces of the key of fa and the sol key (piano score) are double voiced. The melodies in the beginning consist of close sounds and simple durations. The difficulty level gradually increases as the melodies progress. In the book, there are 5 flat and 5 sharp major and minor melodies, starting with the tones that are not modifiers gradually (C major / A minor), and in some sections there are returns to the previously studied tonalities in order to make the learning permanent. In the study, 2/4, 3/4, 4/4, 3/8, 6/8 and 9/8 measurement numbers from different measurement options were used as the number of methods and measures. Considering that dictation writing and ear training is a long process, it is important that educators who will use the book make more diversification according to the student situation for effective learning at the levels they deem appropriate. Finally, by making use of the most important technological innovations of the process we live in, all the tunes in the book will be arranged according to the principles of dictation writing and practice, and will be added to the YouTube channel after the book printing process. Access to melodies will be provided with the QR code located in the inner part of the book, thus dictation studies can be continued without the need for a second person playing the tune individually.
Aylin Aras, Özge Sever İslamoğlu, Saffet Lüleci, Serap Faiz Büyükçam, Tülay Zorlu, Zeynep Sadıklar Turizm, günümüzün en büyük ekonomik etkinliklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda kırsal turizm de o bölge için tarımsal faaliyetlere ek olarak farklı ekonomik girdiler oluşturmaktadır.
Köyden kente göçün giderek ıssızlaştırdığı kırsal bölgelerde hem kırsal kalkınmanın gerçekleşebilmesinde hem de kırsal mimari mirasın korunarak yaşatılmasında kırsal turizmin önemli bir araç olacağı savı üzerine temellenen bu çalışmanın ilk bölümünde, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin eşsiz güzellikteki yörelerinden biri olan Çamlıhemşin yöresi hakkında bilgiler yer alıyor. İkinci bölümde ise Çamlıhemşin yöresinin kırsal mimari mirasının çok önemli bir bileşeni olan geleneksel Çamlıhemşin konutları hakkında ayrıntılı bilgiler aktarılıyor. Üçüncü bölümde, genel olarak kırsal turizm kavramı ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nin kırsal turizm potansiyeline ilişkin bilgiler verildikten sonra son bölümde Çamlıhemşin yöresi konutlarının kırsal turizm odaklı yeniden kullanımında yaklaşım ve proje önerileri yer alıyor.
Merih TEKİN BENDER Nedir sanatsal yaratmanın özünde yatan ve onu bunca cazip kılan giz? Yaratmadan ve yaratılanları duyumsamadan yaşamak kuru ve tatsız ise, beynimiz nasıl bir yol göstericidir bütün sanatsal aktivitelerde? Hangi tür zekâ tanımlar sanata ilişkin eylemlerimizi? Duygularımız yaşamımıza değer kattığı kadar, sa¬natsal yaratmaya da değer katmakta mıdır? Duygularının izinden giden sanatçı sonuçta nereye varmaktadır?
Duyguların İzinde Sanatsal Yaratma bu soruların cevaplarını merak eden herkesin okuması gereken bir kitap, içeriğinde duygusal zekâ, yaratıcılık ve sanatsal yaratmaya dair bilimsel çalışmalar değerlendirilmekte, özve¬rili bir sentez ve özgün bir yorum sunulmaktadır. Sözü edilen alanlara ilgi duyan, bu alanlarda araştırma yapan ve sanata dair yeni keşiflerde bulunmayı uman kişiler için doyurucu olacağına ve okunacağına inanıyoruz.
Ülkü Sevim Şen, Levent Türkel Bu kitap çalışmasıyla ortaya çıkan müzik eserlerinin; Türk eğitim müziği dağarına çeşitlilik katması, var olan şarkılara, marşlara, türkü düzenlemelerine yenilerinin eklenmesiyle müzik kültürümüze katkı sunması amaçlanmıştır. Kitap, eğitim fakülteleri güzel sanatlar eğitimi bölümlerinin müzik öğretmenliği ana bilim dallarında alan eğitimi kapsamında Eğitim Müziği Dağarı veya Okul Müziği Dağarı adı altında okutulan derslerde müzik öğretmeni adaylarının repertuvarlarının genişletilmesi ve öğretmenlik süreçlerinde öğretebilecekleri yeni eserler için bir alternatif kaynak olma özelliği taşımaktadır. Yine hazırlanan kitabın güzel sanatlar liseleri, müzik öğretmenliği bölümleri, güzel sanatlar fakülteleri ve konservatuvarların müzik bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerin seslendirebilecekleri düzeyde piyano için yazılmış bir özgün eser ile sözlü beş eser ve dört türkü düzenlemesiyle mesleki müzik eğitiminde kullanılabileceği düşünülmektedir. Müzik eğitiminde Türk müziğine ait unsurların kullanımı genel olarak ilgi ve beğeniyle karşılandığından bu ihtiyaca da cevap verebilmek arzu edilmiştir. Umarız somut hâle getirmekten heyecan duyduğumuz müzik eserleri aynı heyecanı duyabilecek yüreklerle kucaklaşabilir… Müzik eğitimcilerine, bestecilerine, dinleyicilerine, öğrencilerine ve müziğin büyüleyici sanat diline inanan herkese saygılarımızla…
Rasim Başak Sanat eserini anlama ve anlamlandırma süreci olarak da tanımlanabilecek sanat eleştirisi, yapısı gereği çok boyutlu ve çok katmanlı bir alandır. Bir kültürel grubun parçası olan insanın yarattığı sanat eseri, çoğu zaman içinde bulunduğu kültürel yapı bütününden ayrı nesnel bir olgu olarak düşünülemez. Sanat eseri, ait olduğu sosyal grup, ait olduğu kültürel yapı ve içinde yaratıldığı bağlam ile doğrudan veya dolaylı ilişkilerin işaretlerini taşır. Bu sebeple, sanat eleştirisi sadece biçimsel bir değerlendirme değil sosyal, kültürel, psikolojik, tarihsel, çoklu bağlam ilişkilerinin değerlendirmelerini de kapsar. Sanat kavramının tarih boyunca farklılaşan anlamları ve estetik tartışmalar, sanat eserine bakış ve beklentileri de şekillendirmiştir. Batılı anlamda sanata bakış ve estetik prensipler ise Antik Yunan dönemine dek uzanan estetik tartışmalardan kökenini alır. Eleştirinin karmaşık yapısı gereği öğretim süreçlerinde sanat eleştirisi uygulamaları ve sanat eğitiminde bu sürecin nasıl yapılandırılacağı tartışmalı konulardır. Bu kitapta, sanat eserini anlama ve anlamlandırma sürecinde dikkate alınması gereken bakış açıları, estetik kuramsal yaklaşımlar ve değerlendirme boyutları pedagojik yaklaşımlar temelinde incelenmiştir.
H. Turgay Ünalan İnsan, yazının keşfinden sonra bilgi birikimini; yaşadığı coğrafyalarda bulunan kemik, taş, kil tablet, metal, papirüs, parşömen gibi malzemeler üzerine aktarmıştır. Yaklaşık 2000 sene önce Çin'de diğer malzemelere göre daha kolay üretilip çoğaltılabilen bir malzeme olan kâğıt keşfedilmiş, böylece kâğıdın günümüze kadar süregelen serüveni başlamıştır. Günümüzde kâğıt, yazma çizme aracı olmasının ötesinde yaşamın her alanında kullanılmaktadır. Sosyal yaşamdaki kullanımının yanı sıra kâğıt, sanatsal etkinliklerde tasarım elemanı ve sanat ürünü olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle el yapımı kâğıt, dünyanın her yerinde önemli bir zanaat ve sanat malzemesi olarak kabul edilmektedir. Kâğıt hamuru ile istenilen dokuda, büyüklükte ve renkte, iki ya da üç boyutlu çalışmalar yapılabilir. Bu kitapta; evde, okulda, iş atölyesinde kolaylıkla bulunabilecek malzeme ve ekipmanlar ile her yaş seviyesinde uygulacek etkinlikler ve teknikler anlatılmaktadır.
Ali Gürsan Saraç Okul Öncesi Programlarında Plandan Uygulamaya Genel Yaklaşımlar ile hazırladığımız ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE MÜZİK EĞİTİMİ adlı kitabımız; Belirli Gün ve Haftalar çerçevesinde, Ben Kimim?, Atlı Arabaya Binelim, Günde Üç Öğün Yerim, Cumhuriyet Ben Demek, Kırmızıdır Ayımız, Kutlu Olsun Doğum Günün, Canımsın Öğretmenim, Haydi Uçurtma Yapalım, SaklaMbaç ve Körebe, Tutumlu Olmak Gerekli, Beslenme Türküsü, Evim Evim Her Şeyim, Arkadaşım Kitap, Bugün Benim Bayramım, Bisiklete Binerken, Bugün Anneler Günü, Temizlik Görgü Düzenimiz, Şimdi Heykel Olalım, Yaz Tatili Başlıyor, Canımsın Babacığım gibi yirmi bir konuyu yarım günlük eğitim akışıyla sizlere sunmaktadır.
Çocuğun eğitiminde müziğin kullanımını konu alan genel bir bakış açısıyla giriş yapılmış, belirli gün ve haftalara göre de yirmi bir bölüm oluşturulmuştur. Her bir konuda öğrenme merkezleri kapsamında; Matematik Etkinliği, Drama Etkinliği, Okuma Yazmaya Hazırlık Etkinliği, Sanat Etkinliği, Türkçe Etkinliği, Oyun Etkinliği, Müzik Etkinliği, Fen Etkinliği, Hareket Etkinliği ve Alan Gezisi etkinlik çeşitleri örneklerinden yola çıkarak Kazanımlar ve Göstergeleri ile Materyaller, Sözcükler, Kavramlar, Öğrenme Süreci, Aile Katılımı, Uyarlama ve Değerlendirme işlenişleri aşamalarında çalışma yapraklarıyla düzenlenmiştir. 36-48, 48-60 ve 60-72 aylık çocukların; bilişsel, dil, motor, sosyal ve duyuşsal gelişim kazanımlarına göre konular belirlenerek şarkılar günün anlamına göre bestelenmiştir.
Kitabımızın dağarcık bölümünde, yirmi şarkımızın bulunduğu CD’ye yabancı dilde ve dilimizde söylenmesi için beş şarkı playback olarak ilave edilmiştir. Kitabımız ayrıca erken çocukluk dönemi müzik eğitimi kapsamında en son öğretim programına göre eğitim fakülteleri müzik öğretmenliği programlarına, okul öncesi öğretmenliği programlarına, meslek yüksek okulları çocuk gelişimi programları ve kız meslek liseleri müzik derslerine göre hazırlanmıştır.
“Erken Çocukluk Dönemi Müzik Eğitimi” adlı çalışmamızın okul öncesi ile ilgili tüm birimlerde öğretmenlerimize yararlı ve faydalı olabilmesi umudumla sevgili meslektaşlarımız ve öğrencilerimize, meslek yaşamlarında her zaman kullanabilecekleri konserlere ve gösterilere dönüştürebilecekleri bir kaynak olarak armağan ediyorum.
Geleceğin umut çiçekleri çocuklarımıza sevgilerle…
Dr. Ali Gürsan Saraç
Aslıhan Alyıldız Uğurlu, Ayşegül Oğuz Namdar, Berrin Genç Ersoy, Bilge Bağcı Ayrancı, Bircan Eyüp, Caner Özdemir, Demet Gülçiçek, Elif Aktaş, Elif Kır Cullen, Ezgi İnal, Fatma Kırmızı, Metin Akyüz, Özge Metin Aslan, Pınar Bulut, Tolga Erdoğan, Tülin Tümtürk Türkçenin ana dili ve yabancı dil olarak öğretiminde alternatif uygulamalar giderek önem kazanmaya başlamıştır. Drama, yaratıcı drama, eğitimde drama, eğitsel oyun ve tiyatro bir yaklaşım ya da öğretim yöntemi olarak Türkçe derslerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Drama etkinlikleriyle çocuğun yaratıcılığını ve iletişim becerilerini geliştirerek insanlarla sağlıklı ilişki kurabilen, özgür düşünen, hoşgörülü, saygılı ve demokratik bireyler yetiştirmek amaçlanmaktadır. Drama ve tiyatronun Türkçe öğretiminde kullanımı, öğrencilere dinleme/izleme, konuşma, okuma ve yazma becerileri kapsamında yaşayarak öğrenme olanağı sunmaktadır. Ayrıca Türkçe Öğretim Programı'nda belirtilen kök değerlerin kazandırılmasında drama uygulamalarının etkin rolü bulunmaktadır.
On dört bölümden meydana gelen bu kitap, Türkçe öğretmenliği lisans programı için YÖK tarafından belirlenen zorunlu ders kapsamında yer alan “Türkçe Eğitiminde Drama ve Tiyatro Uygulamaları” ve meslek bilgisi seçmeli dersler kategorisinde yer alan “Eğitimde Drama” derslerinde kullanılacak temel bir kaynak/ders kitabı niteliği taşımaktadır. Bununla birlikte söz konusu kitapta uygulama/etkinlik örneklerine yer verilmesi de kitabın sadece lisans öğrencilerine değil öğretmenlere de yol gösterici bir kaynak olmasını sağlamaktadır. Kitabın yazar kadrosunun lisans ve lisansüstü düzeyde drama ve tiyatro dersini yürütmeleri ve drama liderliği eğitimine sahip olmaları, kitapta yer verilen uygulama ve etkinlik örneklerinin güçlü yönünü oluşturmaktadır. Türkçe eğitimi, Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi, temel eğitim, okul öncesi eğitimi alanlarında çalışan akademisyenler, bilim insanı adayları, bağımsız araştırmacılar ve öğretmenler, bu kitabın hedef kitlesini oluşturmaktadır.
Prof. Dr. Sedat CERECİ İmgelemindeki sınırsız dünyayı çekici ve etkileyici biçimde görsel tekniklerle somutlaştıran insan, yaşanmış ve imgesel öyküleri filmle gerçeğe dönüştürmüş, filmlerin görkemli atmosferinde kendi öyküsünü anlatmış ve filmlerin görüntüsüyle sonsuzluğa ulaşmanın yolunu seçmiştir. Kendine özgü bir teknik ve çaba gerektiren film yapımı; teknik bilgileri ve sanatsal mahareti bir araya toplayan, insanların düşünce ve duygu dünyalarına bir arada seslenen kapsamlı bir uğraştır. Film yapımını ciddiye alan toplumlarda yüksek getiri sağlayan bir endüstriye dönüşen film yapımı, eğitimin her düzeyinde yer alırken kültürel oluşum ve gelişim için de sayısız materyal sağlamaktadır. Gelecekte uluslararası alanda söz sahibi olmak isteyen toplumlar, stratejilerinde mutlaka film yapımına yer vermekte, uluslararası alana aktarmak istedikleri iletileri filmlerle tasarlamaktadır. Film yapımının tekniği ve içeriği de bu bağlamda gündeme gelmektedir.
Serdar Toka Hiç(lik) her(liğ)e dalgalanır; her(lik) de hiç(liğ)e. Her(lik)sonsuzca hiç(lik)ten; hiç(lik) de sonsuzca her(lik)den olur. Hiç(lik) her(lik), her(lik) de hiç(lik) olma eğilimindedir. Hiç(lik) parçasal, her(lik) yapısaldır. İç içe birbirlerine dönüşüp dış dışa ayrışırlar. Aralıkta sonsuzca çoğullaşırlar. Dalgalanmaya yayılırlar.
Aslı Yılmaz D. Ülkemizde konuşma eğitimi sunan okul ve kursların sayısında çarpıcı bir artış var. Buna karşılık konuşma ile ilgili her tür eğitimin zorunlu altyapısı olarak nitelenen Fonetik alanında kapsamlı çalışmalar çok sınırlı. Bu durum, eğitimlerin bilimsel ve nesnel zeminden uzaklaşması riskini de beraberinde getiriyor. Ders içeriklerinin bireysel ifade becerisini beslemekten ziyade iyi sosyal izlenimler uyandırmak üzere tasarlanan subjektif önerilerle sınırlı kalmasına neden olabiliyor.
Bu bakımdan fonetik alanındaki temel bilgileri anlaşılır bir dille sunacak yayınlara ihtiyaç var. Bu ihtiyacı karşılamak üzere hazırlanan Fonetiğe Giriş, başta konservatuarlardaki oyunculuk bölümleri olmak üzere mesleki ve genel amaçlı konuşma okulları için temel ve pratik bir kaynak niteliği taşıyor.
Oyuncu ve akademisyen Aslı Yılmaz, Fonetik disiplinini eğitmen perspektifinden ele alarak tanıtıyor. Kitapta, eğitmenlerin ve öğrencilerin fonetikle ilgili olarak bilmek istedikleri her şey ve daha fazlası, bilimsel verilerle ve mesleki deneyimlerle güçlendirilerek sunuluyor. Okuyucu, konuşma seslerini yeniden dinlemeye davet ediliyor.
Müzik: Ali Gürsan Saraç - Piyano Eşlik Düzenleme: Selçuk Bilgin Birinci kitabımız “Geçmişten Günümüze Türk Halk Ozanları ve Şairleri Müzikali” başlığında Kültür ve Turizm Bakanlığımızın GENÇ-DES Projesi kapsamında 19-29 yaş gurubuna yönelik olarak yazılmış olup 8 büyük şair ve ozanın güftelerinin Türk Müziği Makamlarımızla bestelenmesi ve senfonik altyapılı CD'si ile ülkemizde bir ilke daha imza atmaktadır. Bu proje ile gençlerimize kendi kültürümüzü tanıyabilecekleri uygulama imkânları vererek onların yaşamlarında, okul yaşantıları ve çevrelerinde sergileyebilecekleri bir müzikal hazırlamış bulunuyoruz. Böylece kültürümüzün temel taşı olan halk şairi ve ozanlarımızın şiirleri ve güfteleri müzikli bir oyunla okullarımızda Kültür ve Edebiyat Kulübü ile Tiyatro Kulüpleri ve ülkemiz tiyatrolarımızda kolaylıkla sahnelenebilecektir.
“CANEVİ” adlı müzikalimizde halk şairi ve ozanlarının ortak noktasından yola çıkılarak gönül gözüyle görme esası işlenmiştir. Gönülden akla yolculuk yapan hikâyelerde insan sevgisi, abdallarımızın diliyle temel alınmıştır. Müzikalimiz ünlü ozanların sözleri ve deyişlerinden yola çıkmış bir orta oyunu gibidir. Farklılıkları bir bilen, dili ve gönlü sevgi olanda birleşmiştir.
Yazılan sahneleme metinleri okullarımızda eğitim-öğretim programlarında temel bir kaynak olabilecek nitelikte olup seçilen Türk Müziği Makamlarını içeren yepyeni besteler, gençlerimiz tarafından başta Kültür Bakanlığımız ve tiyatrolarımız olmak üzere ülkemizde gençlik korolarında kolaylıkla sahnelenebilecektir.
1.Kitap+CD olarak hazırlanan Müzikalimiz ülkemiz sanat kurumlarında, Devlet Opera Bale ve Tiyatroların programlarında da kullanılacak içerikte olup, Bakanlığımızın arşivlerinde her daim seslendirilebilecek yepyeni bir repertuvar gelişimine de katkı sağlamıştır.
Bu projede Hacı Bektaş-i Veli, Yunus Emre, Mevlana Celaleddin Rumi, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Hammamizade İsmail Dede Efendi, Âşık Veysel Şatıroğlu ve Neşet Ertaş gibi tarihi şahsiyetlerin öz geçmiş ve eserleri de özetlenerek sözleri kendilerine ait olan güfteleri yeniden bestelenerek eğitim amaçlı kullanımla ülkemiz gençlerine sunulmaktadır.
“Geçmişten Günümüze Türk Halk Ozanları ve Şairleri Müzikali” adlı Birinci Kitabımız GENÇ-DES Projesi kapsamında 2017 yılında 10 aylık sürede hazırlanmış ve TC. Kültür ve Turizm Bakanlığımızca maddi olarak desteklenmiştir.
Projemizin yaşama geçmesinde bizlere imkân veren başta TC. Kültür ve Turizm Bakanımıza, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğümüze ve Genç-Des Projesi destekçilerine ve tüm emeği geçenlere teşekkürlerimizle…



İkinci kitabımız “GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRK HALK OZANLARI ve ŞAİRLERİ MÜZİKALİ PİYANO EŞLİKLİ GENÇLİK ŞARKILARI ” başlığında Kültür ve Turizm Bakanlığımızın GENÇ-DES Projesi kapsamında 19-29 yaş gurubuna yönelik olarak yazılmıştır. Bu proje tarihimizde büyük şair ve ozanlarımızın seçilen güftelerinin Türk Müziği Makamlarımızla bestelenmesi ve piyano eşlikli altyapılı CD’si ile ülkemizde bir ilke daha imza atmaktadır. Bu proje ile gençlerimize kendi kültürümüzü tanıyabilecekleri, uygulama imkânları vererek onların yaşamlarında, okul yaşantıları ve çevrelerinde seslendirebilecekleri yepyeni şarkılar hazırlamış bulunuyoruz. Böylece kültürümüzün temel taşı alan halk şairi ve ozanlarımız şiirleri ve güfteleriyle okullarımızda Hoş Sada Musıki Kulüplerinde ve ülkemiz korolarında kolaylıkla seslendirilebilecektir.
Yazılan piyano eşlik düzenlemeleri okullarımızda eğitim-öğretim programlarında temel bir kaynak olabilecek nitelikte olup seçilen Türk Müziği Makamlarını içeren yepyeni besteler, gençlerimiz tarafından başta Kültür Bakanlığımız ve TRT korolarımız olmak üzere ülkemizdeki gençlik korolarında kolaylıkla seslendirilebilecektir.
2.Kitap + CD olarak hazırlanan Piyano Eşlikli Albümümüz Ülkemiz sanat kurumlarında, konserlerde, koroların ve orkestraların programlarında da kullanılacak içerikte olup, Bakanlığımızın ve Devlet Koro ve Topluluklarının arşivlerinde her daim seslendirebilecekleri yepyeni bir repertuar gelişimine de katkı sağlamıştır.
Bu projede Hacı Bektaş-i VELİ, Yunus EMRE, Mevlana Celalettin RUMİ, Pir Sultan ABDAL, Karacaoğlan, Hammami Zade İsmail DEDE EFENDİ, Âşık Veysel ŞATIROĞLU ve Neşet ERTAŞ gibi tarihi şahsiyetlerin özgeçmiş ve eserleri de özetlenerek sözleri kendilerine ait olan güfteleri yeniden bestelenerek eğitim amaçlı kullanımla ülkemiz gençlerine sunulmaktadır.
“GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRK HALK OZANLARI ve ŞAİRLERİ PİYANO EŞLİKLİ GENÇLİK ŞARKILARI” adlı İkinci Kitabımız GENÇ-DES Projesi kapsamında 2017 yılında 10 aylık sürede hazırlanmış ve TC. Kültür ve Turizm Bakanlığımızca maddi olarak desteklenmiştir.
Projemizin yaşama geçmesinde bizlere imkân veren başta TC. Kültür ve Turizm Bakanımıza, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğümüze ve Genç-Des Projesi destekçileri ve tüm emeği geçenlere teşekkürlerimizle…
Oğuzhan Uzun, Emine Ketencioğlu, Derya Nil Karadağlı, Ahmet Şen Bu kitapta geleneksel motiflerin yeniden yorumlanarak, günümüz mobilya tasarımlarında kullanılması ile geçmiş ve gelecek arasında olumlu bir bağın mobilya ve ahşap ürün tasarımları aracılığıyla kurulması hedeflenmiştir.
Belli bir birikim ve yaşanmışlıkla ortaya çıkan geleneksel motiflerimizin mobilya ve ürün tasarımlarında sıkça kullanılması ve kullanıcıların hayatlarında belli oranlarda yer almasıyla; orta yaşlarda olup, geleneksel evlerde yaşayıp büyüyenler, eski günlerin sıcaklığını yeniden evlerinde hissedebileceklerdir. Yeni nesil ise, geçmişte atalarının kullanmış oldukları geleneksel motifleri evlerinde görerek dijital dünyanın soğuk motiflerinden biraz uzaklaşacaklardır.
Bu kitapta yer alan tasarımlarda kültüre dair bu yaşamsal unsurların mobilya ve ahşap ürünler üzerinde bir anlatı unsuru olarak kullanılması ile geleneksel motiflerin yeni tasarım biçimlerine dönüştürülmesine bir nebze de olsa katkı sağlayacaktır. Kültürel açıdan sorgulanan yeni form ve biçimlerle günümüzde “Z” kuşağı olarak nitelendirilen gençlere geçmiş ile günümüz arasında köprü kurma bilinci ve farklı öneriler-alternatifler sunularak geçmişle tasarım yönünden kuvvetli bir bağ kurulabilecektir.
Ayrıca kitapla birlikte özgün kimlik arayışı içerisinde olan mobilya sektörü, tasarımlarına farklılık kazandırabilme açılarından geleneksel motiflerle tasarlanacak yeni mobilyalarla bu estetik yaklaşımları kendi ürünlerine aktarırken, çoğu zaman popüler kullanımlardan uzaklaşarak orjinallik, yenilik ve yaratıcılık değerleri yüksek olan koleksiyonlar oluşturabileceklerdir.
Serdar Okur Ud çalgısı ritmik icra özelliği ve bas seslerinin varlığıyla geçmişte ve günümüzde Türk Müziğinin önde gelen çalgısı olma özelliğine sahiptir. Bu özelliğinden dolayı toplu icralarda öncelikle aranan bir çalgı olma durumunu her daim korumuştur. Perdesiz oluşu sebebiyle Türk Müziği ses sistemini kullanmaya çok müsait olmasının yanı sıra Türk Müziğinin diğer bir kolu olan Halk Müziği ve ülkemiz dışındaki tonal müzik başta olmak üzere diğer müzik türlerini de ud ile seslendirmek mümkündür. Udun genellikle gitar, piyano gibi bazı çalgılarda sıkça rastladığımız arpej ve akor icrasına uygunluğu, solo ve eşlik çalgısı olarak kullanılabilme özelliği, gelişmeye ne kadar müsait bir çalgı olduğunu bize göstermektedir. Dolayısıyla bu çalgıyı dinlemek ve çalmak bana her zaman ayrı bir keyif vermiş, aynı zamanda ilham kaynağı olmuştur.
Gelenekten geleceğe odaklı geleneksel tarzın öğrenilmesinden sonra geleneksel yapıyı bozmadan yeni arayışların nasıl olması gerektiği felsefesini hedef alan metodumuz; eğitim fakülteleri müzik öğretmenliği bölümlerinde, konservatuvarlarda ud derslerinde kullanılmak ve ud çalmak isteyen gençlerimize ışık tutmak amacıyla geleneksel ve modern teknikler içerikli hazırlanmıştır.
Müziğin birleştirici özelliğini kullanarak, müziğin estetik değerlere sağladığı katkıyı bilerek duygu yüklü, insan merkezli yetişmeniz ve insan merkezli nesiller yetiştirmeniz dileğiyle…
Sehran Dilmaç Sanat, ilk insanın varlığıyla tartışılan bir kavram olmasına karşın sanatın ifade edilmesinde kullanılan araç gereç bağlamında olsun ya da işlevselliğe sahip bir ev eşyası olsun tasarım kavramı da bu süreç içerisinde varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Sanatın ne olduğunun sorgulanmaya başlanması, sistematik olarak Antik Dönem'e dayanırken bilimsel anlamda varlık kazanması ancak on yedinci yüzyılda olmuştur. Endüstrileşme hareketlerinin on sekiz ve on dokuzuncu yüzyıllarda görülmesiyle birlikte tasarım kavramı yükselen bir olgu hâline gelmiştir. Dolayısıyla sanat ve tasarım, on dokuzuncu yüzyıl ile birlikte birbirine yakınlığı ve uzaklığı tartışılan ve konuşulan iki kavramdır.
Günümüzde ise teknolojinin olanakları, sanatın sadece "güzel" misyonunun ötesinde yaratıcılıkla ilgili boyutunu destekleyip farklı mecralar sunduğu için sanat ve tasarım, önceki dönemlere göre daha fazla diyalog hâlindedir. Bu süreçler, disiplinler arası yaklaşımları ortaya çıkarmıştır. Günümüzde sanatta disiplinler arasılık demek, tasarım alanlarının sanata entegrasyonu anlamına gelmektedir. Bu durum aslında çağımıza ayak uydurmak için sanatın tasarım olanaklarıyla evrilmesi de demektir. Üretilen çalışmalara bakıldığında "Sanat mı tasarım mı?" demek gibi keskin bir ayrımın yapılması da çok doğru gözükmemektedir. Günümüzde sanat ve tasarım iç içe geçmiş ve sınırları bulanıklaşmıştır. Bu nedenle bu kitapta ilk olarak sanat ve tasarım kavramları genel batlarıyla anlamlandırılmaya ve açıklanmaya çalışılmış sonrasında ise ayrılan, benzeşen noktalarına örneklerle değinilmiştir.